Mustafa Öztoprak, Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı, Sinop: Gece Kitaplığı, 2016, 290 s.

Benzer belgeler
ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İlk Dönem Sûfileri ve Hadis: Hakîm et-tirmizî Örneği Yavuz Köktaş

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Mustafa Öztürk & Hadiye Ünsal, Kur an Tarihi, Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2017, 352 s.

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Hadisleri Anlama Sorunu Salih Kesgin

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı

DOI: /fsmia

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

USUL/FIKIH TARTIŞMALARI

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRME

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

insan toplum Değerlendirmeler

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

İçindekiler. Sunuş Önsöz GİRİŞ Gizli bir el... 27

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Meâni l-esmâi l-ilâhiyye

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI

İslâm Hukukunda Kadının Boşa(n)ma Hakkı

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ÇOCUKLARIN DİNİ KONUMU. Mustafa AKÇAY, İzmir, Işık Akademi Yayınları, Ocak, 2012, s. 214.

Hadisleri Anlama Sorunu

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

Birinci İtiraz: Cevap:

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

HADİS (İLH2006) KISA ÖZET-2013 KOLAYAOF

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar*

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

KİŞİSEL BİLGİLER. İlyas CANİKLİ. Yrd. Doç. Dr. Temel İslam Bilimleri

Hicret Bağlamında Tarih ve Hadis Metodolojileri Fuat İstemi

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire Halit Özkan

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

Abdullah Kartal, Tasavvufun Oluşumu: Şeriat- Hakikat İlişkisi, Bursa: Emin Yay., 2015, 272 s.

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

KİŞİSEL BİLGİLER. İlyas CANİKLİ. Yrd. Doç. Dr. Samsun-Terme. Temel İslam Bilimleri.

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

03-10TEMMUZ 2015 TOPLUMUN DİN ALGISI VE DİNE BAKIŞI

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir.

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Transkript:

Iğdır Üniversitesi / Iğdır University İlahiyat / Journal of Divinity Faculty Sayı / No: 9, Nisan / April 2017: 145-154 KİTABİYAT / BOOK REVIEW Mustafa Öztoprak, Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı, Sinop: Gece Kitaplığı, 2016, 290 s. Hazırlayan SEMA GÜL a Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı adlı eser, bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Türkiyedeki Dini Cemaatler ve Hadis İlmi, birinci bölümde Bedîüzzamân Saîd Nursî ve Risâle-i Nur, ikinci bölümde ise Bedîüzzamân ın Hadisçiliği konuları ele alınmıştır. Yazar, eserin önsözünde kitabı telif etmesindeki amacının Risâle-i Nur da yer alan rivayetlerden hareketle Bedîüzzamân ın hadisçi yönünü ortaya koymak olduğunu belirtmekte ve daha önce bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermektedir. Giriş bölümünde Türkiye deki dini cemaatler ve a Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü ecmel_100@hotmail.com 145

