E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri

Benzer belgeler
BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

Key Words : American Vine Rootstock, Vine Cutting Stems, Auxiliary Shoots, Çanakkale.

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

Kayısı. Tarihçe. İklim İstekleri. Toprak İstekleri. Anaçları. Çeşitleri. » Yerli Kayısı Çeşitleri

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

AÇIK TARLADA PATLICAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

Taksonomi. Familya: Compositea Tür : Cichorium endive Çeşit : Cichorium intybus (witloof)

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

YURTİÇİ DENEME RAPORU

TRAKYA BÖLGESİNDE BAZI ŞARAPLIK UZUM ÇEŞİTLERİNİN EKONOMİK ANALİZİ

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

Derece Üniversite Ülke Yıl. Uluslararası Science Citation Index ve Social Science Citation Index'ce taranan dergilerde yayınlanmış makaleleri

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER

Budama, seyreltme, gübreleme gibi bahçe işleri daha kolay ve ekonomik olarak yapılabilir.

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

ERİK YETİŞTİRİCİLİĞİ ERİK FİDANI VE AĞACI İKLİM İSTEKLERİ

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

Bağcılıkta Yeşil (Yaz) Budaması Uygulamaları

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Kalbimizden Toprağa... ÜRÜN TANITIM KATALOĞU.

: Menşe Adı : Kale Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı Başvuru Sahibinin Adresi : Hükümet Konağı Kale/DENİZLİ Ürünün Adı

Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

MEYVE BAHÇESİ KURARKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

ASMANIN ÇOĞALTILMASI

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

KUŞBABA TARIM-VERMISOL ORGANİK SOLUCAN GÜBRESİ DENEMESİ

İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ

Antepfıstığında Gübreleme

Gemlik Zeytini. Gemlik

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

zeytinist

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

12. Hafta Hafta Bahçe bitkilerinde yıllık bakım işlemleri MEYVECİLİKTE VE BAĞCILIKTA BUDAMA

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Bahçıvanlık kursu 2015

Umbelliferae. Daucus carota L. (HAVUÇ) Apium graveolens var. dulce (YAPRAK KEREVİZİ) Apium graveolens var. rapaceum (KÖK KEREVİZİ) Anethum graveolens

BAHÇE ÜRÜNLERİNDE HASAT & DERİM PROF.DR.NURDAN TUNA GÜNEŞ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

Ferragnes Badem Çeşidi ve Özellikleri. Badem Yetişriciliği İklim ve Toprak Özellikleri

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını

BAHÇE BİTKİLERİNİN ÇOĞALTILMASI

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

Besleyici Film Tekniğinde (NFT) Sürekli Ve Fasılalı Akışın Domates Yetiştiriciliğinde Verim, Kalite Ve Su Tüketimine Etkileri

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

Meyva Bahçesi Tesisi

Not: Programda belirtilmeyen dersler var ise öğretim üyesi ile temasa geçilmelidir.

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ

ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

TARIMIN YENİ GÖZDESİ: HİDROPONİK TARIM

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

Pamukta Muhafaza Islahı

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

Bu anaçlar tohumla üretilir. Yabani elmaların tohumundan elde edilen bitkilere çöğür, kültür çeşitlerinin tohumdan elde edilenlere ise yoz denir.

Yerfıstığında Gübreleme

ELMANIN GÜBRELENMESİ

BÖRÜLCE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Börülce YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever. Organik madde oranı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAVI PROGRAMI Salı

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl., Konya.

Gübre Kullanımının Etkisi

Tescil No : 203 Koruma Tarihi : Başvuru No : C2013/023 Başvuru Sahibi

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAV PROGRAMI

BİTKİ BESLEME ÜRÜNLERİ KATALOĞU

KESME GÜL VE GÜL FĐDANI

BAĞLARDA KÜLTÜREL İŞLEMLER. Doç. Dr. Murat AKKURT

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

ADIM ADIM BELLİS(ÇAYIR GÜZELİ) YETİŞTİRİCİLİĞİ

ELMANIN GÜBRELENMESİ

Transkript:

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri i ÖNSÖZ Ziraat Fakültesi 6595 Sayılı Kanun ile İzmir de 1955 yılında kurulan Ege Üniversitesi nin ilk iki Fakültesinden birisidir. Kuruluşundan bu yana hızlı bir tempo ile gelişen Ziraat Fakültesi nde; tarımın tüm alanlarına yönelik olarak ileri düzeyde eğitim, öğretim, araştırma ve yayım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Ziraat Fakültesi bitkisel ve hayvansal üretimin değişik konularından toprak, su, çevre vb. kaynakların korunması, ıslahı ve kullanımına kadar uzanan geniş bir çalışma alanına sahiptir. Günümüzde toplumlar bilgi toplumu niteliğine büründükleri için bilginin değeri arttıkça, fakülteler de yalnızca bir okul değil, aynı zamanda bir araştırma yuvası olma özelliğini almaktadırlar. Ayrıca, fakültelerden toplumun taleplerine uyum gösteren ve çözüm getiren hizmetler üretmesi de istenilmekte ve beklenilmektedir. Ziraat Fakültesi mevcut olan imkan ve tesisleriyle, akademik ve idari personeliyle çağdaş bir kurum kimliğini taşımakta ve bu kurumda, modern toplumlarda olduğu gibi, eğitim ve öğretim işlevlerinin yanı sıra araştırma etkinliklerinin ve topluma yönelik hizmetlerin de ağırlıklı bir duruma geldiği gözlenmektedir. Bunun sonucunda ise, Fakültemiz yaklaşımları ve gerçekleştirdiği uygulamalar ile ulusal ve uluslararası düzeyde kendisine önemli bir yer bulmuştur. Ziraat Fakültesi bu yıldan başlamak üzere her yıl bir önceki yılda birimlerinde değişik konularda sonuçlanmış olan araştırma projelerinin bulgularını ve yayınlanmış olan eserlerinin özetlerini kendi bünyesinde sergilemek, çevreye bilgi aktarmak ve iletişim sağlamak amaçlarıyla Bilimsel Etkinlik Günleri adı altında bir toplantı düzenleme kararı almıştır. Bu toplantı aracılığıyla Fakültemiz içinde bilgi ve eylem akışını sağlamak, bilgileri ilgili sektörlere ve kurumlara ulaştırmak, sektörlerin ve kişilerin istek ve düşüncelerini gelecekteki çalışmalara yansıtmak, tanışma, işbirliği ve proje ortaklıkları için olanak sağlamak ve topluma sunulabilecek olan hizmetler konusunda daha gerçekçi bulgular elde etmek için uygun bir ortam hazırlanmış olacaktır. Projelerimize ve araştırmalarımıza maddi destek sağlayan resmi ve özel kuruluşlara, özverili çalışmalarıyla ürettikleri eserler için araştırıcılara ve yardımları nedeniyle idari personele ve bu etkinliğin programlanmasında ve yürütülmesinde emek, çaba ve katkıları olan tüm kişilere ve kuruluşlara teşekkür ederim. E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri nin başarılı geçmesini ve ülkemize ve ilgili bilim çevrelerine katkılar ve yararlar sağlamasını dilerim. Aralık 2002 Prof. Dr. Semih ERKAN Dekan

ii E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri iii İÇİNDEKİLER Sayfa No BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 1 BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 17 PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 41 SÜT TEKNELOJİSİ BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 49 TARIM EKONOMİSİ BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 55 TARIM MAKİNALARI BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 65 TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 81 TARLA BİTKİLERİ BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 87 TOPRAK BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 105 ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ / PROGRAMI... 113 YAZAR DİZİNİ... 129

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 1 BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ / PROGRAMI

