İŞÇİDEN İŞÇİYE İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!



Benzer belgeler
Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

2016 Ocak Ayı / İşçi Aileleri Nasıl Geçiniyor? İSİG Meclisi

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

10SORUDA AİLE SİGORTASI

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ezilen vatandaşın hesabının peşindeyiz.

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

EVDE BAKIM PARASI ALANLARA SİGORTA GELİYOR

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

1 Mayıs ta Taksim e!

EĞİTİM VE BİLİM İŞ GÖRENLERİ SENDİKASI

Cumhuriyet Halk Partisi

OSB-İMES İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İş Yeri Hakları Politikası

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri!

BİRLEŞİK METAL-İŞ B İ RLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI UNITED METALWORKERS UNION

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Ev işçileri sendikalaşıyor

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

İlerici Kadınlar Kimdir?

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

İstismar Edersen Ceza, Delilin. Yoksa. Tedbir, Boşanırsan Nafaka

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 Mart ta alanlara!

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

örgütlenmeye, mücadeleye!

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Asgari ücret ve Ocak ayı zamları belirleniyor. Taraf olmazsak sadakaya mahkum kalırız!

BALIKESİR OSB DEN DÜNYAYA

işçiokulu FASİKÜL 22:

Şahsım ve Öz Taşıma İş Sendikası adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sorunların Merkezinde Öğretmenler Değil, Eğitimi Ticarileştiren Politikalar Bulunuyor!

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır.

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

İŞÇİ BÜLTENİ. Kendilerine saraylar yapanlar bizi açlığa mahkum ediyorlar. Asgari ücrete %6 zam geldi! Gücümüz Birliğimizden Gelir!

Karanlığa Hayır! 8 Mart ın Aydınlığında Buluşuyoruz! HER YERDEYİZ!

Esenyurt İşçi Bülteni

İŞÇİDEN İŞÇİYE. Sermayenin saldırılarına karşı; Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Ankara İşçi Bülteni

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı Emma Goldman

Destek Personeli Eğitimleri

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

İşçi Bülteni Özel Sayı No: 911 Aralık 2012 Ankara İşçi Bülteni İŞÇİDEN İŞÇİYE. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

AKP nin kadın istihdamı paketini kabul etmiyoruz!

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

İNSANCA YAŞAMAYA YETEN VERGİDEN MUAF ASGARİ ÜCRET!

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

Teröre karşı mücadele cephesi!

NEYI DAHA BEKLİYORSUN! MASADA YANDAŞ MEMURUN İŞİ YAŞ! KAMU ÇALIŞANI. Yanlışta ısrar etme, senin iradeni satanların peşinden gitme!

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yayınıdır

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

işçi bülteni OSB -İ M E S Asalak patronlardan hesap sormak, kölece çalışma koşullarını parçalamak için metal işçilerinin birliğini örgütleyelim

Kuzey Irak'a harekat

Esenyurt İşçi Bülteni

Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.

Bizler çeşitli fabrikalardan devrimci işçiler OSB-İMES İŞÇİLERİ BÜLTENİ. İşçilerin birliği halkların kardeşliği için;

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Renault, Tofaş, Coşkunöz, Mako, Arçelik,

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

2013 YILI Faaliyet Raporu

KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL

Sosyal Güvenlik Haftası Çeşitli Etkinlik ve Ziyaretlerle Kutlandı

Başlamadan, önce KMO Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri sevgi ve saygı ile selamlarım.

