Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı/Uluslararası Bilgi Programları Bürosu

George Washington John Adams Thomas Jefferson James Madison James Monroe John Quincy Adams Andrew Jackson Martin Van Buren William Henry Harrison John Tyler James Polk Zachary Taylor Millard Fillmore Franklin Pierce James Buchanan Abraham Lincoln Andrew Johnson Ulysses S. Grant Rutherford B. Hayes James Garfield Chester Arthur Grover Cleveland Benjamin Harrison William McKinley Theodore Roosevelt William Taft Woodrow Wilson Warren G. Harding Calvin Coolidge Herbert Hoover Franklin D. Roosevelt Harry Truman Dwight Eisenhower John F. Kennedy Lyndon B. Johnson Richard Nixon Gerald Ford Jimmy Carter Ronald Reagan George H.W. Bush William J. Clinton George Walker Bush 3 Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı/Uluslararası Bilgi Programları Bürosu

Barack Obama Amerika Birleşik Devletleri nin 44. Başkanı

Kendi Kelimeleriyle Obama Konuşmalarının birinden yapılan bu alıntıda, Barack Obama, kendimin ötesinde bir dünyanın varlığını fark ettiğim dediği bir zamandan ve değişim aracı olma arzusundan bahsediyor. Bu konuşması Middletown, Connecticut ta bulunan Wesleyan Üniversitesi nin 25 Mayıs 2008 tarihindeki mezuniyet töreninde yapıldı. Güney Afrika daki apartayd ırk ayrımcılığı rejimine karşı yapılan harekette aktif oldum. Bu ülkede yoksulluk ve sağlık sistemi ile ilgili tartışmaları izlemeye başladım. Öyle ki, üniversiteyi bitirdiğim günlerde, çılgın bir fikir beni sardı değişimi gerçekleştirmek için tabandan çalışmak. Ülke çapında aklıma gelen her kuruluşa mektup yazdım. Ve bir gün, Chicago nun Güney Yakasında bulunan küçük bir grup kilise, çelik fabrikalarının kapanmasından etkilenen mahallelerde toplum organizatörü olarak çalışmamı teklif etti. Annem, anneannem ve dedem, hukuk fakültesine gitmemi istiyorlardı. Arkadaşlarım Wall Street te iş başvuruları yapıyorlardı. Bu arada, bu grup bana yıllık 12 bin dolar maaş ile birlikte, eski püskü bir araba alabilmem için 2 bin dolar teklif ediyordu. Ben de kabul ettim. Aslında Chicago da tek bir kul tanımıyordum, toplum organizatörlüğünün ne olduğundan da emin değildim. Her zaman Medeni Haklar Hareketi nin öykülerinden ve Başkan John F. Kennedy nin hizmete çağrısından ilham almıştım, ama Güney Yakası na vardığımda yürüyüşler de yoktu, coşkulu konuşmalar da. Sadece boş bir çelik fabrikasının gölgesinde mücadele eden birçok insan vardı. İlk başlarda çok yol katetmedik. Toplum önderlerinden bir grup ile çete şiddetini konuşmak üzere düzenlediğimiz ilk toplantıyı hala anımsıyorum. İnsanların gelmesini bekledik, bekledik ve sonunda salona yaşı ilerlemiş bir takım insanlar geldi. Oturdular. Yaşlı bir kadın elini kaldırıp söz istedi, ve, tombala oyunu burada mı olacak? diye sordu. Kolay değildi, ama zamanla ilerledik. Gün be gün, sokak sokak, toplumu bir araya getirdik ve yeni seçmenler kaydettik, okul sonrası programlar hazırladık, yeni işler için mücadele ettik, ve insanların hayatlarını biraz da olsa haysiyet içinde yaşamaları için yardımcı olduk. Ama aynı zamanda sadece başkalarına yardım etmediğimi fark etmeye başladım. Hizmet vesilesiyle, beni kucaklayan bir toplum; anlamlı yurttaşlık; aramakta olduğum yönü buldum. Hizmet sayesinde kendi umulmadık hikâyemin, Amerika nın daha büyük hikâyesine nasıl oturduğunu keşfettim.

Barack Obama Amerika Birleşik Devletleri nin 44. Başkanı İçindekiler Barack Obama Bir Amerikan Hayatı... 2 Barack Obama nın Gelecek İçin Vizyonu... 10 Obama Ailesi İle Tanışın... 12 Başkan Yardımcısı Joe Biden... 14 1

Barack Obama Bir Barack Obama nın kendisine özgü biyografisi ve 2008 yılı Demokrat Parti nin başkanlık adayı olarak seçilmesi, Birleşik Devletler siyasetinde yeni bir dönem başlatmıştır. Amerika Birleşik Devletleri nin ilk Afrika kökenli başkanı olarak, Başkan Obama kendisinden önce hizmet eden Amerikalı liderlerden oldukça farklı bir hayat hikayesi sunuyor. Kenyalı bir baba ve Amerika nın göbeğinden gelen beyaz bir annenin oğlu olan Obama, Senato ya Illinois eyaletinden seçildiği ilk dönem olan 2004 yılındaki Demokrat Parti kurultayında yaptığı açılış konuşması ile ulusal çapta tanındı. Bundan sadece dört yıl sonra, Demokrat Parti nin ağır topları ile dolu olan başkanlık aday adaylığı yarışında, diğer adayların arasından sıyrılıp zirveye çıkarak Beyaz Saray a aday oldu ve Cumhuriyetci Parti adayı Senatör John McCain e karşı yarıştığı başkanlık seçimini kazandı. Parlak bir hitap tarzı, anlamlı ve ilham veren sözleri, genç seçmenlerin coşkusunu canlandırma becerisi, ve İnterneťi bir kampanya aracı olarak akıllıca kullanmaktaki kabiliyeti ile, Obama tam anlamıyla bir 21. yüzyıl adayıydı. Kampanyası boyunca Obama birbirleri ile ilişkili olan iki ana tema vurguladı: Washington un geleneksel olarak ulusal işleri idare etme biçimini değiştirmek ve ideolojik, sosyal ve ırkların çeşitliliğinden oluşan toplumu, ortak iyilik için birleşmeye çağırmak. 2004 Demokratik Ulusal Kurultayı nda yaptığı konuşmasında Obama, Liberal Amerika ve muhafazakâr Amerika yoktur Amerika Birle- Genç Barack, Annesi Ann Dunham ile birlikte, 1963 civarı. 9 yaşındaki Barack, Endonezya da annesi, üvey babası Lolo Soetoro, ve üvey kardeşi Maya ile birlikte. Barack, 10 yaşında, Kenyalı babası Barack Obama ile birlikte. 2

