YANSI-8 AB BÖLGESEL DANIŞMA KONSEYİ MEB SINIRLARI

Benzer belgeler
Doğu Akdeniz de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir!

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM: ULUSLARARASI HUKUKTA ADA TÜRLERİ VE DENİZ ALANLARI BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HUKUKTA ADA TANIMI

Salih Uygar KILINÇ Avrupa Birliği - EUROCONTROL Sivil Havacılık Düzenlemeleri ve Türkiye

DOĞU AKDENĠZ VE KIBRIS IN JEOPOLĠTĠK ÖNEMĠ VE DENĠZ HUKUKU BAĞLAMINDA DOĞU AKDENĠZ DE YAPILMASI GEREKENLER

İÇİNDEKİLER ULUSLARARASI SİVİL HAVACILIK REJİMİ

İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.

Ahmet TAKAN.

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Lozan Barış Antlaşması

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

Ortadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

DOĞU AKDENİZ DE DENİZ YETKİ ALANLARI VE HİDROKARBON ÇALIŞMALARI

Yunan, bu sefer de obüslerle Çanakkale yi hedef yaptı!..

Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları: Yatırım Kavramı ve En Çok Gözetilen Ulus Kayıtları

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

III. ÜLKE İLE İLGİLİ UYUŞMAZLIKLARDA İLERİ SÜRÜLEN BAZI SİYASÎ ESASLAR 23

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

DOĞU AKDENİZ DE RUM-YUNAN İKİLİSİNİN YENİ STRATEJİK DENGE GİRİŞİMLERİ VE HEDEFLERİ

DİASPORA - 13 Mayıs

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

Bodrum-Datça Feribot Seferleri Başladı

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Türkmenistan ata yurdumuz

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

İSTANBUL TİCARET ODASI İSTANBUL DA YABANCI SERMAYE GÖSTERGELERİ

İçindekiler TEŞEKKÜR... VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1

Çarşamba İzmir Gündemi

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

LİMANLAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK ( T R.G.)

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ĐKV DEĞERLENDĐRME NOTU

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

YURTDIŞI İNŞAAT HİZMETLERİ SEKTÖRÜ İÇİN ULUSLARARASI TAHKİM REHBERİ

BİLAY ÇARŞAMBA KONFERANSLARI Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler, KKTC ve Türkiye Konuşmacı Dr. Ahmet Zeki Bulunç Mülkiyeliler Birliği 18 Haziran 2008

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

YÖNETMELİK. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından: LĠMANLAR YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK

KİRA GARANTİLİ 1nci Sınıf Tatil Köyündeki Mülkünüz

DENİZ TİCARETİ HUKUKU

TÜRKİYE DEKİ FİNANSAL KURULUŞLAR İÇİN FATCA

Doğu Akdeniz de Hidrokarbon Politikaları ve Kıbrıs M. Ergün Olgun. M. Ergün Olgun

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

uzman yaklaşımı anayasa Branş Analizi Şahin BİTEN

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

HARİTA OKUMA BİLGİSİ

OLGUN AKBULUT ANAYASAL DİNSEL ÇOĞULCULUK

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

TÜRKİYE GPS JAMMER İLE YUNAN ARAŞTIRMA GEMİLERİNİ ENGELLİYOR MU?

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

IV. Uluslararası Türk-Asya Kongresi Sonuç Raporu

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü

Hamdi Akın TÜVTURK hisselerini Bridge Point'e

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

This paper was presented in International Energy and Security Congress that took place at Kocaeli University, Turkey on September 23 24, 2014.

facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Türkiye Cumhuriyeti ve Yemen Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkiye nin deniz ülkesi, kara ülkesinin yaklaşık. Stj. Av. Müslüm KÖSE, Stj. Av. Selcen BAYÜN Murat AKDUMAN, Uğur BARUTÇU

Cumhuriyet Halk Partisi

KİRA GARANTİLİ 1nci Sınıf Tatil Köyündeki Mülkünüz

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri

KIBRIS AKADEMİK DİYALOG

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

smart solutions FUAR KAPANIŞ RAPORU

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

ŞİKAYET NO : /317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

Kıbrıs Adası Açıklarında Petrol ve Doğalgaz Arama Faaliyetleri Kapsamında Ortaya Çıkan Krizin Hukuki, Ekonomik ve Siyasi Boyutları

Transkript:

YANSI-8 AB BÖLGESEL DANIŞMA KONSEYİ MEB SINIRLARI Evet, şimdi, Yunanistan ın çizdiği bu çerçeve uluslararası hukuk açısından kabul edilebilecek bir çerçeve midir? Ona bakalım. Uluslararası hukuk açısından, az önce Esin arkadaşımızın sorduğu soru ile de bağlantılı olarak, bu hakkı var mıdır? Genel ilkeler olarak vardır. Ancak açıkladığım hususların ortaya koyduğu tablo Devletler Hukuku na aykırı bir durumdur. Çünkü özel denizlerde, özel konumlar söz konusudur. Ege ve Akdeniz özellikleri olan denizlerdir ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), özellikleri olan denizlerle ilgili düzenlemeler yapmıştır. Ayrıca Münhasır Ekonomik Bölgeler ile ilgili alanların belirlenmesi hem çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır, hem de bu konuda uluslararası mahkemelerin aldıkları kararlar vardır. Bunlara uyulması lazımdır. Bu çerçevede uluslararası hukuk ve deniz hukuku açısından en önemli ilkelerden birisi hakkaniyet ilkesi ne uygunluk meselesidir. Hakkaniyet ilkesine uymayan ortay hatlarla ilgili belirlenmiş olan sınırlar kabul edilebilir sınırlar (çerçeveler) değildir ve bu uluslararası mahkemelerde karara bağlanmıştır; yargı kararlarıyla belirlenmiştir. Şimdi ne olması lazımdır, ona bakalım. 1

