Cumhurbaşkanı Konuşması Londra, İngiltere 14 Haziran 2012,Perşembe Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu www.kktcb.org basinburosu@kktcb.org basin@kktcb.org Cumhurbaşkanı Sn. Dr. Derviş Eroğlu nun İngiltere Toplumu Konferansı nda Yaptıkları Konuşma: Çok değerli Londra da yaşayan kardeşlerimiz katılımcılar, tertip komitesi ve konuklar; Son olarak 2010 yılının Şubat ayında Başbakan olarak Londra yı ziyaret etmiştim, bu kez Cumhurbaşkanı olarak geliyorum. 2010 yılından buradan da aldığımız güçle Nisan ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine girdik ve halkımızın, Kıbrıs ta yaşayan sizin, bizim kardeşlerimizin oyları ile Cumhurbaşkanlığı görevine seçildim. Söylediklerimin arkasındayım; Londra Türklerini Kıbrıs a daha da yaklaştıracak, bağları, bağlantıları artıracak her türlü olanağı yaratmalıyız. Sizlerin bu konudaki başlıca isteğinizin seçme ve seçilme hakkı olduğunu biliyorum. Dikkat ederseniz son zamanlarda Anayasal değişiklikler yapılması zamanının geldiğini, Siyasi Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası nın değiştirilmesi gerektiğini daha çok dile getirmeye ve vurgulamaya başladım. Bence bu çalışmalar bir an önce başlamalı ve İngiltere de yaşayan sizlerin görüşleri alınarak, dünyadaki örneklere bakılarak bir çözüm üretilmelidir. Geçenlerde Kıbrıs ta düzenlenen yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türkleri ile ilgili bir toplantıda söylediğim gibi Dünya nın neresinde olursa olsun tüm Kıbrıs Türkleri nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlığı, yurt ve halk sevgisi etrafında toparlayabilmeliyiz. Bir birimize ihtiyacımız vardır. Sizin aklınızdan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ndeki ailelerinizin, Lefkoşa nın Girne nin, Gazimağusa nın, İskele nin Karpaz ın Güzelyurt un, Lefke nin Yeşilırmak ın hiç çıkmadığından çıkmayacağından eminim. 1
Doğduğunuz yeri terk etmenizin başlıca nedeninin ekonomik koşullar ve daha iyi bir yaşam, iş-güç olduğunu çok iyi biliyorum. İstediğimiz mesafeyi kat etmiş olsak, Dünya da hak ettiğimiz yeri bir an önce alsak ve sizlerin en azından önemli bölümünün Ada ya dönüşünü sağlasak emin olunuz biz de çok daha mutlu olacağız ama maalesef Rum un ve onun arkasına saklanarak Türkiye ile bizim yolumuzu kesmeye çalışanların yarattığı sorunları hala aşamıyoruz. Tabii sadece dış etkenlere suç bulmak da doğru değildir. İfade etmeliyim ki çok önemli mesafeler kat etsek sıfır noktasından bir ekonomi ve sıfır noktasından da geriden gelerek bir Devlet yaratmış olsak da yapılamayanlar, başarılamayanlar nedeniyle henüz Devletimiz ve Halkımız istediğimiz gelişmişlik seviyesine ulaşmış değildir. Ancak kararlı ve umutluyuz. Anavatan Türkiye ile birlikte el-ele gönül-gönüle yeni projeler yeni atılımlarla önümüzdeki 10 yıl içinde bugünlerden çok daha iyi bir noktaya geleceğimizden eminiz. Anavatanımız Türkiye den 2014 yılında deniz altından geçecek borularla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne su gidecektir. Bizim tüm göletlerimizin bugünkü su toplama kapasiteleri 10 milyon metre küp civarında... Şimdi Geçitköy e bir baraj yapıyoruz. Mart ayı içinde temelini attık. Bu barajda tutulacak su miktarı ise 26 milyon metre küptür... 