Medrese Eğitiminin Belli Başlı Özellikleri ve Bugünkü Eğitim Sistemi ile Bir Mukayese



Benzer belgeler
YENİDEN YAPILANMANIN EŞİĞİNDE KUR AN KURSLARI

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Gençliğin Gelişimi ve Problemleri Karşısında Din Görevlileri

Değerli İlim Talibi, Kadın erkek her Müslüman ın hayatını İslamin kuralları çerçevesinde idame ettirerek ebedi saadete yelken açması, İslam dininin

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GÜZ DÖNEMİ SINAV PROGRAMI

İslâmî Eğitim Kurumları

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

İmam Hatip Dersleri Ortak Zorunlu ve Seçmeli Dersler

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM FORMASYONLU İLAHİYAT MÜFREDATI (ILY)

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

MEDYA. Uluslararası Arapça Yarışmaları BASIN RAPORU

OSMANLILAR Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

ilam AKADEMi Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı İlmi Araştırmalar Merkezi

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

AKADEMİK YILI

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

2016 YILI I. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART ) BAYANLARA YÖNELİK VAAZ İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

YECDER. l.ulusal DIN GüREVLILERI SEMPOZYUMU TEBLIGLERI

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

T.C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI EĞİTİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLE

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Birinci İtiraz: Cevap:

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Türkiye Diyanet Vakfı Afyonkarahisar Sosyal Tesisi Yılı Faaliyet Raporu

DiTiB 2018 ilahiyat YAZ OKULU Kursta Eğitim-Öğretim

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, Haberleri, ).

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

İMAM HATİP LİSESİ HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

20 Derste Eski Türkçe

Siirt'te Örf ve Adetler

ORDU İL MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) ÜÇ AYLIK VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek

ADANA İL MÜFTÜLERİ ( ) GÖREVDEN AYRILDIĞI TARİH Mehmet Hüsnü EREN Adana, 1870 Medrese

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

KİTABIN TANITIM YAZISI Cuma, 12 Ekim :57

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERS KAYIT KURALLARI

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

SİZ NEREDEYSENİZ BİZ ORADAYIZ

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii

KUR AN KURSLARI 2023 VİZYONU

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

KTÜ RİZE İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNE İLİŞKİN RAPORDUR.

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Transkript:

1 Medrese Eğitiminin Belli Başlı Özellikleri ve Bugünkü Eğitim Sistemi ile Bir Mukayese M. Taha BARAN Oduncular Sitesi Medresesi Müderrisi ve Batman Oduncular Sitesi Camii İmam-Hatibi Çok değerli hocalarım ve çok değerli misafirler. Öncelikle hepinizi Allah ın selamı ile selamlıyorum. Giriş: Eğitimin sözlük anlamı nedir? Sözlükte yükselmek, artmak, yücelmek, bir halden diğerine intikal etmek olan eğitim; ıstılahta, ise kâmil ve örnek insanları yetiştirme faaliyetidir. Eğitim bir plan ve hedefe göre insan yetiştirilmesini, ruhen ve bedenen korunmasını hedef edinir. Bütün peygamberler birer eğitimciydiler. Resulü انما بعثت مبلغا ولم ابعث متعنتا; Ekrem Allah beni sıkıntı verip zorlaştıran olarak göndermedi; fakat beni öğretici/eğitici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi. (Müslim, Talak, 29) demek suretiyle eğitimin önemini beyan etmiştir. Ülkemizde asırlar boyunca İslam dinine, İslamî ilimlere ve bulunduğu coğrafyanın insanlarına sosyal, kültürel ve ahlaki alanlarda gönüllülük esasına dayalı olarak hizmetlerde bulunmuş olan medreseler, daha sonra hak ettiği ilgiyi görememiş ve nerede ise unutulmaya terk edilmiştir. Buna rağmen medreseler modern imkânlardan istifade etmeden varlıklarını günümüze kadar sürdürmüş olsalar da her yeni bilginin mutlaka, eski bir bilginin uzantısı olduğu kuralınca günümüz insanlarının ve eğitim kurumlarının bu müesseselerin işleyiş mekanizmalarından, programlarından ve çalışma sitillerinden istifade edebileceği çok şeyler vardır. İşte bunu sağlamak ve medreseye karşı olan ihmalin önüne geçmek için, bazı kalıntılarına yetiştiğimiz ama buna rağmen çokça istifade ettiğimiz bu emektar fahri kurumumuza bir vefa borcu olarak onunla ilgili gördüklerimizi, duyduklarımızı, düşündüklerimizi ve rezervlerimizi bir araya getirerek bu çalışmayı hazırlamaya karar verdim.

