M. SEYİDOV'UN ESERLERİNDE MüzİK SANATı ve TARİHİ

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

fiilidir. VEZNİ ÖRNEĞİ

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

Sevda Üzerine Mektup

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ÇOCUKÇA İÇİNDEKİLER. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Adına Sahibi Adnan ŞEKER. Yazı İşleri ve Genel Yayın Yönetmeni Neriman DOĞAN

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Bir Açık Kaynak Masalı Bölüm 1: Kasabanın Dışında Bir Meyve Ağacı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Üç Soru Üç Cevap - Tunç Fındık'la Yeni Kitabı Üzerine

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum.

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

Bu etkinler resim yapma, boyama, hamurla oynama, sınıf içinde veya oyun salonlarında düzenlenen oyun alanlarında oyun oynama gibi öğretmen gözetimi

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Sabuhi Rahimov. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

MAYIS 2014 BÜLTENİ. Merhaba! Mayıs ayı boyunca yaptığımız etkinlikleri bulabileceğiniz. bültenimizi sizinle paylaşmanın sevinci ve gururu. içindeyiz.

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU PAMUK ŞEKERLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ. Hazırlayan: MELTEM DÖKÜLMEZ

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Metin Edebi Metin nedir?

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

SORU KİTAPÇIĞI. Sınav Süresi : 135 Dakika. Türkçe Matematik Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Fen Bilimleri Sosyal Bilgiler İngilizce

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE

Eğitimde Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Hizmetlerini Geliştirme Kuramsal Temeller Programı

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Fatma Atasever.

SAĞLIKLI ŞEHİR : MANAVGAT ÖRNEĞİ. MİM. SEBAHAT ÇEVİK (Bld. Bşk. Yardımcısı)

Bu dörtlükte geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisinin eş seslisi yoktur?

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

I. DÖNEM. 1. Şiir İnceleme Yöntemi Şiir Okuma Manzume ve Şiir DERS KİTABI ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ... 61

Dekorasyona dair Küçük Sırlar

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

SAGALASSOS TA BİR GÜN

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

GARİP AKIMI (I. YENİ)

2017 MAYIS / 1. HAFTA PAZARTESİ CUMA SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI SABAH KAHVALTISI

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

Ders Tanıtım Sunumu. Elbistan Meslek Yüksek Okulu Güz Yarıyılı. Öğr. Gör. Murat KEÇECĠOĞLU

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Karşılıklı soru cevap şeklinde geçen sohbette kısaca şunlar konuşuldu:

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

OYUN GELİŞTİRME AŞAMALARI-I

Bugün mihman gördüm gönlüm saz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz. Kalktı gam kasavet bahar yaz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF MÜZİK DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI


TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

SAKA (SAtır KApama) Ağustos Umut & Yeşim Uludağ SAKA V. 1.0

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

Ihlamur; Cana Şifa Bir Dergi!

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İyi Aksamlar, Bir gönüllümüzün annesinin mektubu da ekte yer alıyor... Bir de 12 sene sonra gelen mesaj...

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

ALİAĞA TARİHSEL SEMBOLLERİNİ ÖNE ÇIKARIYOR!

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Sayfa 148,149,150,151,152,153,154

BEYİN GÜCÜNÜ ARTIRIP HAFIZAYI GÜÇLENDİRME, AŞURE GÜNÜ, NE HALİNİZ VARSA GÜLÜN, BİZİM İÇİN BİR TARİF, KİTAP ÖNERİLERİMİZ..

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU SINIFI ŞİRİNLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI

Transkript:

