Bİlkent Müzİk Günlerİ Bilkent Music Days FazIl Say NazIm Oratoryosu Oratorio Nacİ Özgüç Fazil Say Genco Erkal Serenad Bağcan Arda Aktar (29.08) Güvenç Dağüstün (30.08) Nazim Hİkmet Korosu Chorus İbrahİm Yazici, Orhan Öner Özcan İdİl Bursa, Gökçe Çatakoğlu, Çetİn Özen 29-30 Ağustos August, 2015 Cumartesi Saturday - Pazar Sunday, 20.30 Bilkent Odeon
Program. Bölüm Gençlikte Part : Youth I Üç Selvi Three Cypresses II Açların Gözbebekleri The Eyes of the Starving III Kerem Gibi Like Kerem. Bölüm Hapishanede Part : In Prison IV Diz Boyu Karlı Bir Gece Ninth Anniversary (One Night of Knee-deep Snow) V Pazar Today is Sunday VI Ben İçeri Düştüğümden Beri Since I was Thrown Inside VII Yatar Bursa Kalesinde In Bursa s Fortress Prison. Bölüm İnsan Üzre Part : On Man VIII Hapisten Çıktıktan Sonra After Getting out of Prison IX Kız Çocuğu I Come and Stand by Every Door X Hiroşima Hiroshima XI Nerden Gelip Nereye Gidiyoruz? Where Have We Come From Where We Are Going. Bölüm Memleket Üzre Part : On Homeland XII Vatan Haini Traitor XIII Şehitler Martyrs of the National Forces XIV Davet Invitation XV Memleketim My Country Final XVI Yaşamaya Dair About Living Nazım Oratoryosu Oratorio Fazıl Say ın Nazım başlığı altında bestelediği eser, şarkıcıların ve şiir sunucusunun yanı sıra, geniş bir karma koronun ve senfonik orkestranın ifade olanaklarını kullanırken, kimi yerde usulca duyurulan lirik bir havayı, kimi yerde yüksek ses gürlüğüyle haykıran bir toksözlülüğü içerir. Müzik, hem şiirlerin yoğun anlatım gücünü vurgulamayı üstlenmiş, hem de başlıbaşına duygusal yükselişi temsil etmiştir. Nâzım, opera, oratoryo gibi sahne müziklerine yakınlık göstermekte, ancak kuruluşu ve içeriğiyle onlardan ayrılmaktadır. Birbirine bağlı beş bölümden oluşan ve özgür form yapısıyla yaklaşık 70 dakika süren eser, makâmsal, tonal ve atonal tekniklerle genelde halk müziğimizin renklerinden yararlanmakta, şiirle müziğin görkemli bileşimini yansıtmaktadır. Besteciye göre, şair olarak Nâzım Hikmet atmosferinin yaratılması ve onun müzikle bir portresinin çizilmesi, şiirlerdeki ifade derinliğini müzik diliyle anlatmaya bağlıdır. Şiirle müziğin sarmallığından kaynaklanacak atmosfer, yorumcuların içtenliğiyle yaratılabilir. Şiirlerdeki güçlü ifade özelliklerini duyarlılıkla dile getiren Genco Erkal, arkasında her an müziğin esintisini duyumsayacak, söylediği şarkılarla şiir ile melodiyi kaynaştıran Serenad Bağcan ise Fazıl Say ın piyano eşliğiyle bütünleşecektir. Karma koronun ve senfonik orkestranın zengin ses rengi olanakları ise şiirsel ve müzikal anlamı bütünüyle birleştirecektir. Tıpkı Nâzım ın mısralarındaki iç sesler ve yarım kafiye mayasının şiiri bütünlemesi gibi... Tıpkı coşkuyla kabaran ve gürül gürül akan bir şiirin sizi alıp sürüklemesi gibi... Eserde seslendiricilerin anlatım olanakları, şiirlerin içerdiği anlam akışına göre değişik derecelerde kullanılmıştır. Kimi yerde bir kız çocuğu tek başına çıkıp bütün saflığı ve doğallığıyla seslenerek Hiroşima trajedisini anlatmakta, kimi yerde karma koro ve orkestra kadroları, görkemli ses gürlüğüyle hayatın çoksesliliğini dile getirmektedir. Bütün bu sesler içinde başrol, şiirleri sunan Genco Erkal a verilmiştir. Çünkü bu tür müzik formlarında söz, eserin belkemiğidir. Ahmet Say Zorunlu durumlarda program değişikliği yapılabilir. Programs may be subject to changes due to reasons beyond our control.
In the work he composed under the title Nazım, Fazıl Say uses the many expressive possibilities opened up by singers and narrators, as well as a mixed choir and symphony orchestra, sometimes to present a lyrical mood implied quietly and at other times to exhibit candor at full volume. Besides highlighting the enormous expressive power of poetry, music represents the surge of emotions in its own right. Although Nazım resembles genres of stage musicals like opera and oratorio, it also differs from them with its structure and content. Consisting of five connected parts and lasting for about 70 minutes in its free form, the work makes use of the colors of our folk music through modal, tonal, and atonal techniques, and as such reflects a superb combination of poetry and music. From the composer s perspective, to create an atmosphere of Nazım Hikmet as a poet and to depict him through music, it is necessary to rephrase his wealth of poetic expression in the language of music. The atmosphere to emerge from the intertwining of poetry and music can be created through the sincerity of performers. Genco Erkal who narrates the powerful expressions in the poems with sensitivity will always hear the breeze of music in the background, while Serenad Bağcan who merges the poems with melody in her songs will form a whole with the accompaniment of Fazıl Say on his piano. The wide range of vocal timbres of the mixed choir and symphonic orchestra will truly combine poetic and musical meaning. Just like the way the inner voices and assonances in Nazım s verse makes its poetry a whole. Just like being drifted away by the billowing and sumptuously flowing current of a poem. The expressive possibilities of the narrators are used to varying extents depending on the flow of meaning in the poems. Sometimes a young girl stands up on stage all by herself and tells the tragedy of Hiroshima with her innocence and naturalness, at other times the mixed choir and orchestra express the multiple voices of life with their impressively sonorous sound. Among all these voices, the lead role has been given to Genco Erkal, who recites the poems. That is because "the word" is the backbone of the work in this type of musical forms. Ahmet Say Fazıl Say Beste yapmak, her zaman bir doğaçlama biçimidir: Fikirler, müzik parçaları ve hayali şekillerle. Besteci ve piyanist Fazıl Say'ın sanatsal rotası ve dünya görüşü de işte bu açıdan yorumlanmalıdır. Bir besteci olarak öz-algısının temelini oluşturan estetik bakış açısı da, Cortot'un öğrencisi Mithat Fenmen ile piyano dersleri sırasında aşinalık kazandığı bu özgür formlardan gelir. Fazıl Say, yirmi beş yılı aşkın bir süredir, giderek daha materyalistleşen ve daha karmaşık şekilde yapılanan klasik müzik dünyasında eşine ender rastlanan bir şekilde hem dinleyiciler hem de eleştirmenlere dokunmaktadır. Bu sanatçıyla gerçekleşen konserler bambaşkadır. Çok daha direkt, daha açık, daha heyecan vericidirler; kısacası, doğrudan kalbe ulaşırlar. Aynı şey, besteleri için de söylenebilir. Fazıl Say ilk eserini - bir piyano sonatı - henüz 1984 yılında, on dört yaşında, memleketi Ankara'da konservatuvar öğrencisiyken bestelemiştir. Gelişiminin bu erken aşamasında bestesini, keman ve piyano için Siyah İlahiler / Schwarze Hymnen ve bir gitar konçertosu gibi, opus numarası verilmemiş birçok oda müziği eseri