TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDAKİ KRİZİN GAZİANTEP VE HATAY BÖLGESİ EKONOMİLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Rapor No: 12 EKİM - 2012 ULUSLARARASI ORTA DOĞU BARIŞ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ - IMPR
TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDAKİ KRİZİN GAZİANTEP VE HATAY BÖLGESİ EKONOMİLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ IMPR EKİM 2012
IMPR-2
BU RAPOR ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ NİN DESTEĞĠYLE HATAY VE GAZĠANTEP TE GERÇEKLEġTĠRĠLEN SAHA ÇALIġMALARI SONUCU HAZIRLANMIġTIR. PROJE EKĠBĠ OLARAK ABANT ĠZZET BAYSAL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜNE GÖSTERMĠġ OLDUĞU TOPLUMSAL DUYARLILIK ĠÇĠN TEġEKKÜR EDERĠZ. HAZIRLAYANLAR DOÇ. DR. VEYSEL AYHAN, IMPR BaĢkanı, Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi YRD. DOÇ.DR MÜSLÜM BASILGAN, IMPR DanıĢmanı, GümüĢhane Üniversitesi ÜMĠT ALGAN, IMPR AraĢtırmacısı, Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü IMPR-3
IMPR-4
İÇİNDEKİLER ÖZET: SURİYE KRİZİNİN GAZİANTEP VE HATAY EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİSİ... 6 I. BÖLÜM... 9 TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİ: 2011 ÖNCESİ DÖNEM... 9 I. TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİ: ÇATIŞMADAN STRATEJİK MÜTTEFİKLİĞE... 10 II. İZALOSYON BASKISI ALTINDA TÜRKİYE NİN ESAD REJİMİNİ DESTEKLEMESİ 13 III. ANKARA-ŞAM HATTINDA İŞBİRLİĞİ VE DİYALOG: ENTEGRASYON GİRİŞİMİ 16 IV. BÖLGESEL GELİŞMELERİN TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNE YANSIMASI:... 20 ENTEGRASYONDAN ÇATIŞMAYA... 20 A. ANKARA ŞAM HATTINDA GERGİNLİĞİN BAŞLAMASI... 21 B. TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNDE ÇATIŞMA SÜRECİ... 24 II. BÖLÜM... 28 EKONOMĠK YAPTIRIMLAR VE GENEL EKONOMĠK ETKĠLERĠ... 28 I. TÜRKİYE VE SURİYE ARASINDAKİ EKONOMİK İŞBİRLİĞİNİNİN EKONOMİK YAPTIRIMLARA DÖNÜŞMESİ... 29 A. KARŞILIKLI EKONOMİK YAPTIRIMLAR DÖNEMİ... 30 B. EKONOMİK YAPTIRIMLARIN GENEL ETKİLERİ... 33 III. BÖLÜM... 36 TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDAKİ KRİZİN GAZİANTEP VE HATAY BÖLGESİ EKONOMİLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: SAHA ARAŞTIRMASI SONUCU YAPILAN TESPİTLER VE ÖNERİLER... 36 I. YAPTIRIMLARININ GAZİANTEP EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: SAHA ARAŞTIRMASI SONUCU YAPILAN TESPİTLER VE ÖNERİLER... 37 A. KARŞILIKLI YAPTIRIMLARIN DOĞRUDAN GAZİANTEP E EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ... 42 B. SURİYE DEKİ GAZİANTEPLİ ŞİRKETLERİN DOĞRUDAN YATIRIMLARI VE İHRACATLARI BAĞLAMINDA KRİZDEN ETKİLENMELERİ... 43 C. YAPTIRIM VE KRİZİN YEREL EKONOMİYE DOĞRUDAN VE DOLAYLI ETKİSİ... 45 D. KRİZİNİN ETKİSİNİ AZALMAK İÇİN GAZİANTEPLİLERİN TALEP ETTİKLERİ DESTEK ADIMLARI: ÖNERİ VE TAVSİYELER... 47 II. YAPTIRIMLARININ HATAY EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: SAHA ARAŞTIRMASI SONUCU YAPILAN TESPİTLER VE ÖNERİLER... 50 A. SURİYE NİN HATAY İHRACATINDAKİ KONUMU: KRİZ ÖNCESİ VE KRİZ SONRASI DÖNEM... 51 B. SURİYE İLE YAŞANAN KRİZİN YEREL EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ... 55 C. SURİYE KRİZİNİN KARA YOLU TAŞIMACILIĞI BAĞLAMINDA HATAY EKONOMİSİNE OLAN ETKİSİ... 58 D. KRİZİNİN ETKİSİNİ AZALMAK İÇİN HATAYLILARIN TALEP ETTİKLERİ DESTEK ADIMLARI: ÖNERİ VE TAVSİYELER... 61 IMPR-4
TABLO VE ŞEMALAR LİSTESİ: Tablo 1: 2010 Yılı Türkiye İl İhracat Sıralaması (Milyon Dolar)... 39 Tablo 2: 2011 Yılı Türkiye İl İhracat Sıralaması (Milyon Dolar)... 40 Tablo 3: Bölge Ülkeleri İhracat Rakamları 2010-2011... 40 Tablo 4: Gaziantep in Suriye İhracatı (Milyon Dolar)... 41 Tablo 5: Gaziantep'in Suriye İhracatı (Milyon Dolar) 2010-2012... 41 Tablo 6: Gaziantep'in Suriye İhracatı 2011-2012... 41 Tablo 7: Gaziantep'in 2011-2012 Ülke İhracatı (Milyon Dolar)... 41 Tablo 8: 2010 Yılı İhracatında ilk 10 il (milyon dolar)... 52 Tablo 9: 2011 Yılı İhracatı (Milyon Dolar)... 52 Tablo 10: Hatay 2010 Yılı İhracatı (USD Dolar)... 53 Tablo 11: 2011 İhracatı (USD Dolar)... 53 Tablo 12: Suriye ye ilk 7 ay ihracatı (Milyon DOlar)... 54 Tablo 13: TÜİK 2008-2011 Hatay Ulusal Ulaşım İstatistikleri... 55 Tablo 14: TÜİK 2008-2011 Uluslararası Ulaşım İstatistikleri... 56 Tablo 15: TÜİK 2008-2011 Uluslararası Yabancı Hareketliliği İstatistikleri... 56 Tablo 16: Taşımacılık ve Araç Sayısı... 59 IMPR-5
