T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

Benzer belgeler
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Gazneliler ( ):

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

DOĞU ANADOLU YA İLK SELÇUKLU AKINI

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 6.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KÖKTÜRK DEVLET

İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ. Karahanlılar -840 Tolunoğulları -868 Akşitler -935 Gazneliler -963 Büyük Selçuklu Devleti-1040

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

Selçuklular Cilt I "Büyük Selçuklu Devleti Tarihi ( )"

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

TÜRK İSLAM TARİHİ. Talas Savaşı. Abbasile r. Orta Asya Türkleri ÇİN

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

TARİH BOYUNCA ANADOLU

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 5: 6 Kasım 2006 Konu: Selçuklu Devleti Okuma: Ortaylı, 2000:

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

Büyük Selçuklu Devleti

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Selçuklu Tarihini Derinden Etkileyen Bir Olay: Selçuklu-Yabgulu

İSLAM TARİHİ II Doç. Dr. Metin YILMAZ

ORTA ASYADAN TÜRK GÖÇLERİ

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

İLK TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Doktora Öğrencisi, (Makale gönderim tarihi: ; makale kabul tarihi: )

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOĞU DİLLERİ VE EDEBİYATLARI ANABİLİM DALI FARS DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

ÖZGEÇMİŞ VE YAYINLAR

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSLAM TARİHİ II. Hafta 8. Prof. Dr. Levent ÖZTÜRK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

ESKĠġEHĠR OSMANGAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ, TARĠH BÖLÜMÜ DERS ġablonu (ÖĞRETĠM PLANI / MÜFREDAT)

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ NİN DOĞU POLİTİKASI

Sunuş Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde yoğunlaşmıştır. Çalışmalardan elde edilen sonuç muazzam olmuştur. Mehmet Fuat Köprülü önderliğinde yeniden

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI.. LİSESİ TARİH I DERSİ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS PROGRAMI 1. SINIF

Erkan Göksu, Türkiye Selçuklularında Ordu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2010, XLVII+469 S.

İlk Türk İslam Devletleri

Yusuf Ayönü, Selçuklular ve Bizans, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2014, 332 Sayfa, ISBN

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

TARİH BÖLÜMÜ LİSANS DERSLERİ BİRİNCİ YIL

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 4. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ Ders.11. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KARLUKLAR

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

TÜRKİYE'DE SOSYAL BİLGİLER VE TARİH ÖĞRETİMİNDE SELÇUKLU TARİHİ'NİN YERİ VE ÖNEMİ

İktisat Tarihi I Ekim

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK III. HAÇLI SEFERİ

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer

Karahanlılar ( )

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

HAÇLI SEFERLERi Orta Çağ'da Avrupalıların Müslümanların elinde bulunan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresini geri almak için

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel


YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

Anadolu'da kurulan ilk Türk beylikleri

Transkript:

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI SULTAN TUĞRUL BEY DEVRİ HÂKİMİYET MÜCADELELERİ (1040 1063) YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Aslıhan KÖSE Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr Süleyman ÖZBEK Ankara 2008

ONAY Aslıhan KÖSE tarafından hazırlanan Sultan Tuğrul Bey Devri Hâkimiyet Mücadeleleri (1040-1063) başlıklı bu çalışma 02/06/2008 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oy çokluğu ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Tarih Anabilim dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Prof. Dr. İlhan ERDEM Yrd. Doç Dr. Süleyman ÖZBEK Doç. Dr. Altan ÇETİN

ÖNSÖZ Uzun bir geçmişe sahip olan Türk tarihi, önemli dönüm noktaları teşkil edecek birçok hadiselerle doludur. Şüphesiz ki bunlardan bir tanesi de temelleri Horasan da atılan ve kurulduğu yer itibariyle İslam çevresinde ayrı bir siyasi ve sosyal yapıyla ortaya çıkan Selçuklu Devleti dir. Bu özelliğinin yanı sıra Selçuklu Devleti, Türklerin kurduğu yüze yakın siyasi teşekkül arasında yer alan dört büyük devletten (Hun, Göktürk, Selçuklu ve Osmanlı) de üçüncüsü olmakla Türk tarihi içerisinde hatırı sayılır bir mevkiye ulaşmıştır. Yeni kurulan bu Türk devletinde, oldukça ayrı bir siyasi ve sosyal yapı meydana gelmiştir ki bununda başlıca özelliği eski Türk topluluğu ve hâkimiyet anlayışı ile İslam anlayışının kaynaşmasıdır. Bir başka deyişle Karahanlı Devleti ile başlayan Türk -İslam kültürü Selçuklu devleti ile olgunluk safhasına ulaşmış, böylece ilk büyük Türk İslam devleti olması itibariyle Selçuklu Devleti Türk tarihinin akışına yeni bir yön vermiştir. İşte Türk tarihinde böylesi önemli bir yere sahip olan Selçuklu Devleti nin kuruluş aşaması da son derece önem arz eder. Zira büyük devletler ancak atılan sağlam temeller üzerine inşa edilebilir. Biz çalışmamızda devletin kuruluş safhasında, bu temelleri ciddi bir şekilde sarsabilecek gerek hanedan içi gerekse hanedan dışı isyanları ele almayı amaçladık. Geçiş dönemi kabul edilen bu zaman diliminde Türk hâkimiyet telakkisinin devamlılık ve bütünlülük çizgisini koruduğunu görmekteyiz. Ne var ki, Tuğrul Bey devlet kurulduktan sonra katı bir merkeziyetçi tavır sergilemiş ve bu durum zaman zaman -Türk hâkimiyet telakkisi gereğince- kendilerine de hak tanınan Selçuklu şehzadelerin isyanıyla sonuçlanmıştır.

ii Tezimizin birinci bölümünde Selçuklu Şehzadelilerinin isyanlarını meşrulaştıran bu hâkimiyet telakkisini ve İslamiyeti kabulünden sonraki farklılıkları ele almaya çalıştık. İkinci bölümde Selçuklu Bey lerinin devlet bünyesinde verdikleri hizmetler ile çıkardıkları isyanlar ve bu isyanların çıkış sebep ve sonuçlarını kısa bir değerlendirmeye tabi tutarak anlattık. Üçüncü bölümde ise Tuğrul Bey in izlediği politika gereği adeta Selçuklu devletinin bir iç meselesi haline gelen Besâsirî ve Türkmenlerin isyanlarını ele aldık. Ancak Besâsirî isyanını açıklamadan önce Selçuklu- Abbasi ilişkilerine de kısaca değinmeyi faydalı bulduk. Araştırmam esnasında başından itibaren yaptığı olumlu tenkitleriyle ve hususi kütüphanesinden istifade etmemi sağlayarak bana maddi ve manevi desteğini esirgemeyen saygı değer hocam Yrd. Doç. Dr. Süleyman ÖZBEK e ve yine çalışmalarım sırasında desteğini gördüğüm değerli eşim Atilla KÖSE ye ve katkılarından dolayı Leyla ÇEVİK hanımefendiye teşekkürlerimi sunarım. Aslıhan KÖSE

iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ...i İÇİNDEKİLER...iii KISALTMALAR...vi KAYNAKLAR ve ARAŞTIRMALARA DAİR...iv GİRİŞ...1 I. BÖLÜM ORTAÇAĞ TÜRK- İSLAM DEVLETLERİNDE HÂKİMİYET ANLAYIŞI 1. HÂKİMİYET KAVRAMI VE İDARE ŞEKİLLERİ...10 1.1. Eski Türklerde Hâkimiyetin Kaynağı...12 1.1.1 Kut Anlayışı...12 1.1.2 Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi...15 1.2. İslamiyet in Kabulünden Sonra Hâkimiyet Anlayışı...19 1.3. Selçuklular Devrinde Hâkimiyet Anlayışı...22 2. TÜRK - İSLAM DEVLETLERİNDE HÂKİMİYET SEMBOLLERİ...26 II. BÖLÜM TUĞRUL BEY DEVRİNDE SELÇUKLU HANEDANI ARASINDAKİ HÂKİMİYET MÜCADELELERİ 1. İBRAHİM YINAL İSYANI...35 1.1. İsyana Kadar İbrahim Yınal ın Siyasî ve Askerî Faaliyetleri...35 1.1.1. Nişabur un Fethi...36 1.1.2. Devletin Kuruluşundan Sonraki Taksiminde İbrahim Yınal ın Yeri...39 1.1.3. Türkmen Meselesinin Çözümü ve İbrahim Yınal...40 1.1.4. İbrahim Yınal ın İran Üzerine Sefere Memur Edilmesi...41 1.1.5. Hasankale Zaferi...42 1.2. Tuğrul Bey ve İbrahim Yınal ın Arasının Açılması İlk İsyan Teşebbüsü...45

