Zehra Aydüz, 1971 yılında Balıkesir de doğdu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü nü bitirdi. Özel kurumlarda tarih öğretmenliği yaptı. Evli ve üç çocuk annesi olan yazarın çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. Tarihi olayları hikâye şeklinde aktarmaya önem veren yazarın, Uğurböceği Yayınları nda, sekiz kitaptan oluşan Osmanlı Tarihi Dizisi nden başka, Taşı Toprağı Tarih İstanbul adlı bir kitabı daha bulunmaktadır. Ayrıca Muştu Yayınları nda Günebakan Çiçekleri, Zafer Yayınları nda ise Osmanlı Hikâyeleri adlı kitapları yayınlanmıştır... Yayın no: 148 OSMANLI TARİHİ -8 / Zehra Aydüz Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Doç. Dr. Salim Aydüz İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Tashih: Emine Aydın Isbn: 978 605 5523 49 7 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey Mh. Deve Kald r mı Cd. Gelincik Sk. No:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye Tel: (0 212) 446 21 00 - Faks: (0 212) 446 01 39 zaferyayinlari.com - zafer@zaferyayinlari.com - twitter.com/zaferyayinlari copyright 2012 1. Baskı: Eylül, 2012 Bas kı-cilt: Altınoluk Matbaacılık, 0 212 671 07 07
1. bölüm Tanzimat Fermanı nın İlanı... 13 Mustafa Reşit Paşa ve Batı Hayranlığı... 19 Londra Boğazlar Sözleşmesi... 21 Hasta Adam... 24 Kırım Savaşı (1853-1856)... 27 Silistre Müdafaası... 30 Kırım Savaşı nın Sonuçları ve Paris Antlaşması... 35 Sultan Abdülmecit i Yakından Tanıyalım... 37 Sarayda Kandil Alayı... 42
2. Bölüm Sultan Abdülaziz Dönemi Sultan Abdülaziz in Tahta Çıkışı... 46 Sultan Abdülaziz in Avrupa Seyahati... 48 Yenilikler ve pek hayırlı işler... 51 Medine den Gönderilen Dilekçe... 52 Dünyanın En Güçlü Devleti... 53 Osmanlı Korkusu... 54 Genç Osmanlılar ve Sultan Abdülaziz in Tahttan İndirilmesi... 56 3. Bölüm Sultan II. Abdülhamit in Tahta Çıkışı ve I. Meşrutiyetin İlanı... 63 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı... 66 Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa... 68 Nene Hatun... 76 Ayastefanos Antlaşması... 81 Abdülhamit Döneminde Yapılan Atılımlar... 83 Abdülhamit in Dünyaya Uzanan Eli... 86 Hicaz Demiryolu... 89 Ertuğrul Gemisi... 96 Hatıralarla Abdülhamit Han... 100 Millet İşlerine Verilen Önem... 101 Adı Abdülhamit Olsun!... 103 Asker Elbisesine Düğme Diken Padişah Kızı... 107 II. Abdülhamit in Sağlık Konusundaki Atılımları... 108 4. Bölüm II. Meşrutiyet in İlanı... 113 V. Mehmet Reşat ın Başa Getirilmesi... 114 Durum Kötüye Gidiyor... 115 Trablusgarp Savaşı... 117 I. Balkan Savaşı... 119 II. Balkan Savaşı... 123 5. Bölüm I. Dünya Savaşı nın Başlaması... 127 Osmanlı Devleti nin Savaşa Girişi... 128 Osmanlı Devleti nin Savaştığı Cepheler... 131 V. Mehmet in Vefatı... 134
