GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ERZURUMLU HATTATLAR. Pelin Güleda OKCU

Benzer belgeler
OSMANLI TÜRKÇESİ. Hafta 1. Yrd. Doç. Dr. Mehmet MEMİŞ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu Kasım 2013, Amasya

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ERZURUM DA HAT GELENEĞİ VE HATTAT TAHTACIZADE MUSTAFA FEHİM EFENDİ *

HÂMİT AYTAÇ IN ÖDEMİŞ KUBBELİ CÂMİİ NDEKİ YAZILARI *


YAHYA SOFÎ NİN İSTANBUL FATİH CAMİİ PENCERE ALINLIKLARINDAKİ FATİHA SÛRESİ

ġevkġ EFENDĠ ve HASAN RIZA EFENDĠ SÜLÜS-NESĠH MURAKKAʻLARININ MUKAYESESĠ

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

MUHİTTİN SERİN PROFESÖR

HATTAT ABDÜLFETTAH EFENDİ NİN TAŞA MAHKÛK ESERLERİ

Tombstone Inscrıptıon of Osman Hulûsi Pasha from Siverek

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

TARİH BOYUNCA ANADOLU

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN:

Hat sanatında ekol olmuş hattatlar

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

1- Tevrat ve İncil'e Göre Hz. Muhammed (Abdulahad Davud'dan tercüme), İzmir, 1988.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

HÂMİT AYTAÇ IN ERZURUM ASRÎ MEZARLIĞINDAKİ MEZARTAŞI KİTÂBESİ 1

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

İBRAHİM BEDRETTİN ELMALI SEMPOZYUMU

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

KÖYÜMÜZ AİLE LİSTESİ AKGÜL A Y K A N A T KAMİL AYKANAT A S M A G Ü L A Y C I L KENAN ATLAS CEMAL ATLAS ALİ AKTEN MEHMET AKTEN

UŞAK'DA BIR KÖPRÜ KITABESI ÇANLı KÖPRÜ (H M. 1255)

Tel: / e-posta:

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Estetik kurallara bağlı kalınarak ölçülü ve güzel yazı

HACI ARİF BEY ( )

Yavuz Selim 1470 tarihinde Amasya da doğdu. Annesi Gülbahar Hatun Dulkadiroğulları beyliğindendir.

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

ÜSKÜDAR ATİK VALİDE C YAZILARI. Zübeyde Cihan ÖZSAYINER Sanat Tarihi Uzmanı. Ana kubbede yer alan celi sülüs Fatır Süresi,

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Resim 114- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla sülüs nesih bir kýt a. (Tezhib: Fatma Özçay) 108

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

SAHABE2 İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ PROGRAM - DAVETİYE NİSAN SAHABE VE RİVAYET İLİMLERİ- TARTIŞMALI İLMÎ TOPLANTI

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

SANAT VE TASARIM HÜSN-İ HAT MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ömer SABUNCU İslâm Tarihi Anabilim Dalı

OSMANLI DAN GÜNÜMÜZE KUR AN VE HÜSN-İ HAT SEMPOZYUMU Kasım 2013, Amasya PROGRAM

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik Yazı İşleri Şube Müdürlüğü DAĞITIM

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

6. DİYANET İŞLERİ REİSİ HASAN HÜSNÜ ERDEM SEMPOZYUMU

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş EYLÜL 1840)NüfusSayımı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi Y. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1998

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

TARİH İNCELEMELERİ DERGİSİ XXIX. CİLT DİZİNİ / INDEX

Semra GÜLER ** Özet. Anahtar Kelimeler: Mustafa Kütâhî, Kütahya, Ahmed Nailî, Mahmud Râci, Osmanlı Hat Sanatı. e-posta:

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ HÜSN-İ HAT. YAZARLAR Mehmet Arif VURAL Aziz TEKİNER Murat KARİPÇİN Ümmühan GÜNER

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

Hafızlık Öğrencileriyle Erzurum Gezisi Pazartesi, 07 Ekim :00 - Son Güncelleme Salı, 08 Ekim :40

PT/Mo SA/Tu ÇA/We PE/Th CU/Fr CT/Sa PA/Su

Transkript:

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ERZURUMLU HATTATLAR Pelin Güleda OKCU Yüksek Lisans Tezi GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI ANASANAT DALI Doç. Dr. Bilal SEZER 2011 Her Hakkı Saklıdır.

T.C ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI ANASANAT DALI Pelin Güleda OKCU GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ERZURUM LU HATTATLAR YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Doç. Dr. Bilal SEZER ERZURUM -2011

SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Atatürk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine göre hazırlamış olduğum Geçmişten Günümüze Erzurumlu Hattatlar adlı tezin tamamen kendi çalışmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi taahhüt eder, tezimin kağıt ve elektronik kopyalarının Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arşivlerinde aşağıda belirttiğim koşullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım. Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasını arz ederim. Tezim sadece Atatürk Üniversitesi yerleşkelerinden erişime açılabilir. Tezimin 5 yıl süreyle erişime açılmasını istemiyorum. Bu sürenin sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin tamamı her yerden erişime açılabilir. 05/01/2011 Pelin Güleda OKCU

I İÇİNDEKİLER ÖZET... V ABSTRACT...VI FOTOĞRAFLAR DİZİNİ... VII KISALTMALAR...XI ÖNSÖZ... XII GİRİŞ....1 BİRİNCİ BÖLÜM HAT SANATI 1.1. HAT SANATININ TANIMI... 4 1.2. HAT SANATININ TARİHÇESİ... 4 1.3. OSMANLI HAT EKOLLERİ... 8 1.3.1. Şeyh Hamdullah Ekolü... 8 1.3.2 Ahmet Şemseddin Karahisarî Ekolü... 9 1.3.3. Hâfız Osman Ekolü... 10 1.3.4 Mustafa Râkım Ekolü... 11 1.3.5 Mahmud Celâleddin Ekolü... 13 1.3.6 Sâmi Efendi Ekolü... 13 1.3.7 Kadıasker Mustafa İzzet Efendi Ekolü... 14 1.3.8 Yesârizâde Mustafa İzzet Efendi Ekolü... 15 1.4. YAZI ÇEŞİTLERİ... 16 1.4.1. Kûfî Yazı... 17 1.4.2. Muhakkak... 17 1.4.3. Reyhâni... 17 1.4.4. Sülüs... 18 1.4.5. Nesih... 18 1.4.6. Tevki... 18 1.4.7. Rıka (Hatt-ı İcâze)... 19

II 1.4.8. Siyâkât... 19 1.4.9. Nestalik... 19 1.4.10. Dîvanî... 20 1.4.11. Celi Divânî... 20 1.4.12. Rik a... 20 İKİNCİ BÖLÜM GEÇMİŞTEKİ ERZURUMLU HATTATLAR 2.1. HÂLİD-İ ERZURÛMÎ... 22 2.2. SİNAN... 23 2.3. MAHMUD BİN SİNAN... 24 2.4. OSMAN MÎR İLİM... 24 2.5. ÖMER ÜL- MUHÂSİB... 24 2.6. ŞEYHÜLİSLAM FEYZULLAH EFENDİ... 24 2.7. MUHAMMED ERZURÛMÎ... 25 2.8. ALİ B. MUHAMMED EL-ERZURÛMÎ... 26 2.9. KETENCİZÂDE MEHMET RÜŞDÎ EFENDİ... 28 2.10. ÖMER ÇELEBİ:... 31 2.11.TEYMUR KEMÂLÎ EFENDİ... 32 2.12.SEYYİD EBUBEKİR HAMİD EFENDİ... 32 2.13.ESKİCİZÂDE MEHMED AVNÎ EFENDİ... 32 2.14.TAHTACIZÂDE HACI MUSTAFA FEHİM EFENDİ... 32 2.15.MUHAMMED NÂZIM EFENDİ... 37 2.16.MUHAMMED ÂSIM EFENDİ... 38 2.17.OSMAN ŞEVKİ EFENDİ... 43 2.18.MUHAMMED VEHBİ EFENDİ... 46 2.20.AHMED VEFÎK EFENDİ... 51 2.21.ABDULLAH ENÎS EFENDİ... 63 2.22.MUSTAFA NECÎB EFENDİ... 63 2.23.KADANAZÂDE AHMED EFENDİ... 63 2.24.İMAMZÂDE MUHAMMED EFENDİ... 63

III 2.25.İBRAHİM EFENDİ... 63 2.26.KOCA İSMAİL EFENDİ... 63 2.27.AHMET ŞEVKİ EFENDİ... 64 2.28.DERVİŞ AHMED FERHAT EFENDİ... 64 2.29.YUSUF GANÎ ERZURÛMÎ... 65 2.30.MUHAMMED ÂRİF EFENDİ... 68 2.31.FEYZULLAH MÜNÎRÎ EFENDİ... 70 2.32.MUSTAFA EFENDİ... 70 2.33.MUHAMMED EFENDİ... 70 2.35.HACI HÂFIZ HÜSEYİN EFENDİ... 78 2.36.OSMAN HÂZIK EFENDİ... 78 2.37.MUHAMMED FEYZÎ EFENDİ... 81 2.38.İSMAİL ZÜHDÎ EL-ERZURÛMÎ... 81 2.39. İSMAİL SABRİ EFENDİ... 83 2.40.ÂKİF EFENDİ... 84 2.41.İSMAİL FEHİM EFENDİ... 84 2.42.HAFIZ OSMAN... 84 2.43.ŞEYH MUSTAFA FEHMİ EFENDİ... 84 2.44.AHISKALI ALİ VASFİ EFENDİ... 84 2.45.HACI AHMET NAİM BEY... 84 2.46.MEHMED DURAK... 84 2.47.NAMIK EFENDİZÂDE HÜSEYİN ASIM EFENDİ... 85 2.48.AHMED ŞEVKİ EFENDİ... 85 2.49.MEHMED KAMİL EFENDİ... 85 2.50.NALÇACIZÂDE HACI OSMAN FAİK EFENDİ... 85 2.51.HACI SALİH ZÜHDİ EFENDİ... 85 2.52.MUSTAFA SAİD EFENDİ... 85 2.53.HACI OSMAN HAMDİ EFENDİ... 85 2.54.HAFIZ MEHMED FÂİK EFENDİ... 85 2.55. ZİYAUDDİN BEY... 86 2.56. MEHMED SAKIP EFENDİ... 86

IV 2.57. ESAD HAMDİ EFENDİ... 86 2.58. MEHMED CİVELEK... 86 2.59. MEHMED AKİF EFENDİ... 86 2.60. İMAMZÂDE HAFIZ OSMAN FÂİK EFENDİ... 86 2.61. ÖDÜKLÜZÂDE MÜFTÎ HACI LÜTFULLAH VEHBÎ EFENDİ... 86 2.62.AHMED RAŞİT ŞEVKİ... 87 2.63.ŞEVKET ÖZDEM... 87 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM GÜNÜMÜZDEKİ ERZURUMLU HATTATLAR 3.1. HASAN ÇELEBİ... 90 3.2. FUAT BAŞAR... 95 3.3.TURAN SEVGİLİ 97 3.4. NURULLAH ÖZDEM... 99 3.5. ALİ BEDİR... 103 3.6. ÖMER FARUK ÖZOĞUL... 104 3.7. SELMA KIRKINCIOĞLU AKCAN... 107 3.8. ABDULLAH GÜLLÜCE... 108 3.9. ABDULLAH AYDEMİR... 109 3.10. YUSUF BİLEN... 111 SONUÇ... 113 KAYNAKÇA...114 ÖZGEÇMİŞ... 117

V ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ERZURUMLU HATTATLAR Pelin Güleda OKCU Danışman: Doç. Dr. Bilal SEZER 2011-Sayfa:118-XII Jüri: Doç. Dr. Bilal SEZER Yrd. Doç. Dr. Fikri SALMAN Yrd. Doç. Dr. Lütfü KAPLANOĞLU Bu araştırma geçmişten günümüze kadar yaşamış Erzurumlu hattatları tespit etmek için yapılmıştır. Türk İslâm sanatları içerisinde hat sanatı çok önemli bir yere sahiptir. Erzurum da çok bilinmese de birçok hattat yetişmiş ve ortaya güzel eserler koymuşlardır. Bu hattatların bir kısmı Erzurumlu olup İstanbul da yaşamış, bir kısmı da Erzurum da yaşamış ve hattatlık yapmışlardır. Bu hattatlar içerisinde Türk hat sanatı tarihinde mühim bir yeri olan ve Hafız Osman ı yetiştiren Derviş Ali ye hocalık eden Halid-i Erzurumî çok meşhurdur. Birçok hattat yetiştirmiş olan Tahtacızâde Mustafa Fehim Efendi Erzurum da yaşamış ve bu sanatın gelişmesine öncülük etmiştir. Talebesi ve kaynı Muhammed Asım Efendi yetiştirdiği hattatlardan en önemlisidir. Erzurum da yetişen hattatlara Türk hat geleneğinde ki icâzetten farklı olarak defter şeklinde hat icâzeti verilmiştir. Tarihte olduğu gibi günümüzdeki Erzurumlu hattatlar da hattat yetiştirmeye ve eser üretmeye devam etmektedirler.

VI ABSTRACT MASTER THESIS THE CALLIGRAPHERS FROM ERZURUM FROM PAST TO TODAY Pelin Güleda OKCU Advisor: Assoc.Prof.Dr. Bilal SEZER 2011-Page: 118+XII Juri: Assoc. Prof.Dr. Bilal SEZER Assist. Prof. Dr. Fikri SALMAN Assist. Prof. Dr. Lütfü KAPLANOĞLU This investigation has been made to fix the calligraphers from Erzurum having lived from past to today. The art of calligraphy has a very important position among the arts of Turkish- Islam.Despite not being known well in Erzurum, many calligraphers was brought up and also they made lot of marvelous works.some of these calligraphers lived in Istanbul despite being from Erzurum; some of them lived in Erzurum and also made calligraphy.among these calligraphers Halid-i Erzurumi having a special position in the history of turkish calligraphy art and teaching Derviş Ali brighting up Hafiz,a title,osman.sir Tahtacızade,a title, Mustafa Fehmi having brought up many calligraphers lived in Erzurum and was the initiator of advancing this art.his pupil and brother-in-law, Sir Muhammet Asım is the most important one among the ones he brought up. Different from certificate in turkish calligraphy tradition, the calligraphers,brought up in Erzurum, was awarded with a notebook shaped certificate. As in history,today the calligraphers from Erzurum too have been going on brighting up calligraphers and making works..

VII FOTOĞRAFLAR DİZİNİ Foto.1.1. Hz.Muhammed in Münzir b. Savâ ya gönderdiği İslâm a davet mektubu.(serin, s. 42)... 6 Foto.1.2. IX-X.asırda Ebû l-esved ed-düelî sistemine göre harekelenmiş kûfi hatla yazılmış Kur ân sayfası.(serin, s.68)... 7 Foto.1.3. Şeyh Hamdullah ın sülüs-nesih bir kıtası. (Serin, s. 91)... 9 Foto.1.4. Ahmet Karahisarî nin Uşşâkî Tekke Çeşmesi Celî sülüs kelim-i tevhid kitabe yazısı (Serin, s.109).... 10 Foto.1.5. Hâfız Osman hattıyla sülüs-nesih, koltuklu bir kıta(serin, s.126)... 11 Foto.1.6. Mustafa Râkım Efendi nin celî sülüs levhası.(serin, s.157)... 12 Foto.1.7. Mahmud Celâleddin Efendi nin celî sülüs bir levhası. (Serin, s.158)... 13 Foto.1.8. Sami Efendi nin celî sülüs kelime-i tevhid levhası.(serin, s.188)... 14 Foto.1.9. Kazasker Musatafa İzzet Efendi nin celî sülüs yazısı.(serin, s.162)... 15 Foto.1.10. Yesârizâde Mustafa İzzet Efendi nin Osman el-üveysi den aldığı icâzetnâmesi... 16 Foto.1.11. Hamit Aytaç ın yazdığı Hutût-ı Mütenevvia levhası.... 21 Foto.2.1. Halid-i Erzurûmî nin yazmış olduğu nesih yazı.... 22 Foto.2.2. Halid-i Erzurûmî nin yazmış olduğu nesih yazı.... 23 Foto.2.3. Muhammed Erzurûmî nin sülüs nesih meşki.... 26 Foto.2.4. Muhammed Erzurûmî nin sülüs nesih meşki.... 26 Foto.2.5. Ali b. Muhammed in nesih yazısı.... 27 Foto.2.6. Ali b. Muhammed in dua mecmuasından.... 28 Foto.2.7. Ketencizâde nin talik yazısı(naci Elmalı dan s.275)... 29 Foto.2.8. Ketencizâde nin yazdığı Tokatlı İsmail Efendi nin mezar taşı.(naci Elmalı dan s.281)... 30 Foto.2.9. Erzurum Lalapaşa Camiinin son cemaat yerindeki ferman.... 31 Foto.2.10. Mustafa Fehim Efendi nin hilye-i şerifi.... 34 Foto.2.11. Mustafa Fehim Efendi nin celi yazıları.(son Hattatlar dan s.798)... 35 Foto.2.12. Mustafa Fehim Efendi nin hilye-i şerifi.(hilye-i Şerife kitabından s.185)... 36 Foto.2.13. Muhammed Nâzım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim in serlevhası.... 37

