BOZKIRIN BOZKURTLARI: GÖKTÜRKLER

Benzer belgeler
ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 6.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KÖKTÜRK DEVLET

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 7.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri II. KÖKTÜRK DEVLETİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 6.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KÖKTÜRK DEVLETİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 5.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri TABGAÇLAR

III. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ 2. KONU: ORTA ASYA DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

G Ö K T Ü R K L E R. İçindekiler Tablosu

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti): Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devletî):

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Nihat Sami Banar!ı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s 'ten özetlenmiştir.

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

/uzmankariyer /uzmankariyer /uzmankariyer

İstanbul, Bilge Kültür Sanat Yayınları, 2016, 352 sayfa, ISBN:

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

TARİH KPSS İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET ARİF ÖZBEYLİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

1- Kurnazlık: Oyunun stratejisini planlamak ve oyun kurallarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmek.

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ A

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

c-1086 da Süleyman Şah ile Tutuş arasında yapılan savaşta Süleyman Şah yenildi ve intihar etti, oğulları esir alındı.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ Ders.11. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KARLUKLAR

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK ASYA HUN DEVLETİ

Gidyon un Küçük Ordusu

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Gazneliler ( ):

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

GÖÇ DUVARLARI. Mustafa ŞAHİN

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Uldız 410 da ölmüştür Uldız dan sonra Hunların yönetimine Karaton, Rua daha sonra Atilla ve Bleda birlikte geçmiştir

tamamı çözümlü tarih serkan aksoy

Yeşaya Geleceği Görüyor

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

En büyük gücümüz teşkilatlarımız

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Türkiye'nin En Çok Satan. TARİH ten

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

/uzmankariyer /uzmankariyer /uzmankariyer. Değerli Kamu Personeli Adayları,

Tanrı nın İbrahim e Vaadi

Buğra Öner Kocukeli. Avuçtaki Kan Pıhtısı Neyin Habercisi?

Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

Tanrı dan gönderilen Adam

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Transkript:

BOZKIRIN BOZKURTLARI: GÖKTÜRKLER 1

2

Değerli Tarih öğretmenim merhum NİRGÜL DÖNMEZ anısına 3

ÖNSÖZ Benim bu yazıyı yazarken ki amacım okuyucuda Göktürk Devleti tarihi hakkında genel bir bilgi verebilmekti. Yazımı bilimsel makale esaslarına uyarak yazmadım. Ve bilinmeyen bir şeyde yazmadım. Değerli hocalarımız eserlerinde verdikleri bilgilere ve kaynaklardaki bilgilere sadık kalarak sade bir dille anlaşılır bir şekilde kendi yorumumla Göktürk tarihini yazdım. Göktürk tarihi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler içinde yazının sonunda kaynakça verdim. Tek arzum yazımın okuyanlarda Türk tarihine karşı bir tutku oluşmasıdır. İyi ve keyifli okumalar 4

GİRİŞ Günümüzde daha çok bilinen tarihimiz Osmanlı tarihi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çekilen dönem dizi ve filmleriyle de bu tarihe olan ilgi bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde artmaktadır. Cumhuriyetin öncesi olan Osmanlı tarihine duyulan ilgi gayet doğaldır. Ne de olsa kendimizi Osmanlı torunu olarak görmekte olan bir toplumuz. Osmanlı tarihine duyulan bu ilgi sevindiricidir lakin şansı ve köklü milletimizin tarihi yalnızca da Osman oğullarından ibaret değildir. Osmanlı nın öncesinde Anadolu yu Türk yurdu yapan Selçuklular vardır. Selçuklulardan Öncede Türkleri İslamiyet ile tanıştıran ilk Türk-İslam devletlerimizi unutmamak gerekir. İslamiyet öncesi Türk tarihini anlamadan Türk milletini anlamak olanaksızdır. Türkler milattan önceki devirlerden günümüze Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında birçok devlet kurmuş ve tarihi yön veren bir millet olmuştur. Türk tarihini Orta Asya bozkırlarında kurulan Hun Devleti ile başlatmak doğru olur. Hun Devletinden önce de düşünülen Saka lar olsa da bu konuda kesin bir bilgi olmadığı için net konuşamıyoruz. Ama İskitler Türk olsun olmasın içinde birçok Türk unsuru barındıran bir kavimdi. Çünkü atlı-göçebe bir millet olan Türklerin Orta Asya da etkileşimde bulunmadıkları bir kavim neredeyse olmamıştır. Orta Asya da ilk siyasi birlik teşkili Hun Devleti ile başlamıştır. Hun devletinin en ünlü kağanı Mete Han dır. Adını destanlar yazılan efsanelere ilham kaynağı olan Oğuz Ata ile özleştirilen Kutlu Türk hükümdarıdır. Meşhur Çin Seddi işte bu Hunların akınlarını durduramayan Çin in Türklere karşı yaptığı uzun bir surdur. Asya daki Hun Devleti nden sonra batıya göç eden Türklerin Avrupa da kurduğu Avrupa Hun Devleti de Avrupa tarihinde derin izler bırakmıştır. Avrupa 5

kavimlerinin halen zihninde Atilla Tanrının Kırbacı olarak yer etmektedir. Daha nice Türk Devleti Vardır Böyle tarihte başrol oynamış ama içlerinden biri var ki bir millete isim verme şerefine nail olmuş, kendinden sonra kurulan bütün Türk devletleri O devletin tesiri altında kalmıştır; GÖKTÜRKLER Göktürkler aslında onlar kendilerini Türk olarak tanımlamışlardı- Orta Asya da Hun lardan sonra kurulan ikinci Türk İmparatorluğudur. Göktürkler hakkında bilgi edindiğimiz en önemli iki kaynak bulunur, bunlar; Çin yıllıkları ve bizzat Göktürkler tarafından dikilmiş yazıtlardır. GÖKTÜRK TARİHİNE GİRİŞ Göktürk Devleti nin siyasi tarihini anlatmaya başlamadan önce Türk isminin nereden geldiğine bakalım ayrıca Göktürk Devleti ni daha iyi anlayabilmemize yarayacak Türk yaşantısını, töresini, teşkilatını ve kültürünü de anlatmakta yarar vardır. Türk adının kökeni: Türk milletinin köklü bir millet oluşu araştırmacıları Türk kelimesinin kökenini araştırmaya sevk etmiştir. Araştırmacıların yaptığı bazı varsayımlar şöyledir; Yunan tarihçi Herodotos un M.Ö 5. Asırda doğu kavimleri arasında belirttiği Targita lar, İskit topraklarında yaşadıkları söylenen Tyrkae ler, kutsal kitap Tevrat ta adı geçen Nuh un oğlu Yasef in torunu Togharma, eski hind kaynaklarında görülen Turukha lar, Ön-Asya çivi yazılı kaynaklarda görülen Turukku lar ve hatta Troia lıların Türk adını taşıyan Türk kavimlerinden oldukları görüşleri ortaya atılmıştır. Ayrıca Türk adının kökeni ile beraber manası da araştırmacıları cezp eden başka bir araştırma sahası olmuştur. Türk adına araştırmacılar ve kaynaklar farklı farklı anlamlar yüklemişlerdir. Türk e yüklenen anlamlar; miğfer, terk edilmiş, olgun, güçlü kuvvetli, deniz kıyısında oturan adam, güzel gibi anlamlar yüklenilmiştir. Ama daha bilimsel tespitler A. Vambery 1879 da Türk kelimesinin türemekten çıktığını savunmuştur. Türk düşünürü Ziya Gökalp e göre ise Türk adı türeli yani kanun koyucu anlamından geldiğini savunmuştur. Daha nice araştırmacı türlü türlü yorumlar getirmişleridir. Fakat Türk 6

