SİLİFKE MÜZESİ NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SİLİFKE MÜZESİ NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANA BİLİM DALI KLASİK ARKEOLOJİ BİLİM DALI SİLİFKE MÜZESİ NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER CÜNEYT ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN DOÇ. DR. MEHMET TEKOCAK KONYA-2014

2 i T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Bilimsel Etik Sayfası Adı Soyadı Cüneyt ÖZ Numarası Öğrencinin Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı Silifke Müzesi nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. Öğrencinin imzası (İmza)

3 ii T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu Adı Soyadı Cüneyt ÖZ Numarası Öğrencinin Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK Tezin Adı Silifke Müzesi nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Silifke Müzesi nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller başlıklı bu çalışma 30/12/2014 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Ünvanı, Adı Soyadı Danışman ve Üyeler İmza Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK Doç. Dr. Prof. Dr. Osman KUNDURACI Asuman BALDIRAN

4 iii ÖNSÖZ İnsanoğlu, oldukça önemli ihtiyaçları arasında olan aydınlanma gereksinimini, kandilin icat edilmesinden önce gün ışığından yararlanma ve ateş yakma yolu ile daha sonraları ise meşale, kandil ve mum gibi araç-gereçlerle sağlamıştır. Kandiller icat edildikten sonra hemen her dönemde çağın ihtiyaçlarına ve sanatına göre farklı biçimle karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan bir hayli önemli olan kandiller, toplumun günlük yaşantısının yanı sıra ekonomik ve sosyal düzeyine yönelik ipuçları veren materyallerin başında gelmektedir. Çalışmanın konusu Silifke Müzesi koleksiyonuna satın alma yoluyla kazandırılan pişmiş toprak kandillerdir. Geç Klasik-Erken Hellenistik, Hellenistik ve Roma dönemlerine tarihlendirilen bu kandillerin önce katalogları hazırlanmış sonrasında ise kendi içerilerinde tiplere ayrılarak tipolojik tasnifleri yapılmıştır. Kandiller konusunu çalışmamdaki yönlendirmelerinden ve bu tezimdeki konuyu seçmemdeki yardımlarından dolayı saygı değer danışman hocam Doç. Dr. Mehmet Tekocak a, tez izleme komitesinde yer alan Prof. Dr. Asuman Baldıran, Prof. Dr. Özdemir Koçak ve Doç. Dr. Osman Kunduracı ya da teşekkür ederim. Lisans eğitimim sırasında Koroplastik dersimize girerek kandiller konusunu büyük bir aşkla anlatan ve bu konuyu bana sevdiren değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Deniz Sevmen e, değerli bilgi birikimlerinden yararlandığım hocalarım Doç. Dr. Ertekin Doksanaltı ya, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yılmaz a, Öğr. Gör. Zafer Korkmaz, Erdoğan Aslan, Aytekin Büyüközer, Zeliha Gider Büyüközer ve Suhal Sağlan a çok teşekkür ederim. Araştırmalarıma rağmen bulamadığımda bir imle bana makalesini gönderen Prof. Dr. Binnur Gürler e, çalışmalarım sırasında doktora tezini benimle paylaşmaya çekinmeyen Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Metin e ayrıca minnettarım. Silifke Müzesi ndeki çalışmalarım esnasında bana her türlü imkânı ve rahatlığı sağlayan Müze Müdürü Sayın İlhame Öztürk e ve müzenin tüm değerli çalışanlarına ayrıca teşekkür ederim. Tezimi projelendirdiğimizde biz genç bilim insanlarını maddi olarak destekleyen Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü ne teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca verdikleri burs ile bana maddi destek olan Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü ne sonsuz şükranlarımı sunarım. Son olarak, benden maddi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen kardeşim Selma Öz e, maddi-manevi her zaman benim yanımda olan anne ve babam ile ailemin tüm fertlerine ne kadar teşekkür etsem azdır. Konya-2014

5 iv T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adı Soyadı Cüneyt ÖZ Numarası Öğrencinin Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK Tezin Adı Silifke Müzesi nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller ÖZET Antik Çağ ın en önemli aydınlatma araç-gereçlerinden birisi olan kandiller, farklı malzeme ve yapım teknikleriyle çağlar boyunca yoğun bir üretim ve kullanım görmüştür. Buna bağlı olarak ta kandiller, arkeolojik kazılarda hatırı sayılır miktarda ele geçen ve de müze koleksiyonlarında sıkça karşımıza çıkan arkeolojik materyallerden birisi olmuştur. Bu çalışmada Silifke Müzesi'nin vitrin ve deposunda bulunan farklı devir ve tiplere ait 43 adet pişmiş toprak kandil incelenmiştir. Söz konusu kandillerin tamamı satın alma yoluyla müzeye kazandırılmış olduğundan geliş yerleri bilinmemektedir. Silifke Müzesi pişmiş toprak kandil koleksiyonunu; Geç Klasik-Erken Hellenistik, Hellenistik ve Roma Dönemi ne tarihlenen 23 ana tip ve bunların alt tiplerine ait eserler oluşturmaktadır. Müzedeki kandillerin zenginliğini 33 adet kandil ile Roma Dönemi ne ait kandiller oluşturmaktadır. Hellenistik Dönem kandilleri 9 adetle ikinci yoğun grubu oluştururken, 1 adet kandille en az grubu Geç Klasik-Erken Hellenistik Dönem kandilleri oluşturur. Kandillerin en erken tarihli olanı Silifke Tip 1 olarak ele alınmış ve M.Ö. 4. yüzyıl sonları ile 3. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlendirilmiştir. Silifke Tip 23 olarak ele alınan son tip ve son örneğimiz ise M.S. 6. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Müze kandillerinden 32 tanesi bezemeli, geriye kalan 11 tanesi ise bezemesizdir. Daha çok diskusta ve omuzda görülen bezemelerden bitkisel motifler yoğunluktadır.

6 v Bitkisel bezemelerin yanı sıra figürlü motifler, semboller ve damga baskı motifi bezemeleri görülmektedir. Çalışmada değerlendirdiğimiz kandillerden 11 tanesi Kıbrıs, 4 tanesi Ephesos, 2 tanesi Tarsus kökenli olup Knidos ve Pergamon a ait 1 er örnek bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kandil, Pişmiş Toprak Kandil, Silifke Müzesi, Aydınlatma Araç ve Gereçleri

7 vi T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adı Soyadı Cüneyt ÖZ Öğrencinin Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK Tezin İngilizce Adı Terracotta Lamps From The Silifke Museum ABSTRACT Lamp is the main artifact that Produced and used through the ages with different materials and technics by ancient people for lighening. Due to lamps are one of the archaelogical materials of excavations and museum collections in great quantities. This study contains 43 terracotta lamps preserved at Silifke Museum. All of these lamps are bought by the musuem because of that the finding places of these are unknown. Collection of lamps in Silifke Museum is dated to Late Classical-Early Hellenistic, Hellenistic and Roman. These lamps have 23 types and sub-types. 33 piece of collection dated to Roman, 9 piece dated to Hellenistic and 1 piece dated to Late Classical-Early Hellenistic era. The earlier terracotta lamp Silifke Type 1 is dated to late of 4th century BC. to first quarter 3rd century BC., the latest terracotta lamp Silifke Type 23 is dated to 6th century AD. 32 of lamps are decorated and 11 of them is undecorated. Decoration consist of floral, stamp and symbol figures was made on discus and shoulder Production cites of Lamp collection is Cyprus (11 piece), Ephesos (4 piece), Tarsus (2 piece), Knidos (1 piece) and Pergamon (1 piece). Keywords: Lamp, Terracotta lamp, Silifke Museum, Lightening crafts.

8 vii İÇİNDEKİLER Bilimsel Etik Sayfası... i Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu... ii ÖNSÖZ... iii ÖZET... iv ABSTRACT... vi KISALTMALAR VE BİBLİYOGRAFYA... xii 1. GİRİŞ Amaç Materyal ve Yöntem PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER Kandilin Tanımı Kandilin Bölümleri Kandil Yapım Teknikleri Elde Şekillendirme Çarkta Şekillendirme Kalıpta Şekillendirme Kandil Boyama ve Fırınlama Teknikleri Kandilin Tarihsel Gelişimi Arkaik Dönem Klasik Dönem... 17

9 viii Hellenistik Dönem Roma Dönemi Kandilin Kullanım Alanları Kandil Taşıyıcıları Candelabrum Laterna Lykhnoukhoi SİLİFKE MÜZESİ NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER Geç Klasik- Erken Hellenistik Dönem Kandilleri Silifke Tip 1 (Howland Tip 25 B, Broneer Tip 7) Hellenistik Dönem Kandilleri Silifke Tip 2 (Howland Tip 27 C, Bruneau Tip 1) Silifke Tip 3 (Howland Tip 32) Silifke Tip 4 (Howland Tip 40 A, Broneer Tip 13) Silifke Tip 5 (Kalp Yapraklı Kandil) Silifke Tip 6 (Howland Tip 35 A, Broneer Tip 12) Silifke Tip 7 (Kulakçıklı Kandil) Silifke Tip 8 (Ephesos Tipi Kandiller) Silifke Tip 8-a (Howland Tip 49 A, Broneer Tip 19) Silifke Tip 8-b (Tarsus Grup 6-B) Roma Dönemi Kandilleri Silifke Tip 9 (Howland Tip 37 C Variant, Broneer Tip 15)... 39

10 ix Silifke Tip 10 (Loeschcke Tip I-A) Silifke Tip 11 (Loeschcke Tip 4, Vessberg Tip 10) Silifke Tip 12 (Tea-pot, Demlik Form) Silifke Tip 13 (Loeschcke Tip 8) Silifke Tip 14 (Loeschcke Tip 10- Firmalampen ) Silifke Tip Silifke Tip 16 (Oziol Tip 13, Tarsus Grup 18-c) Silifke Tip 17 (Broneer Tip 27-C) Silifke Tip 18 (Vasa Tip H, Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18-b) Silifke Tip 19 (Tarsus Grup 19-a, Broneer Tip 28) Silifke Tip 20 (Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18 a-b) Silifke Tip 20-a (Oziol Tip 18-a) Silifke Tip 20-b (Oziol Tip 18-b) Silifke Tip 20-c (Oziol Tip 18-b) Silifke Tip 21 (Halkalı Diskuslular) Silifke Tip 22 (Broneer Tip 29-Grup 3) Silifke Tip 23 (Broneer Tip 29-Grup 4) SİLİFKE MÜZESİ KANDİLLERİ NDE GÖRÜLEN BEZEME, SEMBOL ve DAMGALAR Discusta Yer Alan Bezeme ve Semboller Figürlü Bezemeler Mitolojik Sahneler Zeus (Kuğu) ve Leda... 57

11 x Gladyatörler Araba Yarışları Hayvan Figürlü Sahneler Sıçrayan Geyik At Midye Av Sahneleri Tiyatro İle İlgili Sahneler Şua/Işın Bitkisel Bezemeler Diskusta Betimlenen Bitkisel Bezemeler Meşe Çelengi Rozetler Diskus Kenarında Betimlenen Bitkisel Bezemeler Çelenk (Palmiye/ Hurma Dalı) Semboller Yunan Haçı Omuzda Yer Alan Bezemeler İç İçe Küçük Daireler ve Noktalar Şua/Işın Balıksırtı-Ringa Kılçığı Asma Dalları/Üzüm Salkımları Meyveli Sarmaşık Yumurta Dizisi... 66

12 xi Kalp Şekilli Yapraklar Damgalar Planta Pedis (Ayak Damgası) DEĞERLENDİRME-SONUÇ KATALOG TABLOLAR RESİMLER LEVHALAR Özgeçmiş

13 xii KISALTMALAR VE BİBLİYOGRAFYA Akurgal 1961 Bailey 1963 Bailey 1972 Bailey 1975 Bailey 1980 Bailey 1988 Bailey 1996 Bailey 1997 Baker 2003 Baki 1968 Barın 1995 Başaran 2012 Baur 1947 BCH Bernhard 1955 Blonde 1983 : E. Akurgal, Die Kunst Der Hethiter, München. : D.M. Bailey, Greek and Roman Pottery Lamps, London. : D.M. Bailey, Greek and Roman Pottery Lamps, Oxford. : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum I. Greek, Hellenistic and Early Roman Pottery Lamps, London. : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum II. Roman Lamps made in Italy, London. : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum III. Roman Provincial Lamps, London. : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum IV, London. : D.M. Bailey, Roman Pottery Lamps, Pottery in the Making World Ceramic Traditions, (ed. I.Freestone D.Gaimster), London. : A. Baker, Gladyatör: Roma nın savaşçı Kölelerinin Gizli Tarihi, (Çev. S.Göktaş), Ankara. : Ö. Baki, 1966 Yılı Kaunos Sondajları, Belleten, XXXII-126, : G. Barın, Aydın ve Milet Müzesi ndeki Üzeri Kabartmalı Hellenistik-Roma Dönemi Kandiller, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir. : C. Başaran, Parion Tiyatrosunu Aydınlatan Kandil, Aktüel Arkeoloji, Sayı:26, İstanbul, : P.V.C. Baur, The Excavations at Dura-Europos Final Report IV, 3, The Lamps, Oxford. : Bulletin de Correspondance Hellénique, Paris. : M.L. Bernhard, Lampki Starozytne, Warszawa. : F. Blonde, Greek Lamps from Thorikos, (Miscellanea

14 xiii Graeca 6), Gand. Boardman 1967 : J. Boardman, Excavations in Chios , Greek Emporio, (BSA, Suppl.6), London. Boardman-Hayes 1973 : J. Boardman J. Hayes, Excavations at Tocra , The Archaic Deposits, II, BSA Suppl.10, Oxford. Bouras 1982 : L. Bouras, Byzantine Lighting Devices, JÖB 32, 3, Bovon 1966 : A. Bovon, Lampes d Argos, École Française d Athénes Études Péloponnésiennes V, Paris. Brants 1913 : J. Brants, Antike Terra Cotta Lampen Uit Het Rijksmuseum Van Autheden te Leiden, Leiden. Broneer 1930 : O. Broneer, Terracotta Lamps, Corinth Vol. IV, Part. II, Cambridge. Broneer 1977 : O. Broneer, Terracotta Lamps, Isthmia Vol.III, Princeton. Bruneau 1965 : P.H. Bruneau, Les Lampes, Exploration Archéologique de Délos XXVI, Paris. Bruneau 1970 : P. Bruneau, Tombes d Argos, BCH 94, Buyruk 2014 : H. Buyruk, Silifke Müzesi ndeki Haç Rölikerler, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:7, Sayı:33, Can 1997 : Ş. Can, Klasik Yunan Mitolojisi, İstanbul. Cömert 2006 : B. Cömert, Mitoloji ve İkonografi, Ankara. Çokay 1996 : Ş.S. Çokay, Antik Çağda Aydınlatma Araçları ve Perge Pişmiş Toprak Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul. Çokay 1998 : S. Çokay, Antik Çağda Aydınlatma Araçları, Eski Çağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları, İstanbul. Çokay 2000 : S. Çokay, Antik Çağda Aydınlatma Araçları, Eski Çağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları, İstanbul. Çoşkun 2007 : D. Çoşkun, Konya-Ereğli Müzesi nde Bulunan Roma Dönemi Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans

15 xiv Tezi), Konya. Crowfoot-Kenyon 1957 : G.W. Crowfoot K.M. Kenyon, Samaria-Sebaste III: The Objects from Samaria, London. Deighton 2012 : H.J. Deighton, Eski Atina Yaşantısında Bir Gün, (Çev. H.K. Ersoy) İstanbul. Deighton 2012 : H.J. Deighton, Eski Roma Yaşantısında Bir Gün, (Çev. H.K. Ersoy), İstanbul. Doğan 1982 : M. Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, İstanbul. Dupont 1987 : P. Dupont, Lampes Ioniennes Archaiques, Les Lampes de tere cuite en Mediterranee (TMO 13), Edgar 1904 : M.C.C. Edgar, Catalogue Général Des Antiquités Égyptiennes Du Musée Du Caire, Greek Bronzes. Eliade 2003 : M. Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Cilt:II, (Çev. A.Berktay), İstanbul. Er 2004 : Y. Er, Klasik Arkeoloji Sözlüğü, Ankara. Ersoy 2007 : N. Ersoy, Semboller ve Yorumları, İstanbul. Evren 1996 : A. Evren, Selçuk Efes Davut Yeriş Tarlası 1993 Yılı Kurtarma Kazısı, IV. MKKS, Ankara, Evren 1997 : A. Evren, Tire-Uzgur Köyü Mezarı ve Buluntuları, Türk Arkeoloji Dergisi, XXXI, Ankara, Eyüboğlu 1988 : İ.Z. Eyüboğlu, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, İstanbul. Forbes 1958 : R.J. Forbes, Studies in Ancient Technology, Cilt:VI, Leiden, Fuchs 1963 : W. Fuchs, Der Schiffsfund von Mahdia, Tübingen. Fülle 1997 : G. Fülle, The Internal Organization of the Arretine Terra Sigillata Industry: Problems of Evidence and Interpretation, The Journal of Roman Studies, Goethert-Polaschek 1985 : Von K. Goethert-Polaschek, Katalog der Römischen Lampen des Rheinischen Landesmuseums Trier, Mainz.

16 xv Goldman-Jones 1950 : H. Goldman F.F. Jones, The Lamps, Excavations At Gözlü Kule, Tarsus- The Hellenistic and Roman Periods, (ed. H. Goldman), New Jersey, Goldsmith 1929 : E.E. Goldsmith, Ancient Pagan Symbols, London. Günay-Tuluk 1996 : G. Günay-Tuluk, Ionia Bölgesi nde Hellenistik Dönem Kandiller, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir. Gürbüzer 2006 : M. Gürbüzer, İdyma daki Hellenistik Dönem Oda Mezarı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Muğla. Gürler 1994 : B. Gürler, Metropolis in Hellenistik Dönem Seramiği, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir. Gürler 2004 : B. Gürler, Tire Müzesi nden M.S Yüzyıllara Ait Kandiller, Belleten, LXVIII-253, Hayes 1980 : J.W. Hayes, Ancient Lamps in The Royal Ontario Museum I, Greek and Roman Clay Lamps, Toronto. Heimerl 2001 : A. Heimerl, Die Römischen Lampen aus Pergamon: Vom Beginn der Kaiserzeit bis zum Ende des 4. Jhs.n.chr., Deutsches Archaologisches Institut, Berlin. Held 1990 : W. Held, Künstliche Beleuchtung und Architectur, Schriften Des Seminars für Klassische Archaeologie Der Freien Universitat Berlin, Tübingen, Howland 1958 : R.M. Howland, Greek Lamps And Their Survivals, The Athenian Agora Vol. IV, Princeton. Hug 1927 : A. Hug, Lucerna, RE XIII-2, , Stuttgart. Iványi 1935 : D. İványi, Die Pannonischen Lampen, Dissertationes Pannonicae Ser.2, Nr.2, Budapest. İnanan 2004 : F. İnanan, İzmir-Tire-Bergama ve Ödemiş Müzelerindeki Bizans Dönemi Pişmiş Toprak Kandiller, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir. Jackson 1999 : R. Jackson, Roma İmparatorluğu nda Doktorlar ve Hastalıklar, (Çev. Ş.Mumcu), İstanbul. Jobes 1962 : G. Jobes, Cross, Dictionary of Mythology, FolkloreandSymbol, V-I, New York.

17 xvi Kabaağaç-Alova 1995 : S. Kabaağaç E. Alova, Latince Türkçe Sözlük. Karaosmanoğlu 2005 : M. Karaosmanoğlu, Mitoloji ve Ege nin Tanrıları, Erzurum. Kassab-Tezgör Sezer 1995 : D. Kassab-Tezgör T. Sezer, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Pişmiş Toprak Kandiller Kataloğu, Cilt:1, Protohistorik, Arkaik, Klasik ve Hellenistik Dönemler, Varia Anatolica VI/2, İstanbul. Kınal 1960 : F. Kınal, Kaunos Adak Lambaları, Belleten, XXXIII-130, Koşay 1966 : H.Z. Koşay, Kuşsaray (Çorum) Sondajı, TAD. XV- 1, Ankara, Laflı 2010 : E. Laflı, Mersin Arkeoloji Müzesi Pişmiş Toprak Kandil Koleksiyonu, XXVII. AST-I, Leibundgut 1977 : A. Leibundgut, Die Römischen Lampen in Der Schweiz, Eine Kültür und Handelsgeschichtliche Studie, Bern. Loeschcke 1909 : S. Loeschcke, Antike Latemen und Lichthauschen, Berlin. Loeschcke 1919 : S. Loeschcke, Lampen Aus Vindonissa, Ein Beitrag zur Gesthiche von Vindonissa und des Antiken Beleuchtungswesens, Zürich. Malay 1987 : H. Malay, Epigrafi (Yazıt Bilim), İzmir. Malay-Sılay 1991 : H. Malay H. Sılay, Antik Devirde Gladyatörler, İstanbul. Meijer 2008 : F. Meijer, Gladyatörler: Tarihin En Ölümcül Sporu, Çev. D.Günenç), İstanbul. Menzel 1969 : H. Menzel, Antike Lampen Im Römisch- Germanischen Zentralmuseum zu Mainz, Germany. Merhav 1991 : R. Merhav, Urartu: A Metalworking Center in the First Millennium B.C.E., (ed. R. Merhav), Jerusalem. Meriç 2002 : R. Meriç, Spӓthellenistisch-römische Keramik und Kleinfunde aus einem Schachtbrunnen am Staatsmarkt in Ephesos, Forschungen in Ephesos IX/3, Wien.

18 xvii Metin 2012 : H. Metin, Kibyra Kandilleri, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum. Miltner 1937 : F. Miltner, Das Cömeterium der Sieben Schlöfer, Forschungen in Ephesos IV-2, Baden, Nicolaou 1984 : I. Nicolaou, A Hellenistic and Roman Tomb at Eurychou-Phoenikas, RDAC, Okunak 2005 : M. Okunak, Hierapolis Kuzey Nekropolü (159D Nolu Tümülüs) Anıt Mezar Buluntuları, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli. Oziol-Pouilloux 1969 : T.J. Oziol J. Pouilloux, Les Lampes, Salamine de Chypre I, Paris. Oziol 1977 : T. Oziol, Les Lampes Du Musée De Chypre, Salamine De Chypre VII, Paris. Özkönü 2006 : Y. Özkönü, Sagallasos un Kalıp Yapımı Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul. Öztürk 2003 : N. Öztürk, Kyzikos Kandilleri, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum. Özyar 2011 : A. Özyar, Tarsus-Gözlükule 2010 Yılı Kazısı, XXXIII. KST-II, Pastutmaz 2001 : D. Pastutmaz, Yılları Arasında Bulunan Knidos Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya. Perdrizet 1908 : P. Perdrizet, Fouilles de Delphes V, Paris, Perlzweig 1961 : J. Perlzweig, The Athenian Agora VII, Lamps of the Roman Period, First to Seven Century After Christ, Princeton. Ponsich 1961 : M. Ponsich, Les Lampes Romanies En Terre Cuite De La Mauréntanie Tingitane, Rabat. Radt 1986 : W. Radt, Lampen und Beleuchtung in der Antike, Antike Welt 17, Heft 1, Rotroff 1982 : S.I. Rotroff, Hellenistic Pottery Ahtenian and Imported Mold made Bowls, The Athenian Agora XXII, Princeton.

19 xviii Rotroff 1982 a : S.I. Rotroff, Silver, Glass and Clay: The Dating of Hellenistic Luxury Tableware, Hesperia 51, Rutkowski 1979 : B. Rutkowski, Griechiche Kandelaber, Jdl 95, Saltuk 1990 : S. Saltuk, Arkeoloji Sözlüğü, İstanbul. Schӓfer 1968 : J. Schӓfer, Hellenistische Keramik aus Pergamon, Berlin. Scheibler 1976 : I. Scheibler, Griechische Lampen, Kerameikos, Ergebnisse der Ausgrabungen, Band XI, Berlin. Shier 1978 : L.A. Shier, Terracotta Lamps from Karanis, Egypt, Ann Arbor. Smith 1964 : R.H. Smith, The Household Lamps of Palastine in Intertestamental Times, BibAr 27, 1, Szentleleky 1969 : T. Szentleleky, Ancient Lamps Monumenta Antiquitatis Huncarica I, Budapest. Şahin 2008 : G.K. Şahin, Assos Arkaik, Klasik ve Hellenistik Dönem Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale. Şimşek-Duman 2013 : C. Şimşek B. Duman, Lykos Laodikeiası ndan Bir Grup Yerel Üretim Kandil, Olba XXI, Mersin, Tekocak 2013 : M. Tekocak, Akşehir Müzesi nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller, K. Levent Zoroğlu na Armağan, (ed. M.Tekocak), İstanbul, Uzunaslan 2005 : A. Uzunaslan, Antik Roma da Gladyatör Oyunlar, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:12, Uzunaslan 2010 : A. Uzunaslan, Gladyatörler: Arenanın Tutsak Savaşçıları, Ankara. Vessberg 1953 : O. Vessberg, Hellenistic and Roman Lamps in Cyprus, Opuscula Atheniensia I, Lund, Waagé 1941 : F.O. Waagé, Lamps, Antioch on the Orontes III, The Excavations , Princeton,

20 xix Waldhauer 1914 : O. Waldhauer, Kaiseliche Ermitage, Die Antiken Tonlampen, Petersburg. Walters 1905 : H.B. Walters, Roman Lamps, History of Ancient Pottery, Vol. II, Walters 1914 : H.B. Walters, Catalogue of the Greek and Roman Lamps in the British Museum, Londra. Wood 1877 : J.T. Wood, Discoveries at Ephesus: İncluding the Sites and Remains of the Great Temple of Diana, Green and Company. Yağcı 2001 : R. Yağcı, Soli/Pompeiopolis Kazıları 1999, XXII. KST-II, Antik Kaynaklar Athen. : Athenaeus, Deipnosophistae, (ed. T.E. Page), London, Heredot. : Heredotos, Heredot Tarihi, (Çev. M.Ökmen), Ankara, 1973 Hom. Od. : Homeros, Odysseia, (Çev. A.Erhat A.Kadir), Lucr. : Lucretius, De Rerum Natura, (ed. T.E. Page), London, Martial. : Martialis, Epigrams II, (ed. T.E. Page), London, Paus. : Pausanias, Descripto Graeciae, (ed. T.E. Page), London, Plinius : Plinius, Naturalis Historia, (ed. T.E. Page), Londra, Metin İçinde Kullanılan Diğer Kısaltmalar bkz. cm. Çiz. D.Ç. Fig. G.Ç. : Bakınız. : Santimetre : Çizim : Diskus Çapı : Figür : Gövde Çapı

21 xx K.Ç. Kal. Kat. Lev. M.Ö. M.S. Müz. Res. Uz. Yük. : Kaide Çapı : Kalınlık : Katalog : Levha : Milattan Önce : Milattan Sonra : Müze : Resim : Uzunluk : Yükseklik

22 1 1. GİRİŞ 1.1. Amaç Çalışmamın amacı Silifke Müzesi nde bulunan pişmiş toprak kandillerin kataloglarını yaparak, müzenin kandil tipolojisini çıkarmaktır. Bugüne kadar kandil konusunda birçok kitap ve makale yazılmış olmasına karşın Kilikya Bölgesi nin kandilleriyle ilgili çalışma yok denecek kadar azdır. Bölgede sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı nın izni ile yapılan kazılarda çıkan kandiller Kazı Sonuçları Toplantısı nda basılan kazı raporlarında birkaç cümle ile yapılan tanımlamadan öteye gidememiştir. Kilikya Bölgesi nde bulunan müzelerdeki kandiller bilim insanları tarafından çalışıldıkça, yaptığımız bu çalışmada bölgede kandil tipolojisinin oluşturulmasına ufakta olsa katkı sağlayacaktır Materyal ve Yöntem Silifke Müzesi koleksiyonuna satın alma yoluyla kazandırılan pişmiş toprak kandiller çalışmamızın materyalini teşkil etmektedir. Çalışmanın ilk bölümünde kandilin tanımı, bölümleri, yapım teknikleri, boyama ve fırınlama teknikleri, tarihsel gelişimi, kullanım alanları ve kandil taşıyıcıları hakkında genel bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde ise Silifke Müzesi nde bulunan pişmiş toprak kandillerden satın alma yolu ile müzeye gelenler seçilmiş, kandillerin tarihlemesi ve tipolojisi için literatür taraması yapılmıştır. Literatür çalışmalarının akabinde toparlanan kaynaklardan yararlanılarak analoji yöntemiyle incelenen kandillerin benzerleri ile karşılaştırılarak tarihlendirilmesi yapılmış ve tipolojisi oluşturulmuştur. Kandillerin sınıflandırılmasında tespit ettiğimiz her bir tip Silifke Tip 1, 2, şeklinde devam eden başlıklar altında incelenmiştir. Silifke Müzesi kandillerinde yer alan bezeme, sembol ve damgalar başlığı ise tezin üçüncü bölümünü oluşturmaktadır. Bu başlık altında kandillerin diskuslarında, omuzlarında ve kaide iç kısımlarında görülen bezeme, sembol ve damgalar ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir. Malzeme ile ilgili yerinde yaptığımız çalışmalarımızda ise öncelikle kandillerin katalogları hazırlanmıştır. Katalogları yapılan kandillerin, envanter numaraları, ölçüleri, kil ve astar renkleri, yapım teknikleri, fırınlamaları ile tanımları üzerinde durulmuştur. Kil ve astar renklerinin belirlenmesinde müzede çalışılan ortamda oluşabilecek yanılsamaları en aza

23 2 indirgemek için kandiller müze dışında gün ışığı altında incelenmiştir. Renklerin tespitinde uluslararası kullanım gören Munsell Soil Color Charts (1994) renk kataloğu tercih edilmiştir. Katalog çalışması bittikten sonra kandillerin çizim aşamasına geçilmiştir. Çizim iki aşamalı evreden oluşmaktadır. İlk aşamada kandillerin el çizimleri eskiz kağıtlara yapılmıştır. Daha sonra bu eskizler taranarak el çizimleri dijital ortama aktarılmıştır. Çizimdeki ikinci aşamada ise el çizimleri yapılan kandillerin Freehand MX ve Freehand MXa adı verilen çizim programlarıyla bilgisayar destekli çizimlerini yapmaktır. Kandillerin çiziminde solda kesit, sağda ise profil gösterilmiştir. Diskusta, omuzda ve kaide tabanında var olan bezemeler, semboller ve damgalar ayrıca çizilmiştir. Kandiller, 1/1 ölçekli çizilmiş ve her kandilin altına ayrı ayrı ölçek yerleştirilmiştir. Son olarak dijital çizimleri bitirilen kandillerin yine aynı programlar aracılığıyla tezde kullanılacak şekilde levha düzenlemesi yapılmıştır.

24 3 2. PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER 2.1. Kandilin Tanımı İnsanın insan olma özelliklerini kazanması, evrim süreci içerisinde yaşamını kolaylaştırmak adına ihtiyacı olan bir takım araç- gereçleri, doğada var olan materyalleri kullanarak yapması ile gerçekleşmiştir. Bu süreçte ateşi bulan insan, ateşin çevresine yaydığı ışığın farkına varmış, gecelerini aydınlatabilmek için ateşi kontrol altına almak istemiştir. Bu nedenle öncelikle ateşi kontrol altında tutmaya yarayacak materyali oluşturması gerekmiştir. Bu gereksinimle önceleri çok basit şekilde yapılan küçük kaseler kandil olarak kullanılmıştır. Sonralarında ise bu kaplar yerlerini daha gelişmiş, kullanışlı ve sanatında ilerlemesiyle gösterişli kandillere bırakmıştır. İçine yağ (sıvı ya da katı) ile fitil konularak yakılan, küçük ve portatif (kolaylıkla taşınabilir), tek ya da birden fazla buruna sahip olan ve antik dönem aydınlanma aracı olarak kullanılan materyallere kandil denmektedir. Antik Çağ daki yaygın kullanımlarından dolayı arkeolojik kazı ve araştırmalarda oldukça fazla karşılaşılan kandiller, Grekçe de, Lykhnos (taşınılabilir ışık kaynağı); Latince de ise Lychnus ve Lucarna olarak adlandırılmaktadır 1. Günümüz Türkçe sinde kullandığımız kandil kelimesi aydınlatan, parlayan anlamına gelen Latince Candere fiilinden türemiştir 2. Bu kelimeyi Ennius, Lucilius, Lucretius ve Virgilleus da kullanmıştır 3. Kandilin Farsçası şamdan, Arapça karşılığı ise Kındil dir 4. Türkçe de halk dilinde kandile çıra denmektedir. Çıra kelimesinin temeli ise çerağ-çırağ dır Kandilin Bölümleri İlk kandiller sığ bir kâseyi andırmaktadır. Bu kandiller, gövde ve gövdenin bir kenarına fitilin oturtulacağı burun benzeri bir bölümden ibarettir. İlerleyen dönemlerde gelişen hayat şartları ile beraber teknolojinin de gelişmesi, toplumların kültürel etkileşimleri, bölgesel faktörler ve yapım tekniklerinin gelişimi ile kandillerin formlarında birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Tüm bu gelişen faktörlerle birlikte kandillere farklı işlevler için birçok yeni bölüm eklenmiştir (Resim 1). 1 Walters 1905, 393; Er 2004, Eyüboglu 1988, 188; Er 2004, Şahin 2008, 6. 4 Doğan 1982, Öztürk 2003, 21.

25 4 Gövde: İçine yağ konulan bölüm yani yağ haznesidir. Kandile biçimsel görünümünü kazandıran temel öğedir. Latince Infundibulum yağ hazinesi anlamına gelmektedir 6. Gövde kandilde ilk önce şekillendirilir. Daha sonra bu gövdeye, burun, kulp, kaide ve formun özelliğine bağlı olarak diğer kısımlar eklenir. Daha sonra üretim yerlerine göre gövdeye farklı şekiller eklenmiştir. Kandil olarak kullanılan ilk araçlar-gereçler sığ kâse biçimini andırmaktadır. Burnun üzerine köprü yapılması ile kandillerde ilk değişim başlamıştır. Sonrasında üst kısım kapatılarak diskus bölümü meydana gelmiştir. Buna bağlı olarak gövdeye değişik şekiller verilmiştir. Gövdenin biçiminde en çok değişiklik Hellenistik Dönem de olmuştur 7. Diskus: Omuz ile diskus deliği arasındaki alandır. Latincesi Diskus olan kelime, disk anlamına gelmektedir. Özellikle Roma Dönemi nde kandilin önemli bir öğesi haline gelen diskus, omuzdan kesin çizgiyle Hellenistik Dönem de ayrılmıştır. Kandillerde diskus kısmı süslemeli ya da süslemesiz olabilir. Bu süslemeler tanrı ve tanrıçalara ait kabartmalar 8 olabileceği gibi günlük hayattan sahneler, hayvanlarla ilgili 9 veya bitkisel süslemelerde 10 olmaktadır. Bazı kandillerin diskuslarında doldurma deliğinin yanında yağın kolay bir şekilde doldurulmasını sağlayacak olan doldurma deliğine göre daha küçük boyutlarda hava deliği bulunur. Burun: Latince de Nostrum, Nasus veya Myxus burun anlamına gelmektedir 11. Kandillerde fitilin konulduğu öne çıkıntı yapan uç kısımdır. Kandiller genellikle tek burnu olmasına rağmen, iki ya da ikiden çok buruna sahip kandillerde bulunmaktadır. İki burunlu kandiller bilychnis, ikiden fazla burunlular ise polymyxus olarak isimlendirilir 12. Martialis, bir epigramında birden fazla burnu olan bir kandilden Şölenleri ışığımla aydınlatmama ve birçok buruna sahip olmama rağmen, tek bir kandil olarak bilinirim şeklinde bahsetmektedir 13. Burun erken dönemde basit ve kaba bir şekilde elle yapılmaktayken, sonraları önceden hazırlanıp aplike etme ya da masif bir parçanın eklenmesiyle oluşturulmaya başlanmıştır. 6 Özkönü 2006, Şahin 2008, 8. 8 Perlzweig 1961, Pl. 2, Perlzweig 1961, Pl. 6, Perlzweig 1961, Pl. 7, Şahin 2008, Şahin 2008, Martial XIV, 41.

26 5 Daha sonrada formları değişen burunların uç kısımlarında değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bunlardan çapa 14, kırlangıçkuyruğu 15, ok ucu 16 gibi tiplere ayrılmıştır. Burnun ucundaki fitil deliğinin etrafı bir kabartmayla çevrili 17 veya üçgen şeklinde 18 olan kandiller de bulunmaktadır. Burun profili bazı formlarda pelikan gagası 19, bazılarında ise emzik gibi ilginç şekillerde olabilir. Hellenistik Dönem sonlarına doğru ise burnun her iki yanına volüt kıvrımlar eklenmiştir 20. Kulp: Burun ile paralel ancak karşı yönünde yapılmaktadır. Latince ansa 21 manubrium terimleri kulp anlamına gelmektedir. Yatay, dikey, tutamak biçimli ve ortası delinmiş kulplar olmak üzere birkaç farklı kulp çeşidi karşımıza çıkmaktadır. Erken kandiller elle şekillendirildiğinden kulp yoktur. Yatay olarak gövdeye bağlanan kulplar 22 Klasik Dönem de karakteristik olup, Hellenistik Dönem de ise iki yivle üç bölüme ayrılan 23 dikey kulplar yaygın olarak kullanılmıştır. Bu tip kulplar Ephesos tipi kandiller için karakteristik bir özelliktir 24. İkiz kulp veya üzerinde şerit bir süsleme Pergamon ve Knidos kandillerinde sıkça görülmektedir 25. Kulp yerine bazen süslemeli tutamaklar da kullanılmıştır 26. Omuz: Latince margo terimi omuz anlamına gelir 27. Arkaik Dönem kandillerinde bulunmayan bu bölüm, kandilin üstünün kapanmasıyla oluşmuştur. Klasik Dönem de gövdenin bir uzantısı olan omuz, doldurma deliğine doğru hafifçe eğim yapmaktadır 28. Zamanla genişleyen omuz 29, Hellenistik Dönem de kalıpta üretilen kandillerle birlikte diskusla doldurma deliğinin etrafını kaplamıştır 30. Klasik Dönem de süslemesiz olan omuz 14 Scheibler 1976, Taf. 69, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 92, Bailey 1975, Pl. 32, Q Bailey 1975, Pl. 34, Q Scheibler 1976, Taf. 69, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 81, Şahin 2008, Kabaağaç-Alova 1995, Bailey 1975, Pl. 23, Q Bailey 1975, Pl. 36, Q Şahin 2008, Howland 1958, Pl. 45, Bailey 1975, Pl. 38, 88, 113, Q206, 472, Özkönü 2006, Bailey 1975, Pl. 8, Q23, 24, Bailey 1975, Pl. 16, Q Scheibler 1976, Taf. 88, 612.

27 6 kısmı, Hellenistik Dönem de değişik süslemelerle 31 süslenmiştir. Bu süsler genel olarak bitkisel (yaprak, sarmaşık dal) olup nokta bezemelerde 32 görülmektedir. Kaide: Kandilin diğer bölümleri gibi kaideleri de farklılık göstermektedir. Alçak, yüksek, dış bükey, iç bükey, halka ve düztabanlı kaide çeşitleri kandillerde görülmektedir. Kaidenin etrafı bazen bir veya iki adet yivle sınırlandırılmıştır. Düzgün profil göstermeyen kaidelerin yanında oval veya yuvarlak kaideler de bulunmaktadır. Arkaik ve Klasik Dönem de yuvarlak, Hellenistik Dönem de ise hem yuvarlak hem de oval şekilde kaideler görülmektedir 33. Kandillere yukarıda anlatılan bölümlerden başka, farklı dönemlerde fonksiyonel ya da dekoratif amaçlı bazı eklemeler yapılmıştır. Bunlar; Başparmak Tutamağı: Bunlardan ilki başparmak tutamağıdır. Kandili tutarken kolaylık sağlayan, genellikle gövdenin sol yanında yer alan küçük çıkıntılardır 34. Başparmak tutamağı genellikle kulpsuz kandillerde görülmektedir. Bu tutamaklar, kandilin kullanılmadığı zamanlarda üzerinde yer alan deliklerden ip geçirilerek duvara asılması amacına hizmet etmektedir 35. Duvara uygun bir şekilde asılan kandilin içerisinde bulunan yağda bu sayede dökülmüyordu. Başparmak tutamağının üzerinde yer alan delikler, aynı zamanda fitili karıştırmak veya düzeltmek için kullanılan çubukların takıldığı yer olarak da düşünülebilir. Bunlar bazen kandilin sağında bazen de solunda olabilir 36. Delikli başparmak tutamağının ömrü kısadır 37. Bunlar gerçek fonksiyonlarını zamanla kaybederek dekoratif özellik kazanmıştır. Delikli olmayan tutamaklar ise dekoratif olarak iki ya da üç yüzyıl boyunca kandillerde görülmeye devam etmiştir 38. Kulakçıklar: Eklemelerin ikincisi kulakçıklardır. Kandil gövdesinin ortasında ya da her iki yanında yer alan kulak şeklindeki çıkıntılar, kandilin kolaylıkla taşınmasını sağlamaktadırlar. Bu özelliğinin yanında dekoratif amaçla da kullanılmışlardır. Kulakçıklar 31 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 95, 96, 254, Bailey 1972, Pl. 11-f. 33 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Howland 1958, Pl. 38, Howland 1958, 72; Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 68, Howland 1958, Bailey 1972, Şahin 2008, 11.

