GELİR VERGİSİ KANUNU'NDA ZİRAİ FAALİYET AÇISINDAN KAZANÇLAR VE TEVKİFAT BOYUTU Sebahat KELLE Dış Ticaret Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı I-GENEL BİLGİ: Bilindiği üzere, zirai kazancın vergilendirilmesine ilişkin olarak 4369 sayılı Kanun'la değiştirilmeden önce yürürlülükte bulunan hükümlere göre; işletme büyüklüğü ölçüsünün yanında yıllık hasılat tutarlarına da bakılmaktaydı. Buna göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerinde yazılı işletme büyüklüğü ve yıllık satış tutarı ölçülerini aşmayan çiftçiler gelir vergisinden muaf tutulmakta, vergiye tabi olacak çiftçilerden yıllık hasılat tutarları 53. maddede yazılı haddi aşmayanların kazançları götürü gider esasına, aşanların kazançları ise gerçek kazanç usulüne göre tespit olunmaktaydı. Çiftçilerin vergiye tabi olup olmayacaklarının, vergiye tabi olmaları halinde ise kazanç tespit yönteminin satış tutarları esas alınarak belirlenmesi, çiftçileri yaptıkları satışlar için belge talep etmemeye ve bu yolla hasılatlarını gizlemeye sevk etmiştir. Bu şekilde belgesiz olarak ticari ve sınai hayata intikal eden tarım ürünleri kayıt dışı ekonominin önemli bir kaynağı haline gelmişti. Bu sakıncaların ortadan kaldırılması amacıyla, 4369 sayılı Kanun'la zirai kazancın vergilendirme esasları yeniden belirlenmiş kesinti suretiyle vergilendirme temel vergilendirme esası olarak konulmuştur. Zirai kazancın vergilendirilmesinde hasılat ölçüsü tamamen kaldırılmış, işletme büyüklüğü ölçüleri de önemli ölçüde artırılmıştır. Buna göre işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler zirai kazançlarını zirai işletme veya bilanço esasına göre tespit edeceklerdir. Bu ölçüleri aşmayan çiftçiler bakımından ise tevkifat nihai vergileme olacaktır. Yapılan bu düzenleme ile çiftçilerin satışlarında belge almama çekinceleri ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca diğer kazanç ve irat uygulamasında çiftçilerin müstahsil makbuzlarında yer alan tutarlar izah nedeni olarak kabul edilmek ve çiftçilerin avans, kredi, sübvansiyon gibi ayni ve nakdi destekleme unsurlarından yararlanmaları aldıkları ve düzenledikleri belgelere bağlanmak suretiyle zirai faaliyetlerin belge düzeni içinde yapılması avantajlı hale getirilmiştir. II-VERGİLEMENİN GENEL ESASLARI: Gelir Vergisi Kanunu'nun 53. maddesinde yapılan değişiklikle çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Ancak, söz konusu madde hükmüne göre; -54. maddede yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan, -Bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca sahip olan, -On yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançları gerçek usulde tespit olunarak vergilendirilecektir. Öte yandan, 4369 sayılı Kanun'la Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 45'. madde uyarınca, on yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olma şartı çiftçinin kendi işinde kullanılması koşuluyla 2007 yılı sonuna kadar on yıl süreyle dikkate alınmayacaktır. Bu şekilde gerçek usulde vergilendirilecek çiftçiler kazançlarını zirai işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasına göre tespit edeceklerdir.
