AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI

Benzer belgeler
DEVRİM MUHAFIZLARI VE İRAN ELÇİLİKLERİ

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

GÜNLÜK BÜLTEN 13 Haziran 2014

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Devrim Öncesinde Yemen

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

BASINDA KONDA seçimler

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Cumhuriyet Halk Partisi

MUSUL OPERASYONU VE SONRASI: RISKLER, BEKLENTILER, ÖNGÖRÜLER TOPLANTISI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.9, EKİM 2016

Amerikan Stratejik Yazımından...

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

TÜRKĠYE SOSYAL, EKONOMĠK VE POLĠTĠK ANALĠZ II

Beşinci Lejyon Sivilleri Ordulaştırma Güçsüz Orduyu Kurtarır mı?

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

NATO'yu nasıl bir gelecek bekliyor?

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

Kerkük, Telafer, Kerkük...

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Pazartesi Basın Gündemi

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü?

MUSUL OPERASYONU, IRAK IN GELECEĞİ VE TÜRKMENLER KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.11, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.

'Bende dağa çıkmadım'

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Menbiç'teki ABD'li komutan Funk'tan Türkiye sorusuna yanıt : Bizi vurursanız agresif karşılık veririz

Suudi Arabistan'dan Yemen'e operasyon

Yine tehtid ettiler

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

Bağdat hükümeti ilerleyemiyor: Musul'da son durum ne?

Türkiye ve İran arasında 'mantık evliliği'

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

Sahtekarlıkta tüm sınırlar aşıldı : Beyaz Miğferler'in Suriye'deki 'icraatları'

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI TÜRKĠYE GÜNDEMĠ Ġç barıģı erteleyip dıģ maceralara mı girelim? Mehmet Barlas Sabah Gazetesi...

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ YAKIN DOĞU ENSTĠTÜSÜ GÜVENLĠK AKADEMĠSĠ GÜVENLĠK KAVRAMI VE UYGULAMALARI

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

TÜRKİYE GÜNDEM ARAŞTIRMASI

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER. Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu

Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) Irak ta Bugünkü Durum

Yermük Kampı'nda IŞİD-El Kaide Çatışmaları

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Cumhuriyet Halk Partisi

DeğiĢen DavranıĢlar Murad ġahin

TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKIYE-AB İŞBIRLIĞI

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

Bir yalanı kaç kere tekrarlarsak gerçek olur?

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

Merkez Strateji Enstitüsü Güncel Değerlendirme

Transkript:

İçindekiler TÜRKĠYE GÜNDEMĠ... 3 ġoförler bırakıldı, konsolosluktakiler ise yeni valiye teslim... 3 Davutoğlu: Rehineler daha güvenli bir noktada... 3 Dünya konsolosluk baskınına sert tepki gösterdi... 4 Türkiye dıģ politikasının bedelini ödüyor... 6 Siz hâlâ Washington'un eģref saatine mi ayarlısınız? Mehmet Barlas Sabah Gazetesi... 6 IġĠD'in hedefi: Ġç politika Hasan Bülent Kahraman Sabah Gazetesi... 8 Türkiye neden hedef oluyor? Sami Kohen Milliyet Gazetesi... 9 SavaĢların değiģen karakteri Nihat ali Özcan Milliyet Gazetesi... 10 DeğiĢen dengeler ve öncelikler Yalçın Akdoğan Star Gazetesi... 11 Türkiye ye yeni tehdit Fehmi Koru Star Gazetesi... 12 ORTADOĞU GÜNDEMĠ... 14 Kerkük'te 4 bölge IġĠD'in elinde... 14 IġĠD'i Maliki karģıtlığı besliyor... 14 BMGK: Irak hükümetinin arkasındayız... 17 Ġran, Irak a yardım etmek için harekete geçti... 18 Suriye'de kan akmaya devam ediyor... 18 IġĠD ve Orta Doğu... 19 Kerkük te durum... 20 Ürdün de Suriyeli mültecilerin kampında su sorunu... 21 IġĠD'in yükseliģi ve Ortadoğu'da yeni dönem ihtiyacı Burhanettin Dura Sabah Gazetesi 21 Musul, Ġngiliz oldubittisidir Fatih Altaylı Haberturk Gazetesi... 23 IġĠD e diplomatik baskı sonuç verir mi? Özcan Tikit Haberturk Gazetesi... 25 IġĠD koalisyonu Taliban olmaz Mustafa Kartoğlu Star Gazetesi... 26 Türkiye de ve Ortadoğu da çözüm süreci Sibel Eraslan Star Gazetesi... 28 IġĠD üzerinden bir kaç senaryo Beril Dedeoğlu Star Gazetesi... 29 Irak sınırları değiģiyor, sırada Suriye var. Ya sonra? Murat Yetkin Radikal Gazetesi.. 30 Örgüt teröründen Sünni isyanına trajik dönüģüm Fehim TaĢtekin Radikal Gazetesi... 32 Irak ve ġam Ġsyan Devleti Ufuk UlutaĢ AkĢam Gazetesi... 34 IġĠD, Kandil i söndürür mü? Emin Pazarcı AkĢam Gazetesi... 35 Ortadoğu cehenneminde barıģı korumak KurtuluĢ Tayiz AkĢam Gazetesi... 37 1

IġĠD değil yeni 'Sünni Arap Devleti' projesi.. Ġbrahim Karagül Yeni ġafak Gazetesi... 38 Musul düģerken: Ortadoğu faturası... Ali Bayramoğlu Yeni ġafak Gazetesi... 41 IġĠD kime çalıģıyor Abdülkadir Selvi Yeni ġafak Gazetesi... 42 Üç Irak: Sünni Irak, ġii Irak ve Kürt Irak Aydın Engin T24 Ġnternet Sitesi... 44 AVRUPA GÜNDEMĠ... 46 Avusturya DıĢiĢleri Bakanı'ndan Erdoğan'a entegrasyona zarar vermeme uyarısı... 46 Almanlar Türkiye yi AB de istemiyor... 46 Maas: ihmallerden dolayı utanıyorum!... 47 Alman vatandaģlarına önemli uyarı... 47 Ġngilizlere TOMA'yı Türkiye'deki görüntülerle anlatt... 48 Rus tankları sınırı geçti... 48 Ġtalya da göçmen sorunu büyüyor... 48 AB'de en zıt liderler Merkel ve Cameron... 49 Kırım'da cami kundaklandı... 49 Ġngilizlerin yüzyıllık stratejisi: Ġslâm'ı Ġslâm'la vurmak! Yusuf Kaplan Yeni ġafak... 49 Avrupa Ġçin De Tehdit - Michael Wrase - Badische Zeitung... 52 Kürt Tamponu Yahut Ġslamcı Terör Devleti-Michael Martens-Frankfurter Allgemeine Zeitung... 52 Irak... Bölgenin tamamı krize sürekleniyor - Die Welt-Internet - Boris Kalnoky... 53 Ġslamcılar Bağdat'a Doğru Ġlerliyor - Martin Gehlen/ Thomas Seibert - Der Tagesspiegel 55 Ġslamcılar Türkiye'yi Cihad'a Sürüklüyor - Hasnain Kazım - Der Spiegel-Internet... 56 AMERĠKA GÜNDEMĠ... 57 ABD'den Irak'a askeri müdahale sinyali- BBC... 57 Batı ne yapacak?... 58 ABD nin yarattığı kaos Fikret Bila Milliyet Gazetesi... 59 AFRĠKA GÜNDEMĠ... 60 BM Genel Kurulu nun yeni baģkanı Kutesa oldu... 60 Ruanda - DKC sınırında çatıģma: BeĢ ölü... 60 Libya'da El Cezire ofisine baskın... 61 ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ... 61 'Kim' meteorolojiyi azarladı... 61 ABD, Myanmar'daki evlilik yasasına tepki gösterdi... 61 Karaçi saldırısını Özbekistan Ġslami Hareketi üstlendi... 62 Çin, 'Uzayda barıģ ve sükûneti korumak zorundayız' dedi.... 62 2