VIII Foto.2.14. Muhammed Nâzım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim in son sayfası.... 38 Foto.2.15. Muhammed Asım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim in serlevhası.... 39 Foto.2.16. Muhammed Asım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim den bir sayfa.... 40 Foto.2.17. Muhammed Asım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim den son sayfalar... 41 Foto.2.18. Muhammed Asım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim in ketebesi... 42 Foto.2.19. Osman Şevki Efendinin Erzurum Müzesindeki mezar taşı.... 44 Foto.2.20. Osman Şevki Efendinin Hilye-i Şerifi ( Hilye-i Şerife Kitabından s.118)... 45 Foto.2.21. Muhammed Vehbi Efendi nin yazmış olduğu Hilye-i Şerif.... 46 Foto.2.22. Süleyman Erzurûmî nin yazdığı evradın ilk sayfası.... 48 Foto.2.23. Süleyman Erzurûmî nin yazdığı evradın bir sayfası.... 49 Foto.2.24. Süleyman Erzurûmî nin yazdığı evradın ketebe sayfası.... 50 Foto.2.25. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 54 Foto.2.26. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 55 Foto.2.27. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 56 Foto.2.28. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 57 Foto.2.29. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 58 Foto.2.30. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 59 Foto.2.31. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 60 Foto.2.32. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 61 Foto.2.33. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.... 62 Foto.2.34. Ahmed Şevki Efendi nin İcâzetnâmesi.... 64 Foto.2.35. Derviş Ahmed Ferhat Efendi nin sülüs beyiti.... 65 Foto.2.36. Yusuf Gani nin yazmış olduğu Kur an dan bir sayfa.... 66 Foto.2.37. Yusuf Gani nin yazmış olduğu Kur an ın son sayfa.... 67 Foto.2.38. Muhammed Arif Efendi nin icâzetnâmesi.... 68 Foto.2.39. Muhammed Arif Efendi nin icâzetnâmesi.... 69 Foto.2.40. Muhammed Arif Efendi nin icâzetnâmesi.... 69 Foto.2.41. Muhammed Arif Efendi nin icâzetnâmesi.... 70

IX Foto.2.42. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 71 Foto.2.43. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 72 Foto.2.44. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 73 Foto.2.45. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 74 Foto.2.46. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 75 Foto.2.47. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 76 Foto.2.48. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 77 Foto.2.49. Mustafa Sâbir Efendi nin icâzetnâmesi.... 78 Foto.2.50. Osman Hâzık Efendi nin icâzetnâmesi.... 79 Foto.2.51. Osman Hâzık Efendi nin icâzetnâmesi.... 80 Foto.2.52. İsmail Zühdî Efendi nin Kur an-ı Kerim inden bir sayfa.... 81 Foto.2.53. İsmail Zühdî Efendi nin Kur an-ı Kerim inden Bir Sayfa.... 82 Foto.2.54. İsmail Zühdî Efendi nin Kur an-ı Kerim inin son sayfası.... 82 Foto.2.55. İsmail Sabri Efendi nin celi sülüs levhası.... 83 Foto.2.56. İsmail Sabri Efendi nin celi sülüs levhası.... 83 Foto.2.57. İsmail Sabri Efendi nin celi sülüs levhası.... 83 Foto.2.58. Şevket Özdem in sülüs yazısı... 88 Foto.2.59. Şevket Özdem in talik yazısı.... 88 Foto.2.60. Şevket Özdem in nesih yazısı.... 89 Foto.2.61. Şevket Özdem in lafza-i celal istifi.... 89 Foto.3.1. Hasan Çelebi nin sülüs nesih icâzetnâmesi.... 92 Foto.3.2. Hasan Çelebi nin talik icâzetnâmesi.... 93 Foto.3.3. Hasan Çelebi nin celi sülüs yazısı.... 94 Foto.3.4. Hasan Çelebi nin celi yazısı.... 94 Foto.3.5. Fuat Başar ın sülüs nesih kıtası.... 96 Foto.3.6. Fuat Başar ın Ebrusu.... 96 Foto.3.7. Fuat Başar ın ebrusu( Bilal Sezer koleksiyonu).... 97 Foto.3.8. Turan Sevgil nin Hilye-i Şerifi... 98 Foto.3.9. Turan Sevgili nin portlerini yaptığı hattatlar Halim Özyazıcı, Kemal Batanay ve Hamit Aytaç.... 98 Foto.3.10. Nurullah Özdem in celi sülüs yazısı.... 99 Foto.1.11. Nurullah Özdem in celi sülüs yazısı.... 100

X Foto.3.12. Nurullah Özdem in muhakkak yazısı.... 101 Foto.3.13. Nurullah Özdem in kûfi yazısı.... 102 Foto.3.14. Nurullah Özdem in Hilye-i Şerifi... 103 Foto.3.15. Ali Bedir in celi yazısı.... 104 Foto.3.16. Ömer Faruk Özoğul un celî yazısı.... 105 Foto.3.17. Ömer Faruk Özoğul un celi yazısı.... 106 Foto.3.18. Ömer Faruk Özoğul un celî yazısı.... 107 Foto.2.19. Selma Kırkıncıoğlu Akcan ın kûfi çalışması.... 108 Foto.3.20. Abdullah Güllüce nin celî sülüs yazısı.... 109 Foto.2.21. Abdullah Aydemir in celî sülüs yazısı.... 110 Foto.3.22. Yusuf Bilen in müsenna yazısı... 111 Foto.3.23. Yusuf Bilen in celî yazısı.... 112

XI KISALTMALAR b. :Bin. bkz. :Bakınız. c. :Cilt. DİA: E.T: Foto. IRCICA: İKMHS: K.M: m. no. :Diyanet İşleri Ansiklopedisi. :Erişim Tarihi. :Fotoğraf. :İslam Kültür, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi. :İslam Kültür Mirasında Hat Sanatı. :Kültür Merkezi. :Metre. :Numara. ö. :Ölümü. s. :Sayfa. ts. y y. :Tarihsiz. :Yüzyıl.

XII ÖNSÖZ Türk İslâm sanatları içerisinde hat sanatının müstesna yeri vardır. Usta çırak ilişkisine dayalı olarak yüzyıllardan beri devam eden hat geleneği Erzurum da da devam etmiştir. Erzurumlu hattatları tespit etmeye ve eserlerini bulmaya çalıştığımız tezimiz üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; hat sanatının kısaca tarihçesini verdik, ikinci bölümde geçmişte yaşamış hattatları ve eserlerini tespit etmeye çalıştık ve 63 hattata ulaştık. Bunlardan bir kısmının eserlerini bulduk bir kısmının ise sadece isimlerini tespit edebildik. Üçüncü bölümde ise günümüzdeki Erzurumlu hattatları tezimizin bir bölümü olarak değerlendirdik. Bu çalışmamda her türlü desteğini esirgemeyen hocam Doç. Dr. Bilal SEZER e, bilgi ve belgelerini bizimle paylaşan emekli öğretmen Yaşar KÖPRÜLÜ ye, Yrd. Doç. Dr. Selman CAN a, Dr. Yusuf BİLEN e, hattat Nurullah ÖZDEM e, Vedat TOKATLI ya ve maddi manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen annem Yıldız OKCU, babam İbrahim OKCU ve sevgili kardeşlerim İkbal ve Semih OKCU ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Erzurum 2011 Pelin Güleda OKCU

1 GİRİŞ 1. ERZURUM UN TARİHÇESİ Erzurum Ovasının güneydoğu kesiminde Palandöken eteklerinde kurulmuş olan Erzurum, 1900m. lik rakımıyla Dünyanın ve Anadolu nun en yüksek yerleşim yerlerinden biridir. 2000m. Bulan platolar ve 3000m. aşan dağlar ilin büyük kısmını meydana getirir. 1 Tarihi göç ve istila yolları üzerinde bulunduğundan, pek çok savaşlara sahne olan Erzurum Hurriler, Asurlar, Kimmerler, İskitler(Sakalar), Persler, Partlar, Roma, Bizans, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Moğollar, İlhanlılar ve Safavîler gibi çok çeşitli kavim ve milletler tarafından zapt ve idare edilmiştir. 2 V. Yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu zamanında Theodosiopolis olarak kurulmuştur. Bölge halkı daha sonra burayı Karin veya Karnoikalak adıyla anmışlardır. Bölgeye hakim olan kişinin ölümü üzerine yerine geçen karısı Kali tarafından kurulduğu için şehre Kalikala (Kali nin ihsanı) adı verilmiştir. Türkler, eski çağlardan beri, yerleşim gören ovadaki Erzen i fethettikten sonra buradaki halkın bir kısmının sığındığı Theodosiopolis için Erzen adını kullanmışlardır. Ancak Siirt tarafındaki diğer Erzen den ayırmak ve Anadolu ya ait olduğunu belirtmek için sonuna rum kelimesini eklemişlerdir. Nitekim burada basılan Selçuklu paralarında şehrin adı Erzenü r Rum, Erzen-i Rum ve Erz-i Rum şeklinde yazılmıştır. Daha sonra bu ad Arz-ı Rum olmuş, nihayet bugünkü Erzurum şeklini almıştır 3. Anadolu ya yönelik İran saldırılarına karşı muhtemelen 415-422 yıllarında kurulmuş olan Erzurum un ilk devreleri hakkında bilgi yoktur.502-503 te İranlılar ın eline geçtiği 504 te Bizanslılar tarafından tekrar geri alınmıştır 4.İslam ordusu Erzurum u ilk kez 688 yılında, Hz. Ömer zamanında ele geçirdi. Ancak İslam devletleri, kendi aralarında iç mücâdeleye başlayıp zayıflayınca, Bizanslılar, Erzurum ve çevresini yeniden ele geçirdi.949 yılına kadar Erzurum, Bizans İmparatorluğu ile Emevî ve Abbasîlerden oluşan Müslüman Arapların arasında pek çok kez el değiştirdi.1048 de Doğu Anadoluyu fethetmek üzere Bizans topraklarına giren Selçuklu Türkleri, ovanın batısındaki Erzen i ele geçirdiler.1071 Malazgirt Zaferinden Selçuklu Sultanı Ebul 1 Hüseyin Yurttaş v.d, Yolları Suların ve Sanatın Buluştuğu Şehir Erzurum, Erzurum 2008, s.1. 2 Erzurum Tarihi, Erişim Tarihi; 29.05.2010, http://www.turkcebilgi.com/erzurum_tarihi/ansiklopedi. 3 Cevdet Küçük-Hüseyin Rahmi Ünal, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Erzurum, İstanbul 1997, XI, s.321. 4 Yurttaş, s.1.

2 Kasım ın Bizanslılar ı yenerek Erzurum u fethetmesiyle şehir tekrar Müslümanların oldu. Erzurum ve civarında kurulan Saltuklular, Anadolu da kurulan ilk Türk beyliğidir. Bu tarihten itibaren Erzurum Anadolu Selçukluları na bağlandı.1202 yılına kadar Saltuklular ın başkenti oldu.1242 de Moğolların eline geçen bölge 1335 tarihine kadar İlhanlılar hakimiyetinde kaldı. İlhanlılar dağılınca Eretna Türk beyliğine geçti.14.yy sonlarında Karakoyunlular ve sonra Timur ele geçirdi.15.yy ortalarında Akkoyunlulardan Safavî Hanedanının kurucusu Şah İsmail Erzurum u ele geçirdi. Şehir bu dönemde oldukça geriledi. 1514 te Yavuz Sultan Süleyman Erzurum u fethetti. Safavîler Ezurum u geri alınca Kanuni Sultan Süleyman Han Erzurum u kesin olarak Osmanlı topraklarına kattı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde imar edilen Erzurum önemli bir askeri üs haline getirildi. Askeri önemi Erzurum un gelişmesine yardımcı oldu. Kültür, sanat, sanayi, askeri merkez haline gelen Erzurum eyaleti Erzincan, Gümüşhane illeriyle Malazgirt ve Bingöl ün Kığ ilçelerini içine alıyordu.1828-1829, 1878-1916 da Rus üç defa Rus istilasına maruz kaldı. Sarıkamış yenilgisinden sonra Ruslar Erzurum a girdiler. Erzurum 1.Dünya Savaşında işgal edilen Anadolu nun kurtuluşu için kritik rol oynadı.3 Temmuz 1919 da Erzurum a gelen Mustafa Kemal Atatürk,23 Temmuz 1919 da Anadolu nun değişik illerinden gelen 56 delege ile birlikte Erzurum Kongresini düzenleyerek Milli Mücadelenin en ciddi adımını attı. Milli Mücadelenin sonunda Türkiye Cumhuriyeti 23 Nisan 1923 yılında kurulurken Erzurum da bu genç Cumhuriyetin en önemli şehirlerinden biri olarak yerini aldı. 2. ERZURUM KÜLTÜR VE SANATI Erzurum çok eski zamanlardan bu yana süregelmiş tarihi ve kültürel çeşitliliği bir arada barındırır. Selçuklu dönemi Türk-islam kültürü ve Türklerin göçebelik dönemi kültürü ve İran kültürü en önemlileridir. Ancak günümüz Erzurum kültürü büyük ölçüde Osmanlı dönemini yansıtır. Kent, tarihi boyunca bir geçit ve ticaret merkezi olmasından dolayı Orta Asya, Azerbaycan, Kafkasya ve İran kültürlerinden etkilenmiştir. Yörede aşık edebiyatının köklü bir geçmişi vardır. Çeşitli milletlerin hakimiyetine giren Erzurum mevkiinin askeri önemi dolayısıyla tarihi boyunca canlı bir ticaret merkezi özelliği kazanmıştır. Erzurum da önemli endüstri kollarından biri de mensucât sanayi ve halıcılıktı. Özellikle halının ilk defa Araplar zamanında imal edildiği ve adını da(kali) buradan aldığı ileri sürülmektedir.

3 Hemen bütün sancak ve kazalarda dokumacılık ve halıcılık yapılmaktaydı. Ayrıca saraçlık, ayakkabıcılık, kuyumculuk, mobilyacılık ve mücevhercilik gibi sanatlar icra ediliyordu. Tarihi boyunca maruz kaldığı istilalar dolayısıyla şehrin kalesi ve diğer tarihi abideleri tahribata uğramıştır. Üç kat surdan bugün sadece iç kale ile dış surlara ait birkaç duvar parçası ve kapıların adları kalmıştır. Tepsi minare denilen ve geç devirde Saat kulesi yapılan gözetleme kulesinin XII. yüzyılda inşâ edildiği sanılmaktadır. Bugünkü Ulu Camii ve Üç Kümbetler de Saltuklulardan kalmadır. Selçuklu ve İlhanlılar dan pek az eser günümüze kadar gelmiştir. Bunların içinde en önemlisi Çifte Minareli Medrese dir. Yakutiye Medresesi İlhanlılar dönemine aittir. Osmanlı dönemi yapıları arasında Mimar Sinan ın eseri Lala Mustafa Paşa ile İbrahim Paşa camileri başta gelmektedir. Erzurum çeşitli uygarlıklara ait kültür varlıklarını bünyesinde barındırmış olmasıyla önemini koruyagelmiştir. Kaleleri, tabyaları, camii, han, hamam, külliye, türbe, medrese, kümbet, çeşme, köprü ve evleri ile bir kültür sanat şehridir. 5 5 Cevdet Küçük-Hüseyin Rahmi Ünal, Erzurum, DİA, İstanbul 1997, XI, 321-324.

4 BİRİNCİ BÖLÜM HAT SANATI 1.1. HAT SANATININ TANIMI Arapça bir kelime olan hat sözlükte ince, uzun, doğru yol, birçok noktanın birbirine bitişerek sıralanmasından meydana gelen çizgi ve yazı gibi anamlara gelir. Hat kelimesi İslam kültüründe yazı ve güzel yazı (hüsn-i hat, hüsnü l hat, el-hattu lhasen)manalarında kullanılmıştır. Sanatkârına verilen en eski lakap kâtip, muharrir ve verrak kelimeleridir. Tahminen IV.(X.)yüzyıldan sonra hattat denilmiştir. 6 Hat denilince, Arap alfabesi ile yazılan sanatlı yazılar akla gelir. 7 Hüsn-i hat estetik kurallara bağlı, ölçülü ve güzel yazma sanatıdır. 8 Batılılar bunu Calligraphie diye adlandırmışlardır. Ettinghausen in ifade ettiği gibi, İslam sanatı denilecek tek sanat kolunun Hat olduğu söylenilebilir. Hattın birçok çeşit, tür, ekol, üslup, tarz ve tavırları vardır. 9 Hat sanatı, kendine has usûl ve kâidelerle hoca-talebe ilişkisi içerisinde öğrenilen bir güzel sanat dalıdır. Hat sanatı, uzun süren, sabır ve feyiz gerektiren zorlu bir yoldur. Hoca-talebe ilişkisi içerisinde öğrenilen hat sanatının İslâm tarihi boyunca eğitim ve öğretiminin köklü bir disiplin içinde yürütüldüğü, meşk mecmualarından, hattat silsilelerinden ve icâzetnâmelerden anlaşılmaktadır. 10 1.2. HAT SANATININ TARİHÇESİ Geniş bir uygarlığa sahip olan İslâm uygarlığının yazı dili de Arap yazısıdır. 11 Önce Araplar tarafından kullanıldığından Arap yazısı adıyla anılan hat, hicretten birkaç asır sonra Müslümanların ortak değeri haline gelmiş ve Arap hattı zamanla İslam hattı vasfını kazanmıştır. 12 Hat sanatı islâm medeniyeti çerçevesinde Arap yazısına bağlı olarak doğmuş ve gelişmiş, islâm dininin öğretilmesi, vahyin yazılması, korunması ve yayılmasına 6 Muhittin Serin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 2003, s.17. 7 Ali Alparslan, Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999, 19-20. 8 Serin, s.17. 9 Alparslan, 19-20. 10 Bilen Yusuf, Hat Sanatı Eğitim ve Öğretiminde Hoca Talebe Münasebeti, EKEV Akademi Dergisi, S.14, Erzurum 2010, 127 136. 11 Serin, s.17. 12 M.Uğur Derman, Hat, DİA, İstanbul 1997, XVI, s.427.