izlemiştir. Ardından, kendisine New York'ta Genç Konser Sanatçısı Seçmeleri ni kazandıran eserlerinden, Nasreddin Hoca'nın Dört Dansı nı opus 1 olarak kabul etmiştir. Bu eser, özünde onun şahsi tarzının belirgin özelliklerini ortaya koyar: Rapsodik, fantezivari bir yapı; çoğu zaman dansa benzer, senkopasyon kullanarak yapılan, değişken bir ritim; sürekli, canlı ve dinamik bir nabız ve kökeni çoğu zaman Türkiye ve komşularının halk müziklerine dayanan melodik fikir zenginliği. Bu açılardan bakılınca Fazıl Say, bir ölçüde Béla Bartók, George Enescu ve György Ligeti gibi, kendi ülkelerinin zengin müzikal folklorü üzerinde ilerleyen bestecilerin geleneğinde yer alır. John Cage ve hazırlanmış piyano eserlerinden aşina olduğumuz teknikleri kullandığı Kara Toprak (1997) adlı piyano eseri ile uluslararası alanda dikkatleri çekmiştir. Bunun ardından Say, giderek büyük orkestral formlara dönmüştür. Nâzım Hikmet ve Metin Altıok'un şiir ve biyografilerinden aldığı ilhamla, solistler, korolar ve orkestra için, özellikle de Nâzım oratoryosunda olduğu üzere, Carl Orff gibi bestecilerin geleneğini sürdüren
eserler bestelemiştir. Bu bestelerinde Say, modern Avrupa enstrümanlarının yanı sıra, anavatanı Türkiye'den de kudüm, darbuka ve ney gibi enstrümanları sıklıkla ve özenle kullanmaktadır. Bu ise müziğe, onu kendi türündeki birçok benzer eserden ayıran bir renk katmaktadır. 2007 yılında aynı isimle bilinen ünlü masallardan esinlenen, ancak bir haremdeki yedi kadının kaderini anlatan Harem'de 1001 Gece adlı keman konçertosuyla uluslararası arenada tekrar ilgi toplamıştır. Patricia Kopatchinskaja tarafından seslendirilen dünya prömiyerinin ardından bu eser birçok uluslararası konser salonunda seslendirilmiştir. Sanatçı birinci senfonik eseri olan İstanbul Senfonisi nin ardından, ikinci ve üçüncü senfonileri Mezopotamya ve Universe eserlerini tamamlayarak kayıtlarını yayınlamıştır. Fazıl Say, Konzerthaus Dortmund'ta beş yıl süren misafir sanatçılığının sonunda, 2010 yılında prömiyeri yapılan ilk senfonisi İstanbul ile daha da büyük bir başarıya ulaşmıştır. 2013 yılında Fazıl Say a üçüncü Echo Klasik Müzik Ödülü nü kazandıran İstanbul Senfonisi, WDR ve Konzerthaus Dortmund tarafından Ruhr.2010 kapsamında ortak olarak sipariş edilmiş olup Boğaziçi'ndeki metropole ve milyonlarca sakinine coşkulu ve şiirsel bir hediye niteliği taşır. Aynı yıl, diğer eserlerinin arasında, Boşanmak adlı (atonal prensiplere dayalı) Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ve Salzburg Festivali için Nirvana Yanıyor adlı piyano konçertosu ile Mecklenburg-Vorpommern Festivali için bestelenip prömiyeri Gábor Boldoczki tarafından gerçekleştirilen bir Trompet Konçertosu gibi sipariş eserleri besteledi. 2011 yılında Schleswig-Holstein Müzik Festivali tarafından verilen sipariş üstüne Say, Sabine Meyer için İranlı şair Ömer Hayyam'ın hayatı ve eserlerini anlatan bir Klarnet Konçertosu yazmıştır. 2012 Fazıl Say için oldukça üretken ve yoğun bir yıl oldu. Mart ayında Say ın ney ve orkestra için bestelediği ve Burcu Karadağ ın solist olarak yer aldığı Hezarfen isimli konçertosunun prömiyeri şef Dan Ettinger yönetiminde Mannheim Ulusal Tiyatro Orkestrası Müzik Akademisi nde gerçekleşti. İstanbul Müzik Festivali tarafından sipariş edilen ve Say ın ikinci senfonisi olan Mezopotamya Senfonisi nin ilk performansı ise Haziran ayında Gürer Aykal yönetiminde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde İstanbul da yapıldı. Bundan kısa bir süre sonra, Say ın, bir BBC siparişi olan Dört Şehir isimli viyolonsel ve piyano sonatının dünya prömiyeri Nicolas Altstaedt ve José Gallardo tarafından City of London Festivali nde gerçekleşti. Eylül 2012 de ise, Konzerthaus Dortmund izleyicileri Say ın, 2011 yılında Alman şair Rainer Maria Rilke nin şiiri üzerine soprano ve piyano için bestelediği Panther isimli şarkının orkestra ve soprano versiyonunun prömiyerini dinleme fırsatını yakaladı. Son olarak da ekim ayında Say ın üçüncü senfonisi olan Universe ün prömiyeri, şef Ivor Bolton yönetimindeki Salzburg Mozarteum Orkestrası tarafından sunuldu, izleyicilerin ayakta alkışlarıyla karşılandı. 2013 yılına geldiğimizde, şef Kristjan Järvi yönetimindeki Gstaad Festival Orkestrası yla birlikte Su isimli piyano konçertosunun prömiyeri ile Say ın Ferhan ve Ferzan Önder kardeşlere ithaf ettiği ve Arvo Volmer yönetimindeki NDR Radyo Filarmoni de seslendirilen Gezi Park 1 isimli piyano konçertosunun yanı sıra, soprano Norma Nahoun ve Stuttgart Oda Orkestrası eşliğinde Goethe-Lieder isimli eserin prömiyeri de yapıldı. 2014 yılında ise Viyana Konzerthaus siparişi olan Gezi Park 2, İstanbul Müzik Festivali tarafından sipariş edilen Sait Faik, D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali nin 10. yıl kutlamaları çerçevesinde bestelenen Hermias - Yunus Sırtındaki Çocuk, Musikfest Bremen tarafından sipariş edilen Gezi Park 3 ve şef Andrey Boreyko yönetiminde Birinci Dünya Savaşı 100. yıl anma törenleri kapsamında Belçika Ulusal Orkestrası nın siparişi olan Overture 1914 isimli eserlerinin dünya prömiyerleri gerçekleşti. 2015 yılında Yeni Şarkılar albümü ile büyük yankı uyandıran Say, yeni eseri Chamber Symphony Op.62 nin dünya prömiyerini New York taki dünyaca ünlü Carnegie Hall da gerçekleştirdi. Ardından Orpheus Chamber Orchestra ile Avrupa turuna çıktı, Chamber Symphony i Avrupalı sanatseverler ile buluşturdu. Fazıl Say'ın eserleri, günümüzün en tanınmış yayıncılarından, Schott of Mainz tarafından tüm dünyaya dağıtılmaktadır. Composing is always a form of improvisation: with ideas, with musical particles, with imaginary shapes. And it is in this sense that the artistic itinerary and the world-view of the Turkish composer and pianist Fazıl Say should be understood. For it was from the free forms with which he became familiar in the course of his piano lessons with Cortot s pupil Mithat Fenmen that he developed the aesthetic outlook that constitutes the core of his self-conception as a composer. Fazıl Say has been touching audiences and critics alike for more than twenty-five years in a way that has become rare in the increasingly materialistic and elaborately organised classical music world. Concerts with this artist
