KEÇİÖREN CAFERİLERİNDE ÖLÜM ADETLERİ VE UYGULAMALARI



Benzer belgeler
NAMAZ. 2 Namaz kimlere farzdır? Ergenlik çağına gelmiş, akıllı ve Müslüman olan herkese farzdır.

Siirt'te Örf ve Adetler

RESİMLERLE ABDESTİN ALINIŞI

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Abdest Gusül Teyemmüm

DENİZ BİNBOĞA 6- D 296

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

İBADET 1 İBADET NEDİR?

İçindekiler. Günlük namazlar. Cemaatle namaz. Cuma namazı. Bayram namazı. Cenaze namazı. Teravih namazı. Namazın insana kazandırdıkları

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

İÇİNDEKİLER. Sayfa.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

En hayırlı söz faydalı olandır. Faydasız bilgide hayır yoktur. Lüzumlu olmayan bilgiden de bir fayda temin edilemez.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Ramazan Ayı ve Önemi. Ramazan Orucu. Ramazan Ayı ve Oruçla İlgili Kavramlar. Muharrem Orucu BÖLÜM: 1

", diye niyet edilir. Hemen eller yukarıya kaldırılıp

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

5.SINIF SINIF : 5 ÖĞRENME ALANI : AHLAK : 5 / SEVİNÇ VE ÜZÜNTÜLERİMİZİ PAYLAŞALIM MATERYAL TÜRÜ : TEST SORUSU

TC GENELKURMAY BAŞKANLIĞI GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ KOMUTANLIĞI A N K A R A KADAVRA BAĞIŞ BROŞÜRÜ

Organ bağışında bulunan herkesin organları kullanılabilir mi?

03 Ocak 2018 Çarşamba 09:24 Bu haber 3530 kez okundu.

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Birincisi; yüzün, alnın en üst tarafından başlamak üzere çene altına kadar olan kısmıyla, iki kulak yumuşakları arasında kalan kısmını yıkamak.

Sözlü Bilgi Kaynakları

2015 YILI İKİNCİ DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- İRŞAT PROGRAMI

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Şanlıurfa da ölümden defin e kadar yapılan uygulamalara genel bir bakış

MEZARLIKLAR MÜDÜRLÜĞÜ

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

PAZARCIK YÖRESİ ALEVİLERİNDE ÖLÜM VE ÖLÜ İLE İLGİLİ UYGULAMALAR. Yrd.Doç.Dr.Hamza KARAOĞLAN GİRİŞ

Meali: Şüphesiz biz Allah için varız ve şüphesiz (sonunda) O na döneceğiz.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HAC ÖNCESİ DİNİ HAZIRLIKLAR

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM )

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ KLASİK ALEVİLİK NEDİR? Halk Mezhebi... 18

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOYABAT ÖLÜM ÂDETLERİ 1 DEATH CUSTOMS IN BOYABAT FROM PAST TO PRESENT

HAKK MUHAMMED ALİ AŞKI ADIYAMAN ALEVİLERİ Fevzi Rençber Gece Kitaplığı, Ankara, 2016, 2. Basım, 304 sayfa ISBN Muhammed Cihat ORUÇ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

1. İHRAM YASAKLARI VE CEZALARI

Beykozlu Şehidimiz Er Erhan TERLETME ye Son Görev - Özgün Haber

2016 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

HAC ÖNCESİ DİNİ HAZIRLIKLAR

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ALANI CENAZE HİZMETLERİ KURS PROGRAMI

CEVAP ANAHTARI SINIF

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN )

Adana Halk Kültüründe Ölünün Ardından Evde Yapılan İşlemler*

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

HAC ve UMRE. Memduh ÇELMELİ

(KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ. Kan Çeşitleri. Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir.

Abdest nedir? Abdest, dini bir temizliktir. Belli organları usulüne göre yıkamaktır. Abdest namazın hazırlık şartlarındandır.

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Sağlık Bakanlığından:

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

İÇİNDEKİLER. Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

BEYPAZARI NDA AZA SAVMA ve AZA VERME GELENEĞİ. Şirin YILMAZ ÖZKARSLI*

HAC SEMİNERİ 2 HOŞGELDİNİZ

ÇIBLAK, Nilgün (2002), Anadolu da Ölüm Sonrası Mezarlıklar Çevresinde Oluşan İnanç ve Pratikler, Türk Kültürü, Y.XL, S.474, ss

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Bayram Namazı hangi ilde saat kaçta?

