1.DİŞ HEKİMLİĞİNDE RİSK OLUŞTURAN BULAŞICI HASTALIKLAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "1.DİŞ HEKİMLİĞİNDE RİSK OLUŞTURAN BULAŞICI HASTALIKLAR"

Transkript

1 1 GİRİŞ Hastalık etkeninin hasta kişiden hasta olmayan kişiye, sağlık personeli tarafından gerekli önlemlerin alınmaması (elleri yıkamama, yetersiz malzeme ve alan sterilizasyonu vb.) nedeniyle bulaştırılmasına çapraz enfeksiyon denir (Mutlu, Porter, Scully, 1996). Diş hekimliği klinikleri, çapraz enfeksiyon riski açısından son derece dikkat edilmesi gereken aktif alanlardır. Hekim, hemşire, yardımcı personel ve hastalar yüksek risk grubunda değerlendirilmelidirler. Çapraz enfeksiyonun engellenebilmesi için öncelikle bu geçiş yollarının iyi bilinmesi gerekmektedir. Sağlık çalışanları, çalışılan sahada her an bir enfeksiyon kaynağı ile kontamine olma riski ile karşı karşıyadır. Hastadan hekime ya da diğer personele geçiş sağlanabildiği gibi hastadan hastaya ve nadiren de sağlık çalışanlarından hastaya da enfeksiyon etkeni taşınabilir. Önlem alabilmek, dikkatli ve özenli çalışabilmek için bulaşma yollarının bilinmesi gerekmektedir (Atalay, Asutay, Çakmak, 2014). Hastalıklar kişilere doğrudan temas veya dolaylı temas ile bulaşır. Enfekte kişinin, duyarlı kişi ile doğrudan teması sonucu oluşan bulaşma şekline doğrudan temas ile bulaşma denir. Cinsel ilişki, cinsel öpüşme, kan nakli doğrudan temas ile bulaşmaya örnektir. Mikroorganizmanın, konakçıya bir aracı kullanarak girmesine de dolaylı temas ile bulaşma denir. Öksürme, oral salya ve sıvılar, kontamine olmuş nesnelerle oluşan bulaşmalar, veba, kuduz gibi hayvanlarla bulaşan hastalıklar dolaylı temas ile bulaşmaya örnektir. Diş hekimliği hastaları ve çalışanları kan, oral sıvılar ya da damlacık yoluyla değişik mikroorganizmalarla enfekte olabilirler (Akpınar, Uzun, Yılmaz ve Tatar, 2013). 1.DİŞ HEKİMLİĞİNDE RİSK OLUŞTURAN BULAŞICI HASTALIKLAR Oral kavitenin sıcaklık ve nemi patojenlerin olgunlaşması ve organizasyonu için çeşitli çevresel şartlara sahip ideal yaşam alanları oluşturur (Theilade, 1989). Vücudumuzda zaten var olan ve ideal koşullar altında enfeksiyon oluşturan mikroorganizmaların dışında haricen alınan ve çok ciddi tablolara sebep olabilen

2 2 organizmalar da bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları; Hepatit B (HBV), Hepatit C (HCV), AIDS (HIV), Herpes Simpleks Tip 1 ve Tip 2, Mycobacterium Tuberkulosis, Stafilokok, Streptokok, VZV (Varisella Zoster Virus), HSV I ve II, EBV (Ebstein Barr Virus), Mycoplasma Pneumonia, Cytomegalovirüs, Treponema Palladium, Neisseria Gonorrhea gibi (Akpınar, Uzun, Yılmaz ve Tatar, 2013; Özkurt, Tomruk, Gürsoy ve Dölekoğlu, 2011). 1.1.Viral Enfeksiyonlar Herpes Virüsleri İnsanda etkili olan herpes virüsleri (Human Herpes Virüs); Herpes-Simpleks Virüsü tip 1 ve tip 2 Varicella-zoster virüsü (VZV) Epstein-Barr virüsü (EBV) Cytomegalovirüs (CMV) Human Herpes Virüs Herpes-Simpleks Virüsü; Virüsün vücuda girişi; solunum yolu, seksüel ilişki, plasenta ve deride abrazyonlar ve yırtıklar ile olur. Virüs, hayat standardı düşük olan bölgelerde daha sık görülmektedir. Sosyoekonomik seviyesi yükselmekte olan ülkelerde ileri yaşlarda halen görülmekle birlikte çocukluk döneminde artık fazla rastlanmamaktadır. Çocukluk döneminde primer enfeksiyon geçirilmezse ileri yaşlarda da görülmeyebilir. Bunun sebebi erişkinlerin epitel yapısının daha kalın olması ve tükürük yolu ile gelecek bulaşmaların çocuklardaki kadar kolay olmamasıdır (Betz, Fane, 2018). Enfeksiyon hastalıklarının seyri sırasında belli dönemler vardır. Bunlar; İnkübasyon dönemi: Hastalık etkeninin vücuda girmesinden hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen dönemdir. Süreç mikroorganizmanın türüne, sayısına, virülansına ve kişinin direnç durumuna göre değişir. Prodromal dönem: İnkübasyon döneminin bitiminden tipik klinik bulgular başlayıncaya kadar olan süredir. Çoğu zaman klinik dönem ile iç içe girmiştir.

3 3 Genellikle birkaç gün sürer. Bu dönemde baş ağrısı, ateş, iştahsızlık, sırt ve ekstremite ağrıları, bulantı, kusma gibi sistemik belirtiler görülür. Klinik bulgular dönemi: Çeşitli sistemlere ait bulgularının veya birkaçının gözlendiği dönemdir (Saleh, Bermudez, 2018). Herpes tip 1 virüsü vücuda girdiği zaman primer ve sekonder enfeksiyonlara sebep olur. Antikor olmayan bireyde virüs ile ilk karşılaşmada başlangıç enfeksiyonu ortaya çıkar. Primer enfeksiyon çoğu kez pek fazla bulgu vermeden geçer ve hasta virüsü aldığının farkına varmayabilir. Birincil (primer, akut) enfeksiyon genelde tüm dişetlerinin ödemli, kırmızı ve iltihaplı olduğu bir akut herpetik gingivostomatit olarak kendini gösterir. Sekonder (rekurrent) herpes ise primer enfeksiyon geçirenlerin yaklaşık 1/3'de sekonder enfeksiyonlar olur. Sekonder enfeksiyon olarak en fazla rekürrent herpes labialis(uçuk) ve rekürrent intraoral herpes görülür (Bose, 2007). HSV' ye bağlı olarak orofarengeal bulguların dışında primer enfeksiyonun klinik belirtileri olarak keratokonjuktivitis, genital herpes, deri enfeksiyonları, sinir sistemi enfeksiyonları ve %50 ölümle sonuçlanan neonatal herpes görülebilir (Kelly, Shemoni, 2009). Herpetik dolama (herpetic whitlow), HSV tip 1 veya 2 enfeksiyonu ile ortaya çıkan çocukluk çağında nadir görülen bir deri hastalığıdır. Hastalar sıklıkla el parmaklarının nadiren de ayak parmaklarının distal falanks derisini tutan ağrılı, ödemli ve nonpürülan veziküllü cilt lezyonu ile de başvururlar. Bulaş sıklıkla çocuğun kendisinde mevcut olan herpetik lezyondan olmakla birlikte aile içi veya diğer yakın temas edilen bireylerden de viral yayılım bildirilmiştir. Herpetik dolama, bakteriyel enfeksiyondan ayrımının yapılıp doğru tedavi uygulanması nedeniyle çocuk hekimleri tarafından iyi bilinmelidir (Esen, Aydoğmuş, Gürler, Demirel, Kocabaş, 2011). Virüs periferik sensitif sinirleri etkileyerek trigeminal gangliona yerleşir ve orada latent kalır. Zaman içinde virüsün aktive olması ile tekrarlayan klinik bulgular ortaya çıkar. Virüsün aktive olması travma, grip, güneş ışığı, stres, gastrointestinal bozukluklar, menstruasyon ve immün sistemi bozan diğer sebeplere bağlı olabilir (Branco, Fraser, 2005).

4 4 Virüsün kuluçka süresi ortalama 7-8 gündür. Bu dönem ve peşinden gelen vezikül dönemi bulaşıcıdır. Tükürük ve mukoza sekresyonları virüsleri taşırlar. Yani virüsler hem asemptomatik olup virüsün çoğaldığı dönemde hem de klinik olarak göründükleri semptomatik dönemde bulaşıcı olabilirler. Virüs dış ortamda fazla yaşayamaz bu yüzden primer enfeksiyonların çoğu insandan insana kontaminasyonla yayılır (Cernik, Gallina, Brodell, 2008). Tedavi ve korunmada ise semptomlara yönelik tedaviye ek olarak asiklovir, famsiklovir, valasiklovir ile başarılı bir antiviral tedavi uygulanmaktadır. Antiviral tedavini başarılı olması için semptomların belirginleştiği ilk 3 gün içerisinde ilaca başlamak önemlidir (Glenny, Fernandez, Pavitt, Walsh, 2009; Miserocchi, Modorati, Galli, Rama,2007). Varicella-Zoster Virüsü; Virüsün primer enfeksiyonu ''varicella yani suçiçeği'' tekrarlayan enfeksiyonları ise ''herpes zoster veya zona'' olarak bilinir. Çocukluk döneminde alınan virüs primer olarak su çiçeğini oluşturduktan sonra latent halde rejional ganglionda kalır ve vücut direncinin düştüğü dönemde zona olarak tekrarlar (Galetta, Gilden, 2015). Varicella-Zoster virüsünün bulaşıcılığı çok yüksektir. Öksürme, hapşırma ve havaya dağılan damlacıkların solunumu ile bulaşır. Hastalığın ilk belirtileri ateş, halsizlik ve sonrasında vücutta kızarıklıktır. Vücuttaki kaşıntılı kızarıklık yüz ve boyunda daha sonra ekstremitelerde görülür yani ağız lezyonları deri lezyonlarına öncelik eder. Derideki ilk vezikül en büyüğüdür ve genelde skar bırakarak iyileşir. Diğer lezyonlar skar bırakmadan iyileşirler. Veziküller kabuklaşarak 10 gün içinde kaybolurlar (Ku, Zerboni, Ito, Graham, Wallace, Arvin, 2004). Komplikasyonlar sağlıklı çocuklarda nadirdir, ancak immün yetmezliği olan bebeklerde, gençlerde veya yetişkinlerde daha yaygındır. En sık görülen komplikasyonlar, püstüllerin bakteriyel süperinfeksiyonu, pnömoni, trombositopeni ve nörolojik sorunlardır. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ensefalomiyelit, serebellar ataksi, artrit, hepatit, hemorajik nefrit, miyokardit ve orta kulak iltihabı daha sık görülür (Ellis ve diğerleri, 2014; Galetta ve diğerleri, 2015; Gershon ve diğerleri, 2015; Moffat ve diğerleri, 2007; Ouwendijk ve diğerleri, 2015; Roderick ve diğerleri, 2012).