iv 1.3. İbrahim Yınal ın Arslan Besâsirî ve Fatımî Halifeliği İle Temasları...47 1.4. İbrahim Yınal ın İkinci İsyanı ve Ölümü...48 2. KUTALMIŞ İSYANI...54 2.1. Mikail oğulları (Tuğrul-Çağrı Beyler) ile Arslan Yabgu Arasında Liderlik Mücadelesi...55 2.2. İsyana Kadar Kutalmış ın Siyasî ve Askerî Faaliyetleri...59 2.3. Kutalmış İsyanı ve İsyanın Bastırılması...62 3. ENÛŞİRVAN İSYANI... 65 4. RESUL TEKİN İSYANI...69 5. TUĞRUL BEY DÖNEMİNDE TÜRKMENLER...69 5.1. Arslan Yabgu nun Yakalanışından Sonra Emrindeki Türkmenlerin Durumu...70 5.2. Devletin Kuruluşundan Sonra Türkmenlerin Durumu...72 III. BÖLÜM SELÇUKLU HANEDAN AZALARI DIŞINDA CEREYAN EDEN HÂKİMİYET MÜCADELELERİ 1. SELÇUKLU -ABBASİ MÜNASEBETLERİ...76 1.1. Abbasi Devletiyle İlk Münasebet...76 1.2. Tuğrul Bey in Bağdad a Davet Edilişi Meselesi...80 1.3. Tuğrul Bey in Bağdad a Girişi ve Abbasi Devletinde Hâkimiyetin El Değiştirmesi...83 2. ARSLAN BESASİRÎ VE İSYANI...85 2.1. İsyanı Önsesindeki Besâsirî nin Bağdat taki Askeri ve Siyasi Faaliyetleri...85 2.2. Besâsirî- Fatımi Münasebetleri...87 2.3. Besâsirî nin Musul u Ele Geçirmesi...88 2.4. Besâsirî İbrahim Yınal İlişkisi ve Besâsirî nin Tuğrul Bey e Karşı İbrahim Yınal ı Kışkırtması...89 2.5. Besâsirî nin Ölümü...91

v SONUÇ...98 KAYNAKÇA...102 ÖZET...106 ABSTRACT...107

vi KISALTMALAR Aksarayî, Müsâmeretü l- Ahbâr: Aksarayî, Kerîmüddin Mahmûd, Müsâmeretü l- Ahbâr ve Müsayeretü l Ahyâr, (çev: Mürsel Öztürk) A. Sevim- E.Merçil, Selçuklu Devletleri: Ali Sevim- Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi Siyaset, Teşkilât ve Kültür A. Sevim- Y. Yücel, Türkiye Tarihi: Ali Sevim, Yaşar Yücel, Türkiye Tarihi, Fetih, Selçuklu ve Beylikler Dönemi A. Sevim, Besâsirî : Ali Sevim, İlginç Yönleriyle Besâsirî İsyanı A. Sevim, İbnü l Cevzî, el-muntazam : Ali Sevim, İbnü l Cevzî nin el- Muntazam Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler (H. 430 485= 1038 1092) A. Sevim, Sıbt- Mir atü z-zaman, Tuğrul Bey : Ali Sevim, Sıbt İbnü l Cevzî nin Mir atü z-zaman fî Tarihi l Âyan Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler, I A. Taneri, Türk Devlet Geleneği: A. Taneri, Türk Devlet Geleneği Dün- Bugün Bkz. : Bakınız B. Ögel, Gelişme Çağları: B. Ögel, Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları C. : Cilt Çev. : Der. : Çeviren Derleyen D. G. B. İ. T.: Doğuştan Günümüze İslam Tarihi E. Merçil, Büyük Selçuklu : E. Merçil, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Türkler ed. : Editör

vii F. Sümer, Oğuzlar: F. Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri Boy Teşkilatı Destanları Hüseynî, Ahbâr: Sadruddîn Hüseynî, Ahbârü d- Devleti s- Selçukiyye, (çev: Necati Nügal) İ. A. : İslam Ansiklopedisi İ. Kafesoğlu, Milli Kültür: İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü İbnü l Adîm, Bugye: İbnü l Esîr, İslam Tarihi: İbnü l Adîm, Bugyetü t Taleb fî Tarihi Haleb (Seçmeler), Biyoğrafilerle Selçuklu Tarihi, çeviri notlar ve açıklamalar: İslam Tarihi, İbnü l Esîr el- Kâmil fî t-tarih Tercümesi, ( trc: A. Ağırakça A. Özaydın) M. A. Köymen, Selçuklu Devri: M. Altay Köymen, Selçuklu Devri Türk Tarihi M.A. Köymen, Alp Arslan ve Zamanı:M. Altay Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, III. Cilt: Alparslan ve Zamanı M. A. Köymen, Tuğrul Bey: M. Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı M. A. Köymen, Kuruluş Devri: M. Altay Köymen, M. Altay, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, I. Cilt: Kuruluş Devri N. Köseoğlu, Türk Dünyası: Nevzat Köseoğlu, Türk Dünyası Tarihi ve Türk Medeniyeti Üzerine Düşünceler Neşr: Neşreden O. Turan, Cihân Hakimiyeti: O. Turan, Türk Cihân Hakimiyeti Mefkûresi O. Turan, Selçuklular Tarihi: Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk- İslâm Medeniyeti S. Koca, Devlet Geleneği ve Teşkilatı : S. Koca, Eski Türklerde Devlet Geleneği ve Teşkilatı T. M.: Türkiyat Mecmuası s. : Sayfa

viii S. : Sayı Trc. : Yay. : Tercüme Yayınlayan

ix KAYNAKLAR ve ARAŞTIRMALARA DAİR Ortaçağ Türk Tarihinde gerek siyasi ve gerekse kültürel alanda yaptığı faaliyetlerle önemli bir konuma yükselen Büyük Selçuklu Devletinin kuruluş dönemine ait yazılı kaynağının olmaması, tezimizin hazırlanması esnasında onunla temas kurmuş diğer devletlerin tarihçilerin eserlerinden faydalanmamızı zorunlu kılmıştır. Faydalandığımız bu eserler arasında çoğunluğunu Arapça kaynakların yanı sıra Fars ve Süryani kaynakları da yer almıştır. Çoğu zaman birbiriyle mukayese ederek doğruluğundan emin olmaya çalıştığımız bu kaynaklar ile araştırma eserlerini şu şekilde tasnif ve tahlil etmek mümkündür. İbnü l Cevzî: Ebû l-ferec Abdu r-rahman b. Ali İbnü l-cevzî (ö. 597/1200 1201) tarafından yazılan el-muntazam fi Tarihi l-mülûk ve l- Ümem 1, Ortaçağ İslam Tarihi ile meşgul olanların mutlaka başvurmak zorunda olduğu önemli kaynaklardandır. Müellif, meydana gelen önemli siyasi, askeri ve özellikle dini hadiseleri naklederken o yıl içinde vefat eden önemli kimselerin hayatlarından da bahsetmeyi ihmal etmez. Bu yönüyle eser, hicri dördüncü, beşinci ve altıncı asır olaylarını ihtiva etmesi dolayısıyla, Büveyhi, Gazneli, Fatımi, Abbasi, Selçuklu tarihleri açısından önemli bilgilerin bulunduğu bir kaynak özelliği arz etmektedir. Biz tezimizin hazırlanması sırasında Ali Sevim in yapmış olduğu İbnü l-cevzî nin el- Muntazam Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler 2 makalesinden faydalandık. 1 Ebû l-ferec Abdu r-rahman b. Ali İbnü l-cevzî, el-muntazam fi Tarihi l-mülûk ve l-ümem, Haydarabad- Dekan 1359 2 A. Sevim, İbnü l Cevzî nin el-muntazam Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler (H. 430 485= 1038 1092), Belgeler, Türk Tarih Belgeleri Dergisi, Cilt XXVI, Sayı 30; Makaleler, (Yayına Hazırlayan: E. Semih Yalçın - Süleyman Özbek,) Ankara, 2005

