Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefle

Benzer belgeler
Kamu kesimi borçlanma senetleri Ters repo 830, , Fon portföy değeri 830, ,

Rayiç % Ters repo , , ,26 65,

ANK 1.Sene 2.Sene 5.Sene 10.Sene Kesintiler sonrası Sene Sonu Fon Büyüklüğü 1.095, , , ,46

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

vadeye yayılan bir ivmelenme göstermiyor.

ekonomi uzun vadeye yayılan bir ivmelenme göstermiyor.

Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKİLİLİK YATIRIM FONU NET VARLIK DEĞERİ TABLOSU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ ESNEK EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ GELĠR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ DENGELĠ EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Yabancı tahvil Euro , , , ABD Doları

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU


Böylelikle, yılın ilk dokuz aylık döneminde GSYH büyümesi %3.0 olmuştur, bu 2002 yılından bu

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EYF

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ PARA PĠYASASI LĠKĠT KAMU EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR



AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EYF

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR Bu rapor Aegon Emeklilik ve Hayat A.Ş. Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

Nominal Rayiç 1,035,729 1,035,184 8,48 979, , Ters repo 1,035,729 1,035,184 8,48 979, ,

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.-

arz arasında uyumsuzluğa işaret etmekte. Gerek Avrupa da ılımlı adımlarla da olsa devam eden toparlanma ve gerekse TL de 1Ç de gerçekleşen değer kaybı

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AE2)

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AEG)

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. EMANET LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT-KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AE1)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

tarihleri arasında fon getirisi %3,38 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi %4,58 olarak gerçekleşmiştir.

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU- GRUP YILLIK RAPOR (AEK)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EYF

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVK)

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVU)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AE3)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar


AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI GRUP EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVB)

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

01/01/ /12/2004 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPORU

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2012 YILI 3 AYLIK RAPORU Bu rapor Garanti Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaç

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVG)

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ALTERNATİF KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK GRUP EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVY)

31/12/2004 tarihli Bilanço ( YTL) Varlıklar (+) 1,162,813.- Borçlar (-) -2,913.- Gelirler Toplamı 108, Giderler Toplamı -39,305.-.

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ GRUP EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AEB)

KATILIMCILARA DUYURU AK EMEKLİLİK A.Ş. VE AVİVA HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. EMEKLİLİK YATIRIM FONLARI İÇTÜZÜK, İZAHNAME VE TANITIM FORMU DEĞİŞİKLİĞİ

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2009 YILINA İLİŞKİN İKİNCİ ÜÇ AYLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATILIM ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

Fon Bülteni Mart Önce Sen

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVE)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2009 YILINA İLİŞKİN İKİNCİ ÜÇ AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ GELĠR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ DENGELĠ EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATILIM STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

Merkez Bankası, 2013 yılının ilk enflasyon raporunu açıkladı; rapora göre, 2013 yıl sonu enflasyon tahmini değiştirilmeyerek %5,30 olarak korundu.

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATILIM HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

31/12/ /03/2012 tarihleri arasında fon getirisi %2,11 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi %2,49 olarak gerçekleşmiştir.

01/01/ /12/2008 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 12 AYLIK RAPORU

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AEH)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Yarın, umduğunuz gibi. Ekonomide Son Durum. Fon Bülteni ŞUBAT 2013 GSYH. Milli Gelir İşsizlik /$ Milyon TL*

31/03/2005 tarihli Bilanço (YTL) 31/03/2005 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) ,- Borçlar (-) 390,- Fon Toplam Değeri 257.

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

EYLÜL Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

Transkript:

EK/1 AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2010-31.03.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Fon İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu nda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Fonların içtüzük, izahname, dönemsel raporları ve bağımsız denetçi raporlarına Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: IMF ile yollarını ayıran Hükümet en geç mayıs ortasına kadar Mali Kural ilgili yasa tasarısını TBMM inden geçirmeyi planlamaktadır. Aynı dönemde IMF den bir teknik heyet de IV. Madde Konsultasyonu çerçevesinde Türkiye ye gelerek olağan gözden geçirmesini tamamlayacak. Mali kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Bu noktada, belediyeler ve enerji KİT leri (BOTAŞ gibi) ciddi açık veren kamu kurumlarının mali kural kapsamına alınıp alınmayacağı Mali Kuralın işlevselliği açısından kritik önem arz etmektedir. Öte yandan, Hükümet 15 Haziran da Orta Vadeli Mali Programını açıklayacak ve muhtemelen %3.5 olan büyüme hedefini %5.0 civarına revize edecek. 1

Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefleme belirsizlik üst sınırı olan %6.5-8.5 bandını aştı. Ancak, piyasaların asıl ilgilendiği nokta, çekirdek ve hizmetler enflasyonu ile ÜFE raklamlarındaki sıçramaydı. Çekirdek enflasyon tüm alt kategorilerde artış gösterirken taşımacılık ve ulaştırma sektörlerindeki yıllık fiyat artışlarında gözlenen sıçrama, hizmetler enflasyonuna yönelik olumlu görünümü bir miktar törpüledi. TCMB nin önem verdiği çekirdek I endeksi %5.41 lik yıllık artış hızıyla dezenflasyon bölgesinde kalmaya devam ettiyse de Eylül 09 dan (%3.32) bu yana kademeli artış trendi dikkat çekti. İç talebi daha iyi gösteren Çekirdek D ve F endeksleri ise yıllık bazda sırasıyla %7.68 ve %7.26 lık artış hızına ulaştı (altı ay önce bu rakamlar yıllık bazda sırasıyla %4.09 ve %4.98 seviyesindeydi). Öte yandan, ÜFE deki %1.94 lük artış (imalat sanayi: %1.91) da dikkat çekiciydi. Zira, iç talepteki mevcut ivmelenme korunduğu takdirde, maliyet enflasyonundaki artışın TÜFE ye yansıması muhtemel. Büyüme: 4Ç 2009 GSYİH büyüme hızı beklentileri aşarak 6.0% seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrekte uzun vadeli ortalamalarının üzerinde gerçekleşen büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %4.4 lük artış, kamu tüketiminde %17.9 gibi şiddetli bir sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin henüz tam anlamıyla GSYİH rakamlarına yansımadığını gözlemlendi. Bu gelişmelerin ardından, 2009 yılının tamamında ekonomideki daralma oranı 4.7% olurken, son çeyrekte beklentilerin üzerindeki büyüme hızının kamu tüketiminde gerçekleşen %17.9 luk artıştan kaynaklandığını görüldü. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının son çeyrekte üçüncü çeyreğe göre %2.3 seviyesine gerilemiş olması da ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda gerçekleştiğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasa 2009 da 8 kere satın aldığı IMF ile anlaşma haberini Mart ortasına kadar satın almaya devam etti. Ancak o tarihde yapılan açıklama ile anlaşma bir başka bahara kaldı. Piyasalar toparlanana, not arttırımları gelene, yüklü borçlanmalar tamamlanana kadar ekonomi yönetimi IMF kartını en doğru şekilde kullandı. İlk çeyrekde Hazine nin yaklaşık 50 milyar TL borç ödemesi olmasına karşın gelen talep şaşırtıcı derecede iyiydi, dolayısıyla enflasyonun yükselişde olduğu bu süre zarfında herkesin korktuğu yüklü itfa takvimi problemsiz bir şekilde atlatıldı. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazandı. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri, gerek büyümelerinin yeterli olmamasıyla Almanya ilk çeyrek daralan tek G7 ülkesi-, gerekse başta Yunanistan olmak üzere üyelerinden bazılarının mali problemler yaşamasıyla diğer iki grupdan geride kaldılar. Hisse Senedi Piyasası: Piyasaların 2010 senesinin ilk çeyreğinde en önemli beklentisi IMF olmaya devam etti. Bu beklenti defalarca alınıp satılmasına karşın ilk çeyrekte piyasaların dönem dönem yurtdışı piyasalardan da önemli ölçüde ayrışmasını sağladı. Yine aynı dönem içinde yapılan açıklama ile de bu anlaşmanın olmayacağı piyasalara duyuruldu. Bir diğer önemli beklenti ve gelişme ise Moody s ve S&P den gelen not artırımlarıydı ki bu gelişmeler de piyasaları olumlu etkiledi. ABD den gelen datalar dünyadaki pozitif havanın devamını sağlarken Euro bölgesinde özellikle Yunanistan odaklı sıkıntı bu bölgenin diğerlerine göre bir miktar geri kalmasına sebep oldu. Bu dönemde öne çıkan ülkeler özellikle gelişmekte olan piyasalar oldu ve önemli bir kaynak akışının bu ülkelere gittiği görüldü. Bu kaynak akışında tabii ki dünyada düşük faizlerden kaynaklanan likiditenin devamının büyük rolü olduğunu da özellikle vurgulamak lazım. Hisse senedi piyasalarının yükseliş trendini sürdürmesinin en önemli sebebinin de bu likidite olduğu bilinen ve düşük faiz ortamı devam ettiği müddetçe de sürdürüleceğinin düşünüldüğü bir gerçek. Yurtiçinde önemli siyasi gerginlikler yaşanmasına rağmen özellikle hisse 2

senedi piyasalarının bu gelişmelere tepki vermemesinin önemli bir sebebi de likidite ve yabancı yatırımcıların tuttuğu yüksek pozisyonlardı. İlk çeyrekte İMKB-100 endeksi 7% lik bir getiriye ulaştı. Döviz Piyasaları: Hükümetin IMF ile yollarının ayırmasına rağmen TL de herhangi bir kayıp meydana gelmedi. Aksine, gerek uluslararası derecelendirme kurumlarının birbiri ardı sıra yaptığı not artırımları ve gerekse görece güçlü bankacılık sistemi ve kamu borç dengeleriyle AB çerçevesinde mali sorunlar yaşayan ülkelerden ciddi ölçüde ayrışması TL yi değerli kılmaktadır. Öte yandan, politik riskler bir kenarda tutulduğunda hükümetin Haziran ayında tatminkar bir mali plan açıklaması ve mali kuralı TBMM inden geçirmesi durumunda TL döviz karşısındaki reel efektif değerini korumaya devam edebilir. Ancak enflasyondaki artış baskısı TL deki değerlenmeyi bir ölçüde törpüleyebilir. Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 31.03.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5215 TL, Euro kuru 2.0523 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, birinci çeyreği, %5,94 artışla, 56.538,37 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,79 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılının ilk üç ayında fon porföyünün ortalama %28.17 si hisse senetlerinde, 35.03 ü Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarında, 28.30 u Ters Repoda ve %8.50 si vadeli mevduatta değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN Tankut EREN Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi 3

EK/1 AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2010-31.03.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Fon İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu nda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Fonların içtüzük, izahname, dönemsel raporları ve bağımsız denetçi raporlarına Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: IMF ile yollarını ayıran Hükümet en geç mayıs ortasına kadar Mali Kural ilgili yasa tasarısını TBMM inden geçirmeyi planlamaktadır. Aynı dönemde IMF den bir teknik heyet de IV. Madde Konsultasyonu çerçevesinde Türkiye ye gelerek olağan gözden geçirmesini tamamlayacak. Mali kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Bu noktada, belediyeler ve enerji KİT leri (BOTAŞ gibi) ciddi açık veren kamu kurumlarının mali kural kapsamına alınıp alınmayacağı Mali Kuralın işlevselliği açısından kritik önem arz etmektedir. Öte yandan, Hükümet 15 Haziran da Orta Vadeli Mali Programını açıklayacak ve muhtemelen %3.5 olan büyüme hedefini %5.0 civarına revize edecek. 4

Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefleme belirsizlik üst sınırı olan %6.5-8.5 bandını aştı. Ancak, piyasaların asıl ilgilendiği nokta, çekirdek ve hizmetler enflasyonu ile ÜFE raklamlarındaki sıçramaydı. Çekirdek enflasyon tüm alt kategorilerde artış gösterirken taşımacılık ve ulaştırma sektörlerindeki yıllık fiyat artışlarında gözlenen sıçrama, hizmetler enflasyonuna yönelik olumlu görünümü bir miktar törpüledi. TCMB nin önem verdiği çekirdek I endeksi %5.41 lik yıllık artış hızıyla dezenflasyon bölgesinde kalmaya devam ettiyse de Eylül 09 dan (%3.32) bu yana kademeli artış trendi dikkat çekti. İç talebi daha iyi gösteren Çekirdek D ve F endeksleri ise yıllık bazda sırasıyla %7.68 ve %7.26 lık artış hızına ulaştı (altı ay önce bu rakamlar yıllık bazda sırasıyla %4.09 ve %4.98 seviyesindeydi). Öte yandan, ÜFE deki %1.94 lük artış (imalat sanayi: %1.91) da dikkat çekiciydi. Zira, iç talepteki mevcut ivmelenme korunduğu takdirde, maliyet enflasyonundaki artışın TÜFE ye yansıması muhtemel. Büyüme: 4Ç 2009 GSYİH büyüme hızı beklentileri aşarak 6.0% seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrekte uzun vadeli ortalamalarının üzerinde gerçekleşen büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %4.4 lük artış, kamu tüketiminde %17.9 gibi şiddetli bir sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin henüz tam anlamıyla GSYİH rakamlarına yansımadığını gözlemlendi. Bu gelişmelerin ardından, 2009 yılının tamamında ekonomideki daralma oranı 4.7% olurken, son çeyrekte beklentilerin üzerindeki büyüme hızının kamu tüketiminde gerçekleşen %17.9 luk artıştan kaynaklandığını görüldü. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının son çeyrekte üçüncü çeyreğe göre %2.3 seviyesine gerilemiş olması da ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda gerçekleştiğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasa 2009 da 8 kere satın aldığı IMF ile anlaşma haberini Mart ortasına kadar satın almaya devam etti. Ancak o tarihde yapılan açıklama ile anlaşma bir başka bahara kaldı. Piyasalar toparlanana, not arttırımları gelene, yüklü borçlanmalar tamamlanana kadar ekonomi yönetimi IMF kartını en doğru şekilde kullandı. İlk çeyrekde Hazine nin yaklaşık 50 milyar TL borç ödemesi olmasına karşın gelen talep şaşırtıcı derecede iyiydi, dolayısıyla enflasyonun yükselişde olduğu bu süre zarfında herkesin korktuğu yüklü itfa takvimi problemsiz bir şekilde atlatıldı. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazandı. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri, gerek büyümelerinin yeterli olmamasıyla Almanya ilk çeyrek daralan tek G7 ülkesi-, gerekse başta Yunanistan olmak üzere üyelerinden bazılarının mali problemler yaşamasıyla diğer iki grupdan geride kaldılar. Hisse Senedi Piyasası: Piyasaların 2010 senesinin ilk çeyreğinde en önemli beklentisi IMF olmaya devam etti. Bu beklenti defalarca alınıp satılmasına karşın ilk çeyrekte piyasaların dönem dönem yurtdışı piyasalardan da önemli ölçüde ayrışmasını sağladı. Yine aynı dönem içinde yapılan açıklama ile de bu anlaşmanın olmayacağı piyasalara duyuruldu. Bir diğer önemli beklenti ve gelişme ise Moody s ve S&P den gelen not artırımlarıydı ki bu gelişmeler de piyasaları olumlu etkiledi. ABD den gelen datalar dünyadaki pozitif havanın devamını sağlarken Euro bölgesinde özellikle Yunanistan odaklı sıkıntı bu bölgenin diğerlerine göre bir miktar geri kalmasına sebep oldu. Bu dönemde öne çıkan ülkeler özellikle gelişmekte olan piyasalar oldu ve önemli bir kaynak akışının bu ülkelere gittiği görüldü. Bu kaynak akışında tabii ki dünyada düşük faizlerden kaynaklanan likiditenin devamının büyük rolü olduğunu da özellikle vurgulamak lazım. Hisse senedi piyasalarının yükseliş trendini sürdürmesinin en önemli sebebinin de bu likidite olduğu bilinen ve düşük faiz ortamı devam ettiği müddetçe de sürdürüleceğinin düşünüldüğü bir gerçek. Yurtiçinde önemli siyasi gerginlikler yaşanmasına rağmen özellikle hisse senedi 5

piyasalarının bu gelişmelere tepki vermemesinin önemli bir sebebi de likidite ve yabancı yatırımcıların tuttuğu yüksek pozisyonlardı. İlk çeyrekte İMKB-100 endeksi 7% lik bir getiriye ulaştı. Döviz Piyasaları: Hükümetin IMF ile yollarının ayırmasına rağmen TL de herhangi bir kayıp meydana gelmedi. Aksine, gerek uluslararası derecelendirme kurumlarının birbiri ardı sıra yaptığı not artırımları ve gerekse görece güçlü bankacılık sistemi ve kamu borç dengeleriyle AB çerçevesinde mali sorunlar yaşayan ülkelerden ciddi ölçüde ayrışması TL yi değerli kılmaktadır. Öte yandan, politik riskler bir kenarda tutulduğunda hükümetin Haziran ayında tatminkar bir mali plan açıklaması ve mali kuralı TBMM inden geçirmesi durumunda TL döviz karşısındaki reel efektif değerini korumaya devam edebilir. Ancak enflasyondaki artış baskısı TL deki değerlenmeyi bir ölçüde törpüleyebilir. Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 31.03.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5215 TL, Euro kuru 2.0523 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, birinci çeyreği, %5,94 artışla, 56.538,37 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,79 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılının ilk üç ayında, fon porföyünün ortalama %85.14 ü i hisse senetlerinde ve %14.86 sı Ters Repoda değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN Tankut EREN Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi 6