2 Benim de bizzat medreselerde uzun bir süre okumuş olmam, medreselerimizi ayne l-yakin görmem ve şu anda da imam-hatiplik yaptığım Batman Merkez, Oduncular Sitesi Camii avlusunda medrese olarak kullandığımız üç katlı bir binada talebelere özellikle bölgemizin ifadesiyle fekahlara Arapça ve İslami ilimler dersi vermem hasebiyle sizlere medreselerin bazı özellikleri anlatmaya çalışacağım. inşallah Bundan dolayı da bu fırsatı bana verdiği için Siirt üniversitesine ve Risale Akademi ye çok teşekkür ederim. Kısaca Medrese Nedir? Medrese, derrese yüderrisu tedris kalıbından gelen ismi mekân olup, dersin verildiği yer anlamındadır. Müderris ise ismi fail olup, ders veren kişi demektir. Medreseler ilk olarak Resulullah (s.a.v.) zamanında medrese adı altında değil de aynı işlevi gören ve Suffe denilen yerde kalan Ashab-ı Suffe denilen sahabilerle eğitime başlamıştır. Hz. Peygamberden ilim öğrenmek için sayıları 300-700 arasında değişen bir grup sahabi Mescid-i Nebevi nin bir köşesinde kalıyordu. İslamı doğrudan Resulullah tan dinleyerek öğreniyor, onun sözlerini ezberliyorlardı. Hatta Bunlardan biri de meşhur sahabi Ebu Hureyre (r.a.) dır. Bundan da anlaşılıyor ki, Mescid-i Nebevi bir ilim yuvası ve bir medrese olarak kullanılıyordu. Resulullah (s.a.v.) Ashab-i Suffa hakkında bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: وعن فضالة بن عبيد رضي هللا عنه ان رسول هللا صل هللا عليه وسلم كان اذا صلى بالناس يخر رجال من قامتهم فى الصالة من الخصاصة: وهم اصحاب الصفة حتى يقول االعراب:هؤالء مجانين! فاذا صلى النبي صلى هللا عليه وسلم انصرف اليهم فقال: لو تعلموون مالكم عند هللا تعالى الحببتم ان تزدادوا فاقة وحاجة. Fedale bin Ubeyd (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (s.a.v.) namaz kıldırırken sahabeden bazıları şiddetli açlıktan ötürü ayakta duramayıp düşüp bayılırdı. Bu kimseler suffe ashabından idi ve çölden gelen bedeviler onların haline aşina olmadıkları için bunlar deli derlerdi. Resulullah Efendimiz namazı bitirince açlıktan bayılanların yanına yönelir ve onları şöyle teselli ederdi. Yüce Allah ın katında sizin için neler hazırlandığını bilseydiniz daha fazla yoksul ve muhtaç olmayı arzu ederdiniz. Bundan da anlaşılıyor ki, Mescid-i Nebevi bir ilim yuvası ve bir medrese olarak kullanılıyordu.