28 7 kare veya dikdörtgen şeklinde yüzeylere sahip olup, yaprak 39 ve düğüm 40 gibi süslemelerle bezenmişlerdir. Bazı kulakçıklar ise volüt 41 şeklinde yapılarak kandile aplike edilmiştir. Kandilin yanmasını sağlayan malzemeler fitil ve yağdır. Kandilde ışığın ortaya çıkmasını sağlayan fitil, yağ haznesinden burnun iç kısmı boyunca uca kadar uzanır. Kemik, bronz, ya da ahşaptan yapılan ince bir çubukla burun içine yerleştirilen fitil gövde içerisinde bulunan yağı içine çeker, böylece yakıldığında aydınlatma sağlardı 42. Fitiller, Latince verbascum Grekçe veya thryallis olarak bilinen bitkilerden yapılmaktadır 43. Hatta fitil olarak keten, papirüs, sığırkuyruğu, üstüpü, Hindistan cevizi lifleri, taş pamuğu ve kükürttün de kullanıldığı bilinmektedir 44. Kandilin düzenli yanması için fitilin kalınlığı da önemli bir faktördür. Kalına oranla ince fitil, yağı daha yavaş yakmaktadır. Fitilin kalın veya ince olması çıkan ateşin büyüklüğüne etki etmemektedir 45. Pausanias, Athena Polias Tapınağı nda tanrıça için yakılan altın kandilde, Carpasius Keteni adında bir malzemenin fitil olarak kullanıldığını söyler ve ateşe karşı direncinden bahseder 46. Mısır da, M.S. 3. yüzyılda yazılmış olduğu anlaşılan bir papirüste keten bezi liflerinin fitil için kullanılabilecek en iyi malzeme olduklarından bahsedilir. Ve ayrıca bir çeşit sazında fitil olarak kullanıldığı, bu saz çeşidine Fayyum da özel bir vergi konulduğundan söz edilir 47. Paleolitik Dönem kandillerinde yakıt olarak hayvansal yağlar kullanılmış olmalıdır 48. Daha sonraki yıllarda zeytinyağı kullanılmaya başlanmıştır 49. Kandillerde kullanıldığı bilinen diğer yağlar ise fındık ve susam gibi bitkilerden elde ediliyordu 50. Mısır daki fakir halk, beziryağı ve tarlada yetiştirilen Kiki adlı bir meyvenin yağını kullanmaktadır 51. Yatak odalarında ise kokulu yağların kullanıldığı bilinmektedir 52. Ayrıca ateşin yanma gücünü arttırmak ve sarımsı bir renk vermek için yağa tuz katıldığı bilinir Kassab-Tezgör - Sezer 1995, , Bruneau 1965, Pl. 24, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 157, Şahin 2008, Walters 1905, Walters 1914, Şahin 2008, Paus. I, XXVI, 6, Shier 1978, Bailey 1963, Walters 1914, Walters 1914, 14; Bailey 1963, Shier 1978, Smith 1964, Hdt. II, 62.

29 Kandil Yapım Teknikleri Kandiller yoğun olarak pişmiş topraktan ve bronzdan yapılmışlardır. Bunların yanında bronz, cam, balmumu 54, taş, demir ve altından yapılan kandillerde bulunmaktadır. Kazılarda yoğun olarak pişmiş toprak ve bronz kandillere rastlanmaktadır. Pişmiş toprak kandillerin ana maddesi adından da anlaşılacağı üzere toprak yani kildir. Kilin rengi ve kalitesi bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Knidos, Ephesos ve Küçük Asya nın diğer kandil üreten şehirlerinde koyu gri renkli kil kullanılmıştır 55. Bunun dışında Atina nın Corykyra kentinde özellikle Roma Dönemi nde açık devetüyü kil, Orta İtalya- Napoli de yeşilimtırak-açık kahverengi, Fransa ve İngiltere de ise İtalya dan gelen ithal kandillerin yanı sıra sarımtırak kil kullanılmaktadır 56. Ayrıca kullanılan kilde katkı maddesi olarak, fazla nemi içine hapsederek pişirme ve soğuma esnasında ani ısı farklılıklarından doğan çatlamayı önleyen kireç tanecikleri ile kile parlak görünüm ve birleştirici özelliği kazandıran mika zerrecikleri bulunmaktadır Elde Şekillendirme Pişmiş toprak kandillerin erken örnekleri elde şekillendirilmiştir 58. Elde şekillendirilen kandillerin ilham kaynağı olarak başlangıçta kandil yerine kullanılan deniz kabuklarını ve sığyayvan formlu kaseleri örnek verebiliriz. Bu kandillerin göze hitap konusuna eğilmek gibi bir kaygısı olmadan, sadece işlevsel amaçla yapılmış, bazen yayvan bir tabak biçiminde, bazen de bir kulbu ve kaba bir buruna sahip olan örneklerdir 59 (Resim 2). Elde şekillendirilen kandillerin üst kısmı açık bırakılmış, yalnızca fitilin oturacağı yerin yani kandil uç kısmının her iki yandan sıkıştırılarak kabaca burun oluşturulmuştur. Çanak biçimli bu tip kandillerde fitil yağ içerisinde gezdiği için aydınlanma sırasında pek verim alınamamıştır 60. Bu kandillerin en erken örneklerinin İlk Tunç Çağı nda (M.Ö ) Mezopotamya da ortaya çıktığı kabul edilir Jackson 1999, Walters 1914, Walters 1914, Pastutmaz 2001, 7; Coşkun 2007, Elde şekillendirilen kandiller için bkz. Menzel 1969, 9, Abb. 1; Bailey 1972, Pl. 1, b,c,d. 59 Öztürk 2003, Barın 1995, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 27.

30 9 Elde şekillendirilen kandillerin Mezopotamya dan sonraki erken örneklerine İlk ve Orta Tunç Çağı nda Levant ta, M.Ö. 7. yüzyılın sonlarında ise Attika da görülmüş ve bu kandiller sığ kâse formlu olarak adlandırılmışlardır 62. Bu kandillerin ilk örnekleri Suriye ve Filistin ile benzerlik gösterse de bazı farklılıklar görülmektedir 63. Atina da elde yapım tekniği kullanılmış ancak Doğu daki gibi yaygın olarak kullanılmamıştır 64. M.Ö. 7. yüzyılın 3. çeyreğinden, M.Ö. 6. yüzyılın 3. çeyreğine kadar yaklaşık 100 yıl boyunca hem el yapımı hem de çark yapımı kandiller üretilmeye devam etmiş, ancak bu tarihlerden sonra ise sadece çark yapımı kandillerin kullanıldığı bilinmektedir 65. Anadolu da Hellenistik Dönem de de elde şekillendirilmiş kandiller görülmektedir Çarkta Şekillendirme Sığ kâse formlu kandillerin çarkta üretilen ilk tipleri tabak benzeri yayvan bir kâsenin yanlardan içe doğru hafifçe katlanarak eğilmesi ve ağız kenarının her iki taraftan bastırılması ile şekillendirilmiştir 67. Yunan dünyasında çarkta kandil üretiminin en yaygın olduğu dönem olarak M.Ö. 5. ve 3. yüzyıllar gösterilmektedir 68. Çarkta yapımı tamamlanan kandil, çark üzerinden ince bir tel ya da ipin yardımıyla kesilerek alınır ve bu kesilme esnasında kandil kaidesinin alt kısmında tel ya da ipin oluşturduğu halkalar görülür. Bu halkalar bize kandilin çark yapımı olduğunu gösteren bir kanıttır 69. Gövdesi yapılan kandil çarktan alındıktan sonra tekrar çarka ters yerleştirilerek çeşitli araç gereçlerle kaide oluşturmaktadır 70. Kandilin burun ve kulp kısmı gövde çarktan alındıktan sonra ilave edilmektedir. Kandillere burun eklenmesinde iki farklı yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi, çarktan alınan gövde üzerine açılan delik kısmına önceden hazırlanan burnun eklenmesidir. İkincisi ise, kandilin yapıldığı kilden bir parça 62 Howland 1958, Şahin 2008, Bailey 1972, Howland 1958, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Bailey 1972, Gürbüzer 2006, Çokay 2000, Şahin 2008, 28.

31 10 alınarak kandil gövdesine birleştirilmesi ve bu parça ile kandil gövdesinin ucu sivri metal ya da ahşap uzun bir alet yardımıyla delinmesi işlemidir 71. Sonrasında omuz şekillendirilir, kulp ise burun yapımında uygulanan yöntemlerden biri kullanılarak kandil gövdesine birleştirilirdi 72. Arkaik Dönem den itibaren çarkta üretilen kandillerin kenarları zamanla içe dönmeye başlamış, gövde ile burun bir köprü ile birbirinden ayrılmıştır 73 (Resim 3) Kalıpta Şekillendirme Kandil yapımında kullanılan üçüncü teknik ise, kalıp yöntemidir 74. Kalıp yöntemi ile yapılan terracotta lar Yunanistan da M.Ö. 6. yüzyılın ortalarında görülmesine rağmen, bu yöntemin kandiller için kullanımı M.Ö. 3. yüzyılda mümkün olabilmiştir 75. Çark yapımından kalıp yapımına geçiş M.Ö. 2. yüzyılda gerçekleşmiş, bununla birlikte kandillerde figürlü sahneler ortaya çıkmıştır 76. Değişim ilk olarak M.Ö. 150 yılında Kuzey Afrika ve Kıbrıs ta görülmektedir 77. Kalıp tekniğinde patrix ve matris 78 adı verilen iki kalıp kullanılmaktadır. Tam kandil formunda olan patrix (Resim 4), elde şekillendirilerek veya ahşaba kazınarak oluşturulur 79. Bunun sonucunda çok sayıda matris hazırlanır (Resim 5). Matris ise, pişmiş toprak ya da alçıdan, kandilin alt ve üst kısımlarını oluşturacak şekilde negatif olarak hazırlanmış bir kalıptır 80. Matrislere henüz yaşken bir alet yardımıyla ince tabaka halinde kil sürülür, daha sonra alt ve üst bölüm birbirine bastırarak birleştirilir ve kurumaya bırakılırdı. Kalıplardan üst kısım diskusu, alt kısım ise kandilin gövdesini oluşturmaktadır 81. Kalıp açıldıktan sonra kandilin birleşme yerlerinde oluşan eksiklikler veya fazlalıklar, nemli kil ve bir alet yardımıyla düzeltilmekteydi 82. Doldurma ile fitil deliği ve eğer ihtiyaç olursa hava 71 Çokay 2000, 13; Öztürk 2003, 27; Bernhard 1955, Çokay 2000, Burun ile gövdenin bir köprü ile birbirinden ayrıldığı kandil örnekleri için bkz. Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 40-54, Lev. B, ; Howland 1958, Pl. 32, 70, Bailey 1963, Bailey 1975, Walters 1914, Walters 1914, Kandil kalıpları için bkz. Bailey 1972, Pl. 16, a,b,c; Bailey 1975, Pl. 20, 34, 38, Q104, Q cast, Q cast, Q cast. 79 Bailey 1975, Çokay 1998, Walters 1905, Çokay 1998, 14.

32 11 deliği içi boş ve ucu sivri metal aletler yardımıyla sonradan açılıyordu 83. Belki de kalıbın alt ve üst kısmına bir parça ekleyerek deliklerin açılması sağlamış olabilir 84. Kandil üretiminin endüstri halini alması ile elde bulunan kalıplar ihtiyaca yetişemeyince alçı kalıplar da kullanılmış, fakat bu kalıplar çok dayanıksız olduğu için kazılarda az sayıda ele geçmişlerdir 85. Kalıp yapımı olan kandil örnekleri yapılan kazılarla hemen her bölgede ele geçmiştir 86. Hellenistik Dönem de kalıp yapımı kandillerin revaçta olmasının nedeni olarak kandil üzerindeki süslemenin gelişimi ve yaygınlaşması gösterilebilir 87. Kandiller kalıptan çıkarıldıktan sonra astarlanıp fırınlanıyorlardı 88. Kandillerin birçoğunda görülen boya ve sır, ısınan yağın kandilin gövdesi tarafından emilmesini önlemek için kullanılmıştır 89. Mısır da benzer bir uygulama ağaç sakızı suyu ile gerçekleştirilmiştir 90. Astar ve sırın fırça ve daldırmanın yanında elle de sürüldüğü ortaya çıkartılan kandiller üzerindeki parmak izlerinden anlaşılmaktadır 91. Kandiller fırınlara yığınlar halinde ya da üst üste tabakalar halinde yerleştirildiğinden, Knidos ve Ephesos kazılarında olduğu gibi birbirine yapışmış halde kandiller ele geçirilmiştir 92. Roma Dönemi nde pişmiş toprak kandillerin yanı sıra bronz ve demirden yapılmış metal kandillerde görülür 93. Metal kandiller daha dayanıklı olmaları ve üretimindeki zorluklar nedeniyle pahalıya mal oldukları için genelde zenginler tarafından kullanılmıştır Kandil Boyama ve Fırınlama Teknikleri Akdeniz dünyasının büyük bir bölümünde kandil üretimi için uygun kil yatakları bulunabilmekle birlikte, kil yapısı bölgelere göre büyük farklılıklar gösterir 95. Kilin rengi, yumuşaklığı, bünyesinde katkı maddesi olarak yer alan mika zerrecikleri ve taşçıkların bulunup bulunmaması gibi faktörler bize kandilin orijinal yerini belirlemede önemli ipuçları 83 Çokay 2000, 14. Kandillerde bulunan hava delikleri olasılıkla kandile yağ dolumu yapılırken yağın daha rahat dolumunu sağlamak amacıyla açılmıştır. 84 Walters 1905, Bailey 1963, Walters 1914, Bailey 1996, Bailey 1963, Broneer 1930, Shier 1978, 6 vd. 91 Bailey 1963, Walters 1905, Edgar 1904, Pl ; Loeschcke 1919, 312, Taf. XXII-XXIII; Menzel 1969, 107, Bailey 1963, Bailey 1972, 14.

33 12 sağlamaktadır 96. Tabi ki, kile göre kandilin orijinal yerinin saptanması konusunda bir önceki cümlede saydığımız etkenlerin dışında birçok önemli etkenleri de düşünülerek yorumlanmak gerekir. Yanma ve sıcaklık koşulları ile kil bünyesinde bulunan bileşenlerin çeşitliliğine bağlı olarak oluşan doku ve renk farklılıkları oldukça güç bir problemdir 97. Firnis, kil gibi yere ve zamana bağlı olarak yapısında değişiklik göstermektedir 98. İlk firnis kullanımı M.Ö. 7. yüzyılda kullanılmış, ancak bu sadece iç kısımla sınırlı kalmıştır 99. Kandil dışında firnisin kullanımı ise M.Ö. 6. yüzyılın ortalarından itibaren başlamıştır 100. Kandilin tüm bölümleri tamamlandıktan sonra fırınlama işlemine geçilmeden çeşitli şekillerde daldırma, fırça ile sürme ya da elle firnisin sürülmesi şeklinde uygulanacağı gibi bu tekniklerin hepsinin bir arada kullanıldığı da bilinmektedir 101. Hellenistik Dönem de kandiller, sallama ya da batırma tekniğiyle firnislenirken, Roma Dönemi nde, bu tarz firnislemenin malzeme kaybına yol açtığı düşünülmüş ve firnisin fırçayla sürülmesi başlamıştır 102. İlk olarak kandil yüzeyleri son derece ince, metalik ve kaliteli firnisle boyanırken, Roma Dönemi ne doğru artık seri üretiminde başlaması sonucunda firnis kalitesinde düşüş olduğu ve firnisin israf yapılmaması için fırça ile sürüldüğü görülmektedir 103. Kandilin gövdesi tarafından yağın emilmesini önlemek firnisin görevidir 104. Mısır da ise bu amaca yönelik olarak kandillerde ağaç sakızı suyu kullanılmıştır 105. Kandil üzerindeki firnis tam anlamıyla camlaşmadığı takdirde gerçek firnis sayılmamaktadır 106. Firniste renk değişimi kandilin fırınlanması ile ilgilidir. Kandil oksidasyonlu (temiz, dumansız) havada fırınlanırsa kırmızı firnis elde edilir. Siyah firnis için ise reduksiyon yani fırına duman verme yöntemi uygulanmaktadır 107. Devetüyü ya da pembe renkte kil (hamur) ile siyah renkte firnise sahip olan kandil üç aşamalı fırınlamadan geçmektedir. İlk olarak oksidasyonlu ortamda kandil fırınlanır. Bu aşamanın en önemli bölümü kandilin iyi pişirilmesidir. Kandil eğer bu aşamada fırından alınırsa şayet, silikatlı kırmızı ile kahverengi ya da devetüyü ile pembe renkte kil elde edilmektedir. Roma 96 Bailey 1972, Bailey 1972, Bailey 1972, Howland 1958, Howland 1958, Bailey 1972, Bailey 1972, Radt 1986, Broneer 1930, Shier 1978, Bailey 1972, Bailey 1972, 15.

34 13 kandillerinin çoğu bu aşamada kalmaktadır. Sonrasında ise ıslatılmış yakıt fırına verilerek fırındaki tüm hava giriş ve çıkışları kapatılır. Islak yakıttan çıkan duman sonucunda fırın içerisinde karbonmonoksit ortaya çıkar ve bu durumun sonucunda renk değişimi meydana gelir. Kil gri renge, firnis silikatlı siyah renge döner 108. Üçüncü aşamaya gelindiğinde fırın içine tekrardan kuru yakıt verilerek hava delikleri açılır. Hava yani oksijenle dolan fırın, kandillerin kil renginde ve firnissiz bölümlerinde renk değişimine neden olur. Bu olay kandillerin ilk aşamadaki kil rengine dönmesini sağlar. Ancak firnis üçüncü aşamada rengini koruyarak ikinci aşamadaki siyah renginde kalır. Fırınlamada üç aşama arasında ara verilmez ve aralıksız olarak bu aşamalar arka arkaya devam eder. Kandil fırınları, üst kısmında baca yani hava deliği olan dairesel fırınlama odası ile bunun hemen altında birçok yerinden delik açılmış, fırınlama odasına sıcak hava gazlarının girmesine izin veren bir ateşleme odasından oluşur 109. Kandillerin fırınlanmasında normal seramik fırınları kullanıldığı gibi kandil için özel fırınlarda kullanılmıştır. Kandil fırınının fırınlama odası tepesinde hava deliği olan bir kubbeyi andırmaktadır (Resim 6). Kubbe her fırınlama için tekrar yapılır ve üretim sonrasında kandilleri almak için yıkılırdı. Tepesinde hava deliği olan kubbe yapılmadan önce kandiller fırınlama odasına birbirlerinin üzerine gelecek şekilde üst üste yerleştirilirdi 110 (Resim 7). Kandil üretim yerlerinde birbirine yapışmış üretim hatalı kandillerin bulunması, kandillerin fırınlara nasıl yerleştirildikleri anlamamıza yardımcı olmaktadır 111. Fırınlama esnasında kullanılan yakıt odundur. Fırınlar 1000 C derecenin biraz altında bir sıcaklığa sahiptir 112. Kandillerin fırınlanmasında en az 24 saat, belki de bunun iki katı bir süre gerekmekteydi 113. Fırınlardaki sıcaklık tam ayarlanmadığından bazen kazalar olmakta ve hatalı üretimler oluşmaktadır. Bu gibi durumlarda kandiller birbirine yapışmakta veya yanmaktadır. Ephesos ta bazıları iç içe geçmiş, fırınlama esnasında şekilleri bozulmuş kandiller bulunmuştur Bailey 1972, Bailey 1972, Bailey 1972, Radt 1986, Bailey 1972, Bailey 1972, Wood 1877, Pl. 79.

35 Kandilin Tarihsel Gelişimi Yapılan araştırmalar sonucunda kandil kullanımının çok eskilere dayandığı bilinmektedir. Buna göre Avrupa da bazı Paleolitik kontekslerde taştan yapılmış olanların yanı sıra, içinde yağ ve fitilin olduğu, sığ bir tabak görünümünde taş kandiller mağaralarda bulunmuştur 115. İnsanoğlunun yerleşik hayata geçerek üretime başladığı Neolitik Dönem de ise; deniz kabukları ve ayaklı geniş kaplar kandil olarak kullanılmıştır. Deniz kabuğu içindeki helezon biçimli kısım fitilin yerleştirilmesi kolaylaştırmaktadır. Filistin de deniz kabuğundan yapılmış, olasılıkla kandil olarak kullanıldığı düşünülen eşyalar bulunmuştur 116 (Resim 8). Apuleius un bildirdiğine göre eski Mısır da, İsis Tapınağı ndaki törenlerde kayık şeklinde, ışık veren altın kandil kullanılmıştır 117. Herodotos Mısır daki bayramlarda gördüğü ve çırağ olarak adlandırdığı, içleri yağ ve tuz dolu fincanların bütün gece yandıklarından söz eder 118 ve bunların Kıbrıs taki gibi Fenike etkisiyle yapıldıkları düşünülür 119. Sümer şehirlerinde yapılan kazılarda alabasterden yapılmış deniz kabuğu biçimli kandiller bulunmuştur. Bunlar deniz kabuğundan esinlenip yapılan örneklerdir ve uzun süre kullanılmıştır. Ayrıca Sümerler in kandil kullandıklarını, Ur Kral mezarlarından ele geçen birisi altın ikisi gümüş kandiller aracılığıyla bilmekteyiz 120. Miken kültüründe pişmiş toprak kandiller az olmakla birlikte, bu kandiller gövde kısmının iki veya dört tarafı çimdiklenerek şekillendirilmişlerdir 121. Girit te ve Mykenai Akropolisi nde de taştan ve bronzdan yapılmış birçok kandil nişlerde veya duvarlara asılmış şekilde ele geçer. Bunlar basit açık bir deniz kabuğu görünümündedirler. Fakat günlük aydınlanmada fazla kullanılmayıp, yerlerine meşalelerin tercih edildiği anlaşılır 122. Daha sonraları kandile, III. Babil Sülalesi zamanında rastlamaktayız. Bu sülalenin 32. Kralı Nazi-Maruttaş ın ( M.Ö ) Susa daki tahtı üzerinde bir tanrı oturmakta, bu tanrının karşısındaysa hayvan ayaklı sehpa üzerinde bir kandil (Resim 9) bulunmaktadır Bu kandillerin Batı Avrupa daki Üst Paleolitik avcı insanlar tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Bailey 1972, 17; Forbes 1958, Çokay 2000, Walters 1914, Hdt. II, Walters 1914, xii, dipnot Kınal 1960, Broneer 1930, 5; Bailey 1963, 17, Pl. 1b. 122 Forbes 1958, , Fig. 29; Bailey 1972, 17, Pl. 1 a-b. 123 Kınal 1960, 155.

36 15 Fenikeliler in sıkı ticari ilişkilerinin sonucunda, sığ kase formlu kandil tipi Kıbrıs, Kuzey Afrika, Mısır, Malta ve Avrupa Kıtası nın bir kısmında görülmeye başlamıştır. Suriye- Filistin bölgesinde M.Ö tarihleri arasında, yani Demir Çağı I Dönemi nde geniş bir yayılım alanına sahip olan basit, çarkta yapılmış kandil tipi kullanılmıştır 124. M.Ö tarihlerinden sonra, II. İsin Sülalesi nden Marduk-Zakir ve Şumi nin (M.Ö ) tahtı üzerinde yer alan tanrı sembollerinin arasında ateş tanrısı Nusku nun sembolü olarak lamba tasviri yer almaktadır. Tasvir edilen bu lamba ördek vücuduna benzemektedir 125 (Resim 9). İlk olarak Mezopotamya dan Filistin, Suriye ve Kıbrıs a 126 yayılan kandil, daha sonra buralardan Mısır, Kuzey Afrika, Yunanistan, Adalar ve Güney İtalya ya kadar geniş bir yayılım alanına ulaşmıştır 127. M.Ö. 9. yüzyılda görülen sığ kâse formlu kandiller, M.Ö. 6. yüzyıla kadar sabit bir şekilde kalmamıştır 128. Devam eden yüzyıllarda biçimsel bazı değişikliklere uğramıştır. Ayrıca bölgesel farklılıklarda gösteren bu tip kandiller kimi zaman çift burunlu da yapılmışlardır (Resim 10). Miken Uygarlığı nın bazı yerleşimlerinde aydınlatma için pek popüler olmayan örnekler bulunmuştur 129. Miken kültüründe pişmiş toprak kandiller az olmakla birlikte, gövde kısmının iki veya dört tarafı çimdiklenerek şekillendirilmişlerdir 130. Homeros un Odysseia sında Tanrıça Athena elinde tuttuğu altın bir kandilden bahsedilir 131. Sığ kâse formlu Atina kandilleri M.Ö. 7. yüzyılın başına tarihlenmekle birlikte, olasılıkla doğu etkileşimli bir kökenden geldiği düşünülür 132 (Resim 11). Sığ kâse formlu kandiller Akdeniz bölgesinde görülen en erken kandil tipini oluşturmaktadır 133. Anadolu da Hititler Dönemi nde kandil kullanıldığı ve Ehelololf un Dug Sasanna kelimesinin kandil anlamına geldiğini düşünmesi ile birlikte, yapılan kazı çalışmalarında 124 Smith 1964, Kınal 1960, Oziol 1977, 17 vd. 127 Şahin 2008, Smith 1964, Bailey 1972, Broneer 1930, 5; Bailey 1963, 17, Pl. 1b. 131 Hom. Od. XIX, Bailey 1972, Hayes 1980, 4.

37 16 herhangi bir arkeolojik veriye rastlanılmamıştır. Çünkü sadece Boğazköy kazılarında değil, Hitit kültürü yansıtan diğer yerleşimlerin herhangi birinde kandil izine rastlanılmamıştır. Kültepe, Acemhöyük ve Alişar da üzüm salkımı şeklinde yapılmış ve asılarak kullanılan kaplar bulunmuş, dolayısıyla bu kapların kandil olabileceği düşünülmüştür. Bu düşüncenin nedeni ise; Konya Karahöyük kazılarında bulunan üzüm salkımı şeklindeki kaplar ile kol ve bacak şeklindeki kapların üzerlerinde taşıdığı yanık izleridir. Eğer bu kapların kandil olduğu kabul edilirse, Hititlerin de fitilsiz kandil kullandıkları düşünülebilir. Ayrıca Hamit Zübeyr Koşay ın 134 Kuşsaray da yaptığı sondaj kazısındaki Hitit tabakalarında taştan kandile çok benzeyen bir kap tasviri bulunmuştur Arkaik Dönem Arkaik Dönem den önce görülen üstü açık kandiller, bu dönemde yerini yağ haznesi biraz daha kapalı olan yani köprülü burunlu ve boru askı delikli kandillere bırakmıştır 136 (Resim 12). Yalnız üstü açık kandillerde tamamen ortadan kalkmamıştır. Doğu kökenli olduğu düşünülen bu tip kandillerin en eski örneklerine Symrna (Bayraklı) kazısında rastlanmıştır 137. M.Ö. 7. yüzyılın üçüncü çeyreği boyunca köprülü burunlu kandiller Batı Anadolu dan yani İonia dan Atina ya ithal edilmiştir 138. Boru Askı Delikli kandillerin yapımına Korinth te M.Ö. 6. yüzyılda başlanmış ve M.Ö. 5. yüzyılın 3. çeyreğine kadar üretim devam etmiştir 139. Bu kandillerde bazen boru askı deliği yerine, kandilin göbeğinde büyük bir çıkıntının yapıldığı görülmektedir 140. Attika da ise bu tip kandillerin taklitleri yapılmaya M.Ö. 6. yüzyılın başlarında başlanmış, M.Ö. 480 yılına kadar devam etmiştir 141. Atinalı kandil üreticileri arasında köprülü burunlu kandiller kolayca benimsenmiş olmasına rağmen, boru askı deliği ilk başlarda çok popüler olmamıştır 142. Attika kandilleri Khios 143, Olbia 144, İtalya haricinde, Kyrenaika da Tokra 145 gibi çok uzak yerlere ihraç edilmiştir. Bu kandiller çok geniş bir yayılım alanına sahiptir. Köprülü burunlu ve boru askı delikli 134 Koşay 1966, Walters 1914, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Burada bulunan kandiller M.Ö. 7. yüzyıl sonlarına tarihlenmektedir. Akurgal 1983, Pl. E Bailey 1975, Broneer 1930, 31-35, Fig. 14; Broneer 1977, Pl. 1, 14, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Bailey 1975, Boardman 1967, 234, Pl. 94, Fig. 154, Waldhauer 1914, 26, Pl Boardman-Hayes 1973, 65, Fig. 26,

38 17 kandillerin ortaya çıkış yeri olarak Batı Anadolu kabul edilmektedir 146. Doğu Ege 147, Ephesos, Smyrna (Bayraklı), Rhodos, Khios ve Samos bu kandillerin en yaygın üretim merkezlerindendir. Ayrıca Güney İtalya, Atina, Thorikos, Levant, Mısır ve Kyrenaika da bu tip kandillere ait örnekler az da olsa görülmektedir 148. Howland tarafından bu kandiller M.Ö. 7. yüzyılın 2. yarısı ile M.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmiştir Klasik Dönem Arkaik Dönem kandilleri geniş omuzlu, kısa burunlu ve sığ bir hazneye sahiptir. Bu kandiller, çok sığ olmayan hazne, kısa burun ve iç tarafa eğimli kenarlara sahip Klasik Dönem kandillerinin gelişmesine öncülük etmişlerdir. M.Ö. 5. yüzyıl sonları ile M.Ö. 4. yüzyıl boyunca kandil gövdeleri derinleşmeye, burunlar uzamaya, gövde ile birleşerek köşe yapan geniş omuzlar görülmektedir. Attika üretimli kandiller M.Ö. 3. yüzyılın ortalarına kadar görülmektedir. Attika üretimi olan kandiller masif kütlesel gövdeli, içbükey kaideleri kalın ve büyük, gittikçe incelen uzun ve üst kısmı düz bırakılmış buruna sahiptirler 150 (Resim 13). Üst kısmı düz bırakılmış bu burunlar, kandil ile bir bütün yani yekpare bir biçimde yapmaktadır 151. M.Ö. 350 yıllarında bu kandillerde bant kulp kullanılmaya başlanmıştır 152. Attika tipi, ortasında merkezi boru askı deliği olan kandiller M.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısında ve M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında tekrar görülür 153. Atina da M.Ö. 4. yüzyıl sonlarından M.Ö. 3. yüzyılın ikinci çeyreğine doğru doldurma deliğinin etrafını şişkin bir bantın çevrelediği ve çift konik gövdeye sahip kandiller üretilmiştir. Benzer örnekleri Rhodos, Délos, Kıbrıs, Levant, Mısır ve Kyrenaika da görülen Lagynos tipi bu kandiller, kendine geniş bir yayılım alanı bulmuştur Hellenistik Dönem Hellenistik Dönem de çarkta kandil üretimi devam ederken, M.Ö. 3. yüzyılın başlarında kalıpla üretim başlamış ve bu teknik üretimin özünü oluşturmuştur 155. Ancak M.Ö. 3. yüzyıl 146 Akurgal 1983, Pl. E Dupont 1987, 48-49; Bailey 1975, 93-94, Pl. 28, Q Şahin 2008, Howland 1958, Şahin 2008, Scheibler 1976, Scheibler 1976, Bailey 1975, 60, Pl. 18, Q Şahin 2008, Bailey 1972, 18.

39 18 ve 2. yüzyılın başlarında kalıpta üretilen kandillerin ilk örnekleri çarkta yapılmış kandillere çok benzemektedir 156. O. Broneer, Korinth kandilleri üzerinde yaptığı çalışmasında Hellenistik Dönem kandillerini çark ve kalıp yapımı olarak 2 grupta incelemiştir 157. Atina, bu dönemde de önemli kandil ihraç merkezlerinden birisi olarak varlığını sürdürmüştür 158. Burada üretilen yerel kandillerin birçoğu diğer merkezlerde aslına uygun taklit olarak üretilmiştir 159. Atina da M.Ö. 2. yüzyıl sonları ila M.Ö. 1. yüzyıl boyunca çarkta kandil üretimi az da olsa devam etmiş, ancak daha çok kalıpta üretilmiş kırmızı ve siyah astarlı kandiller görülmektedir 160. Kalıpla üretim tekniği ile beraber yeni tip ve şekiller yapılmaya başlanmış, seri üretime geçilerek kandil üzerinde yer alan dekoratif bezemeler artmıştır. Kulpların destek yerlerine küçük figürler, yani yaygın biçimde kullanılan Eros figürleri yapılmıştır 161. Çift konik gövde, uçu sivri uzun burun, düğümlü kulp gibi şekillerin yanı sıra birbirine eklenmiş yapraklar, dil motifleri ve kabartı nokta bezemeleri gibi dekoratif bezemeler M.S. 1. yüzyıla kadar görülmektedir 162. M.Ö. 2. yüzyılda Attika da gerileyen kandil üretimi, Doğu Ege de güçlenerek bu bölge dönemin önemli üretim merkezi haline gelmiştir 163. Hellenistik Dönem süresince kalıpla üretilen kandiller Akdeniz bölgesinin birçok bölümüne yayılmıştır 164. Bu dönemin kandil üretilmesi konusunda bir başka önemli özelliği de kentlerin kendi tipik kandillerini üretmeleridir. Örneğin; Knidos ve Ephesos Tipi gibi Roma Dönemi Roma Dönemi kandillerini Hellenistik Dönem den ayıran ilk kandiller M.Ö. 3. yüzyılda Esquiline Mezarlığı nda bulunmuştur 165. Kuzey Afrika ve Kartaca da bulunmuş, M.Ö yüzyıla tarihlenen kandiller Hellenistik ve Roma Dönemi kandilleri arasındaki geçişi temsil etmektedir Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Broneer 1930, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Bailey 1975, Radt 1986, Şahin 2008, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Bailey 1972, Walters 1914, Walters 1914, 21.

40 19 Antik Çağ da çok uzun süre kullanılan kandiller zamanla bir endüstri oluşturmuşlardır. Buna göre Yunan kandil endüstrisi M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren yavaş yavaş kendi gelişimini sürdürmüştür 167. Atina kandilleri (M.Ö. 5. ve 4. yy.) Yunanistan ve Batı Anadolu nun her tarafına yayılmıştır. Roma daki kandil endüstrisi ise M.S. 1. yüzyılda Fabrika Kandilleri ile başlamıştır 168. İhracatı sınırlı olan bu kandiller M.S. 4. yüzyılda ortadan kalkmıştır 169. Roma Dönemi nde üretilen kandil tipleri Hellenistik Dönem kandillerinden ayrılmaktadır. Yeni kandillerin omuzları geniş olmayıp, özellikle üst kısımları düz veya figürlü betimlemeye olanak sağlamak için çok fazla çukurlaştırılmamıştır. Hatta diskusdaki doldurma deliği yer alacak figürlü betimlemeye göre yer değiştirmiştir 170. M.Ö. 1. ve M.S. 1. yüzyıllarda İtalya da yeni formlar üretilmektedir. Bu yeni kandil formunun özelliği, burun uçları köşeli ya da yuvarlak yapılmakla birlikte burnun yanlarında volüt şeklinde kıvrımların olmasıdır 171. Yeni örneklerde M.Ö. 1. yüzyılda İtalya da üretilmiş kuş kafası formlu kandillerden etkilenildiği düşünülür 172. İtalya da ortaya çıkan yeni tip, Doğu Akdeniz bölgesinde de üretilmiştir 173. M.S. 1. yüzyıla gelindiğinde ise yeni bir tip ortaya çıkar. Bu tip; basık ve yayvan yuvarlak gövdenin uç kısmından dışarıya doğru kalp şeklinde küçük bir burna sahiptir. Yuvarlak diskusunda ise çoğunlukla kabartmalar görülmektedir. Herculaneum da çok fazla bulunan bu tip, bütün antik coğrafyada 174 sevilerek üretilmiş ve kullanılmıştır. Birçok araştırmacı Roma Dönemi kandillerini biçimsel yapılarına göre gruplandırarak değerlendirmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi ne ait olan kandilleri Walters dört ana grupta incelemektedir. Bunlar; 1. Tip Ağızları Küt Köşeli Kandiller: Bu kandiller tek burunlu olup, genelde kulpsuzdurlar. Diskusdaki kabartmalarda daha çok gladyatör mücadeleleri betimlenmiştir. 167 Çokay 2000, Çokay 2000, Bailey 1997, Radt 1986, Bailey 1963, 18, Pl. 7a-k; Bailey 1997, Bailey 1963, 18, Pl. 6d-6e. 173 Radt 1986, Bu tip; Anadolu da M.S. 1. ve 2. yüzyıllarda, Mısır, Kıbrıs ve Tarsus da M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda, Kuzey Afrika da M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda, Korinth ve Atina da M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda kullanılmıştır. Bailey 1963, 19, Pl. 10c, 11a-b-c, 12a-b-c-d-e-f, 11f, 13a-b; Bailey 1997, 164.

41 20 Bunun yanı sıra Nike 175 nin de betimlendiği örnek kandiller görülmektedir. Loeschke ye göre bu tip İmparator Tiberius (M.S ) zamanından sonra fazla kullanılmamıştır Tip Ağızları Dairevi ve Çift Volütlü Kandiller: Bu tipteki kandiller kendi içerisinde iki tipe ayrılırlar. İlk grup kandiller ucu yuvarlatılmış tek burunludur. Çoğunlukla kulpsuz olan bu tip kandillere kulp eklendiği zaman genellikle yaprak, hilal veya üçgen formda yapılmaktadır. İkinci grup kandiller ise çift burunludur 177. Bu iki grup kandiller M.S. 1. yüzyılın ortalarına tarihlenmektedir Tip Etrafı Yüksek Kenar Çerçeve Yapan Kandiller: Bu tipteki kandillerin çoğunda kulp yoktur. Omuz üzerinde çıkıntı yapan tepecikler görülmektedir. Tipi diğerlerinden ayıran özellik, diskusunun çukurlaştırılarak yapılması ve diskus etrafını çevreleyen çerçevenin yükseltilerek fitil deliğini de içine alarak burnun etrafından dolaşmasıdır. Diskus iç kısmına nadir olarak kabartmalı bezemeler yapılmıştır. Bunlarda genellikle masklardır. Bu tip kandillerin kaidesinde ustanın veya atölyenin imzası bulunmaktadır. Oldukça zarif bir görünümü sahip bu kandiller, büyük bir olasılıkla bronz benzerlerinin taklitleridir 179. Bu grupta yer alan kandiller M.S. 1. yüzyıla tarihlenmektedir Tip Yuvarlak Gövdeli ve Burnu Hafif Dışa Çıkıntı Yapan Kandiller: Bu grup içerisindeki kandillerde burun, kandilin yuvarlak gövdesinden dışa hafif çıkıntı yapmaktadır. Burun yarım daire veya kalp şeklinde formlara sahiptir. Bu tipin kulplu ve kulpsuz formlarına çok sık rastlanmaktadır. Kulplu olanlarda kulp dikey halka şeklindedir 181. İtalya da üretilen bu ana formlar kısa sürede tüm Akdeniz Bölgesi ne ve Avrupa ya yayılmıştır 182. Bu gruptaki kandiller M.S. 2. ve 3. yüzyıla tarihlenmektedir 183. M.S. 4. yüzyılda ortaya çıkarak, M.S. 5. ve 6. yüzyılda yoğun bir şekilde kullanım gören Afrika kandilleri üzerinde Hıristiyanlıkla ilgili monogramlar ve haç motifleri 175 Zafer anlamında kullanılan Yunanca kelimedir. Eski Yunan mitolojisinde kanatlı zafer tanrıçası olarak da bilinir. Saltuk 1990, Walters 1914, 24, Form 78-80, ; Broneer 1930, 78, Pl. 7, 418, 420, Bailey 1963, 19, Pl. 8a-b-c. 178 Walters 1914, 24, Form 81-89, ; Broneer 1930, 80, Pl. 10, 454, 459; Bailey 1963, 18, Pl. 7g, 7h, 7i, 7j, 7k. 179 Okunak 2005, Bailey 1963, 19, Pl. 10d-e-f-g-h; Walters 1914, 24-25, Form 90-94, Walters 1914, 25, Form , ; Bailey 1963, 19, Pl. 10a-c, 11a-d, 12a-f, 13a-f. 182 Bailey 1997, Walters 1914,

42 21 betimlenmeye başlamıştır 184. Batı Anadolu da Efes, Smyrna, Miletos ve Sardes, Yunanistan da ise Korinth de M.S. 5. ve 6. yüzyılda üretilen, üzerinde Hıristiyanlık motifleri olan kaliteli kandiller ortaya çıkmıştır Kandilin Kullanım Alanları Kandiller ilk ortaya çıktıkları andan itibaren yaygın bir kullanım alanına sahip olmuşlardır. Öncelikli kullanımları aydınlanmaya yönelikte olsa, farklı amaçlar içinde kullanılmışlardır. Varlıklı ailelerin günlük kullandıkları kandiller metal iken, fakir aileler pişmiş toprak kandil kullanmışlardır 186. Özellikle kandiller evlerde niş içinde, duvara çakılı askılarda 187 ya da masalar üzerinde kullanılmaktadır. Kandillerin duvara çakılmış ahşap askılara asıldıkları, duvar yüzeyinde bulunan is izlerinden anlaşılmıştır 188. Kandiller yatak odalarına da yerleştirilmiş, ancak ateşin tehlikeli oluşundan dolayı pek yaygın olarak kullanılmamıştır 189. Antik Çağ da, cadde ve sokakların aydınlatılmasında ev ve dükkânların dış duvarlarına konulan kandillerden yararlanılmaktadır. Pompei de caddeye bakan evlerden birinin kapısının yanındaki küçük nişte bulunan kandil bunun en güzel örneğidir 190. Ayrıca Pompei de Via Dell Abundanza daki 500 m.lik ilk cadde de kapıların ve tezgâhların üzerinde 285 kandil, 576 m. uzunluğundaki ikinci cadde de ise 132 dükkânda 396 kandil bulunmuştur 191. M.S. 350 yılında Alexandria ve Antiokheia da dükkân kapıları ve ev girişleri üzerinde bulunan sayısız kandille caddelerin aydınlatıldığı bilinir 192. Ephesos da Arkadianus Caddesi nde bulunan bir yazıta göre; uzunluğu yaklaşık 600 m. olan bir portikonun her iki yanında 50 adet kandelai parlamaktadır 193. Bizans Dönemi nde, M.S. 437 den sonra Costantinopolis in iki yönlü caddesi de aydınlatma araç ve gereçleri ile donatılmıştır Bailey 1963, Bailey 1963, Bailey 1963, M.S. 3. yy.la tarihlenen bir papirüs üzerinde içine en az -ağaç sakızı suyu- konulmamış bir kandil al gerçek yağla doldur. Onu dört keten bezi parçasıyla bağla, doğu duvarına veya defne dalından bir askıya as şeklinde yazılıdır. Bkz. Shier 1978, Çokay 1996, Martial. XIV, Radt 1986, Çokay 2000, 24; Forbes 1958, Forbes 1958, Radt 1986, Çokay 2000, 24.