2014 yılında bittiği zaman bir yılda buraya gelecek su miktarı ise 75 milyon metre küp olacaktır. Bizim üniversitelerde ve turizmde sağlayacağımız gelişmelerle önümüzdeki 10-15 yılda bunun yarısını içme ve kullanma suyu olarak kullanmamız mümkün olacaktır. Gerisini ise tarımda kullanacağız Uzmanlar bunun mevcut sulu ziraat yapılabilen alanlarımızın yaklaşık 37 bin dönüm artması anlamına geldiğini belirtiyor. Bu müthiş bir potansiyel, inanılmaz bir sıçrama yapma olanağı demektir. Anavatan Türkiye den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne elektrik enerjisi götürülmesi de yapılan çalışmalar arasında bulunuyor. İnşallah o da gerçekleşecek. Turizmde hedeflerimiz büyüdü. Artık 30 bin yatak kapasitesinden değil 40-50 bin yatak kapasitesinden söz ediyoruz. Değerli kardeşlerim hep söylüyorum, daha güzel bir gelecek için işi sıkı tutmalıyız. Ne başaracaksak birlikte başaracağız. Sizlerin yatırımlarına, ülkenize, ülkemize göstereceğiniz ilgiye büyük ihtiyacımız var. 2
Sizlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde mal-mülk edinmeniz, tatil yapmanız, tatil evi almanız, çocuklarınızı mümkünse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde üniversiteye göndermeniz bizler için büyük önem taşıyor. Varsa sorunlar aşılmalıdır. Askerlik konusunda bir adım atıldı; Eğer hala eksiklik varsa bunlar da ele alınmalı ve sorun tamamen geride kalmalıdır. Londra Türklerinin öteden beri örgütlü olduklarını, pek çok dernek kurduklarını iyi biliyorum. Çağımız iletişim çağı; İletişim olanaklarını çok iyi kullanarak burada birlikte işler yapmayı, birlik-beraberlik içinde olabilmeyi mutlaka başarınız. Birlik, dirilik, kuvvet demektir. 2009 yılı Aralık ayından bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti televizyonlarının buralara uydu aracılığı ile daha rahat ulaşmaları için önemli bir adım atıldı. Artık tüm 7 özel kanalımızla Bayrak Radyo Televizyon Kurumu nun iki televizyon ve 6 radyo kanalı Türksat uydusu aracılığı ile tüm Avrupa dan izlenebiliyor. Memnuniyetle görüyorum ki televizyonlarımızda yer alan Londra ile ilgili programlar artmış bulunuyor. Bayrak Radyo Televizyonu haber kanalında yakında Adım, adım Londra programının yayınına başlayacağı, Londra Türk Radyosu ile bazı projeler geliştirilerek Londra ile ilgili günlük haber yayınlanmasının hedeflendiği de bana verilen bilgiler arasında. Değerli kardeşlerim, Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle Kıbrıs konusunda bir antlaşma noktasına gelmemiz mümkün olamıyor. 1 Temmuz tarihinden itibaren Avrupa Birliği Dönem Başkanı yapılacak olan Rum kesimi bu şımarıklıkla, bir antlaşma yapılması için gayret gösterecek yerde Kıbrıs Türk Halkı nı nasıl Dünya dan izole etmeye devam edebilirim, Kıbrıs Türkü nün Dünya ile işbirliği yapmasına, spor müsabakalarına katılmasına nasıl daha da artan bir şekilde nasıl engel çıkarabilirim hesapları içine girmiş bulunuyor. Ancak Anavatan Türkiye de biz de aynı düşüncedeyiz; Rum tarafını Avrupa Birliği Dönem Başkanı olarak muhatap kabul etmeyeceğiz. Avrupa Birliği nin biz Kıbrıs Türklerine verdiği tek bir sözü dahi yerine getirmemesine karşın Rum tarafını tüm gerçeklere rağmen Dönem Başkanı yapması Kıbrıs ta bir antlaşmaya varılmasına değil tam tersine Rum uzlaşmazlığı neticesinde meselenin bir sonuca bağlanamamasına neden olmaktadır. Rum uzlaşmazlığının devam etmesi, statükonun sürmesine neden olmakta ve bundan zarar gören halkımız olmaktadır. Pek çok kez ifade ettiğim üzere 50 yıla yakın bir süredir devam eden Kıbrıs meselsinde konuşulmayan, tartışılmayan bir nokta kalmamıştır. 3
