1 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI Atatürk, başına geçtiği büyük Türk milleti ve ordusuyla, düşmanları yurdumuzdan atmış ve milletimizi tam bağımsızlığına kavuşturmuştu. Bunu yapabilmek için süreç şöyle başlamıştı: Osmanlı hükümeti, Atatürk`ü bölgede düzeni sağlaması için 19 Mayıs 1919 `da Samsun`a görevli olarak göndermişti. Atatürk, ülkenin birçok ilinde kongreler düzenledi. Bu kongrelerde belirgin ilke şu idi. Tek bir egemenlik var, o da ulusal egemenliktir. Ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır. Bu ilkeyi gerçekleştirme amacıyla yurdun her köşesinden gelen yörel temsilcileri 23 Nisan 1920 günü Ankara`da Büyük Millet Meclisi`nde topladı. Meclis, Atatürk`ü Meclis Başkanı olarak seçti. Atatürk`ün önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşını başlattı. Halkımız ve ordumuz düşmana karşı savaştılar, omuz omuza mücadele ettiler. Kurtuluş Savaşı`nın zaferle sonuçlanması sonucu, hemen arkasından 1 Kasım 1922`de TBMM saltanatı kaldırdı. Padişah Vahdettin yurdu terk etti. 24 Temmuz 1923`de, İsviçre`nin Lozan kentinde, TBMM temsilcileriyle İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmayla yeni bir devletin temelleri atılmış oldu. Ama devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti. Lozan`ın kabulü ve barışın sağlanmasıyla geride Türk Devleti`nin siyasal yapısını belirleyecek devlet şeklinin ve adının ne olacağı sorunu kaldı. TBMM`nin varlığıyla egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olan, insan haklarına dayanan bir devlet sistemi kurulmuştu. Fakat gerek halkın, gerekse Meclis içinde bulunanların büyük kesimi Padişah`a dinsel ve geleneksel bağlarla bağlıydılar. Padişah`ın işgal ettiği Saltanat Hilafet makamı, yüzyıllardır kökleşmiş bir teokratik sistemdi. 1300 yılından beri de Osman oğullarından başka hiçbir aile iktidar olamamıştı. Egemenlik biri dinden, diğeri gelenekten gelen iki kaynaktan çıkıyor ve Padişah`ta toplanıyordu. Gerçi ittihat ve Terakki bu gücü kırmıştı, fakat sistemin özünü, yani egemenliğin kaynağını ve kullanılış biçimini değiştirememişti. Egemenliğin, tanrı hakları sisteminden, insan hakları sistemine geçişin bir sonucu olarak Padişah`tan ulusa geçişi, bir ilke ve ülkü olarak Amasya Genelgesi`nde ortaya konmuş ve 23 Nisan 1920`de BMM`nde somutlanmıştır. Teşkilat- ı Esasiye Kanunu da bu temel üzerine oturmuştur. Kurtuluş Savaşı ulusal bağımsızlık yanında, ulus egemenliğini de açık bir biçimde ortaya koyduğu için Padişah daha başından beri milliyetçilerin amansız düşmanı kesilmişti. Atatürk, Padişah`ın ihanetini bildiği halde, henüz zamanı olmadığı için Padişah`ı hedef almadı. Genç subaylık yıllarından beri inandığı ve Erzurum`da Mazhar Müfit`e not ettirdiği Cumhuriyet inancını Ulusal bir sır
olarak sakladı. Kurtuluş Savaşı içinde Cumhuriyetçi bir düşünceyi ortaya atmak, iç parçalanmaya yol açacağı için bu yola gitmedi. Hatta Sivas Kongresi sırasında Cumhuriyet`i ilan edelim önerilerini ret etmişti. Fakat Kurtuluş Savaşı`nın Başkomutanı, Türk Ulusu`nun kurtarıcısı Atatürk, Türkiye`nin siyasal yapısını değiştirmenin ilk adımını Saltanat`ın kaldırılmasını sağlamakla attı. Saltanat`ın kaldırılışına en yakın arkadaşları bile karşı çıkmışlardı. Meclis`te tutucu kanat direndiyse de, Atatürk`ün kararlı ve sert tutumu sonucu Saltanat`ın kaldırılışı sağlandı. Fakat onun bu sert tutumu endişe doğurdu. Bunun bir başlangıç olduğunu görenler çeşitli yöntemlerle Atatürk`ü engellemeye çalıştılar. 2 Aralık 1922`de Meclis`e muhalif grup tarafından bir öneri verildi. Intihab-ı Mebusan Kanunu`nda değişiklik yapılmasını isteyen önergede BMM`ne üye seçilmek için Türkiye`nin bugünkü sınırları içindeki yerel halkından olmak ve seçim çevresine yeni gelenlerin ise en az beş yıl oturmuş olmaları gerektiği kanun hükmü haline getirilmek isteniyordu. Atatürk`ü milletvekili seçilmekten yoksun bırakmak isteyen bu önerge üzerine söz alan Atatürk, doğum yerinin Türkiye`nin sınırları dışında kaldığını ve düşmanlara karşı savaştığını, vatanı kurtarmak için hiçbir yerde beş yıl oturamadığını hatırlatıp, ulusun sevgisini kazanmış bir insan olmasına rağmen kendisini yurttaşlık haklarından yoksun bırakmak isteyen bu kimselerin, bu yetkiyi kimden aldıklarını sordu. Önerge ret edildi. Savaş zamanındaki TBMM`nin görevini bitirmişti. Bu nedenle Meclis kendini dağıtıp, seçime gitme kararı almıştı. Atatürk, dağılmadan önce Meclisten 15 Nisan`da, Saltanatı geri getirmeye çalışanları vatan haini kabul eden bir kanun değişikliğiyle Hıyanet-i Vataniye Kanunu`na, ileride gerekirse yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek getirdi. Yeni kurulacak Meclis`te güçlü bir kadro oluşturmayı ve böylece Cumhuriyet`i ilan