43 22 M.S. 3. yüzyılda insanlar geceleri de hamama gitmekteydi 195. Alexander Severus hamama aydınlanmada kullanılmak üzere yağ hediye etmiştir 196. Pompei deki Forum Hamamı nda 1000 adet kandil bulunmuştur 197. Pausanias a göre, Pharae Agorası nda biliciye başvurulmadan önce yakılan tunç kandiller vardı 198. Yeni bir bebek doğduğunda alt kısımlarında farklı isimler yazılı kandiller yakılmakta, bunların hangisi uzun süre yanar ise, bebeğe bu isim verilirdi 199. Roma da insanlar birbirlerine yeni yıl hediyesi olarak kandil vermişlerdir 200. Bu tip kandiller üzerinde genelde Annum Novum Faustum Felicem (mutlu ve verimli yeni yıl) yazar ve üzerinde bir kalkan taşıyan Victoria figürü yer alırdı 201 (Resim 14). Bazen de kandil üzerinde sadece yazı görülmekteydi (Resim 15). İmparator Augustus un propagandasının yapıldığı ve geniş bir yayılım alanı olan bazı kandillerde Ob Cives Servatos (Vatandaşın kurtuluşu için) yazılı bir kalkan taşıyan Victoria betimleri ile Victoria Populi Romani (Roma halkının zaferi) veya Saeculum Aureum Domini (İmparatorun altın yüzyılı) gibi yazılara rastlanmaktadır 202. Ayrıca kült törenlerinde, mezar ve altarlarda kandillerin yakılarak adak olarak sunuldukları bilinmektedir. Mezarda ölen kişinin yanına kandil konması eski bir geleneği yansıtmaktadır. Mezara kandil konmasındaki amaç, ölen kişinin öbür dünyasını da onla aydınlatabilmesi şeklinde yorumlanabilir. Mezarlar da ele geçen kandillerin çoğu yakılmamıştır 203. Bu kandillerin sadece cenaze töreninde sembolik olarak kullanılmış olabileceği düşünülmektedir 204. Roma da ölmüş bir kişinin evinin kapısına kandil konması yaygın bir gelenek haline gelmiştir 205. Ayrıca Kallimachus tarafından yapılan altın lamba Atina Akropolü ne getirilmiş ve daha sonraları bu lamba birçok kişi tarafından pişmiş toprak taklitleri yapılarak tapınaklarda tanrılara adak olarak sunulmuştur 206. Bu adak kandillerinin en erkeni M.Ö. 6. yüzyıla ait olup, Roma İmparatorluk Dönemi nde de kullanımın devam ettiği 195 Çokay 2000, Held 1990, Forbes 1958, Paus. VII, 22, Forbes 1958, Çokay 2000, Walters 1914, Çokay 2000, Çokay 1996, Bailey 1963, Hug 1927, 1586; Çokay 2000, Bailey 1963, 12.

44 23 anlaşılmıştır 207. Likya Bölgesi nde Oenoanda da ele geçen bir yazıtta en yüksek tanrıya ifadesi bize bu kandillerin tanrıya adanan kandiller olduğunun ispatı niteliğindedir 208. Kandil doğrudan veya dolaylı olarak kadınların günlük hayatında da kullanılmıştır. Atinalı kadınlar kaşlarını kandil isi ile koyulaştırırdı. Çünkü kaşların ortada birleşmesi güzellik işaretlerinde biri olarak görülmekteydi 209. Hiç kuşkusuz ki banyo yapmak vücuttaki istenmeyen kir ve kıllardan kurtularak güzelleşmeyi sağlardı. Daima ideal güzelliğin peşinde koşan Yunanlılar vücut kıllarından kurtulmak ister ve bu iş için farklı yöntemler kullanırlardı. Tıraş etmek, bu yöntemler arasından en acısız olanı idi. Kadınların cinsel organlarındaki kılları temizlemek için kullandıkları yakma yöntemi riskliydi. Bunun için kızgın bir kandil kullanmışlardır 210. Atina da akşamları yemek hazırlamak ve servis büyük aynı zamanda önemli bir iş alanıydı. Sofrada temiz tabaklar, yakılmış kandiller, hazır libasyonlar hazır bulunmaktaydı 211. Kandil kullanımı mumun yaygınlaşmasına bağlı olarak M.S. 7. yüzyılda azalmıştır Kandil Taşıyıcıları Bilindiği üzere kandiller daha çok duvara veya herhangi bir yere asılarak kullanılmışlardır. Bu kullanımlarının yanı sıra kandilleri taşıyan çeşitli taşıyıcıların mevcut olduğunu da antik kaynaklar ve arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan buluntulardan anlamaktayız Candelabrum Candelabrum, kandilin içine konduğu sığ bir tabak veya onu zeminden yükselten bir ayaktan oluşan iki farklı tipi vardır 213. Bunlardan ilki duvara asılarak, diğeri ise üzerine kandil asılarak kullanılan candelabrumdur 214. Birinci tip Duvar Aydınlatıcıları olarak adlandırılmakta ve en erken örnekleri M.Ö. 14. yüzyıla tarihlenmektedir 215 (Resim 16). 207 Tapınaklarda adak lambalarının kullanımı olasılıkla Hıristiyanlığın resmi din olarak kabulünden sonra son bulmuştur. Bailey 1963, Walters 1914, Deighton 2012, Deighton 2012, Deighton 2012, 89, Çokay 2000, Çokay 2000, Rutkowski 1979, 174.

45 24 İkinci tip ise Yeni Babil mühürlerinde önünde duran rahip ile betimlendiğinden, M.Ö. 1. binde dini bir araç olarak kullanıldıkları düşünülmektedir 216 (Resim 17). Bu tip candelabrumlar Urartu Uygarlığı ndaki Rusa yazıtlarında Tanasi, Menua yazıtlarında ise Dasusi adıyla anılmaktadır 217. Urartu candelabrumları daha çok ayakları boğa başı şeklinde bir tripod ve insan şeklinde gövdeye sahiptir. Yunanistan da az bulunan candelabrumlar, bir tutamak ile ona bağlı keseciklerden oluşmaktaydı. Buraya Etrüsk ten ithal edildikleri bilinmektedir 218. Plinius a göre, kandil taşıyıcıların üst kısmı Aigina da, alt kısmı ise Tarentum da yapılmaktadır. Bu yüzden kandil taşıyıcıların üretimi bu iki yerde yaşayan insanlar arasında paylaştırılmıştır 219. Yunan candelabrumları bir tutamak ve ona bağlı olan küçük kâselerden oluşmaktadır. Yunanistan da fazla candelabrum bulunmamıştır. Çok az bulunanlar ise Etrüsk ten ithal edildiği düşünülmektedir 220 (Resim 18). Roma Dönemi ndeki candelabrumlar yekpare mermer bloklardan yapılmaktadır. Ancak bunların hareket ettirilmelerinin zor olmasından dolayı tapınaklarda, varlıklı kişilerin evlerinde ve festivallerde kullanıldıkları düşünülmektedir 221. Bu kütlesel yani masif candelabruma lampadarium denmektedir (Resim 19). Bunların gövde kısmı bir sütun biçiminde yapılmakta ve kandiller zincirlerle candelabrumun başlık kısmına asılmaktaydı 222. Bizans Dönemi nde de kullanılan candelabrumlar vardır. Bunlara yazıtlarda, Dodekaphotla, Manoualla, Ovellskolyknial, Statareal, Lamnai, Kosmetaritzia, Polycandela, Palamai, Stephanital, Khorol, Abenai, Alysidia, Kremastaria ve Bastagia denmektedir Laterna Laterna, günümüzün fenerleri ile özdeşleştirebileceğimiz bir aydınlatma aracıdır. M.Ö. 8. yüzyılda ortaya çıktıkları düşünülen laternalar antik çağda Laterna, Lanterna, Lampter, 215 Rutkowski 1979, 189; Çokay 2000, İnanan 2004, Merhav 1991, İnanan 2004, Plinius, XXXIV, 6, 11; Çokay 2000, Çokay 2000, Çokay 2000, Çokay 2000, Bouras 1982, 480.

46 25 Lykhounosi Phanos, Hypnos gibi birçok isimle anılmaktadır 224. Bizans ta ise Phanaria denilmektedir. Laternarius, kelime anlamı olarak hem laterna ustasını, hem de onu taşıyan kişiyi işaret etmektedir. Romalıların laternayı, Yunanlılardan öğrendikleri bilinmektedir. Laternalar, Güney İtalya vazo biçimlerinden anlaşıldığı üzere Hellenistik Dönem öncesinde form olarak bir kovaya benzemekteydi (Resim 20). Yukardan aşağıya doğru daralan, altta küçük ayakları ve üstte büyük kulpları olan bir forma sahiptir 225. Arkaik Dönem den Hellenistik Dönem e kadar konik şekilli laternalar kullanılır iken, Roma İmparatorluk Dönemi nden itibaren silindirik formlu laternaların kullanımının yaygınlaştığı görülmektedir 226. Bizans Dönemi nde de laterna kullanıldığı bilinmektedir. Phanaria nın açık havadaki tören yerlerinde kullanıldığı ve bu sebeple daha gösterişli malzemeden yapıldığı görüşü ileri sürülmektedir 227. Kapalı alanda kullanılan laternalar ise üç zincir ile tavana asılmaktaydı 228. Laternalar yaygın olarak caddelerde kullanılmaktaydı. Caddelerin tamamen aydınlatılmamasından önce, geceleri yolculuk edenler yollarını kendileri aydınlatmak zorunda kalırlardı. Laternanın içinde kandil taşıyarak efendisinin yolunu aydınlatan köle çocuk betimleri, vazo resimlerinde ve pişmiş toprak figürinlerde kullanılmıştır 229 (Resim 21). Laternaların içine konulan kandili veya mumu, rüzgâr ve yağmurdan korumak için, laterna pencereleri için ilk olarak boynuz kullanılmıştır. Bununla birlikte malzemenin ısıya ve rutubete dayanıklı olması amaçlanmıştır. Zaman ilerledikçe parşömen, gerilmiş idrar torbası ve yağlı keten bezi kullanılmıştır 230. Laternaların gelişmiş formları ise deniz fenerleridir. Fener anlamına gelen Pharos kelimesi, Phos-Işık ve Orasis-Görmek kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Bunlar liman aydınlatmasında kullanılırlardı. Aleksandria nın Pharos u tarihte bilinen en eski 224 Forbes 1958, Loeschcke 1909, Çokay 2000, Bouras 1982, Radt 1986, Çokay 2000, Çokay 2000, 31.

47 26 örnektir. Ayrıca Rhodos, Ravenna, Brindisium ve Laodikeia da ki fenerlerin varlığı kentte basılan sikkeler üzerindeki betimlemelerden anlaşılmaktadır Lykhnoukhoi Homeros Odysseia da Alkinoos un sarayını anlatırken, Heykeller dikilmişti güzel ayaklıklar üstüne, yanan çırağlar tutuyordu ellerinde altından delikanlılar, konaktaki şölenleri aydınlatmak için geceleri şeklinde dizeler kullanmıştır 232. Bu dizelerden anlaşılacağı üzere, elinde mum veya meşale taşıyan heykeller (Lykhnoukhoi) in geceleri düzenlenen symposionlarda ve gösterişli konaklarda etrafı aydınlatmakta, Homeros zamanından bu yana kullanıldıkları sonucuna varılabilir. Arkaik Dönem e ait British Museum da bulunan, meşale taşıyan kadın heykeli, belki de ilk Lykhnoukhoi örneklerinden birisi olarak kabul edilebilir. Heykel yaklaşık 40 cm. yüksekliğinde olup, pişmiş topraktan yapılmıştır. Olasılıkla bir tanrıçayı betimleyen bu heykelin elinde meşale veya mum taşıması için uygun olarak yapılmış bir açıklık bulunmaktadır 233 (Resim 22). Lucretius a göre evlerde, sağ ellerinde yanan ışıklar tutan, altından yapılmış genç heykellerin bulunması olağandır 234. M.Ö. 1. yüzyılda Pompei deki evleri süsleyen çoğu heykelde aynı zamanda lykhnouhoi idi. Heykellerin ellerindeki boşluk ve duruş şekilleri, Pompei de Via dell Abundanza da bir evin atriumunda bulunan heykelde (Resim 23) görüldüğü gibi, bunların bize bir meşale veya kandili taşıdıklarını düşündürmektedir 235. Athenaios un Karanos un düğününü anlatırken kullandığı dizeler bize, lykhnouhoi kullanımını daha net açıklamaktadır. Athenaios, Karanos un düğününü şöyle anlatır; Şölen devam ederken, mekânı çevreleyen beyaz ibrişimden perdeler çekiliyordu. Bunlar çekilinde duvarlar gizli bir mekanizma ile açılıyorlardı ve meşaleler görünüyordu. Birçok figür vardı. Pan, hermes, genç figürler ve meşaleleri gümüşten ellerinde tutuyorlardı 236. Lykhnouhoiler, evlerin bahçelerinde muhtemelen yüksek kaideler üzerinde durmaktaydı. Bu heykeller sadece yemek odalarını (triclinium) aydınlatmak için 231 Çokay 2000, 33; Forbes 1958, Hom. Od. VII, Bailey 1975, 218, Pl. 94, Q Lucr. II, Çokay 2000, Athen. IV, 130 a.

48 27 kullanılmamaktaydı. Ayrıca zengin evleri için pahalı, önemli bir dekoratif unsur ve sanatsal zevkin bir sunuşuydu Çokay 2000,

49 28 3. SİLİFKE MÜZESİ NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER 3.1. Geç Klasik- Erken Hellenistik Dönem Kandilleri Silifke Tip 1 (Howland Tip 25 B, Broneer Tip ) Howland, Tip 25 B grubunda incelediği kandilleri M.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısı ile 3. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlendirmektedir. Bu tip kandiller küresel gövdeye, kalın, yüksek kaideye ve sol yanlarında omuz üzerine tutturulmuş delikli bir tutamağa sahiptir 239. Kimi kandillerde yer alan tutamaklar ise deliksizdir. M.Ö. 4. yüzyılın sonlarına doğru görülen 240 bu tutamaklar, Başparmak Tutamağı 241 ve ya Lug 242 olarak isimlendirilmektedir. Kandilin taşınmasında kullanılan bu tutamaklar genelde sol tarafta bulunmaktadır 243. Tutamak üzerine yapılan delikler, fitilin kandil iç haznesine kaçması durumunda onu çıkarmak amacıyla kullanılan bronz, ahşap ve kemikten yapılmış çubuk benzeri aletin konduğu yer olarak da düşünülebilir 244. Ayrıca bu delikler ip yardımıyla kandilleri evde güvenlik açısından ya da dükkânda satışını yaparken duvara asmak içinde kullanılmıştır 245. Bu tip kandillerin hiçbirinde kulp yoktur. Kulp yerine tutamaklar (Lug) kullanılmaktadır. Howland Tip 25 B de ki kandiller sol yanlarında bulunan delikli tutamaklar dışında Tip 25 A ya birçok yönden benzemektedirler. Kaideleri daima içbükeydir 246. Ancak nadir de olsa düz kaideli örnekler vardır. Bu tip kandillerin omuzları erken örneklere göre daha yatay ve dışbükeydir. Kaidelerinin masif bir profilinin olması bu tip kandillerin karakteristik özelliklerindendir. Bununla birlikte kandillerde gövde iç kısmında kaideden içe doğru bir yükselti mevcuttur 247. Tip 25 B de diskus omuzdan derin bir yivle ayrılmaktadır. Ancak bu tipin daha geç dönemine tarihlenen kandillerde yiv oldukça sığ yapılmıştır 248. Howland Tip 25 B içerisinde gövde profili dikeye yakın, omuzu düz ve geniş olan örneklerde bulunmaktadır. Kandillerin burunları uzun, dar ve üst kısımları düzdür. Bu tipin daha erken örneklerinde ise burun üzerleri daha geniştir. Kaidelerinin dışında bu tip kandillerin içi ve dışı siyah glazürle 238 Broneer 1930, Howland 1958, Blonde 1983, Kassab- Tezgör - Sezer 1995, Howland 1958, 72 vd. 243 Broneer 1977, Pastutmaz 2001, Howland 1958, Howland 1958, Şahin 2008, Howland 1958, 73.

50 29 kaplanmıştır 249. Ancak çok nadiren bazı kandillerin kaidelerinin de siyah glazürle kaplandığı bilinmektedir. Müze koleksiyonunda bu tipe ait tek örnek bulunmaktadır (Kat.No: 1, Lev.No: 1-1). Burun uç kısmı kırık olan kandilimizin burun üst kısmı düz ve dardır. Kulp yerine kandilin sol yanında deliksiz tutamak bulunmaktadır. Eserimiz Tip 25 B nin kandillerinden bu noktada ayrılmaktadır. Küresel gövdesi dışbükey profile sahip olup, omuz kısmı eğimlidir. Tipe ait örneklerde genelde içbükey olan kaide bizim örneğimizde düz bırakılmıştır. Örneğimizde diskus ile omuz derin bir yivle ayrılmamış olup, yükseltilmiş bir halka kenarla ayrılmaktadır. Kandil kaide kısmı hariç koyu gri (siyahımsı) glazürlüdür. Kandilimizin yakın benzerlerine 250 bakarak örneğimizin bu tipe ait olabileceğini düşünmekteyiz. Çünkü eserimiz Howland Tip 25 B nin genel özelliklerini çoğunu taşımaktadır yılı Soli/Pompeiopolis Kazıları nda H3 açmasında bulunan kandillerden bizim eserimizle birebir benzer örnek M.Ö. 4. yüzyıl sonu ile 3. yüzyıl başına tarihlenmiştir 251. Kandilin omuz kısmının erken örneklere göre daha yatay yani eğimli olması, burun üzerinin ise daha dar yapılması gibi etkenler göz önüne alındığında, eserimizin tipin geç örnekleri ile erken örnekleri arasına bir tarihe ait olabileceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle kandil için en uygun tarihin M.Ö. 4. yüzyıl sonları ile 3. yüzyılın ilk çeyreği olduğunu düşünmekteyiz Hellenistik Dönem Kandilleri Silifke Tip 2 (Howland Tip 27 C, Bruneau Tip 1) Howland bu tip kandilleri eğimli kenarlı, küt burunlu ve merkezinde boru deliği bulunan küçük kandiller olarak tanımlamaktadır 252. Howland Tip 27 C kandillerinin en karakteristik özelliği kandilin merkezinde kaideden başlayarak yukarı doğru genişleyen bir boru askı deliğinin olmasıdır. Boru askı deliği bu tip kandillerde ağızdan daha yukarıda yapılmaktadır. Boru askı deliğinin formuna göre yapılmış, yüksek halka kaideleri vardır. Kavisli gövde profilleri içe dönük ağız kenarı ile sonlanmaktadır. Ağız kenarları bazı örneklerde düzdür. Herhangi bir kulpları veya başparmak tutamakları yoktur. Bu tip kandillerin killeri ince yapıda olup, pembemsi devetüyü ile devetüyü arasında değişen renklere sahiptir. Kırmızımsı siyah ile kahverengi astara sahiptirler 253. Howland, bu 249 Howland 1958, Yağcı 2001, 261, Res ; Howland 1958, 72-74, Pl. 38, 312; Bruneau 1965, 20, Pl. 1, Yağcı 2001, 261, Res , dipnot Howland 1958, Howland 1958,

51 30 kandillerin M.Ö. 3. yüzyılın sonları ile 2. yüzyılda Alexandria (Mısır) da bulunduğundan bahseder 254. Bruneau, Delos ta merkezinde boru askı deliği olan kandilleri iki tipe ayırarak incelemiştir 255. Bu ayrımda en önemli özellik kandillerde yer alan boru askı deliklerinin ağız kenarını aşıp aşmadıklarıdır. Tip 1 de boru askı deliği ağız kenarından dışa taşmaktadır. Ancak Tip 2 de boru askı deliği ağız kenarı ile aynı hizadadır. Bu bakımdan bizim eserimiz Tip 1 içerisine dâhil edilmektedir. Silifke Müzesi nde bu tip tek örnekle temsil edilmektedir (Kat.No: 2, Lev.No: 1-2). Kandilimizin kavisli gövdesi üzeri düz yapılmış, içe dönük ağız kenarı ile sonlanmaktadır. Kandilin merkezinde kaideden başlayarak yukarı doğru genişleyen boru askı deliği bulunmaktadır. Bu boru askı deliği bu tipe ait kandillerde olduğu gibi bizim eserimizde de ağız kenarından dışa taşmaktadır. Kısa, küt burun üzeri köprülüdür. Uç kısmında yuvarlak bir fitil deliği bulunmaktadır. Eserimizde tipin diğer örnekleri gibi kulpsuzdur. Kil ve astar renkleri bakımından örneğimiz tipin özellikleri ile birebir uyuşmamaktadır. Fakat azda olsa yakın benzerlikler vardır. Eserimiz pembe kil ile kırmızımsı siyah gri astar rengine sahiptir. Bizim kandilimizin benzerini D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer, M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısı veya 2. yüzyıla tarihlemiş, atölye olarak Doğu Eğe? olabileceğini söylemiştir 256. Yine eserimizin benzeri Howland tarafından M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısı ile 2. yüzyıla tarihlenmektedir 257. Bailey ise benzer kandili form olarak Knidos ile Pergamon kandillerine benzetmekte ve M.Ö tarihleri arasına yerleştirmektedir 258. Bruneau ise Tip 1 olarak incelediği kandiller için M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısı ile 2. yüzyılın başlangıcı tarihini vermektedir 259. Biz de kandilimizin sahip olduğu form özellikleri ile yukarıda değindiğimiz benzerleriyle olan ilişkilerine bakarak M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısı ile 2. yüzyıla tarihlemenin uygun düşeceğini söyleyebiliriz. Bu tipin ortaya çıkış yeri olarak kesin bir bilgi olmadığı için eserimizin herhangi bir yere ait olması gerektiği söyleyemiyoruz. Ancak D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer atölye konusunda Doğu Ege yi işaret etmesiyle aynı zamanda Bailey in kandilimize benzer bir örneği form olarak Knidos ve Pergamon kandilleri ile ilişkilendirmesi, bize bizim kandilimizin de Anadolu üretimi olabileceğini düşündürmektedir. 254 Howland 1958, Bruneau 1965, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 87-88, 223, Howland 1958, 88-89, Pl. 13, 40, Bailey 1988, 453, Pl. 151, Q465 bis. 259 Bruneau 1965, 31-32, Pl. 8, 1671.

52 Silifke Tip 3 (Howland Tip 32) Howland ın Tip 32 başlığı altında gruplandırdığı kandillerin temel özellikleri kapalı ve çift konik profile sahip gövde, üst kısmı düz, ucu köreltilmiş ya da yuvarlatılmış burun ile düz ya da kenarları yükseltilmiş içbükey kaideye sahip olmalarıdır. M.Ö. 3. ve 2. yüzyıla tarihlendirilen Tip 32 grubuna ait kandiller kendi içerisinde tipin erken veya geç örnekleri olarak bazı kıstaslara göre ayrılmaktadır. Buna göre ilk kıstasımız kandillerin doldurma deliğinin etrafında yer alan alanın (bantın) genişlemesi erken, dar olması ise tipin daha geç örneği olduğunu göstermektedir. Bir başka ölçüt ise tipe ait kandillerden M.Ö. 3. yüzyıla tarihlendirilenlerin burun uçlarının köreltilmiş, M.Ö. 2. yüzyıla ait olanların burun uçlarının ise yuvarlatılmış olmasıdır 260. Bu tip içerisinde değerlendirilen kandillerden kulpsuz örneklerin omzunda ortası delinmiş başparmak tutamağı (lug) bulunmaktadır. Kiminde ise bu başparmak tutamağı delinmemiştir. Bu gruba ait kandiller Attik pembemsi devetüyü renkte kile sahiptirler. Genelde iç ve dış kısımları siyah glazürle astarlanmıştır 261. Müzede bu tipe ait tek örnek bulunmaktadır (Kat.No: 3, Lev.No: 2-3). Kandilin kapalı olan gövdesi profilde çift koniktir. İçbükey olan diskusunun ortasında büyük bir doldurma deliği yer alır. Doldurma deliğinin etrafındaki alan dardır. Omzunda, ortası delinmiş başparmak tutamağı vardır. Gövde ile yekpare olan burun öne doğru uzamaktadır. Ayrıca üstü düz olan burnunun uç kısmı yuvarlatılarak yapılmıştır. Burun uç kısmında oval bir fitil deliği yer alır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah is lekeleri görülmektedir. Kenarları yükseltilmiş olan disk şeklindeki kaidesinin ortası içbükeydir. Kandilimizin kili pembe renkte olup, tipin kil özelliklerini birebir taşımamaktadır. Örneğimizde astar yoktur. Belki de günlük yaşamda kullanılmasından dolayı kandilimiz astarsız yapılmıştır. Doldurma deliğinin etrafındaki alanın dar olması ve burun ucunun yuvarlatılarak yapılması kandilimizin tipin geç örnekleri arasında yer alması gerektiği hakkında bize ipucu vermektedir. Yapılan tüm bu değerlendirmeler ve benzerleri 262 ile kıyasladığımızda örneğimiz için en uygun tarih M.Ö. 3. yüzyıl sonu ile 2. yüzyıldır. 260 Howland 1958, Howland 1958, 100 vd. 262 Howland 1958, 100, Pl. 15, 41, 429; Baki 1968, 123, Res. 13.

53 Silifke Tip 4 (Howland Tip 40 A, Broneer Tip 13) Howland ın Tip 40 A 263, Broneer ın Tip adı altında incelediği kandiller Knidos ta çok miktarda bulunduklarından dolayı literatürde Knidos Tipi olarak bilinmektedir. Knidos kandilleri üretildikleri yıllarda büyük bir ihracat hacmine ulaşmıştır 265. Knidos kandillerinin Yunanistan ve Doğu Ege de örnekleri görülür. Korinth 266, Délos 267, Levant 268 gibi birçok yerde bulunan bu kandillerin, Attika 269 ya ihracatı M.Ö. 2. yüzyılda gerçekleştirilmiştir. Hellenistik Dönem Knidos kandillerinde fırınlamadan dolayı soluk gri renk oluşmuş ve bunun sonucunda gri üretim başlamıştır 270. Knidos Tipi kandiller renkleri ve formlarının biçimleri ile metal kandillerin prototip taklitleri olarak ortaya çıkmıştır 271. Çift dış bükey gövdeli, erken örneklerinde keskin omuz profili veren çark yapımı bu kandillerin kaideleri yükseltilmiş olarak yapılmıştır 272. Knidos Tipi kandillerde elde şekil verilen çift silindirik kilin birbirine yapıştırılması ile oluşturulmuş kulp görülür. Howland tarafından bu kulplar Loop handle 273 olarak adlandırılmıştır. Bu kulpların üzerinde dekoratif amaçlı aplike edilmiş iki parçadan oluşan bir bant bulunmaktadır. Metal örneklerin taklidi olan ince bant şeklindeki kulplara M.Ö. 2. yüzyıl başlarına tarihlenen Knidos Tipi kandillerde rastlanmaktadır. Bu tip kandillerde bezemeler kandil yapımı tamamlandığında omuza aplike edilmekteydi 274. Barbutin tekniği ile yapılmış bezemeler de görülmektedir 275. Hellenistik Dönem Knidos Tipi kandillerine özgü elde şekillendirilen kilin kalp şekli verilerek omuza aplike edilmesiyle Knidos Yaprağı 276 motifi elde edilmiştir. Knidos Tipi kandillerin burun uç kısımları yanlara doğru kıvrım yaparak çapa 277 şeklini andırması bu tipin karakteristik özelliğidir Howland 1958, 126 vd. 264 Ayrıntılı bilgi için bkz. Broneer 1930, Howland 1958, Broneer 1930, 53, Pl. 4, Bruneau 1965, Crowfoot-Kenyon 1957, 368, Fig. 86, Howland 1958, 127, Pl. 20, 45, 521; Scheibler 1976, 95, Taf. 85, Bailey 1975, 128 vd. 271 Howland 1958, Howland 1958, Ayrıntılı bilgi için bkz. Howland 1958, Pastutmaz 2001, Bailey 1975, Pastutmaz 2001, Howland 1958, 126 vd. 278 Howland 1958, 126.

54 33 Silifke Müzesi koleksiyonunda bu tip tek örnekle temsil edilmektedir (Kat.No: 4, Lev.No: 2-4). Kandilin gövde profili çift konik olup keskin omuz profili vermektedir. Bu özellik erken Knidos tipi kandillerde görülmektedir. Omuz üzerinde herhangi bir bezeme yoktur. Elde şekillendirilen iki silindirik kilin birleştirilmesinden oluşturulan dikey kulbunun üzerinde bir bant bulunmaktadır. Knidos kandillerinin bir özelliği olan tek, çapa şeklinde buruna sahiptir. İçbükey diskusunun ortasında doldurma deliği vardır. Yükseltilmiş, disk şeklinde kaideye sahiptir. Knidos tipi kandillerinde görülen gri kil bizim eserimizde de görülmektedir. Tüm bu özellikler ve benzerleri 279 dikkate alındığında Knidos üretimi olduğunu bildiğimiz kandilimizi M.Ö. 2. yüzyıla tarihlemenin doğru bir tarih olacağı kanaatindeyiz Silifke Tip 5 (Kalp Yapraklı Kandil) Kandil gövdelerinin her iki yanında kalp şeklinde çıkıntı yapan tutamakların bulunmasından dolayı bu tip kandillere Kalp Yapraklı Kandiller denilmektedir. Kandile ilk olarak M.Ö. 4. yüzyılın sonlarında eklenen bu tutamaklar 280 kandilin taşınmasında kullanılmıştır. Bu tutamaklar zamanla kalpli yaprak, fiyonk, volüt ya da dikdörtgen görünümleriyle kandilin taşınmasındaki rollerinden koparak, kandillerin güzel görünmeleri için yapılmışlardır. Kalp yapraklı kandillerin ortaya çıkış yeri olarak Anadolu daki Pergamon gösterilmiştir. Buna sebep ise bu tip kandillerin Pergamon daki kazılarda yoğun olarak ele geçmesindendir 281. Kalp yapraklı kandillerin Pergamon daki üretimi M.Ö. 3. yüzyılın sonlarından başlayarak, M.Ö. 1. yüzyıla kadar devam etmiştir 282. Ayrıca bu tip kandiller Delos 283, Mısır 284, Levant 285, İtalya 286 ve Korinth 287 te görülür. 279 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 93, ; Bailey 1975, 155, Pl , Q343; Oziol 1977, 49, Pl. 7, Blonde 1983, Bu tipe ait bazı kandillerde kabartma halka ile çevrili diskusta küçük hava delikleri görülmektedir. Bu, Ephesos kandillerine has bir özelliktir. Ancak aynı tip kandillerde görülen iki şerit kulbun gövde üzerinde ikiye ayrılması özelliği de Pergamon kandillerine ait özelliklerdendir. Aynı tip kandiller üzerinde görülen bu özellikler her iki atölyenin de birbirlerinden etkilendiklerini gösterir. Fakat Pergamon daki kazılarda kalp yapraklı kandillere ait çok sayıda kandil kalıbı ve modelinin bulunmasına rağmen Ephesos ta bulunmaması bu tip kandillerin üretim merkezlerinin Pergamon olması gerektiği fikrini desteklemektedir (Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 108, dipnot. 11; Schӓfer 1968, 143, Taf. 60, 66, Q34, 65). 282 Günay-Tuluk 1996, Bruneau 1965, 91-92, Pl , Bailey 1975, 270, , Q584, Q Waagé 1941, Fig. 75, 19 b. 286 Hayes 1980, 45-46, Pl. 21, Bu şehirdeki kalp yapraklı kandiller M.Ö. 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmekte olup, M.Ö. 1. yüzyılın sonlarına kadar üretimleri devam etmiştir.

55 34 Müze de bu tipe ait bir örneğimiz bulunmaktadır (Kat.No: 5, Lev.No: 3-5). Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi profilde çift koniktir. İç bükey diskusunun etrafını kabartma halka çevrelemektedir. Gövdenin her iki yanında stilize edilmiş kalp şekilli yapraklardan oluşan tutamaklar bulunmaktadır. Omzunda ise kabartma kalp yapraklarından oluşan bitkisel bezeme vardır. Kulbu kırık olan örneğimizin halka kulba sahip olabileceği görülmektedir. Ancak kulp şeklinin Pergamon kandillerinde görülen çift şerit şeklinde mi yoksa tek şerit mi olabileceği konusunda bir şey söyleyemiyoruz. Uç kısmı kırık olan burnunun üzerinde sakallı satyr ya da maske kabartması vardır. Bu kabartma maskeler Ephesos kandillerinden daha çok Pergamon kandillerinde görülmektedir 288. Kandilimizin alçak halka kaidesinin ortasında tek harflik (Alpha) bir yazıt yer alır 289. Benzerlerine 290 göre karşılaştırdığımızda eserimiz M.Ö. 2. yüzyılın ikinci yarısına ait olmalıdır. Ancak bizim örneğimiz ile benzeri arasında farklar bulunmaktadır. Bizim kandilimizin omuz üzerinde kalp şekilli yaprak motifi varken, benzer örnekte yumurta motifleri görülür. D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer bizim kandilimizin benzerini Pergamon üretimli olarak ele almıştır. Bizde eserimizin Pergamon üretimli olabileceğini düşünmekteyiz Silifke Tip 6 (Howland Tip 35 A 291, Broneer Tip 12) Howland ın Tip 35 A grubunda değerlendirdiği kandillerden, Silifke Müzesi koleksiyonunda bir adet bulunmaktadır (Kat.No: 6, Lev.No: 3-6). Howland bu tipi M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği ile 1. yüzyılın ilk çeyreği belki biraz daha geç bir tarih aralığına tarihlendirmektedir 292. Bu tip kandillerin yarısının kaideleri düzdür. Diğer yarısında ise kimi kandilin kenarları yükseltilmiş düz, kimisinin de hafif içbükey kaidesi vardır 293. Bizim kandilimiz de kenarları yükseltilmiş olan kaide disk şeklinde olup altı düz bırakılmıştır. Eserimizin derin olan gövdesi profilde çift koniktir. Kenarları yükseltilmiş, içbükey diskusu büyükçe bir doldurma deliğinden ibarettir. Howland Tip 35 A kandillerinin çoğunda delikli başparmak tutamağı (lug) bulunmaktadır 294. Ayrıca bu delikli başparmak tutamağı tipin kendi 288 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, Alpha harfinin ortasındaki çizginin düz değil de kırık verilmesi M.S. 3. yüzyıl ve sonrasının yazı stilini göstermektedir (Malay 1987, 32). Bizim kandilimizin M.Ö. 2. yüzyılın ikinci yarısına ait olması, kandiller üzerinde görülen yazıtların stilleri ile kandillerin formlarına bakılarak yapılan tarihlendirme arasında herhangi bir ilişkinin varlığından söz etmek olası değildir. Silifke Müzesi kandillerinde bulunan yazıtlar için ayrı bir çalışma yapılacağından dolayı tezde bu yazıtların ayrıntılı incelemesi yapılmamıştır. 290 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 136, Howland 1958, Howland 1958, Howland 1958, Howland 1958, 109.