DİYARBAKIR DA TAZİYE GELENEĞİ

Adana Halk Kültüründe Ölünün Yıkanması Kefenlenmesi ve Diğer Uygulamalar *

FARZ NAMAZLARIN VAKİTLERİ

Transkript:

İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 11:2 (2006), SS.85 93 KEÇİÖREN CAFERİLERİNDE ÖLÜM ADETLERİ VE UYGULAMALARI Ali ALBAYRAK* Özet Ölüm insan hayatının önemli geçiş dönemlerinden birini teşkil etmektedir. Bu önemli geçiş döneminde de hemen hemen her toplumda birtakım adet ve uygulamalar bulunmaktadır. Bütün Anadolu da olduğu gibi Caferilerde de ölümle ilgili olarak bazı adet ve uygulamalara rastlanmaktadır. Caferilerin ölüm öncesi, ölüm anı ve ölüm sonrası adetlerini konu edinen bu çalışmanın araştırma evreni Ankara Keçiören, örneklemi de ilçede oturan Caferilerdir. Buradaki Caferiler Azeri kökenli olup, Keçiören e Kars tan göç etmişlerdir. Caferilerin ölü için yerine getirdikleri merasimler ve bunların yapıldığı günler eski Türklerin uygulamalarıyla da paralellik arz ettiği söylenebilir. Türkler asırlar boyunca farklı dinleri benimsemelerine rağmen eski Türk dini gelenekleri bütün Türklerin manevi hayatlarına derin izler bırakmıştır. Keçiören de yaşayan Caferiler üzerinde de bu etki kendini göstermektedir. THE DEATH CUSTOMS AND APPLİCATİONS AT THE KEÇİÖREN CAFERİS Abstract The death contitutes one important period of peoples life.there are a few customs and applications almost in every society in this important period.the Caferis have some customs and applications abaout the death like it is seen in Anatolien.The subject of this investigation is antemortem, the moment of death, the later of death at the Caferis.The place of investigation is Ankara, Keçiören.The Caferis in this investigationlive in that district.these Caferis are from the source of Azeri and they migrated from Kars to Keçiören. It can be said the Caferi s ceremonies and the days in this ceremonies made, are made for the deads are similar to old turkish applications.although the turkish had approriated to different religion a long the ages, the old turkishe religious tradition effected all the moralishe life of Turks.This effect can be seen too at the Caferis that live in Keçiören. Keywords: Society, Caferis, death, Keçiören, later of death, Azeri, relgion, Turks.

86 Dr. Ali ALBAYRAK Giriş Ölüm insan hayatının önemli geçiş dönemlerinden birini teşkil etmektedir. Bu önemli geçiş döneminde de hemen hemen her toplumda birtakım adet ve uygulamalar bulunmaktadır. Genel olarak bu adet ve uygulamaların amacı insanın yeni durumunu kutsamak, onu geçiş sırasında yoğunlaştığına inanılan tehlikelerden ve bu tehlikelerin zararlı etkilerinden korumaktır. Biyolojik olarak bedenin yaşama gücünü kaybetmesi olarak ifade edilen ölüm, dini ve kültürel adet ve uygulamalar halinde dini-sosyal bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır. 1 Ölüm, insanlar için ibret ve ders çıkarma olayı olarak değerlendirilmekle birlikte, ölen kişi için son görevlerini yerine getirme konusunda birtakım sorumluluklar da yüklemekte, bireysel ve toplumsal yaptırımlara yol açabilmektedir. Bundan dolayı da ölüm, sadece bireysel bir olay olarak değil toplumsal bir olay olarak da inceleme konusu yapılabilmektedir. Çünkü ölüm hem bireylerin hem de toplumların sosyal hayatlarında bazı yankıların uyanmasına neden olabilmektedir. 2 Anadolu insanının hayatında geleneklerin çok önemli bir yeri vardır. Toplumun günlük hayatını oluşturan, ona öz ve biçim kazandıran ana davranış kalıplarının temelinde adet ve uygulamalar yatmaktadır. Söz konusu bu uygulamalar bazen yöreden yöreye farklılık, bazen de benzerlikler göstermektedir. Hayatın önemli geçiş dönemlerinden olan doğum ve evlenmede olduğu gibi ölüm çevresinde de birçok inanma, adet, tören, ayin gibi kalıp davranışlar kümelenmektedir. Mezhebi ne olursa olsun bütün Anadolu da olduğu gibi Caferilerde de ölümle ilgili olarak bazı adet ve uygulamalara rastlanmaktadır. İnsanlar bazen dini kaygılarla bazen de sosyal yaptırımlarla cenazeleriyle ilgili birtakım tutumlar sergilemektedirler. Ölüm çevresinde kümelenen ve ölüyle toplum üyelerini kuşatan bu adetler, törenler başlıca iki grupta toplanmaktadır. Defin öncesi ve defin sonrası şeklinde oluşan bu gelenekler dizisi kısaca aşağıda açıklanmaktadır. Konu, Yöntem ve Problem Caferilerin ölüm öncesi, ölüm anı ve ölüm sonrası adetlerini konu edinen bu çalışmanın araştırma evreni Ankara Keçiören, örneklemi de ilçede oturan Caferilerdir. Buradaki Caferiler Azeri kökenli olup, Keçiören e Kars tan göç etmişlerdir. Bilindiği gibi Caferilik mezhebinin bir diğer adı da İmamiyye dir. İmamiyye, Hz. Peygamber in ölümünden sonra Hz. Ali yi, onun çocuklarını ve torunlarını hem Allah ın emri hem de peygamberin Dr. Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, e-posta: alialbayrak68@gmail.com 1 Ünver Günay, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, İstanbul, 1999, s. 203. 2 Y. Mustafa Keskin, Sarısaltık Ocağına Bağlı Alevilerde Ölüm İle İlgili İnanç ve Ritüeller, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 15, Kayseri, 2003, s. 115.