Transkript:

İşçi Bülteni Özel Sayı No: 929 Ocak 2013 Ankara İşçi Bülteni İŞÇİDEN İŞÇİYE İşçilerin birliği sermayeyi yenecek! Emperyalistler ve taşeronları savaşa hazırlanıyor! İşçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesini güçlendirelim! Afganistan ı, Irak ı, Libya yı yakıp yıkarak işgal eden Amerikan emperyalizmi ile suç ortakları, halklara karşı yeni bir cephe açma hazırlığını sürdürüyorlar. Asalak patronların hizmetindeki AKP iktidarının tam destek verdiği bu saldırganlığın hedefinde öncelikle Suriye halkları var. Ancak Türkiye dahil, bütün Ortadoğu halkları da olası bir savaşın tehdidi altındadırlar. Ülkeleri işgal eden emperyalistler ve Türk devleti gibi suç ortakları, milyonlarca insanı katletti, şehirleri yağmaladı, insanları yerinden-yurdundan ettiler; iç savaşları körükleyerek kardeş halkları birbirine kırdırdı, Ortadoğu yu kan gölüne çevirdiler. Bugün aynı senaryo Suriye üzerinde uygulanıyor. Yıllardır Esad ın Suriye halkına uyguladığı baskı ve zorbalığı gündeme bile getirmeyenler, utanmadan Suriye ye özgürlük götürmekten bahseder oldular. ABD ve onun taşeronluğuna soyunan AKP iktidarı, eğitip yönlendirdikleri silahlı çeteler eliyle iç savaşı körüklüyor, Suriye halklarını kırımdan geçiriyorlar. Bu rezil savaş kışkırtıcıları, güya Suriye halkının yanındalar. Oysa emperyalistlerle suç ortaklarının kan, gözyaşı, yağma ve talan dışında, halklara bir şey verdikleri görülmemiştir. Öncesi bir yana, sadece son on yılın tablosuna baktığımızda bile bunu açıkça görebiliriz. Evet, ABD ile Türkiye gibi tetikçilik yapan devletler, Ortadoğu halklarını yeni bir kanlı savaşa sürüklemeye hazırlığındalar. AKP iktidarı ise ülkeyi bu savaşın merkez üssü haline getirmek için adımlar atıyor. Bir yanda Füze kalkanları ile bölge halkları tehdit edilirken, İsrail korumalığı yapılıyor; diğer yanda Patriot füzeleriyle ülke toprakları saldırı ve savaş üssü haline getirildi. Bu arada ABD ve Almanya askerleri ülkeye geliyor, Suriye sınırı başta olmak üzere birçok noktaya askeri yığınaklar yapılıyor, askeri tesisler yıllardır olduğu gibi NATO nun tam denetimine veriliyor. Dışarıda emperyalistler hesabına hevesle savaş çığırtkanlığı yapanlar, ayın zamanda ülke içinde de baskı ve zorbalıklarını artırıyorlar. İşçi ve emekçilerin en küçük hak talepleri bile şiddetle karşılanıyor. ODTÜ öğrencilerine uygulanan zorbalıkta

