Ehmed Cavad. (Seyfeli, 5 Mayıs 1892 -?, 1937)



Benzer belgeler
Neriman Hesenzâde (Kazak 1931)

Töfiq Mahmud (Nahavan, 9 Kasım 1931)

Memmed Araz (Nahcıvan-Şahbuz, 14 Ekim 1933)

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

Qabil (Baku, 1926-) Saysız şer içinde adi şe'rsen Ancaq ne şeriyin, ne ortağın var. Böyük bir axında üzüb gedirsen, Xırdaca gemisen, öz bayrağın var.

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim.

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Molla Veli Vidadî. (Şemkir, Şıhlı, 1809)

ŞEHİT AHMED CEVAD ( ) Azerbaycan Millî Şâiri: Bizim AHISKA. Yunus ZEYREK sürüldüğünü ve bir daha kendisinden haber alınamadığını

Nadirezheri. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Haşim Terlan. (Baku, 1923)

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

tellidetay.wordpress.com

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Qurbani. Naşı tebib derde derman etmedi, Canan gelip göz evimden ötmedi, '-- Hesret öldüm, elim yara yetmedi, Vezir de menim tek kâmın almasın!

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Anneciğim (Çocuk Şarkısı) Bekle beni anneciğim Bir gün sana döneceğim Pamuk gibi ellerinden Doya doya öpeceğim

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

Abdulla Şaiq (Tiflis, 25 Şubat Bakı, 28 Kasım 1959)

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

NECİP FAZIL KISAKÜREK

BAYRAĞIM. Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı

Ben Allah ın (cc) kitabıyla kendini keşfeden ve O nunla bir anlam ifade eden her insan gibi, Eşref-i Mahlukat bir varlığım.

AYNI YALINLIKLA ÖLMEK ısterım. Aynı yalınlıkla ölmek isterim. Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi, Orhan Seyfi Orhon, 1919, (Şiirler 1970)

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Bextiyar Vahabzâde (Seki, 1925)

Şafak Sahibli. Alevine Üşüyen Mum. Çeviren: Fethi Gedikli. Milli Virtual Kitabxananın təqdimatında

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

Xasta Qasım (XVIII. yüzyıl)

SEVGİLİM MELTEMDİR SÖYLEYEN. Sevgilim, meltemdir söyleyen fırsatının bembeyazlığını... Gözlerim seni görmeyecek; bekliyor seni yüreğim!

Elekberzade Ebulhesen (Şamaxı, Şamaxı, 1986)

Şehriyar ( Tebriz, Tebriz, 18 Eylül 1988 )

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.

Aşıq Qerib (Azerbaycan Dastanları, Baku, 1977, s )

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

KARACAOĞLAN DEYİŞLERİ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

2.SINIF TÜRKÇE 15. HAFTA SONU ÖDEVİ

Halit Akçatepe Hayatını Kaybetti

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ OKULLAR ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMALAR

TARİH BRANŞINDA PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA KESİN KAYIT HAKKI KAZANANLAR (OKUYAN/4. ÖĞRENCİSİ)

A) servis B) seyis C) başarı. 7. k,u,k,a,l Yukarıdaki harflerin hepsi kullanılarak aşağıdaki sözcüklerden. Al Semender

X - Letif eler - Fıkralar

ESKİŞEHİR OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ DÜĞÜN GALA GÖSTERİSİ ANADOLU GELİNLERİ

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

İSTİQLALİYET KÜÇESİ. Sovyet devrinin Kommünist prospekti Çarlık zamanının Nikolayevska prospekti

İyi Aksamlar, Bir gönüllümüzün annesinin mektubu da ekte yer alıyor... Bir de 12 sene sonra gelen mesaj...