Fırat Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 11:2 (2006) 87 tayini ve vasiyeti ile meşru imam olarak kabul ederek on iki imama inanmayı iman esaslarından sayanların mezhebidir. 3 Bu mezhebin fıkhını ve akaidini hazırlayan kişi Cafer-i Sadık olduğu için Caferiyye de denilmektedir. 4 Keçiören deki Caferilerin konuyla ilgili uygulamaları, katılarak gözlem ve bire bir görüşmeler sonucunda tespit edilmiştir. Konunun araştırmacısı bütün cenaze işlemlerine bizzat katılmış, ölen kişinin arkasından verilen yemekte ve ölü için yapılan çeşitli duaların ve törenlerin yapıldığı yerlerde bulunmuştur. Görüşmeler sırasında önceden hazırlanmış herhangi bir soru formu kullanılmamış, yapılandırılmamış mülakat tekniği uygulanmıştır. Görüşmeler sırasında sorulara verilen cevaplar araştırmacı tarafından not edilmiş, daha sonra raporlaştırılmıştır. Söz konusu adetlerin ve bu adetlerle ilgili tutum ve davranışların neler olduğunun tespit edilmesi ve bu adetlerin tarihi arka planının neler olduğunun ortaya çıkartılması da çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Caferilerin ölüm ile ilgili adetlerinde din ve kültürün rolü nedir? sorusu da çalışmanın ana problemini teşkil etmektedir. 1- Caferilerde Ölüm Adetleri 1.1. Defin Öncesi Caferilere göre ölmek üzere olan bir kişinin yanında gusül abdesti olmadan bulunmak caiz değildir. Çünkü bu esnada melek Azrail görevini yapacaktır ve abdestsiz olmak meleğe saygısızlık olarak yorumlanmaktadır. Ölmek üzere olan kişiye Allah ın birliğine, Hz. Muhammed in peygamberliğine, Hz. Ali nin velayetine ve on iki imamın imametine olan imanını hatırlaması telkin edilir. Ölüm halinde olan kişinin başında Kur an dan Yasin, Saffat ve Ahzab sureleri okunur. Eğer bu kişi dindar bir insan ise Hz. Ali nin ona görüneceğine inanılır. O esnada ne kadar insan ölürse ölsün hepsinin ayrı ayrı Hz. Ali yi görecekleri kabul edilir ve bu durum Allah ın bir hikmeti olarak değerlendirilir. Ölüm gerçekleşince (Caferiler bunu cenaze düştü diye de tabir ederler) cenaze kıble yönüne hafif sağa yatırılır. Ağzı kapatılır, çenesi bağlanır, gözleri yumulur, elleri ayakları uzatılır, üzerine bir örtü örtülür. Eğer gece ise ölünün yanında ışık yakılır. Caferilere göre onu yıkamak, kefenlemek ve namazını kılıp gömmek her mükellef için farzdır. Bu görevleri bazıları 3 4 E. Ruhi Fığlalı, Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri, İstanbul, 1990, s. 140; Ali Albayrak, Caferilerde Dini ve Sosyal Hayat (Ankara Keçiören örneği), (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 2006, s. 52-53. Neşet Çağatay, İslam Tarihi, Ankara, 1993, s. 431; Hayreddin Karaman, Caferiyye, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. VII, İstanbul, 1993, s. 4.

