M L L Î F O L K L O R



Benzer belgeler
TÜRK YE N N DO U KARADEN Z KIYISINDA MAYIS YED S BAYRAMI*

B RKAÇ SÖZ. Foreward / Par l éditeur. 4

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

YAZARLAR HAKKINDA Alfabetik S rayla Yüksel Baykara ACAR Minhaç ÇEL K Bülent Ç ÇEKL Muharrem EKfi

Temel Kaynak 4. Ülkeler

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

PONY CLUB TÜRK YE JOKEY KULÜBÜ. fiehr N ZE GEL YOR FOTOGRAFLAR : KAD R Ç V C

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Tema Sonu De erlendirme. erlendirme. A.3.1, B.3.13, B.3.31, C.3.5 kazan mlar. Temiz yaz lmam fl yaz l belgeler, 11 ders saati EL ELE, HEP B RL KTE

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

NTERNET ÇA I D NAM KLER

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uluslararas Bilimsel Çal flma S n rlar n Geniflletiyor

DE fi M. Do ada her fley de iflime u rar. A açlar de iflir. Hayvanlar de iflir. Eflyalar de iflir.

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

: TRE Investment-TRE II Proje Tarihi : nflaat Tarihi : Ana Strüktür. : Betonarme Karkas Ana fllev

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

YEREL ET K KURULLARLA LG L FAYDALI B LG LER fiule OKTAY, Prof. Dr., Oktay ÖZDEM R, Doç. Dr. Omega - CRO

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Erdemir, E. Yönetme Hastalığının Şifâsı (Kitap Eleştirisi), İş Ahlakı Dergisi, Kasım 2014, C. 7, S. 1.

2. STANBUL ULUSLARARASI. R VA DÜfi KÖYÜ 28 TEMMUZ -1 A USTOS TFF R VA TES SLER

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

ENGiN GÜNEYSU / enginguneysu@gmail.com. enginguneysu@gmail.com mobile

"HALK B LG S (FOLKLOR) DERLEME VE NCELEME YÖNTEMLER " K TABI HAKKINDA PROF. DR. MET N EK C LE SOHBET*

YÖNET M KURULU RAPORU

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMALAR

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

ÇOCUK ST SMARI ve HMAL NE MULT D S PL NER YAKLAfiIM

Hepinizin bildi i gibi bilgi ça olarak adland r lan günümüzde bilim ve teknoloji alan nda

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

G Ü N D E M. 2. Geçen birleģime ait tutanak özetinin okunması ve oylanması.

S on y llarda özel e itim kurumlar na sa lanan vergisel teflviklerin artmas yla

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Prof. Haberal dan Uluslararas Bilimsel Etkinlik Rekoru

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

PROJE ODAKLI İŞ GELİŞTİRME; Kent Atölyeleri örneği

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

e-bülten STANBUL B LG ÜN VERS TES LET fi M FAKÜLTES REKLAMCILIK BÖLÜMÜ ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI!

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Çeviren: Dr. Almagül sina

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

Kent Yoksulluğu ve Gecekondu

CO RAFYA AKARSULAR. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada bir yöredeki akarsular gösterilmifltir.

Yeni Sınav Sistemi (TEOGES) Hakkında Bilgilendirme

SİİRT ÜNİVERSİTESİ 2015 MALĠ YILI. Döner Sermaye ĠĢletme Müdürlüğü FAALĠYET RAPORU

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

VII. PLAST K, REKONSTRÜKT F VE ESTET K CERRAH HEMfi REL KURULTAYI

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE ÖNEMİ ÇEVRE VE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ İLE İLİŞKİSİ. Gürbüz YILMAZ Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

29 Ekim coflkusu Ekim Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

Transkript:

M L L Î F O L K L O R Üç Ayl k Uluslararas Kültür Araflt rmalar Dergisi International and Quarterly Journal of Cultural Studies Revue Internationale et Trimestrielle de l Étude Culturelle Türkiye de ilk halkbilimi enstitüsü 1966 y l nda bu adla kuruldu. Cilt/Volume/Tome: 9 Y l/year/année: 18 Say /Number/Nombre: 69 Bahar/Spring/Printemps: 2006 ISSN 1300-3984 Ç NDEK LER / Contents / Sommaire Hakem Kurulu /Editorial Board / Comité d'experts...3 Birkaç Söz/Foreword/Par l éditeur...4 M. Öcal O UZ Türkiye nin Do u Karadeniz K y s nda May s Yedisi Bayram / Seventh Of May Festival At Black Sea Coast Of Turkey /La Fête du Sept Mai au bord de la Mer Noire a l est de la Turquie...5 Prof. Dr. M. Öcal O UZ Yeni/lenmek ve Nevruz /To be renewed/refreshed and Nauruz...15 Doç.Dr. Nebi ÖZDEM R Kumuk Türkçesiyle Yaz lm fl Bir Kerbelâ Mersiyesi: Kurÿbü l-belà /A Kerbelâ Dirge Written with Kumuk Turkish: Kurÿbü l-belà...28 Hakan AKCA Toplumsal Yap lar n Sayg fadesi Formlar nda Dile Yans mas /Reflections of Social Structures in Forms of Honorifics in Language...38 Yrd. Doç. Dr. Kerim DEM RC Türk Roman nda Ah ska Türklerinin Dram : Aflka Son Bak fl /The Dram of Ahiska Turks in Turkish Novel: "Aflka Son Bak fl"...46 Yrd. Doç. Dr. Ayfer YILMAZ Fazl Ertekin ve Mezar Tafllar na fiiir Yazan Sivasl Di er fiairler/fazl Ertekin and the Other Poets of Epitaphs from Sivas...58 Müjgân ÜÇER Dede Korkut Hikâyeleri nden Günümüze Yans yan Evlilik Âdetleri/The Current Marriage Customs Derived from Dede Korkut Stories...62 Sinan GÖNEN Balkanlarda Gökyüzü le lgili nan fllar ve Halk Takvimi/Celestial Believes and Folk Calendar in Balkans...72 Emine Hilal ERCAN Murat ile Mara Bafll kl Tarihsel Bulgar Halk Türküsü/A Historical Bulgarian Ballad: Murat and Mara...83 Hüseyin MEVS M http://www.millifolklor.com 1

ÇEV R LER/TRANSLATIONS/TRADUCTIONS Mit ve Hikâye...90 Yazan: Theodor H. GASTER Çeviren: Aysun M RG Mitte kili Karfl tl k: Geçmifle Bak flta Propp/Lévi-Strauss Tart flmas...110 Yazan: Alan DUNDES Çeviren: Selcan GÜRÇAYIR Mit ve Mitsele Ritüel Yaklafl m...118 Yazan: Stanley Edgar HYMAN Çeviren: Yeliz ÖZAY Ritüellerin Oluflum Süreci...129 Yazan: Lauri HONKO Çeviren: Yrd. Doç. Dr. Ruhi ERSOY Ritüellerin Sosyal Evrimi Teorisi Üzerine Notlar...141 Yazan: James L. PEACOCK Çeviren: Adem KOÇ Metin...148 Yazan: Jeff Todd TITON Çeviren: Öykü TERZ O LU Halk Mimarisi Hakk nda III...164 Yazan: Henry GLASSIE Çeviren: Abbas KARAKAYA DERLEMELER Çukuroval Karacao lan...169 Anlatan: Mehmet KOÇ Derleyen: Üzeyir ÜÇEL Düzenleyen: Prof. Dr. Umay GÜNAY HABERLER/ News/ Nouvelles Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi TBMM de Kabul Edildi...186 brahim Ethem ARIO LU Eyüp Oyuncakç l Sergisi...188 Petek ERSOY ANMA YAZILARI Prof. Dr. Abdülkerim Abdülkadiro lu nun (1944-2006) Halkbilimi ve Halk Edebiyat Üzerine Yapt Çal flmalar/the Studies on Folklore and Folk Literature by Prof. Dr. Abdülkerim Abdülkadiro lu (1944-2006)...192 Yrd. Doç. Dr. Ali YAKICI Millî Folklor-Uluslararas Kültür Araflt rmalar Dergisi Yay n lkeleri/ The Publication Principles/ Principes de publication...198 2 http://www.millifolklor.com

