Ortadoğu daki Gelişmelerin Gerisinde Yatan Ekonomik Nedenler ve Dünya Petrol Piyasası Üzerine Etkileri



Benzer belgeler
2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Suudi Arabistan: Temel Ekonomik Yapı ve Dünya Enerji Piyasaları Açısından Önemi

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

ÇİMENTO SEKTÖRÜNE GLOBAL BAKIŞ

Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomisinin Temel Özellikleri

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2013 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Petrol Piyasası Temel/Teknik Görünüm

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

2014 YILI TEMMUZ AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ARAŞTIRMA PETROL FIYATLARINDAKI

tepav PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN ÖTEKİ YÜZÜ Ocak2015 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Yakın n Gelecekte Enerji

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ABD Net petrol ihracatçısı olduktan sonra petrol fiyatlarındaki artış tesadüf mü?

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları

Sayı: / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71

ZEYTİNYAĞI SEKTÖR RAPORU-2013

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Suriye Ekonomisinin Genel Özellikleri ve 2001 Sonrası Dönemdeki Gelişimi

Nereye? Petrol fiyatları: Petrol, özellikle ulaştırma sektörünün başlıca kaynağı. Promete Necdet Pamir

PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Araştırma Notu 15/179

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017)

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

İş Yatırım Menkul Değerler ULUSOY ELEKTRİK. 2. Değerlendirme Raporu

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ULUSLARARASI HUBUBAT KONSEYİ RAPORU

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Dış Ticaret Verileri Bülteni

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

Aylık Dış Ticaret Analizi

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Ulusal Kümelenme Stratejileri Literatür Araştırması Raporu

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ

GÜNE BAŞLARKEN

KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Politicon World

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2009 YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

2011 YILI OCAK- KASIM DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı PETROL PİYASASI KATI OLMAYA DEVAM EDECEK Mİ? *

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 73

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Transkript:

Kuzey Afrika ve Ortadoğu da yeniden uzun dönemli istikrar oluşuncaya dek, dünya düşük ve azalan petrol fiyatları beklememeli. Ortadoğu daki Gelişmelerin Gerisinde Yatan Ekonomik Nedenler ve Dünya Petrol Piyasası Üzerine Etkileri Economic Factors behind the Developments in Middle East and its Effects on the World Oil Market Doç. Dr. Harun ÖZTÜRKLER Afyon Kocatepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü ORSAM Ortadoğu Ekonomileri Danışmanı ozturkler@alum.american.edu Abstract As the protests across the Middle East proliferate, so too does the concern about the energy markets, especially the market for oil. What s happening in the region is changing the half a century old, stagnant social and political structures of the region. This process produces not only new and more democratic societies, but also uncertainty about the future of oil. There are good reasons to worry. The Middle East and north Africa produce more than one-third of the world s oil. Libya s turmoil shows that these events can quickly disrupt oil supply. The spread of unrest across the region threatens wider disruption. Furthermore, nuclear problems occurred in Japan in the aftermath of the earthquake has created a distrust in nuclear energy. If the global economy can recover from the crisis, it will also put an upward pressure on oil prices. As a result, we should not expect a low and stable oil prices in the near future. 26