88 Dr. Ali ALBAYRAK yapınca diğerleri üzerinden de sorumluluk kalkar. Yıkama işlemine taharet aldırarak başlanır. Sonra cünüplük guslü gibi bir gusül aldırılır. Cenazeye üç defa gusül aldırmak farzdır. Birincisi sidr 5 ile karışık suyla, ikincisi kâfur 6 ile karışık suyla, üçüncüsü normal çeşme suyu ile yapılır. Sidr ve kâfur toz ve yaprak halinde İran dan getirilmektedir. Yıkama işi tasla yapılır, önce sağ omuzdan başlanır, sonra sol omuzla devam edilir. Cenaze yıkandıktan sonra eğer mümkünse, Kerbela dan getirilen bir miktar toprakla kâfur karıştırılarak ölünün çeşitli yerlerine sürülür. Cenazeyi genellikle ahund 7 yıkamakla beraber bu işten anlayan bir başkası da yıkayabilir. Ancak yıkama işlemini mutlaka işi bilen bir Caferinin yapması gerekir. Cenazeye el değerse gusl-ü mess-i meyyit (ölüye dokunma guslü) farz olur. Ölüye dokunma guslü cünüplükten temizlenme guslü gibidir. Ancak cenaze eldivenle yıkandığında ve üç kere yıkandığında dokunulsa da artık gusül gerekmez. Kadın cenazeyi kadın yıkar. Fakat mecburi durumlarda kadının oğlu veya kocası yıkayabilir. Kefen, izar, kamis ve lifafe olmak üzere üç parçadan oluşur. Kefenleme işi iki türlü yapılır. Birincisi normal kefen ile ikincisi ise cevşenli kefen iledir. Normal kefen doğrudan beden üzerine giydirilirken cevşenli kefen başka bir kefen üzerine sarılmaktadır. Cevşenli kefenin kabir azabını durduracağı kabul edilir. Cenazenin sağ ve sol koltuğunun altına 20 25 cm. boyutunda söğüt dalları konulur. Sağ tarafa konulan dal üzerine kelime-i tevhid, sol tarafa konulan dal üzerine de kelime-i şehadet ile birlikte Aliyyun veliyullah ibaresi yazılır. Dallar sağ koltuğa kefenin içinden, sol koltuğa ise dışından konulur. Söğüt geç kuruduğu ve kuruyuncaya kadar Allah ı zikredeceğine inanıldığı için tercih edilir. Ağacın bu zikirleri nedeniyle kabir azabının olmayacağına inanılır. Yaralı ölülerin kefen lekelenmesin diye yarasının üzeri bantla sarılır. Şehit olanlar yıkanmadan kanlarıyla gömülür. Eğer ölen kimsenin vücudu yıkanmayacak durumda parçalanmış veya vücuttan sadece bir parça varsa, yıkanmadan toprakla teyemmüm ettirilir. Cenaze namazı bir dua olarak kabul edildiği için abdest ve gusül şart değildir. Ayakta ve ayakkabı ile kılınabilir. Açıktan beş tekbir alınır ve her tekbirden sonra dua okunur. Cenaze namazını ahund kıldırır. Eğer ahund yoksa ya ahundun olduğu yere cenaze götürülür ya da ahund cenazenin yanına getirilir. Bunlardan hiçbiri mümkün olmazsa bilen biri kitaptan okuyarak namazı kıldırabilir. Kadınlar da cenaze namazını ayrı saf tutarak 5 6 7 Sidr: Arabistan kirazları. Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ya. Haz. A. Sami Güneyçal, Ankara, 2001, s. 951. Kafur: Uzak Doğuda yetişir bir çeşit taflandan elde edilen ve hekimlikte kullanılan, beyaz ve yarı saydam, kolaylıkla parçalanan ıtırı kuvvetli bir madde. F. Develioğlu, a. g. e., s. 481. Ahund: Caferilerin camilerinde namaz kıldıran ve diğer dini hizmetleri yerine getiren din adamı.

