BÖBREK SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN 7 NEDEN

BÖBREK SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN 7 NEDEN Ülkemizde her 7 kişiden birinde görülen kronik böbrek rahatsızlıklarının en yaygın nedeni, sağlıksız ve bilinçsiz yaşam alışkanlıkları olarak belirtiliyor. Tansiyon ve kandaki alyuvar dengesini sağlayan, vücudu atıklardan arındırma gibi önemli görevleri olan böbreklerin sağlığını korumak için ise bazı pratik önlemler almak önem taşıyor. 9 Mart Dünya Böbrek Günü öncesinde Memorial Ataşehir Hastanesi Böbrek Nakli Medikal Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, böbrekleri tehdit eden hatalı davranışlar ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Bu yanlışlara dikkat! Fazla tuz kullanımı: Sağlıklı bir insan için günde 4 gram yemek tuzu tüketimi yeterlidir; ancak dünya oranlarına bakıldığında Türkiye en fazla tuz tüketen ülkelerden biridir. Fazla tuz kullanımının, kan basıncını artırarak kalp ve damar hastalıkları ile birlikte böbrek hastalıklarını da tetiklediği

unutulmamalıdır. Bunun için ilk adım olarak masadan tuz kaldırılmalıdır. Yeterince su içmemek: Su içmek, insan metabolizmasının sağlıklı işleyişi için önemlidir. Vücut susuz kalırsa, ilk olarak böbreklere etki eder. Çünkü su içmemek kan basıncını yavaşlatır. Normal süreçte bir dakikada kalpten pompalanan kanın yüzde 20 si ise böbreklerden geçer. Böylelikle vücudun susuz kalması ile ilk olarak böbrekler alarm verir. Sağlıklı bir insanın günde 1.5-2 litre su içmesi gereklidir. Vücudun ihtiyacı olan suyun alınmaması halsizliğin yanı sıra böbreklerde de taş oluşumuna yol açabilir. İdrarı tutmak: Su içmek ne kadar rutin bir alışkanlıksa, idrar yapmak da zararlı olan sıvı atıkların atılması için gerekli bir eylemdir. Ancak birçok kişi hijyenik sebepler ya da bir takım yanlış alışkanlıklar sebebiyle idrarını gün içerinde sıklıkla tutmaktadır. İdrar tutmak tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına, mesane yapısının bozulmasına ve böbrek yetmezliğine kadar ilerleyen ciddi tablolara yol açabilmektedir. Bir kişinin normal bir süreçte günde 4-6 kez idrarın yapılması gerekir. Fazla protein tüketmek: Birçok böbrek hastalığında idrarda atılan protein miktarı artar. İdrardaki bu artmış protein zamanla böbrek yapısında geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Bu durumda fazla protein tüketmek, böbrek hastalığının hızlanmasına yol açar. Birçok gencin vücut geliştirme adına kontrolsüz bir şekilde aldığı takviye proteinler de akut böbrek yetmezliğine yol açabilir. Sigara içmek: Sigara kullanımı, kalp gibi tamamen damarlardan yapılı bir organ olan böbreklerimizde de damar tıkanıklıklarına yol açar. Dolaylı olarak da kan basıncını artırarak böbreklere zarar verir. Böbrek hastalarında sigara içimi ölüm riskini en az 4 kat artırmaktadır. Bilinçsiz ilaç kullanmak: Bilinçsiz bir şekilde antibiyotik ve