EK/1 AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2010-31.03.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Fon İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu nda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Fonların içtüzük, izahname, dönemsel raporları ve bağımsız denetçi raporlarına Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: IMF ile yollarını ayıran Hükümet en geç mayıs ortasına kadar Mali Kural ilgili yasa tasarısını TBMM inden geçirmeyi planlamaktadır. Aynı dönemde IMF den bir teknik heyet de IV. Madde Konsultasyonu çerçevesinde Türkiye ye gelerek olağan gözden geçirmesini tamamlayacak. Mali kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Bu noktada, belediyeler ve enerji KİT leri (BOTAŞ gibi) ciddi açık veren kamu kurumlarının mali kural kapsamına alınıp alınmayacağı Mali Kuralın işlevselliği açısından kritik 7

önem arz etmektedir. Öte yandan, Hükümet 15 Haziran da Orta Vadeli Mali Programını açıklayacak ve muhtemelen %3.5 olan büyüme hedefini %5.0 civarına revize edecek. Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefleme belirsizlik üst sınırı olan %6.5-8.5 bandını aştı. Ancak, piyasaların asıl ilgilendiği nokta, çekirdek ve hizmetler enflasyonu ile ÜFE raklamlarındaki sıçramaydı. Çekirdek enflasyon tüm alt kategorilerde artış gösterirken taşımacılık ve ulaştırma sektörlerindeki yıllık fiyat artışlarında gözlenen sıçrama, hizmetler enflasyonuna yönelik olumlu görünümü bir miktar törpüledi. TCMB nin önem verdiği çekirdek I endeksi %5.41 lik yıllık artış hızıyla dezenflasyon bölgesinde kalmaya devam ettiyse de Eylül 09 dan (%3.32) bu yana kademeli artış trendi dikkat çekti. İç talebi daha iyi gösteren Çekirdek D ve F endeksleri ise yıllık bazda sırasıyla %7.68 ve %7.26 lık artış hızına ulaştı (altı ay önce bu rakamlar yıllık bazda sırasıyla %4.09 ve %4.98 seviyesindeydi). Öte yandan, ÜFE deki %1.94 lük artış (imalat sanayi: %1.91) da dikkat çekiciydi. Zira, iç talepteki mevcut ivmelenme korunduğu takdirde, maliyet enflasyonundaki artışın TÜFE ye yansıması muhtemel. Büyüme: 4Ç 2009 GSYİH büyüme hızı beklentileri aşarak 6.0% seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrekte uzun vadeli ortalamalarının üzerinde gerçekleşen büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %4.4 lük artış, kamu tüketiminde %17.9 gibi şiddetli bir sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin henüz tam anlamıyla GSYİH rakamlarına yansımadığını gözlemlendi. Bu gelişmelerin ardından, 2009 yılının tamamında ekonomideki daralma oranı 4.7% olurken, son çeyrekte beklentilerin üzerindeki büyüme hızının kamu tüketiminde gerçekleşen %17.9 luk artıştan kaynaklandığını görüldü. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının son çeyrekte üçüncü çeyreğe göre %2.3 seviyesine gerilemiş olması da ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda gerçekleştiğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasa 2009 da 8 kere satın aldığı IMF ile anlaşma haberini Mart ortasına kadar satın almaya devam etti. Ancak o tarihde yapılan açıklama ile anlaşma bir başka bahara kaldı. Piyasalar toparlanana, not arttırımları gelene, yüklü borçlanmalar tamamlanana kadar ekonomi yönetimi IMF kartını en doğru şekilde kullandı. İlk çeyrekde Hazine nin yaklaşık 50 milyar TL borç ödemesi olmasına karşın gelen talep şaşırtıcı derecede iyiydi, dolayısıyla enflasyonun yükselişde olduğu bu süre zarfında herkesin korktuğu yüklü itfa takvimi problemsiz bir şekilde atlatıldı. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazandı. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri, gerek büyümelerinin yeterli olmamasıyla Almanya ilk çeyrek daralan tek G7 ülkesi-, gerekse başta Yunanistan olmak üzere üyelerinden bazılarının mali problemler yaşamasıyla diğer iki grupdan geride kaldılar. Hisse Senedi Piyasası: Piyasaların 2010 senesinin ilk çeyreğinde en önemli beklentisi IMF olmaya devam etti. Bu beklenti defalarca alınıp satılmasına karşın ilk çeyrekte piyasaların dönem dönem yurtdışı piyasalardan da önemli ölçüde ayrışmasını sağladı. Yine aynı dönem içinde yapılan açıklama ile de bu anlaşmanın olmayacağı piyasalara duyuruldu. Bir diğer önemli beklenti ve gelişme ise Moody s ve S&P den gelen not artırımlarıydı ki bu gelişmeler de piyasaları olumlu etkiledi. ABD den gelen datalar dünyadaki pozitif havanın devamını sağlarken Euro bölgesinde özellikle Yunanistan odaklı sıkıntı bu bölgenin diğerlerine göre bir miktar geri kalmasına sebep oldu. Bu dönemde öne çıkan ülkeler özellikle gelişmekte olan piyasalar oldu ve önemli bir kaynak akışının bu ülkelere gittiği görüldü. Bu kaynak akışında tabii ki dünyada düşük faizlerden kaynaklanan likiditenin devamının büyük rolü olduğunu da özellikle vurgulamak 8

