SAYI 1 / NİSAN 2014 / ÜCRETSİZ FESTİVAL ZAMANI BU OTELDE ŞIMARMAK SERBEST. yat ALACAKLARA ÖNERİLER. 30 metrekarede yaşam ÜNLÜ MÜDAVİMLER



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

İMREN HAN OTEL & KONAKLARI

Motelimiz, 7 iki kişilik oda, 2 üç kişilik oda ve 3 bungalowdan oluşuyor. Bungalowlarda 2 yatak odası ve 4 yatak var.çocuklu Aileler için çok ideal

DİVAN Marketlerde de satılıyor

Bağlıca nın En Kapsamlı Projesi

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Bir evden öte; cennetten ilham almış bir köşeye hoş geldiniz.

HASAN KOLCUOĞLU ADANA

TERMAL SU NEDİR? Termal sular, sıcaklıkları 20 C nin üzerinde ve mineral yönünden zengin olan doğal kaynak sularıdır.

/elaresort /elaresort

Menümüzü incelediniz mi?

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

Hayatınıza değer katarak, ev sahibi olmaktan öte yeni bir deneyim sunan Seyir Konutları ile sizleri ayrıcalıklı bir yaşama davet ediyoruz.

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

TUVAL GARDEN, bir TPD GRUP Projesidir.

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

1985 YILI EGE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ MEZUNLARI ESKİŞEHİR BULUŞMASI TEMMUZ 2013

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Rahat Bir Hayat İçin Esnek Çözümler

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Q-BREAKS SİZE TÜRKİYE DE FANTASTİK TATIL SEÇENEKLERI SUNUYOR!

ELEGANT URLA

Stillistanbul. Sabiha gökçen Hava Limanı. Neomarin AVM. Pendik Marina. Divan Otel. Modern istanbul un Kalbindeyiz

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

IKEA dan, özenle hazırlanan Ramazan sofralarına öneriler.

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon)

HERŞEY DAHİL HELAL HOTEL

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

Yaşam. Kandilli si. Hayalinizdeki. Yatırımın. Yaşamın ve

tüm toplantı ve buluşmalarınız için hizmetinizdeyiz...

Otel Bilgisi. Limak Arcadia Golf Resort Otel

Lobi ve Resepsiyon / Lobby & Reception

Yunanistan - Mikonos

Geleneksel Çiftlik Günleri Başlıyor!

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

La Blanche Turgutreis merkezinde, Bodrum a 18 km Milas hava alanına 50 km mesafededir.

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini


Denize Sıfır Konum - Özel Kum Plaj - Çocuk Dostu Otel - Su Kaydıraklı Otel - Engelli Dostu Otel - SPA - Toplantı Oteli

Denize Sıfır Konum - Özel Kum Plaj - Çocuk Dostu Otel - Su Kaydıraklı Otel - Engelli Dostu Otel - SPA - Toplantı Oteli

Keyifli ve ışıltılı yaşamın kapıları Park Vera ile aralanıyor...

İÇ MİMARLIK ÇÖZÜMLERİ

cafe Aktif yaşayanlara sağlıklı lezzetler

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Lezzet. Keyif. /emretbursa Mudanya Yolu, Bademli Girişi, Trend Park

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Yaşamın, düşlerin ötesine geçtiği yer

Seyahatte Tasarruf Rehberi Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

2018 FACT SHEET 20 Nisan Ekim 2018

Adana Lezzet Festivali

IEEE Türkiye Başkanlar Kurultayı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

RIDVAN DİLMEN BODRUMSPOR U ZİYARET ETTİ

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

DoubleTree by Hilton İstanbul Avcılar. Where the little things mean everything. Hoş Geldiniz

Sonsuz Mutluluğa Gerçek Bir Dokunuş...

Bağlıca nın en lüks konsepti

Otel Bilgisi. Otel Özellikleri. Grand Yazıcı Uludağ. Grand Yazıcı Uludağ - Uludağ

Aktivitem Catering ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Sistemi standartlarına sahiptir.

FRANCHISE TANITIMI. Mangal keyfini masada yaşatan Kolay, karlı ve eğlenceli Benzersiz restoran konsepti

EN EĞLENCELİ YAZ OKULU KIDZANIA YAZ KAMPI NDA!

parkresidencescadde.com

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ GASTRONOMİ VE DEGÜSTASYON KULÜBÜ

ÇOCUKLAR İÇİN SURVİVOR PARKURU

Hakkımızda. Alaçatı muhallebicisi Ege nin kendine özgü doğasından ilham alır. Alaçatı doğallığı temel değer olarak benimsenmiştir.

MELTAŞ MALATYA KURABİYESİ

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ALPEK İNŞAAT AŞ.; Haziran 1987 tarihinde PEÇEN, ERKILAVUZ ve KURT ailelerinin işbirliği ile kurulmuş bir aile şirketidir.

SOKAKLARIN ESSİZ - LEZZETLERİ, SOKAK SANATÇILARININ MÜZİK ZİYAFETİ VE ÜNLÜ SEFLERİN - SUNUMLARIYLA BEEF&FISH SOKAK LEZZETLERİ FESTİVALİ

HAYATI ŞİMDİ İSTEDİĞİNİZ GİBİ YAŞAYIN. Remley Land, bir Remley Grup projesidir.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

İSTANBUL A HOŞGELDİNİZ

İHTİŞAMLI BİR SATIŞ OFİSİNE DAVETLİSİNİZ

4 MEVSİM TATİLDE YAŞAMAK...


Tatil ve Yöre Rehberi

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

YENİ TRADEMARK YİNE BORNOVA!

TURUNÇ Ege ve Akdeniz in kucaklaştığı noktada özel bir koy olan Turunç Mavi bayraklı plajı, pırıl pırıl kumsalı, masmavi denizi ile cennetten bir

MAVİ İLE YEŞİLİN, DOĞA İLE ŞEHRİN BULUŞTUĞU YERDESİNİZ! Yürüyüş ve koşu yapmak ya da bisiklete binmek isterseniz sahil, evinize çok yakın mesafede...

WINDSURF KAMPI DATca. Hey Sen..! Türkiye nin en iyi windsurf noktalarından biri olan Datça da muhteşem bir tatil seni bekliyor.

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin

Alkan Yapı, 1981 yılından beri 2500 den fazla konut teslim etti. Farklı ihtiyaç ve beklentilere göre nitelikli projeler geliştiren Alkan Yapı,

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Yunanistan - Santorini


FRANCHISE TANITIM KATALOĞU

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Transkript:

SAYI 1 / NİSAN 2014 / ÜCRETSİZ ALAÇATI DA FESTİVAL ZAMANI ÜNLÜ MÜDAVİMLER alaçatı yı anlattı yat ALACAKLARA ÖNERİLER BU OTELDE ŞIMARMAK SERBEST 30 metrekarede yaşam