ağrı kesici kullanımı böbrek yetmezliğine yol açabilmektedir. Doktor tarafından önerilmedikçe asla antibiyotik ve ağrı kesici alınmamalıdır. Aksi durum hekim tarafından önerilmedikçe ağrı kesici olarak etken maddesi parasetamol olan ilaçlar tercih edilmelidir. Tansiyonu kontrol altında tutmamak: Kan basıncı yüksekliği kalp ve damar hastalıklarına yol açmasının yanı sıra, böbrek yetmezliğine de neden olabilir. Tansiyon hastalarının ilaçlarını kullanmaları, kan basınçları ideal seviyelerde olmadığı sürece bir anlam ifade etmez. Kan basıncı mutlaka büyük 130 ve küçük 80 ve altında olmalıdır. Böbrekleriniz bu belirtilerle alarm veriyor olabilir! Ayak bilekleri, el ve yüzde şişme Çabuk yorulma Bulantı ve kusma Geceleri nedensiz yere idrara çıkma ve idrar alışkanlığında değişiklik Tansiyonun yüksek olması Nefes darlığı, nefes almada zorluk Tat almada bozukluk Kötü nefes kokusu Ebola alarmı Dünya Sağlık Örgütü nün Batı Afrika da 961 kişinin ölümüne neden olan ebola salgınının, diğer ülkeler için de risk oluşturduğunu açıklamasının ardından tüm dünya dikkatini bu virüse verdi. Ebola virüsü ile ilgili bilgiler paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, Ebola

kendini ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, ishal, kusma, mide ağrısı, iştah kaybı ve kanama gibi belirtilerle gösterir dedi. Ebola 2014 de Batı Afrika da (Liberya, Gine ve Sierra Leone, Nijerya) salgın olarak görülmesinin ardından tüm dünya virüs için alarma geçti. Virüsü taşıyan hastanın kanı veya kanlı vücut sıvılarıyla temasla, hastaya kullanılmış olan iğnelerle bulaştğını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko virüsün havadan geçmediğini ve bir solunum hastalığı olmadığını söyledi. Dr. Hakko Ebola yiyecek ve sularla da bulaşmaz. Ayrıca Ebola ile karşılaşmış ancak belirtisi olmayan kişinden de geçmez diye konuştu. Dr. Hakko, ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, ishal, kusma, mide ağrısı, iştah kaybı ve kanama ile kendini gösteren Ebola virüsünün temastan sonraki 2-21 gün içinde ortalama 8-10 günde hastalığa neden olduğunu anlattı. Ebola tedavisinin sadece destek tedavisi olduğunu belirten Dr. Hakko, Yani, hastanın sıvı elektrolit dengesini sağlamak, oksijen desteği vermek, tansiyonunu dengelemek, komplikasyonları tedavi etmektir dedi. Ne kadar erken tanı konur ve destek tedavisi başlarsa o kadar iyi yanıt alınacağını belirten Dr. Hakko, Maalesef ilk vakalarda ateş ve baş ağrısı gibi tanı koydurucu olmayan belirtiler nedeniyle yanlış tanılar konmuş ve kayıplar yaşanmıştır. Hasta hemen izolasyona alınmalı, tanı için örnek gönderilmeli ve destek tedavisi bir an önce başlanmalıdır. Ancak yine de hastalığa özgün tedavi olmadığından ölüm oranı çok yüksektir diye konuştu. Doğal rezervuarı bilinmiyor Ebola virüsünün Liberya, Gine ve Sierra Leone de salgın yaptığını ancak Kongo, Gabon, Güney Sudan, Nijerya, Uganda da da görüldüğünü dile getiren Dr. Hakko, Ebola virüsünün doğal rezervuarı bilinmiyor. Ancak, hayvandan insana geçtiği düşünülmekte ve daha çok yarasalardan kuşkulanılmaktadır dedi. Dr.