YANSI- 9 TÜRKİYE-MISIR-KIBRIS ADASI ORTAY HATLARI Kaynak: Sertaç Başeren in çalışması. Yansı 9 da görülen Türkiye ile Kıbrıs Adası arasındaki mavi renkle gösterilen hat, Anadolu ile Kıbrıs arasındaki ortay hattır. Dikkat edilirse bu hat aşağıya kadar, yani Yunanistan nın Mısır ile yapmayı tasarladığı ve GKRY nin Mısır ile imzaladığı anlaşmada belirlenen ortay hatta kadar uzanan bir hattır. Prof. Dr Sertaç Başeren in, uluslararası belgeler ve bulgular ışığında yaptığı çalışmalara ve değerlendirmelere göre Türkiye ile Kıbrıs Adası arasındaki söz konusu ortay hat hakkaniyet esaslarına uygun bir ortay hat değildir. Bu nedenle bu ortay hattın hakkaniyet esaslarına ve uluslararası mahkeme kararlarına göre yeniden düzenlenmesi gereklidir. Türkiye ile Mısır arasında Yansı 9 da kırmızı çizgi ile gösterilen ikinci hat, Yunanistan ın Mısır ile anlaşmayı tasarladığı, ancak Türkiye ile Mısır arasındaki ortay hattır. Türkiye nin bu kırmızı çizgi ile gösterilen ortay hatta itirazı yoktur. Çünkü Türkiye ile Mısır arasındaki mesafeyi ve iki ülkenin büyüklüklerini dikkate aldığımızda bu hat hakkaniyet esaslarına uygundur. Fakat Türkiye ile Kıbrıs Adası arasındaki ortay hat hakkaniyet esaslarına uygun bir hat değildir. Peki, bu halde ne yapılmalıdır? Bu hat hakkaniyet esaslarına göre nasıl olmalıdır? Türkiye ile Kıbrıs arasındaki çizgi, Yansı 10 da gösterildiği şekilde doğuya, Kıbrıs Adası na (Ada nın batısına) doğru 32 16 18 meridiyenine kadar çekilmeli; batıdan da Ege Denizi ne kadar uzatılmalı ve Yunan adaları (Büyük ve Küçük Kerpe, Rodos, Meis) çevrelenmeli (enclave) edilmelidir. Böyle bir düzenlemenin ya da ortay hat belirlenmesinin gerekçeleri de uluslararası hukuk ve yargı kararları açısından vardır. Her şeyden önce, bölgede bulunan Büyük ve Küçük Kerpe, Rodos ve Meis adalarının Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı hakları yoktur. 2

YANSI-10 TÜRKİYE NİN DOĞU AKDENİZ KITA SAHANLIĞININ MUHTEMEL SINIRLARI Kaynak: Sertaç Başeren in çalışması. Neden? Çünkü bu adalar ters yönlü adalardır. Yani Türkiye ile Yunanistan arasında, hiçbir unsur dikkate alınmadan bir ortay hat çizildiğinde, söz konusu Yunan adaları, bu hattın Türkiye kanadında kalan bölgede olacaklardır. Uluslararası hukuk düzenlemeleri, mahkeme kararları ve uygulamaları, Yunanistan ın çok savunduğu 1982 BMDHS nde de ifadesini bulduğu gibi ters yönlü adaların, kendi karasuları dışında Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı hakları yoktur. Onun için bu alanda (bölgede) Yunanistan Türkiye ye rağmen hak iddia edemez. Rodos Adası nın güney doğusunda kıyılarımıza yakın olan alanlarında, Yansı 11 de görüldüğü gibi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), 2 Temmuz 1974 Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile kendisine verilen ruhsata dayalı olarak sismik araştırmaları yapmıştır ve bunun için ne Yunanistan dan ne de uluslararası alandan bir tepki gelmemiştir. Bunun anlamı Türkiye bu alan benim Münhasır Ekonomik Bölge mdir ve bana aittir, benimdir demiştir ve bu kabullenilmiştir. Bu, hakların korunması açısından önemli bir devlet uygulamasıdır ve bunu hukuki bağlamda kabul ettirmiştir. Bunun siyasi bağlamda kabul ettirilmesi siyasi otoritelere kalmış olan bir husustur. 3

YANSI-11 TPAO RUHSAT BÖLGELERİ VE UYGULAMALARI Kaynak: Sertaç Başeren in çalışması. GKRY nin verdiği arama ruhsatı ile Güney Kıbrıs ın güney batısında petrol araştırması yaparken Türk Deniz Kuvvetleri ne ait bir savaş gemisinin, bölgenin Türkiye nin Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) ve aynı zamanda Kıta Sahanlığı içinde bulunduğu ikazını yaparak oradan çıkartıldığını söylemiştim. Northern Access gemisinin araştırma yaptığı ve ikaz edildiği bölge, Yansı 11 de okla gösterilmiştir. Bu bölge, görüldüğü gibi Türkiye nin MEB sınırı içinde bulunmaktadır. Yine Mısır-GKRY ve Lübnan-GKRY münhasır bölge anlaşmaları ile belirlenen ortay hatların arsındaki 13 hücre olarak belirlenen araştırma bölgelerinden, Yansı 11 de koyu yeşil renkle gösterilen 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı hücreler Türkiye nin MEB alanı içinde bulunmakta ve TPAO na araştırma ruhsatı verilen bölge ile de çakışmaktadır. Yani bu bölgeler Türkiye ye ait bölgelerdir ve Türkiye bununla ilgili tavrını belirttiğim devlet uygulamaları ile ortaya koymuştur. Buna zemin hazırlayan ortay hatların hakkaniyet esaslarına uygun olarak yeniden belirlenmesi gerektiğinin nedenleri özetle şöyledir: Türkiye ile Kıbrıs Adası arasındaki ortay hattın orijinal haliyle kalması durumunda, Türkiye nin anakarasını kapatmakta ve Türkiye nin ana kıtası önündeki deniz alanlarına azami erişim hakkını engellemektedir. Uluslararası hukuk ve mahkeme kararları buna izin vermemektedir. 4