Sema Gül 146 hadis ilmi konusunu ele alan müellif, Türkiye deki Dinî Cemaatler ve Temel Sorunlar başlığı altında cemaat kavramının anlamları üzerinde durarak, bu kelimenin hadisi şeriflerdeki bazı kullanımlarından örnekler zikretmektedir. Gerek Türkiye gerek diğer İslâm ülkelerinde dinî bir cemaat mensubu olan bireylerin varlığına işaret eden Öztoprak onların Türkiye nüfusuna oranlarını yüzdesel olarak ifade etmekte, ardından bu kimselerin yetkinliklerinin sorgulanması gerektiğine dikkat çekerek cemaat içerisinde seyran eden bazı sorunlara dikkat çekmektedir. Cemaat içerisinde serdedilen taassubî eylemlerin doğurabileceği bazı olumsuzluklara değinen yazar, mutaassıp insanların liyakatsiz kişileri hak etmedikleri konumlara getirebileceğini ve lider olarak görülen kişilerin hata etmeyen bir varlık gibi görülmesi yanılgısına kolayca düşebileceklerini açıkça ifade etmektedir. Aynı zamanda cemaatlerin bu ülkenin bir değeri olduğunu da belirten Öztoprak, onların ancak yanlışlıkları tamir ederek, dinin emir ve yasakları ışığında, liyakat ile tecrübe rehberliğinde İslâm âlemini ileriye taşıma adına adımlar atabileceklerini belirtmektedir. Yazar, Dini Cemaatler ve Hadis İlmi başlığı altında cemaatlerin takip ettikleri muayyen bir Kur ân meali ve hadis kitabı olduğunu belirtmekte, manası İslâm ruhuna aykırı olmayan ve muteber kitaplarda yer alan rivayetlerin cemaat müntesiplerince ihtimam gördüğünden bahsetmektedir. Cemaatlerin hadise yaklaşımında aşırı uç denilebilecek noktalar olduğunu belirten müellif onları tasavvufî yaklaşım sahipleri ve Kur ân merkezli yaklaşım sahipleri olmak üzere iki grupta ele alarak, tasavvufî yaklaşımın hemen her rivayetin hadis olarak değerlendirilmesi eğiliminde olduğunu, Kur ân merkezli yaklaşımın ise hadislerin ancak Kur ân a mutabık olması durumunda kabul edilebileceği yönünde olduğunu belirtmektedir. Eserde ehl-i tasavvufun hadis anlayışının Bedîüzzamân ın hadis yönünü şekillendirdiği belirtilmektedir. Buna göre Saîd Nursî bir rivayet mevzu da olsa, İslâm ın ruhuna aykırı olmadığı müddetçe onu muteber sayar. Yazarın tespitine göre, Saîd Nursî eserinde kendisinden duyulandan daha doğru bir rivayete ulaşıldığında ona tâbii olunmasını öğütlediği halde cemaat müntesipleri bu eserin ilhamla yazıldığı gerekçesiyle rivayetleri eleştiriden uzak görmektedirler.

Kitabiyat: Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı Birinci bölümü iki ana başlıkta inceleyen Öztoprak, ilk olarak Bedîüzzamân Saîd Nursî nin hayatı, ilmî gelişimi ve çalışmalarında etkisi olduğu düşünülen tasavvuf yönünü ele almakta, ikinci olarak ise Risâle-i Nur hakkında bilgi vermektedir. Saîd Nursî nin hayatını ele aldığı bölümde onun için kullanılan farklı isimler olduğunu aktararak Bedîüzzamân ın o dönemde tezahür eden bazı olaylara binaen kendisini eski Saîd (1877-1926) ve yeni Saîd (1926-1960) olarak kategorize ettiğini kaydetmekte ve Risâle-i Nur un yeni Saîd döneminde yazıldığını nakletmektedir. Daha sonra yazar, İlmi Kişiliği şeklinde bir başlık açarak burada Bedîüzzamân ın eski Saîd ve yeni Saîd döneminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Çocukluk dönemini de kapsayan eski Saîd zamanının kavgacı ve mücadeleci Saîd inin yeni Saîd döneminde daha çekimser olan, kavgacı üslup yerine anlaşmaya ve kendisini anlatmaya öncelik veren bir tarzda olduğundan bahseder. Burada dönemin medrese eğitim sisteminin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği yönünde telkinlerde bulunan Saîd Nursî nin Van da Medresetü z- Zehrâ adında bir mektep açmayı arzuladığı da kaydedilmektedir. Öztoprak, Bedîüzzamân ın ayetleri kaynak göstererek değil de kendi görüşleriyle açıkladığını ve Risâle-i Nur ların o dönemde halkın da kolaylıkla anlayabileceği bir dil kullanılarak yazılmış olduğunu belirtmektedir. Saîd Nursî nin ilk eğitiminin ailesinde başladığını belirten yazar, onun ilim tahsilini İslâmî ilimler ve manevî ilimler olmak üzere iki farklı kategoride ele almak gerektiğini ifade etmektedir. Bedîüzzamân Saîd Nursî nin hocalarından bahseden yazar onları da iki kategoride ele almakta, ilk olarak onun bizzat ders aldığı yedi hocası hakkında bilgi vermekte, ikinci olarak ise önde gelen manevî hocalarından bahsetmektedir. Risâle-i Nûr da haklarında en fazla bilgi verilen beş kişi bulunduğunu tespit eden yazar burada Mevlana Celaleddin-i Rûmî, Şeyh Abdülkadir-i Geylanî, Hazreti Ali, İmam Rabbanî ve İmam Gazzâlî den bahsetmekte ve bu kişilerin zühd hayatı bakımından Bedîüzzamân ile ortak noktaları olduğu tespitinde bulunmaktadır. Eserde Risâle-i Nur ların Bedîüzzamân ın talebeleri vesilesiyle çoğaltıldığı kaydedilmekte ve bazı talebeleri hakkında kısa bilgiler verilerek onların telif ettiği eserlerin isimleri zikredilmektedir. 147

