TÜRK KÜTÜPHANECİLER DERNEĞİ - HALKLA İLİŞKİLER SÜREKLİ GRUBU. Merhaba,

TÜRK KÜTÜPHANECİLER DERNEĞİ - HALKLA İLİŞKİLER SÜREKLİ GRUBU İletişim Adres Necatibey Cad., Elgün Sok., 8/8 06440 Kızılay, Ankara TÜRKİYE Telefon +90(312)2301325 Faks +90(312)2320453 E-posta/ Web TKD.dernek@gmail.com tkd.hig@gmail.com www.kutuphaneci.org.tr Editörler: Nermin Çakmak nermin@mo.org.tr Evrim Metin evrim@bilkent.edu.tr Tasarım: Nermin Çakmak nermin@mo.org.tr Merhaba, Her yıl olduğu gibi bu yıl da Mart ayının son haftası tüm yurtta 45.Kütüphane Haftası nı coşkuyla kutladık. Yine dört yıldır olduğu gibi hafta süresince HİG olarak gönüllü öğrencilerimizle birlikte sizlerle olmanın sevincini yaşadık. Etkinlikler süresince öğrencileri bizlerle olmaları için cesaretlendiren ve teşvik eden Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü hocalarımızın desteklerini hiç unutmayacağız. Onların sayesinde gönüllü öğrencilerimizle güzel bir ekip olduk ve uyum içinde çalıştık. Öyle ki; arkadaşlarımızın çoğu bizlerle sürekli çalışma arzusu içinde olduklarını belirttiler; bu da bizler için gurur verici olmasının yanında; doğru adımlarla ilerlediğimizin de bir göstergesi olmuştur. TKD Yönetim Kurulu na ve özellikle her toplantımızda yanımızda olan ve çalışmalarımızda büyük destekleri, emekleri ve ilgilerini gördüğümüz değerli TKD Başkanımız Sayın Ali Fuat Kartal ve TKD Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Mehmet Soluk a teşekkür etmeden geçemeyiz. Onların varlığı bize büyük güç vermektedir. Sağolun, varolun Bu sayımızda HİG in kurucularından ve ilk başkanımız Sayın Dr.Erol Yılmaz ile HİG üyemiz Sefer Yazıcı nın grubumuzun kuruluş düşüncesi, kurulma aşamaları ve halkla ilişkiler üzerine yaptıkları röportajı keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Bültenimizde Sayın Feridun Büyükyıldız ın 45.Kütüphane Haftası yla ilgili değerlendirme yazısının yanı sıra; etkinliklerimize ilişkin haberleri de bulabilirsiniz. Bu etkinlikler içinde bizler için ayrıca önemi olan Türk Kütüphaneciliğinde Halkla İlişkilerin Neresindeyiz? konulu düzenlediğimiz paneldir. Panelde emeği geçen herkese tekrar sonsuz teşekkürler. Karikatür: Bir sonraki sayıda tekrar buluşmak dileğiyle Behiye Ermete behiye@mo.org.tr Nermin Çakmak TKD-HİG E-Bülten Editörü

2 DOSYA Dr.Erol YILMAZ TBMM Kütüphane Dokümantasyon Tercüme Müdürlüğü Röportaj : Sefer YAZICI S.Y : TKD Halkla İlişkiler Grubu nun (HİG) kurucu başkanı olarak sizi çok yakından tanıyoruz ancak, okuyucularımız için kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? E.Y : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü nden 1992 yılında lisans, 1996 yılında yüksek lisans, 2003 yılı Haziran ayında da doktora derecesiyle mezun oldum. Çok severek yaptığım mesleğime 1994 yılı Mart ayında Yükseköğretim Kurulu Dokümantasyon Merkezi nde, uzman kadrosunda başladım. 2004 yılı Ağustos ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi ne naklen atandım. 2007 yılı ortalarında Müdür olarak atandım. 1 Aralık 2008 tarihine kadar bu görevde kaldım. Burada ayrıntısına girmeyi gerekli görmediğim bir nedenle bu tarihte müdürlük görevinden alınmamın ardından müdür yardımcısı olarak görev yapmaya başladım. S.Y : Halkla İlişkiler alanına ne zaman / neden ilgi duymaya başladınız? Sizi bu alanda çalışmaya iten başlıca sebepler nelerdir? E.Y :Lisans öğrenciliğimin ilk döneminden başlayarak mesleki literatürü takip etmeye ve derslerimdeki dönem ödevleri çerçevesinde yararlanmaya çalışıyordum. Tezler, kitaplar, bildiriler, makaleler Çok geçmeden fark ettim ki, mesleğimiz daha çok teknik işlemler bazlı konular çerçevesinde ele alınıyordu. Bana göre, kütüphane ve bilgi hizmetleri denilen bir gerçek vardı ve bu hizmeti sunan da, talep edip alan da insandı. Oysa olaya bu pencereden çok fazla bakılmıyordu. Bu nedenledir ki, meslekteki tüm gelişmeleri ve yenilikleri izlemeye çalışmakla birlikte, kütüphane adlı sistemdeki kullanıcı ve personel unsurlarına yani insan öğesi