Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 43, Nisan 2017, s. 339-345 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 05.01.2017 01.04.2017 Dr. Ahmet ŞAFAK Yeni Türk Dili ahmedsafak@hotmail.com TUZLA ŞER İYYE MAHKEMELERİNDE GEÇEN DAVALARIN YAPILARI BAKIMINDAN İNCELENMESİ Öz Tuzla şer iyye sicilinde geçen davaların konuları farklı olsa da yapıları bakımından birbirlerine benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Bir davaya başlanırken kullanılan ifadeler, başka bir davanın da başlangıç ifadesiyle hemen hemen aynı ifadeler olması bakımından önemlidir. Yine bir dava içerisinde kullanılmış olan kalıplaşmış hukuki terimler ve cümleler, diğer davalarla baştan sona büyük benzerlikler göstermektedir.makalenin birinci bölümünde şer iyye mahkemelerinde görülmüş olan davaları konuları bakımından sınıflandırılmış ve her konu ile ilgili açıklamalara yer verilmiştir. İkinci bölümde ise davalarda geçen kalıplaşmış hukuki terimler açıklamalarıyla birlikte verilmiş, sonrasında bu verilen hukuki terim ve cümleler tablo içerisinde gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Tuzla Şer iyye sicili, Kıbrıs, Tuzla
GİRİŞ EXAMINATION IN TERMS OF STRUCTURES OF CASES IN THE CASES OF TUZLA SHARIA COURTS Abstract Although the cases in the Tuzla sharia register are different, it seems that they have similar characteristics in terms of their structures. The expressions used when starting a case are important in that another case is almost identical to the initial expression. Again, stereotyped legal terms and phrases used in a case show great similarities from the beginning to the end with other cases.in the first part of the article, the cases in the sharia courts were classified in terms of themes and explanations on each topic were given. In the second part The legal terms and phrases given in the table are shown in the table. Keywords: sharia court report of Tuzla, Cyprus,Tuzla Osmanlı imparatorluğu döneminden kalan şer iyye sicilleri, Osmanlı devletinin sosyal, kültürel, ekonomik, tarihi gibi birçok konularının kayıt altına alınmış olduğu belgelerdir. Bu belgeler yazıldıkları bölge hakkında en güvenilir kaynaklar olup, çeşitli konularla ilgili ipuçları verir. 340 Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs ın fethiyle birlikte farklı bölgelerdeki yönetim şeklini değiştirerek merkezi idarî teşkilatlanmasını adaya da yansıtmıştır (Özkul, 2005, s. 47). Osmanlı nın yönetimine giren Kıbrıs adasına Anadolu topraklarından askerî nüfus, daha sonra ise sivil nüfus gönderilerek Osmanlı kültürünün yanında Türk dili de adaya hakim olmuştur (Erdoğru, 2008, s.68). XIX. yüzyıl Osmanlı hukuk kaynakları arasına Batı hukuku da girdi. II. Mahmut'un gerçekleştirdiği yenilikler sonraki padişahlarla da devam etmiştir (İşözen-Gökçeli, 2015, s.306). 1839 yılında Tanzimat Fermanı, 1856 yılında da Islahat Fermanları'nda Batı hukukunun tesiri açıkça görülür. Şer i kanunlar hazırlanırken şeriat ve örfe dayanan eski hukukun yanında Batı hukukuna ait unsurlardan da faydalanılmıştır (Yazıcı, 2004, s.7). Şer iyye sicilleri, günümüz sulh, asliye ve ceza mahkemeleri gibi olan ve İslamî kurallara göre hüküm veren mahkemelerin zabıt tutanaklarıdır. Bu mahkemelerde görülen başlıca davalar o dönemin yaşam şartlarına göre şekillenen tereke, kefalet, satış, vekalet, vakıf kurma, çeşitli adlî suçlar, mal paylaşımı gibi konulardır. Üst makamlar tarafından alt makamlara gönderilen mektup, divan teskiresi, fermân, esnafların kontrol edilmesi ile ilgili belgeler emir ve buna benzer yazı kopyalarının bulunduğu defterlere şer iyye sicili denir (Dündar, 1998, s. 14). Konuları ne olursa olsun, şer iyye mahkemelerinde görülen davalar, belirli bir düzen içerisinde kalıplaşmış hukuki terim ve cümlelerin kullanılmış olduğu gözlemlenmiştir. Çeşitli konular (Tarih, Dil, Sosyal Yaşam vs.) bakımından ele alınmış olan şer iyye sicillerinin yapıları bakımından incelemeyi göz ardı etmememiz gerektiği kanaatindeyiz.