Özet: Suriye Krizinin Gaziantep ve Hatay Ekonomisi Üzerine Etkisi Ankara-Şam hattındaki siyasi sürecin işbirliğinden çatışmaya dönüşmesi doğal olarak iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin sorgulanmasına yol açmıştı. Kasım 2011 tarihine kadar ekonomik ilişkilerde herhangi olumsuz bir adım atılmamıştı. Suriye de olayların sürmesine paralel olarak Türkiye de muhaliflere destek vermeye başlamıştı. 16 Kasım 2011 tarihinde Fas ın Başkenti Rabat ta Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısı ve Türk-Arap İşbirliği Forumu sırasında Türkiye Suriye ye yaptırım uygulamaya başlayacağının açık işaretlerini verdi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu yaptığı açıklamada Suriye halkına zarar vermeyecek müeyyideleri uygulamaya kararlı olduklarını ifade etmişti. 2011 Kasımından itibaren her iki ülkede de karşılıklı bir şekilde yaptırım politikalarını hayata geçirmeye başlamıştır. Bunların dışında iç savaşın da bir etkisiyle Suriye deki ticareti hayat durma noktasına gelmiştir. Ancak yaptırım kararının yalnızca Suriye üzerinde değil aynı zamanda Türkiye ekonomisi ve özellikle sınır illeri üzerinde de olumsuz sonuçlara yol açacağı açıktı. Bu kapsamda Türkiye den bakacak olursak son on yılda hızlı bir gelişme gösteren ve 2.6 milyar doların üstüne çıkan ticaret hacminin ve Türkiye den Suriye ye gerçekleştirilen yatırımların da durma noktasına geldiği görülmektedir. Oysa Ankara ve Şam arasındaki ticaret hacminin 2012 sonu itibariyle 5 milyar dolara çıkartılması hedeflemekteydi. Ayrıca yılara göre değişmekle birlikte yaklaşık 450 bin ticari araçta Türkiye den Suriye ye geçiş yapmaktaydı. Bunların bir kısmı Suriye de kalırken önemli bir kısmı Ortadoğu ve Uzak Doğu pazarına mal taşımaktadır. Diğer yandan Rakka da Güriş tarafından kurulan çimento fabrikası ve Asi nehri üzerindeki 280 milyon Avro luk yatırımın da durması, Halep ve Şam da yapılan Türkiye menşeli otellerin, El-Şeyh Nacar Sanayi bölgesinde üterim yapan Gaziantep merkezli fabrikaların geleceği de tartışmalı hale gelmişti. 1 Suriye de yatırım yapan Türk firmalarının sayısı kriz öncesi dönemde sürekli artarken Şam Ticaret Müşavirliği verilerine göre, Suriye de resmi olarak yaklaģık 300 milyon dolar tutarında Türk yatırımı bulmasına karģın, söz konusu rakamın 1 milyar doların üstün olduğu belirtilmektedir. Nitekim, Türkiye, Suriye de gerçekleştirilen doğrudan yatırımlar arasında tutar açsından ikinci, yatırım sayısı itibariyle ise birinci ülke konumundadır. Suriye gerçekleştirilen yatırımların önemli bir kısmında Suriyeli ortak yer aldığından bu yatırımların çoğu yabancı yatırımcı olarak resmi istatistiklerde yer almamaktadır. 2 Suriye deki önde gelen Türk yatırımları arasında Güriş e ait 2 çimento fabrikası Dedeman Grubu na ait 3 otel (Şam, Halep ve Palmeria), Anadolu Grubu na ait ve yatırım aşamasında olan Coca-Cola İçecek dağıtım organizasyonu, Akteks e ait 2 tekstil fabrikası ve Suriye-Türkiye Ticaret Merkezi ne ait 2 tekstil fabrikası öne çıkanlar arasında yer almaktadır. Şam da Aslan Makine ye ait bir deri makinesi fabrikası bulunmaktadır. Suriye de Emsaş İnşaat, İzopoli, Mescioğlu Mühendislik, TPIC-TPAO, THY, Jet Turizm, Has Turizm, Özhan Turizm, Güney Turizm, Ortadoğu Alüminyum, Karpen, EAS Elektronik gibi Türk firmaları da faaliyet gösteriyor. 3 Bunların dışında örneğin Halep te yatırım aşamasında olan plastik fabrikası gibi bir çok yatırım bulunmaktaydı. Bunların önemli bir kısmının fizibilite aşaması ve hukuki süreçler için ciddi giderler gerçekleştirilmiştir. Aynı Ģekilde hem Türkiye-Suriye hem de Ürdün-Suriye sınırında kayıt dıģı diye nitelendirebileceğimiz önemli bir sınır ticareti bulunmaktaydı. Temel ihtiyaç maddeleri baģta olmak üzere, sigaradan Ģekere kadar bir çok mal sınırdan karģılıklı olarak geçmekteydi. Sınır ticaretinin durma noktasına gelmesi ise Kilis, Gaziantep, Mardin ve Hatay illeri ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Sınır ticaretinin miktarı net olarak bilinmese de bunun Gaziantep ve Hatay için yaklaşık 2 milyar dolar civarında olduğu yerel aktörlerce dillendirilmektedir. Sınır ticaretinin durma noktasına gelmesi, sınır ticaretiyle geçiminin sağlayan binlerce ailenin de ekonomik sorunlar yaşamasına yol açacaktır. 1 Özlem Tür, 2000 lerde Türkiye - Suriye İlişkilerinin Siyasi-Ekonomisi, Orta Doğu Analiz, cilt: 3, Sayı:31-32, s. 36 2 Haziran, 2012 Gaziantep ve Temmuz da da Hatay da proje ekibi tarafından gerçekleştirilen iş toplantılarında belirtilmiştir. 3 http://www.patronlardunyasi.com/haber/simdi-suriye-ye-yatirim-zamani-/78701 IMPR-6
Bunların yanı sıra küçük esnaf olarak tanımlanan kesimlerin de karşılıklı yaptırımlardan etkilenmesi beklenmekteydi. İki ülke arasında gelişen ilişkilerin getirdiği karşılıklı ziyaretlerden dolayı otellerden, baklavacılara kadar bir çok küçük esnaf karģılıklı bir Ģekilde uygulanan yaptırım politikaların olumsuz etkilenmesi beklenmekteydi. En başında krizle birlikte turizm alanında faaliyet gösteren kesimlere etkisi büyük yatırımcılardan daha fazla olacağı açıktı. Kriz ve yaptırım kararları ile birlikte turizm sektörüne yatırım yapan esnaflarda süreçten etkilenmeye başlamıştı. Özellikle Hatay bölgesinde yatırımları bulunan esnaf ciddi bir ekonomik sıkıntı içerisine girmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda Suriye nin Gaziantep ekonomisi açısında taşıdığı önemi 5 başlıkta toparlamak gerekir. 4 1. Doğrudan Suriye ye Gaziantep üzerinden yapılan ihracat. 2. Doğrudan Suriye ye yapılan yatırımlar. 3. Bir güzergah olarak Suriye üzerinden uluslararası pazarlara yapılan ihracat. 