lazım. Hisse senedi piyasalarının yükseliş trendini sürdürmesinin en önemli sebebinin de bu likidite olduğu bilinen ve düşük faiz ortamı devam ettiği müddetçe de sürdürüleceğinin düşünüldüğü bir gerçek. Yurtiçinde önemli siyasi gerginlikler yaşanmasına rağmen özellikle hisse senedi piyasalarının bu gelişmelere tepki vermemesinin önemli bir sebebi de likidite ve yabancı yatırımcıların tuttuğu yüksek pozisyonlardı. İlk çeyrekte İMKB-100 endeksi 7% lik bir getiriye ulaştı. Döviz Piyasaları: Hükümetin IMF ile yollarının ayırmasına rağmen TL de herhangi bir kayıp meydana gelmedi. Aksine, gerek uluslararası derecelendirme kurumlarının birbiri ardı sıra yaptığı not artırımları ve gerekse görece güçlü bankacılık sistemi ve kamu borç dengeleriyle AB çerçevesinde mali sorunlar yaşayan ülkelerden ciddi ölçüde ayrışması TL yi değerli kılmaktadır. Öte yandan, politik riskler bir kenarda tutulduğunda hükümetin Haziran ayında tatminkar bir mali plan açıklaması ve mali kuralı TBMM inden geçirmesi durumunda TL döviz karşısındaki reel efektif değerini korumaya devam edebilir. Ancak enflasyondaki artış baskısı TL deki değerlenmeyi bir ölçüde törpüleyebilir. Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 31.03.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5215 TL, Euro kuru 2.0523 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, birinci çeyreği, %5,94 artışla, 56.538,37 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,79 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılının ilk üç ayında fon porföyünün ortalama %76.20 si Hazine Bonosu ve Devlet Tahvilinde, %15.32 si Ters Repoda ve %8.49 u ise vadeli mevduatta değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN Tankut EREN Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi 9

EK/1 AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Para Piyasası Likit Kamu Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2010-31.03.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Fon İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu nda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Fonların içtüzük, izahname, dönemsel raporları ve bağımsız denetçi raporlarına Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: IMF ile yollarını ayıran Hükümet en geç mayıs ortasına kadar Mali Kural ilgili yasa tasarısını TBMM inden geçirmeyi planlamaktadır. Aynı dönemde IMF den bir teknik heyet de IV. Madde Konsultasyonu çerçevesinde Türkiye ye gelerek olağan gözden geçirmesini tamamlayacak. Mali kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Bu noktada, belediyeler ve enerji KİT leri (BOTAŞ gibi) ciddi açık veren kamu kurumlarının mali kural kapsamına alınıp alınmayacağı Mali Kuralın işlevselliği açısından kritik önem arz etmektedir. Öte yandan, Hükümet 15 Haziran da Orta Vadeli Mali Programını açıklayacak ve muhtemelen %3.5 olan büyüme hedefini %5.0 civarına revize edecek. 10

Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefleme belirsizlik üst sınırı olan %6.5-8.5 bandını aştı. Ancak, piyasaların asıl ilgilendiği nokta, çekirdek ve hizmetler enflasyonu ile ÜFE raklamlarındaki sıçramaydı. Çekirdek enflasyon tüm alt kategorilerde artış gösterirken taşımacılık ve ulaştırma sektörlerindeki yıllık fiyat artışlarında gözlenen sıçrama, hizmetler enflasyonuna yönelik olumlu görünümü bir miktar törpüledi. TCMB nin önem verdiği çekirdek I endeksi %5.41 lik yıllık artış hızıyla dezenflasyon bölgesinde kalmaya devam ettiyse de Eylül 09 dan (%3.32) bu yana kademeli artış trendi dikkat çekti. İç talebi daha iyi gösteren Çekirdek D ve F endeksleri ise yıllık bazda sırasıyla %7.68 ve %7.26 lık artış hızına ulaştı (altı ay önce bu rakamlar yıllık bazda sırasıyla %4.09 ve %4.98 seviyesindeydi). Öte yandan, ÜFE deki %1.94 lük artış (imalat sanayi: %1.91) da dikkat çekiciydi. Zira, iç talepteki mevcut ivmelenme korunduğu takdirde, maliyet enflasyonundaki artışın TÜFE ye yansıması muhtemel. Büyüme: 4Ç 2009 GSYİH büyüme hızı beklentileri aşarak 6.0% seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrekte uzun vadeli ortalamalarının üzerinde gerçekleşen büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %4.4 lük artış, kamu tüketiminde %17.9 gibi şiddetli bir sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin henüz tam anlamıyla GSYİH rakamlarına yansımadığını gözlemlendi. Bu gelişmelerin ardından, 2009 yılının tamamında ekonomideki daralma oranı 4.7% olurken, son çeyrekte beklentilerin üzerindeki büyüme hızının kamu tüketiminde gerçekleşen %17.9 luk artıştan kaynaklandığını görüldü. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının son çeyrekte üçüncü çeyreğe göre %2.3 seviyesine gerilemiş olması da ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda gerçekleştiğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasa 2009 da 8 kere satın aldığı IMF ile anlaşma haberini Mart ortasına kadar satın almaya devam etti. Ancak o tarihde yapılan açıklama ile anlaşma bir başka bahara kaldı. Piyasalar toparlanana, not arttırımları gelene, yüklü borçlanmalar tamamlanana kadar ekonomi yönetimi IMF kartını en doğru şekilde kullandı. İlk çeyrekde Hazine nin yaklaşık 50 milyar TL borç ödemesi olmasına karşın gelen talep şaşırtıcı derecede iyiydi, dolayısıyla enflasyonun yükselişde olduğu bu süre zarfında herkesin korktuğu yüklü itfa takvimi problemsiz bir şekilde atlatıldı. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazandı. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri, gerek büyümelerinin yeterli olmamasıyla Almanya ilk çeyrek daralan tek G7 ülkesi-, gerekse başta Yunanistan olmak üzere üyelerinden bazılarının mali problemler yaşamasıyla diğer iki grupdan geride kaldılar. Hisse Senedi Piyasası: Piyasaların 2010 senesinin ilk çeyreğinde en önemli beklentisi IMF olmaya devam etti. Bu beklenti defalarca alınıp satılmasına karşın ilk çeyrekte piyasaların dönem dönem yurtdışı piyasalardan da önemli ölçüde ayrışmasını sağladı. Yine aynı dönem içinde yapılan açıklama ile de bu anlaşmanın olmayacağı piyasalara duyuruldu. Bir diğer önemli beklenti ve gelişme ise Moody s ve S&P den gelen not artırımlarıydı ki bu gelişmeler de piyasaları olumlu etkiledi. ABD den gelen datalar dünyadaki pozitif havanın devamını sağlarken Euro bölgesinde özellikle Yunanistan odaklı sıkıntı bu bölgenin diğerlerine göre bir miktar geri kalmasına sebep oldu. Bu dönemde öne çıkan ülkeler özellikle gelişmekte olan piyasalar oldu ve önemli bir kaynak akışının bu ülkelere gittiği görüldü. Bu kaynak akışında tabii ki dünyada düşük faizlerden kaynaklanan likiditenin devamının büyük rolü olduğunu da özellikle vurgulamak lazım. Hisse senedi piyasalarının yükseliş trendini sürdürmesinin en önemli sebebinin de bu likidite olduğu bilinen ve düşük faiz ortamı devam ettiği müddetçe de sürdürüleceğinin düşünüldüğü bir gerçek. Yurtiçinde önemli siyasi gerginlikler yaşanmasına rağmen özellikle hisse 11