Onun için bu unsurun mutlaka dikkate alınması lazım. Başka, Türkiye nin Doğu Akdeniz deki en önemli iki limanından biri olan Antalya limanının girişini kapatmaktadır. Limanın bu şekilde kapatılması da kabul edilemez. Diğer bir husus, Türkiye nin doğu-batı eksenindeki deniz ulaşımını da engellemektedir. Bu da kabul edilemez. Mahkeme kararları bununla ilgili tespitler yapmıştır. Diğer bir önemli husus, Türkiye nin Süveyş kanalıyla arasındaki bağlantıyı engellemektedir. Bu da kabul edilebilecek bir nokta değildir. Türkiye ye savunma ve güvenlik sorunları yaratmaktadır. Ayrıca Türkiye ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nin sınırlandırma sahasına bakan ilgili kıyı uzunlukları arasındaki 1/10 oranı da ihlal edilmektedir. Bu oran uluslararası hukukta bir ilke olarak ortaya konmuştur, Çünkü GKRY nin sahip olabileceği alanların oransal ölçüsüne değil, uluslararası hukuka göre sınırlandırmanın esasını teşkil eden hakkaniyete uygun olarak bu oranın da altında sahip olabileceği azami alana işaret etmelidir. Görüleceği gibi uluslararası hukukta bir ilke olarak ortaya konmuş olan bu oran da ihlal edilmektedir. Yansı 10 da gösterilen hakkaniyet esaslarına göre çizilmiş olan MEB sınırı çerçevesinde, bölge ile ilgili Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ne ait sınır ölçülmüştür. Bu sınırın 35 kilometrelik bir uzunluğu vardır. Buna karşılık Türkiye nin sekiz yüz küsur kilometrelik bir alanı vardır. Yani 35 kilometrelik bir kıyı şeridi ile Rum Yönetimi gelecek, Türkiye nin 800 kilometre uzunluğundaki bir kıyı şeridini hapsedecek. Bu, uluslararası hukuk ve hakkaniyet kurallarına uymayan bir durumdur. Türkiye bunları da dikkate almak suretiyle gerekli itirazlarını yapmış ve önlemlerini almış ve bununla ilgili devlet uygulamalarını ortaya koymuştur. Ama bunlar, haklarımızın gereğince korunabilmesi için yeterli değildir. Devlet uygulamalarına devam edilmeli; özellikle Yunan Adaları Rodos ve Meis adaları bölgelerindeki ve Kıbrıs Adası bölgesindeki Türkiye nin MEB alanlarında programlı bir şekilde yeni petrol araştırmaları yapılmalıdır. Esin Soğancılar: Peki Türkiye neden yeni bir sınır çizmemektedir. Ahmet Zeki Bulunç: Oraya da geleceğiz. Türkiye şu anda maalesef edilgen bir politika izlemektedir. Geçmişte de denizlerle ilgili politikalarda tutuk davranmıştır; Ege deki özel durum nedeniyle çekingen davranmaktadır. Karadeniz de daha rahat ve açılımcı politikalar uygulamış, Akdeniz de karasularında 12 mil uygulamasına gitmiştir. Ancak Akdeniz de Münhasır Ekonomik Bölge konusunda, Ege den dolayı kozlarını zayıflatmamak için adım atamamıştır. Atması lazımdı, o ayrı bir olay, ayrıca tartışılması gerekir; ama ne yazık ki atamamıştır. Salondan: Affedersiniz, bu Münhasır Ekonomik Bölge kavramı ulaştırmayı da kapsıyor mu? Ahmet Zeki Bulunç: Hayır, ulaştırmayı kapsamıyor. Hakkaniyet esaslarına göre Türkiye ile Kıbrıs Adası arasındaki ortay hatların yeniden belirlenmesi gerektiğini ve bunu da uluslararası mahkeme kararlarının da desteklediğini belirtmiştim. Şimdi bu karalarla ilgili birkaç örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Efendim, Yansı 12 de gösterilen harita (kroki), Uluslararası Adalet Divanı nın Atlantik Okyanusu nda 5

Kanada ile Fransa arasındaki deniz yetki alanları uyuşmazlığı ile ilgili olarak aldığı yetki alanları kararı haritasıdır. Bu kararda, yansıda görüldüğü gibi uzun dar bir kanal şeklinde bir boyun vardır. Yetki alanları sınırlaması Fransa ile Kanada arasındaki bir sorun teşkil ediyordu. Fransa nın iddia ettiği Münhasır Ekonomik Bölge sınırını Kanada kabul etmemişti. Fransa, Yansı 12 de gösterilen Kanada kıyılarına yakın kendisine ait iki küçük adanın MEB sınırının, küçük nokta noktalarla belirlenmiş alan olduğunu savunuyordu. Kanada ise reddediyordu. Bunun çözümü için Uluslararası Mahkemeye gitmişlerdi. Mahkeme verdiği kararla sadece haritada (krokide) A, B, C, D, E, F şeklinde belirlenen alanın Fransa ya ait küçük adaları Münhasır Ekonomik Bölgesini oluşturduğunu, ancak o kadar olacağını ama nokta nokta olan alanları kapsayamayacağını belirten bir karar almıştır. Ancak adaların denize ulaşabilmesi için bir boğaz yoluyla, bir boyunla (buna uluslararası hukukta mantar denmektedir) buradan bir çıkış hakkı tanımıştır. Peki, Doğu Akdeniz de buna imkân verecek bir durum var mıdır? Doğu Akdeniz de bu mantar uygulamasına, deniz mesafesi çok dar olduğu için imkân verecek bir alan da söz konusu değildir. YANSI-12 KANADA İLE FRANSA ARASINDA DENİZ YETKİ ALANLARI SINIRLAMASI HARİTASI İkinci örnek Malta ile Libya arasındaki kıta sahanlığı uyuşmazlığıdır. Uluslararası mahkemenin bu uyuşmazlıkla ilgili verdiği karar Yansı 13 de görülmektedir. Mahkeme hakkaniyet esaslarına uygun olarak verdiği kararla Malta nın iddialarını kabul etmemiş ve MEB sınırını Malta ya yakınlaştırarak belirlemiştir. YANSI-13 LİBYA-MALTA UYUŞMAZLIĞI 6

Uluslararası mahkeme kararlarına üçüncü bir örnek İngiltere ile Fransa arasındaki Kanal kıta sahanlığı uyuşmalığıdır. İngiltere ve Fransa İngiliz Kanalı kıta sahanlığı uyuşmazlığının çözümü için uluslararası mahkemeye gitmişlerdi. Mahkeme Fransa nın iddialarının aksine Fransız adalarını çevreleyerek (enclave ederek) bu adaların etkilerini dikkate almadan ortay hattı belirleyen kararını vermiştir. Yansı 14 de görüldüğü gibi Fransa ya ait adalar iki ay şeklinde çevrelenmiş (enclave edilmiş) ve bu adalar dikkate alınmadan sınır belirlenmiştir. Bu adaların kendi karasuları dışında bir hakları olmadığı tespiti yapılmıştır. Fransa ya ait adaların çevrelenmesi (enclave) edilmesi durumu, Rodos, Meis v.d. adaların Türkiye açısından çevrelenmesi (enclave edilmesi) gerektiği ve bu adaların kendi karasuları dışında bir haklarının bulunmadığı hususu ile benzerlik göstermektedir. YANSI-14 ULUSLARARASI MAHKEMENİN İNGİLTERE İLE FRANSA KITA SAHANLIĞI SINIRI TESPİT KARARI HARİTASI Bu örnekler ve uluslararası mahkemelerin aldığı, ancak zaman darlığı nedeniyle üzerinde duramadığım diğer benzeri kararlar, Türkiye nin elinde güçlü kozlar olarak vardır. Dolayısıyla Yansı-10 da gösterilmiş olan kıta sahanlığı sınırlarını hakkaniyet ilkesine göre belirleyecek ve haklı kılabilecek hukuki dayanaklar bulunmaktadır. Bu yansıdaki kırmızı sınır çizgisinin, Türkiye nin Doğu Akdeniz deki Kıta Sahalığı ve MEB sınırı olarak tespit edilmesi gerekir. 7