x İbnü l Esîr: İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük tarihçilerden biri olan İzzu d-din Ebû l Hasan Ali b. Muhammed el-cezeri İbnü l-esîr (ö.630/1232) in yazmış olduğu el-kâmil fi t-târih 3, Ortaçağ İslam tarihinin önemli kaynakları arasındadır. Eser, Büveyhi, Fatımi, Gazneli, Selçuklu, Abbasi devletleri ile ilgili olarak oldukça geniş malumat verir. Bu açıdan müellif, bizim üzerinde durduğumuz konular hakkında çok önemli bilgileri nakletmektedir. Görüleceği üzere, tezimizin hemen hemen her safhasında, diğer tarihlerin bilgi vermedikleri ya da çok az malumat verdikleri hususlarda hem diğer tarihçilerin eksikliklerini tamamlamak, hem onların yer vermedikleri hususları açıklamak, hem de verilen bilgileri karşılaştırmak suretiyle kontrol etmek maksadıyla İbnü l-esîr e müracaat ettik. Bu sebeple, İbnü l-esir in naklettiği bilgiler bizim için fevkalade kıymetli olup birçok hususun aydınlanmasına doğrudan katkıda bulunmuştur. Bu eser çalışmamızın temel kaynaklarından biridir. Eser Tornberg tarafından 1863 de Leiden de, buna dayalı olarak da Beyrut da neşredilmiştir. Biz ise çalışmamızda eserin İslam Tarihi 4 adıyla yayınlanan Türkçe tercümesinden faydalandık. Sıbt İbnü l-cevzi: Sıbt İbnü l-cevzi olarak tanınan, Şemsüd-Din Ebû l- Muzaffer Yusuf b. Kızoğlu (ö. 654\1256) na ait olan ve genel vekâyinâme türünde kaleme alınan Mir âtü z-zaman fî Târihi l-âyan 5, Ortaçağ İslam Tarihi, özellikle de Selçuklu tarihiyle meşgul olanların kesinlikle başvurmaları gereken bir eserdir. Zira Sıbt İbnü l-cevzi, Selçuklu tarihi bakımından biraz muahhar olmasına rağmen, kendisinden önce yaşamış fakat dönemin çağdaş tarihçileri Hilal b. el-muhassin es-sabi (ö.448 \ 1056)ve onun oğlu Garsu n- Nime Muhammed b. Hilal b. el-muhassin es-sâbî (ö.480/1088)nin bize kadar ulaşmayan eserlerinde yer alan rivayetler kullanmış olması yönüyle oldukça ehemmiyeti haiz bir kaynak durumundadır. 3 İbnü l-esîr, el- Kâmil fî t-tarih, Beyrut, 1977 4 İbnü l-esîr, İslam Tarihi, İbnü l Esîr el- Kâmil fî t-tarih Tercümesi, (trc: A. Ağırakça A. Özaydın), XII Cilt, İstanbul, 1987 5 Sıbt İbnü l-cevzî, Mir âtü z-zaman fî Tarihi l Âyan, II. Cilt, Haydarabad, 1951

xi Ancak ifade etmeye çalıştığımız gibi, Selçuklu, Fatımi, Abbasi ve Büveyhi tarihleri açısından böylesine önemli bir kaynak olduğu halde, maalesef eserin tam bir neşrinin yapılmamış olması büyük bir talihsizliktir. Bilindiği gibi eserin kısmi neşirleri yapılmıştır. Biz çalışmamızda, Ali Sevim tarafından yapılmış olan Selçuklu Tarihi ile ilgili kısımlarının neşrinden 6 istifade ettik. İbnü l Adîm: Bu eser, Kemalü d-din Ebü l-kasım Ömer b.ibnü l Adîm (ö.663/1264 1265) tarafından kaleme alınan Bugyetu t-taleb fî Tarihi l- Haleb, aslında, Haleb te yetişen ve orada yaşamış âlimlerin ve oraya gelmiş siyasi, askeri, dini sahada meşhur olmuş kimselerin terceme-i hallerini vermektir. Bu bağlamda, Haleb tarihiyle yakından alakalı kimselerin hayatları da eserde yer almıştır. Bu sebeple eserde Selçuklu tarihiyle ilgili birçok şahıs hakkında bilgi verilmektedir. Yine ayrıca Haleb li olmamasına rağmen, gerek Selçuklu, gerek Abbasi, gerek Fatımi, gerekse Haleb tarihleri bakımından önemli hadiselere karışmış olan Besâsirî nin hayatı, isyanı ve faaliyetleri oldukça ayrıntılı bir biçimde eserde yer almıştır. Bu yönüyle eser, Selçuklu- Fatımi, Abbasi-Selçuklu münasebetlerine ışık tutan rivayetler nakledilmektedir. Ayrıca İbnü l-adîm kendinden önce telif edilmiş, fakat bize kadar ulaşmamış eserlerden ve şifahi kaynaklardan bilgiler aktarmasıyla da dikkati çekmektedir. Bu noktadan bizim konumuz açısından birinci el kaynak mahiyetindedir. Dolayısıyla eserin verdiği bilgileri ehemmiyetli addedip, Besâsirî ile ilgili konularda istifade ettiğimizi belirtmemiz gerekir. Eserin Selçuklu tarihiyle ilgili kısımları, Selçuklu tarihçisi Ali Sevim tarafından, hem Arabça hem de ayrıca Türkçe tercümesi ayrı ayrı yayınlanmıştır. Bunlardan başka, eserden bazı parçalar çeşitli vesilelerle yayınlanmıştır. Ayrıca, eserin tamamı son yıllarda neşredilmiştir. Biz araştırmamızda genellikle Ali Sevim in Türkçe neşrini 7 kullandık. 6 A. Sevim, Sıbt İbnü l-cevzî nin Mir âtü z-zaman fî Tarihi l Âyan, Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler I, Ankara, 1968 7 İbnü l Adîm,, Bugyetü t Taleb fî Tarihi Haleb (Seçmeler), Biyoğrafilerle Selçuklu Tarihi, (çeviri notlar ve açıklamalar: Ali Sevim), 2. Baskı, Ankara, 1989

xii Urfalı Mateos: Anadoluda yaşayan Ermeni ve Süryani yazarların hadiselerin içinde bulunmaları, sağlam malumat vermelerini mümkün kılmıştır. Ermeli kaynakların en önemlisini muhakkak ki Urfalı Mateos un Vekayinâmesi teşkil eder. Çağrı Bey in 1018 de meydana gelen Anadolu akınlarından 1136 yılına kadar Selçuklular hakkında zengin malumat veren yazar, bu devir olaylarının pek çoğuna şahittir veya onları görenlerden dinlemiştir. Daha sonra bu esere Keşiş Grigor un Zeyli 8 de eklenmiş ve olaylar 1162 yılına değin uzatılmıştır. Ancak biz çalışmamız sırasında bu zengin eserden sadece Çağrı Bey in 1018 de meydana gelen Anadolu akınlarından bahsettiği bölümden faydalandık. Ebu l-ferec Gregory Bar Hebraeus: Gregory Ebu l-ferec (ö.685/1286) ya da Bar Hebraeus olarak da tanınan Süryani tarihçi, ilahiyat, felsefe ve Süryani grameri konularında ele aldığı pek çok eserin yanı sıra tarih sahasında da genel vekayinâme türünde bir eser de kaleme almıştır. Müellif, Tarihini yazarken Süryani seleflerinden başka İran ve Arab tarihçilerinden de yararlanmıştır. Yazarın İbnü l-esîr den büyük ölçüde faydalandığı muhakkaktır. Fakat yazar, Selçuklular tarihi için, esas itibariyle Bağdad ekolüne mensub tarihçilerden, özellikle de Sıbt İbnü l-cevzî den oldukça faydalanmış görülmektedir. Ama yine, kendisi de bir takım tamamlayıcı bilgileri ilave etmiştir. Eser, Süryaniceden Ernest A.Wallis Budge tarafından İngilizce ye; Ömer Rıza Doğrul tarafından da Türkçe ye çevrilmiştir 9. Biz tezimizin hazırlanması esnasında bu Türkçe tercümeyi kullandık. Nizâmü l-mülk: Vezir Nizâmü l-mülk tarafından kaleme alınıp, kendisi tarafından Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah a takdim edilen eser, Farsça ya- 8 Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekayi-nâmesi ve Papaz Grigor un Zeyli, (Türkçe ye çev. H. Andreasyan, Notlar E. Dulaurer, H. Yınanç (çev),) Ankara, 2000 9 Ebu l Ferec, Bar Hebraeus, Ebu l Ferec Tarihi, (trc: Ö. Rıza Doğrul), I-II, Ankara,1999

xiii zılmış, M. Altay Köymen tarafından Türkçe neşri 10 yapılmıştır. Biz tezimizi hazırlarken yazarın bu Türkçe tercümesinden faydalandık Aksarayî, Kerîmüddin Mahmud b. Muhammed: Aksarayî nin, Müsâmeretü l Ahbâr ve Müsâyeretü l Ahyâr 11 adlı eseri özellikle Türkiye Selçukluları tarihinin ana kaynaklarından biridir. Ancak biz eserinde kısaca yer verdiği ve Türkiye Selçukluları devletinin kurucusu olan Süleyman Şah ın babası Kutalmış hakkında yazdığı bilgilerden faydalandık. Yusuf Has Hâcib: Türk hâkimiyet anlayışı konusunu ele alırken yararlandığımız önemli kaynaklardan bir tanesi Yusuf Has Hâcib in 1069-1070 de yazdığı Kutadgu Bilig dir. 12 Onun hâkimiyet anlayışı ve hükümdar konularında yazdıkları, daha Hunlardan beri devam edegelen Türk hâkimiyet düşüncesi ve hükümdar telakkisinin tam bir ifadesidir diyebiliriz. 1825 yılından beri ilim dünyasında tanınan bu kıymetli eserin birçok neşir ve tercümeleri olduğu gibi biz araştırmamızda R. Rahmeti Arat neşrini kullandık. Kaşgarlı Mahmûd: 1074 de kaleme alınıp, dört yılda tamamlandıktan sonra halife el-muktedî ye sunulan Dîvânü l- Lügati t- Türk 13, Arapça-Türkçe sözlüktür. Eserinde Türk tarihi, mitolojisi, coğrafyası ve halk bilimine de yer veren müellif, Türkçe sözlük yazan ilk kişidir. Eserin Türkçe tercümesi yapıldıktan sonra birçok defa basılmıştır. Biz çalışmamızda B. Atalay tarafından yapılan tercümesinden faydalandık. Ebu Abdullah Muhammed el- Azimî: Azimî Tarihi 14, Hicretten sonraki olayları tarih sırasına göre veren Arapça bir eserdir. 1160 yılına kadar geçen olayları ihtiva ettiği anlaşılan eserin mevcud nüzhası ancak 1143 e 10 Nizâmü l Mülk, Siyâset-nâme, (trc: M. Altay Köymen), Ankara, 1999 11 Aksarayî, Kerîmüddin Mahmûd, Müsâmeretü l- Ahbâr ve Müsayeretü l Ahyâr, (çev: Mürsel Öztürk), Ankara, 2000 12 Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, (neşr: R Rahmeti Arat), 6. Baskı, Ankara, 1994 13 Kaşgarlı Mahmûd, Dîvânü l- Lügati t- Türk, I-III, (Terc. B. Atalay), Ankara, 1941 14 Azimî, Azimî Tarihi Selçuklularla İlgili Bölümler (H. 430 538= 1038/1039-1143/1144), (Yay: A. Sevim), Ankara, 1988

