Tetiğe değil, deklanşöre basıyorlar ESRA KESKİN DEMİR - 18.05.2012 ZAMAN GAZETESİ CUMA EKİ Havaların ısınmasıyla Afrika'dan yola çıkan ve ülkemize Hatay'dan giriş yapan kanatlı turistler var. Tanışmak isteyenler hiç vakit kaybetmeden Sarıyer keskin viraja çevirsin rotasını. Zira binlerce yırtıcı görmek için son günler. Fırsat bulamazsanız, sonbaharda Çamlıca'da ya da Toygar Tepe'de buluşuruz! Duyduk ki bugünlerde 3. köprünün geçeceği Garipçe yakınlarında bir hareketlilik varmış. Fotoğraf makinesini, dürbününü kapan Sarıyer'e gidip gözlem yapıyormuş. Merak ettik bu hareketliliğin sebebini, gözlemcilerden biriyle irtibata geçtik. "Sarıyer keskin virajda buluşalım." dedi bize. Ama Sarıyer keskin viraj ne demekti? Koskoca Sarıyer'de hangi keskin virajda buluşacaktık, nasıl bir tanımdı bu böyle? Sonradan anlayacaktık ki birçoğumuza garip gelecek bu tanım 'kuş gözlemcileri' için çok şey ifade ediyordu. Meğer Koç Üniversitesi'nden 700 metre ilerideki bu keskin viraj, ilkbahardaki kuş göçünün en iyi izlendiği yermiş. Fransa, İngiltere, Hollanda, İspanya hatta Amerika'dan bile yalnızca buradaki kuşları gözlemek ve fotoğraflamak için gelen yüzlerce turist varmış. Buna rağmen Türkiye'de çok yaygın bir hobi değil kuş gözlemciliği. Nüfusun 75 milyona dayandığı ülkemizde yalnızca 2 bin 500 civarında sayıları. İstanbul kadar nüfusu olmayan Hollanda'da bile 500 bin kuş gözlemcisi var. 62 milyon nüfuslu İngiltere'de ise gözlemci sayısı 1 buçuk milyonu buluyor. Her neyse, konumuz rakamlar değil, kuşlar. Özellikle de yırtıcılar! İstanbul Boğazı=Uluslararası kuş otobanı Şah kartal mesela. Gözlemcilerin en çok görmek istedikleri yırtıcı. Bu kuşu görmek için sabahtan akşama, belki de haftalarca bekleyen gözlemciler var. Ak kuyruklu kartal da aynı şekilde. Ama en uzun kanatlı türlerinden biri akbaba. Çeşitli dergilerde doğa ve gezi yazıları yazan kuş gözlemcisi Akdoğan Özkan, "Akbaba gördüğüm zaman, işte şimdi kapıp götürecek beni diyorum. Müthiş bir duygu, tarif edilemez." diyor. İstanbul Boğazı'nı 'uluslararası kuş otobanı' şeklinde tanımlayan Özkan, 2 yıldır gözlemcilik yapıyor. Ona bu hobiyi tanıtansa, bize gözlemciliği ayrıntılarıyla anlatan, İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu (İKGT) kurucularından Cemil Gezgin. Galiba Gezgin'i tanımayan gözlemci yok. Zira hangi gözlemciden kuşlar hakkında bilgi almak istesek, "Aslında Cemil Gezgin bu sorunun cevabını daha iyi bilir." cümlesiyle karşılaştık. En sonunda da Sarıyer'de Gezgin ile buluşarak kuşlar hakkında epey bilgi aldık. 1
Kuşların göç etmek için bu noktayı tercih etmelerinin sebebi termal akıntıymış. 12 yıldır bu hobiyle uğraşan Gezgin, bunu şöyle açıklıyor: "Büyük kanatlı kuşlar, bu noktadan göç yapmayı tercih ediyor. Çünkü enerjilerini minimum harcayıp maksimum mesafe almanın peşindeler. Karanın ısınmasıyla oluşan sıcak hava yükselerek termal etki oluşturuyor. Bu yükselen havanın girdabını kullanan göçmen kuşlar süzülerek daha uzun mesafe alabiliyor. Dolayısıyla karanın birbirine en yakın olduğu yer İstanbul Boğazı olduğundan kuşlar bu noktadan göç etmeyi tercih ediyor." Büyük kanatlı kuşlar, depoladıkları 100 gramlık yağı kanat çırparak uçtuklarında 5 günde yakarken, termal etkiden yararlanıp süzüldüklerinde 20 günde yakıyormuş. Dolayısıyla deniz üzerinden göç ettiklerinde zayıflayıp ölebiliyorlar. Bu yüzden yırtıcı kuşların yüzde 90'ı İstanbul Boğazı'ndan göç etmeyi tercih ediyor. Bu da Türkiye'de yüzlerce kuş türü görülmesini sağlıyor. Kuş gözlemlemek için Hollanda'dan geliyor İşte bu kuşları görmek için Hollanda'dan kalkıp Sarıyer'e gelen turistlerden biri Nico Creemers. Tam 30 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde kuş gözlemliyor. "Hollanda'da saatlerce bekleyip görebileceğim bir kuş türünün burada binlercesini görüyorum. Ama Türklerin neden bu hobiye ilgi duymadığını anlayamıyorum." diyor. Eşi İnci Kaçar Creemers ise Nico sayesinde kuş gözlemciliğinden haberdar olmuş. Çift Hollanda'da yaşıyor ama her fırsatta İstanbul'a kuş gözlemlemeye geliyor. Bir başka gözlem ve fotoğraf meraklısı ise Berrin Akyıldırım. O, bu hobinin en başından beri içinde. Hem İKGT'nin hem de Trakuş'un kuruluşunda aktif rol almış. Üniversitede biyoloji okurken kuş gözlemciliğiyle ilgili bir seminerle değişmiş hayatı. 