Türk Metal bayram arifesinde satış taslağını açıkladı...



Benzer belgeler
İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

yaratmak fark için Birlikte Güçlüyüz Fark yaratıyorsunuz

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

Gelir Testi Yaptırmayanlar Dikkat!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

İşyeri Temsilcileri Rehberi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

NEYI DAHA BEKLİYORSUN! MASADA YANDAŞ MEMURUN İŞİ YAŞ! KAMU ÇALIŞANI. Yanlışta ısrar etme, senin iradeni satanların peşinden gitme!

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

Destek Personeli Eğitimleri

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Oğlum yüzme de bilmezdi...

Tarihi karanlık bir aile: Rockefeller

İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

ENERJİ, ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ, AĞ VE İLETİŞİM VE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ SEKTÖRLERİNDE ASGARİ ÇALIŞMA ŞARTLARINA İLİŞKİN ÖZET BİLGİ

Şahsım ve Öz Taşıma İş Sendikası adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

T.C. ÇALİŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Çalışma Genel Müdürlüğü. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINA (Personel Daire Başkanlığı)

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Metalde grev süreci hangi fabrikalarda başlıyor?

İŞÇİ BÜLTENİ. Kendilerine saraylar yapanlar bizi açlığa mahkum ediyorlar. Asgari ücrete %6 zam geldi! Gücümüz Birliğimizden Gelir!

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

İŞ HUKUKU ve SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

HAK-İŞ KONFEDERASYONU

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

Kıdem tazminatında gelecek prim oranına bağlı - 21 Eylül 2011

Direnişteki BEDAŞ işçileriyle söyleşi

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TÜZÜK VE YÖNETMELİKLER A.5 İŞYERİ KOMİTELERİ YÖNETMELİĞİ

OYDER, Bursa'da 22. Diyalog Toplantısı'nı gerçekleştirdi

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Metal işçilerinin mücadelede tek gerçek sendikası TOMİS'tir!

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

Soma da 301 maden emekçisinin yaşamını. Bir maden dosyasından yeraltı notları DOSYAMADEN

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK İLETİŞİM MERKEZİ (ALO 170) Bilgi Notu

10 Haziran TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ İSİG KOMİSYONU

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

Bir. güç birliği. hikayesi

Asgari ücret ve Ocak ayı zamları belirleniyor. Taraf olmazsak sadakaya mahkum kalırız!

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

ENERJİ, ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ, AĞ VE İLETİŞİM VE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ SEKTÖRLERİNDE ASGARİ ÇALIŞMA ŞARTLARINA İLİŞKİN ÖZET BİLGİ

Nöbet Görevi Öğretmenliğin Parçasıdır Fakat... Fakat...!

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

TOPLU İŞ HUKUKU (HUK302U)

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

S.M.Mali Müşavir Oğuzhan GÜNGÖR

16. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi

Türk-İş/Basın-İş e üye ol!

Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

İŞÇİNİN HAFTA TATİLİNDE ÇALIŞTIRILMASI HALİNDE ÜCRETİNİN HESAPLANMASI VE İDARİ PARA CEZASI II. HAFTA TATİLİ ÇALIŞMASININ ÜCRETİ VE HESAPLANMASI

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Geçen ay meslektaşım, eğitmen arkadaşım Gülgün Koç ne güzel hatırlattı Peter Drucker ın meşhur tespitini : Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz

METAL İŞÇİLERİ. Sınıfa karşı sınıf. MESS Grup TİS süreci başladı... Kazanmak için seyirci olmaktan çıkalım! facebook.com/metaliscileribirligi.

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

TOPLUMSAL RAPORLAR CEZALANDIRILIYORUZ ( ) Türkiye nin cezalı kentleri

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Şu an mühendis, mimar, şehir plancısı olarak çalışıyor musunuz veya bu alanda iş arıyor musunuz? Neden meslek alanı dışında çalışıyorsunuz?

Değerli basın emekçileri

Türkiye de. İş Kazalarıİstatistikleri, Maden erlendirilmesi. H. Can Doğan

DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAMÜLLERİ SANAYİİ A.Ş. / DMSAS [] :22:34

Cumhuriyet Halk Partisi

AĞUSTOS 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

Maden kazası değil, bu bir cinayettir ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır

SENDİKALAR VE İŞYERİ ÖRGÜTLENMESİ

Transkript:

İşçi Bülteni Özel Sayı No:1161 * Ağustos 2014 Sınıfa karşı sınıf METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ facebook: Metal İşçileri Birliği - MİB Türk Metal bayram arifesinde satış taslağını açıkladı... Satışa geçit yok, taslak çöpe! T ürk Metal yönetimi her zaman yaptığı gibi bir bayram arifesinde metal işçisinin sırtına ihanet hançerini sapladı. Fabrikaların büyük ölçüde tatile çıkacağı bir günün akşamında MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi ile ilgili taslağını açıkladı. Dünyada ilk kez işçilere sorularak hazırlandı diye sunulan taslak, metal işçilerinin çalışma koşulları düşünüldüğünde sefil taleplerden oluşuyor. Metal işçisinin beklentilerini kıyısından köşesinden bile karşılamak bir yana bunun bir teklif olduğu düşünülürse imzalanacak sözleşmenin şimdiden bir satış sözleşmesi olacağını gösteriyor. Türk Metal taslağında birinci altı ay ücretlere sadece yüzde 14, ikinci altı ayda enflasyon oranında, üçüncü altı ayda enflasyon artı yüzde 2, dördüncü altı ayda ise yine enflasyon oranında zam istiyor. Ücretlerin enflasyon oranında eridiği, sadece son bir yıllık enflasyonun yüzde 10 u bulduğu bir durumda masaya bu taleple oturmak satışın habercisidir. Masaya sadece yüzde 14 le oturan dilene dilene üç kuruşluk zam alır ancak. Diğer maddeleri de bundan farksız. Sosyal haklara yüzde 20, asgari ücretin altında ücret alan işçinin saat ücretine 40 kuruş gibi. Tüm bu maddeler hep dilenci bir anlayışla ve MESS i rahatsız etmeyecek bir tarzda hazırlanmış. Taslakta skandal denebilecek maddeler de var. Önceki dönemde olduğu gibi bu dönemde de bireysel emeklilik gibi özel emeklilik şirketlerinin işine yarayacak bir uygulama taslağa konmuş. Ama bunun yanında öyle bir madde var ki Türk Metal in nasıl da patron kafalı MESS uşaklarınca yönetildiğini gösteriyor. Öyle ki Türk Metal taslağa Kazasızlık ödülü adıyla bir madde koymuş. Bu maddeye göre iş kazası geçirilmeyen günlere istinaden işçiye ödül (100 güne 100 TL, 200 güne 150 TL, 360 güne 200 TL) verilmesi isteniyor. Bu sürelerin, iş kazası olması durumunda sıfırlanması öngörülüyor. Bu anlayış iş cinayetlerini kaza sınıfına sokmak ve sorumluluğunu da işçiye atmak demektir. Türk Metal bir de böylelikle işçi sınıfına ihanet etmiş oldu. İşte tüm bunlardan dolayı Türk Metal in bu taslağı bir satış ve ihanet taslağıdır. Metal işçisinin iradesini hiçe sayan, onun haklarını daha baştan MESS e peşkeş çeken bu taslak yırtılıp çöpe atılmalıdır. Metal işçilerini bu taslağa karşı tepkilerini yükseltmeye, onu çöpe atmaya, Türk Metal den hesap sormaya çağırıyoruz.