görüldüğü gibi, AKP iktidarı işçi, emekçi ve gençleri zorbalıkla sindirme noktasında giderek pervasızlaşıyor. Asgari ücrete bir simit parası zam yapan, ekonomik, sosyal halklarımızı gasp eden, şimdilerde ise kıdem tazminatı hakkımızı elimizden almaya hazırlanan AKP iktidarı, milyarlarca dolara silah alıyor. Eğitim, sağlık gibi en temel insani ihtiyaçlarımızı paralı hale getiren bu iktidar, Özgür Suriye Ordusu denilen silahlı çetelere ise mali destek de sağlıyor. Tayyip Erdoğan ve müritleri, Suriye deki iç savaşı sürdüren çetelerin eğitimine de milyonlar harcamaktan çekinmiyorlar. Emperyalistlerin ve uşaklarının başta Suriye olmak üzere Ortadoğu ya yönelik bu saldırı ve savaş girişimlerini ancak biz işçi ve emekçiler durdurabiliriz. Ne Esad rejimi ne de emperyalistlerin denetimindeki gerici güçler Suriye halklarına özgürlük getirebilirler. Suriye halklarının özgürlüğü, emperyalistlere ve bölgedeki gerici güçlere karşı halkların birleşik mücadelesi ile kazanılabilir ancak. İşçi ve emekçilerin görevi, şu ya da bu gerici odağın tarafında yer almak değil, kardeş Suriye halklarının yanıdır. Kardeş Suriye halklarının kırımdan geçirilmesine, topraklarının yağmalanmasına karşı her alanda mücadeleyi yükseltmek gerekiyor. Bu sorumluluk, Türkiye de yaşayan biz işçi ve emekçiler için daha yakıcıdır. Çünkü ülke topraklarının bizzat emperyalistler denetiminde saldırı üssü olarak kullanılması ve AKP iktidarının savaşa girmek için yaptığı hazırlıklar, Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin sorumluluğunu daha da artırmaktadır. Kardeş halkların emperyalistler ve uşakları tarafından kırımına göz yummak, katliamlara ortak olmaktır. Zira olası bir savaşta, zaten derinden hissettiğimiz yoksulluğumuz ve sefaletimiz derinleşecek, Ortadoğu halklarının tepesine yağan bombaların parası bizlere ödetilecek, daha da kötüsü bu gerici savaşa kendimiz, eşimiz, kardeşimiz, çocuğumuz zorla gönderilecek ve ya ölecek ya da öldürmek zorunda bırakılacaktır. Bu ülkenin işçi ve emekçilerini bekleyen sorumluluk, işçilerin birliği halkların kardeşliği şiarıyla mücadeleyi yükseltmek, emperyalist savaş hazırlıklarına ve sermaye devletinin bu savaştaki suç ortaklığına karşı dikilmek, fabrikaları, işletmeleri birer mücadele alanına çevirmektir. Patriotlar kimin çıkarına? Sermaye devletinin talebi üzerine emperyalist güçler, Türkiye topraklarına patriot füze bataryaları yerleştirmek için harekete geçtiler. Din kisvesi altında vahşi katliamlar yapan silahlı çetelere açıktan destek veren AKP iktidarı, tehdit altında olduğunu iddia ederek patriotları, efendisi Amerika dan talep etti. Savaş aygıtı NATO dan füze talep eden AKP iktidarı, her koşulda savaşa hazırız şeklinde açıklamalar yaparak, etrafa tehditler savuruyor. Bir karış toprak için savaşırız diye vaazlar veren Tayyip Erdoğan ın AKP si, utanmadan bine yakın NATO askerinin, Türkiye de konuşlanması için zemin hazırladı. Türkiye nin ABD ve emperyalist güçlerin emrinde çalışan ve halkların katledilmesinde birinci dereceden taşeron bir devlet olduğu gerçeği, yaşanan bu gelişmelerle bir kez daha açığa çıktı. Milyarlarca doları kardeş halkların katledilmesi için harcayan AKP iktidarı, mesele bizim ücretlerimize gelince 22 TL zam yapacağını söylüyor. Bu arsızlar, halkların katledilmesi için trilyonlar harcıyor ama işçi sınıfına sefillik ve köleliği dayatıyor. Peki, sermaye devleti bu saldırganlık cüretini nereden bulabiliyor? Çok açık ki, bizim birlik olup karşısına dikilmememizden. O halde kardeş halkların katledilmesine ve sefalet dayatmalarına karşı, bir sınıf olarak örgütlenelim ve mücadele edelim. 2 - İşçiden İşçiye