HAKEM KURULU Editorial Board/Comité d'experts Prof. Dr. Ziyad AKKOYUNLU Prof. Dr. Ali Berat ALPTEK N Prof. Dr. Erman ARTUN Prof. Dr. Ensar ASLAN Prof. Dr. Sarah G. Moment ATIS Prof. Dr. Pakize AYTAÇ Prof. Dr. Muhan BAL Prof. Dr. lhan BAfiGÖZ Prof. Dr. Hendrik BOESCHOTEN Prof. Dr. Mustafa CEM LO LU Prof. Dr. Ali ÇEL K Prof. Dr. George DEDES Prof. Dr. Ahmet DO AN Prof. Dr. Ali DUYMAZ Prof. Dr. Metin EK C Prof. Dr. fiükrü ELÇ N Prof. Dr. Gürbüz ERG NER Prof. Dr. Henry GLASSIE Prof. Dr. smail GÖRKEM Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN Prof. Dr. Umay GÜNAY Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL Prof. Dr. Abdulhamid HÉN A Prof. Dr. fiakir BRAYEV Prof. Dr. Metin KARADA Prof. Dr. Muharrem KASIMLI Prof. Dr. Töre M RZAYEV Prof. Dr. Kamil V. NER MANO LU Prof. Dr. James P. LEARY Prof. Dr. Hasan ÖZDEM R Prof. Dr. Karl REICHL Prof. Dr. Bengisu RONA Prof. Dr. Saim SAKAO LU Prof. Dr. Mila SANTOVA Prof. Dr. Uli SCHAMILOGLU Prof. Dr. Bilge SEY DO LU Prof. Dr. Esma fi MfiEK Prof. Dr. Abdeljelil TEM M Prof. Dr. Ali TORUN Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN Prof. Dr. Tülay U UZMAN Prof. Dr. Dursun YILDIRIM Prof. Dr. Kemal YÜCE Doç. Dr. Mehmet AÇA Doç. Dr. fieref BOYRAZ Doç. Dr. smet ÇET N Doç. Dr. Ayfle YÜCEL ÇET N Doç. Dr. Metin ERGUN Doç. Dr. fieyma GÜNGÖR Doç. Dr. Aynur KOÇAK Doç. Dr. Nerin KÖSE Doç. Dr. Muhtar KUTLU Doç. Dr. Nebi ÖZDEM R Doç. Dr. Hayrettin RAYMAN Doç. Dr. Naciye YILDIZ Hacettepe Üniversitesi (Türkiye) Selçuk Üniversitesi (Türkiye) Çukurova Üniversitesi (Türkiye) Dicle Üniversitesi (Türkiye) University of Madison-Wisconsin (ABD) Gazi Üniversitesi (Türkiye) stanbul Kültür Üniversitesi (Türkiye) Indiana Üniv. (ABD) 100. Y l Üniv. (Türkiye) Johannes Gutenberg Üniversitesi (Almanya) Uluda Üniversitesi (Türkiye) Karadeniz Teknik Üniversitesi (Türkiye) School of Oriental and African ( ngiltere) Karadeniz Teknik Üniversitesi (Türkiye) Bal kesir Üniversitesi (Türkiye) Ege Üniversitesi (Türkiye) Hacettepe Üniversitesi (Türkiye) Ankara Üniversitesi (Türkiye) Indiana Üniversitesi (ABD) Erciyes Üniversitesi (Türkiye) Ankara Üniversitesi (Türkiye) Hacettepe Üniversitesi (Türkiye) Baflkent Üniversitesi (Türkiye) Tunus Bir Üniversitesi (Tunuseli) Ahmet Yesevî Türk-Kazak Üniv. (Kazakistan) Dokuz Eylül Üniversitesi (Türkiye) Azerbaycan Devlet Üniversitesi (Azerbaycan) Bilimler Akademisi (Özbekistan) Azerbaycan Devlet Üniversitesi (Azerbaycan) University of Madison-Wisconsin (ABD) Ankara Üniversitesi (Türkiye) University of Bonn (Almanya) School of Oriental and African ( ngiltere) Selçuk Üniversitesi (Türkiye) Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü (Bulgaristan) University of Madison-Wisconsin (ABD) Atatürk Üniversitesi (Türkiye) F rat Üniversitesi (Türkiye) Temimi Vakf (Tunuseli) K. Dumlup nar Üniversitesi (Türkiye) Ege Üniversitesi (Türkiye) Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi (Türkiye) Hacettepe Üniversitesi (Türkiye) Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi (Türkiye) Bal kesir Üniversitesi (Türkiye) Cumhuriyet Üniversitesi (Türkiye) Gazi Üniversitesi (Türkiye) Gazi Üniversitesi (Türkiye) Gazi Üniversitesi (Türkiye) stanbul Üniversitesi (Türkiye) Kocaeli Üniversitesi (Türkiye) Ege Üniversitesi (Türkiye) Ankara Üniversitesi (Türkiye) Hacettepe Üniversitesi (Türkiye) Erciyes Üniversitesi (Türkiye) Gazi Üniversitesi (Türkiye) http://www.millifolklor.com 3

B RKAÇ SÖZ Foreward / Par l éditeur Merhaba sevgili okur, Yeni bir y lda yeni bir say yla ve bir bahar ay nda sizlerle yeniden buluflmaktan mutluyuz. Bu say da da özgün makaleler, önemli çeviriler ve halkbilimi dünyas ndan haberlerle karfl n zday z. DOSYALAR Roma Bolluk Törenleri, Sevgililer Günü, Ergenokon, Yenkigün, Nevruz, Çi dem Günü, Paskalya, H d rellez, May s Yedisi, Sabantoy gibi adlar tafl yan kutlama biçimleriyle çok genifl bir Kuzey Yar mküre co rafyas kendi dilinde ve kültüründe bahara merhaba diyor. Biz de bir dosya ile bu sese kulak vermek istedik. kinci dosyam z, mit-ritüel yaz lar ndan olufluyor. Bahara merhaba dosyas ndan da anlafl laca gibi insan hayat n n pek çok alan mit ve ritüellerle iliflkili. Dünyan n bu alandaki yetkin yazarlar n n son derece önemli mit ve riteül yaz lar n özenli çevirileri ile bu dosyada bulacaks n z. M LLÎ FOLKLOR: ULUSLARARASI KÜLTÜR ARAfiTIRMALARI DERG S Bilindi i gibi Millî Folklor halkbilimi çal flmalar n n iki yüzy lda katetti i geliflmeleri yak ndan izliyor ve son dönemlerde antropoloji, etnoloji, halkbilimi ve sosyoloji baflta olmak üzere sosyal ve befleri bilimlerde ortaya ç kan ve klan, köy ve kente dayal kültürel de- iflmeleri inceleyen çal flmalar yorumluyor. Buna göre günden güne halkbilimi, kültür bilimi disiplinine dönüflmektedir. Dergimiz bu yönelifli heyecanla izlemekte ve gelece in nabz n tutmak istemektedir. Bu düflünceye paralel olarak bu say dan bafllamak üzere dergimizin Uluslararas Halkbilimi Dergisi fleklindeki alt ad n Uluslararas Kültür Araflt rmalar fleklinde de ifltiriyor ve özelde dergimizin genelde halkbilimi çal flmalar - n n yeni aç l m n selaml yoruz. GAZ ÜN VERS TES SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL M RAS MÜZES Dergimizin bilimsel editörlü ünü yürüten Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt rma ve Uygulama Merkezi, Eylül 2005 de Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesini açm flt r. Aç l - fl na Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri YAMAÇ, UNESCO Milli Komisyonu Baflkan Prof. Dr. Ars n AYDINURAZ, Bilkent Üniversitesi nsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekan Prof. Dr. Talat S. HALMAN, Kültür ve Turizm Bakanl Müflteflar Yard mc s Mustafa KÜÇÜK ve çok say da halkbilimi dostu ö retim üyesi ve ö renci kat lm flt r. Müzede UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi kapsam na giren halkbilimi ürünleri sergilenmektedir. Kuruldu u 2003 y l ndan bugüne 4 sempozyum düzenleyen, 6 kitap yay mlayan ve yaklafl k 2000 objenin sergilendi i Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesini açan Gazi THBMER in bu çal flmalar ndan meslektafllar m z haberdar etmekten mutluluk duyuyoruz. ARMA ANLAR Millî Folklor, üniversitelerindeki resmi görevlerinden emekli olan halkbilimci hocalar m za arma an say haz rlama gelene ini sürdürüyor. 2005 y l nda A.Ü. DTCF Halkbilimi Bölüm Baflkanl ndan emekli olan Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN için 72. say y, 2006 y l nda S.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyat Bölüm Baflkanl ndan emekli olan Prof. Dr. Saim SAKAO LU için ise 76. say y arma an say olarak yay mlamay kararlaflt rd k. Emekli olan say n hocalar m za yeni yaflamlar nda sa l k ve mutluluk diliyor halkbilimi çal flmalar na sa lad klar katk lar için teflekkür ediyoruz. Bu yaz arma an say - lara kat lmak isteyen meslektafllar m z için ça r niteli indedir. Dergimiz arma an say - lara baflka bir yöntemle yaz talep etmemektedir. 70. say da buluflmak dile iyle... M. Öcal O UZ Yay n Yönetmeni 4 http://www.millifolklor.com