2 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri Ekolojik Tarımın Bugünkü Durumu Ve Hedefler Uygun AKSOY İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bornova/İZMİR (aksoy@ziraat.ege.edu.tr) Türk Tarımında 2010 Hedefleri, Yirminci yüzyılın ortalarına doğru önemli sorunlarının başında dünya nüfus artış hızının artışı gelmektedir. 1965'te nüfusun ikiye katlanma süresi 36 yıl olacak hesaplanmıştır. Bu dönemde hızlı nüfus artışına bağlı olarak artan UCUZ GIDA, GİYECEK (Lif), YAKIT ihtiyacım karşılamak üzere birim alandan daha yüksek verim elde etme tarımsal üretimde ana hedef olmuştur. Sonuçta tarımda entansifleşme ve birim alandan yüksek verim elde etme amacı ile verimli tohumluklar, yoğun gübre, tarım ilaçtan ve su gibi girdilerin kullanımı çözüm olarak sunulmuştur. Üretim artışı yeni alanların tarıma açılması ile sağlanmış ancak marjinal alanlarda üretim yapılması girdi kullanımım daha da arttırmıştır. Entansif yetiştiricilikte verim ön plana çıkarken ürün kalitesi ikinci plana atılmıştır. Üretim maliyetim düşürmek üzere mekanizasyonun artırılması ve yanlış uygulamalar, toprakta sıkışma yaratarak verimi olumsuz yönde etkilemiştir. Girdi kullanımının yoğunlaşması ve artan girdi miktarına oranla verimin aynı düzeyde artmaması üretim tekniklerinin yeniden irdelenmesine yol açmıştır. 1980 li yıllara gelindiğinde biyolojik çeşitliliğin kaybolması, toprak verimliliğinin azalması, su kirliliği ve yetersizliği, hava kirliliği, iklim değişiklikleri gibi çevresel problemler gündeme girmiş ve giderek tartışmalarda nüfus artış hızının ilk sıradaki yerine oturmuştur. Çevre problemleri özellikle entansifleşmede öncü ülkelerde izlenmeye başladı. Diğer yandan nüfus artış hızı birçok ülkede uygulanan başarılı programlarla kontrol altına alınmıştır. Ayrıca, tarım ilaçları, gübreler ve özellikle hızla yıkanarak yeraltı sularına ulaşan azotlu gübreler hayvan ve insanlarda sağlık problemlerine yol açtığı da bilimsel olarak kanıtlanmış ve bazıları yasaklanmaya başlanmıştır. Türk Kayısı Genetik Materyalinin Değerlendirilmesi* Ruhinaz GÜLCAN, Adalet MISIRLI, Hayri SAĞLAM, H. ATAOL ÖLMEZ, S. PAYDAŞ, K. DERİN, S. ETİ, T. DEMİR, Ülkü YORGANCIOĞLU, Semih ERKAN, Mustafa GÜMÜŞ İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İZMİR. (misirli@ziraat.ege.edu.tr) *Bu araştırma Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir. XIIth International Apricot Symposium September 10-14 2001 France,. Kayısı Türkiye de ekonomik olarak yetiştirilen meyve türlerinden biridir.türkiye sofralık ve kuru kayısı üretiminde dünyada lider ülkedir.kayısı,türkiye de,uzun bir süreçte generatif yöntemle üretildiğinden zengin bir populasyon oluşmuştur.bu populasyonda gerçekleştirilen seleksiyonla lokal çeşitler ve eko tipler ortaya çıkmıştır. Türkiye nin genetik kaynak zenginliği dikkate alınarak planlanan bu projenin amacı yerli kayısı çeşitlerinin meyve özellikleri,çiçek biyolojisi ve bazı hastalık ve zararlılara duyarlılık düzeyini değerlendirmektir.bu amaçla Türkiye de en önemli kayısı üretim merkezi olan ve kurutmalık bakımdan önem taşıyan Malatya da 64,Adana ve Pozantı da 12 çeşit incelenmiştir.meyve özelliklerinin değerlendirilmesinde UPOV ve IPBGR deskriptörlerinden yararlanılmıştır.incelenen kayısı çeşitlerinde meyve tutum oranı %0-34.48 arasında değişmiş ve üç yıllık değerlendirmeler sonucunda 32 çeşit kendine verimli bulunmuştur.özal ve Levent gibi iki çeşit geççi olarak dikkati çekmiştir. Malatya daki populasyonda, ortalama meyve ağırlığı10.74g (Beyaz meyveli)- 60.06g(Ağerik), ortalama toplam asitlik %0.16(Hacıkız)-2.49(Abuzer Gülen), suda çözünür kuru made %10.75(Ziraat Okulu)-24.5 (Kadıoğlu) sınırlarında değişmiştir. Adana ve Pozantı da,ortalama meyve ağırlığı,toplam asitlik ve suda çözünür kuru madde içeriği sırasıyla 30.5 g (01K12)-42.05g (Şekerpare), %0.33 (Septik)-0.46 (Sakıt6) ve %15.1(07K09)-23.8(Tokaloğlu arasında saptanmıştır.)malatya,izmir ve Ma nisa koleksiyonlarında Elisa testi değerlendirmelerinde yprak,meyve ve çekirdeklerde Şarka virüsüne ait simptom saptanmamıştır.suni inokulasyonlarda incelenen 23 kayısı çeşidinin S.laxa ya duyarlılığının yüksek olduğu ortaya konmuştur.

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 3 Kayısıda Çeşit Geliştirmeye Yönelik Melezleme Çalışmaları * Ruhinaz GÜLCAN, Adalet MISIRLI, G. SAĞLAM, H. ATAOL ÖLMEZ, T. DEMİR İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İZMİR. (misirli@ziraat.ege.edu.tr) *Bu çalışma Tübitak tarafından desteklenmiştir. XIIth International Apricot Symposium September 10-14,2001,France. Dünya kuru kayısı üretimi ve ihracatında lider konumunda olan Türkiye nin en önemli kuru kayısı çeşidi Hacıhaliloğlu, S. laxa (Monilya) etmenine karşı yüksek oranda duyarlılık göstermektedir. Bu durum, çiçek monilyası olarak da adlandırılan hastalığın olumsuzluklarını azaltmaya yönelik mücadele işlemlerinin zamanında yapılmasını gerektirmektedir. Organik yetiştiriciliğin ön planda olduğu günümüzde hastalıklara dayanıklı çeşitlerin elde edilmesine yönelik ıslah programları yürütülmektedir. Türkiye kayısı yetiştiriciliği ve ihracatı bakımından şanslı bir ülke olmakla beraber, istenilen potansiyele ulaşması çeşitli nedenlerle mümkün olamamaktadır. Nitekim, bazı yıllar yaşanan iklim olaylarının dışsatım açısından önemli olan Hacıhaliloğlu çeşidinde monilya nedeniyle, ürün kayıplarını ortaya çıkardığı bilinmektedir. Bu durumda, sözkonusu çeşide, bu yönde dayanıklılık kazandırarak iyileştirilmesi gerektiği düşünülmüş ve Hacıhaliloğlu Kayısı Çeşidinin Melezleme Yoluyla Monilya (Sclerotinia [Monilinia]laxa Aderh et Ruhl) Hastalığına Dayanıklılık Islahı Üzerinde Araştırma isimli TOAG-806 no lu proje başlatılmış ve melezler in vitroda S. laxa etmenine karşı testlenmiştir (Gülcan ve ark., 1999). Söz konusu melezlerin in vivo koşullarda verim çağında, meyve kalite standartlarının tespiti gereklidir. Melez kayısıların meyve kalite özelliklerinin belirlenmesi ve monilyaya dayanıklılık durumunun tespiti bu projenin amacını oluşturmaktadır. Melezlerin meyve özelliklerinin belirlenmesinde IBPGR deskiriptöründen yararlanılmıştır. Meyve özelliklerine ait dört yıllık değerlendirmeler sonucunda, sofralık ve kurutmalık olarak ümitvar gibi görülebilen 24 melez belirlenmiştir. Tatlı Ve Acı Çekirdekli Kayısı Çeşitlerinde Fenolik Ve Siyanogenik Bileşikler Üzerinde Bir Araştırma * F. SEFER, Adalet MISIRLI, Ruhinaz GÜLCAN İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İZMİR. (misirli@ziraat.ege.edu.tr) *Bu araştırma Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir. XIIth International Apricot Symposium September 10-14,2001 France, Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı tipleri elde etmek için yapılan melezleme ve seleksiyon çalışmalarının uzun zamanı gerektirdiği dikkate alınarak, dayanıklılık karakteri ile bitkinini diğer özellikleri arasında bazı korelasyonların aranması zamanı kısaltmak açısından önemlidir. Siyanogenik glikozitler ve fenolik maddelerce zengin olan bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı daha dayanıklı olduğu bilinmektedir. Bu noktadan hareketle, Prunus armeniaca nın acı ve tatlı çekirdekli çeşitlerinden elde edilen bitkilerin bu bileşikler açısından durumlarının saptanması amacıyla bu çalışma planlanmıştır. Araştırmada materyal olarak Kabaaşı, Şam ve Hasanbey gibi tatlı çekirdekli Adilcevaz-2, Adilcevaz-4 ve X-1Zerdali gibi acı çekirdekli çeşitler kullanılmıştır. Mayıs ve Eylül dönemlerinde alınan yaprak ve kök örneklerinde fenolik bileşikler ince tabaka kromatografisi, siyanogenik bileşikler ise yüksek basınçlı sıvı kromatografisi yöntemi ile incelenmiştir. Acı çekirdekli çeşitlerin yaprak, kök ve tohumlarında fenolik ve siyanogenik bileşik içeriğinin tatlı çekirdeklilere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur.acı çekirdekli badem çeşitlerinin C. tenebrionis ve C. carbonaria zararlısına dayanıklı olduğu bilinmektedir. Sözkonusu bulgu, bu konuda yapılacak suni inokulasyon çalışmalarıyla Capnodis tenebrionis zararlısına dayanıklılık ile bu bileşikler arasında bir ilişkinin varlığının saptanması durumunda önem kazanacaktır. Bu konudaki daha ayrıntılı çalışmalar anaç ıslah programlarına katkıda bulunacaktır.