üzerine eğilmeyi tercih ettim. Zaman zaman çeşitli kütüphanelerde bizzat muhatap olduğum ya da gözlemlediğim, kullanıcılar ile kütüphane personeli arasındaki bazı iletişim biçimleri de insan unsuruna öncelik vermeme neden oldu. Hastane, banka, otel vb. kurum ve kuruluşlarda bize iyi davranılmasını istiyorduk, bekletilmek istemiyorduk, bizimle güzel konuşulmasını istiyorduk ama her nedense biz hizmet verirken bankonun öte tarafına içten bir gülümsemeyi, sıcak bir merhaba yı, günaydın ı çok görüyorduk. Yani ters giden bir şeyler vardı. Kısaca söylemek gerekirse, daha lisans öğrenciliğim döneminde halkla ilişkiler konusuna ilgi duymaya başlamıştım. Bu ilgi gitgide yoğunlaştı ve yüksek lisans tezimde halkla ilişkiler konusunu çalışma kararına kadar vardı. Yüksek lisans tezim sırasındaki yoğun okumalarım, doğru yolda olduğumu gösteriyordu. Çünkü gerçekten bu konuyu çok seviyor ve mesleki çalışmalarım içinde sürekli olarak ele almayı istiyordum. Bu çerçevede konuyu hiç bırakmadım ve imkân bulduğum her ortamda bu konuya dikkat çekmeye çalıştım. Yazdım, konuştum, tavsiyelerde bulundum, soranları teşvik ettim. Halen de devam ediyoruz, bildiğiniz gibi. S.Y : Yüksek lisansta, Halkla İlişkiler ve doktorada, kullanıcıyı merkeze alan Toplam Kalite Yönetimi ve kullanıcı merkezlilik konusunu çalıştınız. Ülkemizde bu alanlardaki akademik çalışmaları değerlendirebilir misiniz? E.Y : Bu soruya cevap verirken bir temel oluşturmak adına, klasik olarak 5 unsurdan oluştuğunu bildiğimiz kütüphane sisteminde kullanıcı ve personel unsurlarının yani insan unsurunun yerinin

3 ne olduğuna bakmakta ve tespit etmekte yarar görüyorum. Diğer bir ifadeyle, bu 5 unsuru önem/öncelik derecesine göre sıralayacak olsak, kullanıcı ve personel hangi sırada yer alır sorusunun cevabı, söylemek istediklerime zemin oluşturacak. Ben hemen kendi sıralamamı yapayım; 1. Kullanıcı 2. Personel 3. Bütçe 4. Koleksiyon 5. Bina Hemen şu denilebilir; Efendim, koleksiyon olmazsa neyi hizmete sunacaksınız, bütçe olmazsa bilgi kaynaklarını nasıl satın alacaksınız, -her ne kadar son dönemlerdeki gelişmelere bağlı olarak gerekliliği sorgulansa da- bina olmazsa o bilgi kaynaklarını nereye koyacaksınız vs.. Tüm bu sorulara cevabım ise çok açık. Bütün bunlar olduğunda bilgi kaynaklarını belli teknik işlemlere göre sağlayacak, düzenleyecek, binaya yerleştirecek ve hizmete sunacak personel (insan) olmazsa tüm bunlar ne kadar anlamlı olacak? Bir adım ötesine geçerek soralım; bütçemiz var, personelimiz var, kaynakları aldık, düzenledik, binaya da yerleştirdik ama okuyucu yok (ya da asıl sorun olarak yeterince yok ), bu sistemin ne anlamı kalacak? Yani kütüphaneler ve diğer bilgi merkezleri depo olmanın ötesine nasıl geçebilecek? Başka bir söyleyişle, kullanıcı unsurunu öncelemeyen kütüphane sisteminin fonksiyonu ne olacak, dahası o sistem olabilecek mi? Varlık nedeninin sorgulanması durumu, söylemek istediğim. Yani o denli yaşamsal öneme sahip bir öğedir kullanıcı, sadece unsurlardan bir unsur değil. Bu bağlamda, bir sistem olarak, bir kültür ve eğitim kurumu olarak kütüphaneden söz ediyorsak, tüm çağdaş dünyada olduğu gibi customer first denilecek, denilmeli. Yani önce kullanıcı. Daha geniş bir ifadeyle, personel ve kullanıcı olarak insan. Kesin bir dille belirtmek isterim ki, ülkemiz kütüphaneciliği içerisinde durumun bu biçimde algılandığını düşünmüyorum. Böyle algılanıyor olsa idi, -sorunuzun tam cevabı olacak şekilde ifade edeyim- yapılan akademik çalışmaların irdelenmesi bize olumlu sonuç verirdi. Ama öyle değil, ne yazık ki. Ülkemizde 1954-55 yılı ile birlikte Kütüphanecilik Bilimi nin üniversite düzeyinde eğitim ve öğrenimi verilmeye başlandı bildiğiniz gibi. Şu an 6 üniversite bünyesinde Bilgi ve Belge Yönetimi bölümleri mevcut. Yani 65 yıldır meslek ve bilim alanımızda onlarca tez, yüzlerce makale hazırlanmış, yine çok sayıda bildiri sunulmuş. Peki, bunların ne kadarı halkla ilişkiler konusunda diye bakılacak olursa, alınacak