«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» Soru sormak için kullanılan kalıplar. Önemli soru kelimeleri. Sorulan sorulara cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar. Anlık kararlar ve öneriler için sık kullanılan kalıplar. Önerilere olumlu veya olumsuz cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar.
«Can» Can, İngilizce de yapabilmek anlamına geliyor. Sıkça soru sormak için kullanılır. Can you / I / we? Can I get you? Can I offer you?
«Can» Can you please close the window? - Camı kapatabilir misin? Can you stay here? - Burada kalabilir misin? Can you stop? - Durabilir misin? Can we sit here? - Buraya oturabilir miyiz? Can I stand up? - Ayağa kalkabilir miyim? Can I get you? ve Can I offer you? Karşı tarafa bir şey ikram ederken kullanılır. Can I get you anything / something? - Sana bir şey ikram edebilir miyim? Can I offer you something to drink? - Sana içecek bir şey ikram edebilir miyim?
«May» May, can kelimesine çok benziyor. En büyük farkı çok daha kibar olması. Kibarlık gerektiren durumlarda bu kelimeyi kullanabilirsin. May I offer you something to drink? - Sana içecek bir şey ikram edebilir miyim? ( Kibar ) May we go? - Gidebilir miyiz? ( Kibar ) May I sit here? - Buraya oturabilir miyim? ( Kibar ) May we talk about the situation? - Durum hakkında konuşabilir miyiz? ( Kibar )
«Could» Could, İngilizce de -abilmek, -ebilmek anlamına geliyor. Could I talk to you? - Seninle konuşabilir miyim? Could we go outside? - Dışarı çıkabilir miyiz? Could you stay here? - Burada kalabilir misin? Could they call us tomorrow? - Bizi yarın arayabilirler mi? Could I call the customer? - Müşteriyi arayabilir miyim? Could kullanarak soru sormayı iyi öğrenmelisin. Çok sık kullanılıyor.
«Would» Would, -ardı veya istemek anlamına geliyor. May, kibarlık gerektiren resmi durumlarda kullanılırken, would hem resmi hem resmi olmayan durumlarda kullanılabiliyor. Emin değilsen, would kullan. Would you like some tea? - Çay ister misin? Would you sit down? - Oturur musun? Would you call the customer? - Müşteriyi arar mısın? Would you tell him to stop? - Ona durmasını söyler misin?
«Özet» Soru sorarken soruların başına can, could, would ve may koyabilirsin. Can you go? - Gidebilir misin? Could you go? - Gidebilir misin? May you go? - Gidebilir misin? ( Kibarlık gerektiren resmi durumlarda ) Would you go? - Gider misin? ( Hem resmi hem resmi olmayan durumlarda ) May, çok resmi ve kibarlık gerektiren durumlar için kullanılıyor. Can ve could, resmi olmayan durumlarda kullanılıyor. Would ise hem resmi hem de resmi olmayan durumlarda kullanılıyor.
«Sorulara Cevap Vermek» Yes, please! would be great. Thanks - ( harika olur. Teşekkürler. ) Coffee would be great. Thanks. Tea would be great. Thanks. Water would be great. Thanks.
«Sorulara Cevap Vermek» Thank you. I d love - ( Teşekkür ederim. Isterim ) Thank you. I d love some coffee. Thank you. I d love some tea. Thank you. I d love some water. Thanks, but ( sebep ) - Teşekkürler, ama ( sebep ) No, thanks veya No, thank you
«Örnekler» Would you like some coffee? Yes, please! Would you like something to drink? Thank you. I d love some coffee / tea veya Coffee would be great. Thanks. Can I get you something to drink? Tea would be great. Thanks.
«Örnekler» Would you like some tea? Thanks, but I already drank tea. / No, thank you. Yes, please! Can I get you something to drink? No, thank you. Yes, please! Coffee would be great. Thanks. Would you like to sit down? Yes, please! / No, thank you.