5 5 Enfeksiyon hamileliğin ilk iki trimesterinde görülür ise, VZV fetusa bulaşabilir ve deri izleri, oküler defektler, ekstremitelerde hipoplazi ve nörolojik bozukluklar ile ortaya çıkan konjenital varisella sendromuna neden olur ve fetal hasar sıklıkla düşükle sonuçlanır (Arora ve diğerleri, 2017; Mandelbrot, 2012; Sauerbrei ve Wutzler, 2007). Tedavisi herpes lezyonlarında olduğu gibi semptomatiktir ve 13 yaşından büyük, immünolojik sistemi baskı altında olan çocuklarda, hastalığa bağlı komplikasyonu olanlarda antiviral tedavi ile yapılmalıdır. Hastalığın aşısı vardır ve zayıflatılmış canlı aşıdır. Aşı hamile kadınlara ve immünolojik yetmezliği olan kişilere uygulanmamalı ve aşının alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği unutulmamalıdır (Azap ve Kurt, 2001). Herpes zoster, virüsün dorsal gangliona yerleşerek tekrarlaması ile oluşur. Ağız içindeki lezyonlar etrafı kırmızı bir alan ile çevrili vezikül ve ülserlerdir. Trigeminal sinirin mandibular dalı tutulduğunda dudaklar, dil ve yanak mukozasında, maksiller dal tutulduğunda ise palatinalde tek taraflı lezyonlar ortaya çıkar. Diş kayıpları ve kemikte nekroz şeklinde bulgular olabilir. Enfeksiyonda dış kulak yolundaki deri lezyonları, fasiyal ve işitme sinirinin etkilenmesi, ve ağız mukoza lezyonlarının bir arada görülmesi ile ''Ramsay- Hunt Sendromu'' görülebilir (Sweney ve Giden, 2001). Ebstein-Barr Virüsü; B lenfositlerine ilgi duyar, T lenfositlerini aktive eder ve orofarenks ile nazofarenksin epiteline yerleşir. EBV; enfeksiyoz mononükleozis, Burkitt lenfoma ve nazofarenks karsinomasından sorumludur. Genelde çok bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Bulaşma yolu tükürüktür. Gençlerde öpüşme ve tükürük yolu ile bulaşırken, çocuklarda tükürük ile kontamine olmuş oyuncak ve parmaklar ile virüs taşınır. Çocukluk döneminde virüs ilk alındığı zaman enfeksiyon çoğu kez hafif geçer ve klinik bulgular belirgin değildir. Erişkin dönemde alındığında ise sıklıkla enfeksiyoz mononükleozis görülür (Macsween ve Johannessen, 2001). Enfeksiyoz mononükleozis; B lenfositlerinin hızla prolifere olması ile mononükleer lökositozis adını alır. Virüs direkt tükürük ile bulaştığı için ''öpüşme hastalığı'' da denir. Hastalık daha çok çocuk ve gençlerde görülür.

6 6 Ağız bulguları; yumuşak damakta görülen peteşilerdir. Peteşilerin sebebi tam olarak belli değildir fakat boğazda gelişen enfeksiyon ve huzursuzluk sırasında damağın sürekli emilmesi olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca rutin tedaviye cevap vermeyen nekrotizan ülseratif gingivitis olgularında EBV etkili olabileceği düşünülmelidir. Tedavide ağız lezyonları için ağız gargaraları ve hijyen motivasyonu yeterlidir (Kesik, Gülgün, Topdemir ve diğerleri, 2016). Cytomegalovirüs; Herpes ailesindeki diğer virüsler gibi, yani bir defa enfeksiyon olduktan sonra virüs ömür boyu latent olarak kalır. Sağlıklı bireylerde asemptomatik geçer. Son yıllarda bağışıklık yetmezliği olan kişilerde ağır enfeksiyonlarla dikkat çekmektedir. Ağız lezyonları olarak, immünolojik sorunlu hastalarda ağız içi ülserler görülür. Kronik ağız ülserleri CMV+HSV enfeksiyonu şeklinde kombine enfeksiyona bağlı olabilir. Neonatal CMV enfeksiyonu sonucunda diş gelişiminde defektler olabilir (Özsürekçi, Öncel, Ceyhan, 2016). Human Herpes Virüs; HHV-6; CD4+T lenfositlerinde replike olmaktadır. Bulaşma yolu solunum ve tükürüktür. Enfekte ettiği hücrelerde öncelikle primer enfeksiyon gelişmekte ve sonra monosit, makrofaj, tükürük bezleri, böbrekler ve bronşlardaki salgı bezlerinde latent olarak kalmaktadır. HHV-6 56 C'de, alkol, deterjan ve organik çözücüler ile kolaylıkla inaktive olan dayanıksız bir virüstür (Mori, Yamanishi, 2007). Lenfoid tümörlerde görülmesi malign rolü üzerindeki çalışmaları devam ettirmektedir. Ayrıca son yıllarda otoimmün multiple skleroz ile ilişkisi araştırılmaktadır. Hastalık yaklaşık üç günlük ateşli dönemi takiben ortaya çıkan döküntüler ile karakterizedir. Yeni doğanlarda ''rozeola infantum'', küçük çocuklarda akut nonspesifik ateşli hastalık ve erişkinde enfeksiyoz mononükleozis benzeri tablo oluşturur ( Tanaka, Kondo, Torigoe, Okada, Mukai, 1994). HHV-7; HHV-6'ya benzer özellikler gösterir. CD+4T hücrelerinden elde edilmiştir. Sağlıklı kişilerin tükürüğünden izole edilmektedir ve genelde 5 yaş civarındaki çocukları enfekte eder.

7 7 Virüs tükürük bezlerinde replike olur ve bu yüzden çok kolay bulaşmaktadır (Wolz, Sciallis, Pittelkow, 2012). Nasıl hastalık yaptığı konusu, klinik özellikleri ve komplikasyonları hala araştırılmaktadır. Ayrıca, HHV-6 ve HHV-7, ilaç reaksiyonları ve transplant komplikasyonları gibi dermatolojik etkileri olan diğer hastalık süreçlerini de etkileyebilir. HHV-6 özellikle Steven-Johnson ve El-ayak-ağız sendromu ile, HHV-7 ile birlikte Graftversus-host ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (Ichiche, Kiesch, De Bels, 2003; de Pagter ve diğerleri, 2008). HHV-8; replikasyon ve yerleşim yeri tam olarak bilinmemektedir. HHV-8 enfeksiyonu, özellikle HIV/AIDS'li hastalarda Kaposi Sarkomu ile ilişkili olduğu bilinmektedir. HHV-8 enfeksiyonlarında cinsel yol en sık ve en önemli bulaş yolu iken diş hekimliği açısından önemli diğer yol ise tükürüktür (Tekin, Aktar, 2018) Coksackie Virüs Coksackie bir RNA virüsüdür ve picornavirüs ailesine aittir. Virüs gastrointestinal kanalda kolayca yayılır ve oral-fekal yolla bulaşır. Orofarenks ve üst solunum yolu ile vücuda girer. Viral replikasyon tonsil ve farenksin mukoza ve lenfoid dokusunda başlar. Gastrointestinal sistemde hastalık yapmaz ve enfeksiyon genelikle asemptomatiktir (Topkarcı, Erdoğan, Yazıcı, 2013). Virüs biyolojik ve antijenik farklılıklarına göre A ve B olmak üzere iki tipe ayrılmıştır, ayrıca bunlarında alt grupları vardır. Ağız bölgesini etkileyen A tipidir. A 1-6, 8, 10, 22 herpangina; A 5, 9, 16 el-ayak-ağız hastalığı; A 10 lenfonodüler farenjitis oluşmasından sorumludur. Herpangina; Coksackie A virüsü ile oluşan daha çok çocuklarda endemik olarak görülen, orta şiddette bir enfeksiyondur. Akut bir tablo başlar. Boğazda ağrı, disfaji, ateş ve bunlara eşlik eden öksürük, burun akıntısı, iştah kaybı, bulantı, kusma, kas ağrısı ve baş ağrısı görülür. Ağız mukozasında özellikle posteriorda, genelllikle yumuşak damak ve tonsillada az sayıda lezyonlar görülür. Lezyonların bu alanlarda tipik olarak yerleşmesi tanıda yardımcıdır; bu alanların dışında ön bölgelerde görülmesi pek alışılmış bir durum değildir. Bulgular orta şiddette ve kısa süreli olduğu için özel bir tedaviye gerek yoktur (Tekin ve Çam, 2012).

8 8 El-Ayak-Ağız Hastalığı; Klinik bulgular herpanginada olduğu gibi orta şiddetli grip bulgularıdır. Hastalığın adı lokalizasyonunu tanımlamaktadır. Eller ve ağızda lezyonlar genelde vardır, deri lezyonları ise değişkendir. Ağızdaki lezyonlar deridekilerden daha önce belirir. Ağız lezyonları herpanginaya benzer, ancak sadece posterior ile sınırlı kalmayıp çok sayıda ve mukozanın farklı bölgelerine dağılmış şekildedir. Yanak, dudak ve dil mukozası en fazla yerleşim yeridir (Krafchik, 2005; James, Elston, 2005). Son yıllarda ülkemizde de sık görülen bu hastalık, çocukluk çağı enfeksiyonu olup bulaşıcılığı oldukça yüksektir ve özellikle 2-10 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Genellikle iyi seyirlidir ve spontan iyileşme eğiliminde olduğundan tedaviye gerek yoktur; gerekirse semptomatik tedavi verilebilir ve hastada ağız hijyeni motivasyonu önemlidir (Ünal, Öğülmüş, Azimetli, Keskin, 2014). Akut Lenfonodüler Farenjit; Erişkin ve çocuklarda en sık görülen enfeksiyonlardan biridir. Hastalığa ait belirti ve bulgular genellikle klinik tanının konulmasında yeterlidir. Coksackie A-10 virüsü ile oluşur ve genelde endemik olarak okul çağındaki çocuklarda rastlanır. Viral enfeksiyonlarda görülen vezikül ve ülserler oluşmadığı için tanıda zorluk olabilir fakat üç yaşın altındaki çocuklarda etken genellikle virüslerdir (Tunger, 2015) Togavirüs Togavirüs ailesinden rubivirus bir RNA virüsüdür ve döküntülü bir hastalık olan kızamıkçık (rubella) etkenidir. Çocuklarda ve erişkinlerde hafif seyirli bir klinik tabloya yol açar. Ancak gebelerde geçirildiği zaman tüm organ ve sistemleri etkileyerek fetusta ciddi gelişme geriliğine neden olabilir (Kul ve diğerleri, 2005). Klinik bulgular, postnatal rubella ve konjenital rubella sendromu olarak görülür. Postnatal rubella; çocuklarda kuluçka döneminden sonra hafif ateş, kızarıklık, iştahsızlık, bulantı, lenfadenopati ve döküntüler ile ortaya çıkar. Çocuklarda asemptomatik olan veya hafif geçen hastalık erişkinlerde daha ciddi seyreder. Hastalık erişkinlerde 2-3 gün devam eden nezle ve üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başlar, boyun ve suboksipital lenf

