Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baki Akkuş'un konuşma metnini Bugün burada sadece Üniversitemize ve Fakültemize değil, tüm bilim camiasına mâl olmuş, çok kıymetli bilim insanları Prof. Dr. Nazım Terzioğlu, Prof. Dr. Feza Gürsey, Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre ve Prof. Dr. Şevket Erk hocalarımızın isimlerini, yenilenen bina ve dershanelerimize vererek hayatlarını adadıkları bu kutsal bilim yuvasında onları sonsuza dek yaşatmak, böylece kendilerine ve ailelerine saygı, minnet ve şükranlarımızı ifade etmek üzere bir araya geldiğimiz bu anlamlı toplantıda bizlerle beraber olan siz değerli konuklarımıza HOŞGELDİNİZ diyorum. Ülkemizin en köklü üniversitesi olan Darülfünün dan 1911 yılında Fenler Şubesi olarak ayrılarak bugünkü Fakülte anlamında temelleri atılan ve 1933 de yapılan Üniversite Reformu ile modern eğitim anlayışını benimseyerek araştırmacı kimliğine kavuşan Fakültemiz, Türkiye nin İLK ve EN BÜYÜK Fen Fakültesi olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi olarak, yenilenmiş ve yenilenecek mekanlarımız da şu an aramızda olmayan değerli hocalarımızın bizlere kazandırdıkları ile geleceğin bilim insanlarını yetiştirerek bu gururu ilelebet yaşatmak en büyük görevimizdir. 1933 yılında Fen ve Edebiyat Fakülteleri öğretim hayatına başladığı Zeynep Hanım Konağı 1942 yılında çıkan bir yangınla tamamen kül olmuş, şu an içinde eğitim-öğretim görülen Fen ve Edebiyat Fakülteleri binaları 1952 yılında tamamlanarak öğretime açılmıştır. Aradan geçen 60 yıla yakın sürede sınırlı onarımlarla hizmete devam eden Fakültemiz, son yıllarda büyük bir ivme kazanan yenilenme çalışmalarıyla yepyeni bir görünüme kavuşmuştur. Ülkemize nice saygın bilim insanı kazandırmış olan İ.Ü. Fen Fakültesi, bundan sonra da
buram buram bilim kokan bu tarihi mekanlarda daha nicelerini yetiştirmeye devam edecektir. Az önce izlediğiniz videodan da gördüğünüz üzere, fakültemizin onarım çalışmaları sonucunda, günümüz teknolojisine uygun öğrenci laboratuarlarına, araştırma laboratuarlarına ve yaşam alanlarına kavuştuk. Sağladığımız huzur ortamında, özgürlükçü, demokratik, asla ayrımcılık yapmayan, herkesi destekleyen ve motive eden yönetim anlayışımızın sonucu olarak kişi başına SCI daki yayın sayımızı artırdık. Sayın Rektörümüzün desteğiyle gerçekleştirdiğimiz bu işlerle DÜNYANIN EN İYİ FEN FAKÜLTELERİ ARASINA GİRME HEDEFİMİZE EMİN ADIMLARLA YAKLAŞMAKTAYIZ VE BU HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ. Fakültemizin bugünkü çağdaş düzeyine ulaşmasında en büyük desteğimiz şüphesiz Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Yunus SÖYLET tir. Kendisinin olağanüstü çabaları ve başta sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ve Yapı İşleri Daire Başkanlığı olmak üzere tüm idari birimlerimizin özverili katkılarıyla bugün artık çağdaş bir Fakülte ortamına kavuştuk. Temel bilimin, toplumların gelişiminde oynadığı büyük rolü özümsemiş bir yönetim anlayışıyla hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Yöneticilerimize ve tüm emeği geçenlere huzurlarınızda teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca, Fakültemizin bahçe peyzaj düzenlemesi, spor sahası ve daha bir çok yaşam alanlarımızın düzenlemesinde yardımlarını esirgemeyen ve Fakültemize sahip çıkan Fatih Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Demir ve ekibine şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunarım.
Tarihsel gelişim süreci içinde, ülke çapında birçok Fakültenin kuruluşuna önderlik etmiş, bilime ve teknolojiye yön vermiş, dünya çapında tanınmış nice fenciler yetiştirmiş ve birçok saygın, hatta Nobel ödüllü yabancı bilim adamını ağırlamış olan bu eğitim yuvasının yöneticileri olarak, temel görevimiz gelecek nesillere teknolojik donanımı tam, eğitim anlayışı modern, toplumla bağları kuvvetli, çağdaş bir eğitim kurumu teslim etmektir. Bütün çabamız, temel bilimi yaşam biçimine dönüştürmüş, uyguladıkları araştırma ve eğitim yöntemleriyle dünya lideri haline gelmiş, bilim ve teknoloji ÜRETEN fenciler yetiştirmek ve Fakültemizi çağdaşları arasında hakkettiği düzeye çıkartmak içindir. Böylece topluma olan borcumuzu, ileri düzeyde bilimsel araştırma yaparak ülkemizin teknolojisinin gelişmesine katkıda bulunarak ödeyeceğimize inanıyoruz. Çok iyi biliyoruz ki, uygarlığın gelişmesinde bilim ile teknolojinin ilişkisi daima önemli rol oynamıştır. Günümüzde bilime dayanmayan bir teknoloji düşünülemezse, teknolojinin sağladığı büyük olanaklardan yoksun bir bilimden de söz edilemez. Bilimsel bilgi ve bulguların teknoloji aracılığıyla endüstriye ve hizmete dönüşümü çağımızda büyük bir hız kazanmıştır. Bu hıza ayak uydurabilmenin birinci şartı, yetkin temel bilimciler yetiştirmektir. Hiç şüphe yok ki, insanlığı ileri götürecek buluşlar, yurt içinde veya dışında çağın gereklerine uygun bir eğitim alarak uzmanlaşmış temel bilimcilere ait olacaktır. Dünyada siyaseti, ekonomiyi, bilim ve teknolojiyi yönlendiren, sanat ve sporda ileri gitmiş tüm ülkelerin genel tarihi incelendiğinde, temel bilimlere verdikleri önem ortak bir özellik olarak göze çarpar. Bu ülkelerin kavradığı gerçek temel bilimlerin bir kültür ve yaşam sorunu olduğudur. Temel bilimlerde geri kalmış ülkeler hür olamaz; bağımsız kalamaz. Temel bilimlere gerekli önemi ve değeri vermeyen toplumlar, fikir yoksunluğu ve teknoloji fakirliğinden kurtulamaz.