TÜRKİYE GÜNDEMİ ġoförler bırakıldı, konsolosluktakiler ise yeni valiye teslim Dünya Bülteni Musul'da geçici bir yönetim kurduğunu ilan eden IġĠD, rehin aldığı Türk Ģoförler ile konsolosluk çalıģanlarını serbest bıraktı. Geraya termik santralinde rehin tutulan ve oradan serbest bırakılan 30 Ģoförün önümüzdeki saatlerde Türkiye'ye giriģ yapması bekleniyor. Konsolosluk çalıģanları ise Musul Valisi'ne teslim edildi. Musul Valiliği tarafından misafir edilecek olan diplomatlar ve ailelerinin gün içinde Türkiye'ye getirilmesi bekleniyor. Davutoğlu: Rehineler daha güvenli bir noktada AA Davutoğlu, bugün muhalefet partileri ile yaptığı görüģmelerin ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu. Musul'da yaģanan acı, vahim olaylardan sonra dün BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın baģkanlığında bir değerlendirme toplantısı yapıldığını ve sonrasında da CumhurbaĢkanı Abdullah Gül baģkanlığında da bir toplantının yapıldığını anımsatan Davutoğlu, "Bütün bu süreç içinde biz de Sayın BaĢbakan ile sürekli temas halindeydik" dedi. Davutoğlu, bu sabah Ankara'ya intikal eder etmez BaĢbakan Erdoğan ile tekrar bir değerlendirme görüģmesi yaptığını bildirerek Ģöyle devam etti: "ArkadaĢlarımdan bilgileri aldıktan sonra gerek DıĢiĢleri Bakanlığı mensupları arkadaģlardan gerekse müsteģarımızdan, Sayın BaĢbakanımız ile yaptığımız değerlendirmede bugün haklı olarak kamuoyunun beklentilerini bilgi anlamında karģılamak, hem de siyasi parti liderlerinin doğrudan bilgilendirilmesinin faydalı olacağı kanaatine vardık. Bu mesele herhangi bir siyasi ihtilaf konusu değildir. Türkiye'nin hem ali menfaatleri açısından ama en önemlisi de hem de Ģu anda Musul'da bulunan DıĢiĢleri mensupları ve diğer mensuplarımız, vatandaģlarımız ve onların can güvenliği açısından hayati önem taģıyor." Davutoğlu, siyasi ihtilaflar ve görüģ ayrılıklarının olabileceğini ama böylesine önemli bir konuda herkesin ulusal birlik bilinci ve vatandaģların can güvenliği açısından olayların değerlendirilmesinin önemli olduğunu kaydetti. Gazetecilerin "en azından düne göre daha güvenli bir noktadalar diyebiliyor musunuz" sorusuna Davutoğlu, "Evet, diyebiliriz" yanıtını verdi. 3

Dünya konsolosluk baskınına sert tepki gösterdi AA Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğu'na Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) terör örgütü mensuplarınca düzenlenen baskın ABD, Ġngiltere, Yunanistan, Ġsviçre, Almanya Çin ve Ġran gibi ülkelerin yanı sıra BirleĢmiĢ Milletler (BM) tarafından sert dille kınandı. IġĠD mensuplarının dün Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğu'na yaptıkları baskında baģkonsolos dahil 49 konsolosluk personeli ve personelin bazı aile fertlerini rehin almasına dünyanın birçok ülkesinden tepki yağdı. ABD yönetimi, baskını "en güçlü" Ģekilde eleģtirdi. DıĢiĢleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, ABD DıĢiĢleri Bakanı John Kerry ile DıĢiĢleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasındaki telefon görüģmesinden bahsederek, iki bakanın ''Musul da bozulmakta olan güvenlik durumuna ve IġĠD terör örgütü mensuplarının Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğu'na düzenlediği baskına yönelik ortak kaygılarını'' belirtti. Psaki, konsolosluk çalıģanlarının alıkonulmasına yönelik kaygılarını da dile getirerek, "Türkiye'nin kaçırılan diplomatik personelinin bir an önce serbest bırakılması noktasında Türkiye ve uluslararası toplumun çağrılarına katılıyoruz" ifadelerini kullandı. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest ise "baģkonsolosluğa düzenlenen alçak saldırıyı" kınadı. IġĠD tarafından rehin alınan baģkonsolosluk mensupları ve güvenlik personelinin acil biçimde serbest bırakılması çağrısı yapan Earnest, Türkiye ve Irak hükümetleriyle temas halindeyiz ve herhangi bir uygun yardımı da sağlamaya hazırız diye konuģtu. AB Dönem BaĢkanı Yunanistan ın BaĢbakan Yardımcısı ve DıĢiĢleri Bakanı Evangelos Venizelos, yaptığı yazılı açıklamada, saldırıyı kınadığını belirterek, alıkonulan personelin bir an önce serbest bırakılması dileğinde bulundu. Ġngiltere, baskınla ilgili derin endiģe duyduğunu bildirdi. Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Irak'ta devam eden durumdan ve Türk vatandaģları ile Türk BaĢkonsolosluğu çalıģanlarının alıkonulmasından derin endiģe duyuyoruz" ifadesi yer aldı. Almanya DıĢiĢleri Bakanlığı Sözcüsü, AA muhabirinin sorusuna verdiği yanıtta, DıĢiĢleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier in, rehinelerin durumunu büyük bir endiģeyle takip ettiğini belirterek Sayın Bakan, kaçırma olayını en güçlü ifadelerle kınamakta, tüm rehinelerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapmaktadır. Ġhtilaf ve çatıģma bölgelerinde de olsa, konsoloslukların ve diplomatik temsilciliklerin dokunulmazlığına saygı gösterilmesi Ģarttır dedi. DıĢiĢleri Bakanı Steinmeier, Bild gazetesine verdiği demeçte ise Suriye deki iç savaģın etkileriyle Irak ın iç problemlerinin tehlikeli bir Ģekilde birbirine karıģtığını, bölgede durumun endiģe verici olduğunu, geliģmelerin bölgeyi Ģiddet ve kaos ortamına sürüklemesinden endiģe ettiklerini kaydetti. 4

Çin DıĢiĢleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying da Irak'ta kötüye giden durumdan endiģe duyduklarını belirterek, "Yabancı diplomatik kurum ve kiģilere karģı terör saldırısını Ģiddetle kınıyoruz" dedi. Hau, ilgili tarafın rehineleri koģulsuz ve derhal salıvermesi gerektiği çağrısında bulundu. Ġran DıĢiĢleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, yaptığı yazılı açıklamada, Irak ta yaģanan son terör eylemlerini, özellikle de Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğu nun iģgal edilerek konsolosluk çalıģanlarının rehin alınması olayını kınadıklarını bildirdi. Olayın son derece kaygı verici olduğunu belirten Afham, diplomatik misyonların ve çalıģanların haklarına saygı gösterilerek korunmasını istedi. Ġtalya hükümeti, Türkiye nin Musul BaĢkonsolosluğu na Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) terör örgütü tarafından düzenlenen baskını kınadı. Ġtalya DıĢiĢleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Ġtalya hükümeti, Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosu Öztürk Yılmaz ve diğer konsolosluk çalıģanlarının kaçırılmasını kınamaktadır'' denildi. Türkiye'nin dost ve müttefik bir ülke olduğu vurgulanan açıklamada, Ġtalya DıĢiĢleri Bakanı Federica Mogherini'nin dün yaptığı istikrar ve güvenliğin sağlanması için yerel hükümetlerin desteklenmesi konusundaki uluslararası çağrısı da hatırlatıldı. Ġsviçre, Türkiye nin Musul BaĢkonsolosluğu'na Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) terör örgütü tarafından düzenlenen baskını kınadı. Ġsviçre DıĢiĢleri Bakanlığı'nın internet sitesinden yapılan açıklamada, Irak'taki uluslararası hukuk ihlalleri ve Ģiddet eylemlerinin kınandığı ve krizin siyasi ve insani sonuçlarından kaygı duyulduğu ifade edildi. Açıklamada, "DıĢiĢleri Bakanlığı, özellikle Irak ġam Ġslam Devleti'nin (IġĠD) Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğu'na düzenlediği saldırıyı ve baģkonsolosluk personeli ve ailelerini kaçırmasını kınamaktadır" denildi. Rusya DıĢiĢleri Bakanı Sergey Lavrov, Irak'taki geliģmelerden endiģe duyduklarını söyledi. Moskova'da gazetecilere açıklama yapan Lavrov, "Irak'ta yaģananlardan ciddi endiģe duyuyoruz, Amerikalı ve Ġngilizlerin Irak'ta baģladığı maceranın iyi bitmeyeceği konusunda çok önce uyarıda bulunmuģtuk" dedi. Lavrov, "11 yıl önce ABD BaĢkanı Irak'ta demokrasinin zaferini ilan etmiģti. O zamandan bu yana durum katlanarak kötüleģmeye devam ediyor. Irak'ın bütünlüğü soru iģaretine dönüģtü" ifadelerini kullandı. Kanada DıĢiĢleri Bakanı John Baird, yaptığı yazılı açıklamada, "IġĠD in bölgenin barıģ ve güvenliğini tehdit eden vahģi bir terörist grubu olduğunu" ifade etti. Baird, Suriye deki vahģetin sorumlusu IġĠD, dünya üzerindeki en hassas sınır noktasındaki ince düzeni yerle bir etti değerlendirmesinde bulundu. Pakistan DıĢiĢleri Bakanlığı Sözcüsü Tasnim Aslam, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğu nun basılması ve çalıģanların rehin alınması olayını kınadıklarını bildirdi. BaĢkonsolosluk çalıģanlarının diplomatik dokunulmazlıklarının ihlal edilmesi ve rehin alınmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Aslam, Pakistan halkının Türk 5