Olayların diğer ülkelere yayılması, hem petrol üretimini azaltarak hem de yaratacağı küresel belirsizlik sonucu petrol fiyatlarını yukarı doğru taşıyacaktır. Nükleer enerjiye güvenin azalması da, petrol fiyatlarının yukarı doğru bir eğilim göstermesine neden olacaktır. Giriş Ocak 2011 de Tunus ta başlayan ve tüm Ortadoğu yu saran başkaldırılar, bölgenin yarım yüzyıllık durağan ve dünyadaki gelişmeler ile örtüşmeyen temel parametrelerini sonsuza dek değiştirdi. 21. yüzyılın bu ilk ve büyük başkaldırısının gerisindeki politik nedenleri, bu nedenlerin ne kadarının bölgenin kendi iç dinamikleri ile ilgili olduğunun ve ne kadarının bir büyük planın bir parçası olduğunun doğru bir biçimde değerlendirilebilmesi için daha uzunca bir zamana ihtiyacımız olduğu kesin. Biz bir uluslararası politika uzmanı olmadığımız için, bu yazıda önce bu olup bitenlerin ekonomik geri planını tartışacağız ve sonra bu olup bitenlerin özel olarak dünya petrol piyasasını ve genel olarak da enerji piyasasını nasıl etkileyeceğini öngörmeye çalışacağız. Ortadoğu daki Gelişmelerin Ekonomik Nedenleri Daha ayrıntılı bir biçimde tartışmadan önce, Ortadoğu daki başkaldırıların gerisinde yatan ve bölgedeki birçok ülke için ortak olan temel üç özelliğin yolsuzluk, kayırmacılık ve eşitsizlik olduğunu ileri sürebiliriz. Bu ülkelerdeki tüm sınıflar ve sosyal kesimler bu durumdan şikâyetçiydi: kentli yoksullar özellikle artan gıda fiyatları sonucu sürekli yükselen hayat pahalılığından, buna karşın geçimlik düzeyde veya altında olan ve oldukça yavaş yükselen ücretlerden şikâyetçi iken, kırsal kesimde yaşayanlar topraksızlıktan ve yaşamlarını idame ettirmeye yetecek bir geliri elde edememekten şikâyetçiydiler. Bu şikâyetlerinin çözüm yolu olarak ise ülkelerindeki rejimlerin ve liderlerin değişmesini gördükleri için caddelere ve meydanlara çıktılar. Bu ülkelerin hükümetleri için bu yeni ve belli ölçüde şaşırtıcı bir durumdu. Bunun nedeni elinizde tuttuğunuz derginin 2009 yılı Nisan ayında yayınlanan sayısında, yani bundan iki yıl önce de ifade ettiğimiz gibi, bu ülkelerin hükümetlerinin dünyanın diğer ülkelerinde düşünülmesi bile olanaksız bir sosyal devlet anlayışına sahip olmalarıydı. 1 Bu durum bu ülkelerin hükümetlerinin ülkelerinde yoksulluğa olanak tanımayan bir sosyal devlet anlayışına sahip olduğu biçiminde anlaşılmamalıdır. Bu sosyal devlet anlayışının özünü, bu ülkelerdeki hükümetlerin, çoğu kez ülkelerinin sahip olduğu doğal kaynakları, özellikle de petrol ve doğal gazı, satarak oluşturulan büyük servetin bir bölümünü yolsuz, kayırmacı ve demokratik olmayan yönetimlerinin devamı için rüşvet olarak vermeleri oluşturmaktadır. Bu sosyal hizmet anlayışını dünyanın geri kalanından ayıran özelliği, diğer ülkelerin hükümetlerin verdikleri hizmetler için vergi toplamaları, yani hizmeti bir bedel karşılığında sunmaları ve verdikleri hizmetlerden dolayı siyasi ve yasal sorumluluklarının olmalarıdır. Bu ülkelerde halk ekonomik ve sosyal koşullarından ve verilen hizmetlerden memnun olmadıklarında, hükümetleri seçim yoluyla değiştirebilmektedirler. Ortadoğu ülkelerinde ve Libya da ise halkların bu türden bir olanakları söz konusu değildir. Bu yüzden de çözüm başkaldırı biçiminde ortaya çıkmıştır. Bu hükümetlerin karşı çözümleri ise yine tanıdıktır: rüşvet. Bu durumu The Economist 10 Mart 2011 tarihli ve Caddeye Para Saçmak başlıklı yazıda, 27