1878 den beri Soğuk Lezzetlerin Sırrı, Komili Sızma Zeytinyağı 2

EDİTÖRDEN İÇİNDEKİLER Alaçatı+ tan merhaba Bu ay ilk sayısını sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşadığımız Alaçatı+, hepimizin bir aşkla bağlı olduğu güzel Alaçatı nın bilinen bilinmeyen her yönüyle daha geniş kitlelere doğru tanıtımını amaçlayan bir yayın. Her ay sizlerle Alaçatı nın kimliğiyle özdeşleşmiş mekanları, Alaçatı ziyaretleri için aradığınızdan fazlasını bulabileceğiniz otelleri, yerel lezzet duraklarını ve kendine has ürünleri bulunan dükkanları paylaşacağımız Alaçatı+, hem Alaçatı sevenler hem de Alaçatı yı ilk defa görecek ziyaretçiler için bir başvuru kaynağı olsun arzusundayız. Bu ayki sayımızda Alaçatı sevgisiyle tanınan ünlü isimlerle yaptığımız ve Neden Alaçatı? sorusuna cevap aradığımız bir soruşturma, nisan ayında gerçekleştirilecek olan Alaçatı Ot Festivali nin geniş bir tanıtımı ve meşhur Alaçatı Köykurabiyecisi yle yapılan bir söyleşi okuyabileceksiniz. Ayrıca her ay düzenli olarak tekrar etmeyi düşündüğümüz dekorasyon sayfamızda, geçen yaz Ovacık ta açılan Before Sunset plajının ortaklarından ve Alaçatı merkezdeki 330 otelin sahibi Murat Öktem in yaşam alanını ziyaret ediyoruz. Meşhur Alaçatı pazarının en sevilen simalarından Giritli Niko nun bal ve reçellerini tanıyacak, köyün en popüler yeme-içme mekanlarından Asma Yaprağı nın işletmecisi Ayşe Nur Mıhçı nın lezzet sırlarını öğreneceksiniz. Alaçatı+ ın sayfalarını karıştırırken taze Ege otlarının kokusunu duyabildiğiniz keyifli bir okuma diliyoruz. * Kapak fotoğrafı Saime Berkkan a aittir. 6 Ünlülere neden Alaçatı yı tercih ettiklerini sorduk EGE 45 18 İçi modern dışı Alaçatı usulü bir ev EGE 45 Misafirlerini şımartmayı seven otel: Vintage Hotel Alaçatı EGE 45 Asma Yaprağı nda Ege lezzetleri keşfi 10 22 Ücretli transfer hizmeti Ücretli kuru temizleme hizmeti Ütüleme Çamaşırhane Sigara içilmeyen alan Duş Kahvaltı WI-FI 24 Bu dükkanın önünde kuyruk hiç bitmiyor: Alaçatı Köy Kurabiyecisi EGE 45 AYLIK SEYAHAT DERGİSİ SAYI 1 / NİSAN 2014 İMTİYAZ SAHİBİ Casa Blanca Yayıncılık adına Tuba Parlak tuba@casablancayayincilik.com SORUMLU Yazı İşlerİ Müdürü Tuba Parlak TASARIM Sinem Fırtına Katkıda Bulunanlar Cem Bayoğlu, Saime Berkkan, Z. Deniz Metin, Ali İnceoğlu, İlker Metin, Barış Selamioğlu REKLAM REZERVASYON Zeynep Dingiloğlu reklam@casablancayayincilik.com BASIM Dünya Süper Veb Ofset A.Ş Globus Dünya Basınevi 100. Yıl Mah. Bağcılar. İstanbul Tel: (212) 440 24 24 İLETİŞİM Adres: İstasyon Yolu Sokak No:3/46 Altıntepe - Maltepe/İstanbul Telefon: 0533 686 69 07 * Alacatı+, bir Casa Blanca Yayıncılık yayınıdır. * Bu yayında yer alan yazı ve fotoğrafların tüm hakları kredi sahiplerine veya Alaçatı+ a aittir. İzinsiz alıntı yapılamaz. * Tüm yazı ve görsellerden imza sahibi sorumludur. İlanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. EGE 45 28 Yat sezonu açılırken yapmanız gerekenler Tezgahında şifa dağıtıyor: Alaçatı pazarından Giritli Niko EGE 45 26 3

GÜNCEL NİSANDA NELER OLUYOR KAÇ SAATTE GİDİLİR? Özel aracınızla bulunduğunuz şehirden Alaçatı ya gelecekseniz bazı noktalardan kilometre uzunluğu şu şekilde: İstanbul dan yaklaşık 9 saat - 630 km Ankara dan yaklaşık 9.5 saat - 660 km Çanakkale den yaklaşık 6.5 saat - 415 km Konya dan yaklaşık 10 saat - 640 km Eskişehir den yaklaşık 7.5 saat - 490 km DAHA UCUZ Sezonda pek çok kişiye yüksek gelen fiyatlar, nisan ayında neredeyse her bütçeye uyacak kadar cüzi miktara iniyor. HAVALAR GÜNEŞLİ Nisan boyunca hava sıcaklığı 16-19 derece arasında güneşli. Sadece 10 Nisan da yağmur bekleniyor. TELAŞSIZ HAYAT Yaz tatili fanatikleri henüz gelmemiş olduğundan sokaklarda rahat rahat gezmek mümkün. En güzeli de en ünlü restoranında bile rezervasyonsuz masa bulmak çok kolay. Meşhur pazarınıysa rahat rahat gezebilirsiniz. TOPUKLU GİYMEYİN Alaçatı nın merkezinde yollar parke taş döşeli. Dolayısıyla topuklu ayakkabıyla yürümek sabır ve dikkat istiyor. Gece kıyafetinin altına babet giymeniziyse kimse yadırgamıyor. 4

GÜNCEL YARATICILIĞA DEVAM Göz Atölye de taş boyamaktan yastık kılıfı tasarlamaya kadar kendinize pek çok yaratıcı aktivite yaratmanız mümkün. RÜZGAR HIZI İYİ Bu ay rüzgar hızı ortalama 11 knot olacak. Esiş yönüyse kuzeybatı. DAHA FAZLA ÇEŞİT Baharın gelmesiyle birlikte çeşit çeşit otlar da kendini gösterdi. Hem cumartesileri kurulan pazarında hem de bu ay düzenlenen Alaçatı Ot Festivali nde hiç bilmediğiniz otlarla karşılaşabilirsiniz. DİREKT ULAŞIM ZOR İzmir Adnan Menderes Havaalanı ndan ulaşım, eğer araç kiralarsanız 45 dakika sürüyor. Havaş ise 65 dakikada Çeşme ye kadar gidiyor. Ardından taksi ya da minibüse binmeniz şart. 5

HABER Neden Alaçatı? DENİZ METİN Özellikle son beş yıl içinde Alaçatı nın popüleritesi fazlasıyla arttı. Kimisi zevkine göre bir ev sahibi olup yılın yarısını burada geçirirken, kimisiyse fırsat buldukça iki gün dahi olsa Alaçatı ya kaçıyor. Peki, nedir Alaçatı nın bu denli bir arzu nesnesi olmasının ardında yatan sır? Müdavimlerine sorduk. 6

