BU YAZI DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI TARAFINDAN YAYINLANAN HADİSLERLE İSLAM İSİMLİ ESERDE YER ALAN TELİFLİ BİR ÇALIŞMADIR. KADINLARIN EĞİTİM ÖĞRETİMİ



Benzer belgeler
Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

TESLİMİYET KAHRAMANI ÜMMÜ SÜLEYM BİNT MİLHÂN (Radıyallahu anha)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Şimdi gelin, Saadet Asrında yaşayan kadınların cami ile münasebetine bakalım, bunun şimdiki duruma ne kadar uyduğunu düşünelim.

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

VEDA HUTBESİ. Zafer KOÇ

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

Bu dersimizde İslam da aile ve aile hukukunu ele alacağız.

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

3 Her çocuk Müslüman do ar.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

İşin Başı İslam, Direği Namaz, Zirvesi Cihaddır Perşembe, 17 Mayıs :08

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

PEYGAMBERİN ARKASINDA SAF TUTTUĞU İMAM

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

ÜMMETİN GELECEK NESLİ ÇOCUKLARIMIZA NAMAZ EĞİTİMİ NASIL VERİLEBİLİR? Gelecek Nesle Doğru

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

AİLE TERBİYESİNDE BİLİNMESİ VE UYGULANMASI GEREKLİ ON GÖREV

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) YARDIMCISI HZ. ZÜBEYİR b. AVVÂM (Radıyallahu anh)

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

HAC BÖLÜMÜ. 233) Hac İle İlgili Hadisler

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

İnfak, malın Allah rızası için Allah yolunda harcanması, ehemmiyet ve zaruret derecesine göre Müslümanların ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

FAİZ VE ZARARLARI Bünyamin OKUMUŞ I-Konunun Planı II- Konunun Açılışı ve işlenişi

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

YERYÜZÜNDE ALLAH A EN SEVİMLİ YERLER: CAMİLERİMİZ

PEYGAMBERİ SIRTINDA TAŞIYAN HZ. TALHA b. UBEYDULLAH (Radıyallahu anh)

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

EV SOHBETLERİ DERS: 18 KONU: HADESTEN TAHARET (MANEVÎ PİSLİKLERDEN TEMİZLENMEK)

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

DUA İBADETİN İLİĞİDİR 562

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

CAMİ VE GENÇLİK. 1- CAMİ ve MESCİT KAVRAMI. 2- GENÇLİK ve ÖNEMİ I-KONUNUN PLANI

ŞEYTANI KORKUTAN ADAM HZ. ÖMER (Radıyallahu anh)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

CİHAD: VAROLUŞ MÜCADELESİ. Fedâle b. Ubeyd den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Mücahid nefsi ile cihad edendir.

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) altı yaşındayken annesi vefat etti. Dedesi Abdül Muttalib çocuğu himayesine aldı, fakat iki sene sonra o, da öldü.

ANAM BABAM SANA FEDADIR HZ. SA D b. EBİ VAKKÂS (Radıyallah anh)

2013 EZBER HADİS OKUMA YARIŞMASI

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Avusturya Mutlu Aile Destek ve Danışmanlık Projesi

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti


AŞINDIRILAN DEĞERLERİMİZ : ÂİLE MÜESSESESİ

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

KIZ ÇOCUKLARI ÜVEY EVLAT MI? Çarşamba, 01 Ağustos :45

Transkript:

BU YAZI DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI TARAFINDAN YAYINLANAN HADİSLERLE İSLAM İSİMLİ ESERDE YER ALAN TELİFLİ BİR ÇALIŞMADIR. KADINLARIN EĞİTİM ÖĞRETİMİ ع ن أ ب ى س ع يد ال خ د ر ى ق ال ج اء ت ام ر أ ة إ ل ى ر س ول الل ه صلى اهلل عليه وسلم ف ق ال ت ي ا ر س ول الل ه ذ ه ب الر ج ال ب ح د يث ك ف اج ع ل ل ن ا م ن ن ف س ك ي و م ا ن أ ت يك ف يه ت ع ل م ن ا م م ا ع ل م ك الل ه. ق ال اج ت م ع ن ي و ا و ا. ف اج ت م ع ن ف أ ت اه ن ر س ول الل ه صلى اهلل عليه وسلم ف ع ل م ه ن م م ا ع ل م ه الل ه Ebû Saîd el-hudrî anlatıyor: Bir kadın Resûlullah a (sav) gelerek, Yâ Resûlallah! Senin sözlerinden hep erkekler faydalanıyor. Bize kendiliğinden (özel) bir gün belirlesen de o gün sana gelsek ve bize Allah ın sana öğrettiğinden öğretsen. dedi. Hz. Peygamber, O hâlde şu şu günlerde toplanın. buyurdu. Bunun üzerine kadınlar toplandılar. Resûlullah (sav) onların yanına gelerek Allah ın kendisine öğrettiklerinden onlara bir şeyler öğretti. (M6699 Müslim, Birr ve sıla, 152) ق ال ت ع ائ ش ة ن ع م الن س اء ن س اء األ ن ص ار ل م ي ك ن ي م ن ع ه ن ال ح ي اء أ ن ي ت ف ق ه ن ف ى الد ين Hz. Âişe (ra) diyor ki: Şu ensar kadınları ne iyi kadınlardır! Utanma duyguları onların dinlerini öğrenmelerine engel olmuyor. (M750 Müslim, Hayız, 61) ع ن اب ن ع م ر أ ن ر س ول الل ه صلى اهلل عليه وسلم ق ال ال ت م ن ع وا إ م اء الل ه م س اج د الل ه. İbn Ömer den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Allah ın kadın kullarının Allah ın mescitlerine gelmelerine engel olmayınız. (M990 Müslim, Salât, 136) ع ن اب ن ع ب اس - رضى اهلل عنهما - ق ال خ ر ج الن ب ى صلى اهلل عليه وسلم ي و ع يد ف ص ل ى ر ع ت ي ن ل م ي ص ل ق ب ل و ال ب ع د ث م م ال ع ل ى الن س اء و م ع ه ب ل ل ف و ع ه ه ن و أ م ر ه ن أ ن ي ت ص د ق ن ف ع ع ل ت ال م ر أ ة ت ل ق ى ال ق ل ب و ال خ ر ص.

İbn Abbâs (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) bir bayram günü (namazgâha) çıktı. İki rekât namaz kıldırdı ve (bu namazın) öncesinde ya da sonrasında başka namaz kılmadı. Sonra yanında Bilâl olduğu hâlde kadınların olduğu saflara doğru gitti, onlara vaaz ve nasihatte bulunarak sadaka vermelerini emretti. Bunun üzerine hanımlar (Bilâl in sadakaları toplamak üzere kaldırdığı eteğine) bilezik ve küpelerini atmaya başladılar. (B1431 Buhârî, Zekât, 21) ع ن أ ب ى م وس ى األ ش ع ر ى -رضى اهلل عنه- ق ال ق ال ر س ول الل ه صلى اهلل عليه وسلم إ ذ ا أ د ب الر ج ل أ م ت ه ف أ ح س ن ت أ د يب ه ا و ع ل م ه ا ف أ ح س ن ت ع ل يم ه ا ث م أ ع ت ق ه ا ف ت ز و ج ه ا ان ل ه أ ج ر ا ن Ebû Mûsâ el-eş arî den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Bir adam cariyesini güzelce terbiye eder ve ona iyi bir eğitim verir de sonra azat edip onunla evlenirse, (B3446 Buhârî, Ehâdîsü l-enbiyâ, 48) kendisine iki kat ecir verilir Kadın ve erkeği aynı özden yarattığını (Nisâ, 4/1) söyleyen Cenâb-ı Allah, onları ilâhî emirlere de aynı derecede muhatap kılmıştı. Allah ın emirlerini insanlığa ileten Hz. Peygamber in uyguladığı eğitim de kadın erkek ayırt etmeksizin bütün muhataplarını içine almaktaydı. Allah Resûlü nün risaletiyle başlayıp vefatına kadar süren bu eğitim süreci elbette ki tek taraflı işlemiyor, marifet iltifata tâbi oluyordu. Resûlullah, Allah tan aldıklarını tebliğ etme ve toplumu uyarma noktasında son derece titiz ve hassas davranıyordu. Muhatapları da bu emirleri öğrenme ve uygulama noktasında en az onun kadar istekli ve hassas idiler. Herkes bu eğitimden nasibinin peşine düşmüştü. Bir sahâbî hanımın Resûlullah a gelip, Yâ Resûlallah! Senin sözlerinden hep erkekler faydalanıyor. şeklindeki serzenişinde de eğitimden eşit ve âdil biçimde faydalanamadıklarının sitemi vardı. Hanımlar erkekler gibi her an Resûlullah la beraber olamadıkları için arzu ettikleri derecede onun anlattıklarından yararlanamıyorlardı. Hanımların ortak arzusunu dile getiren bu hanım sahâbî, Resûlullah ın kendilerine özel olarak zaman ayırmasını rica etmiş ve Bize kendiliğinden (özel) bir gün belirlesen de o gün sana gelsek ve bize Allah ın sana öğrettiğinden öğretsen. demişti. Hanımların bu öğrenme isteğine karşı kayıtsız kalmayan Hz. Peygamber, önceden gününü ve yerini belirlemek 2