M. SEYİDOV'UN ESERLERİNDE MüzİK SANATı ve TARİHİ ŞAHısLAR BABA SARIYEV Müzik sanatı ve onu icra edenler hakkında eser meydana getirmek pek kolay bir iş değildir. Müzik sanatının inceden inceye sırlarını aralayamayanın kaleme sarılmaması gerekir. Sanatla ilgili eser yazar kişi onun inceliklerini bilmeli, yoksa "Attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmez." Her bir halkın da müziğinin karmaşık olduğu söylenemez. Ama Türkmen müziğinin karmaşık olduğunu, büyük hir kısmının yavaş olduğunu sanatla uğraşan alimler söylüyorlar. Şair Memmed Seyidov'un sanatında da bu konu işlenmiştir. Şair sanat konusuna çok fazla yönelmiştir. Bunun da sebehi, onun kendisini sanata bütünüyle vermi~ bir insan olmasıdır. Bunun için de M. Seyidov'un sanat konusunda yazdığı şiirleri okuduğunda onun sanat ile içli dışlı olduğu anlaşılır. M. Seyidov sadece sanata olan sevgisini anlatan şiirler değil, sanat ustaları ile ilgili şiirler de yazmıştır. Örnek olarak şairin; "Glimmürdine dan sazheryer beyleden / Çal dutar / Çal yene, sesine gurban" (Tıngırtın şafağı söklürüyor / Çal dutar / Çal yine, sesine kurban olayım) diye başlayan şiirinde yalnız güçlü müzik sanatının özelliği anlatılıyor. Bu şiirde sazı icra eden, onu çalan usta ile ilgili hiçbir fikir verilmiyor. Sanat eseri başka bir sanat eserinin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Çünkü edebi' eser-şiir de sanatın bir türüelür. Bunu şairin kendi sözleriyle söyleyecek olursak: "Sen çalmasan, men ılhamsız gaların." (Sen çalmazsan ben ilhamsız kalırım.) İlham, eser ortaya koymanın kaynağıdır. Demek ki, saz şaire ilham veriyor. Onun zihnindeki temel fikirleri, kalbindeki güçlü duyguları, güzel bir şekilde birleştirerek ortaya çıkarıyor. Bu şiirde sadece müzik sanatının özelliği anlatılıyor demiştik. Ama şairin "Bağşıların Meylisine" (Bahşıların Meclisi'nde) adlı şiirine bakıldığında durum büsbütün farklıdır. Biz bu şiirde önceden bildiğimiz müzik sanatının ustaları ilc karşılaşıyoruz. Onlar da -bu şiirde bahsedilen sazendcler- ustalıklarıyla Türkmen halkının zihninde ciddi' yer etmiş sezeneleleretir. Sonra höyle ustaların sanatlarına, sanat kabiliyetlerine değer biçecek olursak, bunların çok büyük bir sorumluluk ve fedakarlık gerektirdiği anlaşılaeak. M. Seyidov bunu hissetmiş ve üstesinden gelebilmiştir. O halde "Bahşı-

lio/w S"l"lyev 70! ların Meclisi' nde" adlı şiirde hangi ustalarla karşılaşılıyor? Şair okuyucuya onları nasıl tanıtıyor?: "Sazandalan kervenbaşı Kelbağş ın, (SuzendeLerin önde Re/eni KeLhaKşı 'illi! Mukamına dağlan sünni dığıayar. Mak{{/l1l11dw! duff/urtl! Rövdesi titriyor. Gövnüme mün gazan birden bığırdap, GönLünde hiıı kazaıı birdenfokurdaylfj iç otlı mün semavar şığlayar." Içi ateşli biıı semaver kayıııyor.) Kelbağşı saz çalıyar. İnsanlar makamı dinleyip nasıl paramparça olmasın; çünkü insan nihayet hisli, duygulu bir varlıktıl Şair hayalini yardıma çağırıyor. "Makamında dağların gövdesi titriyor." Bundan sonra insanın o müziği nasıl kabul edeceğini göz öniine getirmek zor olmasa gerek. İşte yine bir güzel sazenden in adına rastlıyonız. Şair bu bahşının da ustalığını tıpkı daha önceki ifadeyle veriyor. Şükür Bağşı "Şükür bağşı" mukamın (Şükiir BcllıŞl, "Şiikiir hallşı" IJUlkw1l/.1l1. Çalanında dağlar ıran atdılar ÇaLdıKında duk/ar türediler) Şairin bu ıtilsralarını okuduğunuzda onlardan direk mana aramaksızın onun hayall dünyasına girdiğinizi hissedemiyorsunuz. Şükür Bahşı anıldığında zihnimizde edebi değeri olan, literatürden aşina olduğumuz Gulam Bahşı' nın canlanacağı kesindir. Şair de, Şükür Bahşı da aynı durumları başından geçirmiştir, dersek gerçekten uzak1aşılliş sayılmayız. ÇUnkü Şükür Bahşı'nın anılmasından sonra gelen bentte şu mısralan okuyonız. "Şol sazandan gapdalından gübürdap Goşulanda goşatarı Gulamın Külli Eyran goduklayar zarbına, Gorp at yar binyadı gadım galanın." (Sazendenin ymııııc!aıı f.iümhürdeyip Katılınca ç(jie teli Glllalıı' 1I1 Bütün ının sarsılıyor darhesiııden Yıkılıyor temeli eski kalenin.) Dikkat ederseniz bu mısralarda Gnlam Bahşı'nın adıyla ilgili hiçbir şekilde yergi ifadesi hissedilmiyor. Çünkü Gulam Bahşı' da usta bir sazendir. Gulam, ŞükHr Bahşının karşısına kendi isteğiyle çıkmıyor. 0, han bahşısı bir zamanlar halkın da bahşısıdır. Halk Gulam'ın sanatına hürmet gösteriyor. Gulam, yalnız hanın değil halkın da gönlünü coşturabilen usta bir sazendir. Şair Gulam Bahşı'yı anlamakla ona gereken hürmeti gösteriyol