kelimesini resmi olarak ilk defa Göktürk Devleti tarafından devletin ismi olarak kullanılmıştır. Böylece bir milletin isim babası olma şerefine erişmişlerdir. Göktürklerde Sosyal ve Kültürel Yapı Her Türk asker doğar sözü bizim askeri güruhumuzu canlı tutmak için söylenen sözden daha öte bir sözdür. Bu söz bir milletin karakteristik yapısını anlatmaktadır. Türklerde askerlik özel bir meslek olarak görülmemiş, her Türk hali hazırda aynı zamanda da asker olarak yetiştirilmiştir. Bu durum Göktürk devletinde de böyleydi, her Türk, devleti için, kağanı için, bağımsızlığı için savaşa hazır askerlerdi. Çin kaynaklarında bile Türkler için ordu-millet denilmiştir. Türklerin harika bir teşkilatlanma sistemi vardır. Bu teşkilatlanmadaki başarıları sayesinde Türkler çok kısa zamanda devlet kurma başarısını sağlayabiliyorlardı. Bu sistem şöyledir; bireyler aileleri oluşturuyor, ailelerin birliğinden boylar meydana geliyor, boyların birliğinden ise budun yani millet meydana geliyordu. Bu teşkilatlanma ile en tepedeki kağanın aldığı karar bütün milletçe bilinmesi ve halktan birinin sorununun en tepedekince bilinmesini sağlayarak iletişimi güçlendiriyordu. Türk devletleri boyların birliğinden meydana gelmekteydi, bu boyların devletten ayrılmaları sonucu da devletler yıkılıyordu. Yani şöyle de diyebiliriz Türk devletlerini kuran da yıkan da Türk milletiydi. Günümüzde de kutsallığın koruyan vatan kavramı atalarımızca da kutsaldı. Göktürk kağanları vatanı, istediği gibi kullanabileceği bir toprak parçası olarak değil korumakla vazifeli olduğu ata yadigârı olarak görüyorlardı. Aynı şekilde Türk milleti içinde vatan, onu korumak için kanını akıtmaktan çekinmeyeceği bir kutsallığa sahipti. Batı yıllarca Türkleri vahşi, cani barbar gözüyle baktı. Bizi insanlık dışı sadece savaşçı bir millet olarak tanıttılar ve öyle de tanıtmaya devam ediyorlar. Batının kendi çıkarları için bu yalanları uydurması ve bunları yayması anlaşılır ama Türk milleti içinden de kendi atalarına bu gözle bakan insanları görmek büyük bir üzüntüdür. Gelin bir bakalım batının insan olarak dahi görmediği medeniyet ahlak yoksunu Türklerin 5. Asırdaki yaşantısına ve töresine. İlk olarak şunu belirtelim kendilerini uygarlığın kurucuları olarak gören 7

milletlerin hepsinin tarihinde kölelik gibi insanlık dışı bir olayın yaygınlığı dikkat çekmektedir. Hatta köle ticaretinde de haylice ilerlemiş milletlerdir. Birde barbar Türklere(!) bakalım; Göktürklerin bize miras bıraktığı yazıtlarda köle sözünü karşılayan tek bir söz bir kavram bulunmamaktadır. Sadece yazıtlarda değil günlük yaşamda da köle sistemi görülmemektedir. Türkler nasıl kendilerinin bağımsızlığına önem veriyorsa başka milletlerin bağımsızlığına da aynı şekilde saygı göstermişlerdir. Avrupa da derebeyleri, ruhbanlar, soylular gibi sınıflar bulunurken Türklerde böyle bir sınıflaşma görülmemektedir. Genel olarak herhangi bir toplulukta Yüksek tabakalaşmanın oluşmasında şu üç önemli faktör rol oynamaktadır. Geniş arazilere sahip olabilmek (ekonomi) Askerliği meslek edinmek (askeri-idari) Ruhani(dini) bir zümreye mensup olmak Bunları Göktürkler için değerlendirdiğimizde şu yorumları yapabiliriz. Her şeyden önce göçebe yaşayan Türklerde ziraatın fazla yer tutmamasından dolayı toprak köleliği görülmez. Eli silah tutan herkesin asker olduğu bir millet için askerliğin ayrı bir meslek olması düşünülmez. Dini bir sınıfın oluşmasına uygun bir ortam bulunmamaktaydı. Çünkü her Türk inancını töresini günlük yaşamda titizlikle uyguluyordu. Türklerin yazılı bir kanunu bulunmamaktaydı ama yerine töre adı verilen bütün milletçe büyük önem verilen sözlü kurallar vardır. Bir söz vardır yazının üstünlüğünü belirtmek için Söz uçar yazı kalır diye. Bu söz Türklerin töresi için geçerli değildi. Türklerin töresi belki kâğıda yazılı bir metin değildi ama Türkler töreyi gönüllerine yazmıştı, töreyi bir bilinç haline getirmiş yaşamının her anında uygulamıştır. Töre Türkler için öyle kutsaldır ki töreye kağan bile uymak zorunda idi. Gelin Türklerin kutsal töresindeki bazı cezalara bakalım: Zina yapan evlilerin cezası idam Adam öldürmenin cezası ceza Soygun yapan, bağlı at çalan idam Genç kızları aldatanlar ağır bir şekilde mal ile tazminat ödemek zorunda 8

bırakıldıktan sonra, o kızla evlenmesi gerekirdi Adam yaralayanlar, yaranın derecesine göre mal mülk ödemek suretiyle suçları tazmin edilirdi At, koyun çalan on katını ödemeye mahkûm edilirdi Diğer hafif cezalar on günü geçmemek suretiyle cezalandırılırdı Vatana ihanetin edenler ve ordudan kaçanlar ölüme mahkûm edilirdi Ceza işlemleri herkese hiçbir fark gözetmeksizin aynen uygulanırdı Kurallara baktığımızda görmekteyiz ki o dönemin yaşam şartlarına uygun sosyal yaşamı düzenleyen cezalar verilmekteydi. Burada şuna da değinmek isterim. Bazı kişiler batının temel yargılarını ve yaşantısını temel alarak başka milletlerin kültürünü ve yaşantısını eleştiriye başlıyor. Bu büyük bir yanlıştır, iki kültür karşılaştırılarak biri diğerinden üstündür denilemez. Çünkü Orta Asya da göçebe olarak sert iklim şartları ile yaşam mücadelesi veren birinin hayata bakışı ve beklentisiyle Paris te tüccar birinin hayata bakışı ve beklentisi çok farklı olacaktır. Her kültür kendi içinde değerlendirilmeli ve ona göre yorum yapılmalıdır. Ayrıca törenin herkesin uyması gereken bir yapısı olması gösteriyor ki Türklerde adalet önünde herkes eşitti. Türk devletlerinin kağanlarına hep diktatör, despot bir yönetici gözüyle bakılmıştır. Oysaki durum hiçte böyle değildi. Elbette ki kağanlığın verdiği bir takım yetkiler bulunmaktaydı ama kağanlar her istediğini yapamıyordu hatta kurultayın kağanı tahtan bile indirme yetkisi vardır. Bu yetkiyi de zaman zaman kullanmıştır. Hükümdarlığı elinden alınabilen bir kağana nasıl diktatör denilir. Türk milletinin kağanından beklentileri şöyleydi; Ordunun başında olmak Halkını doyurup giydirmek Halkını kondurup iskân ettirmek Halkının kalbini kazanmak ve onun sevgisine ve saygısına mazhar 9

olmak Türklerde millet kağan için değil kağan millet için var olmuştur. Göktürklerin çağdaşı milletlerden farklı olduğu diğer bir noktaysa kadına verilen değerdir. Kağanın eşi toylara katılır, elçileri kabul eder hatta kağan yurtta olmağı zamanlar devletin yönetimini eline alırdı. Kadına gösterilen saygı sadece devlet yönetiminde değil milletçe de gösterilmişti. Hatta töre ile de kadınlar koruma altına alınmış, genç kızları aldatanlara cezalar verilmiştir. Göktürkler Devleti, Dünya ya Türk ismini duyurmuş. Bıraktıkları yazıtlar ile büyük bir milletin tarihini aydınlatmışlardır. Göktürklerden sonra kurulan bütün Türk devletlerinin yönetim anlayışı ve teşkilatı Göktürk devletinden esinlenerek kurulmuştur. Japon denizinden Kırım a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kuran Göktürklerin tarihini anlatmaya başlayalım. 10

GÖKTÜRK TARİHİ Göktürklerle ilgili kaynaklara baktığımızda görmekteyiz ki Göktürkler Hun lardan gelmektedir. Kaynaklarda Göktürklerin menşeileriyle ilgili bazı efsaneler bulunmaktadır. Her ne kadar efsanevi metinlerde olsa metinlerde geçen yer ve kişi adlarıyla içinde barındırdığı kültürel öğeler dolayısıyla dikkate değerdir. Burada kaynaklara konu olan efsaneyi aktarmakta yarar vardır: Efsaneye göre A-shih-na (Aşina da denebilir) kabilesi Etsin Göl bataklıklarının kuzey tarafında bulunuyorken komşu bir devletin saldırısına uğradı. Mağlup olan kabile tamamen yıkılıp yok oldu. Sadece on yaşında bir erkek çocuk haricinde insanların hepsi öldürüldü. Erkek çocuk küçük olduğu için askerler öldürmeye kıyamadılar, ama ellerini ve ayaklarını kesip bir bataklığın içine attılar. Bu esnada bir dişi kurt ortaya çıktı. Çocuğu etle besleyip ölmesini önledi. Hayatta kalan çocukla kurt münasebet kurdular, kurt hamile kaldı. Bu sırada o komşu ülkenin hükümdarı, çocuğun hayatta olduğunu duyunca yeniden adam göndererek öldürtmek istedi. Kurt ruhlar tarafından haberdar edildi. Gönderilen kişi çocuğun yanında kurdun olduğunu görünce ikisini beraber öldürmek istedi. Fakat kurt ruhlar tarafından haberdar edildiği için harekete geçerek, Turfan ülkesinin kuzey batısındaki dağa kaçtı. Dağın yukarısında bir mağara vardı. Mağaranın içine vardığında düz geniş ve bol otlu bir yer ile karşılaştı. Dört tarafı dağlarla çevriliydi. Kurt burada saklanarak on erkek çocuk doğurdu. On erkek çocuk büyüyünce dışarıdan evlendiler. Bundan sonra her birinin soyadı oldu. İşte A-shih-na bunlardan biridir. Oğul torun artarak birkaç yüz aileye ulaştılar. Birkaç nesil geçtikten sonra beraberce mağaradan çıkıp, Juan-juanlara vassal olarak Altay Dağları nın güney eteklerinde demir işiyle uğraştılar. Altay Dağları nın şekli miğfere benzediği için miğferede onların dilinde Türk denildiğinden onların unvanı bundan sonra Türk oldu. Göktürkler bağımsız bir devlet değilken Juan-juan adlı Moğol devletine bağlı olarak yaşayan demir işleriyle uğraşan bir kavimdi. Zamanla Bumin Kağan önderliğinde kalabalıklaşarak güçlenen Göktürkler, Çin ile ipek ticaretine başladılar. Çin o dönemde Batı Wei ve Doğu Wei devleti olmak üzere ikiye ayrılmış durumdaydı. Doğu Wei Devleti nin Juan-juanlarla iyi ilişki içerisinde 11