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

Transkript:

Ehmed Cavad (Seyfeli, 5 Mayıs 1892 -?, 1937) Ehmet Cavad (Cavad Ahundzâde), 5 Mayıs 1892'de Gence yakınlarındaki Şamhor bölgesinin Seyfeli köyünde doğdu. Ahund olan dedesi Güney Azerbaycan göçmeniydi. Babası Mehemmedeli, köy içerisinde molla olarak tanınsa da, din adamı değildi. Okur-yazar ve kültürlü olması nedeniyle onu böyle çağırırlardı. Altı yaşında babasını kaybetti. Annesi ile birlikte Gence şehrinde yaşayan üvey kardeşlerinin yanma göçtü. Onların maddî desteği ile, 1906'da, Gence'de, Şah Abbas mescidi bünyesindeki medreseye girdi. İlk tahsilini köy okulundamollahanede-alan ve artık 7 yaşındayken Kur'an okumayı başaran Ehmed Cavad, medresenin de en kaabiliyetli talebelerinden biri olarak tanındı. Medresede Arap, Fars ve Rus dillerini öğrendi. Yabancı diller dışında tarih ve edebiyatla ilgilendi. İlk şiirlerini de medresede okuduğu yıllarda yazdı ve hocası, tenkitçi ve edebiyat tarihçisi Abdulla Sur'un (1883-1912) değerli tavsiyelerini aldı. Bazı kaynaklarda Ehmed Cavad'm medreseyi bitirdiği 1912'de, Balkan savaşı sırasında İstanbul'da teşkil edilen, Kafkas gönüllü kıtası içinde Trakya cephesinde savaştığı bildirilir. Her halde, çok genç olmasına rağmen, XX. yy. başlarında Azerî şairleri içerisinde Türkçülüğü ilk defa terennüm eden, Türk milliyetçiliği fikrini ortaya atanlardan biri de Ehmed Cavad'dı. 1913'te öğretmen olarak çalışmaya başlar. 1915-1916'da Batum'da yaşar ve çalışır. Burada yerli zenginlerden Süleyman Bey Recanizâde'nin kızı Şükriye hanımla aile hayatı kurar. Aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı sırasında, kendi memleketlerinde Ermeni ve Rus zulmüne uğramış Türklere yardımda bulunmağa çaba gösterir. Azerbaycan'ın istiklâline yalnız şiirleri ile değil, kişisel mücadelesiyle de katılan Ehmed Cavad, 1918'de Türk ordusunun saflarında Bakü'ye gelir, hürriyet ve özgürlüğüne kavuşmuş Azerbaycan'ı, Müslüman dünyasında ilk cumhuriyet olan Azerbaycan Cumhuriyyeti'ni öven ateşli şiirler yazar, bütün varlığıyla Türkçülük, çağdaşlık ve Müslümanlık temeli üzerinde oluşmağa başlayan yeni, millî kültür hayatına katılır, 1916'da "Qoşma", 'da "Dalga" adlı şiir kitabları yayınlanır. 1920'de Azerbaycan'ın Bolşevik Rusya tarafından işgalinden sonra Ehmed Cavad için zor ve meşakkatli, tahkirler ve takiblerle dolu bir hayat başlar. 1923 sonlarına doğru gizli polis-çekatarafmdan tutuklanırsa da bir müddet sonra suçluluğu ispatlanamadığından serbest bırakılır.