Bir Oyak Renault işçisi: Bayramı fırsat bildiler ama fabrikada büyük hoşnutsuzluk var! Bayram iznine çıkmamıza bir gün kala gelip çay bölümünde, taslağı yarım yamalak, biraz da üstü kapalı anlattılar. Geçiştirelim de bir an önce olsun bitsin tarzında... Yüzde 14 zam, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nda bir ata altını... Onun haricinde bizimle hiç alakası olmayan bir madde getirmişler. İşte bir yıl içerisinde iş kazası yapmayan bir işçiye 450 TL civarında bir para verilecek ki, işçi arkadaşlar buna hiç olumlu bakmıyorlar. Özellikle bu son maddenin bizimle hiç alakası olmadığını düşünüyorlar. Özellikle patronun çıkarına olan bir madde olduğunu düşünüyorlar. Uluslararası anlaşmalar, çalışma koşullarıyla ilgili yasalarda bu tarz büyük işletmelere ciddi cezalar kesildiğinden dolayı böyle bir maddenin konulduğunu düşünüyorlar. Biz işçiler olarak zaten sendikanın samimiyetine güvenmiyoruz. Geçmişteki pratiklerinden de gördük, bunlar yüzde 14 ile masaya otururlarsa yüzde 5-6 ile kalkarlar. Eminiz ki Türk Metal geçmişte olduğu gibi yine ihanet edecek. Bu patron sendikası bize defalarca ihanet etti, o yüzden işçiler de bir şey beklemiyor. İçeride de ciddi bir huzursuzluk var. Ama bayram arifesi olduğu için insanlar pek tepki göstermediler. Ama bu tepkiler bayramdan sonra şekillenecektir. İçeride ciddi bir huzursuzluk, sendikaya ve açıklanan rakama karşı ciddi bir hoşnutsuzluk var. İnsanlar şu an tatile yoğunlaşmışlar, tatile nasıl gideriz, sevdiklerimizle nasıl bir bayram geçiririz bunu düşünüyorlar. Bunların amacı da zaten bayram arifesinde taslağı açıklayarak her şeyi geçiştirmekti. Sendikaya, işverene ve taslağa karşı örgütlenmeliyiz. Metal işçileri ne istiyor? Biz metal işçileri öncelikle, Türk Metal ve Bileşik Metal İş sendikalarının her dönem, aynı oyunu oynamasından vazgeçmesini istiyoruz. Patronlar, MESS grup toplu sözleşmesinin yaklaşmasıyla iş yavaşlatma eylemlerine ve ekonomik kriz söylemlerini yaymaya devam etmektedir. Yani her dönem olduğu gibi bu dönem de aynı senaryolar devam etmektedir. Fakat nedense bu durum toplu sözleşme sonunda bitmektedir. Sendikalarımızı göreve çağırıyoruz. Koşullarımızın iyileştirilmesini, hakkımız olanı almalarını istiyoruz... Kâr listelerine baktığımızda her fabrikanın kârı yıllar içerisinde katlanmaya devam etmektedir. Ülkemizde her gün en az iki işçi hayatını kaybetmektedir. Bunların önlemler alınmasını istiyoruz. 1. İnsanca yaşamaya yeterli asgari ücret! 2. Eski işçi ile yeni işçi arasındaki ücret makası kaldırılmalıdır! 3. Taşeronluk sistemi kaldırılmalıdır, tüm taşeronlar kadroya alınmalıdır! 4. İkramiyeler ücretten ayrı ödenmelidir! 5. Telafi denklik esnek çalışma uygulamalarına son verilmelidir. 6. 7 saatlik iş günü, 35 saatlik haftası! İşçiye kendisi ve ailesi için daha fazla zaman bırakılmalıdır! 7. Kesintisiz iki gün hafta tatili! 8. Kıdem tazminatı ile kazanılmış haklara dokunulamaz, yasal değişikliklere atıf yapan ifadeler çıkarılmalıdır! 9. Tüm çalışanlara iş güvencesi! 10. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemler alınmalıdır! Son olarak fabrikalarda komitelerin kurulması gerekir. Sendikaların gerek demokrasinin işletilmesi için işçilerin de karar mekanizmasında söz sahibi olmaları gerekir. Söz yetki karar mekanizması içinde yer almalıdır. Kroman Çelik ten bir işçi BSH da işçileriyle TİS sürecini konuştuk... İnsanca yaşayabileceğimiz ücret istiyoruz - Sendikanız TİS sürecine nasıl hazırlanıyor? Ahmet: Hiçbir hazırlıktan bahsetmek mümkün değil. Daha TİS görüşmelerinden hiçbir işçinin haberi yok. İşçilerin haberi olmadan yürüyen bir görüşme sürecinde de bir hazırlıktan bahsetmek mümkün değil Mehmet: Ben on sendir bu fabrikada çalışıyorum, on sendir hiç bir şekilde bizlere sendikacılar gelip bakın arkadaşlar biz TİS görüşmelerine başladık ne yapabiliriz, sizler ne istersiniz diye sormadılar. Bu zamanlarda da hiçbir şey yapmadılar. Bazen süreç tıkanmış gibi gösterip biz işçilerin tepkisini azaltmak için yalandan eylemleri saymazsak hiçbir şey yapmadılar. İşin kısası hiçbir hazırlık yok. -Fabrikanızda TİS'e dair neler yapılıyor? Ahmet: Şu anda TİS görüşmelerine dair kimsenin bir bilgisi yok ne yapıldı ne yapılacak bir muamma. Zaten örgütlü olduğumuz sendikanın Türk Metal'in böyle bir tutumu hiç olmadı. TİS görüşmelerine dair fabrikalarda ne bir bilgilendirme toplantısı, nede bir süreci biz işçilerle örecek bir komite kuruldu. Kurulduysa bile bu kendi patron yalakası temsilcileriyle kurulmuştur. Bunun da görevi bu süreci kazasız belasız atlatmaları, işçilerin gözünü boyamak içindir. Daha öncede başka örgütlü olduğu fabrikada da çalıştım orda da aynı durum söz konusuydu. Mehmet: TİS görüşmelerine dair hiç bir hazırlık yok. Zaten bu patron yalakası ortağı sendikanın görevi biz işçileri satmak, bizlerin var olan haklarımızın elimizden alınması için patronla işbirliği yapmak. Biz işçilerin yaşamını, çalışma ortamlarını, aldığımız ücretleri düzeltmek gibi bir niyeti yok. Bu yüzden TİS sürecinde de bir yapmasını beklemiyorum. Hayal kurmaya gerek yok gerçek ortada. - Peki ne istiyorsunuz? Ahmet: Biz işçilerin isteyecek çok şeyi var. Çalışma alanlarımız bizlere çalışma koşullarında yoğun sömürüden kaynaklı cehenneme dönmüş durumda. Ağır sanayide çalışmamız rağmen çok düşük ücret alıyoruz. Bizler insanca çalışma ve yaşam koşulları istiyoruz. Bunun içinde tüm esnek çalışma yöntemlerine son verilmesini, çalışma sürelerin kısaltılmasını istiyoruz, insanca yaşayabileceğimiz bir ücret istiyoruz. Mehmet: Biz işçiler ne isteyeceğiz, döktüğümüz alın terinin karşılığı olacak iyi bir ücret istiyoruz, insan olduğumuzu anlayacağımız çalışma ortamları istiyoruz. 