4. Sınır ticaretinin getirdiği kayıt dışı ekonomi 5. Turizm, sağlık turizm, karşılıklı ziyaret temelinde doğrudan küçük esnafı etkileyen ekonomik hareketlilik Gaziantep in Suriye Ġhracatı (Aylık/Milyon Dolar) Tarihler Toplam Toplam 2010 Aralık-2011 Aralık 10.506 2.874 2011 Ocak-2012 Ocak 9.674 2.774 2011 Şubat-2012 Şubat 10.049 2.664 2011 Mart-2012 Mart 10.775 3.259 2011 Nisan-2012 Nisan 8.427 2.831 Tablo 1: Gaziantep in Suriye Ġhracatı (Milyon Dolar) 2011 ve 2012 Ağustos ayları ihracatı kıyaslanacak olursa ekonomik düşüşün geldiği noktayı daha iyi analiz edebiliriz. Gaziantep in Suriye Ġhracatı (Milyon Dolar) Tarihler Toplam Toplam 2010 Ağustos-2012 Ağustos 10.506 2.874 Tablo 2: Gaziantep'in Suriye Ġhracatı (Milyon Dolar) 2010-2012 2011 in ilk 8 ayı ve 2012 nin ilk 8 ayını üzerinden bakacak olursak; Ancak, veriler üzerinden bakıldığında bunun da doğrudan Suriyelilerden kaynaklanan ve yerel turizmin canlanmasına rağmen giderilemeyen kaybın 110-150 milyon dolar arasında olduğu ileri sürülebilir. Kayıt dışı ekonomi olduğundan söz konusu gelirlerin toplam miktarını verebilmek oldukça güçtür. Bazı Antepli iş adamlarına göre sınır ticareti kapsamında değerlendirecek paranın miktarı 1 milyar doları aşabilir Büyük ve küçük ölçekli firmalarla birlikte Suriye içinde doğrudan yatırım yapan şirket sayısı yaklaşık 150 civarındadır. Gaziantep te görüştüğümüz çeşitli iş kolları yöneticileri ve Odalardan elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda Anteplilerin doğrudan Suriye de yatırımlarının miktarının 250-300 milyon dolar civarında olduğu belirtilmiştir. Bunlar arasında 10 büyük firmanın 120-150 milyon dolarlık yatırımları bulunmaktadır. Krizle birlikte bazı firmalar temel mallarının bir kısmını çekmeyi 4 Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Yerel Basın Mensuplarıyla gerçekleştirilen toplantılar ve esnafların görüşleri bağlamında bir sınıflandırma gerçekleştirilmiştir. IMPR-7
başarırken Akteks İplik gibi firmaların yaptığı yatırım doğrudan Suriye rejimine bağlı güçler tarafından yakılmıştır. Ayrıca diğer firmaların ise çalışamaz hale geldiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla Suriye ile yaşanan krizin doğrudan Anteplilerin Suriye deki yatırımlarına etkisi bağlamında düşünüldüğünde 250-300 milyon dolarlık bir kaybın olduğu ileri sürülebilir. Bununla birlikte Suriye sürekli büyüyen bir ihraç ve yatırım kapasitesine sahip olmasından dolayı Gaziantep ekonomisi açısından oldukça önemli görülmekteydi. Antepli iş adamlarına göre Suriye ile ilişkiler sürmüş olsaydı çok kısa süre içerisinde yalnızca Antep ekonomisi 1 milyar dolarlık bir ihraç ve bir o kadarda doğrudan yatırımlarla Suriye ekonomisinde en güçlü iller arasında yer alabilecek bir potansiyelleri bulunmaktaydı. Bundan dolayı Suriye konusu salt veriler üzerinden değil, gelişme potansiyeli ile birlikte irdelenmesi gerekilen bir piyasa olarak dikkate alınmalıdır. Türkiye ile Suriye arasında yaşanan siyasi krizin ekonomik yaptırımlara dönüşmesinin ardından söz konusu ekonomik yaptırımların özellikle Hatay ekonomisi üzerinde de önemli bir yansımasının olabileceği ileri sürülmekteydi. Bu kapsamda öncelikli olarak Suriye ile yaşanan yaptırımların doğrudan Hatay ekonomisi üzerindeki etkilerine ve krizden etkilenen kesimlerin taleplerine yer vermekte yarar vardır. Ancak, Gaziantep ten farklı olarak Hatay ile Suriye arasında tarihsel olarak sürekli bir ticari ve toplumsal ilişkinin olduğunu belirtmek gerekir. Toplumsal düzeyde tarihsel ve yoğun akrabalık bağlarının yanı sıra Hatay ilinde Arapçanın da kullanılıyor olması iki taraf arasındaki ticari ilişkilerin sürmesine katkı sağlamıştı. Dolayısıyla Hatay ile Suriye arasındaki ticari ilişkileri Gaziantep ten farklı değerlendirmek gerekir. Suriye ile ticaretin durma noktasına gelmesi ise yıllardır Suriye ile ticaret yapan Hataylıları daha derinden etkileme potansiyeli taşımaktadır. Bu kapsamda Suriye nin Hatay ekonomisi açısında taşıdığı önemi 4 başlıkta toparlamak gerekir. 1. Doğrudan Suriye ye Hatay üzerinden yapılan ihracat 2. Bir güzergah olarak Suriye üzerinden Hataylı firmalar tarafından uluslararası pazarlara yapılan ihracat 3. Sınır ticaretinin getirdiği kayıt dışı ekonomi 4. Turizm, sağlık turizm, karşılıklı ziyaret temelinde doğrudan küçük esnafı etkileyen ekonomik hareketlilik Dolayısıyla Suriye krizi Hatay ı yukarıdaki 4 alanda da etkilemiştir. Etki miktarını doğrudan ve dolaylı bir şekilde hesaplamak gerekir. Genel olarak bakıldığında Hatay ekonomisinin bir çöküş yaşamaya başladığı gözlemlenmektedir. Rakamsal olarak ifade edildiğinde bunun 1 milyar doların üstünde bir etki olduğu gözlemlenmektedir. Ancak bu rakam dolaylı etkilerle birlikte çok daha yüksek bir rakama ulaşabilir. Dolayısıyla raporda da belirtildiği üzere nakliye sektörü, esnaf, sınır ticareti, turizm yatırımları ve doğrudan Suriye deki yatırımlar birlikte düşünüldüğünde Suriye krizinin 2 milyar doların üstünde Hatay ekonomisine bir etkisi olduğunu ifade etmek gerekir. Ancak, 208-2011 arası dönemde elde edilen gelirlerin etkisiyle Hataylıların bir birikim elde ettiği ve krizin baş göstermesiyle eldeki birikimlerini tüketmeye başladığını belirtmek gerekir. Dolayısıyla şayet Hatay a özgü bazı planlamalar kısa süre içerisinde hayata geçirilmezse Hatay bölgesinde oldukça önemli sosyo ekonomik sorunların yaşanmaya başlayacağını şimdiden öngörmek gerekir. Cilvegözü Sınır Kapısı EĢya taģımalı ve eģya dolu taģımacılık, araç sayısı Temmuz 2010 15.000 Temmuz 2011 15.000 Aralık 2011 7.980 Temmuz 2012 3.023 Ağustos 2012 30 Tablo 3: TaĢımacılık ve Araç Sayısı IMPR-8
