MERAKLI KİTAPLAR Psikoloji
www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri Kapak Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama: Güldal Yurtoğlu 1. Basım: 2000 adet, Kasım 2013 ISBN 978-975-07-1898-4 Comment survivre quand on se trouve nul?, Emmanuelle Rigon & Sylvie Baussier 2004 Albin Michel Jeunesse Can Sanat Yayınları Ltd. Şti., 2013 Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Can Sanat Yayınları Yapım, Dağıtım, Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Yayıncı Sertifika No: 10758 Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 89 Faks: 252 72 33 Kapak Baskı: Azra Matbaası; Sertifika No: 27857 Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok Kat: 3 No: 3/2 Topkapı, Zeytinburnu, İstanbul İç Baskı ve Cilt: Ekosan Matbaası; Sertifika No: 19039 Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi 2 NF 4/8 Topkapı, İstanbul
Bu kitabın sahibi:...
İçindekiler Önsöz 7 Bir şeyi ilk seferde beceremezsem kendimi aptal gibi hissediyorum 8 Yüzümü hiç sevmiyorum 11 Annemle babam benim yüzümden ayrılıyor 15 Öğretmenim derste beni içine kapanık buluyor 18 Teneffüslerde canım köşeme çekilip oturmak istiyor 21 Büyümekten korkuyorum 24 Şort ya da mayo giymekten nefret ediyorum! 27 Annemle babam benden hiç memnun değil 30 Bütün sınıfın karşısında konuşurken terler basıyor 33 Basketbolu seviyorum ama ya beceremezsem? 36 Hayatta her şeyi bilmek gerek! 39 Sakarlığımdan bıktım! 42 Diyorlar ki ben hep dikkat çekmeye çalışıyormuşum! Yok canım! Niye böyle söylüyorlar acaba? 45 Ortaokula geçtim geçeli sudan çıkmış balığa döndüm 48 Yıkanmak büyük eziyet 52 Büyüyünce ne olacağım ben? 55 Anlatacak kayda değer hiçbir şeyim yok 58 Evde hiçbir sorumluluğum yok 61 Öğretmen soruların kolay olduğunu söylerse iyice çuvallıyorum 64 Ne yapsam boş. Sonum işsizlik! 67 4
Keşke daha iriyarı olsaydım 71 Kız kardeşim her konuda benden daha becerikli 74 Türkçe dersinden iyi not almak bir hayal 77 Sınıf başkanı olmak istiyorum ama aday olmaya korkuyorum 81 Kimse bana âşık olmuyor, eziğin tekiyim ben! 84 Annemle babam bana hep aptal muamelesi yapıyor 87 Sınavdan çıktığımda hep kötü geçmiş gibi geliyor 90 Keşke mankenler gibi ince olsam 93 Yüz üzerinden doksana bile memnun olmuyorum 97 Asla kendimi geçindirecek kadar para kazanamayacağım 100 Bizim okul tembel yuvası 103 Öğretmenler bana fazla not veriyor, ben buna layık değilim 107 Eşofman üstünden başka şey giymeye çekiniyorum 110 Okul dışında arkadaş edinmekte zorlanıyorum 114 Bizim evin işe yaramazı benim 116 Öğretmenin söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum 119 Sınıfın günah keçisiyim 123 Matematiği seviyorum ama beceremem 126 Sporda sıfırım 129 Kimseden davet gelmiyor 133 Hoşuma giden meslekler boyumu aşıyor 137 Annemle babamın iltifatlarına inanmıyorum 140 5
Başkalarından farklıyım 143 Öğretmenlerim hep daha fazlasını istiyor 146 Ben herkesi seviyorum ama kimse beni sevmiyor 148 Annemle babam olmadan asla yaşayamam gibi geliyor 152 Test 155 6
Önsöz Kendini başarısız hissediyorsun; birazcık çok çook fazla Neyse ki her zaman olmuyor bu. En önemlisi her konuda bu duyguya kapılmıyorsun. Örneğin okul ilk açıldığında bütün okulun gerisinde kalmış gibi hissedebilirsin ama sonra işler düzelir. Gelgelelim bu sefer de evde olanlar olur: Baban ikide bir sana söylenip duruyor, yetmiyormuş gibi kardeşine daha çok aferin diyordur. Bir ay sonra bu sefer de burnunda sivilce çıkmasın mı? Aynalara küstürür insanı Kısacası biri biter diğeri başlar. Bu kitabı okurken dostluk, gelecek planların ya da bedenin gibi hayatın bazı alanlarıyla gayet güzel başa çıkabildiğini göreceksin. Neyse ki her an, her konuda kendini yerden yere vuracak bir ergen büyük olasılıkla zaten yoktur. Hadi bakalım, daha olumlu bak hayata: Bu kitapta kendini bulacak, kendinden şüphe ettiğinde aklına gelen sorulara cevaplar, zor anlarda cesaret toplamak için güvenini yerine getirecek bir sürü fikir bulacaksın. 7