3 Medresenin kısa Tarihçesi: Medrese adı altında ilk medresenin ne zaman inşa edildiği hakkında net bilgi bulunmamakla birlikte tam teşekküllü medresenin kuruluşu Abbasi Halifesi Memun un zamanındadır. Bazı kaynaklara göre de ilk medresenin Nişapur da Fakih ve Muhaddis Ebu Bekir Ahmet b. İshak Es-Sibği h. 342 / m. 954 tarihinde inşa edildiği ve daha sonra nizami bir şeklide işlemeleri bakımından h.459 / m.1066 yılında kurulduğu görülmektedir. Bu İslami eğitim tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Zira bu yılda Selçuklu veziri, Nizamu l-mülk ün inşa ettirdiği medreseler manzumesinin en önemlisi, Bağdat ta açılan ve devlet tarafından maddi ve manevi yardım gören, saray tarafından himaye edilen Nizamiye Medreselerinin, gerek teşkilat, gerekse eğitim ve öğretim bakımından çok üstün oldukları görülmektedir. Türklerin Anadolu ya gelişinden itibaren, bu coğrafyada çok sayıda medrese inşa edilmiştir. Selçuklular ise bir şehri fethettiklerinde ilk iş olarak orada cami, medrese ve zaviye inşa ederlerdi. Konya, İstanbul, Tokat, Kayseri, Diyarbakır, Siirt, Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa başta olmak üzere Anadolu nun değişik yerlerinde medreseler inşa etmişlerdir. Osmanlılar zamanında da bu süreç aynı şekilde devam etmiştir. Kısaca Medrese Müfredatı: Böylesi önemli bir konuma sahip medreselerin kendisine mahsus yapılanması, çalışma yöntemi, müfredat programı ve eğitim tarzı vardır. Cumhuriyet öncesi dönemde tüm İslami ilimlerden dersler önemsenmiş ve okutulmuştur. Cumhuriyet sonrası dönemde ise özellikle Arap Dili ve Edebiyatı, Mantık ve kısmen Fıkıh ilimleri ön plana çıkmıştır. Şark medreseleri Osmanlının dağılmasından sonraki dönemlerde de tek bir mekanizma tarafından organize edilmese de, hemen hemen her tarafta aynı müfredat takip edilmiştir. Medrese müfredatının iskeletini şu ilim dalları oluşturuyordu. 1. Dil İlimleri: Sarf, nahiv, vaz, iştikak, maani, beyan, bedi, şiir ve luğat. 2. Felsefe ilimleri 3. Şer î ilimler: Kelam, ahlak, fıkıh, usulu-l fıkh, İslam tarihi, hadis, tefsir ve hat sanatı.

4 4. Münazara: Tartışma usulü ve adabı. Öncelikle Elif-Ba öğretilip, Kuran-ı Kerim okunduktan sonra, medreseye gönderilen bir öğrenciye, yukarıda zikrettiğimiz ilimleri öğretmek amacıyla sırasıyla şu kitaplar okutulurdu: Sarf ve Nahiv alanında: 1.Emsile, 2. Binâ, 3. İzzî, 4. Evâmilu l-cürcanî, 5. Zurûf, 6. Terkîp (Bu son iki kitap Nahiv alanında Kürtçe yazılmıştır.), 7. Şerhu l-muğni, 8. İzzi nin şerhi Sa dinî, 9. Hallu l-ma âkid, 10. Şerhu Katri n-nedâ, 11. İzhâr şerhi Netâic, 12. Suyûtî, 13. Molla Cami. Bundan sonra; Mantık alanında: Muğni t-tullâb, Fenarî ve bazen Kavlu Ahmet okunuyordu. Sonra; Bedî, Beyân ve Ma âni alanında: Muhtasaru l-ma âni okunmaktadır. Akaid alanında: Şerhu l-akâid ve Cevheretu t-tevhîd okunur. Son olarak da; Fıkıh Usûlü alanında: Cem u l-cevâmi okunur. Zikrettiğim sıralama ve kitaplar medresenin müderrisine göre arada ufak da olsa değişiklik gösterebilmektedir. Bu kitaplar ve sıralama Akaid ve Fıkıh Usûlü hariç alet ilmi dediğimiz ilimleri içeren kitaplardır. Bu sıra kitaplarının yanında öğrencinin durumuna göre başka ilimlerden de dersler öğretilir. Örneğin tefsir, hadis, fıkıh, usûlü t-tefsir, usûlü lhadis, usûlü l-fıkıh ve siyer gibi ilimlere dair de farklı medreselerde farklı kitaplar okutulmaktadır. Örneğin, ben ve bazı müderris arkadaşlarımız kendi medreselerimizde talebeleri sınıflara yani.1.sınıf 2.sınıf 3.sınıf 4.sınıf 5.sınıf 6.sınıf ve 7.sınıflara ayırarak seviyelerine göre ders veriyoruz. Buna göre her sınıfta hangi kitaplar okutulacak belirlemişiz. Yaptığımız bu program bazı değişik medreselerde de uygulanıyor. Ancak zamanımız kısıtlı olduğundan ve bu kitapların hepsini zikretmek vaktimizi alacağından burada onları zikretmeyeceğim. Medreseleri diğer eğitim kurumlarından ayıran bazı özellikler