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nin 17 Şubat 2003 tarihinde Mısır ile yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması ve 17 Ocak 2007 tarihinde Lübnan ile yaptığı MEB anlaşması sınırları Yansı-15 te görülmektedir. Yine bu yansıda koyu ve kalın kırmızı sınır çizgisi ile gösterilen alan Türkiye nin Münhasır Ekonomik Bölge sidir. İşte bizim bu alanlarımız (MEB miz) üzerinde Rumlar hak iddia etmektedir. Türkiye burada, öncelikle kendi Münhasır Ekonomik Bölgesi ne dâhil olan alanlar dolayısıyla GKRY girişimlerine karşı çıkmaktadır. Ayrıca aynı zamanda Kıbrıs Adası nın tamamına ait olan bölgelerdeki hakların, sadece Rumlara ait olmadığı, bu bölgelerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin de haklarının bulunduğunu, Türkleri de kapsadığı gerçeğinden hareket ederek, Türkiye nin bir garantör devlet olarak Kıbrıs ın bütünüyle ilgili bulunduğunu, bu bölgelerle ilgili olarak Rumların tek yanlı girişimlerde bulunamayacağını, Kıbrıslı Türklerin de oralarda haklarının bulunduğunu Birleşmiş Milletlere gönderdiği notalarla açıkça bildirmiştir. YANSI- 15 DOĞU AKDENİZ DE TÜRK KITA SAHANLIĞI, OLMASI GEREKEN MEB SINIRLARI VE GKRY GİRİŞİMLERİ TPAO NUN RUHSAT VE İZİN TALEPLERİ 032º 16' 18" D DEVEBOYNU BURNU GAZİPAŞA MEİS TPO/XVI/ TPO/XVI/E TPO/XVI TÜRK KITA SAHANLIĞI VE MUHTEMEL MEB İNİN SINIRLARI 3 TPO/XVI/ TÜRK KITA SAHANLIĞI SINIRLARI İLE ÇAKIŞAN BÖLGELER 4 17 ŞUBAT 2003 TARİHLİ GKRYMISIR MEB SINIRLANDIRMA ANLAŞMASI SINIRLARI 6,11 NUMARALI SAHALAR; DNO OIL-NORVEÇ LARSEN OIL GAS-BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ İNCREASE OIL RECOVER-İNGİLTERE 5 2 1 6 7 1 0 11 9 8 1 3 12 17 OCAK 2007 TARİHLİ GKRYLÜBNAN MEB SINIRLANDIRMA ANLAŞMASI SINIRLARI 12 NUMARALI SAHA; NOBLE ENERGY- ABD NOT : Ege Denizi ve 032º 16' 18" D boylamının doğusu hariç tutulmuştur. KAYNAK: Prof. Dr. Sertaç Başeren, Doğu Akdeniz Sorunu ve KKTC ne Etkiler, Panel, Başkent Üniversitesi, Ocak 2008, s. 33. Açıkladığım haklı gerekçelere ve uluslararası hukuki dayanaklara dayanarak Türkiye, GKRY nin tek yanlı girişimlerine ve yaratmak istediği oldubittilere karşı gerekli devlet uygulamalarını ortaya koymuş; sadece bunlarla yetinmeyerek ilgili bölgeleri de kapsayacak 8

şekilde Türk Deniz Kuvvetleri askeri tatbikatlar da icra etmiştir. Biraz sonra bu tatbikat alanlarına ait Yansı yı da sizlere göstereceğim. Türkiye, Rum yönetiminin Doğu Akdeniz deki söz konusu son girişimlerine karşı, Yansı 15 de gösterilen alanlarda, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı nın (TPAO) talebi üzerine fiilen araştırma izni vermiştir. Dolayısıyla buradaki haklarını bir başka boyutuyla da ayrıca tescil etmiştir. GKRY, 13 bölge olarak belirlediği petrol arama alanları için uluslararası alanda geçen yıl ihaleye çıkmış ve bazı büyük şirketler de dâhil olmak üzere birçok petrol arama şirketi bu ihalelere 5 milyon dolar olduğu söylenen bedelleri ödeyerek belge almış ve katılmıştır. Ancak bu ihaleler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çünkü Türkiye buraların kendine ait olduğunu hem devlet uygulamalarıyla ortaya koymuş hem de bu uygulamaları destekleyen girişimlerle Rumların iddia ettikleri alanlarda atışlı deniz tatbikatları yapmıştır. Yansı 16 da bu deniz tatbikat bölgeleri görülmektedir. Uluslararası şirketler, sorunlu bölgelere, riskli olması nedeniyle girmek istemezler ve pek araştırma yapmazlar. Yansı 15 deki 6 ve 11 numaralı alanlar için Norveç, Arap Emirlikleri ve İngiltere şirketleri başvurmuşlar, ancak daha sonraki bilgilere göre bunlar geri çekilmişlerdir. Ayrıca 12 numaralı alana Amerikalı bir şirket başvurmuştur. Fakat diğer şirketler 5 milyon dolar gibi önemli bir miktar ödemelerine rağmen başvurularını yapmamışlar, yapanlar da sonradan geri adım atmışlardır. Ancak TPAO kendisine verilen ruhsat ve izinlere dayalı olarak şu anda belirlenen alanlarda petrol aramalarına ve sismik çalışmalarına başlamıştır. Yansı 16 da Türk Deniz Kuvvetleri nin, 5-12 Mart, 26-31 Mart ve 5 Mayıs 2007 tarihlerinde Kıbrıs ın güney sahillerinin de ötesine taşan şekilde fiili atışlı deniz tatbikatları yapmıştır. Türkiye bu devlet uygulamasıyla, benim buralarda hakkım var ve aynı zamanda buraları, garantör devlet olarak benim korumam altındadır demiştir. Onun için Rumlar bu bölgede herhangi bir hak iddia edemezler, ederlerse ben karşılığını veririm; bunun için gerekli imkân ve kabiliyetim vardır mesajlarını, yazılı notalar yanında fiili askeri tatbikatlarla da vermiştir. Doğu Akdeniz deki deniz bölümüyle ilgili son gelişmelere ilişkin açıklamalarıma son vermeden önce sizlere Yansı 5 te gösterdiğim Yunanistan ın tasarılarını ve Yansı 6 da bu tasarılarla ulaşmak istediği hedefini ve bu hedefin AB nin ortak deniz politikalarıyla aynen örtüştüğü gerçeğini ve konunun Türkiye açısından taşıdığı önemini yeniden görebilmek için Yansı 7 ve Yansı 8 i de hatırlatmak istiyorum. 9