senedi piyasalarının bu gelişmelere tepki vermemesinin önemli bir sebebi de likidite ve yabancı yatırımcıların tuttuğu yüksek pozisyonlardı. İlk çeyrekte İMKB-100 endeksi 7% lik bir getiriye ulaştı. Döviz Piyasaları: Hükümetin IMF ile yollarının ayırmasına rağmen TL de herhangi bir kayıp meydana gelmedi. Aksine, gerek uluslararası derecelendirme kurumlarının birbiri ardı sıra yaptığı not artırımları ve gerekse görece güçlü bankacılık sistemi ve kamu borç dengeleriyle AB çerçevesinde mali sorunlar yaşayan ülkelerden ciddi ölçüde ayrışması TL yi değerli kılmaktadır. Öte yandan, politik riskler bir kenarda tutulduğunda hükümetin Haziran ayında tatminkar bir mali plan açıklaması ve mali kuralı TBMM inden geçirmesi durumunda TL döviz karşısındaki reel efektif değerini korumaya devam edebilir. Ancak enflasyondaki artış baskısı TL deki değerlenmeyi bir ölçüde törpüleyebilir. Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 31.03.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5215 TL, Euro kuru 2.0523 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, birinci çeyreği, %5,94 artışla, 56.538,37 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,79 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılının ilk üç ayında fon porföyünün ortalama %37.58 i Hazine Bonosu ve Devlet Tahvilinde, %53.69 u ters repoda ve %8.73 ü vadeli mevduatta değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN Tankut EREN Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi 12

EK/1 AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2010-31.03.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Fon İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu nda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Fonların içtüzük, izahname, dönemsel raporları ve bağımsız denetçi raporlarına Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: IMF ile yollarını ayıran Hükümet en geç mayıs ortasına kadar Mali Kural ilgili yasa tasarısını TBMM inden geçirmeyi planlamaktadır. Aynı dönemde IMF den bir teknik heyet de IV. Madde Konsultasyonu çerçevesinde Türkiye ye gelerek olağan gözden geçirmesini tamamlayacak. Mali kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Bu noktada, belediyeler ve enerji KİT leri (BOTAŞ gibi) ciddi açık veren kamu kurumlarının mali kural kapsamına alınıp alınmayacağı Mali Kuralın işlevselliği açısından kritik önem arz etmektedir. Öte yandan, Hükümet 15 Haziran da Orta Vadeli Mali Programını açıklayacak ve muhtemelen %3.5 olan büyüme hedefini %5.0 civarına revize edecek. 13

Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefleme belirsizlik üst sınırı olan %6.5-8.5 bandını aştı. Ancak, piyasaların asıl ilgilendiği nokta, çekirdek ve hizmetler enflasyonu ile ÜFE raklamlarındaki sıçramaydı. Çekirdek enflasyon tüm alt kategorilerde artış gösterirken taşımacılık ve ulaştırma sektörlerindeki yıllık fiyat artışlarında gözlenen sıçrama, hizmetler enflasyonuna yönelik olumlu görünümü bir miktar törpüledi. TCMB nin önem verdiği çekirdek I endeksi %5.41 lik yıllık artış hızıyla dezenflasyon bölgesinde kalmaya devam ettiyse de Eylül 09 dan (%3.32) bu yana kademeli artış trendi dikkat çekti. İç talebi daha iyi gösteren Çekirdek D ve F endeksleri ise yıllık bazda sırasıyla %7.68 ve %7.26 lık artış hızına ulaştı (altı ay önce bu rakamlar yıllık bazda sırasıyla %4.09 ve %4.98 seviyesindeydi). Öte yandan, ÜFE deki %1.94 lük artış (imalat sanayi: %1.91) da dikkat çekiciydi. Zira, iç talepteki mevcut ivmelenme korunduğu takdirde, maliyet enflasyonundaki artışın TÜFE ye yansıması muhtemel. Büyüme: 4Ç 2009 GSYİH büyüme hızı beklentileri aşarak 6.0% seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrekte uzun vadeli ortalamalarının üzerinde gerçekleşen büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %4.4 lük artış, kamu tüketiminde %17.9 gibi şiddetli bir sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin henüz tam anlamıyla GSYİH rakamlarına yansımadığını gözlemlendi. Bu gelişmelerin ardından, 2009 yılının tamamında ekonomideki daralma oranı 4.7% olurken, son çeyrekte beklentilerin üzerindeki büyüme hızının kamu tüketiminde gerçekleşen %17.9 luk artıştan kaynaklandığını görüldü. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının son çeyrekte üçüncü çeyreğe göre %2.3 seviyesine gerilemiş olması da ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda gerçekleştiğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasa 2009 da 8 kere satın aldığı IMF ile anlaşma haberini Mart ortasına kadar satın almaya devam etti. Ancak o tarihde yapılan açıklama ile anlaşma bir başka bahara kaldı. Piyasalar toparlanana, not arttırımları gelene, yüklü borçlanmalar tamamlanana kadar ekonomi yönetimi IMF kartını en doğru şekilde kullandı. İlk çeyrekde Hazine nin yaklaşık 50 milyar TL borç ödemesi olmasına karşın gelen talep şaşırtıcı derecede iyiydi, dolayısıyla enflasyonun yükselişde olduğu bu süre zarfında herkesin korktuğu yüklü itfa takvimi problemsiz bir şekilde atlatıldı. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazandı. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri, gerek büyümelerinin yeterli olmamasıyla Almanya ilk çeyrek daralan tek G7 ülkesi-, gerekse başta Yunanistan olmak üzere üyelerinden bazılarının mali problemler yaşamasıyla diğer iki grupdan geride kaldılar. Hisse Senedi Piyasası: Piyasaların 2010 senesinin ilk çeyreğinde en önemli beklentisi IMF olmaya devam etti. Bu beklenti defalarca alınıp satılmasına karşın ilk çeyrekte piyasaların dönem dönem yurtdışı piyasalardan da önemli ölçüde ayrışmasını sağladı. Yine aynı dönem içinde yapılan açıklama ile de bu anlaşmanın olmayacağı piyasalara duyuruldu. Bir diğer önemli beklenti ve gelişme ise Moody s ve S&P den gelen not artırımlarıydı ki bu gelişmeler de piyasaları olumlu etkiledi. ABD den gelen datalar dünyadaki pozitif havanın devamını sağlarken Euro bölgesinde özellikle Yunanistan odaklı sıkıntı bu bölgenin diğerlerine göre bir miktar geri kalmasına sebep oldu. Bu dönemde öne çıkan ülkeler özellikle gelişmekte olan piyasalar oldu ve önemli bir kaynak akışının bu ülkelere gittiği görüldü. Bu kaynak akışında tabii ki dünyada düşük faizlerden kaynaklanan likiditenin devamının büyük rolü olduğunu da özellikle vurgulamak lazım. Hisse senedi piyasalarının yükseliş trendini sürdürmesinin en önemli sebebinin de bu likidite olduğu bilinen ve düşük faiz ortamı devam ettiği müddetçe de sürdürüleceğinin 14

düşünüldüğü bir gerçek. Yurtiçinde önemli siyasi gerginlikler yaşanmasına rağmen özellikle hisse senedi piyasalarının bu gelişmelere tepki vermemesinin önemli bir sebebi de likidite ve yabancı yatırımcıların tuttuğu yüksek pozisyonlardı. İlk çeyrekte İMKB-100 endeksi 7% lik bir getiriye ulaştı. Döviz Piyasaları: Hükümetin IMF ile yollarının ayırmasına rağmen TL de herhangi bir kayıp meydana gelmedi. Aksine, gerek uluslararası derecelendirme kurumlarının birbiri ardı sıra yaptığı not artırımları ve gerekse görece güçlü bankacılık sistemi ve kamu borç dengeleriyle AB çerçevesinde mali sorunlar yaşayan ülkelerden ciddi ölçüde ayrışması TL yi değerli kılmaktadır. Öte yandan, politik riskler bir kenarda tutulduğunda hükümetin Haziran ayında tatminkar bir mali plan açıklaması ve mali kuralı TBMM inden geçirmesi durumunda TL döviz karşısındaki reel efektif değerini korumaya devam edebilir. Ancak enflasyondaki artış baskısı TL deki değerlenmeyi bir ölçüde törpüleyebilir. Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 31.03.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5215 TL, Euro kuru 2.0523 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, birinci çeyreği, %5,94 artışla, 56.538,37 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,79 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılının ilk üç ayında fon porföyünün ortalama %91.73 ü Yabancı Borçlanma Senetlerinde, %8.26 sı Ters Repoda ve %0.01 i ise Borsa Para Piyasasında değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN Tankut EREN Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi 15

EK/1 AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2010-31.03.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Fon İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu nda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Fonların içtüzük, izahname, dönemsel raporları ve bağımsız denetçi raporlarına Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fonun yönetim stratejisinin karşılaştırma ölçütü kullanmaya elverişli olmaması nedeniyle karşılaştırma ölçütü belirlenmemiştir. Ekonomik Program: IMF ile yollarını ayıran Hükümet en geç mayıs ortasına kadar Mali Kural ilgili yasa tasarısını TBMM inden geçirmeyi planlamaktadır. Aynı dönemde IMF den bir teknik heyet de IV. Madde Konsultasyonu çerçevesinde Türkiye ye gelerek olağan gözden geçirmesini tamamlayacak. Mali kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Bu noktada, belediyeler ve enerji KİT leri (BOTAŞ gibi) ciddi açık veren kamu kurumlarının mali kural kapsamına alınıp alınmayacağı Mali Kuralın işlevselliği açısından kritik önem arz etmektedir. Öte yandan, Hükümet 15 Haziran da Orta Vadeli Mali Programını açıklayacak ve muhtemelen %3.5 olan büyüme hedefini %5.0 civarına revize edecek. Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefleme belirsizlik üst sınırı olan %6.5-8.5 bandını aştı. Ancak, piyasaların asıl ilgilendiği nokta, çekirdek ve hizmetler enflasyonu ile ÜFE raklamlarındaki sıçramaydı. Çekirdek enflasyon tüm alt kategorilerde artış gösterirken taşımacılık ve ulaştırma sektörlerindeki yıllık fiyat artışlarında gözlenen sıçrama, hizmetler enflasyonuna yönelik olumlu görünümü bir miktar törpüledi. TCMB nin önem verdiği çekirdek I endeksi %5.41 lik yıllık artış hızıyla dezenflasyon bölgesinde kalmaya devam ettiyse de Eylül 09 dan (%3.32) bu yana kademeli artış trendi dikkat çekti. İç talebi daha iyi gösteren Çekirdek D ve F endeksleri ise yıllık bazda sırasıyla %7.68 ve %7.26 lık artış hızına ulaştı (altı ay önce bu rakamlar yıllık bazda sırasıyla %4.09 ve %4.98 seviyesindeydi). Öte yandan, ÜFE deki %1.94 lük artış (imalat sanayi: %1.91) da dikkat çekiciydi. Zira, iç talepteki mevcut ivmelenme korunduğu takdirde, maliyet enflasyonundaki artışın TÜFE ye yansıması muhtemel. Büyüme: 4Ç 2009 GSYİH büyüme hızı beklentileri aşarak 6.0% seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrekte uzun vadeli ortalamalarının üzerinde gerçekleşen büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %4.4 lük artış, kamu tüketiminde %17.9 gibi şiddetli bir sıçrama ve 16

baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin henüz tam anlamıyla GSYİH rakamlarına yansımadığını gözlemlendi. Bu gelişmelerin ardından, 2009 yılının tamamında ekonomideki daralma oranı 4.7% olurken, son çeyrekte beklentilerin üzerindeki büyüme hızının kamu tüketiminde gerçekleşen %17.9 luk artıştan kaynaklandığını görüldü. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının son çeyrekte üçüncü çeyreğe göre %2.3 seviyesine gerilemiş olması da ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda gerçekleştiğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasa 2009 da 8 kere satın aldığı IMF ile anlaşma haberini Mart ortasına kadar satın almaya devam etti. Ancak o tarihde yapılan açıklama ile anlaşma bir başka bahara kaldı. Piyasalar toparlanana, not arttırımları gelene, yüklü borçlanmalar tamamlanana kadar ekonomi yönetimi IMF kartını en doğru şekilde kullandı. İlk çeyrekde Hazine nin yaklaşık 50 milyar TL borç ödemesi olmasına karşın gelen talep şaşırtıcı derecede iyiydi, dolayısıyla enflasyonun yükselişde olduğu bu süre zarfında herkesin korktuğu yüklü itfa takvimi problemsiz bir şekilde atlatıldı. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazandı. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri, gerek büyümelerinin yeterli olmamasıyla Almanya ilk çeyrek daralan tek G7 ülkesi-, gerekse başta Yunanistan olmak üzere üyelerinden bazılarının mali problemler yaşamasıyla diğer iki grupdan geride kaldılar. Hisse Senedi Piyasası: Piyasaların 2010 senesinin ilk çeyreğinde en önemli beklentisi IMF olmaya devam etti. Bu beklenti defalarca alınıp satılmasına karşın ilk çeyrekte piyasaların dönem dönem yurtdışı piyasalardan da önemli ölçüde ayrışmasını sağladı. Yine aynı dönem içinde yapılan açıklama ile de bu anlaşmanın olmayacağı piyasalara duyuruldu. Bir diğer önemli beklenti ve gelişme ise Moody s ve S&P den gelen not artırımlarıydı ki bu gelişmeler de piyasaları olumlu etkiledi. ABD den gelen datalar dünyadaki pozitif havanın devamını sağlarken Euro bölgesinde özellikle Yunanistan odaklı sıkıntı bu bölgenin diğerlerine göre bir miktar geri kalmasına sebep oldu. Bu dönemde öne çıkan ülkeler özellikle gelişmekte olan piyasalar oldu ve önemli bir kaynak akışının bu ülkelere gittiği görüldü. Bu kaynak akışında tabii ki dünyada düşük faizlerden kaynaklanan likiditenin devamının büyük rolü olduğunu da özellikle vurgulamak lazım. Hisse senedi piyasalarının yükseliş trendini sürdürmesinin en önemli sebebinin de bu likidite olduğu bilinen ve düşük faiz ortamı devam ettiği müddetçe de sürdürüleceğinin düşünüldüğü bir gerçek. Yurtiçinde önemli siyasi gerginlikler yaşanmasına rağmen özellikle hisse senedi piyasalarının bu gelişmelere tepki vermemesinin önemli bir sebebi de likidite ve yabancı yatırımcıların tuttuğu yüksek pozisyonlardı. İlk çeyrekte İMKB-100 endeksi 7% lik bir getiriye ulaştı. Döviz Piyasaları: Hükümetin IMF ile yollarının ayırmasına rağmen TL de herhangi bir kayıp meydana gelmedi. Aksine, gerek uluslararası derecelendirme kurumlarının birbiri ardı sıra yaptığı not artırımları ve gerekse görece güçlü bankacılık sistemi ve kamu borç dengeleriyle AB çerçevesinde mali sorunlar yaşayan ülkelerden ciddi ölçüde ayrışması TL yi değerli kılmaktadır. Öte yandan, politik riskler bir kenarda tutulduğunda hükümetin Haziran ayında tatminkar bir mali plan açıklaması ve mali kuralı TBMM inden geçirmesi durumunda TL döviz karşısındaki reel efektif değerini korumaya devam edebilir. Ancak enflasyondaki artış baskısı TL deki değerlenmeyi bir ölçüde törpüleyebilir. 17

31.03.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5215 TL, Euro kuru 2.0523 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, birinci çeyreği, %5,94 artışla, 56.538,37 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,79 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı fonun tescil tarihi olan 01.01.2010 ile 31.03.2010 tarihleri arasında fon porföyünün ortalama %100 ü Ters Repoda değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN Tankut EREN Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi Fon Kurulu Üyesi 18