56 35 içerisinde tarihlendirilmesinde kullanılmaktadır. Tip 35 A nın erken örnekleri kulpsuz yapılırken, omuzlarında delikli başparmak tutamağı bulunmaktadır 295. Silifke Müzesi örneğinde ise deliksiz olan başparmak tutamağı kandilin omuz kısmına eklenmiş ve kandil kulpsuz yapılmıştır. Deliksiz olan başparmak tutamağı dışında kulpsuz olması bakımından değerlendirdiğimizde eserimizin bu tipin erken örneklerinden olması gerektiğini söyleyebiliriz. Tipin kendi içerisindeki belirli sınıflamalarla birlikte benzerleriyle 296 de kıyasladığımız kandilimiz M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreğine ait olmalıdır Silifke Tip 7 (Kulakçıklı Kandil) Silifke Tip 7 adı altında incelemeye aldığımız kandil örneğimiz tektir (Kat.No: 7, Lev.No: 4-7). Üstten dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Etrafını tek sıra kabartma halkanın çevrelediği geniş diskusu içbükey olması Ephesos kandillerinin bir özelliğidir. Omuz üzerinde meyveli sarmaşık bezemesinin bulunması, öne doğru silindirik olarak uzayan burun üzerinde mask kabartmasının olması ve kandil gövdesinin her iki yanında üzerinde dalgalı motiflerin bulunduğu kulakçıkların görülmesinden dolayı eserimiz Pergamon kandillerinde görülen özellikleri de taşımaktadır. Bu bakımdan hem Ephesos hem Pergamon kandillerinin özelliklerini taşıyan örneğimizin hangi atölye üretimi olabileceği konusunda tam emin olamamaktayız. D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer, bizim örneğimizin de benzerinin bulunduğu grubu kandillerin üretim yeri olarak Pergamon ve Ephesos dışında üçüncü bir üretim yerinin varlığından söz eder. Ancak kesin olarak neresinin olabileceği konusunda yeterli veriye sahip olunmadığından bahseder 297. Son yıllarda yapılan kazılardan elde edilen bulgular ışığında bu kandillerin üretim yerinin Lykos Laodikeiası olabileceği söylenmektedir 298. Bizim kandilimizin kil özellikleri ile Ephesos ve Pergamon üretimli kandillerin kil özellikleri birbirini tutmamaktadır. Ancak Lykos Laodikeiası nda üretildiği söylenen kandillerin kil özellikleri ile bizim örneğimizin kil özellikleri birbirine benzemektedir. Fakat bizim örneğimiz ile Lykos Laodikeiası nda ele geçirilen kandiller arasında form ve bezeme olarak bir takım farklılıklar görülmektedir. Örneğin Lykos Laodikeiası ndaki kandillerin doldurma deliği etrafını yüksek kalın bir halka çevrelemekte iken bizim eserimizde herhangi bir halka yoktur. Çoğunun omuzunda İon Kymationu bezemesi varken bizim incelediğimiz tipte meyveli sarmaşık motifi 295 Howland 1958, Howland 1958, 110, Pl. 43, 467; Bovon 1996, 28, 34, Pl. 4, Kassab-Tezgör Sezer 1995, Ayrıntılı bilgi için bkz. Şimşek-Duman 2013,

57 36 görülmektedir. Tüm bunlar düşünüldüğünde Silifke Tip 7 olarak incelediğimiz eserimizin acaba Ephesos, Pergamon ve Lykos Laodikeiası nın dışında dördüncü bir yerde yerel üretim olarak mı üretildiği sorusunu akla getirmektedir. Lykos Laodikeiası ndaki kandiller M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği ile 1. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlendirilmektedir 299. Eserimizin benzerini D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer M.Ö. 2. yüzyıl son çeyreği ile 1. yüzyıla tarihlemektedir 300. Recep Meriç ise benzer kandili M.Ö. 2. yüzyıl ile 1. yüzyıl gibi daha geniş bir tarih aralığına sokmaktadır 301. Biz ise eserimiz için en uygun tarihin M.Ö. 2. yüzyılın sonu ile 1. yüzyıl olduğunu söyleyebiliriz Silifke Tip 8 (Ephesos Tipi Kandiller) Howland 49 A 302, Broneer Tip , Tarsus Grup 6-B 304 adı altında değerlendirmeye alınan kandiller Ephesos Tipi Kandiller olarak bilinmektedir. Genellikle Hellenistik Dönem içerisinde üretilmeye başlanan bu tip kandiller, Ephesos ta üretilmelerinden ziyade bu şehirdeki kazılarda yoğun bir şekilde bulunmalarından dolayı bu adla anılmaktadır 305. Ephesos tipi kandillerde temel olarak iki form karşımıza çıkmaktadır 306. Bunlardan ilk üretimi yapılan tipin en belirgin özelliği ok ucu şeklinde buruna sahip olmasıdır. İkinci formun en belirgin özelliği ise etrafını kalın bir halkanın çevrelediği burnunun ucunun yuvarlaklığıdır. Bu iki temel form uzun süre birlikte sevilerek üretilmiştir 307. Ephesos tipi kandillerin kullanılmasına M.Ö. 2. yüzyılın başlarından itibaren Anadolu da başlanmıştır 308. Bu kandiller birçok bölgeye yayılmıştır. Korinth te, bu tip kandiller M.Ö. 1. yüzyılın ikinci yarısından itibaren görülür 309. Délos ta bulunan Ephesos tipi kandiller M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği ile 1. yüzyıla tarihlenir 310. Atina da bulunmuş olan Ephesos kandilleri için M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği ile 1. yüzyıl gibi daha genel bir tarih 299 Şimşek- Duman 2013, Kassab-Tezgör Sezer 1995, 124, 333, Meriç 2002, 120, 129, Taf. 100, L Howland 1958, Broneer 1930, Goldman- Jones 1950, Bu tanımlamayı ilk kullananlardan biri Heberdey dir. Bu çalışmada ele alınan Ephesos kandillerinin büyük çoğunluğu J.T. Wood un yılları arasında Ephesos ta yaptığı kazı çalışmalarında ele geçmiştir (Schäfer 1968, 145, dipnot 42; Walters 1914, 46). 306 Bruneau, Délos kandillerini incelerken Délos ta bulunan Ephesos kandillerini 11 gruba ayırarak değerlendirmiştir (Bruneau 1965, 51-77). 307 Günay-Tuluk 1996, Howland 1958, Broneer 1930, Bruneau 1965,

58 37 verilir 311. Sardes deki kazılarda figürinlerle birlikte bulunan bu tipe ait kandil M.Ö. 2. yüzyılın sonu ile 1. yüzyıla tarihlenmektedir 312. Silifke Müzesi koleksiyonunda Ephesos tipi kandiller grubuna ait olan üç adet kandil bulunmaktadır (Kat.No: 8, 9, 10, Lev.No: 4-8, 5-9, 5-10). Kandillerden daha erken tarihe ait olan örneğimiz diğer iki kandilimizle form ve bezeme özellikleri bakımından farklılık göstermektedir. Bu bakımdan Silifke Müzesi nde bulunan Ephesos tipi kandilleri iki alt başlık altında incelemeyi uygun bulduk Silifke Tip 8-a (Howland Tip 49 A, Broneer Tip 19) Silifke Müzesi nde bulunan ve bizim Silifke Tip 8-a olarak incelediğimiz kandilimiz Ephesos tipi kandil formlarından ikinci formun özelliklerini taşımaktadır. Ayrıca bu tip kandiller Howland 49 A ve Broneer Tip 19 gruplarına dâhil edilerek incelenmişlerdir. Bu tipe ait tek örneğimiz bulunmaktadır (Kat.No: 8, Lev.No: 4-8). Kandilimizin diskusunun etrafını yüksek kabartma bir halka çevrelemektedir. Ephesos tipi kandillerinin en tipik özelliğinden birisi, kandil diskusunu çevreleyen yüksek kenarların olmasıdır 313. Bu yüksek kabartma kenarın yağ doldurulması esnasında yağın dışarı taşmasına engel olmak için yapıldığı bilinmektedir 314. Ayrıca eserimizin geniş diskusunda etrafını yüksek bir kabartma halkanın çevrelediği büyük bir doldurma deliği bulunur. Bu doldurma deliğinin etrafında ise üç adet küçük hava deliği görülmektedir. Bu deliklerin kandil içine yağ dolumu sırasında yağın daha rahat doldurulması ve yağın dışa taşmamasını engellemek amacıyla yapıldığı bilinmektedir. Ephesos tipi kandillerin kil renkleri genelde grinin tonlarında olup, koyu gri veya siyah firnislidir 315. Kil renginin gri, astar renginin ise koyu gri olması ile bizim kandilimizde tipin genel kil özelliklerini taşımaktadır. Eserimizin omuz kısmında, aralarında saç örgüsüne benzeyen bir motifin yer aldığı yumurta dizisi bezemesi bulunmaktadır. Bu motifin birebir benzerine rastlanılmamıştır kat. no lu bu kandilin burun tablası üzerinde ise sakalsız mask kabartması bulunur. Ephesos kandillerinin gövde (omuz) ve burunlarında genellikle farklı bezemeler kullanılmıştır 317. Eserimizin kulbu kırık olduğundan bu konuda 311 Howland 1958, Broneer 1930, Broneer 1930, Howland 1958, Goldman-Jones 1950, 89; Broneer 1930, Bu bezemenin farklı versiyonları için bkz. Bailey 1975, 110, Pl , Q199; Kassab-Tezgör Sezer 1995, , Bruneau 1965,

59 38 kesin bir şey söylemek olanaksız olsa da, benzer örnekler ve Ephesos tipi kandillere bakıldığında üzerinde birkaç yivin yer aldığı dikey halka bir kulba sahip olması gerektiği söylenebilir. Burun ucunda etrafını kalın bir halkanın çevrelediği oval bir fitil deliği yer alır. Kandilimiz disk şeklinde kaideye sahiptir. D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer burun üzerinde mask betimi olmayan ancak form olarak bizim kandilimize benzer bir kandili M.Ö. 2. yüzyıl sonu ile 1. yüzyıla tarihlendirmiştir 318. Hayes ise örneğimizin burnundan daha uzun bir buruna sahip olan ancak form olarak eserimize benzer bir kandili M.Ö. 1. yüzyıla tarihlemektedir. Bu tip kandiller için Howland, Ephesos tipinin geç örnekleri olabileceğinden bahseder. Fakat kesin olarak herhangi bir yargıya varmış değildir 319. Bizim eserimizin burnunun daha kısa olması, gövde profilinin Hayes in incelediği örneğe göre daha dairesel oluşu ve diğer karşılaştırılan eserlere bakarak, kandilimiz için en uygun tarihin M.Ö. 2. yüzyılın sonu ile 1. yüzyıl olacağını söyleyebiliriz Silifke Tip 8-b (Tarsus Grup 6-B) İlk örneğimizden farklı forma sahip olan ve Silifke Tip 4-b başlığı altında değerlendirmeye aldığımız aynı forma sahip iki kandilin Tarsus kazılarında açığa çıkarılan benzerleri ise Grup 6-B başlığı altında değerlendirilmiştir 320. Aynı forma sahip kandillerimizin (Kat.No: 9, 10, Lev.No: 5-9, 5-10) omzunda simetrik olarak yapılmış radyal kabartma hatlardan oluşan şua/ışın bezemesi görülmektedir. Ephesos tipi kandillerin geç örneklerinde diskus etrafını çevreleyen yüksek kenarların burna doğru bir kanal oluşturduğu bilinmektedir 321. Bizim kandillerimizin her ikisinde de diskus etrafını çevreleyen halka, burna doğru kanal oluşturmaktadır. Örneklerimizin kil ve astar renkleri bu tipin kil ve astar rengi özelliklerini taşımaktadır. Bu tip kandiller genellikle üzerinde iki ya da daha fazla yiv bulunan dikey halka kulba sahiptirler 322. Bizim bu tipe ait örneklerimizde de üzerinde beş adet yiv bulunan halka kulp vardır. Eserlerimizin öne doğru silindirik bir biçimde uzayan burun uçları, ok ucunu andırır şekilde üçgen görünümlüdür. Kandillerimize birebir benzer örnekler D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer tarafından Levant Üretimi Kandiller başlığı altında değerlendirilmeye alınmış ve üretim yeri olarak şüpheci bir şekilde Suriye 318 Kassab-Tezgör Sezer 1995, 120, Hayes 1980, 15, Pl. 7, Bu kazıda bulunan benzer kandiller Hellenistik ve Roma Dönemi tabakasında açığa çıkarılmıştır. Tarsus Grup 6-B kandilleri M.Ö. 2. yüzyıl ile M.S. 14 tarihleri arasına verilir (Goldman-Jones 1950, 89-90, 104, Pl , Res. 78, 79, 82). 321 Gürler 1994, dipnot 73; Goldman-Jones 1950, Tekocak 2013, 709.

60 39 atölyesi denmiştir. Ayrıca bu tip kandiller M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenmiştir 323. Aynı tip kandiller Oziol 324 tarafından Ephesos kandilleri başlığı altında değerlendirilmeye alınmıştır. Tarsus Gözlü Kule kazılarında bizim örneklerimize benzeyen kandiller ise yine Ephesos kandillerinin B sınıfı yani geç örnekleri olarak değerlendirilmiştir 325. D. Kassab-Tezgör ve T. Sezer in atölye konusunda şüpheci yaklaşımının olmasına rağmen Ephesos tipi kandillerinde görülen diskus etrafındaki halkanın buruna doğru kanal oluşturması özelliğine bakarak eserlerimizin Ephesos Tipi Kandiller grubuna dâhil olması gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tüm bu benzer özellikler ve yapılan karşılaştırmalar 326 her iki kandilimizi M.Ö. 1. yüzyıla tarihlemenin daha uygun olacağını göstermektedir Roma Dönemi Kandilleri Silifke Tip 9 (Howland Tip 37 C Variant, Broneer Tip 15) Silifke Tip 9 olarak incelediğimiz tek kandilimiz Howland Tip 37 C Variant ile Broneer Tip 15 grubundandır (Kat.No: 11, Lev.No: 6-11). Bu tip kandillerde yağın dışa taşmasını önlemek için doldurma deliği etrafına huni şeklince uzunca bir boyun yapılmıştır. Diskusu büyük bir doldurma deliğinde ibarettir. Derin gövde, kaşık-şekilli sivri burun, burun ucunda oval fitil deliği, düz kaide ve boyundan başlayarak gövde sonuna bağlanan üzerinde genelde birkaç yiv bulunan dikey kulp bu tip kandillerin genel özelliklerindendir 327. Howland ın Tip 37 C olarak incelemeye aldığı kandiller açık kırmızı ya da devetüyü kil ile koyu kırmızı ya da kahverengi tonlarında ince astara sahiptirler 328. Astar içte ve dışta oldukça dikkatsizce uygulanmıştır. Bu tip kandillerin alt kısımları astarsızdır. Bizim kandilimizde yukarıda bahsettiğimiz tipin genel özelliklerinin tamamını taşımaktadır. Howland bu kandilleri M.Ö. 1. yüzyılın ikinci yarısı ile M.S. 1. yüzyıla tarihlemektedir 329. Broneer ise daha geç bir tarihe, M.S. 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlemektedir 330. Broneer ın örneği bizim eserimizin geç örneklerinden olmalıdır. Bu yüzden kandilimizin benzerlerinin formları 331 ve kil-astar 323 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, , Oziol 1977, 62, Pl. 8, Goldman-Jones 1950, 89-90, 104, Pl , Res. 78, 79, Kassab-Tezgör Sezer 1995, , ; Oziol 1977, 62, Pl. 8, ; Goldman-Jones 1950, 89-90, 104, Pl , Res. 78, 79, Howland 1958, ; Broneer 1930, Howland 1958, Howland 1958, Broneer 1930, Broneer bu tip kandilleri incelerken iki gruba ayırmıştır. İlk grup kırmızı kil ile kaliteli kahverengi astara sahiptir. İkinci grup ise kil ve astar özellikleri bakımından Knidos tipi kandillerin özelliklerine benzerdir. Ayrıca bu tip kandillerin Bizans Dönemi nde Kuzey Afrika da tekrar üretildiğini söylemektedir. 331 Howland 1958, 122, Pl. 19, 45, 511; Oziol 1977, 45-46, Pl. 7, 57, 96-98; Bailey 1975, , Pl , Q

61 40 özellikleri karşılaştırıldığında M.Ö. 1. yüzyıl sonu ile M.S. 1. yüzyıl başlarına tarihlenmesi daha uygundur Silifke Tip 10 (Loeschcke Tip I-A) Silifke Müzesi nde Loeschcke Tip I-A dan başka Bailey Tip A-i 332 ile Broneer Tip ye dahil edilen tek kandil bulunmaktadır (Kat.No: 12, Lev.No: 6-12). Loeschcke, Tip I olarak incelemeye aldığı kandilleri gövde ve burundaki büyümeye göre üç gruba (A-B-C) ayırmış, bu büyümeyi kronolojik değerlendirmede esas olarak baz almıştır 334. Bizim örneğimiz, burun ile gövde genişliği arasındaki uyuma bakıldığında Loeschcke Tip I-A ya ait olmalıdır. Tip I in erken örneklerinde diskus ile burun arasında, burun kısmına doğru incelen bir kanal bulunmaktadır 335. Loeschcke, Tip I-A ya ait kandillerin geç örneklerinde ise kanalın burna tam ulaşmadığından bahsetmektedir 336. Bazı örneklerde bu kanal içinde oldukça küçük yapılmış bir hava deliği bulunur. Silifke Müzesi nde bu tipe ait olan örnekte de burun üzerinde uca gittikçe daralan, bir kanal bulunmaktadır. Ancak kanal üzerinde hava deliği olmayıp, kanalın burna tam ulaşamadığı görülmektedir. Buna göre bizim örneğimiz Tip I- A nın geç örneklerinden olmalıdır. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi ile bizim kandilimiz tipin gövde özelliklerini taşımaktadır. İçbükey diskusunda ise sıçrayan geyik 337 motifi bulunmaktadır. Ayrıca Loeschcke Tip I e dâhil kandillerin genelinde dikey halka kulp vardır. Kandilimizin kulbu kırıktır. Fakat kulbun kırık yerlerine bakarak oluşturulan çizimde, eserimizin de dikey halka kulba sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tip I in erken örneklerinde omuz dar yapılırken, geç örneklerinde biraz daha geniş yapılmıştır 338. Bizim kandilimiz Tip I in erken örneklerinden olduğu için omuz kısmı dardır. Omuz formu Loeschcke nin II a 339 sına benzerdir. Tunus taki Mahdia batığından gelen bu tipe ait en erken örneklerin metalden yapıldığı bilinmektedir 340. Roma İmparatorluk Dönemi ne ait olduğu bilinen bu kandiller üzerinde ilk çalışmayı Walters yapmıştır. Walters, İtalya da üretilen bu kandiller için M.S. 1. yüzyıl 332 Bailey, Loeschcke nin Tip I olarak incelediği kandilleri Tip A başlığı altında değerlendirmiştir. Tip A yı ise kendi içinde altı (i, ii, iii, iv, v, vi) alt gruba ayırmıştır (Bailey 1980, ). 333 Broneer 1930, Loeschcke 1919, 213, Abb Bailey 1980, 126, , Q Loeschcke 1919, 212 vd. 337 Bezeme için bkz. Leibundgut 1977, 22, 180, Taf. 48, 295; Hayes 1980, Pl. 37, Bailey 1980, Q847 PRB. 339 Loeschcke 1919, 213, Abb Fuchs 1963, Lev

62 41 tarihini önermektedir 341. Broneer, M.S. 1. yüzyıl boyunca üretildiklerinden bahsettiği bu tip kandilleri Tip 22 adı altında değerlendirirken, İtalya dan ithal edildiklerinden söz etmektedir 342. Hayes ise Mısır da (İskenderiye) bulunan bu tip kandiller için M.S. 1. yüzyıl tarihini kullanmıştır 343. Yukarıdaki tüm bu değerlendirmeler dışında kandilimizi benzerleri 344 ile kıyasladığımızda eserimiz için en uygun tarihin M.S. erken 1. yüzyıl olacağı kanaatindeyiz. Ayrıca kandilimizin iyi fırınlanmış olması bize bu kandilin ithal olabileceğini düşündürmektedir Silifke Tip 11 (Loeschcke Tip 4, Vessberg Tip 10) Vessberg in Tip 10 olarak grupladığı bu kandilleri Dressel Tip 1, Broneer Tip 23, Bailey Tip B, Loeschcke ise Tip 4 olarak gruplandırmıştır. Bu gruba dâhil olan kandiller kulpsuz olup, yuvarlak burnunun her iki yanında volütler bulunmaktadır. Ayrıca dar omuza ve etrafını üç sıra yivin çevrelediği içbükey diskusa sahiptirler. Bu tipe ait kandillerde en çok görülen özellik, kandil kaidesinin tondosunda yani iç kısmında kandili yapan ustanın veya kandilin yapıldığı atölyenin imzasını taşımalarıdır 345. Vessberg, bu tip kandilleri İmparatorluk Dönemi ne tarihlendirmektedir 346. Bu tipin İtalya da üretildiğinden bahseden Hayes ise kandilleri M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısına tarihler 347. Walters, bu tip kandiller için M.S. 1. yüzyıl tarihini kullanmaktadır 348. Perlzweig, Atina Agorası nda açığa çıkarılan bu tipe ait kandilleri M.S. 1. yüzyılın ilk yarısına tarihler 349. Araştırmacıların verdiği tarihlere göre bu tip için M.S. 1. yüzyıl tarihinin ortak olduğunu söyleyebiliriz. Müze koleksiyonunda bu tipte bir adet kandil bulunmaktadır (Kat.No: 13, Lev.No: 7-13). Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi profilde çift koniktir. Geniş içbükey diskusunda meşe çelengi bezemesi yer alır. Tipin genelde bezemesiz olan diskusu bizim örneğimizde boş bırakılmamıştır. Yuvarlak uçlu burnunun her iki yanında volütler vardır. Kaidesinde tek satır kazıma yazıt bulunmaktadır. Bu yazıt -ΘΗΔΑ- harflerinden meydana gelmektedir. Bu tipte görülen en belirgin özelliğin kandili yapan usta veya atölyenin adının 341 Walters 1914, Broneer 1977, Hayes 1980, 203, Pl. 45, Leibundgut 1977, 22, 180, Taf. 48, 295; Iványi 1935, 10, 36, Taf. 1, 8; Goethert-Polaschek 1985, 27-28, Taf. 17, 56; Bailey 1980, 127, , Pl. 1, Q759 EA, Walters 1914, Vessberg 1953, Hayes 1980, 49, Pl. 22, Walters in incelediği bu tipe ait kandillerin birçoğunun İtalya üretimi kandiller olmasına rağmen, Ephesos, Tarsus, Knidos, Mısır ve Kıbrıs ta da örnekleri ele geçmiştir (Walters 1914, ). 349 Perlzweig 1961, 78, Pl. 3,

63 42 kandil kaidesinde yazmasıdır. Bundan dolayıdır ki bizim örneğimizdeki yazıtta ya kandili yapan ustanın ya da atölyenin ismi olmalıdır. Çünkü bizim yazıtın birebir benzeri olmasa da sadece tek harfin farklı olduğu bir yazıt için Oziol, çömlekçinin adı olabilir şeklinde bir ifade kullanmıştır 350. Uçu yuvarlak olan burnun yanlarındaki volütlerin yüzeyselliği yani küçüklüğü dışında benzerleri 351 ile de kıyaslandığında bizim kandilimiz için M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısı tarihi daha uygundur Silifke Tip 12 (Tea-pot, Demlik Form) Bailey in Tea-pot 352 yani Demlik From olarak adlandırdığı kandiller, Silifke Tip 12 başlığı altında incelenmiştir. Bailey in bu tip kandiller için Demlik Form ifadesini kullanması, kandillerin burunlarının öne doğru uzamasıyla demlik formunu andırmalarından kaynaklanmaktadır. Bailey, bu tipe ait erken örneklerin Ephesos ile Güney İonya kökenli olabileceğini düşünmektedir. Ayrıca bu tipin erken örneklerini M.Ö. geç 1. yüzyıl ile M.S. erken 1. yüzyıla 353, geç örneklerini ise M.S. 2. ve 3. yüzyıla tarihlemektedir. Tipin geç örneklerinin yapım yeri olarak olasılıkla Anadolu olduğu üzerinde durulmaktadır 354. Silifke Müzesi nde demlik formlu üç adet kandil bulunmaktadır (Kat.No: 14, 15, 16, Lev.No: 7-14, 8-15, 8-16). Bu kandillerden 14 kat. no su ile değerlendirmeye aldığımız eserimiz demlik formlu kandillerin erken örneklerinden olmalıdır. Çünkü Bailey in bu tipe ait erken örneği ile benzerlikler vardır. Bizim eserimiz ile bu tipe ait erken örneğin silindirik burun yapısı öne doğru daha fazla uzamakta ve yukarı daha az kalkmaktadır. Geç örneklerde silindirik burun yapısı daha kısa ve yukarı daha fazla kalkıktır. Oziol, bizim kandilimizin benzerini M.Ö. 1. yüzyılın sonu ile M.S. 1. yüzyılın başlarına tarihlemektedir 355. Bailey de demlik form olarak adlandırdığı tipin erken örneklerini M.Ö. geç 1. yüzyıl ile M.S. erken 1. yüzyıla tarihlendirdiği için bizim örneğimizin de tarihi benzeri 356 de dikkate alınarak düşünüldüğünde M.Ö. 1. yüzyılın sonu ile M.S. 1. yüzyılın başları olması daha uygundur. Bu tipe ait diğer iki kandil ise form olarak birbirlerine çok yakındırlar (Kat.No: 15, 16, Lev.No: 8-15, 8-16). Üstten bakıldığında dairesel olan gövdeleri konik profillidir. Kenarı yükseltilmiş olan dar diskuslarında büyükçe bir doldurma deliği yer almaktadır. Silindirik 350 Oziol 1977, 146, Pl. 22, Benzerleri için bkz. Bailey 1988, 305, Pl. 64, Q2435; Hayes 1980, 53, Pl. 24, Bailey 1975, 98-99, Pl , Q158; Bailey 1988, , Pl. 125, Q Bailey 1975, 98-99, Pl. 30, Q Bailey 1988, , Pl. 125, Q Oziol 1977, 46, Pl. 7, Oziol 1977, 46, Pl. 7, 99.

64 43 olan burun tablaları öne doğru uzamakta olup, yukarı kalkıktır. Oldukça geniş bırakılmış olan omuz kısımlarında üzeri derin yivli dikey şerit kulp bulunmaktadır. Ancak kat. no 16 daki kandilin kulbu kırıkta olsa omuzda bıraktığı izlerden dikey şerit kulba sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu tipe ait iki kandilimiz benzerleri 357 de dikkate alındığında M.S. 2. yüzyıla aittirler. Ancak eserlerimizin üretim yeri olarak araştırmacıların şüpheci yaklaşımlarından dolayı kesin bir yargıya varmak zordur Silifke Tip 13 (Loeschcke Tip 8) Loeschcke nin Tip olarak gruplandırıp incelemeye aldığı bu kandilleri, İványi Tip 7 359, Broneer ise Tip grubu altında değerlendirmiştir. Tarsus ta ise Loeschcke Tip 8 olarak bilinen kandiller Tarsus Grup 18 olarak incelenmiştir 361. Szentleleky, volütleri olmayan yuvarlak burunlu kandiller olarak tanımladığı bu tip için daha genel bir bakış açısına sahip olup, kandillerin M.S. 1. yüzyılda sıklıkla kullanıldıklarından söz eder 362. Atina Agorası nda ele geçen burun üzeri düz çizgi bulunan kandiller M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısı ile 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir 363. Walters, İtalya üretimi olan bu tip kandilleri M.S. 2. yüzyıla tarihler 364. Bailey, bu kandilleri on gruba ayırarak incelemiş ve tüm grup için M.S. geç 1. yüzyıldan 2. yüzyıl ortalarına hatta 3. yüzyıla kadar kullanılmış olabileceklerinden bahsetmektedir 365. Ayrıca omuz kısmında küçük kabartma nokta bezemeleri olan kalp burunlu kandillerin Küçük Asya kökenli olduklarını ve M.S. 1. ile 2. yüzyıla tarihlenebileceklerini söylemektedir 366. Ayrıca Loeschcke, Broneer ve Szentleleky 367 hem kalp burunlu hem de burun üzerinde düz bir çizgi bulunan kandilleri aynı grup içine dâhil ederek birlikte değerlendirmiştir. Kalp burunlu kandillerin genelinde diskusu ve omzu bezemesiz örnekler oldukça azdır 368. Loeschcke Tip 8 e ait olan kandillerin genel özellikleri burun uç kısımlarının oval olmasıdır. 357 Bailey 1988, 418, Pl. 125, Q Loeschcke 1919, İványi 1935, Broneer 1930, Goldman-Jones 1950, 96, Pl Szentleleky 1969, Perlzweig 1961, 5, 87, Pl. 6, Walters 1914, Bailey 1980, 336 vd. 366 Bailey 1972, 19, Pl. 10-c. 367 Szentleleky in 11. Grup altında incelediği kandillerden numaralı kandiller kalp biçimli buruna sahip iken, diğerleri burunları diskustan keskin bir hatla ayrılan örneklerdir (Szentleleky 1969, , 11. Grup, ). Ayrıca Szentleleky bu tip kandillerin burunlarının biçim farklılıkları tarihte herhangi bir değişikliği ifade etmediğini söyler (Szentleleky 1969, 102). 368 Szentleleky 1969, 101.

65 44 Silifke Müzesi nde bu gruba ait olan yedi adet kandil bulunmaktadır. Bunlardan birçoğu kalp burunludur. Aynı forma sahip iki kandil bu tipe ait ilk örneklerdir (Kat.No: 17, 18, Lev.No: 9-17, 9-18). Üstten bakıldığında dairesel olan gövdeleri, omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profile sahiptir. İçbükey olan geniş diskuslarının etrafını iki sıra kazıma yiv çevrelemektedir. Diskuslarının merkezinde etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği küçük bir doldurma deliğine sahiptirler. Doldurma deliğinin etrafını dışta ayrıca kabartma bir bant daha çevrelemektedir. Diskusta bu kabartma bant içerisine yapılmış üç adet mask kabartması bulunmaktadır. Bailey, bizim eserimizin benzerinde bulunan maskların köle maskları olduğunu söylemektedir 369. Fakat biz kandilimizdeki maskların köle maskı olduğunu söyleyerek kesin bir yargıya varmak istemiyoruz. Çünkü bu masklar tiyatroda oyuncular tarafından bir rol için kullanılıyor da olabilir. Kandillerin diskus ile burun bağlantı noktalarına yakın bir yerde ise hava delikleri vardır. Kalp şeklinde burunlarının ucunda yuvarlak fitil delikleri görülmektedir. Üzerinde üç sıra kazıma yiv bulunan dikey halka kulpları vardır. Düz olan kaide kısımlarının etrafını tek sıra kazıma yiv çevrelemektedir. Ayrıca ortasında planta pedis işareti bulunmaktadır. Birçok açıdan benzer olan kandillerimizden 18 kat. no su ile incelediğimiz eserimizin diğerinden birkaç farklı özelliğe sahiptir. Bunlardan ilki omzunda karşılıklı olarak yapılmış iki adet topuzun 370 bulunmasıdır. İkincisi ise kulbun her iki yanı ile burnun başlangıcında var olan nokta bezemeleridir. Benzeri 371 ile karşılaştırdığımız kandillerimiz M.S. 1. yüzyılın sonu ile 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmektedir. Bu gruba dâhil olan üçüncü kandilimiz kalp şeklinde burna sahiptir (Kat.No: 19, Lev.No: 10-19). Ayrıca burun ucunun oval olmasıyla tipin özelliklerini taşımaktadır. Dairesel gövdelidir. Etrafını kabartma bir halkanın çevrelediği diskusu içbükeydir. Diskusunda tam merkezde değil de merkeze yakın bir yerde küçük bir doldurma deliği bulunur. Kalp burunlu kandillerde omuz ve diskusları bezemesiz olan örnekler çok azdır 372. Bizim kandilimizin diskusunda alçak kabartma şeklinde yapılmış av sahnesi bezemesi görülmektedir. Bu av sahnesinde üç köpeğin avlamaya çalıştığı geyiğin onlardan kaçışını betimlenmiştir. Ayrıca omuz üzerinde yumurta çubuk dizisi motifi bulunmaktadır. Üzerinde iki adet derin yiv 369 Bailey 1980, 335, Q Broneer, bazı kandillerin omzunda bulunan küçük panelleri Topuz olarak nitelendirmiştir. Bu panellerin atölye kandillerinden örnek alınarak yapıldığı ve erken dönem kandillerinde daha yüksek olduğundan bahsetmektedir (Broneer 1977, 68). 371 Bailey 1980, 332, 335, Pl. 72, Q Szentleleky 1969, 101.

66 45 bulunan dikey halka kulba sahiptir. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği kaidesi düzdür. Benzerlerine 373 bakarak değerlendirdiğimiz kandilimiz M.S. 2. yüzyılın ilk yarısına ait olmalıdır. Yine bu tipe dâhil olan 20 kat. no lu örneğimiz (Lev.No: 10-20) tipin genel özelliği olan oval burun ucuna sahiptir. Burun ise kalp şeklindedir. Üstten bakıldığında dairesel bir görünümü olan gövdesi, profilde çift koniktir. Etrafını üç sıra yivin sınırladığı geniş ve içbükey olan diskusunda küçük bir doldurma deliği ile hava deliği bulunmaktadır. Ayrıca diskusta midye kabuğu motifi bezemesi vardır. Üzerinde üç sıra yiv bulunan dikey halka kulba sahiptir. Yalancı halka kaidelidir. Kaidenin ortasında planta pedis işareti vardır. Müze koleksiyonunda bulunan bu kandil M.S. 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir kat. no lu kandilin (Lev.No: 11-21) üstten bakıldığında dairesel bir gövde yapısı vardır. Geniş ve içbükey olan diskusunun etrafını çift sıra yiv sınırlandırmaktadır. Diskusta birbiri ardına ardışık olarak devam eden ve diskusu tamamen kaplayan dil şekilli rozet betimlemesi bulunmaktadır. Üzerinde sağlı-sollu kısa kesik çizgilerle oluşturulmuş bezeme bulunan halka kulbu dikey olarak yapılmıştır. Kalp şeklinde olan burnunun ucunda oval fitil deliği yer almaktadır. Burnunun uç kısmının oval olması ile tipin ortak özelliğini taşımaktadır. Düz olan kaidesinin etrafını tek sıra kazıma yiv sınırlamaktadır. Benzerine 375 bakıldığında kandilimizi M.S. 2. yüzyıla tarihlendirebiliriz. Bu gruba dâhil olan bir diğer kandilimiz ise yine kalp şeklinde burna sahip olup, kulpsuzdur (Kat.No: 22, Lev.No: 11-22). Üç sıra kazıma yivin çevrelediği diskusu geniş ve içbükeydir. Diskusunda alçak kabartma olarak betimlenmiş Zeus (Kuğu)-Leda mitolojisine ait bir sahne bulunmaktadır. Diskusunda küçük bir doldurma deliği bulunan kandilin burun ucunda ise yuvarlak bir fitil deliği vardır. Loeschcke nin omuz ayrımında VIIIb 376 içine dâhil edilebilir. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği kaidesi düzdür. Benzerine 377 baktığımızda eserimiz M.S. 2. yüzyıla ait olmalıdır. 23 kat. no lu bir diğer kandilimiz ise kalp burunlu kandillerin son örneklerindendir (Kat.No: 23, Lev.No: 12-23). Kulpsuz olan kandilimizin kalp şeklinde burnunun uç kısmı 373 Heimerl 2001, 58, 61, 131, , Taf. 10, 15, , Benzeri için bkz. Heimerl 2001, 57, 125, Taf. 8, Heimerl 2001, 58, 133, Taf. 11, Bailey 1988, ix, Fig Bailey 1988, 348, Pl. 87, Q2808.

67 46 ovaldir. Üstten baktığımızda dairesel olan gövde, omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profil yapmaktadır. İçbükey olan diskusunun etrafını çift sıra kazıma yiv çevrelemektedir. Diskusunda meşe çelengi bezemesi vardır. Omuz üzerinde ise baskı bezeme tekniğinde yapılmış ve fazlasıyla dejenere olmuş çift sıra bant halinde küçük daire ve nokta bezemesi bulunmaktadır. Omuz formu VIIIb 378 dir. Etrafını tek sıra yivin çevrelediği düz kaideye sahiptir 379. Kaidesinde iki satır yazıt (ΟЄΟΔƜ, Ẏ) bulunmaktadır. Analoji yöntemi sayesinde benzerleriyle 380 karşılaştırarak değerlendirdiğimiz kandilimizin M.S. 2. yüzyıl ve 3. yüzyılın ilk çeyreği gibi geniş bir tarih aralığına ait olduğunu söyleyebiliriz Silifke Tip 14 (Loeschcke Tip 10- Firmalampen ) Loeschcke, Tip 9 ve 10 grubunda incelediği kandiller için Firmalampen ifadesini kullanmıştır 381. Bu kandillere Fabrika Kandilleri denmektedir. Loeschcke, bu tip kandilleri Tip 9 ve 10 olarak ayırırken diskus etrafını çeviren yüksek halka kenarın diskustan burna bir kanal yardımıyla açılıp açılmadığına göre sınıflandırmıştır. Bu tipin erken örneklerinde kanal fitil deliğine açılmamaktadır. Kandillerin bir başka ortak özellikleri ise omuzlarında yer alan topuzlardır. Bu tipi, Broneer Tip , Leibundgut From , Domesticum Tip 10, İványi Tip 17, Ponsich Tip 5 ve Deneauve ise Tip 9 başlığı altında değerlendirmiştir. M.S. 1. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan bu tip kandiller, Kuzey İtalya da bronz kandillerden kopya edilerek üretildiği düşünülmektedir 384. İhracatı sınırlı olan bu tip kandillerin üretimi M.S. 4. yüzyılda durmuştur 385. Fabrika kandillerinin İtalya dışında Almanya, İngiltere ve Fransa da özensiz işçiliğe sahip kalitesiz örnekleri bulunmuştur 386. Metal kandiller İtalya dışında birçok merkezde taklit edilmesine rağmen Anadolu da bu tip kandil taklit eden atölyenin varlığından herhangi bir araştırmacı bahsetmemektedir. Heimerl, Pergamon daki Fabrika kandillerini değerlendirilirken bunların ithal olduğunu söylemiştir 387. Fakat Pergamon da bulunan bazı 378 Bailey 1988, ix, Fig Bailey, bizim eserimizin benzerini tanımlarken kandilin kaidesi için tanımlanamayan-belirsiz taban şeklinde bir ifade kullanmıştır (Bailey 1988, 323, Q2640). Bailey in bu tarz ifadelendirmesini düşündüğümüzde biz bu tarz kaideler için düz kaide demeyi tercih ettik. 380 Bailey 1988, 323, Pl. 72, Q2640; Goldman-Jones 1950, 96, 119, Pl. 104, Loeschcke 1919, 255 vd. 382 Broneer 1930, Leibundgut 1977, 41 vd. 384 Çokay 2000, Bailey 1997, Çokay 2000, Heimerl 2001, 180, Taf. 22, 1031

68 47 kandiller, Fabrika kandillerinin Pergamon a özgü varyasyonları olarak tanımlanmaktadırlar 388. Silifke Müzesi nde bu tipe ait tek kandil örneğimiz bulunmaktadır (Kat.No: 24, Lev.No: 12-24). Gövdesi çift konik olan kandilimizin omzunda üzerinde derin yiv olan karşılıklı yapılmış iki tane topuz bulunmaktadır. Geniş olan diskusunun etrafını yüksekçe kabartma bir bant çevrelemekte olup, bu bant diskusu burna bir kanalla bağlamaktadır. Diskusun merkezinde ise etrafını çift sıra yivin sınırladığı küçük bir doldurma deliği bulunmaktadır. Ayrıca diskustan burna geçişte küçük bir hava deliği yer alır. Hafif öne çıkıntılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği görülmektedir. Üzerinde üç adet kazıma yivin yer aldığı halka kulba sahiptir. Alçak halka kaidesinin ortasında planta pedis işareti vardır. Bailey, bizim örneğimizin benzerini M.S yılına tarihlemektedir 389. Pergamon da form olarak bizim örneğimize benzer kandil M.S. 2. yüzyıla tarihlendirilmiştir 390. Silifke Müzesi nde bulunan kandili ise M.S. 2. yüzyıl ile 3. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlemek uygun olacaktır Silifke Tip 15 Silifke Tip 15 olarak incelediğimiz kandilimiz kulpsuzdur (Kat.No: 25, Lev.No: 13-25). Üstten bakıldığında dairesel gövdeye sahiptir. Geniş diskusunun etrafını çift sıra yiv çevrelemektedir. Diskusta alçak kabartma olarak yapılmış araba yarışı sahnesi bulunmaktadır. Bu sahnede iki atın çektiği iki tekerlekli araba üzerinde ayakta duran bir figür görülmektedir. Figürün elinde atların yarış esnasında hızlanmasını sağlamak için kullandığı bir kamçı bulunmaktadır. Diskusta bulunan kabartma sahneden dolayı küçük doldurma deliği diskusun tam merkezinde yapılmamıştır. Eserimizin hafif öne uzayan burun ucu ovaldir. Ayrıca burun ucunda etrafı yuvarlak konturlu oval fitil deliği vardır. Düz olan kaidesinin ortası hafif içbükeydir. Benzeri 391 ile kıyasladığımız kandilimiz M.S. 3. yüzyıla ait olmalıdır Silifke Tip 16 (Oziol Tip 13, Tarsus Grup 18-c) Oziol un Tip 13 adı altında incelediği bu kandillerin ortak özellikleri kandilin her iki yanında üzeri geometrik süslerle (spiral) bezeli kulakçıların olmasıdır. Oziol, Kıbrısta bulunan bu tip kandilleri M.S. 2. ve 3. yüzyıla tarihlendirmektedir 392. Bailey ise Kilikya- Tarsus 388 Heimerl 2001, 62, Taf. 16, Bailey 1988, 458, Pl. 156, Q1198bis. 390 Heimerl 2001, 62, 154, Taf. 16, Evren 1997, 91-92, 94, 104, Res. 29, Çiz Oziol 1977, 184, , Pl. 32, ; Oziol-Pouılloux 1969, 71, Pl. 6,

69 48 başlığı altında incelediği bu kandilleri M.S. 2. yüzyıl ile erken 3. yüzyıla tarihlendirir. Ayrıca bu kandillerin Tarsus tan Kıbrıs a ithal edilmiş olabileceğinden bahsetmektedir 393. Tarsusta bizim kandilimizin bir benzeri 394 Grup 18 in C alt başlığı altında incelemeye alınmış ve M.S. 1. yüzyıl sonu ile 3. yüzyıl gibi geniş bir tarih aralığına tarihlendirilmiştir 395. Yine Tarsus- Gözlükule 2010 yılı kazısında bu tipe ait iki adet kandil açığa çıkarılmıştır. Geç Roma tipi olduğu düşünülen bu kandiller, M.S. 3. ve 4. yüzyıla tarihlendirilmişlerdir 396. Müze koleksiyonunda bu tipe ait bir tane örneğimiz bulunmaktadır (Kat.No: 26, Lev.No: 13-26). Kulpsuz olan kandilimizin her iki yanında üzerinde spirallerin bezeli olduğu tutamakların (lug) bulunması tipin ortak özelliklerini taşıdığını göstermektedir. Etrafını çift sıra yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Ayrıca diskusunda etrafını konsantrik halkaların sınırladığı küçük bir doldurma deliği bulunmaktadır. Bailey, bu tipe ait olan kandilleri burun şekillerinden dolayı Loeschcke Tip 8 e dâhil ederek incelemiştir. Fakat bizim kandilimiz burnunun etrafında bulunan yalancı volütlerden dolayı tipe ait bazı kandillerden bu yönüyle ayrılmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz bu tipe ait olan araştırmalardan anlayacağımız üzere tip için aslında ortak tarih M.S. 3. yüzyıldır. Bizde Tarsus kökenli olduğunu düşündüğümüz kandilimiz için en uygun tarihin M.S. 3. yüzyıl olduğu kanaatindeyiz Silifke Tip 17 (Broneer Tip 27-C) Broneer, Korinth kökenli olduğunu belirttiği bu kandilleri Tip 27 olarak kendi içerisinde dört gruba ayırarak incelemiştir 397. A grubu kandillerinin omuz kısımları düz olup, çoğunlukla yumurta dizileri ile bezenmiştir. B grubu kandillerin diskusunda ışın hüzmeleri varken, omuzlarında asma yaprağı ile üzüm salkımı motifi görülmektedir. C grubundaki kandillerin diskusları genelde figürlü bezemeler ile süslenmiştir. Ayrıca omuzlarında Topuz olarak tanımlanan üzeri düz küçük paneller bulunmaktadır. Bu panellerin Atölye Kandilleri örnek alınarak yapıldığı düşünülmekte ve erken dönem kandillerinde panellerin daha yüksek olduğu bilinmektedir 398. D grubu kandilleri ise diskustan dar kabartma bir şeritle ayrılan omuz yapısına sahiptir 399. Walters, M.S. 2. yüzyıla tarihlediği bu kandilleri Açısal Burunlu, Kulplu 393 Bailey 1988, , Pl. 72, Q Goldman-Jones 1950, 96, 117, Pl. 103, Goldman-Jones 1950, dipnot Özyar 2011, 420, Res. 6-sağ alt. 397 Broneer 1977, 26, 64-72; Broneer 1930, Broneer 1977, 65, 68, Pl. 30, Broneer 1930,

70 49 ve Yazılı olarak tanımlamıştır 400. Açısal Burunlu Kandiller olarak tanımlanmaları burunlarının her iki yana genişleyerek uzamasından dolayıdır. Bovon ise Diskusu Kabartmalılar olarak tanımlamaktadır 401. Radt, bu tip kandilleri Walters in aksine daha geç bir tarih olan M.S. 3. yüzyılın ilk yarısına tarihlemektedir 402. Korinth te üretilen bu kandillerin Yunanistan, Sparta 403, Patras 404, Delphi 405, Alexandria 406, Kıbrıs 407, İtalya 408 ve Anadolu 409 da çok sayıda örnekleri bulunmuştur. Silifke Müzesi nde bu tipe ait tek kandilimiz bulunmaktadır (Kat.No: 27, Lev.No: 14-27). Eserimiz Broneer Tip 27 nin C grubuna dâhil olmaktadır. Çünkü kandilin omzunda karşılıklı yapılmış iki adet küçük panel yani topuz bulunmaktadır. Topuzların oldukça alçak olması kandilimizin tipin geç örnekleri arasında olduğunu göstermektedir. Ayrıca diskusunda yer alan alçak kabartma şeklinde yapılmış gladyatör mücadelesi ile de Bovon un yaptığı tanım içerisine girmektedir. Omuz üzerinde kıvrık dal? veya asma filizini? andıran bitkisel bezeme görülmektedir. Dikey tutamak kulpludur. Her iki yana doğru genişleyerek uzayan açısal burun yapısına sahiptir. Kandilimizi tarihleme açısından ölçüt sayılan topuzların alçaklığı ve benzerine 410 bakarak M.S. 3. yüzyılın ortalarına tarihleyebiliriz Silifke Tip 18 (Vasa Tip H, Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18-b) Silifke Tip 18 olarak incelemeye aldığımız kandiller kısa burun, tutamak kulp, diskusunda at betimi, omuzda kabarcıkların ya da asma dalları ile üzümlerin 411 bulunduğu genelde diskus kenarlarında meyve veya yaprak çelenginin yer aldığı bezemeye sahiptir. Vasa Tip H, Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18-b grubu kandillerinin en belirleyici özelliği üstten bakıldığında gövdenin oval bir görünüme sahip olmasıdır 412. Stockholm Müzeleri Koleksiyonları nı inceleyen Vessberg bu tipe ait birkaç tam örnek dışında çok sayıda kırık kandil parçalarının olduğundan bahsetmektedir. Tüm olan kandillerden birinin diskusunda 400 Walters 1914, , Pl , Bovon 1966, Radt 1968, 52, 56, Abb. 31, Broneer 1977, 65-66, dipnot 48, Bruneau 1970, Perdrizet 1908, Hayes 1980, 203, Pl. 45, 380, Vessberg 1953, 4, 124, Fig. 39, Bailey 1980, , Pl , Q ; Broneer 1977, 65-66, dipnot Broneer 1977, 65-66, dipnot Perlzweig 1961, 113, Pl. 15, Oziol 1977, Pl. 40, 717, 719, Vessberg 1953, 127.