YANSI-16 TÜRK DENİZ KUVVETLERİ NİN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ TATBİKAT SAHALARI ( Koordinatlar National Geospatial-Intelligence Agency ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce yayımlanmıştır.) DEVEBOYNU BURNU GAZİPAŞA MEİS 3 5-12 Mart 2007 (1) (4) 4 5 6 (4) 7 (4) 1 2 26-31 Mart 2007 (2) 13 9 8 2-5 Mayıs 2007 (3) 10 (1) (2) (3) (4) 11 12 316/07(54) sayılı Hydrolant mesajı / http://www.nga.mil/portal/site/maritime/index.jsp?epi 02.03.2007, Antalya Türk Radyo 108/07 sayılı Navtex mesajı / http://www.salvage.gov.tr/default.asp?id=7&sid=79&srt=&lng 02.03.2007. 451/07(54,56) sayılı Hydrolant mesajı / http://www.nga.mil/portal/site/maritime/index.jsp?epi 21.03.2007. 721/07(54,56) sayılı Hydrolant mesajı / http://www.nga.mil/portal/site/maritime/index.jsp?epi 30.04.2007. 6 17 Haziran 2007 tarihleri arasındaki fiilî atış sahaları / 735/07(54,56) sayılı Hydrolant mesajı / http://www.nga.mil/portal/site/maritime/index.jsp?epi 01.06.2007, Antalya Türk Radyo 294/07 sayılı Navtex mesajı http://www.salvage.gov.tr/default.asp?id=7&sid=79&srt=&lng 23.05.2007. Kaynak: Sertaç Başeren in çalışması. Eğer Türkiye bilginize getirdiğim devlet uygulamalarını ve girişimlerini daha da ileriye götürmezse karşılaşabileceğimiz durum, Yansı 6 da gösterilmiş olan Türkiye nin denizlere kapalı ve Yunanistan ile çevrelenmiş bir ülke haline getirilmesidir. Peki, Türkiye nin ne yapması lazım? Türkiye nin yapması gereken husus, öncelikle açıkladığım devlet uygulamalarını hem devam ettirmeli hem de Meis ve Rodos adalarının bulunduğu bölgelerde kendi Münhasır Ekonomik Bölge alanı olarak belirlediği alanlarda bugüne kadar yapmadığı araştırma faaliyetleri için gerekli ruhsat izinlerini vermek suretiyle fiilen oradaki haklarını ortaya koyacak uygulamalar yapması kaçınılmaz ve geciktirilemez bir gerekliliktir. Bu yeterli midir? Hayır, yeterli değildir. İkinci önemli adım. Yunanistan ın Mısır ile yapmaya çalıştığı anlaşma türünde Türkiye nin Mısır ile ve Doğu Akdeniz de bulunan diğer devletlerle de Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları yapabilecek diplomatik girişimleri yapması ve iradeyi ortaya koyması lazımdır. Bu da öncelikle siyasi iradenin öne çıkmasına ve bu iradeyi kullanmasına bağlı olan bir şeydir. Eğer bunu başarabilirsek ve uluslararası hukuk ve mahkeme kararlarının gereklerini yerine getirerek Türkiye nin Yansı 10 da gösterilen MEB sınırını çizerse ve Mısır ile yapacağımız bir anlaşmayla Türkiye nin Münhasır Ekonomik Bölge alanlarının bunlar olduğunu ortaya koyarsak Yansı 17 de gösterilen olması gereken durumu gerçekleştirmiş oluruz. 10

YANSI- 17 ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE TÜRKİYE NİN MUHTEMEL KIT SAHANLIĞI VE MEB SINIRLARI Kaynak: Sertaç Başeren in çalışması. Buraya kadar Doğu Akdeniz de deniz alanları ile ilgili gelişmelere ilişkin durumu aktarmaya çalıştım. Arkadaşlar şimdi izninizle konuşmama son vermeden beş on dakikanızı daha almak istiyorum. Çünkü Doğu Akdeniz in hava sahası boyutunu ihmal edersek kanımca çok önemli stratejik bir konuyu eksik bırakmış oluruz. Onun için deniz boyutu yanında bir de hava boyutunu dikkate almamız lazım. Konu ile ilgili değerlendirmeleri yaparken eski Genelkurmay Başkanlığı ATAŞA Başkanı Emekli Hava Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş un konu ile ilgili çalışmasındaki bazı yansılardan yararlanacağım. Sayın Karakuş a çalışmaları dolayısıyla huzurunuzda teşekkür ediyorum. Şimdi sizlere bunlarla ilgili bilgi sunmaya çalışacağım. Yanası 18 deki harita şu anda fiilen geçerli olan FIR hatlarını gösteren haritadır. Bu haritada, bizi yakından ilgilendiren Atina FIR ve Lefkoşa FIR hatlarıdır. Görüleceği gibi Atina FIR hattı bütün Ege bölgesini, Lefkoşa FIR hattı da Doğu Akdeniz in Orta Doğu bölgesinin önemli bir kısmını kapsamaktadır. Açıkça görüldüğü üzere Lefkoşa FIR hattının kapsadığı alan Kıbrıs Adası nın 20 katı kadar bir bölgeyi kapsamaktadır. Ankara FIR hattının, Akdeniz de güney sahillerimizden geçen kısmı çok dar bir alanı içermektedir. Ankara FIR hattının Karadeniz sahillerindeki kısmı önceleri Sinop a çok yakın bir mesafeden geçiyordu. Ancak Sovyetler Birliği dağılmadan önce yapılan görüşmeler sonucun varılan anlaşma ile Karadeniz deki FIR 11

hattı daha kuzeye kaydırılmıştır. Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşmayla çizilen yeni FIR hattı ile eski FIR hattının gösterildiği Yansı 18 deki yaklaşık 40 bin kilometre karelik bir alan Ankara FIR hattına eklenmiştir. Demek ki Türkiye nin girişimleriyle Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşma sonucunda Türkiye böylesi bir alanı kazanmıştır. Bu bize, bir siyasi iradenin kendi ulusal çıkarlarını savunabilecek gücü ve kararlılığı ortaya koyması halinde ülkesi lehine anlaşmalar yapabileceğini ve hakların korunarak geliştirilebileceğini göstermektedir. Yeter ki gerekli siyasi irade, kararlılıkla ortaya koyulsun. YANSI- 18 ATİNA, LEFKOŞA VE ANKARA FIR HATLARI Kaynak: Erdoğan Karakuş, Kıbrıs ın Egemenlik Hava Sahası ve FIR Hattının Türkiye ve KKTC nin Güvenliğine Etkisi, Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı ve Türkiye nin Stratejisi, Panel, Başkent Üniversitesi, Ankara, Şubat 2007, s.43. Kıbrıs Adası nın içinde yer aldığı Lefkoşa FIR hattı bölgesi, Yansı 19 da daha yakından görülmektedir. Kıbrıs gibi küçük bir adanın FIR hattı alanının büyüklüğü daha iyi görülmektedir. Bu son derece önemlidir. İşte bu alanın önemli bir kısmı, 20 Temmuz 1974 Türk Barış Harekâtı nda Türkiye nin ilan ettiği notam çerçevesinde Yansı 20 de gösterilen alan Ercan Tavsiyeli Hava Sahası olarak ilan edilmiştir. Günümüzde Ercan Tavsiyeli Hava Sahası ndan geçen bütün uçaklar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmasa bile, Ercan daki hava kontrol kulemiz ile irtibata geçmektedirler, geçmek zorundadırlar. Çünkü aksi durum çok ciddi riskleri, kazaları meydana getirebilir. Rumlar bunu engellemeye çalışmaktadırlar ama şu ana kadar engelleyebilmiş değillerdir. Ancak AB kapsamında bunu gerçekleştirme stratejileri vardır. Peki, bu nasıl engellenebilir? Kabaca iki yolla engellenebilir, yani Ercan Tavsiyeli Hava Sahası ortadan kaldırılabilir. Birincisi, AB nin Zirve kararları aşamasında bunu Türkiye ye kabul ettirebilirler, Müzakerelerin sürdürülmesi, ya da yeni başlıkların açılması, 12