Fırat Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 11:2 (2006) 89 cemaatle kılabilirler. Sıkıntılı durumlar göz önünde bulundurularak Caferi camilerinde devamlı çalışan morglar bulunmaktadır. Beklenmesi gereken durumlarda cenazeler buralarda muhafaza edilmektedir. Keçiören deki Caferiler cenazelerini Cebeci deki Karşıyaka mezarlığına defnetmektedirler. Cenaze kadınsa göğüs, erkekse göbek hizasında mezar kazılır. Cenaze mutlaka Müslüman mezarlığına gömülmelidir, gayr-i müslimlerin mezarlığına defin caiz değildir. Cenazeye saygıdan dolayı üzerine toprak dökülmesini önlemek maksadıyla mezarın üstüne beton bir blok konulur. Baba adı kullanılarak birincisi mezara konulunca, ikincisi de mezara gömülünce olmak üzere iki defa talkın verilir. Birinci talkında, cenaze erkekse mezarın içinde bir kişi cenazeyi hafifçe sallar. Cenaze kadınsa bu işi mezarın içerisindeki bir yakını yerine getirir. Ancak bu sırada orada bulunanların mezarın içerisini görmemeleri için dört kişi mezarın üstünde battaniye tutar. Cenazenin mezara konunca ruhunun geri geldiğine ve ikinci talkında ölen kişinin bunu duyduğuna, kalkmak isteyince de ölenin kendisinin olduğunu anladığına inanılır. Son olarak Kur an okunur, dua ve Fatiha dan sonra mezarlıktan dönülür. Erkekler geldikten sonra kadınlar da ahundla birlikte mezarlığa giderler. Caferilere göre gömme işleminde üzerinde durulması gereken önemli bir durum vardır. Kocası Müslüman olan hamile bir gayr-i müslim kadın ölmüşse mezara ters konulmalıdır. Böylece İslam fıtratı üzere yaratılan kadının karnındaki çocuğun yüzü kıbleye döndürülmüş olur. 1.2. Defin Sonrası Caferiler defin işi bittikten sonra toplu halde camiye gelirler. Dua edilir, Fatiha okunur. Sonra ölü yakınları tarafından hazırlanan yemek yenir. Yemekte et, üzümlü pilav (kişmiş) ve helva verilir. Buna ihsan adı verilir. Yemekten sonra herkes cenaze sahiplerinin masraflarını bölüşme adına bir miktar para verir. Eğer ölen kişi fakir biri ise para işinde yemeğe gelenler hayli cömert davranırlar. Buna yas parası denir. Aynı günün akşamı da yemek verilir. Bu yemekler üçüne hatta ölü yakınlarının maddi durumuna göre yedisine kadar devam eder. Ancak üçüne kadar erkekler camide bulunur. Ahund camilerin hemen bitişiğinde bulunan ve hüseyniye adı verilen bölümlerde üç gün oturur ve her gelene Fatiha verir. Yani ölen kişinin ruhuna bağışlanmak üzere Fatiha okunur. Yedisine kadar da ölü sahibinin evinde daha az sayıda kişiler yemek yerler. Kırkına kadar da her Perşembe günü yemek verilir, gündüzleri de mezarlığa gidilir. Yine ölünün kırkında ve yıldönümünde yemek verilir. Bu yemekler esnasında edilen duaların ve okunan Fatihaların ölen kimseye ulaşacağına inanılır. Yedisine kadar her akşam mezarlığa gidilir. Üçüne kadar hatim indirilir. Bu yemeklerde de her gelen için bir Fatiha verilir, dua okunur ve ölünün ruhuna bağışlanır.