are something else. They are more direct, more open, more exciting; in short, they go straight to the heart. And the same may be said of his compositions. Fazıl Say wrote his first piece a piano sonata as early as 1984, at the age of fourteen, when he was a student at the Conservatory of his hometown Ankara. It was followed, in this early phase of his development, by several chamber works without an opus number, including Black Hymns for violin and piano and a guitar concerto. He subsequently designated as his opus 1 one of the works that he had played in the concert that won him the Young Concert Artists Auditions in New York: the Four Dances of Nasreddin Hodja. This work already displays in essence the significant features of his personal style: a rhapsodic, fantasia-like basic structure; a variable rhythm, often dance-like, though formed through syncopation; a continuous, vital driving pulse; and a wealth of melodic ideas that may often be traced back to themes from the folk music of Turkey and its neighbours. In these respects, Fazıl Say stands to some extent in the tradition of composers like Béla Bartók, George Enescu, and György Ligeti, who also drew on the rich musical folklore of their countries. He attracted international attention with the piano piece Black Earth (1997), in which he employs techniques familiar to us from John Cage and his works for prepared piano. After this, Say increasingly turned to the large orchestral forms. Taking his inspiration from the poetry (and the biographies) of the writers Nâzim Hikmet and Metin Altıok, he composed works for soloists, chorus and orchestra, which, especially in the case of the oratorio Nâzım, clearly take up the tradition of composers such as Carl Orff. In addition to the modern European instrumentarium, Say also makes frequent and deliberate use in these compositions of instruments from his native Turkey, including kudüm and darbuka drums and the ney reed flute. This gives the music a colouring that sets it apart from many comparable creations in this genre. In the year 2007 he aroused international interest with his Violin Concerto 1001 Nights in the Harem, which is based on the celebrated tales of the same name, but deals specifically with the fate of seven women from a harem. Since its world premiere by Patricia Kopatchinskaja, the piece has already received further performances in many international concert halls. Fazıl Say scored a further great success with his first symphony, the Istanbul Symphony, premiered in 2010 at the conclusion of his five-year residency at the Konzerthaus Dortmund. Jointly commissioned by the WDR and the Konzerthaus Dortmund in the framework of Ruhr.2010, the work constitutes a vibrant and poetic tribute to the metropolis on the Bosporus and its millions of inhabitants. The same year saw the composition, among other pieces, of his Divorce String Quartet (based on atonal principles), and commissioned works like the Piano Concerto Nirvana Burning for the Salzburg Festival and a Trumpet Concerto for the Festspiele Mecklenburg-Vorpommern, premiered by Gábor Boldoczki. In response to a commission from the 2011 Schleswig-Holstein Musik Festival, Say has also written a Clarinet Concerto for Sabine Meyer that refers to the life and work of the Persian poet Omar Khayyam. In 2012 Fazıl Say has been especially prolific: In March his concerto for ney flute and orchestra, Hezarfen, was premiered in Mannheim by conductor Dan Ettinger and the National Academy of Musical Theatre Orchestra of Mannheim with soloist Burcu Karadağ, the piece also having been commissioned by the National Academy of Musical Theatre Orchestra of Mannheim. Say s second symphony, Mesopotamia Symphony, commissioned by the Istanbul Music Festival, saw its first performance in June in Istanbul by the Borusan Istanbul Philharmonic Orchestra conducted by Gürer Aykal. This was shortly followed by the world premiere of Say s sonata for cello and piano 4 Cities, a BBC commission, by Nicolas Altstaedt and José Gallardo in London at the City of London Festival. In September 2012 the audience of the Konzerthaus Dortmund witnessed the premiere of Say s version for orchestra and soprano of his 2011 song for soprano and piano The Panther to the words of German poet Rainer Maria Rilke. Finally, in October the premiere of Fazıl Say s third symphony Universe by the Mozarteumorchester Salzburg under the baton of Ivor Bolton was celebrated with standing ovations by the audience. In 2013 his Goethe-Lieder with Norma Nahoun and the Stuttgarter Kammerochester were premiered, as well as his piano concerto Water with the Gstaad Festival Orchestra / Kristjan Järvi and his concerto for two pianos Gezi Park 1 for Ferhan and Ferzan Önder with the NDR Radiophilharmonie / Arvo Volmer. 2014 saw the world premiers of Gezi Park 2 (a commission of Wiener Konzerthaus), Sait Faik (commissioned by
İstanbul Music Festival), Hermias - Yunus Sırtındaki Çocuk (commissioned by D-Marin International Turgutreis Festival of Classical Music for their 10 th anniversary), Gezi Park 3 (commissioned by Musikfest Bremen) as well as Overture 1914 (commissioned by the National Orchestra of Belgium/Andrey Boreyko to commemorate the centenary of the First World War). In 2015 Say released a new album; the New Songs. In April 2015, Say s new work Chamber Symphony Op. 62 premiered in New York City at the Carnegie Hall. Afterwards, Say and Orpheus Chamber Orchestra performed Chamber Symphony for the European audience. Fazıl Say s works are issued worldwide by the renowned music publishers Schott Music of Mainz. Naci Özgüç İlk şeflik çalışmalarını Ankara da Rengim Gökmen ile yaptı. Ankara Devlet Konservatuvarı nın Piyano ve Kompozisyon Bölümlerini bitirdikten sonra, orkestra ve opera şefliği eğitimi almak üzere Birleşik Amerika ya, Indiana Üniversitesi ne gitti. Amerika da ayrıca opera rejisi üzerine bir yıl çalıştı; iki yıl da Oda Operası Müzik Direktörlüğü görevinde bulundu. Bu arada ünlü soprano Virginia Zeani nin sınıfında korrepetitör olarak çalıştı. 1990 yılında mezun oldu ve Ankara ya dönerek Devlet Operası ndaki şeflik kariyerine başladı. Avusturya, İtalya, Çek Cumhuriyeti ve Amerika da çeşitli ustalaşma sınıflarına katıldı ve konserler yönetti. Birlikte çalıştığı önemli şefler arasında Lorin Maazel, Jiri Belohlavek, Daniel Lewis, Alexander Machek, Thomas Baldner ve Bryan Balkwill sayılabilir. Türkiye de Rengim Gökmen ve Gürer Aykal ile ileri seviyede çalışmalar yaptı. 1991 yılında, Siena da Accademia Musicale Chigiana da Ferdinand Leitner ve Julio Malaval ile çalıştı; Diploma of Merit ile ödüllendirildi ve konser verdi. Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestra Şefi olarak imza attığı prodüksiyonlar arasında; Arşın Mal Alan, Damdaki Kemancı, İstanbulname, Zaide, Don Giovanni, Mahagonny, Midas ın Kulakları, Rigoletto, Uyuyan Güzel, Şımarık Kız, Korsan, Üç Silahşörler, Aşk İksiri, Carmina Burana, Uçarcasına, Anna Karenina ve Cosi Fan Tutte sayılabilir. 1993 yılında TOBAV tarafından Tchaikovsky nin Uyuyan Güzel balesi ile Yılın En Başarılı Orkestra Şefi ödülüne layık görülmüştür. 1998 yazında, Hollanda da Kirill Kondrashin yarışmasına 175 kişinin içinden ilk 18 kişiye seçilmiş ve finallere davet edilmiştir. 