suretiyle toplanmalarını söylemiş ve onlara bu kararlaştırılan zamanlarda ayrıca (B7310 Buhârî, İ tisâm, 9; M6699 Müslim, Birr ve sıla, 152) dersler vermişti. Mekke deki varoluş mücadelesinden sonra artık Medine de toplumun inşası sürecine girilmişti. Bu inşa sürecinin, başka bir ifadeyle nebevî eğitimin, kadın-erkek, hür-köle, genç-yaşlı, çoluk çocuk toplumun her kesimini kucaklaması gerekiyordu. Zira her bir kesim, toplumun İslâm a göre yeniden yapılanması açısından ihmal edilemez bir değerdi. Allah Resûlü, yirmi üç yıllık risalet döneminde insanların kalbine sağlam bir tevhid inancı yerleştirmek ve bu inanç doğrultusunda onları eğitmek için çaba harcamıştı. Resûlullah ın uyguladığı bu eğitimin çerçevesini ilâhî vahiy belirliyordu. Hayatın her alanını kuşatan ve gerek imânî gerekse ahlâkî dönüşümü hedefleyen bir eğitimdi bu. Hz. Peygamber, hem Allah tan aldığı emirleri insanlara anlatarak hem de bizzat anlattıklarını kendisi de yaşayıp örnek olarak veriyordu bu eğitimi. Toplumun topyekûn ıslahını hedefleyen bu eğitimden erkekler kadar kadınlar da payını almalıydı. Çünkü Kur an da buyrulduğuna göre, 3 (Ahzâb, 33/36) kadınlar da erkekler ile birlikte Rabbin ve Elçisi nin hükümlerinin muhatabı idiler ve kendilerinden ne istenip ne istenmediğini bilmek zorundaydılar. Zira sonuçta öğrendiklerini uygulayacaklar ve bu sayede, Erkek olsun kadın olsun her kim mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar. (Nisâ, 4/124) müjdesine nail olacaklardı. O hâlde eğitimlerinin ihmal edilmesi söz konusu bile olamazdı. Ayrıca gelecek nesillerin eğitimi için bu nesilleri yetiştirecek olan kadınların eğitimi özel bir önem taşıyordu. Böylece hayata annesinin kucağında gözlerini açan bebek, attığı her adımda onun Peygamber eğitimi ile şekillenen terbiyesinde büyüyecekti. Bunun içindir ki Allah Resûlü, yeniden inşası için görevlendirildiği bu toplumda ilk günden itibaren kadınların eğitimine özel bir önem vermiştir. Öyle ki kendisine nazil olan Kur an ı en yakınlarına anlatmaya başladığında, Safâ Tepesi ndeki Erkam ın evinde yapılan gizli toplantılara bile hanımları kabul etmiştir. (HS26 İbn Hişâm, Sîret, I, 343) Hicret ten önce Akabe de Medineli Müslümanlarla buluştuğunda, bu tarihî biatlaşmaya hanımları da dâhil etmiştir. Hicret ten sonra akın akın kendisini ziyarete gelen Medineli hanımlar, ahlâk eğitimlerinde temel teşkil edecek sözlerini şöyle sıralıyorlardı: Ey Allah ın Resûlü, Allah a hiçbir ortak koşmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, kendi kendimize uydurduğumuz bir iftirada bulunmayacağımıza, iyiliklerde sana karşı gelmeyeceğimize dair sana söz veriyoruz. (MU1812 Muvatta, Biat, 1; N4186 Nesâî, Biat, 18)