5 Asırlar boyunca süre gelen medrese eğitiminde ön plana çıkan bazı özellikler vardır. Tabi bunlar diğer eğitim kurumlardan bulunmayan özelliklerdir. Bazılarını şöyle açıklamak mümkündür: Birinci özellik: Medresede ders verme şekli birebirdir. Yani çoğunlukla talebe tek başına hocasından ders alır. Böylece hoca onun seviyesine ve durumuna göre, anlayacağı şekilde dersi izah eder. Bazen de iki üç kişi birlikte aynı dersi hocalarından alırlar. Gerçi bu sistem belki hoca açısında zaman kaybı ve bedenen de yorucu olabilir ama talebe açısında çok faydalıdır. Diğer eğitim sistemlerinde ise kırklara varan öğrenci bulunabilmektedir. Bunun karşılaştırmasını takdirinize bırakıyorum. İkinci özellik: Medrese eğitimi bedavadır, ücretli değildir. Yani Medreselerde hoca verdiği derslere karşılık veya medresesinde barındırdığı öğrencilere mukabil hiç bir kimseden bir ücret talep etmez. Müderrislerin, ders vermesi ve medresedeki ilim taliplerine yardımcı olması tamamen Allah rızası için yapılır. Evet, seydalar bunu, ilmin manevi sevabından kazanmak, onun bereketinden istifade etmek ve ilim gibi bir sadaka-i cariyeye sahip olmak için yaparlar. Bunu diğer eğitim kurumları ve özellikle de çok yüksek ücret isteyen dershane ve özel okullarla kıyaslamayı yine sizlerin takdirine bırakıyorum. Üçüncü özellik: Medrese eğitimi süreli değildir, süreklidir. Yani Medrese eğitiminde belirli bir süre yoktur. Öğrenci istediği yaşta medreseye gelebilir. Şayet öğrenci ilmini ilerletmek istiyorsa; istediği kadar medresede kalabilir. Yani medresede yaş sınırı yoktur. Dördüncü özellik: Medrese eğitiminde seçicilik esastır. Medrese eğitimini farklı kılan en canlı noktalardan biri de bu seçiciliktir. Yani bir öğrenci istediği hocayı seçebildiği gibi hoca da istediği öğrenciyi seçebilir. Birini diğerine mahkûm etmek zorunlu ve bağlayıcı bir durum değildir. İş tamamen her iki tarafın karşılıklı rızasına bağlıdır. Bu seçme hakkı, ilim öğreniminde çok önemli ve verimli bir husustur. Keza öğrenci, okuyacağı kitabı seçme ve seçeceği ilim dalı konusunda da serbesttir. Hoca ile istişare eder, hoca da onun seviyesine uygun olduğu kanaatine varırsa artık talebe istediği kitabı okuyup seçmede serbest olur. Hocanın tavsiyesi ile birlikte öğrenci, ezberlenmesini faydalı görülen kitabı okuyup ezberleme konusunda da serbesttir. Beşinci özellik: Hoca - öğrenci ilişkisi: Medrese eğitimine önemli bir hususiyet kazandıran şeylerin başında gelir. Bu ilişki karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir ilişkidir. Medrese hocaları ve öğrencileri arasında karşılıklı olarak derin ve gönüllü bir sevgi ve saygı bağı vardır. Hoca öğrencilerini çocukları gibi sever, öğrenciler de hocalarını babaları kadar severler.