31 Ekim-4 Kasım 1998 tarihleri arasında, İdil Biret ile Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğinde, Beethoven in tüm piyano konçertolarını yorumlamıştır. Bu yorumların CD kayıtları yayınlanmıştır. 2000 yılında Roma Aida Akademisi nde, İtalyan operası alanında uzmanlaşma kursunu, Bruno Aprea ile tamamlamıştır. Ekim 2001 de Fazıl Say ın Nazım Oratoryosu nun dünya prömiyerini, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Çok Sesli Korosu ve TRT Çoksesli Korosu ile gerçekleştirmiş ve CD kaydını yapmıştır. 2007 de Sabri Tuluğ Tırpan ın Mevlana- Simyacı senfonik şiirinin ilk seslendirilişini gerçekleştirmiştir. 2011 de Almanya-Osnabrück de yönettiği A.A. Saygun un Yunus Emre Oratoryosu Yılın En Başarılı Yabancı Kaydı seçilmiş ve CD olarak yayınlanmıştır. Osnabrück Morgenland Festivali ne her yıl davet edilen Özgüç, Mart 2013 te Çin de Türkiye Yılı açılış konserlerinde Pekin ve Şangay da aranjör, orkestra şefi ve müzik direkörü olarak görev almıştır. 2014 yılında Lions Konfederasyonu tarafından Yılın En Başarılı Orkestra Şefi seçilmiştir. 2014 te D-Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali nde, Fazıl Say ın Hermiyas - Yunus Sırtındaki Çocuk adlı eserinin dünya prömiyerini yapmıştır. 2007-09 yıllarında Ankara Devlet Opera ve Balesi, 2009-12 yıllarında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, 2013-15 yıllarında İstanbul Devlet Opera ve Balesi birinci şefliği ve Genel Müzik Direktörlüğü görevlerinde bulunan Özgüç, 2015 yılının başından itibaren Ankara Devlet Opera ve Balesi nde orkestra şefi olarak görev yapmaktadır. Born in Ankara, Naci Ozguc comes from a musical family; both his parents are opera singers, especially his mother was the first guide on his early musical life. He started first piano lessons at the age of 4, and then started studying music at the State Conservatory in Ankara. After graduating from Piano and Composition Departments (1987), he was accepted to Indiana University School of Music in Bloomington, where he received his Master of Music Degree in Instrumental and Operatic Conducting (1990). In 1985, he studied German Lied Interpretation in Mozarteum Academy, Salzburg with Charles Spencer and took part in final recitals as an accompanist. In 1988, he became the Musical Director of Indiana University Chamber Opera Company for two successive
years. During this time, his conducting included Mozart s L Impresario and Rossini s La Cambiale di Matrimonio. He studied with Lorin Maazel in Pittsburgh, with Jiri Belohlavek in Zlina and with Ferdinand Leitner in Siena where he was awarded the Diploma of Merit and conducted the Russe Philharmonic Orchestra for a concert in Teatro dei Rinnovati. As conductor of the Ankara State Opera and Ballet Company since 1990, Ozguc held the positions of Assistant to the Chorus Master (1990-92), Chief Coach (1992-93), Assistant to the Music Director (1993-94) and General Music Director (1994-95). During this period he premiered a large operatic and ballet repertoire including the rarely staged operas, Mozart s Zaide and Weill s Rise and Fall of the City of Mahagonny. His conducting also included a wide range of symphonic repertoire with the İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya State Symphony Orchestras, Bilkent Symphony Orchestra, as well as the Presidential Symphony in Ankara. In 1994, he conducted Tchaikowsky s The Sleeping Beauty and Mozart s Don Giovanni in Ankara State Opera and with these productions he was awarded the Best Conductor of the Year by the National Theatre, Opera and Ballet Foundation (TOBAV). He was invited to the Aspendos International Opera and Ballet Festival in Antalya for three successive years between 1994 and 1996 to conduct Mozart s Die Entfuhrung aus dem Serail, Tuzun s The Ears of Midas, Adam s Le Corsaire and Orff s Carmina Burana. In 1998, he recorded live the five piano concertos of Beethoven with Bilkent Symphony Orchestra featuring the world known pianist Idil Biret. These CDs have been published in December 1999. In 2000, he completed his professional perfection course in the field of Italian opera in Accademia Aida in Rome with Maestro Bruno Aprea. In 2001, he conducted the World Premiere of Nâzım, an oratorio for soloists, full choir and orchestra composed by world-known composer and pianist Fazıl Say, with the collaboration of the Presidential Symphony Orchestra, State and TRT choirs. The world premieres Özgüç has conducted include Sabri Tuluğ Tırpan s symphonic poem: Mevlana-Simyacı. Özgüç premiered the work on March 29, 2007 with the contribution of Bursa Region Symphony Orchestra featuring Sabri Tuluğ Tırpan, Ziya Azazi, and Sertab Erener. His interpretation of A.A. Saygun s oratorio Yunus Emre in Osnabrück-Germany in December 2011 was chosen the Best Foreign Recording of the year and released on CD. Özgüç is invited to Morgenland Festival in Osnabrück every year since then. He worked as arranger, conductor and Music Director in Beijing and Shanghai in March 2013 on the occasion of Turkish year in China. In 2014, he was designated as the Best Conductor of the Year by Lions Confederation in Turkey. In the summer of 2014, he conducted the world premiere of Fazıl Say s Hermias/The Boy on a Dolphin stagework with the Presidential Symphony Orchestra during the 10 th D-Marin International Classical Music Festival. Following his posts as the General Music Director at the State Opera and Ballet in Ankara between 2007-09, İstanbul State Symphony orchestra between 2009-12 and State Opera and Ballet in İstanbul between 2013-15, he returned to Ankara State Opera and Ballet as Conductor. Genco Erkal İstanbul Üniversitesi'nin Psikoloji bölümünü bitiren Genco Erkal 1959 yılından başlayarak Türkiye'nin önemli özel tiyatro topluluklarında oyuncu ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra, 1969 yılında, bugün de sanat yönetmeni olduğu Dostlar Tiyatrosu'nu kurdu. Gorki, Brecht, Sartre, Peter Weiss, Steinbeck, Havel, Tankred Dorst gibi yabancı yazarların yanı sıra, Aziz Nesin, Haldun Taner, Nazım Hikmet, Can Yücel, Refik Erduran, Vasıf Öngören, Orhan Asena, Behiç Ak gibi Türk yazarlarının oyunlarını yönetti. Roman, öykü, şiir gibi değişik türlerden tiyatroya uyarlamalar yaptı, oyunlar çevirdi. Çeşitli ödüller kazandığı ünlü rolleri arasında Aslan Asker Şvayk, Gogol'ün Bir Delinin Hatıra Defteri, Brecht'in Galileo'su, Maxwell Anderson'un Yalınayak Sokrates'i, Nâzım Hikmet'ten Kerem Gibi, Can Yücel'den Can sayılabilir. Senfonik konserlerde Prokofiev'in Peter ile Kurt, Stravinsky'nin Askerin Öyküsü, Fazıl Say'ın Nâzım adlı yapıtlarını anlatıcı olarak seslendirdi. Önemli uluslararası film festivallerinde gösterilen ve birçok ödül kazanan At, Faize Hücum, Hakkâri'de Bir Mevsim, Camdan Kalp filmlerinin baş rolünde oynadı.