olması rakibi Batı Wei Devleti ni ittifak arayışına itmiştir. Orta Asya nın içinde yeni bir güç olarak ortaya çıkan Göktürkler, Batı Wei devleti için iyi bir ittifak olabilirlerdi. Batı Wei Devleti bu amaçla Göktürklere elçi yollayarak hediyeler sundu. Göktürkler gelen elçiyi sevinçle karşıladılar. Çünkü bu bağımsızlık yolunda atılmış bir adımdı. Bumin Kağan Çin elçisine kendi ülkesinden hediyeler sunarak geri yolladı. Halen Juan-juanların vassalı olan Göktürkler, Juan-juanların içinde isyan eden Töles boylarını yenerek kendine bağladı. Bu yolla Göktürklere elli bin aile bağlanmış oldu. Gücünün iyice arttığına inanan Bumin Kağan, kendini Juan-juanlara denk görmeye başladı. Juan-juanların reisine elçi gönderip kızını istedi. Kendini Orta Asya nın en büyük gücü olarak gören Juan-juanların reisi, Bumin in bu isteğine çok kızdı. Bumin e elçi göndererek Sen benim demir işlerimde çalışan kölemsin. Nasıl bana söz söylemeye cesaret edersin? diyerek hakarette bulundu. Bu sözler karşısında Bumin in tepkisi çok sert oldu. Elçiyi öldürdü ve Juan-juanlarla bütün ilişkisini kesti. 552 yılının baharında Bumin Kağan ani bir şekilde Juan-juanlara saldırdı. Büyük bir bozguna uğrayan Juan-juanların reisi savaş meydanında kendini öldürdü. Kazandığı bu büyük zaferden sonra Bumin, İl Kağan unvanını alarak 552 yılında Göktürkleri bağımsızlığına kavuşturdu. Artık resmen Göktürk Devleti kurulmuştu. Batı nın yönetimini kardeşi İstemi Yagbu ya veren Bumin İl Kağan kendi de Ötüken merkezli Doğu nun yönetimini üstlenmişti. Göktürklere bağımsızlığını kazandıran Bumin İl Kağan bağımsızlığını kazandırdığı aynı yıl öldü. KARA KAĞAN DEVRİ (552-553) Bumin ın ölümünden sonra yerine oğlu Kara, kağan oldu. Kara Kağan da babası gibi arta kalan Juan-juanlara saldırdı. 553 yılında Batı Wei Devleti ne elçi göndermiş imparatora elli bin baş at hediye sunmuştur. Kara Kağan aynı yıl içerisinde öldü. MUKAN KAĞAN DEVRİ (553-572) Kara Kağan ölmeden önce oğlu yerine kardeşi Mukan nın Kağan olmasını vasiyet etmişti. Çok hızlı bir şekilde gerçekleşen taht değişikliği Göktürk Devletine zarar vermek yerine hızla büyümekte olan devleti daha da 12

güçlendirdi. 20 yıl Göktürk Devleti ne kağanlık yapan Mukan Kağan ın icraatlerine geçmeden önce Çin kaynaklarında anlatılan Mukan Kağan nın şahsiyetini anlayalım. 553-572 yılları arasında Göktürk tahtında kalan Mukan Kağan Çin kaynaklarında hakkında en çok bilgi verilen Türk kağanıdır. Bu bilgiler onun zeki, bilgili ve sert tabiatlı olduğu üzerine toplanmaktadır. Yüzünün genişliğinin bir ayak boyu (30cm)den fazla olan Mukan ın gözleri donuk cam gibiydi. Askeri mücadele ve benzeri işlerde çok haşin idi. Yüzünün rengi çok kızıldı. Olağan üstü cesurdu. Askeri taktikleri çok iyi bildiği gibi ordusunu çok iyi kumanda ediyordu. Neticede onun üstün vasıflarından bütün komşu ülkeler korkmuş ve Göktürk üstünlüğü kabul etmiştir. Çin de ki iki devlet Göktürklerle dost olabilmek için adeta yarışa tutuşmuşlardı. Mukan ın idaresindeki fetihler sayesinde Orta Asya yı tamamen kaplayan Göktürk Devleti doğuda Kore den batıda Karadeniz e kadar uzanıyordu. Çağdaşı olan bütün devletlerden güçlü ve büyüktü. Mukan Kağan ın şahsiyeti hakkında bilgi edildiğimize göre bu Ulu Türk Kağanının 20 yılda yaptığı icraatlara bakabiliriz. Mukan Kağan, kağanlığının ilk yıllarında babası ve ağabeyi gibi Juan-juanlara saldırdı. Üçüncü kez ağır darbe yiyen Juan-juanlar Kuzey Ch i Devleti ne sığındı. Kuzey Ch i Devleti nin imparatoru Juan-juanları tekrar teşkilatlandırarak, Göktürkleri durdurmak için ticari antlaşma teklif etti. Bu antlaşmaya göre her iki ülke kendi topraklarında yetişen mallardan yıllık olarak hediye gönderecekti. Göktürkler düşmanları Juan-juanların Ch i de yaşamasına razı olurken, karşılığında kendisi için iyi sayılabilecek bir ticari antlaşma yapmışlardı. Göktürkler ile Kuzey Ch i Devleti nin yakınlaşmasından endişe duyan Batı Wei Devleti derhal bir elçi ve hediyeleri Göktürklere yolladı. Elçinin girişimleri sonuç verdi ve Mukan Kağan, Kuzey Ch i Devleti nin elçisini tutuklattı. Anlaşılan Mukan devletinin kuruluş dönemlerinde yardımları olan eski dostu Batı Wei yi tercih etmişti. Ama Mukan Kağan, Kuzey Ch i Devleti ile ilişkisini koparmamış aynı yıl Kuzey Ch i Devleti ne hediyeler sunmuştur. Mukan Kağan güney de iki Çin devletiyle de işleri yoluna koyduktan sonra ezeli düşmanları Juan-juanlara tekrar yöneldi. Juan-juanlara dördüncü kez Göktürk darbesini indirdi. Yenilen Juan-juanlar Batı Wei Devleti ne sığındılar. Juan-juanları bitirmekte kararlı olan Mukan Kağan hemen Batı Wei Devleti ne 13