90 Dr. Ali ALBAYRAK Cenaze gömüldüğü gün yatsı namazından sonra adına vahşet namazı da denilen iki rekat hediye (defin gecesi) namazı kılınır. Birinci rekatta Fatiha dan sonra bir defa Ayet el-kürsi, ikinci rekatta yine Fatiha dan sonra Kadir Suresi on kere okunur. İkinci rekatta eller yüz hizasına kaldırılarak dua edilir, buna kunut adı verilir. Allah ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt ine rahmet et ve bu namazın sevabını filan kişiye ulaştır diyerek namazın sevabı ölene bağışlanır. Bu namaz sayesinde ölen kimsenin mezarının aydınlandığına inanılır ve her namaz bir mum olarak kabul edilir. Ancak bu namaz mutlaka cenaze mezara konulduktan sonra kılınmalıdır. Herhangi bir nedenden dolayı defin gecikirse, cenazenin gömüldüğü ilk geceye kadar ertelenmelidir. Ölen şahıs küçük bir çocuksa tören teferruatlı yapılmaz, yemek verilmez sadece namazı kılınıp defnedilir. Eğer çocuk altı yaşını geçerse, büyük insan cenazesi için gereken vecibeler çocuk için de geçerli olur. Perşembe günlerinin yanında Pazar günleri de mezar ziyaretine gidilir. Kur an okunur, Fatiha verilir. Caferilerin inancına göre Cuma günleri ölülerin ruhları serbest bırakılır. Bu yüzden Perşembe günü akşamı ölünün ruhu eve gelir. Ölen kişi evi aydınlık görsün diye evde ışık yakılır. Koku alsın diye de çeşitli yemekler pişirilir. Bu nedenle kırkına kadar perşembe günleri evde bulunmayan ölü sahipleri grup üyeleri tarafından ayıplanır. Ölümün kırkıncı gününe kadar hatta şehir dışındaysa senesine kadar ahund eve götürülerek taziyeye gidilir. Bir şehirden bir şehre de başsağlığında bulunulur, ölen için oralarda da Fatiha verilir. Caferilerde mevlit okunması gibi bir uygulama yoktur. Bunun yerine dinleyenleri ağlatan duygulu bir şekilde roza (ravza) mersiye okunmaktadır. Ağıt evde okunur. Ölen kişinin özelliğini dile getiren ve hiçbir yerde yazılı olmayan acıklı şiirlerden oluşan ağıtlar okunur. Bu işi yapan ağıtçı kadınlar bulunmaktadır. Ölünün geride kalan şahsi eşyalarını fakirlere dağıtanlar olduğu gibi hatıra olarak saklayanlar da vardır. Sonuç ve Değerlendirme Bütün Anadolu da olduğu gibi Caferiler tarafından da uygulanan ve belirgin bir toplumsal değere sahip olan bazı cenaze törenlerinin benzerleri eski Türklerde de görülmektedir. Mesela, Göktürklerde ölüm halinde yas törenleri yapılır, matem sırasında saç baş dağıtılır, yüz ve kulaklar bıçakla çizilerek kan akıtılırdı. Bundan sonra yemek vermek adet halinde idi. Hunlarda, Göktürklerde, Uygurlarda ve Oğuzlarda ölünün hatırasına