9 9 bezlerinde ağrılı büyüme olur. En tipik komplikasyon artritistir ve genelde yaşı ileri olan kişilerde görülür. Virüs, öksürük, hapşırma ile havaya dağılan damlacıkların solunmasıyla bulaşır. İnkübasyon dönemi 2-3 haftadır. Bulaşma dönemi deri döküntülerinden 1 hafta önce başlar ve başladıktan sonraki 5 gün boyunca devam eder. Ekzantemler bazen ilk klinik bulgu olurlar ve yüz ile boyunda görülürler. 1-3 günde tüm vücuda yayılırlar. Lezyonlar önce makül olarak başlar, sonra papül haline gelirler, soluk bir renk ve deskuamasyon ile kaybolurlar (Acar, Aytimur, 2014). Ağız lezyonları ''Forcheimer lekeleri'' olarak bilinir. Bunlar yumuşak damakta başlayıp daha sonra sert damakta görülen ufak koyu kırmızı papüllerdir. Ağız lezyonları kısa sürelidir. Deri döküntülerini takiben ortaya çıkar ve yarım günde kaybolurlar. Bazen sert-yumuşak damak bölgesinde de peteşiler görülebilir (Özkök, 2016). Hastada konjenital rubella sendromu varsa sağırlık, kalp hastalığı ve katarakt görülür. Sağırlık en belirgin bulgudur, 2 yaşından sonra ortaya çıkar ve çift taraflı olur. Nadiren de olsa mental retardasyon, diabetes mellitus, ensefelopati ve tiroid bozukluklarının görülebileceği de bildirilmiştir (Özerol, 2008). Orta şiddetli bir enfeksiyondur ve özel tedavi gerektirmez. Koruyuculuk konusunda aşılama önemlidir. Kızamıkçık aşısı zayıflatılmış canlı aşıdır. Ülkemizde kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşısı şeklinde kombine üçlü aşı olarak uygulanmaktadır. Bu hastalıklardan birini geçirmiş olmak aşının uygulanması için engel değildir, yetişkinlerde de güvenle kullanılabilir. Aşı yapılan kadınların sonraki bir ay içerisinde hamile kalmamaları tavsiye edilir. Ayrıca immün sistemi baskı altında olan, akut ateşli hastalık geçiren ve aşıya alerjisi olan kişilerde uygulanmamalıdır (Özkök, 2016). Günümüzde, Sağlık Bakanlığı'nın önerdiği aşı takvimine göre (2006 yılından itibaren); 12.ayda ve ilköğretim 1. sınıfta Kızamık-Kızamıkçık -Kabakulak (KKK) aşısı uygulanmaktadır (Namıduru, 2008). Amerikan Pediatri Akademisi'nin önerisi ise; 12. ay, 4-6 yaş ya da yaş olmak üzere iki doz KKK aşı uygulamasıdır. Yaşamın ilk yılından sonra bir doz aşılanan çocuklara adolesan

10 10 dönemde tek doz, hiç aşılanmamış çocuklara ise en az 4 hafta ara ile iki doz KKK aşısı uygulaması önerilmektedir (Price, Demicheli, Bianco, 2003) Paramyxovirüsler Kızamık ve kabakulağı da içine alan RNA virüsleridir. Her iki virüs de tükürükte bulunur, bu yüzden diş hekimleri ve yardımcı personel risk grubundadır. Virüs kolay bulaşır ve toplumun yaklaşık %85'i 15 yaşından önce virüsle karşılaşmıştır. Kızamık (rubeola); Çocukluk döneminde en fazla karşılaşılan hastalıklardan birisidir. Epidemiler oluşturur, bulaşıcılığı yüksektir ve hayat boyu bağışıklık sağlanır. Hastalık direkt olarak bir kişiden kontaminasyonla veya damlacık enfeksiyonu şeklinde bulaşır. Hastalığın bulaşma dönemi döküntüler görülmeden 2 gün önce ve görüldükten sonraki 4. güne kadar devam eder. İnkübasyon süresi gündür (Varela, Tremaine, Gewirtzman, Satyaprakash, Mendoza, Ravanfar, 2009). Virüs kuluçka döneminin sonunda beyne, yüzeysel kan damarlarına, konjuktivaya, idrar yoluna, gastrointestinal bölgeye ve ağız mukozasına yayılır ve ateş, burun akıntısı, halsizlik, konjuktivit ve öksürük ile hastalık başlar. Hasta ışığa bakmak istemez yani fotofobi vardır. Bundan sonraki 4-7 gün içinde döküntüler ortaya çıkar. Kırmızı döküntüler ilk önce yüzde başlar ve daha sonra boyun ve vücuda doğru aşağı iner (Fölster-Holst, Kreth, 2009). Ağız mukozasındaki en belirgin bulgu ''Koplik lekeleri'' denilen eritemli alan üzerindeki mavi-beyaz papüllerdir ve hastalığın erken döneminde kulak arkası ve saç çizgisinden başlayarak görülürler. Koplik lekeleri bukkal mukozada molar dişler hizasında parotis kanalının açıldığı bölgede iki taraflı ve değişik sayıda bulunurlar. Çocukluğun erken dönemlerinde geçirilen ağır vakalarda odontogenezis etkilenir ve daimi dişlerde mine hipoplazisi görülür. Kızamığa bağlı komplikasyon gelişirse otitis, pnömoni, ısrarlı bronşit ve diyare gibi bulgular ve ensefalit gelişmesi durumunda mental retardasyon olur veya çocuk kaybedilir. Kızamık aşısı komplikasyonlardan korunma için ihmal edilmemelidir (Acar, Aytimur, 2014).

11 11 Kabakulak (Epidemik Parotitis); Mumps virüsünün neden olduğu çocukluk dönemi bulaşıcı hastalığıdır. Öncelikle tükürük bezlerini tutan bir enfeksiyondur. Tükürük, idrar ve damlacık enfeksiyonu ile yayılır (Özkok, 2016). En fazla parotis etkilenir fakat submandibular ve sublingual bezlerde dahil olabilir. Huzursuzluk ve şişme kulağın alt yarısından başlayarak aşağıya mandibulanın alt yarısına kadar uzanır. Hastaya arkadan bakıldığında kulak memesi yukarıya doğru kalkmıştır, bu parotisin uç kısmının olaya katılması ile olur ve bu bulgu kabakulak ile odontojenik enfeksiyon arasında ayırıcı tanı oluşturur. Ağız içinde ''Wharton ve Stensen'' kanalının açıldığı papilla şişmiştir, kanal bölgesi kızarmıştır ve küçük kırmızı lekeler görülür. Sublingual bezlerin şişmesine bağlı olarak ağız tabanının yükseldiği gözlenebilir. Trismus da görülebilir (Snell, 2004). Kabakulağın görülme sıklığı ve epidemilerin meydana gelmesi aşılama ile oldukça azalmıştır. Özel bir tedavi şekli yoktur, sıvı ve tükürüğü stimüle etmeyecek yumuşak gıdalar ile yatak istirahatı tavsiye edilir (Özkul, 2012) Human Papilloma Virüs HPV bir DNA virüsüdür, epitel hücrelerine yerleşme eğilimi vardır ve normal ağız mukozasında latent olarak bulunur. HIV pozitif kişilerde ağızda HPV görülme olasılığı yaklaşık %90 olarak belirtilmektedir. HPV, tip 8 Kaposi Sarkomu oluşumunda da etkilidir (Dizer, Hayat, 2001). Orofarengeal bölgede birden fazla HPV grubu lezyonlar bulunur. Bunlar; Skuamoz papilloma, Verruca vulgaris, Kondiloma akuminatum, Fokal epitelyal hiperplazi, Karsinoma olarak sınıflandırılabilir (İlkit, Akan, 1996).

12 12 İnsan papilloma virüsü birçok şekilde bulaşmaktadır; kontamine yüzeylerden, ciltteki lezyonlardan ve doğum kanalından olmak üzere direkt veya indirekt olarak bulaş görülmektedir. Ancak, en önemli bulaş şekli cinsel yolla bulaştır (Avcı, Bozdayı, 2008) Retrovirüsler Virion içerisinde ''reverse transkriptaz (RT)'' enzimi içeren virüslere retrovirüs denir. Aynı aileden olan insan yetmezlik virüsü (HIV) birçok nörolojik ve immunolojik hastalığın sebebi olarak gösterilmektedir. HIV, cinsel ilişkiyle mukoza membranlarından virüsle kontamine olmuş kan ve ürünleri ile veya anneden fetusa veya yeni doğana geçmektedir. Risk grupları arasında homoseksüel ve biseksüeller, intravenöz ilaç bağımlıları, hemofililer ve kan transfüzyonu gerekenler bulunmaktadır (Toprak, Bakır, 2007). Virüs vücuda girdikten sonra CD4+T lenfositleri, makrofajlar ve bazı sinir hücreleri ile tropizm (bağlanma) yapar. İlk basamak hücre yüzeyine bağlanmayı takiben virüs alıcı hücre içine girerken dış kılıfını kaybeder. Viral nükleik asit ve proteinler replikasyonun bütün aşamalarında etkili olurlar. Viral RNA, hücrelerin sitoplazmalarında reverse transkriptazı kullanarak viral DNA'yı sentezler ve çekirdeğe taşınır. Daha sonra hücre içine girerek entegre olur. Entegre olan viral DNA, bu kez RNA kopyasını oluşturur ve bu RNA kopyaları virüs genomu olarak veya viral gen ürünlerinin sentezinde mrna gibi görev yaparlar. Sonuçta viral replikasyon sağlanmış olur ve konakçı hücresi yeni HIV RNA genomu üretmeye başlarlar (Şevik, 2013). HIV ile ilk temastan sonra antikorların görünür olması 2-6 haftalık bir süredir ve bu süre içinde hasta kendi durumundan habersizdir. Primer enfeksiyon ve HIV'e spesifik immunitenin ortaya çıkmasından sonra hastaların büyük bir bölümünde klinik latent dönem yaşanır ve bu sürede de enfeksiyon ilerleyici karakterini korur. Hastada ilk erken dönem bulguları orta derecede ateş, terleme, iştahsızlık, kas ağrısı, diyare, baş ağrısı, kronik öksürük ve bazen deride kızarıklıklardır. Bu semptomlar soğuk algınlığı veya enfeksiyoz mononükleozis gibidir. Bu semptomlar genellikle bebeklerde 6 ay ve erişkinlerde bir yıllık latent dönem izler. Bu sürede hastaların kronik lenfadenopati dışında başka bir şikayetleri yoktur. Hastalık ilerlediği ve CD4+T lenfosit sayısı 200' ün altına indiğinde ciddi lenfopeni gelişir ve bu durumda riskli aşılar uygulanmalıdır (Öztürk, 2007).