5 duyulan ihtiyaç yazının önemini artırmıştır. Hicrî I. ve II. yüzyıllarda yazı bir taraftan şekil ve imlâ yönüyle, diğer taraftan da sanat yazısı seviyesine yükselmiş, islâm sanatlarının en önemli şubelerinden biri olmuştur. 13 Arap yazısının ortaya çıkışı hakkında islâmi kaynaklarda çok çeşitli rivayetler vardır. Birinci görüşe göre tevkîfî dir. Yani îlahî bir kaynağa bağlıdır. Bütün yazıların mucidi ilk peygamber olan Hz. Adem e dayanır. Hz. Adem yazılarını balçık üzerine yazmış, Nuh tufanından sonra her kavim kendi yazısını öğrenmiştir. İkinci görüşe göre Arap yazısının Güney Arabistan yazısı veya himyerî yazıdan türediği şeklindedir. Yazı ticari sebeple Güney Arabistan dan Şam bölgesine daha sonrada Hicaz bölgesine intikal etmiştir. Üçüncü görüş ise Arap kitâbelerindeki yazı sisteminin Fenike yazısına bağlanan bitişik Nebâtî yazının devamı olduğudur. Bugün artık ilmî araştırmalar sonucu kabul edilen görüş Arap yazısının nebât yazıdan türediği, hatta onun gelişmiş bir kolu olduğu şeklindedir. Nebâtî yazının Arap yazısına geçişi, IV. ve V. milâdî asırda olmuştur. 14 Hicaz bölgesine intikâl eden Nebat yazısının iki üslubu olduğu bilinmektedir. Cahiliye devrinde cezm ve meşk diye adlandırılmıştır. Âyet ve hadislerde okuma yazmayı öğrenmenin zarûreti ve lüzumu üzerinde önemle durulmuş, yazı öğrenmeye teşvîk edilmiştir. 15 İslâmiyetten sonra hicreti takip eden bir asır içinde büyük gelişmeler göstermiş ve yavaş yavaş güzelleşerek sanat yazısı seviyesinde yükselmiştir. (Foto1.1) 13 Serin, s.17. 14 Nihat Çetin, İslam Hat Sanatının Doğuşu ve Gelişmesi, İslâm Kültür Mirasında Hat Sanatı, IRCICA, İstanbul 1992, 14,15. 15 Serin, 42-44.

6 Foto.1.1. Hz.Muhammed in Münzir b. Savâ ya Gönderdiği İslâm a Davet Mektubu.(Serin, s. 42) Arap yazısı Mekke ve Medine de önceleri cezm adıyla anılmaya başladı. İslam yazısının ilk örneklerini görmüş ve incelemiş olan İbnü n-nedim, cezm diye bilinen Arap yazısını mekkî diye isimlendirmiştir. Daha sonra Medine nin dini ve siyasi bakımdan önem kazanmasıyla medenî denilen bir yazı şeklini geliştirmiştir. 16 İlk vahiy cezm ve meşk hattıyla yazılmıştır. Cezm hattının daha fazla gelişmesi sebebiyle mushaf yazısı olarak tercih edilmiş ve zamanla bu iki yazının kullanım sahaları ayrılmıştır. 17 İlk kitap haline getirilmiş metin deri(parşömen) üzerine yazılmış Kuran-ı Kerim dir. 18 Kuran-ı Kerim in yanlış yazılması ve okunuştaki hatalar sebebiyle Ebu l- Esved ed-düelî harfin üzerine kesre, altına zamme, önüne tenvinli şekiller için iki nokta koymuştur. Böylece ilk harekeleme yapılmıştır.(foto1.2) 16 Serin, 42-44. 17 Serin, 42-44. 18 M. Uğur Derman, Hat, DİA, XVI, 428-436; Çetin, s.16.

7 Foto.1.2. IX-X.Asırda Ebû l-esved ed-düelî Sistemine Göre Harekelenmiş Kûfi Hatla Yazılmış Kur ân Sayfası.(Serin, s.68) Emeviler devrinde Şam da gelişmesi ve yazılması hızlanan meşk tarzı yazıdan zamanla yeni hat çeşitleri doğmaya başlamış bu arada kalem ağızlarının hangi ölçüde olması gerektiği tesbit edilmiştir. Yeni hat çeşitleri arasında celil(celi) ve devlet yazılarında kullanılan standart boy yazılara ise tomar(tumar) denilmektedir. 19 Abbasiler devrinde hat sanatkârlarının güzeli arama gayretinin neticesinde ölçülü olarak şekillenmeye başlayan yazılar aslî ve mevzûn hat ismiyle anılmıştır. 20 Abbasilerin Bağdatlı hattatı olan İbn-Mukle (ö.940) sahip olduğu geometri bilgisi sayesinde yazının ana ölçülerini tesbit eden sistemi ortaya koymuştur. Harflerin güzelliği için nokta, elif ve daireyi standart bir ölçü olarak kabul etti. Bu ölçüler içinde Muhakkak, Reyhâni, Sülüs, Nesih, Tevkî ve Rıka adında altı çeşit yazının usûl ve kâidelerini ortaya koydu. Bu yazı çeşitlerinin tamamına aklam-ı sitte (altı çeşit yazı)denildi. 21 Abbâsi Halifesi Yakut El Müstası mî aklam-ı sitteyi en gelişmiş şekliyle tesbit etmiştir. O zamana kadar düz kesilen kamış kaleminin ağzının eğri kesen Yakut un bu buluşu hatta büyük bir letâfet kazandırmıştır. 22 19 M. Uğur Derman, Hat, DİA, XVI, 428-436; Çetin, s.16. 20 Serin, 15,18. 21 Nihat Çetin, s.24; Serin, s.85. 22 M. Uğur Derman, Hat, DİA, XVI, 428-436; Çetin, s.16.

8 Yakut El Musta sımî nin vefatından sonra Bağdat ilim ve sanat merkezi olma özelliğini kaybetmiş yerini İslam dünyasındaki gelişmeleri yakınen takip eden Kahire ye bırakmıştır. XIV yüzyılda Osmanlı, Fatih Sultan Mehmed in iradesiyle doğu ve batı dünyasının ilim ve sanat merkezi haline gelmiştir. İslâm yazısı en hızlı gelişmeyi Osmanlı hat mektebinde yaşamıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren yazı sanatında ekoller gelişmeye başlamıştır. 1.3. OSMANLI HAT EKOLLERİ 1.3.1. Şeyh Hamdullah Ekolü Şeyh Hamdullah Amasya da 1429 yılında doğdu. Babası Amasyalı Sarıkadızâdeler ailesinden Sühreverdiyye şeyhi Mustafa Dede dir. Hattı, bu sanatın beşiği kabul edilen Amasya da Hayreddin Mar aşî den 23 meşkederek aklam-ı sitteden icâzet aldı.1520 de vefat etti 24. Sultan II.Bayezid tahta çıkmadan önce Amasya da valiydi Şeyhi orada tanıdı. Bayezid İstanbul a gidip Osmanlı tahtına çıktıktan sonra Şeyh Hamdullah ı İstanbul a davet etti. Ona Topkapı Sarayı nda Harem-i Hümayun da bir meşk odası verdi. 25 Şeyh in İstanbul a gelmesiyle hat sanatında yeni bir dönem başlamıştır. Özellikle sülüs ve nesih yazıda büyük bir gelişme devresine girilmiştir. 26 Osmanlı hat ekolünün kurucusu olan Şeyh Hamdullah Osmanlı yazı ekolünün öncülüğünü yapmasından dolayı kıbletü l-küttâb, hattatların öncüsü sıfatıyla anılan önemli bir zattır. Sultan Bayezid in tavsiyesi üzerine Yakût el-müsta sımî nin yazılarını inceleyerek onun yolunda yeni bir ekol oluşturmuştur. 27 23 Hayreddin Mar aşî, Maraş da doğmuştur. Şeyh Hamdullah a başlangıçta hocalık etmiştir. Kendiside söylentiye göre, Yakut ekolünden Abdullah Sayrâfi nin öğrencisi idi. Rado, s.45. 24 Mustakimzâde Süleyman Sa deddin, Tuhfe-i Hattâtin, İstanbul 1928, s.185; Şevket Rado, Türk Hattatları, Yayın Matbaacılık, İstanbul 2005, s.49; Muhittin Serin, Hatat Şeyh Hamdullah Hayatı, Talebeleri Eserleri, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1992, s.27; M.Uğur Derman, Hat Sanatında Osmanlı Devri, İslam Kültür Mirasında Hat Sanatı, IRCICA, İstanbul 1992, s.190. 25 Rado, 49-50. 26 Süleyman Berk, Hat San atı Tarihçe,Malzeme ve Örnekler, İSMEK Yay., İstanbul 2006, 18-19. 27 Berk, s.21.

9 Şeyh Hamdullah sayesinde aklam-ı sitte yeni bir sahaya girmiş, bu yazılar Arap ve İran sahasında kendi anlayışları içerisinde devam ederken Anadolu da büyük bir gelişme göstermiştir 28 (Foto1.3). Foto.1.3. Şeyh Hamdullah ın Sülüs-Nesih Bir Kıtası. (Serin, s. 91) 1.3.2 Ahmet Şemseddin Karahisarî Ekolü Afyonkarahisar da 1470 den önce doğduğu tahmin edilmektedir. Yakut el- Müsta sımî tavrında aklam-ı sitteyi Esadullah-ı Kirmânî den meşkederek mesun olmuş bu sahada büyük şöhret kazanmıştır. 1556 yılında vefat etti. 29 Şeyh Hamdullah dan sonra Kanûni döneminde Karahisari tarafından Yakut ekolüne dönüş söz konusudur. 30 Karahisari aldığı hat eğitiminin bir sonucu olarak Yâkut El Müsta sımî üslubunu yeni bir yorumla canlandırdı. Harf ve kelimelere kazandırdığı biçim, oran, istif ve farklı sayfa tasarımlarıyla Yâkut El Müsta sımî tavrı en güzel 28 Alparslan, s.38. 29 Müstakimzâde, s. 94; Muhittin Serin, Karahisâri, DİA, XXIV, s.421; Alparslan, s. 53; Serin, s.107. 30 Berk, s.22.

10 ahenge ulaştı. 31 Fakat gelişen Şeyh Hamdullah ekolü karşısında tutunamayarak bir nesil sonra terk edilmiştir 32 (Foto.1.4). Foto.1.4. Ahmet Karahisarî nin Uşşâkî Tekke Çeşmesi Celî Sülüs Kelim-i Tevhid Kitabe Yazısı (Serin, s.109). 1.3.3. Hâfız Osman Ekolü Aklam-ı sitte de çığır açmış, hat sanatı tarihinin müstesna şahsiyetlerinden biri olan Hâfız Osman 1052 (1642) yılında İstanbul da dünyaya geldi.1698 de vefat etti. 33 Yazı öğrenimine Şeyh Hamdullah mektebinin ünlü hattatlarından olan Derviş Ali den aklam-ı sitte yi meşkederek başladı. Fakat hocası yaşlılığı sebebiyle, onu talebesi olan Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi ye gönderdi. Bir süre sonra Eyyûbiden hat öğrenimini tamamlayan Hâfız Osman 18 yaşında icazet aldı. Ancak yazıda elde ettiği bu seviyeyi yeterli bulmadı ve Şeyh Hamdullah yolunun en kudretli hattatı Nefeszâde 31 Serin, s.108. 32 Berk, s.22. 33 Müstakimzâde, s.301; Rado, s.109; Alparslan, s.64; Serin, s.115; Ömer Faruk Dere, Hattat Hafız Osman Efendi, Korpuz Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2009, 22-25.

11 İsmail Efendi'den aklam-ı sitteyi yeniden meşkederek Şeyh Hamdullah tavrının inceliklerini öğrendi.1698 tarihinde vefat etti. 34 Şeyh Hamdullah ın yazılarını inceleyen Hâfız Osman önce harfleri küçülttüğünü ve kendine göre en beğendiği harfleri alıp kullandığını görmekteyiz. Bu şekilde yeni bir üslup ortaya koymuştur. Hâfız Osman Yakut un nesih yazılarındaki sıkışıklığı gidererek yeni bir güzellik kazandırmış, sülüs harflere ise canlılık vermiştir. Meydan getirdiği üslup sayesinde aklam-ı sitte güzelliğin zirvesine ulaşmıştır. Bugün bilinen şekliyle sülüs, nesih hilye-i şerifi ilk defa düzene koyan Hâfız Osman dır 35 (Foto.1.5). Foto.1.5. Hâfız Osman Hattıyla Sülüs-Nesih, Koltuklu Bir Kıta(Serin, s.126) 1.3.4 Mustafa Râkım Ekolü 1171/1758 yılında Ordu Ünye de doğan Mustafa Rakım hat sanatının en değerli şahsiyetlerinden biridir. Hattı III. Derviş Ali ve İsmail Zühdi den meşkederek on iki 34 Müstakimzâde, s. 301; Rado, s.109; Alparslan, s.64; Serin, s.115; Dere, 22-25. 35 Alparslan, s.66; Serin, 124-129.

12 yaşında icâzet almıştır. 1826 da vefat etmiştir. 36 bir sanatkârdır. 37 Tuğra, sülüs ve celisinde çığır açmış Yaptığı bir resmi çok beğenen III. Selim kendi resminin de yapılmasını emretti. Resmi tamamladıktan sonra huzura çıkan Mustafa Râkım padişahın takdirine nail oldu. Bu başarısından dolayı kendisine müderrislik pâyidesi verilir. Daha sonra sikke-i hümâyun ressamlığına (paralar üzerindeki yazı ve tuğraları çizme) ve tuğrakeşliğe tayin edildi. 1238 (1823) yılında Anadolu da kazaskerliğe getirilmiştir. 38 Mustafa Râkım, padişah tuğralarına yenilik getirmiş, sülüs, nesih ve bilhassa sülüs celîsinde estetik ölçüleri en güzel şekilde sağlayarak yeni bir üslup ortaya koymuştur. 39 Türk celî sülüsü onun zamanına gelinceye kadar büyük dalgalanmalar geçirmiştir. Hâfız Osman ın sülüs yazılarındı tetkik ederek celî sülüsü sülüs güzelliğinde yazmaya muavaffak olmuştur 40 (Foto.1.6). Foto.1.6. Mustafa Râkım Efendi nin Celî Sülüs Levhası.(Serin, s.157) 36 Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar, İstanbul 1970, s.273; Rado, s. 196; Derman, İKMHS, s.204; Serin, Hat Sanatı, s.133; Süleyman Berk, Hattat Mustafa Rakım Efendi, Kaynak Yayın, İstanbul 2003, s. 23. 37 Serin, s.156. 38 Rado, 199-200; Serin, s.158; Alparslan, 118-119. 39 Alparslan, 118-119. 40 Rado, 199-200; Serin, s.158.

13 1.3.5 Mahmud Celâleddin Ekolü Dağıstanlı dır. Babası Şeyh Mehmed Efendi ile İstanbul a giderek hat sanatında hocasız, Hâfız Osman gibi üstadların yazılarından istifade edip bu yolda kendini yetiştirmiştir. 41 Diğer hattatlarda olduğu gibi sülüs ve nesih yazıda kendine has donuk ve sert tavrı ile farklı bir çığır açmış, çok kuvvetli eserler ortaya koymuştur. 1245/1829 yılında vefat etmiştir 42 (Foto.1.7). Foto.1.7. Mahmud Celâleddin Efendi nin Celî Sülüs Bir Levhası. (Serin, s.158) 1.3.6 Sâmi Efendi Ekolü 13 Mart 1838 tarihinde İstanbul da doğdu. Yorgancılar Kahyâsı Hacı Mahmud Efendi nin oğludur. İlk yazılarına Yorganizâde diye imza atmıştır. Maliye Kaleminde, Divân-ı Hümâyun ve Nişan Kalemi kâtipliklerinde bulunmuş ve buradan emekliye ayrılmıştır. 1912 de vefat etmiş. 43 Çeşitli yazılarda asrın en büyük üstadı olan Sâmi Efendi, sülüs ve nesih yazılarını Boşnak Osman Efendi den, sülüs celisini Recâi Efendi den, nestaliki önce Kıbrısîzâde İsmail Hakkı, daha sonra Ali Haydar Bey den, divanîyi Nâsih Efendi den, rik ayı 41 İnal, s.187; Rado, s.189; Alparslan, s.129; Derman, IKMHS, s.205; Serin, Meşhur Hattatlar, s.158; Berk, s.41. 42 Serin, s.187. 43 İnal, s.359; Rado, s.239; Alparslan, s.122; Derman, IKMHS, s.217; Serin, Meşhur Hattatlar, s.187.