Sema Gül Yazar Saîd Nursî nin tasavvuf yönünü; onun tasavvuf karşıtı olduğunu iddia etmek ve tasavvufa yaklaşımını Risâleler çerçevesinde tespit etmek şeklinde iki şekilde incelemektedir. Bedîüzzamân ın küçük yaşlardan itibaren tasavvufu bilip tanıyan biri olduğunu ifade eden müellif, onun 14-15 yaşlarına geldiğinde sahip olduğu ilmi yetersiz bulmasıyla dönemin mutasavvıf alimlerinden istifade etme isteğinin kendisini zahidâne bir hayat sürmeyi tercih etmeye sevk ettiğini kaydetmekte ve Bedîüzzamân ın dönemin tarikatlarının uygulamaları hakkında bilgi vermesini onun tasavvuf yönünü ortaya koyan bir argüman olarak değerlendirmektedir. Yazarın tespitine göre Saîd Nursî, tasavvufun dışında olmayan; ancak eksik ve yanlış bulduğu noktaları eleştirmekten çekinmeyen bir kişidir. Öztoprak, birinci bölümün ikinci ana başlığını Risâle-i Nur a tahsis etmiştir. İlk olarak Risâle nin yazıldığı yer hakkında bilgi veren yazar, genel kanaate göre Isparta nın Barla ilçesinde yazıldığı düşünülen eserin ilk nüvelerinin Nursî nin Burdur da gözetim altında bulunduğu dönemde oluşmaya başlandığını, devamının ise Denizli de yazıldığını kaydetmektedir. Risâle-i Nur un gelişim sürecini ele aldığı başlık altında evvela onun niçin yazıldığının tespit edilmesi gerektiğine dikkat çeken yazar, her ne kadar Bedîüzzamân eserini, bir tefsir mahiyetinde yazdığını ifade ediyor olsa da sadece 626 ayeti ele alan bu kitabın tam bir Kur ân tefsiri mahiyetinde olmadığına işaret etmektedir. Eserde yazar, Saîd Nursî nin; Risâle-i Nur un ilhamla yazdığını belirttiğine değinmekte ve Bedîüzzamân ın Risâlelerin Kur ân ın beslendiği kaynaktan beslendiği yönündeki iddiasını kabul edilemez olarak nitelemektedir. Müellif, Risâle-i Nur un ilhamla yazıldığı anlayışının bazı sebepleri olabileceğini ifade etmekte ve bunları onun Risâle-i Nur da tasavvufî eserlere çokça başvurması veya ilham kavramına farklı bir anlam yüklemiş olabileceği şeklinde izah etmektedir. Risâle-i Nur un işlediği konular itibariyle dönemin sosyal şartlarını yansıttığı noktasında bir tespitte bulunan müellif, o dönemde imanın yeniden inşa edilmesinin gerekli olduğu inancından hareket eden Saîd Nursî nin eserin yüzde doksanını imanî konulara ayırmış olduğuna 148