Hakko, 8 Ağustos 2014 tarihi itibariyle kuşkulu ve kanıtlamış vaka sayısının 1779, ölüm sayısının 961, laboratuvarda kanıtlanmış vaka sayısının ise 1134 olarak açıklandığını söyledi. MÜZEYYEN SENAR IN TEDAVİ TAMAMLANDI Türk Sanat Müziği sanatçısı Müzeyyen Senar, tedavi gördüğü hastaneden sabah saatlerinde taburcu edildi. 17 Şubat 2014 tarihinde yüksek ateş şikayeti ile kızı Feraye ve oğlu Ömer Işıl, tarafından Özel Bodrum Hastanesi ne kaldırılan Türk sanat müziğinin efsane ismi Müzeyyen Senar ın sağlığı durumu düzelince evine döndü. Özel Bodrum Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr.Gamze Cengiz tarafından tedavisine devam edilen Müzeyyen Senar ın sırtında deri altında yer alan cilt altı enfeksiyonunun cerrahi müdahale ile alınmasının, ardından tansiyonu düşen sanatçının kontrol altında tutuluyordu. Senar ın sağlık durumu hakkında gazetecilere bilgiler veren Senar ın doktoru Özel Bodrum Hastanesi dahiliye uzmanı Dr. Gamze Cengiz, Müzeyyen Senar ın sağlık durumunun gayet iyi olduğunu ve sağlığına kavuştuğunu söyledi. Senar ın ateşinin de normale düştüğünü belirten Cengiz, Ateşi yok, beslenmesi güzel, tansiyonu gayet normal. 4 gündür hastanemizde tedavi görüyordu. Bundan sonra tedavisine antibiyotikle evinde devam edilecek. Gayet iyi taburcu ediyoruz. Cildinde apse vardı o tedavi edildi. Ardından idrar yolu enfeksiyonu saptanmıştı ikisi birden devam etti ve

bugünde taburcu oluyor dedi. Müzeyyen Senar ın kızı Feraye Işıl ise, çok mutlu olduklarını belirterek, Taburcu oluyoruz, annemi evimize götürüyoruz. Hastaneye çok teşekkür ediyorum. Annemin tansiyonu, ateşi çok normal dedi. Ünlü sanatçılarda telefonla aradı Hijyen şartlarından dolayı çok ziyaretçi kabul etmediklerini anlatan Işıl, Mikrobik bir durum olduğu için herkesi içeriye alamadık. Ama çok telefonlar geldi. Tarkan, Sezen Aksu, Sibel Can, Müjdat Gezen gibi ünlü isimlerde aradılar. Kendilerine teşekkür ediyorum ifadelerini kullandı. Senar daha sonra ambulansla Bodrum un Yokuşbaşı ndaki evine götürüldü. Sedye ile evine alınan Senar ın yüzünün güldüğü ve oldukça mutlu olduğu gözlendi. Senar ın eve getirildiği sırada yolda bekleyen komşularından Mehmet Türkdoğan ise, Senar ın hastalığından dolayı çok üzgün olduklarını ancak Senar ın sağlığına yeniden kavuşmasının kendilerini çok mutlu ettiğini ifade etti.

HORLAMA HASTALIĞI YAŞAM KALİTENİZİ DÜŞÜRMESİN Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğu zaman ortaya çıkan gürültülü sese horlama adı verilir. Kişinin kontrolünde olmayan horlama toplumun yüzde 45 inde görülüyor. Tüm gece boyunca süren sık ve yüksek sesli horlama, kişide sağlık problemlerine yol açabileceği gibi ev halkına da rahatsızlık vererek yaşam kalitesini düşürüyor. Özel Bodrum Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr.Süleyman Ali Zennuboğlu, yaşla birlikte artan horlama probleminin en sık şişman erkeklerde görüldüğünü belirtti ve ekledi : Kişi horlama nedeniyle uykusunda yeterince dinlenemez. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçer. Özellikle uyku sırasında nefessiz kalan kişiler daha dikkatli olmalı ve mutlaka bir KBB uzmanına muayene olmalıdır.

TIKAYICI TİPTE HORLAMA YAŞAMINIZI TEHDİT EDEBİLİRÖzel Bodrum Hastanesi KBB Uzmanı Op.DrZennuboğlu nun verdiği bilgiye göre horlamanın en ağır biçimi tıkayıcı tipte olanı yani uyku apnesi ( nefesin kesilmesi)10 saniyenin üzerinde ve bir saat içinde 7 den fazla görülürse yaşam ciddi şekilde tehdit altında demektir. Apneli hastalarda uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorunda kalır bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi gelişir. HORLAMANIN NEDENLERİ KBB Uzmanı Op.Dr.Zennuboğlu yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen horlamanın nedenlerinin, 4 ana başlık halinde özetlenebileceğini belirtti:dil ve boğaz kaslarındaki gerginliğin azalması, boğazdaki dokuların aşırı büyük olması, yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması sonucu boğaza doğru hava yolunu daraltması,alerji ve yapısal bozukluklara bağlı burun tıkanıklıkları. HORLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ? Horlamanın bir çok tipinin tedavi edilebilir olduğunu söyleyen Op.Dr.Zennuboğlu şunları söyledi: Horlama uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) ile veya radyofrekans yöntemleri ile tedavi edilebilir. Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) kişi uyuyabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmeli, bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuğun sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır. HORLAMAYI ÖNLEYİCİ KİŞİSEL ÖNLEMLER Sportif bir yaşam biçimi seçilmeli, Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen allerji ilaçlarını uykudan önce almamalı, Aşırı yorgunluktan, uykudan 4 saat önce alkol almaktan 3 saat önce de ağır yemekten sakınmalı, Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz.