HABER ERDEM YENER (sanatçı) Benim için orası âlâ-çatı Alaçatı yla esas tanışmam 2012 yazındaydı. Pek tatile fırsat bulabilen biri değilim. Ama o dönem bir ay kadar kalıp, tadını çıkarmaya çalışmıştım. Birçok arkadaşımla aynı anda orada olmak, birçok hatıranın doğmasına da sebep olmuş, benim için özel bir yer haline gelmişti Alaçatı. Biraz İstanbul a benzetmiştim. Ne istersen var yani... Huzur istersen o da var, çok kalabalık olsun dersen o da var. Hiç kimse olmasın, tek başıma olayım dersen ona da sahipsin. Küçük bir yer olmasına rağmen birçok seçeneğe sahip olması benim için en cezbedici yanı sanırım. İlk gidişimin ardından üst üste iki tatilimi de burada yaptım. İkincisi de iki ay sürdü. Alaçatı ya gittiğimde sıkılmayacağım, bana ev hissi veren otelleri seçiyorum. Çok sıcak saatlerde değil, hava hafif düşmeye başladığında plaja gidiyorum. Çok seçenek olmakla beraber hem eğlenceli hem de sükunet sahibi Ramo Beach var mesela. Çünkü diğer plajların neredeyse hepsi akşama doğru sizi yormaya başlayacak kadar müzik açıyor. Happy hour diyorlar adına ve çok da happy olmuyor o gürültüde insan. Akşamsa mutlaka bir rakı masası... Sadece Alaçatı ya özgü olmaksızın, mutlaka yanımda sevdiklerim olmalı tabii. Bir de Alaçatı nın kumrusuna ve dondurmasına bayılıyorum. Yemek için ayrıca Tapu ve Antioche güzel. Gece hayatı için benim olmazsa olmazım Tektekçi dir. Saat 01.00 den sonra Alaçatı da müzik sesi kapatılır. Ama orada herkese birinci sınıf kulaklıklar dağıtılır ve silent disco başlar. Sabah 04.00 e kadar kulağınızda sesini kendinizin ayarlayacağı müziğinizle eğlenmeye devam edebilirsiniz. Her gün giderim mutlaka. Daha kulüp havası bir şey derseniz de, port taki Öküz olabilir. İşletmelerin güvenlik zaafları ve yanlış yönetiminin kurbanı olan Aya Yorgi yi ise (Eğer Babylon da bir festival yoksa) pek tercih etmem. YILMAZ VURAL (teknik direktör) Artık yerlisi gibi olduk Kasımpaşa Spor Kulübü nde antrenörlük yaptığım senelerde yardımcı hocam Şakir Özkayımoğlu ve Malatya Spor dan Malik Gençalp sevdirdi bana Alaçatı yı. Zaten hep duyardım, eski milli futbolcu Ümit Kayıhan ve Mustafa Denizli de gidip gelirlerdi. Zaman zaman tatil için biz de eşimle gittikten sonra sonunda dört sene önce bir ev satın aldık Alaçatı dan. Her yıl mayıstan eylül ayına kadar olan zamanı orada geçiriyoruz. Artık yerlisi gibi olduk, diyebilirim. Alaçatı da olduğumuzda zamanımızın çoğunu tembellik yaparak geçiriyoruz. Akşamları Avrasya Ev Yemekleri, Ferdi Baba, Mona ve Şerefe ye gitmeyi çok seviyoruz. Çünkü hepsinde Ege nin kendine has bitkileriyle yapılan enfes lezzetler oluyor. Cumartesileri mutlaka pazara gider alışveriş yaparız. Emine Hanım ve Ali Bey in tezgâhına uğramadan haftasonunu geçirmeyiz. Bunun dışında bir yandan arkadaşlarla görüşüp bir yandan da dinleniyoruz. Kafamızı boşaltıyoruz. Hem işim hem de gezme merakımdan dolayı çok yer gördüm Türkiye de. Ama Alaçatı bir başka... İnsanı alıp başka yerlere götürüyor adeta. Mimari yapısının güzelliğini, doğasının temizliğini bir kenara koyarsak insan ilişkileri açısından da yaşanılacak yer. Tabii ki son yıllarda popülerleşmesinden dolayı kalabalıklaştı. Bu da bende, Acaba sempatisini kaybeder mi? diye endişe uyandırmıyor değil tabii. Ama yine de her sene yaz gelsin diye iple çekiyoruz. İş hayatımı sonlandırdığım zaman Alaçatı da yaşamayı düşünüyorum. Dağ yamaçlarında bahçeli bir ev hayali kuruyorum. AYHAN SİCİMOĞLU (müzisyen) Yemekler bir harika Alaçatı ya ilk ne zaman gittiğimi yıl olarak hatırlamıyorum. Ama taş evlerde sadece mübadele göçmeni yerli halkın oturduğu tozlu sokaklı zamanlardı, diyebilirim. Evet, o dönemde tozlu sokaklar, bakımsız evler, sakin ve uykulu bir halk vardı Alaçatı da. Şimdiyse biraz abartılmış, kalabalık ve pahalı bir yer. Lokantalarda verilen hesapların rahatsız edici boyutlarıysa cabası. Alaçatı ya gittiğimde vaktimi daha çok kitap okuyarak ve arkadaşlarımın evinde yemek yaparak geçiriyorum. Tabii geçen senelerde kapanan MONK Jazz Club da uğrak yerimizdi. Şimdilerde nereyi önerirsiniz diye soranlaraysa, Şifne Belediye sıcak su havuzlarını, sakızlı dondurma yapan yerleri, ot salataları ve balığıyla tüm restoranlarını ve muhakkak Ot Festivali ni deneyimlemeyi öneririm. 7

HABER ÇAĞLA KUBAT (sporcu) Bebeğimi orada büyütmek istiyorum MÜGE AKGÜN (Radikal Gazetesi yazarı) Gelecekte gastronomi merkezi olacak Alaçatı ya ilk kez 1980 lerin başında gitmiştim. Taş evleriyle mimari bir kimliği olan ama geçmişinin hüznünü taşıyan, bir zamanlar kim bilir nasıl farklı bir yaşam vardı, dedirten bakımsız bir köydü. Sonra araya uzun yıllar girdi, 2000 lerde tekrar gittiğimde bambaşka bir Alaçatı ile karşılaştım. Kentten kaçan yeni sahipleriyle ikinci doğuşunu yaşayan bu yeni Alaçatı yı çok sevdim. Ancak o kadar çok popüler olmaya başladı ki, ilgim yılda bir en fazla iki kez güneye inerken gece konakladığım yer olmaktan öteye geçemedi. İki yıl kadar önce bir kaç gün kalınca ve basında yer alış şekli değişmeye başlayınca benim de algım değişmeye başladı. Alaçatı da beni en çok mutlu eden şey pansiyonlardan restoranlara neredeyse her işletme sahibinin bir öyküsü olması. Alaçatı daki insan kalitesi mekânlara da doğal olarak yansıyor. Diğer tatil yöreleriyle karşılaştırdığımda dürüst işletmecilik anlayışı hoşuma gidiyor. Alaçatı yakın bir gelecekte gastronomi merkezi olabilir. Kemal Demirasal ın son iki yıl içinde açtığı Barbun ve Alancha adlı restoranlar Türkiye de deneysel mutfağın en önemli temsilcilerinden. Kemal Şef in alaylı olması, üstlendiği misyonu daha da ilginç kılıyor. Benim için olmazsa olmazları arasında İmren Pastanesi ni ve yeni yola koyulmasına karşın Ot Festivali ni sayabilirim. Alaçatı, Mimari dil birliği, taş evleri ve tahta sandalyeleriyle gözümüz gibi bakmamız gereken bir tarihi miras. Onu lüks bir tatil beldesine dönüştürmeye çalışmalarına çok üzülüyorum. Alaçatı ya en iyi, sakin bir yaşam için şehirden kaçıp gelen yeni kuşak yerleşiklerinin sahip çıkacağını düşünüyorum. Alaçatı da yürüyüş mesafesi deniz kıyısına ulaşabilseydim yazları çok daha sık giderdim. Yerel yönetimden beklentim deniz kıyılarının yağmalanmasına izin vermemeleri ve sentetik plajlara gitmek istemeyenler için köyün içinde kapalı ve açık bir yüzme havuzu yapmaları. Küçüklüğümden beri ailece Çeşme ye gider geliriz. Ama Alaçatı yı keşfetmemiz 15 yaşıma denk geldi. Gerçi, annem mimar olduğundan derslerine araştırma yapmak için Alaçatı ya giderdi. Beni de yanında götürür, birlikte sokakları keşfederdik. Ailede herkes doğa sporlarına tutkulu olduğundan bir yurtdışı gezimizde yabancılardan Alaçatı da sörf yapıldığını öğrendik. Yabancı turistlere eğitim veren Harrt Nass Windsurf Okulu vardı. Daha önce sörf yapmayı bildiğimizden bu okula gidip malzeme kiralayıp sörf yapmaya başladık. Orada öğrendik, geliştirdik. Çünkü Alaçatı da sörf seviyenizi yükseltmeniz çok kolay. Ben de bu sayede hızlıca ilerledim. Oradaki deneyimlerim sayesinde İstanbul da kulüpte lisanslı sörf yapmaya başladım. Benim zamanımda eğitmen ve antrenör bulmak çok zordu. Şimdiki nesil de bu zorluğu çekmesin, Alaçatı dan faydalansın diye 2011 yılında da Çağla Kubat Windsurf Akademi yi açtım. Sadece temmuz ve ağustos aylarında yoğunluk olsa da, aslında Alaçatı da sekiz ay sörf yapmak mümkün. Ben de televizyonda çalıştığım zaman altı gün çekim olsa da kalan bir gün mutlaka gidiyorum Alaçatı ya. Sörf yapmam da gerekmiyor. Merkezde oturup çay içsem de olur. Çünkü Alaçatı yı çok seviyorum. Kışın boş diyorlar Alaçatı için ama gideceğiniz yerleri bilirseniz çok keyifli. Ayrıca kalabalık da çok çekici olmuyor zaten. Gündüzleri akademiyle ilgili idari işleri hallediyor, spora gidiyoruz. Akşamları yemek için İyi Pizza, Sailors, Asma Yaprağı, Avrasya Ev Yemekleri ve Yusuf Usta yı tercih ediyoruz. Kahvaltı için Zeytin Konak Otel ideal. Ayrıca Alavya da vakit geçirmek çok güzel, düğünümüzü de orada yapmıştık. İçinde olduğumda çok huzur duyduğum bir yer Alaçatı. Ne yaparsam yapayım mutlaka uğrayıp bütün negatif enerjimden kurtuluyorum. Bebeğimi de en azından okula başlayana kadar orada büyütmek istiyorum. 8