elçi göndererek kaçak Juanları istedi. Dostluklarının bozukmasından korkan Batı Wei imparatoru, Mukan ın istediğini kabul etti. Batı Wei Devleti, Juan-juanların reisi ile beraber üçbin Juan-juan ı Göktürklere teslim edildi. Teslim alınan Juanjuanlar teslim alındığı anda öldürüldü. Hızla güçlenen Göktürklere karşı Kuzey Ch i Devleti bir milyon sekiz yüz bin kişi ile 510 km lik Çin Seddi nin tamiratına başladı ayrıca sınırda yeni yirmi garnizonluk kuruldu. İki Çin devletinin arası yaşadıkları çekişmelerden dolayı iyice kızışmaya başlamıştı. İki Çin devletide Göktürklerle kuracakları bir ittifakın peşindeydi. Mukan Kağan ise bu durumu milletinin yararına çok iyi kullanmıştır. Sonrasında Mukan Kağan Chou larla müttefik olmuş hatta kızını gelin olarak göndererek akrabalık ilişkisi bile kurmuştur. Mukan Kağan çok akıllı,bilgili ve güçlü bir hükümdardı. Milletini sadece savaşlarla değil kan akıtmadan yaptığı antlaşmalarla da milletini zenginleştirmeyi başarmış iyi bir devlet adamıydı. TASPAR KAĞAN (572-581) Mukan Kağan ölmeden önce oğlu yerine kardeşi Taspar ı tahta vasiyet etmişti. Taspar Kağan hakkında Çin kaynaklarında karşımıza çıkan ilk bilgi Çin i zora sokan, sıkıştıran şeklindedir. Güneydeki iki Çin devleti yaşanan taht değişikliğini yakından takip ediyorlardı. İki Çin devleti hemen harekete geçerek elçilerle çeşitli hediyeler yollayıp dostluk kurmak istediler. Taspar Kağan da ağabeyi Mukan gibi bu olayı milletinin yararına kullanıyordu. Taspar Kağan iki Çin devletini de tamamen hâkimiyeti altına aldığını düşünüyordu. Hatta etrafındakilere Benim güneydeki iki vefakâr oğlum sebepsiz yere niye kavga ediyor diyordu. Taspar ağabeyi gibi Chou ları değil Ch ilerin tarafını tutmuştur. Aslında güçlenen Chou lara karşı Ch ileri tutmak mantıklı bir politikaydı ancak Taspar bu durumdan yeteri kadar yararlanamadığı gibi ülkesini Budizmin tesirine dokmak gibi birde hata yapmıştır. Çok güçlenen Chou lar, Ch ilere saldırıya geçerek onları mağlup ettiler ve Çin i tekrar siyasi olarak tek parça haline getirdiler. Ch iler Göktürk desteğini alarak yeniden hanedanlıklarını kurmaya çalıştılarsa da başaramadılar. Bu esnada 14

Göktürk ordusu Çin e akın düzenlemiş ve hatırı sayılır miktarda ganimet elde etmişlerdi. Taspar bir çok politik hata yapmış, Budizm e meyletmiş halkının Budizm e inanması için ülkesine tapınaklar yaptırmıştır. Bunların yanında Çin e defalarca akın yapmış ve başarılı olmuş bir kağandır. Kağanlığı böyle geçen Taspar 581 yılında yakalandığı bir hastalık sonucu hayatını kaybetmiştir. ÜLKENİN BATI TARAFI: İSTEMİ YABGU 552 yılında Juan-juanları ortadan kaldırarak Göktürk Devletini kuran Bumin Kağan ülkenin batı kısmının idaresini kardeşi İstemi ye vermişti. İstemi de Yabgu unvanıyla 552-576 yılları arasında devletin batı kanadını doğudaki büyük kağana bağlı idare etmiştir. Bundan dolayı İstemi Yabgu ve oğlu Tardu nun 582 yılında resmen ikiye ayrılana kadar gerçekleşen faaliyetlerini 1. Göktürk Devleti içinde değerlendirmeliyiz. İstemi Yabgu nun idaresinde olan topraklar kaynaklara göre; Doğu Türkistan ın doğu ucunda bulunan Ham şehrinden, Karadeniz e kadar uzanan geniş bir sahayı kapsamaktaydı. Ülkenin doğu kanadında fetihler yapılırken İstemi Yabgu da batıda büyük fetihlere başlamıştı. İlk olarak Altay dağlarının batısından başlayarak Hazar Denizi ne kadar uzanan alanda dağınık halde yaşayan Töles ve On-Ogur boylarını hâkimiyet altına aldı. Batı Türkistan a yaptığı seferler sonucu İpek Yolu nun büyük bir kısmı Göktürklerin eline geçmesini sağladı. Ülkeye kattığı topraklar sonucu başka bir Türk devleti olan Ak-hun Devleti ile sınırdaş oldu. Kısa sürede bu iki komşu Türk devleti hâkimiyet mücadelesine girişti. İstemi Yagbu, Sasani Devleti ne elçi göndererek evlilik ittifakı kurmak istedi. İstemi nin bu başarılı girişimi sonucu kurulan Göktürk- Sasini ittifakının ortak saldırısı sonucu Ak-Hunlar yıkıldı ve toprakları bu iki ülke tarafından aralarında paylaşıldı. Bu paylaşımla Maveraünnehir, Fergana nın bir kısmı, Kaşgar, Hoten ve Batı Türkistan ın önemli şehirleri Göktürk Devleti ne bağlandı. Böylece ipek yolu İstemi Yabgu nun eline geçmiş oluyordu. 15

Bu gelişme ile Göktürk Devleti, Sasani Devleti sınırdaş olmuştu ve Sasanilerden vergi almaya başlamıştı. Ancak Sasaniler Maveraünnehir ticaret yolunu tamamen ele geçirmek istiyorlardı. Bu amacı gerçekleştirmek için Göktürkleri ekonomik zorlukta bırakacak işlere giriştiler. Göktürkler üzerinden gelerek kendi üzerinden geçen ipek ticaretine engel oldular. Ayrıca İstemi Yabgu nun gönderdiği elçileri de hile yoluyla öldürdüler. Yaşanan bu olaylarda İstemi Yabgu yu yeni bir ittifak arayışına itti, yönünü batıya çevirdi ve Sasanilerle ezelden beri mücadele içerisinde olan Bizans ı gördü. İstemi, Bizans a elçi yollayarak Sasanilere karşı ittifak teklifinde bulundu. İstanbul a gelen Türk elçi Bizans sarayında büyük ilgi gördü. Çünkü Bizans a ilk defa Orta Asya dan elçi gelmekteydi. Bizans, İstemi nin ittifak teklifini kabul etmiş ve Bizans ta İstemi ye elçi yollamıştı. Başarıya ulaşan İstemi nin politikası neticesinde Bizans-Sasani savaşları 571 yılında başlamıştır. Bu arada da batıdan da Göktürk ordularının ilerleyişi devam ediyordu. Yaşanan bu savaşlar sonucu Sasaniler baya zayıflamıştı. Sonrasın da Müslüman Arap orduları tarafından yıkıldılar. Savaş sırasında Bizans ın sözünde durmayışı Göktürklerin tepkisini çekmişti. Nitekim Bizans tan gelen elçilere de bunun tepkisi gösterilmiştir. Elçiler, elçileri karşılayan Türk Şad ın kaynaklara geçen şu sözlerine maruz kalmıştır: Bizanslıların yalancılığı ve imparator ile aynı ip üzerinde oynadıklarını; on diliniz var ama hileniz birdir diyerek on parmağını ağzına soktu. Sonra kendilerinden kaçan Avarları kabul ettiklerini ve Pannoi ya yerleştirdiklerini şimdi nasıl olurda ittifaktan bahsettiğini, Avarların eninde sonunda atlarının altında çiğneneceklerini söyledi. Elçiler geldiği zamanda ölen İstemi Yabgu nun yas töreni olduğundan elçiler daha fazla tepki çekmemek için Türk Şad a cevap vermediler. Yas töreni bittikten sonra, Türk Şad, Bizans elçilerine tehditlerine devam etti. Kırım da Kerç kalesinin fethedileceğini söyledi. Türk Şad ı kızdıran başka bir olay da Azerbaycan da Türk ilerleyişini durdurmak için Sabar Türklerinin Bizans tarafından ortadan kaldırılmasıydı. Elçilerin gidişinden sonra Kırım, Göktürk orduları tarafından fethedilmişti. Bu Göktürk Devleti nin batıda ulaştığı son nokta olmuştur. Bu yaşanan olaydan görmekteyiz ki Türkler için verilmiş söz çok önemlidir ve tutulmadığında da cezasız bırakılmaz. Ayrıca Türk kökenli diğer kavimlere 16

yapılan saldırılar takip edilmiş ve onların savunucusu olunmuştur. İstemi Yabgu nun 576 yılında ölümünden sonra Göktürk Devleti nin batı kanadının yönetimini oğlu Tardu üstlenmiştir. TASPAR KAĞAN IN ÖLÜMÜ VE YAŞANAN TAHT MÜCADELESİ Taspar Kağan ölmeden önce oğlu An-lo ya Eskiden ağabeyinin oğlu yerine, onun tahta çıkmasını vasiyet etiğini, dolayısıyla onun bu hareketine vefa göstermek için, öldükten sonra Mukan ın oğlu Ta-lo-pien in tahta geçmesini istediğini söyledi. Taspar ın ölümü akabinde devlet adamları onun vasiyeti doğrultusunda Ta-lopien i tahta geçirmek istediler. Ancak, millet annesi Türk olmayan birinin kağan olmasını istemiyordu. An-lo ise tamamen Göktürk soyundan geliyordu. Devlet meclisinde bu tartışmalardan bir netice çıkmayınca, Kara Kağan ın oğlu İşbara devlet meclisine gelerek şöyle dedi: Eğer Taspar ın oğlu An-lo nun tahta geçmesi halinde, ona itaat edeceğini, To-lo-pien geçerse devleti korumak gerektiğini, uzun mızrağı keskin bıçağı ile sınırda bekleyeceğini bildirdi. Bu şekilde Ta-lo-pien in kağanlığa layık olmadığını bir kez daha ortaya koyuyordu. Ayrıca İşbara nın cesur, kuvvetli ve kahraman bir şahsiyet olması diğer devlet adamlarını etkilemişti. Devlet adamları İşbara ya karşı gelemediler ve Taspar ın oğlu An-lo nun tahta çıkmasını uygun buldular. Lakin An-lo ülkedeki asayişi sağlayamadığı için kurultay tarafından kağanlık elinden alındı. Tekrar toplanan kurultay dört kağan oğlu içinden 2. Göktürk kağanı Kara Kağan ın oğlu Işbara yı kağanlığa uygun görecek Işbara yı kağan yaptılar. Yaşanan bu durum yazının giriş kısmında da değindiğimiz Göktürk kağanlarının aslında birer diktatör olmadıklarına gösterilecek en güzel örnektir. Kurultayı oluşturan Göktürk beyleri ve ileri gelenleri kağanlığa uygun bulmadıklarını tahtan indirebilecek güce sahipti. Ayrıca annesi Türk olmayan Ta-lo-pien in kağanlığına rıza göstermeyen milletinde soya verdiği önem anlaşılmaktadır. Neticede İşbara, kağan olarak Göktürk Devleti tahtına oturdu. Bu duruma 17