6. Bölüm Son Sultan Vahdettin Dönemi Sultan Vahdettin in Başa Geçişi... 139 Kurtuluş Savaşı nın Başlaması... 141 Vahdettin in Ülke Dışına Çıkışı... 146 Osmanlı nın Ardından... 149 SEVGİLİ OKUYUCULARIM, sizlerle yüzyıllar öncesine uzandık. Bu yolculuğumuz sırasında mütevazi yörük çadırlarına, görkemli saraylara, ihtişamlı konaklara, güleç yüzlü kervansaraylara, azametli camilere beraberce misafir olduk. Padişahlarımız, komutanlarımız, alim ve sanatkarlarımız bizlere kucak açıp yol gösterdiler. Osman Bey den fedakarlığı, Orhan Bey den yardımseverliği, Yıldırım Beyazıt tan sabır ve tevekkülü, Fatih ten azimle çalışmayı öğrendik. Yavuz la uzayıp giden çöllerde yol alırken, Kanuni ile Macaristan düzlüklerinde at koşturup, Barbaros la Akdeniz e yelken açtık. Ordularımız zaferler kazandığında İstanbul sokaklarında cümbüşler tertip ettik, kolkola girip halay çektik. Cepheden yürek yakan haberler gelince de sımsıkı sarılıp birbirimize, gözyaşlarımızı kederlerimize şahit gösterdik. Mimar Sinan, yüzyıllara meydan okuyan eserlerini inşa ederken, omuzlarımızda bir tuğla da biz taşıdık, azıcık dinlenmek için yorgun bedenimizi asırlık bir çınara dayadık. Gümüş tasımızı III. Ahmet in Topkapı Sarayı nın girişine yaptırdığı çeşmeden doldururken, dualar etmeyi unutmadık. Serimizin sonuncu kitabında yine sizlerle birlikte yolculuğumuza devam edeceğiz. Yine beraber gülüp, beraber 9
ağlayacak, tarihin bize fısıldadığı öykülere beraberce kulak kabartacağız. Bu kitabımızda; türen padişahımızı, nan Musa Paşa nın muhteşem Silistre müdafaasını, gilenen Osmanlı askeri kıyafetlerinin ne anlama geldiğini, yan padişahı, *Askerlerine çekirge yedirerek Medine müdafaasına devam eden Fahrettin Paşa yı, yıkılışını, lasını beraberce öğreneceğiz. Hadi ne duruyorsunuz, çevirin sayfayı, maceramıza kaldığımız yerden devam edelim... Zehra Aydüz 10
Tanzimat Fermanı nın İlanı KIVIRCIK saçlı kendi küçük, sesi büyük tellal, damarlarındaki bütün kanı ağzında toplamak ister gibi nefeslendi. Kocaman ağzını sonuna kadar açarak var gücüyle bağırdı: Hey ahali, duyduk duymadık demeyin! Patiska perdelerin arkasındaki gölgeler hareketlendi. Bütün İstanbul sessizliğe bürünüp, tellalın söyleyeceklerine kulak kabartıp dinlemeye koyuldu. Acaba duymadık denemeyecek kadar önemli ne olabilirdi? Tellal söyleyeceklerine heyecan katmak için şevk içinde davulunun tokmağına bir kez daha dokundu: Güm be de güm güm! Güm be de güm güm! Padişahımızın fermanıdır. 3 Kasımda Gülhane Bahçesi nde toplanılacaktır. Hattı hümayun herkesin huzurunda okunacaktır. Güm be de güm güm! Güm be de güm güm! Tellalın gümbürtüyle geçmesinin ardından pür dikkat dinlemesine rağmen hiç bir şey an- 13
OSMANLI TARİHİ-VIII OSMANLI TARİHİ-VIII layamayan Sacide Hanımanne yi müthiş bir merak sardı. Davulun güm gümlerini tek tek saymıştı ama tellalın dediklerinden bir şey anlayamamıştı. Evlatlığı Naciye ye seslendi: Kız Naciye! Duydun mu, tellal ne dedi? Duydum duydum hanımanne. Padişahımız ferman etmiş. Bundan böyle bahçelerde gül ile kasımpatı yetiştirilecekmiş. Yetiştirmeyenlere herkesin huzurunda sopa atılacakmış. Ha iyi iyi, bizim bahçede zaten çeşit çeşit gül bulunuyor. Söyleriz Arap Kalfa ya biraz da kasımpatı tohumu