14 Mümtaz Efendi den meşketmiştir. Sâmi Efendi bilhassa celî yazılarda sanat kudretini ortaya koymuştur. 44 Râkım ın tamamlayıcısı olarak kabul edilen Sâmi Efendi, celî sülüs ve tuğra da Râkım mektebine dahil olmakla birlikte farklı bir şiveye sahiptir. Osmanlı Türk zevkine uygun sülüs, nestalik ve celîleri tarihi seyri içinde tekâmülünü Sâmi Efendi ekolüyle tamamlamıştır 45 (Foto.1.8). Foto.1.8. Sami Efendi nin Celî Sülüs Kelime-i Tevhid Levhası.(Serin, s.188) 1.3.7 Kadıasker Mustafa İzzet Efendi Ekolü 1801 yılında Kastamonu Tosya da dünyaya geldi. Babasının ölümünden sonra annesi okusun diye onu İstanbul a gönderdi. 1876 da vefat etti. 46 Mûsikide olduğu gibi hat sanatı tarihinde de önemli bir mevki işgal eden İzzet Efendi, sülüs ve nesih yazılarını Çömez Mustafa Vâsıf Efendi den nestalik yazısını da Yesârizâde den öğrenerek mezun oldu. 47 Kazasker Mustafa İzzet Efendi celî yazıda ayrı bir üslup sahibidir. Nesih yazıda Şeyh Hamdullah ın sert tavrını görmek mümkündür. 48 Dini ve din dışı musîki formlarında yirmi üç eseri günümüze kadar gelen İzzet Efendi, sülüs ve nesih yazılarında zamanının şeyhi ve Hâfız Osman ı kabul edilir 49 (Foto.1.9). 44 Berk, s.47. 45 Serin, s.188. 46 İnal, s.158; Rado, s.209; Alparslan, s.137; Serin, s.161. 47 Serin, s.161. 48 Rado, s.216; Alparslan, s.137.

15 Foto.1.9. Kazasker Musatafa İzzet Efendi nin Celî Sülüs Yazısı.(Serin, s.162) 1.3.8 Yesârizâde Mustafa İzzet Efendi Ekolü 1190/1776 da İstanbul da doğduğu tahmin edilen Yesârizâde, mederese tahsili esnasında nestalik yazıyı babasından meşkederek icâzet aldı. 1849 da vefat etti. Başlangıçta babasının yolunu takip eden Mustafa İzzet 1215/1820 den sonra babasının tavrını geliştirerek harf bünyeleri ve bağlantılardaki incelik ve kalınlığını kesin nisbet ve kaidelerini ortaya koydu ve Türk nestalik ekolünün kurucusu oldu. 50 1834 den sonra hattatlığının en üst noktasına çıkan Yesârizâde 60 yıl kadar devam eden sanat hayatında durup dinlenmeden yazmıştır. İmzasıyla en fazla kitâbe bırakan hattatımızdır 51 (Foto.1.10). 49 Serin, s.167. 50 İnal, s.562; Rado, s.209; Serin, s.297. 51 Rado, s.209.

16 Foto.1.10. Yesârizâde Mustafa İzzet Efendi nin Osman el-üveysi den Aldığı İcâzetnâmesi. Osmanlılar ın son devrinde mimari ve tezyîni sanatlar batı etkisiyle soysuzlaşırken hat sanatında gerileme olmamıştır. Hat sanatı, günümüzde İslam dünyasında sanat, kültür ve siyaset sahalarında yaşanan buhran ve huzursuzluklara paralel olarak geçmişteki ihtişamını kaybetmiş olmasına rağmen Türk sanatındaki yerini korumuştur. 52 İstanbul Türkler tarafından fethedildikten sonra hat sanatının ölümsüz merkezi olmuştur. Bütün İslam dünyasında tartışmasız kabul edilen gerçek şu sözlerle ifade bulmuştur: Kur an-ı Kerim Hicaz da nazil oldu Mısır da okundu, İstanbul da yazıldı. 1.4. YAZI ÇEŞİTLERİ İbn Mukle tarafından usul, kaidesi nokta ve daire ile belirlenerek her birine manasına göre, isim verilmiş, altı nevi yazının isimleri ıstılah olarak çok eski tarihlerden beri kullanılmaktadır. Bu yazıları birbirinden ayıran bünye farkıdır. Harf şekilleri aynıdır. 53 52 Derman, DİA, XVI, 428-436. 53 Serin, s.72.

17 1.4.1. Kûfî Yazı Kûfi, İslam ın doğuşundan itibaren IV.(X) yüzyıla kadar genelde mushaf kitâbelerinde kullanılan İslam yazılarına ve onun mimari eserlerin kitâbe ve tezyinâtında kullanılan celî şekline verilen isimdir 54. Emeviler devrinde ilim ve sanat hayatında gelişmeler olmuş uygarlığın gelişmesiyle yazıya olan ihtiyaç daha da artmıştır. Abbasiler zamanında aklam-ı sitte ortaya çıkmaya başlayınca kufi hattı yerini neshî ve reyhânî denilen yazıya bırakmıştır 55. 1.4.2. Muhakkak Sözlük anlamı, muhkem, muntazam, sağlam söz ve sağlam dokunmuş kumaş demektir. Kalem kalınlığı sülüs kadardır, kalemin genişliği 2,5-3 mm. olup harflerinde yazılırken hiçbir fedakârlık yapılmaz. Yani kalemin hakkı verilir. Bu yazı görünüşü itibariyle kûfî den ilk çıkan yazı olduğu anlaşılmaktadır 56. Bu yazıda dik harflerin boyları ile çanaklı tabir edilen harflerin sola doğru uzayan kısımları sülüs yazıya nispetle daha uzun olduğu gibi dönüş noktaları veya yerleri de sertçe bir manzara arz etmektedir. Bu yazı bilhassa Kur an-ı Kerim in yazılmasında kullanılmıştır. XVI. Yüzyıla kadar çok kullanılmış, sonrasında yerini sülüs yazıya bırakmıştır 57 1.4.3. Reyhâni Aynen muhakkakın kurallarına bağlı olup onun küçük yazılan şeklidir. Muhakkakın üçte bir küçüklüğündedir. Manası reyhâna mensup demektir. Harf şekillerinin hepsi değilse bile hemen hemen tamamı reyhân çiçeğine benzetildiğinden bu adı aldığı ileri sürülmektedir. 58 Kalem kalınlığı, nesih kalemi kadardır. Daha çok Mushaf kitâbetinde ve kitap sanatlarında kullanılır. XVI. yüzyıldan itibaren revaçtan düşmüş ve yerini sülüs ve nesih e bırakmıştır. Muhakkak yazıya nispetle biraz daha uzun ömürlü olan bu yazı Kur anların yazılmasında bolca kullanılmıştır 59. 54 Alparslan, 21-22. 55 Alparslan, 21-22. 56 Alparslan, 21-22. 57 Rado, s.16. 58 Alparslan, 21-22. 59 Alparslan, 21-22.

18 1.4.4. Sülüs Sülüs ün lugat manası üçte bir demektir. Niçin bu adı aldığı hususunda çeşitli görüşler varsa da akla en uygun olanı, harflerinin üçte iki kısmında düzlük, üçte bir kısmında meyil hâkim olduğu görüşüdür. 60 Gelişmesini Osmanlı hattatlarının elinde nesihle beraber tamamlamıştır. Harflerin boyları ve genişlikleri biraz küçük olduğu gibi sin, sad ve kaf gibi harflerin çanak kısımları daha derin ve kısadır. 61 Muhakkak yazıya nispetle yuvarlak kısımlar daha fazladır. Ümmü l-hutut (yazıların anası) denen sülüs Emeviler in son devrinden itibaren (levha, kitap başlığı gibi) her türlü gaye için kullanılmıştır. XVI. yüzyıldan itibaren de bütün İslam dünyasında muhakkak yazının yerini almıştır 62. 1.4.5. Nesih Sülüs yazıya benzediği gibi onun üçte biri kadardır. Sözlük anlamı bir şeyi kaldırmak, onun yerine başka bir şeyi koymak demektir. Bir milim kalınlığında kalemle yazılır. 63 Harfler sülüsünkinden ayrı özelliklere sahip olsa da ikisi arasında sıkı bir yakınlık vardır. Nesih yazıda sülüs harfleri üçte bir nispetinde ufalmış olmakla beraber, tam sülüs değil, fakat onu andırır 64. Bugün İslam dünyasında kitap yazısı olarak benimsenmiş okunması ve yazılmasındaki kolaylık sebebiyle diğer yazılara tercih edilmiştir. 65 Nesih yazı geliştikten sonra Kur an-ı Kerimler Kûfi hat yerine nesih hat ile yazılmıştır 66. 1.4.6. Tevki Tevki; alâmet, nişan, tuğra, ferman, menşur ve beratlara denir. Sözlük anlamı bir şeyi vaki ettirmek, oldurmak ve tesir etmek tir. 67 En belirgin özelliği birleşmeyen elif, rı ve vav gibi harflerin yazıda birbirine bağlanabilmesidir. Harflerin yarısı düz yarısı yuvarlaktır. Kalem kalınlığı sülüse yakındır. Sülüs kuralları geçerli olmakla birlikte ölçü itibariyle onun biraz küçüğü ve fazla özen gösterilmeden yazılan şeklidir. Halife ve 60 Alparslan, 21-22. 61 Serin, s.77. 62 Alparslan, 21-22. 63 Rado, s.17. 64 Serin, s.77. 65 Serin, s.77. 66 Rado, s.17. 67 Alparslan, 21-22.

19 vezirlerin mektuplarının bu yazı ile yazılmasından dolayı bu adı almıştır. Tevki aynı zamanda padişah tuğralarının adıdır. Devletin resmi yazıları bu yazı ile yazılırdı. 68 1.4.7. Rıka (Hatt-ı İcâze) Deri ve kâğıt parçalarına verilen ad olduğu gibi onların üzerine sür atle yazılan yazının adıdır. Tevki nin küçük boyda yazılan şekli olup nesih ve reyhani gibi küçük ve ince kalemle yazılanıdır. Çoğu harfler birbirine bitişik olması sebebiyle hızlı yazılmaya müsaittir 69. Osmanlılarda bazen vakıf işlerinde, genellikle Kur ânların son dua sayfasında ve öğrencilerin sülüs ve nesih icazetnamelerinde kullanılmıştır. Bu sebeple rika yazıya hatt-ı icaze denilmiştir. Tevki ve Rıka yazıları aklam-ı sittede gelişmesini ilk defa tamamlayan yazılardır 70. 1.4.8. Siyâkât Sanat yazısı olmaktan ziyade, maliye, tapu ve evkafa ait kayıtlarda ve vesikalarda kullanılır. Menşei kûfî ye dayanır. Bu yazının gizliliğinin temini için kendine has bir tarzda yazılmaktadır. Nitekim bu yazıyı herkes yazıp okuyamamaktadır 71. 1.4.9. Nestalik Nestalik, talik yazısının hükmünü nesh ettiğinden dolayı bu ismi almıştır. Tebrizli olan Hoca Mir Ali tarafında icad edilmiştir 72. Aklam-ı siteden sonra tarih sahnesine çıkmıştır. İslam yazı tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Kırlangıç kanatlarının yayvan uçuşlarını andıran bir görüntüsü olan bu yazı İran zekâ ve sanat anlayışının eseridir. Nestalik, asma, asılma anlamına gelir. Harflerin birbirlerine asılmış şekilde durmasından bu adı almıştır. Bu yazıda iki ekol vardır. Biri İran nestalik ekolü; diğeri Türk nestalik ekolüdür. Türkiye haricindeki diğer ülkeler İran nestalik ekolüne bağlıdırlar. İlk zamanlar Anadolu da bu ekolün etkisinde kalmış olmasına rağmen, sonradan Türk hattatları, kendi görüş ve sanat anlayışlarına uygun yeni bir üslup 68 Alparslan, 21-22. 69 Alparslan, 21-22. 70 Serin, 72-73. 71 Alparslan, 21-22 72 Hasan Özönder, Hat ve Tezhip Sanatları Sözlüğü, Sebat Ofset Matbaacılık, Konya 2003, s.151.

20 meydana getirerek İran ekolünden ayırmışlardır. Bu ekole de Osmanlı-Türk nestalik ekolü denilmiştir 73. 1.4.10. Dîvanî Divânâ mensup demektir. Dîvanî yazı devletin kararları ve padişahın iradelerini yazmak için kullanılan bir yazı çeşididir. Yazını meydana çıkış tarihi kesin belli değildir 74 1.4.11. Celi Divânî Divânî nin çok girift ve süslü tarzıdır. Önemli yazışmalarda kullanılır. Güç okunan yazı çeşididir 75. Fakat her ikisi arasında farklar vardır. Bu yazının ne zaman ve kim tarafından icâd edildiğini bilmiyoruz. XVI. yüzyılda celî divânî nin harfleri henüz cılız bir görünüme sahiptir. En güzel şekline XIX. yüzyılda Bab-ı Ali de ulaşmıştır. 76 1.4.12. Rik a Osmanlı Türk hattatlarının icadıdır. Divânî nin dikey dikey harflerinden bazılarının biraz küçülmesi, sadeleşmesi, kavis ve meyillerinin azaltılmasından meydana geldiği anlaşılmaktadır. Yuvarlaklığı az, düzlüğü çoktur. Harekesi yoktur. Sarayda doğan bu hat günlük yazışmalarda ve mektuplarda kullanılmıştır. En eski örneklerine XVIII. Yüzyılın ilk yarılarında rastlanır 77 73 Alparslan, 21-22. 74 Alparslan, 21-22. 75 Rado, s.18. 76 Hasan Çelebi, Hattın Çelebisi, Tatav Yayınları, No.16, İstanbul 2003, s.10. 77 Çelebi, s.10.

21 Foto.1.11. Hamit Aytaç ın Yazdığı Hutût-ı Mütenevvia Levhası.

22 İKİNCİ BÖLÜM GEÇMİŞTEKİ ERZURUMLU HATTATLAR 2.1. Hâlid-i Erzurûmî Erzurum da doğdu. Doğum tarihi belli değildir. Babasının adı İsmail dir. İstanbul a gelerek Üsküdarlı Hasan Çelebi 78 den sülüs ve nesihi öğrendi. İcâzet aldıktan sonra devrin seçkin hattatlarından oldu. Büyük Derviş Ali 79 nin hocası olmuştur. Nefeszâde Seyyid İsmail Efendi 80 de onun talebelerindendir. H. 1040 ( 1630 1631 ) tarihinde vefat etti. 81 Hâlid-i Erzurûmî den günümüze gelen yazı örneği iki sayfalık nesih yazıdır (Foto.2.1-2.2). Bu yazılar Şeyh Hamdullah ekolünün özelliklerini yansıtmaktadırlar. Elimizde örneği olmadığı için Hâlid-i Erzurûmî nin celî yazı yazıp yazmadığını bilemiyoruz. Devrin geleneği olarak pek fazla da celi yazı ile uğraştığını sanmıyoruz. Foto.2.1. Halid-i Erzurûmî nin Yazmış Olduğu Nesih Yazı. 78 İstanbulludur. Asıl adı Hasan b.hamza dır. Üsküdar da doğduğu için Üsküdarlı diye anılır. Şeyh Hamdullah ın tarzında yazmıştır. Şeyh Hamdullah ın torun Pir Mehmet b. Şükrullah dan icâzetini almıştır. Üsküdar da eski Valide camiinin yazıları onundur. 1023/1614 tarihinde vefat etmiştir. Rado, s.86. 79 İstanbul da doğdu. Sülüs ve nesih yazıyı Halid-i Erzurumî den öğrendi. Altmıştan fazla Kur ân-ı Kerim, en am, evrad, kıt a ve murakka yazdı. Derviş Ali Şeyh Hamdullah ekolünü devam ettirdiği için şey-i sânî olarak tanınmıştır. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa gibi çok seçkin öğrencileri vardı. 1637 yılında vefat etti. Rado, s.100. 80 İstanbulludur. Nefeszâde denmekle meşhurdur. Sülüs ve nesihi Halid-i Erzurumî den öğrendi ve ondan icâzet aldı.1090/1679 tarihinde vefat etti. Rado, s.102. 81 Mustakimzâde, s.191; Rado, s.93.

23 Foto.2.2. Halid-i Erzurûmî nin Yazmış Olduğu Nesih Yazı. 2.2. Sinan Erzurumlu olup sülüs ve nesihte kemâl sahibidir. Âsar-ı güzidesi çoktur. 82 Tuhfe-i Hattâtîn deki bilgi sadece bu kadardır. Elimizde hattat Sinan ın yazı örneği bulunmadığı için sanatı hakkında bir değerlendirme yapamıyoruz. 82 Mustakimzâde, s.223.