halkı ile dayanıģma içerisinde olduğunu aktardı. Aslam, BaĢkonsolosluk çalıģanlarının bir an önce güvenli bir Ģekilde serbest bırakılmaları için çağrıda bulundu. Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği TeĢkilatı (AGĠT) Dönem BaĢkanı ve Ġsviçre DıĢiĢleri Bakanı Didier Burkhalter, Türkiye nin Musul BaĢkonsolosluğu na düzenlenen saldırıda rehin alınanların acil ve Ģartsız bir Ģekilde serbest bırakılması çağrısında bulundu. Burkhalter, yaptığı yazılı açıklamada, konsolosluk personeli ve aile bireylerinin rehin alındığı Türkiye'nin Musul BaĢkonsolosluğuna düzenlenen saldırıyı kınadığını bildirdi. AGĠT üyesi Türkiye ile dayanıģma içeresinde olduklarını ifade eden Burkhalter, "Alıkonulan Konsolos ve diğer bütün rehinelerin derhal ve Ģartsız serbest bırakılması" çağrısını yaptı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise Türk diplomatların IġĠD tarafından kaçırılmasını sert bir dille kınayarak, "YaĢadığım Ģoku anlatmama imkan yok. Bu, kesinlikle kabul edilemez" dedi. Türkiye dıģ politikasının bedelini ödüyor El Mundo Irak ve ġam Ġslam Devleti (IġĠD)'ın, Musul'da kontrolü ele geçirmesi tüm dünyada olduğu gibi Ġspanya'da da büyük yankı yaptı. Ülkenin önde gelen fikir gazetelerinden El Mundo, "Radikal Ġslamcılar Türkiye'yi vurmaya baģladı" baģlıklı bir haber yorum yayınladı. Gazete IġĠD'ın bu hale gelmesinde BaĢbakan Erdoğan ve hükümetinin yanlıģ politikalarının payı olduğunu hatırlatarak ağır suçlamalarda bulundu. Gazete, 2012 yılında ABD'nin IġĠD ile ilgili bazı istihbarat bilgilerini Türkiye ile paylaģmasına rağmen hükümetin adım atmakta ağır kaldığına dikkat çekti. El Mundo gazetesi, Türk hükümetinin Esad rejimini devirme aģkına orada savaģ veren tüm gruplara ideolojilerine bakmaksızın destek verdiğine iģaret ederek Ģimdi o grupların namlularını Türkiye'ye çevirmeye baģladığını iddia etti. Türkiye'nin Avrupa'dan gelen aģırı dinci militanların Suriye'ye geçiģlerde bir kapı olmasından Avrupa Birliği'nin rahatsızlık duyduğuna dikkat çeken gazete bunda her iki tarafında bilgi paylaģımından kaynaklanan sorumluluklarının olduğunu belirtti. Gazete son olarak, bölgede yaģanan olayların odağında Türkiye'nin olmasını sürpriz karģılamayarak "Türkiye yanlıģ dıģ politikasının bedelini ödüyor" sözlerini etti. Siz hâlâ Washington'un eģref saatine mi ayarlısınız? Mehmet Barlas Sabah Gazetesi Tarih ve coğrafya bizleri "Ortadoğu-Balkanlar- Kafkaslar" üçgenindeki tüm krizlerden etkilenmeye mahkum ettiğine göre, Türkiye'nin siyasetçileri de, diplomatları da, tüm dünyadaki meslektaģlarından daha akıllı, daha bilinçli, daha tedbirli olmak zorundadırlar. 6

Soğuk SavaĢ döneminde siyasetçilerin de diplomatların da böyle bir zorunlulukları yoktu... Neticede karar merkezi Washington'daydı... Ġttifak'ın lideri Amerika ne derse o yapılırdı. Bloklar, haritaları da dengeleri de dondurmuģtu... Yaramazlık edenlerin bulunduğu ülkelerde Amerikan ya da Sovyet yanlısı darbeler yapılarak, o ülkelere izlenilmesi gereken çizgi hatırlatılırdı... Örneğin Kıbrıs'a Amerika'nın onayını alarak müdahale eden Türkiye Amerika'ya rağmen kalıcı çözümü reddedip, olayı için siyaset malzemesine dönüģtürdüğü için önce ambargo, sonra da 12 Eylül darbesi gelmedi mi? Yeni bir dünya ġimdi yeni bir dünya var... Bu yenidünyanın yansımalarını en fazla içinde yaģadığımız coğrafyada görüyoruz. Bu yenidünya düzenine Türkiye hem iç hem de dıģ siyasetindeki vesayetlerden arınarak girdi. Ama kayıt dıģı siyasetin sesleri yüksek çıkan kesimleri olayları hala eski değerlerle yorumlamak yanılgısı içindeler... Onlardan bazıları hala "Amerika bu olup bitenlere ne der" diye gözlerini ve kulaklarını Washington'a dikmiģ durumdalar... Bunların çırçırları ise Pensilvanya'nın Türkiye'nin geleceğini belirleyeceği gibi hayallerle yaģıyorlar... Bu zaman ĢaĢkınlığının bir diğer yansıması da kendilerini siyasi lider olarak sunanların hala, bir avuç oligarkın uzlaģıp CumhurbaĢkanını belirleyeceği dönemin sürdüğüne inanmaları değil mi? Halkın iradesi Neticede Türkiye halkın kararlı biçimde demokrasiye sahip çıkması sayesinde bölgesindeki ülkelerden daha az sancılar yaģayarak yenidünyanın koģullarına uyum gösterebiliyor. AK Parti iktidarı da halkın barıģtan, refahtan, geliģmeden, uzlaģmadan ve istikrardan yana olduğunu doğru algıladığı için, Türkiye zamanı kendi lehine değerlendirebiliyor. Örneğin halkın iradesi "Türk-Kürt BarıĢı"nı, sade bu topraklar için değil, sınırlar ötesi için de üstün değer olarak siyasete soktu... Ama Mısır'da, Suriye'de, Irak'ta ve hatta Ġsrail'de durum çok farklı... Bu ülkeler eski süper güç Amerika'nın geçmiģte yaptığı hataların bedellerini ödemekteler... Örneğin Ġsrail hala Amerika'ya dayanarak Filistinlilere sonsuza kadar eziyet edebileceği yanılgısı içinde değil mi? Kıymet bilmek Musul'da rehin alınan diplomatlarımızın ve TIR Ģoförlerinin yaģadıkları zorlu serüvenden soyutlayarak Irak'ın bugününe bakarsak, Amerikan fiyaskosunun somut bir yansımasını buluruz... Kim bilir Ģu anda kaç Iraklı "Saddam rejimi bile bundan daha iyiydi" diye düģünüyordur... Ve Washington'un kendi yarattığı Maliki'ye "Kendi baģının çaresine kendin bak" demesi, çarpıcı bir örnek değil midir? Kısacası siz siz olun. Türkiye'nin istikrarının, demokrasisinin ve halkın sağduyusunun kıymetini bilin... Aklınızı sokaklara, eylemlere ve hatta Esad'a kaptırmayın... 7