TÜRK YE N N DO U KARADEN Z KIYISINDA MAYIS YED S BAYRAMI* Seventh Of May Festival At Black Sea Coast Of Turkey La Fête du Sept Mai au bord de la Mer Noire a l est de la Turquie Prof. Dr. M. Öcal O UZ** ABSTRACT What is the name of this festival? May s Yedisi (seventh of May), Su Bayram (Water festival), Deniz Bayram (sea festival) or just Yedi (seven) as it is well-known in Turkey. This festival is commonly seen in every village or district of Ordu, Giresun and Trabzon regions. The name seven comes from the ancient Anatolian calendar which is called Rumî Takvim. Rumî Calendar is two weeks behind the current calendar. Because of this difference 7 th of May corresponds 20 th of May in the Gregorian calendar. Thus, the seventh of May festival usually celebrated in the 20 th of May. Nearly in all of these regions, this festival is celebrated officially. Among them, Giresun, Beflikdüzü, Gölköy and Perflembe have already started to celebrate as an official festival of their region. And the international festival of Giresun-Aksu is the best known of all. (F: 1) Beside the official ceremonies, the natives of this area, gather periodically and organize the festival as a ritual of their cultural and traditional heritage, by themselves. The places of the festival are known for centuries, by the natives. It is like a common decision. As a characteristic of the ritual, these places have to be on the shore. When we look at the festivals attentively, it is easy to understand the importance of the water coast or especially the seashore for this ritual. Rituals in Giresun took place near the river Aksu delta. During the ritual the natives take a boat tours around the Giresun Island. The number of the tours has to be exactly seven. If there is no island near the ritual place, then people prefer to swim or sail. Answers for this can be found in legends or myths told in the region. Legends tell us that in the ancient times the Amazons used to live either in Samsun or in Giresun Island. They kidnap the young men and rape them, just for reproduction. After pregnancy the young men destined to die. And if the pregnancy ends with a boy baby, he has the same destiny with the father. The current seventh of May rituals are remainders of those ceremonies. There are three practical and very important beliefs during the ceremony of the festival: 1) Passing three times under Sacayak (a cooking stuff which has three feet to put a boiler on fire). There is a belief that if an infertile women passes three times under this Sacayak, they will have the baby. In Turkish culture, this stuff is the symbol of the hearth. And the hearth is a symbol of the family and children. Therefore, to pass under Sacayak means to increase fertility of the family and abundance. (F: 2-3) 2) Throwing stones to the water is the second essential practice of the ritual. People perform seven double and one single throwing to the lake, river or sea. During the stone throwing ceremony one says my pain and my misfortune run in the sea as a prayer. According to some scholars the meaning of this practice is either a remainder of the old Anti-Amozon rites or comes from the Turkish shamanism which had a stone worshiping. (F: 4-5) 3) To walk around the island or seaside: We see this practice in Giresun that people circles the island seven times. We can find this practice in other coast regions but, rounding the island can be seen mostly in Giresun. This is because the Giresun Island is unique in the region. If a person circles the Giresun Island -seven times- by boat, God accepts his wish unless he or she keeps his wish as a secret. (F: 6), (F: 7) * Makaledeki bilgi ve belgeler, yazar n gözlem ve derlemelerine, internetteki arama motorlar ndan yap - lan May s Yedisi sorgulamalar na ve M. Öcal O uz-seval Kas mo lu nun editörlü ünü yapt Türkiye de 2005 Y l nda Yaflayan Geleneksel Kutlamalar (Gazi THBMER, Ankara 2005) adl eserdeki Güzzade Dikero lu, F. Jale Gül Göncüler, Bihter Yavuzdo an, Cavit fiahin ve Banu Babal k a ait makalelere dayanmaktad r. Yaz n n ngilizce çevirisi Gazi Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora ö rencisi Evrim Ölçer Özünel, Frans zc metnin redaksiyonu ise Tunus Kartaca Üniv. Ö retim Üyesi Doç. Dr. Fadhel Bechraoui taraf ndan yap lm flt r. ** G.Ü. Fen Ed. Fak. Türk Halkbilimi Bölümü Ö r. Üyesi. http://www.millifolklor.com 5

Other practices of the seventh of May rituals: a) If a person drinks the tea of a forty different herb, he or she can stay healthy whole year. b) If one enjoys the day, the happiness will be with him whole year. c) If one gets into the sea with the right step he will be healthy whole year. d) If a person sacrifices a sheep near by the sea, God will accept his wishes. e) If the sick one takes a bath, in that water he will heal. f) If there is no sea near by the region one can obtain the water from seven different fountains. It will have the same effect. g) Seventh of May is the day, H z r who brings the summer to the ground and Ilyas who brings the summer to sea, comes together. The preparation for the seventh of May begins days before the festival. But, women prepare traditional foods last night. (F: 8) Between young men and women some competitions are made: a) Greasy stick game, for the young men (F: 9) b) Women sing traditional songs called Atma Türkü, to beat each other. c) Performance of the traditional folk theatre like, Deve Oyunu, Bak r Dövme, Arap Oyunu, Kalayc, ne, De irmenci etc. d) Performance of the some regional folk dances like, Ordu Karfl lamas, Halay, Horon etc. e) Traditional greasy wrestling races. f) Rope pulling game between boys and girls. g) Putting thread to the needle game. h) Kite flying. When we consider the day for the ritual, it is obvious to see the joy of the spring behind it. In Turkish shamanic mythology the winter and spring symbolizes the death and the life. In the North hemisphere most cultures celebrates the spring as the first day of the year. Therefore, the first day of the year is hope, salvation, blessing and joy. The importance of this festival is because that it is the rebirth for both men and the nature. This natural event transforms differently in every culture. For instance in Turkish culture the rituals like Nevruz (21 st of March), H d rellez (6 th of May) and, Sabantoy/Habantoy (10 th of June) are the celebration of the New Year. Every culture accepts one day as the first day of the year, according to its climate and geographical location. We can think that all rituals in the North hemisphere that celebrated in the fist half of the year is related with the primitive rituals of offspring, rebirth of the nature and sacrifice. The H z r and the lyas motives in the seventh of May rituals are related with the well known H - d rellez cult, among Asian and Balkan Turks. It is also the first day of New Year in mythological and traditional calendar. We can also find the same tradition in Nevruz celebrations (21st of March). It is also the celebration of the first day of the year, rebirth of the nature. Giresun-Aksu 7 th of May rituals became an official festival in 1970 and now its known and recognized internationally with the efforts of both natives and the administrators. However, in 2000 there occurred a disaster during the celebrations in Beflikdüzü (a sub-prefecture of Trabzon), killing 38 people in a boat trip. Ironically this incident increased the popularity of the festival among Turkish people and media. Recently, certain prefectures, sub-prefectures and municipalities focused their efforts to organize the practices of the festival, so that participants do not become victims of similar disasters. After 5 years, considering the administrative interference and positive improvements which were made to safeguard this beautiful tradition within the people of the area, is not sufficient. It is necessary to encourage people, the system of education and the media so that the respect increases among people on the intangible cultural heritage. Certain journalists and branches of media believe that the festival of the seven of May is out of modernity, and these critics are strengthened after the catastrophe of Beflikdüzü. However, it shall be understood that what is meant by modernity with such insights endanger the multi-dimensional cultural environment. Thanks to UNESCO for the convention of the intangible cultural heritage which was signed in 2003. RÉSUMÉ Cette fête est connue en turc sous le nom May s Yedisi (m-à-m: le sept mai), mais elle a encore d autres noms comme Su Bayram (m-à-m: la fête de l eau), ou Deniz Bayram (m-à-m: la fête de mer) ou tout simplement Yedi (m-à-m: sept) au sein de la population autochtone. Elle est célébrée sur le terrain de trois préfectures: Ordu, Giresun et Trabzon, donc dans toutes les sous-préfectures et tous les villages de ces provinces. Le septviens de l ancien calendrier anatolien appelé Rumi Takvim (le calendrier anatolien). La conversion de la date au calendrier actuel, comptera deux semaines en plus. Dans ce cas, au sept mai correspondra le vingt mai, selon le calendrier grégorien. C est pour cette raison 6 http://www.millifolklor.com

que la fête du sept mai est paradoxalement célébrée le vingt mai. Toutes les préfectures et les maires de la région s apprêtent pour fêter officiellement le «sept mai». Certaines d entre elles comme Giresun, Beflikdüzü, Gölköy et Perflembe ont déjà commencé les célébrations sous le chef du «Festival national ou international du sept mai», considéré comme une fête officielle de leurs villes. Le «Festival international de Giresun-Aksu» est très connu parmi les festivals du sept mai. (F: 1) A côté de la cérémonie officielle, la population de la région organise la fête, selon ses propres traditions et rituels. Les lieux de la fête sont connus par cœur depuis des siècles, par les gens de la région, comme une manifestation commune. C est bien au bord de la mer où se jette le fleuve, ou sur le rivage d un fleuve, ou au bord d un lac. Un simple regard sur les rituels du sept mai, aidera à comprendre l importance du bord de l eau et de la mer. Tous les rituels ont lieu au bord de la mer où le fleuve d Aksu coule à Giresun. Les habitants de la ville font une promenade en mer, tournant sept fois par bateau autour de l île de Giresun. Les habitants des autres villes font des balades en mer par bateau, ou bien se mettent à nager dans l eau. Certaines personnes de la région, expliquer ces rites, avancent une légende anatolienne très ancienne: Les Amazones vivent à Samsun (une ville au bord de la Mer Noire du Centre) ou à l île de Giresun. Elles attrapent les jeunes hommes de la région, se trouvant au bord de la mer ou dans la mer, pour faire l amour avec eux. Elles les tuent après avoir obtenu la grossesse. Les rites actuels du sept mai sont des vestiges des cérémonies des femmes de la région qui veulent protéger leurs maris contre les amazones. Trois pratiques et croyances populaires très importantes apparaissent pendant la cérémonie de la fête: 1) Passer trois fois par-dessous un «Sacayak» (un appareil qui a trois pieds pour mettre une chaudière sur le feu). Les gens de la région croient que les femmes stériles qui le font, auront le bébé. Dans la culture turque, cet appareil est le symbole du foyer, et le foyer est à son tour le symbole de la famille et des enfants. Donc, passer par-dessous cet appareil est un symbole de l accroissement de la population de la famille et de l abondance. (F: 2-3) 2) Jeter des pierres, sept doubles et une seule, dans le lac ou dans le fleuve, c est la deuxième pratique essentielle au cours de la fête. Les gens qui viennent au bord de la mer disent: «Que ma douleur et mon malheur coule dans la mer». Cette pratique, selon certains chercheurs de la région, est un vestige des rites que femmes anciennes célébraient pour protéger leurs maris contre les amazones. Les autres chercheurs disent que cette pratique vient du chamanisme turc qui avait un culte de la pierre. (F: 4-5) 3) Faire une promenade en mer et tourner autour de l île de Giresun sept fois: Nous pouvons trouver la pratique de la promenade partout au bord de la mer, mais, tourner sept fois autour de l île de Giresun est une pratique propre à Giresun. Cette île est en effet la seule dans la région. Le centre de la fête du sept mai est bien Giresun selon les habitants de la région. Si une personne tourne sept fois en bateau autour l île, Dieu accepte son désir à condition qu elle ne prononce pas son désir à haute voix. (F: 6),(F: 7) Les autres pratiques du sept mai: a) Si une personne prépare et boit un verre de thé utilisant les feuilles ou les fleurs des quarante plantés qui existent dans la région en sept mai, elle sera en bonne santé toute l année. b) Il fait se promener à la campagne le sept mai pour être heureux toute l année. c) Si une personne entre dans la mer ce jour-là, utilisant le pied droit, elle sera en bonne santé toute l année. d) Si une personne sacrifie un mouton au bord de la mer, Dieu l acceptera selon la croyance populaire. e) Si une personne se baigne dans la mer où le fleuve coule, à l aube du sept mai, elle sera en bonne santé toute l année. f) Si une personne est loin de la mer, elle peut obtenir de l eau dans sept fontaines, ce sera pareil comme l eau de la mer où le fleuve coule, pour la santé g) H z r (amenant l été sur le sol) et lyas (amenant l été dans la mer) se rejoignent au bord de la mer où le fleuve coule, pour amener l été sur la terre. H z r et lyas se rejoignent le sept mai de chaque année, selon la croyance populaire de la région. La préparation du sept mai commence quelques jours avant le jour même de la fête. Mais, des nourritures sont préparées la veille du dernier jour, par les femmes. Tous les repas sont traditionnels. A lieu de la fête; Les gens s adonnent aux danses traditionnelles et régionales. (F: 8) Les jeunes, les femmes et les hommes concourent parmi eux, pour obtenir le prix: a) Le jeu de la perche graisseuse, pour les jeunes hommes (F: 9) b) Les femmes chantent des chansons traditionnelles appeléesatma Türkü pour obtenir le prix aussi. c) Les jeunes mettent en scène des pièces de théâtre traditionnel appelésdeve Oyunu, Bak r Dövme, Arap Oyunu, Kalayc, ne, De irmenci, etc. http://www.millifolklor.com 7