cevap hiç de iç açıcı değil doğrusu. Bugüne kadar sadece 6 tez, 9 adet bilimsel makale, 10 konferans metni ve bildiri, 3 adet serbest yazı (HİG ile ilgili) hazırlanmış; 1 de röportaj yapılmıştır. Bu tablo üzerine söylenecek fazla söz olmadığını ve bu rakamların sorunuzu en güzel şekilde cevapladığını düşünüyorum. S.Y : TKD Halkla İlişkiler Grubu nun Kurucu Başkanı olduğunuzu biliyoruz. Grubun kuruluş öyküsünü ilk ağızdan, sizden öğrenebilir miyiz? E.Y : Yukarıdaki sorulara verdiğim cevaplarda da belirttiğim gibi, daha lisans aşamasının sonlarında meslek ve bilim alanımızda kullanıcı ve personel olarak insan unsurunun yeterince ilgi görmediği ve bu konuya yoğunlaşılmadığını fark ettiğim dönemden beri, hep kütüphanecilikte / kütüphanelerde halkla ilişkiler konusunda neler yapabilirim diye düşünüyordum, halen olduğu gibi. Bu konudaki çalışmalarım dikkat çekmiş olmalı ki, aldığım bir davet ve yapılan seçim sonrasında 2000-2002 yılları arasında Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Yönetim Kurulu nda Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak görev yaptım (20. Dönem). Bu dönem, halkla ilişkiler konusunda TKD olarak neler yapılabileceğini sorguladığım, ayrıca yapılabildiğini de bizzat gözlemlediğim ve yaşadığım çok verimli bir çalışma dönemi oldu. 2005 yılına gelindiğinde, çok gerekli ve yararlı olacağına olan inancımla, TKD Genel Başkanı Sayın Ali Fuat KARTAL a halkla ilişkiler konusunda bir sürekli çalışma grubu kurma çalışması başlatmak istediğimi söylediğimde, büyük bir destek gördüm. Aldığım açık destek sonrasında, benimle aynı veya benzer doğrultuda düşünen meslek elemanlarıyla bir araya gelmem gerekiyordu. İlk olarak lisans

4 döneminden sınıf arkadaşım olan, bu dönemde birkaç dönem projesini birlikte hazırladığımız için enerjisini ve çalışkanlığını yakından bildiğim Dilek BAYIR a konuyu açtım. Memnuniyetle grubun içinde yer alabileceğini söyledi ve hemen üçüncü bir isim olarak Dide KARAŞAHİN i önerdi. Dide de aynı kurumda birlikte çalıştığı Şenol KARADENİZ i önerdi. Sonra kütüphanecilikte halkla ilişkiler konusuna gönül veren diğer gönüllüler Evrim METİN, Ebru BEZİK, Sibel YILMAZ, Nermin ÇAKMAK, Yavuz Fatih BÜYÜKSAN, Burcu BULUT Olgunlaştırma çalışmalarının ardından verilen 10 Ekim 2005 tarihli dilekçemize TKD Genel Yönetimi nin hızlı cevabıyla, 11 Ekim 2005 tarihinde HİG kurulmuş oldu. Çalışmalar ara verilmeden devam etti. İlk büyük çalışmamız, 42. Kütüphane Haftası kutlamalarının halkla ilişkiler çalışmalarıydı. Ufak tefek eksiklikleriyle başarılı bir çalışma yapıldığını düşünüyorum. Bu yönde olumlu geribildirimler de aldık. Tabi, olumsuz değerlendirmeleri de memnuniyetle kabul ettik. Çünkü gelişme adına bunlara daha çok ihtiyacımız olacağını biliyorduk. Eksikleri ve yanlışları bizler göremeyebilirdik, işin içinde olduğumuz için. Dışarıdan bakanlar daha rahat gözlem yapabilirlerdi. Halen de aynı düşüncedeyim. Bir başka önemli çalışma ise, aynı dönemde Grubun logosunu belirlemek idi. Bu da demokratik bir seçimle grup içinde belirlendi ve bu konuda uzman olan kişiler tarafından da amaca hizmet etme noktasında çok başarılı bulundu. 42. Kütüphane Haftası kutlamaları çerçevesinde hazırlanan çeşitli halkla ilişkiler araçlarında bu logo kullanıldı. Bir adım ötesi olarak, logo için patent başvurusu yapıldı ve bir süre sonra bu iş de başarıyla sonuçlandı. Bildiğiniz gibi, 2006 yılı Eylül ayı içerisinde müdür yardımcılığı görevine atanmam ve buna bağlı iş yoğunluğu nedeniyle, istemeyerek de olsa, Kurucu Başkanlık görevinden ayrılmak durumunda kaldım. Tabi arkamda bu işi çok seven enerji dolu bir takım bırakarak. S.Y : TBMM Kütüphanesi nin halkla ilişkiler uygulamalarından bahsedebilir misiniz? Siz nasıl katkıda bulundunuz? E.Y : TBMM Kütüphanesi nde ilk kez memur olarak görev aldığımda yüksek lisans ve doktora öğrenimimi bitirmiştim. Dolayısıyla mesleğin hangi boyutuyla daha fazla ilgileniyor olduğum belli idi. Yıllardır, her tür mesleki ve teknolojik