IġĠD'in hedefi: Ġç politika Hasan Bülent Kahraman Sabah Gazetesi Musul olayları çarģamba günü patlak verdikten sonra perģembe sabahı, Ģu sıralarda ABD yönetiminde üst düzeyde bulunan bir arkadaģım telefon etti. Bayram ve seyran olması bir yana, elbette son derecede sıkıntılı bir gün, ne için aradığı belli: IġĠD meselesini, lafı hiç dolaģtırmadan açtı ve çok çarpıcı bir Ģey söyledi: 'Dünya basınında Türkiye konusunda tek kelime yok' dedi. Ben de aynı Ģeyi düģünüyordum, o saate kadar baktığım mecralarda kayda değer, diģe dokunur hiçbir Ģey görememiģtim. Sonrasında da izlemeye devam ettim. Evet, IġĠD, çeģitli televizyonlarda yer alıyordu fakat kimse öyle özel bir önem vererek Musul'daki baģkonsolosluğun basıldığını duyurmuyordu. Bu sessizlik, bu geçiģtirme, bu vurdumduymazlık beni ĢaĢırttı ve baģka düģüncelere sevk etti. O düģünceler zihnimde belirirken bir yandan da gönderden indirilen bayrak konusunu düģünüyordum. Her iki olayın bir biri ardınca cereyan etmesi acaba bir rastlantı mıydı, yoksa baģka bir tertibin, baģka bir yaklaģımın, belki de bir 'operasyon un uzantısı mıydı? *** Doğrudur, IġĠD bir gecenin içinde çıkmadı. Gene doğrudur, Türkiye bu grupla uzun süre yakın temas içinde oldu. Sonunda, Türkiye, IġĠD'i terörist örgüt ilan etti ve hemen ertesinde olay patlak verdi. Bölgenin en radikal örgütüdür IġĠD ve doğal olarak da en korkulan örgütüdür. ġimdi sınıra dayanmıģ, sadece Türkiye'yi değil, Kürt bölgesini, Bağdat'ı, Erbil'i tehdit etmekte, petrol boru hatlarını, petrol havzalarını tehdit altında tutmaktadır. Böyle bir çerçevede IġĠD ne ifade ediyor? Ġki Ģey: Birincisi, bu tür örgütler kendi içlerinde örgütlüdür ama operasyonlara en açık örgütler de gene bunlardır. Belli bir süre öncesine kadar IġĠD, BeĢar Esad'ın devrilmesi için manipüle ediliyordu. IġĠD'le bu maksat içinde yakınlaģmayan yoktu. Derken IġĠD, benzeri durumlarda çok görüldüğü gibi, büsbütün kontrolden çıktı bu noktaya eriģti. Buradan devam edelim. Olayların bu mertebeye eriģmesinin altında yatan en önemli amil, Amerika'nın bölgeyi boģaltmasıdır. O çekilince ve arkasına bile bakmayınca bölge çalkalanmaya baģladı. IġĠD, diğerleri gibi, bu boģluğu belki doldurmadı ama açık açık kullandı. O meyanda bugün de kullanılıyor. Bu 'kullanmanın ben Türkiye'ye dönük bir manipülasyonu içerdiği kanısındayım. ġimdi ne itiraz edenler bin dereden su getirsin ne de ben uzun açıklamalara giriģeyim. Bu derecede kaotik bir ortamda çok sistemli olmasa bile çok muhtemel olabilecek bir Ģeyden söz ediyorum. Hele Türkiye'de CumhurbaĢkanlığı seçimlerine gidilen bir dönemde bu olmayacak bir Ģey değildir. Amerika veya bir baģka süper güç bölgeden çekilir ama bu onların bölgeyi terk ettiği anlamına gelmez. Aynı Ģekilde, bayrak olayını da, Lice olaylarını da düģününce bu türden geliģmelerin ne kadar gerçeğe yakın olduğunu, hiç değilse olabileceğini göz önünde tutmak gerek. Hele iç iktidarın bu durumdan ne derecede yıprandığı düģünülürse olayın iç yüzü daha iyi anlaģılabilir. 8

*** ġimdi gelelim bundan sonra neler olacağına. Gene öyle sanıyorum ki, bu manipülatif hareket bir süre daha devam ettirilecek, Türkiye olayı kontrol ederse, iģ bitecek, eylem sona erecektir. Birinci aģama bu; çünkü, IġĠD ve kullanıcıları bakımından maksat hasıl olacaktır. Ġkincisi ise bu tür örgütlerin baģına gelecek olanlardır. Çevresine bu derecede zarar veren bir yapının daha fazla devam etmesine olanak yoktur. Bölgeye hakim güçler, hakim güçler bir araya gelir ve bu iģi bitirmek için, kapalı kapı arkasında görüģür, çözüm üretirler. Ama geriye Suriye, geriye Irak birer çıbanbaģı olarak kalır o baģka bir mesele. Türkiye neden hedef oluyor? Sami Kohen Milliyet Gazetesi IġĠD in Musul a karģı giriģtiği saldırı sırasında, önce bir grup Türk TIR Ģoförünü, ardından TC BaĢkonso- losluğu mensuplarını rehin almasının nedenini ilk bakıģta anlamak bir hayli zor. IġĠD Irak ve Suriye de kendi hakimiyetini kurmak için Maliki ve Esad rejimlerine karģı savaģ açmıģ durumda. Ankara nın her ikisine karģı tutumu malum. Eylemlerini mezhepsel bazda yürüten Sünni IġĠD in Irak taki hedefi ġii Nuri El Maliki, Suriye deki hedefi de Alevi olan BeĢar Esad. Mezhepsel olarak dahi, IġĠD in bu bakımdan da Türkiye ye karģı duygular beslemesi gerek. Kaldı ki Ak Parti iktidarı Ġslam dünyasına hep yakınlık gösterdi, onun davalarına sahip çıktı. O kadar ki, cihatçı olarak bilinen gruplara da bir ara hoģgörüyle yaklaģtı. Nitekim ABD ve Batılı ülkeler bu grupları terörist ilan ederken, Türk hükümeti müttefiklerini aceleci davranmakla suçladı... Buna karģılık IġĠD Türkiye ile uğraģıyor. Suriye de ve Irak ta dokunulmazlığı olan Türk varlığına dahi saldırıyor. Kuzey Suriye de Süleyman ġah Türbesi ni, Musul da TC BaĢkonsolosluğu nu hedef alıyor... Misilleme mi? Herhangi bir IġĠD yetkilisi çıkıp saldırılarını hangi sebepten Türkiye ye karģı yönlendirdiğini izah etmiyor. Dolayısıyla nedenleri öğrenmek, tahmin iģi... Türkiye IġĠD i, El Nusra ile birlikte, uzunca bir tereddüt döneminden sonra ancak 10 gün önce (3 Haziran da) terörist örgütler listesine aldı. Musul daki baskın ve rehin alma operasyonu, hükümetin bu kararına karģı bir tepki veya misilleme olarak düģünülebilir. Ama bu çok daha önce gerçekleģtirilen Suriye de Süleyman ġah Türbesi ne karģı giriģilen saldırının ve bayrak indirme giriģiminin sebebi sayılamaz. Gene akla gelen bir neden de Musul daki olayın Türkiye ile Ġran arasında aģırılık ve terörizmle mücadele konusunda varılan anlaģmadır. Bu anlaģma Ġran CumhurbaĢkanı Ruhani nin hafta baģında Ankara yı ziyareti sırasında gerçekleģti. IġĠD in Musul daki TC BaĢkonsolosu baskını ertesi gün oldu. IġĠD in Türkiye ye aleyhtarlığının nedenini onun ABD, NATO ve genelde Batı ile olan sıkı bağlarına atfedenler de var. Ancak örgüt eylemcilerinin diğer ülkeleri değil de Türkiye yi hedef almasının anlamı ne? 9

Öne sürülen bir tahmin de IġĠD in varlığını ve meģruiyetini kanıtlamak için Türkiye üzerinden pazarlıklar yürütmek ve dünyaya mesajlar göndermek isteğindedir. Rehinelerin serbest bırakılması için cereyan eden müzakerelerin sonucu bu noktayı biraz daha aydınlatacaktır. Yeni tehdit Sebepleri ne olursa olsun, gerçek Ģu ki IġĠD in Türkiye ye yönelik eylemleri Türk dıģ politikasında ve daha geniģ çerçevede IġĠD in Irak taki yeni savaģı da Ortadoğu daki güç dengelerinde önemli değiģikliklere yol açacaktır. Bu konuya yarın değineceğiz. Ak Parti hükümeti 2-3 yıl öncesine kadar Ortadoğu da yeni bir düzen kurmaya muktedir bölgesel bir güç ve Ġslam dünyasında bir model olarak görünüyordu. Suriye, Irak ve Musul politikalarındaki baģarısızlıklar bu imaja gölge düģürdü. ġimdi de terörist olarak kabul edilen cihatçı grupların eylemleri potansiyel bir tehdit oluģturuyor. SavaĢların değiģen karakteri Nihat ali Özcan Milliyet Gazetesi Günü-müzde savaģlar /çatıģmalar çoğunlukla devletler ile devlet dıģı aktörler aracında cereyan ediyor. Terör saldırıları, iç savaģ, ayaklanma gibi. Bu tablo devletler arası savaģların sona erdiği anlamına da gelmiyor. Suriye iç savaģı, Ukrayna daki çatıģmalar, Irak ta IġĠD eylemleri, içeride PKK bunun canlı örnekleri. Eski çatıģmaların yeni dinamikleri Ne var ki savaģ/çatıģmalardaki değiģimin dinamikleri yeterince anlaģılmıģ değil. Bu nedenle kurumlar, kamuoyu, medya, siyasi/askeri karar alıcılar çeģitli sorunlar yaģıyor. Yeni durumu, devletlerarası savaģ ve çatıģma parametreleri, değer yargıları, ölçü ve kurallarıyla anlamaya, anlamlandırmaya çalıģıyoruz. Devletle devlet olmayan aktörler arasında ki güç mukayesesini asker, tank, top sayısı ile yaparak beklentileri ve öngörülerimizi hatalı inģa ediyoruz. Oysa bu ölçüler devletler arası düzenli savaģlara aittir. Düzenli savaģlarda asker, tank top sayısı fazla olan savaģı kazanır. Birkaç gün önce IġĠD 800-900 silahlı militan ile Musul a girdi. Oysa Bağdat hükümetinin bu Ģehirde 30 bin askeri, iki tümeni vardı. Ordu dağıldı, askerler kaçtı. IġĠD Ģehrin kontrolünü ele geçirdi. Bu sonuç eski ölçüyle açıklanamazdı. Elbette asker sayısı önemlidir. Ancak bu karģılaģtırma her Ģeyin cevabı değildir. Ġstihbarat ve asimetrik savaģ Asimetrik savaģların değiģen diğer yönünü istihbarat oluģturuyor. Karar alıcılar düģmanın/hedefin nerede olduğunu değil, kimin düģman/hedef olduğunu öğrenmek istiyor. Üniforma giymeyen, sivil halkın bir parçası olan ve kolaylıkla ayırt edilemeyen militanların dost/sanık/düģman sıfatı, politik sürece, coğrafya ya ve zamana göre değiģebiliyor. Çoğu zaman siyasi boyut, taktik boyuttan önemli olabiliyor. Tel örgüyü geçip kıģladaki Türk bayrağını indiren PKK lının, bazı siyasileri dediği gibi, alnından vurulması, nöbetçi için taktik bir sorundur. Ancak müzakere sürecinde bu 10