4 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri Önemli Kurutmalık Kayısı Çeşitlerinin Döllenme Biyolojisi Üzerinde Araştırmalar * Adalet MISIRLI, Hayri SAĞLAM, Ruhinaz GÜLCAN, H. ATAOL ÖLMEZ, M. ŞAHİN İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İZMİR. (misirli@ziraat.ege.edu.tr) *Bu araştırma Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir. XIIth International Apricot Symposium September 10-14,2001 France, Orijini Orta Asya olan kayısı,büyük bir alana yayılmakla beraber, özel ekolojik koşulların bulunduğu yörelerde ekonomik anlamda yetiştirilebilmektedir.türkiye kuru kayısı üretimi ve ihracatında lider ülke durumundadır.bu bağlamda Malatya nın en önemli çeşidi Hacıhaliloğlu dur. Ancak,kurutmaya çok elverişli olan bu çeşit ilkbahar geç donlarına hassastır. Hasanbey, Çöloğlu, Kabaaşı ve Soğancı da önemli kurutmalık çeşitler arasında yer almaktadır.meyve ağaçlarında, partenokarpi dışında,çiçeğin meyveye dönüşümünde tozlanma ve döllenme gereklidir.bu durumda,çeşitlerin döllenme biyolojilerinin bilinmesi önem taşımaktadır.bu çalışmanın amacı önemli kurutmalık kayısı çeşitlerinin uyuşma durumlarını araştırarak verimlilik açısından döllenme biyolojisine katkıda bulunmaktır.bu amaçla iki yıllık bir dönemde, kayısı çeşitlerinde kendine ve karşılıklı tozlamalar gerçekleştirilmiş,çiçek tozu üretim miktarı, canlılık ve çimlenme oranları belirlenmiştir.çiçek tozu üretim miktarına ait en yüksek ve en düşük değerler sırasıyla Soğancı ve Çataloğlu çeşitlerinde tespit edilmiştir.en yüksek çiçek tozu çimlenme oranları %15 sakkaroz ortamında elde edilmiştir. Hasanbey ve Soğancı çeşitleri TTC ve IKI canlılık testlerinde en yüksek canlılık oranına sahip olmuşlardır.iki yıllık değerlendirmeler sonucunda, incelenen kayısı çeşitlerinim kendine verimsiz olduğu görülmüştür.ayrıca, Kabaaşı ve Hasanbey çeşitlerinin diğer çeşitler için tozlayıcı olarak kullanılabileceği düşünülmektedir Badem Dal Kanserine Duyarlılığı Farklı Badem Tiplerinde Fenolik Bileşiklerin Saptanması * Adalet MISIRLI, A. KÜDEN, G. DEMİR, Ruhinaz GÜLCAN İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İZMİR. (misirli@ziraat.ege.edu.tr) *Bu çalışma Tübitak tarafından desteklenmiştir.options 56:71-86. Hastalık ve zararlılar bitkisel üretimi önemli ölçüde etkileyen faktörlerden biridir. Badem üretim alanlarında bakteriyel kanser hastalığının bulaşıklık gösterdiği ve kimyasal mücadele ile kontrol edilebilmekle beraber, üreticinin önerilen ilaçlama programını genellikle uygulamaması nedeniyle hastalığın giderek yayıldığı belirlenmiştir.son yıllarda, meyve türlerinin ıslahı çalışmalarında hastalıklara dayanıklı çeşitlerin elde edilmesinin öncelik kazandığı görülmektedir.bu amaçla, dayanıklı ve duyarlı badem çeşitleri arasında melezlemeler yapılmış ve suni inokulasyon sonucunda bireyler duyarlı, orta derecede dayanıklı ve dayanıklı grupta değerlendirilmiştir.bitki patojenlerine dayanıklılık mekanizması, morfolojık karakterlerle de ilişkili olmakla beraber, genelde, biyokimyasal karakterlerle ilgilidir. Bu açıdan bitki bünyesinde sekonder metabolit olarak bulunan fenolik bileşikler önem taşımaktadır.duyarlılık düzeyi farklı badem tiplerinin fenolik madde içeriği ve bu maddelerle hastalığa dayanıklılık arasında olabilecek ilişkinin belirlenmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Badem melezlerinin genç yaprak örneklerinin fenolik bileşikleri ince tabaka ve yüksek basınçlı sıvı kromatografisi yöntemi ile analiz edilmiştir. Dayanıklı ve orta derecede dayanıklı grubun tanen içeriği duyarlı melezlere nazaran yüksek bulunmuştur. Benzer şekilde, ince tabaka kromatogramlarında belirlenen bazı lekelerin farklı dayanım gruplarını ayırt edici özellikte olabildiği görülmüştür. Yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ile analizlerde, duyarlı grubun katehin ieriği yüksek bulunmuştur. Kuersetin içeriği dayanıklı melezlerde duyarlılara nazaran nispeten yüksek bulunmuştur.

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 5 Bazı Pistacia Türlerinde Yaprak Özellikleri ve Stoma Dağılımı Üzerinde Araştırmalar Elmas ÖZEKER, Adalet MISIRLI İletişim: Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İzmir, Türkiye. elmas@ziraat.ege.edu.tr (Cahiers OPTIONS méditterranéennes, XI GREMPA Seminar on Pistachios and Almonds, 1-4 September, 1999, Şanlıurfa, Vol. 56, 237-242 pp.) Stomalar, genellikle bitkilerin epidermis, gövde ve çiçek gibi toprak üstü organları üzerinde bulunmaktadır. Stomalar su kaybım ve gaz değişimini ve böylece su ilişkilerim ve metabolizmayı kontrol ederler. Aynı çevre koşullarında yetişen tür ve çeşitler arasında stoma dağılımı ve yaprak özelliklerindeki farklılıklar, onların çevresel fizyolojileri açısından önemli olaylardır. Bu nedenle yaprak epidermisi üzerindeki stoma sayıları saptanmaktadır. Bu çalışma, Pistacia türleri ve çeşitlerinde stoma büyüklüğü ve dağılımı hakkında bilgi edinmek amacıyla yapılmıştır. Yaprak örnekleri, Manisa-Yunt dağında yetişen farklı tür ve çeşitlerden alınmıştır. Tür ve çeşitler arasında bazı farklılıklar olduğu saptanmıştır. Bazı Pistacia Türlerinin Fenolik Madde İçerikleri İle Tanımlanması Adalet MISIRLI, Elmas ÖZEKER Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İzmir, Türkiye. misirli@ziraat.ege.edu.tr (Cahiers OPTIONS méditterranéennes, XI GREMPA Seminar on Pistachios and Almonds, 1-4 September, 1999, Şanlıurfa, Vol. 56, 223-226 pp.) Fenolik bileşikler yaygın olarak hemen hemen tüm yüksek bitkilerde dağılım gösterirler ve farklı dokularda oluşurlar. Fenoliklerin niteliği ve niceliği çeşit tanımlanmasında kriter olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, Pistacia türlerinin ve Antep fıstığı çeşitlerinin fenolik madde kompozisyonlarım saptamak için yapılmıştır. Fenolik bileşikler ince tabaka kromatografisi ile incelenmiştir. Antep fıstığı ve Pistacia türlerine ait olan lekelerde bazı farklılıklar gözlenmiştir. Pistacia Tiirlerinde Fenolik Bileşikler ile Tohum Dinlenmesi Arasındaki İlişkiler Murat İSFENDİYAROĞLU, Elmas ÖZEKER İletişim: Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İzmir, Türkiye. isfendiyar@ziraat.ege.edu.tr (Cahiers OPTIONS méditterranéennes, XI GREMPA Seminar on Pistachios and Almonds, 1-4 September, 1999, Şanlıurfa, Vol. 56, 227-232 pp.) Bu araştırma Pistacia türlerinin tohumlarının çimlenme güçlerini ve fenolik bileşiklerle tohum dinlenmesi arasındaki ilişkileri incelemek için yapılmıştır. Tohumlar, İzmire yakın Çeşme yöresindeki Barboros köyünde bulunan P. atlantica, P. ierebinthus ve ebeveynleri belli olmayan melez ağaçlardan alınmıştır. Tohumların bir kısmı herhangi bir ön işlem (katlama veya 1000 ppm'lik GA 3 uygulaması) yapılmaksızın çimlenme yüzdelerini saptamak için petri kaplarına ekilmiştir. Geri kalanlar, 40 C'de nemli perlit içerisinde katlamaya alınmıştır. Katlama sırasıyla 15., 30. ve 45. günlerde kesilerek alınan tohumlar ekilmiştir. GAa uygulanan ve katlanan tohumların çimlenme yüzdeleri tüm türlerde kontrolden yüksek olmuştur. Katlanmış tohumlarda, P. atlantica'nın çimlenme yüzdesinin diğer türlerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Fenolik bileşikler, ince tabaka kromatografisi yöntemi ile analiz edilmiştir. Fenolik bileşiklerin konsantrasyonları genellikle katlama işlemi ile azalmıştır, iki yönlü kromatogramlann incelenmesi sonucu, en fazla sayıda fenolik bileşiğin P. atlantica'da. bulunduğu saptanmıştır.