71 50 Herakles betimi, ikisinde haç kabartması diğerlerinde ise koşan at? figürünün bulunduğunu söylemektedir 413. Müze koleksiyonunda diskusu at betimi bezeli dört adet pişmiş toprak kandil bulunmaktadır (Kat.No: 28, 29, 30, 31, Lev.No: 14-28, 15-29, 15-30, 16, 31). Kandillerin genel tipolojisi dikey tutamak kulplu, kısa burunlu, diskusunun etrafını çelenk motifinin çevrelemesi ve merkezinde at betiminin olması, hafif iç bükey kaidesi ile tipin tüm özelliklerini taşımaktadır. Kandillerimizin diskusunda yer alan at betimlemelerinde, at sağ ön ayağını hafif kaldırmış ve başını öne eğer bir pozisyonda durmaktadır. Atın bu tarz duruşu onun geçit törenine 414 ya da gösteri yapmaya hazırlanıyor olabileceğini göstermektedir. Bu tipe ait kandillerin kil renklerinde benzerlerinde olduğu gibi bir birliktelik yoktur. Bizim eserlerimizin üç tanesi kırmızımsı sarı, diğeri ise açık kahverengi kil rengine sahiptir. Bu tipe ait kandilleri Hayes Kıbrıs kandilleri başlığı altında M.S yılları ile M.S. 4. yüzyıla tarihlendirir 415. Oziol ise M.S. 4. yüzyıla tarihlendirdiği Kıbrıs kandillerini değerlendirmeye alırken at betimli kandilleri alt başlık olarak incelemiştir 416. Menzel, grup 2 olarak değerlendirdiği bu kandilleri Geç antik çağ Hıristiyanlık kandilleri olarak tanımlamaktadır 417. Benzerleri 418 ve tipin genel özelliklerine sahip olmaları konusunda değerlendirdiğimizde eserlerimiz için en uygun tarihin M.S yılları arası olacağını söyleyebiliriz. Kandillerimiz Kıbrıs kökenlidir Silifke Tip 19 (Tarsus Grup 19-a, Broneer Tip 28) Müzede bu tipe ait bir adet kandil bulunmaktadır (Kat.No: 32, Lev.No: 16-32). Yaprak şeklinde gövde yapısına sahip olan bu kandiller oldukça kullanışlı bir yapıya sahiptirler. Tarsus ta Grup 19 adı altında değerlendirilen kandillerin omuzları genelde bezemelidir. Kaidelerinde ise kabartma çizgiler ile yivler bulunmaktadır. Bu gruba ait bir örnekte de kandili yapan ustanın adının yazdığı bilinmektedir 419. Kandillerin masif bir görünüme sahip kulpları bezemelidir. Tarsus ta bulunan bu tip kandiller Korinth tipi kandillerinin dejenere olmuş halidir. Bu kandillerin Korinth benzerlerinden etkilenilerek Tarsus ta yerel atölyelerde 413 Vessberg 1953, Hayes 1980, 82, Hayes 1980, 82-83, Pl. 40, Oziol 1977, , Pl , Menzel 1969, 83-85, 553, Fig Hayes 1980, 82, Pl. 40, 338; Oziol 1977, 243, Pl. 40, ; Menzel 1969, Fig Goldman-Jones 1950, 97, Pl. 105, 297.

72 51 üretilmiş olacağı düşünülmektedir 420. Tarsus Grup 19 a dâhil olan kandiller diskuslarının şekil ve boyutlarına göre üç gruba ayrılarak incelenmiştir 421. A grubu küçük diskusa sahip olan kandillerden oluşmaktadır. Bizim kandilimizin de etrafını yüksekçe bir halkanın çevrelediği diskusu dar ve küçüktür. Bu yüzden eserimiz Tarsus Grup 19 un A sına aittir. Ayrıca diskusunun merkezinde etrafını girdap yaparak saran ışın/şua motifinin yer aldığı küçük bir doldurma deliği bulunmaktadır. Kandilimizin üstten bakıldığında hafif oval olan gövdesi tam yaprak şeklini andırmamaktadır. Omuz üzerinde üzüm salkımları ile asma dalları bezemesi vardır. Burun üzerinde ise S şekilli spiraller görülmektedir. Kandilimizin benzerleri 422 ile tek önemli farkı kulplarıdır. Bizim eserimizde sarmaşık yaprağı ve volütlerle süslenmiş masif bir tutamak kulp 423 varken benzerinde ise üzeri tek yivli dikey tutamak kulp bulunmaktadır. Tarsus ta bulunan ve Grup 19 adı altında değerlendirilen kandiller tarih olarak M.S. 3. yüzyıl ortaları ile erken 5. yüzyıl gibi geniş bir tarih aralığına verilmiştir. Bizde, Tarsus kökenli olduğunu düşündüğümüz Silifke Müzesi nde bulunan bu tipe ait kandili M.S. 3. yüzyıl ortaları ile erken 5. yüzyıla tarihlemek istiyoruz Silifke Tip 20 (Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18 a-b) Silifke Müzesi koleksiyonunda Vessberg in Tip , Oziol un Tip 18 a ve b 425 olarak gruplandırdığı kandillerden yedi adet bulunmaktadır. Kandillerin diskuslarında bulunan bezemeler birbirinden farklıdır. Bizde bu kandilleri diskuslarında bulunan bezemelere göre Tip 20-a, 20-b ve 20-c olarak üç gruba ayırarak inceledik Silifke Tip 20-a (Oziol Tip 18-a) Müzede bu tipe ait bir adet kandil örneğimiz vardır (Kat.No: 33, Lev.No: 17-33). Dairesel gövdesi omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin bir profil yapmaktadır. İçbükey olan diskusunda doldurma ve hava olmak üzere iki adet delik bulunmaktadır. Ayrıca diskusu meşe çelengi? motifi ile bezelidir. Omuz üzerinde kazıma ile yapılmış balıksırtı-ringa kılçığı motifi görülmektedir 426. Dikey tutamak kulpludur. Hafif öne çıkan burun ucunda yuvarlak fitil deliği yer alır. Eserimiz düz kaidelidir. Bailey, bizim örneğimizin benzerini Loeschcke Tip 8 in geç 420 Goldman-Jones 1950, Tarsus kazılarındaki statigrafiye göre bu tip kandillerin ayrımında kronolojik bir sıralama yapılamamaktadır (Goldman-Jones 1950, 97). 422 Goldman-Jones 1950, 121, Pl. 105, Kandilimizin kulbunun benzeri için bkz. Bailey 1988, Pl. 84, Q Vessberg 1953, Oziol 1977, 219 vd. 426 Oziol 1977, 220, Fig. 8.

73 52 versiyonu olarak değerlendirmiş ve M.S yılına tarihlemiştir 427. Kandilin Kıbrıs kökenli olduğunu belirtmektedir. Salamis kandillerini inceleyen Oziol ise bu tipe ait olan kandilleri M.S. 4. yüzyıla tarihlendirmektedir 428. Kandilimizin burun üzerinin aşırı aşınmış olmasından dolayı üzerinde düz bir çizginin var olup olmadığını görmediğimiz için kandilimizi Oziol un yaptığı gruplandırmaya göre değerlendirmenin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Bu bakımdan Oziol Tip 18 in A alt grubuna ait olan kandilimizi benzerleri 429 ile karşılaştırdığımızda M.S. 4. yüzyıla tarihlendirebiliriz. Kandilimiz Kıbrıs kökenlidir Silifke Tip 20-b (Oziol Tip 18-b) Silifke Tip 20-b ye ait iki adet kandilin (Kat.No: 34, 35, Lev.No: 17-34, 18-35) en belirleyici özelliği üstten baktığımızda gövdenin oval bir görünüm çizmesidir. Dikey tutamak kulba sahip olan her iki örneğimizin etrafını tek sıra kabartma halkanın çevrelediği diskusunda rozet süslemesi görülmektedir. Omuzlarında ise iç içe küçük daireler ve aralarında nokta bezemesi vardır. Kısa burunludurlar. Burunlarının ucunda oval fitil deliği yer alır. 34 kat. no su ile incelediğimiz kandilin fitil deliği etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler (is) görülürken, diğer örneğimizde böyle bir durum söz konusu değildir. Hafif içbükey düz kaideye sahiptirler. Bailey, bizim eserlerimizin benzerini Kıbrıs kandilleri içerisinde değerlendirmeye almış, M.S. 4. ve 5. yüzyıla tarihlemiştir 430. Oziol un M.S. 4. yüzyıla tarihlediği Kıbrıs kandillerinde bizim kandillerimize benzer bir örnek bulunmaktadır 431. Kıbrıs kökenli olan kandillerimiz form olarak Bailey in örneğine biraz daha yakındır. Bu bakımdan tarih olarak M.S. 4. ve 5. yüzyıla ait olmalıdırlar Silifke Tip 20-c (Oziol Tip 18-b) Bizim Silifke Tip 20-c alt başlığı altında incelediğimiz kandilleri Vessberg in Tip 18 adı altında incelemiş ve bu tip kandillerden Stockholm Müzeleri nin koleksiyonlarında yalnızca birkaç örnek ile çok sayıda kırık kandil parçalarının bulunduğundan bahsetmiştir 432. Burada bulunan tam kandillerden ikisinin diskusunda Yunan Haçı betimi görülmektedir. Salamis- Constantia yeni başkent olunca bu adada yaşananlar, Kıbrıs ta yaygın olan hristiyan kiliselerini güçlü ve etkili hale getirmiştir. Bu olayla birlikte Kıbrıs kökenli olduğu düşünülen 427 Bailey 1988, 309, Pl. 67, Q2491. Bailey in bu kandili Loeschcke Tip 8 grubunda incelemesi burun üzerinde belli belirsiz var olan düz çizgiden dolayı olabileceğini düşünmekteyiz. 428 Oziol 1977, 219 vd. 429 Oziol 1977, , Pl. 37, Bailey 1988, Pl. 71, Q Oziol 1977, Pl. 39, Vessberg 1953, 127.

74 53 kandillerin diskusunda haç betimi bulunanların tarihi M.S. 4. yüzyılı göstermektedir 433. Aynı tip kandillerden Cesnola koleksiyonunda da bir örnek vardır. Ancak bu kandil diskusunda betimlenen konular ve doldurma deliği sayısı bakımından diğerlerinden farklıdır 434. Kısa burunlu, tutamak kulplu, diskusunda haç betimi olan, omuzda noktaların bulunduğu bu tip kandillerin genelde diskus kenarlarında çelenk bezemesi görülmektedir. Silifke Müzesi nde diskusunda Yunan Haçı betimi olan dört adet kandil vardır (Kat.No: 36, 37, 38, 39, Lev.No: 18-36, 19-37, 19-38, 20-39). Kandillerin diskuslarında görülen haç betimlemeleri bu tipin Geç Antik Çağ a ait olabileceğini göstermektedir. Bizim eserlerimiz oval gövde, kısa burun, tutamak kulp, diskus kenarında çelenk motifi ve merkezinde yer alan Yunan Haçı motifi ile tipin genel özelliklerini taşımaktadırlar. Ancak kil bakımından benzerlerinden farklı kil rengine sahiptirler 435. Salamis kandillerini değerlendiren Oziol, Tip 18-b başlığı altında ele aldığı bu tip kandilleri M.S. 4. yüzyıla tarihler 436. Broneer, bu tip kandilleri M.S. 3. yüzyıl ortaları ile 5. yüzyıl başlarına tarihlendirmektedir 437. Bailey, British Museum da bulunan bu tip kandillerin tarihini M.S. 5. yüzyıla vermektedir 438. Royal Ontario Museum da bulunan bu tip kandiller ise M.S. 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıl ilk yarısına tarihlendirilir 439. Tüm araştırmacılar bu tip kandillerin Kıbrıs kökenli olduğundan bahsetmektedir. Bizim kandillerimizde Kıbrıs kökenli olmalıdır. Benzerleri 440 ile karşılaştırıldığında kandillerimizin gövdelerinin benzerlerinden biraz daha fazla oval olmasından dolayı eserlerimizi M.S. 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıla tarihlemenin daha doğru olacağını düşünmekteyiz Silifke Tip 21 (Halkalı Diskuslular) Müze koleksiyonunda Silifke Tip 21 e ait iki adet kandil bulunmaktadır (Kat.No: 40, 41, Lev.No: 20-40, 21-41). Kibyra Kazısı nda ele geçirilen bu tip kandilleri H. Metin Grup 433 Vessberg 1953, Vessberg 1953, 127, dipnot Bizim kandillerimizin benzerlerinde de kil rengi bakımından bir bütünlük yoktur. Kıbrıs kökenli olduğu düşünülen bu tip kandillerin kil renklerinin birbirinden farklı olması, Kıbrıs ın değişik bölgelerinde yerel atölyelerde üretilen bu tip kandillerin belki de bir tüccar tarafından toplanıp, Dünya üzerinde çeşitli (Salamis, Anadolu vs.) yerlere ithal edilmesi gibi bir nedenden kaynaklanıyor olabileceği düşünülebilir. 436 Oziol 1977, 238, Pl. 39, ; Vessberg 1953, Vessberg 1953, Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q Hayes 1980, 83, Pl. 40, Hayes 1980, 83, Pl. 40, 344; Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21; Oziol 1977, 238, Pl. 39, ; Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q

75 54 1-Halkalı Diskuslular 441 olarak tanımlamıştır. Bailey, bizim Halkalı Diskuslular olarak incelemeye aldığımız kandillerin benzerini Broneer Tip 29-Grup 3 olarak sınıflandırmış ve M.S yıllarına tarihlemiştir 442. Bailey, bu kandili burun üzerinde fitil deliğine doğru oluşturulmuş kanaldan dolayı Grup 3 e dâhil etmiştir. Ancak Silifke Müzesi nde bulunan örneklerde burun üzerinde oluşturulmuş bir kanal yoktur. Kandillerimizde diskus etrafını çevreleyen derin halka yivlerin burun tablası üzerinden fitil deliğinin etrafını sarmasıyla, burun üzerinde oluşan oldukça dar oluk ya da yivin bir kanal olarak görülmeyeceğini düşünmekteyiz. Bu yüzden eserlerimizi Broneer Tip 29-Grup 3 tipi değil de Halkalı Diskuslular olarak sınıflandırmayı daha uygun görmekteyiz. Bu gruba dâhil olan bizim kandillerimizin bir başka benzeri ise Selçuk-Efes Davut Yeriş Tarlası nda 1993 yılında yapılan kurtarma kazısında ele geçmiştir 443. Buradaki kandiller M.S. 2. ve 6. yüzyıllar arasında kullanılan mezar odasında bulunmuştur. Bu kazıda bulunan kandilleri bezemelerine göre ayıran Evren, bizim eserimize benzeyen kandili Diskusu Kanallı Kandiller başlığı altında değerlendirmeye almamıştır 444. Bu sınıflamada bizim yukarıda değindiğimiz savımızı destekler niteliktedir. Bu tipteki kandillerde halkalar doldurma deliğinin etrafını kimi zaman derin, kimi zamanda sığ bir yiv şeklinde çevrelemektedir. Bizim eserlerimizin de doldurma deliğinin etrafını derin yivli halkalar çevrelemektedir. Bu tipe ait kandillerin omuzlarında genelde asma dalları ve üzüm salkımları motifi işlenmiştir. Bizim kandillerimizin omuzlarında da asma dalları ile üzüm salkımları bezemesi vardır. Eserlerimizin alt kısmının görünüşü ve formu Bailey in sınıflandırmasına göre Eph.A ya aittir 445. Ayrıca her iki kandilimizin halka kaidesinde ayak baskısı (planta pedis) motifi bulunmaktadır. Kandillerin burun altındaki her iki yana simetrik uzanan çift yivler ve kaidelerinde yer alan planta pedis damgası Anadolu kandillerinin özelliklerindendir 446. Halkalı diskuslu kandillerin M.S. 4. yüzyılın ikinci yarısı ile 5. yüzyıla tarihlenen erken örneklerinde genelde gövde uzunluğu 10 cm., genişliği ise 7 cm.dir. M.S. 6. ve 7. yüzyıla tarihlenen geç örneklerde ise gövde kısalmış ve küçülmüştür 447. Silifke Müzesi nde bulunan bu tipe ait kandillerin gövde uzunlukları 7.8 cm., genişlikleri ise 4.8 cm.dir. Kandillerin gövdelerinin küçük olması eserlerimizin bu tipin geç örneklerinden 441 Metin 2012, Bailey 1988, 389, Pl. 111, Q Evren 1996, 31-32, Çiz Evren 1996, Bailey 1988, 371, Fig. 162-Eph.A. 446 Gürler 2004, Metin 2012, 178.

76 55 olduğunu göstermektedir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, benzerleri 448 de dikkate alınarak incelendiğinde bu gruba ait kandilleri M.S. 5. yüzyılın sonu ile 6. yüzyıla tarihleyebiliriz Silifke Tip 22 (Broneer Tip 29-Grup 3) Silifke Müzesi koleksiyonunda bulunan kandillerden bir tanesi (Kat.No: 42, Lev.No: 21-42). Broneer Tip 29, Grup 3 olarak incelenen kandiller grubuna dâhil edilmektedir. M.S. 4. yüzyılda üretilmeye başlanan 449 bu kandiller literatürde Küçük Asya Tipi Kandiller olarak bilinmektedir 450. Broneer bu tip kandilleri buruna dek kanallı olanlar ve olmayanlar şeklinde (Broneer Tip 29-grup 3 ve grup 4) iki alt gruba ayırmıştır. Roma Dönemi nde İmparatorluk sınırları içerisinde çeşitli bölgelerde çok sayıda bulunan bu kandillerin asıl üretim yerleri Ephesos olarak bilinmektedir 451. Ephesos ta üretilen bu tip kandillerin Délos, Notion, Sardes ve Pergamon gibi birçok kentte taklitleri yapılmıştır. Silifke Müzesi nde bulunan bu tipe ait kandilimiz (Lev.No: 21-42) üstten bakıldığında oval ve hafif basık gövdeye sahiptir. Omuz üzerinde kabarma nokta bezemesi yer almaktadır. Dikey tutamak kulpludur. Etrafını yüksek kabartma bir halkanın çevrelediği diskusunun merkezinde yine etrafını bir halkanın çevrelediği geniş bir doldurma deliği vardır. Diskusunun etrafını çevreleyen kenar buruna doğru kanal oluşturmaktadır. Bu bakımdan bizim örneğimiz Broneer Tip 29 un grup 3 üne dâhil edilmiştir. Kandilimizin doldurma deliği ile burun başlangıcında genelde Ephesos kandillerinde yaygın olarak görülen küçük bir hava deliği bulunmaktadır. Bailey in yaptığı kandil alt kısımlarının tipolojisine göre, bizim eserimizin alt kısmı Eph.A 452 tipine benzerdir. Ayrıca kandilimiz kil ve astar özellikleri bakımından Ephesos tipi kandillerin kil ve astar özelliklerini taşımaktadır. Alçak halka kaidelidir. Yukarıda incelediğimiz tüm bu özelliklere ve benzerlerine 453 dayanarak kandilimizin Ephesos kökenli olduğunu ve M.S yıllarına ait olması gerektiğini söyleyebiliriz. 448 Evren 1996, 31-32, Çiz. 29; Metin 2012, 178, 447, 784, Res. K334; Bailey 1988, 389, Pl. 111, Q Bailey 1988, Bu terim ilk kez Ephesos taki Yedi Uyurlar Mağarası nda ele geçirilen kandillerin sınıflandırılmasını yapan Miltner tarafından kullanılmıştır. Miltner in bu grupta değerlendirdiği kandiller genel olarak M.S. 4. ve 7. yüzyıl gibi uzun bir tarih aralığında kullanılmışlardır (Miltner 1937, ). 451 Bailey 1988, 368; Perlzweig 1961, Bailey 1988, 371, Fig. 162-Eph.A. 453 Bailey 1988, 390, Pl. 111, Q

77 Silifke Tip 23 (Broneer Tip 29-Grup ) Müze de, bizim Silifke Tip 23 olarak incelemeye aldığımız kandillere ait tek örnek bulunmaktadır (Kat.No: 43, Lev.No: 22-43). Kandilimizin üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin bir profil yapmaktadır. İç bükey olan diskusunun etrafını tek sıra kazıma yiv çevrelemektedir. Ayrıca diskusunda on üç yapraklı bitkisel rozet betimi görülmektedir. Eğimli omuz kısmında bordür içine alınmış yumurta dizisi motifi bulunur. Üzerinde üç adet yiv bulunan dikey tutamak kulba sahiptir. Burun üzerinde yumurta dizisi motifi, altında ise çentikler görülmektedir. Burun altındaki bu çentikler yani yivler Anadolu kandillerinin bir özelliğidir. Burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Alçak halka kaidelidir. Bizim örneğimize form olarak benzer bir örneği Ephesos kandilleri içerisinde incelemeye alan Bailey, bu kandili M.S yılları arasına tarihlemektedir 455. H. Metin ise bizim kandilimizin bire bir benzerini Diskusu Bitkisel Bezemeli ve Monogramlılar başlığı altında değerlendirmiş ve M.S. 6. yüzyıla tarihlemiştir 456. Benzerlerinin form özelliklerine bakarak değerlendirdiğimizde Ephesos kökenli olan kandilimiz için M.S. 6. yüzyıl tarihi uygun görülebilir. 454 Broneer 1930, 115, Bailey 1988, 386, Pl. 108, Q Metin 2012, , 562, 818, K540.

78 57 4. SİLİFKE MÜZESİ KANDİLLERİ NDE GÖRÜLEN BEZEME, SEMBOL ve DAMGALAR Silifke Müzesi pişmiş toprak kandiller koleksiyonunda incelenen kandillerin büyük bir kısmının üzerinde bezeme bulunmaktadır. Bezemeler daha çok kandillerin diskuslarında ve omuzlarında görülmektedir. Müze de incelediğimiz kandillerde yoğunlukla bitkisel bezemeler görülmektedir. Bu yoğunluğu sırasıyla figürlü bezemeler ile semboller izlemektedir Discusta Yer Alan Bezeme ve Semboller Figürlü Bezemeler Figürlü bezemeler başlığı altında mitolojik sahneler, gladyatör dövüşleri, araba yarışı sahneleri, hayvan figürleri, av sahneleri, tiyatro ile ilgili sahneler gibi çeşitli konuların kandiller üzerinde neden veya nasıl betimlenmiş olabileceklerine değinilmiştir Mitolojik Sahneler Zeus (Kuğu) ve Leda Silifke Müzesi kandillerinden sadece tek örneğin diskusunda mitolojik sahne betimlenmiştir (Lev.No: 11-22, 23-1). 22 kat. no lu kandilin diskusunda alçak kabartma olarak Zeus ve Leda 457 mitolojik sahnesi işlenmiştir. Leda sağa doğru yatar şekilde uzanmıştır. Zeus yani kuğu Leda nın kucağındadır. Leda sol elini yere yaslamış, sağ eli ile kuğuya sarılmaktadır. Kuğu ve Leda dudak dudağa resmedilmiştir. Sahnedeki aşırı aşınmalardan dolayı Leda nın giyinik mi yoksa çıplak mı olduğu tam olarak anlaşılmamaktadır. Bizim örneğimizde betimlenen mitolojik sahnenin birebir benzerine rastlanmamakla birlikte bu mitolojik konu sevilerek kandiller üzerinde resmedilmiştir Gladyatörler Diskusları üzerinde gladyatör 459 betimlemeleri olan kandiller, eğer özgür bir kişi tarafından satın alınmış ise burada köle sınıfını aşağılamak amaçlı bir propaganda yapılıyor 457 Leda, Aitolia kralı Thestios un kızıdır. Zeus ve Leda mitolojisi için bkz. Can 1997, Zeus-Leda betimli kandiller için bkz. Bailey 1980, 10, Fig. 4; Heimerl 2001, 110, Taf. 5, 154; Leibundgut 1977, 136, Taf. 25, 26; Ponsich 1961, 50, Fig Latince de Gladiator sözcüğü gladius-kılıç isminden türetilmiştir. Bu sebepledir ki, ilk gladyatör dövüşlerinin sadece kılıçla yapıldığı düşünülmüş ve Orta İtalya da yaşayan Etrüskler den kalma bazı eserler üzerinde gladyatörlerin sadece kılıçlarla dövüştükleri görülmüştür. Gladyatörler, insanları eğlendirmek için arenada ölümüne dövüşen kişilerdir. İlk kez Etrüsk lerin ölü gömme geleneği sonucunda ortaya çıkan gladyatör dövüşleri M.S. 1. ve 2. yüzyıllarda Roma hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Gladyatörler sadece başka gladyatörlerle değil, aynı zamanda aslan, kaplan, ayı gibi vahşi hayvanlarla da dövüştürülmekteydi. Gladyatörler ilk zamanlarda sadece kılıç kullanırken, zamanla farklı farklı birçok silah kullanmışlardır.

79 58 olması muhtemeldir 460. Bunun dışında ünlü olan gladyatörlerin kandil diskusları üzerine betimlerinin yapılması, belki de bu gladyatöre hayran kişilerin gladyatör betimli kandilleri satın almasıyla kandil satışlarının artırılmak istenmesi amaçlanmış olabilir. Gladyatör betimli kandiller için ortaya atılan bir başka görüş ise gladyatörlerin kendilerine koruyucu olarak seçtikleri tanrıya yakarışlarının bir göstergesi olarak bu kandilleri adak olarak adamaları düşüncesidir. Çünkü gladyatörler her karşılaşma öncesinde veda yemeği verirler ve galibiyet için tanrıya yalvarırlardı 461. Müzede bulunan kandillerden sadece tek örneğimizin (1079) diskusunda olasılıkla bir gladyatör mücadelesi betimlenmiştir (Lev.No: 14-27, 23-2). Sağdaki gladyatör kafasına geniş saçaklı miğfer takmıştır. Ayrıca belinde kalın bir kemer (balteus) görülmektedir. Diğer gladyatörde ise miğfer olup olmadığı tam olarak anlaşılmamaktadır. Her iki gladyatörde de kalkan yoktur. Sahnenin aşırı aşınmış olmasından dolayı bu gladyatörlerin kim veya kimler olabileceğini belirtmek mümkün değildir. Sağdaki gladyatör soldaki gladyatörün karnına kılıcını soktuğu görülmektedir. Çünkü soldaki gladyatörün sırt kısmında bir çıkıntı vardır. Bu çıkıntının kılıca ait olabileceğini düşünmekteyiz (Lev.No: 23-2). Bizim eserimize birebir benzer bezeli kandil örneği yoktur. Fitil deliği etrafında herhangi bir siyahlaşma veya is lekesinin olmaması, bu kandilin adak kandili olarak kullanılmış olabileceğinin bir göstergesi olabilir Araba Yarışları 25 kat. no lu kandilin diskusunda iki atın çektiği iki tekerlekli at arabası betimi yer almaktadır (Lev.No: 13-25, 23-3). Araba üzerinde yer alan figür bir elinde kırbaç tutarken diğer eli ile de atların dizginlerini tutarak yarışta atların kontrolünü sağlamaktadır. Kırbaç atların yarışta rakiplerinden geriye düştüklerinde hızlanmaları için kullanılmaktadır. Bu betimleme araba yarışlarına atıftır. Bailey, kandillerde betimlenen araba yarışlarında iki atın çektiği at arabası betimini Tip B adı altında değerlendirmektedir 462. Kandiller üzerinde işlenen araba yarışı sahneleri oldukça popülerdir 463. Kullandıkları silahlara, giysilere ve uyguladıkları dövüş tekniklerine göre gladyatörler gruplara ayrılmaktadırlar. Bkz. Malay- Sılay 1991, 7 vd; Meijer 2008, 13-20; Baker 2003, 7-16; Uzunaslan 2005, 15-58; Uzunaslan 2010, Barın 1995, Barın 1995, Tip A da ise iki tekerlekli arabayı dört at çekmektedir. Bkz. Bailey 1980, 57, Fig. 59; 463 Bkz. Goethert-Polaschek 1985, Taf. 26, 33, 55, M. 35, 118, 119, 120; Bailey 1980, 139, 141, 165, Pl. 3, 5, 13, Q786, Q796, Q883; Brants 1913, Pl. 2, 3, 218, 240.

80 Hayvan Figürlü Sahneler Sıçrayan Geyik 12 kat. no lu kandilin diskusunda geyik betimi görülmektedir (Lev.No: 6-12, 23-4). Geyik sıçrar bir şekilde betimlenmiştir. Hititlerde geyik figürü kırların koruyucusu olan tanrının kutsal hayvanıdır 464. Ayrıca Yunan mitolojisinde tanrıça Artemis in simgelerinden biridir 465. Kandiller üzerinde görülen bu betimlemeyi belki de tanrıça Artemis e şükranlarını sunmak için yapmış olabilirler. Geyik figürü uzun zaman dilimi içerisinde kandil diskuslarını süsleyen popüler bir konu olmuştur At Silifke Müzesi nde diskusunda at betimi olan dört adet kandil bulunmaktadır (Lev.No: 14-28, 15-29, 15-30, 16-31). Bizim örneklerimizin diskusunda yer alan at betimlemelerinde atların sağ ön ayakları havada tasvir edilmiştir (Lev.No: 23-5). Atların bu hareketleri törende ya da bir gösteride selam duruyormuş gibi hareket ettiklerini bize düşündürmektedir. Kandillerin üzerlerinin aşırı aşınmış olmasından dolayı daha fazla detay görememekteyiz. Atlar sevilen hayvanlar oldukları için dönem dönem kandillerde işlenen popüler sahneler olmuşlardır 467. Bailey ve Hayes bu tarz kandillerin Mısır kökenli olabileceğinden bahseder 468. Ancak bunu kanıtlayacak herhangi bir imza veya kanıtları yoktur Midye Silifke Müzesi kandillerinden tek örnek üzerinde betimlenmiştir 469 (Lev.No: 10-20, 23-6). Midye, İstiridye veya bir Kavkı içinde tanrıça Aphrodite nin denizden çıkarak doğuşu resmedilmiştir 470. Bu deniz canlıları Aphrodite için kutsaldır. Midye betimli kandiller daha çok Roma İmparatorluk merkezlerinde bulunmuştur 471. Tabiatta var olan bitki ve hayvan motifleri, Antik Dönem de insanlarla doğa ilişkisini ortaya koyması bakımından önemlidir. Ayrıca halkı üzerinde dini propaganda yapan önemli kişilerinde ilgilendikleri konular 464 Akurgal 1961, 92 vd., 104c. 465 Karaosmanoğlu 2005, 67-75, Res. 138, Bailey 1980, 75, Fig. 81; Hayes 1980, 78, Pl. 38, Bailey 1980, 79, Fig. 87; Hayes 1980, 82-83, Pl. 40, 35-40; Brants 1913, Pl. 8, Bailey 1980, 79; Hayes 1980, Benzerleri için bkz. Heimerl 2001, 199, Beliage 9, , 229; Loeschcke 1919, , Taf Aphrodite mitolojisi için bkz. Cömert 2006, 56-61, Res Öztürk 2003, 39; Bailey 1988, 85, Q

81 60 olmuştur 472. Kandil diskuslarında betimlenen midye ve istiridye gibi deniz canlıları tanrıçaya bir gönderme olarak yorumlayabiliriz Av Sahneleri 19 no lu kandilimizin diskusunda alçak kabartma olarak üç köpeğin geyik avı sahnesi işlenmiştir (Lev.No: 10-19, 23-7). Geyik, köpeklerin saldırısı karşısında olabildiğince hızlı koşarken tasvir edilmiştir. Ön ve arka ayakları koşarken atlama pozisyonunda olup tamamen öne ve arkaya açık yapılmıştır. Köpeklerden biri geyiğin sırtına atlamış, olasılıkla ısırmaktadır. Diğeri ise arkasından ısırmıştır. Son köpek ise geyiğin yanında koşmakta ve ona doğru hamle yaparak geyiği yavaşlatmak istemektedir. Bizim örneğimizle birebir örnekler Pergamon da bulunmuştur 473. Geyiğe köpeklerin saldırması gibi bir betimlemenin kandil üzerinde yapılması, bu sahnenin kandilde göz zevki ve zanaatkârların gündelik işleri betimleme konusundaki heveslerini akla getirmektedir Tiyatro İle İlgili Sahneler Müze koleksiyonunda tiyatro ile ilgili sahnelerin betimlendiği iki adet kandil bulunmaktadır (Lev.No: 9-17, 9-18). Bu kandillerin diskus kısmında aralarında üçgen bir şekil oluşturacak şekilde köşelere yerleştirilmiş üç adet mask bulunmaktadır (Lev.No: 23-8). Bu masklar, maske tiplerinden Tip P ye dâhil edilmektedir 474. Üzerinde mask veya tiyatro ile ilgili diğer betimlemelerin olduğu kandillerin tiyatrolarda kullanıldığı düşünülmektedir Şua/Işın Şua/Işın motifi Hellenistik Dönem den başlayarak Roma Dönemi sonuna kadar kandil diskusları üzerinde sevilerek kullanılmıştır 476. Diskus üzerinde betimlenen şua motiflerinin çoğu aralarında belirli aralıklar bırakılarak radyal bir şekilde yapılmışlardır. 472 Öztürk 2003, Heimerl 2001, Taf. 10, 15, , Müze koleksiyonlarında bulunan Roma kandilleri üzerinde bulunan maskların büyük çoğunluğu yeni komedyadaki köle masklarıdır. Masklar dramatik ve komik olarak da çeşitlenmektedir. Kandiller üzerinde betimlenen masklar için bkz. Bailey 1980, 63, Fig. 67; Walters 1914, 187, Fig. 268; Bailey 1980, 335, Pl. 72, Q1326; Heimerl 2001, , 195, Beilage 7, 121, Taf. 16, Parion Tiyatrosu nda yapılan kazılarda tiyatroda kullanılan bronz bir kandilin bulunması yukarıdaki savı destekler niteliktedir (Başaran 2012, 94-95). 476 Diskusunda şua bezemesi olan kandiller için bkz. Bovon 1966, 42-43, Pl. 6, , 235, 237; Bailey 1980, 305, Pl. 59, 60, Q1223, 1234; Bailey 1988, 305, 315, Pl. 64, 70, Q2433, ; Broneer 1930, , , Pl. 11, 551, 556, 566, 570; Broneer 1977, 67, Pl. 30, , ,

82 61 Silifke Müzesi nde diskusunda şua/ışın bezemesi olan tek kandilimiz bulunmaktadır (Lev.No: 16-32). Örneğimizdeki ışın motifi girdap yaparak yani helezonlaşarak diskus deliğinin etrafını çevrelemektedir (Lev.No: 23-9). Bezemenin birebir benzeri Tarsus Gözlü Kule kazılarında açığa çıkarılmıştır Bitkisel Bezemeler Diskusta Betimlenen Bitkisel Bezemeler Meşe Çelengi Müze koleksiyonunda diskusunda meşe 478 çelengi betimli üç adet kandil vardır (Lev.No: 7-13, 12-23, 17-33). 13 kat. no lu kandilin diskusundaki meşe çelenginin yaprakları arasında üçer palamut asılıdır. Sağ ve solda toplamda on sekiz adet meşe palamudu bulunmaktadır. Benzer meşe çelengi örneklerine bakıldığında bizim eserimizdeki çelenkte bazı değişiklikler olduğu görülür. Eserimizde betimlenen çelenkte alt kısımda çelenk yapraklarının birleştiği görülmemektedir ve çelenk palamutlarla sonlanmaktadır (Lev.No: 23-10). Ancak çoğu meşe örneğinde çelengin alt kısmında sağ ve sol çelenkler birleştirilmiştir ve son kısım yapraklarla son bulur ve 33 katalog numaralı kandillerin diskuslarındaki yoğun aşınmadan dolayı çelenklerin detayları tam olarak görülememektedir (Lev.No: 17-33, 12-23). Kandiller üzerine bezenen üç çeşit meşe çelengi vardır. Bunlar Tip C, D ve O dur 480. Tip C de meşe çelengi yapraklar ve palamutlardan oluşmaktadır 481. Yapraklar arası açıklık fazladır. Tip D meşe çelenginde yapraklar palamutlardan daha fazla ve sık işlenmiştir. Tip O çelengi ise sadece meşe yapraklarından oluşmaktadır 482. Bu durumda bizim eserlerimizdeki meşe çelenklerinin Tip D ye daha uygun olduğunu söyleyebiliriz Rozetler Silifke Müzesi koleksiyonunda diskuslarında yapraklı rozetlerin işlendiği dört adet kandil bulunmaktadır (Lev.No: 11-21, 17-34, 18-35, 22-43). İlk örneğimizdeki rozet bazı 477 Goldman-Jones 1950, 121, Pl. 105, Meşe ağaçının ateşinin daha harlı yanması ve kolay kolay sönmemesinden dolayı tanrıça Artemis (Diana) kültünde meşe önemlidir. Ayrıca antik dönemde tanrı ve tanrıçaların giydiği taçlar meşe yapraklarıyla süslenmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Goldsmith 1929, 17, Bailey 1980, 87-88, Fig. 101, Q Bailey 1980, Bkz. Goethert-Polaschek 1985, 267, M Bkz. Oziol-Pouilloux 1969, Pl. 7, 206; Goethert-Polaschek 1985, 268, M.221.