Bir şeyi ilk seferde beceremezsem kendimi aptal gibi hissediyorum İnsan her zaman olimpiyat şampiyonları gibi kusursuz yarışlar çıkaramaz. Hayat madalya kazanmaktan ibaret olmadığına göre başarmak tam olarak ne anlama geliyor acaba? Psikoloji araştırmaları, başarmanın pek çok yöntemi olduğunu çoktan kanıtladı. Bazı insanlar bir seferde hedefe ulaşır bazıları aşama aşama ilerleyerek rahat eder. Hem zaten bazı şeylerin zamanla gerçekleştiğini hepimiz biliriz. Kendinden pay biç. Matematikte bölme yapmayı ilkokulda öğrenmiştin, ortaokulda hâlâ bölmeyle uğraşıyorsun. Kitap okumak da farklı değil. Okudukça okuman gelişir. Öyleyse rahat bir nefes al: Hata yapmak gibi bir hakkın var, bir dahaki sefere daha iyisini yaparsın. Kötü bir not almak aptal olduğun anlamına gelmez. Bir durup düşün bakalım, neyi kaçırmış olabilirsin acaba? Eh, sonra biraz da otur çalış tabii. 8
Ders dışı uğraşlarında da aynı hislere kapılabilir, her şey hemen olsun isteyebilirsin. Oysa zevk için resim ya da müzikle uğraşmak hem önemlidir hem de insana iyi gelir. Eğlenmek, rahatlamak için yaptığımız bu işleri sırf başarıyla ölçersen zevkine varamazsın, yazık olur. Hem ayrıca anne-babaların geçmeyen tedirginliğini bilirsin. Seninkiler de başarılı olmanı ister, bunun için onlara kızacak halimiz yok. Ama üzerinde bir baskı hissediyor olabilirsin ve bununla başa çıkmak her zaman kolay olmayabilir. Çevrendeki insanlarla anlaşmanın bir yolunu bul, seni strese sokmalarına izin verme. Oyun sırası sende! Okulda ne tür alıştırmaları yapamadığını tespit etmeye çalış. Sınavlar, derslerini gayet güzel öğrenip aklında tuttuğunu ortaya koyar. Öyleyse normalde dersini çalıştıysan yüksek not almış olman gerekir. Sınavda kısa süre önce işlediğiniz bir konudan soru geldiyse her şeyi tam sindirememiş olabilirsin, o derse tekrar bir bak. 9
Oyun sırası sende! (devam) Yürümeyi öğrenen çocuklar düşer, kalkar, ayaklanır, bir yere tutunup bir adım atar: Kısacası bu iş zaman alır. Bu aslında hemen her alanda geçerlidir. Çoğu şey antrenmansız olmaz. İnsan bir günde tenis oynamayı öğrenemez. Resim yapmayı kavrayana kadar deneme üstüne deneme yaparsın. Sakın şöyle düşünüp kendi kendini baltalama: Ne yapsam boş. Bende iş yok. Bu mantıkla olduğun yerde sayarsın, bizden söylemesi. ALTIN KURAL! Kendini kazandığın yarışlardan ibaret sayma. 10
Yüzümü hiç sevmiyorum Aynaya bakıyorsun. Sanki sen her zamanki sen değilsin. Neler oluyor? Küçüklüğünden beri arada sırada aynaya bakıyorsundur. Bugüne kadar her şey yolundaydı. Yüzünü ezbere bilirdin, o senin dostundu. Sonra birden olanlar oldu! Aynaya yansıyan kız ya da erkeği gözün yadırgamaya başladı. Çünkü büyük değişimlerin yaşandığı bir yaşa geldin. Bedenin sana olanlara kıyasla erken ya da geç davranmış olabilir. Aklın büyürken bedenin çocuk kalmışsa ya da bedenin büyüdüğü halde hâlâ çocukça ihtiyaçların varsa hepsini aynı anda idare etmek kolay değil doğrusu. Aslında biraz şaşkınsın. Böyle bir 11
yüzün olacağı hiç aklına gelmezdi. Onu en ince ayrıntısına kadar incele bakalım. Hoşuna gitmeyen ne? Yeni yeni çıkan üç-beş sivilce mi? Saçının modeli mi canını sıkıyor? Yüzün çok mu çocuksu? Aniden rengi kararan saçların mı? Kendini mankenlerle kıyaslayıp çirkinim diyeceğine değişebilecek şeyler üzerinde çalışmaya başla. Görüntüne alışacaksın, sonuçta senin görüntün. Ama dahası var. Hiç merak etme, görüntün daha çoook değişecek! Oyun sırası sende! Annenle babanın üç, on, yirmi yaş fotoğraflarını belki görmüşsündür. Görmediysen bulup bir bak: İnsanın hem biraz aynı kalıp hem de değişmesi çok hoş bir şey Hem ayrıca herkes seni onlara benzetiyorsa bu ilerideki halin hakkında ipucu verebilir! 12
