ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman



Benzer belgeler
BERNARD SUITS Çekirge: Oyun, Yaşam ve Ütopya kitabıyla bütün dünyanın tanıdığı Prof. Bernard Suits, Kanada da Waterloo Üniversitesi nde Felsefe

SİBEL A. ARKONAÇ 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü nden mezun oldu ve aynı bölümde Gecekondulu ve İstanbullu Kimliği üzerine

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

GEORGE RITZER 1940 ta New York ta doğan George Ritzer, 1958 de Bronx High School of Science ı bitirip City College of New York ta yüksek öğrenim

JOEL SPRING 1940 larda San Diego da doğan ve Kızılderili bir aileden gelen Joel Spring, Cleveland, Case Western Reserve Üniversitesi nde pedagoji

JEREMY GILBERT University of East London da Kültür Araştırmaları bölümü öğretim üyesidir. Ewan Pearson la birlikte Discographies: Dance Music,

Ayrıntı: 797 İnceleme Dizisi: 259 Vahşi Hukuk Bir Yeryüzü Adaleti Bildirgesi. Cormac Cullinan Kitabın Özgün Adı Wild Law A Manifesto for Earth Justice

BARRY SANDERS Barry Sanders, Öküzün A sı-elektronik Çağda Yazılı Kültürün Çöküşü ve Şiddetin Yükselişi nin yanı sıra Ivan Illich le birlikte yazdığı

RAYMOND GEUSS University of Cambridge de felsefe profesörü olan Raymond Geuss, ABD ve Almanya daki çeşitli üniversitelerde de ders vermiştir.

1995 by Otto F. Kernberg

ZÜLKÜF KARA 1976 yılında Van da doğan yazar, 1998 yılında Yüzüncü

ERBATUR ÇAVUŞOĞLU 1974 yılında Konya da doğdu yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü nden mezun oldu,

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

JOHN TOMLINSON 1985 yılında Bradford Üniversitesi nde Eleştirel Teori alanında doktora yaptı. John Tomlinson şu anda Nottingham Trent Üniversitesi

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

KATHI WEEKS Duke University de Kadın Çalışmaları Bölümü nde öğretim görevlisidir. Politika alanında doktorasını University of Washington da

KATHRIN HARTMANN 1972 Ulm doğumlu Kathrin Hartmann, Frankfurt ta Sanat Tarihi, Felsefe ve İskandinavya Filolojisi okudu. Yüksek öğrenimi sırasında

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

KEVIN ROBINS Londra Üniversitesi, Goldsmith Koleji nde iletişim profesörüdür. Geografia dei Media (Basherville, 1994) ve bu kitabın yanı sıra David

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

CAROL J. ADAMS 1951 yılında doğan Carol Adams, 1970 yılı başlarında University of Rochester da kadın çalışmaları üzerine eğitim görmüş, Vietnam

COLIN CREMIN Londra da doğan Colin Cremin, Leeds Üniversitesi nde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra Britanya da çeşitli

ALAIN FINKIELKRAUT 30 Haziran 1949 da Paris te doğdu. Modern edebiyat doçenti. Ecole Polytechnique de, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü nde öğretmen.

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

GUY DEBORD 20. yüzyılın ikinci yarısının en önemli düşünürlerinden. Filozof, yazar, sinemacı de yıkıcı bir sanat akımı olarak ortaya çıkmış

CATHERINE BAKER ZORUNLU EĞİTİME HAYIR!

BRIAN FAY Connecticut Wesleyan Üniversitesi nde felsefe profesörüdür. Yayımlanmış kitapları Social Theory and Political Practice (1976); Critical

ISBN Sertifika No.: 16061

MICHAEL HARDT: Duke Üniversitesi nde edebiyat profesörüdür. Kendi yazdığı Gilles Deleuze: An Apprenticeship in Philosophy (1993) [Gilles Deleuze:

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

Nuri Bilge Ceylan ın arşivinden. Kapak Düzeni Gökçe Alper

Kapak Düzeni Gökçe Alper. ISBN Sertifika No.: 10704

Ayrıntı: 794 İnceleme Dizisi: 258. Benlik Yanılsaması: Sosyal Beyin, Kimliği Nasıl Oluşturur? Bruce Hood. Kitabın Özgün Adı The Self Illusion

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

SANDRA MICHELLE LYNCH Sandra Lynch, 1950 yılında Avustralya nın küçük bir kasabasında doğdu. Sydney de eğitim görerek ilkokul öğretmeni oldu.

ZYGMUNT BAUMAN: 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

Roger Stahl Georgia Üniversitesi Sözlü İletişim Bölümü nde Yardımcı Doçent tir. Çalışmaları, Rhetoric and Public Affairs, The Quarterly Journal of

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

TERRY EAGLETON 1943 te Salford da doğdu. Yoğun bir Katolik eğitimi aldıktan sonra, Raymond Williams tan da dersler alacağı Cambridge Üniversitesi ne

IAIN CHAMBERS Iain Chambers, Napoli deki Istituto Universitario Orientale de edebiyat ve felsefe dersleri vermektedir. Kültürel çalışmalar alanının

ANDRÉ GORZ Avusturya asıllı bir Yahudi olan Fransız gazeteci/yazar André Gorz, 1924 yılında Viyana da doğmuştur. Gorz, Les Temps Modernes dergisinde,

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

IVAN ILLICH 1926 da Viyana da doğdu. Salzburg ve Roma da tarih ve dinbilim konularında eğitim gördükten sonra papaz oldu. Beş yıl New York ta Puerto

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

MIKE FEATHERSTONE Halen Teesside Polytechnic Üniversitesi nde öğretim görevlisi olan Featherstone Anglosakson akademi dünyasında son dönemlerin en