HABER ONUR BAŞTÜRK (Hürriyet Gazetesi yazarı) Geç başlayan yemek alışkanlığını seviyorum Alaçatı ya ilk kez 2002 yılında gittim. Kendi halinde ve sakin bir yerdi. Ardından birkaç kez sörf yarışmaları için gittim. Sonra da buranın hızlı yükselişine tanıklık etmek, bir yandan da arkadaşlarım Alaçatı da tatil yapmayı tercih ettiğinden sık sık soluğu burada aldım. Gündüzleri vaktimi denizde geçiriyorum. Çiftlikköy ya da sörf okullarının bulunduğu koya gidiyorum. Geceleriyse köyün içindeki barlardayım. Göz Lounge favorim. Geç başlayan yemekleri de seviyorum. Alancha yı öneririm. Yerli bir Noma deneyimi yaşamak için ideal. Kuyu ve Asma Yaprağı da çok başarılı. Nefis ev yemekleri ve zeytinyağlıları var. Ayrıca Alaçatı dan sakızlı kurabiye yemeden, sabah uzun kahvaltılar etmeden, köy içindeki dükkanlarda turlamadan ve butik otellerin avlusunda aylaklık yapmadan dönülmez. Mesela Sailors ta mesela Alavya da... SERMET SEVERÖZ (Habertürk Gazetesi yazarı / TAV Holding Private Projects and Customers Manager) Herkes bir olup sezonu uzatmalı Alaçatı yla tanıştığımda henüz çocuktum. Ailecek şu an Sheraton ın yerinde olan Turban Otel e ve Altın Yunus a giderdik. Daha çok Çeşmeci olsam da, kader küçüklüğümden beri rotamı buraya çok sık çevirdi. Her sene öyle ya da böyle sık sık giderim. Son yıllarda ise pek çok dostumun yerleşmek için Alaçatı yı tercih etmesinden dolayı yaz-kış epeyce gider oldum. En güzel yanıysa başka yerlerde olduğu gibi haldır haldır otomobille ordan oraya sürüklenmeden, mümkün mertebe yürüme mesafesindeki mekânlarda sadece keyif yaparak vakit geçirebilmek. Taşa endeksli mimarisini, cumartesi günleri kurulan Alaçatı pazarını ve rüzgarını da ayrıca çok seviyorum. Ama tüm mekân ve otellerin bir araya gelip, projeler üretip çok kısa olan yaz sezonunu uzatmaları gerek. Sadece deniz, güneş ve yerli turistle değil, şarap kültürü, yeme-içme ya da sanat gibi konulara odaklanılarak her sezon, çekim merkezine dönüştürülmeli. ÇAĞLA ŞİKEL (manken/oyuncu) Alaçatı da kalpler başka atıyor Alaçatı ya ilk kez çok uzun yıllar önce gitmiştim. Kurulu bir dekor gibi, adeta film seti havası vardı. Bu beni çok etkilemişti. Artık çok daha fazla zamanımı orada geçiriyorum. Her yaz mutlaka ailecek oradayız, kışın da fırsat buldukça gitmeye çalışıyoruz. Eşim Emre Altuğ ve ağabeyi Ahmet Altuğ birlikte Alaçatı da otel açmaya karar verdiklerinde fikri çok destekledim. Çünkü dediğim gibi, işletmeden ziyade orada olmayı çok seviyorduk. Gündüzleri çoğunlukla çocuklarımızla birlikte gezip alışveriş yapıyoruz. Akşamlarıysa arkadaşlarımızla birlikte farklı restoranlarda değişik lezzetler tatmayı tercih ediyoruz. Kuytu ve Lavanta nın yemekleri harika. Eğlence içinse Double Bar, en sevdiğimiz. Alaçatı, küçük ama ayrı bir dünya. Orada kalpler başka atıyor. 9

OTEL AÇIK OLDUĞU TARİHLER 1 Nisan-1 Kasım NİSAN FİYATLARI Kahvaltı dahil iki kişilik oda fiyatı 109-149 Euro arasında. MERKEZE YAKINLIĞI 1.5 dakika İLETİŞİM (232) 716 0 716 www.vintagealacati.com Yenimecidiye Mah. 3046 Sk. No:2/1 Alaçatı, Çeşme, İzmir Vintage Hotel Alaçatı DENİZ METİN Temmuz 2011 de ilk misafirlerini 2 ağırlayan Vintage Hotel Alaçatı nın hikâyesi, kurucularından Yeliz Yüksel in 2006 da Alaçatı yla tanışmasıyla başlıyor. Aslında bir hukukçu olan Yüksel, her ne kadar daha önce turizm sektöründe işletmeci olarak deneyimi olmasa da, her zaman detaycı bir müşteri olmuş. Yani, otel misafirinin neye ihtiyacı olup olmayacağını çok iyi deneyimlemiş. Vintage Hotel Alaçatı yı da ortağı Akın Akbaş ile birlikte bu deneyimlerin verdiği bilgiler ve kendi beğenilerine göre tasarladıklarını söylüyor: Otelimizi tamamen kendi gustomuzu yansıttığımız ve misafirler ağırladığımız büyük bir ev olarak hazırladık. Ama aynı zamanda misafirlerin lüksü, konforu ve kendini özel hissettiği bir otel olarak da düşünebilirsiniz. Samimiyet duygusunun kişiselleştirilmiş hizmet kalitesinin önüne geçmemesine özen gösterdiğimiz otelimizde misafirlerimizi şımartmaktan ve aynı zamanda beklentilerini yükseltmekten mutluluk duyuyoruz. Odalarda beyaz bahçede canlı renkler Vintage Hotel Alaçatı yı bölgedeki diğer otellerden ayıran en büyük özelliği merkeze bir buçuk dakikalık yürüyüş mesafesinde olan konumu. Ayrıca trafiğe kapalı alanda yer alsa da, bariyerlere sadece 50 metre uzaklıkta olması otomobille kolay ulaşım sağlıyor. 10