KONULARI BAKIMINDAN DAVALAR Sicillerde geçen davaları konuları bakımından incelediğimizde karşımıza şu başlıklar altında çıktığını görebiliriz. 1)Mülk satışı davaları 2)Ağaç satışı davaları 3)Tereke (Miras Paylaşımı) davaları 4)Mağaza satışı davaları 5)Alacak verecek davaları 6)Eşya satışı davaları 7)Hayvan satışı davaları 8)Dükkan satışı davaları 9)Vekil ve vasi tayini davaları 10)Vergi alımı ile ilgili davalar 341 MÜLK SATIŞI DAVALARI Mülk satış davaları, sicilde geçen en fazla davalardır. Bu davalar hem Müslümanlarla- Müslümanlar arasında hem Müslümanlarla-gayr-ı müslimler arasında hem de gayr-ı müslimlerle-gayr-ı müslimler arasında olmuş olup incelediğimiz şer iyye sicilinde önemli bir yer tutar. AĞAÇ SATIŞI DAVALARI Bu davalar genelde bağ bahçe içerisinde olan ağaçların satışının yapıldığı davalardır. Kıbrıs adasının bir özelliği olan bu ağaç satışı tarla ya da bahçedeki canlı ağaçların satışını oluşturmaktadır. Kişi eğer isterse bağ ya da bahçesindeki ağaçları topraklarını satmadan satabiliyor bu ağaçlara sahip olanlar daha sonra isterlerse topraktan bağımsız olarak bu ağaçları başkalarına devredebiliyor ya da satabiliyordu. Göze çarpan ağaç çeşitleri zeytin, incir, nar ve harnup ağaçlarıdır. TEREKE (MİRAS PAYLAŞIMI) DAVALARI Miras paylaşımı genel olarak anne ya da babanın ölümünden sonra kardeşler arasında bir anlaşmazlık durumunda başvurdukları davalardan oluşmaktadır. Bu davalar genellikle mülk ya da eşya paylaşımı konularını kapsamaktadır. Miras paylaşım davaları, mülk satış davalarıyla büyük benzerlikler göstermektedir. Bu davalarda da kişiler kendilerine kalan mirasları kendi ailesinden birilerine ya da başkalarına devrettiklerini görebiliriz.
MAĞAZA SATIŞI DAVALARI İncelediğimiz şer iyye sicilinde çok fazla olmamakla birlikte karşımıza çıkan davaların içinde ilgi çekici davalardandır. Aslında bu dava da mülk satış davaları içerisinde yer almaktadır fakat bu davalarda konu edilenin sadece dükkan olması o dönemde içeriğinden bahsedilmemiş olsa da mağaza kelimesinin geçmesi ve o dönemin sosyal hayatından örnek sunmasıdır. Mağaza kelimesi, Anadolu Türkçesi ne 19. Yüzyıl dolaylarında, İtalyanlarla kurulan alış veriş ilişkileri sonucu girdiği, daha önceleri pek dar bir yörede kaldığı ileri sürülen mağaza sözcüğü köken bakımından, Mahzen sözcüğü İtalya Magazinna biçiminde İtalyan gemiciler aracılığı ile geçti sonra biçim değiştirerek Doğu ya döndü (Eyüboğlu, s.470). ALACAK VERECEK DAVALARI Karşımıza çıkan bir diğer dava da alacak verecek davasıdır. Kişiler birbiri arasında olan anlaşmazlığı şer iyye mahkemelerinde sonuçlandırabiliyorlardı. Kişilerin inancı ne olursa olsun buradaki hükümler kişilerin inancına bakılmaksızın adaletli bir şekilde veriliyordu. Şer iyye mahkemesine başvuranlar haklarını, sonuç ne olursa olsun şer i kanunların verdiği hükümleri kabul etmiş oluyorlardı. EŞYA SATIŞI DAVALARI Eşya satışı davaları kişilerin sahip oldukları ev eşyasından kıyafete kadar olan çeşitli türlerden eşyaların başka kişilere satışını kapsamaktadır. Bu satışları mülk satışları davaları, miras (tereke) davaları içerisinde rastlamakta mümkündür. İncelediğimiz şer iyye sicilindeki mülk satışı davalarının bir çoğunda mülkle birlikte taşınabilir malların, ağaçların, hayvanların ve eşyaların olduğunu görebilmekteyiz. 