Suriye nin geleceği ve bölgeye etkileri

Benzer belgeler
İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

HAZIRLAYAN GAZİANTEP SANAYİ ODASI TİCARET DAİRESİ EKİM

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Devrim Öncesinde Yemen

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Hafız Esad ın iç politikadaki yoğun baskıcı rejimi ve Baas Partisi üyelerinin yolsuzlukları ülkede iç huzurun sağlanması önünde önemli bir engel

Araştırma Notu 15/179

Kerkük, Telafer, Kerkük...

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Suriye Raporu

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

Amerikan Stratejik Yazımından...

Araştırma Notu 12/126

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

ARAP BAHARI ÖNCESİ SURİYE ARAP CUMHURİYETİ NİN SİYASAL SİSTEM VE REJİMİ


Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Kadir Has Üniversitesi

Avantaj Tahran da: Trump ın yeni Afganistan stratejisi İran için bir fırsat

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

Türkiye ve Dünyanın 2016 Yılı

DÖNEM SONU MÜNAZARALARI LİSTESİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MUSUL OPERASYONU VE SONRASI: RISKLER, BEKLENTILER, ÖNGÖRÜLER TOPLANTISI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.9, EKİM 2016


YPG nin İnsan Hakları İhlalleri

Suriye de çok sayıda ülkenin dolaylı olarak katıldığı büyük bir savaş söz konusudur.

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye

16 Ağustos 2013 BURHANETTİN DURAN

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Eurominority'den yeni Kürdistan haritası

Zorunlu ama takan yok

İran Nereye Doğru Gidiyor?

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Akıllı güç tanımı Türkiye için çok erken

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

2013 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

Kürtler gerçekten de ABD'nin umrunda mı?

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Suriye nin Kaderi Dünya nın Kaderini Belirleyecek - 1

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

İç Savaş Suriye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Türkiye nin Milli Güvenliği: Durum ve Gelecek

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Doç. Dr. Aylin GÜNEY Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK RİSKLERİ: SURİYE SORUNU VE TEHDİT DENGESİ

Kadir Has Üniversitesi

CENEVRE DEN CENEVRE YE SURİYE GÖRÜŞMELERİ

Kadir Has Üniversitesi

Proje Koordinatörü. Talha Köse. Katkıda bulunan. Selin Bölme. Proje Asistanları. Ahmet Selim Tekelioğlu. Ümare Yazar

ÇİN İN SURİYE AJANDASI

MEDRESE VE İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ İNŞA PROJESİ- VİETNAM

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

ABDÜSSELAM: ARAP BAHARI NIN MIRASI: BIR ÇIKIŞ MÜMKÜN MÜ? ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ. Refik Abdüsselam

Türkiye-Rusya Krizinin Geleceği Üzerine Bir Değerlendirme

Şam'ın Fethi Cephesi, Fırat Kalkanı Operasyonu'na nasıl bakıyor?

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

2013 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

Türkiye nin İnşaat Demiri Üretim ve İhracatındaki Rekabet Gücü. Dr. Veysel Yayan Genel Sekreter Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği

2016 NİSAN DIŞ TİCARET RAPORU

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

Sahtekarlıkta tüm sınırlar aşıldı : Beyaz Miğferler'in Suriye'deki 'icraatları'

ULUSLARARASI SURİYE SEMPOZYUMU TARİH, SİYASET VE DIŞ POLİTİKA NİSAN ANKARA. Prof. Dr. H. Mustafa Eravcı-Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE

AN INTERVIEW WITH MOHAMMAD RIAD AL-SHAQFA, LEADER OF THE MUSLIM BROTHERHOOD IN SYRIA

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) Irak ta Bugünkü Durum

2013 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

Araştırma Raporu. Forum: Güvenlik Konseyi

Ortadoğu. pençesinde...