24 2.3. Mahmud bin Sinan Erzurumlu olup babası Sinan dan meşk etmiştir. Metin yazmakla şöhret olmuş ve Çeteci Abdullah Paşa 83 nın takdirini kazanmıştır. 84 Hattat Sinan ın oğlu olan hattatın eserlerinden günümüze kadar bir örnek gelmediği için sanatını değerlendiremiyoruz. 2.4. Osman Mîr İlim Erzurumlu olup Saray-ı Hümâyûn da mâbeyinci rütbesiyle uzun süre hizmet ettikten sonra emekli olmuştur. Emekliliğe ayrılmasından sonra önce Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbî 85 den, sonra Hafız Osman(ö.1698) dan meşk etti ve icâzet aldı. H. 1132 yılında vefat etti. 86 Hattatın elimizde yazısı mevcut değildir. 2.5. Ömer ül- Muhâsib Erzurum da hayli bilinen bir üstâd olup sülüs ve nesihte olgunluk ve titizliğe sahiptir. 87 Eserlerinden günümüze geleni yoktur. 2.6. Şeyhülislam Feyzullah Efendi Asıl adı Mehmed olup 1048/1639 tarihinde Erzurum da doğdu. Babası Erzurum müftüsü Seyyid Mehmed Efendi ve annesi Şerife Hanım dır. İlk eğitimini babası, Abdülmümin Efendi ve dayısının oğlu İsmail Efendi den aldı. Ayrıca o sıralarda Erzurum da bulunan meşhur âlim Şeyh Mehmed Vâni Efendi nin derslerine de devam etti. İstanbul a giden Mehmed Vani Efendi nin isteği üzerine 1664 yılında İstanbul a, oradan da padişahın bulunduğu Edirne ye gitti. Burada Mehmed Vani Efendi den ders almaya devam etti ve bir süre sonra ona damat oldu. Hac dönüşü Vani Efendi nin aracılığıyla IV. Mehmed in şehzadesi Mustafa ya (II. Mustafa) hoca oldu. Bundan sonra Feyzullah Efendi ilmiye mesleğinde hızla yükseldi. Haydarpaşa, Mihrimah Sultan, Sahn-ı semân ve Ayasofya medreselerinde müderrislik yaptı. 1674 yılında İstanbul kadılığı payesiyle Sultan Ahmed medresesine tayin edildi ve 1678 de Rumeli kazaskerliği payesiyle şehzade Ahmed in(iii. Ahmed) hocası oldu. 1686 da 83 Çermiklidir. 1740yılından itibaren beş defa Diyarbakır Vâliliği yapmıştır. Çermik te medresesi vardır. Dağkapı haricinde Cinobaşı mevkiine defnedildi.(www.bilinmeyendiyarbekir.com E.T 13.11.2010). 84 Mustakimzâde, s.506. 85 Asıl adı Mustafa b. Ömer dir. İstanbul Eyüp te doğdu Suyolcuzâde diye tanınır. Derviş Ali den meşk etti ve ondan icâzetini aldı. Derviş Ali nin müsadesiyle Hafız Osman a hocalık etti. Elliden fazla Kuranı kerim yazdı 1097/1685/86 yılında 70 yaşında vefat etti. Rado, s.104. 86 Mustakimzâde, s.306. 87 Mustakimzâde, s.352.

25 Nakîbuleşrâf, 1688 yılında ise Şeyhülislam oldu. Feyzullah Efendi nin on yedi gün süren bu görevinden azli askeri bir karışıklıktan kaynaklandı ve Siyavuş Paşa aleyhine ayaklanan yeniçeriler, Feyzullah Efendi yi Erzurum kazası arpalığıyla memleketi Erzurum a gönderdiler. Yedi yıl burada yaşayan Feyzullah Efendi II. Mahmud un tahta çıkmasıyla tekrar Edirne ye gitti ve 1695 yılında ikinci defa şeyhülislamlığa tayin edildi. Bu makamda sekiz yıldan fazla kaldı. Feyzullah Efendi nin padişah II. Mahmud üzerinde büyük nüfuzu vardı. Bundan faydalanarak devlet işlerine müdahale etmeye, oğullarını ve akrabalarını yüksek mevkilere getirmeye başlayınca isyan çıktı. Tarihlere Edirne vak ası veya Feyzullah Efendi Vak âsı olarak geçen bu isyan önce İstanbul da başladı daha sonra Edirne ye sıçradı. Edirne de bulunan şeyhülislam Feyzullah Efendi ve oğlu nakibuleşraf Fethullah Efendi 1703 yılında görevden alındılar. Feyzullah Efendi ve oğlu feci işkenceler sonucunda katledildiler. Feyzullah Efendi nin kesik başı Edirne sokaklarında dolaştırıldıktan sonra Tunca nehrine atıldı. Feyzullah Efendi kaynaklarda güler yüzlü bilgili faziletli zeki nüktedan vakur ve yumuşak huylu bir kişi olarak anlatılır. Bir divan teşkil edecek kadar Arapça şiirleri vardır. Tefsir ve hadis ilimleriyle uğraştığı bilinmektedir. Suyolcuzade Mustafa Efendi den sülüs ve nesih dersleri alarak icâzet almıştır 88. Şeyhülislam Feyzullah Efendi nin herhangi bir yazısına rastlamadık. Feyzullah Efendi zaten hattatlığıyla değil şeyhülislamlığıyla meşhur olmuştur. Sanatı hakkında da bir şey söyleyemiyoruz. 2.7. Muhammed Erzurûmî Hattatın hayatı ve kimden meşk ettiğine dair elimizde bir bilgi mevcut değildir. Hattatın iki adet yazısını bir koleksiyonda rastladık 89. Hattatın yazılarından sülüs- nesih yazdığı anlaşılmaktadır (Foto.2.3-2.4). Foto 15 deki yazısında 1156/1743 tarihi mevcuttur. Muhammed Erzurûmî nin sülüs ve nesihde gayet iyi bir hattat olduğu anlaşılmaktadır. 88 Mustakimzâde, s.359; Mehmet Nusret Som, Tarihçe-i Erzurum (Yay. Haz. Ahmet Fidan), İstanbul 2005, s.118; Mehmet Serhan Tayşi Seyyid Feyzullah Efendi, DİA, İstanbul 1995, XXII, 527-528. 89 Mehmet Çebi Koleksiyonu.

26 Foto.2.3. Muhammed Erzurûmî nin Sülüs Nesih Meşki. Foto.2.4. Muhammed Erzurûmî nin Sülüs Nesih Meşki. 2.8. Ali b. Muhammed el-erzurûmî Hattatın hayatı hakkında bir malumatımız yoktur, fakat Muhammed Erzurûmî nin oğlu olduğunu imzasından anlıyoruz. Hattat muhtemelen babasından meşk etmiş

27 olmalıdır. Hattatın yazmış olduğu bir dua mecmuası özel bir koleksiyonda bulunmaktadır 90 (Foto2.5-2.6). 1206/1793 tarihli dua mecmuasından anlaşıldığı üzere Ali b. Muhammed sülüs- nesih yazmış ve babası ayarında bir hattattır. Foto.2.5. Ali b. Muhammed in Nesih Yazısı. 90 Mehmet Çebi Koleksiyonu.

28 Foto.2.6. Ali b. Muhammed in Dua Mecmuasından. 2.9.Ketencizâde Mehmet Rüşdî Efendi Ketencizâde 1834 yılında Erzurum da doğdu. Babası keten bezi ticareti yapan Rizeli Bekir Efendi dir. Bu yüzden Mehmet Rüşdî Efendi ketencizâde diye anılmıştır. Tedrisâtını Erzurum medreselerinde yapmış icâzetname almıştır. Ketencizâde bir süre Kavak Camii nde müezzinlik yaptıktan sonra Ulu Camii ye imam olmuştur. Uzun yıllar burada görev yaptığı için Ulu Camii imamı olarak da tanınmıştır. Ketencizâde çok yönlü bir kişiliktir. O hâfızdır, âlimdir, mütefekkirdir, mutasavvıftır, hatiptir, şâirdir, hattattır ve gönül adamıdır. Ketencizâde Nakşîbendi tarîkatına mensuptur. Ketencizâde 12 mayıs 1332 / 25 mayıs 1916 tarihinde vefat etmiştir. 91 91 Naci Elmalı, Erzurumlu Ketencizade Mehmet Rüştü Efendi, Elmalı Yayınları No:1, Ankara, ts., 21-23; Muzaffer Taşyürek, Erzurum Türbeleri ve Ziyaret Yerleri, Erzurum 2010, s.97.

29 Ketencizâde Erzurum da yetişen hattatların başında gelir. Özellikle talik ile yazdığı levhalar kayda değerdir. Kendine özgü istif denemeleri yapmıştır. Hattat aynı zamanda diğer yazıları da yazmıştır. Ketencizâde nin kimden ders aldığı ve kimleri yetiştirdiği ise bilinmemektedir. İster talikte olsun ister diğer yazı türlerinde olsun Ketencizâde nin hattatlığı vasattır (Foto.2.7-2.8). Foto.2.7. Ketencizâde nin Talik Yazısı(Naci Elmalı dan s.275)

30 Foto.2.8. Ketencizâde nin Yazdığı Tokatlı İsmail Efendi nin Mezar Taşı.(Naci Elmalı dan s.281)

31 2.10. Ömer Çelebi: Bu hattatın hayatı hakkında bilgiye sahip değiliz. Ancak Lala Paşa Camii nin son cemaât yerindeki kitâbeyi yazan Ömer ismindeki hattat bu olmalıdır. Evliya Çelebi Seyehatnâmesi nde 92 Ömer Çelebi ismindeki hattatları meşhurdur diyerek bu hattattan övgüyle bahsetmektedir. İbrahim Hakkı Konyalı ve Hamza Gündoğdu eserlerinde 93 adı geçen kitâbeyi yanlışlıkla İzzettin isminde bir hattatın yazdığını söylemektedirler. Kitâbe celi sülüs ile yazılmıştır ve altındaki ketebehû Ömer şeklindeki imza bariz bir şekilde okunmaktadır (Foto2.9). Foto.2.9. Erzurum Lalapaşa Camiinin Son Cemaat Yerindeki Ferman. 92 Evliya Çelebi, Seyahatnâme (kısaltılmış versiyon), Yeni Şafak Kültür Armağanı, İstanbul 2006, s.179. 93 İbrahim Hakkı Konyalı, Âbideleri ve Kitâbeleriyle Erzurum Tarihi, Erzurum Tarihini Araştırma ve Tanıtma Derneği Yayınları, S.2, Ercan Matbaası, İstanbul 1960, s. 233; Hamza Gündoğdu, Erzurum Lala Paşa Külliyesi, Kültür Bak. Yay., Ankara 1993, s.64.

32 2.11.Teymur Kemâlî Efendi Cemâlettin Server in makalesinde 94 Seyyid Ebubekir Hamid Efendi nin hocası olarak geçmektedir. Hakkında başka bilgi yoktur. 2.12.Seyyid Ebubekir Hamid Efendi Cemâlettin Server in makalesinde 95 Eskicizâde Mehmed Avnî Efendi nin hocası, Teymur Kemâlî Efendi nin talebesi olarak geçmektedir. Hakkında başka bilgi yoktur. 2.13.Eskicizâde Mehmed Avnî Efendi Cemâlettin Server in makalesinde 96 Mustafa Fehim Efendi nin hocası, Seyyid Ebubekir Hamid Efendi nin talebesi olarak geçmektedir. Hakkında başka bilgi yoktur. 2.14.Tahtacızâde Hacı Mustafa Fehim Efendi Kemhan mahallesinden tahtacı esnafından Derviş Ağa adında bir zatın oğludur. Doğum tarihi bilinmemektedir. Salihiye Medreselerinde Hacı Salih Şükrü Efendi den okudu ve ondan icâzet aldı. Hocasının ölümünden sonra da aynı medreseye müderris oldu ve kırk yıla yakın ders okuttu. Son zamanlarında Kesik Minare adı verilmiş olan yanındaki mescitde, yine kırk sene hatimle sabah namazı ve terâvih namazı kıldırmıştır. Pek çok talebe yetiştirmiştir. Ayrıca Gümrük Camii nde vâiz idi. Ömer Fazıl Cemâleddin Efendi nin vefatından sonra Erzurum müftülüğüne getirilmek istendiyse de seçimde rey alamaması yüzünden kaybetti. Hayatının son zamanlarında tefsir yazmaya başlamışsa da bitirememiştir. 1309/1891 yılında Kemhan Camii ne bitişik konağında vefat etti. Müderrisliğinde bulunduğu Salihiye Medresesi çevirmesinde Ketencizâde nin yanına gömüldü. 97 Tahtacızâde Hacı Mustafa Fehim Efendi nin hattatlığı için Mehmet Nusret Som Tarihçe-i Erzurum adlı eserinde İlimde yed-i tûlâ sahibi oluğu gibi hatt-ı nesih ve talikte de asrın Hafız Osman ı ve Yesâri si idi. Birçok Kur an yazmıştır. Celi hatla yazdığı elvah-mübareke memleketin ekseri hanelerinde beray-ı teberrük duvarlara talik olunurdu. Tabiat olarak halim ve mütevâzi bir zat idi. Ömrü boyunca kimseyi rencide 94 Cemâlettin Server, Erzurum Hattatları ve Tahtacızâde Erzurum Halkevi Kültür Dergisi, S.11, Erzurum 1046, 212-217. 95 Cemâlettin Server, 212-217. 96 Cemâlettin Server, 212-217. 97 Cemâlettin Server, 212-217.

33 etmemiştir 98.Mustafa Fehim Efendi Eskicizâde Mehmed Avnî Efendi den meşk edip icâzet almıştır 99 Mustafa Fehim Efendi nin birçok eseri rus istilasında harap olmuştur. Erzurum un eski evlerinden nadiren eserleri çıkabilmektedir. Hatice Somunoğlu nun evinde iki eserine rastladık. Biri hilye-i şerif, diğeri celi sülüs ile bir beyittir (Foto.2.11-12). Hilyede, innellâhe alâ külli şey in kadir ibâresindeki alâ kelimesini celi olarak beş defa döner vaziyette yazarak bir kompozisyon oluşturmuş, hilyenin diğer metinlerini daire satırlar halinde nesih yazı ile yazmıştır. Celi ile yazdığı beyit ise şöyledir; Ne kahrı dest-i a dâdan ne Lütfi âşinâdan bil Umûrun hakka tefvîz et cenâb-ı kibriyâdan bil Mustafa Fehim Efendi nin başka bir hilyesi İstanbul da bir koleksiyondadır(foto.2.10). Mustafa Fehim Efendi nin talik yazısını görmedik, nesih yazısı celiye göre daha ileridedir. 98 Mahmut Kemal İnal, Son Hatatlar, İstanbul 1970, s.219; Mehmet Nusret Som, s.147; Cemalettin Server, 212-217. 99 Cemâlettin Server, 212-217.

34 Foto.2.120. Mustafa Fehim Efendi nin Hilye-i Şerifi.

35 Foto.2.11. Mustafa Fehim Efendi nin Celi Yazıları.(Son Hattatlar dan s.798)

36 Foto.2.12. Mustafa Fehim Efendi nin Hilye-i Şerifi.(Hilye-i Şerife kitabından s.185)

37 2.15.Muhammed Nâzım Efendi Attârzâde Hâfız Muhammed Nâzım Efendi, Mustafa Fehim Efendi nin talebesidir. Hayatı hakkında malumâtımız yoktur. 1289/1872 tarihli yazmış olduğu Kur an-ı Kerim in ketebesi şöyledir: Ketebehû l- fakîru l- hakîr Attarzâde Hâfız Muhammed Nâzım min telâmîzi el-hâc Hâfız Mustafa Fehîmü l- Erzurûmî gafarallahu lehu ve lenâ ve afâ sene fî tis u ve semânîn ve mieteyn ve elf min hicreti men lehu l-ızzeti ve s-seâdeti ve ş-şerefi fi d-dâreyn 1289. Bahsi geçen Kurân İl Özel İdâresi Muhasebe Müdürü Vedat Tokatlı koleksiyonda bulunmaktadır. Muhammed Nâzım Efendi nin yazmış olduğu Kur ân-ı Kerim in yazısı vasat bir nesihdir (Foto.2.13-2.14) Foto.2.13. Muhammed Nâzım Efendi nin Yazmış Olduğu Kur ân-ı Kerim in Serlevhası.

38 Foto.2.14. Muhammed Nâzım Efendi nin Yazmış Olduğu Kur ân-ı Kerim in Son Sayfası. 2.16.Muhammed Âsım Efendi Âsım Efendi Mustafa Fehim Efendi nin talebesi ve kaynıdır. Hayatı hakkında malumatımız yoktur. Hattat 1320/1904 tarihinde vefat etmiştir. 100 1297/1879 tarihinde yazmış olduğu bir Kur ân-ı Kerim Erzurum İl Halk Kütüphanesi ne 678 envanter numarasıyla kayıtlıdır. Kur ân ın ketebesini hatt-ı icâze ile yazmış Mustafa Fehim Efendi nin talebesi olduğunu belirtmiştir. Kur ân ın tamamı mevcut değildir. Asım Efendi nin Kur an ı eksikleri olan başka bir Kur ân a yama yapılmıştır. Kur ân ın gayet nefis bir yazısı vardır. Asım Efendi nin başka yazılarla iştigal edip etmediğini 100 Mahmut Kemal İnal, s.219; Cemâlettin Server, 212-217.