gelişmeyi takip etmekle birlikte, mesleğin en bakir alanı olarak düşündüğüm insan unsuru üzerine yönetimsel, sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla- eğiliyor, bu bağlamda çalışmalar yapıyordum. Meclis Kütüphanesi nde göreve başladığım döneme kadar, kütüphanecilikte halkla ilişkiler, kullanıcı merkezli kütüphane, kullanıcı memnuniyeti, personel memnuniyeti vb. konularda yazılar yazmış, bildiriler sunmuş, konuşmalar yapmıştım. Bu çerçevede, kütüphaneler ve diğer bilgi merkezlerinde halkla ilişkilerin gereği ve önemi üzerinde çok şey yazıp, söylemiştim. Tabi bu arada, konuyla ilgili genelde tüm meslek elamanlarının, özelde ise kütüphane yöneticilerinin neler yapmaları gerektiğine ilişkin öneriler de sunuyordum. Gün geldi, 2007 yılı Nisan ayında kütüphane müdürlüğüne atandım. Yani her mesleki konuda olduğu gibi, halkla ilişkiler konusunda da icra makamındaydım. Diğer bir ifadeyle, vaktiyle bu konuda önerdiklerimi yapmak durumundaydım. Göreve başlar başlamaz, diğer işlerin yanında halkla ilişkiler konusunda neler yapılabileceğini irdelemeye başladım. Bu konu benim en çok önemsediğim konulardan biri olduğu için, burada memur olarak görev yaptığım dönemde de, kütüphaneyi bu gözle inceliyordum. Referans Bölümü nde olmam bu anlamda bir avantajdı. Bu sayede kullanıcılarla birebir ya da telefon vb. yöntemlerle yaşanan iletişimleri birebir gözlemliyordum. Gördüğüm manzaranın özeti, TBMM Kütüphanesi nde halkla ilişkiler konusunda yapılacak çok iş olduğu şeklindeydi. Hemen bir örnekle neler yaptığımız konusuna geçiş yapalım. Bilindiği gibi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, uzun yıllardır kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının Internet siteleri mevcut. Hatta sanatçı, sporcu, siyasetçi ya da herhangi bir unvanı olmayan kişilerin bile web siteleri olduğunu biliyoruz. Bu siteler başlı başına birer halkla ilişkiler aracıdır.

5 Bildiğinizi gibi, ülkemizde yıllardır, üniversite kütüphaneleri başta olmak üzere, çok sayıda değişik kütüphanenin web sitesi bulunuyorken, Meclis Kütüphanesi nin bir Internet sitesi yoktu. Bu kabul edilemez durumla derhal ilgilendik ve yaptığımız görevlendirme ile -2007 yılının ilk aylarında göreve başlamış olan- çalışkan meslektaşımız Adem AYDEMİR çalışmalara başladı. Çalışma kısa sürede sonuçlandı ve 2007 yılı Ağustos ayında kütüphanemiz web sitesine kavuştu (http://www.tbmm.gov.tr/kutuphane/index.htm). Yine aynı dönemden başlayarak kütüphane içinde bizim organizasyonumuzla, Meclis Tören Salonu nda da Kültür Sanat ve Yayın Kurulu tarafından düzenlenen etkinlikler çerçevesinde olmak üzere toplam 5 adet kitap sergisi düzenledik. Bu sergilerden özellikle, Kütüphane nin Büyük Okuma Salonu içerisinde düzenlenen Mevlana Eserleri Sergisi ve Milletvekili Kitapları Sergisi ile giriş koridorumuzda düzenlenen İnsan Hakları Konulu Kitap Sergisi milletvekilleri, idari personel ve medya tarafından büyük bir ilgi gördü. Yaptığımız önceki çalışmaları beğenerek, İnsan Hakları Konulu Kitap Sergisi nin bizzat İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer ÜSKÜL tarafından önerilmiş olması ise, yaptığımız halkla ilişkiler çalışmalarının kısa sürede olumlu geribildirim olarak döndüğünü gösteriyordu. Bunun dışında bir şeyler kıpırdanmaya başladığında ilginin de geldiğinin kanıtı olarak, Anadolu Ajansı hizmetlerimizle ilgili yaklaşık bir saat süreyle bir röportaj yaptı ve aldığı bilgiler değişik medya organlarında haber oldu. TRT 2 de bir klasik haline gelmiş olan Okudukça Programı yetkilileri, bir bölümünde kütüphanemizi ele almak istediklerini bildirerek, hem uzun uzun çekim yaptılar hem de benimle röportaj gerçekleştirdiler. KOHA Kütüphane Otomasyon Programı nın Protokol Töreni ni daha geniş salonlar olduğu halde, halkla ilişkiler açısından da fayda sağlamak için yine kütüphanenin içerisinde gerçekleştirdik. Bilindiği gibi, törenler de halkla ilişkiler aracıdır. Kütüphane içerisinde gerçekleştirilen sergiler