Kitabiyat: Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı dikkat çekmektedir. Onun imanî konuları ele alırken aynı zamanda sünnetin dikkate alınması gerektiği vurgusu yaptığına dikkate çeken müellif, ona göre Kur ân-sünnet bütünlüğünün vazgeçilmez olduğuna temas etmektedir. Aynı zamanda Risâle-i Nur da 626 ayetin tefsirinin yapılmış olması gerekçesiyle onu kısmî bir tefsir olarak addeden yazar, bu eserin ilhamla yazılmış bir tefsir mahiyetinde olduğu yönündeki kabulü bazı sorunlar içerdiği gerekçesiyle tenkit etmektedir. Eserin ikinci bölümünde Bedîüzzamân Saîd Nursî nin hadisçiliği üzerinde durularak, onun Peygamber anlayışından bahsedilmekte ve yaptığı Peygamber tanımında ders aldığı Nakşibendî tarikatına mensup olan hocalarının izlerinin görüldüğü belirtilmektedir. Buna göre Peygamber, ilk olarak Allah ın elçisi, ikinci olarak ise manevi boyuta sahip olması yönüyle mümeyyiz olan biridir. Eserde ayrıca Bedîüzzamân ın Hz. Peygamber (s.a.v.) için kullandığı farklı isimlerle sıfatlar olduğundan bahsedilmekte ve bunların her biriyle ilgili izahta bulunulmaktadır. Saîd Nursî nin Hz. Peygamber in henüz vahyin muhatabı olmaya başlamadığı dönemde gösterdiği harikulade olaylar ve sonrasında meydana gelen mucizelerini onun Nübüvvetinin delili saydığını belirten yazar, aynı zamanda Bedîüzzamân ın Hz. Peygamber i beşerî yönünü göz ardı ederek yalnızca nübüvvet yönünden hareketle tanımlamasını, dolayısıyla onun insan olmasından kaynaklanabilecek her türlü hata ve yanılmadan berî görmesini anlamlandıramamakta ve Hz. Peygamberin de dünya işlerinde yanılmasının tabii olduğuna dikkat çekmektedir. Müellifin tespitine göre Bedîüzzamân ın Allah Rasûlü nün gaybı bilmesi yönündeki anlayışı klasik ulemanın algısıyla paraleldir. Bununla beraber Saîd Nursî, Hz. Peygamber in gelecekte zuhur edecek her olayı bildiğini ve bu bağlamda aktarılan rivayetlerin sahih olduğunu düşünmektedir. Bedîüzzamân, nübüvvetin delilleri olarak Hz. Peygamber in mucizelerini gösterir. Öztoprak, Bedîüzzamân ın hadisçiliğini ele aldığı ikinci bölümde onun sünnet kavramına yaklaşımını değerlendirmektedir. Buna göre Saîd Nursî sünneti kavli, fiili ve takriri şeklinde bugünün sünnet tanımına paralel bir şekilde ifade etmektedir. Saîd Nursî nin Kur ân ın ancak sahih sünnetle tefsir edilebileceğini beyan etmesini fevkalade 149

Sema Gül dikkat çekici bulan yazar, eserinde Sahih, Zayıf ve Mevzu rivâyetlere bolca yer veren Bedîüzzamân ın söz konusu Kur ân olduğunda yalnızca Sahih rivayetlere vurgu yapmasını onun Kur ân a karşı hassasiyetini gösteren bir misal olarak nakletmektedir. İkinci bölümde incelenen diğer bir mevzu Bedîüzzamân ın ehl-i beyt anlayışıdır. Bu kavramın İslâm dünyasında sosyal ve siyasi açıdan farklı algılandığına değinen yazar daha sonra Bedîüzzamân Size iki şey bırakıyorum; onlara temessük etseniz necat bulursunuz: biri Kitabullah, diğeri Âl-i Beytim şeklindeki rivayette yer alan Âl-i Beyt kavramıyla kast olunanın Sünnet-i Seniyye olduğunu söylemesini önemli bir tespit olarak addetmektedir. İkinci bölümde Bedîüzzamân ın isnada yönelik uygulamalarının incelendiği diğer bir ana başlık altında ilk olarak Hadisleri Aldığı Kaynaklar şeklinde bir madde kaydedilir ve burada Saîd Nursî nin hadisleri aldığı kaynaklar zikredilerek genellikle tasavvufî eserlerden alınan rivayetlerin sened olarak sıhhatine bakılmadığına değinilir. Aynı zamanda Saîd Nursî nin mezhep imamlarından ziyade ehl-i tasavvufun meşhur şahsiyetlerini öncelemesi, onun hadis anlayışının hangi yönde şekillendiğinin göstergesi olarak görülür ve sonrasında Saîd Nursî nin sıkça başvurduğu bazı tasavvufî kaynaklar tek tek tanıtılır (s. 118-130). Yazar, Saîd Nursî nin metin seçme usullerini aktardığı başlık altında ilk olarak onun hadislerin konuyla ilgili yerlerini ihtisar etmesinden bahsetmektedir. Buna göre Saîd Nursî, bir konuyla ilgili olarak aktardığı rivayetin sadece gerekli gördüğü kısmını zikretmek suretiyle onu ihtisar etmekte, rivayetin tamamını zikretmemektedir. Aynı zamanda eserde, Bedîüzzamân ın zaman zaman ayet ve hadislerde geçen ibareleri karıştırdığı tespitinde bulunularak bunun bazı örnekleri üzerinde durulmaktadır. Müellif, Saîd Nursî nin hadis metedolojisini ele aldığı başlık altında ilk olarak onun hadisleri yorumlama metodu üzerinde durmakta ve burada müteşabih hadisleri yorumlarken indî yorumlar sergilediğine değinmektedir. Eserde, o dönemde var olan hadis inkârcılığına karşı Bedîüzzamân ın hadisleri savunma yolunu takip ettiği de belirtilmektedir. Bedîüzamân ın hadisleri ve ayetleri genel olarak kaynak göster- 150