2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İhanete geçit vermemek için TİS komitelerine! Türkiye nin en büyük 500 büyük şirketi arasında Türk-Metal in yetkili olduğu tam 63 şirket var. Tarihi işçilere ihanetle patronlara hizmetle dolu olan bu sendika bu başarıda en büyük pay sahiplerinden biri olarak kendilerini görüyor. Bunun kazandıracağız, kazanacağız sloganlarını doğrulaması sayıyorlar. Evet hep onlar sayesinde kazandı patronlar ama işçiye bir şey kazandırdıkları yok! İşçi kanı ve alınteri üzerinden büyüyen bu işletmelerin bu kadar palazlanmasında, her kriz döneminde karlarını katlamasında bu ihanet şebekesinin büyük bir payı olduğunu inkar etmek mümkün değil. Örgütlü oldukları fabrikalarda işçilerin yaşadıkları sorunları çözmek yerine burada patronların karlarını artırmakla övünüyorlar. Kölece çalışma ve yaşam koşullarını derinleştiren patron saldırılarını karşılamak yerine işçilerin tepkilerini dizginlemekle uğraşıyorlar. Bu süreçlerde sesini çıkaran itiraz eden işçilerin isimlerini vererek işten atılmasına neden oluyorlar. Esnek çalışma koşularının fabrikalara uygulanması için patronlarla kafa kafaya vererek çözümler arıyorlar. Taşerona karşıyız diyerek işçilerin yüzlerine baka baka yalan söyleyip örgütlü oldukları fabrikalarda taşeron firmaların ya sahipleri ya da ortakları olarak işçilerin sırtından bir de böyle kar elde ediyorlar. Fabrikalarda yaşanan iş kazalarına sesiz kalarak işçilerin ölümlerine katledilmelerine ortak oluyorlar. Bu arada Türk Metal in hep satışla bitirdiği bir toplu iş sözleşmesi süreci daha başlamış oldu. TM Ankara da bir toplantı düzenleyerek başlatmış oldu. Bu toplantıyı da yarım asrı aşkın sendika tarihinde bir ilk olarak sundular. Aslında bu tür toplantılar sendikalar için sıradan etkinliklerdir. Ama misyonu işçi sınıfına metal işçilerine ihanet etmek olan işçileri alanlarda fabrikalarda satmak olan bir sendika olunca bu durum gerçekten de bir ilk oluyor. Bu toplantıda bir araya gelenler de zaten işyerindeki işyeri temsilciliği adı altında patron temsilcileri yapanlar. Yani bu toplantı hiçbir biçimde işçileri temsil etmeyen bizlerin taleplerinin, istemlerimizin tartışılmadığı düşüncelerimizin alınmadığı bir toplantıdır. Yine ilk olmakla övünen bu ihanet şebekesi, örgütlü olduğu fabrikalarda hiçbir biçimde bir toplu iş sözleşmesi sürecine uygun hazırlık yapmıyor. Biz işçileri bu sürece dair bilgilendirmiyor. Ne çalıştığımız fabrikada ne bir bilgilendirme, ne de bu süreci tartışacak, fabrikadaki TİS sürecini işçilerin iradesiyle örecek bir TİS komitesi kuruluyor. Zaten patronların karları büyütmekle övünen bu patroncu sendikadan da böyle bir işleyiş izlemesini beklemek hayal olur biz işçiler için. Bizlerin sırtından kazandıkları kendilerine lüks oteller yaptıran, hiçbir iş yapmadan milyarlarca lira maaş alan, TİS süreçlerinde bizleri satan bu ihanet şebekesinden hesap sormak, hakkımızı söke söke almak Türk Metal e aidat ödeyen biz işçilerin boynunun borcu. Bu ise bağımsız TİS komiteleriyle mümkündür. Bu açıdan biz duyarlı işçiler olarak bulunduğumuz fabrikalarda süreçten rahatsız olan tepkili olan işçileri örgütleyeceğimiz bir araya getirip sürece aktif katılım sağlayabileceğimiz TİS komiteleri kurabilmeliyiz. Biz metal işçilerin sırtında bir kambur olan, bu ihanet ve işbirlikçi çeteyi dağıtmak da ancak böyle mümkün olabilir. Tüm sorumluluk biz öncü, duyarlı metal işçilerinin omuzlarındadır Çerkezköy den Türk Metal üyesi bir işçi Mücadelede ve hak kazanmada sıfır çekiyorlar! Çalışma Bakanlığı sendikaların üye sayılarına ilişkin son istatistikleri açıkladı. Resmi Gazete'de yayınlanan istatistiklere göre Türk Metal sadece metal işkolunun değil aynı zamanda bütün işkollarının en çok üyeye sahip sendikası. Kayıtlara göre TM'nin tam 169 bin 569 üyesi var. Türk Metal bu rakamlarla övünüyor, işkolundaki diğer sendikalara göre en az 100 bin daha fazla üyeye sahip olduğunu ilan ediyor. Fakat bu tablo aslında TM için utanç verici olmalı. Çünkü TM bunca üyeye rağmen mücadelede ve üyesi olan işçilerin haklarını kazanmada SIFIR ÇEKİYOR. Birçok fabrikada TM üyeleri kan ağlıyor, ağır sömürü şartlarında çalışıyor. Buna rağmen TM geçtiğimiz günlerde 130 bin işçi adına açıkladığı toplu sözleşme taslağında sadece yüzde 14 zam talebinde bulunuyor. Yani bunca üyeyle ancak dileniyor. Böyle oluyor çünkü, TM bunca üyeyi kendiği bileğiyle kazanmıyor, patronlar diğer sendikalar gelmesin diye kendi elleriyle işçileri TM üyesi yapıyorlar. Bunun için üye sayısı ne olursa olsun TM patronlar karşısında bir hiç olmaya devam ediyor. İzmir Demir Çelik Sanayi işçisi: Taleplerimiz taslakta yer almadı Bayramdan önce temsilci arkadaşlarla birlikte toplantılar alarak taleplerimizi belirlemeye çalışıyorduk. Yapılmış olan genişletilmiş temsilciler toplantısına da hazırladığımız taleplerle temsilci arkadaşlarımız gittiler. İzmir Demir Çelik'te (İDÇ) genel olarak ücretlere %20 zam yapılması talebimiz vardı. Ayrıca demir çelik fabrikalarının ağır sanayi iş koluna girmesini ve ağır sanayi yönetmeliğinin sözleşmeye girmesini talep etmiştik. Ayrıca gece çalışmasına % 25-30 arasında zam yapılmasını ve her üç ayda 200 TL'lik erzak parasının sözleşmelere konulmasını istemiştik. Ancak İDÇ işçileri olarak hazırladığımız taleplerimizin hiçbiri genişletilmiş temsilciler toplantısından geçmedi. Demir çelik fabrikaları da dahil birçok yerde taslak toplantılarının yapıldığını öğreniyoruz ancak işçilerin taleplerinin hazırlanan taslaklarda yer bulmadığını gördük. Bayram arifesinde sözleşme taslağını açıkladılar. Bu aralar krizlerden bahsediliyor. Özellikle bizim burada Ortadoğu'ya olan siparişler bitmiş durumda. Ortadoğu savaşları sanırım bizim buralarda da sözleşmelere yansıyacak gibi gözüküyor. Kriz edebiyatı yapılarak sözleşme sürecini gürültüsüz bitirmek niyetindeler. Türk-Metal'in taslağı da öyle MESS tarafından imzalanmayacak bir taslak değil. MESS'te sadece bir yönetim değişikliği olduğu söyleniyor, bunun da sözleşme sürecini nasıl etkileyeceğini göreceğiz. METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 3