342 Eşya satış davasına konu olan eşya isimleri: Karkola, tahta divan, ekmek tahtası, tike kazgan, tencere, tava, yemek kasığı, gümüş macun kaşığı, gümüş çatal, istoroz bülendli, bradson yüzük, küpe, sandık, kürüb döşek, döşek divan için küvel gömlek, çarşaf, gögül, sahan, hamam tası, fincan, yastık, bir makat ve çamaşır teknesi, iki küb değirmen, siyah şembe, urub, polit, tabure, sandalye, çarşaf, gömlek, peçe, peşgir, küpe. HAYVAN SATIŞI DAVALARI Hayvan satış davaları da diğer davalar gibi olup üzerinde hak sahibi olunan hayvanın başkasına satışını içeren davalardır. DÜKKAN SATIŞI DAVALARI İncelediğimiz şer iyye sicilinde geçen davaları tek tek ele alırken dükkan satış davasını ayrı bir başlık halinde ele almamızın nedeni, diğer mülk satış davalarının çoğu birbirine bağlı taşınır ve taşınmaz malların satışından oluşmaktaydı. Dükkan satışı ise sadece satılmış olanın dükkandan ibaret olmasıdır. VEKİL, VASİ TAYİNİ DAVALARI Vekil ve vasi tayin davaları, genellikle anne babasını kaybetmiş çocukların mallarının kullanılmasıyla ilgili davalardır. Velayet; bir kişinin yardıma muhtaç birisinin mali veya şahsi
bütün haklarını görmesi, gözetmesi ve bunlar hakkında her türlü tasarruf hakkına sahip olmasıdır. Vesayet ise; daha ziyade mali haklarını görüp gözetilmesi ve mali olarak onu temsil edebilmesidir. VERGİ ALIMI İLE İLGİLİ DAVALAR Bu davaların ilki aslında tereke davasına konu olacak bir davadır. Ölen kişinin mirasçılarının mal paylaşımı esnasında kamu arazisi olan toprağın kendi üzerine almak istemeleriyle alınacak verginin belirlenmesi davasıdır. İkinci ve üçüncü davalar ise savaş sırasında ölen askerlerin terekelerinden Resm adı altında vergi alınmamasına ilişkin kararın verildiği davadır. BİR MALIN İADE EDİLMESİ DAVASI Bu davaların birisi miras yoluyla kardeşler arasında zamanında paylaşılmamış olan malların kullanımıyla ilgili olup tereke davası yoluyla malı hak sahibine iadesini konu alan bir davadır. Bir diğer dava ise başkasına ait olan malın izinsiz kullanılmasına ilişkin mal sahibinin itirazı üzerine görülmüş bir davadır. ŞER İYYE MAHKEMELERİNDEKİ DAVALARIN YAPISI Şer iyye sicillerinde genel anlamda hep aynı ifadeler kullanılmıştır. Çoğu kalıp halinde olan hukukî cümleler her davanın başlangıcından bitimine kadar devam eder. Birbirine benzer davalar neredeyse birbirinin aynısı niteliğindedir. Bu davaları incelediğimizde karşımıza şöyle bir yapının çıktığını görürüz. 