702 M. Seyidov'ıııı Eserleriilde Müzik Sanalı ve TariM Şa/ııs/ar Şair hayall dünyasında Türkmen sazende ve bahşılarının gerçek yüzünü canlandırıyor. Sazendeler onun gözü önünde bilinen parçalarını çalarak sıra sıra geçmekteler. Şair onlara kendine göre bir değer veriyor. Birini yükseltip, diğerini aşağılamıyor. Çünkü şairin hayali dünyasında sanata bütünüyle kendini vermeyenlere yer yoktur. Mıllı Ağa'nın çaldığı "humarala"'sını dinlediğinde şairin sesinin gücünden dağların karı eriyor, kara kış ısınıyor, yaz gelip kelebekler uçuşarak dolaşıyorlar, yeşil yılaklar 2 yerden güli.imseyerek çıkıyorlar. Gökyüzünden turnalar ötüşerek yere iniyorlar. Şair tabiatı sanata meylettiriyor, sanata baş eğdiriyor. Ondan sonra nasıl olsun da yürek coşmasın, nasılolsun da şair şiir yazmasın. Nitekim öyle oluyor. Şair kalbi ilhamla doluyor. Dünyayı yalnız buyüleyicci ses kaplıyor. Şaiı'in zihninele ve kalbinde şiirin mısraları yoğruhuaya başlıyor. Şairin kendi sözleriyle ifade edersek: "Munun gudratından goşğı bolup dur / Elim urup bu toprakdan garbanım." (Bunun mucizesiyle şiir olmakta / El vurup bu topraktan tuttuğum.) "ÜrkmUş gnıba 3 ceylan gibi kaçarak" giden ne ki? Şairin mısralarını bendin diğer mısralanndan ayrı olarak okursak bahis bir çöl canlısı hakkında diyerek benzetmenin arkasında yatan nesne hakkında, nesneden çok uzaklarda mazmun arardık. Ama bu mısranın önündeki mısrayı okuduğumuzda hütün her şeyapaçık olarak karşımıza çıkıyor. "Perdelere inip çıkyar barmaklar (Perdelere inip çıkıyor parm{{klar Tebil tapan guba ceren dey yuvrup." ÜrkmUş gııha ceyl{[1l gihi kaçarak) Bir dikkat etsene, acaba neden söz ediliyor? Parmakların çok hızlı hareketi canlanmaktadır. Parmağın hareketi, sesin hızlılığı ile başabaş gidiyor. Bu durumu, hızlılığı alışılageldiği gibi değil, her halde ürkmüş ceylana benzetmek gerekiyor. Yine bir usta sazendeden bahsedildiğini anlamış olmamız gerekir. O gerçekten höyle. Çünkü bu tanımlamamızdan çıkan sonuç: "Pürli bağşı çalyar 'Şirin Şekeri", "Pürli bağşı saz çalyar" (Pürli bahşı çalıyor 'Şirin Şekeri"', "Pürli 1. Esasen para koyularak oynanan aşık oyunu. 2. Istek, maksat. 2 Kumluk yerlerde yetişen bir t(jr ot. 3 Kırnıızıya çalan kahverengi renkli