6 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri Manisa-Yunt Dağı Bölgesindeki Farklı Pistacia Türlerinin Tozlayıcı Özelliklerinin Saptanması * Murat İSFENDİYAROĞLU, Elmas ÖZEKER, Adalet MISIRLI İletişim: Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İzmir, Türkiye. isfendiyar@ziraat.ege.edu.tr *Bu çalışma TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. (Cahiers OPTIONS méditterranéennes, XI GREMPA Seminar on Pistachios and Almonds, 1-4 September, 1999, Şanlıurfa, Vol. 56, 267-270 pp.) Sert kabuklu meyvelerde, döllenme ve meyve tutumu diğer meyvelerden daha önemlidir. fıstığı Bu çalışmada, Antep çeşitlerine çiçek tozu kaynağı olarak farklı Pistacia türleri kullanılmıştır. Böylece, üretimde stabilite ile birlikte bir artış elde edilmesi amaçlanmıştır. Kırmızı ve Beyaz Antep fıstığı çeşitleri P. vera, P. atlantica ve P. terebinthus türleri ile tozlanmıştır. Ayrıca, tozlanma döneminde canlılık (TTC ve HU) ve çimlendirme denemeleri de yapılmıştır. Manisa-Yunt Dağı Bölgesindeki Bazı Pistacia Türlerinin Meyve Özelliklerinin Tanımlanması. İlk Yıl Sonuçları * Elmas ÖZEKER, Adalet MISIRLI, Murat İSFENDİYAROĞLU İletişim: Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İzmir, Türkiye. *Bu araştırma TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. (Cahiers OPTIONS méditterranéennes, XI GREMPA Seminar on Pistachios and Almonds, 1-4 September, 1999, Şanlıurfa, Vol. 56, 233-236 pp.) Antep fıstığı, Türkiye'nin önemli ihraç ürünlerinden birisidir. Bu tür çoğunlukla Güney Doğu Bölgesinde yetiştirilmesine rağmen, farklı Pistacia türleri diğer bölgelerde de yayılmaktadır. Bu bölgelerden birisi, Manisa yöresindeki Yunt dağıdır. Bahçeler, yerinde aşılanan Antep fıstığı çeşitleri ile kurulmuştur. Aşılamada olası bir karışıklığı önlemek açısından, çeşitlerin tanımlanması önemlidir. Bu çalışma bu durum göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmiştir. Pomolojik tanımlamalar, IPGRI tarafından hazırlanan Antep fıstığı ve diğer Pistacia türleri deskriptörlerine göre yapılmıştır. Kabuk ve iç özellikleri aşağıdaki kriterlere bakılarak değerlendirilmiştir: Kavlama, dış kabuğun yapışı, dış kabuk ucu, dış kabuk rengi, dış kabuğun homojenitesi, kabuklu meyve uzunluğu, genişliği, kalınlığı, şekli, iç kabuk ucu, pedisel izinin durumu, rengi, şekli, yüksekliği, karın çizgisinin yüksekliği, çıtlamış kabuklu meyve oranı, karın açıklığı durumu, karın çizgisinin açılma derecesi, 100 meyve ağırlığı, 100 g'daki meyve sayımı, 100 iç ağırlığı, iç genişliği, uzunluğu ve kalınlığı. incelenen bu özellikler arsında Kırmızı ve Beyaz çeşitler arasında bazı farklılıklar olduğu bulunmuştur. Türkiye Sofralık İncir Pazarına Yönelik Seleksiyon Çalışması Uygun AKSOY, H. Zafer CAN, G. SEFEROĞLU, Adalet MISIRLI, Serdar KARA, N. ŞAHİN İletişim: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Bornova, İZMİR. IInd International Symposium on Fig. May 2001, Caceres, SPAIN. Çalışmada, İncir Araştırma Enstitüsü nde 1975 yılında başlayan seleksiyon çalışmasında seçilip üretilmiş toplam 272 farklı sofralık incir çeşit ve tipinin çiçeklenme ve partenokarpi durumu, vejetatif gelişme ve meyve kalitesi özellikleri belirlenmiştir. Çalışma 1991-1994 yılları arasında yürütülmüş, önceki yıllarda ümitvar görülen 32 çeşit kalite özellikleri yönünden, tartılı derecelendirme yöntemi ile puanlanmıştır. Tartılı derecelendirme sonucunda çeşitler arasında puanlama yapılmış ve sofralık incir pazar istekleri doğrultusunda bir çok özellik yönünden en yüksek puan alan çeşitler saptanmıştır. Tartılı derecelendirme yönteminde meyve ağırlığı, toplam suda erir kuru madde, boyun uzunluğu, titreedilebilir asitlik, ostiol açıklığı, çekirdek miktar ve iriliği, kabuk kalınlığı, ve soyulma kolaylığı gibi önemli özellikler incelenmiştir. Yapılan puanlama sonucunda Göklop en yüksek puanı almış, Göklop u 207 Yemişi Lop, 235 Yediveren, 233 Bursa Siyahı, 1086 Mor Lop, Yeşil Sarı ve 1100 izlemiştir.

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 7 İncir (Ficus carica L.) Klonları Arasında Genetik Farklılık ve İlişkinin Belirlenmesinde İzoenzim, RADP ve AFLP Markörlerinin Kullanımı CABRİTA LF., Uygun AKSOY, Serra HEPAKSOY, LEİTAO JM. İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bornova/İZMİR (aksoy@ziraat.ege.edu.tr) Scıentıa Hortıculturae, 87 (4): 261-273 Mar 12 2001 Sarılop Türkiye nin ticari kuru incir üretiminde tek ve standart çeşididir. Agronomik özelliklerine göre yapılan seçimler sonucunda seçilen ümitveren 11 Sarılop klonu ve Sarızeybek çeşidinin bir klonunun birbirinden farklılıkları moleküler olarak izoenzim, RADP ve AFLP olmak üzere üç farklı teknik ile belirlenmiştir. Sözkonusu üç moleküler tekniğin hassasiyeti ve incir klonları arasındaki farklılıklar saptanmıştır. Analiz edilen beş izoenzim sistemi, Sarılop ile Sarızeybek çeşitlerini birbirinden ayırt etmeye olanak vermiştir. İki incir çeşidinin ayırt edilmesi yanısıra, RADP metodu ile 31 10-mer primerler, 11 Sarılop klonunu genetik benzerlik bakımından iki gruba ayrılmasını sağlamıştır. Ancak bu yöntemle bütün klonları birbirinden ayırmak mümkün olamamıştır. AFLP tekniği ise, RADP tekniğinden daha yüksek oranda (42.2; 6.1) başarılı olmuş ve EcoR1/Mse1 primerinin sekiz kombinasyonu bütün Sarılop klonlarının ayırt edilmesini sağlamıştır. Agaricus bisporus (Lge.) Sing. Türünde Islah Materyalinin Oluşturulması ve Genetik Analizi Ali TANRISEVER, Bahattin TANYOLAÇ, Halil SOLAK, Erbil KALMIŞ, Şevket KARAÇANCI İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, İzmir (tanrisever@ziraat.ege.edu.tr) *EBİLTEM ve Çığ Mantar A.Ş. tarafından desteklenmiştir. Yabani mantarlar üzerinde yapılan çalışmalar yeni özelliklerin açığa çıkarılması açısından önemlidir. A. bisporus şapkalı mantarına ait bazı özellikler hem yabanilerde hem de ticarilerde incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda; şapkalardan sporlar elde edilmiş, çimlendirilmiş ve bir kültür kolleksiyonu oluşturulmuştur. Bu kolleksiyonu farklı besin ortamlarında gelişim morfolojileri ve hızları, makroskopik olarak incelemeye alınmış, protein bant desenleri ve RAPD analizleri ile de moleküler incelemeleri gerçekleştirilmiştir. Kültür kolleksiyonumuzdaki 80 adet bireyle yaptığımız çalışmalar sonucunda çok kapsamlı bir veri ağına ulaşılmıştır. Ayrıca A. bisporus mantarı ıslahında önemli olan homokaryon bireyler elde edilmiştir. Proje kapsamında denenen metodların optimizasyonu ve sonuçları, bundan sonra aynı yolu takip olacak olan araştırıcılara yardımcı olacaktır. Bazı Organik Ve Yapay Gübrelerin Maydanozun Verim Ve Mineral Madde İçeriğine Etkileri Dursun EŞİYOK, A. OKUR, A. YAĞMUR İletişim: E.Ü.Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, İzmir (esiyok@ziraat.ege.edu.tr) 37. Croatian Symposium on Agriculture with an International Participant. - Opatija, February 19-23, 2001. Hırvatistan Ülkemizde sebze olarak değerlendirilen maydanoz bütün yıl boyunca yetiştirilmekte, genç ve taze yaprakları iştah açıcı olarak salata ve yemeklerde değişik şekillerde tüketilmektedir. Maydanoz yaprakları içerdikleri aroma nedeniyle çorba ve gıda sanayiinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca son yıllarda insan sağlığı bakımından uyarıcı ve idrar söktürücü özelliğinin çoğu kişi tarafından bilinmesi bu sebzenin üretim ve tüketiminin de artmasına neden olmuştur. Bu araştırmada bazı organik ve yapay gübrelerin maydanozun verim ve mineral madde içeriğine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