NEJAT İŞLER İN YOĞUN BAKIM TEDAVİSİ SÜRÜYOR Sanatçı Nejat İşler in tedavi süreciyle ilgili Acıbadem Bodrum Hastanesi Başhekimi Dr. Aydın Aksoy 20 Ocak 2014 Pazartesi günü (bugün) saat 19.00 itibariyle şu bilgileri verdi: Hastamız Nejat İşler in sağlık durumuyla ilgili sabah saatlerinde kamuoyuyla paylaştığımız; yoğun bakım tedavisinin sürdüğü ve yoğun bakım servisindeki kritik sürecin devam ettiği bilgisini tekrarlamak istiyoruz. Yine aynı açıklamada; uygulanan yoğun bakım bölümüne özgün destek tedavilerine ve planlanan diğer tedavilere adım adım olumlu yanıt vermeye başladığını söylediğimiz Nejat İşler in, bu durumunda bir değişiklik olmadığını belirtiyoruz. Nejat İşler in sağlık durumuyla ilgili medyaya ve sosyal medyaya yansıyan bazı haberlere dikkat çeken Dr. Aydın Aksoy, kendisini takip eden doktorlardan gelmediği sürece, sanatçının sağlık durumu ile ilgili bilgilerin yeraldığı haberlere itibar edilmemesini önemle rica ederek, Kamuoyunu ve sevenlerini doğru bilgilendirmek adına sanatçımızın sağlık durumuyla ilgili gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz dedi.

ÇOCUKLAR ARTIK GÜVENLE OYNAYABİLECEKLER Bodrum Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Bodrum un çeşitli yerlerine yapılan veya yenilen çocuk oyun parkları güzel bir görüntü oluşturuyor. Bazı parklardaki eski oyun aletleri yenileriyle değiştirilirken birçok bölgeye de yeni parklar yapıldı. Çocukların herhangi bir şekilde zarar görmeden güvenli bir şekilde oyun oynayabilmeleri için oyun parklarının zeminleri kauçukla kaplandı. Cumhuriyet Mahallesi Severcan Caddesi Rotary Pirires Parkı, B.B. Binnaz Karakaya Spor Salonu yanı Emin Anter Parkı, Kumbahçe Mahallesi Tarla Sokak Parkı, Yokuşbaşı Mahallesi Albatros Sitesi üzerindeki park, Yeniköy Mahallesi Zarife Özelbey Parkı, Gümbet Mahallesi 65 Evler Parkı, Yokuşbaşı Mahallesi Fabrika Sokak Parkı, Kumbahçe Mahallesi Sarıaslan Parkı, Torba Ali Haydar Ersoy Parkı, Gümbet Severcan Caddesi Melisa Sitesi karşısındaki park ve Gümbet Dolgu Parkı na toplam 6 bin 500 m² kauçuk döşendi. Çocuk oyun parklarının zeminlerine döşenen kauçuklar koruyucu, darbe emici, esnek özellikleri sayesinde çocuk oyun alanlarında ve diğer kullanılan alanlarda düşme durumunda yaralanmaların önüne geçebilen bir ürün olup kum ve diğer oyun alanları malzemelerine göre daha temiz ve hijyeniktir. Demonte olabilme özelliği sayesinde çok kolay bir şekilde tamiri ve bakımı yapılabilir, suyla temizlenebilir. Kauçukların teknik özellikleri: Zenger monoblok kaymaya engel olur. Islak ve eğimli yüzeylerde kaymayı önler, aşınmaz, izolasyon

