7 MÂÛN SURESİ için KELİME ÇALIŞMA KAĞIDI Sure adını, son ayetinde geçen "mâûn" kelimesinden almıştır. Mâûn kelimesi, zekat vermek, birine maddi yardımda bulunmak gibi anlamlara gelmektedir. Sure, "Eraeyte", "Era-eytellezî", "Dîn", "Tekzîb", "Yetîm" adlarıyla da anılmaktadır. 7 ayetten oluşan sure, Mekke'de inmiştir. Surenin temel konuları: Yetim ve yoksula sahip çıkmak, Namazı gösteriş için kılmamak. ا رايت الذى ي كذب ب الدين ف ذلك الذى يد ع اليتيم و ل يح ض على طعام ال مسكي ف ويل 5 ل لم صلي الذين ه م عن ص لت هم ساه ون الذين ه م ي راؤ ن و يمنع ون الماع ون Aşağıdaki Arapça kelimelerin Türkçelerini yazın: يمنع ون ويل 5 يد ع رايت ي راؤ ن ص لت هم ذلك طعام الماع ون ه م ي كذب ا م صلي عن يح ض الذين
Arapça Yazmaca onlar yetim şu yoksul din yemek gördün yalanlıyor Ezber Yazmaca 7 Maun suresinin Arapçasını ezberleyerek, bakmadan yazmaya çalışın: İLGİLİ AYETLER * HÂKKA SURESİNİ ve * FECR SURESİNİ okuyarak, yoksul kelimesi geçen benzeri ayetleri numaralarıyla aşağıya yazınız: HÂKKA SURESİ: FECR SURESİ:
يمنع ون ي راؤ ن onlar -den,-dan EŞLEŞTİR م صلي olsun! Yazıklar ويل 5 ص لتهم ه م عن رايت طعام ا الذين يد ع ذلك namaz kılanlar gösteriş yapıyorlar mani oluyorlar -mı,-mi gördün İtip kakıyor teşvik ediyor yemek şu -ki onlar ي كذب yalanlıyor namazları يح ض
MÂÛN SURESİ 6 1. [Ey Akıl sahibi insan!] Sen, [gerek düşünce, gerek inanç, gerek söz ve gerekse de davranış olarak] dini [yani vahiy öğretisine göre yaşamayı/ dini ve ahlaki değerler sistemi istikametinde hayat sürmeyi; ölüm sonrası, insanların bu dünya hayatında yapıp- ettikleri tüm işlerin hesabını bizzat yüce Allah a verecekleri; iyi-kötü, gizli-açık yapıp-ettikleri bütün işlerin karşılığını tam olarak alacakları ödül ve ceza gününü] yalanlamakta olan kimseyi/ kimseleri hiç gördün mü?!. [Elbette ki, gördün!..] 2. İşte öyleleri, [kibirli/ bencil/ zalim davranır ve koruyup kollamakla yükümlü olduğu] yetimi/ kimsesizi [yani toplumun zayıf ve himayeye muhtaç olan kesimlerini] itip kakar/ ezer!.. 3. Evet, [işte öyleleri, üzerlerine borç olan mahrum/ yoksul hakkını vermez ve böylece] yoksullu [yani toplumun aç ve ihtiyaç sahibi kesimlerini] doyurmaya/ görüp gözetmeye ön ayak olmaz!.. 4. [İman ettiklerini söyledikleri halde, dinlerinin gereğini yapmayan; toplumun zayıf ve himayeye muhtaç kesimlerini görüp gözetmeyen, yetimler ve yoksullar hakkında bir şefkat ve bir muhabbet duygusu taşımayan ve öyle sorumsuzca] ibadet eden [o dindar] kimselerin vay haline!.. [Yazıklar olsun o sorumsuz ve ahlaksız kimselere ki, onlar, dindar göründükleri halde, hem dinlerinin gereğini yapmıyorlar; toplumun zayıf ve himayeye muhtaç, aç ve ihtiyaç sahibi kesimlerine sahip çıkmıyorlar ve hem de yanlış temsil ile hak din ve samimi dindar insanlar aleyhine yanlış kanaatlerin oluşmasına sebep oluyorlar!..] 5. Onlar öyle kimselerdir ki, eda ettikleri namazın/ ibadetin [mana ve maksadının ne olduğundan, gerçekte ne anlama geldiğinden] habersizdirler!.. 6. Evet, onlar öyle kimselerdir ki, [gerek dini ibadetlerinde ve gerekse de diğer toplumsal yaşam alanlarında sırf] gösteriş yapar dururlar/ gösteriş peşinde koşar dururlar!.. 7. Evet, onlar [öylesine cimri ve sorumsuzlardır ki, toplumsal destek için, bir ihtiyaç anında] mutlaka verilmesi gereken şeyi bile vermekten kaçınırlar!.. [Örneğin bir içim suyu, bir parça ekmeği, emanet verilecek herhangi bir kabı, bir aleti, mutlaka verilmesi gereken bir bilgiyi ve gösterilmesi zorunlu olan bir ilgiyi bile vermekten kaçınırlar!..] MÂÛN SURESİ için DEĞERLENDİRME -Surenin kelime mealini yapın. الدين ب ي كذب الذى رايت ا ف ذلك الذى يد ع اليتيم و ل يح ض على طعام المسكي ف ويل 5 ل لم صلي الذين ه م عن صلات هم ساه ون الذين ه م ي راؤ ن و يمنع ون الماع ون Kaynakça:Hasenat,M.Sezer Meal