d) Les jeunes montrent les exemples des danses traditionnelles de la région appelés Ordu Karfl lamas, Halay, Horon, etc. e) Les garçons et les hommes font la lutte graisseuse traditionnelle. f) Les garçons et les filles, faisant deux groupes, tirent le cordage pour obtenir le prix. g) Les enfants enfilent l aiguille. h) Les enfants jouent au cerf-volant. Si on est à la recherche de la raison de toutes ces pratiques, on voit la joie du printemps. L hiver et le printemps sont des symboles de la mort et de la vie d après la mythologie chamaniques turque. On sait que cet esprit est presque pareil dans certaines cultures qui ont les quatre saisons sur l hémisphère du Nord. La nature ressuscite chaque année au printemps, grâce à Dieu, après la mort de l automne dernier. Donc, il faut se réjouir, il faut prier, selon les gens qui fêtent le retour du printemps sur la terre. La signification de la fête du sept mai est la joie à l occasion de la renaissance de la nature et des hommes. Le jour du sept mai est un jour de la renaissance de la nature d après la croyance populaire dans la région. Cette croyance vient de la mythologie turque. Le Nevruz(21 Mars), le H drellez (6 Mai), le Sabantoy/Habantoy (10 Juin) sont de premier jour du nouvel an dans les différentes mythologies chez les Turcs. Chaque région désigne un jour comme le premier jour du nouvel an, en fonction du climat et de la situation géographique. Le premier jour du nouvel an est ce jour, d après les pratiques de la population de la Mer Noire de l Est. Le Nevruz et le H drellez sont très connus chez les Turcs anatoliens, asiatiques et balkaniques comme le premier jour du nouvel an dans le calendrier mythologique et traditionnel. On peut trouver chaque année les célébrations du Nevruz (en 21 Mars) et de H drellez (le 6 Mai) en Turquie qui portent les mêmes rites et pratiques avec la fête du sept mai. H z r et lyas sont des personnages mythologiques et islamiques qui jouent un grand rôle pour amener le printemps sur la terre dans la fête de Nevruz ( lyas n existe pas dans cette fête) et celle de H drellez (c est-à-dire, H z r et lyas). Le peuple et les administrateurs veulent perpétuer la pratique de cette fête. Ils veulent la faire connaître au niveau national et international. La Turquie est bien connucette fête, après la catastrophe qui a coûté la vie du trente vingt personnes à Beflikdüzü (une sous-préfecture de Trabzon) pendant la promenade dans la mer en 2000. Certains préfectures, sous-préfectures et municipalités ont commencé à organiser toutes les pratiques de la fête, après cette catastrophe. En somme, les bonnes choses qui ont été faites pour sauvegarder cette tradition au sein du peuple de la région par les administrateurs, ne sont pas suffisantes. Il faut encourager le peuple, le système éducatif et les media à mieux considérer le patrimoine culturel immatériel. Certains auteurs de media ont dit que la fête du sept mai était hors de la modernité, après la catastrophe de Beflikdüzü. Il faut maintenant savoir que l esprit de la modernité est à côté de la culture en danger, selon la convention de la sauvegarde du patrimoine culturel immatériel qui a été signée à l UNESCO, en 17 Octobre 2003. Gelene i sürdüren bölge halk aras nda May s Yedisi, Su Bayram, Deniz Bayram veya k saca Yedi olarak bilinen bu bayram, Türkiye nin Do u Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu, Giresun ve Trabzon ilerinde karfl m za ç kmaktad r. May s Yedisi veya Yedi adlar, kutlaman n tarihinin Anadolu da yayg n olarak kullan lan Rumi takvime göre 7 May sa denk gelmesi nedeniyle verilmifltir. Bu tarih Miladi takvime göre 20 May st r. Baflta Giresun il merkezi olmak üzere bölgedeki birçok kentin valili i veya belediyesi, bu kutlamay resmî takvimlerine alm fl ve Festival, fienlik gibi adlarla uluslar aras hale getirmifltir. Bunlar aras nda, Uluslar Aras Karadeniz Giresun Aksu Festivali en çok tan nan d r: Belediye ve Valiliklerin bu bayrama daha merkezî ve resmî bir biçim verme çabalar n n yan nda, geçmiflten günümüze yöre halk, kendi köy, kasaba veya kentlerinde kendili inden toplanmakta ve May s Yedisini kutlamaktad rlar. Toplanma mekanlar, yüzy llard r ayn mekanlard r. Bu mekanlar, kutlaman n özelli ine uygun olarak su ile karan n buluflma noktalar olarak seçilmifltir. Deniz k y s ndaki yerleflim yerlerinde bir rma n denize döküldü ü yer, denize uzak yerleflimlerde ise bir göl k y s veya rmak kenar tercih edilmektedir. 8 http://www.millifolklor.com

F: 1 Uluslar Aras Giresun Aksu Festivali Aç l fl Töreni/ Opening ceremony of the international festival of Giresun-Aksu/ La cérémonie de l ouverture du festival international de Giresun-Aksu F:2 3 May s Yedisi töreninin ilk uygulamas sacayaktan geçmedir. Sacayaktan üç kere geçilir/passing under Sacayak : First important practice of the 7 th of May rituals/ Passer trois fois par-dessous de «Sacayak»: La première pratique importante au sept mai http://www.millifolklor.com 9