Kadınlar bilmediklerini öğrenme ve Resûlullah a danışma noktasında son derece istekliydiler. İnanç ve ibadetle ilgili hemen her konudaki sorularını Allah Resûlü ne rahatlıkla sorabiliyorlardı. Söz gelimi Veda Haccı esnasında Has am Kabilesi nden bir hanım, haccedemeyecek kadar yaşlı olan babasının yerine kendisinin haccedip edemeyeceğini Hz. Peygamber e sormuş, o da Evet (babanın yerine) haccedebilirsin. demişti. (B1513 Buhârî, Hac, 1; M3251 Müslim, Hac, 407) Diğer yandan hanımlar, özel hayatlarına dair problemleri de bizzat Hz. Peygamber e danışabiliyorlardı. Bir defasında Allah Resûlü nün yanına gelen bir kadın, Birimiz elbisesinin üzerinde âdet kanından dolayı oluşan bir leke görürse ne yapsın? diye sormuştu. Resûlullah, Elbisesini eliyle ovalasın, sonra su ile ovuşturup sıksın, sonra üzerine su serpsin, sonra onunla namaz kılsın. cevabını vermişti. (B227 Buhârî, Vudû, 63; M675 Müslim, Tahâret, 110) Devamlı kanaması olan ve temizlenememekten şikâyetçi olan Fâtıma bnt. Ebû Hubeyş de Resûlullah a bu durumunu arz etmiş, Peygamberimiz ona böyle bir durumda ibadetini nasıl düzenleyeceğini anlatmıştı. (B325 Buhârî, Hayız, 24; M753 Müslim, Hayız, 62) Esma nın Hz. Peygamber e âdetten sonra ve cünüplük hâlinden nasıl temizlenileceğini sormasına şahit olan Hz. Âişe, utanma duygularının öğrenme azimlerine ket vurmasına izin vermeyen Medineli hanımlara karşı hayranlığını şu sözleriyle dile getirmişti: Şu ensar kadınları ne iyi kadınlardır! Utanma duyguları onların dinlerini öğrenmelerine engel olmuyor. (M750 Müslim, Hayız, 61) Bu şekilde kadınlarla Hz. Peygamber arasında eğitim noktasında karşılıklı bir diyalog her zaman olmuştu. Bazı kadınlar ise bizzat Peygamberimize sormaya çekindikleri mahrem konuları, Hz. Peygamber in hanımları aracılığı ile öğreniyorlardı. Mesela kanaması hiç kesilmeyen bir hanım özür durumunda ne yapacağını Ümmü Seleme aracılığı ile Peygamberimize danışmış, (D274 Ebû Dâvûd, Tahâret, 107; N209 Nesâî, Tahâret, 134) bir başka hanım âdet döneminde kadının ibadetindeki değişikliği Hz. Âişe nin yardımıyla öğrenmişti. (B321 Buhârî, Hayız, 20; M763 Müslim, Hayız, 69) Hatta bazen öğrenim zinciri değişiyor, Hz. Âişe erkeklerin bilmesi gereken özel konuları kadınlara öğretmek suretiyle onlar aracılığıyla eşlerinin öğrenmesini sağlıyordu. Bir defasında yanına gelen Basralı kadınlara tuvalette su kullanmalarını söyleyen Âişe annemiz, onlar aracılığı ile eşlerine de haber göndererek, Kocalarınıza su ile temizlenmelerini söyleyin. Ben onlara bunu söylemekten hayâ ediyorum ama bilmeliler ki Allah Resûlü su ile temizlenirdi. demişti. İbn Hanbel, VI, 94) (T19 Tirmizî, Tahâret, 15; HM25130 Resûlullah hangi şart ve ortamda olursa olsun kadınların öğrenme çabalarını geri çevirmiyor, sorularını cevapsız bırakmıyordu. Peygamberimiz kadınların 4