83 62 araştırmacılar tarafından dil şekilli rozet olarak tanımlanmıştır 483. Ancak çoğu araştırmacı bu süslemeye sadece rozet demekle yetinmiştir 484. Benzer rozet süslemelerine baktığımızda, M.S. 1. yüzyıla tarihlenen eserlerdeki rozet yapraklarının sayısı yirmi ila yirmi sekiz arasında değişmektedir. Bizim kandilimizin rozet yaprakları sayısı ise on dörttür (Lev.No: 23-11). Örneğimizin M.S. 2. yüzyıla ait olmasından yola çıkarak geç dönemlerde rozet yaprak sayısının azaldığı gibi bir kanıya varmanın çokta sağlıklı bir değerlendirme olmayacağı düşüncesindeyiz. Çünkü M.S. 4. ve 5. yüzyıla tarihlenen 34 ve 35 kat. no lu kandil örneklerimizin diskuslarında bulunan rozetlerde 17 yapraklıdır (Lev.No: 17-34, 18-35). 34 ile 35 no lu kandillerin diskuslarındaki rozetlerin uç kısımları diğer eserlerimize göre daha sivridir (Lev.No: 23-12). Son eserimizde ise rozet yaprak sayısı on üç adettir ve M.S. 6. yüzyıla tarihlenmektedir (Lev.No: 22-43). Bu kandilde bulunan rozetteki yaprak aralarının diğerlerine göre biraz daha seyrek yapıldığı görülmektedir (Lev.No: 23-13). Sonuç olarak kandil diskusları üzerinde görülen rozet betimlemelerinin tarihsel olarak bir gelişim gösterdiğini söylemek neredeyse imkânsızdır. Rozet betimlemelerinde görülen yaprak sayısı değişimleri ve şekil değişiklikleri, o dönemin kandil modasına göre şekillenmiş olabileceği düşüncesindeyiz Diskus Kenarında Betimlenen Bitkisel Bezemeler Çelenk (Palmiye/ Hurma Dalı) Silifke Müzesi nde diskus kenarına betimlenen çelenk motifli yedi adet kandil bulunmaktadır (Lev.No: 14-28, 15-29, 15-30, 16-31, 18-36, 19-37, 19-38). Bu kandil benzerlerinin 485 M.S. 4. ve 5. yüzyıla ait olmasından dolayı diskus kenarına çelenk motifi bezenmesinin geç dönemlerde yapılan bir uygulama olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu bezemeye kimi araştırmacılar Hurma veya Palmiye dalı da demektedir 486. Hurma ve palmiye bezemeleri kimi zaman benzer bir biçimde stilize edilmiştir. Palmiye, yaratıcı kuvveti, doğanın gücünü ve yaşamın sembolünü temsil etmektedir 487. Hristiyanlıkta, palmiye sonsuz yaşamın sembolü olarak sembolize edilmiştir Heimerl 2001, 206, Beilage 13, Loeschcke 1919, , Taf. 15, ; Broneer 1930, 168, Pl. 8, 393; Goethert- Polaschek 1985, 276, M.246; Hayes 1980, 98, Pl. 46, 389; Bruneau 1965, 128, Pl. 30, Hayes 1980, 82, 83, Pl. 40, 338, 344; Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21; Oziol 1977, 238, 243, Pl. 39, 40, , ; Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q Goldsmith 1929, Ersoy 2007, 34.

84 Semboller Yunan Haçı Hristiyanlık dininde haç, Hz. İsa peygamberin çarmıha gerilişini, ölümü ve insanların sonsuza kadar günahlarından arındırmak için çekilen acılarını temsil eden önemli bir dini semboldür 489. Aynı zamanda ise insanların kurtuluşunu, imanı, kulluğu, zaferi, İsa nın yaşadıklarından ötürü şahadeti ve başından geçen trajedileri sembolize etmektedir 490. Müze koleksiyonunda diskusunda haç sembolünün betimlendiği dört adet kandil vardır (Lev.No: 18-36, 19-37, 19-38, 20-39). Kandillerin diskusunda her bir haç kolunun uzunluğu birbirine eşit olan Yunan Haçı motifi betimlenmiştir (Lev.No: 23-14). Bu haçların kollarında ve etrafında kabartma daireler görülmektedir. Örneğimizde ve benzerlerinde 491 haç kolları arasında toplamda on iki adet kabartma daire vardır 492. Haç kolları arasında bulunan on iki adet kabartma daire motiflerinin her birinin bir kişiyi temsil ettiği düşünülürse, bu daire motiflerinin Hz. İsa nın on iki havarisini temsil edebileceğini söyleyebiliriz Omuzda Yer Alan Bezemeler Kandillerin omuzları üzerinde genelde bitkisel bezemeler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra küçük daire ve nokta, şua/ışın ve yumurta dizisi motifleri görülür. Kandillerden bazılarının omzu üzerinde oluşan aşırı aşınmadan dolayı tam olarak belirleyemediğimiz bezemeleri burada değerlendirmeye almadık İç İçe Küçük Daireler ve Noktalar Omuz üzerinde iç içe küçük daire bezemesi en erken M.Ö. 2. yüzyıl sonlarında 493 görülmüş ve M.S. 5. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Silifke Müzesi nde omuz üzeri küçük daire ve nokta bezeli sekiz adet kandil bulunmaktadır. En erken eserimiz M.S. 1. ve 2. yüzyıla tarihlenmektedir. Omuz üzerinde dejenere olmuş çift sıra bant halinde küçük daire ile nokta 494 sırası görülmektedir (Lev.No: 489 Buyruk 2014, Jobes 1962, Bkz. Hayes 1980, 83, Pl. 40, 344; Oziol 1977, Pl. 39, ; Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21; Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q Hz. İsa nın on iki havarisi ile yediği son akşam yemeği hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Cömert 2006, , Res Öztürk 2003, 80, Kat. No. 6, Lev. 3a. 494 Omuz üzerinde yer alan benzer bezemeler için bkz. Goldman-Jones 1950, 119, Pl. 104, 251; Heimerl 2001, 128, , Taf. 9, 11, ,

85 , 24-1). Sonraki iki kandilin omuz üzerinde çift sıra küçük daire bezemesinin arasında tek sıra nokta bezemesi 495 vardır (Lev.No: 17-34, 18-35, 24-2). Bu kandiller ise M.S. 4. ve 5. yüzyıla tarihlenmektedir. Omuz üzerinde sadece tek sıra küçük daire motifi görülen dört adet kandil ise M.S. 4. yüzyıl sonu ila 5. yüzyıla tarihlenir (Lev.No: 18-36, 19-37, 19-38, 20-39, 24-3). Bu gruba dâhil olan son örneğimizin omuzunda ise sadece kabartma nokta bezemesi 496 görülmektedir (Lev.No: 21-42, 23-4). Bu eserimiz ise M.S yılına tarihlenir. Sonuç olarak bu tarz bezemelerin daha çok omuz üzerinde uzun yıllar boyunca sevilerek kullanıldığını görülür Şua/Işın Omuz üzerinde yapılan şua motifi ilk olarak Hellenistik Dönem de görülmektedir 497. Hellenistik Dönem in erken evrelerinde şua bezemesi fırça darbeleriyle yapılmıştır 498. Özellikle Howland 48 A-B, 51 A, 52 A-B-C-D-E-G-H tiplerinin omuzlarında en çok kullanılan bezemedir 499. Daha sonra bu motif Roma dönemi kandillerinde de görülmeye başlamıştır 500. Ayrıca kimi araştırmacılar tarafından bu bezeme çizgi motifi olarak adlandırılmıştır 501. Müze koleksiyonunda omuz üzerinde şua motifi bulunan iki adet kandil (2532, 2739) vardır (Lev.No: 5-9, 5-10, 23-5). Aynı tip iki kandilde M.Ö. 1. yüzyıla tarihlendirilmektedir Balıksırtı-Ringa Kılçığı Genelde kandillerin omuzlarında bulunan Balıksırtı ya da Ringa Kılçığı denilen bu bezeme M.S. 2. yüzyıl gibi ortaya çıkmış 503, 3. ve 4. yüzyıllarda omuz üzerinde sevilerek 495 Benzer bezemeler için bkz. Bovon 1966, 56-57, Pl. 8, 304; Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q Omuz üzerinde nokta bezemesi görülen örnekler için bkz. Bailey 1988, Pl. 107, Q , , Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 110, 149, Res. 280, ; Vessberg 1953, Pl. 1, 16, 17; Bailey 1975, 63, Pl. 20, Q Öztürk 2003, Howland 1958, Pl. 48, 50, 51, , , , 686, , Goldman-Jones 1950, 103, Pl. 95, Ponsich 1961, Pl. 2, 17, 23, 24, 25, 8, 12-16, 192, 197, 319, 323, Bkz. Kat.No: 9, Bailey 1988, Pl. 67, Q2491.

86 65 işlenmiş 504 ve Geç Antik Çağ a kadar devamlı olarak kullanılmıştır 505. Geç dönem kandillerinde bu motifler Palmiye/ Hurma dalı olarak isimlendirilir 506. Silifke Müzesi koleksiyonunda omuz üzerinde balıksırtı-ringa kılçığı motifi olan tek örneğimiz vardır (Lev.No: 17-33, 24-6) Asma Dalları/Üzüm Salkımları Asma dalları ile üzüm salkımları bezemesi omuz üzerinde M.Ö. 1. yüzyılda görülmeye başlanmıştır 507. Daha sonra ise M.S. 1. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar sevilerek kullanılmıştır 508. Bu bezeme uzun yıllar boyunca birçok kandil üzerinde görülmesine rağmen, işleniş bakımından gerçeğe en yakın örneklerine Korinth tipi kandiller üzerinde rastlanmaktadır 509. Müze koleksiyonunda omuz üzerinde asma dalları ile üzüm salkımlarının işlendiği üç adet kandil bulunmaktadır. İlk örneğimiz M.S. 3. yüzyıl ortaları ile erken 5. yüzyıla tarihlenmektedir 510 (Lev.No: 16-32, 24-7). İkinci örneğimiz ise aynı tip iki kandildir (Lev.No: 20-40, 21-41, 24-8). Bunlar ise M.S. 5. yüzyıl sonu ile 6. yüzyıla tarihlenir 511. Üç kandilde de bezemeler çok güzel işlenmiştir. Ayrıca kandillerin geç dönemlere tarihlenmesine rağmen bezeme detaylarında hiçbir bozulmanın olmaması, kandil ustalarının bu bezemeye daha bir özen gösterdiğinin işareti olarak düşünülebilir Meyveli Sarmaşık Silifke Müzesi nde omuz üzerinde meyveli sarmaşık bezemesi olan tek örneğimiz bulunmaktadır (Lev.No: 4-7). Meyveli sarmaşık motifi 512 bizim örneğimiz ve benzerleri dışında sık kullanılan bir bezeme değildir. Eserimiz M.Ö. 2. yüzyıl sonu ila 1. yüzyıla tarihlenmektedir 513. Form olarak Ephesos ve Pergamon üretimli kandiller içerisinde 504 Bailey 1988, Pl. 69, Q2560; Broneer 1930, Pl. 14, 15, 16, 17, 18, 19, 952, 1089, 1177, 1229, 1270, 1272, 1355; Bovon 1966, Pl. 9, 10, , , Leibundgut 1977, Taf. 15, 954, Bkz. Diskus kenarında betimlenen bitkisel bezemeler. 507 Oziol 1977, 71, Pl. 10, Oziol 1977, 71, 197, 209, Pl. 10, 32, 35, 161, 575, 622; Bailey 1980, , Pl. 83, 84, Q ; Heimerl 2001, 135, 177, Taf. 11, 21, , ; Bailey 1988, 317, 343, 382, Pl. 71, 84, 105, Q2605, 2748, Broneer 1930, 103, Fig. 48, 12; Perlzweig 1961, 89-98, Pl. 7-9, , Goldman-Jones 1950, 97, 121, Pl. 105, , Bailey 1988, 389, Pl. 111, Q3175; Metin 2012, , 447, 784, Res. K Benzeri için bkz. Günay -Tuluk 1996, 53, Çiz. A Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 124,

87 66 değerlendirilmekte 514 olması bu bezemenin Anadolu ya özgü bir motif olabileceğini bizlere düşündürmektedir. Sarmaşık yaprakları kalp şeklini andırmaktadır (Lev.No: 24-9). Her iki yaprağın arasında meyveler bulunmaktadır Yumurta Dizisi Yumurta dizisi motifi kandillerin omuz kısımlarında Hellenistik Dönem de görülmeye başlamıştır 515. Roma Dönemi nde de sevilerek kullanılan bu motif kimi zaman sade olarak, kimi zaman bordür içinde ve inci dizileriyle 516 birlikte kullanılmıştır. Yumurta dizisi motifi özellikle Roma Dönemi nde bazı kandillerin omuzlarında özensiz ve silik bir şekilde yapılmıştır. Motifin bu tarz yapılmasının nedeni seri üretimden kaynaklı kandil kalıbında oluşan aşınmalardandır. Silifke Müzesi kandil koleksiyonunda omuz üzerinde yumurta dizisi yer alan üç adet kandil bulunmaktadır. Bunlardan ilki M.Ö. 2. yüzyılın sonları ila 1. yüzyıla tarihlenmektedir 517. Omuz üzerinde bordür içerisinde yumurta dizisi, yumurta motiflerinin arasında ise saç örgüsüne benzer bir motif yer almaktadır (Lev.No: 4-8, 24-10). Motifin birebir benzerine rastlanılmamıştır. Ancak birebir benzeri olmasa da yumurtaların ters olduğu ve yumurta aralarında saç örgüsünün bulunduğu bir motif Efes kandili üzerinde görülmektedir 518. İkinci örneğimiz M.S. 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir 519 (Lev.No: 10-19). Örneğimizin omuz üzerindeki yumurta bezemesi bazı araştırmacılar tarafından yumurta çubuk dizisi olarak isimlendirilmektedir 520. Eserimizdeki motifin ayrıntıları tam olarak anlaşılamamaktadır (Lev.No: 24-11). Yani silik yapılmıştır. Bu da bizim yukarıdaki savımızı destekler niteliktedir. Üçüncü kandilimiz ise M.S. 6. yüzyıla tarihlenir 521. Bu tarih bize uzun bir dönem aralığında bu motifin sevilerek kullanıldığını göstermektedir. Yumurta motifi bordür içerisine alınmış ve diğer örneklerimizdekilere göre daha büyük yapılmıştır (Lev.No: 24-12). 514 Kassab-Tezgör Sezer 1995, 124, 333, Öztürk 2003, Öztürk 2003, Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 116, 120, 302, Bu motifte bizim yumurta olarak bahsettiğimiz bezemeye dil, saç örgüsüne ise püskül denilmiştir. Bailey 1975, Pl , Q199; ayrıca bkz. Günay-Tuluk 1996, 53, Çiz. B Heimerl 2001, 58, 61, 131, , Taf. 10, 15, , Heimerl 2001, 131, Taf. 10, Metin 2012, 818, K

88 Kalp Şekilli Yapraklar Kalp şekilli yaprak motifi omuz üzerinde sık görülen bezeme değildir. Bu bezeme daha çok Pergamon üretimli kandil gövdelerinden her iki yana çıkıntı yapan kulakçıklar üzerinde görülmektedir 522. Bu kandiller Pergamon da M.Ö. 3. yüzyılın sonlarından başlayarak 1. yüzyıla kadar kullanılmıştır 523. Omuz üzerinde kalp şekilli yaprak motifi bezeli tek örneğimiz vardır (Lev.No: 24-13). Yapraklar omuz üzerine herhangi bir düzen gözetilmeksizin yerleştirilmiştir (Lev.No: 3-5) Damgalar Silifke Müzesi kandillerinin altı tanesinde ayak damga baskısı bulunmaktadır. Bu baskı dışında başka baskı motifi görülmemektedir Planta Pedis (Ayak Damgası) Ayak damgası kandil kaide tabanlarında sevilerek kullanılmış bir kalite işaretidir. Özellikle Augustus Dönemi nde Arretin seramiğinde kullanılmaya başlanmış ve 3. yüzyıla kadar kullanımı devam etmiştir. Daha sonra ortadan kaybolan ayak damga baskısı M.S. 4. yüzyılın ortalarından başlayarak, 7. yüzyılın ikinci yarısına kadar tekrar kullanılmıştır 524. Ayak baskı motiflerinin iç kısımları çoğunda boş iken, bazılarının içlerinde kişi veya atölye isimleri, köle ve onların sahiplerinin isimleri bulunmaktadır 525. Ayak damgası Ephesos ta bir atölyenin işareti olarak düşünülmüş, ancak daha sonra bu damganın geniş bir alanda görülmesi sadece bir yöreye ait olamayacağını düşündürmüştür 526. Silifke Müzesi nde kaide taban kısmında ayak damgası bulunan altı adet kandil bulunmaktadır. Bu kandillerden iki tanesinde var olan ayak damgası diğerlerinden farklıdır. İlk dört kandildeki ayak baskısı çarık benzeri ayakkabı giymiş bir ayağa benziyorken (Lev.No: 9-17, 9-18, 10-20, 12-24), diğer ikisinde çıplak ayak baskısı görülmektedir (Lev.No: 20-40, 21-41). Ayak damgalarının içleri altı örneğimizde de boş bırakılmıştır (Lev.No: 25-1). İlk dört kandil M.S. 1. yüzyılın sonları ile 3. yüzyıl ilk çeyreği gibi geniş tarih aralığına tarihlenmektedir. Diğer iki kandil ise M.S. 5. yüzyıl sonu ile 6. yüzyıl arasına tarihlenir. 522 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, , Şahin 2008, Metin 2012, Fülle 1997, 118 vd.; Bailey 1980, Fig. 104, 107, Q832-33, 860, 872, 876, , 956, 972, 1204, Metin 2012, 92.

89 68 Kandillerde görülen ayak damga baskısının geç örneklerde çıplak ayak şeklinde yapılmış olabileceğini söyleyebiliriz Geç örnekler için bkz. Bailey 1988, Pl.111, Q ; Metin 2012, Res. K334; Evren 1996, Çiz. 29.

90 69 5. DEĞERLENDİRME-SONUÇ Bilindiği gibi kandiller içerisine sıvı ya da katı yağ konularak bir fitil yardımıyla yakılan, küçük ve portatif aydınlatma araçlarıdır. Antik dönemde oldukça sık kullanılmalarından dolayı Arkeolojik kazılarda oldukça fazla sayıda açığa çıkarılan eserlerden birisidir. Bu bakımdan Anadolu nun birçok kentinde bulunan Arkeoloji Müzeleri ndeki hatırı sayılır eser gruplarındandır. Silifke Müzesi nde de oldukça çeşitli tiplerde kandil bulunmaktadır. Silifke Müzesi pişmiş toprak kandil koleksiyonunda bulunan 43 adet kandil bu çalışmada 23 farklı tipe ayrılarak incelenmiştir. İncelemeler sonucunda bu tipler Silifke Tip 1,2,3 vb. şeklinde başlıklar altında değerlendirilmiş ayrıca Bailey, Howland, Loeschcke, Bruneau, Oziol ve Broneer gibi kandil konusunda çalışmış ve kendi tiplerini oluşturmuş bilim insanlarının tiplerine göre de değerlendirilmiş ve bizim tip başlığımızın yanına parantez içinde yazılmıştır. Silifke Müzesi kandillerinin zenginliğini 33 adet kandil ile Roma Dönemi ne ait kandiller oluşturmaktadır. Hellenistik Dönem kandilleri 9 adetle ikinci yoğun kandil grubunu oluşturmaktadır. Müze de 1 adet kandille en az grubu Geç Klasik-Erken Hellenistik Dönem kandilleri oluşturur (Tablo 1). Kandillerin en erken tarihli olanı Silifke Tip 1 olarak incelenmiş ve M.Ö. 4. yüzyıl sonları ile 3. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlendirilmiştir (Kat.No: 1). Yalnızca tek örnek olan bu kandil ayrıca Howland Tip 25 ile Broneer Tip 7 ye dâhil edilmiştir. Hellenistik Dönem kandilleri kendi içerisinde 7 tipe (Silifke Tip 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8) ayrılmıştır (Tablo 2). İlk kandil Silifke Tip 2 olarak ele alınmış ve Howland ın sınıflandırmasında Tip 27 C ye girmektedir. Ayrıca bu tip kandilleri Bruneau, Tip 1 olarak incelemiştir. Müze de bu tipe ait tek örnek bulunmakta ve M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısı ile 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir (Kat.No: 2). Hellenistik Dönem kandillerinden Silifke Tip 3 ise Howland Tip 32 ye dâhil edilmektedir. Müzede tek örnekle temsil edilen bu kandil M.Ö. 3. yüzyıl sonu ile 2. yüzyıla tarihlendirilmiştir (Kat.No: 3). Müze koleksiyonunda sadece bir tek örnekle temsil edilen ve Silifke Tip 4 olarak incelemeye aldığımız kandil örneğimiz Knidos Tipi kandillerindendir. Çapa şeklinde burun ucuna sahip olan kandil M.Ö. 2. yüzyıla tarihlendirilmiştir (Kat.No: 4). Silifke Tip 5 olarak ele aldığımız kandil literatürde Kalp Yapraklı Kandiller olarak geçmektedir. M.Ö. 2. yüzyılın ikinci yarısına ait olan kandilimiz bu

91 70 tipe ait tek örnektir (Kat.No: 5). Howland Tip 35 A ve Broneer Tip 12 olarak bilinen Silifke Tip 6 kandilleri tek kandille temsil edilmekte ve M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmektedir (Kat.No: 6). Silifke Müzesi nde bulunan kulakçıklı kandil Silifke Tip 7 başlığı altında değerlendirilen tek kandildir (Kat.No: 7). Hellenistik Dönem e ait kandil tiplerinden en çok örneğe sahip tip Silifke Tip 8 dir. 3 adet kandille temsil edilen bu tip Ephesos Tipi Kandiller olarak bilinmektedir. Tip, kendi içerisinde 2 alt başlığa (Tip 8-a,b) ayrılarak incelenmiştir. Tip 8-a ya ait olan kandilimiz Tip 8 kandillerinin en erken tarihlisi olup diğer iki kandilden form ve bezeme olarak ayrılmaktadır (Kat.No: 8). Tip 8-b ye ait olan aynı tarz iki adet kandil ise Tarsus Grup 6-B içerisinde değerlendirilmiş ve M.Ö. 1. yüzyıla tarihlendirilmiştir (Kat.No: 9, 10). Silifke Müzesi kandil koleksiyonunda 33 kandille en fazla tipi oluşturan Roma Dönemi kandilleri kendi içerisinde 15 tipe ayrılarak incelenmiştir (Silifke Tip 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23). Bu tipler içerisinde en fazla örneğe sahip iki tip ise 7 şer kandille Silifke Tip 13 (Loeschcke Tip 8) ve 20 (Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18 a-b) dir. Bu tipleri 4 kandille Silifke Tip 18, 3 kandille Silifke Tip 12 ve 2 kandille Silifke Tip 21 izlemektedir. Diğer tipler (Silifke Tip 9, 10, 11, 14, 15, 16, 17, 19, 22, 23) ise yalnızca 1 örnekle temsil edilmektedirler (Tablo 3). Roma Dönemi kandillerinin en erkeni M.Ö. 1. yüzyılın sonu ile M.S. 1. yüzyılın başına tarihlenen Silifke Tip 9 a ait örnektir (Kat.No: 11). En geç tarihlisi ise son tipimiz olan Silifke Tip 23 e ait örnektir ve M.S. 6. yüzyıla tarihlendirilmiştir (Kat.No: 43). Roma Dönemi kandillerinin büyük bir çoğunluğu M.S. 2., 3 ve 4. yüzyıla ait kandillerden oluşmaktadır. Yani Silifke Müzesi kandil koleksiyonunda en fazla kandile sahip dönem Roma Orta İmparatorluk Dönemi dir. Kandillerden 32 tanesi bezemeli, geriye kalan 11 tanesi ise bezemesizdir. Daha çok diskuslarında ve omuzlarında görülen bezemeler çeşitlilik göstermektedir. Yoğunlukla bitkisel bezemelerin olduğu Silifke Müzesi kandillerinde figürlü bezemeler (mitolojik sahneler, gladyatörler, araba yarışı, hayvan betimlemeleri, av sahneleri), semboller (yunan haçı) ve damga baskı motifi (planta-pedis) görülmektedir. Tezde değerlendirdiğimiz kandillerin hepsi satın alma yoluyla müzeye kazandırılmış kandillerdir. Hepsinin satın alma yoluyla müzeye gelmesi bu kandillerin atölyelerinin tespit edilmesini zorlaştırmaktadır. Bu bakımdan analoji yöntemiyle kimi kandillerin atölyeleri tespit edilse de kimilerininki tespit edilememiştir. Atölyeleri tespit edilen kandillerden en çok örnek 11 adetle Kıbrıs kökenli kandillerdir (Kat.No: 28, 29, 30, 31, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39).

92 71 Bunu 4 örnekle Ephesos kökenli kandiller izlemektedir (Kat.No: 9, 10, 42, 43). 2 adet Tarsus kökenli olduğunu düşündüğümüz kandil örneğimiz vardır (Kat.No: 26, 32). Knidos ve Pergamon a ait ise 1 er kandil bulunmaktadır (Kat.No: 4, 5). Sonuç olarak Silifke Müzesi kandillerinin daha çok Kıbrıs kökenli olmaları yadırganacak bir durum değildir. Çünkü antik dönemde Anadolu kentleri ile Kıbrıs ın ticaret bakımından ilişkili olduğu bilinen bir gerçektir. Birde Silifke ye Tarsus a ve Kilikya Bölgesi nin diğer kentlerine olan yakınlığı da düşünüldüğünde müze koleksiyonunda Kıbrıs kökenli kandillerin çok olması beklenen bir durumdur. Ayrıca Anadolu da kandil üretildiği bilinen merkezlerin (Ephesos, Pergamon, Tarsus gibi) kandillerinin de Silifke Müzesi koleksiyonunda bulunması Anadolu içerisinde de kandil ticaretinin yapıldığının göstergesi olması açısından son derece önemlidir. Belki de o dönemde popüler olan kandil tipleri Anadolu nun çeşitli yerlerindeki yerel atölyelerde de taklit edilmekteydi. Bu çalışma ile Silifke Müzesi nin pişmiş toprak kandil koleksiyonunun ne denli zengin olduğu ortaya çıkartılarak, bilim dünyasına tanıtılacaktır. Kilikya Bölgesi ndeki kentlerde bulunan müzelerdeki kandiller bilim insanları tarafından yayınlandıkça, belki de yaptığımız bu çalışma bölgenin belirli dönemlerdeki kandil repertuarının tanınmasına olanak sağlayacaktır.

93 72 6. KATALOG Katalog No : 1 Levha No : 1-1 Müze Envanter No : 1500 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 3.3 cm. G.Ç. 6 cm. Uz. 8.2 cm. D.Ç. 3.2 cm. K.Ç. 4.1 cm Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah ince kum tanecikleri, kireç tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. Gley2 6/1 (mavimsi gri) Astar : Koyu gri (siyahımsı) glazürlüdür. Fırça ile uygulanmıştır. Gley1 3/1 (koyu gri) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Burun uç kısmı kırıktır. Kulpsuzdur. Üstten bakıldığında dairesel ve küresel olan gövde, armudi yani dışbükey profillidir. İçbükey olan diskusu büyük bir doldurma deliğinden ibarettir. Doldurma deliğinin etrafını kalın halka çevrelemektedir. Omuzda başparmak tutamağı (Lug) yer almaktadır. Pelikan gagası şeklini andıran bir buruna sahiptir. Burun tablasının üzeri düz bırakılmıştır. Yükseltilmiş düz kaidelidir. Kaide kısmında gövde içine doğru bir yükselti çıkmaktadır. Dönemi : M.Ö. 4. yüzyılın sonu ile 3. yüzyılın ilk çeyreği Karşılaştırma : Yağcı 2001, 261, Res Howland 1958, 72-74, Pl. 38, 312. Bruneau 1965, 20, Pl. 1, 6.

94 73 Katalog No : 2 Levha No : 1-2 Müze Envanter No : 1224 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 3.7 cm. G.Ç. 4.8 cm. Uz. 5.7 cm. D.Ç. 3.1 cm. K.Ç. 2.7 cm. Boru Askı Deliği: Yük. 2.7 cm. Çap: 1 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri katkılı. 7.5 YR 7/4 (pembe) Astar : Kandilin yer yer dökülmeler olan astarı fırça ile uygulanmıştır. 5 YR 4/2 (koyu kırmızımsı gri) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Boru askı deliğinin ucu kırıktır. Kulpsuz. Üstten bakıldığında dairesel gövdesi, dışbükey profillidir. Kavisli bir şekilde yükselen gövde içe dönük ağız kenarı ile bitmektedir. Kandil göbeğinden (merkezinden) yukarı doğru çıkıntı yapan boru askı deliğinin yüksekliği, ağız kenarından dışa taşmaktadır. Uç kısmı yuvarlak olan kısa burun üzeri köprülüdür. Burun ucunda yuvarlak fitil deliği yer alır. Yüksek halka kaidesi boru askı deliğini çevrelemektedir. Dönemi : M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısı ile 2. yüzyıl Karşılaştırma : Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 87-88, 223, 224. Howland 1958, 88-89, Pl. 13, 40, Bruneau 1965, 31-32, Pl. 8, Bailey 1988, 453, Pl. 151, Q465 bis.

95 74 Katalog No : 3 Levha No : 2-3 Müze Envanter No : 833 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.4 cm. G.Ç. 6.4 cm. Uz. 9 cm. D.Ç. 3.4 cm. K.Ç. 3.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. 5 YR 8/4 (pembe) Astar : Yok Yapım Tekniği : Çark Tanım : Burnunun uç kısmında kırıklar vardır. Kulpsuzdur. Üstten bakıldığında dairesel gövdesi, çift konik profillidir. İçbükey diskusunun merkezinde büyük bir doldurma deliği yer alır. Omuzda, ortasında deliği olan bir başparmak tutamağı (lug) vardır. Gövde ile yekpare olan silindirik burun öne doğru uzamaktadır. Burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler görülmektedir. Ortası içbükey, kenarları yükseltilmiş disk şeklinde kaideye sahiptir. Dönemi : M.Ö. 3. yüzyıl sonu ile 2. yüzyıl Karşılaştırma : Howland 1958, 100, Pl. 15, 41, 429. Baki 1968, 123, Res. 13.

96 75 Katalog No : 4 Levha No : 2-4 Müze Envanter No : 1271 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo 528, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.8 cm. G.Ç. 5.9 cm. Uz. 9.9 cm. D.Ç. 3.3 cm. K.Ç. 3.5 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. Gley2 6/1 (mavimsi gri) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Kandil üzerinde akıtmalar görülür. Gley2 4/1 (koyu mavimsi gri) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profil göze çarpmaktadır. Kenarı yükseltilmiş dar diskusu içbükeydir. Merkezinde doldurma deliği yer alır. Elde şekil verilen iki silindirik kilin birbirine birleştirilmesi ile oluşturulmuş dikey halka kulba sahiptir. Kulp üzerinde yine elle oluşturulmuş dekoratif amaçlı yatay bant bulunmaktadır. Çapa şeklinde buruna sahiptir. Burun ucunda oval fitil deliği vardır. Kenarları yükseltilmiş disk kaidelidir. Dönemi : M.Ö. 2. yüzyıl Karşılaştırma : Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 93, Bailey 1975, 155, Pl , Q343. Oziol 1977, 49, Pl. 7, Bu çalışmada depo olarak bahsettiğimiz yer, Silifke Müze sinde arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği binanın giriş katında bayanlar tuvaletinin karşısında yer alan pişmiş toprak ve küçük buluntuların koruma altında tutulduğu kısımdır.

97 76 Katalog No : 5 Levha No : 3-5 Müze Envanter No : 2820 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 3.4 cm. G.Ç. 8.2 cm. Uz. 8.3 cm. D.Ç. 2.8 cm. K.Ç. 3.3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve kireç tanecikleri katkılı. 7.5 YR 6/4 (açık kahverengi) Astar : Astar fırça ile uygulanmıştır. Astarında yer yer renk değişimleri mevcut. 7.5 YR 4/1 (koyu gri) ile 7.5 YR 3/1 (siyahımsı gri) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kandil üzerinde toprak patenaları görülmektedir. Kulp ve burun kırıktır. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Etrafını kabartma yüksek bir halkanın çevrelediği dar diskusu içbükeydir. Diskusun merkezinde etrafını yüksek kabartma halkanın çevrelediği küçük bir doldurma deliği yer alır. Omuz üzerinde kabartma olarak aplike edilmiş kalp şekilli yaprak bezemesi vardır. Gövdenin her iki yanında dışa çıkıntı yapan kalp şekilli tutamaklar görülmektedir. Büyük bir kısmı kırık olan burunun üst kısmında alçak kabartma şeklinde yapılmış sakallı satyr veya maske betimi görülmektedir. Alçak halka kaidelidir. Kaidesin ortasında tek harfli bir yazıt (Alpha) yer almaktadır. Harf yüksekliği 1,3 cm dir. Dönemi : M.Ö. 2. yüzyılın 2. yarısı Karşılaştırma : Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 136, 377.

98 77 Katalog No : 6 Levha No : 3-6 Müze Envanter No : 155 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.3 cm. G.Ç. 5.4 cm. Uz. 5.9 cm. D.Ç. 3.3 cm. K.Ç. 3.3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve kireç tanecikleri katkılı. 7.5 YR 6/4 (açık kahverengi) Astar : Yer yer dökülmeler görülen astarı fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 2,5/1 (kırmızımsı siyah) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Kandil üzerinde kireç patenaları görülmektedir. Burun kısmı kırıktır. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Kenarı yükseltilmiş olan içbükey diskusu büyük bir doldurma deliğinden oluşmaktadır. Omuz kısmında deliksiz başparmak tutamağı (lug) yer alır. Kulpsuzdur. Kenarları yükseltilmiş kaidesi disk şeklindedir. Dönemi : M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği Karşılaştırma : Howland 1958, 110, Pl. 43, 467. Bovon 1996, 28, 34, Pl. 4, 170.

99 78 Katalog No : 7 Levha No : 4-7 Müze Envanter No : 1169 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 2.7 cm. G.Ç. 6.6 cm. Uz. 9 cm. D.Ç. 3.9 cm. K.Ç. 3.3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve yoğun miktarda gümüş mika katkılı. 2.5 YR 7/6 (açık kırmızı) Astar : Dökülmeler görülen astarı fırça ile uygulanmıştır. Astarında yer yer renk değişimleri mevcut. 2.5 YR 5/8 (red) ile 2.5 YR 4/3 (kırmızımsı kahverengi) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kulbu kırıktır. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Etrafını tek sıra halkanın çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Diskusun merkezinde bulunan, etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği doldurma deliğinin bir kenarı kırıktır. Omuz üzerinde kabartma meyveli sarmaşık motifi bezelidir. Gövdenin her iki yanında dışa çıkıntı yapan kulakçıklar vardır. Kulakçıkların üzerinde dalgalı hatlardan oluşan bir bezeme görülmektedir. Öne silindirik bir şekilde uzayan burun tablası üzerinde alçak kabartma mask betimi yer alır. Burun ucunda oval fitil deliği vardır. Alçak halka kaidelidir. Kaideyi içte yüksek kabartma bir halka, dışta ise kazıma tek sıra yiv çevrelemektedir. Dönemi : M.Ö. 2. yüzyıl sonu ile 1. yüzyıl Karşılaştırma : Kassab-Tezgör Sezer 1995, 124, 333, 334. Meriç 2002, 120, 129, Taf. 100, L35.

100 79 Katalog No : 8 Levha No : 4-8 Müze Envanter No : 2303 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 2.8 cm. G.Ç. 5.8 cm. Uz. 9.3 cm. D.Ç. 4.3 cm. K.Ç. 3.7 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve yoğun gümüş mika katkılı. 2.5 YR 5/1 (gri) Astar : Astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Kandilin bulunduğu anda temizlik çalışmaları yapılırken aşırı ve yanlış yıkamadan dolayı astarının tamamına yakını yok edilmiştir. 2.5 Y 4/1 (koyu gri) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kulp kırıktır. Üstten bakıldığında dairesel gövdesi, çift konik profillidir. Etrafını yüksek kabartma bir halkanın çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Merkezinde doldurma deliği yer alır. Doldurma deliğinin etrafında üç adet küçük hava deliği vardır. Omuz üzerinde bant şeklinde kabartma yumurta dizisi motifi görülmektedir. Yumurta motiflerinin arasına bir kenarı yumurtaya bitişik olarak yapılmış saç örgüsü motifi dikkat çekicidir. Öne doğru uzayan silindirik burun tablası üzerinde sakalsız mask kabartması vardır. Burun ucunda etrafını kalın bir halkanın çevrelediği oval fitil deliği yer alır. Disk kaidelidir. Dönemi : M.Ö. 2. yüzyılın sonu ile 1. yüzyıl Karşılaştırma : Kassab-Tezgör Sezer 1995, 116, 120, 302, 320. Hayes 1980, 15, Pl. 7, 56.

101 80 Katalog No : 9 Levha No : 5-9 Müze Envanter No : 2739 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 3.6 cm. G.Ç. 5 cm. Uz cm. D.Ç. 3.1 cm. K.Ç. 2.3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, kireç tanecikleri ve gümüş mika katkılı. 2.5 YR 5/1 (gri) Astar : Astarı fırça ile uygulanmıştır. 10 YR 3/1 (koyu gri) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kandil üzerinde yoğun toprak patenaları mevcuttur. Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Dar ve içbükey diskusunun etrafını yüksek kabartma bir bant çevrelemekte olup, diskus burun ucuna bir kanalla bağlanmaktadır. Diskusunun merkezinde küçük bir doldurma deliği yer alır. Omuzda, radyal kabartma hatlardan oluşan bir şua/ışın dizisi yer alır. Üzerinde beş adet kazıma yivin yer aldığı dikey halka kulba sahiptir. Öne doğru silindirik bir biçimde uzayan burun ucu ok ucunu andırır şekilde üçgen görünümlüdür. Burun ucunda etrafını kabartma bir halkanın çevrelediği oval fitil deliği yer alır. Halka kaidesi aşırı aşınmadan dolayı tam belirgin değildir. Dönemi : M.Ö. 1. yüzyıl Karşılaştırma : Kassab-Tezgör - Sezer 1995, , Oziol 1977, 62, Pl. 8, 138, 139. Goldman- Jones 1950, 89-90, 104, Pl , Res. 78, 79, 82.

102 81 Katalog No : 10 Levha No : 5-10 Müze Envanter No : 2532 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 3.7 cm. G.Ç. 4.8 cm. Uz cm. D.Ç. 3 cm. K.Ç. 2.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, kireç tanecikleri katkılı. 10 YR 5/1 (gri) Astar : Yer yer dökülmeler görülen astar fırça ile uygulanmıştır. 10 YR 3/1 (koyu gri) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Dar ve içbükey diskusunun etrafını yüksek kabartma bir bant çevrelemekte olup, diskus burun ucuna bir kanalla bağlanmaktadır. Diskusunun merkezinde küçük bir doldurma deliği yer alır. Omuzda, radyal kabartma hatlardan oluşan şua/ışın dizisi motifi bulunmaktadır. Üzerinde beş adet kazıma yiv bulunan dikey halka kulba sahiptir. Öne doğru silindirik bir biçimde uzayan burun ucu ok ucunu andırır şekilde üçgendir. Burun ucunda etrafını kabartma bir halkanın çevrelediği oval fitil deliği yer alır. Halka kaidelidir. Dönemi : M.Ö. 1. yüzyıl Karşılaştırma : Kassab-Tezgör - Sezer 1995, , Oziol 1977, 62, Pl. 8, 138, 139. Goldman- Jones 1950, 89-90, 104, Pl , Res. 78, 79, 82.