Amerikan Hayatı şik Devletleri vardır, demiş, ve devam etmiştir, Siyah Amerika ve Beyaz Amerika, Latino Amerika ve Asyalı Amerika yoktur; Amerika Birleşik Devletleri vardır. Hepimiz bir milletiz, hepimiz Yıldızlara ve Çizgilere [bayrağımıza] bağlılığımızı taahhüt ettik, hepimiz Amerika Birleşik Devletleri ni müdafaa ediyoruz. İlk Yıllar Obama nın anne ve babası, çok farklı kökenlerden gelmişler. Annesi, Ann Dunham, Kansas eyaletinde doğmuş ve büyümüş. Ailesi Hawaii Adalarına taşındıktan sonra, Hawaii Üniversitesi nde kayıtlı olan burslu öğrenci (ve oğlu ile aynı adı taşıyan) Barack Obama ile tanıştı. Çift, 1959 yılında evlendi ve 4 Ağustos 1961 tarihinde, oğulları Barack Obama, Honolulu, Hawaii de dünyaya geldi. İki yıl sonra, baba Obama yeni ailesini bırakıp, Harvard Üniversitesi nde lisansüstü eğitimine devam etmiş, sonra da Kenya da hükümet ekonomisti olarak çalışmaya başlamış. Oğul Obama babası ile sadece bir kez daha, 10 yaşındayken biraraya gelmiş. Obama altı yaşındayken, annesi Endonezyalı, petrol sektöründe çalışan bir işadamı ile yeniden evlendi. Aile Endonezya ya taşındı ve Obama, başkent Jakarta da dört yıl okudu. Obama zamanla Hawaii ye döndü, anneannesi ve dedesi ile yaşayıp, liseyi orada okudu. İlk kitabı olan Dreams from my Father Babamdan Hayaller adlı eserinde, Obama hayatının bu döneminde Amerika da henüz geniş çapta kabul görmemiş olan iki ırklı olmanın anlamını çıkarmaya uğraştığını ve bununla birlikte gelen gençlik çilelerini fazlasıyla yaşadığını anlatıyor. Hem siyah, Barack Obama, ortada, okulunun genç takım basket ekibinde, Hawaii 1977. Büyükannesi Madelyn Payne ve dedesi Stanley Armour Dunham ile Hawaii de lise mezuniyetini kutlarken. Columbia Universitesinde öğrenciyken, New York 1983 civarı. 3

hem de beyaz kültürde köklerinin olması, belki de Obama nın yıllar sonra siyasete taşıyacağı, her iki kültürün bakış açısını anlayan, geniş kapsamlı vizyonunu geliştirmesine yardımcı oldu. Hukuk fakültesinden sınıf arkadaşı olan Cassandra Butts, New Yorker dergisi yazarı Larissa MacFarquhar la paylaştığı izlenimini, Barack ın görünürde tezat olan gerçekler arasında sentez oluşturmakta ve onları anlaşılır hale getirmekte çok üstün bir becerisi var. Bu, beyaz insanlar tarafından büyütülüp bakıldığı bir evden çıkıp, gerçek dünyada bir zenci olarak görülmekten kaynaklanıyor şeklinde aktarıyor. Obama, bir kez daha Hawaii den ayrılıp, Los Angeles te bulunan Occidental College de iki yıllık eğitime devam etti. Daha sonra, New York şehrine yerleşti ve 1983 yılında Columbia Üniversitesi nden lisans diplomasını aldı. 2008 yılında yaptığı bir konuşmada, Obama o zamanki düşüncelerini şöyle tarif etmiş, üniversiteden mezun olduğum zaman, çılgın bir fikrim vardı kökten yukarıya doğru çalışarak bir değişimin olmasını sağlayabileceğimi düşünüyordum. Kamu Hizmetinin Çağrısı Kimliğini, hayattaki amaç ve yönünü arayan Obama, New York ta bir finansal danışmanlık şirketindeki finans yazarlığı işini bıraktı ve 1985 te Chicago ya gitti. Burada şehrin Güney Yakası olarak bilinen, yoksul Afrika kökenli Amerikalıların nüfusça ağırlıklı olduğu ve imalat merkezinden hizmet bazlı ekonomiye dönüşüm sürecinden son derece olumsuz etkilenen bir bölgede, yerel kiliseler için toplum organizatörlüğü yaptı. Yıllar sonra başkanlığa aday olduğunu açıkladığı konuşmasında, bu deneyimini, En iyi eğitimimi ben bu mahallelerde edindim, ve Hıristiyan inancımın gerçek anlamını da buralarda öğrendim şeklinde anlattı. Obama bu çalışmalarında, yeniden ekonomik kalkınma, mesleki eğitim ve çevre temizliği gayretleri gibi konularda Güney Yakası sakinlerine bir ses vererek bazı somut başarılar gerçekleştirdi. Ancak, toplum organizatörlüğü rolünü, tabandan yukarıya yayılacak olan siyasi ve ekonomik güçlendirme stratejilerinin gelişebileceği, sıradan vatandaşları harekete geçirecek bir katalizör olarak gördü. Boston, Massachusetts, Harvard Hukuk Fakültesi nde 1991. 1992 yılında Chicago da seçmenleri kaydederken. Barack ve Michelle Obama, 18 Ekim 1992 tarihinde, evlendikleri gün. 4