Lakin, gizli takipler hayatının sonuna kadar devam eder. 1922'de üniversitelere dahil olma imkanı bulan işçi fakültesini-rabfakı-1925'te ise Âli Pedagoji Enstitüsü'nü bitirir. 1924-1926 yılları arasında Bakü'de, Edebiyat Cemiyeti'nin Başkanlığı'nı yapar. 1925 yılından itibaren ise "İnkılab ve Medeniyyet" dergisinin mes'ul müdürlüğü görevinde bulunur. 1927-1934 yılları arasında Bakü'de ve Gence'deki yüksek okullarda-enstitülerde Azerî Türkçesi ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışır. 1935'te yeniden Bakü'ye döner ve Azerneşrde (Azerbaycan Devlet Neşriyat Kuruluşu) işe girer. 1936 yılı sonlarına doğru, Türkiye'ye rağbet beslemesi ve Türkiye matbuatında şiirler yayınlatması nedeniyle görevinden alınır. 1931'den beri açık şekilde devam eden takip ve suçlamalar, gazeteler vasıtasıyla yayılan karalama ve iftiralar daha da kuvvetlenir. Bütün bunların mantıkî sonucu olarak Ehmed Cavad 1937'de karşı-devrimci faaliyetle ve Pantürkizmle suçlanarak tutuklanır ve askerî mahkemenin kararıyla idam cezasına mahkûm edilir. 1937 sonlarında şair, kurşuna dizilmiştir. Ehmed Cavad'ın asıl şair istidadı ve şair kişiliği, onun 1920 Bolşevik ihtilaline kadar yazdığı şiirlerde kendisini göstermektedir. 1920-1936 yılları arasında Şair, davamlı ve katı bir kontrol altmda olduğundan; onun her yeni şiirinde, her mısrasında siyasî bir reng, siyasî bir allegoriter aranırdı. Hatta duygusal ve kederli şiirleri bile onun yeni rejime muhalefetinin sembolü olarak değerlendirilirdi. Bolşevik rejiminin baskısıyla pişmanlık ve itiraflara zorlanan şair, bazen kendi düşünce ve fikirlerine aykırı nazımlar yazmak zorunda kalmıştı. Mesela bir kaç mısraını örnek aldığımız "Moskova" (1930) şiiri gibi: Men bu günkü görüşden evveller çox uzaqdım, Bilmedim, Moskva'ya düşmen gözüyle baxdım. Uyaraq gencliyimde Müsavatın sözüne, İller boyu göz yumdum heqiqetin üzüne. Qeflet etdim, dinledim her yeten derd bilmezi, Gec qandım ki, Moskva bütün dünya merkezi. Men çürük fikirleri yoxluğa satdım artıq, Ağrıyan dişim kimi çıxarıb atdım artıq. İstemem sesim gelsin düşmenler cephesinden, Bezikmişem yabancı siniflerin sesinden. Moskva olmayınca men ki, dünennen yoxam. Moskva şendir-şenem, Moskva toxdur-toxam. 1955'te SSCB Baş Savcısı, şaire karşı ileri sürülen ithamların asılsız olduğunu belirtti ve Ehmed Cavad'a ölümünden sonra beraat verdi. Şiirleri, kitap halinde Türkiye'de yayınlanan ilk XX. yy. Azerbaycan şairlerinden biridir. Eserleri: Qoşma. Şiirler Mecmuesi, Bakı, 1916; Dalga. Şiirler Mecmuesi,, Bakı; Şiirler. Bakı, 1958; Çırpınırdın Karadeniz... İzmir, 1991; Selam Türk'ün Bayrağına. İzmir, 1992. Kaynakça: Azerbaycan Sovet Edebiyatı Tarihi, c. I, Bakı, 1967; Hüseyn Baykara. Azerbaycan İstiklal Mücadelesi Tarihi, İstanbul 1975; Qulam Memmedli, Cavadı Düşünerken... "Azerbaycan" Dergisi, 1988, n. I, s. 143-145; İrfan Murad Yıldırım. Selam Türkün Bayrağına. İzmir, 1992, s. 1,62.