sorunlarını rahatça anlatabilmeleri için uygun ortamı hazırlayacak kadar anlayışlı ve nazik idi. Bir defasında sıkıntısını paylaşmak ve kendisine yardım etmesini istemek üzere gelen bir kadına ismi ile hitap ettikten sonra, sokağın dilediği yerine oturmasını söylemiş, böylelikle onun ihtiyacı ile ilgilenebileceğini ifade etmişti. (M6044 Müslim, Fedâil, 76) Aslî vazifesi tebliğ olan bir Peygamber için öğretmenin yeri ve zamanı olmadığı gibi, dinini öğrenip yaşayarak sonsuz mutluluğa erenlerden olmayı dileyen yürekler için de öğrenmenin vakti ve süresi yoktu. Toplumun tamamını kapsayan bu nebevî eğitimi herhangi bir zaman ve mekânla sınırlamayan Hz. Peygamber, uygun bulduğu her ortamda bir şekilde mesajını onlara iletiyordu. Kimi zaman beraber oturdukları bir sohbet esnasında, kimi zaman mescitte, kimi zaman da cuma ve bayram hutbelerinde Bu ortamlardan hanımların mahrum kalmamasını isteyen Hz. Peygamber, hem kadınlara mescide gelmeleri noktasında teşviklerde bulunmuş hem de erkekleri kadınlara engel olmamaları için uyarmıştır. Zira eğitimin kalbi ve o günün mektebi olan mescitten her iki cinsin de eşit derecede faydalanmasını istemiştir. Hz. Peygamber in erkekler için Hanımlarınız mescitlere gitmek için sizden izin isterlerse onlara izin verin. (M991 Müslim, Salât, 137) şeklindeki uyarıları hanımların eğitimlerine engel olacak durumları ortadan kaldırmayı amaçlarken; Allah ın kadın kullarının Allah ın mescitlerine gelmelerine engel olmayınız. (M99, Müslim, Salât, 136; B90 Buhârî, Cu ma, 13) Ancak onlar koku sürünmemiş olarak camiye gelsinler. buyruğu da hanımlara cemaatle ibadete katılırken dikkat etmeleri gerekenleri öğretmeye yöneliktir. Salât, 52; DM1309 Dârimî, Salât, 57) (D565 Ebû Dâvûd, Hanımlar cuma günleri müminleri topluca eğitmeyi hedefleyen cuma hutbelerinden de mahrum değillerdi. Günümüzde maalesef unutulan bu Peygamber uygulaması sayesinde kadınlar hem cuma namazı kılmanın verdiği huzuru buluyor hem de Hz. Peygamber den alacakları eğitimi aksatmıyorlardı. Mesela Ümmü Hişâm bnt. Hârise b. Nu mân gibi Kâf Sûresi ni her cuma hutbede okurken bizzat Resûlullah ın ağzından ezberledim. (M2015 Müslim, Cum a, 52; D1102 Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223) diyebiliyorlardı. Diğer yandan Hz. Peygamber in özel emri üzerine yaşlısıyla bekârıyla bütün hanımların bayram namazlarında namazgâha çıktıklarını söyleyen Ümmü Atıyye, âdetli hanımların da namaz kılmasalar bile cemaatin arkasında durmak suretiyle eğitim ve ibadet birlikteliğine dâhil olduklarını söyler. (M2055 Müslim, Salâtü l-îdeyn, 11) Böylelikle erkeklerin Allahu ekber nidalarına ortak olup onlarla birlikte dualar ederek hem hutbeden hem de bayram gününün bereketinden nasiplerini aldıklarını anlatır. (B971 Buhârî, Îdeyn, 12) Allah Resûlü, kadınların en önemli eğitim mekânı olan mescide gelmelerini o 5