xiv kadar gelmiştir. Eser, konumuzu geçtiği döneme yer vermesiyle sıklıkla başvurduğumuz eserlerdendir. Sadruddîn Hüseynî: Müellifin hayatı hakkında bilgiler çok azdır. Ahbârü d- Devleti s- Selçukiyye, adındaki eserin gerek adı gerekse müellifi hakkında geğişik yorumlar vardır. Diğer bir adının da Zübdetü t-tevârîh olarak belirtilen eserin iki yerinde müellif adı olarak el-hüseynî gösterilmiştir. Selçuklu devletinin kuruluşu ve Tuğrul Bey dönemiyle ilgili verdiği bilgiler dönemin diğer kaynaklarıyla karşılaştırma yapma açısından bize oldukça fayda sağlamıştır. Eser neşredilmiş olup, Türkçe tercümesi 15 de yapılmıştır. Biz bu tercümeden faydalandık. Araştırma Eserleri: Tez çalışmamamızın başlığını tesbit ettikten sonra konumuzla ilgili gerek kaynak gerekse tetkik eser araştırmasına başladık. Kaynaklarla ilgili bilgilere yukarıda temas ettmiştik. Şimdi de konumuzu doğrudan olmasa da dolaylı olarak ele alan tetkik eserlere kısaca deyinelim: Konumuzla ilgili olarak çalışmalarından faydalandığımız önemli tarihçilerden ilki M. Altay Köymen dir. Selçuklu tarihi ile ilgili yapmış olduğu umumi çalışmaların yanı sıra konumuzla doğrudan alakalı olan Tuğrul Bey ve Zamanı 16, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi Kuruluş Devri 17, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi Alp Arslan ve Zamanı ve Selçuklu Devri Türk Tarihi 18 ve Selçuklu Devri Türk Tarihi 19 adlı eserleri sıklıkla başvurduğumuz eserindendir. 15 Sadruddîn Hüseynî, Ahbârü d- Devleti s- Selçukiyye, (çev: Necati Lügal), Ankara, 1999 16 M. A. Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı, Ankara, 1976 17 M. A. Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, I. Cilt: Kuruluş Devri, Ankara, 2000 18 M. A. Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, III. Cilt: Alparslan ve Zamanı, Ankara, 2001 19 M. A. Köymen, Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara, 1998

xv Eserlerinden çok sık faydalandığımız bir diğer Selçuklu tarihçisi ise Ali Sevim dir. Ali Sevim in Editörlüğünü Semih Yalçın ve Süleyman Özbek in yaptığı Makaleler i içerisinde bulunan Sıbt İbnü l Cevzî nin Mir atü zzaman fî Tarihi l Âyan Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler, I 20 ve İbnü l Cevzî nin el-muntazam Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler (H. 430 485= 1038 1092) 21 makaleleri hanedan azalarıyla alakalı verdiği geniş bilgilerden kullanmak için faydalandık. İlginç Yönleriyle Besâsirî İsyanı 22 makalesi ise tezimizin üçüncü bölümü olan Besâsirî isyanıyla bire bir örtüştüğü için çalışmamızda da bize yol gösterici kaynak teşkil etti. Ali Sevim in Anadolu nun Fethi Selçuklular Dönemi (Başlangıçtan 1086 ya kadar) 23 adlı eseri hanedan azalarının devletin kuruluş aşamasında yapmış oldukları askeri faaliyetleri ele alması ve bu konuda bize önemli bilgiler vermesi açısından kayda değerdir. Ali Sevim in münferit yazmış olduğu bu eserlerden başka Erdoğan Merçil 24 ve Yaşar Yücel 25 ile hazırlamış olduğu iki ayrı eserden de faydalandık. İbrahim Kafesoğlu nun Selçuklu Tarihi 26, adlı eserinin yanı sıra Selçuklular 27 ve Selçuk un oğulları ve Torunları 28 adlı makaleleri dönemin siyasi olaylarını açıklamamıza yardımcı olduğu gibi bunun yanı sıra oldukça sık başvurduğumuz bir diğer eseri olan Türk Milli Kültürü 29 adlı çalışması ise bu olaylara mesnet olan hâkimiyet telakkisi, cihân hâkimiyeti anlayışı, Türk Kültürü gibi konuları açıklamamızda yardımcı oldu. 20 A.Sevim, Sıbt İbnü l Cevzî nin Mir atü z-zaman fî Tarihi l Âyan Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler, I, Türk Tarih Belgeleri Dergisi, Cilt XVIII, Sayı 22 (1998), 21 A.Sevim, İbnü l Cevzî nin el-muntazam Adlı Eserindeki Selçuklularla İlgili Bilgiler (H. 430 485= 1038 1092), Belgeler, Türk Tarih Belgeleri Dergisi, Cilt XXVI, Sayı 30 22 A.Sevim, İlginç Yönleriyle Besâsirî İsyanı, Belleten, Cilt LXIX, Sayı 225 23 A.Sevim, Anadolu nun Fethi Selçuklular Dönemi (Başlangıçtan 1086 ya kadar), Ankara, 1988 24 A.Sevim- E. Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi Siyaset, Teşkilât ve Kültür, Ankara, 1995 25 A.Sevim- Y. Yücel, Türkiye Tarihi, Fetih, Selçuklu ve Beylikler Dönemi, Ankara, 1989 26 İ. Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, İstanbul, 1992 27 İ. Kafesoğlu, Selçuklular, İslam Ansiklopedisi, X. Cilt, İstanbul, 1966 28 İ. Kafesoğlu, Selçuk un oğulları ve Torunları T. M., XIII, 1958, 29 İ. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, 15. Baskı, İstanbul, 1997

xvi Yine hâkimiyet anlayışını anlatırken yararlandığımız diğer önemli kaynak Osman Turan ın Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi dir. 30 Bununla beraber Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti 31 adlı çalışmasına da Selçuklular tarihi açısından derli toplu ve umumi bir eser özelliği taşımasıyla sıklıkla başvurduğumuz diğer bir eseridir. Çalışmamızda faydalandığımız bir başka Selçuklu Tarihçisi Erdoğan Merçil dir. Erdoğan Merçil in yukarıda bahsettiğimiz Ali Sevim ile beraber hazırladığı Selçuklu Devletleri Tarihi nden başka Müslüman Türk Devletleri 32 adlı eseriyle Büyük Selçuklu İmparatorluğu 33 adlı makalesi tezimizde yer verdiğimiz çalışmalarındandır. Yine bir diğer tarihçi Salim Koca nın Dandanakandan Malazgirt e 34 adlı çalışmasından siyasi olayları incelerken, Eski Türklerde Devlet Geleneği ve Teşkilâtı 35 ise hâkimiyet anlayışını açıklarken faydalandığımız çalışmalardandır. Türk kültür tarihinin çeşitli yönleri üzerine önemli araştırmalar yapan tarihçilerden Bahattin Ögel in Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları 36, Aydın Taneri nin Türk Devlet Geleneği 37, Türk hâkimiyet anlayışını Kutadgu Bilig ışığında inceleyen Reşat Geneç in Karahanlı Devlet Teşkilatı 38, Abdulkadir Donuk un Türk Devletinde Hâkimiyet Anlayışı 39, Mehmed Niyazi nin Türk Devlet Felsefesi 40, Nevzat Köseoğlu nın Türk 30 O. Turan, Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi, I, İstanbul, 1969 31 O. Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, İstanbul, İlaveli 3. Baskı, 1980 32 E. Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara, 2000 33 E. Merçil, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Türkler, III. Cilt, (Ed: Salim Koca vd), Ankara, 2002 34 S. Koca, Dandanakan dan Malazgirt e, Giresun, 1997 35 S. Koca, Eski Türklerde Devlet Geleneği ve Teşkilâtı, Türkler, II. Cilt, (Ed: Salim Koca vd), Ankara, 2002 36 B. Ögel, Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları, İstanbul, 2001 37 A. Taneri, Türk Devlet Geleneği Dün- Bugün, İstanbul, 1993 38 R. Genç, Karahanlı Devlet Teşkilatı, İstanbul, 1981 39 A. Donuk, Tük Devletlerinde Hâkimiyet Anlayışı,Tarih Enstitüsü Dergisi, Sayı: X, XI, 1979 1980 40 M. Niyazi, Türk Devlet Felsefesi, İstanbul, 2006