Bu şekilde üç yıl çalıştıktan sonra, Obama sefaletin olduğu toplumlarda gerçekten iyileştirmelerin olabilmesi için daha yüksek bir seviyede, hukuk ve siyasette aktif katılımın gerektiği sonucuna ulaştı. Bu doğrultuda Harvard Hukuk Fakültesi nde okudu. Bu dönemde, kurumun çok imtiyazlı yayını, Harvard Law Review a başkan seçilen ilk Afrika kökenli Amerikalı oldu, ve magna cum laude [iftihar ve en yüksek] derecesi ile 1991 yılında mezun olarak kendisini gösterdi. Seçim kampanyasında stratejist olarak görev yapan David Axelrod a göre Obama bu başarılarla, istediği herşeyi yapabilirdi. Ancak Obama, evi olarak benimsediği Chicago şehrine geri döndü ve burada medeni haklar avukatlığının yanı sıra Chicago Üniversitesi nde anayasa hukuku dersleri verdi. 1992 yılında kendisi gibi Harvard Hukuk Fakültesi mezunu olan Michelle Robinson ile evlendi ve Chicago da Bill Clinton ve diğer Demokrat Parti adaylarına destek olmak için seçmen kayıtları üzerinde çalıştı. Kamu hizmetine olan bağlılığı güçlü bir biçimde devam eden Obama, 1996 yılında ilk defa seçimle göreve gelinen makamlara adaylık kararı aldı ve Chicago dan ıllinois Eyalet Senatosuna seçildi. Birçok anlamda bu yarış, daha önceki işlerinden biri olan toplum organizatörlüğü görevinin doğal bir gelişimiydi, ve Obama bu geniş kapsamlı bakış açısını yani, vatandaşların yönettiği kökten katılım çabalarını kolaylaştıran ve geniş tabanlı koalisyonların yaratıcıları olarak işlev gören siyasetçi rolünü büyük ölçüde siyasi vizyonuna da taşıdı. dönemde verdiği demeçlerin birinde de, Başarımızın önünde tek engelin ırkçılık olduğun- O dan bahseden Afrika kökenli Amerikalılar, aynı zamanda tüm çalışanlar için beyazlar, İspanyol kökenli Amerikalılar ve Asya kökenli Amerikalılar için de güvencesi olmayan bir ortam yaratmakta olan daha büyük ekonomik güçleri dikkate almamakla çok büyük bir yanılgıya kapılıyorlar demiştir. Eyalet senatosundaki yasama başarılarının arasında, seçim kampanyalarının finanse edilmelerinde reform, çalışan yoksullara vergi indirimlerinin uygulanması, ve eyaletin adli sisteminde iyileştirmeler de bulunuyordu. Barack Obama, University of Chicago Hukuk Fakültesinde, Anayasa Hukuku öğretirken. Babamdan Hayaller, 1995 yılında yayınlandı Chicago Temsilcisi olarak Illinois Eyalet Senatosuna 1996 yılında seçildikten sonra, üç kere daha yeniden seçildi. Eyalet Senatörü Obama, 2000 yılında ABD Kongre seçimlerinde, yanında ailesi ile birlikte, yenilgiyi kabul ederken. 5

Ulusal Sahne 2000 yılında, Obama Birleşik Devletleri Kongresine girmek için ilk denemesini yaptı ve halihazırda Kongre üyesi olan Chicago lu Demokrat aday Bobby Rush a karşı Temsilciler Meclisi Üyeliği adaylığını ilan etti, ancak başarısız oldu. Önseçimlerde Rush a dengesiz bir şekilde mağlup olmaktan dolayı moralsiz olan, ancak yine de Illinois eyalet yasama organının ötesinde etkili olma arayışlarını sürdüren Obama, son bir hamle olarak gördüğü, ya batarım, ya da çıkarım stratejisi ile siyasi kariyerini ilerletmek için Birleşik Devletleri Senatosu na aday olma fikrine eşini de ikna etti. 2004 yılının Senato yarışı, Illinois eyaletinde, bir yıl önce Cumhuriyetçi Senatör Peter Fitzgerald ın yeniden aday olmayacağını açıklaması ile herkese açık bir alan haline gelmişti. Demokrat Parti den yedi, Cumhuriyetçi Parti den ise sekiz aday, kendi partilerinin önseçimlerinde Senato aday adayı oldu. Obama rahatlıkla Demokrat Parti den aday gösterildi, ve oyların % 53 ünü alarak, diğer altı rakibinin toplam oy oranından daha fazla oy kazandı. O dönem 100 üyesi olan Senato nun 51 koltuğunun sahibi olan Cumhuriyetçilerin çok az farkla da olsa çoğunluğu ellerinde tutması nedeniyle, Demokratlar Illinois eyaletindeki Senato yarışını, Kasım ayında Senato da yeniden çoğunluk olabilme şansları açısından çok önemli olarak görüyorlardı (hatta, 2006 yılına kadar Senato da çoğunluk olamadılar). Çok belirgin bir rol vererek Obama nın kampanyasına katkıda bulunma arzusu, Obama nın iyi bilinen hitabet yeteneği, ve Demokrat Parti nin başkan adayı olan John Kerry üzerinde bırakmış olduğu olumlu intiba sayesinde, Kerry, Obama ya kurultayın açılış konuşmasını yapma görevini vermeyi bir fırsat olarak gördü. Obama nın parti ayırımlarını aşma gerekliliğini vurguladığı, ve halkı kuşkuculuk politikası yerine umut politikasına davet ettiği coşkulu ve parlak konuşması sadece kurultaya katılanları heyecanlandırmakla kalmamış, aynı zamanda Obama yı Demokrat Parti nin yükselen yıldızı olarak ulusal medyanın odağı konumuna adeta fırlatmıştı. O sonbaharda yapılan seçimlerde, Senato yarışını popüler oyların % 70 ini alarak kolayca kazandı. Her ne kadar o yıl Illinois eyaletindeki Cumhuriyetçilerin neredeyse tamamının bozguna uğramasının De- Eyalet Senatörü Obama, Illinois eyaletinden 1991 yılında ABD Senatosuna adaylığı sırasında. Halen ABD Senatosu na adayken, Obama Demokrat Parti nin 27 Temmuz 2004 tarihindeki Ulusal Kongresi nin açılış konuşmasını yapmaya davet edildi. Illinois eyaletinden ABD Senato adayı eşi Michelle ve kızları Sasha, önde, ve Malia ile birlikte, 2004 yılında genel seçimlerin yapıldığı gün. 6