amacına fazlasıyla ulaştı. Öyle ki, çekim için gelen bir televizyon kanalı törenle ilgili olarak benimle röportaj yaptıktan sonra, burada çok kısa bilgiler verebildiniz, ama belli ki söyleyeceğiniz çok şey var, bizim daha geniş bilgi verebileceğiniz, çalışmalarınızı anlatabileceğiniz bir programımız var, katılır mısınız diye bir teklifte bulundu. Memnun olacağımızı, yöneticilerimize danışarak cevap vereceğimizi, ne zaman istediklerini sorduğumuzda, hemen yarın gelelim cevabını verdiler ve biz yanılmıyorsam hemen ertesi gün yaklaşık yarım saatlik bir röportaj verdik. Bunların dışında Meclis içine daha çok yansıyan, Meclis içi konuları ele alan Meclis Bülteni adlı dergiye röportajlar ve haber metinleri verdik. Bu bağlamda şu kadarını söyleyebilirim ki, 1990 Eylül ayında yayına başlayan Bülten de 2007 yılına kadar kütüphane faaliyetleri hakkında yanılmıyorsam 5 haber çıkmışken, 2007 2008 yılları arasında 8 haber yer almış, bunların da ikisi kapak olmuştur. Ayrıca, çeşitli etkinlik ve/ veya yenilik anlamında Intranet i de yoğun bir şekilde kullandığımızı ilave etmeliyim. Tüm bunların dışında, bir broşür bastırmayı çok istiyorduk ancak, öğrendik ki, Meclis içerisinde broşür, yaka kartı, kitapçık vb. tüm baskı işleri TBMM Basımevi nde belli kurallar çerçevesinde yapıldığı için broşür bastırmak mümkün değildi. Ne yapabiliriz diye düşünürken, KOHA Kütüphane Otomasyon Programı nın Protokol Töreni çerçevesindeki baskı işlemlerimiz çerçevesinde içindeki bilgilerin yarıdan fazlasını KOHA ile ilgili bilgilerin oluşturduğu ancak Kütüphanemizle ilgili önemli ve temel bilgilerin içerisinde yer aldığı bir broşürü bastırma imkânını elde ettik. Yani broşür bastıramıyoruz ne yapalım deyip oturmadık ve bir etkinlik çerçevesinde üstelik kuralları da ihlal etmeden- broşürümüzü bastırdık ve dağıtmaya başladık. Kütüphanemizdeki halkla ilişkiler çalışmalarının çok önemli bir ayağını ise, bu konuda kurduğumuz sürekli çalışma grubumuz oluşturmaktadır. Çeşitli bölümlerde görev yapan biri Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü mezunu ve yüksek lisans

6 derecesine sahip Kütüphaneci, biri Sosyal Çalışmacı ve birisi de Halkla İlişkiler bölümü mezunu üç personelimizden oluşan bir Halkla İlişkiler Grubu kurduk. Sürekli bir çalışma takımı olan Grup yukarıda açıkladığım sergi, tören vb. tüm etkinliklerde başrolü oynadı. Üç arkadaşımız da ilk defa böyle bir çalışma grubu içerisinde görev almalarına rağmen neredeyse sıfır hata ile görevlerini yerine getirdiler. Etkinlik gruplarında yer alan diğer personelimiz de, tam bir takım ruhu ile hareket ederek, afişlerin hazırlanması, sergilenecek kitapların seçimi, dosya içlerinin yerleştirilmesi gibi işlerde başarıyla görev yaptılar. Burada kısaca açıklamaya çalıştığım çalışmalar, Kütüphanemizde başlattığımız halkla ilişkiler uygulamalarından bazılarıdır. Bu konuda en önemli unsur olarak gördüğüm, farkındalık düzeyi, takım ve takım çalışması konusunda belli bir düzeye gelinmiş olmasını önemsiyor ve devamlılık arz edeceğine de tüm kalbimle inanıyorum. S.Y : Halkla İlişkiler Grubumuz tarafından Türk Kütüphaneciliğinde Halkla İlişkilerin Neresindeyiz? konulu bir panel düzenlendi, siz de panelistlerimizdendiniz. Kısaca, Türk Kütüphaneciliğinde Halkla İlişkilerin Neresindeyiz? İzlenimleriniz nelerdir? E.Y : Üzülerek ifade edeyim ki, henüz çok gerisindeyiz. Ülkemizde 1954-55 yılında üniversite düzeyinde eğitim ve öğrenimi verilmeye başlanan; şu an 6 üniversite bünyesinde bu eğitim ve öğrenimin sürdüğü; 65 yıllık süreç içerisinde onlarca tezin, yüzlerce makalenin hazırlandığı, yine çok sayıda bildirinin sunulduğu bir bilim ve meslek alanında sadece 6 tez, 9 adet bilimsel makale, 10 konferans metni ve bildiri, 3 adet serbest yazının (HİG ile ilgili) hazırlandığı ve 1 de röportajın yapıldığını düşünürsek, alanımızda halkla ilişkiler konusuna gösterilen ilgi düzeyinin ne olduğu konusunda herhalde çok fazla bir şey söylemeye gerek kalmayacaktır. Bununla birlikte, çok