örneğin ulaştırma başlığının açılabilmesi için, AB Hava Sahası gerekçesiyle Ercan Tavsiyeli Hava Sahası nın kaldırılması koşul olarak getirilebilir. İkincisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, sözde Birleşik Kıbrıs formülüyle ortadan kaldırılırsa. Eğer Ercan Tavsiyeli Hava Sahası ortadan kaldırılırsa Rumlar Anamur un yaklaşık 4 mil açığına kadar eski Lefkoşa FIR hattı çerçevesinde hava sahasını kontrol edecekler (YANSI 21). Yani Rumlar, Anamur un dört mil kadar açığından geçen Ankara FIR hattına kadar bölgedeki hava sahasına sahip olacaklar, hava sahasının kontrolünü ele geçirecekler. Onun için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin varlığı ve Ercan Tavsiyeli Hava Sahası nın korunması, bu boyutuyla da büyük önem taşımaktadır. Kısaca bu gerçek, hem deniz alanları itibariyla, hem Türkiye nin hakları, stratejik, jeopolitik durumu ve güvenliği itibariyle, hem de hava sahası itibariyle son derece önemlidir. YANSI-19 LEFKOŞA VE ANKARA FIR HATLARI Kaynak: Erdoğan Karakuş, Kıbrıs ın Egemenlik Hava Sahası ve FIR Hattının Türkiye ve KKTC nin Güvenliğine Etkisi, Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı ve Türkiye nin Stratejisi, Panel, Başkent Üniversitesi, Ankara, Şubat 2007, s.44. Konunun önemi ve Türkiye nin karşı karşıya kalacağı durum Yansı 22 de çok açık bir şekilde görülmektedir. Yansı 22 de bir bütün olarak görülen AB Hava Sahası, durumun Türkiye açısından önemini bir başka boyutuyla göstermektedir. Arkadaşlar bu boyut, bizim için son derece kritik olan bir durumdur. Şu anda Avrupa Birliği Ortak Hava Sahası üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. YANSI-20 ERCAN TAVSİYELİ HAVA SAHASI VE LEFKOŞA FIR HATTI 13

Kaynak: Erdoğan Karakuş, Kıbrıs ın Egemenlik Hava Sahası ve FIR Hattının Türkiye ve KKTC nin Güvenliğine Etkisi, Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı ve Türkiye nin Stratejisi, Panel, Başkent Üniversitesi, Ankara, Şubat 2007, s.47. Bir yandan Türk Hava Kuvvetleri bununla ilgili stratejik çalışmalarını ve Türkiye aleyhine olan düzenlemeler üzerinde itirazlarını sürdürmekte, bir yandan da diplomatik görüşmeler yapılmaktadır. Ama eğer Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir anlaşmayla ortadan kaldırılırsa, ya da Ercan Tavsiyeli Hava Sahası, AB baskılarıyla kaldırılırsa ki bunun için AB nin Aralık 2008 Zirvesi sürecinde ya da 2009 Zirvesinde girişimlerini yoğunlaştıracağı değerlendirilmesi yapılmaktadır. Bu gerçekleşir ve Yansı 22 de kırmızı çizgilerle belirlenmiş olan Avrupa Birliği Hava Sahası görüldüğü gibi bütünleştirilirse, bugüne kadar Türkiye hava sahası üzerinden Orta Asya ve Uzak Doğu ya yapılan bütün hava ulaşımı AB Hava Sahası kapsamında Kıbrıs üzerinden yapılacaktır. Böyle bir gelişme durumunda en azından şu anda Türkiye nin hava sahasının kullanılmasından dolayı 250, 300 milyon dolar tutarında elde ettiği yıllık gelir de kaybolacaktır. Ve maalesef bu ortak hava sahasının bölgeler itibariyle merkezlerinin kurulması ile ilgili kararlara Türkiye Hükümeti evet demiştir ve bununla ilgili olarak maddi katkısını da yapmıştır. Nereye yapmıştır? Doğu Akdeniz in Ortadoğu bölgesindeki AB ortak hava kontrol noktasının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi topraklarında inşa edilecek merkezi için Türk hükümet buraya katkı sağlamıştır. 14

YANSI-21 LEFKOŞA FIR HATTI VE KKTC HAVA SAHASININ KAYBEDİLMESİ HALİ Kaynak: Erdoğan Karakuş, Kıbrıs ın Egemenlik Hava Sahası ve FIR Hattının Türkiye ve KKTC nin Güvenliğine Etkisi, Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı ve Türkiye nin Stratejisi, Panel, Başkent Üniversitesi, Ankara, Şubat 2007, s.48. Evet, geldiğimiz noktada Avrupa Birliği, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, kendileri için bazı haritalar çizmekte, MEB sınırları belirlemektedirler. Bizim de yapmamız gereken, az önce Nur ve Esin arkadaşlarımızın sorusuna da yanıt olacak şekilde, uluslararası hukuktan ve egemen bir devlet olmaktan kaynaklanan haklarımızı, uluslararası yargı kararlarını dikkate alarak kendi haritamızı çizmemiz, oluşturmamız gerekmektedir. Bu işi de Prof. Dr. Sertaç Başeren yapmış ve Yansı 23 te gösterilen Kıta Sahanlığı ve MEB sınırlarını belirleyen Türkiye nin haritasını çizmiştir. Bu haritada Doğu Akdeniz in Girit adasının doğusundan itibaren, bizi (Türkiye ve KKTC ni), doğrudan ilgilendiren bölgeyi dikkate aldığımızda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin de hakkı olan Münhasır Ekonomik Bölge sınırları ile Türkiye nin MEB sınırları belirlenmiştir. Bu harita da bizim haritamız olmalıdır. Sevilla Üniversitesi nin olduğu gibi, Avrupa Birliği nin olduğu gibi bizim de böyle haritalarımız olmalı; akademik kurumlarımız, hukukçularımız, uzmanlarımız ve devlet kuruluşlarımız ulusal çıkarlarımızı koruyacak benzer haritalar oluşturmalıdırlar. İşte bu haritaları ve ulusal çıkarlarımızı 15