mokrat Parti nin ezici zaferinde kuşkusuz bir katkısı olsa da, eyaletin 102 bölgesinin 93 ünü kazanması ve beyaz seçmenlerin üçte ikisinin oyunu alması, Obama nın zaferini başlıbaşına etkileyici kılıyordu. Geleneksel ırk ayırımlarını aşabilen yeni nesil bir siyasetçi olarak Obama nın itibarı istikrarlı bir biçimde gelişti. Obama nın New Yorker dergisinde yayımlanan profilinde, yazar William Finnegan, Obama nın muhatabının konuşma tarzına zekice yerleşebilme yeteneğinden bahsetmiş ve Obama nın, Amerikan lehçelerini geniş kapsamlı olarak konuşmayı becerebildiğini anlatmıştı. Obama, beyaz seçmenler ile bağ kurabilmesinin nedenlerini kendince, Ben bu insanları tanıyorum. Onlar benim büyükbabalarım, büyükannelerim âdetleri, usulleri, hasassiyetleri, doğru ve yanlış arasındaki farkı duyumsama biçimleri hepsine tamamen aşinayım diye açıklıyor. Senato da ise Obama Demokrat Parti nin liberal kanadı ile aynı hizada bir oy sicili oluşturmuştu. Savaş başlamadan önce, 2002 yılında yaptığı ve böyle bir askeri hareketin ilkelerden değil, siyasetten kaynaklandığını savunduğu bir konuşmaya kadar uzanan muhalefeti ve Irak taki savaşa yaptığı eleştiriler onun kişisel markası haline gelmiş durumda. Bunun yanı sıra, Kongre deki etik standartları güçlendirmeye, gazilerin bakımını iyileştirmeye ve yenilenebilir yakıtların kullanımını arttırmaya yönelik çalışmalar yapmıştır. Başkanlığa Aday Olmak 2008 yılının 50 eyalette yapılan seçim ve kurultaylarla geçen uzun önseçim kampanya dönemi, birçok bakımdan tarihsel önem taşıyordu. Geçmişte de Afrika kökenli Amerikalılar ve kadınlar başkanlığa aday olmuştu, ancak bu sefer önde giden adayların biri kadın, diğeri Afrika kökenli Amerikalıydı. 2007 yılında Obama ile birlikte aday adaylığı yarışına katılacak olan diğer yedi aday organize olmaya başlarken, kamuoyu araştırmaları tutarlı bir biçimde Obama nın yarışı önde bitirmesi beklenen New York Senatörü Hillary Clinton dan sonra ikinci sırada yer aldığını yansıtmaktaydı. Ancak Obama, yarışın bu ilk aşamalarında özellikle gençlerden oluşan heyecanlı destekçilerini biraraya toplamakta, ulusal çapta tabandan büyümekte olan bir kam- Senatör Obama, o günlerde Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olan Senatör Joe Biden ile birlikte. Obama, Kenyalı Babaannesi Sarah Hussein Obama ile birlikte, Kenya nın Kogelo köyünde, Ağustos 2006. Obama ailesi 1998 yılında Nairobi Kenya daki Amerikan Büyükelçiliğine düzenlenen bombalı saldırılarda hayatını kaybedenlerin anıtında çelenk bırakırken. 7 Umudun Cesareti, 2006 yılında yayınlandı Barack Obama, yanında ailesi ile birlikte, başkanlığa aday olduğunu açıklarken, Şubat 2007.

panya organize etmekte ve İnternet yolu ile kampanyasına para toplamakta çok başarılıydı. Clinton un adının daha fazla tanınması, tecrübeli bir kampanya mekanizmasının olması ve önde gelen Demokratların eyalet bazındaki desteğini arkasına almasına karşın, Obama kampanyası bu avantajları yok etmek için yenilikçi bir strateji oluşturdu: delegelerini seçmek için önseçim yerine eyalet kurultayı düzenleyen eyaletler ve genel seçimlerde geleneksel olarak oylarını Cumhuriyetçilere veren küçük eyaletler üzerinde odaklanmak. Cumhuriyetçilerin her eyaletteki galip adaya eyalet konvansiyon delegelerinin tümünü verme sisteminin aksine, her eyaletteki konvansiyon delegelerini adayın oy oranına orantılı bir biçimde dağıtmak anlamına gelen bu yaklaşım, Demokrat Parti nin orantılı temsil sisteminden faydalanıyordu. Bu strateji, ülkenin ilk parti kongresi eyaleti olan Iowa da başarılı olduğunu gösterdi. 3 Ocak 2008 tarihinde, Obama, Clinton a karşı beklenmedik bir zafer kazandı. Iowa zaferi, Washington Post gazetesinin ifadesine göre, oyunu değiştirdi ve Clinton u yenmek, onun lider statüsünü değiştirebilecek mesaja, teşkilat gücüne ve finansal kaynağa sahip olan tek aday Obama yı Clinton un baş rakibi olarak konuşlandırarak yarışın gidişatını değiştirdi. Aynı strateji, Süper Salı olarak bilinen, Obama nın Clinton ile düello yaparak berabere kaldığı ve Batı ile Güney deki kırsal eyaletleri tamamen kazandığı 5 Şubat ta eşzamanlı olarak 22 eyalette yapılan önseçimlerde bir kez daha başarılı oldu. Ve Obama nın bu stratejisi yine Şubat ta ardıardına 10 yarış daha kazanarak, delege sayısında öne geçmesini sağladı. Clinton ın bu noktadan sonra Obama ya yetişebilmesi imkânsızdı. Obama Başkanlığı Obama en genç Amerikan başkanlarından biridir. 1946-1964 Baby Boom Nüfus Patlaması neslinin sonlarında dünyaya gelen Obama, aynı zamanda 1980 li yıllarda yetişkinliğe erişen ilk başkan olacaktır, ki bu başlı başına değişimin habercisi olabilir. Yetiştiği ortam, daha önceki Baby Boom Nüfüs Patlaması neslinde doğanların bakış açılarını önemli derecede şekillendiren sosyal anlamda çalkantılı geçen 1960 lı yıllara göre çok farklıydı. Sağdan üçüncü, Obama, Demokrat Parti nin altı başkan aday adayı ile birlikte televizyonda yayınlanan bir tartışmada. Kasım 2007. Obama Iowa nın küçük Peosta kasabasında seçim kampanyası sırasında. Obama 3 Ocak 2008 deki Iowa önseçimini kazandı. Süper Salı önseçim zaferlerini taraftarları ile kutlarken, 5 Şubat 2008. Baş rakibi Senatör Hillary Rodham Clinton ile tartışırken. 8