8 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri Brokkoli Yetiştiriciliği Dursun EŞİYOK, Funda YOLDAŞ İletişim: E.Ü.Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, İzmir (esiyok@ziraat.ege.edu.tr) E.Ü.Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınları. No: 37. Bornova-İzmir. Brokkoli, gelişmiş ülkelerde geniş alanlarda yetiştiriciliği yapılan ve tüketiciler tarafından çok sevilen bir sebze olarak bilinmektedir. Protein, vitamin ve besin maddelerince zengin ve çok iyi bir diyet sebzesi olması nedeniyle ülkemizde de bu sebze türüne olan talep son yıllarda hızlı bir şekilde artmaktadır. Kışlık sebzeler arasında yer alan brokkoli bir çok yerde karnabahara benzetilmekte ve karnabahar azmanı olarak bilinmektedir. Brokkoli morfolojik olarak karnabahara benzemektedir. Sebze olarak değerlendirilen kısımları yeşil renkli olup, olgunlaşmamış çiçek taslakları ile kalın ve etli çiçek saplarından oluşur. Olgunlaşmamış çiçek taslaklarını oluşturan bu kısımlar büyüme ucunda oluşan ana baş dediğimiz taç ve daha sonra yaprak koltuklarından çıkan yan sürgünlerden oluşan küçük başlardan ibarettir. Ana başların çapları 5-25 cm, ağırlığı 100-800 g arasında değişir. Ana başın kesilmesi ile yaprak koltuklarından çıkan yan sürgünler hızlı bir şekilde gelişir ve büyüme uçlarında ana başa benzeyen yeşil renkli olgunlaşmamış çiçek taslakları bulunan etli sürgünler meydana gelir. Roka Bitkisinin Yaprağındaki Nitrat, Nitrit Ve Toplam Azot Miktarları Üzerine Bazı Doğal Ve Yapay Gübrelerin Etkileri Bülent OKUR, Dursun EŞİYOK, Dilek ANAÇ İletişim: E.Ü.Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, İzmir (esiyok@ziraat.ege.edu.tr) 37. Croatian Symposium on agriculture with an International Participation. Opatija, February 19-20, 2001. Hırvatistan Bu çalışmada amaç; öncelikle yaprakları tüketilen roka bitkisinin mineral veya yapay gübreleme ile doğal veya organik gübreleme koşullarında yapraklarında biriken NO 3, NO 2 ve toplam-n düzeylerini belirlemektir. Mineral ve organik gübreler yaprağa ve toprağa uygulanarak kullanılmış, 2 farklı ekim dönemi sonrası hasat edilen bitkilerin NO 3, NO 2 ve toplam-n içerikleri analiz edilmiştir. Buna göre yaprakların NO 3, NO 2 ve toplam-n düzeyleri en fazla mineral gübreleme ile artmış ve NO 3 düzeyleri insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşmıştır. Bu birikim her iki ekim dönemi için de söz konusudur. Doğal gübrelerden Humik asit kombi ve Potasyum humatın topraktan uygulanması en düşük değerleri vermiştir. Sonuç olarak yaprağı yenilen sebzelerde en düşük düzeylerde olması arzu edilen NO 3, NO 2 gibi bileşiklerin roka bitkisinde mineral gübrelemeye bağlı olarak arttığı saptanmıştır. Oysa humik asit ve potasyum humat gibi organik kökenli gübrelerin toprağa uygulanması, ürün veriminde bir miktar düşüşe neden olsa da insan sağlığı açısından tehlike arz eden N lu bileşiklerin minumum düzeylere inmesi açısından oldukça önemlidir. Verimdeki artış özellikle I.ekim döneminde mineral gübreli parsellerde daha yüksek iken bu fark II.ekim döneminde Hümmik asit kombi toprak uygulamasındaki verim ile karşılaştırıldığında daha düşük düzeylere inmiştir. Ordu İli Sera Potansiyeli Ve Seracılık Faaliyetleri Üzerine Bir İnceleme Atnan UĞUR İletişim: Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İzmir, Türkiye. adnan@ziraat.ege.edu.tr 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu çalışmada. Ordu ilindeki seracılık faaliyetleri, seraların yapısal özellikleri, üretim durumu, karşılaşılan sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri ele alınmıştır. Bu amaçla ilin coğrafi durumu ve ekolojik özellikleri verilmiş; il sınırları içersinde yer alan seraların kuruluş ve yapısal özellikleri ile üretim desenleri incelenmiş, üretim ve pazarlamada karşılaşılan sorunlar değerlendirilmiştir.

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 9 Çevre şartlarına bağımlı kalmadan üretim yapmaya imkan veren seracılık uygulamaları Ordu ilinde ilk kez 1986-1987 yıllarında fındık dallarından yapılan tünellerle gerçekleştirilmiştir. 1999 verilerine göre toplam sera sayısı 3298 olup, bunların toplam alanı 402 dekardır. Besleyici Film Tekniğinde (NFT)Yapılan Domates Yetiştiriciliğinde Fasılalı Akışın Ve Bitki Tutunma Ortamlarının Verim Ve Meyve Kalitesine Etkileri Aylin DEMİRELLİ, Yüksel TÜZEL İletişim: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova/ İzmir. (tuzel@ziraat.ege.edu.tr) 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu araştırma, 1999-2000 yıllarında sonbahar ve ilkbahar yetiştirme dönemlerinde, besleyici film tekniği olarak türkçeleştirilen ve dünyada NFT olarak tanınan sistemde, fasılalı akışın ve farklı bitki tutunma ortamlarının domates yetiştiriciliğinde verim ve kaliteye etkisini saptamak amacıyla yürütülmüştür. Torfiçerisinde yetiştirilen fideler sonbahar döneminde 10 Eylül 1999'da, ilkbahar döneminde 31 Mart 2000 tarihinde, (a) perlit, (b) tüfve (c) pomza ortamları ile doldurulmuş delikli saksılara dikilmiş ve 30 cm genişliğinde ve 9 m uzunluğundaki polyester kanallara yerleştirilmiştir. Çalışmada. 2 fasılalı akış (l) 30 dakika döngü, 30 dakika boşluk (2) 45 dakika döngü, 15 dakika boşluk uygulanmıştır. Sonbahar döneminde Gökçe F, ilkbaharda ise FA 361 F] domates çeşitleri kullanılmıştır. Her iki yetiştirme döneminde verim ve bazı meyve kalite özellikleri saptanmıştır. Alınan son u çl ara göre toplam verim üzerine fasılalı akışların etkisi önemli olmamıştır. Denemeye alınan çözelti akış uygulamalarından 30/30'un daha fazla enerji tasarrufu sağlaması nedeniyle kullanımının daha ekonomik olacağı ortaya çıkmıştır. Tutunma ortamları arasında önemli bir fark bulunmamakla birlikte tüf ve perlit kullanımının daha uygun olacağı gözlenmiştir. Topraksız Yetiştiricilikte Farklı Yıkama Oranlarının Domatesin Verim Ve Kalitesine Etkisi Yüksel TÜZEL, Ayşe GÜL, İ.Hakkı TÜZEL, Raşit Z. ELTEZ, Funda ÜÇER, Aylin DEMİRELLİ İletişim: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova/ İzmir. (tuzel@ziraat.ege.edu.tr) 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu araştırma, 1999-2000 yıllarında, sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde bir topraksız yetiştiricilik şekli olan açık sistemde gerçekleştirilmiştir. Sonbahar döneminde Gökçe F], ilkbaharda FA 361 F domates çeşitleri kullanılmıştır. Seraya fide dikimleri sonbahar döneminde 10.09.1999 ve ilkbaharda 31.03.2000 tarihlerinde yapılmıştır. Deneme bölünmüş parseller deneme desenine uygun olarak düzenlenmiş, ana parsellerde yetiştirme ortamları (perlit ve 3:1 perlit + torf) ve alt parsellerde ise yıkama oranı (drene olan/uygulanan besin solüsyonu) (%5-10 ve % 15-20) ele alınmıştır. Yıkama oranının azaltılması sonbahar döneminde verimi etkilememiştir. İlkbaharda ise toplam verim ile ilgili olarak, perlit ortamında yıkama oranları arasında fark bulunmamış, perlit + torf ortamında ise yıkama oranının azaltılması verimde azalmaya yol açmıştır. Meyve kalite özellikleri bakımından uygulamalar arasındaki farlılıklar genelde istatistiksel önem düzeyinde olmamıştır.