39 bilmiyoruz, fakat gayet işlek ve kemâle ermiş bir nesih yazısı vardır (Foto.2.15-2.16-2.17-2.18). Foto.2.15. Muhammed Asım Efendi nin Yazmış Olduğu Kur ân-ı Kerim in Serlevhası.

40 Foto.2.16. Muhammed Asım Efendi nin Yazmış Olduğu Kur ân-ı Kerim den Bir Sayfa.

41 Foto.2.17. Muhammed Asım Efendi nin Yazmış Olduğu Kur ân-ı Kerim den Bir Sayfa.

42 Foto.2.18. Muhammed Asım Efendi nin Yazmış Olduğu Kur ân-ı Kerim in Ketebesi.

43 2.17.Osman Şevki Efendi Hatattın doğum tarihi belli değildir. Topçuoğlu namıyla bilinen Tortumlu Osman Şevki Efendi Lalapaşa Camiinde kırk yıl müezzinlik yapmıştır.1913 tarihinde vefat etmiştir 101. Hattı kimden meşk ettiğine dair bilgiye ulaşamadık. Osman Şevki Efendi nin Bilal Sütçü koleksiyonunda bir Hilye-i Şerifi bulunmaktadır(foto2.20). Hilye 1210/1795 tarihli olup muhakkak sülüsü ve nesih hatlarıyla yazılmıştır. Osman Şevki Efendi nin yazdığı nesih ve celî yazılar vasattır. Hattat imzasında Erzurumlu Muhammed Vehbi Efendi nin talebesi olduğunu belirtmiştir. Osman Şevki Efendi nin mezar taşı(foto.2.19) Erzurum Müzesinde olup şöyledir: Huve l- hayyu l- bâkî El- merhumu l- mağfûr El- muhtâc ilâ rahmeti rabbihi El- Kadîr Lalapaşa Müezzini hattat Osman Efendi havâcenin Ruhîçûn El Fatiha Sene fi 1329 101 Cemâlettin Server, 212-217.

44 Foto.2.19. Osman Şevki Efendinin Erzurum Müzesindeki Mezar Taşı.

45 Foto.2.20. Osman Şevki Efendinin Hilye-i Şerifi ( Hilye-i Şerife Kitabından s.118)

46 2.18.Muhammed Vehbi Efendi Hattatın hayat hikâyesi hakkında bilgi bulamadık. Ancak yazmış olduğu Hilye-i Şerifde Eskicizâde Mehmed Avnî Efendi nin talebelerinden olduğunu imzasında belirtmiştir(foto.2.21).hilye-i Şerif 1291-1874 tarihli olup, muhakkak sülüs ve nesih hatlarıyla yazılmıştır. Muhammed Vehbi Efendi nin yazıları vasattır. Foto.2.131. Muhammed Vehbi Efendi nin Yazmış Olduğu Hilye-i Şerif.

47 2.19.Süleyman Erzurûmî: Hatattın hayatı ve kimden meşk ettiğine dair bir bilgi bulamadık. Özel bir koleksiyonda 102 evrad-ı şerifine rastladık. Gayet nefis akıcı bir nesih ile yazılmış olan evrad 1171/1757 tarihlidir (Foto.2.22-2.23-2.24). Süleyman Erzurûmî, Hafız Osman sonrası bir dönemin hattatıdır. Büyük bir ihtimalle Hafız Osman ın talebelerinden meşk etmiş olmalıdır. Yazılarında Hafız Osman ın metânetini görmek mümkündür. 102 Selman Can koleksiyonu.

48 Foto.2.22.Süleyman Erzurûmî nin Yazdığı Evradın İlk Sayfası.

49 Foto.2.23. Süleyman Erzurûmî nin Yazdığı Evradın Bir Sayfası.

50 Foto.2.24. Süleyman Erzurûmî nin Yazdığı Evradın Ketebe Sayfası.

51 2.20.Ahmed Vefîk Efendi Abdullah Enîs Efendi nin oğludur. 1250/1834 yılında Erzurum da doğdu. Erzurum İbrahim Paşa Câmii nde yüksek ilimleri tedris ederek icâzet aldı. 1289/1872 yılında Erzurum Vilâyeti maârif meclisi azalığına iltihak etti.1295/1878 senesinde Erzurum Vilâyeti İstinaf Mahkemesi fahri azası oldu. Daha sonra Erzurum Merkez Bidâyet Mahkemesi Cezâ Dâiresine memur oldu. 1301/1883 yılında Edirne müderrisliği rüûsuna nâil oldu. 1309 /1891 yılında memuriyeti becâyiş sûretiyle Bağdat Vilâyeti Merkez Bidâyet Mahkemesi Ceza Dâiresine naklolunmuştur. 1312/1894 yılında ise memuriyeti Sivas Merkez Bidâyet Mahkemesi Ceza Dâiresi ne nakledilmiştir 103. Ahmet Vefik Efendi hattı babası Abdullah Enis Efendi den meşketmiştir. 1280/ 1863 yılında icazet almıştır. Bu icâzetnâme özel bir koleksiyonda olup yayımlanmıştır 104 (Foto.2.25). İcâzetnâmenin metni şöyledir: Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillâhi rabbi l- âlemîn. Ve sallallâhu teâlâ alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmaîn. Emmâ b ad: Yâ ma şere lküttâbi ve l- muharrirîn. Veffekakümullâhu teâlâ li tâatihi ve cennebeküm an ma sıyetihi inne hâzihi s-sınâate şerîfetün celîletü l-mikdâri azîmetü l-iftihâri dakîkatü l-ma nâ lâ yefhemühâ zû fehmin sekîmin. Velâ yülekkâhe illâ zû hazzın azîmin. Ve hiye s-sınâatü l-letî tehayyeret fîhâ ukûlü ehli l-ma rifeti ve dallet erbâbü t-tecrübeti bi ihtilâfi mâ vekaa ileyhim mine l-emsileti ve l-evdâi l-muhtelifeti ve hiye kenzün lâ yefnâ ve şerefün lâ yehfâ ve cemâlün lâ yeblâ yeclisü bihâ l-abdü l-hakîru fî mecâlisi lmülûki fehüve hayyün ve in mâte ve ğaniyyün ve in iftekara fe aleyküm bi l-ictihâdi fî talebi hâzihi s-sınâati ş-şerîfeti tenâlûne bihâ d-deracete r-rafîate. Ve l-hamdülillâhi llezî hâzihi l-ümmete bi l-ilmi ve l-edebi ve faddalehüm alâ cemîi l-ümemi ve esteaddehüm bi tenmîkı kitâbi l-kerîmi bi hüsnü l-hattı mea cevdeti l-kalemi. Ve enzele l- beyyinâti fî hakkı l-hattı ve l-kalemi alâ seyyidi l-arabi ve l-acemi. Kemâ kâlellâhu tebâreke ve teâlâ ikra ve rabbüke l-ekramü l-lezî alemle bi l-kalemi alleme l-insâne m âlem ya lem. Ve ennellâhe teâlâ akseme bihi fî kelâmihi kekavlihi teâlâ Nûn ve l-kalemi vemâ yesturûn. Ve kâle ba dü l-müfessirîne fî kavlihi teâlâ yezîdü fi l-halkı mâ yeşâü erâde bihi l-hatta ve kâle aleyhisselâmu men ketebe 103 Naci Okcu ve dğr, Sicill-i Ahval Defterlerine Göre Erzurumlu Memurlar, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum 2010, s.239; Mehmet Nusret Som, s.150. 104 Bilal Sezer, Erzurum da Ahmet Vefik Efendi ye Verilen Hat İcâzetnâmesi Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, S.16, Erzurum 2009, 9-12.

52 bismillâhirrahmânirrahîm fe hassenehû ahsenellâhu teâlâ ileyhi sadake rasûlullâh. Ve kâle sallallâhu teâlâ aleyhi ve sellem men ketebe bismillâhirrahmânirrahîm ve cevvedehu ğaferallâhu leh ve yüstehabbu kitâbetü l- kur âni bi ecvedi l-hatti. Ve kâle aliyyün kerremellâhu vechehu ve radıyallâhu teâlâ anhu aleyküm bi hüsnü l-hattı fe innehü min mefâtîhu r-rızkı ve kîle hüve nısfu l-ilmi ve min saâdeti l- mer i en yekûne hasene l-hattı ve fasîha l-ibârati ve kâle Yâkûtu l-musta sımiyyü el-hattu -hasenü li lfakîri mâlün ve li l-ğaniyyi kemâlün ve li l-emîri cemâlün. Allâhümme salli alâ sâhibi l-livâi ve l-alemi ve alâ âlihi ve ashâbihi zevi l-lütfi ve ş-şiyemi. Vensur sultânenâ alâ a dâihi mâdâme sellü seyfin ve ceryü kalemin. Emmâ b ad: Bâisi hâzihi lcem iyyeti l-hayriyyeti nâlellâhu teâlâbi lütfihi l-aliyyeti Ahmed Vefîk Efendi vâlidi âcizîleri efkari ibâdillâhi teâlâ Hâfız Abdullah Enîs Efendi den telemmüz idüp vaz ıketebeye istihkâkı nümâyan olub üstadlar huzûrunda izin almak âdâb-ı tarîkımizden olmağla belde-i Erzeni r-rum da olan üstadları cem ve beynlerinde cârî olan vaz ıketebeye izin taleb eylediklerinde zeyl-i vesîka olan üstadlar ittifakları ile üstadımız El- Hâc Mustafa Necîb Efendi den aldığımız üzre etâlellâhu teâlâ ömrahu ve rafea kadrahu anlar dahi Abdullah Enis Efendi den aldıkları üzre anlar dahi Kadanazâde Ahmed Efendi den aldıkları üzre anlar dahi İmâmzâde Muhammed Efendi den aldıkları üzre anlar dahi İbrâhim Efendi den aldıkları üzre anlar dahi Koca İsmâil Efendi den aldıkları üzre anlar dahi Derviş Ali Efendi den aldıkları üzre anlar dahi Hâlid Efendi den anlar dahi merhûm Muhammed Efendi den anlar dahi Derviş Muhammed Efendi den anlar dahi vâlid-i mâcidleri Mustafa Dede den anlar dahi vâlid-i mâcidleri merhûm ve mağfûr cennetmekân ve firdevs-i âşiyân vâzıu l-hattı fî kemâlihi şeyh-i tarîkımiz ve pîrimiz Hamdullah el-ma rûf bi ibni ş-şeyhi l-amâsiyyü hazretlerinden anlar dahi Hayreddin Marâşî den anlar dahi Abdullah Sayrafî den anlar dahi merhûm kıbletü l-küttâb Cemâlüddin Yâkûtü l-musta sımî den anlar dahi Ebu Hasan Aliyyü bni Hilâli l-bağdadiyyi l-ma rûf bi İbni l-bevvâb dan anlar dahi Ebu Aliyyi l-müştehir bi İbn-i Mukleti l-vezir den anlar dahi muhavvilü l-hattı ani l-kûfiyyeti reîsü meşâyihi ssûfiyyeti Hasanü l-basriyyi kuddise sırrıhu l-azîz hazretlerinden anlar dahi Esedullâhi l-gâlibi Ali bin Ebî Tâlib kerremellâhu vechehu hazretlerinden ve Osmân bin Affân ve sâir encümi l-hudâ ve mesâbîhu z-zılâm ashâbdan rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn. Biribirlerinden yeden bi yedin bu âna değin ahz idüb üstâdân-ı selef usûl-i hattî ta lîm ve teslîm eyledikleri âdâb-ı tarîkımizden olmağla müşârun ileyh

53 efkru l-ibâdi vâlid-i dâileri Hâfız Abdullah Enîs dahi Ahmed Vefik Efendi ye izin verüb ba de l-yevm kendü dahi bu şartı mürâî olub tahrîr eyledüği mesâhif-i şerîfe ve evrâda ve kıtaâta ketebe yazub beyne l-üstâdân ketebe ünvânıyla serfirân ve mümtaz olmaları içün üstâdân-ı selefe tevkîr ve ilm-i hatta ta zîm birle düstûrü l-amel olmak içün bu vesîka ketb ü tahrîr ve bu meclis-i nişât-ı behişde hazır olan üstâdlar huzurunda yedine teslim olundu. Ketebtü ve eceztü bi en yektübe l-ketebete fî kitâbetihi li ennehu müstehakkun lizâlik. Allâhümme aslih umûrenâ, allâhümme erfa annâ min belâi ddünya ve azâbi l-âhirati, allâhümme ahsin âkıbetenâ fi l-umûri küllihâ ve ecirnâ min hızyi d-dünya ve azâbi l-âhirati, allâhümme innâ nes elüke temâme l-ilmi ve temâme lma rifeti ve temâme n-ni meti ve temâme l-imâni ve temâme s-sıhhati ve temâme lâfiyeti. Allâhümme eğfirlenâ ve li âbâinâ ve li ümmehâtinâ ve li üstâdinâ ve li üstâdi üstâdinâ ve li meşâyihinâ ve li men lehu hakkun aleynâ ve li men vassânâ bi d-duâi lhayri ve li cemâati l-hâzırîne ve li cemîi l-mü minîne ve l-mü minâti ve l-müslimîne ve l-müslimâti el-ahyâi min hüm ve l-emvâti bi rahmetike yâ erhamerrâhimîn. Ve lhamdülillâhi rabbi l-âlemîn. Tahrîran fî seneti semânîne ve mieteyn ve elf fî aşri l-âhîr min şehr-i şa bân.

54 Foto.2.25. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

55 Foto.2.26. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

56 Foto.2.27. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

57 Foto.2.28. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

58 Foto.2.29. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

59 Foto.2.30. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

60 Foto.2.31. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

61 Foto.2.32. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

62 Foto.2.33. Ahmed Vefik Efendi nin İcâzetnâmesi.

63 2.21.Abdullah Enîs Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da hattat Ahmed Vefik Efendi ye verilen icâzetnâmede Ahmed Vefik Efendi nin babası olarak yer almaktadır(foto2.25-26-27-28-29-30-31-32-33). 2.22.Mustafa Necîb Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da hattat Ahmet Vefik Efendi ye verilen icâzetnâmede Abdullah Enis Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.25-26-27-28-29-30-31-32-33). 2.23.Kadanazâde Ahmed Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da hattat Ahmed Vefik Efendi ye verilen icâzetnâmede İmamzâde Muhammed Efendi nin talebesi olarak geçmektedir(foto2.25-2.26-2.27-2.28-2.29-2.30-2.31-2.32-2.33). 2.24.İmamzâde Muhammed Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da hattat Ahmed Vefik Efendi ye verilen icâzetnâmede İbrahim Efendi nin talebesi olarak geçmektedir(foto2.25-26-27-28-29-30-31-32-33). 2.25.İbrahim Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da hattat Ahmed Vefik Efendi ye verilen icâzetnâmede Koca İsmail Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.25-26-27-28-29-30-31-32-33). 2.26.Koca İsmail Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da hattat Ahmed Vefik Efendi ye verilen icâzetnamede Halid-i Erzurumî nin talebesi olan Derviş Ali nin talebesi olarak geçmektedir(foto2.25-26-27-28-29-30-31-32-33).

64 2.27.Ahmet Şevki Efendi Hayatı hakkında bilgi bulamadık ancak Erzurum da kendisine verilen icâzetnâmede 105 Mustafa Necib Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.34). Foto.2.34. Ahmed Şevki Efendi nin İcâzetnâmesi. 2.28.Derviş Ahmed Ferhat Efendi Hayatı ve kimden meşk ettiğine dair bilgi bulamadık. Fakat özel bir koleksiyonda 106 sülüs ile yazmış olduğu bir beyite rastladık.(foto2.35) Levha 1316/1898 tarihli olup, beyit şöyledir: 105 Hasan Akdağ, İcâzetnâmeler ve Erzurum da Ahmet Şevki Efendi ye verilen bir hat icâzetnâmesi. EKEV Akademi Dergisi, S.35, Erzurum 2008, 99-112. 106 Yusuf Bilen koleksiyonu.

65 Benim iki cihan içre muradım ol hüdadandır Ümidim rûz-i mahşerde Muhammed Mustafa dandır. Foto.2.35. Derviş Ahmed Ferhat Efendi nin Sülüs Beyiti. 2.29.Yusuf Ganî Erzurûmî Hattatın hayatı ve kimden ders aldığı bilinmemektedir. Erzurum Müzesi nde (Nr.1875) nesih yazıyla yazmış olduğu bir Kur ân-ı Kerim bulunmaktadır. Kur ân ın son sayfasındaki Nas sûresinden sonra bir pafta içerisine şu imzayı atmıştır: Ketebehu l- hakîru l- fakîr Yusufu l- Ganiyyi l- Erzurûmî hâmiden lillâhi taâlâ ve musalliyen ve müsellimen alâ nebiyyin Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecmaîn. Kur ân 15 satır ve 219 varaktan oluşmaktadır. Serlevhası kopmuş ancak hâtime kısmı tezhiplidir. Kur ân ın cildi tahrip olmuş vaziyettedir. Hattat sûre başlarını sülüs ile yazmıştır. Hattatın nesih yazısı daha metin ve işlektir (Foto2.36-2.37)

66 Foto.2.36. Yusuf Gani nin Yazmış Olduğu Kur an dan Bir Sayfa.

67 Foto.2.37. Yusuf Gani nin Yazmış Olduğu Kur an ın Son Sayfa.

68 2.30.Muhammed Ârif Efendi: Hayatı hakkında bir bilgiye rastlamadık fakat Erzurum da kendisine verilen icâzetnâmede Tahtacızâde Hafız Mustafa Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.38-2.39-2.40-2.41). İcâzetnâme 1262/1846 tarihlidir. Foto.2.38. Muhammed Arif Efendi nin İcâzetnâmesi.