Ücret artışlarında ve çalışma koşullarında söz sahibi olmak için... İşyeri komiteleri kuralım, sendikalarda örgütlenelim! Asgari ücrete yapılan sefalet artışının ardından şimdi de Ocak zammı gündemde. Asgari ücretin biraz fazlası ile çalışan işçiler de asgari ücretli sayılır. Zira asgari ücrete yapılan 22,2 TL zam, Ocak ayı ücret artışını da belirleyecek. Patronlar, bir kez daha işlerin ne kadar kötü olduğundan yakınacaklar. Bizden kemerlerimizi sıkmamızı ve fedakârlık yapmamızı isteyecekler. Hatta birçok patron gözümüzün içine baka baka yalan söyleyerek, 2012 yılında zarar ettiklerini iddia edip, Ocak zamlarımızın üzerine yatmak için bin dereden su getirecektir. Oysa bu aynı asalak patronlar, 2012 yılında sanayide üretimin artış gösterdiğini açıklayarak, bununla övünüyorlardı. Şimdi, "işler kötü, böyle giderse işçi çıkartmaya gideriz" vb. tehditlerle zamdan vazgeçmemiz için uğraşanlar, 2012 de fazla mesaiye kaldığımız halde işlerin yetişmemesinden yakınan da bu aynı patronlardır. Evet, bir zam dönemi daha geldi ve asalak kapitalistler ile onların hizmetkârı olan AKP şefleri, yine kendileri çalıp kendileri oynayacaklar. Biz işçiler ise, halen birlikten ve örgütlülükten uzak olduğumuz için zam miktarı, hatta zamların yapılıp yapılmayacağı konusunda söz hakkımızı kullanmaktan yoksun bırakılacağız. Zira biz işçiler örgütlü değiliz, oysa kapitalist asalaklar özellikle Organize Sanayi Bölgeleri nde zam dönemlerinde kafa kafaya verip işçilere verecekleri (ya da vermeyecekleri) zam miktarına birlikte karar veriyorlar. Ücret artışlarından çalışma koşullarına kadar işçileri doğrudan ilgilendiren konularda söz sahibi olabilmemizin yolu birlik olmaktan, işyerimizde komite kurarak patronla işçi arasındaki mücadelede önemli bir yerde duran sendikalarda örgütlenmekten, patron karşısında sesimizi ve gücümüzü birleştirebilmekten geçiyor. Eğer bizler omuz omuza mücadele etmeyi başaramazsak, yine patron söyleyecek biz boynumuzu büküp dinlemek zorunda kalacağız. Patronlar bizim çıkarlarımızı hiç bir zaman düşünmediler ve düşünmeyecekler. Bu, onların işi de değil. Her sınıf, kendi çıkarlarını düşünüp savunmak zorundadır. Onlar, sömürü ve kölelik zincirlerini daha da kalınlaştırıp, kasalarını doldurma derdindeler. O halde işçiler de, kenetlenip, sınıf çıkarlarını savunmakla yükümlüdürler. Bunu başarmayan işçiler, yazık ki, köleliğe mahkum kalacaklardır. Unutulmamalıdır ki, bizim örgütlü gücümüz karşısında patronlar, kağıttan kaplandan başka bir şey değiller. Hem çalışma ve yaşam koşullarını düzeltmenin hem de sınıfsız sömürüsüz bir dünya kurabilmenin tek yolu sınıfa karşı sınıf temelinde mücadele etmektir. Unutmayalım ki, dert de bizde, derman da bizdedir! Yeter ki farkında olalım. İşçiden İşçiye - 3