TRT Televizyonu için Haldun Taner'in ünlü müzikli oyunu Keşanlı Ali Destanı'nı yönetti ve oynadı. Değişik yıllarda birçok kez "Yılın En İyi Erkek Oyuncusu", "En İyi Tiyatro Yönetmeni" seçildi, yaşam boyu başarı ödülleri kazandı. 1982 ve 1983 yıllarında "En İyi Sinema Oyuncusu" olarak Antalya Film Festivali'nde iki kez Altın Portakal aldı. 1993-98 yılları arasında, Paris'te ve Avignon Festivali'nde Fransızca da oynamaya başlayan Genco Erkal, üç Fransız yapımında rol aldı: Nâzım Hikmet'ten Sevdalı Bulut, Philippe Minyana'dan Ou vas-tu Jérémie? ve Paulo Coelho'nun ünlü romanından uyarlanan Simyacı. After graduating from the Psychology Department of Istanbul University, Genco Erkal worked at leading private theatre companies as an actor and director starting in 1959. Then, in 1969, he founded the Dostlar Theatre where he is still the General Director of Art. He directed the plays of international writers like Gorki, Brecht, Sartre, Peter Weiss, Steinbeck, Havel, Tankred Dorst, as well as Turkish playwrights such as Aziz Nesin, Haldun Taner, Nazım Hikmet, Can Yücel, Refik Erduran, Vasıf Öngören, Orhan Asena, and Behiç Ak. He produced drama adaptations of works from various genres like novels, short stories, and poems, and he translated plays. He won several awards in roles as diverse as The Good Soldier Schweik, Gogol s Memoirs of a Madman, Brecht s Galileo, Maxwell Anderson s Barefoot in Athens, Nazım Hikmet s Like Kerem, and Can Yücel s Can. He performed in symphonic concerts, playing the part of the narrator in Prokofiev s Peter and the Wolf, Stravinsky s The Soldier s Tale, and Fazıl Say s Nazım works. He played as the lead actor in many international, award-winning festival films including At (The Horse), Faize Hücum, Hakkari de Bir Mevsim (A Season in Hakkari) and Camdan Kalp (The Glass Heart). He directed and played in The Ballad of Ali of Keshan, Haldun Taner s famous musical drama, for TRT Television. He won the best actor of the year and the best theatre director awards several times in different years and was given lifelong achievement awards. He received the Golden Orange Best Actor Award twice, in 1982 and 1983, at the Antalya Film Festival. After performing in French in Paris and at the Avignon Festival between 1993 and 1998, Erkal played in three French productions which are Nazım Hikmet s The Loving Cloud, Philippe Minyana s Ou vas-tu Jéremie? and The Alchemist adapted from Paulo Coelho s well-known novel. Serenad Bağcan Bütün ailesi müzisyen olan sanatçı, çocukluğundan beri müzikle iç içedir. Koro müziğine olan sevgisi ve tutkusu Ankara Çocuk Korosu ile başlamış, TRT Ankara Radyosu Gençlik Korosu ile devam etmiştir. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan Serenad Bağcan, üniversite döneminde de müzik çalışmalarına ara vermeden devam etmiştir. Halen Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu nda görev yapmaktadır. Anadolu Selen Oda Korosu ve Orfeon Oda Korosu ile yurtiçi ve dışında başarılı konserler vermiştir. Kimi zaman solo olarak da yer aldığı bu konserler, izleyici tarafından büyük övgü kazanmıştır. Eserleri içselleştirerek icra etmesi, yorumculuğunda ön plana çıkan unsurlardandır. Türk halk müziği eserlerini de başarıyla yorumlayan Serenad Bağcan iki türü sentezleyerek özgün stilini yaratmıştır. Fazıl Say ile yaptığı İlk Şarkılar, Yeni Şarkılar, Yunus Sırtındaki Çocuk, Sait Faik i Anmak, Nazım Oratoryosu eserlerinin solistliğini de sürdürmektedir. Born into a family of musicians, Serenad Bağcan has been engaged in music since her early years. Her interest in and love for chorus music started, when she joined in Ankara Children s Chorus and later TRT Ankara Radio Youth Chorus. A graduate of Ankara University s Faculty of Pharmacy, Bağcan continued her musical studies during her university education. Bağcan is currently a member of State Polyphonic Choir of the Ministry of Culture and Tourism. Serenad Bağcan gave concerts with Anadolu Selen Chamber Choir and Orfeon Chamber Choir both at home and abroad. These concerts where she sometimes gave solo performances were met with public acclaim. Her internalization of the works she sings is the hallmark of her performance as a soloist. Also a successful performer of Turkish Folk Music works, Bağcan has created a unique style born out of the synthesis of both genres.
Serenad Bağcan currently continues to perform as a soloist in Fazıl Say s works like İlk Şarkılar, Yeni Şarkılar, Yunus Sırtındaki Çocuk, Sait Faik, and Nazım oratorio. Arda Aktar 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Şan Opera Bölümü'nde Gülşen Kocaay ın öğrencisi oldu. Burada eğitimini 1997 yılına kadar sürdürdü, daha sonra Frankfurt Müzik ve Sahne Sanatları Yüksekokulu'nda (Frankfurt Hochschule für Musik und Darstellende Kunst) Prof. Karl Markus ile 2001 yılına kadar çalıştı. 1999 ve 2000 yıllarında Ağrı'da seslendirilen Ağrı Dağı Efsanesi nde Mahmut Han rolünü üstlendi. 2000 yılında Hollanda'nın Doordrecht kentinde düzenlenen Belcanto Festivali'nde birçok konser verdi, G. Donizetti'nin Viva la Mamma operasında Procolo rolünü Gabriele Bellini yönetiminde seslendirdi. 2002 yılından itibaren Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde çalışmaya başladı. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin ve Samsun Operalarında Figaro'nun Düğünü, Şen Dul, Deidemia, La Boheme, Manon Lescaut, Cosi fan Tutte, Viva la Mamma, Carmen, Zaide, Yarasa, Madama Butterfly, Tannhauser gibi eserlerde rol aldı. Ayrıca Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile Carmina Burana, Bursa Devlet Senfoni Orkestrası ile Çanakkale Oratoryosu ve Fazıl Say ın Nazım Oratoryosu nu seslendirdi. Lied repertuvarına da ilgi duyan Arda Aktar, yurtiçi ve dışında birçok konser verdi. Schumann'ın Dichterliebe ve Liederkreis, Mahler'in Lieder eines fahrenden Gesellen yapıtlarını seslendirdi, Ali Hoca'nın Taş Yorumları adlı şarkı dizisinin dünya prömiyerini yaptı. 2013 yılında İtalya, Alessandria da düzenlenen Uluslararası Capucilli-Patane-Respighi Şan Yarışması'nda En İyi Yorum ve Özel Halk Ödülü nü kazandı. Sanatçı halen Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'nde solist olarak görevini sürdürmektedir. Arda Aktar started studying under Gülşen Kocaay in the Opera Singing Department of Hacettepe University s Ankara State Conservatory in 1995 and studied there until 1997. After 1997, he continued his studies at Frankfurt University of Music and Performing Arts (Frankfurt Hochschule für Musik und Darstellende Kunst) under Prof. Karl Markus until 2001. He performed the part of Khan Mahmut in The Legend of Mount Ararat staged in Ağrı in 1999 and 2000. He gave several concerts at the Belcanto Festival in Doordrecht, the Netherlands in 2000 and played the part of Procolo in G. Donizetti s Viva la Mamma opera directed by Gabriele Bellini. Having started to work at Ankara State Opera and Ballet in 2002, Aktar performed in The Marriage of Figaro, The Merry Widow, Deidamia, La Boheme, Manon Lescaut, Cosi fan Tutte, Viva la Mamma, Carmen, Zaide, The Bat, Madama Butterfly, and Tannhauser in Ankara, Istanbul, Izmir, Antalya, Mersin, and Samsun Operas. Aktar performed in Carmina Burana with Antalya State Symphony Orchestra, and Çanakkale Oratorio and Fazıl Say s Nâzım Oratorio with Bursa State Symphony Orchestra. Having a keen interest in lied repertoire, he gave concerts both at home and abroad. He also performed in Schumann s Dichterliebe and Liederkreis and Mahler s Lieder eines fahrenden Gesellen, and sang the world premiere of Ali Hoca s Taş Yorumları, a series of songs. In 2013, Aktar was awarded "The Best Interpretation" and "Favorite of the Audience" prizes in the International Cappucilli-Patane- Respighi Opera Voice Competition held in Alessandria, Italy. Arda Aktar currently works as a soloist at the Ankara State Opera and Ballet. Güvenç Dağüstün 1978 yılında Ankara da doğan Güvenç Dağüstün, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı nda Pekin Kırgız ın öğrencisi oldu. Ankara Devlet Operası nın sınavını kazanarak bu kurumun en genç sanatçısı oldu. Bulgaristan ın Varna kentinde düzenlenen Uluslararası Varna Festivali kapsamında mezzosoprano Ksgr. Prof. Margarita Lilova nın kursuna katıldı ve bir yıl sonra Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi nin sınavlarını kazanarak Prof. Lilova nın öğrencisi oldu. Ankara Devlet Operası ndaki görevinden ayrılarak Prof. Dr. İhsan Doğramacı tarafından verilen burs ile Avusturya nın Viyana kentinde çalışmalarına başladı. İzmir Devlet Operası nda konuk sanatçı olarak Donizetti nin Aşk İksiri operasında ilk başrolü Belcore yi seslendirdi.