kadar önemsiyordu ki mescide gelecek elbisesi olmadığını söyleyen bir hanıma, arkadaşından ödünç almasını tavsiye etmiştir. (D1136 Ebû Dâvûd, Salât, 238, 241) Bayram münasebetiyle ashâbına hitap ettiği zamanlarda kadınları da ihmal etmeyip yanlarına gelerek özel sohbet eden ve onlara has birtakım uyarı ve tavsiyelerde bulunan Hz. Peygamber in bu çabaları karşılıksız kalmıyordu. Onun eğitimine kulak veren hanımlar, duyup öğrendiklerini derhâl uygulamaktan geri durmuyorlardı. Nitekim bir bayram namazı sonrasında Allah Resûlü, hanımların hutbeyi işitememiş olduklarını düşünerek yanlarına kadar gidip nasihatlerde bulunmuş ve onları sadaka vermeye teşvik etmişti. Hanımlar da hiç tereddüt etmeksizin yanlarında bulunan ziynet eşyalarından ne varsa sadaka olarak infakta bulunmuşlardı. O kadar ki entarisini kaldırarak takıları toplayan Bilâl in etekleri ziynetle dolup taşmıştı. (B1431 Buhârî, Zekât, 21; M2045 Müslim, Salâtü l-îdeyn, 2) Abdullah b. Mes ûd un hanımı Zeyneb, Resûlullah ın infakta bulunma konusundaki ısrarlı tavsiyelerini duyduktan sonra sadakasını fakir olan kocasına ve yeğenlerine vermeyi düşünmüş, bunu kocasına söylediğinde o da Resûlullah a sormasını istemişti. Bunun üzerine Zeyneb, Peygamberimizin yanına gelmiş ancak kapının önünde ensardan Zeyneb isimli bir başka hanımın daha beklediğini ve onun da aynı şeyi sormaya geldiğini görmüştü. Konuyu Bilâl-i Habeşî aracılığı ile Hz. Peygamber e danıştıklarında, Allah ın Resûlü bu fikri onaylayarak çifte ödül vadetmişti: Evet olur, hem de iki yönlü sevap olur: Yakın akrabayı gözetme sevabı ve sadaka sevabı. (M2318 Müslim, Zekât, 45; N2584 Nesâî, Zekât, 82) Peygamberimiz kadınların eğitilmesini ve eski hatalı alışkanlıklarından arınmasını o denli önemsiyordu ki özellikle hanımlar arasında yaygın olan yanlışları bizzat uyararak engellemeye çalışmıştı. Ölünün ardından yas tutarken bağıra çağıra ağlayıp isyan etme, Câhiliye kadınları arasında yaygın bir âdetti. Kadınların bu geleneği terk etmede zorlandıklarını (M2160 Müslim, Cenâiz, 29) bilen Allah Resûlü, onları özel olarak ikaz etmiş ve böylesine yanlış bir alışkanlıktan vazgeçmeleri için kendilerinden ayrıca söz almıştı. (M2163 Müslim, Cenâiz, 31) Hz. Peygamber, ashâbının sadece iman ya da ahlâk eğitimine ağırlık vermekle yetinmemiş, okuma yazma ve ilimle meşgul olma noktasında da onları teşvik etmiştir. Kendisinden öğrenilenlerin, başkalarına da öğretilmesini emir ve tavsiye ederken (B67 Buhârî, İlim, 9; M4383 Müslim, Kasâme, 29) T2682 Tirmizî, İlim, 19) ya da âlimleri peygamberlerin varisleri kabul ederken (D3641 Ebû Dâvûd, İlim, 1; cinsiyet ayrımına gitmeksizin bütün inananları muhatap almıştır. Aynı şekilde Peygamberimizin, öğrenenin de öğretenin de ecir ve mükâfatta eşit paylara 6