EDWARD W. SAID Filistinli Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak 1935 te Kudüs te doğan Said, Kudüs ve Kahire de eğitim gördü. On beş yaşında ailesiyle

SAUL NEWMAN Saul Newman, University of London, Goldsmiths College da Siyaset Teorisi bölümünde öğretim görevlisidir. İlgi alanları çağdaş ve

JAMES C. SCOTT Scott 1936 da New Jersey de doğdu. Siyaset Bilimi ve Antropoloji profesörü olduğu Yale Üniversitesi nde Güneydoğu Asya Siyaseti, Köylü

EMMANUEL LÉVINAS 1906 yılında Litvanya nın Kaunas kentinde dünyaya geldi. Anne ve babası Yahudiydi ve gençliğinde Kutsal Kitap ı İbranice olarak

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi yaşamış ancak hepsine eleştirel bir mesafede durmuş ve

GÜLAY ER PASİN 1975 yılında Bursa da doğdu. Bursa Anadolu Lisesi nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve

JEAN BAUDRILLARD Çağımızın önde gelen entelektüel figürlerinden, Fransız felsefeci ve toplumbilimci, postmodern yönelimleriyle dikkat çeken toplum ve

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

ANNEMARIE PIEPER 1941 de Düsseldorf ta doğdu ve liseyi burada bitirdi yılları arasında Saarland Üniversitesi nde felsefe öğrenimi görerek

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

JACQUES DERRIDA 1930 yılında Cezayir in El-Biar kasabasında doğmuş, on dokuz yaşında, Althusser, Foucault gibi dönemin belli başlı aydınlarını

JOHN KEANE Doğumu Londra da yaşamaktadır. Monash Üniversitesi nde, Toronto Üniversitesi nde, Berlin deki Freie Universitæt te ve Cambridge

ERIC J. HOBSBAWM 9 Haziran 1917'de M s r n skenderiye kentinde do an Hobsbawm Viyana, Berlin, Londra ve Cambridge Üniversitelerinde ö renim görür.

GIORGIO AGAMBEN Verona Üniversitesi Felsefe Bölümü nde öğretim üyesidir. Yayımlanmış çalışmalarından bazıları şunlardır: Language and Death: The

KAY REDFIELD JAMISON Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi T p Fakültesi nde psikiyatri profesörü ve skoçya daki St. Andrews Üniversitesi

WILLIAM E. CONNOLLY Amerika nın son dönemdeki en önemli siyaset bilimcilerinden olan ve postyapısalcı düşüncenin önde gelen düşünürlerinin (Foucault,

ROBIN HAHNEL Robin Hahnel, yirmi y l aflk n bir süredir Washington daki Amerikan Üniversitesi nde siyasal iktisat dersleri veriyor.

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

RAY BILLINGTON University of the West of England da öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. East of Existentialism; The Tao of the West ve

Ian Craib, 1994 ISBN

PHILIP GOODCHILD Philip Goodchild, Lancaster University de Chaos and Eternity: Gilles Deleuze and the Question of Philosophy [ Kaos ve Sonsuzluk:

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Derleyen: Hüseyin KÖSE (Doç. Dr.) 8 Mart 1970 te Gaziantep te doğdu yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü nden mezun

PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri ngiltere

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Kitap A dı Yayınevi. Wilhelm von Humbold Batı Düşüncesi İSAM Yayınları Husserl Say Yayınları Yayın Yılı Ahmet Cevizci

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

SOSYAL HAKLAR (Kısa ve Eleştirel Bir Bakış) Yard. Doç. Dr. Umut Omay

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

FRANK FUREDI ngiltere nin Kent flehrindeki Canterbury Üniversitesi nin sosyoloji bölümünde ö retim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal

ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

JULIA KRISTEVA 1941 y l nda Bulgaristan da do du. Sofya Üniversitesi nde dilbilim ö renimi gördü. Gazeteci olarak çal flt ve 1966 y l nda doktoras n

Örnek Tarot Okuması

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, reel sosyalizm i ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir

Yayın No. : 3249 İşletme-Ekonomi Dizisi : Baskı Ağustos 2015 İSTANBUL ISBN

Liderlik nedir ki? Dünya lideri, eğitim lideri, İzci lideri, Toplum lideri... Liderlik taraftar edinebilme sanatıdır John C.

Alan: Sosyal Psikololji. 04/ /2008 Yüksek Lisans Humboldt Üniversitesi Berlin

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR KEMİKLER ŞEHRİ MORTAL INSTRUMENTS CITY OF BONES 30 AĞUSTOS TA SİNEMALARDA!

Judith Butler ISBN

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

Transkript:

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman bağımsız entelektüel kişiliğinden taviz vermemiştir. 1968 de Polonya dan sınır dışı edilmesinin ardından İsrail e, oradan da Leeds Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü nün başına geçmek üzere Britanya ya gitmiştir. Bu görevini 1971-1990 arası başarıyla sürdüren Bauman, ilk yıllardan itibaren hemen her konuda sosyolojik bakışın çerçevesini genişleten eserler vermiştir. Bauman genellemeleri seven bir yazardır; ama yöntembilim ve kavram tartışmaları yerine doğrudan toplumla ilgilenir. Eserleri bir sorun ve teşhis etrafında döner. Bu anlamda Britanya geleneğinden kopar. Göçmenliği, öncelleri K. Mannheim, A. Löwe, N. Elias gibi ona da, ampirik ve pragmatik bir geleneğin şekillendirdiği ada kültürüne dışarıdan bakma imkânı vermiştir. Ayrıca onlar gibi, hakikat ve ahlakı sosyolojiye taşır. Bauman kültür ve iktidarın çözümlemesine özel önem vermiş ve bu çerçevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlaki seçim, modernizm ve postmodernizm konularını ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmiştir. Yayımlanan kitaplarından bazıları şunlardır: Between Class and Élite: The Evolution of the British Labour Movement (1972); Towards a Critical Sociology: An Essay on Commonsense and Emancipation (1976); Socialism: The Active Utopia (1976); Memories of Class: The Pre-History and After-Life of Class (1982); Legislators and Interpreters (1987) [Yasa Koyucular ile Yorumcular, Çev. K. Atakay, Metis Yay., 1996]; Freedom (1988) [Özgürlük, Çev. Vasıf Erenus, Sarmal Yay., 1998]; Modernity and the Holocaust (1989) [Modernlik ve Holocaust, Çev. Süha Sertabiboğlu, Sarmal Yay., 1997]; Modernity and Ambivalance (1991) [Modernlik ve Müphemlik, Çev. İsmail Türkmen, Ayrıntı Yay., 2003]; Mortality, Immortality and Other Life Strategies (1992) [Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri, Çev. Nurgül Demirdöven, Ayrıntı Yay., 2000]; Life in Fragments-Essays in Postmodern Morality (1995) [Parçalanmış Hayat-Postmodern Ahlak Denemeleri, Çev. İsmail Türkmen, Ayrıntı Yay., 2001]; Globalization: The Human Consequences (1998) [Küreselleşme, Çev. Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yay., 1999] ve The Individualized Society (2001) [Bireyselleşmiş Toplum, Çev. Yavuz Alogan, Ayrıntı Yay., 2005]. Ayrıca çok sayıda makale ve kitap eleştirisi yazmış olan Z. Bauman, Modernity and the Holocaust kitabıyla Amalfi Avrupa Sosyoloji ve Sosyal Bilimler Ödülü nü almıştır.

Ayrıntı: 297 İnceleme Dizisi: 158 Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları Zygmunt Bauman Kitabın Özgün Adı Postmodernity and its Discontents İngilizce den Çeviren İsmail Türkmen Yayıma Hazırlayan Sedef Özge Son Okuma Mehmet Celep Polity Press/1997 basımından çevrilmiştir. Blackwell Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir Kapak İllüstrasyonu Sevinç Altan Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Yetiş Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 244 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No: 12156 Birinci Basım 2000 İkinci Basım 2013 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-300-1 Sertifika No: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım Tic. San. ve Ltd. Şti. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Eminönü stanbul Tel.: (0212) 512 15 00 01 05 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Zygmunt Bauman Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları

İNCELEME DİZİSİ ÖPÜŞME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZERİNE/A. Phillips Ë İMKÂNSIZIN POLİTİKASI/J.M. Besnier Ë GEN- ÇLER İÇİN HAYAT BİLGİSİ EL KİTABI/R. Vaneigem Ë EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU/M. Bookchin Ë İDEOLOJİ/T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRKİYE/A. İnsel Ë AMERİKA/J. Baudrillard Ë POSTMODERNİZM VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL İNSANIN ÇÖKÜŞÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLEĞİNİ YİTİREN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARŞI HAYAT/N. O. Brown Ë SİVİL İTAATSİZLİK/Der.: Y. Coşar Ë AHLAK ÜZERİNE TARTIŞMALAR/J. Nuttall Ë TÜKETİM TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEBİYAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK BİR ŞEYLERİ OLMA- YANLARIN ORTAKLIĞI/A. Lingis Ë VAKİT ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AŞKI/M. Viroli Ë KİMLİK MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZERİNE/S. Lynch Ë KİŞİSEL İLİŞKİLER/H. LaFollette Ë KADIN- LAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë İTİRAF EDİLEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZERİNE/A. Phillips Ë FELSEFEYİ YAŞAMAK/R. Billington Ë POLİTİK KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHURİYETÇİLİK/P. Pettit Ë POSTMODERN TEORİ/S. Best-D. Kellner Ë MARKSİZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHŞETİ KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJİK DÜŞÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ETİK/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL CİNSİYET VE İKTİDAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜL- TÜRLÜ YURTTAŞLIK/W. Kymlicka Ë KARŞIDEVRİM VE İSYAN/H. Marcuse Ë KUSURSUZ CİNAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAŞTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ NİHİLİST/K.A. Pearson Ë HOŞGÖRÜ ÜZERİNE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARŞİZMİ/Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ETİĞİ/G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETECİLİKTE ETİK SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DEĞERİ/J. Harris Ë POSTMODERNİZMİN YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ÜZERİNE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YENİDEN DÜŞÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJİ/A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPSİZLİK, ANARŞİ VE GERÇEKLİK/G. Sartwell Ë KENTSİZ KENTLEŞME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARŞI/P. Feyerabend Ë HAKİKAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. İnceoğlu Ë ANARŞİZMİN BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOLİ KADINDIR/D. Binkert Ë SİYAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODERNİZM, EVRENSELLİK VE BİREY/Ş. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYALİZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN VİCDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEŞME/Z. Bauman Ë ETİĞE GİRİŞ/A. Pieper Ë DUYGUÖTESİ TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEBİYAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë İMAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAŞAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇAĞI/J. Kovel Ë KOLONYALİZM POSTKOLONYALİZM/A. Loomba Ë KREŞTEKİ YABANİ/A. Phillips Ë ZAMAN ÜZERİNE/N. Elias Ë TARİHİN YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAŞLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARŞİZMİN SİYASET FELSEFESİ/T. May Ë ATEİZM/R. Le Poidevin ËAŞK İLİŞKİLERİ/O.F. Kernberg Ë POSTMODERNLİK VE HOŞNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE DİĞER HAYAT STRATEJİLERİ/Z. Bauman Ë TOPLUM VE BİLİNÇDIŞI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUŞ DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFERİ/B. Sanders ËEDEBİYATIN YARATILIŞI/F. Dupont Ë PARÇALANMIŞ HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKSİZM VE DİL FELSEFESİ/V. N. Voloşinov Ë MARX IN HAYALETLERİ/J. Derrida Ë ERDEM PEŞİNDE/A. MacIntyre Ë DEVLETİN YENİDEN ÜRETİMİ/J. Stevens Ë ÇAĞDAŞ SOSYAL BİLİMLER FELSEFESİ/B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë PİYASA/J. O Neill Ë ANNE: MELEK Mİ, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL İNSAN/G. Agamben Ë BİLİNÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAŞADIĞIMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAŞAMA SANATI FELSEFESİ/A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë EĞİTİMDE ETİK/F. Haynes Ë DUY- GUSAL YAŞANTI/D. Lupton Ë ELEŞTİREL TEORİ/R. Geuss Ë AKTİVİSTİN EL KİTABI/R. Shaw Ë KARAKTER AŞINMASI/R. Sennett Ë MODERNLİK VE MÜPHEMLİK/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: BİR AHLÂK KARŞITININ ETİĞİ/P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, KİMLİK VE SİYASET/Nafiz Tok Ë AYDINLANMIŞ ANARŞİ/M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLERİ/D. Crane Ë BİLİM ETİĞİ/D. Resnik Ë CEHENNEMİN TARİHİ/A.K. Turner Ë ÖZGÜR- LÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë SİYASAL İKTİSADIN ABC si/r. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ETİĞİ/P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEŞMESİ/P. Singer Ë MODERNLİĞİN SOSYOLOJİSİ/P. Wagner Ë DOĞRUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Başaran Ë FOUCAULT NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVENİ/J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë İKTİDARIN PSİŞİK YAŞAMI/J. Butler Ë ÇİKOLATANIN GERÇEK TARİHİ/S.D. Coe & M.D. Coe Ë DEVRİMİN ZAMANI/A. Negri Ë GEZEGENGESEL ÜTOPYA TARİHİ/A. Mattelart Ë GÖÇ, KÜLTÜR, KİMLİK/I. Chambers Ë ATEŞ VE SÖZ/G.M. Ramírez Ë MİLLETLER VE MİLLİYETÇİLİK/ E.J. Hobsbawm Ë HOMO LUDENS/J. Huizinga Ë MODERN DÜŞÜNCEDE KÖTÜLÜK/S. Neiman Ë ÖLÜM VE ZAMAN/E. Lévinas Ë GÖRÜNÜR DÜNYANIN EŞİĞİ/K. Silverman Ë BAKUNIN DEN LACAN A/S. Newman Ë ORTAÇAĞDA ENTELEKTÜELLER/J. Le Goff Ë HAYAL KIRIKLIĞI/Ian Craib Ë HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK/B. Williams Ë RUHUN YENİ HASTALIKLARI/J. Kristeva Ë ŞİRKET/J. Bakan Ë ALTKÜLTÜR/C. Jenks Ë BİR AİLE CİNAYETİ/M. Foucault Ë YENİ KAPİTALİZMİN KÜLTÜRÜ/Richard Sennett Ë DİNİN GELECEĞİ/Santiago Zabala Ë ZANAATKÂR/Richard Sennett Ë MELEZLİĞE ÖVGÜ/Michel Bourse Ë SERMAYE VE DİL/Christian Marazzi Ë SAVAŞ OYUNLARI/Roger Stahl Ë BİR İDEA OLARAK KOMÜNİZM/Alain Badiou & Slavoj Žižek Ë NİHİLİZM/Bülent Diken Ë MADDESİZ/André Gorz Ë BİLGİNİN ARKEOLOJİSİ/M. Foucault Ë TÜKETİM TOPLUMU, NEVROTİK KÜLTÜR ve DÖVÜŞ KULÜBÜ/H. Övünç Ongur Ë ANTİKAPİTALİZM/Jeremy Gilbert Ë ÇALIŞMAK SAĞLIĞA ZARARLIDIR/Annie Thébaud-Mony Ë BERABER/Richard Sennett Ë HAYATIN ANLAMI/ Terry Eagleton Ë DUYURU/Michael Hardt-Antonio Negri Ë KÜRESELLEŞMENİN SONU MU?/Arif DirlikË İSYAN PAZARLANIYOR/ Joseph Heath&Andrew Potter Ë VAMPİRİN KÜLTÜR TARİHİ/ Gülay Er Pasin Ë TUHAF ALAN / Burcu Canar Ë ÜTOPYA / Nilnur Tandaçgüneş Ë AKIL HASTALIĞI VE PSİKOLOJİ / Michel Foucault Ë İŞLETME HASTALIĞINA TUTULMUŞ TOPLUM / Vincent de Gaulejac Ë ETİN CİNSEL POLİTİKASI / Carol J. AdamsË TOPLUMLA YÜZLEŞME / Zülküf Kara

İçindekiler Giriş: Hoşnutsuzluklar - Modern ve Postmodern... 7 1. Temizlik Düşü... 13 2. Yabancıların Yaratımı ve Yok Edilmesi... 30 3. Tüketici Çağının Yabancıları: Refah Devletinden Hapishaneye... 55 4. Ahlak Evde Başlar: Ya da Adaletin Taşlı Yolu... 70 5. Türediler ve Paryalar: Modernliğin Kahramanları ve Kurbanları... 104 6. Turistler ve Aylaklar: Postmodernliğin Kahramanları ve Kurbanları... 122 7. Postmodern Sanat ya da Avangardın İmkânsızlığı... 140