May s yedisinde uygulanan ritüellere bak ld nda, su k y s n n, özellikle denizin bu bayramdaki yeri anlafl lmaktad r. Giresun il merkezindeki kutlamalar Aksu rma n n denize döküldü ü yerde yap lmakta ve Giresun adas n n etraf teknelerle dolafl lmaktad r. Adas olmayan di er yerleflimlerde ise, denize girmek veya teknelerle denize aç lmak önem tafl maktad r. Bunlar n neden yap ld sorusuna halk aras nda yaflayan kimi efsaneler cevap vermektedir. Bu efsanelerden biri flöyledir: Samsun un Amazon köyünde, di er bir rivayete göre ise,giresun un karfl - s nda yer alan küçük bir ada olan Giresun Adas nda yaflayan Amazonlar, bu bölgenin erkeklerini kaç r p cinsel iliflkiye giriyorlar onlardan gebe kald ktan sonra bu erkekleri ve do urduklar erkek çocuklar öldürüyorlar. May s Yedisinde yap lan uygulamalar, yöre kad nlar n n erkeklerini amazonlardan korumaya yönelik olarak yapt klar törenlerin kal nt lar d r. May s Yedisi törenlerinde herkes taraf ndan yap lmas gerekti ine inan - lan üç önemli uygulama bulunmaktad r: 1) Sacayaktan Geçme: Bilindi i üzere, Sacayak üç aya olan ve atefl üzerinde kazan n durmas n sa layan demirden bir mutfak gerecidir. Çocu u olmayan kad nlar n üç kez sacayaktan geçmesi halinde çocuklar n n olaca na inan l r. Sacayaktan geçenlerin kimseye söylemeden tuttuklar dileklerin Tanr taraf ndan gerçeklefltirilece i düflünülür. Sacaya, oca n simgesidir. Buradaki sacayak, Türk kültürü de içinde olmak üzere birçok kültürdeki kutsal atefl kültü ile iliflkilidir. Di er yandan ateflin yand yerin ocak olmas nedeniyle ocak kültü ile iliflkilidir. Bu yönüyle ocak, Türk kültüründe soyun devam, döllenme, ço alma ve bereket simgesidir. 2) Denize Tafl Atma: Derdim belam denize denilerek yedi çift bir tek tafl at l r. Denizi tafllama prati inin Amazon kad nlar n tafllama ritüelinin kal nt s oldu u fleklindeki yorumlar yörede yaflamaktad r. Kimi araflt rmac lar, bu uygulaman n Türk flamanizmindeki tafllarla ilgili inançlara ba l oldu unu savunmaktad r. 3) Aday Dolanma: Bu uygulama, May s Yedisinin en görkemli flekilde yap ld yer olan Girsun da karfl m za ç kmaktad r. Bölgenin tek adas olan Giresun Adas n n kuzey do usunda yer alan Hazma tafl denilen uçurum, yedi kez dolan l rsa dileklerin kabul olaca na inan lmaktad r. May s Yedisinde gerçeklefltirilmesi gerekti ine inan lan, sacayaktan geçme, denize tafl atma, Giresun adas n dolaflma veya denize girme ritüellerinin yan nda flu uygulamalar ve halk inançlar da bulunmaktad r: a) May s Yedisinde k rk tür bitkiden çay yap l r ve içilirse bütün hastal klara iyi gelir. b) K rlarda koflmak, gülmek, e lenmek gerekir. Bu gün gülen e lenen y l boyunca mutlu olur. c) Sa ayakla denize girip yedi dalgadan geçen kifli, y l boyunca hastalanmaz, evinden bereket, bolluk eksik olmaz. d) Göl veya deniz k y s nda kesilen kurban kabul olur. e) Dere ile denizin birleflti i yerden seher vakti su almak ve bununla y kanmak sevapt r. Dualar okunarak bu suyla y kanan hastalar kesinlikle iyileflir. f) Denize k y s olmayan yerlerde yedi çeflmeden veya kaynaktan al nan su da ayn etkiye sahiptir. g) Yedi May s, karalara yaz getiren H z r ile, denizlere yaz getiren lyas n bir deniz k y s nda bulufltuklar gündür. 10 http://www.millifolklor.com

F: 4-5 May s Yedisi töreninde sacayaktan geçildikten sonra Aksu Deresi 7 çift 1 tek taflla tafllan r/ People throw stones to the sea/ Les gens jettent des pierres dans la mer Yörede May s Yedisi haz rl klar, günler öncesinden bafllamakta ancak 19 May s (Rumi takvime göre 6 May s) günü yo unlaflmaktad r. Bayram n kutlanaca mekana götürülecek yiyecek ve di er eflyalar, bir gün önceden haz rlanmaktad r. Bayram alan nda yenen piknik yeme inde turflu kavurmas, m s r ekme i, m hlama, pancar sarmas ve kirmit gibi geleneksel yemekler bir gün öncesinden haz rlan r. Bayram yerlerinde: Çeflitli halk oyunlar oynan yor, Gençler, erkekler veya kad nlar aras nda kimi yar flmalar yap l yor: a) Ya l kaz k oyunu b) Kad nlar karfl l kl olarak atma türkü adland r lan ve dörtlüklerden oluflan geleneksel fliirler söyleyerek birbirlerini yenmeye çal fl yorlar, http://www.millifolklor.com 11

c) Deve oyunu, Bak r dü me, Arap, Kalayc, ne, De irmenci, Sirkeci gibi adlar alan geleneksel halk tiyatrosu örneklerini sergilenmesi, d) Ordu karfl lamas, halay, horon gibi yöreye özgü geleneksel dans gösterileri, e) Geleneksel sporlardan biri olan ya l gürefl, f) Halat çekme, g) neden ip geçirme, h) Uçurtma uçurma gibi yar flmalar düzenlenmektedir. May s Yedisi nde yaflayan inançlar, yap lan uygulamalar, kutlama zaman ile birlikte de erlendirildi inde, bu kutlaman n özünü bahar n gelifli ritüellerinin oluflturdu u anlafl l r. Kuzey yar m kürede ocak ay ndan bafllayarak temmuz ay na kadar do an n dirilifli, bahar n gelifli ile ilgili birçok tören yap lmaktad r. Kimi kültürlerde do an n dirilifl günü ayn zamanda y l n ilk günüdür, takvimler buna göre düzenlenir. Y l n ilk günü, umuttur, beklentidir, kurtulufltur, berekettir. Çünkü uzun bir k fltan sonra yaza geçilmifltir. Bu kutlanmaya de er bir mutluluktur, büyük bir sevinçtir. Bu do a olay, zamanla dinlerin ve kültürlerin süzgecinden geçerek yeni biçimler alm flt r. Örne in Türkler aras nda yaflayan Nevruz (21 Mart), H drellez (6 May s), Sabantoy (6 Haziran) gibi bayramlar farkl iklimlere göre bahar n geliflinin kutlanmas d r. Bu bayramlara eklenen din ve inançlar ise, bu do a olay n n kültürel olarak anlamland r lmas ile ilgilidir. Kuzey yar m kürede karfl - m za ç kan ve y l n ilk yar s nda icra edilen bütün bolluk, bereket, sa l k, ço- alma gibi motifler içeren kutsal gün ve bayramlar n, do an n dirilifli ile ilgili ilkel dönem mit ve ritüellerinden kaynakland düflünülmelidir. May s Yedisi ndeki H z r ve lyas motifleri, Anadolu da yayg n olarak kutlanan H drellez ile iliflkilidir. Geleneksel takvime göre 6 May sta kutlanan bu günde, H z r la lyas n bir su k y s nda buluflarak, dünyaya bolluk, bereket ve yaz getirdiklerine inan lmaktad r. Bu inan fl May s Yedisinde de karfl m za ç kmaktad r. May s Yedisinin kutland mekan n karayla denizin birleflti i yer olarak seçilmesi bu bak mdan çok önemlidir. Bu bak mdan May s Yedisinin, H drellezin Do u Karadeniz deki görünümü oldu u bile söylenebilir. May s Yedisinin H drellezden iki hafta sonra yap lmas, büyük olas l kla bu bölgede yaz n gelifli ile ilgili alg lamalar nedeniyledir. Bütün bunlar ise May s Yedisi nin, kuzey yar m kürede bahar n geliflinin Orta Asya dan Anadolu ya kadar Türkler aras nda da kutlanan bahar n gelifli ve dirilme ritüellerinin Do u Karadeniz deki görünümü oldu unu göstermektedir. Yap lan kutlama biçimlerine bak - l rsa, yöre insan ve yöneticiler, bu gelene in gelece e aktar lmas yönünde kararl görünüyorlar. 1970 li y llarda Festival e dönüflen Giresun-Aksu May s Yedisi, bugünlerde uluslararas hale gelmifltir. Di er yandan 2000 y l nda Trabzon un Beflikdüzü ilçesinde May s Yedisi kutlamalar çerçevesinde denize aç lan teknelerden ikisinin alabora olarak 38 kiflinin ölmesi, Türkiye de bu gelene in daha yak ndan tan nmas na neden olmufltur. Bu faciadan sonra, bölgedeki valilikler, kaymakaml klar ve belediyeler, May s Yedisi kutlamalar n resmi lefltirme çabas na girmifllerdir. Yap - lan yay nlar ve kurulan Internet siteleriyle May s Yedisi, tan t lmaya ve yayg nlaflt r lmaya çal fl lmaktad r. 12 http://www.millifolklor.com

F:6 Giresun da yöre halk adan n etraf n dolaflabilmek için Aksu Deresi nin denize döküldü ü yerde toplan r/ In order to take a tour in the island people gather at the seaside, where the Aksu river runs/ Les gens se réunissent au bord de la mer où le fleuve d Aksu coule, pour faire la promenade autour de l île de Giresun F:7 Adan n etraf n yedi kez dolanmak isteyenler teknelere biniyor/ People taking the boats for the tour/ Les gens montent dans les bateaux pour la promenade Aday dolan rlar/ Arrival to the Island/ Ils sont de retour de l île May s Yedisinde yüzenler y l boyunca sa l kl olur, büyüden ve nazardan korunur/ It is believed that if one swims in the seventh of May, he could avoid himself from the evil eye and bad spell/ ll faut nager le sept mai, pour s assurer la protection, pour toute l année, contre le magie et le mauvais œil http://www.millifolklor.com 13

F: 8: Giresun-Aksu Festivaline bir halk oyunlar ekibi/the official festival of Giresun, a team of the folk dance/ Le festival officiel de Giresun, une équipe de danse traditionnelle F:9 May s Yedisi nde Yap lan Yar flmalardan Ya l Kaz k Oyunu/ Greasy stick game, for the young men/ Le jeu de la perche graisseuse, pour les jeunes hommes Beflikdüzü facias ndan sonra kimi köfle yazarlar, May s Yedisi nin ça d fl oldu unu ve yasaklanmas gerekti ini söylemifllerdir. Ritüellerin toplusal yap - lar için ne derece önemli oldu unu bilmeyen bu yazarlar n büyük bir cehalet örne i olan yorumlar n n iyi niyetli oldu unu düflünsek bile, uluslararas öngörüden ve ça dafl kültür tüketim yaklafl mlar ndan uzak oldu u kesindir. Baflta May s Yedisi gibi son derece özgün geleneksel kutlamalar olmak üzere, tehlike alt ndaki kültürel miras n korunmas, uluslararas toplumun UNESCO çat s alt nda ald kararlara dayanmaktad r. Baflta yöneticiler olmak üzere, halk n, medyan n ve e itim kurumlar n n UNESCO da 2003 y l nda kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi nin ruhunu kavramalar ve e er insanl n gelecekte tek kültürlü bir topluma dönüflmesini istemiyorlarsa bu ça dafl yaklafl ma kulak vermeleri ve May s Yedisi gibi geleneksel kültür de erlerinin ça dafl kentin kültür üretim ve tüketim biçimlerinin içinde kendilerini ifade etmelerine zemin ve imkan haz rlamalar gerekmektedir. 14 http://www.millifolklor.com