13 13 HIV ile birlikte çok farklı ağız lezyonları görülebilir. Ağız bulguları bazen virüs yerleşiminden sonraki ilk bulgularda olabilir. Kıllı lökoplaki, kandidiyazis, mantar enfeksiyonları, gingivitis ve periodontitis, akut nonspesifik ülser, kaposi sarkom, nonhodgkin lenfoma ve viral enfeksiyonlar en fazla karşılaşılan ağız bulgularıdır (Erturan, Yılmaz, 2011). HIV enfeksiyonunun tanısı viral antijenlere karşı gelişen spesifik antikorların serolojik testler ile saptanmasıdır. HIV antikorları ömür boyu saptanabilir. ELİSA testi günümüzde sık kullanılan bir serolojik testtir. HIV antikorları için yüksek seçiciliği olan bir yöntemdir, ancak virüs bulaştıktan sonraki ilk 3-12 hafta içinde doğru sonuç vermeyebilir. ELİSA testinden başka hızlı antikor saptama, CD4+T lenfosit tayini, kalitatif PCR testi, kantitatif viral yük tayini p24 antijen tayini kullanılan diğer bazı testlerdir (Tuncer, Ünal, 1997). HIV için aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir fakat virüslere ait özellikler başarılı uygulamaları engellemektedir. Bu nedenle HIV enfeksiyonundan korunmada en etkili yol etken virusle teması önlemektir. Bu amaçla enfeksiyonun olası bulaşma yolları ve korunma yöntemleri konusunda halkın ve özellikle risk gruplarının eğitimi gereklidir (Öztürk, 2007) Hepatit Virüsleri Hepatit, tüm hepatositleri etkileyen, hepatoselüler zedelenme ile karakterize karaciğerin iltihabi hastalığıdır. Profilaksi, tanı ve tedavideki güncel gelişmelere rağmen, viral hepatitler tüm dünyada mortalite ve morbiditeye sebep olan önemli sağlık sorunlarıdır yılında hepatit A ile , hepatit B virüsü ile ve hepatit C virüsü ile 1000 sağlık çalışanı mesleksel maruziyet sonucu enfekte olduğu tahmin edilmektedir. Aşılama programlarının yapılması veya zorunlu hale getirilmesi, enfeksiyon koruyucu önlemlerin alınması hem mesleksel bulaşları, hem de hasta çalışanlardan sağlıklı insanları koruyacaktır (Ecrin, İnkaya, Yıldız, 2017). Hepatit B (HBV) ve hepatit C virüs (HCV) enfeksiyonuna bağlı olarak akut veya kronik hepatitler gelişebilmekte ve sonuçta karaciğerde fibrozis, siroz, hepatosellüler kanser gibi önemli klinik komplikasyonlar gözlenebilmektedir. Akut hepatit, karaciğerin yaygın (diffüz) bir iltihabi hastalığıdır. Altı aydan kısa süreli olması ve sıklıkla tam iyileşme ile sonuçlanması önemli klinik özelliklerindendir. Akut viral hepatitler hepatotrop virüsler (hepatit A, hepatit B, hepatit C, hepatit D [delta], hepatit E,

14 14 hepatit G, TTV virüsü ve bilinmeyen virüsler) ve diğer virüsler (Sitomegalovirüs, Epstein- Bar virüs, Herpes simpleks virüs tarafından oluşturulur (Uyanık, Malçok, Aktaş, 2004). Kronik hepatit, karaciğerin 6 aydan uzun süreli diffüz iltihabi hastalığıdır. Siroza ilerleyebilir veya sirotik evrede olabilir. Akut HBV infeksiyonu sırasında HBsAg virusa ait ilk saptanan antijendir. HBsAg hastalık semptomları ortaya çıkmadan 3-5 hafta önce serumda saptanabilir düzeye ulaşmakta, seviyesi giderek yükselerek akut enfeksiyon sırasında pik seviyeye ulaşır ve iyileşme olgularında 6 ay içinde kaybolmaktadır. HBsAg nin ortadan kaybolduğu ve henüz anti-hbs antikorlarının ortaya çıkmadığı döneme pencere dönemi ismi verilmektedir. Bu dönemde hem HBsAg hem de anti-hbs antikoru negatif olarak bulunmaktadır. Akut HBV infeksiyonundan sonra anti- HBs antikorlarının oluşması hastalığın iyileşme ile sonlandığını ve bağışıklığı göstermektedir. Kronik HBV infeksiyonlarında ise genellikle anti-hbs negatiftir. Anti-HBs akut HBV infeksiyonu dışında, hepatit B aşılaması sonrasında immün bir cevap olarak da oluşmakta veya hepatit B immünglobülin verilmesiyle, kan transfüzyonuyla ve anneden bebeğe pasif olarak da transfer edilebilmektedir. Serumda anti-hbs seviyesinin 10 IU/ml nin üzerinde olması koruyucu bir bağışıklık seviyesini göstermektedir (Çelen, 1996). Karaciğerdeki enfeksiyonun varlığı ateş, bulantı, halsizlik gibi klinik bulgular, sarılık ve hepatomegali gibi bulgular ile karaciğer enzim düzeylerindeki yükselmeler veya iltihap hücrelerinin görüldüğü karaciğer biyopsileri ile ortaya çıkar (Kara, 2008). Günümüzde 5 tip hepatit virüsü tanımlanmıştır; hepatit A, B, C, D ve E virüsleridir. A hepatiti çocuklarda daha sık görülürken akut B, C ve D virüsleri erişkinlerde daha fazladır. Gelişmekte olan ülkelerde yaşam şartları iyileştikçe Hepatit A görülme sıklığı azalmaktadır. Hepatit A; Virüs, oldukça güçlü bir RNA virüsü olup Picornaviridae ailesindendir. Eter, kloroform gibi organik çözücülere dayanıklıdır. 25 C'de ve ph 3'de 3 saat dayanır. 100 C'de suda 5 dakikada inaktive olur, -20 C'de yıllarca, nemli ortamda ise aylarca aktif halde kalabilir. Hepatit A için kötü hijyen koşulları, yakın kişisel temas, deniz ürünlerinin yenmesi ve fekaloral yol en önemli bulaşma yollarıdır. Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar

15 15 ve bu ülkelere seyahat edenler, hepatit A geçirenler ile aynı evde yakın ortamda yaşayanlar, kalabalık ortamlar, kreşler, okullar risk faktörleridir. HAV tükürük, idrar ve nazofarengeal sıvılarda bulunur (Kara, 2007). HAV genellikle 15 yaşın altında asemptomatik olarak görülür. Gebelik sırasında fetus için sorun yaratmaz. Hastalığın erken dönemlerinde anti HAV IgG' nin antikorlar ile plasentayı geçerek fetusa gelmeleri enfeksiyona karşı koruyucu rol oynar. Ancak vertikal yol ile doğum sırasında viremik annenin kanı veya dışkısı ile bebeğe geçebilir (Yoldaş, Bulut, Altındiş, 2012). HAV enfeksiyonundan korunma ve tedavisinde, yatak istirahatı önemlidir. Maruziyet öncesinde; çalışanın risk durumuna göre, gerekli olduğunda hepatit aşısı inaktive yani ölü aşı yapılmalıdır. 2 yaşından büyük çocuklara ve yetişkinlere 6-12 ay ara ile iki kez uygulanır. Hamile ve emziren kadınlara da uygulanabilir. Çocuk veya yaşlı bakımı yapan aşılanmamış yetişkinlerin aşılanması önerilir. Eğer gerekliyse, su geçirmez giysiler giyilmeli, genel hijyenik önlemler ve dezenfeksiyon önlemleri alınmalıdır. Maruziyetten hemen sonra aşılama yapılabilir; hepatit A salgınları sırasında veya maruziyet durumunda korunma olarak standart immünglobulin uygulanması yapılabilir; eğer gerekli ise, immünglobulin preparatları ilk aşı dozu ile aynı zamanda uygulanabilir (aktif-pasif bağışıklama). (Ecin, İnkaya, Yıldız, 2017). Hepatit B; Bu gruptaki tek DNA virüsüdür. Hepatit B virüsü (HBV), Hepadnaviridae ailesinin orthohepadnavirüs cinsinde yer alan hepatotropik, zarflı ve kısmen çift sarmallı bir DNA virüsüdür. Tek önemli kaynağı insan olan HBV nin yayılmasında taşıyıcılık kavramı oldukça önemlidir. Bu virüsün dört ana bulaşma yolu vardır: Enfekte kan veya vücut salgıları ile parenteral temas (perkütan), cinsel temas, enfekte anneden yeni doğana bulaşma, enfekte kişilerle cinsellik içermeyen yakın teması (horizontal) ile görülür (Duman, Kaysadu, Tekerekoğlu, 2009). Akut HBV enfeksiyonun seyri inkübasyon dönem, preikterik dönem, ikterik dönem ve konvelesan dönem olmak üzere başlıca dört kategoride incelenebilir. Bulantı, kusma, grip benzeri şikâyetler, yorgunluk ve halsizlik, sağ üst kadranda hafif künt bir ağrı en belirgin

16 16 semptomlar arasındadır. Akut HBV enfeksiyonu sonrası erişkinlerin yaklaşık %5 inde kronik hepatit gelişmektedir. Kronik HBV enfeksiyonlu hastaların büyük çoğunluğu asemptomatiktir ve hastalar genellikle enfekte olduklarının farkında değildirler. Kronik HBV olguların %10-20 sinde siroz veya hepatoselüller kansere ilerleyebilir. Tarama amacı ile öncelikle HBsAg bakılması gerekmektedir. Bakılan tetkikler de pozitiflik tespit edilirse akut hepatit tanısı için anti-hbc IgM, viral replikasyon gösterilebilmesi için HBV DNA ve HBeAg testleri istenebilir (Çakaloğlu, Ökten, Yalçın, 1990). HBV enfeksiyonundan korunmak için; Maruziyet öncesinde; 1. Hijyen ve dezenfeksiyon önlemleri: Kan ve vücut sıvılarıyla temas riski bulunan durumlarda kesici ve delici aletler dikkatle kullanılmalıdır. Hijyen ve dezenfeksiyon önlemleri uygulanmalıdır. Kontamine enjeksiyon iğnelerini, bistürileri vb. atmak için delinmeyen emniyetli kutular bulundurulmalıdır. 2. Riskli durumlarda bireysel korunma (aşılama): Aşılama öncesi tarama, sadece endemik olan bölgelerde tavsiye edilmektedir. HBV aşısı kas içine (deltoid kasa) 0, 1, 6. aylarda olmak üzere 3 doz şeklinde uygulanır. Birinci ve ikinci dozu arasında en az 4 hafta, ikinci ve üçüncü dozu arasında en az 8 hafta olmalı, ayrıca üçüncü doz ilk dozdan en az 16 hafta sonra uygulanmalıdır. HBV aşısı diğer aşılarla birlikte aynı gün veya birkaç gün ara ile uygulanabilir. Hızlı yanıt elde edilmesi istendiğinde; 0, 1, 2 ve 12. aylar şeklinde de uygulanabilmektedir. Ayrıca 0, 10, 21. günde ve 0, 7, 28. günlerde birer aşının yapıldığı ve 12. ayda bir doz daha rapel aşının uygulandığı hızlandırılmış aşı şemaları da bulunmaktadır. HBV aşılanması aynı zamanda HDV ye karşı da koruyucudur. Aşılama sonrası 4. haftada Anti-HBs düzeyi kontrol edilir ve 10 IU/ml nin üzerinde ise yeterli yanıt olduğu kabul edilir. Anti-HBs değeri 10IU/ml den düşükse 3 doz daha aşı yapılır. Altı doza rağmen Anti HBsAg pozitifleşmezse, kişi aşıya cevapsız olarak kabul edilir. Aşıya cevapsız kişilerin riskli işlerde (kan ve kan ürünleri ile ilişkili olan işlerde) çalışmaması tercih edilir (Ecin, İnkaya, Yıldız, 2017).