İşletme büyüklüğü ölçülerini ve yukarıda belirtilen sınırlamaları aşmayan çiftçiler hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilecekler ve beyanname vermeyeceklerdir. Bu çiftçilerin tevkifat suretiyle ödedikleri vergiler nihai vergileri olacaktır. III-İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ ÖLÇÜLERİ: Gelir Vergisi Kanunu'nun 219 Seri numaralı tebliğinde de açıklandığı üzere; Zirai kazancın gerçek usulde tespitinde dikkate alınacak işletme büyüklüğü ölçülerine ilişkin uygulama esasları aşağıda açıklanmıştır. 1. Aile İşletmeleri Aile reisi ile birlikte yaşayan eş ve velayet altındaki çocuklara ait işletmelerde işletme büyüklüğü toplu olarak dikkate alınacaktır. 2. Ortaklık Halindeki İşletmeler Ortaklık halindeki işletmelerde işletme büyüklüğü toplu olarak dikkate alınacaktır. Ortaklıklarda ortaklığın birden fazla işletmeye taalluk etmesi veya işletmelerin ayrı ayrı mahallerde bulunması durumu değiştirmeyecektir. 3. Tek İşletme 52. maddede yazılı tek işletmelerde işletme birden fazla ortaklıklara ait olsa bile bu ortaklıklara ait işletme büyüklüğü toplanmak suretiyle dikkate alınacaktır. 52. maddenin son fıkra hükmüne göre tek işletme, Bir çiftçiye veya ortaklığa ait olup aynı köy sınırları içinde veya birbirine bitişik arazi üzerinde bulunan yahut istihsal şartlarına göre birbirine bağlılık ve beraberlik arz eden işletmeler şeklinde tanımlanmıştır. Bu durumda bir çiftçinin aynı köy sınırları içinde veya aynı köy sınırları içinde olmamakla beraber birbirine bitişik bulunan arazisinin bir kısmının kendisi tarafından, diğer kısmının bir veya birden fazla ortaklık şeklinde işletilmesi halinde bunlar tek işletme sayılacaktır. ÖRNEK: Çiftçi (C)'nin iki ayrı köy sınırı içinde birbirine bitişik arazisinin yüzölçümü 450 dönümdür. Çiftçi bu arazinin 250 dönümünde kendisi, geri kalan 200 dönümünde de çiftçi (E) ile ortak olarak pamuk ziraati yapmaktadır. Bu durumda tek işletme söz konusu olduğu için işletme büyüklüğü ölçüsünde; şahsen yapılan ziraatteki ekili arazi ile ortaklık halindeki arazi toplamı dikkate alınacaktır. Bu toplam pamuk ziraati için 400 dönüm olarak belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aştığından hem (C) nin hem de (E) nin kazancı gerçek usulde tespit edilecektir. 4. Birden Fazla Zirai İşletmede Ortaklık Birden fazla zirai işletmede ayrı ayrı şahıslarla ortaklığı bulunanların işletme büyüklüğü ölçülerinin tespitinde ortaklık payları toplamı esas alınacaktır. Buna göre, ortaklık payları toplamı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan ortaklar gerçek usulde, aşmayan diğer ortaklar tevkifat yoluyla vergilendirilecektir. ÖRNEK: Bir çiftçi (A), (X) ve (Y) ortaklığında sırası ile % 80 ve % 60 hisse ile ortak dır. (X) ortaklığının 500, (Y) ortaklığının 400 dönüm arazisi bulunmaktadır. Her iki ortaklıkta 2006 yılında arazilerinin tamamında ayçiçeği ziraati yapmıştır.
Bu durumda, çiftçi (A), (X) ortaklığından payına düşen 400 dönüm ile (Y) ortaklığından payına düşen 240 dönümün toplamı olan 640 dönüm, 1998 yılı için geçerli had olan 950 dönümü aşmadığından zirai kazancını gerçek usulde vergilendirilmeyecektir. 5. Ayrı Gruplara Giren Zirai Faaliyetin Bir Arada Yapılması 54. maddede yazılı ziraat gruplarının bir kaç tanesi içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, en fazla iki gruba ait işletme büyüklükleri, bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısını aşması halinde çiftçilerin zirai kazançları gerçek usulde vergilendirilecektir. ÖRNEK: Çiftçi (A) 2006 yılında 160 dönüm arazide bakliyat, 350 dönüm arazide ayçiçeği ziraati yapmıştır. Çiftçi (A)'nın ziraatini yaptığı işletme büyüklükleri ayçiçeği ziraati ile ilgili had olan 950 dönümün yarısı ile bakliyat ziraatı ile ilgili had olan 1.000 dönümün yarısını aşılmadığından, 2006 yılı kazancı gerçek usulde vergilendirilmeyecektir. 6. Şahsi İşletme İle Birlikte Başka Bir İşletmede Ortaklık Gerek şahsi işletmesi gerekse dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde kendisine ait işletmenin ve ortaklıklardaki payların toplamı 54. maddede belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşan çiftçiler gerçek usulde vergilendirilecektir. Payları toplamı ölçüleri aşmayan diğer ortaklar tevkifat yoluyla vergilendirilecektir. 