«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

Benzer belgeler
REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

18- UNİTE

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

Lesson 59: Negative yes-no Questions Ders 59: Olumsuz Evet-Hayır Soruları

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

ACCEPTING AND REFUSING

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Sargın Test 8. Sınıf

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk

Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +?

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

«Merhaba demek ve selamlaşmak»

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

Reflections. 8th Grade. İngilizce Soru Bankası

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

BBC English in Daily Life

Lesson 02 : Self- Introduction (Part II) Ders 2 : Kendini Tanıtma (Bölüm II)

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken:

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble.

Lesson 38: Infinitive 3. (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3. (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar)

6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı. Kelime Bilgisi. after school activities : okul sonrası etkinlikler

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 02 : Self-Introduction (Part II)

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

Genellikle onlar bahçede mı? Onlar şimdi bahçede mı? Yazın bir otelde kalır mısın? O her gün evde mı? Ödev zor mu? Ben yiyorum çünkü açım.

He eats meat. She eats meat. It eats meat.

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

1. A lot of; lots of; plenty of

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

Lesson 28: Other Prepositions (by, about, like, of, with, without) Ders 28: Diğer Edatlar Diğer Edatların Kullanımı.

25. İngilizce Geniş Zaman Konu Anlatımı (Simple Present) (

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ

After School 5. Sargın Test 6. Sınıf. A) and. C) in. A: Does he... on weekdays? B: Yes, he does. It s the first day of school. A) go to dance club

FRIENDSHIP. 100 Important Words. Unit 1. : yalan, yalan söylemek like brothers and sisters : kardeş gibi maybe later

Lesson 57 : all, both, each. Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE

Past Continnons Tense ile sormak için Was veya were sözcükleri soru cümlesinin başında kullanılır. Cevabında mutlaka Yes / No bulunur.

Gelecekteki planlanmış veya önceden karar verilmiş eylemleri anlatmak için kullanılır ve cümleye "-ecek" /acak" anlamı katar.

UNIT 2 YUMMY BREAKFAST BOOKLETS

Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I. Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative)

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 2

Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,?

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

BBC English in Daily Life

UNIT 4 COMMUNICATION = İLETİŞİM

1. Sınıf - 6. Ünite Anadolu Üniversitesi

FRIENDSHIP WORD LIST

STAR STAR DİLKO YAYINLARI KONU ANLATIMLI YARDIMCI KİTAP MODERN ENGLISH AKILLI İNGİLİZCE DEFTERİ

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

ÜNİTE 7 QUANTIFIERS (2) İÇİNDEKİLER HEDEFLER YABANCI DİL I. Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 6

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf

YABANCI DİL 1 Okutman Aydan ERMİŞ

4. S n f. Bu konuflman n geçti i resim afla - dakilerden hangisidir? name is Engin. Konuflmay resme göre tamamlayan ifade afla dakilerden hangisidir?

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Lesson 51: before, after, while, since Ders 51: önce, sonra, -iken, -den beri

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

Present continous tense

UNIT1 friendship. sınav mazaret, gerekçe sergi explain. exhibition. açıklamak fashionable. modaya uygun forever. sonsuza kadar friendship

BÜTÜN ÜMİDİM GENÇLİKTEDİR

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık.

M.E.B. ENG-4 Ünite-1 STUDENTS BOOK UNIT-1 New Friends ( Yeni Arkadaşlar) Hi! ( Selam)

1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around. 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d.

Transkript:

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» Soru sormak için kullanılan kalıplar. Önemli soru kelimeleri. Sorulan sorulara cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar. Anlık kararlar ve öneriler için sık kullanılan kalıplar. Önerilere olumlu veya olumsuz cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar.

«Can» Can, İngilizce de yapabilmek anlamına geliyor. Sıkça soru sormak için kullanılır. Can you / I / we? Can I get you? Can I offer you?