17 17 Hepatit C virüsü (HCV) Hepatit C virüsü, tek zincirli RNA virüsüdür. Flaviviridae familyasındandır. Enfekte kan veya vücut salgıları ile parenteral temas (perkütan) ve cinsel temas ile bulaş olmaktadır. Enfekte anneden yeni doğana çok nadir bulaşır. İnkübasyon dönemi yaklaşık 6-8 haftadır. Klinik olarak %80 hastada belirti vermez. Hepatit C hastalarının %80 ninde kronik hepatit gelişmektedir. Hepatoselüler kanserin önemli nedenleri arasında yer almaktadır ve tamamına yakını sirozlu hastalarda meydana gelmektedir. Maruziyet öncesinde; Kesici ve delici aletler güvenli şekilde kullanılmalıdır. Hijyen ve dezenfeksiyon tedbirleri alınmalıdır. Kontamine enjeksiyon iğnelerini, bistürileri vb. atmak için delinmeyen emniyetli kutular tercih edilmelidir. Aşılama ya da pasif bağışıklama yöntemleri mevcut değildir. Maruziyet sonrasında; Enjeksiyon iğneleri ya da kesicileri ile maruz kalınan yaralanma ve kesiklerde; su ve sabun ile yaralanan bölge temizlenmeli, daha sonra virüslere karşı etkili bir cilt dezenfektanı ile (alkol, batikon vs.) dezenfekte edilmelidir. Kontamine olan bölge ya da mukoz membran su ile veya %20-30 alkol içeren solüsyonla iyice temizlenmelidir (Barut, Günal, 2009). Viral hepatit hastalığına sahip sağlık çalışanları- nın, hastaları için nadiren bulaş riski teşkil ettiği saptanmıştır. Amerika Halk Sağlığı Epidemiyoloji Cemiyeti (SHEA) HBV ile enfekte sağlık çalışanları ve öğrencileri için 2010 yılında bir kılavuz yayınlamıştır. Bu kılavuz hasta kanlarına bağlı bulaşta, invaziv işlemleri risk gruplarına göre ayırmıştır. Kişinin HBV DNA seviyelerine göre riskli işlerde çalışmaları kısıtlanmıştır. HBV DNA seviyelerinin kopya veya IU/ml altında olması istenmektedir. Bu değerlerin altında olan çalışanlar, gerekli önlemlerin alınması, aşılama programların yapılması ve medikal tedavinin yapıldığı durumlarda kısıtlama getirilmez. Riskli meslek grupları, kan ve kan ürünleri ile bulaş riski olan hastalıklarda uygulanabilir (Trevisan, et.,2015). Gerekli önlemlerin alınması ve gerekli kısıtlamaların getirilmesine rağmen çalışanlar toplumsal baskı altında kalmakta, işlerini kaybetme tehlikesi ile karşılaşmaktadırlar. Bir işçinin iş sözleşmesinin işverence feshi İş Kanunu nun 25. maddesine göre hastalığın tedavi

18 18 edilemeyecek nitelikte olması ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğu hallerde mümkündür. Bir işçinin sağlık nedenlerinden ötürü kendi isteğiyle iş sözleşmesini feshi ancak işin yapılması işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli yaratıyor ise mümkündür. Viral hepatitler, İş Kanunu na göre koşulların oluşması halinde iş sözleşmenin feshi için haklı sebep sayılır. Ancak viral hepatitler işçinin çalışmasını engellemiyorsa ya da işçinin daha hafif bir işte değerlendirilme imkânı varsa iş sözleşmesinin feshi için haklı sebep değildir. Devlet Memurları Kanunu na göre devlet memurları için viral hepatitlerin memurluğa engel olduğuna dair hüküm bulunmamaktadır (4857 sayılı tarihli İş Kanunu, Erişim Tarihi 4 Mayıs MevzuatMetin/ pdf) Bakteriyel Enfeksiyonlar Bakterilere bağlı olarak gelişen nonspesifik baş ve boyun enfeksiyonları genellikle ağız florasından köken alırken, spesifik enfeksiyonlar dışarıdan alınan mikroorganizma ile oluşur ve etken sadece tek bir hastalığa özeldir. Bu bakterilerden diş hekimleri ve personeli açısından klinik uygulamalarında bulaşıcılık gösteren faranjit, kızıl, tüberküloz, difteri gibi enfeksiyonlar önemlidir Nonspesifik enfeksiyonlar Streptokoklara bağlı enfeksiyonlar; Faranjitis; B hemolitik streptokoklar tarafından oluşan akut bir durumdur yaş arası çocuklarda daha sık görülür. B hemolitik streptokok üremesi yaşa, beslenme şekline, yaşam koşullarına, mevsim değişikliklerine ve ani ısı değişikliklerine bağlı olabilir. Etken, damlacık enfeksiyonu ve tükürük ile yayılır. Enfeksiyon bulguları mikroorganizma temasından sonraki 2-4 gün içinde ortaya çıkar ve sıklıkla kendini yüksek ateş ile belli eder. Akut bulgular boğaz ağrısı, üşüme, titreme, vücutta kırıklık, servikal lenfadenopati, mandibula angulus bölgesi lenflerine büyüme ve baş ağrısı şeklinde oluşur. Çocuklarda bulantı, kusma ve karın ağrısı vardır. Birkaç gün sonra yumuşak damakta peteşiler oluşur, tüm ağız mukozası eritemli ve hassastır. Tedavisinde viral farenjit ile ayırt edilmelidir. Virüslere bağlı enfeksiyonda ses kısıklığı, konjuktivitis, öksürük, burun akıntısı daha ön plana çıkan bulgulardır.

19 19 Kızıl; Çocuklarda A grubu B-hemolitik streptokokların (streptococcus pyogenes) neden olduğu, bu bakterinin gen yapısı sayesinde bazı tiplerinin ürettiği eritrojenik toksin kızıl hastalığına neden olur. Her yaşta görülebilirse de çoğunlukla 5 yaş altındadır. Streptokoksik tonsillofarenjit sırasında yaygın makülopapüler döküntülerle karakterizedir. Bazen enfeksiyon kaynağı deri olabilir (cerrahi kızıl). Ateş, yaygın makülopapüler döküntü, ağız çevresinde solukluk (circumoral pallor), ekstremitelerin gövdeye birleştiği bölgelerdeki deride ince kahverengi çizgilenmeler (pastia çizgileri), çilek dili bulgusu, derinin adeta soyulmuş tavuk derisi görüntüsünde olması, makülopapüler döküntülerin basmakla sarımsı renkte solması (negatif dermografizm), konjunktivitin görülmemesi, boğaz ağrısı ve boğazda streptokoksik tonsillit bulgularının eşlik etmesi, servikal lenfadenopati en tipik bulgularıdır (Yaylı, 2011). Döküntü 5-7 gün kadar sürer ve sonra kaybolur. Hastalığın iyileşme döneminde el ve ayak parmaklarında tırnak uç kesimlerinden başlayarak deride eksfoliasyon ve soyulmalar gözlenir. Bu klinik bulguları nedeniyle Kawasaki hastalığının ayırıcı tanısında yer alır. Eğer periferik dolaşım bozukluğu eşlik ederse, şok tablosunun eşlik etmesiyle Streptokoksik Toksik Şok Sendromu olarak adlandırılır. Tanısında klinik bulgular yanında boğaz kültürü yarar sağlar. Lökositoz, sola kayma, yüksek CRP düzeyi eşlik edebilir. Ayırıcı tanısında kızamıkçık, Parvovirüs-B19 enfeksiyonu, Ebstein-Barr enfeksiyonu, ilaç allerjisi, Kawasaki hastalığı yer alır. Tedavisinde penisilinler ilk seçenektir. Tanısı konulduğunda antibiyotik tedavisi önemlidir. Zira hastalık sonrası akut romatizmal ateş veya post streptokoksik glomerülonefrit gelişebilir. Hastalığın ilk 10 günü içinde tanısı konulur ve tedavisi başlanırsa akut romatizmal ateş engellenir (Varkal, Yıldız, Ünüvar,2015). Stafilokoklara bağlı gelişen enfeksiyonlar; Bu grupta önemli 3 tür bulunmaktadır. Bunlar S.aureus, S.epidermis ve S. saprophyticus'tur. S.aureus, insanlardaki stafilokok enfeksiyonlarının çoğundan sorumlu olan türdür. S.epidermis genellikle immün yetmezliği olan hastalarda fırsatçı enfeksiyonlara sebep olur. S.saprophyticus ise kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarına sebep olur.