7. Ortaklıklarda Defter Tutulması ve Kazancın Belirlenmesi Ortakların veya ortaklıkların belirlenen işletme büyüklüğü ölçülerini aşması durumunda, ortaklığın kazancı defter tutulmak suretiyle belirlenecektir. Bu durumda, ortaklığın gerçek usulde vergilendirilecek ortağı beyanname vermek suretiyle kazancını beyan edecek, ortaklığa yapılan ödemelerden kesilen vergiden payına isabet eden kısmını hesaplanan gelir vergisinden mahsup edecektir. Gerçek usulde vergilendirilmeyecek olan ortak ise beyanname vermeyecek, ortaklığa yapılan ödemelerde kesilen vergiden payına isabet eden kısım bunların nihai vergisi olacaktır. IV-ZİRAİ KAZANCIN TESPİT ŞEKLİ: Zirai kazançlar ya sadece satış hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle ya da gerçek usulde vergilendirilecek olup, buna ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır. 1. Tevkifat Yapılmak Suretiyle veya Gerçek Usulde Vergilendirme Makalemizin yukarıdaki bölümünde de açıklandığı üzere çiftçilerden; -Ziraat gruplarına göre belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar, -Bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca sahip olanlar, -On yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olmayanların (sahip olunan traktörlerin kendi işinde kullanılması halinde 2007 yılı sonuna kadar bu şart aranmayacaktır.) -Ziraat gruplarının birkaç tanesi içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, en fazla iki gruba ait işletme büyüklüklerinde bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısını aşanlar, -Kendi işletmesi ve dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde, kendi işletmesinin ve ortaklıklardaki paylarının toplamı belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar,
-Kendi isteğiyle gerçek usulde vergilendirilmek isteyenler, gerçek usulde vergilendirilecektir. Bu şartları taşımayanlar ise hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceklerdir. Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler defter tutmayacak ve beyanname vermeyeceklerdir. Ancak bu çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla mustahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar. Gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler zirai işletme hesabı veya bilanço esasına göre defter tutmak ve beyanname vermek, alış ve satışları için belge almak, vermek ve bu belgeleri saklamak zorundadır. Gerçek usulde vergilendirilecek çiftçilerin, zirai işletme hesabı veya bilanço esasında defter tutmaları kendi isteklerine bırakılmıştır. Bilanço esasında defter tutmak için kanunla belirlenmiş bir sınır bulunmamaktadır. Ancak, çiftçilerin bilanço esasında defter tutmak istediklerini Gelir Vergisi Kanunu'nun 59' ncu maddesi hükmüne göre, yazı ile vergi dairesine bildirmeleri gerekmektedir. Yazı ile yapılacak talep, müteakip vergilendirme dönemi başından, yeni işe başlayanlarda ise işe başlama tarihinden itibaren hüküm ifade edecektir. Bu suretle bilanço esasını kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemeyeceklerdir. 2-Zirai İşletme Hesabı Esasına Göre Kazancın Gerçek Usulde Tespiti Çiftçiler İşletme Hesabı Esasında Çiftçi İşletme Defteri tutacaklar ve işletme defterinin sol tarafına giderleri, sağ tarafına da hasılatı kaydedeceklerdir. Zirai İşletme Hesabı Esasına göre zirai kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile yapılan giderler arasındaki müspet fark olacaktır. Hasılat Gelir Vergisi Kanunu'nun 56' ncı maddesinde belirtilen ve tahsil edilen veya alacak olarak tahakkuk eden unsurlardan, giderler ise aynı kanununun 57. maddesinde sayılan ve ödenen veya borçlanılan meblağlardan oluşmaktadır. Ancak, kanunun 41'. maddesinde yazılı giderler hasılattan indirilemeyecektir. 3-Bilanço Esasına Göre Kazancın Gerçek Usulde Tespiti Bilanço esasında zirai kazancın tespiti ticari kazançta olduğu gibi işletmedeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerlerinin kıyaslanması yoluyla yapılacaktır. Bilanço esasında zirai kazancın tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 56, 57 ve 58. maddelerinde yer alan hasılat sayılan unsurlar ve giderler ile 41. maddesinde yazılı indirilemeyecek giderlere ilişkin hükümleri dikkate alınacaktır. Yukarıdaki kısımda da açıklandığı üzere zirai kazancın gerçek usulde tespitinde bilanço esasına göre defter tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Çiftçiler diledikleri takdirde bu usulde defter tutacaklardır. 4-Gerçek Usulde Kazancın Tespitinde kesilen Vergilerin Mahsubu Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 112. maddesinde yer alan asgari zirai vergi esası yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre gerçek usulde vergilendirilen çiftçilerin yıllık beyannameleri üzerinden hesaplanan vergilerden yıl içerisinde tevkifat suretiyle ödenen vergiler mahsup edilecektir. Mahsup edilemeyen bir tutarın kalması durumunda, bu tutar genel hükümler çerçevesinde mükellefi iade veya mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilebilecektir.
