T.C. KÜLTÜR VE TURizM BAKANllGI ESKi ESERLER VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜGÜ Vii. LiZi. SONUÇLARI TOPLANTISI ANKARA - 20-24 MAYIS 1985
Not: Bildiriler kazı başkanlarından geldiği şekliyle ve sunuş sırasına göre yayınlanmıştır.
Orhan BİNGÖL Magnesia Ad Meandrum (1984),, Stefaa KARWİESE 1984 Yılında Efes'de Yapılan Avusturya Kazı ve OnarımÇalışmalan,. Wolfgang RADT Bergama 1984 Yılı Çalışma Dönemi Ön Paporu,. Cevdet BAYBURTLUOGLU 1984 Yılı.Arykanda Kazısı Raporu. Cevdet BAYBURTLUOGLU Phaselis Kazısı Raporu Ülkü İZMİRLİGİL Side Tiyatrosu ve Çevresi Kan Onanın ve Düzenleme Çalışmaları.. Jale İNAN Perge Kazısı 1984 Çalışmaları. JaleİNAN Side ApolIon Tapınağı Restorasyonu ve Kazısı.. Chiristian Le ROY Foullles Et Travau:x Au Letoon de Xanthos En 1984.. Jurgen BORHHARDT Bericbt Der Lımyra-Grabung 1984. Darta de Bernardj FERRERO Les Travaux De Fouilles Et De Restauration a Hierapolis Çelik TOpÇU Seleukeia - Kalykadnos 1984 Yılı Kazı Çalışmaları Sayfa Yusuf BOYSAL 1984 Yılı Stratonikeia Kazısı 519 Seyhan DORUK 1984 Yılı Kaunos Çalışmalan 523 Wolfgang MÜLLER- WIENER Miıel 1984 ÇaIışma1 arının Raporu -' <31 Kenan ERİM Aphrodisias 541 325 333 343 357 373 387 397 421 431 439 501 509
MAGNESIA AD MEANDRUM (1984) Orhan BiNGÖL * Geçen yıl Magnesia'da (Ortaklar-Tekin Köy) yaklaşık yüz yıl sonra 'sürekli, bilimsel kazıara yeniden başlanmıştır. Bu konudaki izinleri için başta Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Dr. Nurettin Yardımcı olmak üzere bütün yetkililere teşekkür etmek istiyorum. Magnesia kazısı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Faktiltesi adına Aydın Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü ile birlikte yürütülmektedir. Geçen yıl 6-22 Temmuz arasında yanlız 17 gün süren çalışmalareski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ve Ankara Turizmi, Eski Eserleri ve Müzeleri Sevenler Derneğinin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir.bu kuruluşlara teşekkür ederken katkılarının gelecek yıllarda daha da artacağı ümidinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ayrıca başta Aydın Valisi Aykut Ozan, Germencik Kaymakamı Ali Haydar Öner, Ortaklar Belediye Başkanı Kenan Yörük olmak üzere bütün yetkililere, Aydın Arkeoloii Müzesi Müdürü Vural Sezer ile müze uzmanı Ramazan Peker'e ve kazıya katılan öğrencilere : Şehnaz Baç (Ege Üniversitesi), Sevtap Çetiner, Tan Turan, Ümit Süelkan (Ankara Üniversitesi, D.T.C.F.) ve Selim Ünal (Atatürk Üniversitesi) teşekkür ederim. Bilindiği gibi mimar Hermogenes'iıı yapılarıyla ünlü ve iyi korunmuş bir kent olan Magnesia, Anadolu'daki Hellenistik döneme ait merkezler arasında Bergama ve Priene ile birlikte en önde gelmektedir. 1891-93 yınarı arasında C. Humann'ın başkanlığında yürütülen kazılar sonucu Artemis tapınağı, sunağı ve kutsal alanı, agoranın bazı bölümleri, Zeus tapınağı, prytaneion vetiyatro gibi yapılar ya tamamen ya da kısmen ortaya çıkartılmışlardı'. Bu yapılara ait önemli mimari elemanlarıvla, heykeltraşlık eserleri bu kazılar öncesi ve sonrasında yurtiçi ve yurtdışında çeşitli müzelere taşınmışlardı.magnesia ise kazılardan sonra o günkü koşullar nedeniyle, hiçbir tedbir alınmaksızın turist akımının son yıllarda gittikçe yoğunlaştığı bu bölgede her türlü tahribe açık bir durumda bırakılmıştı. Kazılardan zamanımıza kadar geçen bu kadar (*) Doç. Dr. Orhan BİNGÖL, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Öğretim üyesi. ANKARA. (ı.) Carl Humarın. Magnesia am Maender (1904). 325