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)ya destek sağlamak suretiyle 24 Ağustos'ta Suriye'nin kuzeyine başlattığı askerî harekât bugün

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

2014 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU

İran neden 'milis güçlere' fon sağlıyor? (Birinci Bölüm)

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye nin Çevresindeki Bölgesel Sorunlar Batı Trakya Sorunu Kıbrıs Sorunu

Türkiye Dış Politikası için bir Test: Suriye Krizi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

ASKERLEŞME (MİLİTARİSTLEŞME) VE SURİYE DEVRİMİNE ETKİLERİ

Tahriru'ş Şam'ın kuruluşu ve ŞFC'nin Astana refleksi

Suriye İç Savaşı nda Askerî Durum

TÜRK İNŞAAT MALZEMELERİ. Tahsin ÖZTİRYAKİ Yönetim Kurulu Başkanı İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği

Transkript:

RAPOR 14.08.2012 Suriye nin geleceği ve bölgeye etkileri Fatih Akol İdris Kardaş http://www.kureselsorunlarplatformu.org http://www.twitter.com/pgchallenges http://www.facebook.com/kureselsorunlarplatformu 1414000 14.08.2012

Peki Esad sonrası Suriye bölünür mü? Mevcut aktörler kimlerdir ve ne kadar güçlüdürler? Suriye yi nasıl bir gelecek bekliyor? Türkiye nin stratejisi nedir? Kürtler nasıl bir rol oynayacaklar? Rusya, Esad dan vazgeçecek mi? İsrail ve İran çekişmesinin Esad sonrası durumu ne olabilir? gibi sorulara birlikte cevap arayalım. Yaklaşık iki yıldır tüm dünyanın gözü önünde devam eden Suriye krizi bugünlerde artık farklı bir boyut kazanmış durumda. Yapılan ilk analizlerde Esad yönetiminin Tunus'taki Bin Ali gibi olmasa da Kaddafi gibi bir sonla karşılacağı vurgulanıyordu. Dolayısıyla bu yorumların ışığında Suriye'de sancılı ve kanlı da olsa kısa sürede rejim değişikliği gerçekleştirileceği düşünülüyordu. Ancak beklenilen olmadı ve Esad birçok faktörün biraraya gelmesi ile birlikte bugün hala güçlü bir şekilde katliamlara devam edebiliyor. Tüm bunlarla birlikte Esad'ın gidişine yine de kesin gözüyle bakılıyor ve başta ABD olmak üzere tüm dünya Esad sonrası için hazırlıklarını yapıyorlar. Peki Esad sonrası Suriye bölünür mü? Mevcut aktörler kimlerdir ve ne kadar güçlüdürler? Suriye yi nasıl bir gelecek bekliyor? Türkiye nin stratejisi nedir? Kürtler nasıl bir rol oynayacaklar? Rusya Esad dan vazgeçecek mi? İsrail ve İran çekişmesinin Esad sonrası durumu ne olabilir? gibi sorulara birlikte cevap arayalım. Mevcut Aktörler Suriye muhalifleri ile ilgili akla gelen ilk örgüt İstanbul'da konuşlanan Suriye Ulusal Konseyi. Henüz Libya hariç hiçbir ülke tarafından resmen tanınmamış olsa da, tüm önemli toplantılara katılma şansı elde eden bu Konsey'in üyeleri, daha çok Batı'da yaşayan liberal aydınlardan oluşmakta. Başkanlığını Kürt bir aydın olan Abdulbasit Seyda'nın yürüttüğü bu konseyde Kürtler başta yer almalarına rağmen talepleri kabul edilmediği için şu anda yer almıyorlar. Bir kesim de Konsey'in Müslüman Kardeşleri'n bir uzantısı olduğunu vurgulayıp katılmayı reddediyorlar. Açık olan şu ki bu Konsey, Türkiye tarafından destekleniyor ve Batı güçleri tarafından da meşru kabul ediliyor. Elbette Suriye krizi dolayısıyla adını en sık duyduğumuz bir diğer örgüt ise Özgür Suriye Ordusu (ÖSO). ÖSO, Esad birliklerinden ayrılıp ona karşı hareket eden askerlerden oluşan bir ordu. Uzunca bir süre destek bulamadıkları için etkin olamadılar. Batılı güçlerin kazanmlarının hemen akabinde silah ve lojistik destek almaya başladılar. ABD'nin istihbarat desteği verdiğini de açıkça ilan etmesinden sonra meşru hale gelen bu ÖSO, her geçen gün güçleniyor. Şam'da gerçekleştirilen ve Esad'a çok yakın kişilerin öldürüldüğü eylemde ciddi bir psikolojik üstünlük elde eden ÖSO, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye ve ABD'nin desteğiyle Esad birlikleri ile bugünlerde ciddi bir çatışma içerisinde. 2