8. Sanatın Anlamı ve Anlam Sanatı... 153 9. Hakikat, Kurgu ve Belirsizlik Üzerine... 167 10. Tüketici Kooperatifi Olarak Kültür... 189 11. Cinsiyetin Postmodern Yeniden-Kullanımı: Foucault nun Cinselliğin Tarihi nin Gözden Geçirimi... 209 12. Ölümsüzlük, Postmodern Versiyon... 225 13. Postmodern Din?... 244 14. Cemaatçilik ve Bireysel Özgürlük ya da Akıntıya Kürek Çekmek Üzerine... 276 Sonsöz: Sonsöz Özgürlüğün... 295 Dizin... 310

Giriş: Hoşnutsuzluklar - Modern ve Postmodern 1 930 da Viyana da, daha sonra adı Das Unbehagen in der Kultur olarak değiştirilecek olan bir kitap yayımlandı: Das Unglück in der Kultur. Kitabın yazarı Sigmund Freud du. Neredeyse aynı anda kitabın İngilizce çevirisi de çıktı; çeviri için Freud İnsanın Uygarlıktaki Rahatsızlıkları başlığını önermişti. Ancak kitabın İngilizcesinin editörü James Strachey in aktardığına göre kitabı İngilizce ye çeviren Joan Riviere bir süre malaise (kırıklık, keyifsizlik, sıkıntı) kavramı üzerinde düşündükten sonra kitap için Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları başlığında karar kılıyor. İşte Freud un modernite folkloruna yönelttiği provokatif meydan okuma bizim kolektif bilincimize bu başlık altın- 7

Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları da giriyor ve sonuçta modern serüvenin hem kasıtlı hem de kasıtsız sonuçları hakkındaki düşüncelerimizi bu şekilde biçimlendiriyordu. (Her ne kadar kitabın yazarı Kultur [Kültür] ya da uygarlık dese de bugün biz bunun modernitenin hikâyesi olduğunu biliyoruz. Kendisini kültür ya da uygarlık ın bir etkinliği olarak tasavvur eden ve Freud un keşfetmeye giriştiği sonuçlarıyla beraber, böyle bir öz-bilgi ile hareket eden tek toplum modern toplumdur. Bundan dolayı da zaten modern uygarlık deyimi bir laf kalabalığıdır.) Freud un mesajı şuydu: bir şeyler kazanırken karşılığında bir şeyler kaybediyorsunuz. Kültür ya da uygarlık olarak modernite, güzellik (evet uygarlığın değerli kılacağını düşündüğümüz bu yararsız şey ), temizlik ( pisliğin hiçbir türü uygarlıkla uyuşmaz görünüyor ) ve düzenle ( Düzen, benzer durumlarda kişiyi tereddüt ve kararsızlıktan kurtarmak için, bir şeyin ne zaman, nerede ve nasıl yapılacağı konusunda bir kuralın tanımlanması ve bunun dayatılmasıdır ) ilgilidir. Güzellik (yani yüksek armoni zevki ve biçim mükemmeliyeti veren her şey), temizlik ve düzen küçümsenecek ve feveran, hıçkırıklar ve pişmanlık olmadan öyle kolayca vazgeçilecek kazançlar değildir. Ancak aynı zamanda ağır bir bedel ödemeden kazanılacak şeyler de değildir. Güzelliği arama ve koruma, temizliği kollama ve rutin düzene uyma konusunda insanları güdüleyen doğal hiçbir şey yoktur. (Eğer böyle bir içgüdü yü gösteren şeyler olsaydı bunun, işbaşındaki bir uygarlığın en belirli işareti olan yapay, sonradan kazanılmış ve eğitilmiş bir eğilim olması gerekirdi.) İnsanların, armoni, temizlik ve düzene saygı ve bunları takdir yönünde zorlanmaları gerekiyor. Kendi güdüleri ile hareket etme özgürlüklerinin budanması gerekiyor. Kısıtlama acılıdır: acıya karşı savunma da kendi acılarını yaratır. Uygarlık içgüdünün terki üzerine bina ediliyor. Uygarlık (modernite olarak okuyunuz) Freud un bize söylediğine göre, özellikle de insanın cinselliği ve saldırganlığına büyük kısıtlamalar getiriyor. Dolayısıyla da özgürlük dürtüsü uygarlığın belli bir kısım form ve taleplerine karşı ya da bütün 8

9 Zygmunt Bauman bir uygarlığa karşı yöneltiliyor. Zaten başka türlü de olamaz. Freud ısrarla, uygar yaşamın haz ve keyiflerinin acılar, memnuniyetinin hoşnutsuzluklar ve itaatinin de isyanla beraber aynı pakette geldiğini söylüyor. (Aslında düzenden yoksun insanlığa dayatılan düzen olan) uygarlık, sürekli tetikte olması gereken ve pazarlığın her daim yenilendiği bir uzlaşı, bir değiş tokuştur. Burada haz ilkesi gerçeklik ilkesinin ölçeğine indiriliyor ve kurallar, gerçekçi olanın ölçüsü olan gerçekliği açıklıyor. Uygar insan, bir parça güvenlik karşılığında kendi mutluluk potansiyelinin bir kısmını takas ediyor. Mevcut çözümlerdeki özgül sakatlıkları iyileştirme çabalarımız ne kadar sağlam temelli ve gerçekçi olursa olsun uygarlığın doğasında hiçbir reform girişimine teslim olmayacak problemler olduğu fikrine kendimizi alıştırmalıyız belki. Modernitenin gururu ve (ister aynı düzen yapısı içinde ortaya çıkan isterse de güzellik ve temizlik kod adlarıyla kendilerini gizleyen) tüm bileşenlerinin de köşe taşı olan düzen için Freud zorlama, tanzim, baskı ya da cebri feragat ifadelerini kullanıyordu. Modernitenin alamet-i farikası olan bu hoşnutsuzluklar aşırı düzen den ve bunun ayrılmaz parçası olan özgürlük kıtlığından ortaya çıkıyordu. Zayıf ya da korumasız bünye, vahşi dünya ve saldırgan komşular üçlü tehdidi karşısındaki güvenlik arayışı, özgürlüğün kurban edilmesine davetiye çıkarıyor: En önce de kişinin haz arama özgürlüğünün. Güvenlik üzerine bina edilen bir uygarlık bağlamında, daha fazla özgürlük daha az hoşnutsuzluk demekti. Güvenlik adına özgürlüğü kısıtlamayı seçen bir uygarlık çatısı altında, daha fazla düzen daha fazla hoşnutsuzluk anlamına geliyordu. Ancak bugün artık düzensizleştirme (deregulation) zamanıdır. Gerçeklik ilkesi bugün, haz ilkesinin mahkeme başkanı olduğu bir adalet divanında savunma yapmak zorundadır. Uygarlığın doğasında hiçbir reform girişimine teslim olmayacak zorlukların bulunduğu düşüncesi o eski bariz doğruluğunu yitirmişe benziyor. Zorlama ve cebri feragat artık sinir bozucu bir zorunluluk olmaktan çıkmış ve birey özgürlüğüne yönelen bir haksız tecavüz olmuştur.

Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları nın yazılması ve basımından 65 yıl sonra artık egemenlik birey özgürlüğünündür ve bu özgürlük diğer tüm özgürlüklerin ona göre hesaplandığı bir değer ve tüm birey-üstü kural ve kararların hikmetinin ona göre ölçüldüğü bir sabit nokta olmuştur. Fakat bu, insanları modern keşif gezilerine gönderen güzellik, temizlik ve düzen ideallerinin terk edildiği ya da orijinal ihtişamlarını yitirdikleri anlamına gelmiyor. Ancak artık bu idealler, bireysel kendiliğindenlik (spontaneity), irade ve çabalar yoluyla kovalanacak ve realize edilecektir. Öyle görünüyor ki bugünkü postmodern versiyonuyla modernite, Freud un naif ve zararlı fantezi diyerek değerlendirme dışı bıraktığı iksiri bulmuştur; kıymetli temiz düzen ve düzenli temizlik madenlerini doğrudan insan cevherinden, tamamen insani olan haz arayışından, daha fazla haz ve daha fazla hazlı haz arayışından ki bu arayış bir zamanlar alçak olarak kınanıyor ve özlüğü yıkıcı bir şey diye suçlanıyordu elde etmeye çalışıyor. İki yüzyıldır, kendisini aklın diktasındaki kural ve düzenlemelerin demir eldiveninde tutma çabalarından yara almadan ve hatta güçlenerek çıkan görünmez el yeniden güven tazeledi ve tekrar gözde oldu. Bir zamanlar tüm düzen-kurucular için bir yük ve bir problem (belki de asıl problem) olan bireysel özgürlük, bugün artık insan evreninin kendisini sürekli olarak yeniden yaratması yolundaki ana varlık ve kaynak olmuştur. Eski kural bir zamanlar olduğu gibi bugün de geçerliliğini sürdürüyor; yani, bir şeyler kazanırken karşılığında bir şeyleri yitiriyorsunuz. Ancak eskisinden farklı olarak bu defa kazançlar ve yitirilenlerin yeri değişmiştir: Postmodern insanlar bir parça mutluluk karşılığında kendi güvenlik potansiyelinin bir kısmını takas ediyor. Modernitenin hoşnutsuzlukları, bireysel mutluluk arayışında çok az bir özgürlüğe tahammül ede(bile)n bir güvenlik anlayışından kaynaklanıyordu. Postmodernitenin hoşnutsuzlukları ise, çok az bireysel güvenliğe izin veren bir haz arama özgürlüğünden kaynaklanıyor. Her değer (Georg Simmel in çok önceleri gözlemlediği gibi), sadece, kendisini elde etme yolunda kişi öteki değerler- 10

11 Zygmunt Bauman den geçtiği sürece bir değerdir. Ancak sizin en fazla gereksinim duyduğunuz şey de yokluğunu en fazla hissettiğiniz şeydir. Özgürlüğün ihtişamının en parlak olduğu an, özgürlüğün güvenlik altarında kurban edildiği andır. Diğer yandan, sıra güvenliğin bireysel özgürlük mabedinde kurban edilmesine gelince, o zaman eski kurbanın parıltısının çoğu kayboluyor. Eğer güvenlik arayıcısı kasvetli ve sıkıcı günlere mahkûm kalmışsa uykusuz geceler özgürlüğün lanetidir. Her iki durumda da mutluluk büsbütün elden gidiyor. Yeniden Freud a kulak verelim: Biz öyle yaratılmışız ki yoğun hazzı sadece bir karşıtlıktan alıyor ve olağan durumlardan çok az zevk alabiliyoruz. Neden? Çünkü bizim mutluluk dediğimiz şey... en yüksek dereceye varmış olan ihtiyaçların (tercihan bir anda) giderilmesinden ortaya çıkıyor ve doğası gereği de epizodik bir fenomen olarak var olabiliyor. Dolayısıyla da güvenliksiz bir özgürlük, özgürlüksüz bir güvenlikten daha sürekli bir mutluluk arzı sağlamıyor. İnsan işlerinin farklı bir şekilde düzenlenmesi illa daha fazla mutluluğa giden bir adım değildir (bu sadece yapıldığı anda böyledir). Tüm değerlerin yeniden değerlendirilmesi bir mutluluk ve coşku verici bir andır fakat yeniden değerlendirilmiş değerler bir mutluluk halinin garantisi değildir. Kaybetmeden kazanma olmaz. Kayıpsız bir kazanç yaratma umudu atasözündeki bedava öğle yemeği kadar düşsel ve uçucudur. Ancak herhangi bir insani ortak yaşam düzenlemesine özgü olan kazanç ve kayıpların dikkatle hesap edilmesi gerekiyor çünkü güçlükle kazanılan temkin ve bilgelik bizi, yani postmodern insanı sadece kredi tarafı olan bir bilançoya kavuşma düşü kurmaktan alıkoysa bile (ya da daha doğrusu bundan dolayı) kazanç ve kayıplar arasında optimum bir dengenin aranması gerekiyor. İşte bu kitabın amacı bu göreve, küçük ve kısmi bir katkı koleksiyonu sunmaktır. Bu kitabın benim için özel bir anlamı var. Çünkü kitabın bazı bölümleri, bir yüzyılın son çeyreğinde ilk defa olarak,

