İki yaka tek şehir: Budapeşte [2]



Benzer belgeler
Doğukan Türkekul Akgün TURK Seda Uyanık. Tarih: Başlık: Budapeşte Gezi Notlarım. Budapeşte Gezi Notlarım

İtalya nın Üç Büyüğü: Roma, Floransa, Venedik.

26 Eylül Budapeşte - Viyana Turu Gezi Notları / Ayberk Yurtsever

Vizesiz gidilebilecek 10 popüler ülke

Gezi, 4 gece konaklama 5 gündüz şeklinde olacak. Gidiş: Havayolu ile İstanbul - Bosna, Dönüş; Üsküp - İstanbul olacak. 5 Ülke 12 vilayet gezilecek.

KONGRE PROGRAMI Saraybosna(3), Bihaç(1),Zagreb(1), Budapeşte(2) (Türk Hava Yolları)

BOSNA HERSEK VE SIRBİSTAN 4 GECE 5 GÜN

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE FRANSIZ ŞATOLARI 05 Nisan 2018 / 3 Gece 4 Gün

BuranoVenedik denince akla ilk

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

PRAG (2) - VİYANA (2) MAYIS 2013 (Türk Havayolları ile)

KURBAN BAYRAMINDA FRANSIZ ŞATOLARI Ağustos 2018 / 3 Gece 4 Gün

SIRADIŞI FRANSIZ ŞATOLARI

MASAL DİYARINDA NOEL PAZARI COLMAR & STRASBOURG

Türk Hava Yolları ile. Japonya. Kurban Bayramı'nda Japonya. Tokyo - Kyoto - Osaka. 28 Ağustos - 04 Eylül 2017 (8 gün - 7 gece)

PULLMANTUR MONARCH İLE BALTIK BAŞKENTLERİ BERLİN

NORMANDİYA & BRETONYA

SERDA BÜYÜKKOYUNCU İLE NORMANDİYA & BRETONYA

POLONYA DA ERASMUS GDYNIA MARITIME UNIVERSITY 2018 BAHAR

LJUBLJANA DA NOEL PAZARI Aralık 2016 / 3 Gece 4 Gün

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE NORMANDİYA SAHİLLERİ Ekim 2017

***OTOBÜS İLE ORTA AVRUPA***

ALSACE NOEL PAZARLARI

SIRADIŞI LJUBLJANA Yıl boyunca HER PERŞEMBE / 3 Gece 4 Gün

AFRİKA DAKİ AKDENİZLİ TUNUS Türk Hava Yolları ile - 3 Gece 4 Gün

20 Mayıs - 26 Mayıs 2017 (7 gün - 6 gece)

Saffet Emre Tonguç eşliğinde Ramazan Bayramında FRANSIZ ŞATOLARI VE PARİS 25 Haziran 2017 / 4 gece-5 gün

Dünya'nın En Yoksul Ama Kültürel Olarak Dünya'nın En Zengin Ülkelerinden Bir Ay ve Güneş Simgeli Nepal...

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Seyahatte Tasarruf Rehberi Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler

Türk Hava Yolları ile. Japonya. Şeker Bayramı'nda Japonya. Japonya. 24 Haziran - 30 Haziran 2017 (7 gün - 6 gece)

Koyo Zamanı Sıradışı Japonya

Altın Üçgen Hindistan

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

ORTA AVRUPA TURU VİYANA - PRAG - BUDAPEŞTE 8 GÜN 7 GECE

BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

ST. PETERSBURG&MOSKOVA

YANI BAŞIMIZDAKİ KOMŞU BATUM Türk Hava Yolları ile - 3 Gece 4 Gün

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

Altın Üçgen Hindistan Holi Festivali

SÜPER PROMOSYON Büyük Avrupa Turu Alana 1 Haftalık Avrupa Turu Bedava. Otobüsle Ankara ve İstanbul Hareketli 14 ÜLKE

2016 ORTA AVRUPA TURLARI VİYANA(2) PRAG(3) BUDAPEŞTE(2)

Hemşirelik bölümü öğrencilerimiz hemşire ve hastalarla karşılıklı soru cevap yaparak kafalarındaki sorulara cevap aradılar.

30 AĞUSTOS, BÜYÜK BALKAN GEZİSİ

Gandhi nin barış ve özgürlük kokan şiddetsiz bir dünya hülyasının insan için yeşerdiği topraklar Hindistan.