6 Hoca öğrencileri için dua eder, öğrenciler de hocası için dua eder. Hatta bayram günlerinde veya hastalandığında mutlaka hocasını ziyaret ederler, onun ellerini öperler. İşte bizim yetiştiğimiz ve talebe yetiştirdiğimiz medreselerde hep bunu gördük ve gösterdik. Kısacası, öğrenci hocası ile konuşurken, yemek yerken, onun huzurundaki bütün hal ve davranışlarında mutlaka saygı ve edebe riayet eder ve bunlarda kusur etmez. Bu, medrese öğrencilerinin en önde gelen vasfıdır. Toplum da bunun farkında olduğu için bu durumu fazlasıyla takdir eder ve örnek alır. Altıncı özellik: Mütalaa: Medrese eğitiminde, öğretilen bilginin öğrenci nezdinde kalıcı olması ve iyice kavranması esastır. Bunun için öğrencinin dersini almadan önce iyice mütalaa etmesi, dersini önemseyerek alması ve okumasıdır. Yedinci özellik: Ders alma ve Ders verme yöntemi: Medreselerde öğrenci hocasında ders alırken öğrencinin kabiliyetine göre hocada öğrenciye ders bakımında daha alt sıralarda olan bir öğrenci teslim edilir. Yani üst sıralarda olan öğrenci, alt sıralardaki öğrencilere ders verir. Bu yöntemle öğrenciler kendilerini daha iyi geliştirirler. Ve bu yöntem ayni zamanda yardım bakımında hocaya kolaylık veriyor. Sekizinci özellik: Ders dinleme: Bu ders dinleme özellikle medreselerde yapılan bir uygulamadır. Ders dinleme şu şekilde gerçekleşir. Öğrenci okuduğu kitap itibariyle kendisinden geri olan başka bir öğrencinin, hocanın yanında okuduğu dersi ve takip etmek istediği fıkıh, tefsir, hadis, tarih gibi ayrı bir dersi dinleyerek takip eder. Dokuzuncu özellik: Müzakere: Müzakere lügat olarak hatırlatma ve tekrarlanma anlamına gelir. Öğrenci okuduğu dersi üst sıradaki arkadaşları ile tekrarlatarak okuyor veya alt sıradaki arkadaşları ile onun dersini taraklatarak okuyorlar. Onuncu özellik: Ahlaki yapılandırma: Medrese eğitiminde sadece teorik bilginin verilmesi ile yetinilmez. Kuru bilginin, pratik hayata yansıyan ameli, ahlaki ve insani bir tarafı olmadan tek başına bir işe yaramadığına inanılır. Bunun için öğrencilere verilen bilginin yanında ahlaki durumları üzerinde de sıkıca durulur. Mesela bu konu ile ilgili haftalık sohbetler düzenlenir. On birin inci özellik: Medreselerde karma eğitimi yoktur. Kız ve erkekler bu kurumlarda birlikte eğitim almaz. Bu da daha sağlıklı bir eğitim ortamının oluşmasına vesile olur. Gerçi medreselerin çoğu erkek talebelere yöneliktir, kızlara yönelik medreseler çok azdır. Bu da bir eksikliğimizdir. Bu eksikliği gidermek için kız medreseleri de açmamız gerekmektedir diye düşünüyorum. On ikinci özellik: Medreseler çoğunlukla yatılı talebeye eğitim veren kurumlardır. Bu da talebenin eğitim ve öğretimine daha fazla zaman harcamasına, zamanın çoğunu medresedeki derslerini öğrenmeye, ezberlemeye ve müzakere etmeye ayırmasına imkân verir.