SEN (Ehmet Cevad, Selâm Türk'ün Bayrağına, İzmir -1992) Ruhum müdhiş bir qaranlıq içinde, Çırpınırken imdadıma yetişdin. Fırtınalar ümidimi boğarken, Xızrımi oldun, feryadıma yetişdin. Bir smıq 2 şehperle 3 çıxmışdım yola, Özlediyim yeri görmeden esla, Yorgunluq çökmüşken qanada, qola, Qüvvet oldun, qanadıma4 yetişdin. Azmışdım men yolu... Çarşımda ölüm, Yaslara batmışdı gülüm, bülbülüm, Ölmüşken emelim, solmuşken gülüm, Gözlerinle sen dadıma yetdin... 1914 Bir gül ekdim, açılmamış derdiler, Zehmetimden mene bir dikan^ qaldı. Emek çekdim, gün keçirdim, gül ekdim, Emeyimden solgun bir fidan qaldı. Ne yazım yaz, ne de günüm gün oldu, Könlümün çiçeyi açmadan soldu, Qanadımı bir uğursuz el yoldu, Yerinde bir damla quru qan qaldı. Söylediyim boş söz, tökdüyün qan-yaş, Haqqıma kim isen, el vurma, yavaş, Yavaş ki, derdime ağlayan qardaş, Yerine arxamda bir düşmen qaldı. Yaralandım, sarmadılar yaramı, Yas gününe dönderdiler bayramı, Elimden aldılar son bir çaremi, Eser-i ruhumda bir feğan qaldı... 1913 HERBZADELER Ey görünmez dost elinden gelen quş, Hankı 6 murdar eller yıxmış yuvanı? Qerib misin yoxsa? Nedir bu duruş? Elinden mi aldı ovçu? balanıs? Ovçu, görüm yavrun sana qalmasm, Ekdiklerin solsun, gölge salmasın. Qerib bacı, gözün neden yaşarmış, Öpmedin mi nişanlını doyunca? Felek sene ne isterse yazarmış, Ağladın mı qaçdığm yol boyunca? Dikme gözün her yalınız mezara, Geden gelmez, bacım baxma yollara... ŞİİRLERİ Âşıqlardan ses yox, sazları qalmış, Çoban sürün hanı? Tozlan qalmış. Eller köç eylemiş, izleri qalmış, Yolları qar basmış, yox geliş, gediş, Size ne çox ağır keçdi bu il qış... Baxdım o yerlerde buludlar ağlar, Mezarlığa dönmüş bağçalar, bağlar, Maralsız qaldınız, a qarlı dağlar, Tutan olsa sizden maral sorağı 9, Qörecek ki, her yer düşmen yatağı... 1915 MAYIS Ben her yılda bir mayısa, Pek çok ümidler bağlaram. Her gelecek mayıs için, Nisan ağlar, ben ağlaram. Düşdüm çorak biyabanaio, Sığmamam bir insana, Gözel mayıs, ümid sana, Her yan ağlar, ben ağlaram. Bak dumana dağ başında, Derde düşmüş gül yaşında, Coşmuş gözler yaz başında, Duman ağlar, ben ağlaram. Sensiz bir gül, ya bir şe'riı Nerden beni memnun eder? Sorsa bir keşi 2 derdin nedir- Soran ağlar, ben ağlaram. Açmaz mı gül sağda, solda, Görünmez mi beyaz elde, Sensiz böyle yarı yolda, Qalan ağlar, ben ağlaram. Olmadan akşam ezanı, Yola çıxdıq yol azanı, Kesmiş yolu derd tufanı, Karvan ağlar, ben ağlaram. Seccadeye elin süren, Birlikde bir cennet gören, Hak yolinda Xelil veren Qurban ağlar, ben ağlaram. Boş çıxarsa bunca emek, Babalarca bu ne demek? Keder midir, yoxsa felek, Duyan ağlar, ben ağlaram. Xoş her mayıs batmaz yasa, Her zaman mı bana tasa? O gün de bir gün olmasa, Vicdan ağlar, ben ağlaram. 1916 I. hızmm 2. kırık II. şiir 12. kimse 3. kanatla 4. imdadıma, feryadıma 5. diken, çalı 6. hangi 7. avcı 8. yavrunu 9. haberi 10. kıra, çöle