20 20 S.aureus, virulansı en yüksek olan stafilokok türü olmakla birlikte enfeksiyon gelişmesi mikroorganizmanın virülansı ve konak savunma sistemi arasındaki ilişkiye bağlıdır. Beklemiş ünit sularında çoğalabilen ve ağız florasında da hakim olan Staphylococcus aureus tedavi işlemleri esnasında damlacık veya biyoaerosol şeklinde yayılabilmektedir. S.aureus ile meydana gelen çapraz enfeksiyon durumu dental kliniklerde ve hastanelerde çok daha fazla karşımıza çıkabilmektedir. S.aureus toksinlerini salgılayarak, yüzeyel deri ve mukoza enfeksiyonları, apseler gibi lokal komplikasyonlara ya da pnömoni, osteomyelit ve septisemi gibi sistemik komplikasyonlara neden olabilmektedir (Külekçi, 2000). İmpetigo; yüzeyel enfeksiyonu tanımlayan klinik bir terimdir. Etken A grubu B-hemolitik streptokok veya S.aureus'tur, ikisi birlikte de olabilir. Lezyon çocuklarda yetişkinlere göre daha sık görülür. Streptokok ve stafilokoklar tarafından oluşur ve genellikle ağız çevresini etkiler. Enfeksiyon kopan, geride salgı veya kabuk kaplı lezyonlar bırakan inflamatuar vezikülobüllöz lezyonlara neden olur. Lezyonlar bulaşıcı olduğundan, aile içinde ve oyun arkadaşlar arasında yayılır. Çoğu durumda lezyonlar sıkı hijyen önlemleri ile komplikasyon olmadan iyileşir fakat antibiyotikler genelde tavsiye edilir (Yaylı, 2011) Spesifik Enfeksiyonlar Tüberküloz; Mikobakteriyum tüberkülozisin neden olduğu hava yoluyla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyondur. Tüberküloz basili canlı fakat inaktif halde kaldığı akciğerlerde konakçının immün sisteminin bozulmasıyla enfeksiyon meydana getirir. Enfekte birçok kişide tüberküloz (TB) gelişmez ve bu kişiler hastalığı bulaştırmazlar. Bununla beraber bir kere enfekte olan kişide gelecekte aktif hastalığın gelişme riski vardır. Tüberkülozda oral lezyonlar da görülebilir. Dil, dudak, bukkal mukoza ve damak, oral lezyonların en sık görüldüğü kısımlardır (Şenel, 2007). Her yıl uygulanan tüberkülin deri testleri, enfekte olan dental çalışanların belirlenmesinde önemlidir. Eğer serokonversiyon meydana gelirse, aktif hastalığın gelişmesinin önlenmesi için 6 ay boyunca profilaktik olarak izoniazide başlanması genellikle tavsiye edilir. Bu da hayatın ileriki dönemlerinde aktif hastalığın gelişme riskini azaltmış olur. Göğüs filminin

21 21 alınarak hastalığın aktif durumda olmadığı doğrulanmalıdır. Acil konumdakiler hariç aktif hastalığa sahip olanların dental tedavileri ertelenmelidir. Aktif hastalık hikayesi olan ama antitüberküloz tedavisini tam olarak almış asemptomatik hastalara rutin diş tedavisi uygulanabilir. Aktif hastalık olup olmadığı bilinmeyen fakat tüberkülin testi pozitif olan hastalara enfeksiyon durumu tespit edilene kadar yalnız acil durumlarda tedavi uygulanmalı veya profilaktik ilaç tedavilerini tamamlamaları beklenmelidir. Deri testi yapılmamış fakat TB için risk faktörü olan durumlarda potansiyel enfeksiyon varmış gibi davranılmalıdır. Bunlar, aktif hastalığı olan kişilerle temasta bulunmuş olan, TB'un görülme sıklığının yüksek olduğu yerlerden göç eden, intravenöz ilaç bağımlısı olan ve özellikle AIDS gibi immün sistemi tehdit eden hastalığı olan kişilerdir (Güler, Dursun, 2003). Dental birimlerde TB'un bulaşma riskini en aza indirmek için ek önlemler alınmalıdır. TB olan veya olduğundan şüphelenilen hastalarda aerosoller mümkün olduğunca az kullanılmalıdır. Bu, hastanın uygun pozisyonda tedavi edilmesi, "rubber dam" kullanılması, ultrasonik ve yüksek hızlı el cihazlarının kullanımının sınırlandırılması ile gerçekleştirilebilir. Maske dental birimlerin çoğunda rutin olarak kullanılmasına rağmen TB' un hava yoluyla bulaşmasını engellemede oldukça etkisizdir. Travma vakaları veya hayatı tehdit eden enfeksiyonlar gibi tedavinin kesin gerektiği durumlarda dental personel, TB bulaşmasına karşı etkili olan maskelerle, havalandırmanın sürekli olduğu hastane ortamında çalışmalıdır. Aktif tüberkülozlu hekimler ise tedavilerinin tamamlanması ve arka arkaya alınan üç tükürük smear örneğinin negatif olması sonrasında klinik çalışmalarına devam edebilirler (Bodrumlu, 2003). Difteri; Difteri toksin üreten Corynebacterium diphteriae kaynaklı, aşı tarafından önlenebilen bir hastalıktır. Bebeklerin 2-4 ve 6. aylarında tatbik edilen DBT karma aşısı içinde yer alan ve difteri mikrobunun toksininin zayıflatılmasıyla yapılan difteri aşısının yaygın olarak kullanılması sebebiyle, günümüzde aşılanmayanlarda nadiren ortaya çıkan bir hastalıktır. Kişiden kişiye genellikle öksürük veya hapşırma gibi damlacık yoluyla ve yakın temas ile bulaşır. Nadiren, açık yaralara (cilt lezyonlarına) veya difteri ile hasta olan birinin açık yaralarına dokunan giysiler ile hastalık bulaşabilir. Difteri toksini doku harabiyeti ve felç yapar. Ateş, boğaz ağrısı, boyunda şişmiş bezler, yutma güçlüğü, nefes darlığı gibi semptomlara neden olabilir (Yılmaz, 2004).

22 22 Hastaların %5-10 unda ölümcül seyreder ve küçük çocuklarda mortalite oranı yüksektir. Tedavisi antitoksin ve antibiyotiklerin uygulanması ile mümkündür. Aşılama ile son on yılda difteri mortalite ve morbiditesinde dramatik olarak bir düşüş gözlenmiştir (World Health Organization (WHO),Disease Outbreak News (DONs) 2017, Diphteria). 2.DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER VE RİSK FAKTÖRLERİ Diş hekimliğinin bütün branşları ve tüm klinik uygulamaları kendilerine has riskli durumlar taşımaktadırlar. Kullanılan aletler ve malzemeler, laboratuvar koşulları, ünitlerin temizliği, cerrahi girişim şartları, çalışma alanının fiziki durumu, hekim ve personelin hizmet-içi eğitimi ve vicdani sorumlulukları tartışılması ve değerlendirilmesi gereken konu başlıklarıdır. Diş hekimleri, hemşire ve yardımcı personelleri mesleki olarak enfekte kan, vücut sıvıları, iğne ve el aletleri ile yaralanma riskiyle yüksek oranda karşı karşıyadırlar (Varghese, Abraham, Mathai, 2003). Diş hekimliği branşlarını risk faktörlerine göre incelersek; Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi; muayene ve film çekimi sırasındaki tükürük kontaminasyonu göz önünde bulundurulmalıdır. Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi ve Periodontoloji; kontaminasyonun en yoğun olduğu branşlar olarak öne çıkmaktadırlar. Zira doku bütünlüğünü ortadan kaldıran cerrahi işlemler kan yoluyla enfeksiyon naklini kolaylaştırmaktadır. Bunların dışında cerrahi saha ve alet sterilizasyonu da son derece önemlidir. Protetik Diş Tedavisi; tükürük ve salya kontaminasyonu açısından en riskli bölümlerden birisidir. Gerek ölçü alımı gerekse diş preparasyonu ile ağız-içi salgıların yayılma olasılığı bir hayli fazladır. Laboratuvar koşulları da göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir çapraz enfeksiyon kaynağıdır. Endodonti ve Konservatif Diş Tedavisi; aeretör kullanımına bağlı ağız-içi salgı kontaminasyonu ve kanal ekstirpasyonu ile kan yoluyla enfeksiyon nakli ihtimali düşünülmelidir. Rubber-dam uygulaması hekim için sürekli enfeksiyona açık ortamda çalışmanın riskini azaltmak için etkili bir önlem mekanizmasıdır.

23 23 Pedodontide; çocuklara özgü durumlar, daha zayıf immün yanıt kapasitesi ve pedodonti kliniklerinin diğer tüm klinik uygulamaları içerdiği de göz önünde bulundurulmalı, böylece çocuk hasta ve hekim arasında çapraz enfeksiyon riskine karşı daha dikkatli olunmalıdır (Cochran, Miller, Sheldrake, 1989). Dental alet ve cihazlardan kaynaklanan bulaşların nedeni, kullanılan çeşitli alet ve cihazlar ile diş ünitlerine bağlı olan su borularında üreyen mikroorganizmalardır. Sonik ve ultrasonik diş temizleme cihazları, hava su spreyleri aerosol kontaminasyonunun en büyük kaynağı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, diş ünitine bağlı aeratörlere, su-hava spreylerine ve sonikultrasonik cihazlara su taşıyan borular da bakteri, mantar ve protozoa gibi mikroorganizmalarla kolonize olmakta ve hastalara bu mikroorganizmaları taşımaktadır. Glikokaliks tabakası ile korunan bu mikroorganizmalar, biyofilm oluşturarak su borularını rezervuar olarak kullanmaktadır (Harrel ve Molinari, 2004). Yılmaz ve diğerleri (2015) diş hekimliğinde enfeksiyona maruz kalma ve korunma yöntemlerinin mesleki deneyim ve kliniklere göre dağılımının değerlendirilmesi amacıyla yaptıkları çalışmaya farklı kliniklerden gönüllü 44 stajyer öğrenci, 34 araştırma görevlisi, 7 uzman doktor ve 37 öğretim üyesi katılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda çalışmaya başlamadan önce genel sağlık kontrolünü en fazla önemseyenlerin restoratif diş tedavi kliniği çalışanları (%85,7) olduğu, periodontoloji kliniği çalışanlarının ise diğerlerine göre daha az önemsediği (%42,9) gösterilmiştir. Düzenli olarak kontrollerini en çok önemseyenlerin ise oral radyoloji kliniği çalışanları (%80) olduğu, en az ortodonti kliniği çalışanları (%10) olduğu belirlenmiştir. Ayrıca meslek deneyimine göre bakıldığında klinikte çalışmaya başlamadan önce genel sağlık kontrolünden geçenlerin araştırma görevlileri (%73,5) olduğu, düzenli olarak kontrollerini en çok önemseyenlerin ise öğretim üyeleri (%35,1) olduğu bildirilmiştir. Aksoy ve Arıkan'ın (2016) diş hekimlerinin enfekte hastaları muayene ve tedavi işlemleri sırasında, bazı bulaşıcı hastalıklara maruz kalmaları durumuna karşı; bilgi düzeyleri, tutum ve davranışlarının incelenmesi amacıyla yaptıkları çalışmaya 52 diş hekimi katılmıştır. Özellikle yakın temas durumlarında damlacık ve benzeri şekilde doğrudan ve dolaylı olarak bulaşma riskleri olan AIDS, hepatit B, tüberküloz, grip ve kabakulak hastalıkları ele alınmıştır. Çalışmada, diş hekimlerinin hastalarla doğrudan ilgilendiği alanlarda hazırlanan 18 soruluk anket diş hekimlerine uygulanmıştır. Diş hekimlerinin %61.5 inin muayene ettikleri

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI Dok No: ENF.TL.15 Yayın tarihi: NİSAN 2013 Rev.Tar/no: -/0 Sayfa No: 1 / 6 1.0 AMAÇ:Sağlık çalışanlarının iş yerinde karşılaştıkları tehlikeler ve meslek risklerine karşı korumak. 2.0 KAPSAM:Hastanede

Detaylı

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR Prof. Dr. Oğuz KARABAY BU sunularda UHESA sunularından yararlanmıştır. UHESA ya ve eğitmenlerine teşekkürü borç biliriz. 1 Sunum Özeti BU derste verilmek İstenenler!!!

