EDİNİMLERİNİN İNCELENMESİ VE NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN ÇOCUKLARLA KARŞILAŞTIRILMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EDİNİMLERİNİN İNCELENMESİ VE NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN ÇOCUKLARLA KARŞILAŞTIRILMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ"

Transkript

1 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN TÜRKÇEDEKİ FONEMLERİ EDİNİMLERİNİN İNCELENMESİ VE NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN ÇOCUKLARLA KARŞILAŞTIRILMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ Ayfer YILDIRIM ERİŞKİN TEZ DANIŞMANI: Doç.Dr. Pınar EGE Ankara Mayıs, 2006

2 JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü ne, Bu çalışma jürimiz tarafından ÖZEL EĞİTİM Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇALIŞMASI RAPORU olarak kabul edilmiştir. Başkan Doç. Dr. Pınar EGE Üye Prof. Dr. Bülbin SUCUOĞLU Üye Yrd. Doç. Dr. Özcan DOĞAN Onay Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. 29/05/2006 Prof. Dr. Meral UYSAL Enstitü Müdürü II

3 ÖNSÖZ İnsanların yaşamlarının vazgeçilmez unsurlarından en önemlisi iletişimdir. Normal zihinsel fonksiyonlara sahip olan her birey iletişim kurmaya gereksinim duyar. Dil ve konuşma bozukluğu olan zihinsel engelli çocuklar da normal gelişim gösteren yaşıtları gibi her türlü nesne, olay ile ilişki kurmaya, bunları algılama ve bunlar hakkında konuşmaya, gelişimin her aşamasında yaşıtları gibi çevrelerini kontrol etmeye istek, duygu ve deneyimlerini paylaşmaya gereksinim duyarlar. Ancak dildeki sesleri edinmede yaşadıkları güçlükler veya bu sesleri doğru üretememeleri dil ve konuşma bozukluğu olan bazı zihinsel engellilerin anlaşılabilirliğini olumsuz etkilemekte ve sosyal kabullerini sınırlamaktadır. Bu nedenle, zihinsel engelli çocukların dildeki sesleri kullanmada yaşadıkları zorlukların, yaş gruplarına göre edindikleri ve edinmeleri gereken seslerin belirlenmesine yönelik araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırmada zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimlerinin incelenmesi ve normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu araştırma ile zihinsel engelli bireyler için eğitsel müdahale programlarını hazırlarken, alanda çalışan uzmanların, eğitimcilerin ve ebeveynlerin amaç belirlemelerine katkıda bulunulacağı düşünülmüştür. Araştırma süresince destekleri, yönlendirmeleri ve değerli katkılarından dolayı danışmanım Doç. Dr. Pınar EGE ye sonsuz teşekkür ederim. Özel eğitim alanına gönül vermemde etkili olan Prof. Dr. Bülbin SUCUOĞLU na, çalışma sırasında ihtiyaç duyduğum her anda yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Funda ACARLAR a sonsuz teşekkür ederim. Araştırmanın gerçekleştirilmesine katkıda bulunan, Milli Eğitim Bakanlığının Rehberlik Araştırma Merkezlerine, özel özel eğitim kurumlarındaki görevli personele, çalışmaya katılan öğrencilere ve III

4 çocuklarının çalışmaya katılmalarına izin veren anne ve babalara teşekkürlerimi sunarım. Umutsuzluğa kapıldığım her an beni arayıp yoluma devam etmem için ısrar eden Fatma Özden e, motivasyonumun yüksek olmasında büyük rol oynayan sevgili Ayça Demir e çok teşekkür ederim. Bu çalışma süresince sevgisini, saygısını, desteğini ve en önemlisi de sabrını hissettiren eşime, aileme ve adlarını saymakla bitiremeyeceğim arkadaşlarıma teşekkür ederim. Çok uzaklarda olsalar bile sürekli varlığını yanı başımda hissettiğim sevgili Zeynep ime ve babama Ayfer Yıldırım ERİŞKİN Mayıs, 2006 IV

5 ÖZET Bu araştırmanın genel amacı zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimlerinin incelenmesi ve normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu, Ankara ilinde yaşayan normal gelişim gösteren çocuklar ile 2-7 zeka yaşındaki 118 zihinsel engelli çocuk oluşturmaktadır. Ege ve arkadaşlarının (2004) hazırladığı Ankara Artikülasyon Testi uygulanan normal gelişim gösteren çocukların bilgileri kullanılarak araştırmanın kontrol grubu oluşturulmuştur. Zihinsel engelli çocukların bilgilerine Çankaya Rehberlik Araştırma Merkezi ve Mamak Rehberlik Araştırma Merkezindeki dosyalarından ulaşılmıştır. Araştırma için ön koşullara sahip bu çocukların ya evlerine ya da eğitim aldıkları okullara gidilerek, Türkçe deki fonemleri edinimlerini belirlemek amacıyla çocuklara bireysel olarak Ankara Artikülasyon Testi (AAT) uygulanmıştır. AAT uygulanırken ses kayıt cihazı da kullanılmıştır. Her yaş grubunda bulunan çocukların fonemlerinin sözcükteki pozisyonuna göre kazanımları yüzde olarak belirlenmiş normal çocukların kazanımlarıyla karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre Türkçe deki fonemleri zeka yaşları aynı olsa bile zihinsel engelli çocuklar, normal gelişim gösteren çocuklardan daha geç edinmektedirler. Araştırmada, motor becerilerin fonem üretimini olumsuz etkileyebileceği düşünülerek artikülatörlerinde ve duyu organlarında bir problem olmayan zihinsel engelli çocuklardan homojen bir grup oluşturulmuştur. Buna rağmen zihinsel engelli çocuklar normal gelişim gösteren çocuklardan daha geri bir performans göstermişlerdir. Sonuç olarak ZE çocukların Türkçe deki fonemleri geç olsa da edinebildiklerini göstermiş olması bu araştırmayı önemli kılmaktadır. V

6 ABSTRACT The aim of this study is to analyse and compare Turkish phoneme acquisition of children with mental retardation and normal developing children. For this purpose 118 children with mental retardation were enrolled this study. They ranged in mental age from 2 to 7 years. The control group normal developing children was composed of 118 children with similar properties. Both group were administered Ankara Test of Articulation. While administering Ankara Test of Articulation, an audio-tape was used to record children s responses. Phonems of children with mental retardation analyzed according to initial, medial and final position in the words compared with normal developing children. The results of present investigation suggest that eventhough both of group s mental age were similar, children with mental retardation acquired Turkish phonemes later than typically developing children. VI

7 İÇİNDEKİLER JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ÖNSÖZ ÖZET... ABSTRACT. İÇİNDEKİLER. TABLOLAR LİSTESİ. ŞEKİLLER LİSTESİ Sayfa II III V VI VII X XIII BÖLÜM I 1. GİRİŞ Problem Amaç Önem Sayıtlılar Sınırlılıklar Tanımlar.. 7 BÖLÜM II 2. KONU İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER İletişim, Dil ve Konuşma Dilin Bileşenleri Fonoloji (Ses bilgisi) Morfoloji (Biçim bilgisi) Sentaks (Söz dizim) Semantik (Anlam bilim) Pragmatik (Edimbilim) Konuşmanın Fizyolojik Yapısı Respirasyon (Solunum) Fonasyon (Konuşma üretimi) 15 VII

8 Artikülasyon (Ses üretme becerisi) Konuşmada Kullanılan Sesler Ünlüler Ünsüzler Artikülasyon Biçimi Artikülasyon Yeri Dil ve Konuşma Gelişimi Zihinsel Engelli Bireylerin Özellikleri Zihinsel Engelli Bireylerin Dil Gelişimi Özellikleri Zihinsel Engelli Bireylerin Sentaks Gelişim Özellikleri Zihinsel Engelli Bireylerin Morfolojik Gelişim Özellikleri Zihinsel Engelli Bireylerin Fonolojik Gelişim Özellikleri Zihinsel Engelli Bireylerin Semantik Gelişim Özellikleri Zihinsel Engelli Bireylerin Pragmatik Gelişim Özellikleri Zihinsel Engellilerin Fonolojileriyle İlgili Yapılan Araştırmalar BÖLÜM III 3. YÖNTEM Araştırma Modeli Çalışma Grubu Veri Toplama Araçları Ankara Artikülasyon Testi Çocuk Tanıma Formu Stanford Binet Testi Verilerinin Toplanması Uygulama.. 39 VIII

9 3.6. Toplanan Verilerin Güvenirliği Verilerin Analizi.. 40 BÖLÜM IV 4. BULGULAR Zihinsel Engelli Çocukların ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Edinim Yaşları Zihinsel Engelli Çocukların ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Yaşlara Göre Türkçe deki Fonemleri Edinimleri Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Edinim Sırası Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Sözcük Başı Pozisyona Göre Edinim Sırası Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki İki Ünlü Arası Pozisyondaki Fonemleri Edinim Sırası Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Sözcük Sonu Pozisyonundaki Fonemleri Edinim Sırası TARTIŞMA.. 60 BÖLÜM V 6. SONUÇ VE ÖNERİLER Sonuç Öneriler IX

10 KAYNAKÇA 73 EKLER. 82 Ek-1 Ankara Artikülasyon Testi Cevap Formu. 83 Ek-2 Çocuk Tanıma Formu.. 84 Ek-3 Gözlemler Arası Güvenirliğin Test Edilmesi İçin Rasgele Seçilen Zihinsel Engelli Çocukların Hata Sayılarının Karşılaştırılması 85 TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 2.1: Ünlü Fonemlerin Geleneksel Yaklaşıma Göre Sınıflandırılması 18 Tablo 2.2: Türkçe deki Ünsüz Fonemlerin Sınıflandırılması 20 Tablo 2.3: Türkçe de Ünsüz Fonemlerin %85 Kriterine Göre Edinilmesi. 23 Tablo 2.4: Türk Çocuklarında Ünsüz Ediniminin Kronolojik Gelişimi. 24 Tablo 3.1: Zihinsel Engelli Çocukların Zeka Yaşı, Takvim Yaşı ve IQ Puanlarını Gösterir Tablo. 36 Tablo 3.2: Araştırmada Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Yaş ve Cinsiyet Dağılımları.. 37 Tablo 4.1: Normal Gelişim Gösteren Çocukların ve Zihinsel Engelli Çocukların Türkçe deki Fonemleri %85 Kriterine Göre Edinimlerinin Karşılaştırılması. 41 Tablo 4.2: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim X

11 Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Yaşlara Göre Edinimlerinin Yüzdelik Değerleri.. 45 Tablo 4.3: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Başı Pozisyonunda Ünsüz Fonemleri Edinim Yaşlarının Mod Değerleri.. 47 Tablo 4.4: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların İki Ünlü Arası Pozisyonda Ünsüz Fonemleri Edinim Yaşlarının Mod Değerleri Tablo 4.5: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Sonu Pozisyonunda Ünsüz Fonemleri Edinim Yaşlarının Mod Değerleri 49 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Başı Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülasyon Biçimine Göre Edinim Sırası. 54 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Başı Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülasyon Yerine Göre Edinim Sırası. 54 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri İki Ünlü Arası Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülasyon Biçimine XI

12 Göre Edinim Sırası. 57 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri İki Ünlü Arası Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülasyon Yerine Göre Edinim Sırası. 57 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Sonu Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülâsyon Biçimine Göre Edinim Sırası. 59 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Sonu Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülâsyon Yerine Göre Edinim Sırası. 59 XII

13 ŞEKİLLER LİSTESİ Sayfa Grafik 4.1: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Başı Pozisyonunda Fonem Edinimlerinin Yaşlara Göre Dağılımı. 42 Grafik 4.2: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların İki Ünlü Arası Pozisyonunda Fonem Edinimlerinin Yaşlara Göre Dağılımı. 43 Grafik 4.3: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Sonu Pozisyonunda Fonem Edinimlerinin Yaşlara Göre Dağılımı.. 44 XIII

14 1 BÖLÜM I GİRİŞ 1. 1 Problem İletişim, bir bireyden diğer bireylere, bilgi veya anlayışın aktarılması olarak tanımlanabilir. İnsanların bireysel ve sosyal yaşamlarının vazgeçilmez unsurlarından biri de iletişimdir. Normal zihinsel fonksiyonlara sahip olan her birey iletişim kurmaya gereksinim duyar. Öğrenmek, öğretmek, anlamak, anlatmak, etkilemek, etkilenmek, paylaşmak ve sahip olmak için iletişim gerekir. Bunların dışında yeme, içme, barınma gibi temel fizyolojik ve güvenlik gereksinimleri de iletişim kurularak karşılanır (Tutar ve Yılmaz, 2003). İletişimi bir bilginin, duygunun ve düşüncenin sözel veya sözel olmayan şekilde iletilmesi ve alınmasını içeren bir süreç olarak belirten Owens, (1990) dil ve konuşmanın, insan iletişiminin önemli bir parçası olduğunu vurgulamıştır. Owens a göre dil, belli kurallara bağlı olarak kullanılan sembollerden oluşan bir sistem, konuşma ise motor bir davranıştır. Konuşma üretimi için solunum, fonasyon ve artikülasyonun koordinasyonu gereklidir. Doğal olarak bir bireyin dil ve/veya konuşma gelişimindeki bozukluk, o bireyin iletişimini engelleyen bir durum olarak ortaya çıkacaktır. Dil gelişimi belli bir sırayı izler. Dil kazanımında, biyolojik süreçler, gelişimsel faktörler, öğrenme stratejileri ve sosyal çevre etkilidir (Ege, 2004 a). Bireylerin sosyal, bilişsel ve akademik gelişim sürecinde sözel iletişimin oynadığı rolün önemi düşünüldüğünde, dil ve konuşma bozukluklarının bireyin yaşantısında ne denli önemli sonuçlar doğuracağı kestirilebilir (Topbaş, 1994). Bruner e (1983) göre dili kullanabilme, bireyin öz benliğinin ve bilişsel gelişiminin en üst düzeye ulaşması için gerekli bir ön koşuldur. Dolayısıyla dil edinimi üzerinde bir çok faktör etkili olduğu gibi dil edinimi de bireyin sosyal çevresi ile

15 2 etkileşimde bulunmasını, öğrenme stratejilerini etkin kullanabilmesini, diğer gelişim alanlarında başarı göstermesini etkilemektedir. Çocuklarda sözel dil edinimi bir çok araştırmaya konu olmuş, çocukların dili nasıl, niçin, ne kadar ve ne zaman kazandıkları hakkında pek çok bilgi sahibi olunmuştur. Dil ya da dil edinimiyle ilgili yapılan bu araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler, özellikle dil ve konuşma bozuklukları araştırmaları için önem taşımaktadır. Çünkü bazı çocuklar sözel dili kullanmakta güçlük çekerler (Topbaş,1994). Normal çocuk dili araştırmaları, dil ve konuşma bozukluğu olan çocuklardaki sorunların kaynağı ve niteliğine ilişkin bilgilerin açıklığa kavuşturulmasına, önlenmesine, tanılanmasına ve eğitim programlarının hazırlanmasına katkıda bulunduğu gibi, bu amaçlara hizmet edecek ölçütlerin belirlenmesine de yol gösterir (Ingram 1976, akt:topbaş, 1994). Bu nedenle bu araştırmada zihinsel engelli bireylerin dildeki fonemleri edinimleri incelenirken normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılmalarının gerekli olduğu düşünülmüştür. Normal gelişim gösteren çocuklarda fonolojik gelişim incelendiğinde 1,5 4 yaş arasında kullanılan seslerin sayısının arttığı görülür. 4 8 yaş arasında ise çocukların fonolojik envanteri tamamlanır. Bu dönemde konuşma seslerinin doğru üretilmesi için gerekli olan motor hareketlerinin kontrolü ve dilin fonoloji sisteminin düzenlenmesi ile ilgili kuralların öğrenilmesi önemlidir (Acarlar, 1995). Yapılan araştırmalara göre zihinsel engelli bireylerin dil gelişimi normal gelişim gösteren bireylerin dil gelişimine benzerlik göstermektedir; ancak zihinsel engelli bireylerin dil gelişimi normal gelişim gösteren bireylere göre daha yavaştır (Miller, 1984; Rosenberg ve Abbeduto, 1993). Zihinsel engelli çocuklarda fonolojik bozukluklara daha sık rastlanmaktadır (Özcebe, 2002). Babıldama döneminde zihinsel engelli bebekler normal gelişim gösteren bebeklerle gelişimsel bir paralellik gösterirler. Ancak yaş ilerledikçe bu paralellik zihinsel engelli bireylerin aleyhine bozulur (Smith ve Oller,1981). Zihinsel engelli

16 3 bireylerin dil ve iletişim becerilerindeki farklılık zihinsel, fiziksel ve/veya bireysel özelliklerinden kaynaklanmaktadır (Miller, Ledy, ve Leavit, 1999, akt: Erdem, 2004 ). Bunun yanında zihinsel engelli çocukların dil becerileri normal gelişim gösteren çocukların dil becerileri ile karşılaştırıldıklarında aralarında niteliksel ve niceliksel farklılıklar olduğu görülür (Pruess ve ark., 1987). Bloom ve Lahey (1978) bebeklerin vokalizasyon davranışlarını dilin biçimine ilişkin bilgilerin bir kanıtı olarak göstermekte ve bu davranışların ancak 2 nci yılda iletişimsel amaçlara uygun olarak dilin içerik ve kullanımı ile bütünleştiğini ileri sürmektedir (Topbaş, 1994). Bu nedenle bu araştırmada oluşturulan çalışma grubunun başlangıç yaşının 2 olması uygun görülmüştür. Uzun yıllar süren araştırmalar sonucunda çeşitli dillerde fonolojik edinime ilişkin kabaca normatif ölçütler bulunmuş ise de bu ölçütler yakın zamana kadar çocukların fonemleri nasıl edindiklerine ilişkin yeterli yanıtları verememişlerdir (Kumin ve ark.1994 ). Araştırmalarda 3 8 yaş arası çocuklarda fonem üretiminin yaş ile korelasyonlarına bakılmış, bazı fonemlerin diğerlerine göre daha önce edinildiği ve hemen tümünün 8 yaşında doğru üretildiği ileri sürülmüştür. Bu, fonemlerin artikülasyon yeri, artikülasyon biçimi, ötümlülüğü gibi özelliklerine göre belirli yaşlarda gelişimsel olarak kümelendirilmeleri, fonemlerin ayırıcı özelliklerinin edinilmesinde bir düzen olduğu görüşünü güçlendirmiştir (Bloom ve Lahey, 1978). Zihinsel engelli bireyler içinde yaşadıkları gruba uyum sağlamada güçlük çekerler. İfade edici dillerinde yaşadıkları sorunlar topluma uyumlarını güçleştiren en önemli etkenler arasındadır. Bu araştırmayla zihinsel engelli çocukların dildeki fonemleri edinimleri normal gelişim gösteren çocukların edinimleriyle karşılaştırılarak bu çocuklara yönelik sunulan eğitim hizmetlerinde yeni ve etkili düzenlemeler yapılmasına katkı sağlanacağı düşünülmektedir.

17 4 Türkiye de çocuklarda dildeki fonemleri edinimle ilgili araştırmaların yok denecek kadar az olduğu görülmektedir (Ege, 2004 b). Zihinsel engelli bireylerin Türkçe deki fonemleri edinimleriyle ilgili bir çalışmaya rastlanmamıştır. Anadili İngilizce olan çocuklarda dildeki fonemleri edinimi ile ilgili sayısız çalışmanın olduğu görülmektedir. Ancak dil yapılarının farklı olması nedeniyle Türk çocuklarının dildeki fonemleri edinimleri arasında farklılık olabileceği varsayılmaktadır. Bu nedenle Türk zihinsel engelli çocukların dildeki fonemleri edinimlerinin incelenmesinin Türkçe alanyazına katkısı olacağı düşünülmektedir. Bu araştırmada zihinsel engelli çocuklar normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılırken zeka yaşları kriter olarak alınmıştır. Alanyazında dil gelişimini etkileyen faktörler kalıtım, fizyoloji, zeka, cinsiyet ve çevresel faktörler olarak sıralanmaktadır ( Ege, 2004 a; Karacan, 1998; Tüfekçioğlu, 2003; Erkan, 1990). Yazıcıoğlu (1985) zeka değişkeninin artikülasyon gelişimini etkilemede daha belirleyici bir faktör olduğunu belirtmiştir. Buna göre zeka yaşları aynı olan zihinsel engelli çocuklar ile normal gelişim gösteren çocukların dildeki fonemleri edinimleri arasındaki ilişki araştırmaya konu olmuştur Amaç Bu araştırmanın genel amacı zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimlerinin incelenmesi ve normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılmasıdır. Bu genel amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır. 1. Zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinme yaşları nedir? 2. Zihinsel engelli çocuklar Türkçe deki farklı fonemleri hangi sırada edinmektedirler?