getirir, onları da araya sıkıştırıverir, olur biter. Naciye kız ile Sacide Hanımanne tellalın söylediklerinden hiç bir şey anlamasa da İstanbullu anlaması gerekeni anlamış, padişahın isteği üzerine bütün halk 3 Kasım da Gülhane Bahçesi ni doldurmuş, merak içinde hattı hümayunun okunmasını bekliyorlardı. Gülhane Bahçesi nde sadece tellalın kuvvetli çağrısına uyarak gelen İstanbul halkı yoktu. Bütün devlet görevlileri, âlimler, memurlar, subaylar, lonca başkanları, Rum ve Ermeni Patrikleri, Hahambaşı, yabancı ülke temsilcileri de bulunuyordu. Hatta Fransa kralının oğlu Prens meydana kurulan büyük çadırda yemeklerini yiyip kendileri için özel ayrılan yere gidip oturmuşlardı. Kalabalıktan fısır fısır konuşmalar yükseliyor, duyulan merak giderek artıyordu. Padişah Abdülmecit de Gülhane de bulunan kasra inmiş, töreni buradan izliyordu. Uygun vakit geldiğinde toplar atılmaya başlandı. Topların gümbürtüsü insanların yürek gümbürtüsüyle karıştı. Acaba şimdi ne olacaktı? Top atışının ardından Sadrazam Mustafa Re- 14 15
OSMANLI TARİHİ-VIII OSMANLI TARİHİ-VIII şit Paşa, meraklı bakışlar altında meydanın ortasına kurulan yüksekçe kürsüye ağır ama kendinden emin adımlarla yavaş yavaş ilerledi. Birkaç basamağı telaşsızca çıkarak kürsünün ortasına yerleşti. Padişah tarafından kendisine gönderilen kırmızı keseyi alıp öptü, yavaşça alnına kondurdu. Kesenin içindeki fermanı çıkartıp Tanzimat Fermanı olarak tarihlere geçecek olan metni bütün devlet adamlarının, davetlilerin ve halkın önünde yüksek sesle okumaya başladı: 1-Herkes kanun önünde eşit olacaaaaaak. 2-Vergiler herkesin gelirine göre alınacaaaak. 3-Müslüman ve Hıristiyan bütün halkın ırz, namus can ve mal güvenliği devletin garantisi altında olacaaaaak. 4-Mahkemeler açık olacak, kimse yargılanmadan cezalanmayacak. 5-Askerlik işleri düzene konacak. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa nın gür sesiyle ferman okunmuş, alkışlar, top atışları arasında kutlama yapılmaya başlanmıştı. Ancak halk, bu fermanın içeriğinden hiçbir şey anlamamış şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı. Sonunda birisi dayanamadı, yanındakine daha bir sokularak lafı ağzında geveler gibi sordu: Ağam ne oldu şimdi? Mustafa Paşa nın okuduğu kağıtta yazanlar ne anlama geliyor? Diğeri omzunu silkerek cevapladı: Hiiiiç! Bundan sonra gavura gavur demeyecekmişiz. Ülkemizde anayasallaşma hareketlerinin başlangıcı olarak görülen Tanzimat Fermanı ne yazık ki halk tarafından anlaşılamamış, zaten gariban halka da pek bir faydası olmamış, ancak içimizde yaşayan azınlıkların ekmeklerine yağ sürmüştür. Tanzimat Fermanı topraklarımızda yaşayan Hıristiyan ve Yahudilere büyük imkânlar sağladı. Azınlıklar ticarette, hukukta, mahkemelerde birçok avantaj elde etti. Kısa zaman içinde ticareti ellerine geçirip, kendilerine sağlanan her türlü kolaylığı tepe tepe kullanarak büyük güç sahibi oldular. Ne yazık ki bu güçleriyle başımıza türlü çoraplar örmekten de geri kalmadılar. 16 17