Bu sorun çözülmelidir. Ya şöyle ya da böyle. Ama nasıl olursa olsun değil, bizim haklarımızı koruyan -güven içinde yaşamamızı sağlayacak bir çözüm- Aksi halde KKTC ile yolumuza devam. Biz görüşmekten, konuşmaktan bıkmayız ama görüşüyoruz, anlaşma gayreti içinde olmaya devam ediyoruz diye cezalandırılan taraf biz olmamalıyız. Biz görüşme masasına bağlı otururken Rum tüm Dünya da cirit atıyor, bizim haklarımızı gasp ediyor. Rum gençleri, Rum iş insanları, Rum sivil toplum örgütleri, Rum siyasileri tüm Dünya da gasp ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti unvanını kullanırken bizim ambargolara maruz yaşamaya mahkûm edilmemiz ne uygarlıkla, ne Avrupa Birliği nin felsefesi ile bağdaşmaz. Top Birleşmiş Milletler dedir. Umarız Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Ban Ki- Moon doğru saptama ve çağrılarla Kıbrıs meselesinin çözülmesi yolunda tarihi bir adım atar. Biz tüm olasılıklara karşı hazırlıklıyız. Devletimiz vardır ve hep yaşayacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içeride veya dışarıda tüm Kıbrıs Türk Halkı nın gayreti Anavatan Türkiye nin desteği ile daha da güçlenecek, emin adımlarla geleceğe uzanacaktır. 2014 yılında Anavatan Türkiye den Adamıza suyun gelmesi tüm KKTC nin çehresini değiştirecektir. Buna inşallah enerji de eklenecek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çok daha güçlü olacaktır. Üniversitelerimiz, turizmimiz ve çok yakında tarımımız büyük gelişme kaydedecektir. Şimdi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne daha fazla sahip çıkma zamanıdır. Şimdi kardeşliğimizi, dostluğumuzu daha da pekiştirme ve bir birimize destek çıkarak halkımızı, Devletimizi daha da yüceltme, Dünya da hak ettiği yeri alması için yoğun gayret gösterme zamanıdır. Başpiskopos Hrisostomos aslında Rumlar ın büyük çoğunluğunun aklında olanı ifade ederek Rumlar Ada da çoğunluktur. Çoğunluk azınlığı idare etmelidir diyor. Evet, gerçek niyetleri budur. Bizi 1974 öncesine götürmek istiyorlar. Bizi kendileri ile eşit haklara sahip bir halk olarak görmüyorlar. Bütün beklentileri gün gele 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı nın rövanşını almak ve tüm Kıbrıs ı Yunan egemenliği altına sokmaktır. Beklentileri Anavatan Türkiye ile aramızı açmak, ekonomik olarak gelişmemizi durdurmak, ambargolar, izolasyonla bizi bıktırmak, usandırmak ve emellerine ulaşmalarına yol açacak bir sözde antlaşmaya imza attırmaktır. 4
Ama yağma yok. Hayalleri boşunadır. Anavatan la aramızı asla açamayacaklar, ekonomik gelişmemizi asla durduramayacaklardır. İzolasyon ve ambargoları ise güçlenen ve Dünya daki önemi her geçen gün artan Anavatan Türkiye nin de tam desteği ile mutlaka geride bırakacağız. Görüşmelerde şimdi bir durgunluk başladı. Rum lideri Hristofyas seçimlerde aday olmayacağını açıkladı. Dolayısı ile onunla görüşsek de bir antlaşmaya imza atabilecek, ya da ilerleme sağlanmasına katkı koyabilecek durumda değildir. Zaten olmamıştı, şimdi olmasını beklemek ise boşunadır. Doğrusunu söylemek gerekirse ben Rum Başkanlık seçimlerinden sonra bir değişiklik olabileceği umudunda değilim ama inşallah seçilecek Başkan bizi yanıltır ve uzlaşmacı bir yol izler. Daha henüz kimin seçileceği konusunda net bir şey söylemek mümkün değil ancak olası adaylar ve onlara destek verecek partilerin açıklamaları, kilisenin söylemleri Rum tarafının değişmeyeceğini gösteriyor. Rum tarafının tutum değiştirmesi belli ki Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Kıbrıs la ilgili büyük Devletler in tutumuna bağlı. Eğer onlar Kıbrıs ta gerçekten bir antlaşma istiyorlarsa Rum tarafını doğru yola getirmek basittir. Sadece Kıbrıs ta iki halk, iki yönetim, iki Devlet, iki ayrı demokrasi olduğunu onlara gösterecek küçük adımlar atsalar, büyük sonuçlara neden olacaklardır. Bize düşen başlıca görev ise başta da ifade ettiğim üzere Devletimize, milletimize sahip çıkmak birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirecek adımlar atmaktır. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunarım... 5