OTEL Tatil anlayışınıza göre oda seçeneği İki katında 15 ila 40 metrekare arasında değişen sekiz odasıyla hizmet veren Vintage Hotel Alaçatı nın odalarından önce bahçesi dikkat çekiyor. 500 metrekarelik bu bahçede meyve ve zeytin ağaçları altında kahvaltınızı edebilir, sedirlere kurulup müziğin dinginliğinde bölge şaraplarının tadına bakabilirsiniz. Odalardaysa misafirin talebine göre beş tip sunuluyor. İki adet olan standart odaları daha çok haftasonu tatilcileri tercih ediyor. Standarda göre daha geniş olan, otelin bahçesine ya da tarihi sokağa bakan Superior ve Deluxe odalardaysa daha uzun soluklu tatil yapanlar kalıyor. Otelin üst katında yer alan suitlerse daha çok romantizmden vazgeçmeyen çiftlerin tercihi. Çok aydınlık ve ferah olan bu suitlerde diğerlerinden farklı olarak odanın ortasında küvet yer alıyor. Ayrıca banyolar yarı açık olarak tasarlanmış. Otelin tüm odalarında beyaz rengin hakimiyeti dikkat çekerken, detaylarda yine iç açıcı farklı renkler kullanılmış. Alaçatı nın en işlek sokaklarından 3046 nın sonunda restoran, kafe ve butiklere çok yakın olsa da onların gürültüsünden uzak, sakin bir ortam sunuyor. Otelin içine girildiğindeyse sade ama güzelliği detaylarında saklı bir dekorasyonla karşılaşılıyor. Beyaz ve açık renklerin hakim olduğu odalara inat, bahçede yer alan lobide mint yeşili ve limon sarıları görmek mümkün. Vintage/retro mobilya, aksesuvar ve daha pek çok detay otelin genelinde keşfedilebiliyor. Tüm bu güzelliğin alt yapısıysa tabii ki restorasyon sırasında oluşturulmuş. Projelendirme aşamasında otel mimarisi konusunda söz sahibi olan genç mimarlardan Mimar Ayşe Kubilay ile, projenin uygulanması konusunda ise yerel mimariye hakim Mimar Ali Aynacı ve Cenker İllez ile işbirliği yapılmış. Tüm mimarlar 30 yıllık eski bir köy evi olan yapının restorasyonunda sadece dış cephe duvarlarını koruyarak, içini tamamen yeniden tasarlayarak çalışmışlar. Kahvaltı için özel tarifler Vintage Hotel Alaçatı nın kendi bünyesinde bir restoranı mevcut değil. Ama odalarında ya da otelin bahçesinde yemek yemek isteyenler için küçük atıştırmalıklar hazırlanabiliyor. Sabah 08.30 dan itibaren dilediğiniz saate kadar servis edilen kahvaltıysa gününüzün iyi başlaması için ideal. Sunulan her çeşit özenle seçiliyor ya da kendileri tarafından hazırlanıyor. Mesela reçeller, Yeliz Yüksel in anneannesinin tarifleriyle her meyvenin mevsiminde ve sadece saf şeker kullanılarak hazırlanıyor. Misafirler bu reçelin verdiği tadı evlerinde devam ettirmek amacıyla giderken satın da alıyorlar. En çoksa turunç, kayısı, beyaz kiraz, incir ve patlıcan reçellerini tercih ediyorlar. Peynirler, yerel mandıralardan alınıyor. Çok beğenilen keçi peyniriyse Burdur da 1500 metre rakımlı bir yaylada yaşayan yörük bir aile tarafından yapılıyor. Organik karakovan petek balı ve ev yapımı pekmezle hazırlanan tahin-pekmez de en beğenilen kahvaltılıklardan. Otelin bahçesinden toplanan zeytinler ve Ayvalık ta Vintage Hotel Alaçatı için özel olarak üretilen mandalinalı ve limonlu zeytinyağları da kahvaltının vazgeçilmezlerinden. Tüm bu lezzetlere ekşi maya ile yapılan Germiyan ekmeği, gevrek ve boyoz eşlik ediyor. Vintage Hotel Alaçatı nın sahiplerinden Yeliz Yüksel, 1983 yılında Antalya da doğdu. Eğitimini İstanbul Bilgi Üniveritesi Hukuk Fakültesi nde tamamladı. Üniversite üçüncü sınıftan itibaren Türkiye nin önde gelen hukuk firmalarında staj yaptı. Mezun olduktan sonra Pekin&Pekin de çalışma hayatına başladı. Kariyerine beş yıl burada devam etti. Şimdilerde Vintage Hotel Alaçatı yla turizm sektöründeki çalışmalarına başarıyla devam ediyor. 11

SAİME BERKKAN festival BAŞLIYOR 12

Her ne kadar Alaçatı bir turizm markası haline gelmiş olsa da, yerel kültüründen hiç ödün vermiyor. Bunun olmasını sağlayan en önemli faktörlerden biri de bu yıl 10-13 Nisan tarihleri arasında beşincisi düzenlenecek olan Alaçatı Ot Festivali. Yerel halkın damak tadını, bölgenin otlarıyla birleştirdiği tarifler, festivaldeki 200 stantta meraklısına sunuluyor. Alaçatı Sanat ve Kültür Derneği nin çatısı altında, Komili ana sponsorluğunda ve Alaçatı Ot Festivali Organizasyon Komitesi tarafından gönüllülüğe dayalı bir çaba ile gerçekleştirilen festivalde bu yıl pek çok yenilik mevcut. En önemli değişiklik, katılımcı kapsamında oldu. Ot aşı ve ot toplama yarışmasına sadece Alaçatılılar değil, Çeşmeliler de katılabilecek. Yerel Yönetimler Yasası nda yapılan değişiklikle belde belediyeleri kaldırılınca Alaçatı Belediyesi, Çeşme Belediye sınırlarına dahil oldu. Böylece dünyada iki ayrı turizm markası olan bu güzide yerler güç ve dayanışma birliğiyle tek vücut oldular. Bu birlikteliğin ilk etkinliği de seçimlerden 12 gün sonra yapılan ot festivali oluyor. Yarışmanın kapsamının genişlemesiyle, bir yandan Çeşme-Alaçatı birliğinin ilk adımı atılırken, bir yandan da yarışma katılımcılarının artması, yörenin zengin yemek ve ot kültürünün daha da çeşitlenmesi, insanların yöresel lezzetleri korumaya ve yaşatmaya teşvik edilmesi, kısacası bir kültürün yaşatılması amaçlanıyor. Festivalin fahri konsolosu İlk ot festivalinden bu yana jürinin değişmez üyelerinden sanatçı Ayhan Sicimoğlu, bu yıl jüri üyeliğinin yanı sıra bir de konser verecek. Gittiği her yerde ve programlarında Alaçatı yı ve Ot Festivali ni dilinden düşürmeyen, adeta Alaçatı fahri konsolosu olarak çalışan Sicimoğlu ve orkestrası 12 Nisan Cumartesi günü açık havada halka açık bir konser veriyor. Konser ücretsiz olarak izlenebilecek. Yemekleri tadın Hazır gıdalar yerine, Alaçatı doğasından ve rüzgarından beslenen otlardan yapılan yemeklerin lezzetine varmak isteyenler, ilk dört festivale katılan yarışmacıların yaptığı ve festival komitesi tarafından sağlanan standlarda ücret karşılığı servise sunulacak kazanan yemekler i tadabilecek. Ayrıca festivalin bu yılki teması olan arap saçı için restoranlar da özel mönüler hazırlayacak. 13

Atölyelere katılın Festivalde 10-11 Nisan tarihlerinde jüri üyeleri ve ot yemekleriyle ünlü gurmelerin yöneteceği dört farklı atölye çalışması gerçekleştirilecek. Yine aynı tarihlerde hem doğadaki otları tanımak hem de bu otları toplamak için doğada ot toplama yürüyüşü yapılacak. Bu iki etkinliğe katılmak isteyenlerin Alaçatı Ot Festivali Komitesi ile şimdiden bağlantıya geçmesi gerekiyor. Beslenme alışkanlığınızı değiştirin Festivalde alkali beslenme ve fitoterapi (bitkilerle tedavi) konularında herkese açık iki konferans gerçekleştirilecek. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Profesör Gülden Köksal, fitoterapi konusunda 10 Nisan da; Doktor Ayşegül Çoruhlu ise alkali beslenme konusunda 11 Nisan da birer konferans verecek. Alaçatı nın doğasının ve baharın mis kokusunu ciğerlerinize çekip, 3-4 günlük büyük kent kaçamağından, kent kaosuna yeni beslenme alışkanlıklarıyla tanışarak dönmek için konferanslar önemli bir fırsat. Sadece ot değil, sanat da var Alaçatı Ot Festivali nde sadece yemekler yok. İlginizi çekebilecek farklı alanlarda da atölye çalışmaları mevcut. Bu yıl ot temalı resim, heykel, seramik ve fotoğraf sergileri açılırken, bu alanlarda çeşitli atölye çalışmaları da düzenlenecek. Ayrıca Alaçatı otlarının yetiştirilme denemeleri ve tanıtımı için oluşturulan uygulama bahçesi de devam ediyor. Kortej bu yıl keçilerle yapılacak Her geçen yıl daha da uzayan kortej, festivalin vazgeçilmezi. At arabalarıyla, sırtında yük taşıyan eşekleriyle, keçileri ve koyunlarıyla, 7 den 70 e herkesin katılımıyla kortej bir uçtan diğer uca tüm Alaçatı yı dolaşıyor. Süslenmiş araçlar, klarnet ve davul, pusetlerde çocuklarıyla anneler, ellerinde balon ve şekerlerle çocuklar, başlarına papatyadan taçlar takmış genç kızlar, kadınlar, bisikletleriyle arabasız hayatın güzelliğinin farkına varmamızı sağlayan bisikletliler... kimler yok ki bu kortejde. Siz de mutlaka katılın. SAİME BERKKAN 14