itiraf etmeyen An-lo, ona bağlılığını bildirdi ve sonra Tola Nehri kenarına gidip orada kendine baplı olanlarla ikinci kağan gibi yaşamaya başladı. Ayrıca kağan olmadığı için öfkelenen Ta-lo-pien kuzeye yerleşti, İşbara ya sürekli elçi yollayarak onu etti. Ta-lo-pien yazdığı mektuplarda İşbara Kağan a şöyle diyordu: Kendisinin de İşbara nın da kağan oğlu olduğunu, sadece kendisinin tahtsız kaldığı halde İşbara nın olağanüstü saygı ve değer bir makamda oturduğunu söylüyor ve neden böyle? diye soruyordu. Bu ayrışmalara ek olarak birde 30 yıldır devletin doğu kanadına bağı olan batı kanadı Tardu ile yeni bir yola giriyordu. Bunu Tardu ile İşbara arasındaki sürtüşmeden anlıyoruz. Göktür Devleti nde bu ayrışmalar yaşanırken Çin de tam aksi olaylar cereyan etmekteydi. Çin haneden değişikliğine sahne oluyordu. 581 de Çin de Chou hanedanlığı yerini üç yüz elli yıl sonra bütün Çin i birleştirecek olan Sui hanedanlığına bıraktı. Sui hanedanlığının İmparatoru Yang-Chien kazandığı birbiri ardına zaferlerle Çin in tek hâkimi oldu. Kısacası Göktürkler ayrışma içindeyken Çin de tam birlik sağlanıyordu. İKİYE AYRILMA VE DOĞU GÖKTÜRK DEVLETİ İŞBARA KAĞAN DEVRİ (582-587) İşbara, bir sürü hadiseden sonra kağan olabilmişti, ancak adı gibiçok cesur ve bilge bir şahsiyete sahip olduğu için devlete bağlı bütün boyların kalbini kazanmıştı. Bunun yanı sıra Türk olmayan Moğol kabileleri de İşbara ya itaat etti. İşbara, Çin ile ilişkilere başlamıştı, 581 yılında elçi göndererek Sui hanedanlığına hediyeler sundu. Aslında bunu bir ay önce Çin e elçi gönderen Ta-lo-pien e karşı bir hamle olarak yapmıştı. Aslen Chou ailesinden gelen prenses Ch ien-chin, Çin de kendi hanedanın yıkılmasından derin üzüntü duyuyordu. Gece gündüz ağlayarak İşbara yı etkilemeye çalışıyordu. İşbara gerek Çinli prensesin kışkırtmasıyla gerek ihtiyaç duydu maddeleri karşılamak ve Çin i kontrol altında tutmak için Çin e sefere çıktı. 18

-GÖKTÜRK AKINLARI KARŞISINDA ÇİN İN POLİTİKASI Göktürk saldırılarından korkmaya başlayan Çin imparatoru Çin Seddi nin tamiratına başladı ve sınırdaki orduları takviye kuvvetlerle güçlendirdi. Çin imparatoru artık Göktürk sorununa kesin bir çözüm bulmak için sarayında devlet adamlarını topladı. O toplantıya katılan ve Çin imparatoruna Göktürkler hakkında haylice bilgi veren bir devlet adamı vardı. Bu Çinlinin adı Yü-wen Sheng-ch dir ama biz kısaca ajan diyelim. Bu Çinli ajanın nasıl Göktürkler hakkında bu kadar ayrıntılı bilgi vermeye başardığına bir bakalım. Aslında bu ajan 580 yılında yukarıda adı geçen Çinli prenses Ch ien-chin in gelin getiren heyet ile beraberinde Göktürk Devleti nin içine girmişti. İşbara gelen Çinli heyete çok mağrur davrandığı halde bu ajanın iyi nişancı olmasından dolayı onu alıkoymuş ve onunla beraber avlara çıkmıştır. Onun olağanüstü nişancılığına hayran kalan İşbara, daha fazla yakınlaşarak dost oldu. Hatta onun nişancılık yeteneğini kendi adamlarına öğretmesini emretti. Çinli ajanın başta İşbara olmak üzere Göktürk Devleti nin ileri gelenleriyle yakınlaşması tam bir felakete yol açacaktı. Çünkü devletin ileri gelenlerini yakından tanıyan Çinli ajan, onların bütün ilişkilerini öğrendi. Kimin kimi sevdiğini ya da kin besleyip kıskandığının farkına vardı. Ayrıca Çinli ajan çıkılan av seyahatleri dolayısıyla Göktürk ülkesini çok iyi öğrenmiş adeta bilmediği duymadığı kalmamıştı. İşte imparatora da bu bilgileri sunmuştur. Çin imparatoru Çinli ajanın sunduğu raporu beğenmiş ve bu rapor doğrultusunda Göktürkleri yıkma politikasına yönelmiştir. YIKILIŞ BAŞLIYOR Çinli ajanın hazırladığı stratejinin esasında özellikle Göktürk Devleri Kağanı İşbara ya karşı bir başkaldırı başlatılmalıydı. Yani aradaki çekememezlik duyguları harekete geçirilip beyler arasında savaş başlatılmalıydı. Diğer taraftan kağan olmadığı için küskün olan Ta-lo-pien en büyük muhalifti ve kullanılmalıydı. Neticede kuvvetli olan İşbara ya karşı ülkenin içindeki muhalif kişiler kışkırtılarak Göktürkleri yıkmak stratejinin esasıydı. Ajanın işaret ettiği noktalarla işe başlayan Çin imparatoru devletin batı kanadını idare eden Tradu ya elçi ile kurt başlı sancak gönderdi. Zaten devletin kağanı İşbara ya karşı muhalif duygular besleyen Tardu, kurt başlı sancağı alır almaz bağımsızlığını ilan etti. Böylece Batı ve Doğu Göktürkleri ayrılmış 19

oluyordu. Stratejinin batı ayağını başarıyla tamamlayan Çin imparatoru doğu kanadıyla ilgili planları uygulamaya başladı. Adı geçen Çinli ajan gizlice Göktürk Devleti nin doğusuna yollandı. Çinli ajan devletin doğusundaki Moğol asıllı kabilelere ve Kitanlara hediyeler sunarak onları İşbara ya karşı isyana teşvik etti. Stratejinin üçüncü ayağı olan İşbara nın kardeşi seçilmişti. Ona da gizlice elçi gönderilip Çin imparatorunun derin saygı ve selamlarını sunarak Çin e bağlanması teklif edildi. Ülkesinde yaşanan bu entrikalara rağmen İşbara hemen kuvvetini ve kontrolünü kaybetmedi. Çin e karşı büyük bir saldırıya geçti. Muhalif olmalarına rağmen Tardu, Ta-lo-pien, İşbara nın kardeşi (Ch u-lo-hou)nin kuvvetleri Işbara nın başkumandanlığında orduya katıldılar. Dehşet verici Göktürk ordusunun sayısı 400 bin süvariye ulaşmıştı. İlk etapta sınır olan Ma-i, Liang, Lan ın askeri güçleri bozguna uğratıldı. Birçok savunma tedviri olmasına rağmen Çin imparatoru Göktürk hücumlarını engelleyemiyordu. Göktürk ordusu Çin in yedi şehrini istila etmişti. Çinli kumandanlar ise Göktürk ordusuna karşı savaşmaya cesaret edemiyorlar çeşitli bahanelerle geri çekiliyorlardı. Çin in içlerinde yedi şehri ele geçiren Göktürk ordusuna Tardu ihanet etti. Kendisine bağlı birlikleri alarak geri çekildi. Çin imparatoru anlamıştı ki Göktürk ordusunu savaş meydanında yenmeleri mümkün değildi, bu yüzden hileye başvurulacaktı. Göktürk ordusu yiyecek yetersizliğinden dolayı kemik tozu yediği için ordu içinde baş gösteren salgın hastalık askerleri kırıp geçiriyordu.çin de Tardu yu örnek göstererek Ta-lopien i ve İşbara nın kardeşini isyana teşvik ediyordu. İşbara onların ordularını geri çekmesine müsaade etmek istemiyordu ve muhaliflerle savaşmaya başladı. Böylece Çin e sefere çıkan Göktürk ordusu kendi içinde savaşmaya başlamıştı. Çin in politikasıyla karışan Göktürk Devleti bütün kırlık ve iç çekişmelere rağmen Çin e akın düzenlemiş ve Çin e büyük darbeler vurmuştu. Ancak 584 yılına gelindiğinde iç karışıklar ve kıtlık sebebiyle Göktürk askerlerinin sayısı iyice azalmıştı. Özellikle devlete bağlı boylar ayrılıp Çin e bağlanıyorlardı. Ayrıca Tardu da Çin gibi İşbara ya karşı onun muhaliflerini destekliyordu. Göktürk Devleti nin hükümdarı İşbara yıllarca süren iç savaşlardan yorulmuştu. Önce Tardu ihanet etmiş arkasından yeğeni Jan-kan Çinliler adına casusluk yapmıştı. Ayrıca Ta-lo-pien ve kardeşi de karşısına geçmişti. Dolayısıyla 20