GÜNEY İTALYA TURUMUZ HAZIR

NEW YORK (2)-SAN FRANCİSCO (2) - LAS VEGAS (2) -LOS ANGELES (3)!!!İNANILMAZ AMA GERÇEK-BU FIRSATI KAÇIRMAYINIZ!!!

Türk Hava Yolları Tarifeli Seferi ile. Hindistan. Kurban Bayramı'nda Hindistan. Jaipur-Agra-Varanasi-Delhi. 10 Eylül - 18 Eylül 2016 (9 gün - 8 gece)

Mozart Haftası Salzburg, Avusturya 30 Ocak-02 Şubat 2014

Türk Hava Yolları Tarifeli Seferi ile. Çin. Kurban Bayramı'nda Çin. Pekin-Xian-Shangai-Suzhou. 11 Eylül - 19 Eylül 2016 (9 gün - 8 gece)

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

GEZİSİ ( HAVANA CIENFUEGOS TRINIDAD SANTA CLARA VARADERO ) (05 AĞUSTOS AĞUSTOS 2015) 8 GÜN, 7 GECE

4* M/S Royal Gemisi İle. Tuna Nehir Turu. Tuna Nehri ve 4 Ülke

4 Günde Orta Avrupa (Avusturya-Slovakya- Slovenya Graz-Viyana- Bratislava-Lübyana) TÜRK HAVA YOLLARI

Kazakistan Renkli Almati Turu 3 Gün / 2 Gece

Budapeşte-Viyana-Prag 7 Gece - 8 Gün

22-27 EYLÜL 2014 FİNLANDİYA GEZİMİZ 22,09,2014 PAZARTESİ - BULUŞMA VE PISA SALI - ALVAR AALTO SAĞLIK VE SPOR FAKÜLTESİ

Bulgaria-Turkey IPA Cross-Border Programme CCI Number 2007CB16IPO008

Patika.travel Küba Turu USD

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Moskova ya uçuyoruz ve Rusya gümrüğünü geçip tekrar uçağa binip Ulan Ude ye varıyoruz. Geceyi uçakta geçiriyoruz.

Eğirdir-Kovada-Yazılıkanyon (21-22 Haziran 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı

KUZEY İTALYA GEZİSİ VENEDİK / COMO / MİLANO / FLORANSA / PISA MAYIS GECE 4 GÜN

Korkut un Hindistan Güncesi - 2 Delhi. 2 Delhi Cuma Delhi`de 2.gün

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE KUZEY MACERASI - LAPONYA

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

JAPONYA & KORE TURU 28 Mart 18 Nisan 23 Mayıs 20 Haziran 29 Ağustos /2.Gün İstanbul Seul (Uçakta) Tokyo 3.Gün Tokyo 4.

Kars Fethiye Camii önünde

Hotel Römerhof / Erlensee

Dağların ardındaki okyanusların arasında kalmış yemyeşil ve masmavi bir doğanın tertemiz doğasında bir nefesten ötesi...

1.GÜN 7 Ocak, Çarşamba: İSTANBUL BUENOS AIRES

22 25 NİSAN 2013 DOHA ( 3 GECE İSTANBUL ÇIKIŞLI ) AY DAN TURİZM

Efsanevi Tren Yolculuğu Trans Sibirya 2

5*M/S Amadeus Silver III Gemisi İle. Ren Nehir Turu. Lale Zamanında Nehirden Belçika ve Hollanda

KURBAN BAYRAMINA ÖZEL GRAZ VİYANA CESKY KRUMLOV PRAG - BUDAPEŞTE TURU Kesin Kalkışlı

10 MART - 18 MART 2017 NEPAL KÜLTÜREL GEZİSİ

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

BANGKOK - PHUKET TAYLAND'IN BAŞKENTİ BANGKOK VE CENNETTEN BİR KÖŞE PHUKET ADASI HER GÜN HAREKET İMKANI

PHUKET 29 OCAK 05 ŞUBAT

Gezdikçe Gördükçe BD TEMMUZ İzlen Şen Toker. Güzel ağaç adlı masal kasabası. lberobello

Dünya Mirası Gezginleri Derneği ile 9 UNESCO Dünya Mirası nın ve 10 Adayının görüleceği. İsrail Turu. 2 Kasım Kasım 2014

1985 YILI EGE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ MEZUNLARI ESKİŞEHİR BULUŞMASI TEMMUZ 2013

(4*+) DLX NEHİR GEMİSİ DCS AMETHYST

İngiltere ve İskoçya

Sessiz Koza. Minehead de yer alan bu keyifli yaşam alanını tarif etmek için samimi, sıcak ve huzurlu demek yeterli...