YEN /LENMEK VE NEVRUZ To be renewed/refreshed and Nauruz Doç.Dr. Nebi ÖZDEM R* ÖZET Bu makalede, Türk dünyas n n ortakl klar ndan biri olan Nevruz un, toplum ve birey aç s ndan, sosyo-kültürel, ekonomik, siyasal yaflamdaki yenileyici ifllevi, örnek uygulamalardan da yararlan larak belirlenmekte, aç klanmakta ve yorumlanmaktad r. Yine bireysel sa l k aç s ndan, do ada, do al unsurlarla ve do al olarak yenilenme ba lam nda Nevruz un önemi vurgulanmaktad r. Anahtar Kelimeler Yenilenme, Nevruz, kültürel de iflim. ABSTRACT Nauruz which is renewing, refreshing in nature with natural things is one of the Turkish World s common values. In this study, it is aimed to clarify and interpret the function of Nauruz in renewing socio-cultural, economic and political fields of Turkish society. Moreover, it is brought up the function of Nauruz in terms of the individuals health. Key Words To be renewed, Nauruz and cultural changes. Girifl: Yeni ve Yenilenme Olgusu: Yaflam n gizemli, büyülü sözcü ü: Yeni/lenme Yaflam bir anlamda yeninin üzerine kuruludur ve yeniden beslenmektedir. Yaflamdaki dinamizm, yeniyle ortaya ç kar. Çünkü do adaki düzen, yenilenme üzerine kuruludur. Yeni ya da yenileflme, ça m zda adeta sektörleflmifltir. Eril söylem bu sektörün hedef kitlesinin, genellikle kad nlar oldu unu belirtir. Bu söyleme göre, kad nlar küçük, erkekler ise büyük çapl de iflmelerin, yeniliklerin peflindedirler. Kad nlar n ise, gündelik ve biçimsel alanlarda hep yeniliklerin peflinde olmalar na karfl n, gerçekte statükoyu savunduklar ileri sürülür. Erkekler, anlamsal alanda ve daha çok yaflam kökten de ifltiren yeniliklerin peflinde olduklar söylenir. Bütün sektörler, yeni ve yenilenme ideolojisi üzerine kurgulan r ve iflletilir. Yaflamda yeni yoksa, dinamizm de yoktur, aç kças tad da yoktur. nsano lu hep yeninin ve dolay s yla yenilenmenin peflindedir. Bu durum, yaflam n gizemli yanlar ndan biridir. Yenilenme olgusu, bilim, sanat, teknoloji, ekonomi, reklam, moda gibi bu gün yaflam n pek çok alan n n ve bilim dal n n ilgilendi i bir konudur. Yeni üsluplar, yeni fikir ak mlar, yeni tarzlar, yeni icat ve ürünler, yeni yöntem ve yaklafl mlar, yeni dönem, yeni düzen, yeni zaman, yeni Türkiye, yeni Avrupa..., hep bu dönüflümü vurgulamaktad r. Birey ve toplum, yeni temelinde yeniden gerçekleflme, yenilenerek yeni bir döneme girme amac ndad r. Eskinin, eskimiflli in, yafllanm fll n karfl s nda aktif anlam ve ça r fl mlar yla yenilenme olgusu, dimdik ayakta durmaktad r. Yeni bir ev, yeni bir otomobil, yeni bir giysi, yeni ülke, yeni bir dil, yeni bir tatil, yeni bir hayat, yeni bir... ile bafllayan her cümle, bireyi de ifltirir, farkl bir dünyaya götürür. Yaflam, eskinin temeli * Hacettepe Üniversitesi, Türk Halkbilimi Ö retim Üyesi. http://www.millifolklor.com 15

üzerine kurulur ancak, yenilenmeyle geliflir ve ilerler. Gelecek, yeninin ve yenilenmenin üzerine kurulur. Asl nda her eskinin, bir yeni oldu u unutulmamal - d r. Di er bir ifadeyle her yeni, gelece in eskisidir. Yeni gelince, var olan eskir. Çok kere eski yafllananlar n, yeni de gelecekte yaflayanlar n, yafllanmay p yafl kazananlar nd r. Yeni ve yenilenme sözcükleri, hemen hemen bütün insanlar n içinde, farkl anlamlar ça r flt rsa da, genelde canlanma y ifade eder. Bireysel ve toplumsal olarak insanl k yeninin ve yenilenmenin peflindedir. Daha çok da, ayd nlar n yenilenmenin peflinde olduklar belirtilir. Ancak onlar(bilim adamlar, devlet adamlar, gazeteciler, siyasetçiler, bürokratlar vb.) bu yeni/lenme fikirlerini, var olan yap ya, sisteme borçludurlar. Bu bir bak ma, eskinin üzerinde yeninin üretilmesidir. En az ndan yeni olgusunun ortaya at labilmesi için eskiye ihtiyaç vard r. Genelde de yukar dan afla ya do ru bir yenilenme hareketinin ortaya ç kt vurgulan r. Özetle küresel, ulusal ve yöresel; toplumsal, bireysel, hangi ölçekte olursa olsun, yeni ve yenileflme herkesi kendi büyülü dünyas na çeker. Birey ve toplum o büyülü dünyada oluflturulur, biçimlendirilir, de ifltirilir. Yeni, çok kere hayallerden beslenir. Yeni ve yenilenme olgusu, bir süreci ifade eder. Örne in Türk toplumu, yaklafl k iki as rd r, kavram biraz eskise de, Yenileflme hamleleriyle u raflmaktad r. Hele son günlerde bu yan daha da depreflmifl haldedir. Dünyada çok az toplum, Türkler kadar yenileflme tutkunudur. Bu gün bireysel geliflim ve bak m konular nda uzmanlaflm fl bireylerden ve bunlar n sunduklar çeflitli yenilefltirici hizmetlerden oluflan, ba ms z ve h zla geliflen bir sektör bulunmaktad r. Bu sektör, sürekli yeninin üretimi ve sunumu temelinde faaliyetlerini yürütür. Yenileflme sektöründe, modac, estetik doktoru, güzel konuflma uzman, ruh bilimci, e lence uzmanlar, imaj yarat c - lar, diyetisyenler, masajc lar, makyajc - lar, kondisyonerler vb. bireyin yenilenmesini sa lamaya çal fl rlar. Eskimenin önüne geçilmesi dahi, yenilenmenin farkl ifadesi olarak kabul edilebilir. Nitekim anti-aging(yafllanma karfl t ) ve meditasyon(yoga, müzik kasetleri vb.) seanslar, kürler, spor ekzersizleri, imaj yarat m teknikleri, müzik, dans, güzel ve etkili konuflma ve davranma kurslar, akapuntur ve botaks uygulamalar, ozon tedavisi, kök hücre araflt rmalar, psikolojik dan flma, makyaj ve bak m hizmetleri, bio g dalar temelindeki diyetler, estetik cerrahi yöntemleri gibi pek çok olguyla, günümüz insan n n yenilenme ya da eskimeme arzular n giderilmeye çal fl lmaktad r. Bazen de, insan haf zas n n yetersizli inden ve kaç n lmaz nesil de ifliklerinden yararlan larak eski, t pk giyim- kuflam modas nda oldu u gibi, yeni olarak sunulur. Di er bir deyiflle birey ve toplum, yenilenme yan lsamas içine sokulur. Buna karfl n do adaki do al güzellik, tekrarlar temelinde yok olufl ve yeniden var olufl sürecinde ortaya ç kar. Mutlak güzellik, bu süreçte ortaya ç kar. nsano lunun bütün çabas na ra men, yok olufl kaç n lmazd r. Di erleri, yan lsama çabalar ndan ibarettir. Do adan uzaklaflanlar n bütün bu gizleme/yan lsama gayretlerinin yan nda, do ayla iliflkileri bir flekilde devam edenler için, do adaki de iflmeleri taklit ederek, do- al dönüflüm unsurlar ndan yararlanarak yenilenme söz konusudur. Do a, yenilenme sürecinde canl lara ve de dolay s yla insanlara yaflamalar için gerekli bolluk ve bereketi sunar. Do an n kendini yenilemesi, insano lu taraf ndan bolluk ve bereketin, yeflilli in, canl - l n geri gelmesi fleklinde alg lan r. nsano lu, yaflam ndaki her de iflmeyi, törenle karfl lar. Olumlu de iflmeler ise, toplu e lencelerle kutlan r. Do a 16 http://www.millifolklor.com

