Topuz Sayın hocam, önce şunu belirteyim. Size «Hocam» diyorum. Gerçekten siz bizim hocamızdımz.

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Menümüzü incelediniz mi?

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

ISBN :

Yaz l Bas n n Gelece i

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi

YUNAN'A BEŞ BEŞ BAKİ SARISAKAL

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Đsmail Hilmi Adıgüzel

Yazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

SABİHA GÖKÇEN. Topuz - Siz o zamanlar 12 yaşmdaydınız galiba?

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Kamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

20 Derste Eski Türkçe

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

ORTA ANADOLU (ORAN) KALKINMA AJANSI

ORTA ANADOLU (ORAN) KALKINMA AJANSI

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14


o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Bir Tatlı Kaşığı Ortodonti (Önleyici Ortodontik Tedavi)

Habere göre. Quaresma sözü ortalığı karıştırdı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

ALTINORDU BELEDİYE BAŞKANI ENGİN TEKİNTAŞ 92 MAHALLE MUHTARI İLE BİR

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

ALMANYA KASIM 2012 SONUÇ BİLDİRGESİ RAPORU

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Çocuklar en iyi notları getirmeseler de boğazımızdan kesip alıp verdiğimiz telefonları, en iyi şekilde ve gözü gibi korudukları bir gerçektir.

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin

Cumhuriyet Halk Partisi

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı)

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ve Beyin Fırtınası DR. MEŞKURE YILMAZ

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

ANKARA-OSTİM ROTARY KULÜBÜ. Sevgili Dostlarım,

Transkript:

NADİR ÑADÍ Topuz Sayın seyirciler bu akşamki konuğumuz Nadir Nadi. Nadir Nadiyi hepinizin tanıdığını sanıyorum. Yine de kendisi hakkında birkaç söz söylemek isliyorum. Nadir Nadi 1908 de doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. Viyana da Siyasal Bilgiler tahsil etti. Sonra yurda döndü ve İstanbul un ünlü bir gazetesinde görev alıp çalışmaya başladı. Sayın Nadir Nadi sizin bu dönemlere ait ilginç anılarınız olsa gerek. Bunlardan biraz söz eder misiniz? Nadi Gazeteci oğlu olarak mesleğe başladığım için anılarım pek çok. Bununla beraber bir iki tanesini anlatayım. Bir tanesi ben henüz lise talebesi iken Atatürk e karşı yapılan suikastten sanık olarak aranan Kara Kemal yakalanmış ve intihar etmişti. Bu oly olduğu sıralarda akşam gazetelerinde olduğu gibi yayınlandı. Biliyorsunuz bizim gazete sabahları çıkardı. Akşam gazetelerinde yayınlanan bu haberi ertesi günü bizim gazete atlamış bulundu. Bütün sabah gazeteleri Kara Kemal in yakalanışına, intiharına dair haberlerle manşet halinde dolu olduğu halde bizim gazetede tek kelime çıkmadı. Adeta kasten yapılmış bir hareket gibi karşılanabilirdi. Fakat meslek hayatında rast geldiğim bizim gazete bakımından en üzücü olaylardan biri budur. Topuz Sayın hocam, önce şunu belirteyim. Size «Hocam» diyorum. Gerçekten siz bizim hocamızdımz. 62

Bundan 33 yıl önce Galatasaray da bize Sosyoloji dersi veriyordunuz. Sizin bir de Viyana daki gazetecilik döneminize ilişkin ilginç bir anınız vardı. Onu anlatır mısınız? Nadi Viyana da, bir yandan okurken, öte yandan da gazetenin muhabirliğini yapıyordum. O sıralarda Naziler çok şiddet hareketlerine girişiyorlardı. Bu şiddet hareketlerinin sonuncusu olarak o zamanki Başbakanı öldürdüler. Topuz Dollfuss tü galiba (1) Nadi Evet, Dollfuss tu. Bunun üzerine bütün Avusturya da derhal sıkıyönetim ilân edildi. Dış haberleşme olanakları tamamen ortadan kaldırıldı. Ben de, meslek aşkı ile bu haberi illâ ki gazeteme ulaştırmak istiyordum. Ne yapabilirdim ki. Düşündüm, trene atlayım dedim, en yakın Macar hududuna gideyim, oradan bir telgraf çekeyim, dedim ve öyle yaptım. Trene bindim Macar hududunda ilk Macar kasabasında indim ve postahaneye koşarak yıldırım telgrafı ile olayı çok kısa 3-5 satırlık bir telle gazeteye ulaştırdım ve büyük bir memnuniyetle, sanki bütün dünya basınını atlatmışım gibi, tekrar Viyana ya döndüm. Yorulmuştum. Sabaha karşı Viyana ya geldik. Bekliyorum. O zamanki ulaşım vasıtaları biliyorsunuz pek seyrek işlerdi. Mektuplar, gazeteler trenle gelirdi. Heyecanla bekliyorum. İki gün sonra gazete geldi. Bir de ne göreyim, bütün dünya a- janslarının verdiği haberleri bizim gazete almış, onu ona, onu ona eklemiş, manşet halinde Dolfus un öldürüldüğünü yazmış, altına da benim imzamı atmış. Bu benim yazdığım bir haber imzamla çıkmış olduğuna tanık olan ilk ve son haberdir. (I) Engelbert Dollfuss (1892-1934) 63