Fırat Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 11:2 (2006) 91 tertiplenen bu törenlere yoğ denirdi. 8 Ölen kimsenin aşı verildi manasında da yuğladı veya yoğladı denirdi. 9 A. İnan, ölü için yapılan yoğ töreniyle ilgili olarak şu bilgileri vermektedir: Defin töreniyle ve ölüler kültüyle bağlı en eski ve iptidai törenlerden biri ölü aşı denilen törendir. Bugün medeniyetin yüksek derecesine ulaşmış olan kavimlerin hepsinde gördüğümüz bu ölü anma törenleri iptidai devirlerde ölülere aş verme töreninin tekâmül etmiş şeklinden başka bir şey değildir. Ölü aşı, Beltirlerde üçüncü gün, yedinci gün ve kırkıncı gün verilir ve törenler düzenlenir. 10 Yine Göktürklerde defin törenlerinde ölü çadıra konulduktan sonra, onun oğulları, torunları, erkek-kadın başka akrabaları atlar ve koyunlar keserler ve çadırın önüne sererlerdi. Ölünün bulunduğu çadırın etrafında at üzerinde yedi defa dolaşırlar, kapının önünde bıçakla yüzlerini kesip ağlarlardı. Yüzlerinden kan ve yaşın karışık olarak aktığı bu tören yedi defa tekrar edilirdi. 11 Uygurlarda da ölümün üçüncü gününden sonra nezir adı ile bir yemek verilmektedir. Yine yedinci günü ölüyü yıkayan hoca getirilip ona ölüden geriye kalan elbiseleri verilmektedir. Ölünün kırkıncı gününde de ölen kimsenin yakınları birbirlerine karşılıklı olarak hediyeler vermektedirler. 12 Görüldüğü gibi hem Caferilerde hem de eski Türklerde ölen kimselerin ruhları için düzenlenen törenlerde üç, yedi, kırk ve yıldönümleri gibi sayılar öne çıkmaktadır. Bu sayıların eski Türklerde de aynı özelliğe sahip oldukları göz önünde bulundurulduğunda Caferilerin bu uygulamalarında eski Türk adet ve geleneklerinin etkisinin olduğu söylenebilir. Aslında bu sayıların sadece Türklerde de değil pek çok kültürde önemli bir yeri bulunmaktadır. Söz konusu sayılardan 40. gün arınma dönemi olarak değerlendirilmiştir. Kadınların doğumdan sonra 40 gün dışarı çıkmamaları bu anlamdadır. 13 Aslında belli sayıların karşıladığı bu tür günlerin söz konusu sayılara 8 9 10 11 12 13 İbrahim Kafesoğlu, Eski Türk Dini, Ankara, 1980, s. 27-28; Murat Uraz, Türk Mitolojisi, İstanbul, 1994, s. 228; Günay Tümer-A. Küçük, Dinler Tarihi, Ankara, 1993, s. 83; V. V. Barthold, Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Desler, Yayına Haz. K. Yaşar Kopraman-A. İsmail Aka, Ankara, 1975, s. 159. Mehmet Eröz, Eski Türk Dini (Gök Tanrı İnancı ve Alevilik-Bektaşilik), İstanbul, 1992, s. 75. A. İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara, 1972, s. 189. A. İnan, a. g. e., s. 177; Fuat Bozkurt, Türklerin Dini, İstanbul, 2003, s. 225; Emel Esin, Türk Kosmolojisi(İlk Devir Üzerine Araştırmalar), İstanbul, 1979, s. 84. Harun Güngör, Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, Kayseri, 1998, s. 361. Annemarie Schimmel, Sayıların Gizemi, Çev. Mustafa Küpüşoğlu, İstanbul, 2000, s. 268.

92 Dr. Ali ALBAYRAK kazandırılmış olan dinsel, büyüsel ve geleneksel niteliklerden dolayı önemsendikleri, giderek birtakım adetlerin bünyelerine ana öğe olarak yerleştikleri 14 söylenebilir. Hayatın çeşitli dönemlerinin çevresinde kümelenen inanç ve adetlerinin çoğunun biçimsel ve fonksiyonel özelliğini oluşturan sayılar arasında yedi sayısı birçok toplumun yaşantılarında önemli bir yer işgal etmiştir. 15 Kabenin tavafının yedi olması, Safa ve Merve arasındaki mesafenin eski ölçülere göre yedi olması, bunların yanında en kutsal gecelerden birisi olan Kadir Gecesinin Ramazan ayının son yedi günü içerisinde olduğunun kabul edilmesi bu sayı ile ilgili önemli konulardandır. 16 Burada sözü edilen törenlerin pek çoğu hem grup içi hem de grup dışı bütünleşme açısından oldukça önemli birer unsur olma özelliğine sahiptir. Caferilerin cenaze merasimlerine ve sonraki törenlere sadece Caferiler gelmemekte, civarda yaşayan farklı mezhep ve içtihatlardan insanlar da katılmaktadır. Aynı şekilde Caferi olmayan cenazelere de Caferiler katılmakta bir sakınca görmemektedirler. Bu da bir arada yaşayan ancak dini farklı anlama ve algılamalara sahip olan insanların bütünleşmesi açısından önem arz etmektedir. Öte yandan cenaze yakınlarının her türlü sıkıntılarının paylaşılması, birlikte yenilen yemekler ve bu yemeklerin masraflarının grup üyeleri tarafından paylaşılması grup içi bütünleşme açısından ayrı bir öneme sahiptir. Sonuç olarak Caferilerin ölü için yerine getirdikleri merasimlerin ve bunların yapıldığı günlerin eski Türklerin uygulamalarıyla da paralellik arz ettiği söylenebilir. Anadolu adetleri hakkında yapılan çalışmalar göstermektedir ki; üzerinde pek çok kültür ve medeniyeti barındırmış olan bu coğrafyada cenaze merasimlerinden sonra yemek verilmesi âdeti uygulanmaktadır. 17 Türkler asırlar boyunca farklı dinleri benimsemelerine rağmen eski Türk dini gelenekleri bütün Türklerin manevi hayatlarına derin izler bırakmıştır. 18 Keçiören de yaşayan Caferiler üzerinde de bu etki kendini göstermektedir. Keçiören Caferilerinin ölüm adet ve uygulamalarında sahip oldukları farklı dini anlama biçimi etkili bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak dinin yanında söz konusu adet ve uygulamalarda din kadar kültürel unsurların da etkili olduğu görülmektedir. Eski Türklere ait inanç ve uygulamalar toplumun vicdanında yerini korumuştur. Bu durum 14 15 16 17 18 Sedat Veyis Örnek, Anadolu Folklorunda Ölüm, Ankara, 1971, s. 78. Sadettin Kocatürk, Fütüvvet-Namelerde ve İslamda Yedi Sayısı ile İlgili bazı Konular, Türk Halk Edebiyatı ve Folklorunda Yeni Görüşler I-II, Haz. Fevzi Halıcı, C. I, Ankara, 1985, s. 188. S. Kocatürk, a. g. e., s. 198. Tahsin Özgüç, Ön Tarihte Anadoluda Ölü Gömme Adetleri, Ankara, 1948, s. 93; Nezihe Araz-Umay Günay, 21. Yüzyılın Eşiğinde Örf ve Adetlerimiz, İstanbul, 1994, s. 114. Abdülkadir İnan, Eski Türk Dini Tarihi, İstanbul, 1976, s. 61.