Esad sonrası Suriye'de federatif bir yapılanma kaçınılmaz gibi durmaktadır. Bunun birçok temel nedeni vardır. Öncelikle Suriye'deki önemli nüfusa sahip kesimler (Kürtler, Nusayriler) coğrafi olarak bir arada yaşamaktalar ve şimdiden birlikte hareket etmekteler. Türkiye'nin çok yakın zamana kadar odaklanmadığı bir diğer grup ise Kürtler. PYD'nin Suriye'nin Kuzey bölgelerindeki Kürt şehirlerinde etkin bir şekilde çalışma yürüttüğü, bazı şehirleri silahsız bir şekilde devraldığı haberleri sonrası başta Türkiye olmak üzere tüm dünyanın gözü bu noktaya çevrildi. Çünkü Kuzey Irak benzeri kurtarılmış bir bölge Suriye'ye müdahale zemini açısından Batılı güçler için son derece önemli bir avantajı içerebilir. Suriye'nin daha çok Kuzey bölgelerinde yer alan Kürtlerin toplam nüfusu tam olarak bilinememekte. Birçok Kürt vatandaşın kimlik alamaması ve nüfus yoklamalarının sağlıklı gerçekleştirilmemesine rağmen Suriye Kürtlerinin nüfusunun yaklaşık 1.7 milyon olduğu sanılmaktadır. Bu da onları ülkenin en büyük etnik grubu olduğunu gösterir. Ülke geneline çok fazla dağılmamalarının etkisiyle Irak'takine benzer bir yapının kurulmasına uygun bir zemin vardır. Ülkenin önemli aktörlerinden biri de Nusayri'lerdir. Esad'ın Nusayri olması ve Hafız Esad döneminden bu yana önemli görevlere getirilen Nusayrilerin ülke nüfusunun yüzde 11-15'ini oluşturduğu sanılmaktadır. Bu da yaklaşık 2,5 milyon civarındadır. Ülkenin Batı kısmında yoğunlaşan bir Nusayri nüfusundan söz etmek mümkün. Akdeniz'e kıyısı olan Lazkiye, Banyas ve Tartus şehirlerinde yoğunlaşan Nusayriler Esad ve Baas sayesinde Suriye'deki diğer kesimlerin aksine uzunca bir süre refah dönemi yaşamışlardır. Ülkenin değişik bölgelerinde yer alan Suriyeli Hristyanların nüfusu, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10'u kadardır. Suriyeli Hristyanları diğer gruplar gibi tarihin eski dönemlerinden beri Suriye'de yaşamış ve etkili olmuşlardır. Ayaklanmaların ilk döneminden yakın döneme kadar tarafsız durmayı seçen Hristyanlar'a karşı İslamofobi kartı oynanmış ve değişimin İslami olacağı korkusu Hristyanlar arasında etkili olmuştur. Son zamanlarda Müslümanlar ile birlikte sokak gösterilerine katılmaya başlayan Hristyanlar; değişimin kaçınılmaz olduğunu bilmekle birlikte yine de ihtiyatlı davranmaktalar. Suriye Bölünüyor! Esad sonrası Suriye'de federatif bir yapılanma kaçınılmaz gibi durmaktadır. Bunun birçok temel nedeni vardır. Öncelikle Suriye'deki önemli nüfusa sahip kesimler (Kürtler, Nusayriler) coğrafi olarak bir arada yaşamaktalar ve şimdiden birlikte hareket etmekteler. Kürtler, en başından beri kendi kültürel isteklerini dahi kabul etmeyen Suriye Ulusal Konseyi içerisinde yer almayı redettiler ve Nusayriler bugüne kadarki dokunulmazlıklarını kolay kolay teslim etmek istemeyeceklerdir. Bunun yanı 3