69 Foto.2.39. Muhammed Arif Efendi nin İcâzetnâmesi. Foto.2.40. Muhammed Arif Efendi nin İcâzetnâmesi.

70 Foto.2.41. Muhammed Arif Efendi nin İcâzetnâmesi. 2.31.Feyzullah Münîrî Efendi Erzurum da Muhammed Arif Efendi ye verilen icâzetnâmede Muhammed Teymuru l-kemali Efendi nin hocası, Mustafa Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.38-2.39-2.40-2.41). 2.32.Mustafa Efendi Muhammed Arif Efendi ye verilen icazetnamede Feyzullah Münîrî Efendi nin hocası, Muhammed Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.38-2.39-2.40-2.41). 2.33.Muhammed Efendi Muhammed Arif Efendi ye verilen icazetnamede Mustafa Efendi nin hocası İbrahim Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto2.38-2.39-2.40-2.41).

71 2.34.Mustafa Sâbir Efendi Hayatı hakkında bilgiye rastlamadık fakat Erzurum da kendisine verilen icazetnamede Hafız Hüseyin Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto.2.42). İcâzetnâme 1219/1804 tarihlidir. Foto.2.42. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

72 Foto.2.143. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

73 Foto.2.44. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

74 Foto.2.45. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

75 Foto.2.46. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

76 Foto.2.47. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

77 Foto.2.48. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi.

78 Foto.2.49. Mustafa Sâbir Efendi nin İcâzetnâmesi. 2.35.Hacı Hâfız Hüseyin Efendi Erzurum da Mustafa Sâbir Efendiye verilen icazetnamede Sâbir Efendi nin hocası Mustafa Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır.(foto.2.42-49) 2.36.Osman Hâzık Efendi Hayatı hakkında herhangi bir bilgiye rastlamadık ancak Erzurum da kendisine verilen icâzetnâmede Muhammed Feyzi Efendi nin talebesi olarak yer almaktadır(foto.2.50).

79 Foto.2.50. Osman Hâzık Efendi nin İcâzetnâmesi.

80 Foto.2.51. Osman Hâzık Efendi nin İcâzetnâmesi.

81 2.37.Muhammed Feyzî Efendi Osman Hazık Efendi nin icâzetnâmesinde Hazık Efendi nin hocası, Abdullah Enîs Efendi nin talebesi olarak geçmektedir(foto.2.50-51). 2.38.İsmail Zühdî el-erzurûmî Hattat hakkında herhangi bir bilgimiz mevcut değildir. Hattatın yazmış olduğu bir Kur an-ı Kerim Erzurum İl Halk Kütüphanesi nde 14584 envanter numarasıyla kayıtlıdır. Kur an ın 1253/1837 tarihli olup, baştan bir cüz kadar eksiktir. Hattatın yazısı vasat bir nesihdir (Foto.2.52-53-54). Foto.2.52. İsmail Zühdî Efendi nin Kur an-ı Kerim inden Bir Sayfa.

82 Foto.2.53. İsmail Zühdî Efendi nin Kur an-ı Kerim inden Bir Sayfa. Foto.2.54. İsmail Zühdî Efendi nin Kur an-ı Kerim inin Son Sayfası.

83 2.39. İsmail Sabri Efendi Hayatı hakkında bilgiye rastlamadık fakat, Esat Paşa camiinde celi sülüsle yazılmış üç levhasını bulduk. Siyah zemine beyaz boya ile yazılmış olup tarihi bulunmamaktadır(foto.2.55-56-57). Foto.2.55. İsmail Sabri Efendi nin Celi Sülüs Levhası. Foto.2.56. İsmail Sabri Efendi nin Celi Sülüs Levhası. Foto.2.57. İsmail Sabri Efendi nin Celi Sülüs Levhası.

84 2.40.Âkif Efendi Cemalettin Server makalesinde Kadızâdelerden Akif Efendi nin talik yazıda emsalsiz kudreti olduğunu söylemektedir. 107 2.41.İsmail Fehim Efendi Cemalettin Server Erzurum lu İbrahim Hakkı nın en büyük oğlu olan Fehim Efendi nin de çok güzel yazılarının olduğunu söylemektedir. 108 2.42.Hafız Osman Müzzehhip Eyyüp Sabri Efendi nin oğludur. Yukarı Habip Efendi Camiinde imam iken umûmi harpte vefat etti. 109 2.43.Şeyh Mustafa Fehmi Efendi Hattat Osman Şevki Efendi nin oğludur. Güzel yazıda ve tezhipte şöhreti vardı.1939 yılında vefat etmiştir. 110 2.44.Ahıskalı Ali Vasfi Efendi Bayraktaroğullarından olup, her çeşit yazıda, bilhassa nesih ve reyhani yazıyı gayet iyi yazanlardandı. 111 2.45.Hacı Ahmet Naim Bey Ahıskalı Ali Vasfi Efendi nin oğludur. İleri dercede bir hattat idi.1940 yılında vefat etmiştir. 112 2.46.Mehmed Durak Alaca köylü olup talik yazıda eşsiz örnekler vermiştir. 1926 yılında vefat etmiştir. 113 107 Cemâlettin Server, 212-217. 108 Cemâlettin Server, 212-217. 109 Cemâlettin Server, 212-217. 110 Cemâlettin Server, 212-217. 111 Cemâlettin Server, 212-217. 112 Cemâlettin Server, 212-217. 113 Cemâlettin Server, 212-217.

85 2.47.Namık Efendizâde Hüseyin Asım Efendi Osman Şevki Efendi nin yetiştirdiği önemli hattatlardandır 1909 yılında vefat etmiştir. 114 2.48.Ahmed Şevki Efendi Ahıskalı Ali Vasfi Efendi nin icazetli talebelerinden olup, 1924 yılında vefat etmiştir. 115 2.49.Mehmed Kamil Efendi Âsiyâbi zadelerden olup fevkalede nesihle yazdığı kuranları bizzat kendisi ciltlemiş ve tezhiplemiştir. 1917 yılında vefat etmiştir. 116 2.50.Nalçacızâde Hacı Osman Faik Efendi Çok sanatlı celi yazan bu hattat 1907 yılında vefat etmiştir. 117 2.51.Hacı Salih Zühdi Efendi İbrahim Paşa Camii imamı olan Zühdi Efendi birkaç Kur an-ı Kerim yazmış 1910 yılında vefat etmiştir. 118 2.52.Mustafa Said Efendi Sığırcık imamının oğlu olan hattattın yazdığı Kur an-ı Kerimler vaktiyle Lalapaşa camiinde idi. 119 2.53.Hacı Osman Hamdi Efendi Sığırcık imamının oğlu olup tanınan hattat idi. 120 2.54.Hafız Mehmed Fâik Efendi Gözübüyüklerden olup Hacı Köse Ömer Camii imamı idi. 1918 yılında vefat etmiştir. 121 114 Cemâlettin Server, 212-217. 115 Cemâlettin Server, 212-217. 116 Cemâlettin Server, 212-217. 117 Cemâlettin Server, 212-217. 118 Cemâlettin Server, 212-217. 119 Cemâlettin Server, 212-217. 120 Cemâlettin Server, 212-217. 121 Cemâlettin Server, 212-217.

86 2.55. Ziyauddin Bey Gözübüyüklerden olup Hafız Mehmed Faik Efendi nin kardeşi idi. Erzurum milletvekilliği yapan Ziyauddin bey nesih talik ve rık a yazardı. 1944 yılında vefat etmiştir. 122 2.56. Mehmed Sakıp Efendi Askeri Rüştiye nin güzel yazı muallimi idi. 1902 yılında vefat etti. 123 2.57. Esad Hamdi Efendi Birçok tanınmış hattatta hocalığı olan Dervişağa camii imamı Esad Efendi 1889 yılında vefat etmiştir. 124 2.58. Mehmed Civelek Bakırcı Camii imamı olan hattat pek çok hattatta yazı meşk ettirmiştir.1893 yılında vefat etmiştir. 125 2.59. Mehmed Akif Efendi Budakzâdelerden olup Mülkiye İdadisinde yazı muallimi idi. 1915 yılında vefat etti. 126 2.60. İmamzâde Hafız Osman Fâik Efendi Son devrin iyi rık a yazan hattatlarından idi. 1938 yılında vefat etti. 127 2.61. Ödüklüzâde Müftî Hacı Lütfullah Vehbî Efendi Tahtacızâde Mustafa Fehim Efendi nin damadı olup, kayınpederinin mezar taşını sülüs yazı ile yazmıştır. Aynı zamanda Erzurum milletvekili olan Vehbi Efendi 1914 yılında vefat etmiştir. 128 122 Cemâlettin Server, 212-217. 123 Cemâlettin Server, 212-217. 124 Cemâlettin Server, 212-217. 125 Cemâlettin Server, 212-217. 126 Cemâlettin Server, 212-217. 127 Cemâlettin Server, 212-217. 128 Cemâlettin Server, 212-217.

87 2.62.Ahmed Raşit Şevki Mustafa Fehim Efendi nin büyük oğlu olup kendisinden icazet almış hattatlardan idi.1893 yılında vefat etmiştir. 129 2.63.Şevket Özdem 1926 yılında Erzurum un Aşkale ilçesine bağlı Taşağıl köyünde doğdu. Babası Ömer Efendi, dedesi Kolağası Ahmed Efendi dir. Şevket Efendi ilk mektebini köyünde tamamladı. Hafızlık ve tahsil için önce Konya ya ardından İstanbul a gitti. Gönenli Mehmet Efendi ye iki yıl kadar devam ederek Arapça ve dini ilimleri öğrendi. Müteakiben İstanbul Müftülüğü nün açmış olduğu müezzinlik imtihanını dereceyle kazanarak, Sultanahmet teki İshak Paşa Camii de göreve başladı. Şevket Efendi yi yazıya başlatan zât hattat Muhammed Şevket Pektaş Efendi (1880-1969) dir 130. Şevket Pektaş Efendi, bu yetenekli talebesini zaman zaman devrin iki büyük üstadı Hamit Aytaç (1883-1982) ve Halim Özyazıcı beylere meşk için gönderirdi. Şevket Efendi ilk olarak sülüs ve nesih yazılarını meşk etti. Sonraları talik, tevkî, rıka, divânî yazılarını da çalıştı. Hocası kısa bir süre tezhip sanatını da öğrenmesi için Süheyl Ünver Bey (1898-1964) e gönderdi. Şevket Efendi yedi senelik meşkten sonra 1954 (1375) tarihinde Sultanahmet Camii nde yapılan bir tören ile sülüs nesih dallarında icâzet aldı. İcâzetine Şevket Pektaş ve Hamit Aytaç Efendiler imza koydu. Şevket Efendi beş yıl daha İstanbul da kaldıktan sonra, hocasının bütün ısrarına rağmen 1960 yılında memleketi Aşkale ye döndü. Emekliliğine kadar Aşkale Yeni Camii nde imamlık vazifesini sürdürdü. 7 Şubat 2003 tarihinde vefat etti. 131 Şevket Efendi asıl olarak Şevki Efendi ekolüne mensup, Filibeli Ârif kolundan, Refet Efendi nin talebesi olan Şevket Pektaş Efendi nin talebesidir. Şevket Efendi nin yazılarına genellikle Erzurum ve çevresindeki camilerde rastlanılmaktadır. Şevket Efendi nin icâzetli talebesi yoktur. Şevket Efendi sanat çehresinden yoksun memleketinde sanatını ilerletememiş ve körelip gitmiştir. İstanbul da iken yazdığı yazılar daha sanatkâranedir. 129 Cemâlettin Server, 212-217. 130 Yusuf Bilen, Hattat Şevket Özdem Efendi, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum 2001, 301-316. 131 Nurullah Sami Özdem, Hattat Şevket Erzurumî, İlim, Fikir ve Kültür Dergisi Gülistan, S.45, İstanbul 2004, 16-17.

88 Foto.2.58. Şevket Özdem in Sülüs Yazısı. Foto.2.59. Şevket Özdem in Talik Yazısı.

89 Foto.2.60. Şevket Özdem in Nesih Yazısı. Foto.2.61. Şevket Özdem in Lafza-i Celal İstifi.

90 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM GÜNÜMÜZDEKİ ERZURUMLU HATTATLAR 3.1. Hasan Çelebi 1937 yılında Erzurum un Oltu ilçesinin İnci köyünde dünyaya geldi. Doğduğu yıllarda genç bir cumhuriyet olan Türkiye savaşın yaralarını sarmakta, yapılanmaya çalışmaktadır. İnsanlar fakr ü zaruret içindedir. Haliyle, Çelebi nin çocukluğunu da yokluk ve sıkıntı içinde geçer. Anadolu nun bir çok yerinde olduğu gibi İnci köyünde de okul ve öğretmen yoktur. İlim ve irfan sahibi bir şahsiyet olan Yusuf Altaş, o dönemde yayımlanan Köroğlu ve Köylü gazetelerini muntazaman köye getirip halk istifade etsin diye meydanda duvarlara asmaktadır. Kâğıda ve kaleme karşı aşırı bir sevgisi olan Çelebi, bu gazeteler vasıtasıyla kendi gayretleriyle okumayı öğrenir.1954 te Kur an ilimlerini tahsil maksadıyla İstanbul a gelir. Bir hemşerisi vasıtasıyla Üçbaş Medresesi ne yerleştirilir. Çelebi, burada altı ay boyunca Arapça ve din derslerine devam eder. Oradan da Üsküdar Çinili Medresesi ne naklolur.15 Mayıs 1956 dan itibaren de Mihrimah (İskele) Camii inde müezzin olarak görev yapmaya başlar. 1957-58 yıllarında askerlik vazifesini ifa eder. Askerlik dönüşü bir süre Mehmet Nasuhi Camii inde imamlık yapar. 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle birlikte üç yıl İstanbul dan ayrı kalır. Bu süre zarfında Artvin in Yusufeli ilçesinde müezzin olarak bulunur. Müezzinlik yaptığı sırada Müftü Hafız Bekir Efendi yle tanışır. Bu karşılaşma Çelebi nin yeniden İstanbul a dönmesini sağlayacaktır. Bekir Efendi aracılığıyla Hasan Çelebi, 15 Ağustos 1963 yılında Üsküdar Sultan Tepesi Mehmet Said Efendi Camii ne imam tayin edilir. 1964 te Şeyh Camii ne1974 senesinde de Fıstıkağacı Selami Ali Camii ne naklolur. 1987 de emekliye ayrılır İstanbul a tekrar döndükten sonra görev yaptığı Sultantepe de taş ustası Yusuf Efendi ile tanışır. Çelebi, Yusuf Efendi vasıtasıyla Hattat Hamit Aytaç la 132 (1891-1982) görüşür ve Hamid Bey e kendisine hat dersi verip veremeyeceğini sorar. Hamit Bey de cevaben Görüyorsun çok meşgulum, ama benim 132 Asıl adı Şeyh Mûsa Azmî olan Hâmit Aytaç 1891 yılında Diyarbakır da doğdu. Hâmit Bey ilk yazı derslerini sıbyan mektebinde hocası Mustafa Âkif (Tütenk) Bey den aldı. İstanbul a geldiğinde Hacı Nazif Bey (ö. 1913) den celî sülüs, Reîsülhattâtin Kâmil Akdik (ö. 1941) ile Neyzen Emin Yazıcı (ö. 1945) dan sülüs ve nesih yazılarında faydalandı. İsmail Hakkı Altunbezer (ö. 1946) den tuğra çekmesini geliştirdi. Talikte bir müddet Hulûsi Efendi (ö. 1940) ye devam ettiyse de daha çok Mehmet Esad Yesârî (ö. 1798 ) nin yazı örneklerinin etkisinde kaldı ve onun yolunu benimsedi. 19 Mayıs 1982 de vefat etti; Rado, s.267; Alparslan, s.100.