vatandaşlarınınız sadakatine sahip değil iseniz, belki bir süreliğine kiralayabilirsiniz diye yazarak yalın biçimde özetliyordu. 2 Ortadoğu daki Gelişmelerin Dünya Petrol ve Enerji Piyasaları Üzerine Etkileri Ortadoğu da gözlemlediğimiz gelişmeler yeni bir ekonomik ve politik yapı ortaya çıkaracaktır. Bu nedenle, bu gelişmelerin dünya petrol ve enerji piyasaları üzerine etkilerini incelemek, özünde bu yeni yapının ortaya çıkaracağı olası enerji politikasının etkilerini öngörmeye çalışmak anlamına gelmektedir. Başkaldırı sürecinin doğal bir özelliği olarak, başkaldıranlar arasındaki tüm ekonomik çıkar çatışmaları bir kenara bırakılır. Oysa bu süreç tamamlanıp, yeni ekonomik ve politik yapı oluşturulmaya başlandığında, bu çıkar çatışmaları gün yüzüne çıkacak, dahası bu süreçte dış güçler de ekonomik ve politik çıkarlarını korumak için en uygun yapının oluşturulmasının mücadelesini vereceklerdir. Dolayısıyla yeni yapı, çok aktörlü bir ekonomi politik oyun sonucu ortaya çıkacak ve başlangıçta olasılıkla tümüyle istikrarlı bir yapı olmayacak ve birçok belirsizlik taşıyacaktır. Süreç, göreli olarak istikrarlı bir yapı oluşana kadar, ortaya çıkan yeni yapının birçok unsurunun yeniden değiştiği çoklu bir aşamalar zincirini içerecektir. Bu nedenle, dünya enerji piyasaları üzerindeki etkiler incelenirken, üç dönemli bir analiz yapılması uygun olacaktır: İlki, devam eden olayların etkilerinin inceleneceği ve ne kadar süreceğinin kesin olarak belli olmadığı dönemdir. İkincisi, yeni bir yapının temel özelliklerinin ortaya çıktığı durumda beklenen etkilerin inceleneceği dönemdir. Üçüncüsü ise, Ortadoğu da umut edilen istikrarın oluşturulmuş olduğu durumdaki etkilerin irdeleneceği uzun dönemdir. Öte yandan unutulmamalıdır ki, dünya enerji piyasalarındaki gelişmeler Ortadoğu daki gelişmelerden çok önemli ölçüde etkilenmesine karşın, küresel ekonomik gelişmelerce de belirlenmektedir. 2007 yılı ikinci yarısında başlayan ve henüz tümüyle içinden çıkılmamış olduğu kabul edilen küresel ekonomik krizin aşılması için alınan önlemler ve Japonya da ortaya çıkan deprem de dünya enerji piyasalarını etkilemeye devam edecektir. Japonya daki gelişmeler enerji piyasalarının arz yanını nükleer enerji ve sorunları boyutları yönüyle etkilerken, talep yanını, yeniden imar sürecinin yirmi yıldır durgunluk içinde olan ve dünyanın en büyük üçüncü ekonomisini canlandırması durumunda yaratacağı ilave talep yönüyle etkileyecektir. Bugün birçok iktisatçı, Japon ekonomisinin bu yeniden imar süreci sonucunda durgunluktan çıkmasının Keynesgil bir çarpan etkisi süreci (yapılan bir harcamanın kendinin birkaç katı büyüklüğünde gelir yaratması) ile dünya ekonomisini de olumlu etkileyeceğini ileri sürmektedir. Dünya ekonomisindeki büyüme de enerji piyasalarını talep yönünden etkileyecektir. Tüm bu olguları dünya petrol piyasasına ilişkin daha somut verilerden yola çıkarak değerlendirebiliriz. Petrol piyasasının arz yanını petrol kaynaklarına sahip ülkelerin petrol üretimleri belirlemektedir. Petrol üretim kapasitesinin temelini ise bu ülkelerin sahip oldukları petrol rezervleri (sahip olunan üretim teknolojisi, rezervlerin nitelikleri v.b. veri iken) belirlemektedir. Şekil 1 en yüksek petrol rezervlerine sahip yirmi ülkenin petrol rezervlerinin düzeyini göstermektedir. 3 Ortadoğu daki olayların gelişimi göz önüne alındığında potansiyel yeni adres gibi gözüken Suudi Arabistan 264,600 milyar varil petrol rezervi ile ilk sırada yer almaktadır. Kanada 175,000 milyar varil rezerv ile ikinci sırada yer almaktadır. Nükleer enerji üretme çabaları Batı tarafından nükleer silah geliştirme çabası olarak değerlendirilen ve her an Batı ile bir çatışma riski olan İran 137,600 milyar varil ile üçüncü sırada yer almaktadır. Geçen yıl demokratik bir seçim yapmasına karşın 6 aydan uzun bir zamanda ancak hükümet kurabilen, etnik, mezhep ve diğer birçok ekonomik, siyasal ve sosyal çatışmaların yaşanmaya devam ettiği ve bu nedenle de önemli belirsizlerin olduğu Irak 115,000 milyar varil ile dördüncü sırada yer almaktadır. Şu anda bir iç savaşın yaşandığı ve batılı güçlerin askeri müdahalede bulunduğu Libya 47,000 milyar varil ile dokuzuncu en yüksek petrol rezervine sahip olan ülkedir. Yine Ortadoğu daki olayların potansiyel adresleri olan Katar ve Cezayir, 25,410 milyar varil ve 13,420 milyar varil ile, sırasıyla 12. ve 16. en yüksek petrol rezervine sahip ülkelerdir. 28