: AZERBAYCAN BAYRAĞINA Türküstan elleri öpüb alnını, Şöyleyir derdini sana bayrağım. Üç rengli eksini Quzğun denizden, Ermağan yollasın yara bayrağım. Gederken Turan'a çıxdın qarşıma, Gölgen dövlet quşu, qondu başıma, İzin ver gözümde coşan yaşıma, Dinletsin derdini aha bayrağım. Kayı Xan soyundan aldığın rengi, Çjocalmış İbcan'la Müslüman begi Ibcan'm övladı, dinin direği Getirdin könlüme sefa bayrağım. Könlümde tufanlar geldim ileri, Öpüm gölgen düşen mübarek yeri, Tanrı'nm yıldızı o gözel peri, Sığınmış qoynunda aya bayrağım. QARDAŞ Milli Şuraya Sen çıx minberden doğruyu söyle, Yalvarma kimseye Tanrı'dan başqa. Küskünse taleyin3, sen ona küsme, Dinle tedrisini4 çalış, çabala... Bu baxtsız milletin daddığı acı, Çalış, ilaç olsun, diriltsin onu. Düşmen başındaki o zafer tacı, Görsün ki, irqimin5 deyildir sonu. Qüvveti vicdandan, nuru Hak'dan al, Hidayet etmeye yol azanları. Gelmesin yardımsız qelbine hilal, Yardım: minareler, sübh azanlar^... Temiz alnındaki tuzu, toprağı, Haqq üçün açdığm ellerinle sil. Veten bir fidandır, yaşıl bayrağı, Soldurmamaq senin elindedir, bil... MEN KIMEM? GELME Soranlara men bu yurdun Anlatayım neyiyem: Men çiğnenen bir ölkenin, "Hak" bağıran sesiyem. Men şairem doğru, amma, Başqa dilim, dileyim. Bu gördüyün xarabadan Ne neşide 1 gözleyim? Toxundu mu yazdıqlarım, Qelbin ince teline? Bax, ne haqsız bir axın var Yoxsulların eline. Sen ne dersin bu sevdalı, Hem bu derdli gedişe? Ey yarının hesretile Boynu bükük benövşe 2. Men qıyamam yar gelirken, Salladığım mendile. Ah, ey felek, ağlar isem, Göz yaşımı kim sile? Bu dağlar benimdir, yeni gün gördü, Boğar seni ahım, ey duman, gelme. İnanma feleye, dönükdür yüzü, Bir yüze gelmeyir her zaman, gelme. Ey yağmursuz bulut, uğursuz kölge, Deyişmem ben alı o çirkin renge, Sevdası könlünde bir dargın ölke, Baxar yad? gözlere çox yaman^, gelme. Könüller bir deniz-coşdurma onu, Coşğun könüllerin fırtma-sonu. Sen ey Şimal 9 yeli, gel etme bunu, Yox ise emrine uymayan, gelme. Sen ey gözlerime batan kuruntu, Sağlam bir imana senden ne korxu? Beslerse vicdanlar pek böyük duygu, Yenilmez bir daha her vicdan, gelme. 1. şiir 2. menekşe 3. talihin 4. deri 5. ırkımın 6. sabah ezanları 7. yabancı 8. kötü 9. kuzey