hareketin neden olacağı siyasi sonuçlar çok daha önemli olabilir. Siyasinin bakıģı, hukukun bakıģı Asimetrik çatıģmaların sivil ortamda gerçekleģmesi hukuki boyutuyla da önemlidir. Bayrak olayında nöbetçi eylemciyi vurmuģ olsaydı yıllarca mahkeme ve hapishanede sürünecekti. Bir dizisiyasi tartıģma da baģlatacaktı. Bayrak indirme siyaseten sert tartıģmaları tetikleyebilir. Kamuoyunda büyük bir tepkiye neden olabilir. Ne var ki Meclis in yaptığı ve mahkemenin uyguladığı yasalar, tel örgüyü aģmayı bayrak indirmeyi hiç de önemli bir vakıa olarak görmemektedir. Asimetrik çatıģmalar sivil-asker iliģkilerini de farklı biçimde etkiler. Düzenli savaģta siyasi otorite askerle savaģı kazanması gerektiğini söyler. SavaĢ sonrasında da siyaset kurumu barıģ müzakeresine baģlar. Zaferin ne anlama geldiğini herkes bilir ve üzerinde tartıģmaya mahal yoktur. SavaĢın zaman ve mekân boyutu nettir. Asker kiminle savaģtığını bilir. DüĢman devlet ise adreste bellidir. Ġster PKK, ister IġĠD olsun, eğer bir örgütle mücadele ediyorsanız, tanımlar bulanıklaģmaya baģlar. Zaman ve mekân tarifleri net olmaz. Devletin hedefinin ne olduğu, baģarmak istedikleri muğlaklaģır. Hatta günlük olarak değiģebilir. Siyasi liderler askerlere, onların anladığı türden net stratejik ve taktik hedefler ve direktifler veremezler. Bu olumsuzluktan kurtulmanın yolu yeni bir diyalog geliģtirmekten geçer. Aksi takdirde sivilasker, kamuoyu-medya iliģkileri zehirlenir ve içinden çıkılmaz bir hal alır. DeğiĢen dengeler ve öncelikler Yalçın Akdoğan Star Gazetesi Maliki yönetiminin Irak ı ne hale getirdiğini izlemeye devam ediyoruz. Tahammülsüz, sığ ve burnunun dikine giden bir siyaset anlayıģı dünyanın gözü önünde duvara tosladı. Mezhepçi, klikçi, çatıģmacı bir yönetim anlayıģı ülkesini ve bölgeyi uçurumun kenarına getirdi. Ülkenin birlik ve bütünlüğünü bir türlü sağlayamayan yönetimin ayrıģtırıcı, dıģlayıcı, tahrik edici yaklaģımı yönetilemeyen, kaosa sürüklenen ve silahlı örgütlerin antrenman sahası olan bir Irak ortaya çıkardı. Ülkenin bir bölümünün radikal silahlı örgütler tarafından iģgal edilmesi bir kiģinin veya yönetimin baģarısızlığının ötesinde Irak a ve Ortadoğu ya yönelik bir bakıģ açısının ve stratejinin çöküģüdür. Türkiye yıllardır bu tarzın sorunlu olduğunu vurguladığı için geçimsiz gibi takdim ediliyordu. Irak merkezi yönetimiyle sağlanmaya çalıģılan normalleģme gayreti aslında bu kötü gidiģin önünü almak açısından büyük bir Ģanstı. Türkiye hala bu çizgide duruyor ve Irak ın bütünlüğünü vurgulayan bir yaklaģımla Irak hükümetine yapıcı katkıda bulunmaya dönük mesajlar veriyor. *** Son yaģanan Konsolosluk iģgalinden sonra Türkiye nin birinci önceliği buradaki vatandaģlarımızın can güvenliğini sağlamak, insanlarımızın hayatlarını güvence altına alabilmek olmuģtur. Böyle süreçlerde yapılan afaki değerlendirmeler, sorumsuz ve tahrik edici açıklamalar son derece zararlı oluyor. Ġlk gün muhalefet sözcülerinin ortaya koydukları tahrik edici söylemler bu hassasiyeti gözetmemiģtir. Ardından Bahçeli nin devletin ve 11

hükümetin arkasında durdukları açıklaması, CHP nin ise BaĢbakan la ilgili gensoruyu geri çekmesi doğru ve yapıcı bir tavır olmuģtur. Türkmenlerin güvenliği ve menfaatleri Türkiye nin öncelikleri arasındadır. ÇatıĢma, istikrarsızlık ve kaos ortamının sınırlarımıza yaklaģması ve bir güvenlik sorunu üretme riski diğer bir öncelikli konudur. Hem petrol anlaģması yapan Kürtlerin baģına bela olan, hem farklı iddialar içine giren Sünnilerin görünümüne zarar veren bir yapıya Merkezi yönetimin dur diyememesi farklı değerlendirmelere sebep olmuģtur. IġĠD meselesi Irak ı aģan boyutlar taģıdığı için, Musul da atılacak bir adım veya yapılacak bir hamle sadece o bölgeyi değil, IġĠD in etkili olduğu birkaç ülkeyi etkileyebilir. *** Batılı ülkelerin de Irak ve Ortadoğu politikasını yeni baģtan ele alması gerektiği anlaģılıyor. Önümüzde paradoksal bir durum var. Bu tür örgütler hem tahammülsüz yönetimlerin yanlıģ politikalarının sonucu geliģiyorlar ve onlara karģı savaģ veriyorlar, hem de onların amaçlarına hizmet eder Ģekilde manipüle edilebiliyorlar. DüĢmanı oldukları yapılarla mücadele ederken onların taktiklerine de alet olabilen, zaman zaman da taktiksel ön açmaları avantaja çevirerek büyüyen, büyüdükçe ise kontrolden çıkan örgütler bunlar... Bir üst akıl bu kaosu ve anarģiyi kendi lehine kullanmak istiyor ama kullanım gayreti bazen karģılıklı faydaya, bazen de kontrolsüz durumlara yol açıyor. YaĢanan geliģmelerde Türkiye nin Ortadoğu politikasını eleģtirmek, haksızlıktan öteye geçmez. Herkesin çok yanlıģ yaptığı bir bölgede Türkiye en doğrusunu yapmaya ve cadı kazanından en az Ģekilde etkilenmeye çalıģıyor. Büyük devletlerin paradigmalarının, strateji ve senaryolarının çöktüğü bir coğrafyada Türkiye, ahlaki ve ilkesel duruģuyla milli menfaatlerini korumanın mücadelesini veriyor. Türkiye ye yeni tehdit Fehmi Koru Star Gazetesi Güçlü Amerikan ordusunun Bağdat ı teslim alması bile 40 gün sürmüģken, nasıl oldu da baģıbozuklardan oluģan bir güruh, beģ gün içerisinde, hiçbir direniģle karģılanmadan, onca yolu katedip Musul a ulaģtı? diye ĢaĢıranlardansanız, asıl ben size ĢaĢarım. O sorunun gayet basit bir cevabı var: Amerikan ordusu sayesinde... ĠĢgalci güç ABD, Saddam Hüseyin in bütün izlerini yok etmeyi hedef seçtiği için, ilk iģ olarak Irak ordusunu tasfiye etti ve sıfırdan yeni bir ordu oluģturmayı yeğledi. Bugün baģıbozuklar önünde kaçıģan Irak ordusu Amerikalılar tarafından eğitilen, henüz acemiliklerini üzerinden atamamıģ yeniyetmelerden oluģuyor; buna karģılık baģıbozuk diye 12