uzun bir zamandan sonra ortaya çıkartılan yapıların bazısı tamamen bazısı da kısmen ya toprak ya da bitki örtüsünün altında kalmış bulunmak- tadırlar. 1984 yılında Magnesia'yı tanımayı, problemleri saptamayı ve alt yapı ile yapılacak kazılara ilişkin plan ve program yapmayı amaçladık. Amaçlanan bu çalışmaların başında tahribata engel olmak için önlemler almak gelmekteydi. Magnesia'da diğer antik kentlerimiz gibi doğanın ve yöre halkının tahribatına maruz kalmaktadır. Duvarların içlerinde çıkan bitkiler, hatta ağaçlar, duvarları ve yapıları görünmez hale getirmiş, taşların yerlerinden oynamalarına, çıkmalarına, duvarların yıkılına ve patlarnalarına neden olmuşlardır.yöre halkı engel saydığı duvarları, mimari elemanları, lahit ya da yazıt bloklarını kendilerine yol açmak için kırıp parçalamaktadır.ve son olarak da yapı kalıntıları ve mimari demanlar doğanın etkisiyle bozulmağa başlamışlardır. Bu tahribatların tümüne karşı kısa sürede bir önlem alma olanağı yoktur. Bu nedenle geçen yıl ilk önce Artemis tapınağı ve kutsal alanının bir bölümünü bitki prtüsünden arındırma işlemine girişildi. Stylobat üstü 1981 93 kazılarından bu yana belki de 'İlk kez bu kadar temiz bir 'hale getirilirken, kutsal alanın 'bir bölümünün de temizlenmesi tamamlandı.'tapınaktabitki köklerinin yerlerinden oynattığı bazı blokların yerlerine konulmaları ile Artemis tapınağındaki geçen yıl ki çalışmalar sona erdi. Magnesia daha şimdiden müzelik nitelikte eserlerle dolu antik bir kentimiz. Hermogenes'in ünlü yapısı Artemisiorı'aait İon başlıkları, alınlık blokları, akroter gibi önemli mimari elemanlar tapınağın çevresinde doğanın tahribatına açık bir durumdadırlar. Geçen yıl bu elemanların dışında korunmaya alınmaları gereken mimari parçaları saptarken, yap ıl.ın yüzeyaraştırması sırasında heykeltraşlık eserleri de elimize geçti: 1) Büyük bir erkek kabartmasınaait bir bacak : Diz altından bileğe katlar, ve arkada kabartma yüzeyinden bir bölüm korunmuş. Bileğin üst ürı:jc sandaletin bağları görülmekte (Resim: 1). 2) Nike kabartması: Agoranın doğusunda, çalılıklar arasında giyimli bir kadına ait yüksek bir kabartma elimize geçti. Dizin üstünden Imideve kadar olan korunan kısmın yüksekliği 80 cm olan kabartmanın yanındakikanatbunun bir Nikc'ye ait olduğunu göstermektedir. Nitekim Humann'ın yaptığı kazılar sırasında dört parça halinde ele geçen 2 m yüksekliğinde, 70 cm genişliğinde, 80 cm derinliğindebir pilastere ait olduğu saptanan bu yüksek kabartmanıngüney stoanın doğu yan duvarında kullanılmış olabileceği ileri sürülmüştü 2 (Resim : 2). (2) Aynı eser, 125 Abb. 131. 326
3) Heykelcik: Tiyatronun güneyindeki bir tarla içerisindeki moloz taşlar arasında ele geçen 16.5 cm yüksekliğindeki bir heykelciğe ait torsc büyük bir olasılıkla orjinalini Kallimachos'un 5. yy sonunda yaptığı bronz Venus Genetrix heykelinin kopyasıdır. Öne doğru uzattığı dirsekten kopmuş sol elinde bir nar tutmakta, sağ omuzuna doğru kaldırdığı sağ eliyle de mantosunu kaldırmaktadır.sol göğsü khitonunun kayması ile açılmıştır 3 (Resim : 3). 4) Anadolu'da özellikle Karya'da yaygın olduğu bilinen yuvarlak sunaklardan bir örnek stadian yakınında bulunmuştur.girland ve bukephalionlarla bezeli sunakta yazıt bulunmamaktadır". 