I. BÖLÜM TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİ: 2011 ÖNCESİ DÖNEM IMPR-9
I. TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİ: ÇATIŞMADAN STRATEJİK MÜTTEFİKLİĞE Türkiye Suriye ilişkileri II. Dünya Savaşı sonrası Suriye nin bağımsız bir devlet olarak uluslararası sisteme katılmasıyla başlamıştır. Ancak, ilişkilerin hukuksal boyutu bir yana bırakıldığında iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel geri planı her iki toplumun ortak bir tarih, kültür ve medeniyet inşasını uzunca bir dönem birlikte gerçekleştirdiği gibi bir realiteyle karşı karşıya kalırız. Yavuz Sultan Selim in Mısır seferi sonrası Şam toprakları 1516-1918 tarihleri arasında İmparatorluk içerisinde ayrıcalıklı bir konumda yönetildi. Osmanlı İmparatorluğu sırasında Şam ın idari sınırları geniş bir şekilde tanımlanmışken bölgedeki Arap elitlerin yönetim özerkliğine de saygı gösterilmişti. Nitekim Suriye Osmanlı İmparatorluğunun yönetimi altında bir Lübnan veya Kuveyt le karşılaştırıldığında sorunsuz bir şekilde kalabilen bölgelerin başında gelmiştir. Nitekim, tarihsel bir olgu olarak I. Dünya Savaşı nın takip eden günlerde Fransa nın Suriye de kurulan bağımsız Suriye yönetimine karşı güç kullanma tehditleri karşısında Kral Faysal la askeri alanda işbirliği gündeme gelmiş ancak Ağustos 1920 de Fransa nın Suriye yi işgaliyle bu gerçekleşmemiştir. 1920 sonrası dönemde Türkiye-Suriye ilişkileri ilk önce Fransa nın ardında da ağırlıklı olarak Antakya, Ermeni sorunu, Fırat ve Dicle suyunun paylaşımı sorunu, PKK sorunu ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin etkisi altında kalmıştır. 1980 lerin ikinci yarısından sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal ın Suriye yle ilişkileri düzeltme ve sorunları çözme yönünde attığı adımlar Şam tarafından karşılıksız kalmasının ardından Ankara-Şam ilişkileri çatışmacı bir zeminde 1998 e kadar sürmüştür. 1998 yılı iki ülke ilişkilerinde oldukça kritik günlerin yaşandığı bir tarihtir. Bir yandan Türkiye nin PKK sorunu dolayısıyla güç kullanma tehdidi diğer yandan da Suriye nin Ankara ve İsrail arasında 1996 yılında imzalanan askeri işbirliği anlaşmasına karşı duyduğu güvenlik kaygıları ve endişe taraflar arasında yeni bir ilişki kurulmasını zorunlu kılmaktaydı. Dolayısıyla Türkiye-Suriye ilişkilerinde en kritik dönem 1998 yılında yaşanan gelişmelerdir. Türkiye nin sorunları güç kullanma yöntemiyle çözme iradesi sergilemesi Şam yönetiminin dış politikasını değiştirmesine yol açmış ve PKK lideri Öcalan ın Suriye den çıkartılmasıyla sonuçlanmıştır. Suriye nin güvenlik konusunda Türkiye nin taleplerini karşılamasının ardından Ankara yönetimi de su kaynaklarının paylaşımı başta olmak üzere Türkiye-İsrail ilişkilerinde Suriye nin rahatsızlığını giderici IMPR-10
diplomatik açılımlar ortaya koymuştur. Bu kapsamda her iki ülkenin de ilişkilerini barışçıl yöntemlerle geliştirme iradesini ortaya koymaları Ankara-Şam ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını aralamıştır. Bununla birlikte Türkiye-Suriye ilişkilerinin çatışmadan ve güvensizlikten işbirliği ve karşılıklı bağımlılık sürecine dönüşmesinde ise 2003 başında bir yandan ABD nin Irak a karşı askeri güç kullanma tehdidinde bulunması ve ardından da Suriye nin Lübnan daki etkisini ortadan kaldırma yönünde yürüttüğü diplomatik ve politik baskıların getirdiği bölgesel ve küresel düzeyde değişikliklerin etkisi oldu. Türkiye ile ABD arasında olası Irak işgaline katılım konusunda müzakerelerin sürdüğü bir dönemde Amerikan yönetimi 1991 deki Savaştan farklı olarak Suriye yönetimini Irak a karşı uygulanan BM ambargo kararlarına uymamakla suçlamıştı. Oysa aynı dönemde yalnızca Suriye değil aynı zamanda Türkiye ve Ürdün gibi Irak a komşu bölge ülkeleri de BM ambargo kararlarının dışına çıkarak Irak la illegal sayılabilecek bir petrol ticareti geliştirmişti. Esasında ABD nin Suriye politikası Şam ın olası bir Irak işgalini desteklemeyeceğinin anlaşılmasından sonra değişmeye başlamıştı. 11 Eylül saldırılarının hemen ardında Washington la terörizm konularında istihbarat paylaşımına giden Esad yönetimi Washington la ikili ilişkilerini geliştirme yönünde önemli bir adım atmıştı. Ekim 2001 de ABD tarafından terörü destekleyen ülkeler listesinde yer alan Suriye nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliğine seçilmesine ABD yönetimi doğrudan karşı çıkmamıştı. 