18 5 3. Zihinsel engelli çocuklar Türkçe deki fonemleri edinirken engelli olmayanlardan farklılık göstermekte midir? 1. 3 Önem Dil ve konuşma bozukluğu olan çocuklar normal gelişim gösteren yaşıtları gibi her türlü nesne, olay ile ilişki kurmaya, bunları algılama ve bunlar hakkında konuşmaya, gelişimin her aşamasında yaşıtları gibi çevrelerini kontrol etmeye istek, duygu ve deneyimlerini paylaşmaya ihtiyaç duyarlar. Zihinsel engelli çocukların temel özelliklerinden biri dil ve konuşma bozukluklarıdır ve konuşma açısından anlaşılabilirlikleri oldukça düşüktür. Bu çocuklar konuştuklarının dinleyici tarafından anlaşılabilmesi için yoğun çaba sarfederler ya da iletişim kurmaktan vazgeçerler. Anlaşılabilirlik durumu ile ilgili bilginin aktarılmasında rol alan öğeler, fonetik özellikler, fonemler (dildeki ses birimler), heceler, sözcükler, tümceler, bürünsel özellikler ve bunların bağlama uygun kullanımı gibi sıralanabilir (Ege, 2004 a). Bu araştırmayla, yukarıdaki öğelerden biri olan fonemlerin kullanımında yaşanılan zorluklar ve yaş gruplarına göre edinilen ve edinilmesi gereken fonemler belirlenerek bu alanda çalışan uzmanlara, eğitimcilere ve ebeveynlere yol gösterici olmak hedeflenmiştir. Zihinsel engelli bireyler yaşadıkları ortamda diğer bireyler gibi işlevsel iletişim becerilerini aktif olarak kullanabilmelidir. Bu bağlamda zihinsel engelli bireylerin sosyal etkileşim ve mesleki eğitim için gerekli olan işlevsel iletişim becerilerini arttırmak, konuşmalarının anlaşılabilirliğini desteklemek amaçlı etkinliklerinin yapılması konusunda araştırma bulguları yol gösterici olabilir. Ülkemizde artikülasyon terapisine yeterince önem verilememektedir. Özellikle araştırmaya konu olan zihinsel engelli bireylerin büyük bir çoğunluğunun dil becerilerinin yavaş bir gelişim göstermesi, konuşma terapistlerinin ve özel eğitimcilerin sayıca yetersiz olması gibi nedenlerle dil ve konuşma terapisi hizmetleri bu çocuklara yeterince ulaşamamaktadır. Bu araştırmayla, zihinsel

19 6 engelli bireylerin fonemleri edinme sürelerindeki belirsizliğin, terapi için caydırıcı olmasını engellemeye ve bu alana ilginin arttırılmasına katkı sağlanılacağına inanılmaktadır. Çocukların fonemleri edinememesi, morfolojik ve sentaktik gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Dil yapısında sorun olan çocuğun konuşmasının anlaşılabilirliğinin düşük olması beklenilen bir durumdur. Bu araştırmanın sonucunda edinilmeyen fonemler belirlenerek anlaşılabilirliği artırmaya yönelik yapılacak müdahalelerde önceliğin bu fonemlere verilmesi sağlanabilir. Çünkü anlaşılabilirliğin artması çocuğun iyi iletişim kurmasını, moralinin düzelmesini, çevresiyle etkileşimde bulunmasını ve konuşmaya istekli olmasını sağlayacak ve özgüvenini arttıracaktır. Mowrer a göre fonemlerin bir dilde kullanım sıklıkları çocukların edinimlerine de yansımaktadır ve fonem edinimi en sık kullanılan fonemlerle başlamaktadır (Acarlar, 1995). Bu görüşten yola çıkarak bu araştırmanın çocukların edinemediği fonemleri içeren dil etkinlikleri (sözcük oyunları, tekerlemeler, rontlar, öyküler) yaparak yeni edinilen fonemleri pekiştirmeleri konusunda öğretmenlere ve ebeveynlere yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Dili oluşturan bileşenlerden üzerinde belki de en çok çalışılan bileşen fonolojidir (Kumin, 1994). Zihinsel engelli çocukların dildeki fonemleri edinimleriyle ilgili çalışmalar ise genellikle anadili İngilizce olan çocuklarla yapılmıştır. Alanyazın taraması sonucunda Türkiye de bu durumun böyle olmadığı görülmektedir. Türkiye de daha çok normal gelişim gösteren çocukların dil gelişimleriyle veya dil ve konuşma bozukluklarıyla ilgili araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmadan elde edilen zihinsel engellilerin fonem edinimleriyle ilgili sonuçlar ülkemiz açısından bir başlangıç noktası olarak kabul edilebilir.

20 7 1.4 Sayıltılar 1. Bu araştırmada yer alan çalışma gruplarının, ebeveynlerden, Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden ve özel özel eğitim merkezlerinden sağlanan sağlık raporları, kişisel bilgileri, kayıtları ve zeka yaşlarının doğru olduğu varsayılmaktadır. 2. Normal gelişim gösteren çocukların zeka yaşları ile takvim yaşlarının paralel olduğu varsayılmaktadır Sınırlılıklar 1. Bu araştırmada çalışma grubu sadece Ankara Merkez İlçelerindeki Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde dosyası bulunan bireylerle sınırlı tutulmuştur. 2. Çalışma grubundaki çocukların fonolojik gelişimlerinin değerlendirilmesi yalnızca AAT ye verdikleri yanıtlarla sınırlıdır. 1.6 Tanımlar Artikülasyon: Artikülatörlerin (dil, dudaklar, yumuşak damak, çene) konuşmadaki sesleri çıkarmak için yaptıkları hareketlerdir. Diğer bir ifadeyle sesin, gırtlak üstü düzenekte yer alan organlar yardımıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilip üretilmesidir (Topbaş, 2005). Fonetik (Sesbilim): yeryüzündeki dillerde kullanılan konuşma seslerini doğal özellikleriyle inceleyen bir bilim dalıdır. Bir sesbilimci konuşma seslerini; sesletim yeri, biçimi, sırası, zamanlaması; perde, tını, süre, kalite gibi niceliksel ve niteliksel özellikler bakımından betimleyebilir.

21 8 Fonoloji (Sesbilgisi): Karşılıklı anlaşmada seslerin anlam aktarma işlevleri ile ilgilenir. Konuşma seslerinin dilsel öğeler olarak herhangi bir dildeki dağılımı, sınırlılıkları, işlevleri ve düzenlenişleriyle ilgilenerek kullanımlarına ilişkin kuralların ne olduğunu betimler. Fonem (Sesbirim): Bir dilde kendi başına anlamı olmadığı halde anlam aktarma ve anlam değiştirme işlevi üstlenen en küçük ses birimidir (Topbaş, 2005). Zihinsel engelli birey: Zihinsel işlevleri normalin altında bulunan, bunun yanısıra uyumsal beceri alanlarından iki ya da daha fazlasında sınırlılık gösteren, zihinsel yetersizliği 18 yaşından önce çıkan bireydir. Zeka yaşı: Bireyin zeka ölçeklerinden aldığı puanın denk geldiği veya işlevlerinin olduğu yaştır. Örneğin takvim yaşı 10 olan bir çocuğun zeka yaşının 5 olması bu çocuğun 5 yaşındaki akranlarının işlevlerine sahip olması demektir (Sucuoğlu ve Kargın, 2006). Zeka Bölümü: Zeka testi uygulaması sonucunda belirlenen zeka yaşının takvim yaşına bölünerek yüz ile çarpılmasından elde edilir (Sucuoğlu ve Kargın, 2006). Edinim: Belli yaşlardaki çocukların belli bir yüzdesinin, fonemleri sözcükteki yetişkin hedefine uygun olarak üretmeleridir ( Ege, 2004 b).

22 9 BÖLÜM II KONU İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER 2.1 İletişim, Dil, Konuşma İletişim, bir organizmanın ürettiği, başka organizmalar için anlamlı olan ve böylelikle o organizmaların davranışlarını etkileyen sinyallerden oluşur. Semboller, işaretler, jestler, mimikler birer iletişim aracıdırlar (Güleryüz, 1995; Karacan, 1998). İnsanlar toplum içinde yaşar ve işlevlerini sürdürürler. Toplum içinde yaşıyor olmanın gereklerinden birisi de çevredekilerle iletişim kurmaktır (Ege, 1994). İletişim kurmak için insanlar sembollerden oluşan dili kullanır. Dil, kavramları ifade etmek için bir toplumca paylaşılan gelenekselleşmiş semboller sistemidir. Fakat bu sembollerin kullanımları kurallara bağlıdır. Bir kişinin bu kurallar sistemi hakkındaki bilgisine de dil denir. Dil üç bileşene ayrılmaktadır. Bu bileşenler biçim, içerik ve edim olarak adlandırılmaktadır. Biçim bileşeni fonoloji, morfoloji ve sentaks alt bileşenlerinden oluşmaktadır (Bloom ve Lahey, 1978). İçerik anlam bilgisiyle, edim ise dilin kullanılmasıyla ile ilgilidir. Birey dili öğrenirken sözcük veya ses dizilerini değil bu dizileri oluşturacak kuralları öğrenir. Dilin sembolik birimlerinin yerine geçen sesleri çıkarmak için kullanılan bir seri motor hareketlerin kullanımını gerektiren süreç de konuşma olarak tanımlanabilir (Ege, 2004 a). İletişim amacıyla, seslerin üretilmesiyle sözcüklerin oluşturulması sürecinde kasların birlikte hareket etmesini gerektiren konuşma, karmaşık bir süreç olduğu için öğrenimi ve kullanımı daha güçtür (Kumin, 1994). 2.2 Dilin Bileşenleri Bloom ve Lahey (1978) dili, evren hakkındaki düşünceleri simgeleyen, iletişim amacını gerçekleştirmeye yönelik kullanılan simgelerden oluşan bir sistem olarak tanımlamaktadır. Konrot (2005) düşüncelerin ifade edilmesinde gerekli olan dilin bir araç olduğunu belirtmekte, iletişim amaçlı kullanılan işaret dili, yazı dili, sözel

23 10 dil gibi birçok dilin olduğunu ve bunların birer zihinsel ürün olduğunu ifade etmektedir. Birey dili öğrenirken sadece eylemi değil dilin kurallarını da birçok boyutla öğrenir. Bu boyutları Bloom ve Lahey (1978) biçim bileşeni, içerik bileşeni, ve edim bileşeni olarak üç başlıkta ele almıştır. Biçim bileşeni; fonoloji (sesbilgisi), morfoloji (biçim bilgisi) ve sentaks (sözdizimi) yapılarını içerir. İçerik, semantik (anlam bilgisi) ile; edim (pragmatik) ise dilin iletişim amaçlı kullanımıyla ilişkilidir. Dilbilim yukarıda değinilen dil bileşenlerini ayrı ayrı incelemektedir. Biçim bileşeni: konuşma dilinin yapısal düzenlenişiyle ilgilidir. Düşüncelerin, diğer bireylerin algılayabileceği bir şekle, formata dönüştürülmesi için biçim bileşenine gereksinim duyulur. Biçim bileşeninin alt bileşenlerinin fonoloji, morfoloji, sentaks olduğuna daha önceden değinilmişti Fonoloji (Sesbilgisi): Konuşma seslerinin dil öğeleri olarak dildeki dağılımı, işlevleri ve düzenlenişleri bilgisini de içeren, bu seslerin kullanımlarına ilişkin kuralların neler olduğu ile ilgili bilgidir (Topbaş, 2005 b). Birey dilde kendi başına anlamı olmadığı halde, anlam aktarma ve anlam değiştirme işlevi üstlenen en küçük birim olan fonemlerin (sesbirim) sözcük içindeki dağılımlarını, bulunabilecekleri bağlamları ve sınırlılıklarını, bu birimlerin birleşmesindeki kuralları öğrenir. Bu bağlamda fonolojik yeterliği olan birey dildeki fonemleri kurallara uygun olarak kullanmayı bilir. Fonem sistemleri hemen gelişmediği için gelişimin ilk dönemlerinde çocuklar ses hataları yaparlar. Hatalar incelendiğinde aslında çocukların, konuşmalarını yetişkin konuşmalarını hedefleyerek gerçekleştirdikleri görülmekte ve bu hataların sistemli bir yapıda oldukları anlaşılmaktadır (Acarlar, 1995; Topbaş, 2005 b). Hece yitimi, ünsüz düşmesi, ünsüz öbeği daralması, seslerin yerlerini değiştirme gibi fonolojik hatalar örneklendirilebilir. Konuşmada kullanılan sesler başlığı altında da değinilecek olan fonemler ünlü ve ünsüz olarak ikiye ayrılmaktadır. Çocuklar ünlüleri ünsüzlerden daha önce edinmektedirler. Türk çocuklar artikülasyon biçimine göre genizsiler, patlamalı kapantılılar, yarıünlüler, sürtünmeliler, yarı-kapantılılar ve akıcılar sırasını takip ederek konuşma seslerini edinirler (Ege, 2004 b; Topbaş,

24 ). Artikülasyon yerine göre ise önce dudaksıl sesler ardından diş yuvasıllar erken dönemde edinilmektedir (Ege, 2004 b) Morfoloji (Biçimbilgisi): Biçimbirim (morfem) bir dilde anlam taşıyan en küçük yapıdır. Sözcükler morfemlerden, morfemler de sesbirimlerden oluşmuştur. Bir sözcükteki morfemler bağımlı ve bağımsız morfemler olmak üzere ikiye ayrılır (Ege, 2005; Topbaş, 2003; Topbaş, 2005 a). Bağımsız morfemler kendi başlarına kullanıldıklarında bir anlam ifade edebilirler. Bağımlı morfemler ise sözcüklerin ekleridir/takılarıdır. Bağımsız morfemlerin aksine tek başlarına bir anlam ifade etmezler ancak bağımsız morfemlere eklenerek kullanılırlar. Türkçe de bağımlı morfemler bağımsız morfemlerin sonuna eklenir. Kitaplar sözcüğünde kitap bağımsız (kök) -lar ise bağımlı morfemdir ve bu sözcük iki morfemden oluşmuştur. Eklemlemeli bir dil olan Türkçe de son eklerle dilbilimsel işlemlerin büyük bir çoğunluğu halledilir ve bu nedenle morfem Türkçe de çok önemlidir (Ege, 2004 a; Ergin, 1992) Sentaks (Sözdizim): Sözdizimi bir dildeki tümce yapısı kuralları olarak tanımlanabilir. Tümcede yer alan sözcükler arası ilişkiler sözdizim bileşenine göre incelenir. Sözdizimi hangi sözcüklerin tümcede yer alması gerektiğini, sözcüklerin tümce içinde hangi sırayı takip etmesi gerektiğini konu edinmiştir (Owens, 1998). Dilin etkili bir biçimde kullanılabilmesi ve anlaşılabilmesi için dilin sözdizimi kurallarını bilmek gerekir (Ege, 2005; Owens, 1998). Türkçe de tümceler özne, nesne, tamlamalar ve yüklemden oluşur (Ergin, 1992). Türkçe yi kullanan bireyler Türkçede tümcenin öğeleri yer değiştirse bile tümcenin anlamının değişmeyeceğini bilir (Ege, 2004 a) Semantik (Anlambilim): Anlam gelişimi fonolojik gelişim ve sözdizim gelişimlerinden daha karmaşık ve bireyin yaşamı boyunca üzerine eklemeler yapılan bir sistemdir (Maviş, 2005). Sözcüklerin kendisi ve anlamları arasındaki ilişki keyfi olarak belirlenmiştir (Maviş, 2005; Owens, 1998). Örneğin masa sözcüğü dört ayağı olan veya değişik model ve malzemelerden yapılan bir

25 12 nesneyle ilişkilidir. Bu nesne için Türkçe de masa İngilizce de table sözcükleri keyfi olarak seçilmiştir. Anlambilim nesneler, nesnelerin ait olduğu kategorileri ve kavramları, bunlar arasındaki ilişkileri konu edinmiştir. Bunun yanında sözcükler ve sözcük birleşimlerinin yüklendikleri anlamlar da anlambilimin konusudur. Sözcükler ve semboller gerçeği yansıtmazlar, gerçek olan dili kullanan bireyin düşüncesi ve içerikle ilgili bilgisidir. İçerik çoğu zaman tek bir yaşantıdan ziyade birçok deneyimle ilişkilidir. Örneğin gelişimin ilk dönemlerinde çocuk; balık, böcek, kurt ve insanların nefes alan varlıklar kategorisinde yer aldıklarına dair henüz bilgi sahibi değildir. Zamanla kavram, dil, ve biliş gelişimi sayesinde çocuk yukarıda değinilen deneyimlere kavuşacak ve anlama becerisi kazanacaktır (Maviş, 2005). Çocuk dildeki eş anlamlı, zıt anlamlı ve varsa bu sözcüklerin mecazi anlamlarıyla da karşılaşacak ve sözcük dağarcığı genişleyecektir. Çocuklar sözcükleri ve anlamlarını öğrenirken önce sözcükleri sadece belirli bir durum veya varlık için sınırlı olarak kullanırlar. İkinci aşamada çocuklar, öğrendikleri yeni sözcüğü, algısal veya fonksiyonel özellikleri benzer olan varlıklar için de kullanırlar. Bu bilgi, bir sözcüğün daha önceden kullanıldığı varlık dışında başka varlıklara da uygulanacağı bilgisidir. Diğer bir aşamada çocuklar, öğrendikleri yeni sözcüğü aynı kategoride yer alan diğer varlıklar için de kullanır. Bu bilgi ise, tüm varlıkların bir kategori veya bir gruba ait olduğu bilgisidir. Nesne, eylem ve yer gibi semantik kategoriler ilk kullanılan sözcük grupları arasında yer almaktadır. Çocuklar sözdizimi kazanımı başlamadan önce oldukça fazla sayıda sözcük edinirler. Sözcük sayıları yaklaşık olarak 50 sözcüğe ulaştığında çocuklar sözcükleri birleştirmeye başlarlar (Acarlar, 2004) Pragmatik (Edimbilim): Neyin, kime, nerede, nasıl söyleneceği bilgisidir. Edimbilim dilin kullanım kuralları olarak da ifade edilebilir. Buna ek olarak edimbilim, söylenenleri bir bağlam içinde yorumlamayı ve söylem kuralları bilgisini de içerir. Edimbilim sosyolinguistik tarafı ağır basan bir bileşendir (Ege,

26 a). Bazı çocuklar normal bir zekaya sahip oldukları halde yaşadıkları bazı gelişimsel sorunlar nedeniyle sosyal etkileşim yetersizliği gösterirler. Bunun sonucunda bu çocuklar dil gelişiminde de gerilik yaşayabilirler. Sosyal etkileşimde bulunmayan çocuklar da dil gelişiminde gecikme yaşayabilirler (Topbaş ve Maviş, 2005). Edim, çocuk doğduğu andan itibaren başlar. İletişimin temelinin oluşturulmasına ve amacının gerçekleştirilmesine hizmet eder. Birey dili karşısındaki bireye, bireyin yaşına, o bireyle paylaştığı ortak bilgiye ve içinde bulundukları bağlama göre kullanır. Bir konuşmada sıra alma, konuşmayı başlatma, konuşmayı sürdürme, bitirme ve bir konuşma ortamına girme yine dilin kullanımıyla ilgilidir (Ege, 2004 a). Sonuç olarak birey anadilinin içeriği, sözcükleri, biçimbirimleri, sözdizimleri ve fonemlerini iletişim kurma amacına uygun olarak kullanabilmelidir (Owens, 1998). 2.3 Konuşmanın Fizyolojik Yapısı Konuşma, düşüncelerin ifade edilmesinde sembolik bir araç olarak kullanılan sözel dilin, akciğerlerden gelen havanın gırtlak, ağız ve burun yolunda şekillenmesi sonucunda üretilen sesler yardımıyla diğer bireylerin işitsel olarak algılayabilecekleri ve anlamlandırabilecekleri şekle dönüştürülmesi eylemidir (Konrot, 2005). Organizma, sesleri işitebildiği gibi ses çıkarabilme yetisine de sahiptir. Larinks sesin çıkmasına yardımcı olur. Bunun yanında burun ve ağız hareketleri yapılarak, ağız boşluğunda dilin yeri ve yüksekliği değiştirilerek, bu boşluklardaki rezonans farklılıklarıyla sesler oluşturulur. Konuşmada üç işlev söz konusudur. Bunlar respirasyon, fonasyon ve artikülasyondur. (Topbaş, 2005; Ege, 2004; Güleryüz, 1995; Zemlin, 1998).

27 Respirasyon (Solunum): Yaşamın sürdürülmesi için havanın solunumu gereklidir. Yaşamsal işlevinin yanında konuşma için de solunuma gereksinim duyulur. Konuşmanın en temel kaynağı olan havayı ciğerler sağlamaktadır. Konuşulmadığı zaman kana oksijen alıp karbondioksit atmak amacıyla dakikada ortalama 12 defa soluk alınıp verilir. Diyafram ve bir grup kaburga kasının kasılmasıyla göğüs boşluğunun boyu, derinliği ve genişliği artar, ciğerlerin de genişlemesiyle içerde negatif hava basıncı oluşur. Diyaframın aşağı doğru çekilmesiyle karın boşluğundaki organlar sıkışır. İçerdeki basınç dışarıdaki basınca eşit olduğunda kaslar yavaş yavaş hareketlerini durdururlar, göğüs boşluğu ve ciğerler lastik gibi eski halini alarak hava dışarı atılır (Güleryüz, 1995). Konuşma için solunum (biyososyal solunum) vejetatif (yaşamsal) solunumdan farklıdır. Vejetatif solunumun nefes alma ve nefes verme evrelerinin her biri ortalama 2,5 saniye sürerken biyososyal solunumun nefes alma evresi 2-3 saniye, nefes verme evresi ise saniye kadar sürebilir (Güleryüz, 1995; Zemlin, 1998; Ege, 2004 a). Vejetatif solunumda bütün solunum yolları açıktır. Oysa biyososyal solunumda ağız boşluğunda ve larinkste hava dirençle karşılaşır. Ayrıca konuşmak için daha fazla havaya ihtiyaç vardır. Solunum sisteminin yapısı incelendiğinde vücut boşluğu; göğüs boşluğu ve karın boşluğu olmak üzere ikiye ayrıldığı görülür. Diyafram bu iki boşluğu birbirinden ayırır. Göğüs boşluğunda kalp ve solunum (pulmoner) sistem yapıları vardır (Ege, 2004 a). Solunum sistemi ikiye ayrılır. 1- Üst solunum yolları: Ağız, burun, farinks, larinks. 2- Alt solunum yolları: Trekea ve ciğerler.