küçümsenenlerin içinde en kalabalık grup, Amerikalıların tasfiye ettiği Saddam ın subayları tarafından eğitilenler... Sadece Irak böyle değil; askerleriyle girdiği her yerden arkasında enkaz ve kaos bırakarak ayrıldı Amerika... Yarın Afganistan dan çekildiğinde de benzer bir tabloyla karģılaģılacak... Hem de yalnız Afganistan da değil, muhtemelen Pakistan da da... Bağdat rejimi, ordusunu yalnız bırakan subaylar ve kaçan erlerden sonra Bir Ģeyler yap diye yardım talep ettiği Washington dan, Kendi baģının çaresine bak cevabını aldı. Nuri el-maliki nin ise, IġĠD (Irak ve ġam Ġslâm Devleti) örgütü militanlarının Bağdat a yürümemesine duadan baģka yapabileceği fazla bir Ģey yok... Aslında terör örgütlerinin de bir aklı olduğunu kendi tecrübelerimizden bilmemiz gerekirdi, ama o tecrübenin yetmediği ortaya çıkan tabloya verilen tepkilerden anlaģılıyor. Dikkatlerimizi zamanında geri çekemediğimiz baģkonsolosluk mensupları üzerinde yoğunlaģtırdığımız için büyük tabloyu göremiyoruz. Oysa, terör örgütünün aklı, bölgesinde güçlü Türkiye nin, çoğu uluslararası dokunulmazlığa sahip diplomatlardan oluģan Musul daki beģeri varlığını elinde tutmaması gerektiğine erecektir. Esas üzerinde yoğunlaģmamız gereken, IġĠD denilen örgütün hangi güdülerle hareket ettiği ve nihai amacının ne olduğuna dair büyük tablodur... Sanıldığının tersine, IġĠD, çapulcu takımından oluģan bir örgüt değil; ideolojik rehberi kim olursa olsun, örgütü savaģ sanatından anlayan bir subaylar grubunun yönettiğini düģünmemiz gerekiyor. O grup kendilerine atfedilen ideolojik maskenin etrafa verdiği dehģetten yararlanmayı Ģimdilik uygun görüyora benziyor. Ġlk hedefin Irak a hâkim hale gelmek olduğunu düģünmemiz için pek çok sebep bulunuyor. Musul a kadar yürüyüp kendilerine bir zemin oluģturmalarının askeri bir mantığı var. Paraya ve lojistik desteğe kavuģtular. Irak da hakimiyet kurabildikleri taktirde, ikinci adımı, Suriye deki savaģı muhalefetten yana etkilemek ve gerekirse orada da hakimiyet sağlamak oluģturacaktır. Hayli ileri bir beklenti bu; ama IġĠD-vâri grupları savaģmaya iten bu tür ileri hedeflerdir. Vaktiyle Saddam ın liderlerinden olduğu Baas Partisi ideolojisi de, en baģlarda, Irak ile Suriye yi birleģtirmeyi hedeflemekteydi. IġĠD e atfedilen Sünnilik ile Irak taki el-maliki yönetiminin ġiilik ile irtibatlandırılacak özelliklere sahip oluģu, bu coğrafyayı ateģe verme ya da Irak ın üçe bölünmesiyle sonuçlanma istidadını içinde barındırıyor. Musul da rehine tutulan diplomatlar da önemli elbette, ama esas bu durum Türkiye yi tehdit ediyor... 13

ORTADOĞU GÜNDEMĠ Kerkük'te 4 bölge IġĠD'in elinde Al Jazeera Kerkük Vilayet Meclisi BaĢkanı Hasan Turan, Kerkük'ün peģmergeler tarafından kontrol altına alınmadan önce peģmergelerin Erbil ve Süleymaniye'nin Kerkük sınırlarında konuģlanmıģ vaziyette olduğunu, kentin güneyinde ise Irak ordusuna bağlı 12. Tugay'ın olduğunu söyledi. Bu tugayın tamamen çekilmesinin ardından Kürt yönetimine bağlı peģmergelerin kenti tamamen kuģattığını söyleyen Turan, kentin merkezinde ise değiģen bir Ģey olmadığını ve asayiģi polisin sağladığını belirtti. Tikrit - Samarra arasının yaklaģık 60 kilometre olduğunu hatırlatan Turan, IġĠD'in ġiiler için kutsal Samarra'ya girmesi durumunda mezhep çatıģmasının büyüyeceğini söyledi. Samarra, ġiilerin 11 inci Ġmamı Hasan El Askeri Türbesi burada bulunuyor. El Askeri Türbesi 2006 da bir kez daha saldırıya uğramıģ ve ġii-sünni çatıģmasının alevlenmesine sebep olmuģtu. 2006 daki saldırıda El Askeri Türbesi'nin kubbesi tamamen yıkılmıģtı. IġĠD'i Maliki karģıtlığı besliyor AA Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) terör örgütü Irak ta yönetimden dıģlanmıģ kesimlerden taraftar toplarken, örgütün Nuri El-Maliki hükümetine cephe alan aģiret ve eski Baas mensuplarıyla yaptığı ittifak, Sünni Arap kuģağındaki ilerleyiģini hızlandırıyor. Suriye de sivillere ve rejim karģıtı muhaliflere saldırılarıyla dikkatleri çeken IġĠD in, Irak ta kısa sürede art arda birçok yerleģim bölgesini ele geçirmesinin nedenleri sorgulanıyor. IġĠD in kökenleri, Irak ta Selefi görüģlü hareketlerin 2003 teki ABD iģgali sonrasında etkinlik kazanmasına uzanıyor. El Kaide ye bağlılığını bildiren birçok gruptan biri olan ve 2004 te Tevhid ve Cihat adıyla kurulan örgüt, IġĠD in tohumlarını attı. Kısa süre sonra El Kaide terör örgütüne bağlılığını bildiren grubun ilk lideri Ebu Musa Zerkavi, 2006 da ABD güçlerince öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. Bu arada Irak ta yine El Kaide ye yakınlığıyla bilinen Ebu Ömer el Bağdadi tarafından Irak Ġslam Devleti örgütü kuruldu. Ancak ABD ve Irak güçleri, 2010 da hem Ebu Ömer el Bağdadi hem de Ebu Hamza el Muhacir i öldürdü. Ortaya çıkan boģluğu, El Kaide bağlantılı güçlü bir isim olan Ebu Bekir El Bağdadi, geçen yıl, El Kaide nin Suriye kolu olarak bilinen Nusra Cephesi ile Irak-ġam Ġslam Devleti adı altında bir araya geldiklerini açıklayarak doldurdu. Ancak Nusra, bir süre sonra IġĠD'le ayrıldı. El Kaide liderliği de Suriye deki temsilcisinin Nusra Cephesi olduğunu ve IġĠD i 14

tanımadığını ilan etti. Bunun üzerine IġĠD, Nusra Cephesi ve diğer muhalif gruplar ile sivil halkı hedef almaya baģladı. Hedefini, "Irak, Suriye ve Ürdün de dine dayalı bir devlet kurmak" Ģeklinde açıklayan IġĠD terör örgütü, 2012 den itibaren Suriye'de güçlendi. Örgütün sivilleri ve Suriye muhalefetinin ılımlı unsurlarını hedef alması, uluslararası kamuoyunda tepkileri artırdı. Bir süre sonra ABD, AB ve Türkiye IġĠD i terör örgütleri listesi ne aldı. IġĠD in Suriye ve Irak ta binlerce militanı bulunduğu ve bunların önemli bir kısmının yabancılardan oluģtuğu kaydediliyor. Kimse gerçek militan sayısını bilmiyor. Suriye de rejimin iģini kolaylaģtırdı Suriye'deki en güçlü muhalif gruplar arasında gösterilen Nusra Cephesi ile IġĠD in birbiriyle yaptığı mücadele, Esed yönetiminin kendini toparlamasına imkan sağladı. IġĠD'in, Suriye'deki ilk önemli "baģarılarından" biri, Mart 2013'te muhalif grupların elindeki Rakka kentini almasıydı. Sonraki dönemlerde kuzey ve doğuya doğru ilerleyen IġĠD, petrol zengini bölgeleri ele geçirmeye baģladı ve bundan ciddi kar elde etti. IġĠD, enerjisini Esed güçleriyle mücadele etmek yerine muhalif güçlere yöneltti. Nusra dıģında Özgür Suriye Ordusu ve Kürt bölgesine hakim olan PYD ile çatıģtı. Zaman zaman da dünya kamuoyunun tepkisini çeken öldürme yöntemleri ile gündeme geldi. Irak ta ġii ve hükümet karģıtlığı IġĠD e taraftar kazandırıyor Irak ın siyasi, etnik ve mezhepsel bölünmüģlüğü IġĠD in iģini kolaylaģtırıyor. 2003 teki ABD iģgalinden sonra yüzbinlerce kiģinin hayatına mal olan mezhepsel çatıģmaların yaraları sarılmıģ değil. Yeni Irak ta siyasal sistemin dıģına itilen Sünniler, halen tam anlamıyla yönetime katılamadı. Sünni Arapların yoğun olarak yaģadığı orta Irak taki Musul, Selahaddin, Kerkük, Anbar ve Diyala vilayetlerinde ġii grupların hâkimiyetindeki merkezi hükümete yönelik huzursuzluklar uzun zamandır sürüyor. Sünni topluluklar, hükümeti "mezhepçi politikalar izlemek, siyasi temsillerini kısıtlamak, yerel yönetimi etkisizleģtirmek, kendi bölgelerine yatırım yapmayarak cezalandırmak, artarak devam eden iģsizlik ve yoksulluk sorununa duyarsız kalmak, Ģiddeti durdurmamak ve terörist gruplara karģı güvenlik önlemleri almamak" gibi gerekçelerle suçluyor. BaĢbakan Nuri el-maliki, ġii koalisyonu arkasına alarak iki dönem boyunca ülkeyi katı bir Ģekilde yönetti. Irak ordusunu ve ABD nin desteğini iyi kullanarak hem Sünni bölgelerindeki silahlı direniģi hem de bazı ġii milisleri bastırdı. Ancak El-Kaide bağlantılı Selefi görüģlü grupları tamamen ortadan kaldıramadı. Mezhepsel karģıtlıklarla güçlenmiģ hükümet aleyhtarlığı da radikal örgütlerin Sünni bölgelerinde halen çok sayıda taraftar bulmasını kolaylaģtırdı. IġĠD, Sünni Arapların öfkesinden yararlandı 15