Yeni yılla birlikte peş peşe zam! Sermayenin hizmetindeki AKP hükümeti, bütçe açığını kapatmak gerekçesiyle başlattığı zamlar furyası ile yeni yıla giriş yaptı. 2013 te geçerli olacak aylık net asgari ücret birinci altı ay için 739,79 TL den 774 e, ikinci altı ay için ise 804,70 TL ye yükseltildi. Asgari ücreti kırıntı düzeyinde arttıran AKP iktidarı akaryakıt, otomotiv, elektrik, gaz, ekmek, et ve süt gibi ürünlere, yani temel tüketim maddelerine yapılan %40 ı - %50 yi bulan oranlarda zamlar yaptı. Asgari ücrete kırıntı düzeyinde bir zam yapılmasına rağmen, AKP ve sermayenin borazanı olan medya, işçilere müjde şeklinde haberler yaparak, bizlerle pervasızca dalga geçiyorlar. Zamanında ekonomiden sorumlu bakan olan bir şahsın zamlar huzur ortamını korumak içindir sözü bile bizleri nasıl alaya aldıklarının göstergesidir. Hangi huzurdan bahsediyorlar? 4 kişilik bir ailenin sadece dengeli beslenebilmesi için gerekli olan miktar 1000 liraya yakınken, bugün aldığımız asgari ücret 739 TL. Bizler kölece koşullarda çalışarak, kıt kanaat geçinerek evimize, ailemize ekmek götürmeye çalışıyoruz. Kiraydı, doğalgazdı, mutfak masrafıydı, okul taksiti derken ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bu sefalet ücretiyle o ay hangi ihtiyaç daha acilse onu karşılamaya çalışıyoruz; sonra öteki ay bir diğer acil olanı, derken böyle gidiyor Bugün binlerce insan aldığı ücret yetmediği için faizli borçlarla günü kurtarmaya çalışıyor. Gün geçtikçe geliri eriyen işçi ve emekçiler kredi kartlarına sığınarak iyice borç batağına saplanıyorlar. Bu yetmiyormuş gibi işin içine icracılar karışıyor. İyice sıkışan emekçi, kimi zaman intihara bile sürüklenebiliyor. Şimdi bakanın söylediği söze gelince; savaşlar ve bunalımlar dönemindeyken, milyonlarca işçi ve emekçinin açlığın, sefaletin içinde boğuştuğu bu düzen ne kadar huzurlu ki, bu ortamı korumaya çalışıyorlar? Belli ki, onlar için önemli olan, emekçilerin değil asalak patronların huzurudur. Tüm bunların nedeni bizler işçi sınıfı olarak mücadele etmediğimiz içindir. Onların korumaya çalıştıkları bir sistem var; sömürü ve köleliğe dayalı kapitalist bir sistem. Bizler bu sisteme karşı savaşmadıkça daha nicelerimizin yaşam hakkı elinden alınacak. Açlık ve sefalet gün geçtikçe derinleşecek. Tek çözüm örgütlenerek kapitalizme karşı mücadele etmek, insanların birbirini ezip sömürmeden, kardeşçe yaşayabilecekleri sosyalist bir sistem kurmaktır. Kahrolsun ücretli kölelik düzeni! Yaşasın sosyalist işçi-emekçi iktidarı! Sincan Organize Sanayi Bölgesinden bir metal işçisi 4 - İşçiden İşçiye