etmeyi düşünen Atatürk`ün bu çalışmaları yakın arkadaşlarının kendisinden uzaklaşmasını hızlandırdı. Rauf Bey ve arkadaşları, Atatürk`ün partiler üstü kalmasını, politikaya karışmamasını önererek, O`nu pasif duruma getirmek istiyorlardı. Rauf Bey`in İsmet İnönü ile aralarının açılması da bu ayrılığın başka bir yönüydü. Lozan`dan dönen İsmet İnönü`yü karşılamak istemeyen Rauf Bey Başbakanlık`tan bile istifa etti. İkinci Meclis, toplandıktan sonra Lozan`ı onayladı. Artık sorun Türkiye`nin rejiminin belirlenmesiydi. Atatürk 22 Eylül 1923`de Neue Treie Presse adlı bir Viyana gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede, 23 Nisan 1920`de kurulan sistemin Cumhuriyet olduğunu, fakat adının açıklanmadığını belirtip, yapılacak işin yalnızca isim koymak olduğunu söyledi. İkinci dönem BMM, 11 Ağustos 1923`te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923`te Ankara başkent olarak ilan edildi. Atatürk; egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başladı. 2
3 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya`da yemeğe çağırdı. Onlara, Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz. dedi. 29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleriyle görüştükten sonra taslağı hazırlanan Cumhuriyet önergesini TBMM`ne verdi ve meclis de önergeyi kabul etti. Böylece, Türkiye devletinin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak, adı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak belirlendi. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti`nin, ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyetin ilanı, yurtta sevinç ve coşkuyla karşılandı. Cumhuriyette Atatürk`ün de söylediği gibi, Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet, kendini yönetme yetkisini, kendilerini temsil eden milletvekilleri aracılığıyla kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Millet, seçimle yöneticileri seçebilir. İşte en seçkin yönetim biçimi olan Cumhuriyet, her yıl 29 Ekim günü, Cumhuriyetimizin kuruluşu bütün yurtta büyük bir sevinç ve coşkuyla kutlanır. O gün cadde ve sokaklar taklarla, bayraklarla, Atatürk resimleriyle, özlü sözlerle ve çiçeklerle süslenir. Büyük alanlarda ve okullarda törenler düzenlenir. Atatürk büstlerine çiçekler ve çelenkler konur. Günün önemini belirten konuşmalar yapılır, şiirler okunur, şarkı, türkü ve marşlar söylenir. Türkiye radyoları, televizyonları, gazeteler ve dergilerde Cumhuriyetimiz, Atatürk, Kurtuluş Savaşı`mız ve devrimlerimiz üzerine yayınlar yapılır. Yurt dışında oturan biz Türkler de bu yayınları televizyonlarımızdan izleyebiliriz.
SORULAR 1. Atatürk`ün Türk milleti ve ordusuyla düşmanları yurdumuzdan atma ve bağımsızlığa kavuşma projesi nasıl başlamıştır? 2. Egemenliğin, Tanrı hakları sisteminden, insan hakları sistemine geçişi, yani Padişah`tan ulusa geçiş ilke ve ülkü amacı hangi genelgede saptanmış ve hangi tarihte Meclisçe somutlanmıştır? 3. İç parçalanmaya yol açmamak için, Sivas Kongresinde Cumhuriyet`i ilan edelim önerilerini ret eden Atatürk`ün, Türkiye`nin siyasal yapısını değiştirmek için ilk adımı ne olmuştur? 4. Atatürk`ü milletvekili seçilmekten yoksun bırakmak amacıyla yapılan önerge hangi önerge idi? 5. Atatürk`ün en yakın arkadaşlarından bazıları, Atatürk`ün partiler üstü kalmasını, politikaya karışmamasını isterlerken amaçları ne idi? 6. Ankara ne zaman Türkiye`nin başkenti olarak ilan edilmiştir? 7. Atatürk Cumhuriyet önergesini hangi tarihte meclise vermiştir ve devletimizin adı da ne olmuştur? 8. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik kimindir ve nasıl gerçekleşir? 9. En seçkin yönetim biçimi olan Cumhuriyet`in kuruluş yıl dönümleri yurdumuzda nasıl kutlanır? 10. Sen kendin cumhuriyeti kutlama törenlerini izleyebiliyor musun? İzleyebiliyorsan, bunu nasıl gerçekleştiriyorsun? 4
Aşağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 5 kavuşturmuştur. Atatürk, düşmanları yurdumuzdan atmış ve milletimizi tam bağımsızlığına TBMM saltanatı kaldırdı. Zaferle sonuçlanan kurtuluş savaşının ardından 1 Kasım 1922`de iktidar olamamıştır. Osman oğullarından başka 1300 yılından beri hiçbir aile çeşitli yöntemlerle Atatürk`ü engellemeye çalıştılar. Saltanatın kaldırılışının bir başlangıç olduğunu görenler, TBMM`nce yoksun bırakmak isteyen önerge Atatürk`ü milletvekili seçilmekten ret edildi. istifa etti. Lozan`dan dönen İsmet İnönü`yü karşılamak istemeyen Rauf Bey, başbakanlıktan bile ve meclis de bunu onayladı. 29 Ekim 1923`de Atatürk, milletvekilleriyle görüştükten sonra, taslağı hazırlanan Cumhuriyet`i meclise sundu Cumhuriyet bayramı kutlanır. Günün önemini belirten konuşmalar yapılır, şiirler okunur, şarkı, türkü ve marşlar söyleyerek yurdun her yerinde