91 talebem Halim var, ona git o öğretir der. Hasan Çelebi bu tavsiye üzerine Topkapı dışında Çırpıcı Çayırı nda oturan Hattat Halim Özyazıcı dan 133 (1898-1964) meşke başlar. Dört ay sonra Halim Bey bir trafik kazasında hayatını kaybeder. Dört aylık bir dersin sonunda hocasını kaybeden Hasan Çelebi ne yapacağını bilmez bir halde ortada kalmıştır. Tekrar Hamid Bey e gitmeye cesareti yoktur, çünkü ilk teklifinde reddedilmiştir. Bu esnada Diyanet eski Reisi Ömer Nasuhi Bilmen in oğlu Avni Bilmen le karşılaşır. Üzüntüsünü ona anlatır. Avni Bilmen, Hamid Bey e gitme konusunda Çelebi yi cesaretlendirir. Hamid Bey e gidip kendisinin selamını götürmesini ve talebini yinelemesini söyler. Çelebi o şevkle bir daha Hamid Bey in huzuruna çıkar ve bu sefer derse kabul edilir.6 yıllık bir çalışmanın sonunda Hamid Bey den icazet alır. 134 14 Ekim 1964 te başlayan bu birliktelik Hamid Bey in vefatına kadar 18 yıl devam eder. Çelebi nin ikinci bir icazeti daha vardır. Çelebi, Hamit Aytaç dan sülüs neshi meşkettiği sırada; 1966 senesinde merhum Kemal Batanay la 135 tanışmış ve ondan da ta lik ve rik a dersleri almaya başlamıştır. 1975 senesinde Ta lik yazının üstadlarından Veliyyüddin Efendi nin 136 bir Ta lik kıtasını takliden yazıp Kemal Batanay dan icazetini alır. 1976'dan bu yana sürdürdüğü hat derslerine devam etmekle beraber yurt içinden ve yurt dışından olmak üzere toplam 52 talebesine icazet verdi. 137 133 Mustafa Halim Özyazıcı 14 Ocak 1898 tarihinde İstanbul da doğdu. Gülşen-i Maârif Rüştiyesi nde yazı hocası Hamit Aytaç tan istifade etti. Sanâyi-i Nefise Mektebi ne bir yıl devam ettikten sonra Medresetü l- Hattâtîn e kaydoldu. Hasan Rıza Efendi den başladığı sülüs- nesih meşkini Hacı Kamil Akdik ten tamamladı. Talik yazıyı Hulusi Efendi den, celî yazıyı İsmail Hakkı Bey den, dîvânî yazıyı Ferid Bey den yazarak 1918 Medresetü l- Hattâtîn den mezun oldu. Halim Özyazıcı Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi nde çalıştı.. 1948 yılında Güzel Sanatlar Akademisi ne hat hocası olarak tayin edildi. 30 Eylül 1964 günü geçirdiği bir trafik kazası neticesinde vefat etti. Rado, s. 260; Alparslan, s.99. 134 Hasan Çelebi, Erişim Tarihi 30.05.2010, http://www.kalemguzeli.net/hattat-hasan-celebi.html. 135 1891 yılında İstabul da doğdu. İbtidai, Rüşdi ve idadi tahsilini yaptı. Talik yazıyı Hulusi Efendi den meşk etti ve 1918 de icâzet aldı. 1981 yılında vefat etti.rado, s.266; Alparslan, s.186. 136 İstanbul ludur. Talik yazıyı Durmuşzâde Ahmed Efendi den meşk etti. Bir süre kadılık yaptıktan sonra Anadolu ve Rumeli kazaskeri oldu.1759 yılında Şeyhülislam oldu.1182/1768 de vefat etti. Rado, s.170. 137 Çelebi, 6-7.

92 Foto.3.1. Hasan Çelebi nin Sülüs Nesih İcâzetnâmesi.

93 Foto.3.2. Hasan Çelebi nin Talik İcâzetnâmesi.

94 Foto.3.3. Hasan Çelebi nin Celi Sülüs Yazısı. Foto.3.4. Hasan Çelebi nin Celi Yazısı.

95 3.2. Fuat Başar 7 Mart 1953 senesinde Erzurum'da doğdu. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni okudu. 1977 yılında ebru sanatına olan ilgi ve merakıyla Mustafa Düzgünman'a 138 mektup yazarak ebru çalışmalarına başladı. Aynı dönemde Hamit Aytaç ile de mektuplaşarak hocadan Hat dersi almaya başladı. 1980 senesinde sanat aşkını tıp öğrenimine tercih etti ve hocalarından feyz alabilmek için İstanbul'a geldi. 1980 senesinin 10 Eylül'ünde Hamit Aytaç Hoca'dan hat icazeti aldı. İcazet almasına rağmen vefatına kadar hocasının dizinin dibinden ayrılmadı. 1989 yılının 10 Eylül'ünde ise büyük ebru ustası Mustafa Düzgünman'dan, biri Osmanlı Türkçesi olmak üzere üç ebru icazeti aldı. Hocalarının vefatı ile kendi atölyesini kuran Fuat Başar, bu tarihten itibaren profesyonel ebrucu ve hattat olarak hayatını sürdürmektedir. Günümüzde Türkiye'nin her bir köşesinde icazetli talebeleri ebru ve hat sanatını öğretmektedir. Dünya çapında birçok hattat ve ebru ustası yetiştiren sanatçı, 350'nin üzerinde kişisel ve karma sergiye iştirak etti. Uluslar arası birçok sanat faaliyetine katıldı. Amerika, Almanya, Japonya, Malezya ve diğer birçok ülkede ebru sanatı tanıtımında bulundu. Yıldız Teknik Üniversitesinde ebru fizikokimyası konusunda çalışmalarda bulundu. Ebru konusunda yayınlanmış kitabı ve birçok makalesi vardır. Çok sayıda radyo ve televizyon programına katılan, yerli ve yabancı belgeselleri, röportajları, çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları olan Fuat Başar, birçok kitabın hazırlanmasına da katkıda bulunmuştur. Eserleri dünyanın birçok müzesinde, yurt içi ve dışındaki koleksiyonerlerde bulunmaktadır. Japon İmparatoru, Malezya başkanı, Suudi Arabistan Kralı Faysal başta olmak üzere, birçok devlet başkanı ve bakanın da tuğralarını çekmiştir. 138 1920 de İstanbul da doğdu. 1938 yılında annesinin dayısı Necmettin Okyay onu Güzel Sanatlar Akademisinin tezyini sanatlar bölümüne kaydettirdi kısa süre sonra baba mesleği aktarlığa döndü. Düzgünman Ebru sanatı dışında dini musikiyle de meşgul olmuştur.1994 te vefat etmiştir. M. Uğur Derman, Türk Sanatında Ebru, İstanbul 1977, s.49.

96 Foto.3.5. Fuat Başar ın Sülüs Nesih Kıtası. Foto.3.6. Fuat Başar ın Ebrusu.

97 Foto.3.7. Fuat Başar ın Ebrusu( Bilal Sezer koleksiyonu). 3.3. Turan Sevgili 1945 yılında Erzurum Oltu'da doğan Turan Sevgili, ilk, orta ve lise tahsilini Çorum'da tamamladıktan sonra 1967 yılında İstanbul İlahiyat Fakültesi'nden, daha sonra da M.S.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü'nden mezun oldu.1963 yılında son dönem hat ustalarından merhum Hamid Aytaç ile hat sanatına başladı, kendisinden Kûfi, Sülüs, Nesih, Ta'lik, Divani, Celi Divani olmak üzere 6 çeşit yazıdan icazet (diploma) aldı. 1981-82 yılında Bursa İlahiyat Fakültesi'ne hat öğretim üyesi olarak atanan Turan Sevgili bir süre burada görev yaptı. Aynı zamanda davetiye ve özel siparişler için Türkçe kaligrafiler yazan ustanın birçok özel koleksiyonda ve camide eserleri bulunmaktadır. Suudi Arabistan'daki Mektebet-ül Nahda-1 Hadise isimli yayınevi için bir Kur'anı Kerim yazan sanatçının bu çalışması büyük ilgi gördü. Ünlü hattatların portrelerini ve eserlerini içeren bir Hattatlar Albümü hazırlayan sanatçı,1963 yılından beri

98 Cağaloğlu'nda profesyonel olarak hattatlık ve ressamlık yapmakta ve öğrencileriyle bu sanatı gelecek nesillere aktarmaktadır. Foto.3.8. Turan Sevgil nin Hilye-i Şerifi. Foto.3.9. Turan Sevgili nin Portlerini Yaptığı Hattatlar Halim Özyazıcı, Kemal Batanay ve Hamit Aytaç.

99 3.4. Nurullah Özdem 1984 yılında Erzurum un Aşkale ilçesinde doğdu. Hat sanatını çocukluğunda dedesi vasıtasıyla tanıdı. İlk ve orta mektep tahsilini de memleketinde ikmal etti. Atatürk üniversitesi güzel sanatlar bölümü resim öğretmenliğinden mezun oldu.(2005) 1998 de dedesi Hattat Şevket Özdem (1926-2003) den Hüsn-i Hatta başladı. Doç Dr. Bilal Sezer`den devam etti hurufatı tamamladı ve tavsiyesi üzerine Davut Bektaş hocaya intisâb etti. (2004) Eylül 2007 de Ircıca tarafından düzenlenen törenle, Davud Bektaş ve Üstad Hasan Çelebi tasdîkiyle Sülüs-Nesih icazetini aldı. Yurt içi ve yurt dışında muhtelif karma sergilere iştirak etti. Birçok özel koleksiyonda eserleri bulunmaktadır ve İstanbul Fatih de hattatlıkla iştigal etmektedir. Foto.3.10. Nurullah Özdem in Celi Sülüs Yazısı.

100 Foto.3.11. Nurullah Özdem in Celi Sülüs Yazısı.

101 Foto.3.12. Nurullah Özdem in Muhakkak Yazısı.

102 Foto.3.13. Nurullah Özdem in Kûfi Yazısı.

103 Foto.3.14. Nurullah Özdem in Hilye-i Şerifi. 3.5. Ali Bedir 1967 yılında Erzurum da doğdu. 1986 yılında Erzurum Lisesi tarafından organize edilen yarışmalarda Karakalem 1. lik ödülü aldı. Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. Resim sanatında sivil ve askeri takdirnamesi bulunmaktadır. Üniversite öğrenimiyle birlikte Hat Sanatı ile meşgul oldu. Konya da, Hattat Dr. Hüseyin Öksüz den bir süre eğitim aldı. 1995 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı GESAM a üye oldu. 2004 yılında Hattat Mustafa Necateddin Erzurumî nin Medine-i Münevvere de yetiştirdiği âlim, kurra, karî ve hafız olan Hattat Nazif Şehitoğlu Efendi den eğitimini tamamlayarak Sülüs yazı da İcazet aldı. Kişisel sergileri yanında karma sergilere katıldı. 2007 yılında talep üzerine Tezhip sanatçıları K.Zeynep Güney ve A.Nihan Güney Hanımların ipek üzerine tezhipledikleri Asr Suresi eser projesi Suudi Arabistan Kraliyet Sarayında kabul görerek Sanatçı Tanıma Belgesi verildi.

104 2008 yılında açılan sınavla Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçı Kartı na sahip oldu. Yurtiçi ve yurtdışı bazı koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. Memuriyet hayatıyla birlikte sanat çalışmalarına devam etmektedir. Birçok sergi açmıştır. Foto.3.15. Ali Bedir in Celi Yazısı. 3.6. Ömer Faruk Özoğul 1968 yılında Erzurum da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini aynı şehirde tamamladı.1992 yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Resim Bölümüne girdi. 1996 yılında mezun oldu. Resim Öğretmeni olarak Ağrı nın Doğubayazıt ilçesine atandı.1998 da tayinle Erzurum a döndü. Ebru, sulu boya ve yağlı boya çalışmalarından oluşan ilk kişisel sergisini açtı. Halen Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Doç. Dr. Bilal SEZER aracılığı ile tanıştığı Hattat Davud BEKTAŞ la 2000-2002 yılları arasında mektuplaşmak suretiyle sülüs-nesih yazı meşketmeye başladı. Hat sanatına duyduğu ilgi 2002 yılında İstanbul a tayin istemesine

105 sebep oldu. 25 Kasım 2005 tarihinde IRCICA da yapılan törenle hocası Davud BEKTAŞ tan İcâzetini aldı. Albaraka Türk ün 2005 te düzenlemiş olduğu hat yarışmasında Celi Sülüs dalında üçüncülük, 2007 yılında İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi(IRCICA) nin düzenlemiş olduğu 7.Milletlerarası Hat Yarışmasında Celi Sülüs dalında üçüncülük,vakıflar Genel Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu 2007 Vakıf Medeniyeti Çevre Yılı Vakıf konulu Hat yarışmasında birincilik, Albaraka Türk ün 2008 de düzenlemiş olduğu Yardımlaşma konulu hat yarışmasında Celi Sülüs dalında ikincilik ödüllerini aldı. Yurtiçi ve yurtdışı birçok sergiye katıldı. Foto.3.16. Ömer Faruk Özoğul un Celî Yazısı.

106 Foto.3.17. Ömer Faruk Özoğul un Celi Yazısı.

107 Foto.3.18. Ömer Faruk Özoğul un Celî Yazısı. 3.7. Selma Kırkıncıoğlu Akcan Erzurum da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum da tamamladı.1986 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi nden mezun oldu. Eşi Murat Akcan ile kurmuş olduğu Akcan Mimarlık Mühendislik bürosunda çalışmalarına devam ederken, Hat Sanatına gönül verdi. Altunizade Kültür Merkezinden Hattat Ali Hüsrevoğlu ndan Sülüs, nesih, rika dalında icâzet aldı. Hafız Osman hattıyla bir adet Kur an-ı Kerim yazdı. Hilye-i Şerife ve Esma-ül Hüsna tasarımları yaptı. Çeşitli ayet, hadis ve hikmetli sözlere farklı yorumlar getirdi. Sülüs dalında çeşitli kompozisyonlar (istif) yapmaktadır. 11 kez sergilere katılan (Altunizade K.M. Cevizli ve Kartal İSMEK, Feshane, Mehmet Akif Ersoy K.M.) Hattat Mimar Selma Akcan ilk kişisel sergisini Unkapanı Tekel Sanat Galerisinde açtı. 2. kişisel sergisini Pendik Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde açtı. 3.Kişisel Sergisini Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezinde açtı 4. kişisel sergisini Altunizade Kültür

108 Merkezinde açtı. Çalışmalarında sülüs, nesih, divani, kufi, modern dallarında devam etmektedir. Foto.2.19. Selma Kırkıncıoğlu Akcan ın Kûfi Çalışması. 3.8. Abdullah Güllüce Hattat Abdullah Güllüce, 01.09.1980 tarihinde Erzurum`da doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra Erzurum İmam Hatip Lisesinden 1999 da mezun oldu. 1995 tarihinde Erzurum da Hattat Mümtaz Durdu Bey ile tanıştı. Nesih derslerini ondan meşk etti. 1,5 yıl devam ettikten sonra hocasının İstanbul a nakli ile derslere mektupla devam etti. Liseden mezun olduktan sonra İstanbul a gelip Hattat Hasan Çelebi den sülüs, nesih meşkine devam etti ve 2003 Mayıs ında icâzet aldı. Şu anda İstanbul da hat çalışmalarına devam etmekte ve Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İlâhiyat (ön lisans) bölümünde okumaktadır.

109 Foto.3.20. Abdullah Güllüce nin Celî Sülüs Yazısı. 3.9. Abdullah Aydemir 1974 Erzurum Horasan da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Horasan da tamamladı(1992). 1999 da Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü Tezhip Anasanat Dalından mezun oldu. Üniversitede bölüm derslerinin yanı sıra 1996 da Abdülhâdî Erol Dönmez den Hüsn-i Hat dersleri almaya başladı. 2001 yılında İstanbul a yerleşerek uygulamalı Türk-İslâm Sanatları Kütüphanesi nde Abdülhâdî Erol Dönmez le Hüsn-i Hat meşkine devam etti. 2007 de Abdülhâdî Erol Dönmez den sülüs-nesih yazı icâzeti aldı.2007 den beri uygulamalı Türk-İslâm Sanatları Kütüphanesinde Hattat Hüseyin Kutlu dan ihtisas derslerine devam etmekte olup, ayrıca aynı mekânda Abdülhâdî Erol Dönmez in asistanlığını yapmaktadır. 2005 ten beri İSMEK(İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları) te Hüsn-i Hat dersleri, 2004 ten beri de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

110 Konservatuarı-Güzel Sanatlar Eğitimi Merkezi nde Tezhip dersleri vermektedir. Yurtiçi ve yurtdışında karma sergilere katıldı. Evli ve üç çocuk babasıdır. Yazılarında imza olarak Abdulhay mahlâsını kullanmaktadır. Foto.2.21. Abdullah Aydemir in Celî Sülüs Yazısı.

111 3.10. Yusuf Bilen 1970 yılında Erzurum da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum da tamamladı. 1996 yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Bir müddet sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra 1998 yılında Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü nde Araştırma Görevlisi oldu. 2001 yılında Hattat Mustafa Halim Özyazıcı, Hayatı, Sanatı ve Eserleri konulu yüksek lisans tezi hazırladı. 2004 yılında Hattat Mehmed Özçay dan sülüs-nesih yazılarında icâzetnâme aldı. 2010 yılında Hattat Mehmed Şevki Efendi ve Sülüs-Nesih Hat Ekolü çalışması ile doktorasını bitirdi. Erzurumlu Hattat Şevket Özdem Efendi ve Hat Sanatı Eğitim Ve Öğretiminde Hoca Talebe Münasebeti konulu makaleleri olan Bilen, birçok karma, grup sergilerine katıldı ve bir kişisel sergi açtı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nde görevine devam etmektedir. Foto.3.22. Yusuf Bilen in Müsenna Yazısı.

112 Foto.3.23. Yusuf Bilen in Celî Yazısı.