5 2002 Martında Suriye ye karşı yaptırımlar uygulanmasını öngören Kongrenin kararlarına (SALSA-Suriye nin Sorumluluğu ve Lübnan'ın Egemenliğinin Yeniden Tesisi Yasası) muhalefet eden Beyaz Saray yönetimi Şam ın baskı ve diyalog yoluyla politikalarını değiştirmeyi hedeflemekteydi. 6 Bu çerçevede 2002 yılının sonlarına doğru Dışişleri Bakanı Powell Suriyeli meslektaşlarına bir baskı aracı olarak Irak-Suriye arasındaki petrol boru hattından duydukları rahatsızlıkları iletince Şam rejimi Washington a karşı varlığını korumak için farklı dış politika stratejileri geliştirme zorunluluğu duymaya başladı. 2003 başında Suriye yönetimi açıkça bir Amerikan işgaline karşı olduğunu açıklamasına karşın Türkiye nin pozisyonu netleşmiş değildi. Türkiye ABD nin Irak işgaline karşı çıkmakla birlikte Washington la bir dizi görüşme trafiği başlatması sözkonusu olmuştu. Dolayısıyla iki ülkenin bölge politikaları arasında bir koordinasyon olmadığı gibi farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştı. Şubat 2003 de Amerikan 5 M. Lederer, Syria Wins Seat on UN Security Council, Global Policy News, October 8, 2001, http://www.globalpolicy.org/component/content/article/196-membership/39972.html 6 International Crisis Group, Engaging Syria? U.S. Constraints and Opportunities, Middle East Report No:83, 11 February 2009, s. 3 IMPR-11
askerlerinin havaalanlarının modernizasyonu kapsamında bir yandan Türkiye ye konuşlanmaya başlanması diğer yandan da Akdeniz deki Amerikan donanmasına bağlı deniz gücünün varlığı Suriye yönetiminde Türkiye ye karşı ciddi bir rahatsızlığın oluşmasına yol açmıştı. Suriye toprakları tarihte ilk kez kuzeyden doğrudan Amerikan askeri varlığının tehdidi altına girmiş bulunmaktaydı. Bununla birlikte ABD nin baskılarına rağmen Suriye yönetimi Irak a karşı uygulanan uluslararası ambargoyu dikkate almayan politikalar yürütmüştü. 7 Türkiye-Suriye ilişkilerinde Irak işgali ve Amerikan politikaları bağlamında oluşan olumsuz havanın bozulmasında kritik gün 1 Mart 2003 tarihi oldu. 1 Mart 2003 tarihinde toplanan TBMM ABD nin beklentilerinin aksine Türkiye topraklarının olası bir Irak işgalinde kullanılmasına izin vermeyen tarihi bir karar almıştır. Amerikan askerlerine geçit kolaylığı sağlanmaması ABD de olduğu gibi tüm bölge ülkelerinde de beklenmeyen bir karar olmuştu. 1 Mart tezkeresinin TBMM reddedilmesinin ardından Türkiye topraklarına konuşlanan Amerikan askerlerinin ve teçhizatlarının İskenderun da demirlenen savaş gemilerine aktarılması Şam rejimini en azından kuzey sınırlarının güvenliği açısından rahatlatmıştır. Dolayısıyla Türkiye-Suriye ilişkilerinin gelişme zemini 1 Mart 2003 Tezkeresi ve ardından bölgesel düzeyde meydana gelen Irak işgali, ABD nin Suriye rejimine yönelttiği tehdit ve Türkiye nin sözkonusu politikalara verdiği reaksiyonlar olmuştur. 7 Ibid., s. 3 IMPR-12
II. İZALOSYON BASKISI ALTINDA TÜRKİYE NİN ESAD REJİMİNİ DESTEKLEMESİ Uluslararası kamuoyunun muhalefetine rağmen Amerikan yönetiminin 19 Mart 2003 tarihinde Irak ı işgal operasyonunu başlatması, bölgedeki güç dengelerinin ve ilişkilerinin büsbütün olarak bozulmasına ve yeni işbirliklerinin oluşmasına yol açmıştır. Bush iktidarının işgal öncesi dönemde Şam rejiminin desteğini alma yönündeki girişimlerinin başarısızlığa uğramasının ardından baskıcı bir politika benimsemesi gündeme geldi. Bu kapsamda gündeme gelen Suriye rejiminin diplomatik, politik ve ekonomik izolasyonu politikalarına ayrıca askeri caydırma politikası eklendi. 24 Martta Suriye toprakları içerisindeki bir yerleşim biriminin bombalanmasının ardından 8 28 Mart 2003 de Savunma Bakanı Donald Rumsfeld bizler içerisinde gece görüş teçhizatlarının da bulunduğu askeri malzemelerin Suriye sınırından Irak a aktarıldığı dair bilgilere sahibiz. Sözkonusu dağıtımlar doğrudan koalisyon güçlerinin yaşamlarını tehdit etmektedir. Rumsfeld sözlerinin devamında askeri malzemelerin aktarımında Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu ve düşmanca eylemler olarak görülen girişimler karşısında sessiz kalınmayacağını ifade etmiştir. 9 Rumsfeld in açıklamasından 3 gün sonra Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şara ise yaptığı açıklamada Suriye nin çıkarı işgalcilerin Irak ta bozguna uğramasını görmektir dedi. İki taraf arasındaki tansiyonun yükselmesinde 13 Nisan da Donald Rumsfeld in Suriye-Irak sınırında Amerikan askerlerini öldüren Iraklı direnişçilere ekonomik destek vermek isteyen kişilerin üzerlerinde binlerce dolar para ile yakalandığı açıklamasıyla daha da tırmanmıştır. 10 Beyaz Saray yönetimi aynı zamanda Ekim 2003 de İsrail in Suriye saldırısına destek vermiş 11 ve ardından da Aralık 2003 tarihinde Kongre nin 2002 yılında almış olduğu Suriye ye yaptırımlar öngören yasayı imzalayarak yürürlüğe koymuştu. Yasa, Başkan a gıda ve tıbbı malzemeler dışındaki her türlü ikili ticareti ve mal alış verişini durdurma yetkisinin yanı sıra Suriye rejimiyle diplomatik ilişkilerin düşürülmesi, Suriyeli diplomatların BM faaliyetleri dahil ABD deki seyahat özgürlüklerini sınırlama, Suriyeli şirketlere ait olan malvarlıklarına el 8 Radikal Gazetesi, 'Akıllı füzeler' Suriye'yi de vurdu 25.03.2003, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=70046 9 Donald Rumsfeld, Syrian Accountable Act, Sec:2, Paragraf 28. 10 Ibid., Paragraf 31 ve 32. 11 Stephen Zunes, U.S. Policy Toward Syria and the Triumph of Neaconservvativism, Middle East Policy, Vol:XI, No:1 (Spring 2004), s.55 IMPR-13