«Resmi olmayan durumlarda verilen anlık kararlar» Karşındakine... yapmak ister misin? diye sormak için: Do you wanna? Want to ( wanna ) cümleye istemek anlamı katan kısım. Do you want to ( wanna ) go outside? - Dışarı çıkmak ister misin? Do you want to ( wanna ) eat? - Yemek yemek ister misin? Do you want to ( wanna ) watch a movie? - Film izlemek ister misin? Do you want to ( wanna ) study today? - Bugün ders çalışmak ister misin?
«Resmi olmayan durumlarda verilen anlık kararlar» Ani öneriler yaparken Hadi demek için Let s Let s, İngilizce de Let us kalıbının kısaltması. Hadi gidelim, hadi sinemaya gidelim gibi ifadeler için kullanılır. Let s go and watch a movie. - Hadi gidip film izleyelim. Let s eat pizza. - Hadi pizza yiyelim. Let s go outside and have fun. - Hadi dışarı çıkıp eğlenelim. Let s dance all night. - Hadi tüm akşam dans edelim.
«Resmi olmayan durumlarda verilen anlık kararlar» Neden yapmıyoruz / gitmiyoruz v.b ifadeler için Why don t we kalıbı Why don t we try to talk to him? - Neden onunla konuşmayı denemiyoruz? Why don t you go outside with your friends? - Neden arkadaşlarınla dışarı çıkmıyorsun? Why don t we join them? - Neden onlara katılmıyoruz? Why doesn t he come with you? - Neden sizinle gelmiyor?
Sounds good - Kulağa hoş geliyor «Önerilere Cevap Vermek» Let s watch a movie! ( Hadi film izleyelim. ) Sounds good. ( Kulağa hoş geliyor. ) Do you want to ( wanna ) eat some pizza? ( Pizza yemek ister misin? ) Sounds good. ( Kulağa hoş geliyor. )
Count me in! - Ben varım! «Önerilere Cevap Vermek» Let s go to Amsterdam this summer. ( Bu yaz Amsterdam a gidelim. ) Count me in! ( Ben varım! ) Why don t we play paintball today? ( Neden bugün paintball oynamıyoruz? ) Count me in! ( Ben varım! )
«Önerilere Cevap Vermek» Sure - Olur Do you want to ( wanna ) talk to Serhat today? ( Bugün Serhat la konuşmak ister misin? ) Sure. ( olur. ) Do you want to ( wanna ) go shopping tomorrow? ( Yarın alışverişe çıkmak ister misin?) Sure. ( olur. )
«Önerilere Cevap Vermek» I don t think I can - Yapabileceğimi / Gelebileceğimi v.b sanmıyorum / Ben almayayım Hey, do you want to ( wanna ) play football with us tonight? ( Bizimle bu akşam futbol oyanamak ister misin? ) Thanks. I don t think I can. ( Sağol ama gelebileceğimi / oynayabileceğimi sanmıyorum. ) Why don t we meet tonight? ( Neden bu akşam buluşmuyoruz? ) I don t think I can. ( Gelebileceğimi / yapabileceğimi sanmıyorum. )
«Önerilere Cevap Vermek» I d love to, but (sebep) - Çok isterdim ama ( sebep ) Let s play bowling tonight. ( Hadi bu akşam bowling oynayalım. ) I d love to, but I need to study. ( Çok isterdim ama ders çalışmam lazım. ) I d love to, but I have to work. ( Çok isterdim ama çalışmam lazım. ) I d love to, but I can t. ( Çok isterdim ama oynayamam. ) Do you want to ( wanna ) come outside with us tonight? ( Bu akşam bizimle dışarı çıkmak ister misin? ) I d love to, but I don t have any time. ( Çok isterdim ama hiç zamanım yok. )
«Önerilere Cevap Vermek» I can t. I have... ( önemli bir şey ) - Olmaz.... ( önemli bir şey ) yapmam lazım. Let s stay at Caner s house tonight. ( Hadi bu akşam Caner in evinde kalalım. ) I can t. I have to wake up early tomorrow. ( Olmaz. Yarın sabah erken kalkmam lazım. ) Why don t we start tomorrow? ( Neden yarın başlamıyoruz? ) We can t. We have to start tonight. ( Olmaz. Bu akşam başlamamız lazım. )