28 Fonasyon: Trekeanın üzerinde bulunan kıkırdaklar kümesi larinkste, fonasyon gerçekleşir. Larinksin ciğerleri korumak, ciğerdeki havayı sabit tutmak gibi yaşamsal fonksiyonları vardır. Bunun yanında konuşmadaki fonksiyonu da çok önemlidir. Konuşma için kullanıldığında, ciğerlerdeki sıkışma, havanın potansiyel enerjisini akustik titreşimlerin kinetik enerjisine çevirmektedir (Zemlin, 1998; Ege, 2004 a) Larinksin kemik yapısı üç çift ve üç tek kıkırdaktan oluşur. Bunlardan başlıcaları; Krikoid: Halka şeklindedir. Trakeanın son halkasının üzerine oturur. Tiroid: En büyük kıkırdaktır. Kadınlarda 120, erkeklerde 90 derece açısı vardır. Adem elması olarak da bilinir. Alt boynuyla krikoidle üst boynuzlar hiyoid kemiğiyle birleşir. Bu iki kemik birbirine geçmiş durumdadır. Aritenoidler: Krikoidin arka kısmına oturur, eklem yerinden öne, arkaya ve sağa, sola hareket ederler. Ses tellerinin arka uçları aritenoidlere bağlıdır. Ses Telleri: Aritenoidlerden tiroide uzanan bağ (ligaman) dokudur ve mukoza ile kaplıdır. Aritenoid kıkırdağın hereketiyle ses tellerinde açılmakapanma ve gerilme (incelme)-kalınlaşma pozisyonları oluşur. Yani ses telleri hem yatay hem de dikey hareket ederler. Larinksin Fizyolojisi: Ses telleri normal solunumda açık durur. Vandenberg in (1958) ses üretme teorisi Miyoelastik-Aerodinamik Fonasyon Teorisine göre soluk verme aşamasında ciğerlerdeki hava basıncı fazlayken ses telleri bir araya getirilirse havanın dışa akımına karşı direnç oluşturulur. Gittikçe artan hava basıncı, larinksin direncini kırarak ses tellerini ayırır. Ayrılan ses tellerinin arasından geçen hava, tellerin arasındaki hava basıncını düşürür ve bir emme gücü yaratır. Buna Bernoulli etkisi denir. Bu emme gücüyle ses telleri

29 16 tekrar kapanır ancak ciğerlerdeki basıncın etkisiyle tekrar açılır ve bu olay tekrarlanır ( Zemlin, 1998; Ege, 2004 a). Ses tellerinin bir defa açılıp kapanma olayı 1 devreyi (cycle) oluşturur. Bu olay yetişkin bayanlarda 1 sn de defa gerçekleşir. Erkeklerde ise 1 sn de defa, çocuklarda ise 300 defadan fazla gerçekleşebilir ( Zemlin, 1998; Ege, 2004). Buna sesin temel frekansı (Fo) denir ve sesin perdesini, tizliğini belirler. Fo ı belirleyen de ses tellerinin kütlesi ve uzunluğudur. Erkeklerin ses telleri daha uzun ve kalın, kadınlarınki daha kısa ve incedir. Larinksin bu şekilde titreşim yapması artikülasyon için ses kaynağı sağlar (Ege, 2004 a) Artikülasyon: Artikülatörler hareket edebilen yapılardır. Dudaklar, dişler, dil, sert damak, yumuşak damak, çene birer artikülatördür (Kuder, 1997). Artikülatörler ses yollarının şeklini ve bir ölçüye kadar uzunluğunu değiştirerek larinksten gelen ses kaynağına değişik rezonans özellikleri olan titreşimler yaratır (Bankson ve Bernthal, 1992; Ege, 2004 a; Topbaş, 2005). Artikülasyon fonemlerin söyleniş özelliklerini yansıtır. Ünlü fonemleri üretirken, larinksten gelen ses farinks, ağız boşluğu ve burun boşluğundan geçerken değişir. Dilin pozisyonu ve yüksekliği değiştirilerek, burun boşluğu açılıp kapatılarak bu boşlukların şekilleri, birbirlerine oranla büyüklükleri yani rezonans özellikleri değiştirilerek değişik fonemler üretilir. Ünsüz fonemler üretilirken larinksten gelen sese artikülatörlerin farklı hareketleri eşlik eder. Örneğin patlamalı-kapantılı /p/ fonemi üretilirken dudaklar kapatılarak havanın önü kesilir. Ya da sürtünmeli /f/ fonemi üretilirken üst dişle alt dudağa dokunularak, havaya geçebileceği az bir yer bırakılır (Bankson ve Bernthal, 1992; Mc Reynolds, 1990, Akt; Güleryüz, 1995; Zemlin, 1998; Ege, 2004 a).

30 Konuşmada Kullanılan Sesler Her dilin kendine özgü temel sesleri vardır. Bu sesleri bağımsız olduklarında ya da kendi başlarına çıkarıldıklarında anlamsız oldukları halde çıkarılırken ton, şiddet, durağanlık ve süreklilik özellikleriyle değişik bileşim sonucu dilin anlamlı öğeleri haline gelirler. Konuşma dilinin bölünmez hale indirgenmiş bağımsız seslerine fonem adı verilir. Fonetikçiler konuşma seslerini değişik biçimde sınıflandırmaktadırlar. Çoğunlukla ilk sınıflama ünlüler ve ünsüzler şeklinde yapılmaktadır (Woolfork ve Lynch, 1982 akt; Güleryüz, 1995; Ege, 2004 a ) Ünlüler: Ünlüler, hava akımının bir engele uğramadan larinks üstü boşluklardan geçmesiyle oluşan fonemlerdir. Ünlülerin oluşmasında ses tellerinin titreşimi kadar ağız boşluğunun biçimlenmesi de etkilidir. Ağzın açıklık derecesi, dudakların biçimi ve dilin ağız boşluğunda değişik konumları ile ünlüler ağız boşluğunun ön, orta ya da arka kısmında oluşurlar. Kısaca ünlüler, akustik özellikleri tümüyle rezonansa bağlı seslerdir. Larinks üstü boşlukların biçim ve büyüklüklerini değiştirerek farklı ünlü fonemler üretilir. Ünlü fonemlerde, ciğerlerden gelen hava akımına direnç yok denecek kadar azdır. Ünlüler 3 boyutta incelenir (Ingram, 1976; Stoel-Gammon ve Dunn, 1985; Zemlin, 1998; Ege, 2004 a). Tablo 2.1 de ünlü fonemlerin sınıflandırılması görülmektedir. 1- Ön/Arka Boyutu: Dilin kavisli (yüksek) kısmının yatay düzlemde nerede olduğu ile ilgilidir. 2- Yükseklik/Alçaklık Boyutu (Üst-orta-alt): Ağız boşluğunun, dilin ve çenenin oynatılmasıyla ne kadar açık ve kapalı olduğu ile ilgilidir. 3- Yuvarlaklık Boyutu: u, o, ü, ö, ünlülerinin üretilmesi için dudakların büzülmesi durumudur.

31 18 i ÖN MERKEZ ARKA Düz Yuvarlak Düz Yuvarlak ü ı u Üst e ö o Orta a Alt Tablo 2.1: Ünlü Fonemlerin Geleneksel Yaklaşıma Göre Sınıflandırılması (Ege, 2004 a) Ünsüzler: Ünsüzler üretilirken artikülatörlerden hava akımına direnç çok fazladır. Akım ya tamamıyla bloke edilmekte, ya kısıtlanmakta ya da saptırılmaktadır. Eğer hava akımı larinksten geçişinde ses tellerini titreştiriyorsa bu tür seslere titreşimli, titreştirmiyorsa titreşimsiz ünsüzler denir. Türkçe alan yazında titreşimli ünsüzler ötümlü olarak; titreşimsiz ünsüzler de ötümsüz olarak adlandırılabilmektedir (Topbaş, 2003). Ünsüzler artikülasyon biçimine (manner of articulation) ve artikülasyon yerine (place of articulation) göre sınıflandırılırlar. Bazı artikülasyon biçimleri kendi içinde ötümlü ve ötümsüz olarak ikiye ayrılırken bazıları sadece ötümlüdür (Topbaş, 2005 b; Zemlin, 1998; Ege, 2004 a; Fromkin ve ark, 2001). Ses tellerinin birbirine yaklaşması-kapanmasıyla oluşan titreşimli sesler ötümlü; ses tellerinin birbirinden uzaklaşması-ayrılmasıyla oluşan sesler ötümsüz seslerdir. Türkçe de /p,t,k,f,ç,s,ş,h/ sesleri ötümsüz; /b,d,g,v,z,c,l,r,m,n,y/ sesleriyle tüm ünlü sesler ötümlüdür (Topbaş, 2005 b; Ege, 2004 a). Türkçe deki ünsüzlerin artikülasyon yerine, biçimine ve ötümlülük durumuna göre sınıflandırılması, Tablo 2.2 de verilmiştir.

32 Artikülasyon Biçimi: İki artikülatörün birbirine yaklaşması ve değmesi sırasında hava akımının nasıl bir engellemeyle karşılaştığını ifade eder. Hava akımının artikülasyon yerlerinden dışarı bırakılırken aldığı biçimle ilgilidir (Topbaş, 2005 b). Patlamalı-Kapantılı Sesler (stop-plosives): Patlamalı-durak sesler olarak da adlandırılmaktadırlar. Hava akımının ağız boşluğunda tamamıyla bloke edilmesiyle çıkartılan seslerdir. Blokajın arkasında biriken hava (basınç) blokaj açıldığı zaman patlayarak çıkar (p, b, t, d, k, g). Sürtünmeli Sesler (Fricative): Bu fonemler akciğerlerden gelen havanın dar bir açıklıktan kuvvetli bir şekilde sürtünerek çıkmasıyla meydana gelir. Diğer bir deyişle iki artikülatörün birbirine çok yaklaştırılıp havanın geçeceği yerin daraltılmasıyla ve bu dar aralıktan havanın basınçlı bir şekilde sürtünerek çıkmasıyla sürtünmeli sesler oluşur. Yüksek frekenslı işitilebilir bir ses meydana gelir (f, v, s, z, ş, j, h). Yarı-Kapantılı Sesler (Affricates): Kapantılı bir şekilde başlayıp sürtünmeli olarak devam eden seslerdir (ç,c). Genizsil Sesler (Nasals): Ağız boşluğunun tamamıyla bloke edilip havanın burun boşluğundan dışarı verilmesiyle çıkan seslerdir (m, n). Yarı Ünlüler (Glides, semivowels): Bazı yönleriyle de ünsüzlere benzerler. Hava akımı, ne ünlülerdeki kadar rahat ne de ünsüzlerdeki kadar sürtünmelidir. Şekil olarak ünsüzlere benzer, ünlülerle birlikte kullanılırlar (y). Akıcılar (Liquids): Dilin ön kısmının diş yuvasına dokunması veya yaklaşması ile meydana gelirler. Bu sırada /l/ sesinde hava oral yoldan veya dilin iki yanından bırakılır (l, r).

33 Artikülasyon Yeri: İki hareketli artikülatörün birbirine yaklaşması ve dokunması durumudur. Dil, dudaklar ve yumuşak damak hareket ederek değişik artikülasyon yerleri oluştururlar. Çift Dudaksıl (bilabial): Dudakların birbirleri ile temasıyla meydana gelirler (p,b,m). Dişsil-dudaksıl (labiodental): Alt dudak ve üst dişlerin birleşimiyle oluşur (f, v). Dişyuvasıl (linguo-alveolar): Dil ile ön-üst dişlerin hemen arkasındaki alveolar bölge ile teması sonucunda ortaya çıkarlar ( t, d, s, z, n, l, r). Dişyuvasıl-Damaksıl (alveolar-palatal): dilin alt diş yuvası ve damakla temasıyla oluşan fonemlerdir ( ş, j, ç, c). Damaksıl (palatal): dilin alt damakla temasından oluşan fonemdir (y). Artdamaksıl (velar): Dil ve yumuşak damak teması ile oluşan fonemlerdir (k, g). Gırtlaksıl (Glottal): havanın ses tellerini titreştirmesiyle oluşur (h). Artikülasyon yeri Artikülasyon şekli Patlamalıkapantılı Ötümsüz Ötümlü Çift dudaksıl p b Dişsildudaksıl Diş yuvasıl t d Diş yuvasıldamaksıl Damaksıl Artdamaksıl k g Gırtlaksıl Sürtünmeli Ötümsüz Ötümlü f v s z ş j h Yarıkapantılı Ötümsüz Ötümlü ç c Genizsil Ötümlü m n Yarı-ünlü Ötümlü y Akıcılar Ötümlü l, r Tablo 2.2: Türkçe deki Ünsüz Fonemlerin Sınıflandırılması (Ege, 2004 a).

34 Dil ve Konuşma Gelişimi Dil ve konuşma gelişimi bir çok araştırmaya konu olmuştur. Dil gelişimindeki bazı temel aşamalar evrensel dönemler olarak kabul edilmektedir. Normal gelişim gösteren çocukların gelişim özellikleri şu şekilde ifade edilebilir (Topbaş, 2005; Temel ve ark., 2005; Ege, 2004; Erdem, 2004; Tüfekçioğlu, 2003; Sears ve Sears, 2002; Turan, 2001; Yavuzer, H. (1999); Karacan, 1998;Artar, 1998; Owens, 1998; Baykoç Dönmez ve ark., 1997; Seçilmiş, 1996; Poyraz, 1995; Acarlar, 1991; Erkan, 1990; Güleryüz, 1990; Carrow-Woolfolk, 1982). Araştırma konusu olan Türkçe deki fonem ediniminin normal gelişim gösteren çocuklarda kronolojik gelişimi Tablo 2.3 te ve Tablo 2.4 te verilmiştir. 0-2 ay: Refleks ağlama ve vejatatif sesler görülür. Bebeğin tek iletişim yolu ağlamadır. En yaygın sesler rahatsızlık ve açlık ağlamalarıdır. Birinci ayın sonunda ağlamalar farklılaşmaya başlar ve anne bebeğin ağlama nedenini belirleyebilir. 2-3 ay: Cooing (gıgıldama) ve gülümseme görülür. Ağlama sıklığı azalır. Bu dönemde bebekler k, g gibi yumuşak damak ve gırtlaksıl sesleri çıkarabilirler. a,u,o gibi ünlüleri uzatabilirler. Bu bebekler konuşan kişiye bakabilirler. Bu dönem agulama evresi olarak da bilinir. 4-6 ay: Babıldama: Ses oyunu, babbling (Mırıldanma, hece çıkarma) dönemidir. Bebek ses perdesini alçaltıp yükseltebilir, kendisiyle konuşulduğunda cıvıldar. b,p,m dudaksıllarının kullanımı artar. Ba, be, de, da gibi farklı heceler çıkar ay: Tekrarlı babıldama (redublicated babbling) dönemidir. Bebek çevresindeki dilin niteliklerine uygun sesler çıkartır. Ünlü ve ünsüz sesleri birleştirerek heceler oluşturur ve bunları tekrarlar (Ma-ma, de-de, ba-ba). Bu gibi

35 22 tekrarlı heceleri söyleyenin arkasından taklit edebilir. İsteklerini işaret ya da sesle belirtebilir ay: Bu dönemde çocuklar cümle seslerine benzeyen bir dizi ses üretiminde bulunurlar. Entonasyonu konuşmaya benzeyen bu seslere jargon babbling de denir. Alanyazında bu dönem ses-sözcükler dönemi olarak da adlandırılmaktadır. İlk anlaşılabilen sözcükler onikinci ay civarı görülür. Dönemin sonuna doğru çocuklar beş veya daha fazla sözcük kullanabilir ay: Çocuğun en az altı anlaşılır sözcüğü vardır. Çocuk arka arkaya söylenen iki emri yerine getirebilir, iki sözcüklü basit cümleler kurabilir. Bu ilk cümleler çoğunlukla isim ve fiillerin birleşmesinden oluşur. Çocuk gösterilen nesnelerin adını söyleyebilir, söylenen sözcükleri tekrar edebilir. 2 yaş civarında çocuklar ünsüzlerin % 70 ini doğru olarak üretebilmekte, birleştirme ve hecelemeler yapabilmektedir ay: Üç veya daha çok sözcüklü cümleler kurabilir. Konuşurken zamir kullanır. Arka arkaya verilen üç yönergeyi yerine getirebilir. Gösterilen nesnelerin adlarını söyleyebilir. Resimde olanları anlatabilir. Konuşanı dinleme ve konuşmada sıra bekleme gibi bazı iletişim becerileri sergiler. Kim, ne, nerede sorularını sorar. Yer bildiren içinde, altında, üstünde gibi sözcükleri anlar. Morfemleri kullanmaya başlar kadar sözcüğü vardır ay: Kendi kendine şarkı, şiir, tekerleme söyleyebilir. Neden sonuç ilişkisi içeren sorulara cevap verebilir. Düzgün cümleler kullanır. Geçmiş deneyimleri hakkında konuşur. Çoğul takılarını (morfem) kullanır. Konuşmalarında ses hataları olmasına rağmen konuşmaları yabancılar tarafından anlaşılır ay: Birbiriyle ilişkisi olmayan üç emri sırasıyla yapar. Güzel, daha güzel, en güzel gibi kıyaslamaları anlar. Sözcüklerin işlevlerini tanımlar. Çünkü,

36 23 böylece sözcüklerini kullanarak olayların nedenleri hakkında konuşur. Altı sözcükten oluşan cümleleri taklit edebilir. Adını-soyadını, yaşını söyleyebilir. Telefonla konuşabilir ay: Dil bilgisi bakımından yetişkinlerin konuşmasına çok yaklaşırlar ancak özne fiil arasındaki uyumla, geçmiş zaman kiplerinde bazı zorluklar yaşayabilirler. Söyleyişlerinde sıraya dikkat ederler. Bilgi verir ve alırlar. Aile içinde arkadaşları ve yabancılarla iyi iletişim kurarlar. Bildikleri basit bir öyküyü sırasıyla anlatabilirler. Benzerlik ve farklılıkları söyleyebilirler. Geçmiş, gelecek ve geniş zamanı resimlerden ayırt edebilirler. Sözcük dağarcıkları onbin civarındadır. 72 ay-... : Çocuklar 8 yaşa kadar bazı ses hatalarını yapmaya devam edebilirler. Fonemik envanter 8 yaş civarında tamamlanmaktadır. Çocukların algılama ve ifade etme becerileri arasında daha önceden yaptıkları yanlış eşlemeler önemli derecede azalır. Bu dönemden sonra çocuk hedeflediği yetişkin dilini kullanır. Yaş grubu Sözcük başı İki ünlü arası Sözcük sonu m, p, b, t, y d, k, f, g, v, s, n, c, ç, ş, h z n, t, d m, n, p, t, k, v, y m, p, b, k, g, f, v, z, c, ç, ş, y ç, s, ş, l s, l, (h) f, r 5 l r, h z, h 6 r z Tablo 2.3: Türkçe de Ünsüz Fonemlerin %85 Kriterine Göre Edinilmesi (Ege, 2004 b)

37 24 Ünsüzler / Yaş 1:3 1:5 1:6 2:0 2:1 2:4 2:5 2:9 2:10 3:0 b c ç d f g ğ h j k l m n p r > s ş t ---- v y z Ünsüz Kümeleri > ( ) Edinimin çocukların çoğunluğunda devam ettiği yaş dönemini ( ) Edinimin en son yaş dönemini ( ---> ) Edinimin ileriki yaş dönemlerinde devam edebileceğini göstermektedir. Tablo 2.4: Türk Çocuklarında Ünsüz Ediniminin Kronolojik Gelişimi (Topbaş, 2003). Tablo 2.3 te ve Tablo 2.4 te araştırma konusu olan Türkçe deki fonem ediniminin normal gelişim gösteren çocuklarda kronolojik gelişimi görülmektedir. Bu tablolara göre normal gelişim gösteren çocuklar /m/, /b/, /d/, /k/, /t/ fonemlerini erken edinmektedirler; /r/, /z/, /h/ fonemlerini ise geç tamamlamaktadır.

38 Zihinsel Engelli Bireylerin Özellikleri Amerikan Zihinsel Yetersizlik Birliği (American Association Mental Retardation (AAMR)), zihinsel engeli; zihinsel işlevlerle birlikte uyumsal beceri alanlarından ikisi ya da daha fazlasında sınırlılık yaşanması durumu olarak tanımlamaktadır (Eripek,2003). Uyumsal beceri alanları; iletişim, öz bakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, toplumsal yararlılık, kendini kontrol etme, sağlık ve güvenlik, okuma-yazmaya ilişkin akademik beceriler, boş zamanları değerlendirme ve iş olarak örneklendirilebilir (Tüfekçioğlu, 2003; Sucuoğlu, 2003; Yazıcıoğlu, 1985). Zihinsel engelin tanısı, bireyin hem zekasının ölçümüne hem de bu bireyin aynı kültür içinde yaşayan normal gelişim gösteren akranlarıyla karşılaştırıldığında, sosyal ve uyumsal davranışlar ve bağımsız olarak yaşayabilme becerilerine bağlı olarak yapılmaktadır (Tüfekçioğlu, 2003). Zihinsel engelli çocuklar hem zeka hem de uyumsal davranış alanlarında akranlarından çok daha düşük performans gösterirler. Eğitimsel sınıflandırmaya göre eğitilebilir, öğretilebilir, ileri ve çok ileri derecede zihinsel engelli olarak çocuklar üç gruba ayrılabilir. Eğitilebilir zihinsel engelli çocuklar gelişimleri, normal gelişim gösteren çocuklardan önemli bir farklılık göstermediği için genellikle okula başlayıncaya kadar fark edilmeyebilirler (Eripek, 2003). Okul yaşantıları başladığında özellikle akademik becerilerde güçlük yaşarlar. Okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri basit düzeyde öğrenebilirler. Zeka puanları arasındadır. Zihinsel engellilerin büyük bir oranı bu gruptadır. Birçoğunda, fiziksel görünüş olarak zihinsel engeli belirleyen bir özellik yoktur. Yürüme ve konuşmaya başlamak gibi gelişim evrelerinde gerilik yaşarlar (Tüfekçioğlu, 2003; Sucuoğlu, 2003; Yazıcıoğlu, 1985). Öğretilebilir zihinsel engellilerin gelişimsel gerilikleri genellikle okul öncesi dönemde fark edilmektedir. Bu bireylerin gelişim özelikleri normal gelişim

39 26 gösteren akranlarından önemli oranda farklılık gösterir. Zeka puanları arasındadır. Günlük yaşamın gerektirdiği sosyal uyum, pratik iletişim ve özbakım becerilerini kazanabilirler. Okuma-yazma, matematik gibi temel akademik becerileri kazanamazlar. Bu gruptaki bireylere temel akademik beceriler yerine işlevsel akademik becerilerin kazandırılması tercih edilir (Sucuoğlu, 2003). Ortalama beş yaşına doğru konuşmaya başlamakla birlikte hemen hemen hepsinde dil ve konuşma bozuklukları görülür. Yetişkinlik döneminde basit düzeyde ustalık gerektirmeyen işleri, korumalı iş yerlerinde yapabilirler. İleri ve çok ileri derecede zihinsel engelli bireylerin gerilikleri doğum anında veya doğumu izleyen ilk günlerde fark edilir. Zeka puanları 0-25 arasındadır. Pek çoğu yaşamları boyunca yetişkin desteğine ihtiyaç duyarlar. Basit özbakım becerilerinden bazılarını kazanabilirler. Genellikle kurum ve hastanelerde ya da evde destek alırlar Zihinsel Engelli Bireylerin Dil Gelişimi Özellikleri İnsan zekasını tanıma veya tanımlayabilmede iletişim ve dil gelişiminin önemli bir yeri vardır. İletişim ve dilde var olan bir gecikme zihinsel engel tanısının konmasında önemli etkenler arasında yer alır. (Abbeduto ve Waren, 1992). Diğer bir ifadeyle zihinsel gelişim, bireylerin dil gelişimini etkileyen etmenler arasında yer almaktadır (Carrow-Woolfolk, 1982; Acarlar, 2004). Zihinsel engelli çocukların dil becerileri genellikle normal gelişim gösteren çocukların dil becerilerine benzediği düşünülse de aslında takvim yaşından daha çok zeka yaşına göre benzerlikler göstermektedirler (Chapman ve Nation, 1981). Hatta aynı zeka yaşında olan normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldığında bile zihinsel engelli çocuklar sıklıkla daha sınırlı dil becerileri göstermektedirler. Zihinsel engelli çocukların dil gelişimlerinde gecikme büyük bir oranda görülür (Ege, 2004 a). İletişim ve dil gelişiminde yaşanılan problemler, davranış bozukluğu ve öğrenme bozukluklarına neden olabilir. Etkili ve işlevsel