Musul ve Anbar daki IġĠD ilerlemesinin en büyük nedenlerinden biri, ABD nin 2007 de yanına almayı baģardığı Sünni güçlerin, Maliki tarafından dıģlanmasıyla ortaya çıkan yeni güç boģluğu oldu. Baas Partisi nin devrilmesiyle silahlı direniģe geçen Sünni Arapların 2006-2007 de zirve yapan muhalefetleri, ABD planıyla yumuģamıģtı. AĢiretleri ve siyasi temsilcilerini yönetime dahil eden, kendilerine silah ve para desteği sağlayan planla artık Sünni aģiretler, ABD ve Irak ordularının yanına geçerek, El-Kaide ve diğer Selefi görüģlü örgütlere karģı savaģmaya baģladılar. Böylece bölgedeki radikal örgütlerin hareket alanı iyice daraldı. Ancak BaĢbakan Maliki nin 2012 de "sıkı merkeziyetçi politikalara ağırlık vermesi, Sünni siyasetçilere yönelik tutuklama ve baskı politikaları", ülkenin mezhepsel fay hatlarını harekete geçirdi. Anbar baģta olmak üzere Selahaddin, Musul, Kerkük ve Diyala da hükümet karģıtı kitlesel gösteriler baģladı. Protestoların sebep olduğu güvenlik boģluğunu IġĠD fırsat bildi. Suriye de birçok cephede sıkıģan IġĠD, ağırlığını Anbar a verdi. Irak ordusu ise geçen yıl aralık ayında operasyonlara baģlayarak nisandaki genel seçim öncesinde kontrolü önemli ölçüde sağladı. Ancak bu hafta baģından itibaren IġĠD, Musul un yanısıra Anbar ın Ramadi ve Felluce ilçelerini tekrar kontrolüne aldı. IġĠD in Musul hamlesi Musul un geneli ve kent merkezinde Sünni Araplar çoğunlukta. Kuzeydoğusundaki Tilkeyf, Akre, Hamdaniye ve ġeyhan gibi ilçelerde ise ġebek, Yezidi ve Asuri azınlıklar yaģıyor. Doğusundaki Telafer de özellikle ilçe merkezinde Türkmenler, Sincar da Kürtler ve Yezidiler çoğunlukta. Musul un Suriye sınırındaki ilçeleri Baac ve Hadra da yine Sünni Arap nüfusun hakimiyetinde. Geçen yıl Maliki nin Sünni siyasetçilere karģı baģlattığı tutuklama kampanyası sırasında Sünni bölgelerinde patlak veren protestoların bir ayağı da Musul daydı. Anbar ve Selahaddin de olduğu gibi Musul daki Sünni Arap aģiretleri de Irak Devrimi Askeri Konseyleri adı altında örgütlenmeye baģlamıģlardı. Irak ta Baas rejiminin devrilmesinden sonra kurulan yönetimden kaçan pek çok Baas subayı da halen Musul da saklanıyor ve direniģ örgütlerine öncülük ediyor. AĢiretlerin yanı sıra, radikal örgütler de 2003 ten bu yana Musul da oldukça etkili. El-Kaide ve Selefi görüģlü IġĠD benzeri örgütler, Musul da özellikle Dicle nin sağ yakası ya da eski Musul olarak bilinen yeri kontrol ediyor. Nitekim ABD ordusu iģgal döneminde bu bölgede tam hakimiyet sağlayamamıģtı. Bu örgütlerden biri olan IġĠD in de Musul da yerel destekçileri olduğu biliniyor. Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, IġĠD in Musul hamlesi, merkezi yönetim karģıtı Sünni Arap aģiretlerinin önemli bir bölümünü ve radikal örgütleri de harekete geçirdi. Irak 16

güvenlik güçlerinin Musul dan çıkarılması konusunda ittifak eden gruplar, kısa sürede kent merkezini ve çevresini tamamen ele geçirdi. "Saddam dönemindeki bayrak dalgalanmaya baģladı" Uluslararası Ortadoğu BarıĢ AraĢtırmaları Merkezi (IMPR) BaĢkanı Veysel Ayhan, AA ya yaptığı açıklamada, aģiretlerin IġĠD operasyondaki rolüne iliģkin Ģu noktalara dikkati çekti: Saddam ın eski komutanlarından El Duri aktif olarak bu operasyona katılıyor. Musul valisi ilan edilen kiģi eski bir Baas komutanı. GeliĢmelerden sadece IġID sorumlu tutulamaz. Sünni güçlerden ve aģiretlerinden oluģan askeri konsey iģin içinde ve Sünni Arap bölgelerini ele geçirmeye çalıģıyorlar. Sayısal olarak bakıldığında IġID in Musul u ele geçiren silahlı adamlar içindeki oranı yüzde 10 civarında, bunu aģiret temsilcileri söylüyor. Sünni Arap koalisyonu geleneksel direniģ hattındaki yerleri alıp eski Irak ı kurmak istiyor. Musul Rafideyn televizyonunda Saddam dönemindeki Ģarkılar çalınıyor. Saddam dönemi bayrakları dalgalanmaya baģladı. Duleymi ve Tay kabileleri operasyonda ön planda görünüyor. BMGK: Irak hükümetinin arkasındayız AA BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), terörizmle savaģta Irak hükümetinin arkasında olduğunu bildirdi. BMGK, Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) terör örgütünün Irak'ta Musul ile bazı bölgeleri ele geçirmesi nedeniyle gerçekleģtirdiği kapalı toplantıda, ülkedeki son durumu ele aldı. BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov'un, toplantıya videokonferans yöntemiyle bağlanarak yaptığı sunumda, Bağdat'ta Ģu an için önemli bir güvenlik tehdidi olmadığını ancak Kuzey'deki geliģmelerin ülkenin egemenliğine büyük risk oluģturduğunu söylediği öğrenildi. Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi ve BMGK haziran dönem baģkanı Vitaly Churkin, Irak'taki sorunun temelinde, iģgalin ardından ülke tam yapılanmadan ABD'nin birliklerini çekmesi olduğunu söyledi. BMGK'nın IġĠD'in eylemlerini Ģiddetli bir Ģekilde kınadığını kaydeden Churkin, Konsey'in Irak hükümetini terörizmle savaģında desteklediğini ifade etti. Öte yandan, BM Genel Sekreterliği Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, gazetecilere yaptığı açıklamada, Mladenov'un Irak yetkilileriyle temaslarını sürdürdüğünü dile getirerek, BM kurumlarının yerlerini terk etmek zorunda kalan insanlara yardım için çalıģtığını söyledi. 17