Topuz Hocam siz Atatürk ü tanımış mutlu insanlardan birisiniz. Hatırlıyorum. Atatürk e ilişkin bir anınız vardı. Tekrarlar mısınız acaba? Nadi Atatürk ü yaşıma rağmen ancak üç defa görebildim hayatımda. Üç defa yaklaşabildim kendisine. Uzaktan çok göründük, ama üç defa yaklaşabildim. Bence enteresan olan bu son defa yaklaşmamdır. Atatürk 1927 yılında zannediyorum, İstanbul a gelmişti. Biz adada oturuyorduk. Yat kulübünde bir balo veriliyordu. Atatürk geç vakit bu baloyu şereflendirdi. Her zaman olduğu gibi Yat kulübünün taraçasmda bir masada oturdu. Babam da yanındaydı. Ben de sosyete hayatına ilk karışan bir genç olarak oralarda dolaşıyordum. Atatürk bir aralık benden bahsetmiş. Babam da «Nadir» diyerek beni çağırdı. Çok sıkılarak yaklaştım masaya. Atatürk bana baktı, «Ben seni, dedi, bir defa daha görmüştüm.» Hayretler içinde kaldım. Gerçekten o tarihten belki sekiz yıl önce 30 Ağustos Zaferinden birkaç ay evvel Atatürk Ankara da beni bir gün at yarışları vesilesi ile görmüştü. O yarışlarda Atatürk hakem kulesinde oturuyordu. Topuz Siz 10-12 yaşlarında bir çocuktunuz her halde. Nadi 10-12 yaşlarında ancak vardım. Babam beni Atatürk ün yanma çıkardı. Başka mebus çocukları da vardı civarda. Atatürk benimle biraz ilgilendi, çenemi okşadı. Geldi geçti bu. Atatürk bu olayı hatırlamış oluyor, 8 sene sonra. Bu bende çok büyük bir etki bıraktı. Ben romantik bir delikanlı idim o çağlarda. O zaman Atatürk ün yanında bulunanlar benim müzisyen olmak istediğimi söylediler. 64 Topuz - Keman çalıyordunuz galiba.

Nadi Keman çalıyordum. Müzisyen olmak istediğimden bahsettiler. Atatürk gerçekten sanattan çok anlayan bir adam hissi bıraktı bende. Kemanm çok güç bir sanat olduğunu söyledi ve bunda başarı kazanmak için çok erken başlamak gerektiğini, küçük yaşlarda başlamak gerektiğini, benim ise bu yaşı aştığımı, binaenaleyh kemandan vazgeçip mütefekkir olmaya gayret etmemi sağlık verdi bana... Topuz Hocam siz 1930 larda gazeteciliğe başladınız. O zamanlar yazı yazmaya başladınız. O zamandan heri önemli değişiklikler oldu Türk basınında. 1930 ların basını ile bugünün basını arasında bir karşılaştırma yapabilir misiniz kısaca? Nadi Şüphesiz 1930 ların basını bir devrim basını idi. Ve devrimin disiplini vardı. Bu devrim disiplini fikir özgürlüğünü oldukça kısıtlamakla beraber Atatürk çizgisi içindeki devrim hareketlerinin gelişmesi bakım m- dan çok yararlı oluyordu. Çok partili hayata geçtiğimiz zaman Atatürk çizgisinde kalan basın maalesef azınlığa düştü. Daha çok geniş halk kitlelerini kazanmak amaciyle bir sağ basın gelişti memlekette. Görüyorsunuz, bu hâlâ devam ediyor. Ama bence devrim çizgisinde olan basının tutumu her bakımdan daha başarılıdır. Topuz Yani, basında önemli bir gelişme oldu değil mi o yıllardan bu yana? Nadi Şüphesiz oldu. Özellikle teknik açıdan çok büyük gelişme oldu. Batıda bile az bulunan teknik olanaklar şimdi bizim basınımızın büyük bir kısmında görülüyor. mi? Topuz Baskı bakımından da öyle galiba, değil 65