BUDAPEŞTE TUNA NIN İNCİSİ

KENNEDY SPACE CENTER FLORIDA USA

LOIRE VADİSİ ŞATOLARI & PARİS 25 Haziran 2017 / 4 Gece 5 Gün

Patika.travel Küba Turu Ekim USD

ROMANYA TRANSILVANYA BÜKREŞ

4* M/S Royal Gemisi İle. Tuna Nehir Turu. Tuna Nehri ve 6 Ülke

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

Ajmer-Jodhpur

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

Aşşk Kahve ve Laduree

ÇAVDARHİSAR KAYMAKAMLIĞI AİZANOİ ANTİK KENTİ TANITIM ÇALIŞMALARI RAPORU

Dünya Mirası Gezginleri Derneği ile 9 UNESCO Dünya Mirası nın ve 10 Adayının görüleceği. İsrail Turu. 10 Kasım Kasım 2014

Transkript:

On5yirmi5.com İki yaka tek şehir: Budapeşte [2] Yazarımız Nurdal Durmuş, Budapeşte izlenimlerini anlatmaya devam ediyor... Yayın Tarihi : 5 Eylül 2012 Çarşamba (oluşturma : 10/21/2015) Yazanlar: Nurdal Durmuş Gökhan Şimşek İki yaka tek şehir: Budapeşte gezi yazımızın 1. Bölümünü buradan okuyabilirsiniz. Son elli yılda dünya nüfusu önceki dilime göre daha yoğun artış gösterirken, Avrupa nüfusu bu artışın çok altında kalmış hatta kimi bölgelerde bu oran eksiye düşmüş/düşmektedir. Elbette bunda iki dünya savaşı ve sonrasındaki yeniden yapılanma dönemlerinde kaybedilen milyonlarca insanın psikolojik etkisi vardır. Uzun süren bu dönem neticesinde gelecek ve umut gibi kavramları zarar gören yaşlı Avrupa, yeni yaşam tarzını bencil bir zemin üzerine oturtmuştur. Bu düşünceye göre az çocuk, az sorumluluk anlamına gelirken insanların kendilerine daha fazla hayat üretme çabasını da beraberinde getirmiştir. Bize göre nüfus oranının düşük olmasında aile müessesesinin itibarsızlaştırılmasının yeri büyüktür. Afrika ve Asya dan gelen göçlere rağmen Avrupa nüfus çizgisinin diğer bölgelere göre daha az artması, bir anlamda nüfus kaybı olarak da değerlendirilebilir. Boşnakların, az çocuk yapan Sırp ve Hırvatlar için kullandığı Onların başında beyaz ölüm var ifadesi, bizim de Avrupa için rahatlıkla kullanabileceğimiz bir tanımlamadır. Son elli yılda Avrupa nüfusu beyaz ölümler neticesinde en az elli milyon insan kaybetmiştir. Avrupa genelinde nüfus artışı için ailelere verilen teşviklerin de ağırlıklı olarak göçmenler tarafından suiistimal edilmesi neticesinde bu uygulamada da kısıtlamaya gidilmiştir. İlginin ağırlıklı olarak evcil hayvanlara yöneltilmesi neticesinde devlet mekanizmaları da buna uygun düzenlemelere gitmek zorunda kalmıştır. Avrupa nın birçok yerinde hayvan hakları beyannamelerinin ötesinde uygulamalara rastlamak mümkündür. Avusturya daki toplu taşıma araçlarında köpekler de bilete tabiidir. Çocuk nüfusunun oldukça az olduğu, nüfus artışının da kimi dönem eksiye düştüğü Macaristan da beyaz ölümden payına düşeni fazlasıyla almıştır. 1990 yılında nüfusu 11 milyon olan ülkenin bugünkü nüfusu 10 milyondur. Aradan yirmi yıldan fazla süre geçmesine rağmen nüfus artmamış, aksine gerilemiştir. Bir evde kişi başına düşen asgari 18 metrekarelik yaşam alanı uygulaması, Sosyalist dönem sonrasında insanların daha özgür yaşamaları ve sınır kapılarının kalkmasıyla gelişmiş Avrupa ülkelerine göç edilmesi nüfus gerilemesinde göz ardı edilmemesi gereken gerçeklerdir. Sosyalist yönetimin iyi ya da kötü olduğu tartışmalarına girmeden Doğu Avrupa ülkeleri, özellikle de Macaristan için söyleyebileceğimiz ilk şey halkın her meseleye temkinli, mesafeli ve ürkekçe yaklaşması olacaktır. Çek halkı gibi soğuk ve itici olmayan Macarlar, homojen yapılarını muhafaza etmekte, en azından dışarıya böyle bir görüntü vermekteler. Macaristan ın Avrupa Birliği ne girmesi kısa vadede ülkeye ekonomik rahatlık sağlasa da bugünkü fotoğrafa bakıp iyimser bir tablo çizemeyiz. Bize göre Avrupa Birliği, bünyesindeki tüm toplumları ekonomik anlamda dengelemek