Ġran, Irak a yardım etmek için harekete geçti Reuters Ġranlı güvenlik kaynakları, Ġran ın, Irak ta Ģehirleri istila eden Irak ġam Ġslam Devleti militanlarıyla savaģmak üzere Devrim Muhafızları nı mevzilendirdiğini ve Tikrit in büyük kısmının kontrolünü geri kazanmaları için Iraklı birliklere yardım ettiğini söyledi. Ġranlı kaynaklar, Uzun zaman Irak ta faaliyet göstermiģ olan Ġran Devrim Muhafızları nın seçkin yurtdıģı ekibi olan Quds Forces tan 2 taburun, kuģatma altındaki Irak BaĢbakanı Nouri al-maliki nin ġiiler in çoğunlukta olduğu hükümetine yardıma gittiğini kaydetti. Irak ve Ġranlı güvenlik kaynaklarına göre, Irak ve Ġranlı güçler birlikte, eski diktatör Saddam Hüseyin in doğum yeri olan Tikrit in yüzde 85 inin kontrolünün geri aldı. Ġranlı birlikler, Irak ın ABD nin 2003 teki iģgalinin ardından yaģadığı mezhep savaģından bu yanali en büyük krize neden olan Irak ġam Ġslam Devleti nin hedeflediği Irak ın baģkenti Bağdat, Necef ve Kerbala nın korunmasına yardım ediyor. Ġranlı bir general, Ġran ın ek olarak Irak ile sınırına askeri birlikleri yerleģtirdiğini ve Ġran sınırına 100 km yakına gelmeleri hâlinde isyancı militanları bombalama sözü verdiğini aktardı. Ġranlı yetkililer ayrıca gizli olarak Maliki nin bu krizi yönetme yeteneğine iliģkin de endiģelerini dile getirdi. Rand Corp. un kıdemli siyasi analistlerinden Alireza Nader, Maliki nin karģısındaki tehlike ve izolasyonu arttıkça, Ġran a daha fazla ihtiyacı olacak. IġĠD in yükseliģi Ġran için ciddi tehdit oluģturmaktadır. Bu nedenle Muhafızları, Irak ta daha çok görmek ĢaĢırtıcı olmaz dedi. Quds Ordusu, ABD nin 2003 teki iģgalinden bu yana Irak ta aktif rol oynuyor ve Amerikan askeri güçleriyle çatıģan ġii militanların oluģturulması, eğitilmesi ve finanse edilmesi konusunda yardımcı oluyor. Quds Ordusu nun etki ve eriģimi Irak tan Lübnan, Suriye ve Pakistan a kadar uzanıyor. Devrim Muhafızları ndan iki müfreze ÇarĢamba günü Ġran sınırındaki Urumih ve Lorestan eyaletlerinden Irak a kaydırıldı. Ġran daki Devrim Muhafızları üyelerine göre, bu grupların görevi kutsal ġii Ģehirleri Kerbala ve Necef in korunmasına yardmcı olmak ve Bağdat çevresinde güvenliği artırmak. Ġran sınırındaki eyaletlerde hizmet veren Devrim Muhafızları birlikleri, bu bölgelerdkei ayrılıkçı etnik isyanlardan ötürü gerilla savaģında en deneyimli savaģçılar. Suriye ye gönderilen Devrim Muhafızları komutanları çoğunlukla o eyaletlerden aktarılıyor. Suriye'de kan akmaya devam ediyor AA Suriye Ġnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından yapılan açıklamada, Esed güçlerinin yönetim karģıtlarına kara ve havadan gerçekleģtirdiği saldırılar sonucunda baģkent ġam'ın banliyölerinde 15, Halep'te 7, Hama ve Ġdlib'te 4'er, Dera, Humus ve Deyru'z Zor kentinde 2'Ģer ve Kuneytra'da bir olmak üzere 37 kiģinin yaģamını yitirdiği kaydedildi. 18

Öte yanda Suriye resmi haber ajansı SANA, güvenlik güçlerinin Halep, Ġdlib ve baģkent ġam'ın kırsalında düzenlediği operasyonlarda çok sayıda silahlı grubu etkisiz hale getirdiğini duyurdu. IġĠD ve Orta Doğu Economist, Financial Times, Times, Independent Economist dergisinin yeni sayısının baģyazısında, Irak ta tozu dumana katan Irak ġam Ġsalm Devleti Ģu ifadelerle tanımlanıyor: Suriyeli ana akım isyancılar için çok Ģiddetli, El Kaide için çok aģırı olan IġĠD in birden çok ebeveyni var. Suriye deki savaģın baģlangıcında Türkiye, yabancı savaģçıların sınırlarından serbestçe geçiģine izin verdi. Avrupalı hükümetler kaçırılan vatandaģları IġĠD e milyonlarca dolar ödedi. (Suriye lideri) Esad alaycı tavırla köktencileri hapisten çıkararak ve saldırılardan sakınarak IġĠD in diğer Suriyeli isyancılara karģı üstün gelmesine yardım etti. Kendisinden sonra geleceklerden korkacak dünyanın karģıtlarına yardımı kesmesini istedi. ĠĢe yaradı. Dergideki daha ayrıntılı bir analizde, Twitter daki Cihad baharı benzetmesini öngörülü olduğu belirtiliyor. Analizde, her Ģeye rağmen IġĠD in geriletilmesinin mümkün olduğu vurgulanarak, Iraklı ve Suriyeli Sünni Arapların diktatörler ve köktenciler arasında sıkıģmıģ olduğu ifade ediliyor. Irak ın eski BM büyükelçi vekili Faysal Ġstrabadi nin, Irak devleti çökmenin eģiğinde tespiti aktarılıyor Financial Times ın haberinde. Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) militanlarının Musul un ardından Tikrit i ele geçirerek Bağdat a yönelmesi ve Kürt peģmerge gücünün Kerkük te kontrolü sağlaması, ülkenin mezhepsel ve etnik olarak 3 parçaya bölünmesi olarak resmediliyor. Risk yönetimi Ģirketi Uticensis uzmanı Kirk Sowell, Irak ordusunun Musul u geri almak için harekete geçme iģareti göstermediğini belirterek Ģöyle diyor: IġĠD in Bağdat a saldırıyı ağzına dolaması Musul da durumunu sağlamlaģtırma ihtiyacından. Ordunun karģılık vererek Musul a saldırması gerekli ve bunu en kısa zamanda yapmalılar. Times savunma editörü Deborah Haynes, Irak ordusunun Musul u savaģmadan terk etmesiyle birlikte, Ġngiltere ve ABD nin bu ülkede ve Afganistan da izlediği güvenliği eğitim verilen yerel güvenlik güçlerine teslim etme taktiğinin çöktüğünü belirtiyor. Analizde, Londra daki düģünce kuruluģu RUSKI direktörü Prof.Michael Clarke ın Ģu tespitine gönderme yapıyor: 19

Ġstikrar operasyonlarına giriģtiğinizde, 2-3 yıllığına değil, neredeyse 20 yıllığına girersiniz. Ġngiliz ordusunun Basra dan çekilen güçlerinin komutanlarından Jonathan Shaw ise Telegraph taki yorum yazısında, geleneksel Irak Arap toplumundaki bağlılık hiyerarģisinin en altında kurumlara bağlılık olduğunu ve din, mezhep, etnisite, aģiret ve aile bağlılıklarının çok daha güçlü olduğunu hatırlatıyor. Irak ordusunun çözülmesini böyle açıklayan Shaw, Iraklı üst düzey bir polis yetkilisinin 2007 yılında kendisine Ģöyle dediğini aktarıyor: Sorun ekipman veya eğitim değil, her Ģey bağlılıkla ilgili. Bunu değiģtiremezsiniz. Independent muhabiri Patrick Cockburn, Ġran ın Sünni militanlara karģı askeri müdahaleye ABD den önce giriģebileceğine dikkat çekiyor. Aynı gazetenin deneyimli kalemi Robert Fisk, Musul dan kaçanların birçoğunun IġĠD militanlarından çok, ġii ağırlıklı Irak ordusunun yapacağı topyekun cezalandırmadan çekindiğine dikkat çekenlerden. Bağdat taki Guardian muhabiri Martin Chulov, baģkentte halkın panik halinde gıda stoklamaya baģladığını belirterek, bir tüccarın Ģu sözlerine yer veriyor: Sadece 40 mil (yaklaģık 60 km.) ötedeler. Sazlıklar, yıkıntılar arasında gizlenmiģ, baģkente gelmeye hazırlanıyorlar. Irak ordusu hiçbir Ģey yapamaz. Belki anca YeĢil Bölge yi savunurlar o kadar. Allah yardımcımız olsun. Chulov ayrıca, ABD-Ġngiltere iģgaliyle devrilen Saddam Hüseyin in doğum yeri Tikrit teki militanların IġĠD değil, eski Irak ordusu üniformaları giydiğine ve Baas Partisi marģları söylediklerine dikkat çekiyor. Kerkük te durum Guardian, Financial Times Guardian muhabiri Fazel Hawramy, normalde Türkiye ve Ġran a petrol taģıyan tankerlerle dolu olan Kerkük-Erbil yolunun tenha olduğunu dile getiriyor. Kerkük teki bir polis yetkilisi, kaçıp giden Irak ordusuna ait üsteki zırhlı araçların ve ekipmanın Kürt peģmergeler ile aralarında Araplar ve Türkmenlerin olduğu yerel halk tarafından yağmalanmasına içerlemiģ: PeĢmerge güçlerinin burayı koruyacağını sanırdım açıkçası. Çünkü bunlar devlete ait, bana veya (BaĢbakan) Maliki ye değil. 20