ELHAMDÜLİLLAH. ELHAMDÜLİLLAH. ELHAMDÜLİLAHİ RABBİL ÂLEMİN. VESSALATÜ VESSELAMÜ ÂLA RASÜLİNA MUHAMMEDİN VE ÂLA ALİHİ VE SAHBİHİ ECMAÎN. Zilhicce Ayı, On günler ve Arefe Zilhicce ayı, Hac ve Kurban ayıdır. Hicrî ayların on ikincisi ve savaşmanın haram kılındığı haram ayların ikincisidir. İçinde Kurban Bayramı nın da bulunduğu Zilhicce ayı, mübarek ayların en mühimleri arasında yer almaktadır. Zilhicce nin sekizinci gününde Terviye günü dokuzuncusuna Arefe günü, Kurban Bayramı gününe (onuncu günü) Nahr günü, ondan sonraki üç güne de kurban etlerinin kurutulduğu günler anlamında Teşrik günleri denilmiştir. Zilhicce ayı, içerisinde birçok hikmetli olayları barındıran çok önemli bir aydır. Haccedenler, zilhiccenin dokuzunda Arafat ta ihrama bürünüp âdeta mahşeri yaşamaktadırlar. Arafat, Hz. Âdem den bu yana bütün enbiyanın, 1
evliyanın ve bütün hacıların istisnasız ziyaret ettiği, Hac Arafat tır buyrulan, dualarının geri çevrilmeyeceği özel bir zaman ve özel bir yerdir. Zilhicce, bu kutlu olayı içerisinde barındıran bir aydır. Zilhicce nin onuncu, onbirinci, onikinci günleri kurban kesilir. Bu günler Kurban Bayramı günleridir. Zilhicce ayının sekizinci gününe Yevm-i terviye denir. Terviye, iyiden iyiye derin düşünmek mânâsına gelir. Hz. İbrahim(as), oğlu Hz. İsmail(as) i kurban etmesi hakkında rüyaların ilkini 7-8 Zilhicce'nin gecesi görmüş ve bugün bu rüyanın Rahmâni mi yoksa şeytanî mi olduğu hususunda derin derin düşünmüştür. Arefe ise bilmek anlamına gelir. Hz. İbrahim(as) o rüyanın ikinci kez görünce, rüyanın Rahmânî olduğunu anladı. Bu sebeple o güne bilmek anlamında Arefe, rüyayı gördüğü yere de Arafat denilmiştir. Peygamberimiz(asv), âdeta insanlığa hayat rehberi niteliği arz eden, hitabını içeren veda hutbesini, veda haccında yüz yirmi dört bin müslümanın şahsında bütün insanlığa yine zilhicce ayının dokuzunda, Cuma günü Arafat ta vermiştir. Haram Aylar Haram aylar, faziletli olan aylardandır. Onlar dört tanedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb ayları. Yüce Allah, hürmet ve kıymetlerin büyüklüğünden dolayı bu ayları zulmün yasaklandığı zamanlar olarak tahsis etmiştir. Aynı şekilde onlarda yapılacak olan ameller, diğer aylarda yapılanlara göre daha faziletlidir. Bu ayların en faziletlisi, Hac ibadetinin yapıldığı, ayrıca içinde övülen on günün ve teşrik günlerinin bulunduğu Zilhicce ayıdır. Sonra iki vasfı beraberce taşıdığından dolayı Zilkade ayı gelir. O vasıflar da, bu ayın haram aylardan ve hac aylarından olmasıdır. Muharrem ve Receb ayları ise, hac aylarından değildir. Şevval ayı da haram aylardan değildir, ama hac aylarındandır. Zilhiccenin İlk On Gününün Diğer Aylardan Üstünlüğü Zilhiccenin ilk on gününün fazileti ile ilgili olarak Resul-i Ekrem(asv) şöyle buyurmuşlardır: "Allah(cc) katında zilhiccenin ilk on gününden daha faziletli olan gün yoktur." 2