Hııha Sıı rtyev 703 bahşı saz çalıyor") şeklindeki basit cümleyi, dikkat ederseniz şair ne biçim lirik şiirin 'kostümüne' büründürmeyi ustalık ile başarmıştır. Ustalıkla başarmak şaire vazife olmuştur. Çünkü sonuçta sanatın ustasından söz ediliyor. Şair hayal dünyasında sanat alemine seyahate devam ediyor. Kendi yaratıcılık tarzına uygun olarak, şartlı olarak hareket ediyor. "Girman Bağşı yalı çakğan bağşını (Girnwn Balışı gihi çevik halışıyı Kovara Cebbarın elleri gerek." Kovmak için Cehlmr'lIl elleri gerek) Dikkat edilirse bu iki mısra şartlı olarak birbirine hağlanmıştır. Böylece ustalar (sazendeler) hirbirlerini kendi derecelerine kadar yükseltiyor. Onun için şair, onlar (sazendeler) hakkındaki görüşünü devam ettirmemektedir. "Bedevleri otdan goyan ovaza (Soylu atlara ot yemeyi hımktıran sese Başların at yar goca çınarlar. Başlarını sallıyor koca çmarlar Ussatlığın, mertebesin sazandan, Saza goyan ıhlasından taparlar." Ustalığını, mertehesini sazendenin Saza kattılb samimiyetinden bilirler.) Şair burada da eşyayı duygulandırdı, canlandırdı, kişileştirdi. "Bedevleri otdan goyan ovazı" (Soylu atlara ot yemeyi bıraktıran sesi) yazmak için şairin Hz. Ali ve onun at bakıcısı, yani Düldül'ün seyisi Baba Gammar ile ilgili rivayetten etkilenmiş olması mümkündür. Şair bu rivayeti bilmiyor demek mümkün değildir. Çünkü şahin halk edebiyatını çok iyi bildiğini, onun sanatı hakkında eser yazan alimler özellikle belirtiyorlar. Şair sanatında halk edebiyatı geleneklerine çok fazla yönelmiştir. Bunun böyle olduğunu merhum tenkitçi Saylav Muradov şöyle yazıyor: "FolkIor, şahin eserlerinin estetiğe yönelik duygusal gücünü artırıyor. M. Seyidov'un şiirieri üzerine master tezi hazırlayan bu makalenin yazarı B. Sariyev şöyle yazıyor: "Foıklor, şairin eserlerinin estetiğe yönelik duygusal gücünü artmyor. Şiirlerinin milli/ik v(l.~fint güçlendiriyor. " M. Seyidov'un şiirleri üzerıne master tezi hazırlayan bu makalenin yazarı B. Sariyev şöyle yazıyor. "Şair rivayetleri, masallar, kıssalar aracılığıyla verilen düşünce - sonuç ilgilendiriyor. M. Seyidov eski rivayetleri, masalları, kıssaları

7IJ4 M. Seyidov'1II1 Eser/erinde lvfibk SU!luIı ve iıırim Su/ııs/"r günümüze hizmet ettirmeyi başarıyor. Hatta M. Seyidov'un kendisinin de türettiğini edebiyatçı ~Himlerimiz söyıüyorlar. M. Seyidov o eski rivayetlerin hazısını olduğu gibi şiir mısralarına alıp günümüzle bağlantılı getirmiş olsa bile hazısının yalnız fikir ve neticesinden etkilenmiştir. Soylu atlara yemeyi bıraktıran sese" mısraı söylenenlerin ikincisi ile ilgilidir. Söylediklerimiz delilsiz olmayacağı için bu rivayetin mazımınunu kısaca tekrar etmeyi uygun gördük. Rivayetlerden anlaşıldığı gibi Hz. Ali'nin Düldül adlı atı vardır. Onun seyisine Baha Gammar diyorlarmış. O saz çalmada ustadır, (Ona dutarın piri de diyorlar) Baba Geunmar atı, otlu meydana hırakıp kendisi de eline dularını alıp saz çalarmış. O saz çalarken başka bir şeyle ilgilenmezmiş. Saz çalarken at otlayıp duruyor zannetmiş. At günden güne zayıflamaya başlamış. Baba Gammar'ın kendisi bunun sebebini bilememiş. Hz. Ali atının zayıflamakta olduğunu anlar. Fakat o da bunun sebebini bilemez. Daha sonra, hari şu atımın meydanda nasıl otlaclığını göreyim, acaha seyis ne ilc meşguloluyor, diyerek ona hissettirmcden saklanarak sazın sesinin geldiği tarafa yönelmiş. Onun kulağına dutann güzel sesi gelmeye başlamış. O gizlenerek sazın sesinin geldiği tarafa yönelmiş. Bir de ne görsün. Seyis dünyayı unutup, saz çalıp duruyormuş, Düldül ise hir tutam ot yemeden bir kenarda saz dinleyip duruyor. Hz. Ali bu olaydan sonra atının günden güne zayıfladığını anlamış. İşte şair bu rivayetten etkilenip bu mısı"ayı yazmıştır. Yukarıda örnek gösterilen bentteki durumların elbette usta sazendeler tara1indan uygulandığında ortaya çıkacağı açıktır. Bu sazende Türkmen halkının arasında meşhur olan Teç Memmet Suhangııliyev ustanın oğlu Çarı Teç Memmedov' dır, Usta sazendenin oğlu. Şaiı"in "Bahşılann Meclisinde" adlı şiirinde sanal ustalarının yukarıda adı geçcnlerden daha başka da tanıtıcı cümleler söyleniyor. Bunlar kimdir? Mısralarda gösterdim: "Demin tutup dinlenimde bu seher (Nef"esimi tutup dinlediifimde 1)[[ sahalı Durdı Göğün çalyan "Zıbağözelin", Diydim men: bir pursat dolandı gerek Yaşlık yıllam, başım atıp gezenim" Durdu Giiifiiıı çaldıifı "Zihagiizelini" Dedim hen: Birfirsaı ortaya çıksa gad Gençlik ytl/al"lm. kahullenip gezdiifim... )