koruyacak bu durumları yaratabilecek iki önemli koşul vardır: Bir tanesi mutlaka Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti varlığı temelinde bir uzlaşının sağlanmasıdır. İkincisi Türkiye nin siyasi otoritesinin, hükümetlerinin ulusal çıkarlarımızı dikkate alan bir iradeyi sonuna kadar götürmesidir. YANSI-22 AB HAVA SAHASI VE TÜRKİYE Kaynak: Erdoğan Karakuş, Kıbrıs ın Egemenlik Hava Sahası ve FIR Hattının Türkiye ve KKTC nin Güvenliğine Etkisi, Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı ve Türkiye nin Stratejisi, Panel, Başkent Üniversitesi, Ankara, Şubat 2007, s.49. Kıbrıs Cumhuriyeti temelinde başlayan ve bu sözde cumhuriyetin anayasasında yapılacak değişikliklerle KKTC ni ortadan kaldırarak Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne götürecek Hristofyas-Talat görüşmeleriyle başlanan sürecin, kanımca mutlaka kesilmesi lazımdır. Çünkü müzakerelerin başladığı zemin, KKTC varlığını dikkate almayan yanlış bir zemindir. Görüşmelerin kesilerek bu zeminin ortadan kaldırılmasını sağlayacak ve Rum tarafının gerçek niyetlerini ve yüzünü ortaya çıkaran son 20 gün içinde iki tane önemli gelişme meydana gelmiştir. Bu gelişmeler elimize çok güçlü koz vermiştir. Bunlardan bir tanesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas ile İngiltere Başbakanı Gordon arasında 5 Haziran 2008 tarihinde imzalanmış olan memorandumdur. Bu memorandum açıkça Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin ortadan kaldırılmasını, Kıbrıs Türk halkına, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altındaki Rum işgalindeki devletin anayasasında federal sistem adı altında yapılacak değişiklikle oluşturulacak devlet yapısı içinde azınlık statüsü kazandıracak bir çözümü 16

öngörmektedir. Bu, başlatılan sürece ve iyi niyet yaklaşımlarına tamamen ters düşen bir durumdur. YANSI- 23 ULUSLAR ARASI HUKUKA GÖRE TÜRKİYE NİN MUHTEMEL KITA SAHANLIĞI VE MEB SINIRLARI Kaynak: Sertaç Başeren, Doğu Akdeniz deki Son Gelişmelerin Stratejik Önemi, Doğu Akdeniz Sorunu ve KKTC ne Etkileri, Panel, Yayına hazırlayan, Ahmet Zeki Bulunç, Başkent Üniversitesi, Ankara, Ocak 2008, s.20. Garantör devletlerden İngiltere ile GKRY nin imzaladığı memorandum, Türk tarafını baskı altına almayı öngören ve Türk kimliğini ortadan kaldırmayı esas alan bir yaklaşımdır. O nedenle bu tür memorandumlar devam ettiği sürece bizim bu gibi görüşmelerde yerimiz yoktur deyip masadan kalkılması lazımdır. İkinci önemli gelişme, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin 13 Haziran 2008 tarihli 1881 sayılı kararıdır. Bu karar bir yandan memoranduma atıf yaparken biryandan da Hristofyas-Talat mutabakatına atıf yaparak nasıl bir çözüm istediklerini ve Kıbrıslılar kavramını kullanmak suretiyle bugüne kadar ilk kez Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları şeklinde kullandığı ve Kıbrıs ta iki siyasal eşit varlığı ifade eden kavramı ortadan kaldırması ve daha da enteresan olan bugüne kadar Türklerin izolasyonlar altında yaşadıklarını kabul eden ve Türklerin bu izolasyonlardan kurtarılması lazımdır diyen Birleşmiş Milletler kararlarında bu kez izolasyonların olduğunu hisseden Kıbrıslı Türkler denmiştir. Türkler böyle hissediyormuş, izolasyon olduğunu hissediyormuş. Oysa gerçekte 17

öyle bir izolasyon yokmuş. Dolayısıyla bunları dikkate aldığımızda bizim için nasıl bir çözüm istenildiği, bu çözümün bir ayağında Kıbrıs Türk halkına ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne yönelik gerçek niyetin ne olduğunu, diğer ayağında da Türkiye ye yönelik nasıl bir yaklaşımın olduğunu ortaya koyan göstergelerdir. Onun için bizim yapacağımız tek şey, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin varlığı temelinde egemen siyasi eşitlik temelinde iki devletli, iki halklı, iki demokrasili ve Türk-Yunan dengesini Ada üzerinde koruyacak, Türkiye nin Ada üzerindeki hak ve statülerini sulandırılmadan sürdürecek bir uzlaşıyı sağlamaktır. Bugünkü TalatHristofyas görüşme süreci böyle bir uzlaşıyı sağlamaktan tamamen uzaktır. Benim sizlere aktarabileceklerim bunlar. Size katıldınız ve ilgiyle dinlediğiniz ve izlediğiniz için teşekkür ediyorum. Sorularınız varsa (alkışlar) sorularınıza yanıt vermek istiyorum. Çok teşekkür ediyorum. İsmail Belgin: Bu çerçeve içerisinde aslında bu bölgede.konumu çok güçlü olan bir yer var. O da İsrail dir. İsrail in şu anda aldığı pozisyonu özetle açıklar mısın? Ahmet Zeki Bulunç: İsrail in şu anda aldığı pozisyon bizim lehimizde açık net bir pozisyon değildir. Amerika Birleşik Devletleri nin pozisyonu ne ise İsrail in pozisyonu da odur. Gerçekte İsrail bugün, Ada üzerinde açıkça ortaya koymadığı bazı hesapları, beklentileri vardır. Bunun da göstergesi, en son girişimleridir; KKTC toprakları üzerinde bazı bölgelerde yerleşim birimleri oluşturmak istemesi, toprak satın alması, belirli alanlarda üs kuracak şekilde yaklaşımlarda bulunmasıdır. İsmail, sana burada bu soru için şu nedenle de teşekkür etmek istiyorum: Çünkü bana bir şeye çağrışım yaptırmıştır. O da şudur: Kıbrıs meselesi ilk gündeme geldiği zaman İngiltere açıkça ben Ada dan çıkacağım demediği sürece Türkiye Kıbrıs Adası üzerinde herhangi bir hak iddia etmemiştir. Kuşkusuz bunun çeşitli nedenleri vardı. Bunlardan bir tanesi Lozan Barış Antlaşması nda varılmış olan mutabakattır. Yani Türkiye ahde vefa göstererek Kıbrıs üzerinde hak iddia etmemiş, Lozan ı delmek istememiştir. Türkiye nin ahde vefa ilkesine uymak geleneği vardır ve NATO içinde müttefik olduğu bir devlete karşı ben Kıbrıs ta egemenlik hakkı isterim demeyi o dönemde uygun görmemiştir. Konjonktür uygun değildi. Ama İngiltere ben Ada dan çıkabilirim, Ada yı taksim de edebilirim yaklaşımını ortaya koyduktan sonra Türkiye Ada üzerinde hak iddia etmiştir. Şimdi bugüne bunu getirecek olursak ben şöyle yorumluyorum: Türkiye Hükümeti, bügün ben Ada üzerinde artık hiçbir hak istemem mesajını vermektedir ve bunun zeminini hazırlamıştır. Gücü yetse Türk kamuoyundan çekinmese bunu gerçekleştirecektir. Ama yapamıyor. Ancak bu iradesini çeşitli boyutlarıyla ortaya koymuştur; bunları konuşmamda belirtmiştim. İşte bu noktada, bana göre İsrail devreye girmiştir. KKTC nde çok miktarda geniş alanlarda toprak almaya başlamıştır. Başka hedefler de ortaya koymuştur. Şimdi bir 18