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN Sağlık Çalışanlarında İnfeksiyon Riski Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Hepatit B, Hepatit C, HIV, Hepatit D Sağlık çalışanlarında majör

Detaylı

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU insanlarda ölümcül hastalığa neden olabilir; her ne kadar genellikle çok daha az ciddi olsa da insan çiçek virüsü hastalığına benzer. Maymun çiçek virüsü

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

Ağızda bulgu veren enfeksiyon hastalıkları. Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Ağızda bulgu veren enfeksiyon hastalıkları. Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ağızda bulgu veren enfeksiyon hastalıkları Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Sunum planı Mantarlar Orofaringeal kandidiyazis Virüsler El-ayak-ağız hastalığı Herpes simpleks

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

Ateşle Seyreden Döküntülü Hastalıklar

Ateşle Seyreden Döküntülü Hastalıklar Ateşle Seyreden Döküntülü Hastalıklar Deri döküntüleri çeşitli enfeksiyonlarla veya enfeksiyon dışı nedenlerle oluşabilir. Bazı enfeksiyon hastalıklarına bağlı deri döküntüleri tipik klinik seyir ve bulgularla

Detaylı

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI Hepatit B aşısı bilinen en etkili aşılardan biridir. Hepati B aşısı inaktif ölü bir aşıdır, aşı içinde hastalık yapacak virus bulunmaz. Hepatit B aşısı 3 doz halinde yapılmalıdır.

Detaylı

Çocukluk Çağı Aşılamaları. Doç. Dr. Güldane Koturoğlu

Çocukluk Çağı Aşılamaları. Doç. Dr. Güldane Koturoğlu Çocukluk Çağı Aşılamaları Doç. Dr. Güldane Koturoğlu Rutin Aşı Takvimi-2012 ÖNERİLEN RUTİN AŞI PROGRAMI-2012 Ulusal aşı programı DOĞUM 1. AYIN SONU 2. AYIN SONU 4. AYIN SONU 6. AYIN SONU HEPATİT B 1. Doz

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA

SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA DR. ALPAY AZAP Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 23.09.2017 1 Türkiye deki hastaneler 23.09.2017 2 Türkiye deki sağlık

Detaylı

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI * VİRAL V HEPATİTLERDE TLERDE SEROLOJİK/MOLEK K/MOLEKÜLER LER TESTLER (NE ZAMANHANG HANGİ İNCELEME?) *VİRAL HEPATİTLERDE TLERDE İLAÇ DİRENCİNİN SAPTANMASI *DİAL ALİZ Z HASTALARININ HEPATİT T AÇISINDAN

Detaylı

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Hastanelerde Hastaneler enfeksiyon etkenleri bakımından zengin ortamlar Sağlık personeli kan yolu ile bulaşan hastalıklar açısından yüksek

Detaylı

KABAKULAK. Dr. Halil ÖZDEMİR

KABAKULAK. Dr. Halil ÖZDEMİR Dr. Halil ÖZDEMİR (MUMPS) Genellikle ve tipik olarak parotis bezlerinin tutulduğu, bir veya daha fazla tükrük bezlerinin şişmesi ile karakterize çocukluk çağının akut viral enfeksiyonu sonucunda gelişen

Detaylı

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK VİROLOJİYE GİRİŞ Dr. Sibel AK Bugün; Virüs nedir? Virüslerin sınıflandırılması Virüsler nasıl çoğalır? Solunum yoluyla bulaşan viral enfeksiyonlar Gıda ve su kaynaklı viral enfeksiyonlar Cinsel temas yoluyla

Detaylı

HEPATİT TARAMA TESTLERİ

HEPATİT TARAMA TESTLERİ HEPATİT TARAMA TESTLERİ Hepatit Tarama Testleri (Hepatit Check Up) Hepatit taraması yaptırın, aşı olun, tedavi olun, kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun. Hepatitler toplumda hızla yayılan ve kronikleşerek

Detaylı

Hasta ve/veya enfekte materyal ile potansiyel teması olan tüm personel

Hasta ve/veya enfekte materyal ile potansiyel teması olan tüm personel L. Nilsun Altunal Hasta ve/veya enfekte materyal ile potansiyel teması olan tüm personel Doktor Hemşire Öğrenci Laboratuvar teknisyeni 112 acil sağlık hizmeti personeli Eczacı Temizlik personeli Tıbbi

Detaylı

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU Kronik Viral Hepatitler Sporadik Enfeksiyon ENDER HBV HCV HDV Ulusal Aşılama Programı Erişkinlerin Sorunu HFV, HGV,

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ Nozokomiyal enfeksiyonlar genelde hastaneye yatıştan sonraki 48 saat ile taburcu olduktan sonraki 10 gün içinde gelişen enfeksiyonlar

Detaylı

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER Sağlık Çalışanlarında İnfeksiyon Riski: Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Hepatit B, Hepatit C, HIV, Hepatit

Detaylı

Sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır. AŞI NEDİR? İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı

Detaylı

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur. Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül

Detaylı

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008 GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008 GRİP HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER Gribin nasıl bir hastalık olduğunu, Gripten korunmak için neler yapmamız gerektiğini, Grip aşısını ve ne zaman aşı olmamız

Detaylı

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Gebede HSV İnfeksiyonu Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Olgu 14 günlük, erkek bebek Şikayeti: Sol kol ve bacakta kasılma, emmeme Hikaye:

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

Hepatit C ile Yaşamak

Hepatit C ile Yaşamak Hepatit C ile Yaşamak NEDİR? Hepatit C kan yoluyla bulaşan Hepatit C virüsünün(hcv) neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. 1 NEDİR? Hepatit C virüsünün birçok türü (genotipi ) bulunmaktadır. Ülkemizde

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI VEREM (TÜBERKÜLOZ) NEDİR? Verem hastalığı; verem mikrobunun solunum yolu ile alınmasıyla oluşan bulaşıcı bir

Detaylı

Gebelere hangi aşıları önerelim? Kılavuzlar ne öneriyor? Dr. Selim BÜYÜKKURT

Gebelere hangi aşıları önerelim? Kılavuzlar ne öneriyor? Dr. Selim BÜYÜKKURT Gebelere hangi aşıları önerelim? Kılavuzlar ne öneriyor? Dr. Selim BÜYÜKKURT selimbuyukkurt@gmail.com WHO CDC ACOG Up To Date MedScape EKMUD KLİMİK KLİMUD Kaynaklar Ülke için kaynak oluştururken

Detaylı

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Ergin AYAŞLIOĞLU Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi Maternal

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

Ateşle Seyreden Döküntülü Hastalıklar. Dr.Özcan Deveci

Ateşle Seyreden Döküntülü Hastalıklar. Dr.Özcan Deveci Ateşle Seyreden Döküntülü Hastalıklar Dr.Özcan Deveci Deri döküntüleri çeşitli enfeksiyonlarla veya enfeksiyon dışı nedenlerle oluşabilir Bazı enfeksiyon hastalıklarına bağlı deri döküntüleri tipik klinik

Detaylı

Dr. Zerrin YULUĞKURAL. Trakya Ü. Tıp Fak. İnfeksiyon Hast. Ve Klin. Mik. AD.

Dr. Zerrin YULUĞKURAL. Trakya Ü. Tıp Fak. İnfeksiyon Hast. Ve Klin. Mik. AD. Dr. Zerrin YULUĞKURAL Trakya Ü. Tıp Fak. İnfeksiyon Hast. Ve Klin. Mik. AD. 6. Türkiye EKMUD Kongresi, 12.5.2016 Her bir erişkin sağlık durumuna bakılmaksızın aşılama açısından önemli Sağlık durumları

Detaylı

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş 1 Olgu 1: 4 aylık erkek çocuk 2 Üç gündür ateş, boynun sağ yanında şişlik. Bu bölgede yaygın şişlik-kızarıklık ve ısı artışı. Ağız içerisinde Stenon

Detaylı

Klinik Çalışanlarına Önerilen Sağlık Girişimleri

Klinik Çalışanlarına Önerilen Sağlık Girişimleri Klinik Çalışanlarına Önerilen Sağlık Girişimleri Sağlık kuruluşları hizmet, eğitim, araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü kompleks yapılardır. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının iş yerinde karşılaştıkları

Detaylı

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMASI

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMASI DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMASI Hemşireler, hastabakıcılar ve labaratuvar personeli en yüksek risk grupları olarak görülmektedir. Yaralanmalarda ilk sırayı, enjektör iğnesinin kapağının işlem sonrasında

Detaylı

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. WEİL FELİX TESTİ WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. Riketsiyöz tanısında çapraz reaksiyondan faydalanılır bu nedenle riketsiyaların çapraz reaksiyon

Detaylı

İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Hazırlayan: Esin Aydın Acıbadem Bodrum Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi

İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Hazırlayan: Esin Aydın Acıbadem Bodrum Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi İZOLASYON ÖNLEMLERİ Hazırlayan: Esin Aydın Acıbadem Bodrum Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi İZOLASYON HEDEFLERİ Hastene enfeksiyonlarında başarı olmanın temel stratejisi olan Standart Önlemleri kapsamalıdır.

Detaylı

Güncel bilgiler ışığında yaşlıda bağışıklama. Doç.Dr. Yalçın Önem

Güncel bilgiler ışığında yaşlıda bağışıklama. Doç.Dr. Yalçın Önem Güncel bilgiler ışığında yaşlıda bağışıklama Doç.Dr. Yalçın Önem 02.11.2018 1 Tanım Aşılama(bağışıklama) patojenlerden veya tümörden elde edilen immünolojik materyalin verilmesiyle kişide yeterli bir immünolojik

Detaylı

VİRAL HEPATİTLER. Dr. Selim Bozkurt. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

VİRAL HEPATİTLER. Dr. Selim Bozkurt. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı VİRAL HEPATİTLER Dr. Selim Bozkurt Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Sunum Planı Hepatit Hepatit A Hepatit B Hepatit C Mesleki Maruziyet Potansiyel olarak Hepatit

Detaylı

Korunma Yolları (Üniversal Önlemler)

Korunma Yolları (Üniversal Önlemler) Doç. Dr. Onur POLAT Korunma Yolları (Üniversal Önlemler) İlk kez 1987 yılında ABD de hastalık kontrol merkezleri (CDC) tarafından HIV bulaşmasını önlemek amacıyla önerilen yöntemler Üniversal Önlemler

Detaylı

AŞI ve SERUMLAR. Dr. Sibel AK

AŞI ve SERUMLAR. Dr. Sibel AK AŞI ve SERUMLAR Dr. Sibel AK Bugün; Ak#f İmmünizasyon Bakteriyel Aşılar Viral Aşılar Aşı Takvimi Pasif İmmünizasyon Aşı Etkileşimleri Tanımlar İmmünite (Bağışıklık): Konağın, kendisinden farklı yapıya