sağlar. Düşme etkisini azaltır, yaralanmaları önler. Asit dış etken ve mevsim değişikliklerinden etkilenmez. Tamamen çevrecidir. Nem ve dış etkenlere karşı ses ve ısı yalıtımı vardır. DİYABET VE OBESİTE GÜNCELLEMESİ Bodrum Belediyesi nin katkılarıyla Diyabetle Yaşam Derneği Bodrum Şubesi tarafından, hızlı artışı nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü nün alarm verdiği ve bulaşıcı hastalık olarak tanımladığı şeker hastalığı ve onun temel nedenlerinde biri olan obesite konusunda güncel bilgileri paylaşmak üzere 11 Ocak 2014 cumartesi günü saat 11.00 de Ramada Otel Bodrum da bir toplantı düzenlenecektir. Muğla ilinde görev yapan konuyla ilgili tüm sağlık çalışanlarının (aile hekimleri, diyetisyenler kardiyologlar, iç hastalıkları uzmanları, pediatrisler, fizik tedavi uzmanları, göz hekimleri, diyabet hemşireleri, kadın doğum uzmanları ile çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları) davet edildiği toplantıda Bodrum Kaymakamı Dr. Mehmet Gödekmerdan ile Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon da birer konuşma yapacaktır.

Toplantıya Türkiye Diyabet Vakfı Genel Sekreteri ve Gazi Üniversitesi Endokrin Ana Bilim Dalı öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Yetgin, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrin Ana Bilim Dalı ndan Prof. Dr. Temel Yılmaz ile Diyabetle Yaşam Derneği Bodrum Şubesi Genel Sekreteri ve Bodrum Devlet Hastanesi Diyetisyeni Banu Belkıs Aş konuşmacı olarak katılacaktır. Gerek Türkiye Diyabet Vakfı nın gerekse Diyabetle Yaşam Derneği nin çalışmalarında, diyabet ve obesitenin önlenebilir ve kontrol tedavi edilebilir hastalıklar olduğu, günümüz modern yaşam ve beslenme şeklinin obesite ve dolayısıyla kronik hastalıklarının sıklığını katlanarak arttırdığı vurgulanmaktadır. Bu nedenle özellikle obesiteye kozmetik bir sorundan ziyade bir hastalık olarak yaklaşmak ve öncelikle önleyerek bilimsel veriler ışığında tedavi etmek her iki kuruluşun da çalışmalarının temel hedefleridir. PROGRAM: 11.00-11.10 Açılış Uz. Dr. Özden Bahadır ARSEVEN-Diyabetle Yaşam Der. Bodrum Şb. 11.10-11.20 Dr. Mehmet Gödekmerdan Bodrum Kaymakamı 11.20-11.30 Mehmet Kocadon Bodrum Belediye Başkanı 11.30-12.15 Obesite ve Dokular ve Beyin İlişkisi Prof. Dr. İlhan Yetkin Gazi Ün. Tıp Fak. Endokrinoloji B. D.

Türkiye Diyabet Vakfı Genel Sekreteri 12.15-12.30 Obesite ve Diyabette Tıbbi Beslenme Tedavisi Dyt. Banu Belkıs Aş Bodrum Devlet Hastanesi 12.30-13.30 Öğle Yemeği 13.30-14.15 Tip 1 ve Tip 2 Diyabette Tanı, Komplikasyonlar ve Takip Prof. İlhan Yetkin Gazi Ü. Tıp Fak. Endokrinoloji B. D. Türkiye Diyabet Vakfı Genel Sekreteri 14.15-15.00 Tip 1 ve Tip 2 Diyabette Tedavi 2013 Prof. Dr. Temel Yılmaz İ. Ü. Tıp Fak. Endokrinoloji B. D. Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı 15.00-15.30 Tartışma ve kapanış Yolların Ömrü Uzatılıyor Konacık Belediyesi, beldedeki aşınan asfalt yolları asfaltlayarak ömrünü uzatıyor. Başkan Mehmet Tosun yapılan çalışma sayesinde, ömrü bitmek üzere olan asfalt yolların, en az 10-15 yıl daha kullanılabileceğini söyledi..