Şekil 1: En Yüksek Petrol Rezervlerine Sahip Yirmi Ülke (2010) Kaynak: Amerika Birleşik Devletleri Merkezi Haber Alma Örgütü (CIA) The World Fact Book (www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/rankorder/2178rank.html: Erişim Tarihi: 21 Mart 2011) verilerinden hareketle hazırlanmıştır. En yüksek petrol rezervlerine sahip olan ülkelerin her birinin bu ülkelerin toplam rezervleri içindeki paylarının bilinmesi bu ülkelerin petrol açısından önemini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Şekil 2 bu amaçla oluşturulmuştur. Şekilden de görülebileceği gibi, Suudi Arabistan bu ülkelerin sahip oldukları rezervlerin beşte birine sahiptir. İkinci en yüksek rezerve sahip Kanada nın payı yüzde 13 tür. Üçüncü sırada yer alan İran ın payı yüzde 10 dur. Bu paylara tartışma konumuz açısından daha farklı bir biçimde de yaklaşabiliriz. Ekonomik, sosyal, siyasi ve güvenlik açılarından potansiyel problemler ile karşılaşma olasılığı olan Suudi Arabistan ve İran ın payları toplamı yüzde 30 dur. Bu iki ülkeye Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Libya, Katar ve Cezayir i eklediğimizde, en yüksek petrol rezervlerine sahip ülkeler içindeki payları toplamı yüzde 50 yi aşmaktadır. Enerji piyasalarını diğer mal ve hizmetlerden ayıran en önemli özelliği, arz miktarı kadar arz güvenliğinin de fiyat üzerinde etkili olmasıdır. İktisatçılar enerji ürünleri dışındaki çok az ürün için arz güvenliği analizi yaparlar. En yüksek petrol rezervlerine sahip 20 ülkenin payları toplamı yüzde 50 yi aşan yedi ülkenin ciddi sosyal, siyasal ve güvenlik problemi ile yüz yüze oluşu, yakın gelecekte petrol piyasasında belirsizliğin hakim olacağıdır. Belirsizlik, düzeyine bağlı olarak, belli bir primi gerektirir. Bu nedenle, yakın gelecekte bu belirsizliğin petrol fiyatlarına bir artış olarak yansıyacağını ileri sürebiliriz. 29