5) Yazıtlar: Magnesia'nın yazıt yönünden de zengin olduğu bilinmektedir". Bunukanıtlayan iki örnekten biri Artemisian kutsal alanı içerisinde diğeri ise yuvarlak yapıda ele geçmiştir. Birkaç tanesini kısaca tanıttığımız bu buluntularla, gerek kazılarda çıkan, gerekse yöre halkının kırıp tahrib ettiği her çeşit mermer eseı-i takdir edersiniz ki müzelerimize taşımağa olanak yoktur, Bunları oldukları yerde korumak için üstü kapalı mekan temin etmenin zorluğu ise herkesee bilinmektedir. Bu nedenle geçen yaz yaptığımız incelemeler sırasında bize bu eserlerin korunmaları için gerekli mekanların temini problemine de çözüm aradık. Humann'ın yayınında kışla olarak tanımlanan 6, son yıllarda ise hamam olduğu kanıtlanan7 yapının apodyterionunun bu açıdan üzerinde durduk. Apodyterion büyük bir salonun iki uzun kenarındayer alan beşik tonozları korunmuş 28 adet soyunma odasından oluşmaktadır. Bu odalardan birinin içini geçen yıl kısmen temizlediğimizde yaklaşık 5 m yüksekliğinde üstü kapalı büyük bir mekan elde etmiş olduk. Gelecek yıllarda diğer mekanları da temizleyerek bunları sergi-depo olarak kullanmak amacındayız. Magnesia'da tahribatı saptarken, köylüler tarafından kırılan bazı blokların in situ oturma sıralarına ait oluşu, yöre halkına bunların bir yapıya ait olduğunu göstererek, daha fazla tahrib edilmelerini önleyebilrnek amacıyla bu sıraları temizleyerek ortaya çıkartmamızı gerektirdi. Humann'ın kent planındaki bilinen tiyatronungüneyinde, Dioskurlar kutsal alanının yakınlarındayer alan bu yapının temizlikten önce yalnız iki oturma sırası kısmen görülebilmekteydi. Daha önce varlığını bilmediğimiz bu yapının görünümü buranın ikinci bir tiyatro ya da bir bouleu- (3) B. Fuehs, Die Skulptur der Grieehen (ı969) 207, Abb. 224. (4) M. Fraser, Rhodian Funerary. Monuments (ı977). (5) O. Kern, Insehriften von Magnesia (1). (6) Humann aynı eser, 31 vd. Abb. 20. (7) R. A. Staecioli, ArchClass 9/2, 1957, 250-256. 327
terıon olabileceği kanısını uyandırmaktaydı. Yapılan çalışmalardan sonra bir theatronun bir kerkisinin üstten 10 sırası güney kenarı iyi korunmuş, kuzey kenarı oldukça tahrib olmuş bir durumda ortaya çıkartıldı. Üst kısmının yukarıya doğru daha fazla devam etmemiş olduğu arazinin yapısından anlaşılan bu kerkisin görülen en alt, yani 10. oturma sırası seviyesinin iki tarla arasında yololarak kullanılmasınedeniyle kazılamadı. En alt oturma sıralarınıbulabilmek amacıylayapılanküçük bir sondaj sonucu, adı geçen yol altında kalan 11ve 12. oturma sıralarında sonra 13. ve 14. oturma sıralarıile son sıranınönündeki ayak koyma sırasıortaya çıkar. tıldı, Bu sıranın önündeki 1.47 m genişliğindeki geçiş yolundan sonra, kyma rekta profili ile başlayan ve ters kyma rekta profili ile biten 1.77 m yüksekliğinde bir duvarın oturduğu tabana ulaşıldı. Yol seviyesinin 4.18 m altında ortaya çıkartılan tabanın niteliğini anlamak amacıyla batıda yapılan ikinci sondajda tabanın devamının bulunamaması bu tabanın ilk önce düşünüldüğü gibi bir orkhestraya ait olmadığı sonucuna ulaşmarrnzı sağlamış bulunmaktadır. Böylece birinci sondaj çukurunda sadece 40 cm lik genişliği ile saptanabilen tabanın, alt ve üst theatronları ayıran diazomaya ait olabileceği daha olası gibi görünmektedir. Bu varsayımın kanıtlanması. % 60-70 i ile toprak altında kalan bir tiyatronun varlığını da gösterecektir. Birinci sondaj çukurunda oraya çıkartilan bölüm ~. apının toprak altında kalan büyük kısmının son derece iyi k..runrrıuş olduğunu kanıtlamaktadır (Resim: 4, 5). 328