savaşların uzun sürmesi ve sonuç alınamaması İşbara yı yıldırdı. Çinli hanımı 584 yılının sonuna doğru Çin e elçi göndererek İmparatordan Suei Hanedanı nın soyadının verilmesini teklif etti. Böylece iki devlet akraba yoluyla müttefik olacaklardı. İmparator teklifi hemen kabul etti ve prensesin unvanını Büyük Gönüllü olarak değiştirdi. Ardından İşbara ya elçi yolladı ve bundan sonra Suei Hanedanı nın soyadını alan hanımı dolayısıyla imparatorun kızı sayıldığını, bu yüzden de kendisinin de imparatorun oğlu olduğunu bildirdi. YÜREKLERİ DAĞLAYAN OLAY Çin imparatoru, baş veziri başkanlığında kalabalık bir heyeti Göktürk merkezine yolluyordu. Bu heyet içerisinde Çinli ajanda bulunmaktaydı. Göktürk merkezine varan Çinli heyet Kağan ın oturduğunu görünce ayağa kalkmasını istedi. Ancak İşbara atalarından beri kimsenin insanlar önünde eğilmediğini söyledi. Araya giren Çinli Hatun kağanın kurt karakterli olduğunu söyledi. Çinli ajan Göktürklerinde Çin in de büyük ülke olduğunu ancak kağanın imparatorun oğlu olması sebebiyle ayağa kalkması gerektiğini belirterek İşbara yı ikna etti. Bunun üzerine imparatorun mektubunu eğilerek alan İşbara başına götürdü. Bu esnada yanındaki diğer devlet adamları kağanın düştüğü durumdan utanç duymuş olacaklar ki üzüntüden ağlıyorlardı. Bir kere taviz koparmayı başaran Çinli elçiler baskıya devam ederek İşbara nın vassal olduğunu ilan etmesini istediler. Buna şaşıran İşbara Nasıl vassal olurum? diye bağırdı. Küstah tavırlarını sürdüren elçiler, Çin in vassalı olduğunu ilan et, tıpkı bir köleliğin ilanı gibi dediler. Arkasından İşbara Çin in vassalı ve kölesi olduğunu söyledi. İşbara Kağan içine düştüğü durumdan Çin e yakınlaşarak kurtulmaya çalışırken yaşanan bu onur kırıcı olaylar karşısında ülkesi içinde muhalifler hızla çoğalıyordu. İşbara ya karşı muhaliflerin bu kadar güçlenmiş olması Çin i rahatsız etmeye başladı. Çünkü Çin, Göktürk ülkesinde kendisini zora sokacak yeni bir gücün ortaya çıkışını istemiyordu. Bu sebeple Çin in üstünlüğünü kabul eden İşbara ya muhaliflerle savaşında destek verildi. Aldığı bu destek ile İşbara ülkesinde kontrolü büyük ölçüde sağladı. 587 yılının Mayıs ayında ava çıkan İşbara, av dönüşü hastalandı ve 1 ay hasta yattıktan sonra öldü. İşbara Kağan Ölmeden önce oğlu yerine kardeşi Bağa nın kağan olmasını vasiyet etmişti. Bağa Kağan çıktığı bir sefer sonuncunda anlından vurularak 589 yılında öldü. Kaynaklarda akıllı ve cesur kişiliği ile vurgulanan Bağa Kağan ın fiziki görüntüsü ise değer kağanlardan farklı bir şekilde uzun yanaklı, sırtı kambur ve açık renk 21

yüzlü olarak kaydedilmiştir. Bağa Kağan ın beklenmedik bir şekilde ölümü üzerine Işbara nın oğlu Yungyü-lü, devlet adamları tarafından kağan seçildi. Unvanı Tou-lan Kağan oldu. Tou-lan kağan saltanatın ilk yıllarında Çin e vergi gönderirken yıllar geçtikçe kuvvetlenen Tou-lan Kağan Çin e vergi vermeyi kesti. Bu onun kendini Çin imparatoruyla denk görmeye başlamasının bir sonucuydu. Ardından Göktürk akınları Çin topraklarına yeniden başladı. Doğu Göktürk Devleti nin kuvvetlenmesi, Çinlilerin yeniden entrika faaliyetlerine başlamasına neden oldu. Çinliler önce kağanın kardeşi Ch in-yü Şad ı desteklesede Tou-lan onun üzerine yürüyüp öldürdü. Doğu Göktürk Devleti ne bağlı boyların büyük bir kısmı Çin e hediyeler yollayarak ilişki kurmaya başlıyorlardı. 593 e kadar bu olaylar meydana gelirken Doğu Göktürk ülkesinin kağanının yiğeni Jan-kan yaşadığı Baykal Gölü civarında Çin e haber yollayıp ilişki kurması üzerine Göktürk ülkesi yeniden felakete sürükleniyordu. Jan-kan, Çin in desteğiyle bağımsızlığını ilan etmek için harekete geçtiğinde Tou-lan ile arasında savaş başladı. Çinlilerin bütün desteğine rağmen Jan-kan yenilmiş ve Çin e kaçarak imparatora sığınmıştır. Çin in bu davranışları sonucu uzun süre sürecek olan Göktürk-Çin savaşları başlamıştı. Savaş meydanlarındaki bütün mücadeleleri kazanan Tou-lan Kağan, Çinlilerin casusluk ve entrika faaliyetlerine engel olamadı. Özellikle Töles adıyla anılan ve bütün memleketin ahalisini meydana getiren boyların Çinlilerin tahriklerine kapılıp isyan etmeleri devleti temelinden sarstı ve bu isyanların birini bastırmaya çalışan Tou-lan Kağan savaş sırasında hayatını kaybetti. Aslında önceleri kalabalık Çin ordularını mağlup ederek, büyük başarılar kazanmıştı. Batı Göktürk Kağanı Tardu da Çin e karşı Doğu Göktürk Devletine destek vermişti. Üstelik Tou-lan Kağan ölünce kendini bilge unvanıyla Doğu Göktürk Kağanı ilan etti. Tardu, Çin in gönderdiği bütün orduları birbiri ardına yeniyordu. Çin, Tardu ile yaptığı savaşlarda ağır kayıplar veriyordu. Çin in meşhur ajanı Göktürkleri savaş meydanında yenemeyeceğini anlayınca yine hileye başvurdu. Çinli ajan Gök-Türk ordusunun ve sürülerinin su içeceği kaynakları gizlice zehir katarak büyük bir katliama neden oldu. Askerlerinin büyük bir çoğunluğunu kaybeden Tardu yinede pes etmedi. Ancak, Töles boylarının isyanı kontrolün büsbütün elden çıkmasına sebep oldu. Akıbeti bilinmeyen Tardu 603 yılında sessizce tarih sahnesinden çekildi. Boş kalan Doğu Göktürk tahtına Çin imparatoru Çin e sığınan Jan-kan ı kağan 22