Şekil 2: En yüksek Petrol Rezervlerine Sahip Olan Ülkelerin Her Birinin Bu Ülkelerin Toplam Rezervleri İçindeki payları (2010) Kaynak: Amerika Birleşik Devletleri Merkezi Haber Alma Örgütü (CIA) The World Fact Book (www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/rankorder/2178rank.html: Erişim Tarihi: 21 Mart 2011) verilerinden hareketle hazırlanmıştır. Petrol rezervleri potansiyel arzı belirlerken, fiili arzı petrol üretimi belirlemektedir. Üstelik petrol rezervlerinin göreli büyüklüğü hem izlenen üretim politikası hem de rezervlerin nitelikleri nedeniyle üretimin göreli büyüklüğünü yansıtmayabilir. Şekil 3 den de görülebileceği gibi, Suudi Arabistan günlük üretim düzeyi dikkate alındığında Rusya nın gerisinde yer almaktadır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) rezerv büyüklüğü bakımından 14. sırada iken, günlük üretim düzeyi bakımından 3. sırada yer almaktadır. Suudi Arabistan dünya petrol üretiminin yüzde 12.1 ini, İran, 5.3 ünü, BAE 3.3 ünü, Irak 3.1 ni, Kuveyt 3.1 ini, Cezayir 2.3 ünü, Libya 2.1 ini ve olayların hızlandığı en son ülke olan Suriye 0.5 ini gerçekleştirmektedir. Ortadoğu dünya petrol üretiminin yüzde 30.5 ini gerçekleştirmektedir. Libya gibi Ortadoğu dışında kalan ve iç karışıklıkların yaşandığı ülkeler de dikkate alındığında, dünya petrol üretiminin üçte birinden daha çoğunun önemli siyasal belirsizliklerin olduğu bir bölgede gerçekleştirildiği gözlemlenmektedir. Üretim arzı doğrudan belirlediğinden, üretimdeki belirsizlik hem mevcut arz düzeyini etkileyerek cari fiyatlar düzeyinde etkili olmakta ve yukarı doğru bir trend çerçevesinde dalgalanmalara yol açmakta, hem de belirsizliğin uzun dönem prim gerektirmesi nedeniyle uzun dönem fiyatları da hem yukarı doğru eğimli hem de dalgalı kılmaktadır. Bu durum 1970 li ve 1980 li yıllarda yaşanan süreçlerin tekrarlanma olasılıklarını ortaya çıkarmaktadır. 1970 li yıllarda Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC-Kuruluş 1961) güdümlü belirsizlik petrol fiyatlarını yukarı çekmiş, 1980 li yıllarda ise örgütün birlikte hareket etme gücündeki zayıflama, alternatif kaynakların bulunması, petrol tüketiminde tasarruf edici önlemler gibi nedenlerle sonucu petrol fiyatları aşağı doğru ve göreli olarak istikrarlı bir eğilim göstermiştir. İçinde bulunduğumuz sürecin de benzer biçimde petrol fiyatlarını önce belirli bir süre yukarı tırmandıracağı, daha sonra bugün karmaşa içinde olan petrol üreticisi ülkelerde daha demokratik ve istikrarlı rejimlerin kurulması sonucu petrol fiyatlarında yeniden aşağı doğru bir trendi ortaya çıkaracağı ileri sürülebilir. 30

