Anlaşmalı Boşanma ve şartları 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166 Madde 3. Fıkrasında düzenlenmiştir. Pratikte dava dosyalarının Aile Mahkemelerine tam hazırlanmaksızın açılması neticesinde ilk celsede boşanma kararı ile sonuçlanacak davaların uzadığı görülmektedir. Bu sebeple; Anlaşmalı Boşanma davasında yasanın aradığı koşullar ve pratik uygulamalarına ilişkin hususların M.K 166/3 ve 184/5 maddesine uygun olarak yapılabilmesi için gerekli olan hususlar değerlendirilecektir. MADDE 166/3 Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. MADDE 184/5- Boşanma veya ayrılığın fer'i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. Anlaşmalı Boşanma Davası Açabilmenin ve Karar Oluşturulmasının Koşulları ; Madde Metninden de anlaşıldığı üzere; Anlaşmalı Boşanma davası açabilmek için en az 1 yıllık evlilik süresinin doldurulmuş olması gerekir. Yasa metninde Evlilik en az bir yıl sürmüş ise koşullardan biri iken Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2003/2269 Esas ve 2003/3453 Sayılı kararı ile Başlangıçta noksan olan dava şartının davanın devamı sırasında tamamlanması halinde, süreye ilişkin dava şartının aranmayacağı yönündedir. Yargıtay ın süre konusunda dikkate aldığı tarih tarafların irade beyanında bulundukları tarihtir. Anlaşmalı Boşanma davasında eşler birlikte başvurabileceği gibi, açılan davanın diğer tarafça kabulü şeklinde de olabilir. Taraflar boşanmanın sonuçları konusunda tam bir mutabakat sağlamalı ve iş bu mutabakatı bir protokol şeklinde Mahkemeye ibraz etmiş olmalıdır. Protokol Anlaşmalı Boşanma davasının özünü oluşturur. İlk bakışta basit bir mutabakat metni gibi görünse de boşanmanın sonuçlarını belirlerken tarafların bazı haklarından feragat etmesi, taraflar ile çocukların ilişkisi, tazminat, nafaka mal 1
varlığının tasfiyesi gibi önemli sonuçları bulunmaktadır. Bu sebeple Protokol hazırlanması tarafların titizlikle, sonuçlarını düşünerek yapmaları gereken bir işlemdir. Aşağıda Protokol hazırlanırken dikkat edilecek hususlar ayrıntılı olarak belirtilecektir. Taraflar bizzat duruşmada hazır bulunmalı ve boşanmaya yönelik iradelerini hâkim huzurunda beyan etmelidir. Duruşmada tarafları temsilen Avukatları bulunsa dahi Anlaşmalı Boşanma prosedürü tamamlanmış olmaz. Tarafların Bizzat duruşmada hazır bulunarak, boşanmayı ve düzenlemiş oldukları protokolü kabul etmeleri gerekir. Protokol Hazırlanırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar; Anlaşmalı Boşanmada her ne kadar davanın fer-ilerine ilişkin düzenlemeyi taraflar protokol ile belirleyip Mahkemeye sunuyor olsalar da; Hakim iş bu mutabakatı gösterir Protokolü denetler ve gerektiğinde müdahale ederek değişiklik yapılmasını isteyebilir. Taraflar Hakimin istemiş olduğu değişikleri yapmaları halinde prosedür devam eder, kabul etmemeleri halinde ise dava nizalı(çekişmeli) boşanma şeklinde devam eder. Uygulamada Hakimlerin Müdahalesi ile karşılaşılan durumlar afaki maddeler içeren, tarafların ve çocukların aleyhine olabilecek protokollerdir. Hâkimin tarafların ve çocukların aleyhine olan hususları denetleme görevinin bulunduğu da göz önünde bulundurularak, mutabakat oluşturulurken netlik içermeyen ve yeni çekişmeleri beraberinde getirecek olan ifadelerden uzak durulmalıdır. Öncelikle Protokolü hazırlayan tarafların açık kimlikleri ile Yasanın aramış olduğu sürenin doldurulduğunu göstermesi açısından evlilik tarihleri, Nüfus kayıtları dikkate alınarak belirtilmeli ve iş bu protokolün tarafların boşanmaya yönelik açık iradelerini içermesi gerekir. Tarafların müşterek çocuklarının bulunması halinde çocukların velayetinin hangi eşe verileceği konusu protokolde yer almalıdır. Bazen taraflar velayet konusunu büyük çekişme haline getirdiğinden Velayeti taraflardan biri boşanma koşulu olarak ileri sürmekte ve velayet kendisine tevdii edilmesine rağmen pratikte çocuklara diğer eş bakmaktadır. Bu durum da boşanmadan sonra taraflar arasında ileride problem oluşturmaktadır. Zira; Velayeti alan kişi aslında çocuklara bakmamakta diğer taraf ise velayet kendisinde olmadığından değişen koşullarda çocukları için nafaka talep edememektedir. Protokol 2