40 27 bir iletişim kuramayan zihinsel engelli bireyin, birilerine bağımlı ve toplumdan soyutlanmış ve yapılandırılmış kısıtlı bir yaşam sürmesi kaçınılmazdır. Genel olarak zihinsel engeli olan bireylerde zeka puanları 50 nin altında olduğunda ileri derecede dil ve konuşma bozuklukları; 50 nin üstünde olduğunda yine belirli derecelerde dil ve konuşma bozuklukları görülür (Tüfekçioğlu, 2003). Zihinsel engelli çocuklar öğrenme, bellek, taklit etme, sembolik oyun, sıralama gibi süreçlerde sorunlar yaşarlar. Ayrıca yavaş konuşma gelişimi, zayıf bellek, yeni durumlara uyum güçlüğü, basit algı ve kavramlara sahip oldukları için duygu ve düşüncelerini karşılarındaki bireylere açıkça ifade etmede güçlük yaşayabilmektedirler (Bilir ve ark, 1992; akt; Eroğlu, 1998; Acarlar, 2004). Zihinsel engelli bireylerin büyük bir bölümünün iletişimde bulunmak amacıyla jest, mimik, vücut hareketi gibi sözel olmayan yollar kullandığı görülür (Butterfield ve Arthur, 1995; akt: Eroğlu, 1998). Dilin bileşenlerine göre zihinsel engelli bireylerin dil gelişimi incelendiğinde zihinsel engelli çocuklar sentaks, morfoloji, fonoloji, semantik ve pragmatik açıdan, normal gelişim gösteren çocukları geriden takip etmektedirler Zihinsel Engelli Bireylerin Sentaks Gelişim Özellikleri Sentaks açısından zihinsel engelli bireyler daha çok tek sözcük aşamasında takılmaktadırlar. Bu aşamayı atladıktan sonra ise zihinsel engellilerin daha çok iki sözcükten oluşan tümceleri, kısa ve telegrafiktir (Leifer ve Lewis, 1984). Chapman (1997), araştırmalarda Down sendromlu (DS) çocukların zeka yaşına göre normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldıklarında sözcük dağarcıklarının karşılaştırma grubuna göre sınırlı bulunduğunu ifade etmiştir. Bu çocukların daha çok isim sözcükleri tercih ettikleri araştırma sonuçları arasındadır. Down sendromlu çocukların Ortalama Sözce Uzunluklarının (OSU), takvim yaşına göre karşılaştırıldıkları normal gelişen çocukların OSU larından daha düşük olduğu yönünde bulgular vardır (Rondal ve Comblain, 1996). DS li

41 28 çocukların sentaks becerileri sözcük dağarcığına göre daha yavaş gelişmektedir. Diğer yandan sözcük dağarcıkları tümce uzunluğuna göre daha hızlı gelişmektedir (Acarlar, 2004) Zihinsel Engelli Bireylerin Morfolojik Gelişim Özellikleri Morfolojik gelişim incelendiğinde de zihinsel engelli bireyler yaşıtlarına göre sınırlı bir performansa sahiptirler. Geçmiş zaman ekleri, olumsuzluk ekleri, etken ve edilgen tümcelerin kullanımının DS lilerdeki durumunu tespit etmek amaçlı yapılan bir çalışmada bu çocukların yetersizlik gösterdikleri bulunmuştur (Kumin, 1994). Zihinsel engelli çocukların OSU ları düzensiz bir gelişim gösterir. Normal gelişim gösteren çocukların (NG) OSU ları 1 morfemle başlayıp 4 yaş civarında 4-5 morfeme ulaşırken ZE ler hızlı bir gelişim gösterip sonra uzun süreli duraksamalar yaşarlar (Acarlar, 2004) Zihinsel Engelli Bireylerin Fonolojik Gelişim Özellikleri Zihinsel engelli bireyler sıklıkla dilin fonoloji bileşeninde güçlükler yaşarlar. Sözcük öncesi dönemde zihinsel engelli bebeklerin fonolojik gelişimleri normal gelişim gösteren yaşıtlarına paraleldir. Yaş ilerledikçe bilişsel gelişimle birlikte fonolojik gelişim de normal gelişim gösteren akranların gerisinde kalmaktadır. Ancak ZE ler geriden de olsa aynı gelişim süreçlerini takip etmektedir (Crosley ve Dowling, 1989). Farklı nedenleri olan zihinsel engele sahip bireylerin fonolojik edinimleri de farklı olabilmektedir. Örneğin DS li çocukların fonolojik becerileri diğer zihinsel engellilere göre daha zayıftır (Acarlar, 2004). Fonolojik hatalar, normal gelişen çocuklarda 8 yaş civarında kaybolurken zihinsel engelli çocuklarda devam edebilmektedir. Yapılan araştırmalarda zihinsel engelliler normal gelişim gösteren çocukların fonolojik hatalarına benzer hatalar yapmaktadırlar (Kuder, 1997). Araştırma konusunun fonem edinimi ile ilgili olması nedeniyle bu bileşenle ilgili yapılan araştırmalar ayrıntılı açıklamalarla ayrı bir başlık altında ele alınacaktır.

42 Zihinsel Engelli Bireylerin Semantik Gelişim Özellikleri Dilin bileşenlerinden biri olan semantik ile ilgili, zihinsel engellilerle yapılan araştırmalar pek fazla değildir. Yapılan araştırmalarda ise yeni sözcükleri öğrenirken zihinsel engellilerin de normal gelişim gösterenlerin kullandıkları stratejileri tercih ettikleri bulunmuştur (Acarlar, 2004). DS li bireyler ilk sözcüklerini dağınık bir zaman diliminde ve gecikmeli olarak edinmektedirler (Chapman, 1995). Zihinsel engellilerin genelde zayıf oldukları alanlar zaman gibi soyut kavramlar, önce-sonra gibi ilişki terimleri, deyimler ve fiillerdir (Rosenberg ve Abbeduto, 1993) Zihinsel Engelli Bireylerin Pragmatik Gelişim Özellikleri Zihinsel engelli çocuklar dilin iletişim amaçlı kullanımında da sorunlar yaşayabilmektedirler. Konuşma ortamında sıra alma, konuyu yönlendirme, konuyu devam ettirme ve düzeltme gibi beceriler arasından zihinsel engellilerin en başarılı oldukları beceri sıra alma becerisidir. Bununla birlikte konuşma kesintiye uğradığında konuşmayı düzeltme becerileri zayıftır. (Kuder, 1997). Abbeduto ve Rosenberg (1992) zihinsel engelli çocukların konuşma anında hata yaptıklarında hatayı düzeltmede sınırlılık yaşadıklarını ifade etmektedir. DS lilerle yapılan bir çalışmada bu çocukların farklı dinleyicilere göre konuşmalarını değiştirdikleri bulunmuştur. Örneğin öğretmenleriyle konuşurken kullandıkları ifadeyi kendilerinden küçük çocuklara göre yeniden yapılandırabilmektedirler (Kumin, 1994). Edimbilim bileşeninde, zihinsel engelli bireyler zeka yaşına göre karşılaştırıldıkları normal gelişim gösteren çocukların gelişimine yakın bir gelişim gösterirler (Kuder, 1997).

43 Zihinsel Engellilerin Fonolojileriyle İlgili Yapılan Araştırmalar Miller (1984) zihinsel engelli bireylerin dil gelişimini normal gelişim gösteren bireylerin dil gelişimiyle karşılaştırmış, zihinsel engeli bireylerin dil gelişiminin karşılaştırma grubuna benzediğini ancak zihinsel engelli çocukların dil gelişiminin daha yavaş olduğunu bulmuştur. Smith ve Oller in (1981) araştırmasında, babıldama döneminde zihinsel engelli bebeklerin normal gelişim gösteren bebeklerle gelişimsel bir paralellik gösterdikleri belirtilmiştir. Ancak yaş ilerledikçe bu paralellik zihinsel engelli bireylerin aleyhine bozulmuştur. Smith ve Oller Down sedromlu (DS) bebekler ile normal gelişim (NG) gösteren bebeklerin tekrarlı babıldamalarının ortaya çıkış yaşlarını, ürettikleri ünsüzlerin artikülasyon yerlerini ve ses kalitelerini karşılaştırmak için dil öncesi ses gelişimlerini boylamsal olarak incelemişlerdir. Araştırmanın sonunda tekrarlı babıldamalarının ortaya çıkış yaşı NG lerde 8. ay DS lilerde 8,4. ay olarak bulunmuş. Her iki grup da yaşamlarının ilk 6 aylık bölümünde arka ünsüzleri üretmişler 7-9. aylarda ise ön fonemleri üretmeye başlamışlardır. Ses kalitesi açısından da iki grup arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. Stoel-Gammon (1997) DS lilerin fonolojik gelişimleriyle ilgili yapılan araştırmaları incelemiş; buna göre DS lilerin değişik oranlarda yaşadıkları işitme kaybının bu çocukların konuşma seslerini anlamalarını olumsuz etkileyerek çocukların fonolojik bilgi dağarcıklarının ve doğru üretmeleri gereken fonemlerin sayısının azalmasına neden olduğu sonucuna varmıştır. Fonolojik bilgileri bellekte tutma ve gerektiğinde hatırlamayla ilgili yaşanılan problemler DS lilerin konuşmalarındaki problemlerle ilişkilendirilmiştir. Bu araştırmada da DS li bebeklerin dil öncesi ses gelişimleri NG bebeklerin gelişimleriyle benzerlik gösterdiği vurgulanmıştır. Bunun yanında ilk sözcük evresine gelindiğinde DS li çocukların fonolojik gelişimlerinde gecikme oranının arttığı görülmüştür. Zihinsel engellilerdeki fonolojik güçlüklerin sözel bellekteki güçlüklerle bağlantılı olduğu düşünülmüştür (Acarlar, 2004). Bunun yanında, Pruess ve

44 31 arkadaşları (1987) Down sendromlu bireylerin dil gelişimleriyle ilgili yapılan araştırmaları incelemişler ve normal gelişim gösteren çocukların dil becerileri ile karşılaştırıldıklarında iki grup arasında niteliksel ve niceliksel farklılıklar olduğu sonucuna varmışlardır. Kumin ve arkadaşları (1994) Down Sendromlu çocukların fonemlerinin ortaya çıkmasıyla ilgili boylamsal bir araştırma yapmış, Down sendromlu çocukların konuşma çıktılarının anlaşılabilirlik durumunun ağız ve yüz kaslarındaki hipotoni nedeniyle zayıf olduğunu belirtmişlerdir. Bu araştırmada Down sendromlu çocukların fonemlerinin ortaya çıkış yaşı ortalamasının 2 ile 4 yaş arasında olduğu görülmüştür. Patlamalı, genizsil ve yarıünlüler; sürtünmeli, yarı kapantılı ve akıcılara göre daha erken kazanılmıştır. Normal gelişim gösteren çocukların fonemlerinin ortaya çıkış yaşıyla Down sendromlu (DS) çocukların fonolojilerinin ortaya çıkış yaşı arasında fark olduğu bulunmuştur. Örneğin /b/ sesinin DS li bireylerde 12. aydan önce ortaya çıkabildiği gibi 8. yaşta da ortaya çıkabildiği görülmüştür. Araştırmanın sonucunda bu bireylerin artikülasyon becerilerini; hipotoni, motor koordinasyonda yaşanılan zorluklar, sıralama, zamanlama (timing), işitme kayıpları ve fonolojik süreçleri kullanmadaki sapmaların olumsuz etkilediği vurgulanmıştır. Smith BL ve Stoel-Gammon (1983) Down sendromlu ve normal gelişim gösteren çocukların patlamalı-kapantılı fonemleri üretmelerini boylamsal olarak incelemişlerdir. Bu araştırmanın sonucuna göre; aylık normal gelişim gösteren çocukların % 63 lük fonolojik hataları aylar arasında %25 e düşmüştür. Buna göre 12 aylık bir süreçte %38 lik bir değişim/iyileşme görülmüştür. DS lilerde yapılan fonolojik hataların görülme oranı 3 yaş döneminde %61 iken 6 yaş döneminde bu oran %40 a düşmüştür. Buna göre DS lilerde her yıl sadece %6 lık bir değişim/iyileşme olduğu söylenebilir. Kumin (1994) DS li çocuğu olan ailelere yönelik bir anket hazırlamıştır. Bu ankette yer alan sorulardan birisi çocuğunuz en çok hangi konuşma becerisinde güçlük yaşamaktadır sorusudur. Bu soruya ailelerin %80 i en çok artikülasyon becerisinde güçlük yaşandığını belirten cevaplar vermişlerdir. Bazı araştırmacılar

45 32 DS li çocukların ailelerinin çocuklarına sağladıkları dilsel girdileri incelemişlerdir. DS li çocukların annelerinin NG lerin annelerine göre çocuklarıyla daha hızlı konuştukları bulunmuştur. Her ne kadar DS li çocuklar olması gerekenden daha az dilsel girdilere sahip olsalar da yetişkin girdileriyle çocukların dil edinimleri arasındaki nedensel ilişkinin aslında yok denecek kadar az olduğu sonucuna varılmıştır (Stoel-Gammon, 1997). Bleile ve Schwarz (1984) DS li çocukların konuşma becerilerini incelemek amacıyla; deneklerin anlam ayırıcı özellikli fonemlerine (karşıtlık işlevi), doğru ürettikleri fonemlerine, bu çocukların fonemlerini hatalı üretmelerine neden olan etkenlere ve kullandıkları fonolojik süreçlere bakmışlardır. Araştırmanın sonuçlarına göre denekler sözcük başı fonemlerini sözcük sonu fonemlerine göre daha fazla üretmektedirler. Fonolojik karşıtlık açısından DS li çocuklar normal gelişim gösteren çocuklardan farklı bir beceri sergilemişlerdir. Fonolojik süreçlerine bakıldığında deneklerin hepsi en çok sözcük sonundaki ünsüzü atma (deletion of final consonant) davranışı göstermiştir. Down sendromlu bireyler de zihinsel engele sahip oldukları halde ağız yapılarındaki fiziksel farklılık nedeniyle bu bireylerle ilgili araştırma sonuçları, diğer zihinsel engel gruplarında yer alan bireyler için geçerli olmayabileceği düşünülmektedir. Chapman ve Notion (1981) 41 eğitilebilir zihinsel engelli (EZE) çocukla, onların dil performanslarını incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada, bu çocukların kavrama ve çözümleme (formulation) becerilerini, dilin bileşenleri olan semantik, sentaks ve fonoloji alanlarındaki tekrarlama gelişimlerini on iki farklı test takımıyla belirlemek istemişlerdir. IQ puanı arasında olan EZE li çocukların nörolojik bir bozukluğa sahip olmaması ya da travma geçirmemiş olması ve duygusal bozukluğunun olmaması gerektiği vurgulanmıştır. Böylece homojen bir çalışma grubu oluşturma yoluna gidilmiştir. Araştırmacılar, deneklerin dilin tüm bileşenlerinde gösterdikleri performans seviyelerinin aynı olup olmadığını, performanslardaki güçlü ve zayıf yönlerini 6 farklı örüntü kullanarak irdelemişlerdir. Araştırmanın sonucunda bir örüntüde sözcük anlama

46 33 ve çözümleme becerilerinde eğitilebilir zihinsel engelli çocuklar yeterlilik göstermişlerken artikülasyon ve fonolojik becerilerinde yetersizlik göstermişlerdir. Diğer bir örüntüde bu çocuklar öncelikle sözcük dağarcığında zayıf bulunmuşlardır. Sonuç olarak titiz bir şekilde eğitilebilir zihinsel engelli çocuklardan oluşturulan bu homojen grupta bile çocuklar arasında dil becerilerinde farklı performanslar görülmüştür. Ayrıca her çocuk dil bileşenlerinden birinde güçlü bir performans gösteriyorken diğer bileşende zayıflık gösterebilmiştir. Bloom ve Lahey (1978) dil gelişimi ve dil bozuklukları adlı kitaplarında 3 8 yaş arası çocuklarla konuşma sesi üretiminin yaş ile korelasyonlarına göre çalışıldığını, bazı seslerin diğerlerine göre daha önce edinildiğini ve hemen tümünün 8 yaşında doğru üretildiğini belirtmişlerdir. Down sendromlu bireylerin artikülasyon becerilerini geliştirmek için işitme kaybı varsa işitme kaybını gidermeye, konuşma ve motor becerilerini arttırmaya yönelik müdahale yöntemleri kullanılmaktadır (Stoel-Gammon, 1997). Bu çocukların artikülasyon becerilerini geliştirmek için sunulan çözümlerden biri de dilin küçültülmesine yönelik yapılan cerrahi müdahalelerdir. Ancak bu çözüm araştırmacılar arasında en çok tartışılan müdahale yöntemlerinden biridir. Parsons ve ark. (1987) dil küçültme ameliyatına alınan 18 DS li çocuğun amaliyattan önce ve ameliyattan 6 ay sonra artikülasyon becerilerini değerlendirmişlerdir. Araştırmacılar ameliyat sonrasında deneklerin artikülasyon hatalarında anlamlı bir değişimin olmadığını belirtmişlerdir. Bu araştırmacıların bulgularına rağmen deneklerin aileleri ameliyattan sonra çocuklarının artikülasyon becerilerinde iyileşme olduğu yönünde ifadeler kullanmışlardır. Ancak çocuğu ameliyat olmayan aileler de çocuklarında 6 ay süresince ameliyat olan çocukların gelişimlerine benzer bir gelişim olduğunu ifade etmişlerdir. Yazıcıoğlu (1985) eğitilebilir zihinsel engelli çocuklarda gözlenen artikülasyon sorunları ile normal zihinsel yetenekli çocuklarda artikülasyon

47 34 sorunlarını karşılaştıran bir çalışma yapmış ve zeka değişkeninin artikülasyon gelişimini etkilemede belirleyici olduğunu belirtmiştir. Erdem (2004) zihinsel engelli öğrencilerin artikülasyon, zeka bölümü, ortalama sözce uzunluğu (OSU) ve fonem süresi özelliklerinin konuşmalarının anlaşılabilirliğine etkisini incelemiştir. Sonuçta artikülasyonun, konuşmanın anlaşılabilirliğine etkisinin diğer özelliklerden daha fazla olduğunu bulmuştur. Eroğlu (1998) Down sendromlu çocuk anneleri ile normal gelişim gösteren çocuk annelerinin doğal ortamda günlük rutinlerde sözel iletişim amaçlarını karşılaştırmış, down sendromlu çocuk annelerinin, çocuğa bilgi verme ve onaylama iletişim amaçlarını kontrol grubu kadar sık kullanmadıkları sonucuna varmıştır. Bu durumun down sendromlu çocuğun dil gelişimini olumsuz yönde etkileyeceğini ileri sürmüştür. Özcan ve Topbaş (1994) normal gelişim gösteren ve özel eğitime gereksinim duyan çocukların adıl kullanımlarını karşılaştırmışlar, normal gelişim gösteren çocukların yaşla birlikte gönderge ve adıl kullanımında bir artış olduğu, özel gereksinimli çocukların adıl kullanımlarında artış olduğu ancak göndergelerde bu artışın olmadığını belirlemişlerdir. Güngüt (1992) hafif derecede zihinsel engeli olan çocuklarda bellek ile dil gelişimi bozukluğu arasındaki etkileşimi araştırmış; zihinsel engelli çocukların işitsel ve fonolojik bellek puanlarının normal gelişim gösteren çocukların puanlarından daha düşük olduğunu belirtmiştir. Anadili İngilizce olan çocuklarda dildeki fonemlerin edinimi ile ilgili sayısız çalışmanın olduğu görülmektedir. Ancak dil yapılarının farklı olması nedeniyle Türk çocuklarının dildeki fonemleri edinimleri arasında farklılık olabileceği varsayılmaktadır. Bunun yanında yukarıda bahsedilen Türkiye de yapılan araştırmalarda bu alanda zihinsel engellilerle bir çalışma yapılmadığı görülmüştür.bu nedenle Türk zihinsel engelli çocukların dildeki fonemleri edinimlerinin incelenmesinin Türkçe alanyazına katkısı olacağı düşünülmüştür.

48 35 BÖLÜM III YÖNTEM Araştırma Modeli Zihinsel engelli çocukların dildeki fonemleri edinimlerini incelemek ve normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırmak amacıyla betimsel bir çalışma yapılmıştır. Çalışma Grubu Araştırmanın çalışma grubunu, Ankara ilinde yaşayan, 118 normal gelişim gösteren ve aynı yaş grubunda olan çocuklar ile 2-7 zeka yaşındaki 118 zihinsel engelli çocuk oluşturmaktadır. Ege ve arkadaşlarının (2004) hazırladığı Ankara Artikülasyon Testi (AAT) uygulanan normal gelişim gösteren çocukların bilgileri kullanılarak araştırmanın karşılaştırma grubu oluşturulmuştur. Bu araştırmada normal gelişim gösteren çocuklara yeniden AAT uygulanmamıştır. Ege ve arkadaşlarının (2004) verileri arasından zihinsel engelli çocukların cinsiyet ve yaşlarına uygun olan bu çocuklar rasgele seçilmişlerdir. Zihinsel engelli çocukların bilgilerine tarihleri arasında Çankaya Rehberlik Araştırma Merkezi ve Mamak Rehberlik Araştırma Merkezindeki (RAM) dosyalarından ulaşılmıştır. Zihinsel engel (mental retardasyon) tanısı alan bu çocukların araştırmaya alınabilmeleri için duyusal veya yapısal bir engellerinin, Down sendromu, otizm, özgün öğrenme bozukluğu, hiperaktivite ve davranış bozukluğu, CP, işitme kaybı, görme kaybı, yarık damak gibi ikinci bir engellerinin olmamasına dikkat edilmiştir. Böylece artikülatörlerinde problem olmayan, takvim yaşı en fazla 15 olan ve eğitim hizmetlerinden yararlanan zihinsel engelli çocuklar araştırmaya alınmıştır. Ayrıca sağlık raporunda sadece Stanford Binet

49 36 Zeka testi kullanılan çocukların çalışma grubunu oluşturacağına karar verilmiştir. Tablo 3.1 de zihinsel engelli çocukların özellikleri görülmektedir. RAM lara tarihleri arasında başvuran artilülatörlerinde problem olmayan toplam 150 zihinsel engelli çocuk için Çocuk Tanıma Formu doldurulmuştur. Ancak testi reddeden, evlerinde ikinci dil kullanılan veya teste cevap veremeyen çocuklar görüşmeden sonra elenmiştir. Sonuçta toplam 118 (Örneklem oranı 118/150= 0,79) zihinsel engelli çocuk araştırmaya alınmıştır. Tablo 3.1: Zihinsel Engelli Çocukların Zeka Yaşı, Takvim Yaşı ve IQ Puanlarını Gösterir Tablo Zeka Yaşı Takvim Yaşı Ortalaması IQ Puanı Ortalaması Toplam Denek Sayısı Araştırmada zihinsel engelli ve normal gelişim gösterenler grubuna çocuklar alınırken cinsiyet, yaş ve sayıca dağılımlarının birbirine yakın olmasına dikkat edilmiştir. Normal gelişim gösteren çocuklar, zihinsel engelli çocukların zeka yaşı ve cinsiyetine uygun olarak seçilmiştir. Diğer bir ifadeyle AAT uygulanan 3000 çocuk (Ege ve ark.,2004) arasından seçilen 118 normal gelişim gösteren çocuk, zeka yaşı ve cinsiyet değişkenlerine göre 118 zihinsel engelli çocukla eşleştirilmişlerdir. Örneğin 2 zeka yaşı grubundan 10 zihinsel engelli çocukla, 2 yaş grubundan 10 normal gelişim gösteren çocuk karşılaştırılmıştır. Diğer bir örnekte 2 yaş grubundaki hem ZE çocukların hem de NG çocukların 3 ü kızdır.