Bölgede İran ın da yer alacağı büyük çaplı bir savaş, dünya ekonomisini olumsuz etkileyerek, yeni bir küresel krizi de tetikleyebilir. Bu durumda küresel enerji talebindeki azalma, petrol fiyatları üzerinde aşağı doğru bir baskı oluşturacaktır. Şekil 3: En yüksek Petrol Rezervlerine Sahip Olan Yirmi Ülkenin Günlük üretim Düzeyleri (2009 Bin Varil/Gün) Kaynak: British Petroleum, Statistical Review of World Energy June 2010 (www.com/statisticalreview: Erişim Tarihi: 21 Mart 2011) verilerinden hareketle hazırlanmıştır. Bu yazının temel amacı Ortadoğu da ve Afrika da kimi ülkelerdeki iç karışıklıkların ve onların sonucu ortaya çıkan uluslararası askeri müdahale ve olası tepkilerin petrol piyasası, özellikle de petrol fiyatları üzerine etkilerini değerlendirmektir. Bu etkiyi bu olayların dünya petrol üretimini nasıl etkileyeceği üzerinden değerlendirebiliriz. Burada iktisatçıların sıklıkla kullandıkları esneklik kavramından yola çıkarak ölçmeye çalışmaktayız. Esneklik kavramı kısaca bir değişkenin bir başka değişkene olan oransal duyarlılığını ölçmektedir. Ancak daha önce son on yıl içerisinde dünya petrol üretimi ve fiyatlarının nasıl bir seyir izlediğinin gözlemlenmesi yararlı olacaktır. Şekil 4 bu amaçla hazırlanmıştır. Şekilden de gözlemlenebileceği üzere, incelenen dönemin ilk üç yılında hem petrol üretimi hem de fiyatları göreli olarak yatay (istikrarlı) bir seyir izlemiştir. Daha sonra petrol fiyatları 2008 yılına kadar istikrarlı bir biçimde artarken, bu yıldan sonra küresel ekonomik krizin bir sonu olarak hızlı bir düşüş göstermektedir. Petrol üretimi ise 2003 ve 2004 yıllarında hızla artarken, daha sonra 2008 yılına kadar göreli olarak yatay bir seyir izlemiş, son iki yılda ise belirgin bir düşüş göstermiştir. Şekil 3 deki verilerden yola çıkarak petrol üretiminin petrol fiyatına olan esnekliğini yaklaşık olarak 0.07 olarak hesapladık. 4 İktisatçılar es- 31

neklik katsayısı 1 den büyük olduğunda iki değişkenin bir birlerindeki değişmeye duyarlılığını yüksek, 1 den az olduğunda ise duyarlılığı düşük olarak değerlendirmektedir. Bu durumda biz de petrol üretiminin petrol fiyatlarına duyarlılığının düşük olduğu ve petrol üretiminin fiyat dışı faktörlerin büyük ölçüde belirlediği sonucuna varabiliriz. Bu faktörlerden bir tanesi hiç kuşkusuz OPEC tir. Diğer faktörler, petrol üretim kapasitesi ve teknolojisidir. Petrol üretimi rezervler ile sınırlıdır. Ayrıca, bu rezervlerin kullanımının da gelecek kuşakların da gözetilmesi gerektiği artık birçok ülke tarafından benimsenmiştir. Öte yandan, herhangi bir malın piyasa arzının ders kitabı analiz biçiminde farklı olarak petrol ihraç eden ülkeler, petrol fiyatları düştüğünde gelir düzeylerini korumak için üretimi azaltmayabilmekte, yükseldiğinde ise, artan fiyattan yararlanmak için üretimlerini artırmayabilmektedirler. Buna karşın, bugün büyük bir siyasal ve sosyal karmaşanın yaşandığı bölge, yukarıda da belirtildiği gibi dünya petrol üretiminin 1/3 ünden daha büyük bir kısmını gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla bu sürecin uzaması ve Suudi Arabistan, İran ve diğer ülkelere de sıçraması durumunda hem petrol üretimindeki düşüş hem de ortaya çıkan belirsizlik petrol fiyatlarını yukarı doğru çekecektir. Ancak yine yukarıda da belirttiğimiz gibi, Japonya daki gelişmelerin nükleer enerjiye olan güveni azaltması petrolün en önemli alternatiflerinden birinin potansiyel üretimini azaltabileceğinden, petrol fiyatları üzerinde yukarı doğru bir baskı oluşturacaktır. Japonya nın yeniden imarı ve dünya ekonomisinin krizden çıkmasının yaratacağı ilave enerji talebi de petrol fiyatlarını yukarı doğru taşıyabilecektir. Öte yandan, bölgede İran ın da yer alacağı büyük çaplı bir savaş, dünya ekonomisini olumsuz etkileyerek, yeni bir küresel krizi de tetikleyebilir. Bu durumda küresel enerji talebindeki azalma, petrol fiyatları üzerinde aşağı doğru bir baskı oluşturacaktır. Yine de ortaya çıkacak riskin fiyatlandırılacağı da göz önüne alındığında, bu bölgede yeniden uzun dönemli istikrar oluşuncaya dek, dünya düşük ve azalan petrol fiyatları beklememelidir. Şekil 4: Dünya Petro Üretimi ve Petrol Fiyatları (2009 Bin Varil/Gün ve ABD Doları/varil): 2000-2009 Dönemi 100 80 84,000 82,000 60 40 80,000 20 78,000 76,000 74,000 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Dünya Petrol Üretimi (Bin Varil/Gün) Petrol Fiyati (ABD Dolari/Varil) Kaynak: British Petroleum, Statistical Review of World Energy June 2010 (www.com/statisticalreview: Erişim Tarihi: 21 Mart 2011) verilerinden hareketle hazırlanmıştır. 32