Nadi Baskı bakımından muazzam şekilde arttı. Baskı araçları bakımından. Topuz Basın özgürlüğü bakımından da galiba öyle oldu, değil mi? Bu günkü basın özgürlüğü ile o yılların özgürlüğü arasında karşılaştırma yapabilir misiniz? Siz 1930 dan bu yana başka dönemler de yaşadınız. Basın özgürlüğünün çok kısıtlandığı dönemleri geçirdiniz. Bu dönemlere ait bazı anılarınız var mı? Nadi Basın özgürlüğünü kısıtlayan kanunlar bildiğiniz gibi maalesef hâlâ yürürlükte. Ozaman buna inzimamen sıkı yönetim koşulları da yürürlükte bulunurdu ve gazeteyi bir telefonla kapatmak imkânları vardı. Bugün bu imkânlardan kurtulmuş bulunuyoruz. Bununla beraber hâlâ fikir özgürlüğünü kısıtlayan kanunların yürürlükte olduğunu siz de biliyorsunuz. Topuz Sizin yönettiğiniz gazete de zaman zaman kapatıldı. Nadi Bir kaç defa kapatıldı, evet. Topuz Hem de uzun süre kapalı kaldı. Nadi II. Cihan Harbi snasmda 3 ay kadar süren bir kapanma cezasına çarpıldık. Topuz Eskiden, 1950 lerde, hatta 1945 den sonraki yıllarda bazı başbakanların çevresinde müesseseleşen bir başyazarlar toplantısı vardı. Hatırlıyorum, o zamanlar Falih Rıfkı Atay, Ahmet Emin Yalman, Ali Naci Karacan, Hüseyin Cahit Yalçın, Necmettin Sadak. Siz de bu toplantılara katılırdınız. Onlardan galiba bir tek siz kaldınız. Öbürlerini kaybettik maalesef. O toplantılara ait bazı anılarınız var mı acaba? Nadi Bir tanesini anlatayım. O sırada başbakan 66

lar ara sıra yalnız başyazarlara mahsus olmak üzere, görüşlerini, hükümetin görüşlerini anlatmak üzere toplantılar yaparlardı. II. Cihan Harbi nin sonlarına doğru Saraçoğlu Ankara da o zamanki Anadolu Kulübü nün son katında bir basın toplantısı yaptı. Orada hepimiz bulunduk. Demin söylediğiniz gibi. Hüseyin Cahit Bey, Necmettin Sadak Bey, Asım Us Bey vesaire, hepimiz oradaydık. Saraçoğlu Şükrü Bey memleketin durumunun çok iyi olduğunu, şu kadar milyon dövizi bulunduğunu, bu kadar milyon ton hububatımız bulunduğunu v.s. söyledi ve harp bittikten sonra bunlarla memleketin kalkınmasına girişeceğini bize belirtti. Biz de sevinç içerisinde dışarı çıktık. Fakat harp bittikten sonra bildiğiniz gibi çok partili hayata geçildi. Ama altınlar ne oldu, hububat ne oldu? Hiç birimiz farkına varamadık. Topuz Hocam, sizin sıkı yönetim dönemlerine ilişkin ilginç anılarınız da vardı. Nadi Onlardan da bir tanesini anlatayım. Yine II. Cihan Harbinin ortalarında, belki başlarında, sıkı yönetim bütün şiddeti ile hüküm ferma idi. Bir gün bizim gazetede ve Vatan gazetesi nde İzmit ten verilen bir haber çıktı. Bu habeç sıkı yönetimi sinirlendirmiş. O zamanki komutan Sayın Nurettin Artunkal, rahmetli Artunkal bizim ikimizi de çağırdı. Sıkı yönetim komutanlığına gittik. Bizi kabul etti. Sert bir çehre ile «Nedir bu haber?» dedi. Biz haberi okumamıştık bile. Son derece önemsiz 4-5 satırlık bir haberdi bu. «Efendim dedik işte haber. Bunu radyo da vermiş. Biz de koymuşuz.» «Ben radyo madyo bilmem, dedi. Ajans var ya ajans o ne verirse onu koyacaksınız!.» Böyle, olur olmaz, birşey söyledi. Daha doğrusu «Ajans»ı «Ajan»la karıştırdı yani. Biz ajan demişiz gibi bize cevap verdi ki Oysa son derece önemsiz bir haber- 67

di bu. «Bir daha böyle şey görürsem gazetelerinizi kapatırım ha» dedi. Topuz Çoktandır bu tür müdahalelere rastlamıyoruz. Nadi Çok şükür, çoktandır rastlamıyoruz. Topuz Hocam çok teşekkür ederim. Meslek hayatınızda size hep başarılar dilerim. Nadi Ben de teşekkür ederim. Topuz Sayın seyirciler iyi akşamlar. 68 Taha Toros Arşivi