Barzani ile yapılan son görüşmede Suriye'deki Kürtlerin kazanımlarında n ziyade PKK'nın burada etkin olmasının getirdiği rahatsızlık dile getirilmiştir. Halihazırda Türkiye, Barzani üzerindeki etkisini ve iyi ilişkilerini kullanarak Suriye'deki Kürtler ile de benzer bir ilişki geliştirme çabası içerisine girmiştir. sıra Rusya gibi ülkelerin ikna edilmesi için Suriye'nin; bu ülkelerin çıkarına olacak şekilde bölünmesi ciddi bir pazarlık unsuru olarak konuşulmaktadır. Önemli başka bir neden ise; Ortadoğu'da farklı etnik ve mezheplerin artık üniter devletler içerisinde yaşamayacakları, hele ki bu gruplar ezilmişse ve yok sayılmışsa bunun asla mümkün olmayacağıdır. diğer bir neden ise; muhalif Sünni Arapların çok parçalı yapılarından dolayı zayıf bir yönetim çizme ihtimallerinin yüksek olması ve birarada durmayı başarabilen Kürtler ve Nusayrilerin taleplerini kabul etme zorunluluklarının doğacak olmasıdır. Kürtler; Suriye'de bölünme konusu isyanların başladığı ilk günden beri konuşulan konulardan biriydi. Ancak Kürtlerin yoğunlukta oldukları şehirlerde idareyi ele geçirmeleri ve kamu binalarına bayrak asmaları ile bu konu daha çok yakın bir ihtimal olarak konuşulur oldu. Suriye'de yaşayan Kürtler Esad yönetimi boyunca ciddi ayrımcılıklara maruz kalan bir kesim. Önemli bir kısmına kimlik verilmemesi ve bunun sonucunda oluşan ayrımcı politikalar Suriyeli Kürtlerin yıllardır muhalif bir kanat olarak çalışmalar yapması sonucunu doğurmuştur. Elbette katı Baas yönetimindeki bir ülkede açık bir muhalif siyaset yürütmek mümkün değildir dolayısıyla her ne kadar Kürt örgütleri aktif çalışmalar yapsalar da Kürtler, rejime karşı birçok kez ayaklanmış ancak her seferinde kanlı bir şekilde bastırılmışlardır. Arap devrimleri sürecinde de bu kez muhalefete aktif olarak katılmayıp süreci gözlemlemeyi tercih etmişlerdir. Ancak Suriye Ulusal Konseyi kuruluşunda aktif bir şekilde yer alan Kürtlerin, kültürel ve kimliksel talepleri Konsey tarafından reddedildiği için bu süreçten tamamen çekilmişler ve Kürt Ulusal Konseyi'ni kurmuşlardır. Yakın zamanda da Barzani liderliğinde ve Kürt Yüksek Konseyi adı altında bir araya gelen Kürt partileri bir arada hareket ederek Kürt kentlerinde kazanımlar elde etmeye başlamışlardır. Türkiye'nin bu konudaki hassasiyeti ise bu oluşumun PKK kontrolünde olmaması gerektiği ile ilgilidir. Barzani ile yapılan son görüşmede Suriye'deki Kürtlerin kazanımlarından ziyade PKK'nın burada etkin olmasının getirdiği rahatsızlık dile getirilmiştir. Halihazırda Türkiye, Barzani üzerindeki etkisini ve iyi ilişkilerini kullanarak Suriye'deki Kürtler ile de benzer bir ilişki geliştirme çabası içerisine girmiştir. Ancak PKK'nın Türkiye-Barzani yakınlığına ve kendi kontrölünün azalmasına rıza göstermeyeceği görülmektedir. Buna rağmen Suriye'de etkisi azalmış bir PKK kontrolünde bir federatif yapı kurulması mümkündür. Esad ve Baas etkisinin kaybolmasının uzun zaman alacağı düşünülürse Suriye'nin kuzeyinde ve Türkiye sınırlarında kontrol edilebilecek bir bölge ABD için de önemli bir avantajdır. 4