Yıllar önce, bir başka savaş sonrası neslini temsil eden adayların yarıştığı 2000 ve 2004 yılı başkanlık seçimleri hakkında yaptığı bir yorumda, Obama, Bazen baby-boom neslinin bir psiko-dramını izlediğimi hissediyordum eski küskünlükler ve yıllar önce bir avuç dolusu üniversitenin kampüslarında tasarlanan intikam planlarının ulusal sahnede canlandırıldığı bir durum gibiydi. New Yorker dergisi yazarı Larissa MacFarquar, Obama nın geleneksel siyasi çizgileri aşan cazibesi hakkında bir teorisini anlattı. Obama nın oy sicili, Senato nun en liberal sicillerinden biridir, ama daima Cumhuriyetçilere cazip gelmiştir; bu da liberal hedefleri muhafazakâr bir dil ile anlatmasından kaynaklanıyor olabilir. Başkan Obama A.B.D. siyasetinde yeni bir çığır açmıştır. Adaylığı, tam da birçok Amerikalının ülkelerinin gidişatında temelden bir dönüşüme ihtiyacı olduğuna inandıkları bir zamana rastladı. Washington Post gazetesinin siyaset yazarlarından E.J. Dionne, Obama nın adaylığı ile Amerika da çağın ruhu arasında oluşan beklenmedik örtüşmeyi, şu ifadesi ile en mükemmel bir biçimde özetlemiş olabilir: Günün ihtiyacı deneyim değil, değişimdi. Ayrıntılar üzerinde uzmanlaşmak değil, kapsamlı yaklaşımlar seçim kampanyalarında en çok değer verilen erdemdi. Sadece daha iyi günlere geri dönmek değil, geçmişten temiz bir şekilde kopmak, vaatlerin en kıymetlisiydi. Tarihe bakışı, geleneklere olan saygısı, ve dünyanın ancak çok, çok yavaş değişebileceği konusundaki şüpheci yaklaşımı ile, Obama çok derin bir muhafazakâr yorumunu yapmıştır, MacFarquar. Barack ve Michelle Obama 3 Haziran 2008 tarihinde bir seçim mitinginde. O gün kazanılan önseçim zaferleri ile Obama, Demokrat Parti nin adayı olmayı garantiledi. Kampanya uçağında gazeteciler ile sohbet ederken. Başkan adayı Barack Obama, sağda, ve Başkan Yardımcısı Adayı Joe Biden, solda, eşleri ile birlikte, 28 Ağustos 2008 tarihindeki Demokrat Parti Ulusal Kongresi nde. 9

Barack Obama nın G 23 Nisan 2007 tarihinde, Barack Obama nın Chicago Council on Global Affairs e hitaben yaptığı Amerikan Anı başlıklı konuşmasından alıntılar: Herhangi bir Başkanın en önemli görevinin Amerikan halkını korumak olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda bu görevi 21. yüzyılda etkin bir biçimde yapabilmek için Amerikan liderliği hususunda yeni bir vizyon geçmişten ders çıkartan ama zamanı geçmiş zihniyetlere bağlanıp kalmayan bir vizyon ve ulusal güvenliğimiz hususunda da yeni bir algılayış biçimi gerekiyor. Günümüzün küreselleşmiş dünyasında, Amerikan halkının güvenliği ayrılmaz bir şekilde tüm insanların güvenliği ile ilişkilidir. Uyuşturucu tacirliği ve yolsuzluk Latin Amerika daki demokrasiyi tehdit ettiğinde, bu aynı zamanda Amerika nın da sorunudur. Endonezya da yoksul köylülerin kuş gribi taşıyan piliçlerini piyasaya sürmekten başka bir seçenekleri olmayınca, bu bizden çok uzakta olan bir kaygı olarak görülemez. Pakistan daki dini okullar küçük çocuklara nefret dersleri verirken, bu bizim çocuklarımızı da tehdit ediyor. Gerek küresel terör, gerekse yaygın bir hastalık, gerek dramatik iklim değişikliği, gerekse kitle imha silahlarının yayılması, 21. yüzyılın şafağında yüz yüze olduğumuz tehditler, artık sınırlarla zapt edilemiyor. * * * * * Birçok Amerikalı, içe dönerek dünya ilişkilerindeki liderliğimizden vazgeçilmesini cazip bulabilir. Ancak ben liderliğimizi bu şekilde terk etmenin, yapmamamız gereken bir hata olduğunu ısrarla söylüyorum. Amerika bu yüzyılın tehditlerinin üstesinden tek başına gelemez, ama dünya da Amerika olmaksızın bunu başaramaz. Ne dünyadan geri çekilmeli, ne de dünyayı kabadayılık ederek teslim olmaya zorlamalıyız dünyaya hem eylemlerimizle, hem de örnek olarak, liderlik yapmalıyız. Halkımızın güvenliğine teminat olacak ve tüm insanların güvenliğini ilerletecek, 21. yüzyıla uygun bir ordu inşa ederek liderlik yapmalıyız. Dünyanın en tehlikeli silahlarının yayılmasını önleyecek küresel bir çabayı tanzim ederek liderlik yapmalıyız. Müşterek zorluklarımızın üstesinden gelmek ve müşterek tehditlerimizi ortadan kaldırmak için gereken ortaklıklarımızı ve ittifaklarımızı güçlendirerek liderlik yapmalıyız. Ve Amerika, dünyanın unutulmuş köşelerinde umutsuzca ve kopuk bir yaşam sürenlere el uzatarak liderlik yapmalıdır çünkü her ne kadar nefrete boyun eğerek bedenlerine bomba saranlar daima olacaksa da, onlardan milyonlarca daha fazlası başka bir yolda yürümek isteyecektir umut ışığımızın onların yönüne de yansımasını isteyenler olacaktır. 10