Coşkunöz'den bir metal işçisi arkadaşımızla TİS'i konuştuk... En az yüzde 50 zam, 35 saatlik çalışma haftası" İŞÇİ ÜCRETLERİ 4 - MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi süreci başladı. Beklentilerin neler? Bana göre toplu iş sözleşmesi danışıklı dövüş. Ben sendikanın bastırarak bir şeyler koparttığına inanmıyorum kesinlikle. Amaç sendikacıların işçilerden aldığı aidatlar kesilmesin. Çok fazla da bir zam isteyemeyiz zaten, patronla da ters düşmeyelim... Ama yerimizden de olmak istemiyoruz. Ne oluyor, burada patronla işçi arasındaki şeyi yumuşatmaya çalışıyorlar. Yoksa bastırarak, kopartarak işçiyi savunma gibi bir dertleri yok. İşçinin rahat edebileceği bir zam alabileceklerine de kesinlikle inanmıyorum. Bana göre yalandan bir oyun yani. Yüzde otuzla masaya oturuyorlar, yüzde 5 alıp zafer kazandık deyip geri geliyorlar. Ücretlerimiz eridi Toplu iş sözleşmesinden beklentim... Bu patron, bu işveren artık kendini üçe, beşe katladı. Bir fabrikası olan bunu üç yaptı. Eğer o kazanıyorsa benim de kazanmam lazım. Eğer o büyüyüp de ben hala aynı yerimde sayıyorsam, küçüldüysem bu işte bir terslik var. Ben neden hak ettiğim bir hayatı yaşamayım. Daha huzurlu daha refah seviyesi yüksek bir hayat yaşamayayım. Ben kazandırıyorum bu adama. Benim ortaya koyduğum emek sayesinde kazanıyor. Tamam o da yatırım yapıyor, bir şeyler koyuyor ortaya, ben emek veriyorum birlikte bir şeyler oluyor ama sonuçta benim emeğim olmasa onun yaptığı hiçbir yatırım işe yaramıyor. O yüzden bana göre minimum yüzde elli bir zam almaları gerekir ki şu 2002 den beri kaybettiğimiz Cam da greve hükümet darbesi alım gücünü yakalamamız lazım. Çünkü benim 10 yıl önce alabildiğim şeylerle şimdi alabildiğim şeyler arasında fark var. Benim aldığım maaştan elime 5 kuruş bile kalmıyor. Eridi gitti. - İşçilerin için ücret dışında da olmazsa olmazları var mı? Evet var. Neden derseniz çünkü ben Avrupa da tam 8 tane ülkede çalıştım. Hiç bir yerde görmediğim kadar ağır çalışma yükü Türkiye de var. Orada herkes 5 günlük, 35 saatlik çalışma haftasını doldurur. Cumartesi pazar tatil yapar. Haftasonu tatili yapmayanlar, özellikle gece çalışanlar haftada sadece üç gece çalışırlar. Üç gece gelir, 4 gün tatil yaparlar. Fabrikanın cumartesi pazar çalışması gerekiyorsa yalnızca iki gün çalışıp beş gün tatil yapanlar var. Tekrar söylemek istiyorum benim TİS ten beklentim en az yüzde 50 zam ve çalışma saatlerinin haftalık 45 saatten 35 saate düşmesi. İnsanlar aileleriyle yeteri kadar vakit geçiremiyor, düşük ücret aldığından bu sefer kalan zamanını da mesai ile kapatıp aldığı ücreti yükseltmeye çalışıyor. Ücretlerin yükseltilmesi de bu yüzden gerekli. Çünkü bu işçinin eline yeteri kadar para gelirse bu sefer parayı az bulmayıp haftasonunu da ailesine ayıracak. İşçi sürekli mesailerle hayatını çürütüyor. Türkiye de işverenin tek istediği yaşamak için çalışan değil çalışmak için yaşayan insanlar topluluğu. - İşçilerin kendilerine atılan bu kazığa karşı yeter deme zamanı gelmedi mi? Bunun zamanı geldi de geçiyor. Sendika artık işlevselliğini yitirdi. Bir işe yaramıyor. Bulunduğum işyerinde de çatlak ses olarak ben insanları zaman zaman kışkırtıyorum. Sendikacılar da işverenin köpeği olmuş. - Sendikaların üstünde baskı kurabilecek bir taban örgütlenmesi olabilir mi? Özellikle bizim işyerimizde gençler, işçilerin hakkının ne olduğundan dahi bir haber. Onları örgütlemek gerekiyor. Onlar bilinçlendirilmeli. Senin amirinin, müdürünün her kafasına Şişecam a bağlı on ayrı fabrikada 5 bin 800 işçi toplu sözleşme sürecinde anlaşmazlık nedeniyle 20 Haziran günü greve çıktı. İşçiler başta asgari ücret seviyelerinde dolaşan ücretlerin arttırılması olmak üzere talepleri için başlattıkları grevi kararlılıkla sürdürdü. Grev kırıcılığına karşı da tok bir duruş sergileyen işçilerin karşısında soluksuz kalan Şişecam yönetimi en son çare olarak Tamel Balcı adlı işçiyi işten çıkararken hemen ardından da AKP hükmetine dayandı. Sermayenin bir dediğini iki etmeyen hükümet, milli güvenliği gerekçe göstererek grevi erteledi. Grev yasağı anlamına gelen bu karar karşısında işçiler tepki gösterdiler. Ancak sonuçta sendika yöneticilerinin verdikleri sözlere güvenerek işbaşı yaptılar. Süreç devam ediyor. METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ estiğinde seni çıkartıyorum diye tehdit edemeyeceğini bilmeliler. Ya da ben neden bu kadar düşük ücrete çalışıyorum diye sorgulayan bir gençlik yok. Neden daha fazla alayım demiyor da işçi diyor ki,beni işten çıkarmasın, sigortam devam etsin. Artık koyun sürüsü değil de bilinçli bir işçi sınıfı olmalıyız. Grev silahımıza hükümet el koydu Çünkü neden biliyor musun? Biz Çinlilerle de çalıştık. Artık dünyanın ucuz iş gücü olarak gördüğü yer Çin değil. Eskisi gibi artık Çin de 50 dolara, 100 dolara insanlar çalışmıyor. Maaşlar en az 500-600 dolar. Türkiye hem Avrupa ya yakın hem de işçileri bedavaya çalıştırıyorsunuz. Devlete baskı yapıyorlar ücretler kesinlikle yükselmeyecek diye. Devlet de bu konuyu kontrol altında tutmaya çalışıyor. Artık grev silahımızı kullanamaz duruma geldik. Buradan çıkış yolu olarak işçilerin kendi öz inisiyatifi kullanma hakkı var. - Haklarını elde etmek için işçi sınıfının atması gereken adımlar neler? İşçiler artık boynu bükük, işverenin ona iş verdiğine şükreder halde durmamalı. Zaten o işin karşılığını emek sarf ederek, hayatından bir parça vererek veriyor işçi. Orada hiç kimse karşılıksız bir şey vermiyor. Işçiler üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor. Emeğini veriyor, zamanını harcıyor ve onun karşılığında ücret alıyor. Ama bu ücret eğer onu ay sonuna kadar idare etmeyen, rahat rahat pazara, markete gidip gelmesini sağlamayan bir ücret ise onu nasıl iyileştirebilir diye düşünen bir işçi sınıfı olmasını istiyorum. Korkak değil, titrek değil. - Önümüzde hakları için fabrikalarını işgal eden bir Greif örneği var. Nasıl değerlendiriyorsun? İzledim, yakından takip ettim. Greif çok doğru bir örnek. Yasal olmayan bir yasallık bu. Bizlere zorla dayatılan kurallar var. Sen bu çerçeveden dışarı çıkma, senin kafan çalışmaz her şeye, biz düşünürüz mantığı var. Hayır artık düşünen bir işçi sınıfı olsun istiyorum. Dünyanın hiç bir yerinde bizim ülkemizdeki kadar işçiyi hor gören ve çok çalıştırılan bir yer yok. Fransa da bir fabrikada bir amir işçiye kesinlikle hakaret edemez. O çalıştığı hatta bütün herkes işini durdurur, o adam orada barınamaz. Ya başka bir bölüme gönderilir ya da işten çıkarılır. Bir işçi işinden olduğu zaman bana ne ya beni ilgilendirmez demezler. Hepsi birden iş bırakırlar. Arkadaşlarına sahip çıkarlar. - Teşekkür ederiz... Gönlümüz hep yürekli emekçi kardeşlerimizde. Artık işçi sınıfı uyansın diyorum.