Sincan'da asgari ücret etkinliği Bilkapen de çalışma koşulları Ben Bilkapen'de çalışan bir işçiyim. Kapı üretilen fabrikamızın birçok sorunu var. Örneğin işyerindeki yemekler güzel çıkmıyor. Yaptığımız işlerin ağır olduğu düşünülürse iyi bir yemeğin hakkımız olduğunu düşünüyorum. Ayrıca fabrikamızda zorunlu mesai dayatması var. Patron 17.30 mesai bitim saatine değil ek mesainin bitim saati olan 20.30'a servis koyuyor. Bizler de hem dolmuşa para vermemek, hem de Organize Sanayi Bölgesi nin çıkışına kadar yürümemek için mesaiye eyvallah diyoruz. Her gün mesai yapınca kimsenin özel hayatı kalmıyor. Biz sessiz kalırsak, bu kölece koşullar devam edecek. Mesailerin kalkması, maaşların gününde yatması ve diğer sorunların çözülebilmesi, ancak biz işçiler birlik olup mücadele etmeyi başarırsak mümkün olacaktır. Bilkapen'den bir işçi Metal İşçileri Birliği, Sincan'da işçi sınıfına yönelik çalışmaları kapsamında asgari ücret gündemli bir etkinlik gerçekleştirdi. Eğitim-Sen Sincan Şubesi'nde 23 Aralık günü yapılan etkinlik yaklaşık iki saat sürdü. Öncelikle sınıf mücadelesinde yaşamını yitirilenler için saygı duruşu yapıldı. Ardından son dönem sınıf hareketindeki gelişmelerin konu edildiği bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Etkinlikte söz alan emekli sendikacı Ramazan Gezgin, asgari ücretin mücadelesi deneyimlerinden bahsetti ve geçmiş yıllardaki sınıf mücadelesi deneyimlerinden örnekler verdi. İşçi sınıfının örgütlü olmadığı koşullarda asgari ücreti her zaman patronların belirleyeceğini vurguladı. Sonrasında MİB temsilcisi söz alarak işçi sınıfının, mücadeleyi ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine sıkıştırmadan yürütmesi, Türkiye ve dünyada yaşanan emperyalist savaş ve saldırganlık gibi politik sorunlara da kendi penceresinden ve iktidar perspektifi ile bakması gerektiğini söyleyerek örgütlenme çağrısı yaptı. Ardından işçiler kendi yaşadıkları fabrikalardan da örnekler vererek canlı tartışmalar yürüttüler. Yapılan bu tartışmaların ardından etkinlik mücadele ve örgütlenme çağrısı ile son buldu. Birlikten kuvvet doğar! Merhaba, Sincan OSB Dökümcüler Sitesi nde çalışan bir işçiyim. Size çalıştığım yerdeki sorunlardan bahsetmek istiyorum. Havalar soğuk olduğu için fabrikada ısınamıyoruz. İşten dolayı kapıların açılması gerektiği zaman ise daha da soğuk oluyor. Soba da yok. Yemekler de yaptığımız işe göre yetersiz. Makarna ve pilavla idare etmek zorunda bırakılıyoruz. Memnun değiliz. İşyerinde sık sık iş kazaları oluyor ve bununla ilgili önlemler alınmıyor. Yaralanmalar yaşanıyor. Yılda sadece bir kez sağlık kontrolü yapılıyor. Bir de yaptığımız işin zorluğuna göre ücretler çok düşük. Eski çalışanların maaşları fazla mesailerle beraber biraz fazla olmasına rağmen asgari ücrete çalışan da var. Bu ücretler doğal olarak bize yetmiyor. Sorunlar anlatmakla bitmez. Zaten hepimizin sorunları birbirine benziyor. Ama sebebi ve neden çözülemediği bellidir. Biz birbirimizi tutmadığımız, kol kola girip mücadele etmediğimiz için böyle sorunlar yaşıyoruz. Gelin birlik olalım, patronlara gücümüzü gösterelim, sorunlarımızı çözelim. Birlikten kuvvet doğar. Unutmayalım ki, işçiler ancak birlik oldukları zaman kuvvetli olabilirler. Dökümcüler sitesinden bir işçi İşçiden İşçiye - 5