«Can» Can you please close the window? - Camı kapatabilir misin? Can you stay here? - Burada kalabilir misin? Can you stop? - Durabilir misin? Can we sit here? - Buraya oturabilir miyiz? Can I stand up? - Ayağa kalkabilir miyim? Can I get you? ve Can I offer you? Karşı tarafa bir şey ikram ederken kullanılır. Can I get you anything / something? - Sana bir şey ikram edebilir miyim? Can I offer you something to drink? - Sana içecek bir şey ikram edebilir miyim?

«May» May, can kelimesine çok benziyor. En büyük farkı çok daha kibar olması. Kibarlık gerektiren durumlarda bu kelimeyi kullanabilirsin. May I offer you something to drink? - Sana içecek bir şey ikram edebilir miyim? ( Kibar ) May we go? - Gidebilir miyiz? ( Kibar ) May I sit here? - Buraya oturabilir miyim? ( Kibar ) May we talk about the situation? - Durum hakkında konuşabilir miyiz? ( Kibar )

«Could» Could, İngilizce de -abilmek, -ebilmek anlamına geliyor. Could I talk to you? - Seninle konuşabilir miyim? Could we go outside? - Dışarı çıkabilir miyiz? Could you stay here? - Burada kalabilir misin? Could they call us tomorrow? - Bizi yarın arayabilirler mi? Could I call the customer? - Müşteriyi arayabilir miyim? Could kullanarak soru sormayı iyi öğrenmelisin. Çok sık kullanılıyor.

«Would» Would, -ardı veya istemek anlamına geliyor. May, kibarlık gerektiren resmi durumlarda kullanılırken, would hem resmi hem resmi olmayan durumlarda kullanılabiliyor. Emin değilsen, would kullan. Would you like some tea? - Çay ister misin? Would you sit down? - Oturur musun? Would you call the customer? - Müşteriyi arar mısın? Would you tell him to stop? - Ona durmasını söyler misin?

«Özet» Soru sorarken soruların başına can, could, would ve may koyabilirsin. Can you go? - Gidebilir misin? Could you go? - Gidebilir misin? May you go? - Gidebilir misin? ( Kibarlık gerektiren resmi durumlarda ) Would you go? - Gider misin? ( Hem resmi hem resmi olmayan durumlarda ) May, çok resmi ve kibarlık gerektiren durumlar için kullanılıyor. Can ve could, resmi olmayan durumlarda kullanılıyor. Would ise hem resmi hem de resmi olmayan durumlarda kullanılıyor.

«Sorulara Cevap Vermek» Yes, please! would be great. Thanks - ( harika olur. Teşekkürler. ) Coffee would be great. Thanks. Tea would be great. Thanks. Water would be great. Thanks.

«Sorulara Cevap Vermek» Thank you. I d love - ( Teşekkür ederim. Isterim ) Thank you. I d love some coffee. Thank you. I d love some tea. Thank you. I d love some water. Thanks, but ( sebep ) - Teşekkürler, ama ( sebep ) No, thanks veya No, thank you

«Örnekler» Would you like some coffee? Yes, please! Would you like something to drink? Thank you. I d love some coffee / tea veya Coffee would be great. Thanks. Can I get you something to drink? Tea would be great. Thanks.

«Örnekler» Would you like some tea? Thanks, but I already drank tea. / No, thank you. Yes, please! Can I get you something to drink? No, thank you. Yes, please! Coffee would be great. Thanks. Would you like to sit down? Yes, please! / No, thank you.

«Resmi olmayan durumlarda verilen anlık kararlar» Karşındakine... yapmak ister misin? diye sormak için: Do you wanna? Want to ( wanna ) cümleye istemek anlamı katan kısım. Do you want to ( wanna ) go outside? - Dışarı çıkmak ister misin? Do you want to ( wanna ) eat? - Yemek yemek ister misin? Do you want to ( wanna ) watch a movie? - Film izlemek ister misin? Do you want to ( wanna ) study today? - Bugün ders çalışmak ister misin?