xvii Dünyası Tarihi ve Türk Medeniyeti Üzerine Düşünceler 41, Fuat Köprülü nün Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu 42, Erol Güngör ün Tarihte Türkler 43 ve Muharrem Ergin in hazırladığı Orhun Abideleri 44 konumuzun birinci bölümünü teşkileden Ortaçağ Türk-İslam Devletlerinde Hâkimiyet Anlayışı nı hazırlamamız sırasında sıklıkla başvurduğumuz önemli eserlerdir. Yine bu konuda faydalandığımız çalışmalardan birisi de Süleyman Özbek in Siyasetnâme Özellikleri Açısından Râhatü s-sudûr un değerlendirilmesi 45 isimli makalesidir. Zaman zaman diğer siyasetnâme tarzında yazılmış eserle derli toplu bir karşılaştırma yapması bize bu konuda yol gösterici olmuştur. C. Cahen, Yakındoğu İslam Tarihi üzerine yaptığı çalışmalarının bir kısmını da Selçuklulara tahsis etmiştir. Biz bu eserlerinden birtanesi olan Türklerin Anadolu ya İlk Girişi 46 isimli eserine yer verdik. Faruk Sümer in Oğuz etnolojisi üzerine yaptığı çalışması 47 Selçuklu tarihi için önemli kaynaklardan biridir. Biz bu eserden daha çok Türkmen meselesini ele alırken faydalandık. 41 N. Köseoğlu, Türk Dünyası Tarihi ve Türk Medeniyeti Üzerine Düşünceler, İstanbul, 3. Basım, 1997 42 F. Köprülü, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu, Genişletilmiş 4. Baskı, Ankara, 2006 43 E. Güngör, Tarihte Türkler, 7. Baskı, İstanbul, 1996 44 M. Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul, 24. Baskı, 1999 45 S. Özbek, Siyasetnâme Özellikleri Açısından Râhatü s-sudûr un değerlendirilmesi, Prof. Dr. K. Yaşar Kopraman a Armağan, Ankara, 2003 46 C. Cahen, Türklerin Anadolu ya İlk Girişi (çev. Y. Yücel, B. Yediyıldız),Ankara, 1992 47 F. Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri Boy Teşkilatı Destanları, İstanbul, 5. Baskı, 1999

GİRİŞ Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından birini Büyük Selçuklu Devleti oluşturur. Karahanlılarla başlayan Türk-İslam motifi, bu dönemde olgunluk safhasına girmiş; adım attığı bu coğrafyada kendi özünü kaybetmeden sosyal, ekonomik, siyasî ve askerî bakımdan, yeni ama aslına bağlı bir Türk- İslam kültürü oluşturmuştur. Konumuza girizgâh olması ve hâkimiyet mücadelelerini daha iyi anlayabilmek için Selçuklu Devletinin kuruluşu ve Tuğrul Bey in devletin başına geçişine kadar olan dönemi ve bu sırada Orta ve Yakındoğu nun siyasî tablosu hakkında kısa bir malumat vermeyi faydalı buluyoruz. X. yüzyılın başlarında, Hazar Deniz in doğusundan itibaren Sir Deryanın ortalarına kadar uzanan sahada başında Yabgu unvanı taşıyan Oğuzlar Devleti bulunuyordu. Selçuklu ailesinin atası olan Dukak, bu devlet teşkilatı içerisinde siyasî ve askerî ağırlığı olan en önemli kumandanlardan biriydi. 48 Dukak, Oğuzlar arasında Temir Yalığ (demir yaylı) lakabı ile anılan yiğit, ileri görüşlü ve tedbirli bir insandı. 49 Bu unvan onun devlet içerisindeki yerini göstermesi bakımından son derece önemlidir. Çünkü eski Türk geleneklerine göre yay hâkimiyet sembolü olup metbuluğu temsil ederdi. 50 Dukak vefat ettiği sırada oğlu Selçuk henüz 17 18 yaşlarında idi. Sarayda yetişen Selçuk, sahip olduğu asalet ve liderlik vasıflarıyla kısa zamanda Yabgu tarafından fark edilerek ordu kumandanı anlamına gelen subaşı olarak tayin edildi. 51 Selçuk un devlet içerisindeki hızlı yükselişi bir zaman 48 M. A. Köymen, Selçuklu Devri, s.23; E. Merçil, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Türkler, III., s.101 49 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.361; Ebu l Ferec, Tarih, I, s.292; İ. Kafesoğlu, Selçuklular, İ.A., s.353 50 İ. Kafesoğlu, Selçuklular, İ. A., s.353 354 51 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.361

2 sonra Yabgu ile aralarının açılmasına sebep oldu. 52 Yabgu nun bu düşmanca tutumu karşısında Selçuk, maiyetiyle birlikte Cend şehrine göç etti. 53 Selçuk un bu göçü hem kendisinin hem de mahiyetinin geleceği açısından son derece önem arz etmektedir. Zira bu bölge, bir yandan Selçuklulara İslâmiyet ile tanışma olanağı sağlarken diğer yandan Yabgu nun buradaki idaresinin zayıflığı sebebiyle Selçuklulara siyasî gelecek vaat ediyordu. Nitekim Selçuk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra Oğuz Yabgusu adına vergi toplamaya gelen elçilere Müslümanlar kâfirlere vergi vermez diyerek karşı çıktı ve Oğuzlarla mücadeleye girdi. 54 Her ne kadar bu mücadelenin neticesi tam belli olmasa da bu olay Selçuk un bölgedeki nüfuzunu artırdı. Bunun üzerine Türkistan halkı ve Türk gazileri topluluklar halinde onun yanına gelmeye başladılar. Selçuk un mahiyetindeki bu artış zamanla Cend şehri ve havalisinin onlara dar gelmesine sebep oldu. Böylece Selçuk bir yandan otlaklarını genişletmek için fetihlere girişirken diğer yandan bölgedeki devletlerle anlaşmalar yapıyordu. Zira, Selçuk un Oğuzlar karşısındaki başarısı onu kısa zamanda Mâverâünnehir de önemli bir siyasî güç haline getirmiş oluyordu. Bu durum yine aynı bölgede hâkimiyet kurmayı amaçlayan Sâmâni Devleti nin dikkatini çekti. Sâmâni Devleti ile Selçuklular arasında bir anlaşma yapıldı. Yapılan bu anlaşmaya göre, Sâmâni Devleti Selçuklulara sürülerini otlatması için Buhara yakınlarındaki Nûr kasabasını verecek, Selçuk ise buna karşılık devlet sınırlarını diğer Türk akınlarına ve Karahanlılara karşı koruyacaktı. 55 Tarihin önüne çıkardığı bu fırsatı iyi değerlendirmesini bilen Selçuk, oğlu Arslan idaresinde olan Türkmenleri Cend Bölgesinden Nur kasabası ve civarındaki otlaklara gönderdi. Kendisi ile beraber olan Türkmenler ise yine Cend ve yöresinde kaldılar. İlig Nars Han ın Sâmâni Devleti Devletini ortadan kaldırmasından sonra toprakları Karahanlılar ile Gazneliler arasında bölündü. Buna göre 52 İbnü l Esîr, Selçuk Bey ile Yabgu nun aralarının açılmasından bahsederken bu konuda Yabgu nun zevcesinin büyük rol oynadığından ve kocasını Selçuk a karşı tahrik ettiğinden bahsetse de bunun gerçek olma ihtimali yok denecek kadar azdır. İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.361 53 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.361 54 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.362 55 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.362, M. A. Köymen, Kuruluş Devri, s. 34-35