Vinç fabrikasında tuhaf kazalar Bülbüloğlu fabrikasında ardarda iki kaza gerçekleşti. Önce 9 Aralık Pazar günü 10. bölümde çalışan Cemil, malzemeyi vinçle kaldırmadığından dolayı kaza yaptı. Sonra 7. bölümde çalışan Kerim Taşdemir'in üzerine malzeme düştü. İlk kazada Cemil in suçu var gibi görünse de, asıl sebep 10. bölümde ağır malzemelerin bile hafif sayılarak vinç kullandırılmamasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla kaza anında ustabaşının ya da patronun orda olmasına gerek kalmıyor. İşçi biri görecek mi kaygısından dolayı artık vinci kullanamıyor. Ve tüm bunlar vinç fabrikasında oluyor. Terzi kendi söküğünü dikemez ama vinç fabrikasında vinç kullanılabilir herhalde. İşte fabrika tarafından Bülbüloğlu işçisine verilen değer ortada. İkinci kaza ise Kerim Taşdemir adında bir işçinin yaptığı kazaydı. Kerim Usta'nın yüklemeyi hızlıca yetiştirmeye çalışması kazaya sebep olmuştur. İş kazaları bugünlerde Bülbüloğlu'nda çok sık yaşanıyor. İşi erken bitirme, mesaiye kalmama durumları için işçilerin canıyla oynanıyor. Bülbüloğlu işçilerinin canlarından daha değerli bir şeyleri yok. Fakat hayat kaybedilmişse olay bitmiştir. Geride sadece üzülecek, sıkıntılar çekecek bir ailemiz ve yakınlarımız kalacaktır. Daha sonra ödenecek kan parası ise yaraya tuz basacaktır. Bu kazaların yaşanmaması için yapılacak şeyler şunlardır; iş güvenliği ve işçi sağlığı eğitimlerinin daha sık ve paraya takılmadan yapılması, haydi haydi anlayışının terkedilmesi, patronun cebini doldurmak için çalışıldığı akıldan çıkarılmaması ve insanca çalışma standardına uygun çalışılmasıdır. Kaza riskine rağmen devam et deniliyorsa Sıkıysa sen çalış, ölmek istemiyorum ben cevabını verebiliriz. Ama her şeyden önemlisi sözümüzün hükmünün olabilmesi için, işyeri komitelerinde ve sendikada örgütlenmek ve birlikte mücadele etmek gerekiyor. İşçiden İşçiye Kromlüks A.Ş. Ocak zamları döneminde 5 işçiyi işten attı! Yıl boyunca işçilerin emek gücünü sömürerek kar eden Kromlüks patronları, tıpkı diğer fabrikaların patronları gibi sıra zam dönemine gelince "zarar ediyoruz" edebiyatına sarılıyorlar. Geçtiğimiz yıl sürekli fazla mesai dayatan Kromlüks patronları işler acil olduğunda Pazar tatilimizi dahi gasp ederek dur durak bilmeden çalıştırıyorlar. Her ay üretilen onlarca çamaşır makinesi, kurutma makineleri, ütüler, mutfak tezgahları gibi ürünler sayesinde servetine servet katan Kromlüks patronları, zam dönemi gelince kirli oyunlara başvuruyorlar. İşte 2012 yılı biterken Kromlüks'ten çıkartılan 5 işçi arkadaşımız bu oyunların son kurbanları oldular. Patron diğer işçilere gözdağı vermek için yeni yıla girerken 5 işçiyi kapının önüne koydu. Böylelikle "bakın 5 işçiyi işten çıkarmak zorunda kaldık", "vaziyet kötü", "zam veremeyiz ya da çok küçük oranda vereceğiz" deyip Ocak zamlarının üstüne yatmak istiyorlar. Kromlüks patronlarını sabahtan akşama kadar çalışıp biz zengin etmiyor muyuz? Patronlar servetini büyütürken bir yandan da utanmadan bizim zamlarımıza göz dikiyorlar. Ancak Kromlüks işçileri bu oyuna boyun eğmek zorunda değildir. Bizler birlik olursak, zam döneminde hep birlikte hareket edersek, işçiler olarak zam talebimiz neyse bunu ortak bir şekilde dile getirir ve bunun arkasında durursak, patrondan söke söke zam koparabiliriz. Aksi halde zam yine hayal olacak ve bize hayallerle avunmak kalacak. İşçiden işçiye 6 - İşçiden İşçiye