İSTANBUL Ben sevdiyim mermer sineli yarın, Deyirler qoynunda yabancı el var. Baxıb üfüqlere, uzaq yollara. Ağlayırmış mavi gözler axşamlar Mavi gözlerin teki baygın İstanbul. Benim sevdiyim qız dünya gözeli, Ona bu dünyada eş yaranmamış. Deyirler, könlünü felek pozalı2, Sırmalı telleri heç daranmamış... Qırıq dala qonmuş dün yavru bir quş, "O"ndan xeber verdi, gözüm yaşardı. Gel, zavallı könlüm, sorma ne olmuş, Sorma ki, sevdiyin kimlere vardı? Ey yolun üstünde yükselen dağlar, Gizli sevda üçün çırpman deniz. Yol verin, yol verin, menim derdim var, Qeyb etdim yolumu, qaldım kimsesiz. Bu qelbimden qopan her yanıq feryad, Çekdiyim derdlerin tercümanı mı, Yox mudur kimseden könlüme imdad? Bu baxtsız sevdamın son zamanı mı? Ya reb, bilmez midin qelemi sen de, Ki, qırdm sazımın camlı telini. Doğurken yepyeni bir ümid bende. Nece me'yus etdin Turan elini? BİSMİLLAH Türk ordusunun Bakı 'ya girmesi münasibeti ile Atıldı dağlardan zefer topları, Yürüdü ileri esger, bismillah. O, Xan sarayında çiçekli bir qız, Bekliyor bizleri zefer, inşallah. Ey döyünen yürek, dumanlı şehir, Bilir misin bu zor 3 gürültü nedir? Aç sisli qoynunu, ordumuz gelir, Nişanlın qoynuna girer, bismillah. Ey herbin taleyi 4, bize yol ver, yol, Sen ey gözel deniz, gel Türk'e ram ol. Sen ey sağa, sola qılmc vuran qol, Qollarma qüvvet gelir, bismillah. Ey Bakı, sen qorxma, geldik, geleli, Seninçün atıldıq daim ireli, Sağ qalanlar annelere teselli, Şehidlerin ruhu güler, bismillah. Ey düşmen alnının yazısı qara, Öldürmez bizleri vurduğun yara, Yolladığım qurşun ermeğan sene, O kirli alnını öper bismillah. Yurdumuzda bize meydan oxuyan, Murdar cemdekleri murdar qoxuyan, Tekbir seslerini ucadan5 duyan, Düşmenimiz aman ister, bismillah. 1918 BULMUŞAM Ey Tanrı'nm cennet uman qulları, Men cenneti bu dünyada bulmuşam. Aramaqdan bezdiyinizö yolları, Aramadan men sevdada bulmuşam. Oxşayarak7 yıldızını, ayını, Ben sayamam cennetimin sayını 8, El deyen cennetin men bir tayını^, Açıq gözlü bir rö'yada bulmuşam. İnandım ki, her feryadın sonu var, Bir gün geler, yer yüzünde yaz olar, Gelen günü düşünenler, yazanlar, Duyduğunu bir xülyada bulmuşam. ÇIRPINIRDIN KARADENİZ Çırpınırdm Karadeniz, Baxıb Türk'ün bayrağına. "Ah" deyirdin, hiç ölmezdim, Düşebilsen ayağına. Ayrı düşmüş dost elinden, İller var ki, çarpar sinem. Vefalıdır geldi giden Yol ver Türk'ün bayrağına. 1. gibi 2. bozah (bozduğundan beri) 3. şiddetli 4. talihi, şansı, bahtı 5. yüceden 6. bıktığınız 7. okşayarak, benzeyerek 8. sayısını 9. benzerini