elecek İçin Vizyonu Amerika, bir kıtayı çılgın bir adamın yürüyüşünden kurtarmaya yardımcı olan ülkedir. Bölünmüş bir şehrin cesur insanlarına, bizim de Berlin li olduğumuzu söyleyen ülkeyiz. Nesiller boyunca gençlerimizi barış elçileri olarak dünyanın dört bir yanındaki ülkelere gönderdik. Ve dehşet verici tsunami afetinden sonra, Asya kıtasındaki mağdurlara ivedilikle yardım gönderen ülkeyiz. Şimdi, liderlik yapma anımızdır bizim neslimizin, yine büyük bir Amerikan öyküsünü anlatma anıdır. Bir gün çocuklarımıza, işte o anda Ortadoğu da barışın şekillenmesinde katkıda bulunmuş olduğumuzu söyleyebilmemiz için; iklim değişikliği ile yüzleştiğimiz ve insanoğlunu yok edebilecek silahları güven altına aldığımız zamanın, bu zaman olduğunu söyleyebilmemiz için; dünyanın o unutulmuş olan köşelerine bu zamanda fırsatlar taşıdık diyebilmemiz için; ve nesiller boyunca dünyanın her yanından gelen bezgin yolcuların kapımızda fırsat, özgürlük ve umut bulduğu Amerika yı bu an da yeniledik diyebilmemiz için liderlik yapma zamanıdır. Yukarıda, 23 Nisan 2007 te Barack Obama Chicago Council on Global Affairs e hitab ediyor. 11

Obama Ailesi İle Obama ailesi Butte, Montana da 4 Temmuz 2008 tarihinde Bağımsızlık Günü kutlamalarına katılırken. Soldan sağa, Michelle, Sasha, Barack ve Malia. Obama ailesi, Beyaz Saray a yerleşen ilk Afrika kökenli Amerikalı ailedir. Başkan Barack Obama ve eşi Michelle, bu seçimin tarihsel öneminin ve birçok Amerikalıya ne ifade ettiğinin farkındalar. Kampanya sırasında yaptığı konuşmasında Bayan Obama, Güney Carolina eyaletinde bir kuaför salonunda tanıştığı ve kendisine Barack Obama başkan olarak seçilirse bunun, kendim için herşeyi hayal edebilirim demek olduğunu anlatan on yaşındaki küçük kız çocuğundan sıkça bahsetti. Bayan Obama, Newsweek dergisine, O çocuk ben olabilirdim dedi. Çünkü doğrusu, benim burada olmamam lazım. Burada karşınızda olmam, istatistiksel anlamda bir tuhaflık. Chicago nun güney yakasında yetişen siyah kız çocuğu. Princeton Üniversitesi ne gitmem beklenir miydi? Hayır Harvard Hukuk Fakültesi nin belki de benim için biraz uzak bir hedef olduğu söylenirdi. Ama gittim, ve başardım. Ve tabii kesinlikle burada olmamam gerekiyor. First Lady, Michelle Robinson olarak dünyaya gelmiş Chicago, Illinois lu işçi bir ailenin çocuğuydu. Babası belediye su işlerinde çalışıyordu ve Demokrat Parti den bölge sorumlusuydu, annesi ise kendisini ve ağabeyi Craig i büyüten bir ev kadınıydı. Michelle Robinson okulda çok çalışkan bir öğrenciydi, ve Princeton Üniversitesi nin 1985 yılın- 12