Oyun sırası sende! (devam) Yüzümüzü değiştirecek sihirli bir formül yok. Ama üzülme, yine de epey bir fark yaratabilirsin. Tabii ya! Örneğin saçların: Annenle baban kuaföre gidip yeni bir model denemeni kabul ederler belki, ne dersin? O da olmazsa bir türlü yola gelmeyen tutamlara biraz köpük mucizeler yaratabilir. Yedi yaşındayken aldığınız gözlüğünün çerçevesini de daha modern bir çerçeveyle değiştirebilirsiniz, hele cep harçlığından sen de biraz katkıda bulunursan Durup dururken çıkan sivilceler hayatını zehir mi ediyor? Olaya el koymak için çoğalmalarını bekleme. Henüz yaşın küçük olduğu için sivilce tedavisi annenlerin aklına gelmemiş olabilir, o zaman onlara sen hatırlat. Cilt bakımı için gayet basit ve etkili yöntemler var; temizleyici losyonlar, kil maskeleri gibi. Suratını maskeyle görünce çok eğleneceğin de kesin. 13
Oyun sırası sende! (devam) Bir doğum lekesi, hafif şaşılık ya da dişleklik gibi bir özelliğin de olabilir. Dolayısıyla çok sevdiğin dergilerdeki resimlere benzemiyorsundur. Aslında o resimler son derece sıradandır. Densiz laflar da sakın moralini bozmasın. Göreceksin, şu an katlanılması zor gelen şey belki günün birinde seni farklı kılan özelliğin olacak. Hani şu, O nasıl bir yüz! deyip bayıldığımız insanlar gibi. ALTIN KURAL! Yüzünü bir gülümsemeyle aydınlat, öylesi çok daha şirin. 14
Annemle babam benim yüzümden ayrılıyor Anneyle babanın ayrılması insanı her zaman üzen bir durumdur, dünya başına yıkılmış gibi hissetmeni anlıyoruz. Ama olup bitenlerin sorumlusu niye sen olasın ki? Kavga ettiklerini hiç görmediysen hep iyi geçindiklerini zannetmiş olabilirsin. Belki de doğru dürüst bir açıklama yapmadıkları için sen kendince bir hikâye yazıyorsun. Özgüvenin tam olmadığı için de kafanda karabulutlar cirit atıyor, belki de her şeyden kendini sorumlu tutuyorsun. Örneğin kendini bir bakıma onları bir arada tutan çimento gibi görüyorsun. Diğer yandan gideni evde tutacak kadar iyi olmadığını düşünüyorsun. Durum buysa bilmen gereken bir şey var: İki yetişkin ayrılmaya karar verdiyse bunun sorumlusu asla çocuklar değildir. 15
Bu evde artık kimseye katlanamıyorum, gibi sert sözler duymuş olsan bile. Bazı anne-babalar birtakım bahaneler ileri sürerek gerçek nedenleri saklarlar. Örneğin gidip başka biriyle yaşamak istediklerini söyleyemezler. Bazı anne-babalar ise çocuk yetiştirme işiyle başa çıkamaz, kendi rahatsızlıklarını ona yansıtırlar. Oyun sırası sende! Annenle babanın arasında olanlarla kendi yaşadıklarını birbirinden ayırmaya çalış. Uzun lafın kısası onların işine fazla karışma. Taraf olmak gibi bir niyetin varsa aman dikkat, sonradan kendini çok suçlu hissedebilirsin! 16
Oyun sırası sende! (devam) Anne-babası ayrılmış olan arkadaşların mutlaka vardır. Sizin evde yaşananları onlarla paylaş. Dürüstçe buna sebep olmaktan korktuğunu söyle. Bu kötü düşünceleri biraz dağıtacaktır. Anne-babası ayrılmış pek çok çocuğun aynı zorlu yollardan geçtiğini göreceksin. Örneğin bir arkadaşın annesiyle babası arasındaki kavgaları anlatacak, bir başkası annesinin gitmeyi aklına koyduğunu söyleyecek. Bu kesinlikle olaylara başka bir gözle bakmana yardım edecektir. Peki, konuyu doğrudan anne-babanla konuşsan nasıl olur? En azından o ara hangisiyle daha rahat konuşulabiliyorsa onunla Belki de kendini suçlu hissedebileceğin bir an olsun akıllarından geçmemiştir. Onlar şaşırır, sen de rahatlarsın. ALTIN KURAL! Ayrılık daima yetişkinlere ait bir hikâyedir. 17
YAŞ 10 11 12 + ISBN 978-975-07-1898-4