Zilhiccenin ilk on gününde, bilindiği gibi, hacıların Arafat'a çıktığı arefe günü vardır. Arefe günü ise dünya günlerinin en faziletli olanıdır. Bugünün faziletini bize öğreten Resul-i Ekrem'in(asv) şu kelamıdır: "Arefe gününden daha değerli bir gün yoktur." Başka bir hadiste de, Allah(cc) katında günlerin en büyüğü kurban günü ve ertesi gündür (zilhiccenin on birinci günü) buyrulmuştur. Yüce Allah âyetinde zilhiccenin ilk on gününe yemin ederek, "Fecre, on geceye (zilhiccenin ilk on gününe) yemin olsun ki." (fecr/1-2) buyurmuştur. Bu da bu on gecenin faziletini açıkça ortaya koymaktadır. Haram ayların içinde en faziletli olan ay zilhiccedir. Resûl-i Ekrem(asv) Vedâ haccında kurban gününde, hutbede şöyle buyurmuşlardır: "Doğrusu günlerin içinde en kutsalı bugün, ayların içinde en kutsalı bu ay, beldelerin içinde en kutsal olanı bu beldedir." Zilhicce ayının ilk on gününün daha birçok fazileti vardır. O faziletlerden birkaçını şöyle sıralayabiliriz: a) Yüce Allah(cc) bu on güne yemin etmiştir. Cenâb-ı Hakk'ın bir şey üzerine yemin etmesi, onun Allah(cc) katında kıymetinin çok olduğunu gösterir. b) Allah Teâlâ, Hz. Musa(as) ya ibadet için otuz gün Tur dağında uzlete çekilmesini emretmiş, otuz gün dolunca bir on gün daha ibadet etmek için kalmasını emretmiştir. İşte sonradan eklenen bu on gün seçilen görüşe göre, zilhicce ayının ilk on günüdür. Konuyla ilgili olarak yüce Allah(cc) şöyle buyurmaktadır: "Musa(as)'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilâve ettik; böylece Rabb'inin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu." (Araf/142) Yukarıdaki âyette zilhicce ayının ilk on gününe işaret vardır. Âyette bir şeye över nitelikte işarette bulunulması, o şeyin faziletini ifade eder. 3
c) Zilhicce ayının ilk on günü, "bilinen aylar"ın sonudur. Hac ayları hakkında yüce Allah(cc); "Hac bilinen aylardır" (Bakara/197) buyurmaktadır. Bilinen aylar, şevval, zilkade ve zilhicce ayının ilk on günüdür. Âyette "bilinen aylar" cümlesinin içine zilhicce ayının ilk on günü de girmektedir. Zilhicce ayının ilk on günü bir kere daha Kur'an'da böyle geçmektedir. Bu da onun faziletine işaret edenlerdendir. d) Zilhicce ayının ilk on günü Kur'an'da, bir de" bilinen günler" ifadesi ile geçmektedir. Yüce Allah, "İnsanlar arasında haccı ilân et ki belli günlerde Allah'ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kabe'ye) gelsinler (Hac/27-28)buyurmuştur. Âyette geçen "bilinen günler"den maksat zilhicce ayının ilk on günüdür. e) Amellerin en faziletlisi, içinde yüce Allah(cc)'ın en çok anıldığı ibadetlerdir. Özellikle hac ibadetinde zikrin ayrı bir yeri vardır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, hac günlerinde isminin çokça zikredilmesini emretmiştir. Bu konuyu âyette şöyle belirtmiştir: "Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Harâm'da Allah(cc)'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Allah(cc)'tan mağfiret isteyin. Çünkü Allah(cc) affedici ve esirgeyicidir." (Bakara 198-199) Yüce Allah(cc)'ın isminin anılmasını emrettiği bu günler, zilhicce ayının ilk on günüdür. İşte bütün bunlar zilhicce ayının ilk on gününün faziletini açıkça gözler önüne sermektedir. İbn Ömer(ra) ve Ebu Hüreyre(ra) zilhiccenin ilk on gününde sokağa, çarşıya çıkarlar, sesli bir şekilde tekbir getirirler ve insanlar da onların tekbirine katılarak tekbir getirmeye başlarlardı. Yüce Allah(cc), müminlere beytini ziyaret etmeyi farz kılmıştır. Ancak bunu herkesin her sene yapamayacağını bildiği için bu hükmü sadece güçleri yetenlere vermiş ve bunun, ömürde sadece bir kere yapılmasını emretmiştir. Böylece zilhicce ayının ilk on gününün faziletini hem hacca gidenler hem de gidemeyenler için ortak yapmıştır. O halde kim o sene hacca gidemezse, bu on günü çok iyi değerlendirmelidir. Zilhiccenin İlk On Gününde Amel Etmenin Fazileti 4