üsten söz edilmektedir. Eğer siz, ben buradan çıkacağım derseniz, sizin çıkacağınız yere birileri talip olmaktadır. Dolayısıyla İsrail şu anda bölgede kendi açılım alanı itibariyle Kıbrıs son derece önemli bir konumdadır. Bu konumda, uluslararası alanda Amerika Kıbrıs konusundaki politikasını değiştirmedikçe, İsrail in özellikle Türk tezlerine yönelik bir yaklaşım ortaya koyması mümkün değildir. Çünkü bölge, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir bölgedir ve Kıbrıs Adası nın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, Amerika açısından bir operasyonel güç merkezi olarak ortaya konmuştur. Aynı zamanda Avrupa Birliği de Kıbrıs ı tam üye yapmak suretiyle Orta Doğu ya komşu gelmiştir. O da ABD ile kendi Batı sistemleri içinde bir denge oluşturma arayışındadır. Bunların içinde de Fransa öne çıkmıştır. Fransa Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Garanti Antlaşması na aykırı olarak Askeri İşbirliği Anlaşmaları imzalayıp Güney Kıbrıs ın batısındaki Baf bölgesinde üsler de almıştır. Ancak maalesef Türkiye Garantör devlet olarak bu anlaşmaya karşı gereken kesin tepkiyi gereğince ortaya koymamıştır. Başka sorusu olan arkadaşımız? Salondan: Sayın Büyükelçim benim merak ettiğim acaba Girne ile Mersin veya Gazimagosa ile Mersin arasında olduğu kadar İskenderun Çevrik limanlarıyla Karpas ve Magosa limanları arasında feribot seferleri oluşması düşünülemez mi? Lazkiye ile KKTC arasında seferler benzer şekilde gerçekleşti. Ama Türkiye ile bağlantıların artması Kıbrıs ın da yararına olur mu, karşılıklı olarak? Belki bir ikinci sorum: Kıbrıs ta mülk edinme, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için ne kadar olası veya bunun geleceğini nasıl buluyorsunuz? Teşekkür ederim. Ahmet Zeki Bulunç: Ben teşekkür ediyorum. Şimdi birinci sorunuz son derece önemlidir. Sizin söylediğiniz bizim temel ilkelerimizden biri idi. Aydın Esen arkadaşım burada, birlikte aynı Ortak Komite de yıllarca çalıştık. En büyük isteklerimizden bir tanesi Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında bir ortak ekonomik alan ve ekonomik bütünleşmeyi sağlamak idi. Bunun en önemli ayaklarından biri deniz ulaşımı ile birlikte güçlü bir yapıyı kurmaktı. Biz maalesef bu hedefe ulaşmayı başaramadık. Söylediğiniz feribot seferleri (Mersin-Gazimağusa) vardır. Taşucu ile Girne arasında da var. Fakat bunlar sistemli bir şekle getirilememiş, geliştirilememiştir. Ve benim üzerinde durduğum, kullandığım ifade de şudur: Küçücük bir Yunanistan, deniz ülkesi falan deniyor, ama o küçücük Yunanistan yüzlerce adasını ana kıtasına bağlamıştır ve adalarla ilgili bir ulaşım sorunu yaşamamaktadır. Koca bir Türkiye bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ni Türkiye ye deniz yoluyla bağlayamamıştır. Bu bizim en büyük açıklarımızdan; ifade olarak biraz ağır kaçabilir, ayıplarımızdan ve yüz karamızdan biridir. Bunun mutlaka gerçekleştirilmesi lazımdır. Bunu maalesef yapamadık. 19

İkinci sorunuza gelince: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde toprak alma hakları sınırsızdır. Aynen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin vatandaşları gibi toprak alabilirler. Bu yönde bir sınırlama, kayıtlama yoktur. Ve belirli alışlar da vardır. Son zamanlarda özellikle ciddi turizm yatırımları da yapılmaktadır ama bunu da devletin bir kurumsal politikaya dönüştürmesi ve bu bağlamda etkin bir projelendirmeyi, programı yapması gerekir. İsmail Belgin: Peki, toprak bağlamında geleceği nasıl görüyorsunuz? Ahmet Zeki Bulunç: Avrupa Birliği nin müktesebatı bağlamında şu anda Avrupa Birliği nin Kıbrıs ın kuzeyini kendi ifadeleriyle, alamadığı sürece bizim egemenliğimiz altında olan toprak bir devletin ülkesinin parçasıdır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir. Türkiye bu devletin yaşatılmasından vazgeçmediği sürece de bizim geleceğimizi herhangi bir şekilde olumsuz etkileyecek bir irade şu anda yoktur. Dolayısıyla bu mesele özünde Türkiye nin kararlılığına, siyasi iktidarlarının uygulamalarına bağlıdır. Bir önemli noktanın altını çizmek istiyorum: Biz orda ne olursak olalım, ne kadar etkin olursak olalım, Türkiye nin iradesinin dışında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde ve Ada nın tamamında bir şeyin yapılması mümkün değildir; Türkiye aleyhine statülerin değiştirilmesi bağlamında tabi. Onun için, yani öncelikli mesele Türk kamuoyunun, bizlerin, son derece bilinçli ve bilgili bir şekilde Kıbrıs taki gerçekleri bilmemiz, Kıbrıs meselesini anlamamız lazımdır. Benim bir tespitim, gözlemim vardır: Maalesef Kıbrıs meselesi Türkiye de bilinmemektedir. Bilinen duygusaldır, yuvarlak yaklaşımlardır. Ama kesin net çerçevelerle, gerçek kavramlarıyla Kıbrıs meselesi özüyle, hukuki, siyasi, ekonomik bütün yönleriyle Türkiye de maalesef bilinmemektedir. Başka soru yoksa Sayın Başkan a sözü devrediyorum. Teşekkür ederim. İhsan Feyzibeyoğlu: Sayın Büyükelçimize ekonomik ve siyasi konulardaki çok ayrıntılı analizlerinden dolayı teşekkür ediyorum, hepimiz adına. Yazılı metni en kısa zamanda sizlere ulaştıracağız. Şimdi sohbet kısmına geçebiliriz. (alkışlar). Ahmet Zeki Bulunç. Ben de bana olanağı sağladığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Esen kalınız. 20