sahip olacağını (İM228 İbn Mâce, Sünnet, 17) ve insanların en hayırlıları sayılacağını 7 (B5028 Buhârî, Fedâilü l-kur ân, 21) belirtirken de kadını erkekten ayırmayan kuşatıcı bir dil kullanması son derece dikkat çekicidir. Dahası toplumun her tabakasına mensup kadınların eğitimine önem veren Allah Resûlü sadece varlıklı ve hür kadınların değil cariyelerin de güzel bir eğitimden geçmesini isteyerek şöyle buyurmuştur: Bir adam cariyesini güzelce terbiye eder ve ona iyi bir eğitim verir de sonra azat edip onunla evlenirse, kendisine iki kat ecir (B3446 Buhârî, Ehâdîsü l-enbiyâ, 48) verilir. Hz. Peygamber döneminde kadınların nebevî öğretiye olan teveccühlerinin yanı sıra öğrenmeye ve öğretmeye de büyük ilgi gösterdiklerini görüyoruz. İslâmiyet ten önce okuma yazma bilmekte olan Şifâ bnt. Abdullah, Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa ya okuma yazma öğretmişti. (D3887 Ebû Dâvûd, Tıb, 18; HM27635 İbn Hanbel, VI, 372) Yine Hz. Âişe, Ümmü Seleme, Kerîme bnt. el-mikdâd, Ümmü Gülsüm bnt. Ukbe ve Âişe bnt. Sa d, okuma (FB1107, FB1108, FB1109, FB1110, FB1111 Belâzürî, Fütûhu l-büldân, 458) yazma bilen kadınlar arasındaydı. Diğer taraftan pek çok sahâbî hanım, Resûlullah tan hadis rivayet edenler arasında yer almıştır. Resûlullah ın hanımları arasında kendisinden en çok hadis rivayet etmiş olan Hz. Âişe nin ilmî yönü ise ayrıca zikretmeye değerdir. Zira o, sadece kadınlar arasında değil, sahâbî âlimler arasında da sahip olduğu ilim, irfan ve muhakeme gücüyle öne çıkmıştır. Pek çok sahâbî, dinî meselelerde onun bilgisine müracaat etme ihtiyacı hissetmiştir. Hz. Âişe nin bilgisi, dinî konularla da sınırlı değildir. Kendisi edebiyat, şiir, tarih ve tıp alanında da donanıma sahip bir hanımdır. (Hİ1 İbn Hacer, İsâbe, VIII, 18) Allah Resûlü, kadınıyla erkeğiyle yaratılış amacından sapmış, imanî ve ahlâkî anlamda yozlaşmış bir toplumun ıslahı için gönderilmişti. Tebliğ görevini ifa ederken kadın erkek ayırımı gözetmemiş, bütün muhataplarının eğitimine ayrı ayrı itina göstermişti. İslâm dan önce toplumun yanlış yaşantısından dolayı Câhiliye Dönemi olarak anılan günlerin, Hz. Peygamber den sonrasının saadet asrı olarak adlandırılması, elbette Resûlullah ın uyguladığı nebevî eğitimin bir meyvesiydi. Saadet asrından bugüne köklü bir İslâm geleneğini oluşturan nesillerin yetişmesinde de Peygamber terbiyesinden geçen kadınların rolü azımsanmayacak kadar büyük olmuştur. Her çağda olduğu gibi günümüzde de toplumun yarıdan fazlasını oluşturan kadınların eğitimi öncelenmelidir ki kültürlü ve eğitimli bir toplum meydana gelsin. Kadının cahil bırakılması, yetenek ve tecrübelerini toplumun hizmetine sunmaktan alıkoyulması demek, toplumun en az yarısının cahil kalması demektir. Kadının gerek

maddî gerekse manevî anlamda eğitilmesi ise gelecek nesillerin yetişmesi için yapılacak en doğru yatırım olacaktır. Zira evlâtlarını yetiştiren hanımlar eğitimli ve kültürlü olduğu sürece sağlam yetişmiş, doğru bilgi ile beslenmiş, imanlı ve ahlâklı nesillere sahip olma imkânı artacak, dolayısıyla sağlıklı ve huzurlu toplumlar oluşabilecektir. Saliha TÜRCAN 8