«Resmi olmayan durumlarda verilen anlık kararlar» Ani öneriler yaparken Hadi demek için Let s Let s, İngilizce de Let us kalıbının kısaltması. Hadi gidelim, hadi sinemaya gidelim gibi ifadeler için kullanılır. Let s go and watch a movie. - Hadi gidip film izleyelim. Let s eat pizza. - Hadi pizza yiyelim. Let s go outside and have fun. - Hadi dışarı çıkıp eğlenelim. Let s dance all night. - Hadi tüm akşam dans edelim.

«Resmi olmayan durumlarda verilen anlık kararlar» Neden yapmıyoruz / gitmiyoruz v.b ifadeler için Why don t we kalıbı Why don t we try to talk to him? - Neden onunla konuşmayı denemiyoruz? Why don t you go outside with your friends? - Neden arkadaşlarınla dışarı çıkmıyorsun? Why don t we join them? - Neden onlara katılmıyoruz? Why doesn t he come with you? - Neden sizinle gelmiyor?

Sounds good - Kulağa hoş geliyor «Önerilere Cevap Vermek» Let s watch a movie! ( Hadi film izleyelim. ) Sounds good. ( Kulağa hoş geliyor. ) Do you want to ( wanna ) eat some pizza? ( Pizza yemek ister misin? ) Sounds good. ( Kulağa hoş geliyor. )

Count me in! - Ben varım! «Önerilere Cevap Vermek» Let s go to Amsterdam this summer. ( Bu yaz Amsterdam a gidelim. ) Count me in! ( Ben varım! ) Why don t we play paintball today? ( Neden bugün paintball oynamıyoruz? ) Count me in! ( Ben varım! )

«Önerilere Cevap Vermek» Sure - Olur Do you want to ( wanna ) talk to Serhat today? ( Bugün Serhat la konuşmak ister misin? ) Sure. ( olur. ) Do you want to ( wanna ) go shopping tomorrow? ( Yarın alışverişe çıkmak ister misin?) Sure. ( olur. )

«Önerilere Cevap Vermek» I don t think I can - Yapabileceğimi / Gelebileceğimi v.b sanmıyorum / Ben almayayım Hey, do you want to ( wanna ) play football with us tonight? ( Bizimle bu akşam futbol oyanamak ister misin? ) Thanks. I don t think I can. ( Sağol ama gelebileceğimi / oynayabileceğimi sanmıyorum. ) Why don t we meet tonight? ( Neden bu akşam buluşmuyoruz? ) I don t think I can. ( Gelebileceğimi / yapabileceğimi sanmıyorum. )

«Önerilere Cevap Vermek» I d love to, but (sebep) - Çok isterdim ama ( sebep ) Let s play bowling tonight. ( Hadi bu akşam bowling oynayalım. ) I d love to, but I need to study. ( Çok isterdim ama ders çalışmam lazım. ) I d love to, but I have to work. ( Çok isterdim ama çalışmam lazım. ) I d love to, but I can t. ( Çok isterdim ama oynayamam. ) Do you want to ( wanna ) come outside with us tonight? ( Bu akşam bizimle dışarı çıkmak ister misin? ) I d love to, but I don t have any time. ( Çok isterdim ama hiç zamanım yok. )

«Önerilere Cevap Vermek» I can t. I have... ( önemli bir şey ) - Olmaz.... ( önemli bir şey ) yapmam lazım. Let s stay at Caner s house tonight. ( Hadi bu akşam Caner in evinde kalalım. ) I can t. I have to wake up early tomorrow. ( Olmaz. Yarın sabah erken kalkmam lazım. ) Why don t we start tomorrow? ( Neden yarın başlamıyoruz? ) We can t. We have to start tonight. ( Olmaz. Bu akşam başlamamız lazım. )