İnciler tök gel yoluna, Sırmalar düz sağ soluna, Fırtınalar dursun yana, Selam Türk'ün bayrağına. Hemidiye o Türk qanı, Heç birinin bitmez şanı, Kazbek olsun ilk qurbanı, Selam Türk'ün bayrağına. Dost elinden esen yeller, Bana şe'r... selam söyler, Olsun bizim bütün eller, KurbanTürk'ün bayrağına. 1914 EY ESGER Dağa, daşa sancağını öpdürüb, Duman kimi bu dağları bürüdün. Denizlere selam resmi yapdırıb, Göylerdeki bulud kimi yürüdün. Yürü, yürü batan günün izine, Arslan kimi saldırdığın düşmene, Er oğlu er olduğunu gösterdin. Felek bu gün uygun, sana deyer ki: Türk esgeri, sen böyle mi isterdin? Yürü, yürü, batan günün izine, Qardaşlığın fermanına baş eyib, Mezlumlarm imdadına yetişdin. Qaranlıqda süngün sene yol açdı, Sen o yoldan muradına irişdin. Yürü, yürü batan günün izine, Ey Türk, senin hankı dinde olduğun, Minareye buyur bize söylesin. Eşitmeyen qulaqlara sesini, Esen yele buyur xeber eylesin. Yürü, yürü batan günün izine, Şu karşıkı duman çıxan bacadan, Sen gelmeden iniltiler çıxardı. Gecikseydin mezlumlarm feryadı, Yeri, göyü, kainatı yıxardı. Yürü, yürü batan günün izine, ŞEHİDLERE Azerbaycan 'dakı Osmanlı şehidlerine Qalx! Qalx, sarmaşıqlı mezar altından, Gelmiş ziyarete qızlar, gelinler. Ey kervan keçidi yollar üstünde, Her gelen yolcuya yol soran esger. Senin qovduqların yabancı xanlar, Qurtardı ölkemi tökdüyün qanlar, Bax, nasıl öpmekde tozlar, dumanlar, Qerib mezarını benle beraber. Senin qanmdan mı düzlerde böyle Qüdret bitirmişdir sayılmaz lale, Dost elinden qopdu bir yanıq nalei, Yoxsa o nalenin ruhu mu söyler? Keçerken göylerden bir qatar dürna, Ağlar buraxdığm gözleri sorma, Bax, doğru çıxmaqda gördüyün rö'ya, Beslediyin emel bu gün gülümser. Çarıqlı qardaşın sadedil köylü, Geldi mezarına bir örük ördü, Toplamb baş-başa her üçü, dördü, Her gün köylü qızlar derdini dinler. ŞE'RİM2 Şe'rim smıq3 bir Türk sazı, ağladaraq tellerim, Adaq-adaq gezmek ister könül Turan ellerini. Ben bir Turan yolçusuyam, elimde bir sönük meş'el, Aman, şe'rim, himmet eyle, aman, teb'im* bir qanad çal. Açm qelbin qubarım, baxım nedir baş yazısı- Evvel Allah gönderibdir, sonra Türk'ün bayahsı. Turan öyle bir müqeddes Ke'be'dir ki, her bir daşı, Kölgesinde düşer yere Türk'ün eyilmez başı... 1. inilti 2. şiirim 3. kırık 4. gücüm