Arap devrimlerinin bizlere bugüne kadar gösterdiği tecrübe Esad sonrası Suriye'de yönetimin öncelikle askeri bir gücün elinde olacağıdır. Özgür Suriye Ordusu uzun zamandır yaptığı silahlı direniş sonrasında ülkenin yönetilmesi konusunda çekimser davranmayacak tır. Suriye'de bölünme senaryoları konuşulduğunda elbette Nusayriler de önemli bir kesimi ifade etmektedir. Hafız Esad öncesi ciddi ayrımcılıklara uğrayan bu kesim Esad ile birlikte yükselen bir güç olmuşlardır. Baas partisinde ve devletin önemli kademelerinde yer alan Nusayriler önemli bir nüfusa da sahip olduklarından Esad sonrası dönemde de etkili olabilecek bir güç olabilirler. Baas'ın Suriye topraklarından kolay kolay silinemeyeceği gerçeğinden hareketle ülkenin gelecek dönemlerinde de etkin olması beklenen Sünni, Hristyan yada Kürt Baasçıların da Nusayriler ile birlikte hareket ederek ülke genelinde etkilerini devam ettirmeleri sağlanabilir. Nusayriler'in ayrı bir federatif bölge olmaları için önemli bir sebep de Rusya'dır. Akdeniz kıyısındaki Lazkiye ve Tartus'u da içine alacak olan Nusayri bölgesi Akdeniz'deki kazanımlarını kaybetmemek için Rusya açısından bir fırsattır. Bugüne kadar tüm kararları veto eden ve Esad rejimine önemli ölçüde destek sağlayan Rusya'nın ikna edilmesi Nusayrilerin federatif bir yapı kurmaları ile mümkün olabilir. Sünni Araplar ise elbette Suriye'nin çoğunluğunu oluşturan kesimdir. Özgür Suriye Ordusu ve Suriye Ulusal Konseyi gibi önemli örgütlerde ağırlıkları bulunan Sünni'lerin ülke yönetiminde de önemli söz hakkına sahip olacakları bir gerçektir. Sünniler için en kritik husus ise çok parçalı bir yapıya sahip olmalarıdır. Kürtler yada Nusayriler içerisinde de farklı sesler ve örgütler olmasına rağmen bu kesimler daha kolay birleşebilmekte ve organize olabilmektedirler. Dolayısıyla Sünni kesimin çok parçalı yapısı, Suriye'nin federatif bir şekilde yönetilebileceğinin de bir kanıtıdır ayrıca. Esad sonrası durum Arap devrimlerinin bizlere bugüne kadar gösterdiği tecrübe Esad sonrası Suriye'de yönetimin öncelikle askeri bir gücün elinde olacağıdır. Özgür Suriye Ordusu uzun zamandır yaptığı silahlı direniş sonrasında ülkenin yönetilmesi konusunda çekimser davranmayacaktır. Her ne kadar Suriye Ulusal Konseyi ile anlaşmalar yapılmış olsa da rastegele dağıtılan silahlara sahip olan ve kontröl edilmesi çok zor olan düzensiz bir orduyu zaptetmek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla Suriye'yi, Esad sonrası askeri bir yönetimin beklediği muhakkaktır. Askeri yönetimle seçime giden Suriye'de Suriye Ulusal Konseyi ve diğer muhalif örgütlerden oluşan partiler çok parçalı bir koalisyon hükümeti kuracaklardır. Kürtler, Nusayriler ve Hristyanlar kendi partileri ile hareket ederek bu koalisyon hükümetinde kilit roller üstleneceklerdir. Fiili olarak federatif bir yapılanma içerisinde olan Suriye resmi açıdan da bu durumu kabullenecektir sonuç olarak. Suriye'nin böyle bir yapılanma içerisine girmesinin en 5