Dünyada güçlü ve saygın bir konum elde edebilmek için, ihtiyacımız olan nitelikli temel bilimcileri en kısa sürede yetiştirmeliyiz. Temel bilimlere gereken önemi vermeden ileri teknoloji üretilemeyeceği gerçeğini idrak etmek zorundayız. Nitelikli personel yetiştirmek ve ileri düzeyde araştırma yapabilmek için ülkemiz AR-GE ye daha fazla kaynak aktarmalıdır. Gelişmiş ülkelerin GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) dan AR-GE ye ayırdıkları pay %2-%5 arasında değişirken, bu oran ülkemiz için %1 bile değildir. Az önce ifade ettiğim üzere, günümüz teknolojisine uygun öğrenci ve araştırma laboratuarları sorununun bir iki eksik dışında tamamladık. Artık, Fen Fakültesi yönetimi olarak bundan sonra uluslararası ve dünya çapında ses getirecek bilimsel çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimize örnek vermek gerekirse; 1- Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) de İstanbul Üniversitemizin ağırlık koymasını sağlayacağız. 2- Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesinin beş alt projesinden biri olan Proton Hızlandırıcısının üniversitemizde kurulması çalışmalarımız devam etmektedir. 3- Üniversitemizin enerji ihtiyacını karşılayacak yenilenebilir enerji kaynakları projelerini başlatacağız. 4- GDO analizi konusunda Ülkemizin en güvenilir referans laboratuarlarından biri olma yolunda emin adımlarla yürüyeceğiz. 5- Moleküler biyolojinin en ileri teknikleri olan genomik ve proteomik alanında uluslar arası merkezlerle işbirliklerimizi daha da güçlendirecek ve ülkemizin bu konudaki liderlerinden biri konumuna geleceğiz. 6- Genetik hastalıkların moleküler mekanizmalarını aydınlatma, tanısını ve tedavisini geliştirme konularında dünya ile rekabet edebilir çalışmalara imza atacağız.
7- Biyoteknolojik üretim süreçlerindeki deneyimlerimizi sanayiye aktararak ülke ekonomisine katkıda bulunacağız. 8- Nanoteknoloji merkezimizi hayata geçirerek bu konuda hem ülkemizde ve hem de Avrupada söz sahibi olacağız. 9- Kök hücre laboratuarımızda yapacağımız yeni keşiflerle dünya literatürüne geçeceğiz. 10 - İstanbul Üniversitesinin satın alıp Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ulupınar Astrofizik Gözlemevinde kurduğu IST60 teleskobu ile uluslararası bilimsel araştırmalar yapılacaktır. 11- Deneysel ve teorik Temel Fen Bilimleri Araştırmalarını da ihmal etmeyeceğiz. Temel bilim çalışmalarıyla Üniversitemizin bilim dünyasında öncü olma özelliğini geliştireceğiz ve çeşitlendireceğiz. Kısacası Başbakanımızın 2023 vizyonunda belirlediği hedeflere ulaşmak için, Üniversitemizde ve ülkemizde temel bilim alanında bizlere düşen görevleri yerine getirmek üzere tüm gayretimizi göstereceğiz. Sayın Rektörüm, Dünyanın En İyi Fen Fakülteleri arasına girme hedefimize ulaşmada verdiğiniz sonsuz destekten dolayı size çok şey borçluyuz. Güveninize layık olmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Fen Fakültemizin bugün sayenizde yükselmiş olan enerjisini ve sinerjisini arttırarak yıllar boyunca güçlenerek bu çatı altında birlikte olabilmek ve atacağımız adımlarla gelecek kuşaklara, saygınlığı ve etkinliği daha da artan bir fakülte devredebilmek dileğiyle Fakültem çalışanları ve öğrencilerimiz adına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Sözlerime son verirken, bu Fakültenin çatısı altında sayısız hizmetler vermiş, sınıflarında tebeşir tozu yutmuş, öğrencilerine yıllarca diller dökmüş, sayfalarca yazılar yazmış, beynini ve ruhunu bilime adamış, öğrencilerinin arasında ve deneyleri başında ömrünü tüketmiş değerli bilim insanlarımıza ve hocalarımıza şükranlarımı sunar, aramızdan ayrılanlara Allah tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyetler dilerim. Bu mekanlar var oldukça içimiz rahat, ruhları şad olacaktır. Uluslararası Bilim Dünyasında çalışmalarıyla iz bırakmış, ülkemizin gururu olmuş rahmetli Prof. Dr. Nazım Terzioğlu, Prof. Dr. Feza Gürsey, Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre ve Prof. Dr. Şevket Erk isimleri çağın teknolojik ve estetik şartlarına uygun olarak yenilenen bu mekanlarda sonsuza dek yaşatarak gelecek nesillere örnek olmaya devam edecektir.