Tanışın da mezun olan sınıfında kendisine bir yer kazandı. Afrikalı-Amerikalı Etütleri ve ana bilim dalı olarak Sosyoloji alanında lisans diplomasını aldıktan sonra, Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi nde eğitimine devam etti. Gutin e göre, Robinson, Kesinlikle Beyaz Saray ın ona sunacağı kürsüyü son derece iyi değerlendirecek birisi gibi görünüyor. Akıllı, yaratıcı ve yönetimde profesyonel deneyim sahibi olan bir kişi. Barack Obama ve Michelle Robinson, 1989 yılında, Michelle Robinson un Chicago, Illinois da Sidley & Austin Hukuk Bürosunda avukatlık yaptığı dönemde, yaz dönemi stajyeri olarak büroda çalışmakta olan Barack Obama ya rehberlik yaptığı dönemde tanışmışlar. Geleceğin Başkanı, Robinson u Chicago daki toplum organizasyonu toplantılarından birine davet etmiş. Michelle Robinson bu davetiyeyi kabul etmiş ve Newsweek dergisine anlattığına göre, o toplantıda Obama katılımcılara mevcut hali ile dünya ile olması gereken hali ile dünya arasındaki uçurumu kapatmaktan bahsetmiş. Michelle Robinson ve Barack Obama beraberliklerini sürdürmüş ve 1992 yılında evlenmişler. Obama lar kamu hizmetine tutku ile bağlı olan bir çift olmakla birlikte, yetişkinlik hayatlarının çoğunu kamu alanındaki kariyerlerine adamışlardır. Tanıştıkları ticari hukuk bürosundan ayrıldıktan sonra, Bayan Obama Chicago yerel hükümetinde çeşitli görevlerde bulundu. Aynı zamanda gençleri kamu hizmetine teşvik eden bir kuruluş olan Public Allies Chicago (Kamu Müttefikleri Chicago) isimli kuruluşun kurucu Genel Müdürüydü. Son olarak University of Chicago Medical Center da (Chicago Üniversitesi Tıp Merkezi) Toplum ve Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. New Jersey Rider üniversitesi nde tarih ve iletişim profesörü olan Dr. Myra Yukarıda, Michelle Obama 25 Ağustos 2008 tarihinde Demokrat Partinin Ulusal Kurultayı nda konuşmasını yaparken. Altta, Obama ailesi başkanlık kampanyasının çoğunda birlikte seyahat ettiler. Obama çifti, kamu hizmetine duydukları heyecan ve profesyonel birikimleri ve başarılarının onlara gelecekteki zorlukları aşmalarında yardımcı olacağını umuyor. Barack Obama nın başkan olma ve dünya üzerinde olumlu bir etki yaratma arzusundaki motivasyonu, 1998 yılında dünyaya gelen Malia ve 2001 yılında dünyaya gelen Sasha (Natasha nın kısaltılması) isimli kızlarıdır. Kızlar, 1976 yılında babası başkan seçildiğinde dokuz yaşında olan Jimmy Carter ın kızı Amy den bu yana, Beyaz Saray ın en küçük sakinleri. Chicago da bir kilisede yaptığı Babalar Günü konuşmasında, o günlerde Senatör olan Barack Obama, benim hayatım iki kızımın ekseninde dönüyor demiş, ve şöyle devam etmişti, ve onlara nasıl bir dünya bıraktığımı düşünüyorum. Fark ettim ki, çocuklarımıza, hepimizin çocuklarına, daha iyi bir dünya bırakmak için üzerimize düşeni yapmaktan kaçınırsak, hayatın fazla bir anlamı yok. Bu da baba olarak, ebeveyn olarak en önemli sorumluluğumuzdur. 13

Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı adayı Joe Biden, solda, başkan adayı Barack Obama ile birlikte, 28 Ağüstos 2008 deki Demokrat Parti Ulusal Kongresi nde soykırımın sona ermesindeki rolüm ve Kadınlara Karşı Şiddet Yasası nın geçmesini temin etmem, kamu hizmetindeki en gururlu anlarımdır. Balkanlar da Demokrat Parti nin Birleşik Devletleri başkan yardımcısı adayı Senatör Joseph A. Biden, 2007 yılında yayımlanan, Promises to Keep: On Life and Politics Tutulacak Sözler: Yaşam ve Siyasete Dair isimli otobiyografisinde böyle yazmış. Bu özdeğerlendirmenin anlaşılması için, Biden in geçmişinin anlaşılması gerekir. İrlanda kökenli bir Katolik olan Biden, 1942 yılında mütevazi şartlar altında, Pennsylvania nın kuzey doğusunda bulunan ve neredeyse tamamen işçilerden oluşan bir kent olan Scranton, Pennsylvania da dünyaya geldi. Annesi ev kadını, babası ise bir otomobil satıcısıydı. Biden 10 yaşındayken, ailesi ile birlikte Delaware eyaletine taşındı. Ailesinde üniversite diploması alan ilk kişi olan Biden, New York ta bulunan Syracuse Üniversitesi Hukuk Fakültesi nden mezun oldu. Biden in siyasi hayatındaki dönüm noktası 29 yaşında Delaware eyaletini temsilen Senato ya seçildiği 1972 yılıydı. Senatör olarak göreve başlamadan bir kaç hafta önce, eşi ve kızı bir trafik kazasında hayatlarını kaybetti. İki küçük oğlu kazadan ağır yaralı olarak kurtuldu. (Biden 1977 yılında yeniden evlendi, ve bu birlikteliğinden bir kızı oldu). 1988 yılında ise kendisine ikili beyin anevrizması teşhisi konunca Biden hayati tehlike ile yüzyüze geldi. Tedavi süreci uzun ve ağrılıydı. Senato daki görevinde bulunamadığı bu yedi ayın büyük bir kısmında yatağa mahkum oldu. Senato kariyeri boyunca, Biden ağırlıklı olarak liberal bir sicil oluşturmuş. Cumhuriyetçiler tarafından sevilmesine ve parti çizgilerini aşan çalışmalar 14