ilginç bir durum olarak, bugüne kadar hiçbir meslektaşımın bu konu önemli değildir diye bir söz söylemediğini de önemle belirtmeliyim. Aksine, kiminle, nerede ve ne zaman bu konuda bir konuşma yaptıysam, sürekli olarak meslek alanımızda halkla ilişkiler konusunun son derece önemli olduğuna, buna karşın yeterli düzeyde ele alınmadığına ilişkin sözler işittim. Ancak, her şeye rağmen umutluyum. Ümidin tükenmesi ölümle eştir. Oysa ortada başarılı bir çalışma grubu olarak HİG var. Çok az sayıda da olsa bu konuda çalışmalar hazırlayan bir meslektaş grubu var. Bir zamanlar sadece ben yazıyor ve konuşuyordum. Birkaç sene önce bu konuda bir konuşma yapmış olan Hatice YENİKURTULUŞ adlı meslektaşımızın Akademik Bilişim 2009 Konferansı kapsamında Şanlıurfa da sunduğu yeni bildiriyi memnuniyetle dinledim. Yani bir kıpırdanma var. İnanıyorum ki, bu kıvılcım çok güçlü bir aleve dönecek ve tüm meslektaşlarımızın meslekî yüreklerinde değişik ölçülerde de olsa bir yangın başlatacaktır. Özetle söylemek gerekirse, kütüphanecilikte halkla ilişkilerin epeyce gerisindeyiz ve fakat ileriye yürümek için, elimizde her yeni günde biraz daha güçlenen bir çalışma grubu, artan bir insan kaynakları gücümüz ve bitmeyen enerjimiz var. Bunlar başarı için ana unsurlardır. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde, mesleğimizin ve mesleğimizi icra ettiğimiz kütüphanelerimizin teorik ve pratik çalışmaları kapsamında halkla ilişkiler konusunun daha fazla yer aldığını görebileceğiz. Buna kanıt olarak, ilk olduğunu düşündüğüm bir uygulamayı - müjde anlamında- bildirmek isterim. Bülteniniz yayımlandığında gerçekleşmiş olur mu bilemiyorum ama, Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM), halkla ilişkiler konusunda hizmet içi eğitim vermem için resmi davette bulundu. Tabi biz de memnuniyetle ve görev bilinciyle kabul ettik. Büyük ihtimalle, Mart ayının sonlarında bu eğitimi gerçekleştirmiş ve oradaki meslektaşlarımla birlikte genelde halkla ilişkiler, özel olarak da ULAKBİM in halkla ilişkilerini ele almış olacağız. Bu ilk in, ULAKBİM gibi son derece önemsediğim bir bilgi merkezinde gerçekleştirilecek olması da çok anlamlı olacak diye düşünüyorum. Son olarak bir cümleyle ve önemle belirtmek isterim ki, halkla ilişkiler konusunda ilk adım, kullanıcının varlık nedenimiz olduğunun tartışmasız bir şekilde kabul görmesidir. Bu yapılacak olursa, kütüphanelerimizde ve genelde Türk Kütüphaneciliği nde halkla ilişkiler çalışmalarında başarı kısa sürede yakalanabilecek; olumlu sonuçlara her gün bir yenisi eklenecektir.

7 45.Kütüphane Haftası Bu sene 45.Kütüphane Haftası, 29 Mart Yerel Seçimler i dolayısıyla 31 Mart 5 Nisan 2009 (Salı- Cumartesi) tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Her sene olduğu gibi bu sene de Ankara ve tüm yurtta büyük coşkuyla kutlanmıştır. Bilginin Yazgısı : Sanal Dünyaya Yolculuk temasının öne çıktığı 45.Kütüphane Haftası açılışında TKD Başkanı Ali Fuat KARTAL, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Doç.Dr. Aytekin YILMAZ, Ankara Valisi Kemal ÖNAL ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY birer konuşma yaptılar. 31 Mart Salı günü tam gün ve 1 Nisan Çarşamba günü öğleye kadar olan etkinlikler Milli Kütüphane Başkanlığı ev sahipliğinde Milli Kütüphane Konferans Salonu nda; diğer günlerdeki etkinlikler Devlet Resim ve Heykel Müzesi ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ev sahipliğinde kurumların konferans salonlarında gerçekleştirilmiştir. Hafta boyunca yardımlarını esirgemeyen bütün kurum, kişi ve meslektaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi bir kez daha iletiriz. 