Avusturya nın Innsbruck kentinde Georg Schmöhe yönetiminde Orff un Carmina Burana adlı eserinde bariton sololarının yanı sıra kontrtenor solosunu da seslendirerek bir ilke imza attı ve büyük beğeni topladı. Viyana da, Yunan besteci Perikles Liakakis in Çizmeli Kedi operasının ilk kez seslendirilişinde başrol üstlendi. Fazıl Say ın Nazım Oratoryosu konserlerinde, CD ve DVD kayıtlarında solist oldu. Rumeli Hisarı Yıldızlı Geceler konserleri kapsamında Fazıl Say ile birlikte resital verdi ve Say ın şarkılarının Türkiye de ilk seslendirilişini gerçekleştirdi. 2006-07 sezonunda Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu bünyesinde Ayşenil Şamlıoğlu nun yönetmenliğinde Bana Mastika yı Çalsana adlı müzikalde oynadı. 2007-08 sozununda Kerem Kurtoğlu nun yazıp yönettiği İstanbul da Bir Dava adlı oyunda rol aldı. Bu çalışma İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında garajistanbul sahnesinde prömiyer yaptı. Çağan Irmak ın Ulak filminde rol aldı. 2012 yılında Evde Yoklar adlı albümü yayınlandı. 2015 yılında kendi yazdığı Sonu Güzel adlı şarkıyı Birsen Tezer ile seslendirdi ve bu çalışma dijital ortamda satışa sunuldu. Born in 1978 in Ankara, Güvenç Dağüstün studied at the State Conservatory of Hacettepe University under Pekin Kırgız. Having passed Ankara State Opera s Entrance Examination, he became the youngest artist working in this institution. Dağüstün participated in the class of mezzo soprano Ksgr. Prof. Margarita Lilova at the International Varna Festival held in Varna, Bulgaria. Next year, he passed the entrance exam of the University of Music and Performing Arts in Vienna and became Prof. Lilova s student. Resigning from Ankara State Opera, he started studying in Vienna on a scholarship awarded by Prof. Dr. İhsan Doğramacı. Güvenç Dağüstün played the part of Belcore, his first lead role, in Donizetti s The Elixir of Love staged by İzmir State Opera where he was an artist in residence. He sang the baritone solos in Orff s Carmina Burana staged in Innsbruck, Austria and directed by Georg Schmöhe. In the same work, for the first time ever, he also sang the countertenor solo, which was met with great acclaim. Dağüstün sang the lead role in the premiere of Greek composer Perikles Liakakis s Der Gestiefelte Kater opera in Vienna. He performed as a soloist in the concerts, as well as CD and DVD recordings of Fazıl Say s Nazım Oratorio. Giving a recital in Rumeli Hisarı Yıldızlı Geceler concert series with Fazıl Say, Dağüstün also sang in the Turkish premier of Say s songs. In the 2006-07 season, he played in the musical Bana Mastikayı Çalsana staged by Aysa Prodüksyon Theater and directed by Ayşenil Şamlıoğlu. He had a part in the play Istanbul da Bir Dava, written and directed by Kerem Kurtoğlu in the 2007-08 season, and the work was premiered on GarajIstanbul stage at the Istanbul International Theater Festival. He also took a role in Çağan Irmak s 2008 film, The Messenger. Dağüstün s album Evde Yoklar was released in 2012. In 2015, he sang with Birsen Tezer Sonu Güzel, a song he composed, and the work was released in digital format. Nazım Hikmet Korosu Choir Fazıl Say ın müzik direktörlüğünde Haziran 2015 te kurulan Nazım Hikmet Korosu ilk performansını bu konserlerde gerçekleştirecektir. Nazım Hikmet Vakfı bünyesinde 55 opera solistinin bir araya gelmesiyle oluşturulan koro, modern ve klasik repertuvar çalışmalarını sürdürmektedir. Demokratik ve sağlam bir zeminde, bireyin sanatsal ve kişisel tüm haklarının korunduğu yapılanması ve 28 yaş ortalamasıyla genç ve dinamik bir topluluktur. Founded under the musical directorship of Fazıl Say in June 2015, Nazım Hikmet Choir is going to give its first performance in these concerts. The choir established within Nazım Hikmet Culture and Art Foundation bringing together 55 opera soloists has both modern and classical works in its repertoire. With an age average of 28 years, it is a young and dynamic community having a structure dedicated to the protection of all the artistic and personal rights of the individual on a solid democratic basis. İbrahim Yazıcı Şeflik kariyerine 1995 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi nde başladı; kısa süre içinde Lucerne Symphony Orchestra, Deutsche Symphonie Orchester, Brandenburgische Staatorchester, Wuppertal Symphony Orchestra, Camerata de France, Ensemble Resonanz Hamburg, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Türkiye'deki
tüm büyük orkestraları yönetti. Bu orkestralarla Berlin Philharmonie, Vienna Konzerthaus, Théatre des Champs Elysées, Essen Philharmonie, Moscow International Music House, Laeiszhalle Hamburg, Liederhalle Stuttgart, Palais des Beaux Arts Bruxelles, Berlin Konzerthaus, Tel Aviv Performing Arts Center ve Seoul Arts Center gibi çok önemli salonlarda konserler verdi. 2000 yılında Valencia Puccini Festivali nde bestecinin Suor Angelica ve Gianni Schicchi operalarını yönetti. Europäischer Musik Sommer Berlin, CBS Korea, Bella Pais, Mersin, İzmir ve İstanbul festivallerine katıldı. 2012 yılında Fazıl Say'ın Nazım oratoryosunun Almanya'daki ilk seslendirilişini Wuppertal'de yönetti. Aynı eseri sonraki yıl Essen ve Frankfurt'ta çok yankı uyandıran iki konserde seslendirdi. Geçtiğimiz sezon WDR Köln Symphonie'yi yönetti ve Taipei Senfoni Orkestrası ile Tayvan'daki ilk konserini yaptı. 1970 yılında Ankara'da doğan İbrahim Yazıcı, Ankara Devlet Konservatuvarı nda Nimet Karatekin ile piyano, Nevit Kodallı ve İstemihan Taviloğlu ile kompozisyon, Hikmet Şimşek ve Rengim Gökmen ile orkestra şefliği çalıştı ve bu okuldan yüksek lisans derecesi ile mezun oldu. Çalışmalarını Conservatoire National de Région Perpignan'da sürdürdü ve üç Premier Prix alarak mezun oldu. Ayrıca Gilbert Varga ile çalışıp asistanlığını yaptı; pek çok ustalık sınıfına katıldı. Ahmed Adnan Saygun, Fazıl Say, Muammer Sun, Turgay Erdener gibi birçok Türk bestecisinin eserinin CD ve DVD kayıtlarını yaptı. Sanatçı 2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Sanat Teşvik Ödülü ve 2005 yılında İtalya Cumhurbaşkanı tarafından verilen "Cavaliere dell'ordine della Stella d'italia", 2012 yılında Donizetti Ödülleri kapsamında Yılın Şefi ödülüne layık görüldü. Hacettepe, Bilkent, Anadolu ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde ders verdi. 1998-2007 yılları arasında Devlet Çoksesli Korosu Şefliği yaptı ve bu toplulukla yurtiçi ve dışında sayısız konser yönetti. 2007 yılında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Müzik Direktörlüğü görevini üstlenen Yazıcı, bu görevi 2012 yılına kadar sürdürdü. 