Bu anlayış beklentilerimizi karşılayabilir mi? Bazı arkadaşlar patron işbirlikçisi bir şebeke olan Türk Metal'e karşı mücadele ederken Birleşik Metal-İş Sendikası'nın yönetimine yönelik eleştiri yapmamızı anlamıyorlar. Bunun ihanet şebekesine karşı mücadeleyi zayıflatacağını iddia ediyorlar. Oysa bu tutumumuz mücadeleyi zayıflatmaz tersine güçlendirir. Çünkü Birleşik Metal'e egemen sendikal anlayış geri ve uzlaşmacı çizgisiyle Türk Metal çetesininin işini kolaylaştırıyor. Onun ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü kağıt üzerinde iddiaları ne olursa olsun bu anlayışın ufku kurulu düzeni aşamıyor. Net bir sınıfsal ufku sahip değil. Bunun sonucu ise Türk Metal'in "kazandıracağız kazanacağız" anlayışının inceltilmiş bir türevi oluyor. Gerçekçilik adına toplu sözleşme sürecinde de haklı ve meşru olanı değil, patronların ne kadar verebileceğini baz alan orta yolcu bir sendikacılığa varıyor. Kabul etmese de, sınıfa karşı sınıf duruşu yerine "endüstriyel ilişkiler" adı altında sosyal diyalogculuk tüm düşünce ve davranış çizgisine damgasını vuruyor. Bazıları, "olabilir ama sonuçta demokrasi uygulanıyor, kararları işçiler alıyor" diyor. Biz ise buna karşılık diyoruz ki, iyi güzel ama kararların alınmasında belirleyici olan yöneticiler oluyor, politik ve moral sınırları onlar çiziyor, ufku onlar belirliyor. Bunun için tabanın fikirlerinin alındığı iddia edilen kurullar yönetimin kararlarının onaylandığı göstermelik organlara dönüşüyor. Metal İşçileri Birliği, bunun için bu organların yönetim kurullarından bağımsız olması, bağımsız çalışması ve karar alması gerektiğine inanıyor. Bu olmadığından yöneticiler ayrıcalıklarından vazgeçmedikleri, tabandaki kontrolsüz enerjiden de çekindikleri için bu organlar göstermelik hale geliyor. Dahası yönetimlerin geriliklerini, önderlik sorumluğunu işçiye yüklüyor. Yapılmayan işler, geri tutumlar işçilerin gerilikleriyle açıklanır hale geliyor. Öyle ki işbirlikçi Türk Metal bile bunu anladığı için şimdi aynı türden organları topluyor. Kendi satış taslaklarını temsilci ve yöneticilerin katılımıyla organize edilmiş toplantılar üzerinden ilan ediyorlar. Ekte yayınladığımız küpür, burada tartıştığımız sendikal anlayışın iyi bir özetidir. Bu küpür Birleşik Metal Sendikası'nın aylık gazetesinin giriş yazısından alındı. Küpürde MESS Grup toplu sözleşme sürecinden bahseden sendika yönetimi, beklentilerin yüksekliğinden bahsettikten sonra konuyu ekonomik kırılganlığa getiriyor. Yani aslında metal işçisini beklentilerini kırmaya çalışıyor. Hemen ardından ise toplu sözleşme taslağının tabandan kurullar yoluyla hazırlandığını iddia ediyor. İşte eleştirdiğimiz tutum ve davranış çizgisi böyle ifade buluyor. Anlayış ve ufuk bu olduktan sonra metal işçisi daha iyisini isteyebilir mi, metal işçisinin beklentilerine uygun bir taslağın ortaya çıkması mümkün olabilir mi? Ekonomik kırılganlıktan bahseden bu sendika yayınını okuyanlar korkar, tedirgin olur ve azla yetinmeye kendisini hazırlar. Ama zaten yaratılmak istenen de bu değil midir? Peki bu anlayışın karşısında MİB'in savunduğu sınıf sendikacılığı ne diyor: Taleplerimizi belirlerken, MESS in ne vereceğini değil haklı ve meşru olanı ölçü almalıyız. Bundan sonra ise mücadelenin güç ve olanakları ile emek ile sermaye arasındaki mücadelenin mevcut dengelerini dikkate almalıyız. Bunu yaparken geri olana değil, ileride durana bakmalıyız. Mevcut sınırlara sıkışmamalı, sınırları aşmanın yollarına bakmalıyız. (MİB TİS broşüründen...) İşte Metal İşçileri Birliği böyle bir anlayışı temsil ediyor ve bu anlayışın sendikalara egemen olması için tüm gücüyle çalışıyor. İleri ve öncü işçileri bu anlayış doğrultusunda birleşmeye, ortaklaşmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyor. Metal İşçileri Birliği Metal patronlarından hükümete: "BİZ DE GREV YASAĞI İSTERİZ" Cam grevini ve madenci grevlerini yasaklayarak işçileri grev silahını elinden alan AKP hükümeti, metal patronlarının da iştahını kabarttı. Metal İşçileri Birliği'ne ulaşan bilgilere göre karlılıklarını kölelik koşullarında ucuz işçiliğe borçlu olan metal patronları, MESS grup TİS sürecinin başlamasının ardından, düzenlerinin bozulmasından korkuyorlar. Bunun için şimdiden iplerini sağlam kazığa bağlamak isteyen metal şirketlerinin yönetimlerinin hükümet nezdinde girişimlerde bulundukları, olası bir grevi kaldıramayacaklarını belirterek grev yasağı kararının alınmasını istedikleri, aksi takdirde de yatırımlarını başka ülkelere çekmekle tehdit ettikleri bildirildi. Cam grevinin yasaklanması karşısında sessiz kalan sendika yönetimlerinin olası bir grev yasağı karşısında ne yaptıkları, ne yapacakları ise merak konusu. Metal İşçileri Birliği METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 5