Ebû Hüreyre(ra)'den rivayet edilen bir hadiste, "Zilhiccenin ilk on gecesinden her birini ihya etmek, Kadir gecesini ihya etmeye denktir" buyrulmaktadır. Resulullah(asv) şöyle buyurmuştur: Zilhicce nin on gününde işlenen ameller diğer günlerde işlenen ameller ve yapılan kulluktan daha sevimlidir. Bu on günde tutulacak oruç bir senenin orucuna denktir. Her gecesini namazla değerlendirmekle Kadir gecesini değerlendirme gibidir. Hazret-i Aişe(ra) şöyle rivayet eder: "Bir genç vardı, söze kulak verir dinlerdi. Zilhicce hilalini görünce ertesi sabah oruç tutmaya başlardı. Gencin bu yaptığı Resulullah(asv) a ulaştı. Efendimiz(asv) onu çağırdı ve kendisine dedi ki: Seni bu günde oruç tutmaya sevk eden sebep nedir? Genç şöyle cevap verdi: Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü! Bu günler, insanların hac ve ibadet için toplandıkları günlerdir. Belki bu ibadetimle Allah Teâlâ beni onların duaları arasına katar! dedi. Resûlullah(asv) bir hadisinde şöyle buyurur: "Arefe günü oruç tutmak, iki senenin orucuna denktir; aşure günü oruç tutmak da bir yıl oruç tutmaya denktir." Peygamber Efendimiz(asv), Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Ashab-ı kiram, "Ya Resulullah, Allah(cc) yolundaki cihaddan da mı daha kıymetlidir?" dediklerinde, Resulullah(asv) Efendimiz, "Evet, cihaddan da kıymetlidir. Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehid olan kimsenin cihadı daha kıymetlidir", buyurmuştur. Resûl-i Ekrem(asv) in hanımlarından bazılarının söylediğine göre, o zilhiccenin dokuzuncu gününde oruç tutmayı terketmezdi." Ebu Hureyre(ra) rivayetle: bu on günlerde edilen ibadet kadar hiçbir günde edilen ibadet Allah(cc) a daha sevimli gelmez. Bugünlerde tutulan bir oruç, 5
başka günlerin bir senelik orucuna bedeldir. Bunların gecesinde kılunan bir namaz, başka gecelerin bir senelik namazına bedeldir. Zilhiccenin ilk on gecesinde yüce Allah(cc)'ı çokça anmak da müstehaptır. Bu konuda Allah Teâlâ, "Belli günlerde Allah'ın ismini anmaları için" (Hac/28) buyurmuştur. Âlimler, âyetteki "belli günler"den maksadın zilhicce ayının ilk on günü olduğunu bildirmişlerdir. Bir kimse o gecelerden birinde namaz kılmak isterse; gecenin son üçte birinde kalksın ve dört rekat namaz kılsın. Her rekatta bir fatiha, üç ayetel kürsi, üç ihlas, üç felak, üç nas surelerini okusun. Namazdan sonra şöyle dua etsin: İzzet ve ceberut sahibi Allah(cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Kudret ve melekut sahibi Allah(cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Ölümü olmayan diri Allah(cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Kendisinden başka ilah yoktur, öldürür ve diriltir. Kulların ve ülkelerin Rabbi, noksan sıfatlardan münezzehtir. Çokça temiz mübarek bir şekilde, her halükarda Allah(cc) a Hamd olsun. Allah(cc) büyükler büyüğüdür. Rabbimizin şanı yücedir. İlmi ve kudreti heryerde geçerlidir. Bundan sonra ne dileği var ise, onu dilemelidir. Böyle eden bir kimseye; Allah(cc) ın Beytini hac eden, Peygamberimiz(asv) in kabrini ziyaret eden, Allah(cc) yolunda cihad eden kişinin sevabı verilir. Bu arada, Allah u Teala dan ne gibi bir dilekte bulunursa, Allah u Teala onu kendisine ihsan eder. Bir kimse o on günlerin