2013-15 yıllarında Mersin Devlet Opera ve Balesi nde orkestra şefliği yapan sanatçı, yoğun orkestra konserlerine karşın düzenli bir şekilde piyano konserlerine özellikle de oda müziği ve lied eşlikçiliği alanında devam etmektedir. Halen İzmir Devlet Opera ve Balesi orkestra şefliği, İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi sanat yönetmenliği ve Olten Filarmoni Orkestrası müzik direktörlüğü görevlerini sürdürmekte olup İzmir Ekonomi Üniversitesi nde de ders vermektedir. İbrahim Yazıcı s busy and diverse conducting career started in 1995 at Ankara State Opera, and within a short time he conducted orchestras such as Lucerne Symphony Orchestra, Brandenburgische Staatorchester, Wuppertal Symphony Orchestra, Camerata de France, Ensemble Resonanz Hamburg, the Presidential Symphony Orchestra, and all major symphony orchestras in Turkey. With those orchestras he performed in prestigious concert halls such as Berlin Philharmonie, Vienna Konzerthaus, Essen Philharmonie, Moscow International Music House, Laeiszhalle Hamburg, Liederhalle Stuttgart, Palais des Beaux Arts Bruxelles, Berlin Konzerthaus, Tel Aviv Performing Arts Center, and Seoul Arts Center. In 2000 he conducted Suor Angelica and Gianni Schicchi at the Puccini Festival in Valencia. In April 2008 he brought the Turkish Presidential Symphony Orchestra to the International Music House in Moscow. He has also appeared at Europäischer Musik Sommer Berlin, CBS Korea, Bella Pais, Mersin and Istanbul International Music Festivals. In 2012 he conducted the German Premier of Fazil Say's Oratorio Nazim in Wuppertal, followed by performances in Essen and Frankfurt with triumphal success. In the past season, Yazıcı conducted the WDR Symphony Orchestra in Köln, returned to the Deutsche Symphonie Orchester in Berlin and made his debut with the Taipei Symphony Orchestra. Born in Ankara in 1970, İbrahim Yazıcı studied piano, composition and conducting at Ankara State Conservatory and received a master of music degree. He continued his studies at the Conservatoire National de Musique de Perpignan and obtained three Premier Prix. Besides, he worked with Gilbert Varga and has participated in master classes in various European countries. He has recorded many works by Turkish composers such as Ahmed Adnan Saygun, Fazıl Say, Muammer Sun and Turgay Erdener on CD and DVD. In 2002, İbrahim Yazıcı received the "Artistic Encouragement Award" of Hacettepe University; in 2005 he was honoured with the "Cavaliere dell'ordine della Stella d'italia" awarded by the Italian President; and in 2012 he has received the Conductor of the year, Donizetti Prize. He taught classes at Hacettepe University, Ankara State Conservatory, and Faculty of Music and Perfoming Arts
at Bilkent University. From 1998 to 2007, he was the resident conductor of the State Polyphonic Choir. With this ensemble he toured around the world, conducted at various prestigious halls, received many awards, made several recordings, and prepared a very extensive repertoire, capturing audiences from a large number of nationalities. In 2007 he was appointed the General Music Director of the Izmir State Symphony, a post he held until 2012. He conducted at Mersin State Opera and Ballet Company from 2013 to 2015. He also performs regularly as a chamber musician and as a soloist. At present he is conductor at İzmir State Opera and Ballet Company, music director of Olten Philarmonie, and also artistic director of Ahmed Adnan Saygun Art Center in İzmir. Orhan Öner Özcan 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı koro ve müzikal şarkıcılığından, 2008 yılında aynı okulun opera bölümünden mezun oldu. ABD ve Türkiye'de koro ve orkestra şefliği alanlarında ustalık sınıflarına katıldı; Prof. Volker Hempfling, Sabine Horstmann, İbrahim Yazıcı gibi sanatçılarla koro ve orkestra şefliği çalıştı. ABD de orkestraya uyarladığı bazı barok eserler seslendirildi; birçok orkestra ve koro uyarlaması halen Devlet Opera ve Balesi nde seslendirilmektedir. Bestelediği ve orkestrasyonlarını yaptığı iki farklı çocuk müzikali halen Devlet Opera ve Balesi nde icra edilmekte olan Orhan Öner Özcan, 2011 yılında librettosu Murat Göksu ya ait, Cumhuriyet tarihinin Mustafa Kemal Atatürk ün ölümüyle ilgili ilk eseri olarak basında da sıkça yer alan Her 10 Kasım adlı oratoryoyu besteledi. İlk senfonisinin dünya prömiyerini 2016 yılında yapmaya hazırlanan Orhan Öner Özcan, kurucu kadrosunda bulunduğu, idari görevler de aldığı Samsun Devlet Opera ve Balesi nde 7 yıl kadar çalıştı. Opera sanatçısı kimliği ile de gerek koro şarkıcılığı, gerek solist olarak icra ettiği rollerde şan ve koro şarkıcılığı üzerine deneyim kazanan Orhan Öner Özcan, kurduğu çocuk ve gençlik koroları, Devlet Opera ve Balesi Koro ve Orkestraları ile yönettiği birçok başarılı konser verdi. Opera sanatçılığı ile başladığı kariyerine, kendine özgü koral şan teknikleri ve çalışma tarzı ile koro şefi ve yardımcı orkestra şefi olarak Mersin Devlet Opera ve Balesi nde sürdürüyor. Orhan Öner Özcan completed the part-time Choral and Musical Singing Program of Istanbul University s State Conservatory in 2001 and graduated from the Opera Department of the same University in 2008. He attended master classes in choral and orchestral conducting in the United States and Turkey. He studied choral and orchestral conducting with artists including Prof. Volker Hempfling, Sabine Horstmann, and İbrahim Yazıcı. Several baroque works he adapted to orchestra were performed in the United States and many of his chorus and orchestra adaptations are still performed at the State Opera and Ballet. Two children s musicals which he composed and made the orchestration for are also currently performed at the State Opera and Ballet. In 2011, Orhan Öner Özcan composed the oratorio "Her 10 Kasım", the libretto of which was written by Murat Göksu and which received extensive media coverage as the first work about the death of Mustafa Kemal Atatürk in the history of the Republic. The composer, who is currently working on the preparations of the world premiere of his first symphony to take place in 2016, worked at Samsun Opera and Ballet for about 7 years, during which he also served in the foundation and the administration of the institution. Having acquired experience in opera and choral singing through the parts he performed both as an opera artist and choral singer, Özcan gave many successful concerts with the children and youth choirs he established, as well as the choirs and orchestras of the State Opera and Ballet. Having begun his career as an opera singer, At present, Orhan Öner Özcan is working as a choral conductor and assistant orchestra conductor at Mersin State Opera and Ballet, using his unique choral singing techniques and work style. İdil Bursa 2004 yılında Samsun da doğdu. Müzik eğitimine 6 yaşında piyano dersleri ile başladı. Aynı zamanda Ankara Polifonik Korolar Derneği minikler korosunda eğitim aldı. 2010 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Bale İlköğretim Okulu na burslu öğrenci olarak kabul edildi. Viyolonsel çalışmalarına Artur Rahmatulla ile başladı. 10 yaşında Bilkent Senfoni Orkestrası ile J.C. Bach ın Viyolonsel Konçertosu nu seslendirdi. Şölen Dikener ve Ozan Tunca nın ustalık