Detaylı

İZOLASYON ÖNLEMLERİ TALİMATI

İZOLASYON ÖNLEMLERİ TALİMATI İZOLASYON ÖNLEMLERİ TALİMATI SDÜDHF/TBH/TLM/62/YT-13.01.2015/REVNO-00 1. AMAÇ 1.1. Tanımlanmış veya şüphe edilen bulaşıcı hastalığı olan veya epidemiyolojik olarak önemli bir patojenle enfekte veya kolonize

Detaylı

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit Aktivasyonunun Ayrımı Neden AHB ve KHB-A karışır? Neden AHB ve KHB-A

Detaylı

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HBV Neden Önemli? Dünyada yaklaşık 400 milyon kişi HBV ile

Detaylı

Sağlık Çalışanlarında Risk Oluşturan Bulaşıcı Hastalıklar. Prof. Dr. Levent Akın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Sağlık Çalışanlarında Risk Oluşturan Bulaşıcı Hastalıklar. Prof. Dr. Levent Akın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Sağlık Çalışanlarında Risk Oluşturan Bulaşıcı Hastalıklar Prof. Dr. Levent Akın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Sağlık Çalışanlarının Mesleki Riskleri Enfeksiyon Kesici

Detaylı

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları. 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2007 Yıllar

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları. 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2007 Yıllar Verem Haftası etkinlikleri çerçevesinde Akkuş İlçe Sağlık Grup Başkanımız Dr. Mustafa AKDOĞAN 18/01/2010 tarihinde ilçemizde çalışan din adamları ve halka yönelik verem hastalığı ile ilgili çeşitli bilgiler

Detaylı

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Latince gerilme anlamına gelir. İstemli kasların tonik spazmıyla karakterize akut bir toksemidir. Etken: Clostridium tetani

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Viral Enfeksiyonlar... Klinik

Detaylı

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş.

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş. HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ BİRLEŞİK METAL-İŞ YAYINLARI Tünel Yolu Cd. No.2 81110 Bostancı - İstanbul Tel: (0216) 380 8590 Faks: (0216) 373 6502 Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic.

Detaylı

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) CMV PCR Tanı Kiti Cytomegalovirus un Konvensiyonel PCR yöntemiyle tanınması. HHV-5 olarak da bilinen Sitomegalovirüs, herpes virus ailesinin bir üyesidir. Oldukça sık görülen

Detaylı

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi Sağlık Çalış ışanlarında Enfeksiyon Riski Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Sağlık çalış ışanlarında majör bulaş kaynağı kanla

Detaylı

tabip tarafından yazıldı. Perşembe, 21 Aralık :12 - Son Güncelleme Perşembe, 28 Aralık :58

tabip tarafından yazıldı. Perşembe, 21 Aralık :12 - Son Güncelleme Perşembe, 28 Aralık :58 Grip nedir? Grip, ya da tıbbi ismiyle influenza, her yıl dünyada yaklaşık 3-5 milyon kişiyi etkileyen, 250-500 bin kişinin ölümüne neden olan influenza virüsünün yol açtığı bir enfeksiyon hastalığıdır.

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ?

Detaylı

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri TÜBERKÜLOZ Tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis mikrobu ile oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Kişiden kişiye solunum yoluyla bulaşir. Hasta kişilerin öksürmesi, aksırması, hapşurması, konuşması ile havaya

Detaylı

KESİCİ-DELİCİ DELİCİ ALET YARALANMALARI KAN VE VÜCUT SIVILARI İLE TEMAS

KESİCİ-DELİCİ DELİCİ ALET YARALANMALARI KAN VE VÜCUT SIVILARI İLE TEMAS KESİCİ-DELİCİ DELİCİ ALET YARALANMALARI KAN VE VÜCUT SIVILARI İLE TEMAS ÇETİN 2015 1 Sağlık çalışanları, mesleki nedenlerle enfekte kan ve vücut sıvılarına maruz kalmayı takiben önemli mortalite ve orbititeye

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi)

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi) H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi) İnfluenza olarak da bilinen grip, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini

Detaylı

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Bağışıklığın Baskılanması Birincil İkincil B hücre hastalıkları

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA (Virüslerin Hastalıklardaki Rolü) Yrd. Doç. Dr. BANU KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA (Virüslerin Hastalıklardaki Rolü) Yrd. Doç. Dr. BANU KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA (Virüslerin Hastalıklardaki Rolü) Yrd. Doç. Dr. BANU KAŞKATEPE VİRÜSLERİN HASTALIKLARDAKİ ROLÜ Viral hastalıkların başlıca bölgeleri; solunum sistemi; gastrointestinal sistem;

Detaylı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ NECLA TÜLEK, METİN ÖZSOY, SAMİ KıNıKLı Ankara Eğitim Ve Araştırma HASTANESİ İnfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji GİRİŞ Mevsimsel influenza

Detaylı

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İmmünite ile allerji arasında yakın bir ilişki vardır. İmmünite antikorlarla vücudu korumak, Allerji ise, antikorlarla

Detaylı

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır. SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI Hazırlayan Kontrol eden Onaylayan Enfeksiyon Kontrol Komitesi Kalite Yönetim Direktörü Hastane Yöneticisi 1.AMAÇ Hasta kanı ve/veya diğer vücut sıvıları ile parenteral veya mukoza yoluyla temas eden sağlık

Detaylı

Tanı. Asemptomatik.. Laboratuvar ile konur. Akut infeksiyonla, geçirilmiş enfeksiyonu ayırt etmek zor. Serolojik bulgular + Ultrasonografi

Tanı. Asemptomatik.. Laboratuvar ile konur. Akut infeksiyonla, geçirilmiş enfeksiyonu ayırt etmek zor. Serolojik bulgular + Ultrasonografi Tanı Asemptomatik.. Laboratuvar ile konur Akut infeksiyonla, geçirilmiş enfeksiyonu ayırt etmek zor Serolojik bulgular + Ultrasonografi 37 Laboratuvar tanı 1. IgM ve IgG türü antikorların gösterilmesi

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER Virüsler Hücresel yapı da dahil olmak üzere canlıların ortak özelliklerini göstermeyen canlılardır. Prokaryotlardan daha küçüklerdir.

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 14.01.2013 Madde 5.12, Personel Sağlık Taraması Takip 01 Çizelgesi ne atıfta bulunularak revize edildi. Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Enfeksiyon

Detaylı

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ Virüslerin Sınıflandırılması Zarflı DNA Virüsleri Herpes Simpleks Virüs Tip 1 Herpes Simpleks Virüs Tip 2 Suçiçeği-Zona (Varicella zoster) Virüsü Sitomegalovirüs

Detaylı

DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER. Dr. Atıf BAYRAMOĞLU Bölge Eğitin ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi Erzurum- 2011

DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER DÖKÜNTÜLER. Dr. Atıf BAYRAMOĞLU Bölge Eğitin ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi Erzurum- 2011 Dr. Atıf BAYRAMOĞLU Bölge Eğitin ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi Erzurum- 2011 Dr. Fatih BĐLGE 1978-2011 Deride geçici olarak ortaya çıkan oluşumlar ve renk değişiklikleri "döküntü" olarak bilinir.

Detaylı

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının 3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının Değerlendirilmesi DR PıNAR KORKMAZ D U MLUPıNAR Ü N

Detaylı

GEBELİK VE VİRAL HEPATİTLER. Uz. Dr. Funda Şimşek Okmeydanı Eğitim Hastanesi İnfeksiyon Hast. ve Kli. Mikr.Kliniği

GEBELİK VE VİRAL HEPATİTLER. Uz. Dr. Funda Şimşek Okmeydanı Eğitim Hastanesi İnfeksiyon Hast. ve Kli. Mikr.Kliniği GEBELİK VE VİRAL HEPATİTLER Uz. Dr. Funda Şimşek Okmeydanı Eğitim Hastanesi İnfeksiyon Hast. ve Kli. Mikr.Kliniği GEBELİK VE VİRAL HEPATİTLER Uz.Dr.Funda Şimşek SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi İnfeksiyon

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır HDV 1700 nükleotidden oluşmaktadır Delta Ag S (22 kda) 195 aminoasit L (24 kda) 214 aminoasit Delta Ag ni 4 ayrı

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS

İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS Kissing Disease;Öpücük hastalığı; İnfeksiyöz Mono; İnfeksiyöz Mononükleozis; CA Lermi Ateş, boğaz ağrısı, şişmiş lenf bezleri ile karakterize viral bulaşıcı hastalıktır. Ebstein

Detaylı

SINIR DEĞERLER NE ÖNERİLİR? Düzen Laboratuvarlar Grubu

SINIR DEĞERLER NE ÖNERİLİR? Düzen Laboratuvarlar Grubu SEROLOJİK TANIDA SINIR DEĞERLER NASIL DEĞERLENDİRİLİR? NE ÖNERİLİR? Dr. Tutku TANYEL Dr. Tutku TANYEL Düzen Laboratuvarlar Grubu Şüpheli ilişkimin üzerinden 5 gün geçti acaba ne testi yaptırsam HIV bulaşıp

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT

İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT H1N1 A (DOMUZ GRİBİ) TÜM DÜNYADA YAYILMAYA DEVAM EDİYOR Hastalık ilk kez

Detaylı

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu;

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş, boğazda ve dudaklarda

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI Sayfa No 1 / 5 Hazırlayan İnceleyen Onaylayan Enfeksiyon Kontrol Komitesi Kalite Yönetim Temsilcisi Başhekim 1.AMAÇ Hasta kanı ve/veya diğer vücut sıvıları ile parenteral veya mukoza yoluyla temas eden

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ Dr. Talât Ecemiş Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Venöz ulaşım yolu Arteriyovenöz şantlar Kateterler

Detaylı

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var KARACİĞER NEDEN ÖNEMLİ 1.Karaciğer olmadan insan yaşayamaz! 2.Vücudumuzun laboratuardır. 500 civarında görevi var! 3.Hasarlanmışsa kendini yenileyebilir! 4.Vücudun

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI Geleneksel olarak her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden

Detaylı

İmmünkompromize Konakta Aşılama Rehberi. Uzm.Dr. Ebru DİK İzmir Bozyaka E.A.H

İmmünkompromize Konakta Aşılama Rehberi. Uzm.Dr. Ebru DİK İzmir Bozyaka E.A.H İmmünkompromize Konakta Aşılama Rehberi Uzm.Dr. Ebru DİK İzmir Bozyaka E.A.H 2013 IDSA İmmünkompromize Kişilerin Aşılanması İçin Klinik Uygulama Rehberi Bu rehber, immünkompromise hastaların ve onlarla

Detaylı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Testler farklı amaçlarla uygulanabilir: - Tanı, tarama, doğrulama,

Detaylı

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.

Detaylı

SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS. Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU

SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS. Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU CYBH nelerdir? Bakteriyel CYBH Bel Soğukluğu (Gonore) Bakteriyel Vajinoz Yumuşak

Detaylı

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş Giriş Hemodiyaliz hastalarında enfeksiyon önemli mortalite nedenleri arasındadır Hepatit C

Detaylı