Kitabiyat: Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı meden yorumlamış olduğuna sıkça temas eden yazar, bu iddiasını Risâle-i Nur dan seçtiği bazı rivâyetlere Saîd Nursî nin getirdiği yorumları zikrederek temellendirmektedir. Yazarın iddiasına göre o, bir eseri kaynak olarak göstermek yerine onu kaleme alan şahsı referans olarak göstermeyi tercih etmektedir. Yazar bu iddiasını temellendirecek nitelikte bazı örnekler de nakletmekte ve örneklerden hareketle genel bir değerlendirme yapmaktadır (s. 137-150). Hadis metedolojisi başlığı altında Saîd Nursî nin hadis terimlerini kullanmasına temas edilmekte ve Risâle-i Nur da yedi hadis teriminin tespit edilmiş olduğu kaydedilmektedir. Yazarın tespit ettiği bu terimler Bedîüzzamân ın açıklamaları ile izah edilmektedir. Burada; Sahîh, Hadîs-i Kat î, Haber-i Vâhid, Mevzû Hadîs, Mütevâtir Hadîs, Hadis-i Müteşâbih ve An an nakli şeklinde başlıklar açılmış ve her bir terimin Saîd Nursî tarafından nasıl anlamlandırıldığı aktarılmıştır. Ayrı bir başlık altında Saîd Nursî nin âhad haberlere yaklaşımı hakkında bilgi verilmiş, Bedîüzzamân ın âhad bir rivayetin sahîh hadisle desteklendiğinde güçleneceği düşüncesinde olduğu kaydedilmiştir. İkinci bölümde ele alınan bir diğer ana konu Bedîüzzamân ın hadisleri anlamaya yönelik çalışmalarıdır. Yazar burada ilk olarak hicri ikinci asırdan sonra ortaya çıkmaya başlayan hadis inkârcılarına karşı Saîd Nursî nin hakikatte Hz. Peygamber e ait olmasa dahi manası itibariyle İslâm ın ruhuna aykırı olmayan ve hadis diye nakledilen rivayetlere karşı savunmacı bir yaklaşım sergilediğinden bahsetmektedir. Bedîüzzamân ın hadisleri müdafaa etme gayretini takdire şayan bulan yazar, onu savunma esnasında hadis ilminin kaide ve kuralları dışına çıktığı için eleştirmektedir. Müellifin konuyla ilgili olarak bahsettiği diğer mevzu, Bedîüzzamân ın hadis tenkitçiliği olup onu iki başlık altında ele almaktadır. İlk olarak Saîd Nursî nin rivayet tariklerini toplaması mevzusu üzerinde duran yazar, burada onun -Risâlelerin tamamında aynı üslubu takip etmediğini belirtmekle birlikte- rivayet tariklerini topladığı birkaç örnek zikretmekte ve sahih hadisleri açıkça Sahîh olarak zikreden Nursî nin Zayıf veya Mevzu rivayetleri aktarırken; Hz. Peygamber den gelen bir rivayete göre tabirini kullandığını kaydetmektedir. 151