nııhıı SIIl'lyev 705 Bir ele: "Ovadandan ovadanı mukamlan, Şirin sazlan yağşısından yağşısı Yazgeldi Kuvvadın enlerin çermep Mana çalıp beren durdı bağşısı" Yine hu sazenele hakkında: "Cennetdir diyyerler govını görmek Govını işitmeğen şondan pes deeldir Yazgeldinin barmaklarının astından Bu çıkan ses yöne-möne ses deeldir" (Güzelden gii~el makom/ann Şirin saz/arıı! iyiden iyisini Y([~geldi, KUIIl'ad'lll ko{{arıııı sl\'ayıp Rana çalıııeren Durdu Balı,\ısı) (Cemıetdir diyor/ar, iyiyi gijrl7lek Iyiyi işitmek de huiu/an aşa,ifı de,i[ildir Yazgeldi 'nin!7url/zak/arllllll altmdan Bu ~'ıkaıı ses,';i/'ildwı hir ses değildir) Bir de: "Bu asuda seher gelip gaşıma "Dağları" çalanda Gurban durdı Kor Göter - göter edip menin gövremi Şirin ovaz nirelere aylap ayrıyar" (Bu asıule sahalı çıkıp karşı/ııa "Dağüm" çaldığıııda Gurhan durdu KijI' Parça parça edip benim gih'dell1i Bu şiriıı ses nerelere gidi,vor) Şair, hayalinde bahşılal1n meclisinde oturuyor. Dutarın tenakaı 4 sesi makamın büyi.ilcyici gücü şairin kalbine ilham, bedenine kuvvet olarak dökülmektc. İşte şiirin birleştirici bendi: HAcap dutar aytmışlayın Pırağ ı 5 (Pek güz.e/ du/ar söylemiş gibi PI/'{{EJI Mun yüreğe gurbat beren peder ol Bin yüreği' hasret düşüren bahadır Mecnun bolsan açar Mecnunluğundan Kayıs bolsam seni Mecnun eder ol" MeclZwı o/sa ortaya çıkanı' MecllUlıluğlııUl Kays olsam selzi Mecııwı eder o) Şair "Sazenciderin Meclisinde" adlı şiirinde şiir sanatı aracılığıyla hayalinde farklı hir dünyaya; makamlar dünyasına, bahşı ve sazende1erin meclisine giriyor. O farklı dünyaların güzelliklerini ise kendince açıklamaya çalışıyor. Bu gayreti amacına Cıa uygundur. Memmed Seyielov'un müzik sanatı ile ilgili manzumelerindeki "Cebbar ve Dutar", "Bağşı", "Durun Mukamı" (Durun Makamı) şahıslar hakkında da yüzeysel olsa da üzerinde durmayı uygun gördük, 4 Boraks: Y()ğunla~ıııı~ bir bori k asitten türeyen sodyum {'ozu. ilaç yapımında ve hekimlikte kullanılınaktadı!'. 5 Mahdum Kulu'nun malı "ls!.