10 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri Bitki Kök Bölgesine Yerleştirilen Bazı Materyallerin Sera Domateslerinde Verim Ve Meyve Kalitesine Etkileri Arzu KARAÇANCI, Yüksel TÜZEL İletişim: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova/ İzmir. (tuzel@ziraat.ege.edu.tr) 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu çalışmada, bitkilerin kök bölgesine su tutma kapasitesi yüksek, yeterli havalanma sağlayabilecek, hastalık ve zararlılardan arınmış, kolay ve ucuz olarak temin edilebilen materyaller yerleştirilerek bitkilerin su ve besin maddelerinden yararlanma oranının arttırılması amaçlanmıştır. Sonbahar dönemine uygun olarak geliştirilmiş domates çeşitleri (cvs. Yeni Talya F 1, 189 F 1, 870 F 1, Fantastik F 1, Belgin F 1, ve Gökçe F 1 ) toprakta ve toprağa açılan karık içine yerleştirilen iki farklı materyal (perlit ve bazaltik pomza) içinde yetiştirilerek verim ve meyve kalitesine etkileri incelenmiştir. Sera Domates Yetiştiriciliğinde Ortam Kültüründe Besin Çözeltisi Tuzluluk Düzeylerinin Verim Ve Meyve Kalitesine Etkileri Üzerine Bir Araştırma Funda ÜÇER, Yüksel TÜZEL İletişim: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova/ İzmir. (tuzel@ziraat.ege.edu.tr) 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu araştırma 2000-2001 yıllarında sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde yürütülmüştür. Bu çalışmada ortam kültüründe yetiştirilen domateste farklı tuzluluk düzeylerindeki besin çözeltisinin verim ve meyve kalitesine etkilerinin saptanması amaçlanmıştır. Sonbahar döneminde fideler (cv. M-09) 25.09.2000 tarihinde, ilkbaharda ise (cv. Dino RN) 15.03.2001 tarihinde dikilmiştir. Yetiştirme ortamı olarak perlit kullanılmış ve bitki basma 8 litre hacim olacak şekilde, 24 litre hacme sahip her saksıya 3 bitki, sıra üzeri 25 cm sıra arası 90 cm mesafe verilerek dikilmiştir. Her biri 200 litre hacme sahip 4 besin tankından besin çözeltisi uygulanmıştır. Sonbahar üretiminde 2 ds/m (Tl), 6 ds/m (T2) ve gün içinde 2-6 ds/m arasında değişen ortalama 4 ds/m EC'ye sahip besin çözeltisi (T3) uygulamaları denemeye alınmıştır. İlkbahar üretiminde ise bu uygulamalara gün içinde 2-6 ds/m EC'ye sahip besin çözeltisi + 2 haftada bir yapraktan Ca uygulaması (T4) ilave edilmiştir. Sistem açık sistem olup besin çözeltisi uygulandıktan sonra drene olan çözelti dışarı atılmıştır. Verim (haftalık kümülatif verim, ortalama meyve ağırlığı) ve meyve kalite özelliklerinin (meyvelerin çaplarına göre sınıflandırılması, toplam kuru madde içeriği, titre edilebilir asillik, vitamin C, meyve suyu ph'sı ve EC'si) yanısıra her iki yetiştirme döneminde de bitki su tüketimleri hesaplanmıştır. Sonbahar döneminde Tl, T2 ve T3 uygulamalarından sırası ile 13.6, 9.8 ve 11.5 kg/m verim elde edilirken, ilkbahar döneminde aynı uygulamalardan ve bunlara ilave edilen T4 uygulamasından sırası ile 10.5, 8.3, 9.4 ve 9.7 kg/m 2 verim alınmıştır. Farklı Organik Gübrelerin Ve Sulama Seviyelerinin Serada Organik Olarak Yetiştirilen Domateslerde Verim Ve Kaliteye Etkileri* Yüksel TÜZEL, Özlem TUNCAY, Dilek ANAÇ, İ. H. TÜZEL İletişim: Bahçe Bitkileri Bölümü, tuzel@ziraat.ege.edu.tr, +90 (232) 388 18 65 *Bu araştırma Organic Agriculture in the Mediterranean Basin de yayınlanmıştır. Bu araştırma 2000 yılı güz sezonunda İzmir e içme suyu sağlayan en önemli kaynak olan Tahtalı barajı koruma havzasında çiftçiye ait serada yürütülmüştür. Denemede iki farklı sulama seviyesi ve dört farklı organik gübre kullanılmıştır. Sulama 30 cb ve 50 cb toprak nemine göre programlanmıştır.denemede kullanılan gübreleme

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 11 uygulamaları 30 ton/ha ahır gübresi + E 2001 + Allgrow Bioplasma, 50 ton/ha ahır gübresi, 30 ton/ha tavuk gübresi + E 2001 + Allgrow Bioplasma ve 50 ton/ha tavuk gübresidir. Uygulamaların toplam verim üzerine olan basit etkileri istatistiksel olarak önemli bulunmazken, sulama ve gübre uygulamaları interaksiyonu önemli bulunmuştur. EN yüksek verim (7.86 kg/m2) 30 cb seviyesinde sulanan 30 ton/ha ahır gübresi + E 2001 + Allgrow Bioplasma uygulamasından elde edilmiş, bunu 50 cb seviyesinde sulanan 30 ton/ha tavuk gübresi + E 2001 + Allgrow Bioplasma uygulaması izlemiştir. Hasat döneminde üç hafta arayla alınan meyve örneklerinde kalite analizleri (meyvede renk, sertlik ve toplam kuru madde ile, meyve suyunda toplam suda erir maddeler, titre edilebilir asitlik, ph, EC ve vitamin c içeriği) yapılmıştır. Serada Organik Sebze Üretiminin Maliyeti Ve Karlılığının Belirlenmesi Üzerine Bir Örnek Çalışma: Türkiye* Sait ENGİNDENİZ, Yüksel TÜZEL İletişim: Bahçe Bitkileri Bölümü, tuzel@ziraat.ege.edu.tr, +90 (232) 388 18 65*Bu araştırma Organic Agriculture in the Mediterranean Basin de yayınlanmıştır. Çiftçileri teşvik etmek ve organik ürünlerin pazar fiyatını belirleyebilmek için organik sebzele üretiminin maliyetini ve karlılığını bilmek önemlidir. Bu araştırmanın amacı serada organik domates üretiminin ekonomik fizibilitesini belirlemektir. Sera domates yetiştiriciliğinde temel masraf elemanları serayı inşası için başlangıç yatırımı, değişken masraflar, sabit masraflar ve arazi kirasıdır. Bu çalışmaya göre serada organik olan yetiştirilen domatesten elde edilen net kar 1 m2 için 1.5 Amerikan Doları, 1 kg domates içinse 0.2 Amerikan Doları olarak saptanmıştır. Besin Çözeltisinin Elektriksel Geçirgenliğinin Domatesin Verim Ve Kalitesine Etkileri İ. Hakkı TÜZEL, Yüksel TÜZEL, Ayşe GÜL, R. Zeki ELTEZ Procedings of the Fifth International Symposium on Protected Cultivation in Mild Winter Climates Current Trends for Sustainable Technologies, 2001, Acta Hort. No: 559, 587-592. İletişim: Bahçe Bitkileri Bölümü, tuzel@ziraat.ege.edu.tr, +90 (232) 388 18 65 Bu çalışma besin çözeltisinin EC seviyelerinin farklı domates çeşitlerinin verim ve meyve kalitesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla 1998 ilkbahar ve 1999 sonbahar dönemlerinde ısıtmasız bir serada yürütülmüştür. Bitki yetiştirme ortamı olarak yatay saksılara yerleştirilen perlit kullanılmıştır. Sonbahar döneminde 189 F 1 ve 870 F 1 çeşitleri yetiştirilmiş, tohum ekimi 20 Temmuz, fide dikimi 28 Ağustos 1998 tarihlerine gerçekleştirilmiştir. İlkbahar döneminde tohumlar (cvs. FA 361 F 1 ve Target F 1 ) 4 Ocak 1999 tarihinde ekilmiş elde edilen fideler perlit dolu saksılara 12 Mart 1999 tarihinde dikilmiştir. Besin çözeltisinin içeriği mg/l olarak şöyledir: N 210, P 40, K 250, Ca 150, Mg 50, Fe 2, Mn 0.75, B 0.4, Zn 0.5, Cu 0.1, M0 0.05. Denemelerde 2.0 (kontrol), 4.0, 6.0 ve 8.0 ds.m -1 olmak üzere 4 farklı EC seviyesi test edilmiştir. Kontrol dışındaki uygulamalarda çözeltinin EC sini artırmak için NaCl kullanılmıştır. Bitkilerinin tümüne dikimden sonraki bir ayda kontrol çözeltisi (2.0 ds.m -1 ) uygulanmış, daha sonra tuz uygulamalarına başlanmıştır. Denemelerde toplam verim, hasat edilen meyve sayısı, ortalama meyve ağırlığı, meyve iriliği, kuru madde miktarı -KM-, toplam suda erir kuru madde miktarı -TSKM-, titre edilebilir asitlik -TA-, meyve suyunun EC ve ph sı ile Çiçek Burnu Çürüklüğü çıkış oranı (ÇBÇ) belirlenmiştir. Besin çözeltisinin EC seviyesinin verim ve meyve kalitesini önemli ölçüde etkilediği saptanmıştır. Besin çözeltisinin EC seviyesinin arttırılması verim ve meyve iriliğini azaltmış, ÇBÇ çıkış oranını arttırmıştır. Ayrıca EC sevisinin artışı ile birlikte meyve suyu EC değeri, TSKM, TA ve KM artmıştır. Çeşitlerin besin çözeltisinin EC seviyesine tepkisi farklı olmamıştır.