ilan ederek Göktürk ülkesine yolladı. Jan-kan 609 yılına kadar tam anlamıyla Çin e bağlı idare sürdürdü. Onlar adına Korelilerle savaştığı gibi kendini ziyarete gelen Çin imparatorunun ayaklarına kapanarak itaatini gösterdi. Göktürkler için utanç kaynağı olan Jan-kan 609 yılında öldü. Jan-kan yerine oğlu Tuo-chih, Shih-pi unvanıyla kağan oldu. Shih-pi Kağan ın karakteri hiç babasına benzemiyordu. Dul kalan üvey annesiyle ki kendisi Çin asıllı prenses İ-ch eng ile evlendi. Bu şekilde geleneklere uyan Shih-pi Kağan aynı zamanda Çin e yollanan vergiyi kesti ve Çin in üstünlüğünü tanımadığını bildirdi. Onun güçlenmesini engelleyemeyen Çinliler hemen yine entrika faaliyetlerine giriştiler. Yapılan plana göre kağanın küçük kardeşi Ch i-chi Şad a kağanlık teklif edilerek, güney kağanı ilan edilecek böylece Doğu Göktürk Devleti ikiye bölünecekti. Fakat Ch i-chi Şad diğerleri gibi ağabeyine ihanet etmedi. Bu planın başarısızlığı üzerine Çinliler, Göktürk ülkesinde yaşayan Soğdlulara el attılar. Çünkü Soğdlular, Göktürklerin Çin in hilelerine bakılmalarına engel oluyorlardı. Ancak Çinlileri yakından tanıyan ve Göktürkleri uyaran Soğdlular Çin in hilesine kendileri aldandılar. Ticaret yapmak vaadiyle Çin e çağırılan Soğdlular, Çin de bir tutak ile ortadan kaldırıldılar. Kardeşine kağanlık teklifi yapılmasına ardından da iyi ilişkiler içinde bulundukları Soğdluların kaldırılıp hileyle öldürülmesine kızan Shih-pi Kağan hızla Çin e saldırdı ve Kuzey eyaletlerini teftişe çıkmış olan Çin İmparatorunu Yen-men kalesinde kuşattı. Zor durumda kalan Çin imparatoruna yapılan bütün çağrılara rağmen diğer eyaletlerin hiçbirinden yardım gelmedi. Çin imparatoru korkusundan ağlamaya başlamıştı. Yen-men kalesinde 41 burçtan 39 u Göktürklerin eline geçmişti. Çaresiz kalan Çin imparatorunun yardımına Shihpi nin Çin asıllı eşi yetişti. Kağana Göktürk ülkesinin kuzeyindeki Töles boylarının isyan ettiği yalanını söyleyerek, kuşatmayı kaldırmasını sağladı. Böylece Çin imparatoru canını kurtardı ama devletin dağılmasını engelleyemedi. Bundan sonra Çin eyaletlerindeki devlet adamları birer birer isyan ettiler. Sonuç olarak Çin deki Suei hanedanlığı yıkılarak onun yerine Çin tarihini en parlak devirlerini yaşatacak olan T ang hanedanlığı(617-905) kuruldu. Shih-pi kağan, 619 yılında Çin e karşı yeniden büyük bir akına geçti ve kağan bu akın sırasında yaşamını yitirdi. Shih-pi Kağan ın ani ölümü üzerine Doğu Göktürk tahtına onun oğlu küçük olduğu için kardeşi İlbeter i kağan yaptılar. İlbeter Kağan, Çin de yeni kurulan 23

T ang hanedanlığının bir çok muhalifi olduğunu biliyor ve T ang hanedanlığının güçlenmemesi için Çin in içindeki bu muhalifleri destekliyordu. İlbeter Kağan ın muhaliflerle beraber Çin e büyük bir saldırı yapacak olması Çin imparatorunu korkutmuştu. Hemen İlbeter Kağan a elçi yollayarak barış teklifinde bulunduysa da İlbeter Kağan barış teklifi kabul etmedi. Bunu üzerine Çim imparatoru casuslarını kullanarak İlbeter i zehirleterek öldürdü. İlbeter in ölümü üzerine İlbeter in kardeşi Bagatur Şad, üvey annesi Çinli prenses İ-ch eng in desteğiyle İl-Kağan unvanıyla Doğu Göktürk tahtına oturdu. Askeri gücü açısından çok güçlü bir devletin başına geçen İl-Kağan, saltanatının ilk yıllarında oldukça başarılıydı. 621 den itibaren Çin in başkentinin yakınlarına kadar uzanan akınlarda bulunmuş, ülkesi için iyi ganimetler elde etmişti. Çin in kuzeyinde ki bütün eyaletleri kuşattığı sırada Çinli bir elçi İl-kağan ın huzuruna çıkarak şöyle dedi: Onun bütün Çin i ele geçirse bile elinde tutamayacağını, barış yaparsa daha karlı çıkacağını söyleyerek İl-Kağan ı ikna etmişti. Böylece girilen barış dönemini Çinlilerin bazı mevkilerde Göktürklere yaptıkları saldırılar sonucu bozuldu. Bunun üzerine Göktürk orduları tekrar Çin e yöneldi. 623 yılında başlayan akınlar 625 yılına kadar aralıksız sürdü. Göktürklerin üstün olduğu esnada İl-Kağan ın yeğeni olan Küçük Kağan unvanını taşıyan T u-li nin gizlice Çin le dostluk antlaşması yapması üzerine İl- Kağan ın morali bozuldu ve sefere son vererek Çin ile barış yaptı. Oysaki bu vakte kadar kalabalık Çin ordularının hiç biri Göktürkler karşısında zafer kazanamamıştı. Böylece Göktürklerin Çin üstünde kurduğu askeri ve siyasi baskıda sona ermiş oluyordu. İl-Kağan sahip olduğu büyük güce rağmen önemli hatalar yapmıştı. Göktürklerin kutsal töreleri, kanunları yüksek mevkilere getirilen Çinli ve Soğdlu vezirler tarafından bozuldu. Bunun üzerine töreye değer ve önem veren Türk milletini özünde kağana ve devlete verilen değer yol oldu. Ayrıca 627 yılında ağır bir kış yaşanmış, hayvanların çoğu öldüğü için ülkede kıtlık başlamış ve bu kıtlık sonucu ülkede açıklıktan kaynaklanan ölümler artmıştır. İçine düştüğü ekonomik sıkıntıdan vergileri arttırarak kurtulmak isteyen İl-Kağan, büyük isyanlarla karşılaşıp kendine bağlı boyların çoğunu kaybetmiştir. Söz konusu isyan eden boyların liderliğini Sir Tarduşlar yapmaktaydı. Sir Tarduşlar, Çin den aldıkları destekle 627 yılında kendi kağanlıklarını ilan ederek bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Artık Çinliler, Göktürkleri yakından takip ediyor her an yıkımasını bekliyorlardı. 24

İl-Kağan, kıtlık ve soğuk dolayısıyla güneye doğru ilerlemiş, Çin in kuzeyindeki dağlarda ava çıktığı esnada Çinlilerin kurduğu pusuya düşerek, 630 yılında Çin e götürüldü. Böylece 630 yılında resmen Doğu Göktürk Devleti yıkılmış oluyordu. GÖKTÜRKLERİN 50 YILLIK MATEM DEVRİ (630-680) 630-680 arasındaki 50 yıllık zaman Göktürklerin özgürlüklerini kaybettikleri bir matem devresi oldu. Her ne kadar Orta Asya da millet olarak Türkler varlıklarını, dili inanç ve geleneklerini muhafaza ettirmişlerse de müstakil bir devletten yoksunluk, Beylik erkek evladın kul, hatunluk kız evladın cariye olması, Göktürkler için onur kırıcı bir durum oluşturuyordu. Millet şöyle diyordu: Ülkeli bir kavim idim, şimdi ülkem nerede? Kağanlı bir kavim idim, şimdi kağanım nerede? Kimim için savaşırım?. Göktürkleri bu felakete sürükleyen sebepler, Göktürk kitabelerinden anlaşılacağı üzere şu üç noktada toplanmaktadır: Sonraki devlet ve idare adamlarının yetersizliği; Kağan bilge imiş, cesur imiş, buyrukları bilge imiş, cesur imiş, beyleri de kavmi de iyi imiş böylece ülkeyi tutup töreyi düzlermişler Sonra kardeşler, oğullar kağan olmuş, küçük kardeş büyük kardeş gibi yaratılmadığını, oğul babası gibi yaratılmadığı için bilgisiz kağanlar tahta oturmuşlar, buyrukları da bilgisiz, kötü imişler Türk beyleri, Türk adını bırakmışlar, Çin beylerinin adlarını almışlar, Çin hakanına boyun eğmişler, elli yıl işlerini güçlerini ona vermişler Türk kavminin uygunsuz tutumu; Türk bodunu Sen aç olduğun zaman tokluğu düşünmezsin, tok olduğun zaman açlık nedir bilmezsin. Bu sebeple hakanın iyi sözüne kulak vermedin, yurdundan ayrıldın, harap, bitkin düştün Müstakil hakanlığa karşı kendin yanıldın Doğuya gittin, batıya gittin. Kutlu yurt Ötüken i terk ederek gittiğin yerlerde ne yaptın? Su gibi kan akıttın, kemiklerin dağlar gibi yığıldı Devletine karşı hata ettin, kötü hale soktun. Türk bodunu kendi hakanını bıraktı, hüküm altına girdi. Hüküm altına girdiği için Tanrı ona ölüm verdi, Türk bodunu öldü, mahvoldu Kurnaz Çin siyaseti ve yıkıcı propagandası; Çin kavminin sözü tatlı, 25