3 Maveraünnehr in yeni sahibi Karahanlılar olurken Harezm Gaznelilerin oldu. Bölgede durumu tehlikeye giren Selçuk, son Sâmâni meliki Muntasır ile ittifaka girişmişse de onun ölümü (394\1004) üzerine bölgede yalnız kaldı. Uzun ömürlü olduğu anlaşılan Selçuk Bey, yüz yaşını geçmiş olduğu halde 398\1007 yılında Cend şehrinde öldü. Türkmen hükümdarlardan birinin kızıyla evlenmiş olduğu rivâyet edilen Selçuk un dört oğlu oldu. 56 Bunlar Mikail, Arslan, Yusuf ve Musa adlarını taşımaktaydılar. Aynı zamanda Tuğrul ve Çağrı Beylerinde babası olan Mikail daha Selçuk hayatta iken bir savaş sırasında vefat etti. 57 Bunun üzerine Arslan, Yabgu unvanı alarak babasının ölümünden sonra Selçukluların başına geçmiştir. Yine inal ve inanç unvanlarını aldığı tahmin edilen ve daha sonraları Yabgu unvanıyla uzun süre yaşayan Musa, Arslan Yabgu nun yanında yer almıştır. O sıralarda 13 14 yaşlarında bulunan Tuğrul ve Çağrı ise Bey unvanıyla devlet idaresinde görev almışlardır. 58 Selçuk un ölümünden sonra Arslan Yabgu idaresindeki Selçukluların hepsi Cend den ayrılarak Mâverâünnehr e, Buhara civarına indiler. 59 Selçuklular Mâverâünnehr e indikleri zaman müttefikleri olan Sâmâni Devleti ortadan kalkmış 60, Buhara-Semerkant Bölgesi Gaznelilerin de desteğini alan Karahanlılar ın eline geçmişti. Her ne kadar Karahanlı hükümdarı İliğ Nars Han, Selçuklulardan çekiniyor ve onların kuvvetlerinden faydalanmak istiyorsa da karşılıklı güvensizlik yüzünden aralarında mücadele başlamıştı. Bu sırada Tuğrul ve Çağrı Beyler bir diğer Karahanlı hükümdarı olan Buğra Han ile anlaşma yoluna gitmişlerse de Tuğrul Bey in, Buğra Hanın verdiği ziyafette tutuklanması Selçuklular ile Karalanlıların arasının açılmasına yol 56 Ebu l Ferec, Tarih, I, s.292; İbnü l Esîr, Selçuk un üç oğlu olduğundan bahseder ve bunların adlarını Arslan, Mikâil ve Musa olarak zikreder. İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.362, 57 Onun ölümünden sonra oğulları Tuğrul ve Çağrı, dedeleri Selçuk tarafından özenle yetiştirilmişlerdir. Daha geniş bilgi için bkz. İ. Kafesoğlu, Selçuk un oğulları ve Torunları T. M. XIII, 1958, s. 117 130 58 İ. Kafesoğlu, Selçuklular, İ. A., s.357 59 E. Merçil, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Türkler, III, s.103 60 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s. 123-124

4 açtı. 61 Çağrı Beyin şiddetli baskılarıyla serbest bırakılan Tuğrul Bey yanında kardeşi Çağrı Bey ile beraber tekrar Mâverâünnehr e döndüklerinde Buhara yı ele geçiren Karahanlı ailesinden Ali Tigin ile mücadeleye girişmek zorunda kaldılar. Ali Tigin nin Selçuklularla mücadele için diğer çevre devletlere mektuplar göndererek yardım istemesi Çağrı Bey in Anadoluya kadar uzanan akınlarına neden olmuştur (407\1016 411\1021). 62 Selçukluların Maveraünnehr de gittikçe güçlenmesi Karahanlılar ile Gazneliler'i tedirgin etti. Bunun üzerine iki devlet arasında bir anlaşma yapıldı. Buna göre Selçuklularla ilgilenmek görevini üzerine alan Gazneli Mahmûd, 415\1025'te Arslan Yabguyu bir hile ile yakalatıp, Hindistan'daki Kâlencer Kalesine hapsetti. 63 Bu hadiseden sonra, Selçuklularla Gazneliler arasında, açık bir mücadele başladı. Onun esareti yıllarında Selçuklular, ortak hükümdar sistemiyle yönetildi. Mikâil'in oğulları Tuğrul ve Çağrı Beyler, amcaları Musa Yabgu nun hakimiyetini tanımakla birlikte, kendilerine bağlı Selçuklularla ayrı bölgelerde yaşamaya başladılar. 64 Mâhir süvarilerden oluşan Selçuklular, kalabalık hayvan sürüleri ve atları için, bol otlaklı, geniş yaylalar aradılar. Bu amaçla zaman zaman, komşuları Karahanlılar ve Gaznelilerin sınırlarına taşıp, yerli halkın şikâyetlerine sebep oldular. Onların bu durumunu kendileri için tehlikeli gören Karahanlı hükümdarı Ali Tigin, Selçuklu ailesi içinde karışıklık çıkarmak ve onları birbirine düşürmek için Musa Yabgu nun oğlu Yusuf u geniş ıktalar karşılığında İnanç Yabgu ilan edip, Tuğrul ve Çağrı Beylere karşı harekete geçirmek 61 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.362 62 Çağrı Bey, dağılan Selçuklulardan üç bin kişilik bir süvari kuvvetiyle, Gazneli mukavemet mevkilerini aşarak, Doğu Anadolu sınırlarına kadar gitti. Van Gölü havzasından, kuzeyde Tiflis'e kadar uzanan bölgede keşif harekâtı yaptı. Ermeni ve Gürcü kuvvetlerini yenerek, bölgenin otlak ve yaylaklarının keşfiyle, gerekli siyasî, etnik, kültürel ve askerî stratejik bilgileri topladı. Bizans şehirlerine girdi. Keşif harekâtı neticesinde, bölgenin, Selçukluların yerleşmesine müsait olduğunu tespit ederek Tuğrul Bey'e bildirdi. Çağrı Bey in Anadolu ya yaptığı seferler hakkında daha geniş bilgi için bkz. A. Sevim, Anadolu nun Fethi Selçuklular Dönemi, s. 19 22; A. Sevim- Y. Yücel, Türkiye Tarihi, s.31 34; M. H. Yinanç, Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, s.35 36 63 Bu konu daha sonra tafsilatiyla anlatılacaktır. 64 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.293, 363; M. A. Köymen, Kuruluş Devri, s.83; F. Sümer, Oğuzlar, s.67-68

5 istemişse de Yusuf Bey in buna taraftar olmaması üzerine amacına ulaşamadı. Bunun üzerine çok sinirlenen Ali Tigin, Selçuklular üzerine kuvvet gönderdi. Karahanlıların yaptığı bu seferlerin bir tanesinde Yusuf Bey öldürüldü. 65 Musa Yabgu ile birleşen Tuğrul ve Çağrı Beyler, Karahanlı kuvvetlerini yenerek, Yusuf Bey'in intikamını aldılar. 66 Ne var ki Ali Tigin in tekrar saldırması üzerine Selçuklular Harezm e çekilmek zorunda kaldılar. Ancak burada da Selçuklular ın karşısına eski düşmanları Cend Emîr i Şâh Melik çıktı. Selçukluların Harezm de olduğunu haber alan Şâh Melik, süratle harekete geçerek ani bir baskınla Selçukluları vurdu. 67 Selçukluların esir yabgusu Arslan, 424/1032 yılında, Hindistan'da hapsedilmiş bulunduğu Kâlencer Kalesinde ölünce, Gaznelilerle ilişkiler daha da bozuldu. Musa Yabgu ile yeğenleri Çağrı ve Tuğrul Beyler kumandasındaki Selçuklu ve Türkmen güçleri, bölgenin en stratejik mevkiinde yer alan ve Gaznelilere ait olan Horasan'a ani bir taarruzla girerek, Merv, Nişâpur ve Serahs havalisini ele geçirdiler. Gazne sultanı Mesud, Selçukluları tanımak zorunda kaldı. Musa Yabgu'ya, Tuğrul ve Çağrı beylere bulundukları yerlerin valiliklerini verdi. 427/1035 yılında yapılan bu antlaşma, dört ay gibi kısa bir süre devam etti. Yeniden başlayan Selçuklu - Gazneli mücadelesi, daha da şiddetlendi. Selçuklular, hafif süvari kuvvetleriyle, Gaznelilerin fillerle takviye edilmiş, ağır teçhizatlı, çoğu piyadeden meydana gelen ordusuna, gerilla savaşlarıyla çok kayıp verdirdiler. 430/1038 yılında Serahs civarında yapılan savaşta, Gazneli ordusu ağır bir yenilgiye uğradı. Gazneli Sultan Mesud, büyük bir devlet adamı, cesur bir kumandan olmasına rağmen, bu yenilgiden sonra, Nişâpur'u Selçuklulara bırakıp, kesin sonuç alınacak büyük savaşı devamlı geciktirdi. Tuğrul Beyin üvey kardeşi İbrahim Yınal, 430/1038'de Nişâpur'u alıp, Tuğrul Bey adına hutbe okuttu. Nişâpur'a gelen Tuğrul Bey i muhteşem bir törenle karşıladı. 68 Tuğrul Bey, Sultanü'l-Muazzam (Büyük Sul- 65 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.363; İ. Kafesoğlu, Selçuklular, İ. A., s.359 66 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.363-364; M. A. Köymen, Kuruluş Devri, s.124-125 67 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.364 E. Merçil, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Türkler III, s.105 68 İbnü l Esîr, İslam Tarihi, IX., s.350