70(ı M. Seyidov'wı Eserlerinde Müzik Sanatı ve Tarihi Şahıslar Öncelikle "Cebbar ve Dutar" manzumesinde rastlanan şahıslar üzerinde duralım. "Yada salıp Sahı bağşı, Tsığanı Aydıma gığırıp göçsin gelyeer Ak baharın yasa n şerbeti değin Hovanı kersenlep6 içesin gelyar" (Hatırlayıp Sahı Bah,'i{, Tsı{falll türkü ça{fırarak hareket edesin geliyor Ak haharın yaptı{fı şerhet gihi Havayı kersene doldurup içesin geliyor) Bir de: "Dostu n Çarı Atabayın toyunda Çalıp berdi onı Yağmır Hürgeldi" (Dostıııı Çarı Atahayın toylliıda Çalıverdi 0I1lI Ya{fmır Nurgeldi) Manzumede Cebbar Hansehedov'ın Gıcak 7 çalabildiğini şair Ovaz Sarı'nın adını anmakla tasvir ediyor: "Yöne gıcakdanam çıkardı başın Hiç haysından pesler yalı daldin sen Yoğan bolsa Oraz Sarın şohradı" (Sadece gıcakdan çıkardı haşıııı Hiçhirisinden aşağı de{fi/din sen Olmasa da Oraz Sarı '/lln şöhretl) Burada bir şeyi belirtmeliyiz. Biz "Cebbar ve Dutar" manzumesinde önceden adı anılan sazendelerin adlarını sıralamadık. Biraz sonra görülecek manzumelerde de bu durum muhafaza edilecek. Şaiı'in "Bahşı" şiirinde de bazı ustaların adlarına rastlıyoruz. "Görübin gözüne gaçan çöp bolup Sancı bolup yüreğine bahılın Gapdalından çıkıpdı ol ad goşup Beyik diylen Çuval bağşın Sahının (Kıskancm gözüne kaçan çöp olup Sancı olup yüre{fine cimrinin Yaııından () at koşup Büyük denilen Çuval Bahşı 'ılın Sahuı 'Ilm) Bir de: "Gürrinin bererdi keypi kok vağtı Gıcakcı yoldaş i Hazar Beğlinin" (Sözünü ederdi, keyfi yerine oldu{funda Cıccıkcı yoldaşı Namr Beyli'nin) "Durum makamı" manzumesinde rastlanılan sazende ve bahşılar hakkında: 6 Kersen: Ağaçtan oyularak yapılan büyük çanak i tabak. 7 Perdesiz üç telli bir çalgı aleti.

Baba Sarıyev 707 "Göryerin men tarıhına ser edip Gönübek, Kelbağşı - dürli atları Ezber ellerinde gudrat döredip Sana hızmat eden kop ussatları" (Görüyorum hen tarihine bakarak Gönübek, Kelbahşı de,i{işik adları Usta ellerinde mucize türetip Sana hizmet eden çok ustalatl) Bundan başka: "Sarı Bağşı, Çuval Bağşı, Teçmemmet (Sarl Bahşı, Çuval Balışı Teçmemmet Sana sindiripti bütin ömrüni" Seni ruhuna nakşetmişti bütün ömrünü) Bir de: "Eşidyermin obadaşım Şamırat Günbatarda Gün bireyyem batıpdır" Yine şu dörtlükde: "Hindistanda adamlardan hın beryan Kelketdaenin gin zalının gucağı Gör, nehili cadılabdır hemmesin Senin dostu n Annageldin gıcağı" (işitiyor musun köylüm Şanurat Batıda Gün çokdmı batmıştlr.) (Hindistan' da adamlarla doluyor Kelketde'nin geniş salonunun içerisi Gör hak nasıl büyülemiştir Senin dostım Annageldinin glca,!{i) İşte Memmet Seyidov'un eserlerinde müzik sanatına ait şahısların çoğumı gözden geçirdik. Bu bahşı sazendelere paha biçmek için büyük hazırlığın, tabif zihnin, daha önce belirttiğimiz gibi sanatla içli dışlı olmanın gerektiği bilinen bir şey. Bu söylediklerimiz Memmet Seyidov' da toplanmıştır. O okuyucunun kalbine yerleşerek onu inandırabiliyor. Çünkü, o gerçek olan şeyi samimiyetle yapmaya çalışmıştır. Biz burada Memmet Seyidov'un saz sanatı ile ilgili eserlerinde Aşık Aydın Pir'in, Baba Gammar'ın, Aşık Ahmed'in, Necep Oğlan'ın adlannın da defalarca amldığını söylemeliyiz. Şu söylenenler M. Seyidov'un Türkmen halkının müzik yolunda ustalığa ulaşan temsilcilerini iyi tanıdığına, onlara sınırsız hürmetinin, sevgisinin olduğuna şahitlik ediyor. AKT. ÜMİT YÜKSEL