50 37 Diğer yaş grupları için de benzer bir yol izlenmiştir. Tablo 3.2 de çalışma grubu ve kontrol grubunun yaş ve cinsiyet dağılımları gösterilmiştir. Tablo 3.2: Araştırmada Zihinsel Engelli (ZE) ve Normal Gelişim Gösteren (NG) Çocukların Yaş ve Cinsiyet Dağılımları YAŞLAR KIZLAR ERKEKLER ZE NG ZE NG TOPLAM Veri Toplama Araçları Ankara Artikülasyon Testi (AAT): AAT, Ege ve arkadaşları (2004) tarafından 2-12 yaş çocuklarında artikülasyonun değerlendirilmesi amaçlı hazırlanmış bir testtir e yakın çocuk üzerinde standardize edilmiş, geçerlik ve güvenilirlik çalışmaları yapılmıştır. İç güvenirlik alfa katsayısı 0.94, bağımsız gözlemciler arası uyum 0.82 bulunmuştur. İçerik geçerliği açısından AAT nin Türkçe de kullanılan fonemlerin büyük bir çoğunluğunu içerdiği ifade edilmektedir. Yapı geçerliği açısından ise Türkçe de AAT ye benzer bir başka testin bulunmaması nedeniyle AAT den elde edilen bilgilerin çocuklarda fonemlerin edinimleriyle ilgili bilinenler karşılaştırılmıştır. Buna göre erken yaşlarda hata sayısının fazla olması, okul çağında bu hataların hızla azalması ve yaşlar arasında farklılıklar gözlenmesi beklenilmektedir. Bu bağlamda AAT de hata ortalamalarının yaşla birlikte azaldığı, özellikle erken yaşlarda yaş grupları arasındaki farkların fazla olduğu gözlenmiştir. Buna göre örneğin 2 yaşındaki çocukların hata sayısı ortalaması 29; 3 yaşındaki çocukların hata sayısı

51 38 ortalaması 14; 5 yaşındaki çocukların hata sayısı ortalaması 6; 6 yaşındaki çocukların hata sayısı ortalaması 5 bulunmuştur (Ege ve ark, 2004). AAT 48 renkli resimden oluşan seslerin 5 pozisyonda kullanıldığı standardize edilmiş resim isimlendirme testidir. Türkçe deki 19 ünsüz fonem ve 4 ünsüz kümesi sözcük içinde ve değişik pozisyonlarda test edilir. Hatalar sayılarak puan saptanır. AAT, zihinsel engelli çocukların edindikleri fonemleri belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından uygulanmıştır (Ek-1: AAT Cevap Formu). Çocuk Tanıma Formu: Çocuğun adı-soyadı, doğum tarihi, tanısı, zeka yaşı, adresi, rapor test tarihi, telefonu gibi bilgilere ulaşmak için bu form araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Hem çocukların bakımıyla ilgilenen (anne, baba ) bireylerle görüşülerek hem de bu çocukların RAM lardaki dosyalarından bilgilerine ulaşılarak bu form doldurulmuştur (Ek -2: Çocuk Tanıma Formu). Stanford-Binet Testi : Sağlık raporlarında zeka puanı veya yaşını belirlemede Stanford Binet Testi kullanılan çocuklar araştırmaya alınmıştır. Sağlık raporunun tarihinin en fazla bir yıl önceye ait olmasına dikkat edilmiştir. Araştırmaya uygun olduğu düşünülen ancak sağlık raporlarında başka bir zeka testi uygulanmış çocuklara Stanford-Binet uygulama yeterliği olan bir uzman tarafından bu test uygulanmıştır. Verilerinin Toplanması Bu araştırmada veriler, fonemlerin edinimini değerlendirmek amaçlı Ege ve arkadaşları (2004) tarafından geliştirilen Ankara Artikülasyon Testi (AAT) kullanılarak elde edilmiştir. Fonemler sözcük başı, sözcük sonu, sözcük ortası iki ünlü arası, sözcük ortası hece başı ve sözcük ortası hece sonu olmak üzere 5 pozisyonda değerlendirilmiştir. Ancak bu araştırmada sözcük başı, sözcük ortası iki ünlü arası ve sözcük sonu olmak üzere 3 pozisyonla ilgili bulgulara değinilmiştir. Diğer iki pozisyon testte seçilen sözcüğün uzunluğundan, sözcükte

52 39 hangi fonemlerin olduğundan veya kısaca fonetik bağlamdan dolayı etkilenebilmekte ve değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle bu iki pozisyonla ilgili bulguların sonuçlarına bu araştırmada yer verilmemiştir. Araştırmada Türkçe deki 19 ünsüz fonem bahsi geçen 3 pozisyonda ve 4 ünsüz kümesi sözcük sonu pozisyonda değerlendirilmiştir. Türkçe kuralları gereği sözcük sonunda /b/, /c/, /d/, /g/ ünsüzleri kullanılmadığından teste dahil edilmemiştir. Ünsüz kümeleri de sadece sözcük sonu pozisyonda ele alınmıştır. Her yaş grubunda bulunan çocukların fonemlerinin sözcük başı, iki ünlü arası ve sözcük sonu pozisyonlarında edinimleri % 85 kriterine göre belirlenmiş ve normal gelişim gösteren çocukların edinimleriyle karşılaştırılmıştır. Bu bağlamda eğer dildeki bir fonemi bir yaş grubunda yer alan çocukların %85 i edinmiş ise bu fonem bu yaş grubunda edinilmiş demektir. Alanyazın incelendiğinde %75, %85, %90 veya %100 gibi edinim kriterlerinin tercih edildiği görülmüştür (Kumin ve ark.,1994; Ege, 2004 b). Bu araştırmada %85 in %75 edinim kriterine göre daha az toleranslı ve daha yordayıcı sonuçlar vereceği düşünülmüş ve %85 kriteri edinim kriteri olarak kabul edilmiştir. Uygulama Zihinsel engelli çocukların ailelerinden de izin alınarak AAT uygulamak için ya okullarına ya da evlerine gidilmiştir. AAT sadece çocuğun ve araştırmacının bulunduğu sessiz bir odada uygulanmıştır. Çalışmaya başlamadan önce çocuğa ne yapılacağı hakkında bilgi verilmiştir. Test uygulanırken ses kayıt cihazı kullanılmıştır. AAT uygulanırken belirli bir süre kısıtlılığına gidilmemiş, çocuğun hızına uyulmuştur. Zihinsel engelli çocuklara AAT uygulanırken AAT uygulama kriterlerinin dışına çıkılmamıştır. Yani çocuklara AAT deki yönergelerin dışında bir yönerge verilmemiştir. Ancak AAT uygulanırken zihinsel engelli çocuklar daha çok geciktirilmiş taklite ihtiyaç duymuşlardır.

53 40 Toplanan Verilerin Güvenirliği Araştırmacı verilerin güvenirliğini test etmek amacıyla hem kullanılan AAT nin araştırmaya katılan çocuklara uygulanabilirliğini hem de gözlemler arası güvenirliği ayrı ayrı incelemiştir. AAT nin araştırmaya dahil olan popülasyona uygulanmasının güvenirlik sonucu yüksek çıkmıştır (Alpha= 0,97). Araştırmacı her bir çocuğa uyguladığı testteki hataları sayıp edinilen fonemleri kayıt etmiştir. Verilerin güvenirliğini test etmek için gözlemler arası güvenirlik çalışması yapmıştır. 118 zihinsel engelli çocuk arasından rasgele 31 çocuk seçmiştir. Bu çocukların AAT lerini birinci analizi yaptıktan iki ay sonra ses kayıtlarından yararlanarak yeniden analiz etmiştir. Bir testte iki farklı analiz sonucu elde edildiğinde bu testi iki ay sonra yeniden analiz etmek üzere diğerlerinden ayırmıştır. Araştırmacı üçüncü analizde farklı bir sonuçla karşılaştığında en son analizin geçerli olacağına karar vermiş ancak hiçbir analizde buna gerek kalmamıştır. Bir testte iki farklı sonuç elde etmediğinde ise bu testle ilgili güvenirlik çalışmasına devam etmemiştir. % 95 güvenirlikle gözlemler arası farkın olmadığı sonucu bulunmuştur (Z=1,85<Z0,05=1,96). Rasgele seçilen 31 çocuğun 1. Analiz ve 2. Analiz hata puanları Ek-3 te yer almaktadır. Verilerin Analizi Araştırmanın genel amacı çerçevesinde cevapları aranan alt problemlere yönelik olarak toplanan veriler, bilgisayara aktarılmıştır. Veriler üzerinden gerekli istatistiksel çözümlemeler için SPSS 10.0 (The Statistical Packet for The Social Sciences) paket programından yararlanılmıştır. Anılan paket programdan yararlanarak; fonem edinimlerinin belirlenmesinde; yüzde (%) ölçümleri, mod değerleri, ortlamaları ve güvenirlik çalışması için Alpha değerleri incelenmiştir.

54 41 BÖLÜM IV BULGULAR 4.1. Zihinsel Engelli Çocukların ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Edinim Yaşları Zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimlerinin incelenmesi ve normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılması amacıyla her yaş grubunda hem zihinsel engelli çocukların hem de normal gelişim gösteren çocukların Türkçe deki fonemleri edinim yaşları belirlenmiştir. Elde edilen bulgular Tablo 4.1, Grafik 4.1, Grafik 4.2 ve Grafik 4.3 te gösterilmiştir. Ayrıca yaşlara göre fonem edinimlerinin yüzdelik değerleri ve fonemlerin edinim yaşlarının mod değerleri Tablo 4.2, Tablo 4.3, Tablo 4.4 ve Tablo 4.5 de verilmiştir. Tablo 4.1: Normal Gelişim Gösteren Çocukların ve Zihinsel Engelli Çocukların Türkçe deki Fonemleri %85 Kriterine Göre Edinimlerinin Karşılaştırılması Denek Zeka Yaşı Sözcük Başı İki Ünlü Arası Sözcük Sonu ZE NG ZE NG ZE NG 2 m, d m, p, b, t, d, ş, y v m, n, b, t, d, k, v m, t m, n, p, t, k, y 3 n, b, v, c, y n, k, g, f, v, s, z, c, ç, h m, b, t, d, g, f, s, c, y p, g, f, s, z, c, ç, ş, l, y p, v, s f, v, s, ç, ş, l, h, ns 4 t, g, f, ç l n h n, f, l, y lp 5 k s, ş l, r r ş r, rt, rk 6 p, z, h, l r k, ç, ş z, ç, r, h z 7 z I k

55 42 Tablo 4.1 e göre normal gelişim gösteren çocuklar Türkçe deki fonemleri tüm pozisyonlarda yoğun olarak 2-3 yaşlar arasında edinmektedirler. 4 yaşından sonra 7 yaşa kadar ise edinmedikleri fonem kalmamaktadır. Zihinsel engelli çocukların ise fonemleri edinimleri geniş bir zaman aralığına dağılmaktadır. Ancak edinimin ağırlıklı olarak 3 yaşında başladığı ve sonraki yaş gruplarında da devam ettiği görülmektedir. /r/ fonemi sözcük başı pozisyonda; /p/, /h/ fonemleri sözcük ortası iki ünlü arası pozisyonda; ünsüz kümeleri olan /lp/, /ns/, /rt/, /rk/ fonemleri sözcük sonu pozisyonda % 85 edinim kriterine göre, araştırmada ele alınan hiçbir zihinsel engelli yaş grubunda edinilmemiştir. Grafik 4.1: Sözcük Başı Pozisyonunda ZE ve NG lerin Fonem Edinimlerinin Yaşlara Göre Dağılımı F O N E M S A Y I S I YAŞ 3 YAŞ 4 YAŞ 5 YAŞ 6 YAŞ 7 YAŞ ZE NG Grafik 4.1 de NG ve ZE lerin edindikleri fonemlere bakıldığında 2 yaşında NG lerin 7, ZE lerin 2 fonem; 3 yaşında NG lerin 17, ZE lerin 7 fonem; 4 yaşında NG lerin 18, ZE lerin 11 fonem; 5 yaşında NG lerin 18, ZE lerin 14 fonem; 6

56 43 yaşında NG lerin 19, ZE lerin 18 fonem; 7 yaşında NG lerin 19, ZE lerin 18 fonem edindikleri görülmektedir. Diğer bir ifadeyle 2 yaş grubundaki NG ler ZE lerden 3 kat fazla fonem edinmişlerdir. Ancak yaş ilerledikçe ZE ler açığı giderek kapatmış ve 7 zeka yaşına geldiklerinde NG lerle hemen hemen aynı sayıda fonem edinmişlerdir. Grafik 4.2: İki Ünlü Arası Pozisyonda Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Fonem Edinimlerinin Yaşlara Göre Dağılımı F O N E M S A Y I S I YAŞ 3 YAŞ 4 YAŞ 5 YAŞ 6 YAŞ 7 YAŞ ZE NG Grafik 4.2 de iki ünlü arası pozisyonda 2 yaşında ZE ler sadece 1 fonem edinirken NG ler 7; 3 yaşında ZE ler 10, NG ler 17; 4 yaşında ZE ler 11, NG ler 18; 5 yaşında ZE ler 13, NG ler 19; 6 yaşında ZE ler 16, NG ler 19; 7 yaşında ZE ler 17, NG ler 19 fonem edinmişlerdir. Sözcük başı pozisyonda olduğu gibi bu pozisyonda da erken yaşlarda NG ler ve ZE lerin edindikleri fonem sayıları arasındaki fark çok fazlayken yaş ilerledikçe bu fark giderek azalmıştır.

57 44 Grafik 4.3: Sözcük Sonu Pozisyonunda Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Fonem Edinimlerinin Yaşlara Göre Dağılımı F O N E M S A Y I S I YAŞ 3 YAŞ 4 YAŞ 5 YAŞ 6 YAŞ 7 YAŞ ZE NG Grafik 4.3 te sözcük sonu pozisyonda 2 yaşında ZE ler sadece 2 fonem edinirken NG ler 6; 3 yaşında ZE ler 5, NG ler 14; 4 yaşında ZE ler 9, NG ler 15; 5 yaşında ZE ler 10, NG ler 18; 6 yaşında ZE ler 14, NG ler 19; 7 yaşında ZE ler 15, NG ler 19 fonem edinmişlerdir. ZE lerin ünsüz kümelerini sözcük sonu pozisyonda, 2-7 zeka yaşı arasında, %85 edinim kriterine göre edinemedikleri görülmüştür. Sözcük başı ve iki ünlü arasındaki pozisyonda olduğu gibi bu pozisyonda da erken yaşlarda NG ler ve ZE lerin edindikleri fonem sayıları arasındaki fark çok fazlayken yaş ilerledikçe bu fark giderek azalmıştır.

58 45 Tablo 4.2: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Yaşlara Göre Edinimlerinin Yüzdelik Değerleri YAŞLAR SÖZCÜK BAŞI İKİ ÜNLÜ ARASI SÖZCÜK SONU ZE NG ZE NG ZE NG 2 YAŞ %11 %37 %5 %37 %11 %32 3 YAŞ %37 %90 %53 %90 %26 %74 4 YAŞ %58 %95 %58 %95 %47 %79 5 YAŞ %74 %95 %68 %100 %53 %95 6 YAŞ %95 %100 %84 %100 %74 %100 7 YAŞ %95 %100 %90 %100 %79 %100 Tablo 4.2 de zihinsel engelli çocukların ve normal gelişim gösteren çocukların Türkçe deki fonemleri yaşlara göre edinimlerinin yüzdelik değerleri hesaplanmıştır. 2 yaşındaki NG ler sözcük başı ve iki ünlü arası pozisyonlarda fonemlerin %37 sini, sözcük sonu pozisyonda fonemlerin %32 sini; ZE ler ise sözcük başı ve sözcük sonu pozisyonda fonemlerin %11 ini, iki ünlü arası pozisyonda fonemlerin %5 ini edinmişlerdir. 3 yaşındaki NG ler sözcük başı ve iki ünlü arası pozisyonda fonemlerin %90 ını, sözcük sonu pozisyonda fonemlerin %74 ünü; ZE ler ise sözcük başında edinilmesi gereken fonemlerin %37 sini, iki ünlü arasında edinilmesi gereken fonemlerin %53 ünü, sözcük sonunda edinilmesi gereken fonemlerin %26 sını ancak edinebilmişlerdir. 4 yaşındaki NG ler sözcük başında ve iki ünlü arasında edinilmesi gereken fonemlerin %95 ini, sözcük sonunda edinilmesi gereken fonemlerin %79 unu; ZE ler sözcük başında ve iki ünlü arasında edinilmesi beklenilen fonemlerin %58 ini, sözcük sonunda edinilmesi beklenilen fonemlerin ise %47 sini edinebilmiştir. 5 yaşındaki NG ler sözcük başı ve sözcük sonu pozisyonda edinilmesi beklenilen fonemlerin %95 ini ve iki ünlü arası pozisyonda edinilmesi beklenilen fonemlerin %100 ünü; ZE ler bu yaşta sözcük başında edinilmesi beklenilen fonemlerin %74 ünü, iki ünlü arasında %68 ini ve sözcük sonunda %53 ünü edinmişlerdir. 6 yaşındaki NG ler tüm pozisyonlarda edinilmesi beklenilen tüm fonemlerin %100 ünü; ZE ler

59 46 sözcük başı pozisyonda edinilmesi beklenilen fonemlerin %95 ini, iki ünlü arasında %84 ünü ve sözcük sonunda %74 ünü edinmişlerdir. ZE lerin edinim oranlarında artış olmakla birlikte pozisyonlara göre edinim oranlarında nicelik olarak farklılık devam etmektedir. 7 yaşındaki NG ler tüm pozisyonlarda edinilmesi beklenilen tüm fonemlerin %100 ünü; ZE ler ise sözcük başı pozisyonda edinilmesi beklenilen fonemlerin %95 ini, iki ünlü arasında %90 ını ve sözcük sonunda %79 unu edinmişlerdir.

60 47 Tablo 4.3: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Başı Pozisyonunda Ünsüz Fonemleri Edinim Yaşlarının Mod Değerleri Fonemler ZE NG /m/ 2 2 /n/ 3 3 /p/ 6 2 /b/ 3 2 /t/ 4 2 /d/ 2 2 /k/ 5 3 /g/ 4 3 /f/ 4 3 /v/ 3 3 /s/ 5 3 /z/ 6 3 /ç/ 4 3 /c/ 3 3 /ş/ 5 2 /r/ - 6 /l/ 6 4 /h/ 6 3 /y/ 3 2 Tablo 4.3 e göre ZE ler ve NG ler /m/, /n/, /d/, /v/, /c/ fonemlerini sözcük başı pozisyonda aynı yaşta edinmektedirler (Aynı yaşta edinilen bu fonemler Tablo 4.3 te koyu yazılmışlardır). Diğer bir ifadeyle hem NG ler hem de ZE ler /m, d/ fonemlerini 2 yaşında ; /n, v, c/ fonemlerini 3 yaşında edinmişlerdir. ZE ler bu pozisyonda /r/ fonemini %85 edinim kriterine göre edinememişlerdir ancak sözcük başı pozisyonda /r/ fonemi NG lerin de en geç edindiği fonem olmuştur. Yaşların mod değerlerine bakıldığında NG lerde bu yaşın 3 yaş ; ZE lerde ise 3,

61 48 4 ve 6 yaşlar olduğu görülmektedir. Başka bir ifadeyle bu pozisyonda NG ler, fonemlerin büyük bir çoğunluğunu 3 yaşında edinirken ZE ler geniş bir zaman aralığında edinmektedirler. Tablo 4.4: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Ortası İki Ünlü Arası Pozisyonunda Ünsüz Fonemleri Edinim Yaşlarının Mod Değerleri Fonemler ZE NG /m/ 3 2 /n/ 4 2 /p/ - 3 /b/ 3 2 /t/ 3 2 /d/ 3 2 /k/ 6 2 /g/ 3 3 /f/ 3 3 /v/ 2 2 /s/ 3 3 /z/ 7 3 /ç/ 6 3 /c/ 3 3 /ş/ 6 3 /r/ 5 5 /l/ 5 3 /h/ - 4 /y/ 3 3 Tablo 4.4 e göre ZE ler ve NG ler /g/, /f/, /v/, /s/, /c/, /r/, /y/ fonemlerini iki ünlü arası pozisyonda aynı yaşta edinmektedirler (Aynı yaşta edinilen bu

62 49 fonemler Tablo 4.4 te koyu yazılmışlardır). Diğer bir ifadeyle hem NG ler hem de ZE ler /v/ fonemini 2 yaşında ; /g, f, s, c, y/ fonemlerini 3 yaşında ; /r/ fonemini ise 5 yaşında edinmektedirler. Iki ünlü arası pozisyonda /p/ ve /h/ fonemlerini %85 edinim kriterine göre ZE ler hiç bir yaş grubunda edinememiştir. Bu pozisyonda yaşların mod değerlerine bakıldığında bu yaşın hem NG lerde hem de ZE lerde 3 yaş olduğu görülmektedir. Tablo 4.5: Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Sözcük Sonu Pozisyonunda Ünsüz Fonemleri Edinim Yaşlarının Mod Değerleri Fonemler ZE NG /m/ 2 2 /n/ 4 2 /p/ 3 2 /t/ 2 2 /k/ 7 2 /f/ 4 3 /v/ 3 3 /s/ 3 3 /z/ 6 6 /ç/ 6 3 /ş/ 5 3 /r/ 6 5 /l/ 4 3 /h/ 6 3 /y/ 4 2 /rk/ - 5 /rt/ - 5 /ns/ - 3 /lp/ - 4

63 50 Tablo 4.5 e gore NG ve ZE ler /m/, /t/, /v/, /s/, /z/ fonemlerini sözcük sonu pozisyonda aynı yaşta edinmişlerdir (Aynı yaşta edinilen bu fonemler Tablo 4.5 te koyu yazılmışlardır). Diğer bir ifadeyle hem NG ler hem de ZE ler /m, t/ fonemlerini 2 yaşında ; /v, s/ fonemlerini 3 yaşında ; /z/ fonemini 6 yaşında edinmektedirler. ZE ler bu pozisyonda /rk/, /rt/, /ns/, /lp/ ünsüz kümelerini %85 edinim kriterine göre edinememişlerdir. Yine Tablo 4.5 e göre /k/ fonemini NG ler 2 yaşında ZE ler 7 yaşında edinmişlerdir. ZE lerin /k/ foneminin yerine /g/ fonemini tercih etmeleri tartışma bölümünde ele alınmıştır. Bu posizyonda yaşların mod değerlerine bakıldığında NG lerde bu yaşın 3 yaş ; ZE lerde ise 3, 4 ve 6 yaşlar olduğu görülmektedir. Sözcük başı ve sözcük sonu pozisyonlarda ZE lerin ortanca yaşlarının benzer olduğu görülmektedir. NG ler ise her iki pozisyonda fonemleri en çok 3 yaşında edinmişlerdir. Ayrıca ZE ler ve NG lerin aynı yaşta edindikleri fonemlerin sayısı 3 pozisyonda da hemen hemen aynı sayıdadır (sözcük başı 5, sözcük sonu 5 ve iki ünlü arası 7 fonem) Zihinsel Engelli Çocukların ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Yaşlara Göre Türkçe deki Fonemleri Edinimleri 2 Yaş Grubu Normal Gelişim Gösteren Çocuklar Tablo 4.1 e göre bu çocuklar sözcük başı pozisyonda /m/, /p/, /b/, /t/, /d/, /ş/, /y/ fonemlerini; Sözcük ortası iki ünlü arası pozisyonda /m/, /n/, /b/, /t/, /d/, /k/, /v/ fonemlerini; Sözcük sonu pozisyonda /m/, /n/, /p/, /t/, /k/, /y/ fonemlerini edinmişlerdir. Zihinsel Engelli Çocuklar Tablo 4.1 de 2 yaşındaki zihinsel engelli çocukların sözcük başı pozisyonda /m/, /d/ fonemlerini; iki ünlü arası pozisyonda /v/ fonemini; sözcük sonu pozisyonda /m/, /t/ fonemlerini edinmiş oldukları görülmektedir.