45.Kütüphane Haftasındaydık yoğun ilgi ve istek Kütüphane Haftası ve Kitap fuarı boyunca da hiç eksilmedi. Dört yıldır klasikleştiği gibi bu yıl da yine Milli Kütüphane fuayesinde 45.Kütüphane Haftası süresince HİG standında HİG gönüllü öğrencileri ile birlikte görev aldık. Hafta boyunca yürütülecek çalışmalara yardımcı olmak üzere HİG tarafından görevlendirilen BBY Bölümü öğrencileri görevlerini tam bir sorumlukla yerine getirmiş ve bizlere büyük destek vermişlerdir. Bu vesile ile buradan arkadaşlarımıza yardımları ve özverili çalışmaları için tekrar çok teşekkür ederiz. Hafta da dosyalara yerleştirilecek ücretsiz ürünler, promosyon ürünleri belirlenmiş, onaylanan ürünler sağlanmıştır. Tüm ürünler hafta öncesinde HIG tarafından dosyalara yerleştirilmiştir. Dosyalar, açılış günü HIG standından katılımcılara dağıtılmıştır. Panellerin öncesinde sahne düzeni kontrol edilmiş, gerekli donanım malzemeleri sağlanmıştır. tanışma toplantısı yaptık. 45.Kütüphane Haftası ve 3.Ankara Kitap Fuarı nda gönüllü olarak görev alacak BBY öğrencileri ile dernekte Hafta, cumartesi günü, Geleneksel Kütüphaneciler yemeğiyle sona ermiştir. Öğrenci arkadaşların O gün gösterdikleri

8 En iyi Halkla İlişkiler Ödülü TKD Halkla İlişkiler Grubu tarafından; kütüphane ve bilgi merkezlerinin halkla ilişkiler uygulamalarını desteklemek ve cesaretlendirmek amacıyla, ilk olarak 44. Kütüphane Haftası'nda başlatılan ve gelenekselleştirilm esi düşünülen "En İyi Halkla İlişkiler Uygulamaları Ödülü"nün bu seneki sahibi "Çankırı İl Halk Kütüphane" si olmuştur. 45.Kütüphane Haftası açılış töreninde ödül Çankırı İl Halk Kütüphanesi Müdürü Sayın Dursun Yağmur'a taktim edilmiştir Slogan Yarışması Kendi Sloganını Yarat "TKD Halkla İlişkiler Grubu" tarafından 2008 yılında Ankara'da bulunan "Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü" öğrencilerine yönelik düzenlenen "Kendi Sloganını Yarat" yarışmasında dereceye giren öğrencilere 31 Mart 2009 Salı günü 45.Kütüphane Haftası açılış kokteylinde ödülleri taktim edilmiştir. Kendilerini tekrar tebrik eder, yarışmamıza gösterdikleri ilgiye teşekkür ederiz.. Birincilik Ödülü - Fatma UYAR - DTCF Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü --------- Slogan : "Dikkat! Bilgi-siz-siniz." İkincilik Ödülü - Umut ARSLAN - H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Slogan : "Evren, okunmamış bir kitaptır, henüz " Üçüncülük Ödülü - Sevilay AKSAYA - H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Slogan : "Okunmuş her kitap beyne yapılan bir badana, okunmamış bir kitap beyinde eksik bir tuğladır." 45. Kütüphane Haftası nın Ardından Feridun BÜYÜKYILDIZ Milli Kütüphane Başkanlığı Mesleki haftaların halkla ilişkiler anlamında da önemli rolleri oluyor; itfaiyeciler haftasında onların yanmaz giysilerinden haberdar oluyor, polis haftasında polislerin tören giysilerini fark edebiliyoruz. Aslında temel amaç, bir farkındalık yaratmak, halkla karşılıklı etkileşime girmek. Bu tür haftalar, her meslek grubu için önemli fırsatlar haline geliyor. Mart ayının son haftası da elinde bir haftadan başka şeyi olmayan biz Kütüphaneciler için son derece önemli. Çoğu zaman hafta etkinliklerinin koşuşturması içinde gözden kaçan, eksik yapılan ya da planlamanın dışına çıkmak zorunda kalınan anlar olur. Bunlar etkinlikler sonrasında katı eleştirilere maruz kalan konulardır. Üzerinde uzun tartışmalar, hatta kırgınlıklar dahi yaşanabilir. Bu konudaki en iyi çözüm ise sanırım empati ; emeği geçen arkadaşların yerine kendimizi koyduğumuzda biraz daha anlayışlı olacağımızı tahmin ediyor ve yeri gelmişken emeği geçen herkesi kutluyorum. 2009 yılında kutlanan haftanın önemli ölçüde başarılı olduğu düşüncesindeyim. Meslektaşlarım açısından da önemli olduğunu düşündüğüm ve benimde çok önemsediğim Ankara Kitap Fuarı bu sene tekrar gerçekleştirildi. Seçim ve hava şartları gibi şansızlıklar yaşanmış olmasına rağmen 3. Kitap Fuarı Türk Kütüphaneciler Derneği ev sahipliğinde gerçekleşti. Derneğin uzun soluklu projelere imza atıyor olması son derce önemli. Kitap fuarında her şey daha güzel olabilirdi; örneğin havayi fişekler atılabilir, havada balonlar uçuşabilirdi ancak, genç bayan meslektaşlarımın kucaklarında koliler taşımak zorunda olduklarını görünce, bu şartlarda yapılabilenin en iyisini yaptıkları kanısındayım.