Sema Gül Öztoprak, Bedîüzzamân ın râvi tenkidini ele aldığı kısımda ilk olarak sahabeye tenkidini incelemiş burada başta müsteşrikler olmak üzere bazı kimseler tarafından Hz. Peygamber vefat ettiğinde küçük yaşta bulunması ve nakillerine israiliyyat karışmış olabileceği gibi gerekçelerle tenkit edilen İbn Abbâs ı savunmacı bir yaklaşım sergilediğinden bahsetmektedir. Bedîüzzamân ın muhaddis hocalarına yönelik tenkidini ele alındığı bahiste Saîd Nursî nin çok az âlim hakkında nitelik olarak bilgiler verdiğini kaydeden yazar, onun İbnül Cevzî (ö. 656/1258), Tirmizî (ö. 279/892) ve Beyhakî (ö. 458/1066) hakkında muhakkik ifadesini kullandığını söylemektedir. Buradan Bedîüzzamân ın hadis tenkidi noktasında bilgiye sahip olduğu sonucuna ulaşan yazar, buna rağmen Risalelerde hadis âlimlerinin uydurma tespitinde bulunduğu yaklaşık 30 rivayete yer verilmiş olmasını eleştirmektedir. Müellif, Bedîüzzamân ın hadis problemlerine yaklaşımını incelediği ana başlık altında on ayrı bahis açmış ilk olarak keşf ve ilham yoluyla hadis almadan söz etmiştir. Saîd Nursî nin sözlü ve yazılı beyanına bakıldığında tasavvufî literatür etkisinin açıkça görüldüğünü belirten Öztoprak, bu etkinin özellikle keşf ve ilham yoluyla hadis alma durumunda söz konusu olduğuna temas eder. Bedîüzzamân a göre hadis rivayetinin kitâbî bilgilerin dışında keşf yoluyla da yapılabileceğini kaydeden yazar, Saîd Nursî nin keşf ve ilhamı önemsediğini belirterek onun rivayetleri keşf yoluyla aldığını gösteren ifadeleri kullandığı kesitleri aktarmaktadır. Bu başlık altında zikredilen diğer bir mevzu, rüya ile hadis alma meselesidir. Müellif, Bedîüzzamân ın rüya yoluyla hadis alınabileceği ve tahsis edilebileceği şeklinde olan yaklaşımında da ehl-i tasavvufun tesirinin görüldüğüne değinmektedir. Araştırmacı, Risâlelerden ilgili örnekleri aktararak iddiasını temellendirmekte ve Bedîüzzamân ın rüyayla hadis alınabileceğine inanıyor olmasına rağmen bu şekilde alınan bir hadisin delil niteliğinde olmadığını belirttiğine işaret etmektedir. Diğer bir başlıkta evliyanın sahabeyi derece olarak geçtiği yaklaşımını inceleyen yazar, sahabenin faziletli olduğunu iddia edenler ve faziletin muayyen bir nesle mahsus olamayacağını savunanların varlığından söz ederek her iki grubun delil getirdiği bazı rivayetleri aktarmakta, ardından Bedîüzzamân ın bu konudaki görüşlerini nakletmektedir. 152