7 On üçüncü özellik: Medreselerde uzun tatiller yoktur. Haftanın tatili Perşembe günü öğleden sonra başlar ve Cuma günü akşam namazı ile biter. Senenin tatili ise en fazla bir aydır, o da bayramlarda veya bir mazeretin olduğu zamanlarda kullanılır. Gerçi şuanki medreselerin çoğu resmi Kur an kurslarına dönüştüğü için artık medreselerin tatili de cumartesi ve pazar günlerine dönüşmüştür. On Dördüncü Özellik: Medreseler camilerle yan yana ve bir dereceye kadar iç içedirler. Bu özellik Resulullah (s.a.v) in mescidi olan Mescid-i Nebevî ile Ashab-ı Suffenin kaldığı ve suffe denilen mekanın iç içeliğinden başlar. Günümüze kadar medreseler camilerin ya içinde veya avlusunda yer almıştır. Bu da talebeye çeşitli faydalar sağlamaktadır. Talebe bu vesileyle camide namazlarını kılar, bazen müezzinlik veya imamlık yapar. Kimi zaman hutbe okur veya vaaz kürsüsüne çıkıp vaaz verir. Böylece talebe hocasının yanında bir bakıma staj yapar, uygulamalı eğitim alır. On beşinci özellik: Medreselerde eğitimini tamamlayan bir öğrenci diploma yerine icazetname alır. Sözlükte izin vermek, onaylamak anlamlarına gelen icâzet, terim olarak ise sözlük anlamına paralel olarak, bir âlimin talebesine, belirli müfredatın hepsini bitirdikten sonra, ders ve fetva vermesine onay vermesi anlamına gelen icazetinin belgesini verir. Osmanlı Devletinde 1914 e kadar icazet belgesi resmi diploma işlevi görüyordu. Medreselerden icazet alanlar durumlarına göre belirli kurumlarda çalışma imkânı buluyordu. İnşallah bir gün ülkemizde de şimdiki medreselerde okuyan ve icazetlerini alan kişilerin icazetleri diploma işlevi görür. Çünkü günümüzde bu medreselerde okuyan öğrenciler bu konuda ciddi sıkıntı yaşamaktadırlar. Bu konunun bir an önce halledilmesini ümit ediyorum ve Diyanet İşleri Başkanlığımıza büyük görev düştüğünü hatırlatmak istiyorum. Gerçi bu mele alımında icazeti de şart koştular, bu güzel bir adımdı. Bu adım medreseler ve halkımız tarafında çok takdir edildi. Sebep olanlardan Allah razı olsun ve onlara teşekkür ederiz. Çok Değerli Hazirun! Şimdi de icazet töreninin nasıl yapıldığına dair kısaca bilgi vermek istiyorum. Öğrenci medreselerde belirlenen müfredatı bitirdikten sonra hoca bir tarih belirler ve icazet alacak olan öğrenciler için cübbe ve sarık yaptırılır. Hoca veya görevlendireceği başka bir kişi tarafından icazet metni öğrenci sayısı kadar her bir öğrenciye birer nüsha olmak üzere yazılır. İcazet merasimine bölgedeki müderrisler, imamlar, medreselerdeki öğrenciler, bölgedeki kanaat önderleri ve çevredeki insanlar davet edilir. İcazet töreni genellikle camilerde yapılır. Öğrenciler merasimin yapılacağı günün akşamından başlayarak kendi aralarında eğlenirler ve medreselerde oynanan çeşitli oyunları oynarlar. Ertesi gün gelen misafirler camide toplanır ve icazet alacak talebeler cübbe ve sarıklarını giyer ve camiye gelerek hocalarının karşısında büyük bir edeple otururlar. Daha sonra davetlilerden belli başlı bazı âlimler ilimin fazileti, âlimlerin, medreselerin önemi ve icazet ile ilgili sohbetler yaparlar.