Özgürlük, eşitlik, sosyalizm mücadelesinde Devrimci Kadın Kurultayı'nda buluşuyoruz! Emekçi kadınlar, işçi kardeşler! Kadının tarihler boyunca süregelen ezilmişliği ve çifte sömürüsü günümüzde artarak sürüyor. Başta ev ve iş yaşamında olmak üzere her alanda cinsiyet ayrımcılığı devam ediyor, kadına yönelik şiddet, baskı, taciz, tecavüz sıradanlaşıyor. Yapılan tüm araştırmalar ve istatistiki veriler, Türkiye de kadın haklarının ne kadar geri olduğunu gözler önüne seriyor. Kuşkusuz ki kadınların ezilen cins olmasının ardında bugün, kapitalist sömürü düzeni yatmaktadır. Bu düzen, kendi çıkarları için kadının ezilmişliğini ve sömürüsünü beslemektedir. Bu durum, AKP hükümetinin iktidarda olduğu son 10 yıllık süreçte daha da kötüleşmiştir. Bir yandan kadının sömürüsünü derinleştirecek yasal düzenlemeler yapılırken, öbür yandan da kadınların ezilmişliğini artıracak, eğitim hakkından mahrum bırakacak ve çalışma yaşamından uzaklaştıracak düzenlemeler de yapılmaktadır. Sermayenin ihtiyaçları sonucu yasalaşan 4+4+4 eğitim sistemi ile aynı zamanda kız çocuklarının okumamasının, bunun sonucu olarak da çocuk gelinliğin önü açılmaktadır. Böylece AKP'nin politikalarıyla kadınlar çocuk-eş-mutfak öncelikli bir yaşama sıkıştırılmak istenmektedir. Yine son 10 yıla baktığımızda işyerlerinde mobbing, evde fiziksel şiddet, çalışsın veya çalışmasın ekonomik zorlukların yarattığı psikolojik şiddet, taciz, tecavüz vb. cinsel şiddet oranları on kat artmıştır. Ayrıca bu dönemde devlet eliyle yaşanan şiddetin sıçramalı bir şekilde arttığı da gözler önüne serilmektedir. Gözaltı ve tutuklamalarda kadınlar işkence görmekte, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmaktadır. Tüm bunlara ek olarak kürt kadınları ulusal kimliğinden kaynaklı ezilmişliği de yaşamaktadır. Sömürü çarklarının arasından, tüm yaşanan sorunlara karşı mücadeleyi seçen, patrona, devlete, sisteme başkaldıran işçi ve emekçi kadınlar ise umudu filizlendiren, inancı güçlendiren örneklerdir. Patronun, devletin, kolluk güçlerinin her türlü engellemesine rağmen kadın işçiler tek başlarına da olsa, direnme iradesini ortaya koymaktadırlar. İşyerlerinde, fabrikalarda gerçekleşen örgütlenme süreçlerinde, direnişlerin en ön saflarında kadınlar yer almakta, direniş süreçlerinde belirleyici rol oynamaktadırlar. Kardeşler, Kapitalist sömürü düzeni, kadının ezilmişliğini, çifte sömürüsünü derinleştirirken bir yandan da biz işçilerin, emekçilerin sorunun kaynağını görmemizi engellemeye çalışmaktadır. Sorun, kadın-erkek karşıtlığına dönüştürülmektedir. Ancak kadının kurtuluşu ve özgürleşmesi sorunların kaynağında duran sömürü düzeninin son bulması ile mümkün olacaktır. İşçi sınıfının iktidarıyla yani sosyalizmle, kadınların eşitliği ve özgürlüğünün ön koşulları yaratılacaktır. Bu da ancak kadın ve erkek işçi ve emekçilerin el ele yükselteceği mücadeleyle gerçekleşecektir. Emekçi kadınlar, ancak mücadele içerisinde özgürleşecek, baskıya ve sömürüye dur diyebileceklerdir. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu olarak başta emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçileri kadın sorununun ve kadının kurtuluş mücadelesinin bilimsel temellerini ortaya koyacağımız Özgürlük, eşitlik, sosyalizm mücadelesinde Devrimci Kadın Kurultayı nda buluşmaya çağırıyoruz. Kadın erkek elele örgütlü mücadeleye! Kadının kurtuluşu sosyalizmde! Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu İşçiden İşçiye - 7

DEVRİMCİ KADIN KURULTAYI na giderken... Kadın Sorunu, Sınıfsal ve Tarihsel Özüyle 8 MART Panelistler; * Sibel Özbudun (Öğretim Görevlisi) * Salime Tüfekçi (Toplumsal Cinsiyet Uzmanı) * BDSP Temsilcisi Tarih: 3 Şubat 2013 Pazar Saat: 14.00 Yer: Tüm Bel-Sen Konferans Salonu Sümer 2 Sok. No: 29/7 Kat 4 Kızılay İletişim: * Mamak İşçi Kültür Evi (Tıp Fakültesi cad. 586 sok. 2/A Tuzluçayır/Mamak) Tel:368 06 90 *Eksen Yayıncılık Bürosu (İzmir 1 Cad. Elgün Sok. Halilbey İşhanı 4. kat No:13 Kızılay/Ankara) *E-Mail: isciplatformu@gmail.com İşçi Bülteni Özel Sayı: 929 * Fiyatı: 25 Kr * Ocak 2013 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Millet Caddes, Sultan Cami Sk. No:2/9 Fatih/İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 242 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92