12 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri Açık Ve Kapalı Topraksız Tarım Sistemlerinin Verim, Su Ve Besin Maddeleri Tüketimi İle Çevresel Etki Yönünden Karşılaştırılması İ.Hakkı TÜZEL, Yüksel TÜZEL, Ayşe GÜL, M. Kamil MERİÇ, Öznur YAVUZ, R. Zeki ELTEZ Proceedings of the World Congress on Soilless Culture: Agriculture in the Coming Milenium, 2001,Acta Horticulturae 554:221-228. İletişim: Bahçe Bitkileri Bölümü, tuzel@ziraat.ege.edu.tr, +90 (232) 388 18 65 Isıtılmayan bir serada sonbahar (1998) ve ilkbahar (1999) dönemlerinde yürütülen bu çalışmada, farklı substratlarda gerçekleştirilen domates yetiştiriciliğinde açık ve kapalı sistemlerin etkisi araştırılmıştır. Denemelerde 1. perlit, 2. volkanik tüf, 3. 4:1 perlit + torf, 4. 4:1 volkanik tüf + torf olmak üzere dört farklı substrat test edilmiştir. Substratlar yatay saksılara bitki başına 8 litre hacim olacak şekilde yerleştirilmiştir. Bitkisel materyal olarak sonbaharda Gökçe F1, ilkbaharda ise FA 361 F1 domates çeşitleri kullanılmıştır. Toplam verim değerleri açısından açık ve kapalı sistemler arasında önemli bir fark bulunmadığı saptanmıştır. Toplam verim sonbaharda açık sistemde 15.7 kg/m 2, kapalı sistemde ise 17.0 kg/m 2 olarak gerçekleşmiştir. İlkbaharda ise açık sistemden 19.0 kg/m 2, kapalı sistemden 18.0 kg/m 2 verim alınmıştır. Her iki yetiştirme döneminde de, test edilen substratlar arasında, en yüksek verim perlit + torf karışımından alınmıştır. Toplam su tüketiminin substratlara bağlı olarak, sonbaharda 51.1-69.8 l/bitki, ilkbaharda 91.2-119.0 l/bitki arasında değiştiği saptanmıştır. Toplam besin elementi (makro elementler) tüketiminin sonbaharda 37.1-45.6 g/bitki, ilkbaharda ise 66.7-82.1 g/bitki arasında değiştiği belirlenmiştir. Test edilen substratlar arasında en yüksek su ve element tüketimi perlit + torf karışımında gerçekleşmiştir. Kapalı sistemin, açık sisteme kıyasla su tüketimini sonbaharda % 8-16, ilkbaharda % 20-24 oranında azalttığı saptanmıştır. Atılan element miktarı, açık sistemde kapalı sisteme kıyasla, yaklaşık % 32-34 daha fazla olarak gerçekleşmiştir. Elde edilen bulgular değerlendirildiğinde, kapalı sistemin verime etkisinin açık sistemden farklı olmadığı, buna karşılık su ve gübre kullanımında tasarruf sağladığı, çevre koruma yönünden daha etkin olduğu sonucuna varılmıştır. Besleyici Film Tekniği İle Domates Yetiştiriciliğinde Besin Çözeltisinin Sürekli Ve Kesintili Sirkülasyonunun Etkileri Ayşe GÜL, İ.Hakkı TÜZEL, Yüksel TÜZEL, R. Zeki ELTEZ Proceedings of the World Congress on Soilless Culture: Agriculture in the Coming Miienium, 2001,Acta Horticulturae 554:221-228. İletişim: Bahçe Bitkileri Bölümü, tuzel@ziraat.ege.edu.tr, +90 (232) 388 18 65 1998 yılının sonbahar ve 1999 yılının ilkbahar döneminde gerçekleştirilen bu çalışmada bitkisel materyal olarak üç farklı domates çeşidi (Gökçe F 1, 361 F 1, Target F 1 ) kullanılmıştır. Denemeler topraksız tarım şekillerinden Besleyici Film Tekniği (NFT) ne uygun olarak düzenlenmiş olup, besin çözeltisinin sürekli veya kesintili sirkülasyonunun verim, meyve kalitesi ve bitki su tüketimi üzerine etkileri incelenmiştir. Besin çözeltisinin kesintili akışı, 45 dakika akış + 15 dakika kesinti olacak şekilde zaman saati ile kontrol edilmiştir. Sonbaharda hasat dönemi 4 ay sürmüştür. İlk ayın sonunda, besin çözeltisinin kesintili akışının sürekli akışa kıyasla, verimi % 106.8 oranında arttırdığı saptanmıştır, verim artış oranı ikinci ve üçüncü ayın sonunda sırasıyla % 50.7 ve % 14.2 olarak gerçekleşmiştir. Toplam verim açısından ise, sürekli ve kesintili sirkülasyon arasında önemli bir farklılık bulunmamıştır. İlkbahar döneminde, besin çözeltisinin sirkülasyon şekli gerek erkenci gerekse toplam verim üzerine istatistiksel önem düzeyinde etkiye sahip olmamıştır. Meyve kalitesi ile ilgili olarak toplam kuru madde miktarı, suda erir kuru madde miktarı, titreedilebilir asitlik, vitamin C miktarı, meyve suyunun EC ve ph sı dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; sonbahar döneminde çözelti sirkülasyon şekilleri arasında fark bulunmamış,