8 Hoca da öğrencilerine ve hazır bulunan cemaate, hamdu salâttan sonra şöyle hitap eder: Ey cemaat bu öğrenciler belirli bir müddet benim yanımda okudular ve belirlenen müfredatı bitirdikten sonra benden icazetlerini talep ettiler. Hocamın da bu konuda bana icazet verdiği gibi ben de sizleri şahit kılarak bu arkadaşlara bütün dini konularda (fetva konusunda, ders vermede, irşat konusunda) icazet verdim. Ardından hocasından başlamak üzere bu ilmi öğreten hocalarının silsilesini Hz. Peygamber e, ondan Cebrail e ve ondan da Allah a ulaşıncaya kadar zikreder. İcazetlerdeki bu silsile ve sened çok dikkat çekici bir husustur. Bu, İslam dini dışında başka bir dinde ve disiplinde bulunmayan bir yöntemdir. İcazet töreninin sonunda genellikle misafirlere yemek ikram edilir. Bu şekilde icazet töreni sona erer. Medreselerin finansal kaynakları: Geçmişten günümüze kadar medreseler, şark coğrafyasının tümüne yayılmış. Kimi şehir mahallelerinden tutun da en küçük köylere kadar ders verebilecek hocanın olduğu büyük küçük birçok medrese bulunmuştur. Henüz kadrolu imamların yaygınlaşmadığı dönemde bazı köylerde halk, köye yeni hoca alırken öğrenci okutmasını şart koşarlardı. Ben de bunu bizzat yaşadım. Ben fahri imamlık yaparken bir köye gitmiştim. Köylüler bana medrese açıp öğrencileri okutmam şartı ile köye imam olarak kabul edebileceklerini söylediler. Zaten ben de bunu istiyorum demiş ve bu şekilde anlaşmıştık. Evet değeli hazirun! Köy halkı bunu neden talep ediyor? Çünkü halk Allah katında ilim öğretmenin ve öğrenmenin büyük bir sevabı ve faziletinin olduğuna inanmakta ve köye bereket getirdiği kanaatindedirler. Bu sebeple köy halkı kendi imkânları ölçüsünde medreseye ve medrese ile ilgili her türlü konuya yardımcı olmaya gayret sarf ediyorlar. Şu andaki medreselerimiz de halkın yardımları ile ayakta kalmaktadırlar. Medreselerin bölge genelinde ilmi ve soysal rolü büyüktür. Özellikle medreselerin popüler olduğu dönemlerde bölge genelinde toplumsal hayatı ciddi manada yönlendirdiği gerçeği kimsenin gözünden kaçmamıştır. Bu medreselerde nice büyük âlimler yetişmiştir. Bunların başında Üstat Bediüzzaman gelir. 1-Şeyh Ahmedi Xani 2-Fekihe Tayran 3-Şeyh Sait Sedye el-ciziri 4- Şu anda Norşin de medfun olan Şeyh Abdurrahman Ettiği ve bu gün değişik üniversitelerde akademisyen olarak görev yapan profesörler ve öğretim görevlisi hocalar da medreselerde okumuşlar. Ve çoğu da medreseden icazet almışlardır. Hatta şuan ki Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez de medreselerde okumuştur.

9 Sonuç Medreseler dini eğitim ve öğretime büyük katkılar sağlamıştır. Bu hal özellikle halkımız tarafından çokça takdir edilmektedir. Bu nedenle halkımız genelde medreseden icazet alan bir imamı tercih etmektedir. Bunun için medreselere sahip çıkmak ve bu medreseleri güçlendirmek, ister ilmi çevreden, ister halkın genelinden olsun her bir Müslümanın mühim bir vazifesidir. Mümkün olduğu kadar kaliteli din adamları yetiştirelim ki, toplumumuza yararlı olsunlar. Muvaffakiyet Allah tandır. Sabırla dinlediğiniz için hepinize saygı ve şükranlarımı arz ediyorum.