HABER Dağlama: Çiçekleri bazen sarı, bazen beyaz, bazen de krem rengidir. Taze sürgünlerinden haşlanarak zeytinyağlı salatası yapılır. Karışık ot kavurmalarında, böreklerde ve gözlemelerde kullanılır. Ebegümecİ: Yol ve tarla kenarlarında, çalılıklarda, kırlarda yetişir. Karışık ot kavurmaları, börek ve gözlemelerde kullanılır. Ayrıca salçalı veya salçasız zeytinyağlı yemeği yapılır. Sarması ve ekşili salatası güzeldir. 5. ALAÇATI OT FESTİVALİ PROGRAMI 10 13 Nİsan 2014 10 NİSAN 2014 08.30: Otları Tanıma ve Toplama Gezileri (Doğa Yürüyüşleri) 10.30: Yemek Atölyesi (Figen Mertol) Atölye Yağhane 13.00: Ege Orman Vakfı İşbirliğiyle Fidan Dikimi 14.30: Prof. Dr. Yıldız Nemli den Yenen Yabani Otlar ve Yararları semineri - Köstem Otel 15.00: Yemek Atölyesi Atölye Yağhane (Ayşenur Mıhçı) 16.00: Prof. Gülden Köksal dan Fitoterapi Bitkilerle Beslenme semineri - Köstem Otel 11 NİSAN 2014 08.30: Otları Tanıma ve Toplama Gezileri (Doğa Yürüyüşleri) 10.30: Yılmaz Öztürk ten Yemek Atölyesi Atölye Yağhane 15.00: Erhan Şeker den Yemek Atölyesi Atölye Yağhane 16.00: Dr. Ayşegül Çoruhlu dan alkali beslenme semineri - Köstem Otel 17.30: Sergi Açılışları 19.00: Basın Toplantısı 20.00: Gala Yemeği Atölye Yağhane 12 NİSAN 2014 10.00: Amatör Üreticilerin Otlu Ürün Stand Açılışları 10.00: Dr. İsa Özkan Beslenme ve Gıda İçin Biyolojik Çeşitlilik Proje Tanıtımı Köstem Otel 11.00: Zeytinyağı Tadım Eğitimi Köstem Otel 12.00: Uygulama Bahçesi Tanıtım Ziyareti 13.00: Önceki Festivallerde Yarışan Yemeklerin Stand Açılışları 15.00: Alaçatı Ot Festivali Korteji 18.00: Ayhan Sicimoğlu Açık Hava Konseri 13 NİSAN 2014 10.00: Ot ve Otlu Ürün Standlarının Açılışları 11.00: En Güzel Otlu Yemeği Kim Pişirmiş? ve En Fazla Ot Çeşidini Kim Toplamış? yarışmaları 16.00: Ödül Seremonisi Gün boyu devam edecek aktiviteler: - Kitap dağıtımı (2013 yılında yarışan yemeklerin kitabı) - Sponsor standlarında çeşitli etkinlikler - Çocuk aktiviteleri (ot festivali temalı) Tİlkİşan: Makilik, çalılık alanlar, çam korulukları ve tahrip edilmiş arazilerdedir. Çalı formunda dikenlidir. Taze sürgünleri toplanır. Saplarının sert yerleri ayıklanarak yumurtalı veya yumurtasız kavurması yapılır. Yabanİ Rezene: Tarla ve akarsu kenarlarıyla kuru yamaçlardadır. Yaprakları dereotuna benzese de anason gibi keskin kokusu ayrıştırıcıdır. Kök ve taze yapraklarından zeytinyağlı, kuzu etli yemeği yapılır. Yumurtalı veya yumurtasız kavurmasının yanı sıra, karışık ot kavurmalarının ve böreklerin olmazsa olmazıdır. 15