64 51 3 Yaş Grubu Normal Gelişim Gösteren Çocuklar Tablo 4.1 de 3 yaşındaki NG lerin sözcük başı pozisyonda /n/, /k/, /g/, /f/, /v/, /s/, /z/, /ç/, /h/ fonemlerini; iki ünlü arası pozisyonda /p/, /g/, /f/, /s/, /z/, /c/, /ş/, /l, /y/ fonemlerini; sözcük sonu pozisyonda /f/, /v/, /s/, /ç/, /ş/, /l/, /h/ fonemlerini ve /ns/ ünsüz öbeğini edindikleri görülmektedir. Zihinsel Engelli Çocuklar Tablo 4.1 de 3 yaşındaki ZE lerin sözcük başı pozisyonda /n/, /b/, /v/, /c/, /y/ fonemlerini; iki ünlü arası pozisyonda /m/, /b/, /t/, /d/, /g/, /f/, /s/, /c/, /y/ fonemlerini; sözcük sonu pozisyonda /p/, /v/, /s/ fonemlerini edindikleri görülmektedir. 4 Yaş Grubu Normal Gelişim Gösteren Çocuklar Tablo 4.1 de 4 yaşındaki NG lerin sözcük başı pozisyonda /l/ fonemini; iki ünlü arası pozisyonda /h/ fonemini; sözcük sonu pozisyonda /lp/ ünsüz öbeğini edindikleri görülmektedir. Zihinsel Engelli Çocuklar Tablo 4.1 de 4 yaşındaki ZE lerin sözcük başı pozisyonda /t/, /g/, /f/, /ç/ fonemlerini; iki ünlü arası pozisyonda /n/ fonemini; sözcük sonu pozisyonda /n/, /f/, /l/, /y/ fonemlerini edindikleri görülmektedir. 5 Yaş Grubu Normal Gelişim Gösteren Çocuklar Tablo 4.1 e göre NG çocuklar 5 yaşında sözcük başı pozisyonda yeni bir fonem edinmemişlerdir. İki ünlü arası pozisyonda /r/ fonemini; sözcük sonu pozisyonda ise /r/ fonemini ve /rt/, /rk/ ünsüz kümelerini edindikleri görülmektedir. Zihinsel Engelli Çocuklar Tablo 4.1 de 5 yaşındaki ZE lerin sözcük başı pozisyonda /k/, /s/, /ş/ fonemlerini; iki ünlü arası pozisyonda /l/, /r/ fonemlerini; sözcük sonu pozisyonda

65 52 /ş/ fonemini edindikleri görülmektedir. NG ler 5 yaşına geldiklerinde edinmeleri beklenilen fonemleri tüm pozisyonlarda nicelik olarak eşit oranda edinmişlerken ZE lerde bu eşitlik hala sağlanamamıştır. 6 Yaş Grubu Normal Gelişim Gösteren Çocuklar Tablo 4.1 de 6 yaş grubundaki NG lerin sözcük başı pozisyonda /r/ fonemini edindikleri, iki ünlü arası pozisyonda edinecekleri yeni bir fonemin kalmadığı, sözcük sonu pozisyonda ise /z/ fonemini edindikleri görülmektedir. Zihinsel Engelli Çocuklar Tablo 4.1 de 6 yaşındaki ZE lerin sözcük başı pozisyonda /p/, /z/, /h/, /l/ fonemlerini edindikleri; iki ünlü arası pozisyonda /k/, /ç/, /ş/ fonemlerini; sözcük sonu pozisyonda ise /z/, /ç/, /r/, /h/ fonemlerini edindikleri görülmektedir. 7 Yaş Grubu Normal Gelişim Gösteren Çocuklar Grafik 4.1, Grafik 4.2, Grafik 4.3 e göre NG ler 7 yaşında tüm pozisyonlarda edinilmesi beklenilen tüm fonemleri edinmişlerdir. Diğer bir ifadeyle bu yaşta edinilecek yeni bir fonem kalmamıştır. Zihinsel Engelli Çocuklar Tablo 4.1 e göre ZE ler sözcük başı pozisyonda yeni bir fonem edinmemişlerdir. İki ünlü arası pozisyonda /z/ fonemini; sözcük sonu pozisyonda ise /k/ fonemini edinmişlerdir.

66 Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Edinim Sırası Zihinsel engelli çocukların Türkçe deki farklı fonemleri edinimlerini belirlemek ve normallerle karşılaştırmak amacıyla edinim sıraları incelenmiştir Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Sözcük Başı Pozisyona Göre Edinim Sırası ZE çocuklar Türkçe deki sözcük başı pozisyonda farklı fonemleri /m/, /d/; /b/, /n/, /v/, /c/, /y/; /t/, /g/, /f/, /ç/; /k/, /s/, /ş/; /p/, /z/, /h/, /l/ sırasıyla edinmişlerdir. Artikülasyon biçimine göre fonemleri ZE ler sözcük başı pozisyonda genizsil /m, n/, patlamalı-kapantılı-ötümlü /d, b/, yarıünlü-ötümlü /y/, sürtünmeliötümlü /v/, yarıkapantılı-ötümlü /c/, patlamalı-kapantılı-ötümsüz /t/, patlamalıkapantılı-ötümlü /g/, sürtünmeli-ötümsüz /f/, yarıkapantılı-ötümsüz /ç/, patlamalıkapantılı-ötümsüz /k/, sürtünmeli-ötümsüz /s, ş/, patlamalı-kapantılı-ötümsüz /p/, sürtünmeli-ötümlü /z/, sürtünmeli-ötümsüz /h/, akıcı-ötümlü /l/ sırasını takip ederek edinmişlerdir. ZE lerde erken edinilen fonemlerin sırayla genizsiler, patlamalı-kapantılılar, yarıünlüler olduğu görülmektedir. Bu pozisyonda diğer bir dikkat çeken durum ötümlü fonemlerin ötümsüz fonemlere göre erken edinilmesidir. Normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldıklarında artikülasyon biçimine göre sözcük başı pozisyonda ZE ler ve NG lerin erken edindikleri fonemler benzer bulunmuştur. Ancak ötümlülük durumunda ZE lerle NG ler arasında benzerlik görülmemiştir. /l/ fonemini hem ZE ler hem de NG ler geç edinmişlerdir.

67 54 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Başı Pozisyonunda Artikülasyon Biçimi %85 Kriteriyle Artikülasyon Biçimine Göre Edinim Sırası Patlamalı kapantılı Ötümlü Patlamalı - kapantılı Ötümsüz Sürtünmeli Ötümlü Sürtünmeli Ötümsüz Yarıkapantılı Ötümlü Yarıkapantılı Ötümsüz Genizsil Ötümlü Yarı ünlü Ötümlü Akıcılar Ötümlü Yaş ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG 2 d b, d p, t ş m m y 3 b g k v v, z f, s, h c c ç n n y 4 g t f ç l 5 k s, ş 6 p z h l r 7 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Başı Pozisyonunda %85 Artikülasyon Yeri Kriteriyle Artikülasyon Yerine Göre Edinim Sırası Çift Dudaksıl Dişsil Dudaksıl Diş Yuvasıl Diş Yuvasıl Damaksıl Damaksıl Art Damaksıl Gırtlaksıl Yaş ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG 2 m m, p, b d t, d ş y 3 b v f, v n n, z, s, c c, ç y g, k h 4 f t l ç g 5 s ş k 6 p z, l r 7 h

68 55 ZE ler sözcük başı pozisyondaki fonemleri artikülasyon yerine göre çift dudaksıl, dişsil; dişsil-dudaksıl; diş yuvasıl-damaksıl, damaksıl; dişsil, art-damaksıl, dişsildudaksıl, diş yuvasıl-damaksıl, art-damaksıl, diş yuvasıl, çift dudaksıl, diş yuvasıl, gırtlaksıl, diş yuvasıl sırasını takip ederek edinmişlerdir. NG lerin ise çift dudaksıl, dişsil, diş yuvasıl-damaksıl, damaksıl; diş yuvasıl, art-damaksıl, dişsil-dudaksıl, diş yuvasıl, diş yuvasıl-damaksıl, gırtlaksıl, diş yuvasıl sırasını takip ederek fonemleri edindikleri görülmüştür. Her iki grupta da artikülasyon yerine göre edinimde bir sıra olmamakla birlikte ZE lerin ve NG lerin ilk edindikleri fonemlerin dudaksıl ve diş yuvasıl fonemler olduğu yönünde bulgulara ulaşılmıştır. Artikülasyon yerine göre gırtlaksıl olarak ifade edilen fonem, hem ZE lerin hem de NG lerin en son edindikleri fonemlerden biri olmuştur Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri İki Ünlü Arası Pozisyona Göre Edinim Sırası ZE çocuklar Türkçe deki iki ünlü arası pozisyonda farklı fonemleri /v/;/m/, /b/, /t/, /d/, /g/, /f/, /s/, /c/, /y/; /n/; /l/, /r/; /k/, /ç/, /ş/; /z/ sırasıyla edinmişlerdir. Artikülasyon biçimine göre fonemleri ZE ler iki ünlü arası pozisyonda sürtünmeli-ötümlü; genizsil, patlamalı-kapantılı-ötümlü, sürtünmeli ötümsüz, yarıünlü, yarıkapantılı-ötümlü; genizsil; akıcılar; patlamalı-kapantılı-ötümsüz, sürtünmeli-ötümsüz, yarıkapantılı-ötümsüz ve sürtünmeli-ötümlü şeklinde edinmişlerdir. Yine ZE ler sözcük başı pozisyonda olduğu gibi bu pozisyonda da ötümlü fonemleri ötümsüzlere göre daha erken edinmektedirler. Sözcük başı pozisyonda ilk edinilen fonem genizsil iken iki ünlü arası pozisyonda edinilen ilk fonem sürtünmeli-ötümlü bir fonemdir. Genizsil bir fonem olan /m/ nin bu

69 56 pozisyonda 2 yaş yerine 3 yaşta edinilmesinin nedeninin fonetik bağlam (limon) olabileceğini akla getirmektedir. NG çocuklar Türkçe deki iki ünlü arası pozisyonda farklı fonemleri /m/,/n/, /b/, /t/, /d/, /k/, /v/; /p/, /g/, /f/, /s/, /z/, /c/, /ç/, /y/, /ş/, /l/; /h/; /r/ sırasıyla edinmişlerdir. Diğer bir ifadeyle artikülasyon biçimine göre fonemleri NG ler, iki ünlü arası pozisyonda genizsil, patlamalı-kapantılı, sürtünmeli, akıcılar şeklinde edinmektedirler. NG ler ZE ler gibi önce ötümlü fonemleri edinme davranışı göstermemektedir. Tablo 4.3 te ZE lerin NG çocuklar ile eşit sayıda yeni fonem edindikleri yaşın 3 yaş olduğu görülmektedir. Diğer pozisyonlar ve yaş gruplarının hiç birinde bu eşitlik sağlanamamıştır. ZE ler artikülasyon yerine göre iki ünlü arası pozisyonda dişsil-dudaksıl; çiftdudaksıl, dişsil, artdamaksıl, dişsil-dudaksıl, dişyuvasıl, dişyuvasıl- damaksıl, damaksıl; dişyuvasıl; dişyuvasıl; artdamaksıl, dişyuvasıl-damaksıl; dişyuvasıl sırasını takip ederek fonemleri edinmektedirler. NGler artikülasyon yerine göre iki ünlü arası pozisyonda çiftdudaksıl, dişsil, dişyuvasıl, dişsildudaksıl, artdamaksıl; çiftdudaksıl, artdamaksıl, dişsildudaksıl, dişyuvasıl, dişyuvasıl-damaksıl, damaksıl; gırtlaksıl; dişyuvasıl sırasını takip ederek fonemleri edinmektedirler. Hem NG ler hem de ZE lerin erken edindikleri fonemler çiftdudaksıl, dişsil-dudaksıl ve dişsil fonemlerdir. Dişyuvasıl fonemler her iki grupta da her yaşta edinilmektedir. Gırtlaksıl fonem olan /h/ bu pozisyonda ZE lerde görülmemekle birlikte NG lerin en geç edindiği fonemlerden biri olmuştur.

70 57 Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri İki Ünlü Arası Pozisyonda %85 Kriteriyle Artikülasyon Biçimine Göre Edinim Sırası Artikülasyon Biçimi Patlamalı kapantılı Ötümlü Patlamalı - kapantılı Ötümsüz Sürtünmeli Ötümlü Sürtünmeli Ötümsüz Yarıkapantılı Ötümlü Yarıkapantılı Ötümsüz Genizsil Ötümlü Yarı ünlü Ötümlü Akıcılar Ötümlü Yaş ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG 2 b, d t, k v v m, n 3 b, d, g t p z f, s f, s, ş c c ç m y y l g 4 h n 5 l, r r 6 k ş ç 7 z Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri İki Ünlü Arası Pozisyonda %85 Artikülasyon Yeri Kriteriyle Artikülasyon Yerine Göre Edinim Sırası Çift Dudaksıl Dişsil Dudaksıl Diş Yuvasıl Diş Yuvasıl Damaksıl Damaksıl Art Damaksıl Gırtlaksıl Yaş ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG 2 m, b v v t, d, n k 3 m, b p f f t, d, s l, s, z c ş, c, ç y y g g 4 n h 5 l, r r ş, ç 6 k 7 z

71 Zihinsel Engelli Çocuklar ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Türkçe deki Fonemleri Sözcük Sonu Pozisyonuna Göre Edinim Sırası ZE çocuklar sözcük sonu pozisyonda farklı fonemleri /t/, /m/; /p/, /v/, /s/; /n/, /f/, /l/, /y/; /ş/; /z/, /ç/, /r/, /h/; /k/ sırasını takip ederek edinmişlerdir. Artikülasyon biçimine göre patlamalı-kapantılı /t/ ve genizsil /m/ fonemleri ZE lerin ilk edindikleri fonemlerdir. Bu fonemleri patlamalı-kapantılı /p/, sürtünmeli-ötümlü /v/, sürtünmeli-ötümsüz /s/; sürtünmeli ötümsüz /f/; genizsil ötümlü /n/, yarı-ünlü ötümlü /y/, akıcı /l/; sürtünmeli ötümsüz /ş/; sürtünmeli ötümlü /z/, sürtünmeli ötümsüz /h/; yarı-kapantılı /ç/, akıcı /r/; patlamalı kapantılı /k/ fonemleri takip etmektedir. NG çocuklar sözcük sonu pozisyonda farklı fonemleri /m/,/n/, /p/, /t/, /k/, /y/; /f/, /v/, /s/, /ç/, /ş/, /l/, /h/; /r/; /z/ sırasını takip ederek edinmişlerdir. Artikülasyon biçimine göre genizsil olan /m/ ve /n/, patlamalı-kapantılı olan /p/, /t/ ve /k/, yarı ünlü olan /y/ fonemler NG lerin ilk edindikleri fonemlerdir. Bu fonemleri sürtünmeli-ötümsüz /f/, /s/, /ş/, /h/, sürtünmeli-ötümlü /v/, yarıkapantılı /ç/, akıcı /l/, akıcı /r/, ve sürtünmeli-ötümlü /z/ fonemleri takip etmektedir. ZE lerin en geç edindikleri fonemler olan sürtünmeli ötümlü /z/ ve akıcı /r/ fonemleri, NG lerin de en geç edindikleri fonemler olmuştur. Ancak NG lerin erken edindikleri patlamalı kapantılı /k/, sürtünmeli ötümsüz /h/ ve yarı kapantılı /ç/ fonemleri ZE lerin en geç edindikleri fonemler olmuştur. ZE lerin sözcük sonu pozisyonda artikülasyon yerine göre çift dudaksıl, diş yuvasıl /t, s, l, n/ ve dişsil-dudaksıl fonemlerini erken edindikleri görülmüştür. Bu fonemleri damaksıl, dişyuvasıl-damaksıl, dişyuvasıl /z, r/, gırtlaksıl ve art damaksıl fonemler takip etmiştir. NG ler bu pozisyonda artikülasyon yerine göre çift dudaksıl, dişyuvasıl, damaksıl, artdamaksıl, dişsildudaksıl, dişyuvasıldamaksıl, gırtlaksıl fonemlerini erken edindikleri görülmüştür. NG lerce dişyuvasıl /r/ ve /z/ fonemleri en geç edinilen fonemlerdir.

72 59 Tablo :Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Sonu Pozisyonunda %85 Kriteriyle Artikülasyon Biçimine Göre Edinim Sırası Artikülasyon Biçimi Patlamalı kapantılı Ötümlü Patlamalı - kapantılı Ötümsüz Sürtünmeli Ötümlü Sürtünmeli Ötümsüz Yarıkapantılı Ötümlü Yarıkapantılı Ötümsüz Genizsil Ötümlü Yarı ünlü Ötümlü Akıcılar Ötümlü Yaş ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG 2 t p, t, k m m, n y 3 p v v s f, s, ş, h ç l 4 f n y l 5 r 6 z z ş ç r 7 k h Tablo : Zihinsel Engelli ve Normal Gelişim Gösteren Çocukların Ünsüz Fonemleri Sözcük Sonu Pozisyonunda Artikülasyon Yeri %85 Kriteriyle Artikülasyon Yerine Göre Edinim Sırası Çift Dudaksıl Dişsil Dudaksıl Diş Yuvasıl Diş Yuvasıl Damaksıl Damaksıl Art Damaksıl Gırtlaksıl Yaş ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG ZE NG 2 m p, m t t, n y k 3 p v f, v s s, l ş, ç h 4 f l, n y 5 r ş 6 z, r z ç h 7 k

73 60 TARTIŞMA Bu araştırmada zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimleri incelenmiş ve normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılmıştır. Alanyazında dil ve zeka arasındaki ilişkilere değinilen bir çok araştırmada genel olarak, zihinsel engelli bireylerin dil gelişimlerinin normal gelişim gösteren bireylerle karşılaştırılmasının, takvim yaşına göre değil zeka yaşına göre yapılması gerektiği belirtilmektedir. Bu nedenle zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimleri, zeka yaşına göre normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırılmıştır. Fonem edinimi, belli bir yaş dilimindeki çocukların belli bir yüzdesinin yetişkin hedefine uygun olarak fonemleri üretebilmeleridir (Ege, 2004 b). Bu araştırmada ele alınan her yaş grubunda bulunan çocukların fonemlerinin sözcük başı, iki ünlü arası ve sözcük sonu pozisyonlarında edinimleri % 85 kriterine göre belirlenmiş ve normal gelişim gösteren çocukların edinimleriyle karşılaştırılmıştır. Bu bağlamda eğer dildeki bir fonemi bir yaş grubunda yer alan çocukların %85 i edinmiş ise bu fonem bu yaş grubunda edinilmiş demektir. Alanyazın incelendiğinde %75, %85, %90 veya %100 gibi edinim kriterlerinin tercih edildiği görülmüştür (Kumin ve ark.,1994; Ege, 2004 b). Bu araştırmada %85 in %75 edinim kriterine göre daha az toleranslı ve daha yordayıcı sonuçlar vereceği düşünülmüş ve %85 kriteri edinim kriteri olarak kabul edilmiştir. Bulgulara göre normal gelişim gösteren çocuklar Türkçe deki fonemleri tüm pozisyonlarda yoğun olarak 2-3 yaşlar arasında edinmektedirler. 4 yaşından 7 yaşına kadar da edinim sürmekte ve edinmedikleri fonem kalmamaktadır. Ancak zihinsel engelli çocukların fonemleri edinimleri geniş bir zaman aralığına dağılmaktadır. Bunun yanında zihinsel engelli çocuklarda, edinimin ağırlıklı olarak 3 yaşta başladığı ve sonraki yaş gruplarında da devam ettiği görülmektedir. Zihinsel engellilerde /r/ fonemi sözcük başı pozisyonda; /p/, /h/ fonemleri iki ünlü arası pozisyonda; ünsüz kümeleri olan /lp/, /ns/, /rt/, /rk/

74 61 fonemleri sözcük sonu pozisyonda, % 85 edinim kriterine göre araştırmada ele alınan hiçbir yaş grubunda edinilmemiştir. Araştırmanın başında %85 edinim kriterinin fonem edinimini belirlemede daha yordayıcı olduğu düşünülmüştür. Ancak zihinsel engelli çocukların 2-7 yaş arasında hala edinemedikleri fonemlerinin olması edinim kriteri %85 ten aşağıya çekildiğinde sonucun ne olduğu sorusunu akla getirmiştir. Buna göre /r/ foneminin %75 edinim kriterine göre sözcük başı pozisyonda 6 yaşında edinildiği görülmüştür. /p/ foneminin %75 edinim kriterine göre iki ünlü arası pozisyonda 6 yaşında ; /h/ foneminin ise 7 yaşında edinildiği görülmüştür. /p/ fonemini NG ler iki ünlü arası pozisyonda % 85 edinim kriterine göre 3 yaşında edinirken ZE lerin %75 edinim kriterine göre 6 yaşında edinmiş olmalarının nedeni ZE lerin ötümlü fonemleri ötümsüzleştirme fonolojik hatasını gerçekleştirmeleri olabilir. Çünkü ZE deneklerin /süpürge/ sözcüğünü /sübürge/ olarak ürettikleri gözlenmiştir. Araştırmada /p/ foneminin ediniminin sadece bir sözcükle (süpürge) değerlendirilmesinden kaynaklı bir sınırlılık da söz konusu olabilir. ZE ler ünsüz kümelerini hem % 85 hem de %75 edinim kriterlerine göre edinememişlerdir. % 70 edinim kriterine göre /rt/ 6 yaşında; /lp/ ve /ns/ 7 yaşında edinilmiştir. /rk/ ünsüz kümesi ise %50 edinim kriterine göre ancak 7 yaşında edinilmiştir. Sözcük başı pozisyonda 2 yaş grubundaki NG ler ZE lerden 3 kat fazla fonem edinmişlerdir. Ancak yaş ilerledikçe ZE ler açığı giderek kapatmış ve 7 yaşına geldiklerinde NG lerle hemen hemen aynı sayıda fonem edinmişlerdir. Sözcük başı pozisyonda olduğu gibi iki ünlü arası pozisyonda da erken yaşlarda NG ler ve ZE lerin edindikleri fonem sayıları arasındaki fark çok fazlayken yaş ilerledikçe bu fark giderek azalmıştır. Sözcük başı ve iki ünlü arasındaki pozisyonda olduğu gibi sözcük sonu pozisyonda da erken yaşlarda NG ler ve ZE lerin edindikleri fonem sayıları arasındaki fark çok fazlayken yaş ilerledikçe bu fark giderek azalmıştır. Kumin ve arkadaşları (1994) Down Sendromlu çocukların fonemlerinin ortaya çıkmasıyla ilgili boylamsal bir araştırma yapmış Normal gelişim gösteren çocukların fonemlerinin ortaya çıkış yaşıyla Down sendromlu (DS) çocukların fonolojilerinin ortaya çıkış yaşı arasında fark olduğunu bulmuştur.