12 yıl önce katıldığı bu seminerden sonra nerelerde kuş daha iyi gözlemlenir diye arazi çalışmaları yapmış. Türkiye'nin farklı bölgelerinde kuş gözlem topluluklarının kurulmasına, kuşlarla ilgili 2 kitap çıkmasına, Boğaziçi kuş göçü izleme projesine öncülük etmiş. Artık bütün kuş türlerini tanıyor. Hatta fazlasıyla kuş fotoğrafı çektiği için bugünlerde kelebek fotoğraflarına yoğunlaşmış durumda. İyi fotoğraf çekme isteği bu hobiyi yaygınlaştırdı Ona göre bu hobi 'fotoğraf' işin içine girince yaygınlaştı. Akyıldırım, "İKGT'nin yaklaşık 400 üyesi var. Ama Trakuş daha geç kurulmasına rağmen fotoğraf sitesi olduğu için 2 bin üyeye ulaştık. İnsanlar önce iyi fotoğraf çekmek için kuş gözlemliyor. Sonra çektiği kuşun türünü öğrenmek için siteye e-mail atıyor. Daha sonra nadir görülen kuşları araştırıyor ve onları çekmek istiyor. Böylelikle kuş türlerinden ve kuş gözlemciliğinden haberdar oluyor." diyor. 2
İlk açılan kuş gözlem siteleri İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu (İKGT), kuş gözlemciliğiyle ilgili açılan ilk site. Üyeleri iki haftada bir çarşamba günleri toplanıp bir araya geliyor ve gözlemlerini birbirleriyle paylaşıyor. Trakuş ise Türkiye genelinde kuş fotoğraflarının yayımlandığı ilk site. Her kuş türünün bir sorumlusu olduğu sitede 40 bin kuş fotoğrafı ve 500 bin kelimeden fazla bilgi var. 3. Boğaz köprüsü kuş göçünü olumsuz etkileyecek Ahmet Karataş (Niğde Üniversitesi Zooloji Profesörü): Uygun hava akımı açısından kuş göçü için en ideal yer İstanbul Boğazı. Afrika'dan Batı Asya ve Avrupa'ya göç edecek kuşların en önemli geçiş noktası. Göç, sonbaharda Çamlıca ve Toygar Tepe'den, ilkbaharda Garipçe yakınlarından izlenilebiliyor. Bu noktalar tam olarak köprülerin üzerine denk geliyor ve köprüler kuş göçünü olumsuz etkiliyor. Çamlıca tepesinden gözlem yaptığımız zaman kuşların kalabalık alanlardan değil, ormanlık araziler üzerinden göç ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla Garipçe'ye 3. köprünün ve rüzgâr enerjilerinin yapılması hava akımlarını önemli ölçüde etkileyecek ve ormanlık arazileri azaltacak. Yırtıcı kuşların nüfusunun yüzde 90'ı bu yolu kullanıyor. Yani yırtıcıların yüzde 90'ı bu durumdan etkilenecek. Ayrıca yırtıcı kuşlar geceleri göç etmeyip ormanlık arazilerde dinlenirler. Belgrad Ormanları, Terkos civarındaki ormanlar da köprüyle birlikte tahrip olacak. Dolayısıyla kuşların dinlenme alanları da azalacak. Tüfekleri satıp fotoğraf makinesi aldılar Trakuş sitesinin kurucusu Serhat Tigrel, ülkemizde şu ana kadar 463 kuş türü görüldüğünü söylüyor. Kendisi küçük yaşlardan beri doğa âşığı bir insan. Ama üzülerek söylüyoruz ki eski bir avcı. Doğaya olan merakını eskiden avcılık yaparak gideriyormuş. Şimdiyse avcıları kuş gözlemi yapmaya davet ediyor: "Ben 57 yaşımdayım. Bizim zamanımızda doğada gezebilmek için avcı olmanız gerekiyordu. Kuş gözlemciliği gibi hobiler yoktu. Zaten ava gittiğimde, avlanmaktan çok avcılara kızmakla geçiriyordum vaktimi. Yasa 2 kuş vurmaya izin verirken, 10 kuşu birden vuruyorlardı. Şimdi doğayla iç içe olmak için illaki avcılık yapmanıza gerek yok. Bu yüzden sitemizdeki 2 bin üyenin 400 kadarı avcılıktan geliyor. Ben ve bu dört yüz üye kuş gözleminden haberdar olur olmaz, tüfeklerimizi satıp fotoğraf makinesi ve dürbün aldık. Maksat kuş yakalamaksa öldürerek değil, pozlayarak yakalanması gerektiğine 3
inanıyoruz. Eski günleri hatırlamak bile istemiyoruz artık. Avcılar bir kez olsun gözlem yapıp fotoğraf çeksin, ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaklardır." Şahin avını yakalarken... FOTOĞRAF: MURAT ÇUHADAROĞLU Ak kuyruklu kara kartalların kanat açıklığı 2 buçuk metreyi bulabiliyor. Fotoğraf: Serhat Tigrel 4
Şah kartal, gözlemcilerin en çok görmek istediği kuşlardan biri. Fotoğraf: Murat Çuhadaroğlu 5
Bazen, boğazdan binlerce leyleğin termal yaparak geçtiği görülebiliyor. Fotoğraf: Cemil Gezgin Ebabillerin dalış hızı 220 km'yi bulduğundan fotoğraflaması çok zor. Fotoğraf: Ahmet Karataş Telli turnalar, türü giderek azalan kuşlar arasında. Fotoğraf: Ahmet Karataş 6