hazırlanırken tüm bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Yine unutulmamalıdır ki; Velayetin el değiştirmesi hukukumuzda birçok şartın bir arada olmasını gerektirdiğinden iyi düşünülmesi gereken bir husustur. Müşterek çocukların Velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuklarla münasebeti açık bir şekilde düzenlenmiş olmalıdır. şahsi Çocukların Velayet verilmeyen ebeveyni ile münasebeti tayin edilirken öncelikle çocuğun ihtiyaçları, eğitimi göz önünde bulundurulmalıdır. Unutulmaması gereken konu çocukların tarafların sorunlarından bağımsız olarak korunması ve çekişmelerden uzak tutulması gerektiğidir. Çocukların yaşına ve tarafların anlaşmasına göre değişebilecek olan görüş günleri genelde hafta sonları bir ya da iki gün şeklinde ve birinci sömestri ile yaz tatilinde belirlenecek bir süre şeklinde olmaktadır. Yine Protokolle toplumumuzda önem arz eden dini bayramların bir veya iki günü diğer tarafla çocuğun birlikte olması sağlanmaktadır. Müşterek çocukların Velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuklar için iştirak nafakası ödeyip ödemeyeceği, iştirak nafakasının miktarı protokolde belirtilmelidir. İştirak nafakası belirlenirken nafakanın miktarı, ödeme şekli senelik artış oranları tespit edilmelidir. Çocukların eğitim giderlerinde bir netlik söz konusu ise (özel okul vesaire ) eğitim giderleri ayrı bir madde halinde de düzenlenebilir. Taraflar iştirak nafakasının tespitinde gerçekçi olmalıdır. Zira çocukların iaşesi ve eğitimi için ödenecek olan nafaka miktarı çocukların mağduriyetine sebebiyet vermemelidir. Taraflardan birinin diğerinden yoksulluk nafakası talep edip etmediği, talep etmesi halinde nafakanın miktarı belirtilmelidir. Yoksulluk nafakası belirlenirken miktar, ödeme şekli ve nafaka artış oranları tespit edilmelidir. Tarafların birbirlerinden Maddi-Manevi Tazminat taleplerinin bulunup bulunmadığı, talebi halinde miktarı belirtilmelidir. 3
Taraflar Maddi ve Manevi tazminat talebi konusunda iradelerini açıkça belirtmelidir. Talep edilmemesi halinde bir hakkın kullanılmaması sonuçları olabileceği gibi talep edilmesi durumunda da miktarı, ödeme şekli konusunda netlik olmalıdır. Taraflar arasında aksine sözleşme yoksa; Edinilmiş mallara katılım rejimi uyarınca taraflar Malvarlıklarının paylaşımı konusunda birbirlerinden talepleri bulunup bulunmadığı, malvarlıklarının paylaşımının nasıl yapılacağı protokolde açıkça belirtilmelidir. Taleplerinin bulunmadığı hususu taraflarca belirtilmesi durumunda talep haklarından vazgeçmiş olacaklardır. Protokol ile taraflar birbirlerinden malvarlığının paylaşımına yönelik taleplerini belirlemeleri gerekir. Zira belirlemediklerinde boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde yeni bir dava açmak suretiyle Malvarlığının tasfiyesini istemeleri gündeme gelebilecektir. Tarafların Anlaşmalı Boşanma davasının özüne uygun olarak birinin diğerinden Mal paylaşımı hususunda talepleri belirtilmeli ve malvarlığının içinde Gayrimenkul bulunması halinde Mahkemeye tapu bilgileri ayrıntılı bildirilmeli, tapu kayıtları ve üzerinde bulunan takyidatları duruşmadan evvel teskere ile isteyip dosyada bulunması sağlanmalıdır. Paylaşıma konu mal otomobil ise araç bilgilerini gösterir ruhsat dosyaya sunulmalıdır. Menkul mallara ilişkin olarak da talepler netlik içersinde protokolde yer almalıdır. Tarafların birbirlerinde yargılama gideri talep edip etmeyecekleri ve Avukat ile temsil ediliyor iseler Vekâlet Ücreti isteyip istemedikler açık bir şekilde protokolde belirtilmelidir. Tarafların birbirlerinden yukarıda belirtilen maddeler dışında hiçbir nam altında talepleri bulunmadığı açıkça ifade edilmelidir. Protokol sonunda protokolün kaç maddeden ibaret olduğu, imza tarihi ve tarafların hür iradeleri ile kabu ve imza ettikleri hususlarına yer verilmek suretiyle protokol tamamlanır ve taraflar için açılacak imza yeri imzalanır. 4
Yukarıdaki şekilde hazırlanan protokol Mahkemeye ibraz edilerek, duruşmada iş bu protokolün kendileri tarafından mutabakatla hazırlandığını ve kabul ettiklerini beyan etmeleri ile prosedür tamamlanmış olur. Mahkeme protokolde bulunan beyanları duruşma tutanağında tespit etmek suretiyle boşanmaya karar verecektir. Boşanmanın kararının kesin hüküm ifade edebilmesi için karar yazıldıktan sonra taraflarca tebliğ alınması ve 15 günlük temyiz süresinin geçmesi beklenerek karar kesinleştirilmelidir. 5