6 tan), Çağrı Bey de Melikü'l-Mülûk (Hükümdarların Hükümdarı) unvanını aldı. Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluş ve istiklâlini (bağımsızlığını) ilân ettiler. Selçuklu-Gazneli mücadelesi, 432\1040 Dandanakan Savaşı ve Selçukluların üstünlüğü ele geçirmesiyle neticelendi. 69 Şimdi de Büyük Selçuklu Devleti kurulmadan önce orta ve ön Asya nın siyasî durumunu ele alalım: Oğuz Yabgu Devleti: Hazar Denizi nin doğusunda Sır Derya nın ortalarına kadar uzanan sahada Oğuz Yabgu Devleti hüküm sürüyordu. Genellikle göçebe Oğuz boylarından oluşan Oğuz Yabgu Devleti, Külerkin, Sübaşı, Tarhan ve Yınal unvanlarına sahip olan yöneticiler tarafından yönetiliyordu. Devlet Yabgu ya bağlı boylar birliğinden oluşuyordu. Bütün devlet işleri bu boy beylerinin katıldığı kurultayda çözümlenirdi. 70 Oğuzlar, İslam âleminden Hazarlar ve Bulgarlar a giden kervan ticaret yolu üzerinde bulunmalarına ve Müslümanlarla sürekli temas halinde olmalarına rağmen, İslamiyet Oğuzlar arasında ancak X. yüzyılın ortalarında, özellikle Sırderya nın aşağı taraflarındaki Oğuz kentlerinde yayılmaya başladı. Oğuz Yabgu Devleti, Hazarlar a tabi olarak 992 yılına kadar yaşadı. 71 Karahanlı Devleti: 840 yılında başkenti Kaşgâr olmak üzere Karahanlı Devleti kurulmuştur. Satuk Buğra Han, islamiyeti kabul eden ilk hükümdarlarıdır. Onun ölümünden sonra başa geçen Arslan Han zamanında fergana ve çevresi Samanoğulları ndan alınmıştır. Nihayet, İlig Nars Han devrinde, Samanoğulları na ait Maveraünnehr de Karahanlı Devleti nin topraklarına katılarak geniş bir coğrafyaya ulaşılmıştır. Türk devlet geleneğne uygun olarak 434\1042 yılıda devlet Batı ve Doğu Karahanlı Devleti olmak üzere ikiye ayrıldı. Çok geçmeden her iki bölümde Büyük Selçuklu İmparatorluğu na tâbi hale geldi. Daha sonra her iki bölüm Karahıtayların yönetimi altına girdi. 69 Selçukluların ve Horasan ın kaderini tayin eden Dandanakan Savaşı hakkında bkz. S. Koca, Dandanakan dan Malazgirt e, s. 73 78 70 S. Koca, Dandanakan dan Malazgirt e, s. 42 71 A. Sevim- E. Merçil, Selçuklu Devletleri, s.2

7 Doğu bölümü 1211 de yıkıldı; Batısı ise Hârzemşahlar tarafından 1212 yılında ortadan kaldırıldı. 72 Gazneliler Devleti: Gazneliler, Samanlı Devletinin dağılma döneminde ortaya çıkan bir Türk devletidir. Temelleri Samanlıların Horasan orduları başkumandanı Alptekin tarafından atılmıştır. Samanlı valisi olan Sebük Tekin 'in bağımsız Gazne devletinin temellerini kuvvetlendirerek (367\977) kısa sürede devletin hâkimiyet alanlarını genişletti. Daha sonra tahta geçen Sultan Mahmud devrinde Gazneliler bağımsız bir duruma geldi ve Abbasi Halifesi tarafından da resmen tanındı. Parçalanan karahanlı devletini samanlılarla birlikte bölüştüler. Bu bölüşmeden Sistan, Cüzcan, Çağanıyan, Huttalan ve Harezm, Gazneli payına kalmış oldu. Hindistan'a yapmış olduğu büyük seferlerle Gazneli Mahmûd hem burada İslamiyetin yayılmasını sağlamış hemde islam dünyasında ünlü bir kahraman olarak tanınmıştır. 73 Sultan Mahmud'un son zamanlarında Selçuklular Devlet kurma yolunda büyük Adîmlar atmışlardır. Özellikle büyük Türkmen kitlelerinin Maveraünnehr den Horasan a geçmelerine izin vermesi Gazneli devleti aleyhine telafisi güç sorunlar yaratmıştır. 74 Büveyhî Devleti: Ebu Şüca Büveyh tarafından kurulan ve İran kökenli olan Büveyhoğulları devleti, kısa zamanda İsfahan, Cibâl, Kirman, Huzistan ve yörelerine hâkim olmuştur. Muizzüddin Ahmet zamanında Büveyhiler, Bağdat'a girip yönetimi ele geçirecek kadar güçlenmişlerdir. Onun oğlu Adüduddevle Fenahüsrev zamanından devletin sınırları en geniş düzeyine ulaştı. Fakat ölümünden sonra aile içinde ayrılık ve çekişmeler baş gösterdi. Tuğrul Bey'in Bağdad'a girişi sırasında ortadan kaldırılmış (446\1055), ancak bu ailenin bazı bireyleri, tabi emirlikler halinde bir süre daha siyasal yaşamlarını devam ettirmişlerdir. 75 72 A. Sevim- E. Merçil, Selçuklu Devletleri, s.2 73 E. Merçil, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Türkler, III, s.103 74 A. Sevim- E. Merçil, Selçuklu Devletleri, s.3 75 M. A. Köymen, Selçuklu Devri, s.172; O. Turan, Selçuklu Tarihi, s.133 134

8 Abbasî Devleti: Hazreti Peygamber'in amcası Abbas bin Abdülmuttalib'in soyundan gelen Abbasiler, Emevi hanedanlığına karşı sürdürdükleri uzun mücadelelerden sonra Emevilere son vererek kendi adları ile alınan Abbasi Halifeliğini kurmuşlardır. Ebu Cafer Mansur zamanında hilafet başkenti Bağdat'a nakledilmiştir. Mansur, halifeliği ciddi şekilde uğraştıran iç sorunları büyük ölçüde çözümlemiş ülkede huzur ve sükûnu sağlamıştır. Harun Reşit zamanında Asya da Arap hâkimiyeti yüksek bir düzeye ulaşmış idi Harun Reşit'in son zamanlarıyla daha sonraki halifeler devrinde halifeliğin siyasal birliği çözülmeye başlamıştı. Abbasîi Halifeliğinin hâkimiyeti Irak dışında adeta tamamen yıkılmış bir duruma gelmişti. Üstelik Kuzey Afrika da kurulan Şii Fatımî Halifeliği Sünni Abbasî Halifeliğini ciddi şekilde tehdit eder durumdaydı. Nihayet İran ve Irak'ta kurup gelişen Şii Büveyhoğulları devleti Halife Müstekfi zamanında Bağdatı işgal edip yönetimi ele geçirmişlerdi. Fakat 432\1040 yılından sonra kurulan Selçuklular İslam âleminin maddi kuvvet ve kudretini ele geçirmeleri sonucu Abbasi Halifeliği önce Büveyhoğulları daha sonra Fatımî Halifeliğinin baskı ve tehdidinden kurtuldu. 76 Fatımî Devleti: Orta Doğunun büyük devletlerinden birisi Fatımî Devleti idi. Bu devlet İsmaili daîlerinde Şiî adıyla tanınan Ebu Abdullah Hüseyin bin Ahmet ve Ebu Muhammed Ubeydullah Mehdi nin büyük çabalarıyla Kuzey Afrika'da kurulmuştur. Devletin sınırları halife Muizz Lidinillah ile oğlu Aziz Billah devrinde Kızıldeniz den Atlas okyanusuna kadar uzanan ülkeleri ve bütün Kuzey Afrika yı içine almakta idi. Halife Muntasır'ın saltanatı döneminde Fatimiler en haşmetli devirlerini yaşadılar. Bizans ile mücadeleri devam ederken Suriye ve Filistin'i de feth edip burada büyük bir devlet kuran Selçuklular aleyhine Bizans ile iyi ilişki kurdular. Fatımîler 450/1058 yılında Besâsirî nin Bağdat'a girip Halifeyi esir almasından sonra bir yıl kadar Sünni İslam hilafeti işgal ettiler. Fakat Abbasi devletinin koruyuculuğunu üzerine almış olan Tuğrul Bey'in müdahalesi sonucunda Abbasi Hilafeti Fatımî tahakkümünden kurtuldu. XI yüzyılın sonunda Güney Anadolu Suriye ve Filistinde üç haçlı devletinin kurulmasında sonra Fatımîler toprak kayıplarına uğradılar. 76 A. Sevim- E. Merçil, Selçuklu Devletleri, s.4-5