9 Doğrusu havai fişeklerimiz olmasa da emektar meslektaşlarımızın olması çok daha önemli. Bu yılki etkinliklerde Haftanın sadece Ankara da yaşanmıyor olduğunu mutlulukla gördük. Bakanlığın Ankara da olması elbette daha çok hareketlendiriyor ancak, İstanbul İzmir gibi büyük şehirlerin yanında Çankırı gibi daha küçük kentlerde de çok değerli etkinlikler yapılabildiğini, kütüphanelerin halka gitar resitalleriyle tanıtılabildiğini gördük. Kütüphane Haftası etkinliklerinin Ankara nın değişik yerlerinde yapılmış olması birazda renk kattı. Şikâyet edenler olsa da bence şikâyet etmeyenler daha fazla idi. Bunun yanı sıra, haftayı kutlama işinin Türk Kütüphaneciler Derneği nin işi olması gerektiği inancındayım. Komite kelimesinin haftaya çok uymadığını düşünüyorum hatta Kütüphane Kutlama Komitesi oluşturulma şeklini de doğru bulmadığımı belirtmek zorundayım. Kütüphane Haftası nın kutlanmasını Türk Kütüphaneciler Derneği üstleniyor ise bunu tek başına kendi kuracağı komisyon ya da sürekli çalışma grubu vasıtasıyla yapabilir. Sivil bir derneğin komisyonu niteliğinde çalışması gereken yapı, kamu kurumları tarafından atanmış bir Komite durumundan kurtarılmalıdır. önemli organizasyon da, 20-28 Mart 2009 tarihleri arasındaki 3. Ankara Kitap Fuarı dır. Fuarın açılış günü Grubumuz tarafından yayınevi ve firma standlarına tanışma ziyaretleri gerçekleştirilmiş, çeşitli kişi ve gruplarla iletişim kurulmuştur. HİG adına görevli öğrenci arkadaşlarımız, Fuar haftası süresince Dernek standımızı ziyaret eden misafirlerimizle ilgilenerek bizleri başarıyla temsil etmişlerdir. TÜRK KÜTÜPHANECİLER DERNEĞİ 3. ANKARA KİTAP FUARI ETKİNLİKLERİ 20-28 Mart 2009 Haftanın benim için en keyifli anları ise Atılım Üniversitesi ndeki çizgi film kahramanı Voli üzerinden, Kız Lisesin de de Merlyn Mounro nun kitap okurken resimleri üzerinden yaptığım sunumlardı. Bana göre, 45. Kütüphane Haftası ardında çok eleştiri bırakmadan ve olabildiğince güzel geçti. Ne büyük laflar edilerek altında kalındı, nede içi boş bırakıldı. Gelecek yıllarda bu istikrarın üzerine ekleyerek ilerlendiği sürece, daha çok güzel haftaların bizi beklediğini düşünüyorum. 21 Mart Cumartesi Saat:15. 00 16.00 Feridun Büyükyıldız (İmza Etkinliği) Düzenleyen:Türk Kütüphaneciler Derneği 3. Ankara Kitap Fuarı 45. Kütüphane Haftası öncesi gerçekleşen bir Saat: 16:30-17:30 Dinçer Akbulut (İmza Etkinliği) Düzenleyen:Türk Kütüphaneciler Derneği

22 Mart Pazar Saat 14.00 15.30 Prof. Dr. Bülent YILMAZ (İmza Etkinliği ve Türkiye de Kültür Politikası ve Kütüphane adlı Yeni kitabın tanıtımı) Düzenleyen: Türk Kütüphaneciler Derneği Ankara Şubesi 25 Mart Çarşamba Saat: 15:00-16:00 İmza Etkinliği Yazarlar İlyas Orak Dursun Özden Hasan Hüseyin Yalvaç Mualla Yadsıman Saat 16:-17.00 Ülkü ÖNAL (İmza Etkinliği) Düzenleyen: Türk Kütüphaneciler Derneği Saat:18.00 19.00 Panel: Filistin, Çocuk ve Şiir Konuşmacılar: İlyas Orak, Dursun Özden, Hasan Hüseyin Yalvaç, Mualla Yasdıman Düzenleyen: Edebiyat Koop-Türk Kütüphaneciler Derneği Panel : Türk Kütüphaneciliğinde Halkla İlişkilerin Neresindeyiz? Türk Kütüphaneciler Derneği Halkla İlişkiler Gurubu olarak 23.01.2009 tarihinde Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi ev sahipliğinde "Türk Kütüphaneciliğinde Halkla İlişkilerin Neresindeyiz?" konulu bir panel düzenledik. Amacımız, halkla ilişkiler alanında yeni yaklaşımlar, teknikler ve uygulamalara vurgu yaparak ülkemizdeki kütüphanelerde halkla ilişkiler tekniklerinden nasıl, ne şekilde ve ne oranda yararlandığımız üzerinde düşünmek, tartışmak ve hep birlikte önerilerde bulunmaktı. Bu açılardan yararlı bir panel olduğu düşüncesindeyiz. Panelin hazırlık süreci boyunca ve gerçekleşmesine kadar emeği geçen herkese, başta değerli Başkanımız Sayın Ali Fuat Kartal a ve TKD Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Mehmet Soluk a sonsuz teşekkürlerimizi iletiriz. Panel Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Nazan Özenç Uçak başkanlığında, TBMM Kütüphane Dokümantasyon Tercüme Müdürlüğü nden Dr. Erol Yılmaz, Ulus Kültür Ve Sanat Evi İlçe Halk Kütüphanesi nden İsmail Akman, Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler ve Tanıtım Bölümü nden Dr.Recep Tayfun ve Fatih Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü nden Hakan Pala nın katılımlarıyla gerçekleşmiştir. Kendilerine işbirliği ve bilgilerini tekrar teşekkür ederiz. Ayrıca bizlerle o havayı soluyan bütün meslektaşlarımıza ve kütüphane dostlarımıza da teşekkürlerimizi iletiriz..panel ile ilgili daha fazla bilgiye 10 bizlerle paylaştıkları için ve sunumlara ilgili web http://www.kutuphaneci.org.tr/web/node.php?id=431 adresinden erişebilirsiniz.