gibi bir misyon da yüklenmiştir. İngiltere nin birlik dışında kalması, ortak para birimine geçmemesi ve sorunlu ülkelerin derdiyle dertlenmemesi, bir anlamda diğer büyük Avrupa ülkelerinin -Almanya, Fransa gibi- güç kaybetmesi anlamına gelmekte. Asırlar boyunca dünyaya hükmettiğini iddia eden İngilizlerin ısrarla birliğe dâhil olmaması, bölgede tek ve egemen ülke olarak kalma isteği olarak da okunabilir. Elbette bunlar konumuz ile birebir bağlantılı olmasa da Macaristan ın hâlâ ortak para birimine geçmeyip, Forint kullanmasının anlaşılması yönünde bir takım işaretler vermesi açısından önemlidir. Budapeşte, diğer Avrupa başkentleri ve turistik şehirlerine nazaran hem tarihi hem de kültürel yapısını korumayı başarmış bir şehir. Ne Prag gibi hangi sokağa girseniz fotoğraf makineli bir turist ile karşılaşıyorsunuz ne de Brüksel gibi yalnızca iyi pazarlanmış ve hiçbir şeyi olmayan bir şehir ile. Bir iki turistik cadde dışında sokaklar oldukça sakin. Budapeşte, özellikle merkezin dışındaki caddelerde, akşam saatlerinde terk edilmiş yerleri andıran bir şehir. Macar halkı hafta sonları hariç erken saatlerde eve kapanıyor. Tüm mağaza ve alışveriş yerlerinin hava kararmadan kapanmasının yanında disipliner bir yönetimden gelmelerinin de bunda katkısı olduğunu düşünüyoruz. Budapeşte de oldukça büyük bir açık hava kaplıcası var. Deniz olmadığı için şehirde bol miktarda açık havuzlara rastlamak mümkün. Bununla birlikte güneyde çamurlu göl anlamına gelen Balaton Gölü, ülkenin tatil merkezi konumunda. Göle oldukça yakın olan Balaton Milli Parkı da bölgeyi Budapeşte den sonra en çok ziyaret edilen yer konumuna getiriyor. *** Uzun saatler boyunca uyuyan şehrin sokaklarında geziyoruz. Sabaha karşı merkeze sekiz kilometre uzaklıktaki otelimize geldiğimizde öteden beri bizde ayrı bir yeri olan Estergon Kalesi ne yapacağımız ziyaretin planını yapıyoruz. Aslında ikimiz de planlı programlı adamlar değiliz, plan dediğimiz de ayaklarımızın içler hali durumunu görmezden gelmek adına yaptığımız bir gizleme. Estergon a nasıl gideceğimiz ve ne ile karşılaşacağımız hakkında hiçbir fikrimiz olmadığı gibi, bu tur sonrasında ayaklarımızın ne hale geleceğini de kestiremiyoruz. Estergon Kalesi ne gitmek için iki alternatifimiz var. Birincisi iki saatten fazla süren ve haftanın altı günü sefer yapan tekneler, ikincisi ise bir saatlik tren yolculuğu ve ardından bir buçuk saatlik otobüs yolculuğu. Teknelerin sefer yapmadığı tek güne denk geldiğimiz için ikinci alternatifi kullanıyoruz. Ülke genelindeki toplu taşıma araçlarında düzenli bilet kontrolü yok. Biletinizi araç içindeki kutulara basıyorsunuz. Açıkçası bu kutulara bilet basan pek görmedik fakat halk, bilet basmayanların yüzüne bakmak suretiyle bir otokontrol sistemi geliştirmiş. Yalnızca bir tren yolculuğumuzda bilet kontrolüne denk geldik. Özellikle turistler bilet kullanmıyor. Biz onlardan değildik.