ile iliflkileri devam eden topluluklar, tabiattaki dönüflümleri dikkatle gözler, bolluk ve bereketin bafllad mevsim olan bahar n geliflini de, yine onun kuca- nda sevinçle karfl lar. Kürler, do al diyetler, moda gibi bireysel yenilenme çabalar n n yan nda, Nevruz örne inde oldu u gibi, toplu yenilenme etkinlikleri de bulunmaktad r. Nevruz, insano lunun do adaki canlanmaya paralel olarak, topluca yenilenme törenidir. Geçmifl dönemlerde yenilenme törenleri, toplu ve e lence-inanç kar fl m ritüellerle gerçeklefltirilmifltir. Kitle kültürünün ve bireyselleflmenin egemen oldu u bu gün ise, geleneksel çalg lar n yerini müzik setleri, wolkmenler, step dans seanslar, yürüyüfl bandlar, solaryum kabinleri, estetik cerrahi uygulamalar, bak m araç ve yöntemleri alm flt r. Yerleflik yaflama geçifl, kentleflme ve kent tutsakl n n pekiflmesi, sanayileflme, modernite, kitleselleflme, iflbölümünün geliflmesi, ifl yaflam, e itim vb.etkenler, insan n do adan uzaklaflmas na neden olmufltur. (Toprak) Anas ndan ayr larak öksüzleflen/ yoksunlaflan insan, gündelik yaflam ndaki bunca olanaklara/rahatl a, kolaylaflmaya karfl n, mutlu olamamaktad r. Kent tutsaklar, tek düze flehir yaflam n n verdi i ac larla, doyumsuzluk sarmal nda yok olmaktad r. Ça o hale gelmifltir ki, kent merkezindeki parkta do adaki hareketlere, seslere, görüntülere kendini kapt rarak kendinden geçerek yenilenmeye çal flanlar, ço unluk taraf ndan garip karfl lan r hale gelmifltir. Bir dönem, yaflam n her alan nda yapay ürünler moda olmufltur. Yaflam ve dolay s yla kaç n lmaz yenilenme olgusu, her türlü do all n yitirip teknolojileflmifl, sektörleflmifl, bireyselleflmifl, yapaylaflm fl ve sahteleflmifltir. Bu yenilenme yan lsamas n n fark - na varanlar, yeniden do aya yönelmekte gecikmemifllerdir. Dolay s yla 21. as r insan ve toplumu, do a toplumu olacakt r. Nitekim son dönemde sanayi ürünü g da, kumafl ve yöntemlerin, teknolojik yenilenme yöntem ve araçlar n n yerini do allar almaya bafllam flt r. Bu, do an n insanl k taraf ndan yeniden keflfidir. Do al yöntemler ve araçlarla, do adaki gibi, do al dönüflümlerle bar fl k ve uyumlu olarak yaflamak hedeflenmektedir. Çevrecilik, çevre bilinci, çevre savunucular ve eylemcileri, dernekleri, vak flar, bilimi, do a turizmi, çevre fonlar ve projeleri, do al beslenme, do al ürünler vb. ortaya ç km flt r. Do ayla mücadelenin yerini, do ayla bar fl k uzlafl ve uyum içinde yaflama, insanl n yeni yaflam ideolojisi haline gelmifltir. Bu geliflmede, do al afetlerin, y k c l - n n ve zararlar n n insanl n alg lama ölçülerini aflan boyutlarda olmas da etkili olmufltur. Koca ormanlar gözünü k rpmadan yok eden insano lu, bir çi dem/nevruz çiçe inin açmas n kutlayacak kadar duyarl hale gelmifltir. nsanl k, en büyük hazinenin içinde yaflad do a oldu unun bilincine varm flt r. Özetle, do a yeniden ve hiç etkisini yitirmeyecek nitelikte moda haline gelmifltir. Özetle do a, sonsuz modad r. Bu nedenle de H z r Cemi, Yumurta Bayram, Mart Bozumu,17 ler Bayram, Kardefllik Kurban, Musahiplik fienli i, Nevruz, H drellez, E rilce, Köme fienli- i, May z Yedisi, Yörük fiöleni, Yayla fienli i, Çi dem Pilav, Ba Bozumu, Hasat fiöleni gibi(o uz ve Kas mo lu 2005), do al dönüflümle ilgili kültürel kutlamalar, yeniden moda haline gelmekle kalmayacak, bunlara yenileri eklenecektir. Belki de yak n gelecekte, Anadolu nun bir köyündeki as rl k ç nar a ac için her y l, yafl günü partileri düzenlenecek, ya da bu ç nar a ac nda yaflayan sincap ailesine yeni bir yavrunun kat lmas kutlanacakt r. Do ada, do al yöntemlerle ve araçlarla, besinlerle do- al olarak yenilenme, gelece in insan ve toplumunun temel amac olacakt r. Belki de insanl k bu flekilde sonsuz bar fl ve mutlulu u yakalayabilecektir. 21. http://www.millifolklor.com 17

as r kültür ve do a yüzy l olacakt r. K zg nl k, sald rganl k, yok edicilik ve fliddetin yerini, sonsuz dinginlik alacakt r. nsanl k, yapay kamusal yan lsama dünyas n n stres yarat c aktörlerinin elinden kurtulup kendisiyle olman n hazz n tadabilecektir. Bu tür ortamlarda Nevruz gibi faaliyetler, kültürel kirlenme ad n verdi imiz her türlü siyasal ve ideolojik sapt rmalardan ar nd r - l p gerçek anlam yla kutlanmaya devam edecektir. Çünkü bütün kültür unsurlar, paylafl lmak amac yla yarat lmaktad r. Paylaflma, insano lunun birlikteli i pekifltirici, birlefltirici en olumlu etkinliklerinin bafl nda gelmektedir. Ç lg n afl k, ama kötü flairlerin gece yar s yazd klar fliirler de, topluca yenen keflkek yemekleri de paylafl lmak, dahas yörenin ve ülkenin ortak kültür unsuru olmalar için yarat lmaktad r. Ortak kültür unsurlar da, milleti var eder. Birey, dolay s yla millet, milli kültürü, milli kültür de milleti ve bireyi yarat r. Birey ve toplum, millet olma bilincine kendi yaratt, H drellez, 29 Ekim Cumhuriyet Bayram, Kurban Bayram gibi kültür ortamlar nda var r. Nitekim Türk milleti, bu tür ulusal kültür ba lamlar ndan da yararlanarak, özgün yarat - lardan oluflan ortak kültür ve tarih hazinesinden beslenerek sadece geçmifli de- il, gelece i de biçimlendirme ve yönetme gücüne sahip olur. Türk milleti ve Türk kültürü, Akdeniz, slam, Avrasya, Do u, Orta Do u, Kuzay Afrika ve de Bat dünyas ndaki kültür ve medeniyetleri etkilemifl ve etkilemeye de devam etmektedir. Yine son dönemde üyesi olmaya çal flt m z ve dura anl k, dolay - s yla da gerileme dönemindeki Bat dünyas n dönüfltürecek, canland racak millet ve kültürlerin baç nda da Türk milleti ve Türk kültürü gelecektir. Nevruz ve Yeni/lenme: Ritüeller ve gelenekler bileflkesi olan Nevruz, yenilenen do ayla ilgili bir bayramd r. Ritüelin temel amac bolluk ve bereketin sa lanmas d r. Bu da ancak, yenilenme ile gerçekleflebilir. Yenilenme, do al ve insani alanda, tekrar, eskinin yeniden, yeni olarak gelmesidir. Bu daha çok diflil alandaki bir yenilenmeyi ifade eder. Tanr, yenilenme sihrini, diflil varl klara vermifltir. Bu yenilenme ya da tekrar adl süreçte erilli- in ifllevi olsa da, as l olan diflilliktir. Nitekim, ritüellerin pek ço u erkeklerce düzenlense de, diflil dünya ile ilgilidir. Yenilememe, eril fliddetin gizli nedenlerinden biri olabilir. Bu yüzden yaflamdaki bütün eril varl klar, streslidir, sürekli sahte ve geçici yenilenme yan lsamalar içinde yaflamak ister. Eril olan gökyüzü daima(daima atad r) hareketli, sorunlu, fliddetli, sald rgan, kat, haflin, yok edicidir. Buna karfl l k diflil yeryüzü/toprak ise uyumlu, sakin, sevecen, affedici, koruyucu, besleyici, üretken ve anaçt r. Bununla birlikte yeryüzü, yani toprak (anad r) içerdi i tohumlar n n yeflermesi, dahas yenilenme döngüsünü yaratabilmek için, gö ün suyuna ihtiyac vard r. Bu suyu ald ktan sonra, yeflermeye, canlanmaya, güzelleflmeye bafllar, eril gökyüzüne ise toprak anaya uymak düfler. Güzelleflme, canlanma, yenilenme, diflil varl klara ait kavramlard r. Neden eril varl klar(erkekler) bu amaçlara sahip de ildir? Bu amaçlar n peflinde koflulmas, eril dünya oldu u kadar, diflil dünya taraf ndan da hofl karfl lanmaz. Eril gökyüzü, ilahi düzen gere i daima, diflil, yani toprak anan n hizmetindedir. Eril gök, sözde eser, gürler, flimflekler çakar, sonuçta daima sakin, dingin, olan Toprak Ana n n dedi i olur. Özetle do ada, toprak anan n dedi i olur, eril gökyüzünün iktidar sözde kal r. Do adaki güzelli in, zenginli in, bereketin sa lanmas nda bunca katk s na ra men, gö ün ad pek an lmaz. Buna karfl l k, ne zaman toprak anada sorun ç ksa (örnek kurakl k, sel bask nlar ), hemen gök baba hat rlan r ve çok kere de o suçlu bulunur. 18 http://www.millifolklor.com