103 82 Katalog No : 11 Levha No : 6-11 Müze Envanter No : 2353 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.9 cm. G.Ç. 5.5 cm. Uz. 9.4 cm. D.Ç. 2.8 cm. K.Ç. 3.2 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. 2.5 YR 7/8 (açık kırmızı) Astar : Astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Kandil üzerinde akıtmalar görülmektedir. 2.5 YR 4/8 (kırmızı) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Tümdür. Ancak diskus kenar kısmında küçük küçük kırıklar mevcut. Üstten bakıldığında dairesel gövdesi oldukça derin yapılmıştır. Gövde profili ise çift konik ya da armudidir. Diskusunun tamamı büyük bir doldurma deliğinden oluşmaktadır. Yağın dışa taşmasını önlemek için doldurma deliği etrafına huni şeklince uzunca bir boyun yapılmıştır Öne doğru uzayan kaşık-şekilli sivri burnunun ucunda oval fitil deliği yer alır. Üzeri yivli dikey halka kulba sahiptir. Düz kaidelidir. Dönemi : M.Ö. 1. yüzyıl sonu ile M.S. 1. yüzyılın başları Karşılaştırma : Howland 1958, 122, Pl. 19, 45, 511. Oziol 1977, 45-46, Pl. 7, 57, Bailey 1975, , Pl , Q

104 83 Katalog No : 12 Levha No : 6-12 Müze Envanter No : 573 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 2.9 cm. G.Ç. 6.7 cm. Uz. 9.6 cm. D.Ç. 4.8 cm. K.Ç. 3.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri, kireç tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. 5 YR 7/8 (kırmızımsı sarı) Astar : Yer yer dökülmelerin olduğu astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Üzerinde akıtmalar görülmektedir. Kandilin astarında yer yer renk değişimleri mevcut. 2.5 YR 5/8 (kırmızı) ile 2.5 YR 2.5/2 (koyu kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kulbu kırıktır. Dairesel gövdelidir. Omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profile sahiptir. Omuz formu Loeschcke II-a ya benzerdir. Etrafını altı sıra kazıma yivin çevrelediği içbükey diskusunda küçük bir doldurma deliği vardır. Diskusunun merkezinde alçak kabartma şeklinde yapılmış sıçrayan geyik motifi yer almaktadır. Burun üzerinde buruna açılmayan damla formunu andırır bir kanal vardır. Burnunun her iki yanında volütler yer almaktadır. Üçgeni andıran burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Alçak halka kaidelidir. Dönemi : M.S. erken 1. yüzyıl Karşılaştırma : Leibundgut 1977, 22, 180, Taf. 48, 295. Iványi 1935, 10, 36, Taf. 1, 8. Goethert-Polaschek 1985, 27-28, Taf. 17, 56. Bailey 1980, 127, , Pl. 1, Q759 EA,

105 84 Katalog No : 13 Levha No : 7-13 Müze Envanter No : 1569 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 2.5 cm. G.Ç. 6.4 cm. Uz. 8.1 cm. D.Ç. 5.6 cm. K.Ç. 3.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. 7.5 YR 8/3 (pembe) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Kulpsuzdur. Dairesel gövdelidir. Etrafını üç sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Diskusu meşe çelengi motifi bezelidir. Merkezinde küçük bir doldurma deliği yer alır. Hafif öne çıkıntılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği bulunmaktadır. Burunun her iki yanında volütler yer almaktadır. Volütlerin üzeri baskı ile yapılmış küçük nokta motifleri vardır. Yalancı halka kaidelidir. Kaidesinin ortasında kazıma tek satır yazıt (ΘΗΔΑ) bulunmaktadır. Dönemi : M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısı Karşılaştırma : Bailey 1988, 305, Pl. 64, Q2435. Hayes 1980, 53, Pl. 24, 240.

106 85 Katalog No : 14 Levha No : 7-14 Müze Envanter No : 362 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu : Depo, Raf A4 Yer Ölçüler : Yük. 4.1 cm. G.Ç. 6 cm. Uz cm. D.Ç. 3.7 cm. K.Ç. 4.7 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve az miktarda gümüş mika katkılı. 5 YR 7/6 (kırmızımsı sarı) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astarı fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 5/6 (kırmızı) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, konik profillidir. Etrafı yükseltilmiş geniş diskusu içbükeydir. Merkezinde büyük bir doldurma deliği yer alır. Dikey şerit kulpludur. Emzik şeklinde öne uzayan silindirik buruna sahiptir. Burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler görülür. Hafif içbükey, düz kaidelidir. Dönemi : M.Ö. 1. yüzyılın sonu ile M.S. 1. yüzyılın başları Karşılaştırma : Oziol 1977, 46, Pl. 7, 99.

107 86 Katalog No : 15 Levha No : 8-15 Müze Envanter No : 2297 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 4.8 cm. G.Ç. 7.7 cm. Uz. 9.4 cm. D.Ç. 3.7 cm. K.Ç. 5.3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. 7,5 YR 6/3 (açık kahverengi) Astar : Astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Yer yer renk değişimleri mevcut. 2.5 YR 6/8 (açık kırmızı) ile 2.5 YR 4/5 (kırmızı) Yapım Tekniği : Çark Tanım : Tümdür. Gövdedeki çatlaklar restore edilmiştir. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, konik profillidir. Kenarı yükseltilmiş, içbükey ve dar diskuslu. Diskusunun merkezinde büyük bir doldurma deliği vardır. Omuz üzerine aplike edilmiş, üç derin yivli dikey şerit kulba sahiptir. Öne doğru silindirik bir şekilde uzayan burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Halka kaidelidir. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl Karşılaştırma : Bailey 1988, 418, Pl. 125, Q3336.

108 87 Katalog No : 16 Levha No : 8-16 Müze Envanter No : 157 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 4.1 cm. G.Ç. 7.1 cm. Uz. 9.9 cm. D.Ç. 3.5 cm. K.Ç. 4.9 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve kireç tanecikleri katkılı. 10 YR 5/2 (grimsi kahverengi) Astar : Astar fırça ile uygulanmıştır. Kötü fırınlanmadan dolayı yer yer renk değişimleri görülmektedir. 5 YR 4/3 (kırmızımsı kahverengi) den 5 YR 3/2 (koyu kırmızımsı kahverengi) ye doğru. Yapım Tekniği : Çark (Gövdenin bazı kısımları ve kaidede aşırı siyahlanmalar vardır). Tanım : Kulp kırıktır. Ayrıca gövdede kırıklar mevcuttur. Üstten bakıldığında gövde dairesel, profilde koniktir. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği dar, içbükey diskusa sahiptir. Diskusunun merkezinde büyük bir doldurma deliği yer alır. Öne doğru silindirik bir şekilde uzayan burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Omuz üzerinde dikey şerit kulba sahip olduğunu gösterir izler mevcuttur. Düz kaideli. Kaidesinde çark yapımı olduğunu gösterir, ip veya tel kesiği izleri vardır. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl Karşılaştırma : Bailey 1988, 418, Pl. 125, Q3336.

109 88 Katalog No : 17 Levha No : 9-17 Müze Envanter No : 574 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.2 cm. G.Ç. 6.2 cm. Uz. 8.9 cm. D.Ç. 4.6 cm. K.Ç. 3.9 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri ve yoğun miktarda gümüş mika katkılı. 5 YR 7/6 (kırmızımsı sarı) Astar : Büyük bir bölümü dökülen astarı, fırça ile uygulanmıştır. 5 YR 5/8 (kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin bir profil yapmaktadır. Etrafını iki sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Merkezinde, tek sıra kazıma yivin çevrelediği küçük doldurma deliğinin etrafını kabartma bir bant daha çevrelemektedir. Ayrıca diskusun buruna yakın kısmında küçük bir hava deliği bulunmaktadır. Yine diskusta alçak kabartma şeklinde yapılmış üç adet mask kabartması vardır. Üzerinde üç sıra kazıma yiv bulunan dikey halka kulba sahiptir. Kalp burunludur. Burun ucunda yuvarlak fitil deliği yer almaktadır. Etrafını tek sıra kazıma bir yivin çevrelediği düz kaideli. Kaidesinin ortasında baskı tekniğinde yapılmış planta pedis işareti görülmektedir. Dönemi : M.S. 1. yüzyılın sonu ile 2. yüzyılın ilk yarısı Karşılaştırma : Bailey 1980, 332, 335, Pl. 72, Q1326.

110 89 Katalog No : 18 Levha No : 9-18 Müze Envanter No : 575 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.2 cm. G.Ç. 6.1 cm. Uz. 8.9 cm. D.Ç. 4.8 cm. K.Ç. 3.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. 2.5 YR 7/4 (açık kırmızımsı kahverengi) Astar : Büyük bir bölümü dökülen astarı, fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 5/8 (kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin bir profil yapmaktadır. Etrafını üç sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Ayrıca iç kısımda diskusun etrafını kabartma bir bant daha çevrelemektedir. Merkezinde etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği küçük bir doldurma deliği yer alır. Ayrıca diskusun buruna yakın kısmında küçük bir hava deliği bulunmaktadır. Yine diskusta alçak kabartma şeklinde yapılmış üç adet mask kabartması vardır. Omuzda karşılıklı yapılmış iki topuz yer alır. Üzerinde üç sıra kazıma yiv bulunan dikey halka kulba sahiptir. Kulbun her iki yanına aplike edilmiş nokta bezemesi vardır. Kalp burunludur. Burun başlangıcında üç adet nokta bezeme görülmektedir. Burun ucunda yuvarlak fitil deliği yer almaktadır. Etrafını tek sıra kazıma bir yivin çevrelediği düz kaideli. Kaidesinin orta kısmında baskı tekniğinde yapılmış planta pedis işareti görülmektedir. Dönemi : M.S. 1. yüzyılın sonu ile 2. yüzyılın ilk yarısı Karşılaştırma : Bailey 1980, 332, 335, Pl. 72, Q1326.

111 90 Katalog No : 19 Levha No : Müze Envanter No : 568 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.9 cm. G.Ç. 7.2 cm. Uz. 9.3 cm. D.Ç. 5.3 cm. K.Ç. 2.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve az miktarda altın mika katkılı. 5 YR 7/8 (kırmızımsı sarı) Astar : Astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Kandil üzerinde akıtmalar görülür. 2.5 YR 5/6 (kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profil görülür. Etrafını yükseltilmiş kabartma bir halkanın çevrelediği diskusu içbükeydir. Diskusunda küçük bir doldurma deliği vardır. Diskus merkezinde alçak kabartma şeklinde yapılmış olasılıkla üç köpeğin geyik avı sahnesi yer almaktadır. Omuzda bant şeklinde baskı bezeme tekniğinde yapılmış yumurta çubuk dizisi motifi vardır. Üzerinde iki derin yiv bulunan dikey halka kulba sahiptir. Kalp burunludur. Burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği düz kaideli. Dönemi : M.S. 2. yüzyılın ilk yarısı Karşılaştırma : Heimerl 2001, 58, 61, 131, , Taf. 10, 15, ,

112 91 Katalog No : 20 Levha No : Müze Envanter No : 2298 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.9 cm. G.Ç. 6.5 cm. Uz. 9.6 cm. D.Ç. 5 cm. K.Ç. 3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve yoğun miktarda gümüş mika katkılı. 7.5 YR 8/6 (kırmızımsı sarı) Astar : Büyük bir kısmı dökülmüş olan astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Astarda yer yer renk değişimleri mevcut. 10 R 5/8 (kırmızı) ile 10 R 2.5/1 (kırmızımsı siyah) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Etrafını üç sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Diskusunda midye kabuğu motifi bezemesi vardır. Motiften dolayı doldurma deliği diskusun merkezinde değildir. Diskusun burun geçişi yakınında çok küçük bir hava deliği yer alır. Üzerinde üç yiv bulunan dikey halka kulba sahiptir. Kulbun her iki yanında kabartma nokta bezemesi bulunmaktadır. Kalp burunludur. Burunun her iki yanında kabartma nokta bezemesi görülür. Burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Yalancı halka kaidelidir. Kaidesinin ortasında baskı ile oluşturulmuş planta pedis işareti vardır. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl Karşılaştırma : Heimerl 2001, 57, 125, Taf. 8, 339.

113 92 Katalog No : 21 Levha No : Müze Envanter No : 2299 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.3 cm. G.Ç. 5.7 cm. Uz. 8.9 cm. D.Ç. 4.6 cm. K.Ç. 2.9 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. 2.5 YR 7/8 (açık kırmızı) Astar : Büyük bir bölümü dökülmüş olan astar fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 5/8 (kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel formda gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profil yapmaktadır. Etrafını çift sıra yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Diskusta doldurma deliğinin etrafından başlayarak birbiri ardına devam eden ve diskusu tamamen kaplayan dil şekilli rozet motifi bulunmaktadır. Motifi başlangıç ve bitişinde tek sıra kazıma bir yiv çevrelemektedir. Diskusun merkezinde küçük doldurma deliği yer alır. Ayrıca diskusun buruna yakın olan kısmında ince uzun yapılmış bir hava deliği bulunur. Üzerinde sağlı-sollu kısa çizgilerle oluşturulmuş bezeme olan halka kulbu vardır. Her iki yanında baskı nokta bezemesi olan kalp burunlu ve oval fitil deliklidir. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler (is) görülmektedir. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği düz kaideye sahiptir. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl Karşılaştırma : Heimerl 2001, 58, 133, Taf. 11, 431.

114 93 Katalog No : 22 Levha No : Müze Envanter No : 1081 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 2.3 cm. G.Ç. 7 cm. Uz. 8.4 cm. D.Ç. 4.8 cm. K.Ç. 2.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. 10 YR 7/4 (açık kahverengi) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Omuzda yer yer çatlaklar görülmektedir. Ayrıca üst ile alt gövdenin birleşme yerindeki çatlaklar restore edilmiştir. Kulpsuzdur. Dairesel gövdeli. Etrafını üç sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Diskusta, alçak kabartma olarak betimlenmiş Zeus (Kuğu)- Leda mitolojik sahnesi yer almaktadır. Küçük bir doldurma deliğine sahiptir. Omuz formu Loeschcke nin Tip VIIIb sine girmektedir. Kalp burunludur. Öne hafif uzantılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği yer alır. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği düz kaidesi vardır. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl Karşılaştırma : Bailey 1988, 348, Pl. 87, Q2808.

115 94 Katalog No : 23 Levha No : Müze Envanter No : 2010 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 2.3 cm. G.Ç. 6.7 cm. Uz. 7.7 cm. D.Ç. 4.5 cm. K.Ç. 3.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve kireç tanecikleri katkılı. 2.5 Y 8/3 (açık sarı) Astar : Astar yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Kulpsuzdur. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profil gösterir. Etrafını çift sıra yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Merkezinde küçük bir doldurma deliği yer alan diskusta alçak kabartma olarak yapılmış meşe çelengi motifi vardır. Omuz üzerinde baskı bezeme olarak yapılmış çift sıra bant halinde küçük daire ve nokta motifi görülmektedir. Kalp burunludur. Burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği düz kaideli. Kaidesinde iki satır kazıma yazıt (ΟЄΟΔƜ, Ẏ) bulunmaktadır. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl ve 3. yüzyılın ilk çeyreği Karşılaştırma : Bailey 1988, 323, Pl. 72, Q2640. Goldman 1950, 96, 119, Pl. 104,

116 95 Katalog No : 24 Levha No : Müze Envanter No : 2301 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 4.7 cm. G.Ç. 6 cm. Uz. 9.2 cm. D.Ç. 4.3 cm. K.Ç. 3.2 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri, kireç tanecikleri ve yoğun gümüş mika katkılı. 2.5 YR 7/8 (açık kırmızı) Astar : Büyük bir bölümü dökülen astar fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 5/8 (kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. Omuzda, üzerlerinde kazıma yiv olan karşılıklı yapılmış iki adet topuz vardır. Geniş diskusunun etrafını yüksek kabartma bir bant çevrelemekte olup, diskus burun ucuna bir kanalla bağlanmaktadır. Diskusunu çevreleyen yüksek kenarın etrafını dıştan tek sıra kazıma yiv çevreler. Diskusunun merkezinde etrafını çift sıra kazıma yivin çevrelediği küçük bir doldurma deliği bulunmaktadır. Ayrıca diskustan buruna geçişte küçük bir hava deliği yer alır. Hafif öne çıkıntılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Diskustaki yüksek halkanın çevrelediği fitil deliğinin her iki yanında birer adet baskı ile oluşturulmuş nokta bezemesi yer alır. Üzerinde üç adet kazıma yivin bulunduğu halka kulba sahiptir. Kulbun her iki yanında nokta bezemeleri görülmektedir. Alçak halka kaidesinin ortasında planta pedis işareti yer alır. Dönemi : M.S. 2. yüzyıl ile 3. yüzyılın ilk çeyreği Karşılaştırma : Bailey 1988, 458, Pl. 156, Q1198bis. Heimerl 2001, 62, 154, Taf. 16, 686.

117 96 Katalog No : 25 Levha No : Müze Envanter No : 502 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 2.4 cm. G.Ç. 6.9 cm. Uz. 7.7 cm. D.Ç. 5.3 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve yoğun gümüş mika katkılı. 2.5 YR 6/6 (açık kırmızı) Astar : Astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Kandil üzerinde akıtmalar ve yer yer renk değişimleri mevcut. Astar rengi; gövde üst kısmında 10 R 5/8 (kırmızı), alt kısımda ise 10 R 3/2 (koyu kırmızı). Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Kulpsuzdur. Üstten bakıldığında dairesel gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin profil yapmaktadır. Etrafını çift sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Küçük bir doldurma deliği yer alan diskusun merkezinde alçak kabartma olarak yapılmış araba yarışı sahnesi vardır. İki atın çektiği iki tekerlekli araba üzerinde ayakta duran ve atları kamçılayan bir figür görülmektedir. Burun ucunda etrafı yuvarlak konturlu oval fitil deliği yer alır. Hafif içbükey düz kaideye sahiptir. Dönemi : M.S. 3. yüzyıl Karşılaştırma : Evren 1997, 91-92, 94, 104, Res. 29, Çiz. 3.

118 97 Katalog No : 26 Levha No : Müze Envanter No : 318 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 2.6 cm. G.Ç. 6.2 cm. Uz. 6.8 cm. D.Ç. 4.5 cm. K.Ç. 2 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. 10 YR 8/3 (açık kahverengi) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astar daldırma tekniği ile uygulanmıştır. Kandil üzerinde yer yer akıtmalar görülür. 5 YR 4/6 (sarımsı kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Kulpsuzdur. Üstten bakıldığında dairesel gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçiş hafif keskin bir profil göstermektedir. Etrafını kazıma çift sıra yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Diskusda ki konsantrik halkalar küçük bir doldurma deliğinin etrafını sınırlamaktadır. Gövdenin her iki yanında üzerinde geometrik motiflerin yer aldığı başparmak tutamağı (lug) vardır. Burnunun her iki yanında yalancı volütler bulunmaktadır. Ucunda ise oval fitil deliği yer alır. Düz kaidelidir. Dönemi : M.S. 3. yüzyıl Karşılaştırma : Goldman 1950, 96, 117, Pl. 103, 225. Oziol-Pouılloux 1969, 71, Pl. 6, 202.

119 98 Katalog No : 27 Levha No : Müze Envanter No : 1079 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 4.4 cm. G.Ç. 6.9 cm. Uz. 9.9 cm. D.Ç. 4.9 cm. K.Ç. 3.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri, kireç tanecikleri, küçük taşçıklar ve gümüş mika katkılı. 10 R 6/8 (açık kırmızı) Astar : Kandilin aşırı ve yanlış yıkanmasından dolayı astarının tamamı yok edilmiştir. Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel gövdelidir. Ancak omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profile sahiptir. Etrafını çift sıra yivin çevrelediği diskusu içbükeydir. Diskusunda küçük bir doldurma deliği yer alır. Ayrıca diskusta alçak kabartma olarak yapılmış gladyatör mücadelesi görülmektedir. Figürlerden biri zırh giymiştir. Başında ise miğferi vardır. Omuz üzerinde birbirinin devamı şeklinde yapılmış kıvrık dal? ya da asma filizi? motifi bezemesi görülür. Ayrıca omuzda karşılıklı yapılmış iki topuz yer alır. Dikey tutamak kulba sahiptir. Açısal burunludur. Burun ucunda oval fitil deliği vardır. Düz olan kaidesinin ortası içbükeydir. Dönemi : M.S. 3. yüzyılın ortaları Karşılaştırma : Perlzweig 1961, 113, Pl. 15, 676.

120 99 Katalog No : 28 Levha No : Müze Envanter No : 305 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 2.9 cm. G.Ç. 5.8 cm. Uz. 7.4 cm. D.Ç. 4 cm. K.Ç. 2.6 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri, ince tanecikli kalker ve gümüş mika katkılı. 5 YR 7/8 (kırmızımsı sarı) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astarı fırça ile uygulanmıştır. 10 YR 4/3 (kahverengi) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında oval bir gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçiş hafif keskin, dışbükey bir profil yapmaktadır. Etrafını hafif yükseltilmiş bir çelenk motifinin çevrelediği diskusu içbükeydir. Diskusunda iki adet delik yer alır. Bunlardan biri doldurma deliği, diğeri ise hava deliğidir. İçbükey diskusunda aşırı aşınmadan dolayı ayrıntıları tam olarak seçilemeyen olasılıkla bir at? figürü yer alır. Omuzda kabarcık motifi bezelidir. Dikey tutamak kulba sahiptir. Öne hafif uzantılı burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler görülmektedir. Hafif içbükey kaidelidir. Dönemi : M.S Karşılaştırma : Hayes 1980, 82, Pl. 40, 338. Oziol 1977, 243, Pl. 40, Menzel 1969, 85, 553, Fig

121 100 Katalog No : 29 Levha No : Müze Envanter No : 307 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 3.1 cm. G.Ç. 5.9 cm. Uz. 8.1 cm. D.Ç. 4 cm. K.Ç. 3.3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri, kireç tanecikleri, az miktarda altın ve gümüş mika katkılı. 7.5 YR 8/6 (kırmızımsı sarı) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında oval olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profil yapmaktadır. Etrafını alçak kabartma şeklinde yapılmış çelenk bezemesinin çevrelediği dar diskusu içbükeydir. Merkezinde alçak kabartma şeklinde yapılmış at figürü bezemesi vardır. Ayrıca diskusunda biri doldurma deliği, diğeri hava deliği olmak üzere iki adet delik bulunmaktadır. İki delikten doldurma deliği at üzerinde, hava deliği ise atın önayaklarının alt kısmında yer alır. Omuzda herhangi bir düzen göstermeyen kabartma nokta bezemesi görülür. Dikey tutamak kulpludur. Öne uzantılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler görülmektedir. Çok hafif içbükey kaidelidir. Dönemi : M.S Karşılaştırma : Hayes 1980, 82, Pl. 40, 338. Oziol 1977, 243, Pl. 40, Menzel 1969, 85, 553, Fig

122 101 Katalog No : 30 Levha No : Müze Envanter No : 308 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.1 cm. G.Ç. 5.6 cm. Uz. 7.6 cm. D.Ç. 3.8 cm. K.Ç. 3 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri, ince tanecikli kalker, kireç tanecikleri ve gümüş mika katkılı. 5 YR 7/6 (kırmızımsı sarı) Astar : Astar fırça ile uygulanmıştır. 10 YR 5/4 (sarımsı kahverengi) Yapım Tekniği : Kalıp Kandilin üst ve alt gövdenin birleşme yerinde spatula benzeri bir aletle düzeltme izleri görülmektedir. Tanım : Kandil yüzeyinde yer yer kireç patenaları görülmektedir. Tümdür. Üstten bakıldığında oval olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profile sahiptir. Etrafını meyve veya yaprak çelenginin çevrelediği dar diskusu içbükeydir. Diskusunda iki adet delik bulunmaktadır. Ancak deliklerden bir tanesi tam olarak delinmemiş olup, kapalıdır. Diskusunun merkezinde alçak kabartma şeklinde yapılmış at figürü yer alır. Omuz üzerinde ise kabarcıklardan oluşan bir motif sırası bulunmaktadır. Dikey tutamak kulpludur. Dışa uzantılı burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Düz kaidelidir. Dönemi : M.S Karşılaştırma : Hayes 1980, 82, Pl. 40, 338. Oziol 1977, 243, Pl. 40, Menzel 1969, 85, 553, Fig

123 102 Katalog No : 31 Levha No : Müze Envanter No : 2207 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Vitrin Ölçüler : Yük. 3.1 cm. G.Ç. 5.8 cm. Uz. 8.1 cm. D.Ç. 4 cm. K.Ç. 3.4 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri ve az miktarda gümüş mika katkılı. 10 YR 8/4 (açık kahverengi) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında oval bir gövde yapısına sahiptir. Omuz gövde geçişi keskin profillidir. Diskusun etrafını çelenk bezemesi çevrelemektedir. Diskus merkezinde kabartma şeklinde yapılmış at figürü yer alır. Biri doldurma deliği, diğeri hava deliği olmak üzere diskusta iki delik vardır. İki delikten doldurma deliği at üzerinde, hava deliği ise atın önayaklarının alt kısmında yer alır. Omuzda herhangi bir düzen göstermeyen kabarcık bezemesi görülür. Dikey tutamak kulpludur. Öne uzantılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Hafif içbükey düz kaideli. Dönemi : M.S Karşılaştırma : Hayes 1980, 82, Pl. 40, 338. Oziol 1977, 243, Pl. 40, Menzel 1969, 85, 553, Fig

124 103 Katalog No : 32 Levha No : Müze Envanter No : 834 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf C3 Ölçüler : Yük. 5.1 cm. G.Ç. 5.4 cm. Uz cm. D.Ç. 2.6 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. 2.5 Y 8/3 (açık sarı) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kandil üzerinde yoğun kireç patenaları görülmektedir. Burunun alt kısmı kırıktır. Üstten bakıldığında yaprak şeklinde hafif oval olan gövdesi, çift konik profillidir. Omuz üzerinde kabartma olarak yapılmış üzüm salkımları ile asma dalları motifi yer alır. Etrafını yüksekçe bir halkanın çevrelediği dar diskusu içbükeydir. Merkezinde doldurma deliği bulunur. Diskusta, doldurma deliğinin etrafını girdap yaparak saran şua/ışın motifi bezemesi vardır. Sarmaşık yaprağı ve volütlerle süslenmiş dikey tutamak kulba sahiptir. Burun üzeri S şekilli spirallerle bezelidir. Alçak halka kaidelidir. Dönemi : M.S. 3. yüzyıl ortaları ile erken 5. yüzyıl Karşılaştırma : Goldman- Jones 1950, 121, Pl. 105, Kulp İçin bkz. Bailey 1988, Pl. 84, Q

125 104 Katalog No : 33 Levha No : Müze Envanter No : 1364 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 3.9 cm. G.Ç. 6.4 cm. Uz. 8.9 cm. D.Ç. 4.7 cm. K.Ç. 3.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri, küçük taşçık parçacıkları ve kireç tanecikleri katkılı. 7.5 YR. 8/4 (pembe) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin bir profile sahiptir. İçbükey diskusunda biri diğerinden daha büyük olan iki adet delik bulunmaktadır. Büyük olan doldurma deliği iken, küçük ise hava deliğidir. Ayrıca diskusta alçak kabartma şeklinde yapılmış meşe çelengi? bezemesi görülmektedir. Omuz üzerinde kazıma ile yapılmış balıksırtı-ringa kılçığı motifi bulunmaktadır. Dikey tutamak kulpludur. Hafif öne çıkıntılı burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler görülmektedir. Düz kaidelidir. Dönemi : M.S. 4. yüzyıl Karşılaştırma : Oziol 1977, , Pl. 37,

126 105 Katalog No : 34 Levha No : Müze Envanter No : 315 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.4 cm. G.Ç. 5.5 cm. Uz. 7.4 cm. D.Ç. 3.7 cm. K.Ç. 2.7 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri katkılı. 7.5 YR 8/2 (pembemsi beyaz) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Burun uç kısmı kırıktır. Ayrıca gövdede oluşan çatlak ve küçük kırıklar restore edilmiştir. Üstten bakıldığında oval gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçişte hafif keskin bir profil görülmektedir. Etrafını tek sıra kabartma bir halkanın çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Merkezinde küçük bir doldurma deliğinin yer aldığı diskusunda rozet bezemesi vardır. Omuzda iki sıra bant halinde yapılmış iç içe küçük daire halkalar ve nokta bezemesi görülmektedir. Dikey tutamak kulpludur. Hafif dışa uzantılı kısa burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı oluşan siyah lekeler vardır. Hafif içbükey düz kaidelidir. Dönemi : M.S. 4. ve 5. yüzyıl Karşılaştırma : Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q2601. Oziol 1977, 236, Pl. 39, 700.

127 106 Katalog No : 35 Levha No : Müze Envanter No : 2204 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 3.4 cm. G.Ç. 5.3 cm. Uz. 7.4 cm. D.Ç. 3.6 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri ve ince tanecikli kalker katkılı. 2.5 Y 7/2 (açık gri) Astar : Yok Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Kandil üzerinde yoğun kireç patenası görülmektedir. Tümdür. Üstten bakıldığında oval gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçiş hafif keskin bir profil yapmaktadır. Etrafını tek sıra kabartma bir halkanın çevrelediği geniş diskusu içbükey olup, rozet betimi ile kaplıdır. Merkezinde küçük bir doldurma deliği yer alır. Omuzda iki sıra bant halinde yapılmış iç içe küçük daireler ve onların aralarında nokta bezemesi görülmektedir. Dikey tutamak kulpludur. Kısa burun ucunda oval fitil deliği yer alır. Hafif içbükey düz kaideye sahiptir. Dönemi : M.S. 4. ve 5. yüzyıl Karşılaştırma : Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q2601. Oziol 1977, 236, Pl. 39, 700.

128 107 Katalog No : 36 Levha No : Müze Envanter No : 303 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.2 cm. G.Ç. 5.3 cm. Uz. 7 cm. D.Ç. 4 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri, kireç tanecikleri ve gümüş mika katkılı. 7.5 YR 7/4 (pembe) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astar fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 8/4 (pembe) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında oval gövdeye sahiptir. Omuzdan gövdeye geçişte keskin dışbükey bir profil görülmektedir. Dikey tutamak kulbu vardır. Diskusunda iki adet delik yer alır. Bunlardan biri doldurma deliği, diğeri ise hava deliğidir. İçbükey diskusunun merkezinde yunan haçı kabartması bulunmaktadır. Hafif dışa uzantılı burunda oval fitil deliği yer alır. Geniş omuza sahiptir. Omuz üzerinde diskusu çevreleyen çelenk motifi yer alır. Hafif içbükey kaideye sahiptir. Dönemi : M.S. 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıl Karşılaştırma : Hayes 1980, 83, Pl. 40, 344. Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21. Oziol 1977, 238, Pl. 39, Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q

129 108 Katalog No : 37 Levha No : Müze Envanter No : 310 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.1 cm. G.Ç. 5.2 cm. Uz. 7.1 cm. D.Ç. 3.3 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, siyah kum tanecikleri ve gümüş mika katkılı. 7.5 YR 8/4 (pembe) Astar : Astarın tamamı dökülmüştür. Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında oval gövdesi, dışbükey profillidir. Etrafını alçak kabartma çelenk motifinin çevrelediği diskusu içbükeydir. Diskusunda iki adet delik bulunmaktadır. Bunlardan biri doldurma deliği, diğeri ise hava deliğidir. Merkezinde yunan haçı kabartması yer almaktadır. Haçın üzerinde ve yanlarında küçük halka kabartmaları omuz üzerinde de tek sıra bant halinde kullanılmıştır. Dikey tutamak kulpludur. Öne uzantılı burnun ucunda yuvarlak fitil deliği yer alır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler görülmektedir. Hafif içbükey kaidelidir. Dönemi : M.S. 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıl Karşılaştırma : Hayes 1980, 83, Pl. 40, 344. Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21. Oziol 1977, 238, Pl. 39, Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q

130 109 Katalog No : 38 Levha No : Müze Envanter No : 312 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.2 cm. G.Ç. 5.1 cm. Uz. 7 cm. D.Ç. 3.7 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, gümüş mika katkılı. 10 YR 8/3 (koyu kahverengi) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astar fırça ile uygulanmıştır. 7.5 YR 5/6 (koyu kahverengi) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında oval gövdesi, dışbükey profillidir. Etrafını çelenk motifinin çevrelediği diskusu içbükeydir. Diskusunda biri doldurma diğeri hava deliği olan iki adet delik bulunmaktadır. Merkezinde yunan haçı motifi yer alır. Haçın üzerinde ve yanlarında küçük halka kabartması vardır. Omuz üzerinde de tek sıra bant halinde küçük halka kabartma motifi görülür. Dikey tutamak kulpludur. Öne uzantılı burnun ucunda yuvarlak fitil deliği yer alır. Hafif içbükey kaidelidir. Dönemi : M.S. 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıl Karşılaştırma : Hayes 1980, 83, Pl. 40, 344. Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21. Oziol 1977, 238, Pl. 39, Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q

131 110 Katalog No : 39 Levha No : Müze Envanter No : 1825 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler Yük. 3 cm. G.Ç. 5 cm. Uz. 7 cm. D.Ç. 3.6 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve siyah kum tanecikleri katkılı. 5YR 7/6 (kırmızımsı sarı) Astar : Astarın tamamı dökülmüştür. Fırınlama : İyi Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür ancak gövde ve kaide etrafında nemden dolayı ufalanmalar ve çatlaklar görülür. Bunlar restore edilmiştir. Üstten bakıldığında oval gövdesi, dışbükey profillidir. İçbükey diskusa sahiptir. Diskusunda iki adet delik bulunur. Bunlardan biri doldurma deliği, diğeri ise hava deliğidir. Diskusun merkezinde yunan haçı kabartması bulunur. Haçın üzerine ve yanlarına küçük halka motifleri aplike edilmiştir. Diskusunun etrafını çelenk motifi çevrelemektedir. Omuz üzerinde tek sıra halinde küçük halka motifleri vardır. Dikey tutamak kulpludur. Öne uzantılı burnun ucunda yuvarlak fitil deliği yer alır. Burundaki yuvarlak fitil deliği etrafında kullanımdan kaynaklı siyah izler görülür. Hafif içbükey kaidelidir. Dönemi : M.S. 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıl Karşılaştırma : Hayes 1980, 83, Pl. 40, 344. Vessberg 1953, 117, Pl. 3, 21. Oziol 1977, 238, Pl. 39, Bailey 1988, 317, Pl. 71, Q

132 111 Katalog No : 40 Levha No : Müze Envanter No : 314 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf B4 Ölçüler : Yük. 3.9 cm. G.Ç. 4.9 cm. Uz. 7.8 cm. D.Ç. 2.6 cm. K.Ç. 2.7 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, az miktarda gümüş mika katkılı. 2.5 YR 7/6 (açık kırmızı) Astar : Astar fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 4/2 (açık kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. İçbükey olan diskusunun etrafını çift sıra kabartma halka çevrelemekte olup, diskus burun ucuna oldukça dar bir oluk ya da yivle bağlanmaktadır. Diskus merkezinde etrafını derin yivli halkaların çevrelediği doldurma deliği bulunmaktadır. Omuzda asma dalı ve üzüm salkımı motifi vardır. Üzerinde üç sıra kazıma yiv bulunan dikey tutamak kulba sahiptir. Kulptaki bu yivler gövde üzerinde kaideye kadar inmektedir. Uç kısmı üçgeni andıran bir buruna sahiptir. Burun tablasının alt kısmında her iki yana doğru yapılmış kazıma yiv ve yivlerin ortasında bir halka motifi yer alır. Burun ucunda yuvarlak bir fitil deliği bulunmaktadır. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler mevcuttur. Alçak halka kaidelidir. Kaidesinin ortasında planta pedis baskısı yer alır. Dönemi : M.S. 5. yüzyılın sonu ile 6. yüzyıl Karşılaştırma : Evren 1996, 31-32, Çiz. 29. Metin 2012, 178, 447, 784, Res. K334. Bailey 1988, 389, Pl. 111, Q3175. Kandil alt kısmı: Bailey 1988, 371, Fig. 162-Eph.A.

133 112 Katalog No : 41 Levha No : Müze Envanter No : 1394 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 3.9 cm. G.Ç. 4.9 cm. Uz. 7.8 cm. D.Ç. 2.5 cm. K.Ç. 2.7 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz kili, yoğun gümüş mika katkılı. 2.5 YR 7/6 (açık kırmızı) Astar : Yer yer dökülen astarı fırça ile uygulanmıştır. 2.5 YR 5/6 (kırmızı) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, çift konik profillidir. İçbükey olan diskusunun etrafını çift sıra kabartma halka çevreler. Diskusu burun ucuna oldukça dar bir yivle bağlanmaktadır. Diskusta etrafını derin yivli halkaların sardığı doldurma deliği yer alır. Omuzda kabartma olarak yapılmış asma dalı ve üzüm salkımı motifi vardır. Üzerinde üç sıra kazıma yiv bulunan dikey tutamak kulba sahiptir. Kulptaki bu yivler gövde üzerinde kaideye kadar uzanmaktadır. Uç kısmı üçgeni andıran bir buruna sahiptir. Burnunun alt kısmında her iki yana doğru yapılmış kazıma yivler ve bu yivlerin ortasında bir halka motifinin bulunduğu kandil alt kısmına sahiptir. Burun ucunda yuvarlak bir fitil deliği görülür. Fitil deliğinin etrafında kullanımdan kaynaklı siyah lekeler (is) vardır. Alçak halka kaidesinin ortasında planta pedis baskısı yer alır. Dönemi : M.S. 5. yüzyılın sonu ile 6. yüzyıl Karşılaştırma : Evren 1996, 31-32, Çiz. 29. Metin 2012, 178, 447, 784, Res. K334. Bailey 1988, 389, Pl. 111, Q3175. Kandil alt kısmı: Bailey 1988, 371, Fig. 162-Eph.A.

134 113 Katalog No : 42 Levha No : Müze Envanter No : 156 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 4.1 cm. G.Ç. 5.3 cm. Uz. 7.7 cm. D.Ç. 3.5 cm. K.Ç. 2.6 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz, siyah kum tanecikleri ve ince tanecikli kalker katkılı. 7.5 YR 4/1 (koyu gri) Astar : Büyük bir kısmı dökülen astar fırça ile uygulanmıştır. 7.5 YR 3/1 (koyu gri) Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Burunun uç kısmı kırıktır. Üstten bakıldığında oval olan gövdesi, çift konik profilli olup hafif basıktır. Geniş diskusunun etrafını yüksek kabartma bir bant çevrelemekte olup, diskus burun ucuna bir kanalla bağlanmaktadır. Diskusunun merkezinde büyük bir doldurma deliği yer alır. Diskus ile burun geçişindeki kanal ağzında küçük bir hava deliği vardır. Eğimli omuz üzerine aplike edilmiş nokta motifi bezemesi vardır. Dikey tutamak kulpludur. Alçak halka kaidelidir. Dönemi : M.S Karşılaştırma : Bailey 1988, 390, Pl. 111, Q Kandil alt kısmı: Bailey 1988, 371, Fig. 162-Eph.A.

135 114 Katalog No : 43 Levha No : Müze Envanter No : 565 Müzeye Geliş Şekli : Satın Alma Müz. Bulunduğu Yer : Depo, Raf A4 Ölçüler : Yük. 4.4 cm. G.Ç. 6.4 cm. Uz cm. D.Ç. 4.6 cm. K.Ç. 2.8 cm. Kil : Sıkı, gözeneksiz ve yoğun gümüş mika katkılı. 7.5 YR 8/4 (pembe) Astar : Astar fırça ile uygulanmıştır. Yer yer renk değişimleri görülür. 7.5 YR 5/1 (gri) ile 7.5 YR 4/1 (koyu gri) arası. Yapım Tekniği : Kalıp Tanım : Tümdür. Üstten bakıldığında dairesel olan gövdesi, omuzdan gövdeye geçişte keskin bir profile sahiptir. Etrafını tek sıra kazıma yivin çevrelediği geniş diskusu içbükeydir. Merkezinde küçük doldurma deliği vardır. Diskusta on üç yapraklı bitkisel rozet bezemesi görülür. Hafif eğimli omuz ile burun tablası üzerinde bordür içerisinde yumurta dizisi motifi bezenmiştir. Üzerinde üç yiv bulunan dikey tutamak kulba sahiptir. Burun altında çentikler vardır. Öne uzayan burun ucunda yuvarlak fitil deliği vardır. Fitil deliğinin etrafında uçları içe kıvrık bir şekilde yapılmış yay motifi bezemesi görülmektedir. İçte tek sıra kazıma yiv bulunan alçak halka kaidelidir. Dönemi : M.S. 6. yüzyıl Karşılaştırma : Bailey 1988, 386, Pl. 108, Q3147. Metin 2012, , 562, 818, K540.