Buda Kalesi nin olduğu yönde ve Margaret Adası hizasındaki tren istasyonundan araca binip son durak olan ve Sanatçılar Şehri diye anılan Szentendre ye gidiyoruz. Nehir kenarına kurulmuş ve tamamı hediyelik eşya satan dükkânlardan oluşan tarihi bir caddede yürüyoruz. Özellikle akşam saatlerinde ressamlar, müzisyenler, şairler caddenin muhtelif yerlerinde sanatlarını icra ediyormuş. Oldukça erken saatlerde bu caddede olduğumuz ve Doğu Avrupa da pek rastlanmayacak bir sıcak havayla karşılaştığımız için bu manzaralara denk gelemiyoruz. Szentendre, Ege ilçelerinin çarşılarını andıran, sakin ve karmaşadan uzak bir yer. Müstakil olarak buraya gitmektense, Estergon için geçiş güzergâhı olarak kullanılmasını tavsiye ederiz. İki üç saat kadar Szentendre de kalıp buradan otobüsle Estergon a hareket ediyoruz. Yolculuğumuz bir buçuk saat sürüyor ve yolun önemli bir bölümünü nehir kenarından geçiyor. Bu vesileyle Macar köylerini de görme fırsatı yakalıyoruz. Nihayet Esztergom dayız. Şehir adını Esztergom (Estergon) Kalesi nden almaktadır. Slovakya ya sınırdır ve Macaristan ın kuzeyinde yer alır. Otobüsten inince karşılaştığımız ilk şey yol kenarlarındaki kırmızı erik ağaçları oldu. Kale bölgesindeki restoranların methini duyduğumuz ve saatlerdir hiçbir şey yemediğimiz için erikler ile aramızdaki o duygusal bağ üzerinde durmuyor, bu konuyu tahayyüllerinize bırakıyoruz. Esztergom un da sokakları gezdiğimiz diğer tüm Macar şehirlerinin sokakları gibi boş. Vakit kaybetmeden kaleye doğru ilerliyoruz. Bu kale farklı dönemlerde ve yaklaşık yüz elli yıl kadar Osmanlı himayesinde kalmış. Kale oldukça heybetli ve Macar tarihinin önemli yapılarından biri. Kalenin girişinde de Osmanlı ya karşı savaşmış bir komutanın heykeli var. Tahta bir köprüden geçip büyük boyutlardaki çanlarla süslenmiş holden kaleye giriyoruz. Kalenin içinde bir Katedral ve Antik Yunan mimarisini andıran sütun ve merdivenlerle süslü bir karargâh var. Kale, Tuna Nehri ne tamamen hâkim bir tepede ve panoramik manzarası gerçekten muhteşem. Bahçede, Kucağında İsa olan Meryem in temsil edildiği bir heykel var. Katedral girişi ücretli olmasına rağmen bizden herhangi bir ücret talep edilmiyor ve içeri giriyoruz. Katedralin mahzenleri ziyarete kapalı ve duvarlar dini öğretiler ile tarihsel olayların temsil edildiği resimlerle süslü. Nuh, İsa, Âdem gibi peygamber figürlerinin yanında daha önce eşine rastlamadığımız ve yalnızca bu katedralde uygulandığını gördüğümüz bir Tanrı figürü de kucağındaki İsa ile resmedilmiş. Burası yıllarca dini merkez olarak kullanılsa da bugün müze konumunda faaliyet gösteriyor. Kalenin setlerine oturup Tuna nehrini izliyoruz. Hemen her insanın kendi iç yolculuğunu yapacağı özel alanlar, yerler vardır. Kuşkusuz bu setler de kısa zaman dilimi içerisinde bizi içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Esztergom halkının sakinliğini buna bağlıyor ve kalenin diğer bölümlerini de ziyaret ettikten sonra midemizin imdat çığlıklarına kulak veriyoruz. Kalenin olduğu rampadan aşağı inerken yolun solunda kalan, önü çiçeklerle süslü ve küçük bir bahçesi bulunan, içi de kaleyi andıran harika bir restorandayız. Bulunduğumuz odada birçok eski eşya ile farklı renklerde şişe, mumluk ve tablolar var. Daha önce hiç karşılaşmadığımız şekilde yemeklerimiz servis ediliyor. Et ve tavuk yemeklerinde, içinde köz olan eski ütüler, yemeği sıcak tutmak için tabakla birlikte getiriliyor. Macarların baharat özellikle de kırmızı pul biber konusunda iyi oldukları söylenebilir. Hiçbir şekilde yemek ayırmayan, bir yemeğin fanatiği olmayan ve acıkmama konusunda sınırları zorlayan adamlar olarak sunulan yemek ve biberlerin etkisinde kaldığımızı söyleyebiliriz. Bir buçuk saat kadar burada kalıp dönüş için yola