Fırat Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 11:2 (2006) 93 bazen orijinal halde bazen de İslami bir şekil altında kendini göstermiştir. Türkler Müslüman olduktan sonra bile eski inanç ve kültürlerini tamamen unutmamışlardır. Bu durum özellikle ölüm adetleri gibi geçiş dönemlerinde kendini iyice hissettirmektedir. KAYNAKÇA ALBAYRAK, Ali, Caferilerde Dini ve Sosyal Hayat (Ankara Keçiören örneği), (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 2006. ARAZ, Nezihe-Umay Günay, 21. Yüzyılın Eşiğinde Örf ve Adetlerimiz, İstanbul, 1994. BARTHOLD, V. V., Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Desler, Yayına Haz. K. Yaşar Kopraman-A. İsmail Aka, Ankara, 1975. BOZKURT, Fuat, Türklerin Dini, İstanbul, 2003. ÇAĞATAY, Neşet, İslam Tarihi, Ankara, 1993. DEVELİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ya. Haz. A. Sami Güneyçal, Ankara, 2001. ERÖZ, Mehmet, Eski Türk Dini (Gök Tanrı İnancı ve Alevilik-Bektaşilik), İstanbul, 1992. ESİN, Emel, Türk Kosmolojisi(İlk Devir Üzerine Araştırmalar), İstanbul, 1979. FIĞLALI, E. Ruhi, Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri, İstanbul, 1990. GÜNAY, Ünver, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, İstanbul, 1999. GÜNGÖR, Harun, Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, Kayseri, 1998. İNAN, Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara, 1972 Eski Türk Dini Tarihi, İstanbul, 1976. KAFESOĞLU, İbrahim, Eski Türk Dini, Ankara, 1980. KARAMAN, Hayreddin, Caferiyye, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. VII, İstanbul, 1993. KESKİN, Y. Mustafa, Sarısaltık Ocağına Bağlı Alevilerde Ölüm İle İlgili İnanç ve Ritüeller, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 15, Kayseri, 2003. KOCATÜRK, Sadettin, Fütüvvet-Namelerde ve İslamda Yedi Sayısı ile İlgili bazı Konular, Türk Halk Edebiyatı ve Folklorunda Yeni Görüşler I-II, Haz. Fevzi Halıcı, C. I, Ankara, 1985. ÖRNEK, Sedat Veyis, Anadolu Folklorunda Ölüm, Ankara, 1971. ÖZGÜÇ, Tahsin, Ön Tarihte Anadoluda Ölü Gömme Adetleri, Ankara, 1948. SCHİMMEL, Annemarie, Sayıların Gizemi, Çev. Mustafa Küpüşoğlu, İstanbul, 2000. TÜMER, Günay-A. Küçük, Dinler Tarihi, Ankara, 1993. URAZ, Murat, Türk Mitolojisi, İstanbul, 1994.