Kitabiyat: Bedîüzzamân Saîd Nursî nin Hadis Anlayışı Yazar ele aldığı diğer bir bahiste Bedîüzzamân ın İsra ve Miraç olayının cismani mi yoksa ruhani mi olduğu yönündeki görüşüne yer vererek onun Miraç olayının cismani olduğundan son derece emin olduğunu ifade etmektedir. Bir sonraki bahiste tevessül meselesini ele almış olan müellif, Risâle-i Nur da Bedîüzzamân ın tevessülü benimsediğine dair ifadeleri bulunduğunu kaydederek, onun Esma-ü l-hüsna ve Hz. Peygamberle tevessül ettiğine işaret etmektedir. Yazar bu bölümün akabinde Hızır başlığı altında Bedîüzzamân ın Hızır anlayışından bahseder. Bu bağlamda evvela tarihi süreçte Hızır algısı etrafında dönen tartışmalara değinerek Bedîüzzamân ın Hızır algısını aktarmaktadır. Saîd Nursî nin Hızır anlayışını vuzuha kavuşturmak için kendisinden nakillerde bulunan Öztoprak sonuç olarak onun bu anlayışının ehl-i tasavvuf un Hızır inancıyla paralel olduğunu tespit etmektedir. Araştırmacı, Cevşen başlığı altında ele aldığı bahiste ilk olarak Risâle-i Nur un muhtelif yerlerinde Cevşen i okumaya teşvik edici atıflar yapıldığını ve onun yalnızca bir dua olmayıp aynı zamanda insanlığı aydınlatan bir nur konumunda olduğuna işarette bulunulduğunu belirtmektedir. Saîd Nursî nin Cevşen in isnadından hiç şüphe etmediğini belirten yazar, Bedîüzzamân ın bunun aksini ifade edenleri hayretle karşıladığını da kaydeder. Öztoprak, Bedîüzzamân ın doğup büyüdüğü bölge olan Bitlis in Şiî dünyasına yakın olması sebebiyle Cevşen i tanımış olabileceği tespitinde bulunur. Aynı zamanda yazar, Nursî nin Cevşen e değer vermesini onun Şiî-Sünnî birlikteliğinin sağlanmasını arzu etmesinin bir işareti olarak görülebileceği kanaatindedir. Müellifin sonraki bahiste ele aldığı konu Celcelütiyye dir. Öncelikle Celcelütiyye nin ne olduğunu izah eden yazar, onun Hz. Ali tarafından zikredilen ve Hz. Peygamber e nispet edilen içerik bakımından dua mahiyetinde bir hüviyet taşıdığını zikretmekte ve Saîd Nursî nin yaptığı bu zikri, etrafındaki arkadaşlarına da tavsiye ettiğine dair bilgilere işaret etmektedir. Daha sonra duaların içeriği hakkında bilgi veren yazar onun muhtevasını fevkalade olduğuna değinir; ancak bu muhteva güzelliğinin Bedîüzzamân ın iddia ettiği gibi ilgili zikrin Hz. Peygamber e ait olduğu anlamına gelmeyeceğini önemle belirtir. Sahâbîlerin hadis rivayetinde farklılaşması meselesinin aktarıldığı bahiste müelli- 153

Sema Gül fin Saîd Nursî den alıntı yaptığı görülür. Burada Saîd Nursî, sahâbenin meşguliyetlerine göre değerlendirilmeleri gerektiğini ifade etmekte ve yalnızca hadisle ilgilenen, onu hıfzeden kişilerin nakillerinin daha çok olmasının tabii bulunması gerektiğini zikretmektedir. Yazarın Bedîüzzamân ın hadis problemlerine yaklaşımları başlığı altında ele aldığı son konu, Mehdi anlayışıdır. Müellif, Mehdi yle ilgili rivayetlerin hangi kaynaklarda yer aldığına işaret etmekte ve Bedîüzzamnân ın güçlü bir Mehdi anlayışına sahip olduğunu belirtmektedir. Yazar, Nursî nin her devrin bir Mehdi si olacağı görüşüne sahip olduğunu, bu görüşün her devrin müceddidi gelecek rivayetiyle bağlantılı olabileceğini kaydeder. Aynı zamanda Bedîüzzamân ın genel Mehdi inanışından farklı olan bazı görüşlerini de nakleder. İkinci bölümde ele alınan, Bedîüzzamân ın gaybî rivayetlere yaklaşımının incelendiği başlık altında yazar, Saîd Nursî nin Hz. Peygamber in gaybı bilmesi konusunda Kur ân merkezli bir bakış açısına sahip olduğunu kaydetmektedir. Onun teşbih ve temsille anlatılan hadisleri değerlendirmesi mevzusunu incelediği başlık altında, hadislerde geçen edebi sanatların bazı kimseler tarafından yanlış anlaşıldığını ifade ettiğini zikretmektedir. Aslî hadis kaynaklarında bulunmayan 27 rivayetin incelendiği başlık altında ise âlimlerin uydurma olduğunu tespit ettiği bazı rivayetleri kullandığını naklederek sonrasında Saîd Nursî nin bu tür rivayetleri kullanmış olmasının sebeplerini tespit etmektedir. Son olarak müellif, Saîd Nursî nin atıfta bulunduğu rivayetleri tespit etmekte ve ilgili rivayetlerin sıhhat durumları hakkında doyurucu bilgiler vermektedir. 154