hepsinde bu namazı tek tek kılar ise, Allah u Teala onu en yüksek Firdevs cennetine koyar. O kimsenin her kötülüğü silinir ve kendisine şöyle denir; yeniden iyi işler yapmaya başla. Bir kimse bu on günleri değerlendirir ise, Allah u Teala ona on ikramda bulunur. Ömrü uğurlu ve berketli olur. Malında bereket olur; artar. Allah(cc) onun çoluk çocuğunu korur. Günahlarına kefaret olur. Yaptığı iyiliklere katkat sevap alır. Ölüm halini kolay eyler. Kabrindeki karanlık günlerine aydınlık verir. Mizanında iyilik tarafını ağır bastırır. 6
ه Düşük hallere girmekten kurtarır. Yani; öbür alemde. Cennetteki derecelerini yükseltir. Bu günlerde yoksullara bir iyilik eden Peygamberlere iyilikte bulunmuş gibi olur. Hastayı ziyaret eden, veli kullardan birini ziyaret etmiş gibi olur. Bir cenazeye katılır ise ; Allah(cc) yolunda şehit olanların cenazesine katılmış gibi olur. Bir mümini giydirir ise; Allah u Teala öbür alemde ona cennet hullelerinden giydirir. Bir yetime iyilik eder ise; Allah u Teala kıyamet günü arşının altında ona lütfunu yağdırır. Bir kimse ilim meclislerinde hazır bulunur ise; Nebilerin ve Resüllerin meclisinde bulunmuş gibi sevap alır. Zekât veren kimse, zekât vermede yılbaşı olarak ramazan veya zilhicce aylarından birini belirlerse, bu daha faziletlidir. Çünkü bu iki ayın birçok fazileti ve hususiyeti vardır. Zilhicce ayının en faziletli günleri ilk on günüdür. Teşrik Tekbirleri Arefe günü sabah namazından itibaren, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar her farz namazın peşinden tekbir getirmek vacibtir. Toplam yirmi üç vakit namazın peşinden getirilmesi gereken tekbir şöyledir: ر ال إ ل ر ه إ ه أك ب ر ا لل ه أك ب ا لل ال ا لل ر و لل ه أك ب ر ا لل ه أك ب ه وا لل ال ر حم د Manası: Allah(cc) her şeyden yücedir, Allah(cc) her şeyden yücedir. Allah(cc) tan başka hiç bir ilah yoktur. Allah(cc) her şeyden yücedir. Allah(cc) her şeyden yücedir. Hamd Allah(cc) adır. Teşrik tekbirlerini erkekler de hanımlar da getirir. Fakat hanımlar gizlice getirirler. Farz olan namazlardan sonra mescitten dışarı çıkmak, dünya kelamı konuşmak ve kasten abdest bozmak gibi namaza devam etmeye engel olabilecek bir iş yapılmadıkça teşrik tekbiri getirilebilir. Bu tekbiri bir kere söylemek vacib, birden fazla söylemek ise fazilettir. Şafiî mezhebinde teşrik tekbirleri sünnettir. Teşrik tekbirleri günlerinde namazı kazaya kalan bir kimse, bu namazları yine teşrik günlerinde kılarsa tekbirleri de kaza eder. Teşrik günlerinden sonra kıldığında ise, teşrik tekbirlerinin kazası gerekmez. 7
Arefe Gününün Faziletleri Arefe gününün birçok fazileti vardır. Bunlardan birkaçını sıralayalım. 1. O gün dinin ve yüce Allah(cc)'ın nimetlerinin tamamlandığı gündür. 2. O gün, müslümanların bayram günlerinden biridir. Hz. Ömer(ra) ve İbni Abbas(ra), "Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'a razı oldum" (Maide/3)âyetinin arefe günü Resulü Ekrem(asv) Arafat'ta iken indiğini ve bu iki günün de bayram olduğunu belirtmişlerdir. 3. "Şahitlik edene ve edilene andolsun ki..." (Buruc/3)âyetinde geçen "şahitlik edene" kelimesinden maksat arefe günü, "şahitlik edilene" sözünden maksat da kurban günüdür. Bunu Resulullah (asv) şöyle söylemiştir: "Şahit olan arefe günü, şahit olunan da kurban günüdür." Yüce Allah(cc)'ın bir şey üzerine yemin etmesi, o şeyin Allah(cc) katındaki kıymetinin büyüklüğünü gösteririr. Bu da arefe gününü faziletli yapan şeylerden biridir. 