İşçi sağlığı ve işçi güvenliği için mücadeleye İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından amaç insanların sağlıklı bir yaşam sürmesi için uygun ortamın sağlanmasıdır. Yasal zorunluluklar bu nedenle kağıt üzerinde ve göstermelik olarak değil, işçilerin sağlık ve güvenliğini güvenceye almak amacı doğrultusunda ele alınmalı uygulanmalı ve geliştirilmelidir. Oysa bugünkü sistemde mesele, iş kazalarından, meslek hastalıklarından işçiyi korumak değil kazaya uğrayan işçiyi suçlayacak ortamın hazırlanmasıdır. İş kazalarının ana sebebi kar hırsı olduğundan, bunun baskısıyla var olan taşeron sistemi, uzun çalışma saatleri, gece vardiyası, insan sağlığına zararlı ve genelde merdiven altı tabir edilen yerlerde yapılan üretimin durdurulması, kaldırılması kapitalist sistemle bağdaşmaz. Türkiye'nin iş güvenliği ve iş sağlığı açısından sözde en iyi korunaklı madeni olduğu iddia edilen Soma madeni gerçeği ortadadır. Yine bir kaç yıl önce Muğla Milas'ta 7 işçinin zehirlenerek ölmesi sadece patronun koruyucu elbise masrafından kaçması yüzündendir. Sistemin kar dürtüsü yeri geliyor işçi sınıfının uykusundan çalıyor, yeri geliyor gözünü kırpmadan canını alıyor. Örnekleri o kadar çok ki bu topraklarda, ne yazık ki bu kazalarla gelen ölümler olabildiğince çoğalmaya yeminli sanki. Bu iş kazalarında ve meslek hastalıklarından çıkan maliyeti de sermaye yine bizden çıkarmaktadır. İş kazalarının ulusal ekonomi açısından maliyeti sosyal güvenlik sistemi ile hastane iyileştirme merkezleri giderleri SGK verilerine göre 35 milyar TL dir. Ancak ülkemizde işletmelerin yalnızca %2'si işçi sağlığı ve iş güvenliği için harcamada bulunmaktadır. Yasalar ve yönetmelikler temelinde tartıştığımız zaman ise trajikomik bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili her düzenleme 50 ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerini kapsamakta. Yani 50 sayısı sağlık ve güvenlik önlemlerinden gerekli birimlerinin kurulmasına kadar önemli bir eşiği ifade ediyor. Diğer taraftan 2008 verilerine göre sanayiden sayılan işyerlerinden yüzde 86.4'ü 50 kişinin altında kayıtlı işçi çalıştırıyor. İş kazaları ve meslek hastalıklarının büyük bir bölümü de bu 50'nin altında işçi çalıştıran yerlerde gerçekleşiyor. Bu sayıyı 2003'te 30'dan 50'ye çıkaran sermaye devleti sağlık giderlerinin çoğunu kendi iş sağlığı ve iş güvenliği denetimsizliğinden dolayı yaratır. Bu giderlerin acısını hastanelerde müşterileştirerek ya da boğazımıza kadar vergilere boğarak veya sıra beklememek için açıktan para alarak çıkarıyor. Yani gerçek şu ki iş kazalarından dolayı oluşan sağlık giderlerimizi devlet değil yine bizler evimize girecek olan ekmeğimizden biraz daha kısarak ödüyoruz. Patronlar için iş sağlığı ve iş güvenliği insan merkezli değil üretimin daha verimli olması için vardır. Taşeron ise yalnızca AKP'nin değil başlı başına sermayenin bizlere dayattığı bir gerçektir. Kendi başına bırakıldıkça yıkımdır, sömürüdür, ölümdür. 2003 yılında 350.000 olan taşeron işçi sayısı bugün 1.500.000 bini aşmıştır. Esnek ve güvencesiz çalışmanın yolunu alabildiğine açtığı iş cinayetlerinde yılda 1400 işçi ölmektedir. Daha bir kaç ay önce bu uygulama yüzünden yerin 2 kilometre altına giren maden işçileri Soma' da vardiya başına 3200 ton kömür çıkartmakta ki bu insan gücüyle dünya standartlarının çok çok üstündedir. Sonuç resmi olarak 301 işçinin hayatını kaybetmesidir. Ama Soma Holding'e ait plazalar gökyüzüne yükselişini sürdürmektedir. Yine birkaç yıl önce Tuzla tersanelerinde kar hırsından dolayı her gün iş cinayetleri yaşanmaktaydı. Hatta öyle ki iş kazasında yaşamını yitiren işçinin cesedi 2 gün sonra fark edilmekteydi. İş cinayetlerinde durum buyken geçen günlerde sermaye devleti madenlerde yaşam odalarını mecburiyet haline getiren yasa teklifini elinin tersiyle itti. Görüyoruz ki, yaşam odası dahil tüm haklarımız için meşru militan mücadeleye ihtiyacımız vardır. Kavel, Paşabahçe grevi, Derby işgali, 15-16 Haziran direnişi gibi. İşçi sınıfı olarak şunu bilmeliyiz ki bugün var olan haklarımızı bu militan mücadele anlayışına borçluyuz.1980' den bu yana haklarımız parça parça geri alınmaya çalışılmaktadır. Bugün bu haklarımıza sahip çıkmak bize sunulan yoksulluğa, iş kazalarına, meslek hastalıklarına, güvencesiz çalışmaya, sağlıksız ortamlara karşı direniş ateşini yeniden yakmak ve Greif işçilerinin İşgal, Grev, Direniş yolundan gitmeliyiz. Çiğli AOSB'den bir metal işçisi Özyaşar da kadın işçi sömürüsü Özyaşar fabrikasında çalışıyorum. Toplam çalışan sayısı 300, bunların çoğunluğu erkek. Patron, erkek işçilerin taleplerine karşılık sizin yaptığınız işi kadınlar da yapar diyerek biz 8 kadın işçiyi aldı. İşe başladığımızda beklediğimiz gibi bir çalışma ortamı bulamadık. Erkek işçiler öncelikle bize işi öğretmek istemedi, bizi yıldırmaya çalıştılar. Fakat biz yine de işi öğrendik. Bunu kaldıramadılar ve bu sefer açık açık yüzümüze karşı bazı erkek işçiler gitmemizi istediklerini söylediler. Bunda da başarılı olamayıp üstüne üstlük biz kadınlar daha fazla zam alınca gururlarına yediremeyerek bize karşı düşmanlıkları daha da artarak pervasızlaşmaya, iftira atmaya başladılar. Bu iftiraları yine boşa düşürdük, susmak zorunda kaldılar. Bu işçi arkadaşlar bizimle uğraşmak yerine gasp edilen haklarını savunsalar 12 saat çalışmaz ve haklarını alıyor olurlardı. Bizlere yapılan haksızlıklar hepimizi canını sıkıyordu. Ve biz bunu vardiya amirlerine bildirmek zorunda kaldık. Onlar olabildiğince önlem alacaklarını söylediler, ama öyle olmadı. Çalışma ortamında biz kadınlar daha iyi yapabildiğimizi kanıtladık. Boyahanede hiçbir erkek çalışmamış ama biz kadınlar çalışıyorduk. Bu sefer yönetim kadınları çoğaltacakları yerde kadınları azaltmaya çalıştı, yeni başvuruları reddettiler, onlar da