9 Fatımî vezirleri haçlılara karşı onlara büyük darbeler vuran Nurettin Mahmud ile işbirliğinde bulundular. Fakat bir süre sonra Halifelerin hükümranlıklarını yitirmeleri sonunda vezirler devlet yönetiminde hâkim olmaya başladılar. Nihayet Salâhaddîn Eyyübi tarafından 1171'de ortadan kaldırıldılar. 77 Bizans İmparatorluğu: Selçuklu Devleti kurulduğu sırada Orta Doğuda Hristiyan devleti olarak Bizans İmparatorluğunu görmekteyiz. Justinianus, Bizans a en parlak devrini yaşatırken, II. Basil in ölümü imparatorluğun dönüm noktası oldu Aleksios Komnenos tahtta geçişine kadar kadar Bizans'a gerileme ve anarşi hüküm sürdü. Bu zaman zarfında Bizans, bir yandan içteki isyanlarla ( 434\1042 439\1047 yılları arasında görevden alınan generallerin çıkarttığı isyanlar), diğer taraftan da dışarıdan gelen tehlikeler (Peçenekler Tuna boylarında huzursuzluk çıkartırken, Normanlar Bizans memleketlerini yağmalıyor, doğuna ise gittikçe artan güçleriyle Anadolu ya seferler düzenleyen Selçuklular) ile uğraşmak zorunda kalmıştır. 78 Ülke böylesine ciddi sorunlarla karşı karşıya iken tahta geçen Romanos Diogenes, Anadolu daki Selçuklu fetihlerini durdurabilmek için askeri hazırlıklara başladı. Nihayet 1071 de Malazgirt te yapılan savaşta Alp Arslan karşısında yenilgiye uğrayarak hem savaşı hem de imparatorluğu kaybetti. Bundan sonraki dönemlerde de Bizans ın Anadolu daki hâkimiyeti Selçuklu fetihleri sebebiyle çökmeye başladı. 79 77 A. Sevim- E. Merçil, Selçuklu Devletleri, s.5 6 78 M. A. Köymen, Selçuklu Devri, s.239 79 M. H. Yinanç, Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, s.12 13

10 I. BÖLÜM ORTAÇAĞ TÜRK- İSLÂM DEVLETLERİNDE HÂKİMİYET ANLAYIŞI Tarih öncesinden günümüze uzanan zaman içerisinde yüzlerce Türk devleti tarih sahnesine çıkmıştır. Bu Türk devletlerinin birçok ortak yönü olmakla birlikte bunlardan en belirleyici olanı "Türk Devlet Geleneği" ve hâkimiyet anlayışı dır. Dünyanın neresinde ve ne zaman kurulmuş olursa olsun bir devlete Türk Devleti diyebilmemiz, Türk sıfatıyla tanımlayabilmemiz için öncelikle söz konusu siyasî teşekkülün "Türk Devlet Geleneği" olarak adlandırılan idarî, malî, yargı, askerî ve kültürel bakımdan bu özellikleri temsil etmesi gerekir. Şu halde ayrı ayrı coğrafyalarda ve farklı zamanlarda tarih sahnesine çıkmış olan bu devletlere Türk sıfatını veren ortak payda Türk Devlet Geleneği ve hâkimiyet anlayışıdır. 80 Türk Devletlerinden birisinin siyasî gücünü kaybedip dağılmasını takiben bir başka Türk boyunun aynı coğrafyada yeni bir devlet kurması aslında boyun adının değişmesinden başka bir şey değildir. Özellikle Türkistan, İtil- Ural ve Karadeniz'in kuzeyinde tarih sahnesine çıkan Türk devletlerinde bu durum açıkça görülmektedir. Karahanlı, Gazneli, Selçuklu, Harzemşahlar vb. örnekleri sıralayabileceğimiz bu Türk devletleri içerisinde biz, konumuz olması itibariyle Türk devletlerindeki hâkimiyet anlayışını daha çok Selçuklu Devleti eksenli olarak ele alacağız. 80 Bu konuda detaylı bilgi için bkz: R. Genç, Karahanlı Devlet Teşkilâtı; R. Şeşen, Salâhaddîn Devrinde Eyyûbîler Devleti (Hicrî 569 589/ Miladî 1174-1193 ), İstanbul, 1983; A. Taneri, Türk Devlet Geleneği, s.106; Mesela Eyyübi Devletini kuran hanedan Türk asıllı olmamasına rağmen Devlet teşkilatında Selçuklu Türk Devlet Teşkilatını, müesseselerini örnek alması ve uygulama alanına koyması sebebiyle Türk Devleti olarak kabul edilmektedir.

11 1. HÂKİMİYET KAVRAMI VE İDARE ŞEKİLLERİ Hâkimiyet, kelime anlamı itibariyle; hükmeden, buyuran, üstün gücü ifade etmekte, hâkimlik, amirlik ve üstünlük anlamında kullanılmaktadır. 81 Hâkimiyet dış hâkimiyet ve iç hâkimiyet olmak üzere iki şekilde görülür. 82 Dış hâkimiyet, devletin diğer devletlerle olan münasebetlerini herhangi bir başka devletin baskısı, müdahalesi ve aracılığı olmadan dilediği gibi tayin ve tespit etmesi, karar verme serbestliğidir. Bir başka deyişle o devletin başka devletlerle hukuki anlamda eşit olmasıdır. İç hâkimiyet ise ülke içerisinde mevcut otoritenin üzerinde herhangi bir gücün, kuvvetin bulunmamasıdır. Diğer bir ifadeyle, devletin toprakları ve halkı üzerinde hukuki bakımdan emretme yetkisini tam olarak kullanması demektir. 83 Devlette hâkimiyetin diğer bir unsuru ise tam bağımsızlık tır. 84 Bağımsızlık Türk devletlerinde vazgeçilemez bir özelliktir. Türk milleti yeri geldiğinde vatanlarını terk etmiş; ancak bağımsızlığından asla ödün vermemiştir. Hatta denilebilir ki; Türklerin tarihte bu kadar çok devlet kurmaları onların bağımsızlıklarına olan bu düşkünlüklerinden ileri gelmektedir. Çünkü Türkler, bağımsızlıkları tehlikeye düştüğü anda başka yurt arayışına girmiş, gittikleri yerlerde tam bağımsız yeni bir devlet kurmuşlardır. Devletlerde çok çeşitli olan hükümranlık (hâkimiyet) şekilleri arasında üç tip hâkimiyet şekline rastlanmıştır: Gelenekçi hâkimiyet, karizmatik hâkimiyet, kanunî hâkimiyet. 85 Gelenekçi hükümranlıkta meşruluk, düzenin kutsallığı düşüncesine dayanır. Buna göre kimin hükümdar olacağını gelenekler belirler, Bir başka deyişle, gelenekçi hâkimiyette meşruiyet, eskiden beri süre gelmekte olan ve değişilmeyeceğine inanılan düzenin kutsallığını benimsemeye dayanır. Böyle 81 M. Nihat, Özön, Osmanlıca Türkçe Sözlük,, s.222 82 Salim Koca, Eski Türklerde Devlet Geleneği ve Teşkilâtı, Türkler, II., s.312 83 S. Koca, Devlet Geleneği ve Teşkilât, Türkler, II, s.312 84 S. Koca, Devlet Geleneği ve Teşkilât, Türkler, II, s.313 85 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s.248

12 bir hâkimiyet anlayışında hükümdar, hâkimiyetini yazılı hukuk kurallarına göre değil, örf, adet ve geleneklere uygun olarak kullanır ve bunun doğal sonucu olarak da uygulamadaki bozukluklar sistemin değil uygulayıcının sorumluluğundadır. 86 Kanunî meşrulukta esaslar, önceden kanun tarafından belirlenmiştir. Hâkimiyeti elinde bulunduranlar tarafsız kurallara göre hâkimiyetlerini sürdürürler. Hükümdar bu kurallara uymak zorundadır. 87 Karizmatik meşruluk ise, iktidardakilere Tanrı tarafından verildiği kabul edilen üstün vasıflardan kaynaklanmaktadır. Bu hâkimiyette esas bir nevi insanüstülük yani, lütuf ve inayetle donatılmış olma gücüdür. 88 Burada hükümdara olan bağlılık geleneklerden ileri gelmediği için karizmatik meşruluk taşıyan kişi, hâkimiyeti altındakilere başka uygulamalar getirebilir ve yeni hedefler gösterebilir. 89 Bu üç hâkimiyet tipi, biri diğerinin gelişimi olmadığından sıra takip etmez. Gelenekçi hâkimiyetin izlerine en modern toplumlarda da rastlandığı gibi, karizmatik telâkki de eski ve yeniçağlarda sık görülür. 1.1. Eski Türklerde Hâkimiyetin Kaynağı 1.1.1 Kut Anlayışı Eski Türklerde siyasî iktidar anlamına gelmekte olan kut 90, Tanrı tarafından hakanlara verilmekteydi. Bir başka deyişle, Tanrı kut bağışı 91 ile 86 İ. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s.248; M. Niyazi, Türk Devlet Felsefesi,s.44 87 İ. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s.248; M. Niyazi, Türk Devlet Felsefesi, s.45 88 M. Niyazi, Türk Devlet Felsefesi, s.45 89 İ. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s.248; M. Niyazi, Türk Devlet Felsefesi, s.45 90 Türkler, devletin bir unsuru olarak siyasi otorite veya siyasi iktidar kavramını kut sözü ile karşılıyorlardı. kut kelimesini, anlamı üzerine araştırma yapan tarihçiler saadet, makaddes, kutlu ve mesud olma, şans, talih gibi anlamlarla ifade etmişlerdir. Geniş bilgi için bkz: A. Donuk, Türk