RÖPORTAJ SAİME BERKKAN Tİcarİ değil gönül İşİ bir festival 16

RÖPORTAJ TUBA PARLAK Biz hem çok mütevazi ve amatörüz ama bir o kadar da iddialıyız. Her şeyin en iyisini istiyoruz her zaman. Alaçatı nın yerlilerinin ve 1914 ten sonra gelen göçmenlerin geleneksel ot yemeklerini gelecek nesillere aktarabilmek amacıyla düzenleniyor Alaçatı Ot Festivali. En başından beri tüm Alaçatılıların ve Alaçatı Belediyesi nin desteğini esirgemediği festivalin başlamasına vesile olan Ayhan Sicimoğlu ve Tülin Onaner den festivalin hikâyesini dinledik. Alaçatı Ot Festivali son dört yıldır özellikle yerel halkın desteğiyle gerçekleştiriliyor olsa da, tabii ki arkasında yaratıcı isimler var: Biri, ünü tüm dünyaya yayılmış sanatçılarımızdan Ayhan Sicimoğlu, diğeri kamu emeklisi Tülin Onaner. Her ikisi de Alaçatı ya gönülden bağlı, oranın gelişmesi ve bazı konuların bilinirliliğini kaybetmemesi için bu yola baş koymuş kişiler. Bu yılki festivalin hazırlık aşamaları devam ederken jüri üyelerinden Feridun Ügümü nün sahibi olduğu Hünkar Restoran da buluştuk Ayhan Sicimoğlu ve Tülin Onaner le. Festivalin nasıl başladığını anlatmadan önce altını çizerek söyledikleri şey, bu işi tamamen Alaçatı yı çok sevdikleri için sahiplendikleri oldu. Festival denince, Sicimoğlu nun gözleri parlıyor, onu adeta çocuğu gibi görüyordu. 1990 ların sonunda kesişti Tülin Onaner ve Ayhan Sicimoğlu nun yolları. Onaner, 1997 yılında kuzeni Aykut Mutlu nun port projesinde çalışmak için gitti Alaçatı ya. Burayı çok sevince, köyün içindeki taş evlerden birini kendine yuva olarak benimsedi. Hangi evi seçeceğine karar verirken 1950 lerde yabancı gelin olarak Alaçatı ya yerleşen ve buranın gelişimine çok katkıda bulunmuş Viba Özakat tan aldı desteği. Her ne kadar Tülin Onaner in evi İstanbul da olsa da, yılın çoğunu emekli bürokrat eşiyle Alaçatı da geçirmeye başladı. Bir gün buradaki kültürel yaşamı hareketlendirmek adına bir şeyler yapmaya karar verdi. Bir Konu, Bir Konuşmacı adını verdiği etkinlik için ilk misafir olarak Ayhan Sicimoğlu nu çağırmak istiyordu. Ortak arkadaşları Viba Özakat tan aldı numarasını. Bundan sonrasını Ayhan Sicimoğlu şöyle anlatıyor: Bir gün telefonum çaldı. Hattın diğer ucunda Tülin Hanım vardı. Alaçatı ya gelip bir konuşma yapmamı istedi. Ben tabii ki en iyi müzik hakkında konuşabilirdim. Ama laf lafı açtı ve Akdeniz kültürü, kaybolan tatlar ve alışkanlıklardan da konu açıldı. Ardından Tülin Onaner le birlikte Alaçatı nın yerlilerinin ve 1914 ten sonra gelen göçmenlerin yemek geleneklerini nasıl yeni nesile aktarabileceklerini planladılar. Sonucundaysa dört yıl önce başlayan Alaçatı Ot Festivali çıktı ortaya. Alandaki ot ve yemek tanıtımlarının yanı sıra sadece amatör aşçıların katılabileceği bir yarışmayla taçlandırdılar festivali. Küçük bir de ödül koydular dereceye girenler için: Birinciye tam, ikinciye yarım, üçüncüye çeyrek altın veriyorlar. Bu iş tabii ki özellikle ev hanımlarının hoşuna gitti. Festivalle birlikte Alaçatı, kendi kimliğini, kişiliğini ortaya koymaya başladı. En önemlisi de, kadınlar sokağa çıktı. Standlarında Şef Feridun Ügümü Bu tarifler unutulmamalı Bu yıl üçüncü kez festivalin yarışma bölümünde jüri olacağım. Her sene zevkle gidiyorum bu iş için Alaçatı ya. Çünkü amatör ruhla yapılan şeyler her zaman daha iyi ve güzeldir. Belli deneyimleri olan kişilerin, insanlık için bir şeyler yapması şart. Biz de bunun bilinciyle destek oluyoruz festivale. Üç Buçuk sene önce Ayhan Bey (Sicimoğlu) teklif etti jüri üyeliğini. İki sene üst üste yarışmacıların en yaşlı olanı kazanınca çok duygulandım. Çünkü onların reçetelerini devam ettirmemizin gerekliliğinin farkındayım. Şimdiye kadar dünya, yemekle ilgili pek çok süreçten geçti. Şimdi gelinen son nokta ise hem çok şaşırtıcı hem de çok güzel; arka bahçede ne varsa onunla yemek yapmak. Başa döndük anlayacağınız. Festivalde yapılan da bu. Eski lezzetleri, tarifleri unutulmadan yeni nesle aktarmak. Doğrusu da böyle olmalı. Herkes yerel lezzetlerini yaşatmalı. evde yaptıkları otlu yemekleri satıyorlar. Gençleri de bu işe dahil edebilmek içinse ot toplama yarışmaları başlattık. 1001 çeşit ot yarışmasında kim en çok çeşidi toplarsa kazanıyor. Eğer kazananlardan biri gençse altının yanı sıra bilgisayar da hediye ediyoruz. Bunlar dışında konserler, resim atölyesi ve sergileri düzenledik. Böylece her nesilden katılımcımız oldu festivalde diyor Tülin Onaner. Yarışma için Ayhan Sicimoğlu önderliğinde en az altı kişiden oluşan jüri oluşturuldu. Ancak ilk sene bir gün içinde 54 tabak yemek yemek zorunda kalan Sicimoğlu, sonraki yıllar için ön eleme usulüne gittiklerini söylüyor. Yarışmaya katılmak isteyenler önce tariflerini ve yemeğin yapılmış halinin fotoğrafını gönderiyor. Yarışma günündeyse puanlama şu şekilde ilerliyor: Yüzde 80 lezzete, ALİ İNCEOĞLU yüzde 15 görünüme, yüzde 5 puan da tarifin orijinalliğine veriliyor. Örneğin bir yarışmacı kuzu etli şevketibostan yemeği getirirse orijinallikten çok fazla puan alamıyor. İlk sene yaklaşık üç bin kişinin katıldığı festivalin ikinci senesinde gelenlerin yoğunluğu karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediklerini söylüyor Tülin Onaner: Sanki futbol maçı dağılmış gibiydi Alaçatı sokakları. Sadece yakın yerlerden değil, İstanbul ve Ankara gibi uzak noktalardan da katılanlar oldu. Bu ilgi, her yıl biraz daha arttı. Örneğin geçen sene restoran sahipleri, sezonun en yoğun gününde yaptıkları satışın beş altı katı satış yaptıklarını söylediler. Biz her zaman Alaçatılılardan fikir ve destek alarak yaptık bu işi. İlk senelerde yaşlı bir dükkan sahibi bana sarılarak, Aferin, başardın kızım demişti. Bunu duymak bile çok güzel. Çünkü bu hayatta her şey para değil. Bunu yapmaktan aldığım manevi zevk paha biçilemez. Yarışmacıların profesyonelliği de festivalin ziyaretçileriyle aynı oranda yükselişe geçti her sene. Herkes işe sahip çıkmaya, daha çok ve çeşitli ot toplamaya, daha farklı yemekler pişirmeye başladı. Farklı şekilde kendini geliştirenler de oldu. Örneğin bir katılımcı, ot toplamaya gittiğinde her şeyi fotoğraflayıp internet üzerinden paylaşmaya başladı. Şimdilerde Alaçatı dışından sipariş bile alıyor. Tülin Onaner ve Ayhan Sicimoğlu nun tek korkusuysa bu işin bir şekilde popüler kültürün oyuncağı olması. Bu yüzden festivaldeki gönül işi ni korumak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Sponsor alırken bile festivale uygun olabilecek firmaları seçiyorlar. 17

DEKORASYON İlk sayımızın dekorasyon bölümünde mimar Murat Öktem le 30 metrekarelik evini nasıl tasarladığını konuştuk. CEM BAYOĞLU 18

DEKORASYON metrekarede yaşam DENİZ METİN Ankara da doğup büyümüş biri olarak İzmir le bağınız neye dayanıyor? Babamın hala oğulları burada yaşıyordu. Küçükken yazlıklarına gidip geldim. Çeşme Paşalimanı nda yaptıkları bir inşaattan ev aldıktan sonra da bir sefer hariç her yazı burada geçirdim. Sonraki yıllarda aslında Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu olmama rağmen önce farklı bir sektörden bir yurtdışı firmasının temsilciliğini yapan babamla çalıştım iki yıl. 1997 de annemler buradaki yazlıklardan birini kafeye çevirmişti, Villa Sunset. Burayı işletmek istememe hayır demediler. Ben de burayı gece kulübü olarak işletmeye başladım. Mimariyle ilgili bir şeyler yapmak yok muydu aklınızda hiç? Hiç olmadı. İstemiyordum diyemem. Paris Cergy Üniversitesi nde yarışmada dereceye girince asistanlık için çağırdılar ama ailemi bırakamadım. Mesleği Türkiye de yapmak zor. Dışarıya iş yapmayı denedim ama çok serbest olamıyorsunuz. Bana göre olmadığını anlayınca kendi işlerimde kullanıyorum yeteneğimi. Anlattıklarınız hep Çeşme de geçiyor. Neden Alaçatı ya yönelip yatırımlarınızı buraya yapmaya başladınız? Aslında kaçırmıştım bile doğru zamanı. Kafemiz varken, aşçımızı evine bırakıyordum her akşam Alaçatı ya. O da bana her seferinde, buralardan bir yer alın, diyordu. 1999 yılı gibiydi, ev fiyatları 10-20 bin TL arasındaydı. Ben de sıkılıyordum bu sohbetten. Keşke dinleseymişim. Yine de çok geç kalmamış bir şekilde yatırım yapmaya başladım. 2009 da Villa Sunset i yenilerken işlerin başında durmak için kışı burada geçirdim. O zaman da arkadaşlar vasıtasıyla Alaçatı dan insanlarla tanıştım. 2010 da bile bu gelişim olmamıştı Alaçatı da. Yatırım yapmaya karar verip 2010 yılında temelli buraya yerleştim. 2011 de Villa Sunset i sattım. Gece işinden çıktım ve hatta tövbe ettim. Alaçatı da Villa Citrus adlı butik oteli açtım. Sonrasında şimdi içinde bulunduğumuz yer denk gelince Citrus u kiraya verdim. Aldığım zaman merkezin dışında kalmıştı Citrus, şimdi çok değerlenince ikinci bir yatırım yapalım istedim. İçinde bulunduğumuz arsada hem eviniz hem oteliniz hem de kiraladığınız apart daireler mevcut. Nasıldı yapım süreci? Boş bir arsaydı, içinde betonerme yıkık bir ev vardı. Toplam kapalı alanı 850 metrekare. Biz 600 metrekaresini kullanıyoruz. Kalan 200 metrekareye yaptığımız oteli sattık. Bize kalan bölümdeki 330 adlı otel 200 metrekare. İçinde dört oda, benim çalışma odam ve mutfak atölyesi bulunuyor. Bahçenin diğer tarafıysa beş evden oluşuyor. Sezonluk ve yıllık olarak kiraya veriyoruz. Bense kendim için özel tasarladığım bir bölümünde kalıyorum. Diğerleri 1+1 ya da 2+1 olarak değişiyor. Benimkiyse tek oda ve asma kattan oluşuyor. Çok küçük değil mi, bu koca arsada kendinize ayırdığınız alan? Tek başıma olduğumdan daha küçük, kontrol etmesi kolay ve pratik bir ev hayalim vardı. Asma katın duruşunu da ayrıca çok seviyorum. Kendiniz mi çizdiniz projeyi? Mimarlarla birlikte yaptık. Kaç metrekare eviniz? Algılandığından ve göründüğünden çok daha küçük, sadece 30 metrekare. Yani birçok insan için büyük bir yatak odası kadar. Ama önemli olan kaç metrekare olduğu değil, o alanı nasıl kullandığınızdır. Her santimetresini kullanıyorum. Mesela, üst katta altı çekmeceli büyük bir şifonyerim var. Her noktada kutularla işi çözüyorum. Girişte solda perdeyle kapalı, kimsenin fark etmediği bölümde çekmeceler mevcut. Palto ve ayakkabıları da merdiven kısmına koydum. 19