343 Mülk satışı davalarında genel olarak ilk cümle cezire-i kıbrısta vakᶜi tuzla kazasına muzaf ya da cezire-yi kıbrısta vakiᶜ tuzla iskelesi kasabası olarak başlar. Bu davanın hangi bölgede olduğunu gösteren cümledir. İlk cümlenin ardından standart sayılabilecek herhangi bir karye (köy) ismi getirilir. Davacı ya da davalı hangi karyedense o karyenin ismi yazılır. Ardından o karyede ikamet ettikleri için karye isminden sonra ikinci cümle olarak davaya konu olan şahısların karyesi sakinlerinden ya da karyesi mütemekkinlerinden ifadelerinden birisi getirilip, sakin ya da mütemekkin olarak tabir edilen kişilerin isimleri yazılır. Eğer mülk sahibi Müslüman halktan değil ise bunun yerine ve tebaaᶜ-yı devlet-i ᶜaliyeniñ rum milletinden ifadesi eklenir. Yukarıda birbirine bağlantılı olarak geçen iki giriş cümlesinden sonra davalıların isimleri zikredilir. O dönem soyadı olmamasından dolayı şahısları birbirlerinden ayırmak için annebaba adları şahısların isimlerinin önüne getirilirdi. Davaya konu olan şahıslar eğer Müslüman iseler anne-baba isimlerinden sonra bint-i (kızı), ibn-i (oğlu), eğer gayr-ı müslim iseler veled-i (oğlu-kızı) ifadelerinden biri getirildikten sonra kendi isimleri yazılır. Buna metinde geçen, teohari veled-i hacı mensi, ramazan bin ᶜali örneklerini verebiliriz. Yukarıda zikrettiğimiz birbirine bağlantılı iki cümleden sonra ise davanın görüldüğü yerin isminin geçtiği cümle başlar.. nam kimesne tuzla mahkemesinde meclis-i deᶜavi odasında meclis-i şerᶜ-i şerif-i enverde iş bu baᶜisü l vesika Bu cümleden anlaşılacağı üzere bu dava Tuzla kaza mahkemesinde görülmüştür. Mahkemenin geçtiği bölge, davacı ve davalı tarafların isimleri, davanın görüldüğü kazanın adı yazıldıktan sonra, davanın kimin huzurunda görüldüğünün izahı geçen cümle gelir.
. mahzarında ikrar-ı tam ve takrir-i kelam idüb canib-i şerᶜ-i şerife iᶜta kılınan bir kıtᶜa ᶜilm-i haberde ẓikr-i beyan olundugu vech ile iş bu ᶜakd-i atiyü z-zikrin suduruna degin yedimde malım ve mülküm olup karye-yi mezburda kain bir taraftan. Bu cümleden sonra bahsedilen mülkün bulunduğu konumu belirtmek için etrafındaki diğer mülklerin sahiplerinin isimleri geçer. Böylece mülkün yeri tam olarak belirlenir ve herhangi bir karışıklığa meyil verilmez. bir tarafdan haralambo, bir taraftan hüseyin menzili ve bir taraftan ayollu ve tarafeyn tarik-i ᶜamm ile mahdud ve mümtaz. Daha sonra ise nalın ne derece ve ne miktarda olduğunu belirten cümleyi görürüz....havluyu müştemil bir bab mülk menzilimi tarafından ᶜicab ve kabulu havi şurut-ı müfside ve muvazaᶜadan ᶜari beyᶜ-i bat sahih-i şerᶜi ile mezbur.... Burada kesin satışın şer i kanunlara göre yapılmış olduğunu görürüz. Bunun ardından mülkün kime satıldığını gösteren cümleye geçilir ve mülkü kim aldıysa onun ismi zikredilir ve mülkün ne kadar para karşılığında devredildiği söylenir. Buraya kadar olan kısımda davanın yeri, kimin huzurunda görüldüğü, mülkün yeri, kime ait olduğu söylenmiştir. Şimdi ise mülkün kaç paraya el değiştirdiğini gösteren cümleyi görebiliriz. mezbur nikolaya yüz