ipeklisi yumuşak imiş; tatlı sözü yumuşak ipeklisi ile uzak kavimleri aldatıp yakınlaştırır imiş. Sonra da fesat bilgisini orada yayarmış; iyi, bilge kişiyi yürütmez imiş. Onun tatlı sözüne, ipeklisine kapılan çok Türk kavmi öldü Çin kavmi kurmaz ve hilekar olduğu için, küçük kardeşle büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, beylerle kavim arasına nifak girmesi yüzünden Türk bodunu,devletini ve kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş Çin kağanı, Türk kavmi ona bunca işini gücünü verdiği halde, Türk kavminiöldüreyim, soyunu mahvedeyim, der imiş, mahvetmeğe yürürmüş Göktürk Devleti nin yıkılmasının ardından Göktürk Kağanı na bağlı milletten 100 bin kadar Türk, Çin e geldi. Çin in kuzeyinde yığılan Türkler, Çin imparatorunu ve Çinli devlet adamlarını endileşendiriyordu. Çin e gelen yerleşen Türklerin ne yapılacağı konusunda Çin sarayında uzun süren tartışmalar yapıldı. Yapılan uzun tartışmalar sonucu 100 bin Türk ü yoğun Çin kütlesi içinde eriterek asimile etmek için ve tehdit olmaktan çıkarmak için Shou-fang topraklarına yerleştirildi. Ayrıca Göktürk beylerine Çin unvanları ve rütbeleri verilerek Çin e bağımlı yapılmak istendi. Yalnız Çin in bütün uğraşlarına rağmen Türkler töresini ve geleneklerini unutmadılar. Tekrar bağımsızlığa kavuşmanın özlemini duyuyorlardı. Türkler için utanç verici esirlik yaşamına karşı ilk başkaldırı Göktürk soylusu Kür-Şad ve 40 yoldaşı tarafından gerçekleştirildi. Tarihe Kür-Şad ihtilalı olarak geçen olay özetle şu şeklilde gerçekleşmişti; Kür-Şad ve beraberindeki 40 Göktürk soylusunun yaptığı plana göre ihtilal şöyle olacaktı; geceleri gizlice dışarı çıkıp dolaşan Çin Prensi ni ani bir baskınla yakalayacaklardı. İmparator sabaha karşı sarayından dışarı çıkacak, o esnada saray kapısı açık olacaktı ve kapıdan nöbetçiler çekileceklerdi. Kür-Şad ve arkadaşları bundan faydalanarak saraya girecekler. İmparatorun olduğu yere gidip onu esir edeceklerdi. Eğer başarılı olurlarsa esir Göktürk Kağanı nı kurtaracaklardı. O gece Kür-Şad ve arkadaşları sarayın civarında gizlenip beklemeye başladılar. Fakat bu sırada büyük bir fırtına patlak verdi. Çin prensi havanın kötü olması nedeniyle dışarı çıkmadı. Kür-Şad eğer ihtilalı ertelerlerse durumun fark edileceğini düşünerek saraya hücum edip imparatoru kaçırma kararı verdi. Kür-Şad ve 40 yoldaşı Çin sarayına saldırıp dört 26

savunma hattını aşmayı başardılar. Hatta sarayın ortasına kadar ulaştılar. Tam saray muhafızlarını dağıtmışlarken Çin ordusu İmparatorun yardımına geldi. İyice yorulmuş olan Kür-Şad ve arkadaşları her yerden gelen askerler karşısında at ahırına gidip atları alarak kaçmaya başladılar. Amaçları Wei Irmağını geçip eski topraklarına gitmekti. Wei Irmağının yağan yağmurla taşmasından dolayı nehri geçemediler ve peşlerinden gelen Çin askerleriyle son kez çarpışarak şehit oldular. NOT; Bu yaşanan ihtilal olayını daha iyi anlayabilmek için ana teması Kür- Şad ihtilalı olan Nihal Atsız ın Yazdığı Bozkurtlar adlı kitabı okumanızı tavsiye ederim. Yaşanan bu ihtilal kısa sürede bastırılmış olsa da sadece kırk bir Türk ün neler yapabileceğini gören Çin İmparatorunu ve devlet adamlarını Türk korkusu sarmıştı. Artık Türklerin, Çin de yaşaması mümkün değildi, bütün Türkler Çin den atıldı. Bunun neticesinde Göktürkler daha da dağınık bir şekilde bağımsızlıklarından mahrum yaşamaya devam ettiler. GÖKTÜRKLERİN BAĞIMSIZLIK GİRİŞİMLERİ Çinliler Göktürk ülkesini küçük parçalara bölüp ayırmaları onların bir araya gelip bağımsızlıkları için isyan etmelerini engelledi. Türk milletinin yapısına uygun olmayan bu durum 679 yılında ilk isyanla sona erdi. Çinlilerin esir Göktürkleri yönetmek için kurdukları askeri valiliklerin idaresini Göktürk soylularından seçmiştir. İşte bu askeri valililerden olan A-sis-te Wen-fu ile A- shih-te Feng-Chih adlı iki Göktürk lideri, Göktürk hanedan ailesine mensup A-shih-na Ni-shu-fu yu kağan olması için ikna ettikten sonra bağımsızlık savaşına başladılar. Bağımsızlık girişimini duyan yirmi dört Göktürk reisi hemen onlara katıldı. Hiç beklenmedik bu olay karşısında Çin imparatoru derhal büyük bir ordu hazırlayıp Göktürk isyanını bastırmak istiyordu. Ancak kuzeyin soğuk iklimine karşı alışık olmayan Çinli askerlerin soğuktan derileri çatlıyordu. Göktürk ordusu ani bir saldırıyla Çin ordusunu darmadağın etti ve karşı saldırıya geçti. Bunun üzerine Çin İmparatoru sayıları o kadar da fazla olmayan isyancı Göktürklerin üzerine 300 bin kişilik bir ordu yolladı. 27

Kalabalık Çin ordusu karşısında pekte şansları olmayan Göktürkler yenildi. Böylece ilk bağımsızlık isyanı başarısızlıkla sonuçlanmış oluyordu. Başarısızlıkla sonuçlanan bağımsızlık girişimi Göktürkleri yıldırmadı. 681 yılında yine A-shih-te Wen-fu yeni bir kağan arayışına geçti. Çok geçmeden Göktürk hanedan ailesinden gelen A-shih-na Fu-nien kağan olarak seçildi. Ayaklanma başlatıldıktan sonra Göktürkler üzerlerine gönderilen bütün Çin ordularını ardı ardı yendiler. Fakat bu sırada Göktürkler arasında ağır bir kıtlık baş göstermişti. Göktürkler zor günlerden geçmelerine rağmen başlatılan bağımsızlık isyanını duyan Göktürk boyları ayaklanmaya katılıyorlardı. Çinliler yine her zaman ki gibi Göktürklerin karşısına çıkmaya cesaret edemediklerinden hile yoluna başvurmuşlardı. İki Göktürk beyinin arası açılarak karışıklığa sebep olunmuş ve Çinli komutan ayaklanan Göktürklerin yanına giderek teslim olmamaları halinde öldürülmeyecekleri vaadini vermişti. Böylece 54 Göktürk reisi teslim olmuştu. Ama Çin verdiği sözde durmayarak 54 Göktürk reisini Çin in başkentinde Pazar yerinde idam ettirdi. Böylece ikinci bağımsızlık girişimi de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 2. GÖKTÜRK DEVLETİ KUTLUĞ UN ORTAYA ÇIKIŞI Çin kaynaklarında açık bir şekilde Doğu Göktürk Devleti nin son hükümdarı İl- Kağan ın ailesinden geldiği belirtilen Kutluğ un ayrıca Göktürk hanedan ailesinin soy adı olan A-shih-na(Aşina) kabilesinin soy adını taşıdığı belirtilmiştir. Kutluğ, Kağan olmadan yani bağımsızlık isyanına başlamadan önce Çinlilerin askeri valiliğne bağlı boy reisliği yapıyordu. Kendisinden önceki bağımsızlık hareketlerinin kanlı bir şekilde bastırılmış olması Kutluğ u yıldırmadı. Aksine daha planlı davranarak Çin sınırından uzağa Çoğay Kuzı ya kaçtı. Çin in askeri gücünden uzakta bulunan bu bölgede kendi varlıklarını koruma imkânı bulmuşlardı. Önce dokuz-oğuzlar ın sürülerini yağmalayan Kutluğ, kuvveti artınca kağanlığını ilan etti. Kutluğ un kağanlığını ilan edişi 2. Göktürk Devleti nin resmen kuruluşu ve bağımsızlığını kazanmasının göstergesi oluyordu. Kutluğ hemen yeni devleti teşkilatlandırma yoluna gitti. Kardeşi Beg-çor u (Kapgan Kağan) şad tayin ederken, Tuo-hsi-fu ya da yabguluk 28