GÖYGÖL Dumanlı dağların yaşıl qoynunda, Bulmuş güzellikde kâmalıl Göygöl. Yaşıl gerdenbendi 2 gözel boynunda, Eks etmiş dağların camâlı3 Göygöl. Yayılmış şöhretin şerqe, şimala, Şairler heyrandır sendeki hala, Dumanlı dağlara gelen suala, Bir cavab almamış soralı Göygöl. Bulunmaz dünyada benzerin belke, Zevvarm4 olmuşdur bir böyük ölke, Olaydı könlümde bir yaşıl kölge, Düşeydi sinene yaralı Göygöl. Senin gözelliyin gelmez ki, sayas, Qoynunda yer vardır ulduza, aya,..oldun sen onlara mehriban^ daye 7, Felek büsatmıs quralı Göygöl. Kesin eyşü nûşu9, gelenler, susun, Dumandan yorganı, döşeyi, yosun, Bir yorgun peri var, biraz uyusun, Uyusun dağların maralı Göygöl. Zümrüd gözlerini görsünler deye, Samlar boy atmışdır, uzanmış göye, Keçmişdir onlara qezebin niye? Düşmüşlerdir senden aralıl0 Göygöl. Dolanır başına göyde buludlar, Bezenmiş eşqinle çiçekler, otlar, Öper yanağından qurbanlar, otlar Ayrılıq könlünü qıralı Göygöl. Bir sözün var mıdır esen yellere, Sifariş etmeye uzaq ellere, Yayılmış şöhretin bütün dillere, Olursa olsun qoy haralı Göygöl... 1922 BU GÜN Hicranlar, elemler, tufanlar içre, Qısıq bir ses kimi öleceyem men. Böyle bir yas ile keçen ömrümün, Sonunda bir acı güleceyem men. Eşqimin ne imiş bilmem günahı, Yıxıldı qelbimin istinadqâhıl 1, Nesibim olsa da dünyanın ahi, Bir gün göz yaşımı sileceyem men. Tutuldum tufana, sarıldım sana, Sen ey qırıq qelem, gel bir tuğyana^2, Dözmeki 3 güc olursa bele hicrana, Seninle derdimi böleceyem men. 1922 QIZIMA (E. Cevad, Şiirleri, Bakı-1959) Qüdretim olsaydı, yazabilseydim Bir kağız üstüne bu derdi, qızım! Senin musibetin menim derdimden, Neyleyim ki, qat-qat beterdi, qızım! Bunu kim deyerdi bir seher çağı, Tarımar olacak ömrümün bağı? İpek tellerinin gelse sorağı, Qelbim de ne güller biterdi, qızım! Menim musibetim gelmez ki başa; Dur dedim, durmadı, gözüm de yaşa. Deseydim derdimi qebirde daşa, O da dil-dil olub öterdi qızım! Süzülüb bir daha gelebilseydin, Barı bir defelik gülebilseydin, Ya da rahat-rahat ölebilseydin, Bütün qemim, güssem iterdi, qızım! Mekteb bacıların gördüler zaten, Can veren sen idin, canı çıxan men. Sen çıxıp qederken taza âlemden, Menim alnımdaki ne terdi, qızım! Göllerim qurudu, sonam ağladı, Sonama ses verdi, anam ağladı, Toyuna aldığım xmam ağladı, Mene qara daşlar gül verdi, qızım! Senden bir yadigar olacak deye, Of!... Yazabilseydim sene mersiye, Biçare qalbimi serinletmeye, İnan, ömürlükce yeterdi, qızım! 10 Ekim 1934 SEN AĞLAMA Men deyen yox, felek deyen oldusa, Esdi eller, gül yanağın soldusa, Derd elinden ala gözler doldusa, Uğrunda olmuş iken serseri, Men öpmeden o qıvırcaq telleri, Dağıtdısa tebietin elleri, Hanı senin her aşige, her gence, Aşq oxuyan qelbin, sönmüşdür mence, Bulmayırsa qelbin artıq eylence, Bir quş idim gece-gündüz sizlere, Yazıq meni güldürmedin bir kere... Baxıb indi alnındaki izlere, 1. olgunluğu 2. boyunbağı 3. güzelliği 4. ziyaretçi 5. sayıya 6. merhametli 7. mürebbiye, bakıcı 8. merasimini, eğlencesini 9. zevk, sefa 10. zigak 11. dayanağı 12. coşkuya, taşkınlığa 13. dayanmak.

Men baxarken sen vurduğun yaraya, İndi zalim felek girdi araya... Bax xeste qelbimle geldim haraya, Bakı, 1923 LEYLA Deyirler Qarabağ bir cennet imiş, Beslermiş qoynunda gözellerini. Mende qüdret yoxdur qelem çalmağa Te'rif eylemeye ancak birini. Qemzesi can alan, gerdişi e'la, Doğrudan gözeldir, göyçekdir Leyla. Çiçekler qoynunda besleyib endam, Gülgün dodağında badenin qam. Gözelsen, incesen, qur yeni bir dam, Esir et, qul eyle, mahitabını, Dolansın başına ulduzlar aylar, Bu köhne dünyanın Leyla'sı da var. Ezelden beledir, her yeni şair, Bir yeni yol bulub, bir emel besler; Menim tebietden istediyim budur: Çoxalsın yurdumda ince gözeller. Gözeller toplanıp olsunlar bacı, Leyla da onların başının tacı. Ürek tazalandı sitayişinden, Könüller sultanı, eller gözeli. Qorxum var devranın birce işinden, Mümkünse deyişdir hükm-i ezeli; Emr ele çiçekler solmasın, Leyla! Menim qorxduğum hal olmasın, Leyla! O gergin qaşların gölgesindeki, Can alıb, can veren gözlere quban! Bugünkü Leyla'nın şux sesindeki, Me'nalı, me'nasız sözlere qurban! Qurban qabul edib tökse qanmı, Neyi var şairin-verer canını. 1 Kasım 1934