guruşa, mezbur yanniye biñ beş yüz guruşa bey. Satılan mülkün ne kadara satıldığı söylendikten sonra, mülkü satanın mülk karşılığında ne kadar aldığını, sattığı şeyden herhangi bir alakası kalmadığı ve kime sattığı kendi ağzıyla söyletilir....guruşa beyᶜ ve teslim eyledigimde ol dahı iştira ve temellük ve teslim ve kabz u kabul eyledikten soñra semeni olan meblag-ı mezkûr. guruşu müşteri-yi merkum yedinden tamamen ve kamilen ahz u kabz eyledim fi ma baᶜd menzil-i mahdud-u mezkurda benim asla ve katᶜa ᶜalaka ve methalim kalmayub müşteri-yi merkum. 344 Buraya kadar gördüğümüz bir mülkün satışı konulu davanın artık son cümlelerine gelmiş bulunmaktayız. Bundan sonra gelen cümle ise bu mülk satışının tasdiklenmesi ve o günün tarihinin atılması gelir....mülk-i müşterası ve hakk-ı sarfı olmuştur keyfe-ma-yeşa ve yuhtar ve malik ve mutasarrıf olsun dedikte gıbbe t-tasdikü ş şerᶜi ma-vakᶜa bi t-taleb ketb olundu harara fi l-yevmü l. Dava görülüp nihayetlendikten sonra satışın gerçekleştiği mahkeme huzurunda bulunan şahitlerin isimlerinin geçtiği şühudu l hal kısmıyla son bulur. TABLO 1 Giriş cümlesi cezire-i kıbrısta vakᶜi tuzla kazasına muzaf 2 Davalıların ikamet ettikleri yer 3 Davanın görüldüğü yer 4 Davanın kimin huzurunda gö- karyesi sakinlerinden/karyesi mütemekkinlerinden. nam kimesne tuzla mahkemesinde meclis-i deᶜavi odasında meclisi şerᶜ-i şerif-i enverde iş bu baᶜisü l vesika mahzarında ikrar-ı tam ve takrir-i kelam idüb canib-i şerᶜ-i şerife iᶜta kılınan bir kıtᶜa ᶜilm-i haberde ẓikr-i beyan olundugu vech ile iş bu
rüldüğü ᶜakd-i atiyü z-zikrin suduruna degin yedimde malım ve mülküm olup karye-yi mezburda kain bir tarafta 5 Şatışa konu.ve bir taraftan olan mülkün.ve bir taraftan sınırları.menzili ve taraf-ı rabiᶜ tarik-i amm ile mahdud.. 6 Satışa konu.havluyu müştemil bir bab mülk menzilimi tarafından ᶜicab olan mülkün ve kabulu havi şurut-ı müfside ve muvazaᶜadan ᶜari beyᶜ-i bat sahih-i vasfı şerᶜi ile mezbur.. 7 Mülkün değeri.guruşa beyᶜ ve teslim eyledigimde ol dahı iştira ve temellük ve teslim ve kabz u kabul eyledikten soñra semeni olan meblag-ı mezkûr 8 Mülkün yeni.mülk-i müşterası ve hakk-ı sarfı olmuştur keyfe-ma-yeşa ve yuhtar sahibine devri ve malik ve mutasarrıf olsun dedikte gıbbe t-tasdikü ş şerᶜi ma-vakᶜa bi t-taleb ketb olundu 9 Dava nın tarihi harara fi l-yevmü l.sene semaniye ve semanin ve mieteyn ve elif 10 şahitler şühudu l hal.. 345 KAYNAKLAR Dündar, R. (1998). Kıbrıs beylerbeyliği, (1570-1670). Yayımlanmamış Doktora Tezi, Malatya İnönü Üniversitesi, Malatya. Erdoğru, M.A. (2008). Kıbrıs ta osmanlılar, Galeri Kültür Yayınları, Lefkoşa. Özkul, A.E. (2005). Kıbrıs ın sosyo-ekonomik tarihi (1726-1750), İletişim Yayınları, İstanbul. Yazıcı, H. (2014). 320 numaralı karaman şer iyye sicilinin yeni harflere aktarımı, 2014, Lefkoşa. İşözen, O., Ö. Gökçeli, Ş., R., T., (2015) The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık, s. 303-318