çıkıyoruz. Gelirken otobüslerin son durağında değil de kaleye yakın bir yerde inmiştik. Dönüşte böyle yapmıyor ve ana istasyona kadar yürümeye karar veriyoruz. Kaleden sonra beş kilometre kadar şehir merkezinde yürüyor ve otobüslerin kalktığı yere ulaşıyoruz. Şehrin merkezinde bir meydan, büyük kubbeli bir bina ve alışveriş yapılacak bir cadde var. Şehir merkezi oldukça küçük. Otobüs durağının olduğu alan bir saat önce çatışma yaşamış gibi. Yollar delik deşik. Durak ve otobüslerin önemli kısmı oldukça eski. Yola çıktığımızda hava kararmıştı ve otele gitmemiz için önce Szentendre ye, ardından trenle Budapeşte ye ve nihayetinde bir otobüs ve iki tramvay aktarmasıyla otele ulaşacaktık. Toplamda dört saatlik bir geri dönüş yolculuğu bizi bekliyordu. İşte bu noktada tıpkı eriklerle kurduğumuz bağı hayal etmenizi istememiz gibi ayaklarımızla bir türlü kuramadığımız o bağı da hayal etmenizi istiyoruz. Her şeye rağmen gece yarısından sonra otele varmış ve sabah yapacağımız Slovakya nın başkenti Bratislava gezimizin planını(!) yapmaya başlamıştık. Üç günün sonunda Macaristan dan ayrılıp Avusturya ya doğru yola çıktık. Bir miktar güzergâh değiştirip Bratislava yı da gezme fırsatımız oldu. Bratislava, Viyana ya altmış kilometre uzaklıkta bir şehir. Bu da iki şehri dünyanın birbirine en yakın başkentleri yapıyor. Özellikle Inter Rail gibi programlarla, sırtında çantayla Avrupa yı gezenlerin ara durak olarak kullandıkları bir şehir. Biz de burayı ara durak olarak kullanıyoruz. Slovaklar, yıllarca Çeklerle birlikte yaşamış ve Sosyalist yönetim elinde oldukça sıkıntılı dönemler geçirmiş bir halk. Çekoslovakya nın Slovakya sı. Bratislava yı üçgen olarak görürsek bir ucu Çek Cumhuriyeti ne bir ucu Macaristan a diğer ucu da Avusturya ya sınır diyebiliriz. Bratislava, hemen yanlarındaki Avusturya nın kendilerine göre oldukça müreffeh hayatına bakıp, bu ülkeye kaçmak için çoğu kez ölen ya da sınırlarda yakalanıp cezaevlerine gönderilen insanlarla dolu bir şehir. Sosyalist dönemde ülkeden kaçmak için can pahasına çıkılan yolculuk hikâyeleri insanın kanını donduruyor. Su tankerlerinin içinde dalgıç kıyafetleriyle saklanıp sınır geçmek isteyenlerden tutun da elektrikli tellerin arasından sınır geçeceğim diye sakat kalanlara kadar çok sayıda acı hikâye barındırıyor. Bratislava nın turistik merkezi bir saatte gezilebilecek kadar küçük. Mozart ın altı yaşındayken konser verdiği salon, salgın hastalık neticesinde ölen insanlar için yapılan anıt, papaz mumyası bulunan kilise gibi yerler şehrin turistik merkezinin önemli alanları. Tuna nehri birçok Orta ve Doğru Avrupa şehri gibi bu şehrin de içinden geçiyor. Yemek ve kahvenin ardından Avusturya ya gitmek üzere yola çıkıyoruz. Bakalım orada bizleri neler bekliyor. Not Düşelim: Bir sonraki durağımız Avusturya nın başkenti Viyana ve Çek Cumhuriyeti nin başkenti Prag olacaktır. Yazar Blogları için:

Nurdal Durmuş: www.nurdaldurmus.com Gökhan Şimşek: www.gokhansimsek.com.tr [Yazı ve Fotoğrafların tüm hakları sitemize ve yazarlara aittir, kaynak gösterilmeden kullanılamaz] Bu dökümanı orjinal adreste göster İki yaka tek şehir: Budapeşte [2]