Bu stilin mimarideki adı nedir? Eklektik. Son 5-6 senedir çok popüler. New York Soho da bu tarz çatı katlarında çok kullanılıp bir dönem çok popüler olan loft tarzı ndan beslenen bir tarz. Ama işin mantığı aslında karıştırmak. Eklektik de karışık demek zaten. Farklı akımlardan mobilya, renk ve tasarımları bir arada kullanabiliyorsunuz. Pek çok kişiye göre küçük olan evinizi nasıl tasarladınız? Her metrekarede eve sığabilir. Yer büyüdükçe yayılmaya devam ediliyor. Oysa bize yetecek alanlar küçük. Tasarım esnek olmalı. Pratik çözümler bulunmalı. Boşluklar değerlendirilmeli. Neye ihtiyacınız olduğunu da bilmeniz gerek. Mesela, yemek masasına hiç ihtiyacım yok. Çünkü tek başımayım. Arkadaşlarımı yemeğe çağırmak hobim değil. Çağırdığımda, film izlemeyi seviyorum. Bu yüzden büyük bir televizyonum ve iyi bir ses sistemim var. Bilgisayar yerine tablet kullandığımdan çalışma masasına da ihtiyaç yok. Evin pratik, 10 dakikada toparlayabileceğim bir yer olması önemliydi. Rahat geniş bir divan, büyük bir televizyon, spor yapabileceğim bir alan... Sporu da televizyon karşısında yapıyorum ve koltukla televizyon arasındaki mesafe yetiyor. Tabii ki bu evin iki ya da beş katını verseler kullanırım ama bu kadarı da yetiyor. Dekorasyon için nerelerden alışveriş yaptınız? IKEA, Mudo Outlet dışında yaptırdıklarım var. Bu işe hobi gibi bakıyorsanız Mudo Outlet hem kalite hem de fiyat açısından çok uygun. İstanbul a her gittiğimde uğruyorum. Sehpaları, rafları, mutfak tezgahını kendim yaptırdım. Boy aynamı eski bir gardırop kapağından Büyük duş hacimlerini seviyorum. Hiçbir projemde duşakabin kullanmadım. Hiç hoşlanmıyorum. Plastik, sevmediğim bir malzeme. Demiri kullanmayı tercih ederim. Duşa rahat girip çıkabilmek önemli. Her gün spor yapıyorum ve günde iki kere kullanıyorum. Rahat girilen, basamaksız, içinde sağa sola dönerken kolunuzu bacağınızı çarpmayacağın bir duş olmalı. Seramik, doğal taş ve cam kullandım malzeme olarak. Yerim uygun olduğundan kapı da koymadım. Yanda tek parça 80 santimlik separatör kullandım. yaptırdım. Şömine sobayı çok seviyorum. Şömine yaptırmak pahalı. Kullanımı, temizliği de zor. İçine hazne takılınca da modern bir objeye dönüşüyor, bu yüzden çok tercih etmiyorum. Şömine sobaların fiyatları da yüksek oluyor. Evimdeki şömine sobayı üç sene önce internetten buldum. Artık yapı marketlerde de bulunuyor. Orta sehpamı spor yaparken kenara çekebilmek için özel tasarlattım. Tabla üzerindeki oyuklar sayesinde demirlerin arasına girebiliyor. Küçük bir depom var, bir malzeme ya da eşya görüp de beğenirsem alır saklarım. Mesela, tik ağacından yapılmış su kontrplağı denilen malzemeyi alıp sakladım. Sehpamı, rafları, merdiven basamaklarını, mutfak tezgahlarını ve süpürgelikleri yaptırdım. Evin zemininde beton tercih etmişsiniz. Neden? Üzerinde cila bile yok. Betonun parçalanmasını engelleyen tutucu madde var. Çünkü doğallığı seviyorum. Duvarlar da ham sıva. Bir kısmı da gerçek tuğla. Ham sıva çok dayanıklı. Murat Öktem (35), köpeği Limon la birlikte. Bölgede çok nem ve rutubet olduğundan işlevli. Kabarmaz, akmaz, dökülmez. Estetik ve mimari olarak uygulanabilecek her yerde öneririm. İsterseniz üzerini de boyayabiliyorsunuz. Ben, toprak rengini tercih ettim. Evde vakit nasıl geçiyor? Spor meraklısısınız, güne böyle mi başlıyorsunuz? Sabah sporu yapmıyorum, çok da önermiyorum. Çünkü uzun süre soğuk kalmış bir vücuda bir anda yüklenmek yanlış diye düşünüyorum. Bu yüzden sporumu akşamüstü yapıyorum. Yorgunluğumu da almış oluyor. Yıllardır gece çalıştığımdan geç yatıp geç kalkmaya alıştım. En erken 11.30-12.00 de gözümü açıyorum. Kahvaltının ardından gün içinde ofiste çalışıyorum. Eve gelince de hemen spor yaparım. Yaklaşık bir buçuk saat sürer. Sıkılmamak için farklı spor türlerini tercih ediyorum her seferinde. Duş ve yemek geliyor ardından ve asıl kendime ayırdığım bölüm başlamış oluyor. Projelerim için internette araştırma yapıyorum, gitar çalıyorum, film izlemeyi seviyorum. Alaçatı da kışın yaşamak nasıl? Alaçatı da hayat kışın çok yavaş. Mesela Çeşme de bir işim oluyor, inanın gitmek zor geliyor. Bir iş daha çıksın diye bekliyorum. Otomobil kullanmamak çok güzel. Her yere yürünebiliyor. Böyle yavaş bir hayattan sonra büyük şehre gitmek çok zor ve garip. Açık dört tane kafe var, arkadaşlarla buluşup sohbet ediyoruz. Sakinliği güzel, herkesi tanıyorsunuz polisinden doktoruna kadar... Herkes birbirini tanıdığı için hayat inanılmaz kolay. Modern bir köy hayatı var diyebilirim. Kışın sosyal açıdan yapılacaklar az oluyor ama bunu da hobiler ve arkadaşlarla atlatabiliyoruz. Mart, nisan ve mayıs Alaçatı nın en keyifli halidir. Eylül ve ekim de tabii ki böyle. Yavaş yavaş daha çok insan buraya yerleşmeye başlıyor ve onların taleplerine göre şekilleniyor. Daha önce kışın açık bar yoktu, şimdi var. Artık daha fazla restoran kışın hizmet veriyor. Her sabah balık pazarı kuruluyor, taze balık yiyoruz öğlenleri. Cumartesi günleri zaten pazar kuruluyor. Macro nun açılmasıyla aradığımız farklı ürünleri de bulabiliyoruz. 20