5-Tevkifat Suretiyle Vergilendirme Usulünden Gerçek Kazanç Usulüne Veya Bu Usulden Diğerine Geçiş Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçilerden yıl içerisinde işletme büyüklüğü ölçüsünün aşılması veya diğer genel şartların ihlal edilmesi nedeniyle gerçek usulde vergilendirilmesi gereken çiftçiler, bir sonraki takvim yılından itibaren gerçek usulde vergilendirilecektir. Ancak 53' ncü madde hükümlerine göre, zirai kazançları hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilen çiftçiler, yazılı olarak vergi dairesinden istem de bulunmaları halinde izleyen vergilendirme dönemi başından, işe yeni başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usule geçebileceklerdir. Diğer yandan, gerçek usulde vergilendirilen çiftçilerden sadece tevkifat suretiyle vergilendirme hakkını elde edenler bir sonraki takvim yılı başından itibaren tevkifat suretiyle vergilendirilecekleri tabiidir. V-SONUÇ VE DEĞERLENDİRME: Gayrisafi milli hasılamız içersinde tarım sektörünün payı ve nüfusumuzun halen önemli bir bölümünün bu sektörde bulunması; ülkemiz ekonomisi açısından söz konusu sektörün önemini ortaya koymaktadır. Bu nedenle tarım sektörünün vergilendirilmesi büyük bir öneme sahiptir. 22.07.1998 Tarihli ve 4369 sayılı Kanun, zirai kazançların vergilendirilmesi şeklini bütünüyle değiştirmiştir. 4369 Sayılı Yasa ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde, belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre(gvk. Geçici 45 Maddesi gereğince; çitçinin kendi işinde kullanması koşuluyla 2007 yılı sonuna kadar on yıl süreyle dikkate alınmayacaktır) sahip olan çiftçiler dışındaki çiftçilerin tevkifat suretiyle vergilendirilmelerine imkan sağlanmıştır. GVK'nın 54. maddesinde düzenlenen İşletme Büyüklüğü Ölçülerini aşan çiftçilerin kazançlarının gerçek usulde tespit olunarak vergileneceği hükmü getirilmektedir. Gerçek usulde kazançları tespit olunacak çiftçiler, kazançlarının tespitinde zirai işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasını seçeceklerdir. Ayrıca çiftçilerin elde ettikleri kazançlar herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan GVK'nın 94/11. maddesi uyarınca hasılatları üzerinden tevkifata tabi tutularak vergileneceği özellikle belirtilmiştir. GVK ile tarım, gelir vergisi kapsamına alınmıştır. Bu nedenle tarımın vergilendirilip vergilendirilmemesinden çok, önemli olan tarımın etkin vergilendirilmesinin sağlanmasıdır. 4369 sayılı Kanun ile, zirai kazançlarda vergilendirmede tevkifat yoluyla vergilendirme temel vergilendirme şekli olmuştur. Ülkemizde tarım sektörü bir yerden mali yardımlar ile teşvik edilirken, diğer yandan vergilendirmede tevkifat yöntemini kullanarak, vergi açısından gerekli kolaylıklar sağlanmaktadır.küçük çiftçi muaflığı ile zirai kazancın götürü gider usulüne göre tespiti yöntemi de yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan bu düzenleme ile çiftçilerin satışlarında belge almama çekinceleri ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca diğer kazanç ve irat uygulamasında çiftçilerin müstahsil makbuzlarında yer alan tutarların izah nedeni olarak kabul edilmesi ve çiftçilerin avans, kredi, sübvansiyon gibi ayni ve nakdi destekleme unsurlarından yararlanmaları, aldıkları ve düzenledikleri belgelere bağlanması suretiyle zirai faaliyetlerin belge düzeni içinde yapılması avantajlı hale getirilmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği'ne uyum açısından tarımın, gelir vergisi içinde etkin bir şekilde vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ekonomide önemli bir yer ve paya sahip olan tarım sektörünün vergi