E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri 13 ilkbaharda ise kesintili çözelti akışının meyvelerde toplam kuru madde miktarı, vitamin C miktarı ve meyve suyunun EC sinde artışa neden olduğu belirlenmiştir. Gerek sonbahar gerekse ilkbaharda, bitki su tüketimi açısından besin çözeltisi akışının sürekli veya kesintili olarak sağlanması farklı sonuca yol açmamıştır. Her iki dönemde de incelenen parametrelerden bazıları çeşide bağlı bir değişim göstermiştir, ancak çeşitlerin tepkisi çözelti sirkülasyon rejimine bağlı olarak değişiklik göstermemiştir. 140 Rugeri ve 1103 Poulsen Amerikan Asma Anaçlarında Farklı Sürgün Yükünün Çubuk Verimi ve Kalitesine Etkileri Üzerine Araştırmalar Alper DARDENİZ, İbrahim KISMALI İletişim: Ege Üniv. Ziraat Fak. Bahçe bitkileri Bölümü. 35100 Bornova- İZMİR. (e-mail: adardeniz@comu.edu.tr). Ege Üni. Ziraat Fak. Derg., 2001, 38(2-3):9-16 ISSN 1018-8851 Bu araştırma, 1997-2000 tarihleri arasında Çanakkale Meyvecilik Üretme İstasyonu Müdürlüğü Umurbey İşletmesi ndeki Amerikan asma anaçlığında yürütülmüştür. Denemede, 140 Rugeri ve 1103 Poulsen Amerikan asma anaçları materyal olarak alınmış, kontrol, 12, 8 ve 4 sürgün bırakılan anaçlarda çelik miktar ve kalitesi ile anaçların gelişme performansları incelenmiştir. Bir yıllık sürgün uzunluğu ve ağırlığı, fidanlık, aşılanabilir toplam çelik adetleri ve ağırlıkları, yaprak alanları, farklı boğumlar arası kalınlıklar, çelik randımanı, yeşil sürgün uzunluğu ve ağırlığı ile çap / öz oranı değerlerinde anaçlar bazında uygulamalar arası farklılıklar tespit edilmiştir. 140 Rugeri ve 1103 Poulsen Amerikan Asma Anaçlarının Çanakkale-Umurbey Koşullarındaki Çelik Verimleri ile Bazı Morfolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma Alper DARDENİZ, İbrahim KISMALI İletişim: Ege Üniv. Ziraat Fak. Bahçe bitkileri Bölümü. 35100 Bornova- İZMİR. (e-mail: adardeniz@comu.edu.tr). Ege Üni. Ziraat Fak. Derg., 2001, 38(2-3): 1-8 ISSN 1018-8851 Bu araştırma, 1989 yılı tesisi olarak dikilmiş olan 140 Rugeri ve 1103 Poulsen Amerikan asma anaçlarında, anaçların çelik verimleri ile bazı morfolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla, Çanakkale-Umurbey koşullarında iki yıl süreyle yürütülmüştür. Araştırma kapsamında, anaçların budama odunu değerleri, fidanlık, aşılanabilir ve toplam çelik adedi ve ağırlıkları, çelik randımanları ile vejetatif gelişmeye ait bazı morfolojik özellikler belirlenmiştir. Her ikisi de Berlandieri Rességuier No:2 x Rupestris du Lot melezi olan Amerikan asma anaçları içinde en yüksek çelik adedi ve ağırlığını, 1103 Poulsen Amerikan asma anacı vermiştir. Bu anacın, ortalama sürgün uzunluğu, koltuk sürgünü adedi ve uzunluğu ile toplam yaprak alanı gibi bazı morfolojik özellikler ile kuraklığa dayanım yönünden de, 140 Rugeri Amerikan asma anacına kıyasla üstün performans gösterdiği tespit edilmiştir. Alaşehir ve Buldan İlçelerinde Mevcut Bağ İşletmelerinin Yapısının Belirlenmesi Üzerinde Bir Araştırma Harun ÇOBAN, Serdar KARA, İbrahim KISMALI İletişim: İletişim: Ege Üniv. Ziraat Fak. Bahçe bitkileri Bölümü. 35100 Bornova-İZMİR. E.Ü.Ziraat Fakültesi Dergisi Cilt ( Vol): 38 No.1 2001 sayfa 17-24 Bu çalışmada, bağcılığın en yaygın olduğu Alaşehir ve Buldan ilçelerinde mevcut bağ işletmelerinin yapısı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla bu ilçelerde seçilen köylerde üreticililerle anket yapılarak işletme başına bağ alanı, arazi mülkiyeti, işletme başına bağ parça sayısı, kooperatiflere ortaklık durumu, telli terbiye sistemi kullanımı, bağ tesis durumu, budamada bırakılan bayrak sayısı, göz sayısı budama zaman sulama durum toprak analiz ilaçlama sayısı,

14 E.Ü. Ziraat Fakültesi I. Bilimsel Etkinlik Günleri hormon ve sarartıcı kullanma durumu, üzüm yetiştirme amacı, verim ve kalite durumu, hasat zamanının tespiti ve pazarlama şekli incelenmiştir. Tespit edilen sorunlara uygun çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır. Kuru Kayısı Meyvelerinin Kitlesel Depolama Olanaklarının Araştırılması İsmail KARAÇALI, Fatih ŞEN İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 35100 Bornova, İZMİR. (fsen@ziraat.ege.edu.tr) Kuru kayısı meyveleri, kurutma sonrasından tüketiciye sunuluncaya kadarki dönemde ortam koşullarının etkisiyle yavaş veya hızla kalite kaybı ve bozulmalara maruz kalır. Kuru meyveler uzun süre ( 1yıl) saklandığında da bunlar büyük boyutlara ulaşır. Ürünün içinde bulunduğu ortam koşulları uygun durumda kontrol altında tutulursa, bu kayıplar yavaşlar. Çalışmada Malatya dan getirilen geleneksel olarak kurutulan ve kükürt dioksit ile fümige edilen H.Haliloğlu çeşidi kayısıları kullanılmıştır. Bu meyveler soğutmalı (4±1 oc, %55-65 nem) ve soğutmasız (normal) depo koşullarında farklı kitlesel ambalaj kaplarından (tahta kasa, jüt çuval, PE torba) saklanmıştır. Ambalajların değişik seviyelerine sıcaklık ve nem değişim değerleri sürekli olarak kayıt edilmiştir. Ambalajların farklı düzeylerinden (alt, orta, üst) belirlenen aralıklarla alınan örneklerde kalite ve bozulma durumları incelenmiştir. Bu meyvelerde suda çözünür kuru madde, titre edilebilir asit ve kükürt dioksit miktarı, alkolde erir renk ve yansı renk (L, a/b) değerleri saptanmıştır Sonuçlar kuru kaysının kasalar içinde soğuk depo saklamanın en uygun olduğunu, başarılı depolama için özellikle ilk 6 aylık dönemin aşılmaması gerektiğini göstermektedir. Kuru meyveler ancak kısa süreli olarak normal koşullarda tutulabilir. Bunda da sıcaklık oynamaları küçük olmalı ve hava nemi % 60-70 i aşmamalıdır. Çinko Uygulamalarının Sera Karanfilinin Gelişmesi Ve Çiçeklenmesi Üzerine Etkileri Seda KIZILOK, Ercan ÖZZAMBAK İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bornova/İZMİR (ozzambak@ziraat.ege.edu.tr) 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu çalışma, topraksız kültürde ve toprakta yetiştirilen karanfillerde çinko uygulamalarının bitki gelişmesi ve çiçeklenmesi üzerine etkisini belirlemek amacı ile yürütülmüştür. Topraksız kültürde % 50 Torf + % 50 perlit ortamında yetiştirilen Tempo karanfil çeşidi ile toprakta yetiştirilen Gatsby ve Victoria karanfil çeşitlerinin yapraklarına püskürtme şeklinde 50-100 ppm ZnEDTA ile 100 ppm ZnSO 4 uygulanmıştır. Topraksız kültürde yapraktan yapılan uygulamalar içinde 100 ppm ZnEDTA uygulaması bitki boyu değişimi, yaprak sayısı, erkenci verim ve çiçek kalitesi üzerine etkili olmuştur. Toprakta yapılan yetiştiricilikte, çeşitlerin davranışları ele alınan bütün kriterlerde farklılık göstermiş, Gastby karanfil çeşidi daha iri ve kaliteli çiçekler oluşturmuştur. Bitki boyu değişimi üzerine 100 ppm ZnEDTA uygulaması etkili olmuş, diğer kriterler yönünden istatisiki farklılık bulunmamasına karşın, ZnEDTA uygulamaları maksimum değerleri vermiştir. Sera Gül Yetiştiriciliğinde Farklı Yetiştirme Ortamlarının Bitki Gelişimi, Çiçek Verimi Ve Kalitesi Üzerine Etkileri Hülya AKAT, Ercan ÖZZAMBAK İletişim: E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bornova/İZMİR (ozzambak@ziraat.ege.edu.tr) 6.Ulusal Seracılık Sempozyumu. 5-7 Eylül 2001, Fethiye, MUĞLA. Bu araştırma, farklı ortamların kesme çiçek gül yetiştiriciliğinde verim ve kalite üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada bitkisel materyal olarak Kordes firmasına ait SMART adlı çeşit, yetiştirme ortamı olarak da pomza, çam kabuğu, torf+ perlit (1:1) ve bunların eşit miktarlardaki karışımı kullanılmıştır.