136 TABLOLAR 115

137 116 Geç Klasik-Erken Hellenistik Dönem 2% Hellenistik Dönem 21% Roma Dönemi 77% Geç Klasik-Erken Hellenistik Dönem Hellenistik Dönem Roma Dönemi Tablo 1: Silifke Müzesi nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandillerin Dönemlere Göre Dağılımı Silifke Tip 2 11% Silifke Tip 8 34% Silifke Tip 3 11% Silifke Tip 4 11% Silifke Tip 7 11% Silifke Tip 5 11% Silifke Tip 6 11% Silifke Tip 2 Silifke Tip 3 Silifke Tip 4 Silifke Tip 5 Silifke Tip 6 Silifke Tip 7 Silifke Tip 8 Tablo 2: Silifke Müzesi Pişmiş Toprak Kandillerin Hellenistik Dönem Tiplerine Göre Dağılımı

138 Silifke Tip 9 Silifke Silifke Silifke Silifke Silifke Silifke Silifke Silifke Silifke Silifke silifke Silifke Silifke Silifke Tip 10 Tip 11 Tip 12 Tip 13 Tip 14 Tip 15 Tip 16 Tip 17 Tip 18 Tip 19 Tip 20 Tip 21 Tip 22 Tip 23 Tablo 3: Silifke Müzesi Pişmiş Toprak Kandillerinin Roma Dönemi Tiplerine Göre Dağılımı

139 RESİMLER 118

140 119 Resim 1: Kandilin Bölümleri Resim 2: Geç Tunç Çağı na Ait Elde Şekillendirilmiş Kandil (Çokay 2000, 10, Res. 8)

141 120 Resim 3: Silifke Müzesi nden Çarkta Şekillendirilmiş Kandil Resim 4: Patrix Kandil Kalıbı (Radt 1986, 46)

142 121 Resim 5: Matris Kandil Kalıbı nın Alt ve Üst Kısmı (Radt 1986, 45) Resim 6: Kandil Fırını İllüstrasyonu (Çokay 2000, 16, Res. 20)

143 122 Resim 7: Kandil Fırını İçine Yerleştirilen Kandillerin Görünümü (Çokay 2000, 16, Res. 21) Resim 8: Filistin de Bulunmuş Deniz Kabuğu Kandil (Çokay 2000, 9, Res. 5)

144 123 Resim 9: Ur Mezarları ve Babil Kabartmalarında Hayvan Ayaklı Sehpalar Üzerinde Duran Ördek Şekilli Kandil (Kınal 1960, 155, Lev. 7, Res. 20) Resim 10: M.Ö Yüzyıllara Tarihlendirilen Çift Burunlu Kandil Örneği (Bailey 1972, 17, Pl. 1d)

145 124 Resim 11: M.Ö. 7. yüzyıla Tarihlenen Sığ Tabak Formlu Atina Kandili (Çokay 2000, 10, Res. 9) Resim 12: M.Ö. 7. Yüzyılın İlk Yarısına Tarihlenen Köprülü Burunlu ve Boru Askı Delikli Kandil (Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 44, 78)

146 125 Resim 13: M.Ö. 4. Yüzyıla Tarihlenen Atina Kandili (Bailey 1975, 52, Pl.14-15, Q76) Resim 14: Diskusunda annum novum faustum felicem (mutlu ve verimli yıllar) Yazılı Roma Yeni Yıl Kandili (Radt 1986, 44)

147 126 Resim 15: Diskusunda annum novum faustum felicem (mutlu ve verimli yıllar) Yazılı Roma Yeni Yıl Kandili (Radt 1986, 44) Resim 16: 1. Tip Candelabrum (Çokay 2000, 27, Res. 40)

148 127 Resim 17: 2. Tip Candelabrum (Çokay 2000, 27, Res. 41) Resim 18: Etrüsk Candelabrumu (Çokay 2000, 28, 43a)

149 128 Resim 19: Lampadarium (Çokay 2000, 28, Res. 44) Resim 20: Arkaik Dönem ile Hellenistik Dönem Arası Kullanılan Laterna (Çokay 2000, 32, Res. 51)

150 129 Resim 21: Laterna İçinde Kandil Taşıyan Çocuk Figürini (Çokay 2000, 33, Res. 53) Resim 22: Lykhnoukhoi (Pişmiş Toprak Kadın Heykeli) (Bailey 1975, 218, Pl. 94, Q484)

151 Resim 23: Pompei de Via dell Abundanza da Bir Evde Bulunmuş Lykhnoukhoi Heykel (Çokay 2000, 30, Res. 48) 130

152 LEVHALAR 131

153 132 Lehva 1 Kat.No: 1 Kat.No: 2

154 133 Levha 2 Kat.No: 3 Kat.No: 4

155 134 Levha 3 Kat.No: 5 Kat.No: 6

156 135 Levha 4 Kat.No: 7 Kat.No: 8

157 136 Levha 5 Kat.No: 9 Kat.No: 10

158 137 Levha 6 Kat.No: 11 Kat.No: 12

159 138 Levha 7 Kat.No: 13 Kat.No: 14

160 139 Levha 8 Kat.No: 15 Kat.No: 16

161 140 Levha 9 Kat.No: 17 Kat.No: 18

162 141 Levha 10 Kat.No: 19 Kat.No: 20

163 142 Levha 11 Kat.No: 21 Kat.No: 22

164 143 Levha 12 Kat.No: 23 Kat.No: 24

165 144 Levha 13 Kat.No: 25 Kat.No: 26

166 145 Levha 14 Kat.No: 27 Kat.No: 28

167 146 Levha 15 Kat.No: 29 Kat.No: 30

168 147 Levha 16 Kat.No: 31 Kat.No: 32

169 148 Levha 17 Kat.No: 33 Kat.No: 34

170 149 Levha 18 Kat.No: 35 Kat.No: 36

171 150 Levha 19 Kat.No: 37 Kat.No: 38

172 151 Levha 20 Kat.No: 39 Kat.No: 40

173 152 Levha 21 Kat.No: 41 Kat.No: 42

174 153 Levha 22 Kat.No: 43

175 154 Levha 23

176 155 Levha 24

177 156 Levha 25

178 157 T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Özgeçmiş Adı Soyadı: Doğum Yeri: Cüneyt ÖZ Tokat Doğum Tarihi: Medeni Durumu: Derece: Bekâr Okulun Adı: Öğrenim Durumu İlköğretim: Ortaöğretim: Lise: Lisans. Yüksek Lisans. Becerileri: İlgi Alanları: İş Deneyimi: (Doldurulması isteğe bağlı) Yazıbağı İlköğretim Okulu Yazıbağı İlköğretim Okulu Mehmet Akif Ersoy Lisesi Selçuk Üniversitesi-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Selçuk Üniversitesi-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Küçük Buluntu ve Mimari Çizimi Fotoğraf Çekimi Temel Bilgisayar Programları Kullanımı Autocad ve Freehand İyi Derecede Kullanımı Genel Arkeoloji Kandiller, Unguentariumlar, Antik Yunan ve Roma da Gündelik Yaşam Kelenderis Antik Kenti Kazısı ( yılı) Laodikeia Antik Kenti Kazısı (2009 yılı) Stratonikeia Antik Kenti Kazısı (2012 yılı) Güzlü Höyük Yerleşim Alanı Mozaikli Alan Kurtarma Kazısı (2012 yılı) Aksaray Merkez, Ortaköy, Sarıyahşi, Ağaçören ve Eskil İlçeleri Arkeolojik Yüzey Araştırması ( yılı) Kerti (Derbe) Höyük Kazısı (2013 yılı) Aldığı Ödüller: (Doldurulması isteğe bağlı)

BURDUR MÜZESİ NDEN PLASTİK BİR KANDİL A PLASTIC LAMP IN BURDUR MUSEUM

BURDUR MÜZESİ NDEN PLASTİK BİR KANDİL A PLASTIC LAMP IN BURDUR MUSEUM BURDUR MÜZESİ NDEN PLASTİK BİR KANDİL A PLASTIC LAMP IN BURDUR MUSEUM Hüseyin METİN 1 Öz Bu çalışmada Burdur Müzesi ne satın alma yolu ile gelmiş, plastik bir kandilin tanıtılması ve tarihlendirilmesi

Detaylı

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi ALLIANOI ANTİK ILICASI NDA ÜRETİLEN ERKEN BİZANS DÖNEMİ GÜNLÜK KULLANIM KAPLARI* **Hande YEŞİLOVA Öz Allianoi antik ılıcası içersinde, Geç Roma Erken Bizans Dönemi yerleşiminde bulunan, seramik fırınlarında

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Selçuk Fen- Edebiyat Fakültesi, Klasik 998-00 Y. Selçuk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klasik 00-006 Doktora Selçuk Sosyal Bilimler

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI ANTİK ÇAĞDA SERAMİK BEZEME TEKNİKLERİ Antik çağda seramiklerin bezenmesinde/süslenmesinde seyreltilmiş/sulandırılmış kil içeren ve firnis olarak anılan

Detaylı

HADRIANOUPOLIS SURLARI KURTARMA KAZISINDA BULUNAN ROMA VE BİZANS DÖNEMİ KANDİLLERİ

HADRIANOUPOLIS SURLARI KURTARMA KAZISINDA BULUNAN ROMA VE BİZANS DÖNEMİ KANDİLLERİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLASİK ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ HADRIANOUPOLIS SURLARI KURTARMA KAZISINDA BULUNAN ROMA VE BİZANS DÖNEMİ KANDİLLERİ

Detaylı

Aleksandria Troas Antik Kenti HS Sektörü nde Ele Geçen Volütlü Kandiller

Aleksandria Troas Antik Kenti HS Sektörü nde Ele Geçen Volütlü Kandiller SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2016, Sayı: 39, ss. 45-62. SDU Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences, December 2016, No: 39, pp. 45-62. Yayın Geliş Tarihi/The

Detaylı

KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİ NDEKİ ROMA VE DOĞU ROMA DÖNEMİ BRONZ KANDİLLER

KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİ NDEKİ ROMA VE DOĞU ROMA DÖNEMİ BRONZ KANDİLLER T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANA BİLİM DALI ARKEOLOJİ BİLİM DALI KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİ NDEKİ ROMA VE DOĞU ROMA DÖNEMİ BRONZ KANDİLLER ANIL DOĞRULUK YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN

Detaylı

YILLARI ARASINDA KNİDOS TA BULUNAN BİR GRUP KANDİL. Özet A GROUP OF CANDLES FOUND IN KNIDOS BETWEEN THE YEARS

YILLARI ARASINDA KNİDOS TA BULUNAN BİR GRUP KANDİL. Özet A GROUP OF CANDLES FOUND IN KNIDOS BETWEEN THE YEARS Selçuk Üniversitesi/Seljuk University Edebiyat Fakültesi Dergisi/Journal of Faculty of Letters Yıl/ Year: 2011, Sayı/Number: 25, Sayfa/Page: 57-72 1988 1998 YILLARI ARASINDA KNİDOS TA BULUNAN BİR GRUP

Detaylı

YILLARI ARASINDA KNİDOS TA BULUNAN BİR GRUP KANDİL

YILLARI ARASINDA KNİDOS TA BULUNAN BİR GRUP KANDİL Selçuk Üniversitesi/Seljuk University Edebiyat Fakültesi Dergisi / Journal of Faculty of Letters Yıl/ Year: 2010, Sayı/Number: 23, Sayfa/Page: 9-21 1988 1998 YILLARI ARASINDA KNİDOS TA BULUNAN BİR GRUP

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri Arkeoloji Bölümü 2001-2005 Lisans Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Pr. 2005-2008 Yüksek Lisans Adnan Menderes ÜniversitesiSosyal

Detaylı

AMİSOS TAN BOĞA BAŞI FORMUNDA BİR KANDİL VE KANDELABRUM A BRONZE BULLHEAD-LAMP AND A CANDELABRUM FROM AMİSOS Akın TEMÜR * O.

AMİSOS TAN BOĞA BAŞI FORMUNDA BİR KANDİL VE KANDELABRUM A BRONZE BULLHEAD-LAMP AND A CANDELABRUM FROM AMİSOS Akın TEMÜR * O. / Nisan 2018 April 2018 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 http://dx.doi.org/10.17719/jisr.20185638995 Öz AMİSOS TAN BOĞA BAŞI FORMUNDA BİR KANDİL VE KANDELABRUM A BRONZE BULLHEAD-LAMP AND A CANDELABRUM

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Lisans İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı 9-99 Lisans Heidelberg Üniversitesi Klasik Arkeoloji,

Detaylı

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri 1985-1989 Lisans Atatürk Üniversitesi 1989-1991 Yüksek Lisans Atatürk Üniversitesi 1992-1997 Doktora Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü

Detaylı

Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number XVI/1 Nisan/April 2007, 49-65

Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number XVI/1 Nisan/April 2007, 49-65 Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number XVI/1 Nisan/April 2007, 49-65 İZMİR ARKEOLOJİ MÜZESİ NDEN BİR GRUP PİŞMİŞ TOPRAK KANDİL Filiz İNANAN ÖZET Aydınlatma tarihin hemen her döneminde, yaşamın önemli bir öğesi

Detaylı

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU 24-26 NİSAN 2006 ALANYA T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No : 3082

Detaylı

Aleksandreia Troas Antik Kenti 2013 Yılı Kazı Çalışmaları Sırasında Bulunan Kandiller

Aleksandreia Troas Antik Kenti 2013 Yılı Kazı Çalışmaları Sırasında Bulunan Kandiller SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı: 31, ss.209-234 SDU Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences April 2014, No: 31, pp..209-234 Aleksandreia Troas Antik

Detaylı

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU Kutsal alanlardaki Onur Anıtları, kente ya da kentin kutsal alanlarına maddi ve

Detaylı

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ Malzeme Çalışması : Çanak Çömlek Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Murat Türkteki Ders Planı ve Okuma Listesi I.Ders Bu dersin amacı arkeolojide prehistorik dönemler süresince karşılaştırmalı tarihlemenin oluşturulmasında

Detaylı

CEDRUS The Journal of MCRI

CEDRUS The Journal of MCRI CEDRUS The Journal of MCRI cedrus.akdeniz.edu.tr Cedrus III (2015) 89-117 DOI: 10.13113/CEDRUS.2015011397 ANDRİAKE SİNAGOGU NDAN SEÇİLMİŞ ÖRNEKLERLE HELLENİSTİK VE ROMA DÖNEMİ SERAMİKLERİNE GENEL BİR BAKIŞ

Detaylı

URLA SÖĞÜT KUTSAL ALANI SERAMİK BULUNTULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Aygün Ekin MERİÇ, Ali Kazım ÖZ ve Ahmet UHRİ

URLA SÖĞÜT KUTSAL ALANI SERAMİK BULUNTULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Aygün Ekin MERİÇ, Ali Kazım ÖZ ve Ahmet UHRİ Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1 2012 URLA SÖĞÜT KUTSAL ALANI SERAMİK BULUNTULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET Aygün Ekin MERİÇ, Ali Kazım ÖZ ve Ahmet UHRİ İzmir, Urla nın

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 11. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER Submiken Protogeometrik Dönem Kaynakça: W.Kraiker - K.Kübler, Die Nekropolen des 12.bis 10.Jh. 1939. A.M. Mansel, Ege ve Yunan

Detaylı

Simetrik biçimde, merkezi kompozisyon düzeninde,

Simetrik biçimde, merkezi kompozisyon düzeninde, Deniz AYDA i»lijli ngiliz Sanat Tarihçisi, Eleştirmen ve Şair 5 jiliii olan Herber READ "Bir milletin sanatılljijijj nı ve du\;arlık derecesirii seramiği ile liül ölçün" demektedir. Çünkü seramiği yaratan

Detaylı

HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU

HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU VI. BÖLÜM HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU HASSUNA KENTİNİN STRATİGRAFİSİ Hassuna, Halaf ve Ubeyd Kültürüne geçiş için de önemli Bir merkezdir VI. Seviyeden İtibaren Halaf ve Ubeyd Seramikleri de mevcut. (VI-XV)

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF -ABCDEFGHIJK 10.00-11.00 MÜZ151 Müziğin

Detaylı

SERAMİK MALZEME BİLGİSİ VE BOZULMALARI KONU 5, 2/3: SERAMİK ESERLERDE BOZULMALAR VE NEDENLERİ

SERAMİK MALZEME BİLGİSİ VE BOZULMALARI KONU 5, 2/3: SERAMİK ESERLERDE BOZULMALAR VE NEDENLERİ SERAMİK MALZEME BİLGİSİ VE BOZULMALARI KONU 5, 2/3: SERAMİK ESERLERDE BOZULMALAR VE NEDENLERİ BOZULMANIN MEYDANA GELDİĞİ AŞAMALAR: I II III IV V VI VII VIII ÜRETİM AŞAMASI KULLANIM AŞAMASI KULLANIMDAN

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

ÖZGEÇMİŞ Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ÖZGEÇMİŞ GENEL Adı-Soyadı : BUKET AKÇAY GÜVEN Unvanı : Klasik Arkeolog, Dr. Doğum tarihi ve yeri : 09.12.1982 İstanbul E-posta : buketakcay@hotmail.com EĞİTİM 2007-2015 Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Ege coğrafyası: - Ege dünyası M.Ö. 16. yüzyıldan M.Ö. 1200 e kadar Miken çağının etkisinde kalmıştır. - M.Ö. 1200-1050 yılları arası Batı

Detaylı

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER G.Ü. SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER 1 Yrd.Doç.Nursel BAYKASOĞLU **Yrd.Doç.Dr. Tomris YALÇINKAYA Türk kültüründe temizliğe verilen önem, temizlik

Detaylı

Doç. Dr. Serdar AYBEK

Doç. Dr. Serdar AYBEK Doç. Dr. Serdar AYBEK ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Lisans Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi 996 Y. Lisans Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü,

Detaylı

CAM ESKİÇAĞ DA CEREN BAYKAN DANİŞ BAYKAN TÜRK ESKİÇAĞ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI

CAM ESKİÇAĞ DA CEREN BAYKAN DANİŞ BAYKAN TÜRK ESKİÇAĞ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI TÜRK ESKİÇAĞ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI Bu çalışma, camın ortaya çıkışından Antik Çağ sonuna dek kullanımına ilişkin üretim ve bezeme tekniklerinin derlendiği bir el kitabıdır. İçeriğinin başlıca amaçlarından

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OF TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OF TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OF TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ TEZ BAŞLIĞI (EN FAZLA ÜÇ SATIR OLACAK ŞEKİLDE, TİMES NEW ROMAN YAZI KARAKTERİYLE 12 PUNTO BÜYÜKLÜKTE YAZILACAKTIR) LİSANS

Detaylı

STRATONIKEIA-AKDAĞ NEKROPOLİSİ NDEN BİR MEZAR

STRATONIKEIA-AKDAĞ NEKROPOLİSİ NDEN BİR MEZAR Anadolu / Anatolia 30, 2006 A. Civelek STRATONIKEIA-AKDAĞ NEKROPOLİSİ NDEN BİR MEZAR Aynur CİVELEK Anahtar Kelimeler: Karia Stratonikeia Nekropol Akdağ Mezar Keywords: Caria Stratonikeia Necropolis Akdağ

Detaylı

BEK 274 Arşiv Malzeme Bilgisi ve Bozulmaları

BEK 274 Arşiv Malzeme Bilgisi ve Bozulmaları BEK 274 Arşiv Malzeme Bilgisi ve Bozulmaları Arşiv Malzemeleri Tür ve Tanımları Yazı Malzemeleri -Kil tabletler, Papirüs, Seramikler, Taş parçaları, Parşömen, Kağıt, Deri, Mürekkep Malzemelerin çeşitleri,

Detaylı

ISPARTA MÜZESİ VOLÜTLÜ KANDİLLERİ VOLUTE LAMPS AT THE MUSEUM OF ISPARTA Murat FIRAT

ISPARTA MÜZESİ VOLÜTLÜ KANDİLLERİ VOLUTE LAMPS AT THE MUSEUM OF ISPARTA Murat FIRAT Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi TheJournal of International SocialResearch Cilt: 8 Sayı: 36 Volume: 8 Issue: 36 Şubat 2015 February 2015 www.sosyalarastirmalar.comissn: 1307-9581 ISPARTA MÜZESİ

Detaylı

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. 2014- Bağdatlı, F., Roma Döneminde Angareia, Ege Üniversitesi, 1997 (Prof.Dr. Hasan MALAY)

Yrd.Doç.Dr. 2014- Bağdatlı, F., Roma Döneminde Angareia, Ege Üniversitesi, 1997 (Prof.Dr. Hasan MALAY) 1. Adı Soyadı: Fatma BAĞDATLI ÇAM 2. Doğum Tarihi: 17.08.1976 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Lisans Klasik Arkeoloji Ege Y. Lisans Doktora Y. Lisans Doktora

Detaylı

HACIBAYRAMLAR 1 NO.LU YAPI ASLANLI YANAL SİMA PLAKALARI

HACIBAYRAMLAR 1 NO.LU YAPI ASLANLI YANAL SİMA PLAKALARI 702 LEVHA 30 Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki 3368.VII numaralı plaka Katalog 1 Figür 2. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki 3368.XI numaralı plaka Katalog 2 Figür 3. Ny Carlsberg Glyptotek

Detaylı

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler PRİENE NİN KONUTLARI BERGAMA ANTİK KENTİ YUNAN DÖNEMİ ŞEHİR YAPISI MÖ 1050 yıllarından sonra ise genelde Polis adı verilen ilk kent devletleri kurulmaya

Detaylı

tarih ve 06 sayılı Akademik Kurul tutanağının I nolu ekidir. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU

tarih ve 06 sayılı Akademik Kurul tutanağının I nolu ekidir. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU İSTANBUL 2017 1 GİRİŞ İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ne teslim edilecek Yüksek Lisans ve Doktora tezleri

Detaylı

2000-2004 LİSANS: Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü KONYA Lisans Tezi :Yassı Ada 7 Yüzyıl Doğu Roma Batığı

2000-2004 LİSANS: Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü KONYA Lisans Tezi :Yassı Ada 7 Yüzyıl Doğu Roma Batığı KİŞİSEL BİLGİLER Ad Soyad Oktay Dumankaya Ünvanı Yrd. Doç. Dr. İş yeri/ çalıştığı Kurum Kahraman Maraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü İdari Görevi Arkeoloji Bölümü Başkanı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017

ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017 ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017 KİŞİSEL BİLGİLER Adı: Güzel Soyadı: ÖZTÜRK Doğum Yeri ve Tarihi: Aralık, 05.01.1985 Mesleği: Araştırma Görevlisi/Arkeolog. Adres: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi,

Detaylı

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 6 Sayı: 25 Volume: 6 Issue: 25

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 6 Sayı: 25 Volume: 6 Issue: 25 Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 6 Sayı: 25 Volume: 6 Issue: 25 -Prof. Dr. Hamza GÜNDOĞDU Özel Sayısıwww.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581

Detaylı

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1. SINIF 1. YARIYIL 1 2 YDİ 101 YDA 101 YDF 101 GUS 101 GUS 103 HYK 101 BED 101 3 ATA 101 Temel Yabancı Dil İngilizce/ Basic English Temel Yabancı Dil Almanca/ Basic

Detaylı

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu Ders 11: Philia Kültürü ve Anadolu Bağlantıları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi

Detaylı

ARKEOLOG TANIM A- GÖREVLER

ARKEOLOG TANIM A- GÖREVLER TANIM İnsanın dünya üzerinde görülmesinden ortaçağa kadar geçen süreç içinde insana ilişkin her türlü kalıntı ve buluntuyu, doğal çevre ile insan arasındaki ilişkileri, yüzey, sualtı araştırmaları ve kazılarla

Detaylı

Gezdikçe Gördükçe BD TEMMUZ İzlen Şen Toker. Güzel ağaç adlı masal kasabası. lberobello

Gezdikçe Gördükçe BD TEMMUZ İzlen Şen Toker. Güzel ağaç adlı masal kasabası. lberobello A Gezdikçe Gördükçe İzlen Şen Toker Güzel ağaç adlı masal kasabası lberobello 96 Alberobello nun dar sokaklarında trulli denilen evlerin arasında yürürken resimli bir masal kitabı sayfalarının içindeymişim

Detaylı

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 5 2. ANTİK ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİ

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 5 2. ANTİK ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİ DERS 5 2. ANTİK ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİ Farklı minerallerin bir araya gelerek sertleşmesinden oluşmuş kayaçlardan doğal yollarla kopmuş ya da insan tarafından bilinçli olarak koparılan veya çeşitli yöntemlerle

Detaylı

Urla / Klazomenai Kazıları

Urla / Klazomenai Kazıları Urla / Klazomenai Kazıları Oniki İon kenti arasında anılan Klazomenai, Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında, İzmir Körfezi'nin ortalarında yer almaktadır. Klazomenai arazisinin (khora) doğuda Smyrna

Detaylı

İSTANBUL TARİH ÖNCESİ ARAŞTIRMALARI SIRASINDA ELE GEÇEN BİR GRUP UNGUENTARİUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

İSTANBUL TARİH ÖNCESİ ARAŞTIRMALARI SIRASINDA ELE GEÇEN BİR GRUP UNGUENTARİUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ İSTANBUL TARİH ÖNCESİ ARAŞTIRMALARI SIRASINDA ELE GEÇEN BİR GRUP UNGUENTARİUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ THE EVALUATION OF A GROUP OF UNGUENTARIUM FOUND DURING THE PREHISTORICAL RESEARCHES IN ISTANBUL Ahmet ASLAN

Detaylı

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak Arazi Uygulamaları VII dersi kapsamında Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

>> Dekoratif Aydınlatmalar

>> Dekoratif Aydınlatmalar Ring Lamp Dekoratif Halka Armatür Wallwasher IP20 Duvar Yıkama İç Mekan Mekanlarınıza farklı bir hava katacak olan Ring Lamp bir halkasından yumuşak bir ışık yayarken, istenen rengin uygulanabildiği diğer

Detaylı

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI Özel Bölüm MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI İsmail Ergüder*, Ezel Babayiğit*, Doç. Dr. Sema Atik Korkmaz** * TKİ Kurumu Genel Müdürlüğü 06330, Ankara. ** Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler

Detaylı

KÜÇÜKÇEKMECE GÖL HAVZASI (BATHONEA?)KAZILARINDA ELE GEÇEN UNGUENTARIUMLAR

KÜÇÜKÇEKMECE GÖL HAVZASI (BATHONEA?)KAZILARINDA ELE GEÇEN UNGUENTARIUMLAR İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI / ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES, 2 2013 KÜÇÜKÇEKMECE GÖL HAVZASI (BATHONEA?)KAZILARINDA ELE GEÇEN UNGUENTARIUMLAR ŞENGÜL AYDINGÜN - AHMET ASLAN - DÜRDANE KAYA * İstanbul ilinin

Detaylı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI ALET SAPI : Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı değildir. Bıçak, kazıyıcı vb. keskin kenarlara sahip aletlerin elde kullanımının

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Barış SALMAN İletişim Bilgileri : Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Adres.

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Barış SALMAN İletişim Bilgileri : Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Adres. ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Barış SALMAN İletişim Bilgileri : Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Adres Arkeoloji Bölümü, N.177, Bağbaşı Yerleşkesi/KIRŞEHİR Telefon :Oda: 0386 280 4561 GSM: 0536

Detaylı

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN Yüksek Lisans Tezi Eskişehir 2010 MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN YÜKSEK LİSANS TEZİ

Detaylı

1. BÖLÜM. MÜHENDİSLİK ÇİZİMİNDE KULLANILAN ARAÇLAR ve GEREÇLER

1. BÖLÜM. MÜHENDİSLİK ÇİZİMİNDE KULLANILAN ARAÇLAR ve GEREÇLER 1. BÖLÜM MÜHENDİSLİK ÇİZİMİNDE KULLANILAN ARAÇLAR ve GEREÇLER MHN 113 Mühendislik Çizimi 2 1. Giriş Mühendislik çizimi (teknik resim), mühendisler arasındaki iletişimi en kolay ve en doğru şekilde sağlaması

Detaylı

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dişhekimliğinde MUM Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MUM Dişhekimliğinde kullanılan mumlar genellikle 2 veya daha fazla

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN GÖRSEL SANATLAR Mehmet KURTBOĞAN TÜRK SÜSLEME SANATLARI??? NELERDİR? Türk süsleme sanatları a) Tezhip b) Hat c) Ebru ç) Çini d) Minyatür e) Cam bezeme (Vitray) f) Bakırcılık g) Cilt sanatı h)halı sanatı

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Mısır Uygarlığı: Prehistorik Dönem Tinit Dönemi (M.Ö. y. 3200 2780 / 1. 2. Sülaleler) Eski Krallık/Memphis Krallığı (M.Ö. 2700 2280 / 3.

Detaylı

Yazarlar için Yazım Kuralları

Yazarlar için Yazım Kuralları Yazarlar için Yazım Kuralları Journal of Mosaic Research yıllık olarak yayınlanan hakemli bir dergidir. Dergiye yayınlanmak üzere gönderilecek olan makaleler aşağıda belirtilen kurallara göre hazırlanmalıdır.

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 3. Hafta. Saraylar Öncesi Çağ

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 3. Hafta. Saraylar Öncesi Çağ KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 3. Hafta Saraylar Öncesi Çağ Kaynakça: MİNOS UYGARLIĞI S. Alexiou, Minos Uygarlığı, 1991. R. Treuil, P. Darcque, J.C. Poursat, G.Touchais, Les Civilisations Égéennes

Detaylı

METROPOLİS TEN BİR HYDRİA BİNNUR GÜRLER *

METROPOLİS TEN BİR HYDRİA BİNNUR GÜRLER * METROPOLİS TEN BİR HYDRİA BİNNUR GÜRLER * 1989 yılından beri Prof. Dr. Recep Meriç başkanlığında bilimsel kazıların sürdürüldüğü Metropolis antik kenti İzmir-Selçuk yolu üzerinde, İzmir iline bağlı Torbalı

Detaylı

Pamuk ekim makinaları. 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 1

Pamuk ekim makinaları. 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 1 Pamuk ekim makinaları 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 1 18.10.2012 Prof.Dr.Rasim OKURSOY 2 Pamuk Ülkemizde pamuk çoğunlukla çırçır makinalarından çıktığı gibi ekilir. Bu tohumların üzeri hav denilen lifli

Detaylı

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute ISSN 1308-2922 E-ISSN 2147-698 Article Info/Makale Bilgisi Received/Geliş: 28.03.2017

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ.

ÖZGEÇMİŞ. ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ. ÖZGEÇMİŞ AKADEMİK UNVAN AD/SOYAD BÖLÜM ANABİLİM DALI İLETİŞİM BİLGİLERİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ Cep Tel. 0 535 818 47 08 İş Tel. 0312 310 32 80/1700 Fax

Detaylı

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23 732 LEVHA 60 Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki 3368. XIII numaralı plaka Katalog 23 Figür 2. Los Angeles, Malibu Paul Getty Müzesi ndeki envanter numarası bilinmeyen plaka Katalog 24 Figür 3-4.

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ Girit te M.Ö. 3. binde kurulmuş olan Minos uygarlığı Akdeniz de Yunan kültürüne temel olan en gelişmiş uygarlıktır. Girit adası konumu ve korunaklı

Detaylı

Samsun Müzesi nden Athena Büstlü Kantar Ağırlığı. The Scale Weight of Athena Bust from Samsun Museum.

Samsun Müzesi nden Athena Büstlü Kantar Ağırlığı. The Scale Weight of Athena Bust from Samsun Museum. Samsun Müzesi nden Athena Büstlü Kantar Ağırlığı Orhan Alper ŞİRİN 1 Özet Roma İmparatorluk dönemiyle başlayan Athena büstü şeklindeki ağırlıklar M.S. 5. - 7. yüzyıllarda yoğunluğu artarak kullanım görmüştür.

Detaylı

Kurşun Kalemlerin Teknik ve Mesleki Resimde Kullanıldığı Yerler

Kurşun Kalemlerin Teknik ve Mesleki Resimde Kullanıldığı Yerler Bir önceki dersin tekrarı yapılır, anlaşılmayan konuların tekrarı özet şeklinde anlatılır ve verilen ödevden alınan sonuçların sınıfta anlattırılarak arkadaşlarıyla paylaşmaları istenir. BÖLÜM I Teknik

Detaylı

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu XI. BÖLÜM URUK ÇAĞI Uruk döneminin önemli bir karakteristiği de yerleşim miktarında görülen artış ve gelişimdir. İlk kez yerleşimler kent olarak adlandırılabilecek ölçüde büyümüştür. Dönemde daha karmaşık

Detaylı

MENDERES MAGNESİASI THEATRON KAZISI SERAMİK BULUNTULARI

MENDERES MAGNESİASI THEATRON KAZISI SERAMİK BULUNTULARI MENDERES MAGNESİASI THEATRON KAZISI SERAMİK BULUNTULARI Özlem VAPUR * Anahtar Kelimeler: Menderes Magnesiası Theatron Hellenistik ve Roma Dönemi Seramiği Yerel Üretim Seramik Özet: Menderes Magnesiası

Detaylı

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM VE İLKELERİ DERS 14

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM VE İLKELERİ DERS 14 ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA VE ONARIM BÖLÜMÜ KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM VE İLKELERİ DERS 14 Doç. Dr. Cengiz ÇETİN KORUMA-ONARIMDA PAKETLEME HANGİ DURUMLARDA

Detaylı

BUNLARI BiLiYOR MUYDUNUZ

BUNLARI BiLiYOR MUYDUNUZ MİTOLOJİ'DE TANRILARIN VE TANRIÇALARIN KENTİ LETOON Fethiye - Kaş karayolunun 65 km. güneye sapılan yoldan takriben 3 km. gidildiğinde Letoon Antik Kenti'ne ulaşılır. Şair Ovidius un anlattığına göre,

Detaylı

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Dersimizin Amacı: Tekstil liflerinin tanımının ve sınıflandırmasının öğrenilmesi. Lif özelliklerinin öğrenilmesi Yakma testi sonucunda lifleri tanıyabilme Tekstil Liflerinin

Detaylı

CEDRUS TUNA AKÇAY MÜSLİME TOKUŞTEPE. Giriş

CEDRUS TUNA AKÇAY MÜSLİME TOKUŞTEPE. Giriş CEDRUS The Journal of MCRI cedrus.akdeniz.edu.tr Cedrus VI (2018) 197-219 DOI: 10.13113/CEDRUS/201809 OLBA DAKİ URNE MEZAR DA BULUNAN ÖLÜ YEMEĞİNE AİT TERRA SIGILLATA SERAMİKLERİ TERRA SIGILLATA POTTERY

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998 1. Adı Soyadı: Sedat Bayrakal 2. Doğum Tarihi: 17.08.1969 3. Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1995 Y. Lisans Sanat Tarihi Ege

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR

II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR Tarih Okulu The History School Mayıs - Ağustos 2011 May-August 2011 Sayı X, 245-250. Number X, 245-250. II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR Ergün LAFLI Özet Bu kısa haber niteliğindeki

Detaylı

YÜZEY ARAŞTIRMALARI IŞIĞINDA ISAURA (ZENGİBAR KALESİ/BOZKIR) SERAMİKLERİ

YÜZEY ARAŞTIRMALARI IŞIĞINDA ISAURA (ZENGİBAR KALESİ/BOZKIR) SERAMİKLERİ YÜZEY ARAŞTIRMALARI IŞIĞINDA ISAURA (ZENGİBAR KALESİ/BOZKIR) SERAMİKLERİ Emine KÖKER * Öz Çalışmanın konusu 2010-2015 yılları arasında Isaura antik kenti yüzey araştırmaları sırasında tespit edilen seramik

Detaylı

TĐRE MÜZESĐNDEN HELLENĐSTĐK VE ROMA DÖNEMĐ MEZAR STELLERĐ

TĐRE MÜZESĐNDEN HELLENĐSTĐK VE ROMA DÖNEMĐ MEZAR STELLERĐ i T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ ARKEOLOJĐ ANABĐLĐM DALI AR-YL 2008 0001 TĐRE MÜZESĐNDEN HELLENĐSTĐK VE ROMA DÖNEMĐ MEZAR STELLERĐ HAZIRLAYAN Murat ÇEKĐLMEZ DANIŞMAN Prof. Dr.

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

MAN SA MÜZES B ZANS S KKELER

MAN SA MÜZES B ZANS S KKELER MAN SA MÜZES B ZANS S KKELER CEREN ÜNAL Celal Bayar Üniversitesi Yay nlar Yay n No: 0003 2012 1 Celal Bayar Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 10/02/2012 tarih ve 2012/01 no'lu karar ile bas lm t r. MAN SA

Detaylı

CARTA VIP HOTEL - AŞKABAT PROJESİ OCAK TÜRKMENİSTAN

CARTA VIP HOTEL - AŞKABAT PROJESİ OCAK TÜRKMENİSTAN CARTA VIP HOTEL - AŞKABAT PROJESİ OCAK 2015 - TÜRKMENİSTAN OLİMPİYAT KÖYÜ AŞKABAT, TÜRKMENİSTAN VIP HOTEL / AŞKABAT - TÜRKMENİSTAN Projenin Adı : VIP HOTEL Projenin Yeri ve Yılı : Aşkabat Türkmenistan,

Detaylı

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. MISIR BAHÇELERİ En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. pramitler Mısırlıların kralarına yaptıkları

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 1 632-1258 HALİFELER DÖNEMİ (632-661) Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, her biri İslam ın yayılması için çalışmıştır. Hz. Muhammed in 632 deki vefatından sonra Arap

Detaylı

daha çok yatay olan dudak kenarının hemen altında uzayan kulplar görülür ve bu farklılıklar dikkat çekmektedir 20.

daha çok yatay olan dudak kenarının hemen altında uzayan kulplar görülür ve bu farklılıklar dikkat çekmektedir 20. GİRİŞ Hellenistik Dönem seramiği, varlığını üç yüzyıldan daha uzun bir dönem sürdürmeyi başaran siyah figür ve kırmızı figür tekniklerinden sonra görülmeye başlar 1. Atina Agorası içindeki çalışmalar,

Detaylı

Stratonikeia dan Lagina ya From Stratonikeia to Lagina. Ahmet Adil Tırpan Armağanı Festschrift in Honour of Ahmet Adil Tırpan AYRIBASIM / OFFPRINT

Stratonikeia dan Lagina ya From Stratonikeia to Lagina. Ahmet Adil Tırpan Armağanı Festschrift in Honour of Ahmet Adil Tırpan AYRIBASIM / OFFPRINT Stratonikeia dan Lagina ya From Stratonikeia to Lagina Ahmet Adil Tırpan Armağanı Festschrift in Honour of Ahmet Adil Tırpan AYRIBASIM / OFFPRINT Stratonikeia dan Lagina ya From Stratonikeia to Lagina

Detaylı

NEVŞEHİR MÜZESİ NDE BULUNAN CAM UNGUENTARİUMLAR GLASS UNGUENTARIUM IN NEVSEHIR MUSEUM Barış Emre SÖNMEZ **

NEVŞEHİR MÜZESİ NDE BULUNAN CAM UNGUENTARİUMLAR GLASS UNGUENTARIUM IN NEVSEHIR MUSEUM Barış Emre SÖNMEZ ** Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 41 Volume: 8 Issue: 41 Aralık 2015 December 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 NEVŞEHİR

Detaylı

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI 1- Aziz Philippus Kilisesi ait mermerlerin üzerindeki restorasyon uygulamaları. Aziz Philippus Kilisesi nin mermer levhalarının

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA VE ONARIM BÖLÜMÜ KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM ve İLKELERİ Ders 6 Doç. Dr. Cengiz ÇETİN KORUMA-ONARIMIN AŞAMALARI Koruma ve Onarım

Detaylı

Some observations on a group glass artifacts from Diyarbakır Museum

Some observations on a group glass artifacts from Diyarbakır Museum DİYARBAKIR MÜZESİ NDEKİ BİR GRUP CAM ESER ÜZERİNE BAZI GÖZLEMLER Some observations on a group glass artifacts from Diyarbakır Museum Yrd. Doç.Dr. Gürol BARIN Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji

Detaylı

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi ANTANDROS NEKROPOLİSİ HELLENİSTİK DÖNEM MEZAR TİPLERİ Kahraman YAĞIZ * Özet Bu makalede Antandros nekropolisinin 2001 2008 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda açığa çıkarılan Hellenistik dönemin

Detaylı

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 7 2. ANTİK ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİ 2.3. TAŞ KALDIRMA YÖNTEMLERİ

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 7 2. ANTİK ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİ 2.3. TAŞ KALDIRMA YÖNTEMLERİ DERS 7 2. ANTİK ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİ 2.3. TAŞ KALDIRMA YÖNTEMLERİ Erken dönemlerde taş ustaları taşları kaldırmak ve inşa edilen yapıda istenilen yere koymak için dikey kaldırma yerine rampa gibi eğik düzlemler

Detaylı

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu 00052812/25 PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Ders 10: Geç Kalkolitik Dönem Kissonerga Mosphilia & Lamba Lakkous Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı

Detaylı