koyma yetkisi de veriyor. Başkan Bush un 11 Mayıs 2004'te başlattığı Suriye ye yaptırımlar çerçevesinde, ABD'deki çok sayıda Suriyelinin banka hesapları dondurulmuş, Commercial Bank of Syria ile bankacılık işlemleri durdurulmuş, Suriye den ve bu ülkeye uçuşlar askıya alınmıştı. Karardan sonra bir açıklama yapan Suriye Başbakanı Muhammed Naci Otri, ABD nin bu kararına tepki göstererek, karar haksız ve adaletsiz. Bununla birlikte bu yaptırımlar Suriye yi etkilemez demişti. 12 Amerikan yönetiminin Suriye ye karşı uyguladığı baskıyı artırdığı bir dönemde Lübnan eski başbakanlarından Refik Hariri nin 15 (2005) Şubatta bir suikast sonucu öldürülmesi Washington-Şam hattındaki krizi derinleştirdi. Beyaz Saray yönetimi suikastın hemen ardından Şam Büyükelçisini geri çekme kararı aldı. 18 Şubatta ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise Suriye'nin büyük problem oluşturduğunu öne sürerek, uluslararası toplumdan, başka ülkelerin iç işlerine karışan Suriye nin durdurulmasını talep etti. Senato'da konuşan Rice, Suriye'nin büyük problem olduğu konusunda kuşku yok. Uluslararası toplumun Suriye'nin yaptıklarına karşı birleşmesine ihtiyacımız var. Suriye hem kendi topraklarını hem de Güney Lübnan ı terörizmi desteklemek için kullanıyor dedi. 13 Özellikle Refik Hariri nin öldürülmesinden sonra Amerikan yönetimi, Suriye nin Lübnan daki askerlerini derhal ve önkoşulsuz çekmesi yönündeki baskılarını artırmıştı. Mart ayına gelindiğinde Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa dan Washington un bu talebine destek gelmiş; artan baskılar üzerine de Suriye, Nisan sonuna kadar Lübnan daki askeri varlığına son vereceğini açıklamıştı. Son Suriye birlikleri 27 Mart günü Lübnan topraklarından çekilmişti. Ancak Flynt Leverett tarafından kaleme alınan Inheriting Syria: Bashar's Trial by Fire adlı kitapta, Bush yönetimini oluşturan neokonzervativistlerin temel amacının Suriye de rejim değişikliğini gerçekleştirmek olduğunu, Lübnan ın ise bu projenin bir aşaması olduğunu ileri sürülmüştü. CIA ve Dışişleri Bakanlığı nda bir süre çalıştıktan sonra Ulusal Güvenlik Konseyi nde görev alan Leverett e göre İran ı hedef tahtasına koyan neo-conlar İran-Suriye ittifakının zayıf halkası olan Şam ayağını denetim altına almak istemektedir. 14 2005 Mayısında ABD Başkanı George W. Bush, Suriye nin Amerikan ulusal güvenlik, dış politika ve ekonomisi için hala tehdit oluşturduğu gerekçesiyle, bu ülkeye yönelik uygulanan yaptırımların bir yıl daha uzatıldığını açıklamıştı. Beyaz Saray ın yazılı açıklamasına göre, Başkan Bush, Suriye nin kitle imha silahları ile füze programını 12 ABD den Suriye ye Yaptırım Kararı, (11.05. 2004), http://www.ntv.com.tr/news/269629.asp 13 Zaman Gazetesi, ABD, Suriye ye Ağır Abluka için ilk İşareti Verdi, 18.02.2005 14 Patrick Seale, Comment: Eyes on Damascus Al-Ahram Weekly, Issue No. 741. IMPR-14
sürdürerek, terörizme destek verdiğini ifade etmiş ve Suriye nin ayrıca Irak'ın yeniden inşası ve istikrara kavuşması için ortaya konulan uluslararası çabaların altını oyduğu görüşünü dile getirmişti. 15 Sonuç olarak Başkan Bush un iktidarı döneminde ABD nin Suriye rejimini devirme yönündeki politikalarına geleneksel olarak Suriye yle iyi ilişkiler içerisinde olan Rusya ve Avrupalı ülkelerin de destek vermesi Şam ın yönetiminin daha da köşeye sıkışmasına yol açmıştı. Suriyeli akademisyen Mervan Kablavi ye göre 2003 ve 2004 yıllarında gerçekten de Suriye bir Amerikan işgali bekliyordu. Sayın Beşşar Esad yeni seçilmişti ve herkes Amerikan baskısı sonucu rejimin kaybedeceği gibi bir düşünceye kapılmıştı. Uluslararası kamuoyunda Sayın Esad ın Suriye yi uluslararası istikrara katkı sağlayan bir ülke haline getirme çabaları görmezden gelinmekteydi. Aksine bu şartlar altında Suriye ye Fransa gibi Avrupalı ülkelerin de bastırmasıyla bir BM yaptırımı uygulanması gündeme gelmiştir. Kablavi ye göre Bush yönetimi sırasında gündeme gelen Suriye müdahalesi İsrail ve ABD nin farklı çıkarlara ve politikalara sahip olmasından dolayı gerçekleştirilememişti. 16 Esad rejiminin diplomatik, ekonomik ve siyasi baskılardan kurtulma politikasına ise en açık destek doğrudan Türkiye den gelmiş olması Şam-Ankara hattında yeni bir ilişki boyutunun ortaya çıkmasına yol açmıştır. Nitekim Türkiye nin açıkça Suriye rejiminin yanında yer alması Şam ın Türkiye algılamasını etkilemiştir. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Abdulfettah Ammura bizler 11 Eylül sonrası özellikle de Hariri nin öldürülmesinden sonra ABD nin Suriye rejimi üzerinde baskı kurmaya yöneldiği zaman Türkiye nin buna karşı çıktığının bilincindeyiz. Bunları görmezlikten gelemeyiz diyerek Ankara nın politikalarından duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir. 17 Türkiye, Suriye nin müttefiki olan İran dan farklı olarak bir yandan Batıyla işbirliği içinde ve ABD yönetimine yakın dururken diğer yandan da Suriye nin uluslararası kamuoyuna açılan ticari ve diplomatik kapısı konumundaydı. İran ise Suriye nin daha da yalnızlaşmasına yol açabilecek bir müttefik olarak görülmekteydi. 15 Sabah Gazetesi, Şam'a 1 yıl Daha Yaptırım, (06.05.2005), http://www.sabah.com.tr/2005/05/06/dun100.html 16 Mülakat, Mervan Kablavi, 21.08.2008, Şam 17 Mülakat, Abdulfettah Ammura, 20.08.2008, Şam. IMPR-15
III. ANKARA-ŞAM HATTINDA İŞBİRLİĞİ VE DİYALOG: ENTEGRASYON GİRİŞİMİ Soğuk Savaş sonrası dönemde Türkiye-Suriye ilişkilerinde kırılmaya yol açan en önemli gelişmeler taraflar arasında 20 Ekim 1998 de imzalanan Adana Protokolü nden ziyade Türkiye nin ABD nin baskılarına rağmen Suriye rejimiyle ilişkilerini geliştirmesi ve Şam a uygulanmaya çalışılan izolasyon politikalarını kırmasıyla başlamıştır. Bu kapsamda Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ın 2004 te Türkiye yi ziyareti ilişkilerde bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Esad ın tarihi ziyaretinin ardından Kasım 2004 te Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El- Şara Ankara ya resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Aralık 2004 tarihinde ise bu kez Başbakan Erdoğan Şam a iki günlük resmi bir ziyaret düzenleyerek iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi yönündeki istenci ortaya koymuştu. Bu kapsamda taraflar arasında gerçekleşen diğer bir önemli görüşme ise 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer in 2005 Nisanında Suriye ye düzenlediği resmi ziyaret olmuştur. Cumhurbaşkanı Sezer in ziyareti, Şubat 2005 tarihinde eski Lübnan Başbakanlarından Refik Hariri nin öldürülmesinin hemen ardından ABD nin öncülüğünde ve Lübnanlı grupların da desteğiyle sürdürülen Suriye karşıtı kampanyalara rağmen Türkiye Fransa veya Rusya nın aksine Suriye yle başlatmış olduğu iyi komşuluk ve diyalog sürecini askıya almamıştır. Mart ayının başında Amerika nın Ankara Büyükelçisi Eric Edelman yaptığı bir açıklamada, Türkiye nin Suriye ye karşı oluşan uluslararası cephenin içinde yer alacağını umduklarını söylemişti. 18 Cumhurbaşkanı Sezer ise aynı günlerde yaptığı açıklamalarda Suriye ziyaretinin ertelenmesinin gündemlerinde olmadığını açıkça ifade etmişti. 2005 sonrası dönemde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı düzeyinde Türkiye-Suriye arasında onlarca resmi görüşme gerçekleştirilmiştir. Sözkonusu ziyaretler sırasında imzalanan ikili anlaşmalar ise Ankara-Şam arasındaki ekonomik, siyasi ve güvenlik diyalogunun kurumsallaşmasına ve belirli mekanizmalar çerçevesinde yürütülmesine katkı sağlamıştır. Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ın 16-19 Ekim 2007 tarihlerinde düzenlediği Türkiye ziyaretinde taraflar arasında, Türkiye ile Suriye Arasında İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalanmıştır. Mutabakat Zaptı nda, Siyasi ve Güvenlik, Ekonomi ile Enerji ve Su başlıkları altında, yürütülen ve gerçekleştirilebilecek projelere dair karşılıklı atılacak adımlara 18 Aslı Aral, Cumhurbaşkanı Sezer: 'Suriye'ye Gideceğim', Amerikan Sesi Haber, 16.03.2005, http://www.voanews.com/turkish/archive/2005-03/2005-03-16- voa10.cfm?renderforprint=1&textonly=1&&textmode=1&cfid=292977470&cftoken=97649481&jsessionid =6630a9fce995666879cc697266b407f7e271 IMPR-16
yer verilmiştir. Bu çerçevede güvenlik alanında işbirliğinin sürdürülmesi, karşılıklı yatırımların arttırılması, halen var olan mevcut sınır kapılarının mal ve insan geçişlerinin daha rahat gerçekleştirilmesi için iyileştirilmesi ve yenilerinin açılması, Arap Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ne yönelik çalışmaların hızlandırılması, TPAO ile Suriye Petrol Şirketi arasındaki işbirliğinin derinleştirilmesi, su konusunda ziyaretlerin ve görüş alışverişinin ilerletilmesi kararlaştırılmıştır. 