bizi yıldırmaya çalıştı. Mesela gece vardiyasında çalışmayacağımızı söylediğimiz halde bizi bu sefer gece vardiyasına zorladılar. Hamile arkadaşımızı yapamayacağı işler verilerek yıldırmaya çalıştılar. Arkadaşımız en sonunda doktordan rapor aldı. Sonuç olarak kadın işçi alımı durduruldu Biz sorunlarımızı ilettiğimiz zaman şefler bizi toplayıp aklınızı başınıza toplayın, kapı önüne koyulursunuz dedi. Diğer arkadaşlarla biraraya gelelim dedim olmadı. Zamlar oldu çok büyük haksızlıklar oldu. Onlarla aynı işi yapmamıza rağmen aynı zammı alamadık. Gidelim konuşalım dedim ama kimse yanaşmadı sırf orada kalmak için. Görevimiz olmadığı halde başka makinalarda çalıştırıldık. Bazı bölümlerde 400 derece sıcakta çalışıyoruz, hafta içi bir gün tatil yapılıyor, aldığımız ücret ise 900-1000 lira. Onlara Cuma namazına izin veriyor diye daha fazla çalıştırıyorlar fakat bu görünmüyor. Hiç kimsenin haklarını aramak aklına gelmiyor. Ama patronlar gelip sırt sıvazlıyor, işçinin hoşuna gidiyor. Hep suç patronda değil, bunu kabul eden işçide bence. Özyaşar fabrikasında erkek işçi arkadaşlar asıl düşmanı görmüyor. Fabrikada iş kazaları, ağır, sağlıksız ve sefalet ücretle çalışma koşullarına karşı örgütlenmek yerine, birbirimizle uğraşıyoruz. Bizler kendi sorunlarımızı görerek ve bu sorunlarımızı kadın-erkek işçiler olarak bir araya gelerek çözebiliriz ancak. Özyaşar dan bir kadın işçi 6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İletişim adres ve telefonları... Mail adresi: metaliscileribirligi@gmail.com İsrail Filistin den defolsun! İsrail emperyalist bir güç olmasının verdiği şımarıklıkla, mazlum Filistin halkına çile çektiriyor. Saldırılarını katliam boyutuna vardırdı. Bütün dünya buna sessiz kalıyor. Türkiye de devletin sesini çıkardığı söyleniyor ama ben buna inanmıyorum. Türkiye devleti samimi anlamda Filistin halkının yanında değil. Söylenenle yapılanlar farklı. Bir kere zaten ülke yönetenleri emperyalizmin, kapitalizmin güdümünde. Ordusu olsun, bütün kurumları buna bağlanmış. Aslında işgal altında bir ülke. Topsuz, tüfeksiz işgal edilmiş bir ülke. Kalkıp da mazlumların yanındaymış havası vermesi mantık dışı. Ben bunu yutmuyorum. Yapılanların da göstermelik olduğunu düşünüyorum. Bir yandan kınıyorlar diğer yandan İsrail ile ticari ilişkilerin devam edeceği söyleniyor. Ama Türkiye de bir umut yeşeriyor. Bir gün halkımızın emperyalizme ve kapitalizme gereken cevabı vereceğini düşünüyorum. Böyle bir potansiyel var. Bugün AKP yi destekleyen arkadaşlarım da aslında bunun farkında. Ne yapalım başkası mı var? diyorlar. Aslında AKP ye çaresizlikten bir sarılış var. Başka bir alternatifin olduğunu bilsek, örgütlenme bilinci aşılansa bence biz işçileri kimse tutamaz. Kapitalizmin de, emperyalizmin de bu topraklardan defedildiğini göreceğiz. Bunun için de elimizden geldiğince örgütlenmek, ses getirmek durumundayız. Biz bir kıskacın içindeyiz, bu da sürekli daralıyor. Ama nereye kadar... Gün gelecek emperyalizm hem bu topraklardan hem Filistin topraklarından hem de tüm dünyadan def edilecek. Ben buna inanıyorum. Bursa dan bir metal işçisi Güney Afrika metal işçileri grevi anlaşmayla bitti Güney Afrika da 1 Temmuz dan bu yana grev yapan Güney Afrika Metal İşçileri Sendikası na (NUMSA) bağlı 220 bin işçi, işverenlerle uzlaşma sağlanması üzerine eylemlerine son verdi. NUMSA Genel Sekreteri Irvin Jim, işverenin teklifinin sendika üyelerince kabul edildiğini belirterek, işçilerin bugünden (dün) itibaren görevlerinin başına döneceğini kaydetti. Maaşlarına yüzde 15 oranında zam talebiyle greve giden işçilerin, yüzde 10 oranında artışı kabul ettiği ifade edildi. Ülke genelinde yaklaşık bir ay süren grevin özellikle otomotiv sektörünü olumsuz etkilediği belirtiliyor. Arkadaşlar, Fabrikamızda, işyerimizde, sendikamızda yaşadığımız ve gördüğümüz tüm sorunları bize iletebilirsiniz. Böylelikle hem yaşanan sömürü ve haksızlıklar fabrika duvarlarının arkasında kalmaz, hem de yapanın yanına kar kalmaz... facebook: Metal İşçileri Birliği - MİB İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi Yenikent Mah. Şehit Serkan Temeloğlu Sok. 25/A (Eskule otopark girişi karşı sokağı) Esenyurt tel: 0506 146 40 75 e-mail: esenyurtiscibulteni@yahoo.com.tr İstanbul - Kartal Üç Fidan Gençlik Evi Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanı Kat:2 No:29 Kartal tel:0551 411 99 14 İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği İnönü Mah. Aşık Veysel Cad. Cemevi sok. No:18 Sarıgazi / Sancaktepe tel: 0 535 257 70 99 İstanbul - Sefaköy İşçilerin Birliği Derneği Emeksizler Sk. No: 34 tel: 0212 697 71 53-0536 714 62 06 İstanbul - Gaziosmanpaşa - tel: 0535 915 32 45 Gebze İşçilerin Birliği Derneği Hacı Halil Mah. Orhangazi Cad. Nu.24 D.3 Gencallar (Eski YKM) yanı tel: 542 843 16 01 Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi Tuzluçayır Mah. 285 Sok. 21/C Mamak tel: 0312 368 06 90 e-mail: mamak.iscikulturevi@gmail.com İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Dere Cad. 8072 Sok. No: 48 Çiğli Tel: 0537 496 18 45 Manisa İşçi Kültür Sanat Derneği: 1. Anafartalar Mh. G. Osman Paşa Cd. No: 35/4 Tel: 0.533 054 90 67-0534 721 13 27 Adana - Sanayi İşçileri Derneği Kuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 Seyhan Tel: 0.538.970 64 95 Bursa - Eksen Yayıncılık Bürosu Altınova İşhanı, Kat:4 Nalbantoğlu Tel: 0553 409 16 18 Kayseri İşçilerin Birliği Derneği Sahabiye Mh. Mersin Sk Sim İşhanı No: 403 Kat: 4 Kocasinan Tel: 0352 222 00 07 Trakya mail: trakyabdsp@yahoo.com İşçi Bülteni Özel Sayı:1161* Fiyatı: 25 Kr * Ağustos 2014 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Millet Caddes, Sultan Cami Sk. No:2/9 Fatih/İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 242 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 7