Sonuç Bu yılın başında Tunus ta başlayan, Mısır ve Libya ile devam eden, Suriye ve diğer ülkelere de sıçraması olası olan gelişmeler bölgenin durağan yapısını çatırdatırken, anti demokratik ve totaliter rejimlerin yerine daha demokratik rejimlerin yolunu açmış gibi gözükmektedir. Adı geçen bölge dünya petrol rezervleri ve üretiminde dünyanın en önemli bölgesi olma özelliğine sahiptir. Bu nedenle bu olayların bölgedeki diğer ülkelere yayılması, hem petrol üretimini azaltarak hem de yaratacağı küresel belirsizlik sonucu petrol fiyatlarını yukarı doğru taşıyacaktır. Japonya daki nükleer tesislerde deprem sonucu ortaya çıkan durumun nükleer enerjiye güveni azaltması da, alternatif bir kaynağın potansiyel üretimini azaltarak petrol fiyatlarının yukarı doğru bir eğilim göstermesine neden olacaktır. Küresel ekonominin krizden çıkması da petrol fiyatlarını yükseltici etki gösterecektir. Kısaca belirtmek gerekirse, bu bölgede yeniden uzun dönemli istikrar oluşuncaya dek, dünya düşük ve azalan petrol fiyatları beklememelidir. O DİPNOTLAR 1 Öztürkler, H., (2009), Petrol Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Körfez Ülkeleri Ekonomileri Üzerine Etkileri, Ortadoğu Analiz, 1(4), s. 71-74. 2 The Economist, (10 Mart 2011), Throwing Money at the Street, http://www.economist.com/node/ 18332638?story_id=18332638, Erişim Tarihi: 20 Mart 2011 3 Petrol rezervi ile varil cinsinden ispatlanmış petrol rezervleri stokları kastedilmektedir. İspatlanmış rezervler ile jeolojik ve mühendislik verilerin analizi sonucu belli bir güven düzeyi ile tahmin edilen ve mevcut ekonomik koşullar altında belli bir tarihten itibaren ticari olarak çıkarılabilecek miktar ifade edilmektedir. 4 Petrol üretiminin fiyat esnekliğini hesaplarken şu yol izlenmiştir: Önce incelen dönemde petrol üretiminin ve fiyatlarının yıllık oransal değişimleri hesaplanmıştır. Daha sonra üretim ve fiyatlar için hesaplanan yıllık oransal değişmelerin ortalamaları hesaplanmıştır. Üretimdeki ortalama oransal değişmenin fiyatlardaki ortalama oransal değişmeye oranı esneklik katsayını vermektedir. Bu esneklik katsayısı incelen bu on yıllık dönem için ortalama esneklik katsayısı olarak yorumlanmalıdır. 33