75 62 Sözcük başı pozisyonda ZE ler ve NG ler /m/, /n/, /d/, /v/, /c/ fonemlerini aynı yaşta edinmektedirler. Yaşların mod değerlerine bakıldığında NG lerde bu yaşın 3 yaş ; ZE lerde ise 3, 4 ve 6 yaşlar olduğu görülmektedir. Başka bir ifadeyle bu pozisyonda NG ler, fonemlerin büyük bir çoğunluğunu 3 yaşında edinirken ZE ler geniş bir zaman aralığında edinmektedirler. İki ünlü arası pozisyonda ZE ler ve NG ler /g/, /f/, /v/, /s/, /c/, /r/, /y/ fonemlerini aynı yaşta edinmektedirler. Bu pozisyonda yaşların mod değerlerine bakıldığında bu yaşın hem NG lerde hem de ZE lerde 3 yaş olduğu görülmektedir. Sözcük sonu pozisyonda NG ve ZE ler /m/, /t/, /v/, /s/, /z/ fonemlerini aynı yaşta edinmişlerdir. Bu pozisyonda yaşların mod değerlerine bakıldığında NG lerde bu yaşın 3 yaş ; ZE lerde ise 3, 4 ve 6 yaşlar olduğu görülmektedir. Sözcük başı ve sözcük sonu pozisyonlarda ZE lerin mod yaşlarının benzer olduğu görülmektedir. NG ler ise her iki pozisyonda fonemleri en çok 3 yaşında edinmişlerdir. Ayrıca ZE ler ve NG lerin aynı yaşta edindikleri fonemlerin sayısı 3 pozisyonda da hemen hemen aynı sayıdadır (Sözcük başı 5, sözcük sonu 5 ve iki ünlü arası 7 fonem). Ege ve arkadaşları (2004) nın yaptığı araştırmada AAT uygulanan 2568 normal gelişim gösteren çocuk arasından bu araştırma için seçilen 118 çocuk, karşılaştırma grubunu oluşturmuştur. Tablo 2.3 ve Tablo 4.1 deki bulgular büyük grup ile küçük grubun fonem edinim yaşları arasında farklılık olduğunu göstermiştir. Örneğin sözcük başı pozisyonda /l/ fonemini küçük grup 4 yaşında, büyük grup 5 yaşında edinmiştir. Ya da küçük grup iki ünlü arası pozisyonda 9 fonem edinmişken büyük grup sadece 3 fonem edinmiştir. Bu farklılıkların nedeni karşılaştırma grubu olarak seçilen 118 NG çocuğun ZE grubundaki çocukların zeka yaşlarına uygun seçilmiş olması olabilir. Bunun dışında fonem edinim yaşlarının belirlenmesinde büyük örneklem gruplarının tercih edilmesinin daha yordayıcı olabileceği düşünülmektedir. Zihinsel engelli çocukların ve normal gelişim gösteren çocukların Türkçe deki fonemleri yaşlara göre edinim oranları karşılaştırıldığında;

76 63 Sözcük başı pozisyonda NG ler 2 yaşında fonemlerin %37 sini edinirken; 6 yaşına geldiklerinde edinilmesi beklenilen fonemlerin %100 ünü edinmişlerdir. ZE ler ise 2 yaşında fonemlerin %11 ini edinirken; 7 yaşına geldiklerinde fonemlerin % 95 ini edinmişlerdir. İki ünlü arası pozisyonda NG ler 2 yaşında fonemlerin %37 sini edinirken; 5 yaşına geldiklerinde edinilmesi beklenilen fonemlerin %100 ünü edinmişlerdir. ZE ler ise 2 yaşında fonemlerin %5 ini edinirken; 7 yaşına geldiklerinde edinilmesi beklenilen fonemlerin %90 ını edinmişlerdir. Sözcük sonu pozisyonda NG ler 2 yaşında edinilmesi beklenilen fonemlerin %32 sini edinirken 6 yaşında fonemlerin %100 ünü edinmişlerdir. ZE ler ise 2 yaşında fonemlerin %11 ini edinirken; 7 yaşına geldiklerinde edinilmesi beklenilen fonemlerin %79 unu ancak edinebilmişlerdir. Normal gelişim gösteren çocuklar genel olarak tüm pozisyonlarda fonemleri nicel olarak aynı oranda edinmişlerdir. ZE ler ise niceliksel açıdan büyük bir fark olmamakla birlikte tüm yaşlarda sırayla sözcük başı, iki ünlü arası ve sözcük sonu pozisyonlarda farklı oranlarda performans göstermişlerdir. Aynı şekilde Bleile ve Schwarz (1984) DS li çocukların konuşma becerilerini incelemek amacıyla yaptıkları araştırmada sözcük başı fonem ediniminin sözcük sonu fonem edinimine göre daha kolay olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca araştırmada ele alınan tüm yaşlarda, zihinsel engelli çocuklar edinilmesi beklenilen tüm fonemleri %100 edinememişlerdir. ZE lerde edinimin ağırlıklı olarak 3 yaşta başladığı ve sonraki yaş gruplarında da devam ettiği görülmektedir. Sözcük başı pozisyonda ZE lerin her bir yeni zeka yaşına girdiklerinde bir önceki yaşta edindikleri fonem sayısı kadar yeni fonem edindikleri görülmektedir. NG lerde ise yaş ilerledikçe edinilen yeni fonem sayısı azalmaktadır. ZE ve NG lerin 3 yaşında iki ünlü arası pozisyonda edindikleri fonem sayısının eşit olduğu görülmektedir. Diğer pozisyonlar ve yaş gruplarının hiç birinde bu eşitlik sağlanamamıştır.

77 64 Bu bulgular daha önceki araştırmalarda vurgulanan Dil gelişiminde ZE ler NG lerin izlediği gelişim sırasını takip etmektedirler ancak bu takip yavaş olmaktadır (Miller, 1984; Rosenberg ve Abbeduto, 1993) görüşünü destekler niteliktedir. Sözcük başı pozisyonda artikülasyon biçimine göre; ZE lerde erken edinilen fonemlerin sırayla genizsiler, patlamalı-kapantılılar, yarıünlüler olduğu görülmektedir. Aynı şekilde, Ege (2004 b) ve Topbaş (2004) ın ayrı ayrı yaptıkları araştırmalarda, normal gelişim gösteren Türk çocukların artikülasyon biçimine göre genizsiler, patlamalı kapantılılar, yarıünlüler, sürtünmeliler, yarı-kapantılılar ve akıcılar sırasını takip ederek fonemleri edindikleri belirtilmektedir. Bu pozisyonda diğer bir dikkat çeken durum ötümlü fonemlerin ötümsüz fonemlere göre erken edinilmesidir. Normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldıklarında artikülasyon biçimine göre sözcük başı pozisyonda ZE ler ve NG lerin erken edindikleri fonemler benzer bulunmuştur. Ancak ötümlülük durumunda ZE lerle NG ler arasında benzerlik görülmemiştir. /l/ fonemini hem ZE ler hem de NG ler geç edinmişlerdir. Sözcük başı pozisyonda her iki grupta da artikülasyon yerine göre edinimde bir sıra olmamakla birlikte ZE lerin ve NG lerin ilk edindikleri fonemlerin dudaksıl ve diş yuvasıl fonemler olduğu yönünde bulgulara ulaşılmıştır. Aynı şekilde Ege (2004 b) nin araştırmasında da artikülasyon yerine göre önce dudaksıl sesler ardından diş yuvasıllar erken dönemde edinilmektedir. Artikülasyon yerine göre diş yuvasıl olarak ifade edilen /r/ fonemi, hem ZE lerin hem de NG lerin en son edindikleri fonemdir. ZE lerde genellikle /p/ foneminin yerine /b/; /k/ foneminin yerine /g/; /t/ foneminin yerine /d/ fonemi kullanılmıştır. Bunun nedeninin, ailede kullanılan aksan olabileceği akla gelmektedir. Bu araştırmada sosyoekonomik düzey (SED) ele alınmamıştır ancak araştırmanın çalışma grubu olan ZE lerin bir bölümünün dosyalarına Ankara-Mamak RAM dan ulaşılmıştır. Mamak bölgesi kırsal

78 65 kesimden ve sosyoekonomik düzeyi düşük olan bölgelerden göç almaktadır. Bu bölgedeki popülasyonun büyük bir çoğunluğu gecekondularda yaşamaktadır. İleri araştırmalarda SED in ve ailede kullanılan aksanın Türkçe deki fonemlerin edinimine olan etkisi ele alınarak bu yönde veriler elde edilebilir. Yine bu araştırmada fonolojik süreçler ele alınmamıştır. ZE lerin /p/ yerine /b/; /k/ yerine /g/; /t/ yerine /d/ fonemini tercih etmelerinin nedeni, fonolojik süreçte görülebilen ötümsüz olan fonemleri ötümlüleştirme işlemini kullanıyor olmaları olabilir. ZE lerin /h/ fonemini NG lere göre geç edinmelerinin nedeni /h/ fonemini düşürmeleridir. Sözcük başı ünsüz düşürülmesi fonolojik işlemlerden biri olarak 2-4 zeka yaşlarındaki ZE lerce kullanılmaktadır. ZE ler, sözcük başı pozisyonda olduğu gibi iki ünlü arası pozisyonda da ötümlü fonemleri ötümsüzlere göre daha erken edinmektedirler. Sözcük başı pozisyonda ilk edinilen fonem genizsil iken iki ünlü arası pozisyonda edinilen ilk fonem sürtünmeli-ötümlü bir fonemdir. Genizsil bir fonem olan /m/ nin bu pozisyonda 2 yaş yerine 3 yaşta edinilmesinin nedeninin seçilen sözcüğün (limon) olabileceğini akla getirmektedir. Çünkü sözcük başındaki /l/ fonemini ZE ler 5 yaşında edinmişlerdir. Dolayısıyla ZE ler 3 yaşında /l/ fonemini hala edinememiş ve bu nedenle /m/ fonemini de üretmekte güçlük yaşamış olabilirler. Artikülasyon biçimine göre fonemleri NG ler, iki ünlü arası pozisyonda genizsil, patlamalı-kapantılı, sürtünmeli, akıcılar şeklinde edinmektedirler. NG ler ZE ler gibi önce ötümlü fonemleri edinme davranışı göstermemektedir. İki ünlü arası pozisyonda artikülasyon yerine göre hem NG ler hem de ZE lerin erken edindikleri fonemler çiftdudaksıl, dişsil-dudaksıl ve dişsil fonemlerdir. Dişyuvasıl fonemler her iki grupta da her yaşta edinilmektedir. Gırtlaksıl fonem olan /h/ bu pozisyonda ZE lerde görülmemekle birlikte NG lerin de en geç edindiği fonemlerden biri olmuştur. Sözcük sonu pozisyonda artikülasyon biçimine göre ZE lerin en geç edindikleri fonemler olan sürtünmeli ötümlü /z/, akıcı /r/ ve sürtünmeli ötümsüz /h/

79 66 fonemleri, NG lerin de en geç edindikleri fonemler olmuştur. Ancak patlamalı kapantılı /k/, ve yarı kapantılı /ç/ fonemleri NG lerin erken edindikleri fonemlerken ZE lerin en geç edindikleri fonemler arasındadır. /k/ fonemi AAT de /uçak/ sözcüğünün sonunda değerlendirilmektedir. ZE lerin bu fonemi üretememelerinin nedeni bu fonetik bağlam olabilir. ZE lerin ve NG lerin sözcük sonu pozisyonda artikülasyon yerine göre çift dudaksıl ve diş yuvasıl fonemlerini benzer şekilde erken edindikleri görülmüştür. ZE lerde olduğu gibi NG lerde de dişyuvasıl /r/ ve /z/ fonemleri en geç edinilen fonemlerdir. Kumin ve arkadaşları (1994) nın Down sendromlu çocukların fonem edinimleriyle ilgili yaptıkları araştırmada da bu araştırmanın bulgularına benzer bulgular elde edilmiştir. Anılan araştırmada patlamalı, genizsil ve yarı ünlü fonemler erken edinilirken; sürtünmeli ve akıcı fonemlerin geç edinildiği gözlemlenmiştir. Araştırmanın başında, dildeki bir fonemin edinimini belirlerken bir yaş grubunun % 85 i dildeki o fonemi edinmiş ise o yaş grubunun o fonemi edinmiş olduğu ifade edilmişti. Buna göre %85 edinim kriterinin daha yordayıcı olacağına karar verilmiş ancak elde edilen bulgulara göre ZE ler için % 75 edinim kriterini tercih etmenin daha yararlı olabileceği düşünülmüştür. Alanyazında karşılaştırmalar üç grupla yapılmaktadır. Bunlar gelişiminde sapma olan grup (otistikler); gelişimsel geriliği olan grup (Down sendromlular) ve normal gelişim gösteren grup olarak adlandırılabilmektedir. Bu araştırmada ise normal gelişim gösteren çocuklarla artikülatörlerinde veya duyu organlarında problem olmayan çocuklar karşılaştırılmıştır. Bu çocukların zeka yaşlarının benzer olması sağlanmış ancak farklı performanslar gözlenmiştir. Bunun nedeninin fonem ediniminde başka faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Bu faktörlerden birinin kullanılan zeka testi olabileceği akla gelmektedir.

80 67 Bu araştırmada zeka yaşının belirlenmesinde kullanılan Stanford-Binet Testi 2 yaşından yetişkinliğe kadar uygulanabilen bir zeka testidir. Araştırmaya takvim yaşı en fazla 15 olan zihinsel engelli çocukları almanın nedeni bu zeka testinin 2-15 yaş arasında daha geçerli sonuçlar vermiş olduğudur. Bu test bireyin zihinsel işlevlerini belirlemek amacıyla yeterliği olan uzmanlar tarafından uygulanmaktadır. Uygulanan zeka testi sonucu, zeka yaşları normal gelişim gösteren çocuklarla aynı olsa bile zihinsel engelli çocuklar normal çocuklar gibi performans gösterememektedir. Bunun nedeni, zeka testlerinin tam olarak bu çocukların performansını değerlendirmede yetersizlik göstermesi olabilir. Ya da anılan testin Türkiye de kullanılan 1972 versiyonunun hala güncellenmemesi de nedenler arasında olabilir. Ancak engelli çocukların tanılanması ve bu çocuklara uygun eğitsel müdahalelerde bulunulması amacıyla bu testlerin kullanılmasına devam edilmektedir.

81 68 BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER Zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri edinimlerini incelemek ve normal gelişim gösteren çocukların edinimleriyle karşılaştırmak amacıyla yapılan bu araştırmanın sonuçları aşağıda sunulmuştur. Bu araştırmada zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonem edinim yaşları belirlenmiştir. Zihinsel engelli çocukların yaşları zeka yaşına göre karşılaştırıldıkları normal gelişim gösteren çocukların fonem edinim yaşlarından farklılık göstermiştir. Ancak bu farklılık sapma şeklinde değil gecikme şeklindedir. Yani normal gelişim gösteren çocuğun 2 yaşında edindiği bir fonemi zihinsel engelli çocuk 3 yaşında veya daha ileri yaşlarda edinmiştir. Bu araştırmada elde edilen bulguları önemli kılan da zihinsel engelli çocukların Türkçe deki fonemleri geç olsa da edinebildiğini göstermiş olmasıdır. Araştırmada normal gelişim gösteren çocukların edindiği bazı fonemleri zihinsel engelli çocuklar % 85 edinim kriterine göre 2-7 zeka yaş diliminde hala edinememişlerdir. Ancak edinim kriteri % 50 ye kadar çekildiğinde ise ZE ler Türkçe deki tüm fonemleri ve sözcük sonu ünsüz kümelerini edinmişlerdir. Normal gelişim gösteren çocuklar genel olarak tüm pozisyonlarda fonemleri nicelik olarak hemen hemen aynı oranda edinmişlerdir. ZE ler ise tüm yaşlarda sırayla sözcük başı, iki ünlü arası ve sözcük sonu pozisyonlarda farklı oranlarda performans göstermişlerdir. Sözcük başı pozisyonda artikülasyon biçimine göre; normal gelişim gösteren çocuklarda ve zihinsel engelli çocuklarda erken edinilen fonemlerin sırayla genizsiler, patlamalı-kapantılılar, yarıünlüler olduğu görülmüştür. Zihinsel engelliler ötümlü fonemleri ötümsüz fonemlere göre erken edinmişlerdir. Ancak normal gelişim gösteren çocuklarda bu durum görülmemiştir.

82 69 Sözcük başı pozisyonda her iki grupta da artikülasyon yerine göre edinimde bir sıra olmamakla birlikte zihinsel engelli çocukların ve normal gelişim gösteren çocukların ilk edindikleri fonemlerin dudaksıl ve diş yuvasıl fonemler olduğu yönünde bulgulara ulaşılmıştır. Artikülasyon yerine göre diş yuvasıl olarak ifade edilen /r/ fonemi, hem zihinsel engelli çocukların hem de normal gelişim gösteren çocukların en son edindikleri fonem olmuştur. İki ünlü arası pozisyonda da zihinsel engelli çocuklar artikülasyon yerine göre ötümlü fonemleri ötümsüzlerden daha erken edinmişlerdir. Zihinsel engelli çocukların iki ünlü arası pozisyonda edindikleri ilk fonem sürtünmeli-ötümlü bir fonemdir. İki ünlü arası pozisyonda hem zihinsel engelli çocukların hem de normal gelişim gösteren çocukların artikülasyon biçimine göre erken edindikleri fonemler çiftdudaksıl, dişsil-dudaksıl ve dişsil fonemlerdir. Dişyuvasıl fonemler her iki grupta da her yaşta edinilmektedir. Gırtlaksıl fonem olan /h/ bu pozisyonda zihinsel engelli çocuklarda görülmemekle birlikte normal gelişim gösteren çocukların da en geç edindiği fonemlerden biri olmuştur. Sözcük sonu pozisyonda zihinsel engelli çocukların en geç edindikleri fonemler olan sürtünmeli ötümlü /z/ ve akıcı /r/ fonemleri, normal gelişim gösteren çocukların da en geç edindikleri fonemler olmuştur. Ancak patlamalı kapantılı /k/, sürtünmeli ötümsüz /h/ ve yarı kapantılı /ç/ fonemleri normal gelişim gösteren çocukların erken edindikleri fonemlerken zihinsel engelli çocukların en geç edindikleri fonemler arasındadır. Sözcük sonu pozisyonda hem zihinsel engelli çocukların hem de normal gelişim gösteren çocukların artikülasyon yerine göre edindikleri ilk fonemler çift dudaksıl ve dişyuvasıl fonemlerdir. Normal gelişim gösteren çocukların en geç edindikleri fonemler olan dişyuvasıl /z/ ve /r/ fonemleri zihinsel engellilerin de en geç edindikleri fonemler olmuştur.

83 70 Türkçe deki fonemleri zeka yaşları aynı olsa bile zihinsel engelli çocuklar, normal gelişim gösteren çocuklardan daha geç edinmektedirler. Araştırmada, motor becerilerin fonem üretimini olumsuz etkileyebileceği düşünülerek artikülatörlerinde veya duyu organlarında bir problem olmayan zihinsel engelli çocuklardan homojen bir grup oluşturulmuştur. Buna rağmen zihinsel engelli çocuklar normal gelişim gösteren çocuklardan daha geri bir performans göstermişlerdir. Chapman ve Notion (1981) IQ puanı arasında olan eğitilebilir zihinsel engellilerden oluşan homojen grupla çalışma yapmış ve bu grubun artikülasyon ve fonolojik becerilerinde diğer dil bileşenlerine göre daha geri olduğu sonucuna varmıştır. Bu araştırmada da homojen bir grup olan ZE ler fonem ediniminde gerilik göstermişlerdir. Araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda zihinsel engelli çocuklarla çalışan uzmanların bu çocuklara uygun eğitsel veya terapi hedefleri belirleyebilecekleri düşünülmektedir. ÖNERİLER Araştırmanın bulguları çerçevesinde eğitime, uygulamaya ve ilerideki araştırmalara yönelik öneriler aşağıda verilmiştir. Eğitim ve Uygulamaya Yönelik Öneriler Zihinsel engelli bireylerin dil gelişimine yönelik program hazırlarken; eğitimcilerin öncelikle normal gelişim gösteren çocukların dil gelişimi aşamalarını da dikkate alarak, bunlar doğrultusunda, bu çocukların dil gelişimleri açısından hangi noktalarda farklılıklar gösterdiklerini dikkate alarak değerlendirme yapmaları gerekmektedir.