potansiyeli açısından değerlendirilmesinin; zirai kazanç sahibi mükelleflerin sayısal durumları, beyanları ve tahsil edilen vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payları incelenerek yapılması mümkün bulunmaktadır. Çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 11. bendi uyarınca hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilir. İşletme büyüklüğü belli sınırların altında bulunan çiftçiler de dahil olmak üzere Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinde sayılan kurum ve kişilerin çiftçilerden satın aldıkları mahsuller için yaptıkları ödemelerden, anılan maddede belirtilen oranda gelir vergisi tevkifatı yapmaları zorunludur. Stopaj yapılması açısından, çiftçilerin kazancının gerçek usulde tespit edilip edilmemesinin önemi bulunmamaktadır. Ancak gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler açısından stopaj nihai vergileme olurken, kazancını gerçek usulde tespit eden çiftçiler, tevkifat suretiyle ödenen vergileri beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup etme imkanına sahiptirler. Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler defter tutmayacak ve beyanname vermeyeceklerdir. Ancak bu çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetler dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar. Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/11. maddesinde yapılan düzenlemelerde yer alan tevkifat oranları şu şekildedir. Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerden; Ticaret Borsalarında tescil ettirilerek yapılan alım-satım muamelelerinde gelir vergi tevkifatı; a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için %1, b) Diğer zirai mahsulleri için %2, nispetinde tevkifat yapılacaktır. Ticaret borsası dışında alım-satım konu olan zirai mahsullerin alış bedelleri üzerinden alınan gelir vergisi tevkifatı; a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için %2, b) Diğer zirai mahsulleri için %4, Ayrıca; Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinde avans olarak ödenenler dahil ibaresi bulunduğundan; 94, maddede belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlar avans olarak yaptıkları ödemelerden de tevkifat yapmaya mecburdurlar. Buna göre yukarıda yapmış olduğumuz açıklamaları aşağıdaki tablolarda gösterildiği gibi özetlemek mümkündür:
GVK 55 GVK 56 GVK 57 GVK 58 GVK 59 İşletme Hesabı esasına Göre Zirai Kazanç (GVK 55, 56, 57) Zirai işletme hesabı esasına göre zirai kazanç, hesap dönemi içinde para ile tahsil edilen veya alacak olarak tahakkuk eden hasılat ile ödenen veya borçlanılan giderler arasındaki müspet farktır. Zirai kazancın işletme hesabı esasına göre tespitinde; hesap dönemi başındaki mahsullerin değeri giderlere, hesap dönemi sonundaki mahsullerin değeri ise hasılata ilave olunur. Zirai işletme hesabı esasına göre hasılat aşağıda yazılı unsurlardan terekküp eder: 1. Evvelki yıllardan devredilenler de dahil olmak üzere istihsal olunan, satın alınan veya sair suretlerle elde edilen her türlü zirai mahsullerin satış bedelleri (Primler, risturnlar ve benzerleri dahil); 2. Ziraat makina ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılması mukabilinde alınan bedeller; 3. Gider yazılan değerlerin satılması halinde bunların satış bedelleri; 4. Mahsullerin idrakinden evvel veya sonra hasara uğramalarından dolayı alınan sigorta tazminatları; 5. Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (Zirai istihsalde kullanılan gayrimenkuller hariç) satılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328' inci maddesine göre hesaplanan hasılat. Zirai mahsullerin, istihsal vasıtaları ile zat, aile veya işletme ihtiyaçlarında kullanılmak üzere istihlak maddeleri ile değiştirilmesi halinde verilen mahsulün emsal bedeli hasılat sayılır. Ziraat makine ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai işlerinde çalıştırılması karşılığında herhangi bir istihlak maddesi veya istihsal vasıtası alınması halinde alınan madde veya vasıtaların emsal bedeli hasılat sayılır. İşletmede istihsal edilip de tohum, yem ve sair suretlerle işletmede kullanılan zirai mahsullerin emsal bedeli hasılat sayılır; bu hasılatın sene sonunda bir kalemde yazılması caizdir. 1-İşletme ile ilgili olarak tohum, gübre, fide, yem, ilaç ve benzeri maddelerin tedariki için yapılan giderler; 2-Satılmak üzere satın alınan hayvanların, zirai mahsullerin ve diğer maddelerin bedelleri; 3-İşletmelerde çalıştırılanlara ücret, prim ve sair namlarla hizmet mukabili yapılan ödemeler; 4-İşçilerin iaşe, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri; 5-Zirai tesisat, makina, aletler ve taşıtların çalıştırılması ve bakımı için yapılan giderler (Yakıt, yağ, elektrik, yedek parça vesaire) ve tamir giderleri; 6-Vergi Usul Kanunu'na göre ayrılan amortismanlar; 7-Kira ve ücret mukabili kullanılan istihsal vasıtaları için yapılan ödemeler; 8-Zirai kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan genel giderler; a) İşletme için alınan ve işletme için harcanan borç paraların faizleri; b) İşletme ile ilgili olmak şartı ile ödenen ayni vergi, resim ve harçlar; c) İşletme ile ilgili ve yapılan işin önemi ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri (Seyahat maksadının gerektiği süreye maksur olmak üzere); d) İşletme ile ilgili olarak ödenen kira bedelleri; e) Genel mahiyetteki sair giderler; 9-İşletme ile ilgili olmak şartiyle, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar; 10-Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (Zirai istihsalde kullanılan gayrimenkulller hariç) satılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328'inci maddesine göre hesaplanan zararlar; 11-İşletmeye dahil olup, aynı zamanda zatî veya ailevî ihtiyaçlar için de kullanılan taşıtların amortismanlarının tamamı ile giderlerinin yarısı. İşletmede istihsal edilip de tohum, yem ve sair suretlerle kullanılan zirai mahsullerin emsal bedelleri masraf yazılır. (Bu giderlerin sene sonunda bir kalemde yazılması caizdir.) Gerçek usule geçen çiftçilerin önceki yıllardan devreden ürünleri Vergi Usul Kanunu'nun 45'inci maddesinde belirtilen ortalama maliyet bedeli esasına göre değerlendirilerek gider yazılır. Yetişmesi uzun zaman alan ve kesilip satılmak üzere yetiştirilen ağaçların bu maddede yazılı giderlerinden, Vergi Usul Kanunu'nun 283. maddesi uyarınca aktifleştirilen kısmı, ağaçların satıldığı yıl hariç olmak üzere her takvim yılı için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak kazancın tespitinde dikkate alınır. 41'inci maddede yazılı giderler hasılattan indirilemez. (İşletmede istihsal olunan mahsullerden teşebbüs sahibi ile eşi ve velayet altındaki çocukları tarafından istihlak edilenler hariç.) Bilanço Hesabı esasına Göre Zirai Kazanç (GVK 59) Çiftçiler, diledikleri takdirde işletme hesabı yerine bilanço esasına tabi tutulmalarını isteyebilirler. Yazı ile yapılacak talep, müteakip vergilendirme dönemi başından, yeni işe başlayanlarda ise işe başlama tarihinden itibaren hüküm ifade eder. Bu suretle bilanço esasını kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler. Zirai kazancın bilanço esasına göre tespitinde, 56, 57 ve 58'inci maddeler hükmü de göz önünde tutularak, ticari kazancın bu husustaki hükümleri uygulanır.