Nevruz un temelini yeni ve yenilenme oluflturur. Nevruz, do ada, do al olarak, do al unsurlarla ve do ayla birlikte yenilenmedir. Bu do al ideoloji, kültürel yarat larla daha anlaml, belirgin ve renkli hale getirilmifltir. Her toplum, do ay, kendi kültürüyle anlamland r r ve anlat r. Dolay s yla bu dönüflümün fark nda olan her toplum, do an n yeniden canlan fl, bahar n gelifli, kendi kültürel ba lam nda kutlar. Uzun süre göçebe ve yar -göçebe bir yaflam süren Türkler de tarih sahnesine ç kt klar andan itibaren bu mutlu, bolluk ve bereket getiren do al dönüflümü, kendi kültürel motifleriyle bezeyerek kutlamaktad rlar. Nevruz, özünde, toprak anan n yeflermesinin, canlanmas n n, güzelleflmesinin, kutlanmas d r. Bu törenlerde kad nlar n, di er kutlamalar n aksine, daha aktif ve nefleli olmalar ilginçtir. Di- er bir ifadeyle Nevruz, diflil dayan flman n, sevincin, mutlulu un kutlanmas - d r. Nitekim erkekler, do ay bütün olarak görüp alg larken, kad nlar do an n en küçük ayr nt lar na dikkat ederler. Bu nedenle do a, kad nlar için daha anlaml d r. Do aya tutkun erkekler, çok kere ince ruhlulukla nitelenirler.bu nitelik ise, karizmatik (!) erkek kimli i bozar. Ne de olsa, ilahi diflil düzenin ortak kutlamas d r bu. Siyasal, askeri, dini kutlamalarda kad nlar pek aktif olarak yer almazlar. Onlar bu türden mücadele alanlar n ya erkeklere terketmifllerdir ya da erkekler kendilerine, do al düzende baflka bir alan b rak lmad için, bu alanlar yarat p onlarla u raflmaya bafllam fllard r. Ancak eril dünyan n kutlamalar nda, diflil dünyan n karlar aras ndan püskürttü ü nevruz çiçe- inin verdi i taddan, coflkudan, mutluluktan eser yoktur. Erkekler, Nevruz da biraz öteki olarak yer al rlar ve çok kere de kendi kutlama alanlar ndaki sahtelikten kurtulmak için, diflil kutlamaya k y s ndan köflesinden kat lmaya çal fl rlar. Yenilenme, daima bir yok olufl, tohumlanma, do um öncesi/yeniden var olman n yaratt bask /stres ve sonuçta da do um ve rahatlama, sevinç, sakinlik, huzur, dinginlik, devrelerini içerir. nsani alandaki bu olgunun ortaya ç kmas, küçük çapl, yak n akrabalar aras nda kutlan rken, do adaki yenilenme, bütün insanlar, hatta canl lar n kat l - m yla kutlanmaktad r. Nevruz, temelde, do al do umun kutlanmas d r. Türk milleti gibi, her toplum bu do al nedeni, kendi renkleriyle bezeyerek kutlamaya dönüfltürür. Nevruz, do al bir dönüflüm çevresinde yarat lan geleneklerin bileflkesi ya da pek çok gelene inin yarat lmas n sa layan, kültürel bir olayd r. Ancak bütün kültürel ö elerine karfl n, Nevruz un özündeki temel fikir, yenilenme dir. Nevruz kutlamalar nda uygulamalar n tamam, bireysel ve toplumsal aç dan yenilenme ye vurgu yapmaktad r. Takvim yapraklar n n kopar lmas, bir taraftan yafllanmay, yok oluflu, di- er taraftan da yeni bir y l n geliflini yani, yeniden ve yeni olarak var olmay ifade etmektedir. nsanlar, y l sonunu de il, y l bafl n kutlarlar. Garip olan, her iki kavramda ayn zaman noktas n ifade etmektedir. Son, ayn anda bafllang ç; bafllang ç, ayn zamanda sondur. nsanlar sonu de il, bafllang c, yeniyi kutlama e ilimindedirler. Son a tlarla, gözyafllar yla u urlan rken, bafllang ç sevinçle, kutlamayla karfl lan r. nsanlar hep bafllang çlar n, yenilenmenin peflinde mutlulu u yakalamak isterler. K fl sonu kutlamalar hep, yeni dönemin bafllang c anlam n ve coflkusunu tafl r. Di er bir deyiflle, yeni dönem, zahmetli, zorlu, s k nt l dönemin bitti i, mutlu bir an olarak alg lan r. Nitekim Anadolu da özellikle Do u Anadolu bölgesinde Büyük ya da Küçük Çile adlar yla yap lan kutlamalar, bu türdendir. Nevruz, k fl n çilesinin, dolay syla yoksulluk, yoksunlu un bitiflinin kutlanmas d r. Toprak http://www.millifolklor.com 19

Ana, insano luna bütün bereketini (bitkisel ve do al olarak hayvansal ve insani-anadolu da do umlar genelde baharda olur- alandaki bereket) sunar, böylelikle bolluk, bereket, mutluluk, sevinç yeniden dünyaya hakim olur. Do an n yenilenmesi, insanlar taraf ndan çeflitli uygulamalarla taklit edilir. Bu, bir bak ma do an n taklidiyle bireysel ve toplumsal yaflam için fayda sa lama çabas d r. Do adaki de iflmenin, dönüflümün bilincinde olan insano lu, do an nkini and ran çeflitli uygulamalarla yenilenmeye çal fl r. Afla da örneklenece i üzere, Anadolu da ve Türk dünyas nda, bu türden pek çok uygulama bulunmaktad r. Do adaki yenilenmenin, insano lu taraf ndan öncelikle alg lanan yan, atefl, su, toprak ve rüzgar alan ndaki de- iflme, dönüflüm, dahas yenilenmedir. Günefl daha çok görünmeye ve yeryüzü s nmaya bafllar(atefl alan ). Rüzgar l k esmeye, karlar n erimesiyle rmaklar kabarmaya bafllar. Gerçek bereket, s - nan topra n yeflermesiyle ortaya. Pek çok kültürde yarat l fl ve yenilenme mitlerinin as l dinamikleri olan, atefl, su, toprak ve rüzgar, Nevruz türünden pek çok bahar kutlamas n n da temelini meydana getirmektedir. Buradaki anlam, sözü edilen dinamiklerle yenilenme ya da bu unsurlardaki yenilenmedir. Ancak bu do al yenilenme, insano lu taraf ndan en aç k ve etkin bir flekilde toprakta gözlenmektedir. Gerçekte topraktaki yenilenme, di er dinamiklerdeki yenilenmenin, de iflimin, dönüflümün eseridir. Ancak insano lu, yenilenmenin son aflamas n oluflturan topraktaki yenilenme (yeflerme, gö erme) sayesinde bolluk ve bereketin ortaya ç kt na inan r. As l olan sonuçtur, di er dinamiklerdeki yenilenmenin de içinde oldu u süreç de ildir. Burada Anadolu daki Cemrelerin Düflmesi prati inde bu dönüflümün süreç olarak alg land n belirtmekte yarar vard r. Önce havaya, sonra su ve topra a düflen cemreler, do adaki dönüflümün bütüncül olarak alg land - n n kan t d r. Kentlileflen, sanayileflen, kitleselleflen ve dolay s yla do ayla ba lar zay flayan ya da kopan insanlar için, bu türden bir yorumlama, anlams z ve gereksiz oldu u kadar da ilkeldir. nsano lu süreçten çok, sonucun, yani topra n yenilenmesiyle, bolluk ve bereketini do urmas yla ilgilenir. Bu nedenle de günefl/atefl, rüzgar ve su ile ilgili kültürel uygulamalardan büyük bir bölümünü unutmufltur. Nevruz da bu sürecin biraz daha canl kalabilen ya da di er dinamiklerin gücünün de içinde eritildi- i/vurgulanabildi i, son aflama olan, topraktaki yenilenmenin sembolü haline geldi i için, hala kutlanabilmektedir. Do an n yeniden keflfi ya da onunla bar fl k ve uyum içinde yaflama düflüncesinin yayg nlaflmas sayesinde,günefl, rüzgar, su ile ilgili eski ya da yeni kültürel uygulamalar n yeniden ortaya ç kabilece i söylenebilir. Di er bir ifadeyle gelecekte, sanayileflme, modernite, kitleselleflme vb. olgularla önemini yitiren do- ayla ilgili kültürel yarat lar n say s nda art fl olacakt r(nevruz la ilgili yenilenme uygulamalar hk. bkz. Çay 1991, Atatürk Kültür Merkezi 1995 ve 2000, Milli Folklor 1996-2002 v.d.). A. Tarihi, Sosyo-Kültürel Aç - dan Yeni/lenme ve Nevruz: a.kutlaman n Ad ve Yeni/lenme: Nev-ruz, Türkler aras ndaki yayg n kullan m yla yeni gün(yengi gündür) anlam ndad r ve dolays z olarak yenili e, yenilenmeye, yeniye vurgu yapmaktad r. Kutlaman n ad n n, yenilenme den baflka bir anlam içermemesi dikkat çekicidir. Ayn flekilde bu bayram n çok kere Türkler taraf ndan, yenilenme anlaml, köklem(afganistan- Sar Pul), yengi gün, y l bafl, erkin kün, ulusun ulu küni adlarla kutland bilinmektedir. b.kutlama Zaman ve Yeni/lenme: 20 http://www.millifolklor.com