Sütaş da direniş boykotla büyüyor! İşçilerin kölece çalışma koşularını değiştirmek için sendikalaşmak istemesi karşısında Sütaş patron ve aynı zamanda TÜSİAD başkanı olan Muharrem Yılmaz işçi kıyımına başvurdu. İşçi kıyımına karşı çadır kurup Aksaray ve Bursa Karacabey deki fabrikaların önünde direnişe geçen işçiler boyun eğmediler. Bu direniş karşısında Sütaş patronu çareyi direniş alanına tezek dökmekte buldu. Konunun kamoyuna yansıması üzerine büyük bir tepkinin ortaya çıkması karşısında TÜSİAD başkınlığından istifa eden Yılmaz, işçilerin taleplerini Kabul etmeye yanaşmadı. İşçiler bunun üzerine Sütaş ürünlerini boykot kampanyası başlattılar. Kampanyanın kamuoyundan büyük bir destek bulmasıyla köşeye sıkışan Sütaş patron bunun üzerine jandarmayı devreye soktu. Valilik ve kaymakamlığın açık desetğiyle jandarma, boykot pankartını indirmek bahanesiyle işçilere saldırdı. Gözaltı yaptı. Fakat işçilerin direnişi kırılmak bir yana daha da kararlı bir hale geldi. Boykot kampanyası da dalga dalga büyüdü. Mücadelelerini kararlılıkla sürdüren Sütaş işçileri, boykotu büyütmeye çağırıyor. Kimberly Clark ta grev Uluslararası markalara çocuk bezi, hijyenik ped üretimi yapan Kimberly Clark ta DİSK Tümka-İş Sendikası üyesi işçiler 24 Haziran günü greve çıktılar. Uyuşmazlığın ana nedeni ücret zamlarında anlaşılamaması oldu. Patron tarafı enflasyon oranının dahi altında zam öneriyor. İşçiler her altı ay için enflasyon artı %4 zam istiyorlar. Sendikanın asgari ücretle çalışan işçiler için istediği iyileştirmede anlaşma sağlanılamayan maddeler arasında yer alıyor. Grev, sendika yöneticilerinin grevden yan çizmesine ve baskılara rağmen devam ediyor. Yıldız Entegre de sendikal ihanete karşı mücadele Üyesi oldukları Ağaç-İş Sendikası genel merkezinin şube yönetiminden ve işçilerden habersiz olarak toplu sözleşme imzalamasına tepki gösteren Kocaeli de kurulu Yıldız Entegre işçileri eyleme başladılar. İmzalanan toplu sözleşmenin iptal edilmesi ve işçi iradesinin tanınması talebiyle başlayan eylemler sürüyor. Kent Gıda da grev! Gebze de kurulu Kent Gıda (Mondelez) fabrikasında çalışan Tek Gıda-İş Sendikası üyeleri, ücret ve sosyal haklar başta olmak üzere bir dizi maddede çıkan anlaşmazlık nedeniyle greve başladı. 900 civarındaki işçinin kararlılık ve coşkuyla sürdürdüğü greve çevre fabrikalardan ve emekçi halktan da destek veriliyor. Kent Gıda yönetimi grev karşısında yaşadığı bocamalanın ardından anlaşma arayışına girdi. Fakat grevci işçiler taleplerine karşılık vermeyen teklifi reddederek greve devam kararı aldılar. Grev sürüyor.