ZIRAİ KAZANÇ GVK 54'e göre işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar Bir biçerdövere veya bu mahiyette bir araca sahip olanlar 10 yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olanlar (Bu şart traktörleri münhasıran kendi işinde kullanmak kaydı ile 2007 sonuna kadar aranmaz GVK 52 VK 52 Zirai faaliyetten doğan kazanç zirai kazançtır. Zirai faaliyet; arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade eder. Bazı nebat ve hayvan nevilerinde istihsalin doğrudan doğruya arazi üzerinde yapılmaması zirai faaliyetin mahiyetini değiştirmez. Aşım yaptırmak maksadiyle erkek damızlık beslenmesi, çiftçiye ait her türlü ziraat makina ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılması da zirai faaliyetlerden sayılır. Mahsullerin değerlendirilmeleri maksadıyle ve zirai istihsale müteferri olarak işlenmesi de zirai faaliyete girer. Ancak, bu ameliye, aynı teşebbüsün cüz'ünü teşkil eden bir işletmede vukua geliyorsa, bu ameliyenin zirai faaliyet sayılabilmesi için işletmenin sınai bir müessese ehemmiyet ve genişliğinde olmaması ve faaliyetini, cüz'ünü teşkil ettiği teşebbüsün mahsullerine hasretmesi şarttır. Satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhalar zirai faaliyet sahasında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerinin tedviri için açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu mevzua münhasır kalmak şartıyle dükkan ve mağaza sayılmaz. Yukarıda yazılı faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmelere zirai işletme bu işletmeleri işleten gerçek kişilere (Adi şirketler dahil), vergiye tabi olsun veya olmasınlar, çiftçi ve bu faaliyetler neticesinde istihsal olunan maddelere de mahsul denir. Kollektif şirketlerle adi veya eshamlı komandit şirketler zirai faaliyetle iştigal etseler dahi çiftçi sayılmazlar. Zirai faaliyetle iştigal eden kollektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket kârından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir. Bir çiftçiye veya ortaklığa ait olup aynı köy sınırları içinde veya birbirine bitişik arazi üzerinde bulunan yahut istihsal şartlarına göre birbirine bağlılık ve beraberlik arz eden işletmeler tek işletme sayılır. GVK 53 VK 53 Çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançlar, bu kanunun 94' üncü maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilir. 54' üncü maddede yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançları gerçek usulde (zirai işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasına göre) tespit olunarak vergilendirilir. Kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler bu kazançları için beyanname vermezler. Bu hükmün tatbikinde, aile reisi ile birlikte yaşayan eş ve velayet altındaki çocuklara ait işletmeler ile ortaklık halindeki işletmelerde, işletme büyüklüğü toplu olarak nazara alınır. Ortaklıklarda, ortaklığın birden fazla işletmeye taalluk etmesi veya işletmelerin ayrı ayrı mahallerde bulunması durumu değiştirmez. 52' nci maddede yazılı tek işletmelerde işletme birden fazla ortaklıklara ait olsa bile bu ortaklıklara ait işletme büyüklüğü toplanmak suretiyle nazara alınır. Birden fazla zirai işletmede ayrı ayrı şahıslarla ortaklığı bulunanların işletme büyüklüğü ölçülerinin tespitinde ortaklık payları toplamı esas alınır. 54' üncü maddede yazılı ziraat gruplarının bir kaç tanesi içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, en fazla iki gruba ait işletme büyükleri bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısını aşanlar gerçek usulde vergilendirilir. Gerek şahsi işletmesi gerekse dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde kendisine ait işletmenin ve ortaklıklardaki payların toplamı bu ölçüyü aşan çiftçiler gerçek usulde vergilendirilir. Payları toplamı ölçüleri aşmayan diğer ortaklar tevkifat yoluyla vergilendirilirler. Yarıcılık ortaklık sayılır. Kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler, yazılı olarak vergi dairesinden istemde bulunmaları halinde izleyen vergilendirme dönemi başından, işe yeni başlayanlar, işe başlama tarihinden itibaren gerçek usule geçebilirler. 54 üncü maddede yazılı ölçüleri aşanlar müteakip vergilendirme dönemi başından itibaren gerçek usulde; gerçek usule tabi olanlardan bu ölçülerin altında kalanlar müteakip vergilendirme dönemi başından itibaren hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilirler. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belge alma verme, saklama ve ibraz yükümlülüklerine uymayan ve Ziraat Odası'ndan, bulunmayan yerlerde Tarım İl veya İlçe Müdürlükleri'nden çiftçi belgesini almayan çiftçiler, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen avans, kredi, sübvansiyon, prim gibi ayni ve nakdi destek unsurlarından yararlanamazlar. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usuller, ilgili kuruluşların görüşleri de alınarak Maliye Bakanlığı'nca belirlenir. VI-KAYNAKLAR: -193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Tebliğleri -Beyanname Düzenleme Kılavuzu-2007, Hesap Uzmanları Derneği yayınları