Şii hilalinin stratejik bir ayağı olan Suriye'yi kaybeden İran, Lübnan ve dolayısıyla da Hizbullah üzerindeki etkisini iyice kaybetmeye başlayacaktır. Son zamanlarda Türkiye ile yaşadığı gerginliğin temelinde de bu faktör yatmaktadır. kritik sonucu da İran'ın etkisinin daha da azalacağı olmasıdır. Şii hilalinin stratejik bir ayağı olan Suriye'yi kaybeden İran, Lübnan ve dolayısıyla da Hizbullah üzerindeki etkisini iyice kaybetmeye başlayacaktır. Son zamanlarda Türkiye ile yaşadığı gerginliğin temelinde de bu faktör yatmaktadır. Irak'ta Maliki yönetiminin her an devrilebileceğini de göz önüne alırsak, Esad'ın kaybı ve yeni oluşak federatif yapı İran açısından büyük bir yenilgiyi ifade edecektir. İran etkisini kaybeden Lübnan içerisindeki Hizbullah'ın da bu denklemde daha yumuşak ve silahsız bir güç olarak yer almasına vesile olabilecektir. Bu da İsrail'in sınırları yeniden çizilen Ortadoğu içerisinde kendini daha güvende hissetmesini sağlayacaktır. Özellikle ABD için önemli bir konu olan İsrail'in güvenliği de böylece sağlanmış olacaktır. Suriye'nin Kuzey'inde kurulan Özerk Kürt Bölgesi ise Türkiye'nin çabaları ve ABD'nin de tutumu sayesinde PKK'nın daha az etkili olacağı bir yapıya dönüştürülecektir. Barzani'nin Kürtler üzerindeki etkisi bu dönüşümün katalizörü olacaktır. Irak Kürtleri ile Suriye Kürtleri'nin birlikte hareket etmeleri ve her iki bölgenin de Türkiye ile uzun bir sınırının olması, Türkiye'nin geleceği açısından kritiktir. Suriye'de kurulacak yapı başlangıçta Türkiye'deki iç politikayı etkileyecek ve hükümet bunu halka anlatmakta zorlanacaktır. Ancak Iraklı Kürtler ile olan ilişkiler neticesinde bugün elde edilen kazanımlar Türkiye ile Suriye Kürtleri arasında da benzer kazanımları sağlayabilir. Bunun en önemlisi ise ticari işbirliği ve enerji kaynaklarına Türkiye'nin daha kolay ulaşabilmesidir. Bu avantajlar Türkiye'nin 2023 hedefinin gerçekleşmesi için de bir fırsat sunmaktadır. Rusya-Ukrayna-Türkiye bloku mu geliyor? Esad'ın devrilmesinin akabinde en önemli kayıp Rusya'nın olacaktır. Zira Esad'a verdiği destek neticesinde Libya'dakine benzer bir şekilde yeni kurulacak rejimin otomatik düşmanı olarak telafüz edilecek ve merkezi Suriye yönetimi ile olan ilişkileri sona erecektir. Rusya; Nusayrilerin ağırlıkta olduğu bölgelerde etkin olabilecek durumda olsa da Suriye'nin lojistik ve enerji kaynakları açısından önemli bir bölümünü kaybedecektir. Ancak buna karşılık hem Rusya hem de Türkiye açısından son derece kritik bir strateji de söz konusudur. Rusya-Ukrayna-Türkiye paktı. Buy pakt; Rusya'nın AB'ye alternatif enerji koridorları oluşturmasını ve Akdeniz'e daha rahat ulaşmasını sağlayacak bir oluşumu içermektedir. Suriye konusunda saha dışına itilen Rusya Libya'dan sonra Suriye'yi de kaybedince kendisinin ana aktör olacağı bir stratejiye yönelmesi mümkündür. Türkiye'nin ise bu birlikteliğe uzun yıllara dayanan ABD müttefikliğine ve AB adaylık sürecine rağmen sıcak bakması mümkündür. Zira Rusya ile birlikte hareket etmesi AB ülkelerine giden enerjinin yön değiştirmesi ile de sonuçlanabilir. Avrupa'nın halihazırda yaşadığı krizi de göz önüne 6

alırsak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi Avrupa için yıkım getirecektir. İşte tam da bu noktada Türkiye; Rusya ile birlikte hareket etme ve enerji koridorlarının yeniden şekillendirme kartını ortaya sürerek Avrupa'yı özellikle Kıbrıs ve üyelik konusunda sıkıştırabilir. Türkiye jeopolitik olarak önemli bir noktada durmasının karşılığını alacak stratejilere yönelmeli ve kartları doğru şekilde karmalıdır. Suriye konusunda saha dışına itilen Rusya Libya'dan sonra Suriye'yi de kaybedince kendisinin ana aktör olacağı bir stratejiye yönelmesi mümkündür. Türkiye'nin ise bu birlikteliğe uzun yıllara dayanan ABD müttefikliğine ve AB adaylık sürecine rağmen sıcak bakması mümkündür. 7