19 Böylelikle 2004 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşma nın işlevselleştirilmesine dönük önemli bir adım atılmış olundu. İşbirliği Mutabakat Zaptının ardından 16 Eylül 2009 tarihinde ise Türkiye ile Suriye arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi nin kurulması anlaşması imzalanmıştır. Başbakanlar düzeyinde eş Başkanlık sistemini öngören Konseyin içerisinde dışişleri, içişleri, enerji, savunma ve tarım bakanlarının da bulunduğu sekiz bakandan oluşması öngörülmüştür. Ayrıca gerek görüldüğünde söz konusu Konseyin yapısı şartlara ve ihtiyaca göre genişletilecektir. Üzerinde mutabık kalınan anlaşmaya göre İşbirliği Konseyi Başbakanlar düzeyinde yılda en az bir kez toplanacaktır. Anlaşmanın imzalanmasının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Dışişleri Bakanı Davutoğlu Bakanlar Konseyi'nde Dışişleri, Enerji, Ticaret, Bayındırlık, Savunma, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarının yer aldığını belirtmiştir. Davutoğlu, adı geçen bakanlar yılda en az iki kez toplanarak ortak eylem planı hazırlayacaklarını ve hazırlanan ortak eylem planının Bakanlar Konseyi'nde ele alınıp kapsamlı bir çerçeveye oturtulduktan sonra iki başbakanın eş başkanlığında yapılacak olan Konsey toplantısında uygulamaya geçileceğini belirtmiştir. 20 Bu kapsamda ilgili bakanlıkların kendi aralarında işbirliğini güçlendirici plan ve projeler hazırlayacak ve sözkonusu projeler Başbakanlar düzeyinde gerçekleşecek toplantılarda gündeme gelecektir. Su kaynaklarının kullanımı, enerji alanında ortak projelerin hazırlanması ve askeri alanlarda stratejik işbirliğinin geliştirilmesi Konseyin çalışmaları arasında yer alacaktır. Bu çerçevede Türkiye ile Suriye arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi nin Bakanlar düzeyindeki ilk toplantısı da 13 Ekim 2009 tarihinde Halep ve Gaziantep te gerçekleştirilmiştir. Halep ve Gaziantep te gerçekleştirilen 1. Bakanlar Kurulu toplantısında Türkiye-Suriye arasındaki siyasi, diplomatik, ekonomik, ulaştırma, enerji, sağlık, eğitim, çevre, kültür, turizm, ziraat alanında işbirliğinin geliştirilmesinin yanı sıra güvenlik ve askeri alanlarda işbirliğinin güçlendirilmesi gündeme gelmiştir. 1. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı 19 Dışişleri Bakanlığı Resmi Wepsitesi, Türkiye-Suriye Siyasi İlişkileri, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-suriyesiyasi-iliskileri-.tr.mfa 20 Turkish New York News, Türkiye ile Suriye Arasında Büyük Anlaşma, 16.09. 2009, http://www.turkishny.com/en/headline-news/15525-turkiye-ile-suriye-arasinda-buyuk-anlasma.html IMPR-17
açıklamada Türkiye ve Suriye arasındaki işbirliğini stratejik olarak nitelendiren Davutoğlu bütün yapılanlar bölgeye mesaj niteliği taşıyor, bu anlayışın ekonomik ve kültürel bütünlük sağlamasını ve bütün bölgeye yaygınlaşmasını umut ediyoruz ifadelerine yer vermiştir. Davutoğlu üstü örtülü bir şekilde Türkiye Suriye dostluğunun ve birlikteliğinin ortak tarih, kader ve gelecek şiarı kapsamında derinleştirileceğini belirtmiştir. 21 Öte yandan toplantı sırasında en kritik kararlardan biri de güvenlik alanında alınanlar olmuştur. Bu doğrultuda iki taraf arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşması imzalanacağını resmen açıklanmıştır. Ayrıca iki taraf arasında ayrıca geniş katılımlı ortak bir askeri tatbikat yapılması kararı alınmıştır. Suriye Savunma Bakanı Ali Habib güvenlik alanındaki işbirliğinin Türkiye ile Suriye arasında daha önce yalnızca iki sınır taburunun katılımıyla gerçekleştirilen askeri tatbikatın daha geniş kapsamlı bir askeri tatbikatla gelişerek süreceğini belirtmiştir. 22 Bu bağlamda Türkiye-Suriye ilişkilerinin kültürel, ticari, diplomatik, politik, bölgesel sorunlar karşısında ortak politikalar, çözümler ve güvenlik yaklaşımlar boyutunda karşılıklı bağımlılık ve entegrasyon temelinde derinleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerin salt hükümetler düzeyinde imzalanan anlaşmalar çerçevesinde kalmadığını belirtmek gerekir. Arap dünyasında gösterime giren Türk dizilerinin hemen hemen tümü ilk başta Suriye de gösterime girmekte ardından da Suriye Arapçasıyla tüm Arap dünyasına sunulmaktadır. Dizilerin ve politik şahsiyetlerin fotoğrafları Şam daki alış veriş merkezlerinde satılan giyim ve diğer ticari malların üzerinde önemli fotoğraflar olarak yerini almış bulunmaktadır. Suriyeli entelektüellerden Samir al Taki nin de önemle üzerinde durduğu gibi son yıllarda Suriye de Türkiye algılaması büyük bir değişim geçirmektedir. Halk nezdinde Türkiye ye yönelik büyük bir ilgi bulunmaktadır. Bizler tarihi yeniden yazmak zorundayız. Ortak yanlarımızı yeniden ortaya çıkarmak zorundayız. 23 Suriye-Türkiye Parlamenterler Arası Dostluk Grubu Başkanı Milletvekili Abdülaziz Mekali Türkiye nin Suriye açısından önemli bir ülke olduğunu ve ilişkilerin stratejik düşünüldüğünde geliştirilmesinin her iki ülkenin menfaatine olduğunu belirtmiştir. Suriye nin Türkiye gibi bölgesel istikrara önem verdiğini ifade eden Mekali ye göre ekonomik ilişkiler toplumlar arasındaki bağların daha da güçlenmesine yol açacaktır. 24 21 Syrian Arab News Agency Türkçe Yayını, El Muallim ve Davutoğlu nun Ortak Basın Konferansında, 14.10.2009, http://www.sana.sy/tur/236/2009/10/14/249439.htm 22 AB Haber, Türkiye İsrail yerine Suriye ile askeri tatbikat yapıyor, 15.10.2009, http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/article/turkiye-israil-yerine-suriye-ile-askeri-tatbikat-yapiyor-007361 23 Mülakat, Samir Al Taki, 21.08.2008, Şam 24 Mülakat, Abdulaziz Mekali 18.08.2008, Şam IMPR-18