ŞEHİT ER MÜSLÜM Şiir AŞKLARIN ŞEHRİ Seni gördüğüm an aşık olmuştum Aşkı ilk sende bulmuştum Çamlıcaya senle doğmuştum Gönül dünyamı feth eden fatihim benim. Hazanı yaşayan gönlüm, sende bahara erdi Miyadını dolduran ömrüm senle neşelendi Mecnun Leylasına seni gördüğüm an erişti Aşkım, şehr-i istanbul um benim. Rüyalarımdaki mavi gözlü devim Aşk güneşimin doğduğu beytim Eğer birgün ölürse bedenim Mevtimde sende olsun isterim İlk göz ağrım şehr-i istanbul um benim Engin EMİRİ 24
ŞEHİT ER MÜSLÜM Rehberlik Çocuğum Doktor Olsun!!! EVET, BUNU İSTİYORUZ AMA BİR YAN- DAN DA ONUN HİÇ DERS ÇALIŞMADIĞI- NI, HİÇBİR ŞEYE MERAKLI OLAMADIĞINI GÖRÜYORUZ. DERSLER ONU SIKIYOR. SÜREKLİ BAŞKA ŞEYLERLE MEŞGUL OLUYOR. BİZE HEP YALAN SÖYLÜYOR KÖTÜ ARKADAŞLAR EDİNMİŞ. YOK YOK DİYORUZ BU KAFAYLA BİR ŞEY OLMAZ BUNDAN. KARA BİR TABLO DEĞİLMİ? KÜÇÜK BİR ÖYKÜ BÜYÜK BİR BAŞARI 16 Bu sadece küçük bir öykü. Siz de kendi gerçeklerinizi yaşarken rehber olsun, kendi öykünüz yazılırken seyirci kalmayın diye. Bir mesleğe sahip olmak için iyi bir çalışma gerektiği gibi,o meslekte başarılı olmak, yaşadığı toplum için bireyler üretmekten zevk almak için de bazı özellikler gereklidir. Bu özelliklerin gelişebilmesi için uygun olan zamanlar ve uygun olmayan zamanlar vardır. Aşağıda bununla ilgili kavramların hayatımıza yansımasıyla ilgili küçük bir öykü bulacaksınız. Daha 1 yaşında başladı her şeyi karıştırmaya, kurcalamaya. Bozulur deseydim merakı törpülenirdi. Ben de bana ve ona zarar vermeyecek şeyleri bozmasına izin verdim. Ayakkabısının bağcıkları çözüldüğünde eğilip bağlamak yerine, ona bağlamasını öğrettim. Bağlamasını öğrendiğinde aferin aldı. Benden ve bundan gurur duymasını öğrendi.
ŞEHİT ER MÜSLÜM ZENGİN Akif in İdeal Gençliği: Asım ın Nesli Asım ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Kimdir Asım? Neyi ifade eder? Gerçek bir 6 kişilik mi, yoksa bir ütopya mı? İster gerçek ister ütopya her ne olursa olsun her şeyden evvel Asım bir ideal in adıdır. Akif in hayalini kurduğu Türk gençliğinin sembolüdür Asım. Hayat çizgisini izlediğimizde bu idealin Akif in şahsında somutlaştığını görürüz. Yani, Asım Akif in ta kendisidir. Burada gözden kaçırılmaması gereken nokta şudur: Asım ın neslini anlamak öncelikle Akif i okumak ve onu anlamakla mümkün olacaktır. Ne yazık ki, çoğu kez Akif le ilgili bilgilerimiz, onun İstiklâl Marşı Şairi olmasından öteye geçmez. Onun gibi âlim, sanatkâr, şair, devlet adamı, sporcu gibi çok yönlü bir şahsiyeti böylesine dar bir çerçeveye hapsetmek ona büyük bir haksızlıktır. Akif in idealindeki gençlik, pısırık, ülküsüz, gününü gün eden, çevresinde olup bitenlere karşı duyarsız, okumayan, sorgulamayan, düşünmekten aciz, geçici zevkler peşinden koşan bir gençlik değildir elbette. Asım ın Nesli, ilhamını doğrudan 21 yaşında İstanbul u fetheden ruhtan alır. Türk toplumunun bu nesil sayesinde daima geleceğe umutla bakacağına ve yükseleceğine Akif in inancı tamdır. Ona göre bu nesil yarınlarımızın yegâne teminatıdır. Bu neslin bir örneği de gencecik yaşlarına rağmen Çanakkale de canları pahasına vatanlarını savunan, namuslarını düşmana çiğnetmeyen, Allah tan başka kimsenin önünde eğilmeyen Mehmetçiktir. Asım vefakârdır, fedakârdır, vatanperverdir. İmanlıdır, ilim irfan sahibidir. Ecdadının hatırasına saygılı, köklerine sıkı sıkıya bağlıdır.