anadilim olan Lehçe de yazıldı ve ilk olarak Polonyalı akademisyen ve öğrencilere sunuldu ve onlarla müzakere edildi. Bu bağlamda Alma Mater im olan Varşova Üniversitesi ile olan bağlarım restore edildi. Pek tabii arkadaşlarım ve meslektaşlarım, Polonyalı sosyologlar ve filozoflarla olan aydınlatıcı ve güdüleyici temaslarım da tazelendi. Burada sayamayacağım kadar fazla, hepsi de alanında içgörülü ve vâkıf, zeki ve yetkin olan bu arkadaşlarıma ve meslektaşlarıma, kitaptaki düşüncelerin açığa kavuşturulması ve açıklanmasında yaptıkları yardım için borçluyum. Anthony Giddens a özel teşekkürlerimi sunuyorum: onun çalışmama gösterdiği daimi ilgi, nazik fakat yılmaz, dostane fakat kararlı baskısı olmasaydı bu kitap asla ortaya çıkmayacaktı. Son on yıldır yaptığım tüm çalışmalarda olduğu gibi, editörüm David Roberts a da teşekkür etmek istiyorum. Sanırım hiçbir yazar editöründen bundan daha fazla bir anlayış bekleyemez. İkimiz de aynı amaç için didiniyoruz; ki bu amaç, Roberts ın deyişiyle, okuyucunun irdelenmediğini düşündüğü şeylere bakmasını isteyen bir metin yaratmaktır. Burada editörün rolü ise yazarı kendi bireysel düşüncesinden feragat ettirmeden okuyucunun anlamasının önündeki gereksiz engelleri temizlemektir. Ben bu işi David Roberts dan daha iyi yapabilecek birini bilmiyorum. 12

1 Temizlik Düşü Büyük suçlar genellikle büyük fikirlerden çıkar. Esinlenmiş takipçileri düşüncelerini realize etmeye kalkıştığında çok az büyük düşünce tamamen masum kalmıştır (fakat bazıları zor da olsa dişlerini göstermeden ve bıçaklarını bilemeden de taraftar toplayabiliyor). Bu fikirler sınıfı arasında gurur makamı, temizlik vizyonuna aittir. Nihai Alman Çözümü diyordu Amerikalı yazar Cynthia Ozick, estetik bir çözümdü; bir kurgu işiydi, bir lekeyi silen sanatçının parmağıydı; yani kısacası uyumlu olmadığı düşünülen her şeyin tasfiyesiydi. 1 Alman psikolog Klaus Dörner 1. Cynthia Ozick, Art and Ardour (New York: Dutton, 1984), s. 165. 13

Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları okuyucularını, die Nazis auch als Bürger zu sehen, die genauso wie die Bürger vor und nach, ihre Antwort auf die Soziale Frage gesucht haben 2* şeklinde tanımlıyor çözümünü aradıkları toplumsal sorun kirlilik sorunu; yakışıksız, münasebetsiz ( out of place ) ve tabloyu bozan insanların inatla ortada dolaşmaları sorunuydu aksi halde de estetik olarak tatminkâr ve moral olarak güven veren bir armoni anlayışına saldırıyordu. Michel Foucault nun da hatırlattığı gibi, modern dönemin ilk yıllarında deliler kent yetkilileri tarafından toplanıyor, Narrenschiffen e dolduruluyor ve denize gönderiliyordu; deliler aklın parlak ve yetkin istikrarı karşısındaki... karanlık bir düzensizliği ve hareketli bir kaosu temsil ederken deniz, alıp götürmenin yanı sıra temizleyen suyu temsil ediyordu. 3 Temizlik bir idealdir; yaratılması gereken ya da gerçek veya hayali olağandışılıklara karşı gayretle korunması gereken bir koşul vizyonudur. Böyle bir vizyon olmadan ne temizlik kavramının bir anlamı olur ve ne de temizlik ile pislik arasında herhangi anlamlı bir ayrım çizilebilir. Bir orman, bir dağ silsilesi, bir otlak ya da bir okyanus (yani insan ürünü olan kültürün karşıtı olarak doğa ) aslında ne temiz ne de kirlidir; ta ki bir pazar günü pikniğinin ya da kimyasal fabrikaların atıklarıyla kirleninceye kadar. İnsanın müdahalesi sadece doğayı kirletmekle kalmıyor aynı zamanda da doğaya temiz-pis ayrımını sokuyor ve doğal dünyanın herhangi bir parçası için temiz ya da kirli olma olasılığını yaratıyor. Temizlik, başka bir yere doğru hareket etmeye zorlanmadıkları, itilmedikleri, çekilmedikleri ya da sürülmedikleri takdirde kaplayacakları yerden farklı yerlere konmuş olan şeylerin vizyonudur. Temizlik, bir düzen vizyonudur; yani her bir şeyin olma- 2. Klaus Dörner, Tödliches Mitleid: zur Frage der Unerträglichkeit des Lebens (Gütersloh: Verlag Jakob van Hoddis, 1993), s. 13. * Alman psikolog Klaus Dörner okurlarından, Nazileri de (bütün önceki ve sonraki yurttaşlar gibi) sosyal soruna kendi cevaplarını arayan yurttaşlar olarak görmelerini ister. (ç.n.) 3. Michel Foucault, Histoire de la folie (Paris: Plon, 1961). Bu alıntı şu çeviriden yapılmıştır: Richard Howard, Madness and Civilization: A History of Insanity in the Age of Reason (Londra: Tavistock, 1967), s. 13, 11. 14