Başkan Tosun, yasa gereği Bodrum yarımadasında bulunan 11 belediyenin tek belediye olması nedeniyle kapatılmasına az bir süre kala Konacık Belediyesi, olarak son hizmetlerini yaparak, uzun süre sorun yaşanmaması için önlem aldıklarını belirtiyor. Bu kapsamda, aşınan asfalt yollar da bir kat daha asfaltlanıyor. Çalışmalar, beldenin ana arterlerinden biri olan Alparslan Türkeş Bulvarı nda başladı. Yol çift yönlü olarak, bir kat daha asfaltlanıyor. Yılın son gününde çalışmaları inceleyen Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, yapılan çalışmanın aşınma tabakası atmak olduğunu belirterek, Şuanda beldemiz genelinde, 10 sene önce asfaltlamış ve altyapısını tamamlamış olduğumuz bölgelerde aşınma tabakasını atıyoruz. Arkadaşlar da şuanda hummalı bir şekilde çalışıyorlar. Bulvarın da son kat asfaltı atılıyor. İnşallah bundan sonra da burayı, olağan üstü bir şey olmadığı sürece en az 10-15 sene kullanacağız. En son biz, buradaki altyapı-üstyapı çalışmalarımızı tamamlayıp 2005 yılında asfaltladık, kullanıma hazır hale getirdik. Yaklaşık 9 yıldan beri bu yolu bu şekilde kullanıyorduk. dedi. Beldenin Geleceği Düşünülerek Yapılıyor Yapılan çalışmanın Karayolları tarafından da yapılan bir çalışma olduğunun ve tamamen beldenin geleceğinin düşünülerek yapıldığının altını çizen Başkan Mehmet Tosun, Tespit edilen yollara 5 cm lik aşınma tabakası atıyorlar. Buradan da, Küçük Sanayi Sitesi nin olduğu bölgelerde yollarımız var, oraya geçecekler. Kenar mahallelerimizde de asfaltlanacak yollarımız var ama şuna çok dikkat ediyoruz: Buraya şöyle bir baktığımızda, altyapı anlamda hiç eksik olmadığını, elektrik ve iletişim hatlarının yer altına alındığını görüyorsunuz. Yani burada bu yol, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kazılmayacak. Çalışanlarımıza çok teşekkür ediyoruz, 2 gün süren yağmurdan sonra hemen çalışmaya başladılar. İnşallah 1 hafta 10 gün sonra bitireceğiz. diyen Başkan Mehmet Tosun, Yani bir

taraftan da bizim belediyemiz şuanda, diğer kenar bölgelerde bulunan tali yollardaki altyapı eksikliği, bordür döşeme, yağmur suyu drenajı çalışmalarına devam ediyor. açıklamasında bulundu. Avrupa Standartlarına Getiriliyor Daha önce yolları asfaltlarken, aşınma tabakası için 20 cm bordür yüksekliği bırakıldığını belirten Başkan Mehmet Tosun, Önce yolun altyapısını bitirmişiz. Şuanda burada 20 cm olan bordür yüksekliği son atılan aşınma asfaltı ile birlikte 5-6 cm ye düşmüştür. Avrupa nın her yerinde bu böyledir zaten. Bundan sonra bu yolda aşınma olursa asfalt kazınarak kaldırılacak ve tekrar yapılacak, üste ilave yapılmayacak. dedi. Kaldırımla yol arasındaki yüksekliğin 5-6 cm olmasının, hem engelli olan hem de diğer vatandaşlara kullanım kolaylığı sağladığını ifade eden Başkan Mehmet Tosun, yağmurun yolu etkilememesi için de yüzde 2 oranında eğim verilerek, yağmur suyunun yoldan tahliye edildiğini, böylece asfaltın ömrünün arttığını belirtti.