Joe Biden yapmış olmasına rağmen, çoğunlukla kendi partisini desteklemiştir. Örneğin, Washington Post gazetesine göre, mevcut Kongre de oylarını yüzde 96,6 oranında Demokratlar ile birlikte kullanmış. New York Times gazetesi yazarı Michael Gordon a göre Biden, liberal zihniyetli enternasyonalist olarak görülüyor. Diplomasiye olan ihtiyacı vurguluyor, ancak bazı durumlarda bunun güç kullanımı tehditi ile desteklenmesine hazır olunması gerektiğine inanıyor. Senato daki ilk yıllarında, Biden medeni özgürlükler, hukuk uygulamaları ve medeni haklar gibi iç politika konuları üzerinde odaklandı. 1975 yılında Senato Adalet Komitesi ne üye oldu, ve 1987-1995 yılları arasında da bu komitenin başkanlığını yaptı. Biden in bu dönemdeki en önemli yasama başarısı, taslağını kendisinin hazırladığı Kadınlara Karşı Şiddet Yasası idi (1994). Bu yasa, cinsiyet-esaslı suçlarla mücadele için milyarlarca dolarlık Federal para sağlıyor. Ancak Biden ın geleneksel liberal bakışından uzaklaştığı durumlar da olmuştur. Örneğin, uyuşturucu suçlarında cezaların daha sert olmasını çok güçlü bir biçimde destekledi. Aynı zamanda medeni haklara olan bağlılığının altını çizerken, okulların ırk entegrasyonunu başarmak için, beyaz okullara başka bölgelerden çocukların servislerle getirilmesine karşı çıktı. Dış Politikaya Bakış Açısı Biden Senato da dış politika konusunda uzmanlaşmış. 1975 yılından bu yana etkin Senato Dış İlişkiler Komitesinin üyesi olan Biden, 2001-2003 ve 2007-2008 yılları arasında da bu komitenin başkanlığını yapmıştır. Barack Obama 2004 yılında Senato ya seçildikten sonra, bu komitede görev aldı ve bu vesile ile Biden la çalışarak, onu iyi tanıma fırsatı buldu. Obama daha önce Biden ın başkanlık yaptığı Avrupa alt komitesinin başkanı olarak görev aldı. Ancak çok önemli bir dış politika konusunda, Biden ile Obama nın fikirleri uyuşmadı. Biden, Birleşik Devletleri Senatosunun Irak a girme konusundaki oylamasında olumlu yönde oy kullanırken, Obama (o sırada henüz Senato da olmamasına rağmen) buna karşı çıktı. Ancak, son karar üzerinde oylama yapılmadan önce, Biden, Indiana lı Cumhuriyetçi Senatör Richard Lugar ile birlikte çalışarak, askeri harekâtın sadece tüm diplomatik çabaların tükenmesi durumunda onaylanması için bir karar taslağının hazırlanmasını sağladı. Bu taslak Senato da reddedildikten sonra, Biden savaşı onaylama yönününde oy kullandı. Ama Bush yönetiminin Irak a girmeden önce onay almasını gerektirecek değişiklik teklifine de karşı oy kullandı. 2005 yılına gelindiğinde, Biden Sağda Senatör Biden, Ağustos 1986 da Senato Adalet Komitesi ndeki meslektaşları ile birlikte. Irak konusunda verdiği oyu bir hata olarak niteledi. Obama kendisini başkan yardımcısı adayı olarak seçtikten sonra ikilinin Springfield, Illinois da katıldıkları bir mitingde, Obama, Biden için, kalbi ve değerleri çok güçlü biçimde orta sınıftan beslenen bir dış politika uzmanıdır ifadesini kullandı. Obama, aynı zamanda Biden ın Bush-McCain dış politikasını kuvvetli biçimde eleştiren ve kavgayı teröristlere götürüp, Irak taki savaşı da sorumlu bir şekilde bitirecek olan yeni bir atılımın sesi olduğunu söyledi. Senato Dış İlişkiler Komitesi ndeki görevi süresince Biden yurtdışında birçok ülkeyi gezdi ve yalnızca birçok yabancı liderle değil, onların yardımcıları ve danışmanları hatta muhalifleri ile de ilk 15

Birleşik Devletleri Senatörleri, soldan sağa, John Kerry, Joseph Biden ve Charles Hagel, Şubat 2008 de Pakistan ın İslamabad kentinde. isimleri ile hitap edecek kadar samimi ilişkiler geliştirdi. Silah kontrolü, nükleer silahların yayılmasını engelleme, NATO nun genişletilmesi, süpergüçler arasındaki rekabet, ve Birleşik Devletler in Üçüncü Dünya Ülkeleri ile ilişkileri gibi meseleler üzerinde yoğun bir şekilde çalıştı. Aynı zamanda Biden, Küresel AIDS Girişimni güçlü bir biçimde desteklerken, karbon ve sera gazları salınımını azaltmaya yönelik uluslararası çabaların da en baştan beri arkasında olmuştur. (Biden 20 yıl önce iklim kontrolü hakkında yasa tasarısı düzenlemişti). Aynı zamanda genelde serbest ticaret anlaşmalarını savunmuştur. Uzun süredir görevde olan senatör, özellikle Afrika ile yakından ilgileniyor. Güney Afrika daki apartayd ırk ayrımı rejimine daha ilk zamanlarında muhalefet ediyordu. Darfur da akan kanın durdurulması için daha kararlı hareket edilmesi gerektiğini de savunmuştur. Birçok gözlemciye göre, Biden ın en önemli dış politika başarısı, 1990 lı yıllarda Balkanlar daki ihtilafın durması için yaptığı çalışmalarıydı. Clinton yönetiminin Sırp lider Slobodan Miloseviç e karşı harekete geçmesi için çağrı yapan Biden ın bu konuda etkili bir ses olduğu düşünülüyor. Springfield de yaptıkları mitingde Obama, Biden için, Balkanlar daki katliamı durdurmak için gereken politikaları şekillendirmekte yardımcı oldu dedi. Biden özellikle, Bosna daki Müslümanlara karşı yapılan etnik temizliğin durdurulması için müdahale çağrısında bulundu. Daha sonra Sırbistan ın Kosova dan çıkmasını sağlamak için NATO nun bombalama harekâtını destekledi. Biden iki kez başkanlığa aday adayı oldu 1998 de ve tekrar 2008 de. Her iki teşebbüsünde de başarısızdı. Obama nın seçim kampanyasındaki yetkililer, Biden ın bir çok sebeple başkan yardımcısı adaylığı için seçildiğini söylüyorlar, ama bunların arasında da en önemlisi olarak Delaware li senatörün dış politikadaki uzmanlığı ve sicili olduğunu vurguluyorlar. Biden ilk Katolik başkan yardımcısı olmakla birlikte, Delaware eyaletinden gelen ilk başkan yardımcısı da olacaktır. All photos AP Images exce pt: Front cover: Courtesy of the Office of U.S. Senator Barack Obama. Front & back cover (insets): U.S. Bureau of Engraving and Printing. Page 4 (left): Time & Life Pictu res/getty Images. Production Exec uti ve Editor George Clack. Managing Editor Anita N. Green. Contr ib utors Domenick DiPasquale, David Pitts, Kelly Bronk. Editor Rosalie Targonski. Designer Tim Brown. Photo Researcher Ann Monroe Jacobs. 16

Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık Makamını sadakatla yürütmeye, ve elimden gelen en iyi şekilde Amerika Birleşik Devletleri Anayasasını muhafaza etmeye, korumaya ve savunmaya and içerim. Tanrı yardımcım olsun. A.B.D. Başkanlık Makamı Andı 17