4. Arefe gününün, günler içinde en faziletli gün olduğu rivayet edilmiştir. Resulü Ekrem(asv) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Günlerin en faziletlisi, arefe günüdür." 5. Enes b. Mâlik(ra) den arefe gününün fazilette 10.000 güne denk olduğu rivayet edilmiştir. 6. Hac da olamayanlar için o gün oruç tutmak iki senenin günahını temizler. 7. O gün, günahların bağışlandığı gündür. O gün, cehennemden âzat olma günüdür. 8. Bu günde oruç tutmak, bir önceki ve bir sonraki senelerin günahlarına kefaret olduğu rivayet edilmiştir. 8
9. Bu günde âzalarını haramdan koruyan kişinin günahlarının affolunacağı rivayet edilmiştir. Konuyla ilgili Resûl-i Ekrem (asv) şöyle buyurmuşlardır: "Kim bu gün gözüne, kulağına ve diline sahip olursa günahları affedilir." 10. Bu günde kelime-i tevhidi sıkça söylemenin çok faziletli olmasıdır. Peygamber Efendimiz(asv) şöyle buyurmuştur: "En hayırlı dua, arefe gününün duasıdır. Ben ve benden önceki nebilerin söylediği en hayırlı söz şudur: 'Lâ ilâhe illâllah vahdehü lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir." Yahudilerden bir adam Hz. Ömer'in (ra) yanına gelerek, ona; "Ey müminlerin emîri! Sizin kitabınızda bir âyet var ki eğer o âyet biz yahudiler hakkında inmiş olsaydı, o günü bayram ilân ederdik" dedi. Hz. Ömer(ra); "O hangi âyettir?" diye sordu. Yahudi de; "Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'a razı oldum" (Maide/3) âyetidir, dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a); "Ben bu âyetin ne zaman ve nerede indiğini biliyorum. Bu âyet indiği gün Resulullah(asv) Arafat'ta bulunuyordu ve günlerden de cuma idi. O gün zaten bizim bayramımızdı" dedi. Arefe günü kılınacak namazla ilgili Ebu Hüreyre(ra) dan rivayetle Peygamber Efendimiz(asv) in şöyle buyurduğu anlatılmıştır: Arefe günü öğle ile ikindi namazı arasında dört rekat namaz kılınır. Her rekatında fatihadan sonra elli ihlas suresi okunur. Allah u Teala bu namazı kılanlara şu ihsanları yapar: Kendisi için bir milyon sevap yazar. Kur an da bulunan her harf sayısı kadar onun için cennet derecesini yükseltir. Bu derecelerden birinin diğerine uzaklığı beş yüz senelik yoldur. Allah u Teala o kimseyi ; Kuran daki harflerin sayısı kadar huri kızı ile evlendirir. Her huri kızının yanında yetmişbin sofra vardır ve inci yakut 9
işlemelidir. Her sofrada yetmişbin çeşit yeşil kuş eti vardır. Soğuklukta kardan daha soğuktur. Tatlılıkta baldan daha tatlıdır. Kokuda miskten daha güzel kokuludur. Onun pişmesinde ne ateş vardır, nede demir. Hasan Basri(ra), Hz.Ali(ra) ve Abdullah ibni Mesud(ra) dan başka bir rivayetle Peygamber Efendimiz(asv) şöyle buyurmuştur: Arefe günü iki rekat namaz kılınır. Her rekatında üç fatiha, besmele ile başlanılıp amin diyerek bitirilir. Sonra üç kafirun ve bir ihlas sureleri okunur. Her sureye başlarken besmele unutulmamalıdır. Bu namazı kılanlar için, Allah u Teala şöyle buyurur: Şahit olunuz ben bu kulumu bağışladım. Rabbim Bu mübarek ayı ve bu aydaki faziletli olan günlerdeki ikramları cümlemizin kazanabilmesini nasip eylesin inşallah. Rabb ım Büyüklerimizin himmetlerini üzerimizde eylesin. Geceniz(gününüz) mübarek olsun. Rızayı lillahi el-fatiha 10