Hızlı Okuma PARANTEZ 2012 ŞEHİT ŞEHİT ER ER MÜSLÜM ZENGİN Hızlı Okuma Tekniklerini bilen insan için kitap okumak bir angarya olmaktan çıkar zevk alınan bir eylem haline gelir. Bunu için herkesin Hızlı Okuma Tekniklerini öğrenmesi gerekir. Karşımızda bir resim, şekil, karikatür gördüğümüzde onlara bakarız. Ancak yazı gördüğümüzde okuruz. Aslında ikisi arasında fark yoktur. Baktığımız resimleri görürüz ve beyin onları inceler ve anlam verir. Yazıda da aslında bu durum çok benzerdir. Hızlı okumamız için bazı şeylere dikkat etmemiz gerekmektedir. Bunlardan bahsedecek olursak; Okuma işlemi göz ile beyin arasında gerçekleştirilmelidir. İnsanlar bazı gereksiz hareketlerle göz-beyin arasına lüzumsuz unsurlar sokmaktadır. Örneğin yazının sesli okunması sırasında göz ile beyin arasına ağız girer. Bundan dolayı okuma esnasında ağız, dil, dudak gibi organlarımızın kullanılmasına gerek yoktur. Bu organların kullanılmasıyla birlikte insanlar okuma esnasında daha çabuk yorulmakta ve okuma hızını düşürmektedir. Hızlı okumamızı engelleyen bazı psikolojik nedenlerde olabilir. Mesela insanların hızlı okunduğu takdirde hiçbir şey anlamamaktan korkması. Bu kişiye yanlış öğretilmiş bir durumdur. Özellikle bazılarının anlamak için durarak oku, tane tane oku önerilerinin tamamı ile yanlıştır. Bu olayları örnekleyecek olursak 100 sayfalık kitapta ortalama 20 Bin kelime bulunmaktadır. Dakikada 150 kelime okuyan bir insan bu kitabı neredeyse 2,5 saatte bitirir.500 kelime okuyan bir kişi ise 40 dakikada bitirir. İncecik bir kitapta bile bu kadar zaman fark etmektedir. Günümüz şartlarında ise insanların yavaş okuma ile kaybedecek vakti yoktur. Ayrıca hızlı okumada sütun okumak da çok önemlidir. Dar bir sütün okuyorsanız ortasındaki kelimeyi okumak ve gözleri aşağıdaki sütuna kaydırarak taşımak yeterlidir. Bu yetenek çalışmalarla kazanılabilmektedir. Eğer geniş bir sütun okuyorsanız, sütun ortasındaki iki kelime okunmalı ve aşağıya doğru göz kaydırılarak okunmalıdır. Görüldüğü gibi hızlı okumak için özel bir yetenek gerekmemektedir. Özel egzersiz ve tekrarlarla rahatça kazanılabilen bir tekniktir. Yukarıda saydığımız koşulları sağlayan herkes dakikada en az 1000 kelime okuyabilmektedir. Okuma hızımızdaki bu artış okumak için vakit bulmakta zorlandığımız günümüzde çok işe yarayacaktır. Okuma hızımızın düşük olmasının bir başka nedeni ise yazıda baktığımız alandır. Her kelimeye tek tek baktığımız takdirde her satır için ortalama 10 kez göz hareket ettirmek zorunda kalırız. Ama gözümüzün bakış açısı birden çok kelimeyi alabildiği takdirde bir satırlık kelimeyi 2 göz hareketine kadar indirebiliriz. 13
Dünyanın Eski ve Yeni Yedi Harikası PARANTEZ 2012 ŞEHİT ER MÜSLÜM ZENGİN İskenderiye Feneri Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile Mısır ın İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır. Proje Büyük İskender in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö. 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Fener in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302 de başka bir depremde çöktü. En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı. Rodos Heykeli 32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı Helios a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanı sıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi. Rodos Heykeli nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö. 226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi ye sattılar. Kral Mausollos un Mezarı (Halikarnas Mozalesi) Zeus Heykeli Zeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar a ismini veren Olimpia da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m genişliğinde ve 2 m yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 12 m yüksekliğindeydi. Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezardir.. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmıştir. Anıtın yüksekliği konusunda Latin yazarı Plinius bilgi vermektedir. Latinlerin dünyanın yedi harikası olarak gördüğü Mausoleion un yüksekliği 180 İon ayağıdır. Bu da yaklaşık 55 metredir. Yirmi katlı bir apartmanın yüksekliği kadardır. Sergi salonundaki makette bu ölçü esas alınmıştır. Anıtın bir deprem sonucu yıkıldığı sanılmaktadır. 1402 de Saint Jean şövalyeleri Bodrum a geldiklerinde anıtı yıkık olarak görmüşlerdir. Şövalyeler anıtı taş ocağı olarak kullanmışlar hemen tüm taşlarını sökerek Bodrum Kalesi ni yapmışlardır. 27