15 Zygmunt Bauman sı gerektiği yerde bulunduğu ve başka hiçbir yerde bulunmadığı bir durumun vizyonudur. Bir düzen imgesi olmadan, şeylere kendi doğru ve tam yerlerini ki bu yerler, bunların kendi kendilerine, doğal olarak oturmayacakları yerlerdir biçmeden temizlikten söz edilemez. Temizlik in karşıtı kir, pis, kirleten unsurlar münasebetsiz şeylerdir. Şeyleri kirli yapan, onların içsel nitelikleri değil, bulundukları konum, daha doğrusu temizlik kovalayanların hayalindeki şeyler düzenindeki konumlarıdır. Bir bağlamda pis olan şeyler sadece başka bir yere kondukları için temiz olabilirler; tabii tersi de doğru. Güzelce cilalanmış, parlayan ayakkabılar yemek masasına konursa pis kaçar; ancak ayakkabılığa dönünce aynı ayakkabılar eski temizliğine kavuşur. Yemek tabağında ağız sulandıran bir aşçılık eseri olan omlet yastığa döküldüğünde iğrenç bir leke olur. Ancak bir de, insan ürünü hiçbir fragmanda doğru yer i olmayan şeyler var. Bunlar her yerde, yani temizlik modelinin geçerli olduğu her yerde münasebetsiz dirler. Temizlik kovalayıcılarının dünyası bunları içeri alamayacak kadar küçüktür çünkü. Bunların başka bir yere kaldırılması da yeterli değildir. Bir an önce ve tamamen öldürülmeleri yakılmaları, zehirlenmeleri, parçalanmaları ve kılıçtan geçirilmeleri gerekiyor. Bunlar genellikle mobil, yani kendilerine biçilen yerde durmayan ve kendi kafalarınca yer değiştiren şeylerdir. Bunların yarattığı sorun şudur: davet edilsinler ya da edilmesinler bu tür şeyler oradan oraya geçerler. Kendi yerlerini kendileri belirlerler ve dolayısıyla da temizlik kovalayıcılarının şeyleri doğru yerlerine koyma gayretleriyle alay ederek sonuçta da tüm konumlandırmaların kırılganlığını ve sarsılabilirliğini açığa vururlar. İşte bundan dolayı, her an bir evi o evin yasal (insan) sakinlerine danışmadan onlarla paylaşma kararı alabilen hamamböcekleri, sinekler, yarasalar ya da fareler her zaman, potansiyel olarak, davetsiz misafirlerdir ve düşünülebilir hiçbir temizlik şemasına da oturtulamazlar. Fakat diğer bazı şeyler daha bir tehditkâr oluyor ve daha fazla dikkatlilik gerektiriyor. Bunlar sadece kendi başlarına

Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları hareket etmekle kalmıyor, bunu kendilerini hissettirmeden yapıyorlar; böylece sadece temizlik modeline değil, bunun korunması gayretlerine de meydan okuyorlar. Çünkü bunların istilasından haberi olmayan bir kişi taarruz vaktinin gelip gelmediğini bilemez ve güvenlilik yanılsamasına kolayca düşebilir. İşte toz böcekleri, bakteriler ve virüsler, hiçbir şeyin, hatta güvenlik arayışının bile güvende olmadığı bu şeyler sınıfına giriyor. Deterjan ürünleri ve temizlik tozları için reklam metni yazanlar müstakbel müşterilerine gördükleri pislikleri ve göremedikleri mikropları öldürme sözü vererek bu farkı çok iyi vurguluyorlar. Buraya kadar söylenenlerden şunu çıkarabiliriz: Temizlik ve bununla ilintili olan hijyen (pisliğin savuşturulması) merakının düzenin kırılganlığı ile ilişkisi sadece öyle tesadüfi bir ilişki değildir; bu, sadece düzen üzerine titreyerek onu devam ettiremeyeceğimizi düşündüğümüz ve biz hiçbir şey yapmadan düzenin kendi ivmesiyle bizi kurtarmasını bekleyemediğimiz bir durumdur. Düzen, bizim hareketimiz için nizami ve istikrarlı bir çevreyi, olayların olma olasılıklarının rastgele değil sıkı bir hiyerarşiye göre dağıldığı belli olayların muhtemelen olacağı, diğerlerinin daha az ihtimalle yaşanacağı ve diğerlerinin ise neredeyse asla yaşanmayacağı bir dünyayı ifade ediyor. Biz sadece böyle bir çevreyi anlayabiliriz. (Wittgenstein ın anlama tanımına göre) biz nasıl devam edileceğini yalnızca böyle ortamlarda biliriz. Hareketlerimize kesin olarak yani kafamızdaki hesapların gerçekten tutacağını umarak sadece böyle bağlamlarda karar verebiliriz. Dünyadaki varlığımız süresince kazandığımız alışkanlık ve beklentilere sadece burada güvenebiliriz. Biz insanlar bir hafızaya ve belli bir öğrenme kapasitesine sahibiz ve bundan dolayı da dünyada bir düzenliliğin olmasını istiyoruz. Öğrenilen hareket kabiliyetleri, istikrarlı ve öngörülebilir bir dünyada işe yarayan güçlü varlıklardır; fakat olaylar bir anda neden-sonuç zincirinden çıktığı ve tüm öngörülerimize meydan okuyarak bizi şaşkına çevirdiği zaman bu değerli varlıklar tamamen anlamsızlaşacaktır. 16