sınıflarına katıldı; Laszlo Fenyö ve Julian Steckel ile çalışma fırsatı buldu. 25 ve 26 Nisan 2015 te Ankara Devlet Konservatuvarlılar Derneği nin (ADK-DER) Aziz Gürerk anısına 28 yaş altında tek kategoride düzenlediği Viyolonsel Yarışması ndan ön eleme ve yarı finali geçerek ilk altıda yer aldı, finalde Saint- Saens ın Viyolonsel Konçertosu nu seslendirdi. Halen 6. sınıfta çalışmalarını Artur Rahmatulla ile sürdürmektedir. İdil Bursa was born in Samsun in 2004. She started having piano lessons when she was six. She received music education in the Junior Choir of Polyphonic Choirs Association of Ankara. After being admitted to Bilkent University s Music and Ballet Primary School on a scholarship in 2010, she started playing the violoncello with Artur Rahmatulla. She performed in J.C. Bach s Violoncello Concerto with Bilkent Symphony Orchestra, when she was ten. She attended the master classes of Şölen Dikener and Ozan Tunca and had the chance to study under Laszlo Fenyö and Julian Steckel. In the Violoncello Competition organized by the Association of the Ankara State Conservatory Graduates (ADK-DER) in a single category for those under 28 years of age in memory of Aziz Gürerk on 25 and 26 April 2015, she qualified for the finals and shortlisted in the final six. Bursa performed Saint-Saens Violoncello Concerto in the final. She is currently studying in Grade 6 with Artur Rahmatulla. Gökçe Çatakoğlu 2004 yılında doğdu. 2010 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Bale İlköğretim Okulu nda Muhammmedjan Turdiev in keman sınıfına kabul edildi. Ankara Güzel Sanatlar Lisesi, Bilkent, Gazi, Selçuk, Hacettepe, Erciyes, Mersin, Çukurova, Anadolu Üniversitelerinde sınıf konserlerine katıldı; Ankara Rusya Büyükelçiliği, Ordu ve Kıbrıs Yakındoğu Üniversitelerinde konserler verdi. 2012 yılında Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali ne katılarak Özcan Ulucan ve Ellen Jewett ile çalıştı ve konser verdi. 2014 yılında 12. Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali kapsamında Bellapais Manastırı nda konser verdi. 2013 te Prag da düzenlenen 55. Kocian Keman Yarışması nda birinci kategoride üçüncü oldu. Aralık 2013 te Orhun Orhon yönetimindeki Filarmonia Ankara Orkestrası ile konser verdi. 2014 te Belçika-Namur da düzenlenen 7. Uluslararası Keman Yarışması Concour Bravo da (concour Grumiaux) A kategorisinde üçüncü, 2015 yılında birinci oldu. 2015 te Bilkent Keman Günleri nde Alexander Vinnitsky ve Igor Tkatchouk ile çalıştı. Halen altıncı sınıfta Muhammedjan Turdiev ile keman çalışmalarını sürdürmektedir. Born in 2004, Gökçe Çatakoğlu was admitted to the violin class of Muhammedjan Turdiev at Bilkent University s Music and Ballet Primary School in 2010. She performed in class concerts at Ankara Fine Arts High School, and Bilkent, Gazi, Selçuk, Hacettepe, Erciyes, Mersin, Çukurova, Anadolu Universities. She gave concerts at the Embassy of the Russian Federation in Turkey, in Ordu, and at Near East University of Turkish Republic of Northern Cyprus. Having taken part in the Klasik Keyifler Chamber Music Festival in 2012, Çatakoğlu worked with Özcan Ulucan and Ellen Jewett and gave a concert. On the occasion of the 12 th Northern Cyprus Music Festival in 2014, she gave a concert at the Bellapais Abbey. In 2013, Gökçe Çatakoğlu entered the 55 th Kocian Violin Competition in Prague and won the third place in the first category. She gave a concert with Filarmonia Ankara Orchestra conducted by Orhun Orhon in December 2013. She won the third place in the 7 th International Violin Competition Concour Bravo organized in Belgium-Namur in category A (Concour Grumiaux) in 2014, and won the first prize in the same competition in 2015. Çatakoğlu had the chance to work with Alexander Vinnitsky and Igor Tkatchouk in 2015 Bilkent Violin Days. At present she continues her violin education in Grade 6 under Muhammedjan Turdiev. Çetin Özen 2005 yılında Ankara da doğdu. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Bale İlköğretim Okulu nda Aydın Mecid in vurmalı çalgılar sınıfına kabul edildi. Çetin Özen was born in 2005 in Ankara. He was admitted to Aydın Mecid s percussion instruments class at the Music and Ballet Primary School of Bilkent University.
Bilkent Senfoni Orkestrası Bilkent Symphony Orchestra Nazım Hikmet Korosu Nazım Hikmet Chorus I. Keman 1 st Violin Irina Nikotina, konzertmeister yard. asst. Suzanna Bezhani Bahar Kutay Refik Zamanalioğlu Adilhoca Aziz Vseslava Kudinova Süreyya Defne Eda Delikçi Elena Postnova Arif Möhsünoğlu Ferhat Mehmet Ceyla Ganiyeva Mevlan Mecid * II. Keman 2 nd Violin Feruza Abdullayeva, grup şefi principal Rasim Bağırov Elena Rihsi Marina Görmüşoğlu Nil Cetiz İskender Okeev Ferhat Gülmehmet Seyran Ahundzade Hazal Dönmezer * Viyola Viola Cavid Cafer, grup şefi principal Elena Gnezdilova Sema Hakioğlu Uluğbek Rihsi Ece Akyol Svetlana Simolin Elif Onay Barış Simolin İrşad Mehmet Viyolonsel Violoncello Hayreddin Hoca, grup şefi principal Serdar Rasul Artur Rahmatulla Adil Babacan Yiğit Ülgen Verda Çavuşoğlu Salim Gayıblı Damla Çaylı * Kontrbas Double Bass Sergey Margulis, grup şefi principal Dritan Gani Zurab Tsitsuachvili Burak Noyan Şalva Gagua Flüt Flute Albena Sezer, grup şefi principal Zita Zempleni Ebru Aykal Obua Oboe Selçuk Akyol, grup şefi principal Violetta Lupu Viktoriya Tokdemir Klarnet Clarinet Nusret İspir, grup şefi principal Selen Akçora Leonid Volkov Fagot Bassoon Ezgi Tandoğan Sevgi Varol Onur Üzülmez * Korno Horn Laszlo Gyarmati, grup şefi principal Güloya Altay Barış Bayer * Tayfun Avcıoğlu * Trompet Trumpet Julian Lupu, grup şefi principal Krassimir Koniarov Kutay Maktay * Billur Ongun Trombon Trombone Cem Güngör, grup şefi principal Peter Körner Aleksey Medvedev Tuba Noriyoshi Murakami Vurmalı Çalgılar Percussion Aydın Mecid, grup şefi principal Hakan Yağuş * Aykut Köselerli * Can Ünlüsoy * Ali Can Öztan * Elman Mecid * Arp Harp Özlem Başabak * Çelesta Celesta Elif Önal Çubukçu * * Misafir Sanatçı Guest Artist Kostüm Costume: Barbaros Şansal Koreografi Choreography: Elif Aktar Soprano Aybüke Eryiğit Bezmi Hazal Ekşi Burcu Durmaz Candan Üstün Cansu Baş Ceren Arslan Ceren Aydın Delfin Aksoy Dilara Günaydın Dijle Yükselir Hazal Güvenel Nazlı Uğurtaş Nihan İnan Pelda Elhüseyni Petek Akçakaya Sezen Ünal Sinem Akar Alto Aslıhan Işıltan Başak Ceber Beril Özortakçı Burcu Gülcan Değirmenci Cansın Hazan Bayrak Ceren Şahin Dilan Şaka Elvin İnce Feride Büyükdenktaş Seda Taşpınar Seda Kırankaya Senem Demircioğlu Zeynep Akar Zeynep Halvaşi Tenor Anıl Önder Bahadır Özkoca Buğra Uğur Devrim Sarıca Gürsel Yarkent Hakan Katırcı Hazal Ata Miraç Küçüksaraç Muzaffer Dingil Ufuk Toker Uğur Etiler Bas Bass Atilla Gündoğdu Aybars Yılmaz Burak Kul Canberk Gül Cihan Ayhan Çağdaş Bektaş Çağatay Cabalar Erdem Sakarya Onur Erolus Ozan Kutlar Tolga Gürkan Gürdal Uğur Yılmaz BSO konserlerini Radyo Bilkent Klasik Müzik Kuşağı nda dinleyebilirsiniz. You may listen BSO concerts on Radio Bilkent Classical Music Hours. Pazartesi Monday 22.00-24.00
Bilet ve Ulaşım Bilgileri Ticket and Transportation Information Online Bilet - Ticket: mybilet.com Gişe - Ticket Office: (312) 290 1775 Gelecek Programlar Next Programs Roby Lakatos Ensemble 19 Eylül September 2015 Cumartesi Saturday, 20.30 Bilkent Odeon Roby Lakatos keman violin Kalman Cseki Jr piyano piano Laszlo Balogh gitar guitar Laszlo Boni 2. keman violin Lazslo Csorosz Lisztes kontrbas double bass Jeno Lisztes cimbalom Sezon Açılış Konseri Season Opening Concert 10 Ekim October 2015 Cumartesi Saturday, 20.00 Bilkent Konser Salonu Concert Hall Avi Ostrowsky şef conductor Timothy McAllister alto saksafon saxophone R. Wagner Nürnbergli Usta Şarkıcılar, Prelüd Die Meistersinger von Nürnberg, Prelude J. Adams Saksafon Konçertosu Concerto for Saxophone I. Stravinsky Petruşka Petrouchka bso.bilkent.edu.tr Bilkent Üniversitesi kültür ve sanat faaliyetidir. Cultural and artistic activity of Bilkent University.