84 71 Zihinsel engelli bireylerin fonem edinimine yönelik olarak program hazırlarken; bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır ZE lerin de normal gelişim gösteren çocuklarla aynı sırayı takip ettikleri göz önünde bulundurularak planlanacak etkinliklerde de aynı fonem sırasına yer verilmelidir. Öğretmenler ve ebeveynlerin, zihin engelli çocukların kazanamadığı fonemleri içeren dil etkinliklerine (sözcük oyunları, tekerlemeler, rontlar, öyküler, şarkılar, parmak oyunları ) uygun sıra ile ve daha fazla yer vermeleri etkili olacaktır. ZE lerin fonemlerin sözcükteki pozisyonlarına göre edinimlerinin de farklı bir gelişim sırası ile gerçekleştiği göz önünde bulundurularak, kazandırılmak istenen her fonemi içeren değişik pozisyonlarda örneklendirilerek, (yapılandırılmış veya yapılandırılmamış ortamlarda) günlük hayatta daha sık kullanmasına fırsat verilerek edinimi sağlanabilir. Dil gelişimi bir bütün olarak düşünüldüğünde fonemlerin edinimindeki sorunların dilin bütününe olan olumsuz etkisi ortaya çıkacaktır. Dilin en önemli amacının da iletişim olduğu göz önünde bulundurulursa fonem edinimi dilin diğer bileşenleriyle birlikte ele alınarak programda yer alacak etkinlikler düzenlenmelidir.

85 72 İlerideki Araştırmalara Yönelik Öneriler % 85 edinim kriterine göre ünsüz kümelerinin ve edinilmeyen fonemlerin daha sonraki yaş gruplarında edinilip edinilmediği araştırılabilir. Fonemlerin edinimi değerlendirilirken, değerlendirme aracında seçilen sözcüğün fonem ediniminde etkili olup olmadığı ilerideki araştırmalara konu olabilir. SED in Türkçe deki fonemlerin edinimine olan etkisi ele alınarak bu yönde veriler elde edilebilir. ZE bireylerin fonolojik hataları, fonolojik süreçler/işlemler açısından değerlendirilebilir. Artikülatörlerden kaynaklanan dil bozukluklarının pozisyonlara göre fonem edinimindeki etkisi incelenebilir. Zihinsel engelin derecesinin fonem edinimindeki etkisine bakılabilir. Farklı zihinsel engel nedenlerinin fonem edinimindeki etkisi incelenebilir. Değişik engel türlerine göre fonem edinimleri incelenerek fonemlerin pozisyonlara göre edinim yaşları ve sıraları incelenerek, engel türüne göre ortaya çıkabilecek farklılıklar araştırılabilir.

86 73 KAYNAKÇA Abbeduto, L. ve Waren, S. (1992). The Relation of Communication and Language Development to Mental Retardation. American Journal on Mental Retardation, 97, Acarlar, F. (1991) Yaşlar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Bilim uzmanlığı tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Acarlar, F. (1995). Türkçe Kazanımında Kullanılan Fonolojik Süreçlerin İncelenmesi ve Fonolojik Bozukluğu Olan Çocuklardaki Süreçlerle Karşılaştırılması. Yayınlanmamış doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Acarlar, F. (2004). Okul Öncesi Kaynaştırma Ortamlarında Dilin Desteklenmesi. Yüksek lisans ders notları, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Aktan, E. (1996). Çocuğun Gelişiminde Fonolojik Duyarlılığın (Sesbirim Duyarlılığı) Karşılaştırmalı olarak İncelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Artar, M. (1998). Ankara da Yaşayan 9-29 Aylık Çocuklarda Aile Bilgisine Dayalı Dil Normlarının Saptanması. Yayınlanmamış doktora tezi. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Baykoç Dönmez, N., Abidoğlu, Ü., Dinçer, Ç., Erdemir, N. ve Gümüşçü, Ş. (1997). Dil Gelişiminde İlk Dönem. Okul Öncesi Dönemde Dil Gelişimi Etkinlikleri. Sim Matbacılık. Ankara.

87 74 Bleile, K. ve Schwarz, I. (1984). Three Perspectives on the Speech of Children With Down Syndrome. Journal of Communication Disorders, 17, Bloom, L. ve Lahey, M. (1978). Language Development and Language Disorders. Newyork: John Wiley & Sons.Inc. Büyüköztürk, Ş. (2002). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi Elkitabı İstatistik, Araştırma Deseni SPSS Uygulamaları ve Yorum. Pegem Yayıncılık. Ankara. Carrow-Woolfolk, E. (1982). Integrative Approach to Language Disorders in Children. Grune&Stratton,İnc. Orlando. Chapman, R.S. (1997). Language Development in Children and Adolescents with Down Syndrome. Mental Retardation and Developmental Disabilities Research Reviews, 3, Chapman, R.S., (1995). Language Development in Children and Adolescents with Down Syndrome. The Handbook of Child Language. Blackwell Publishers. Cambridge. Chapman, R.S., Schwartz, S.E. ve Bird, E.K.R (1991). Language Skills of Children and Adolescent with Down Syndrome: I. Comprehension. Journal of Speech and Hearing Research, 34, Chapman, D.L. ve Notion, J.E. (1981). Patterns of Language Performance in Educable Mentally Retarded Children. Journal of Communication Disorders, 14,

88 75 Crosley, P.A. ve Dowling, S. (1989). The Relationship Between Cluster and Liquid Simplification and Sentence Length, Age and IQ in Down s. Journal of Communication Disorders, 22, Ege, P. (2005). Sözdizimsel ve Biçimbilgisel Gelişim. Dil ve Kavram Gelişimi. Kök Yayıncılık, Ankara. Ege, P. (2004 a). Dil ve Konuşma Bozuklukları. Yüksek lisans yayınlanmamış ders notları, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Ege, P. (2004 b). Türkçe de Fonemlerin Edinimi. 2. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi Bildirisi, Eskişehir. Ege, P., Acarlar, F. Turan, F. (2004). Ankara Artikülasyon Testi. Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri. Ege, P. (1994). Çocuklarda Dil Bozuklukları ve Okul Başarısı. Özel eğitim Dergisi, 1(4), 3-9 Erdem, R. (2004). Zihinsel Engelli Öğrencilerin Bazı Dil ve Konuşma Özelliklerinin Konuşmalarının Anlaşılabilirliğine Etkisinin İncelenmesi. Yayınlanmamış yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Ergin, M. (1992). Dil Bilgisinin Bölümleri. Türk Dil.. Bayrak Yayıncılık, İstanbul. Eripek, S. (2003). Zeka Geriliği Olan Çocuklar. Özel Gereksinimli Çocuklar ve Özel Eğitime Giriş. Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara. Erkan, P. (1990). Sosyoekonomik ve Eğitim Düzeyleri Farklı Olan Ailelerin Aylar Arasındaki Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi.

89 76 Yayınlanmamış yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Eroğlu-Özcan, A. (1998). Down Sendromlu Çocuk Anneleri ile Normal Gelişim Gösteren Çocuk Annelerinin Doğal Ortamda Günlük Rutinlerde Sözel İletişim Amaçlarının Betimlenmesi ve Karşılaştırılması. Yayınlanmamış yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Fromkin, V., Rodman, R., Hultin, N. ve Logan, H. (2001). An Introduction To Language. Phonetics:The Sounds of Language. (pg-182). Horcourt Canada. Canada. Güleryüz, F.F. (1995). 2-6 Yaşlarındaki Kekemelik Problemi Olan ve Olmayan Çocukların Artikülasyon Özelliklerinin Karşılaştırılması. Yayınlanmamış doktora tezi. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Güleryüz, F.F. (1990) Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Yayınlanmamış bilim uzmanlığı tezi. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Güngüt-Kesikçi, H. (1992). Zihinsel Özürlü Çocuklarda Bellek ve Dil Gelişim Bozukluğu Arasındaki Etkileşim. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Karacan, E. (1998). Yaşamın İlk Bir Yılında Anne-Bebek Etkileşimi ve Bebeklerde Dil Gelişimi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Ankara. Konrot, A. (2005) İletişim, Dil ve Konuşma Bozuklukları. Dil ve Kavram Gelişimi. Kök Yayıncılık, Ankara.

90 77 Kumin, L. (1994). Intelligibility of Speech in Children with Down Syndrome in Natural Settings: Parents Perspective. Percept Motor Skills, 78, Kumin, L., Councill, C. ve Goodman, M. (1994). A Longitudinal Study of the Emergence of Phonemes in Children with Down Syndrome. Journal of Commucination Disorders, 27, Kuder, S.J. (1997). Teaching Students with Language and Communication Disabilities. Allyn&Bacon. Baltimore. Lahey, M. (1990). Who Shall Be Called Language Disordered? Some Reflections and One Perspective. Journal of Speech and Hearing Disorders, 55, 612-l20 Miller, C.F. ve Chapman, R.S. (1984). Disorders of Comunication: İnvestigating the Development of Language of Mentally Retarded Children. American Journal of Mental Defiency, 88, Maviş, İ. (2005). Çocukta Anlambilgisi Gelişimi. Dil ve Kavram Gelişimi. Kök Yayıncılık, Ankara. Owens, R. (1998). Development of Communication, Language and Speech. Human Communication Disorders an Introduction. (pg: 27) Ally &Bacon.Boston. Özcan. H.-S. ve Topbaş, S. (1994). Dil Ediniminde Adıl Kullanımı- Normal ve Özel Gereksinimli Öğrenciler Arasında Bir Karşılaştırma. VIII. Dilbilim Kurultayı. İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakultesi Yayınları, İstanbul.

91 78 Özcebe, E. (2002). Fonksiyonel Artikülasyon Bozukluğu Olan Çocuklarda Bilgi İşlemleme Becerilerinin Değerlendirilmesi. Yayınlanmamış doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Parsons, CL., Iacono, TA. ve Rozner, L. (1987) Effect of Tongue Reduction on Artikulation in Children with Down Syndrome. American Journal of Mental Deficiency, 91, Poyraz, H. (1995). F. Almanya ve Türkiye de Okulöncesi Eğitimi Alan 4-6 Yaşlar Arası Türk Çocuklarının Dil Gelişim Düzeylerinin Karşılaştırılması. Yayınlanmamış doktora tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Pruess, J.B., Vadasy, P.F. ve Fewel, R.R. (1987). Language Development in Children with Down Syndrome: An Overview of Recent Research. Education and Training in Mental Retardation, March, Rosenberg, S. ve Abbeduto, L. (1993). Language and Communication in Mental Retardation. Lawrence Erlbaum Associates Publishers, New Jersey/ London. Sears, M. ve Sears, W. (2002). Bebek Gelişimi ve Davranışları, Gün Yayıncılık, İstanbul. Seçilmiş, S. (1996). Anaokuluna Giden ve Gitmeyen Erken Çocukluk Dönemindeki Çocukların Dil Gelişimi İle İlgili Becerilerin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

92 79 Smith, B.L. ve Oller, D.K. (1981) A Comparative Study of Pre-meaningful Vocalizations Produced by Normally Developing and Down Syndrome Infants. Journal of Speech and Hearing Disorders, 46, Smith, B.L. ve Stoel- Gammon, C. (1983). A Longitudinal Study of the Development of Stop Consanant Production in Normal and Down Syndrome Children. Journal of Speech and Hearing Disorders, 48, Smith, A.B., Hand, L., Freilinger, J.J., Bernthal, J.E. ve Bird, A. (1990). The IOWA Articulation norms Project and Its Nebraska Replication. Journal of Speech and Hearing Disorders, 55, Stoel-Gammon, C. (1997). Phonological Development in Down Syndrome. Mental Retardation and Developmental Disabilities Research Reviews, 3, Sucuoğlu, B. (2003). Zihin Engellilerin Eğitimi. Yüksek lisans yayınlanmamış ders notları, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Sucuoğlu, B. ve Kargın, T. (2006). İlköğretimde Kaynaştırma Uygulamaları, Yaklaşımlar, Yöntemler, Teknikler. Morpa Yayıncılık, İstanbul. Temel, F., Ersoy, Ö., Avcı, N. ve Turla, A., (2005). Gazi Erken Çocukluk Gelişimi Değerlendirme Aracı (GEÇDA). Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Ankara. Topbaş, S. (2005 a). Dilin Bileşenleri. Dil ve Kavram Gelişimi. Kök Yayıncılık, Ankara.

93 80 Topbaş, S. (2005 b). Sesbilgisel Gelişim. Dil ve Kavram Gelişimi. Kök Yayıncılık, Ankara. Topbaş, S. ve Maviş, İ. (2005). Edimbilgisel Gelişim. Dil ve Kavram Gelişimi. Kök Yayıncılık, Ankara. Topbaş, S. ve, Bleile, K. (2004). Türkçe deki ve İngilizce deki Artikülasyon ve Fonolojik Sorunların İncelenmesi. 2. Ulusal Dil ve Konuşma Bozuklukları Kongresi, Eskişehir. Topbaş, S. (2003). Sesbilgisel Gelişim. Çocukta Dil ve Kavram Gelişimi. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. Topbaş, S. (1996). Sesbilgisi Açısından Dil Edinim Süreci. Dilbilim Araştırmaları, Ankara. Topbaş, S. (1994). Dil ve Konuşma Sorunlu Çocukların Sesbilgisel Çözümleme Yöntemi ile Değerlendirilmesi ve Konuşma Örüntülerindeki Sesbilgisel Özelliklerin Betimlenmesi. Yayınlanmamış doktora tezi, Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Turan, F. (2001). 0-6 Yaş Döneminde Dil Gelişimi. Çoluk Çocuk Dergisi, Nisan, Tutar, H. ve Yılmaz, M.K. (2003). Genel İletişim, Nobel Yayınları, Tüfekçioğlu, U. (2003). Sesbilgisel Gelişim. Çocukta Dil ve Kavram Gelişimi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. Yazıcıoğlu, E. (1985). Eğitilebilir Geri Zekalı Öğrencilerde Artikülasyon Bozukluğunun Dağılımı ve Normal Gruplarla Karşılaştırılması.

94 81 Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Yavuzer, H. (1999). Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi, İstanbul. Zemlin, W.R. (1998). Anatomy and Physiology of Speech. Human Communication Disorders an Introduction. Ally &Bacon.Boston.

95 EKLER 82

96 83 Ek-1

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır.

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır. DİL GELİŞİMİ O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır. O Dil gelişimi; seslerin, kelimelerin, sayıların,

Detaylı

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU T.C Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU 2009 PROGRAMDA YER ALAN MODÜLLER VE SÜRELERİ

Detaylı

ÇOCUKLARIN DİL EDİNİMİ, GELİŞİMİ VE DİLE KATKILARI

ÇOCUKLARIN DİL EDİNİMİ, GELİŞİMİ VE DİLE KATKILARI ÇOCUKLARIN DİL EDİNİMİ, GELİŞİMİ VE DİLE KATKILARI Hayatla temel bağlarımızdan biri olan dil, bilindiği üzere insanlar arası ilişkiyi, iletişimi sağlayan çeşitli özellikleri dolayısıyla pek çok farklı

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ... 1 1.1. Bir İleti Kodu Olarak Dil... 1 1.1.1. Dilin Bireysel ve Toplumsal Yönü / Uzlaşımsal Niteliği... 4 1.1.2. Dilin Yapısal Yönü / Dizge Olma

Detaylı

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken nokta olmuştur. Aile, bir çocuk ve ergen psikiyatristine

Detaylı

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık Erken (Filizlenen) Okuryazarlık Hazırlayan: Berrin Baydık Hazırlayan: Berrin Baydık 1 Okul ve okul sonrası başarı için gerekli. 0-8 yaş Doğumdan okul yaşına kadar geçen sürede yalnızca okuma değil, yazma

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümünde duyusal uyaranlara karşı abnormal tepki (örn. aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik) gözlemlenmektedir. Yaygın

Detaylı

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında

Detaylı

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI Okul öncesi dönem genel anlamda tüm gelişim alanları açısından temellerin atıldığı

Detaylı

GENEL DİLBİLİM-II KISA ÖZET KOLAYAOF

GENEL DİLBİLİM-II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. GENEL DİLBİLİM-II 1 KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI Ayşe BAL DOĞUM TARİHİ 06/08/2003 YAŞI 9 KİMLİK BİLGİLERİ ANNE BABA ADI- SOYADI Sabiha Ali DOĞUM TARİHİ 09/06/1973 12/05/1970 MESLEĞİ Ev hanımı

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK Zihinsel yetersizlik için kullanılan terimler Tutumlarda ve uygulamalardaki değişiklikler, kullanılan terimleri de değiştirme çabalarına neden

Detaylı

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim K. Ç. Tanı Süreci: Nisan 2013 doğumlu K. Ç. ın yerinde sallanması, 1,5 yaşına geldiğinde etrafı ile iletişimi kesmesi, eve gelen misafirlerle hiç etkileşime geçmemesi ailenin çocuğunda bir farklılık olduğunu

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap 5 MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun AYLIK PLAN eğiten kitap 11 Eylül 2013 i MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI...OKULU AYLIK EĞİTİM PLANI Tarih :... Yaş Grubu :... Öğretmen Adı :... AYLAR KAZANIM VE GÖSTERGELER

Detaylı

İletişimin Sınıflandırılması

İletişimin Sınıflandırılması İletişimin Sınıflandırılması Toplumsal ilişkiler sistemi olarak Kişiler arası Grup i Örgüt i Toplumsal Grup ilişkilerinin yapısına göre Biçimsel olmayan (informel) / yatay Biçimsel / Formel) /dikey Kullanılan

Detaylı

TÜRKÇENĐN ÖĞRETĐMĐNDE ÜNSÜZLERĐN SINIFLANDIRILMASI ÖZET ABSTRACT

TÜRKÇENĐN ÖĞRETĐMĐNDE ÜNSÜZLERĐN SINIFLANDIRILMASI ÖZET ABSTRACT Muğla Üniversitesi SBE Dergisi Bahar 2002 Sayı 8 TÜRKÇENĐN ÖĞRETĐMĐNDE ÜNSÜZLERĐN SINIFLANDIRILMASI ÖZET M. Volkan COŞKUN ** Makalede, tonlu ve tonsuz ünsüzlerin oluşum safhaları anlatılmış olup, ünsüzlerin

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel yetersizlik üç ölçütte ele alınmaktadır 1. Zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma 2. Uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterme 3. Gelişim

Detaylı

Ses Temelli Cümle Yöntemi. 1 Hazırlayan: Doç. Dr. Berrin Baydık

Ses Temelli Cümle Yöntemi. 1 Hazırlayan: Doç. Dr. Berrin Baydık Ses Temelli Cümle Yöntemi 1 Hazırlayan: Doç. Dr. Berrin Baydık Sesbilgisel okuma Sesbilgisel okuma ya da sesten giderek okuma bilinmeyen sözcüklerin okunması için okuyucunun harf ya da yazıbirimleri sesbirim

Detaylı

ORTAÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİ

ORTAÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİ A. DİL BİLEŞENLERİ VE DİL EDİNİMİ BİLGİSİ A.1. İngilizceyi sözlü ve yazılı iletişimde doğru ve uygun kullanarak model olabilme A.2. Dil edinimi kuramlarını, yaklaşımlarını ve stratejilerini bilme A.3.

Detaylı

Artikülasyon. Artikülatör Yapılar

Artikülasyon. Artikülatör Yapılar Artikülasyon Artikülatör Yapılar ARTİKÜLASYON? Artikülasyon, sesin, gırtlak üstü düzenekte yer alan organlar yardımıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilip üretilmesidir. Artikülasyon, konuşma seslerinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR... v KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI... vii YAZAR HAKKINDA... ix 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE 1.1. ÜSTÜN YETENEKLİLİĞE TARİHSEL BAKIŞ...

Detaylı

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE KISA DÖNEMLİ MATERYAL YÖNTEM- i doğru kullanır. 1 2 3 4 Söylenen sözcüğü tekrar eder. Gösterilen ve söylenen nesnenin adını söyler. Gösterilen nesnenin adını söyler. Resmi

Detaylı

ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİ

ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİ ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİ Dil gelişimi; seslerin, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasını içeren bir süreçtir. Dil gelişimi, doğumdan itibaren

Detaylı

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ EĞİTSEL SÜRECİ EĞİTSEL NEDİR? Özel Eğitimde Değerlendirme, genel olarak çocukla ilgili sorunların (Akademik, davranışsal ya da fiziksel) belirlenip incelenmesi ve bireyle ilgili eğitimsel kararlar alınması

Detaylı

10 Mayıs 2009 tarihinde uygulanan Pep-r Gelişimsel Ölçeği Değerlendirme Sonuçları: Kronolojik Yaş : 3 yaş 9 ay

10 Mayıs 2009 tarihinde uygulanan Pep-r Gelişimsel Ölçeği Değerlendirme Sonuçları: Kronolojik Yaş : 3 yaş 9 ay C. C. 17 Ağustos 2005 doğumlu bir erkek çocuğudur. Eylül 2008 yılında Londra da bir anaokuluna başlamıştır. Annesi, yaşıtlarıyla kıyasladığında aynı iletişim becerilerini gösteremediğini düşündüğünden

Detaylı

KOD 45 GELİŞİM MR (61-72 AY) xxxxxxx. "Çocuğun gelişimini takip edin."

KOD 45 GELİŞİM MR (61-72 AY) xxxxxxx. Çocuğun gelişimini takip edin. KOD 45 GELİŞİM MR (61-72 AY) xxxxxxx "Çocuğun gelişimini takip edin." KİŞİSEL BİLGİLER xxxxxxx Doğum Tarihi 30.4.2009 Cinsiyet Kız Okul xxxxxxx Sınıf xxxxxxx İl İstanbul İlçe Kadıköy I. Uygulama Tarihi

Detaylı

DİL GELİŞİMİ. Doç. Dr. Tülin Şener

DİL GELİŞİMİ. Doç. Dr. Tülin Şener DİL GELİŞİMİ Doç. Dr. Tülin Şener Dil, sözlü ve yazılı göstergelerden oluşan ve insanları diğer canlı türlerinden ayırt ettiği öne sürülen simgesel bir iletişim sistemi olarak tanımlanmaktadır. Dil toplumsallaşmanın

Detaylı

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER BEBEKLİK DÖNEMİNDE (0 3 YAŞ) ERKEN TANI İÇİN KRİTİK DÖNEMLER Bebeklik dönemi, gelişimin en hızlı ilerlediği dönemdir. Çevrelerine

Detaylı

Eğitim Kataloğumuz 2017

Eğitim Kataloğumuz 2017 Eğitim Kataloğumuz 2017 Etkili İletişim Teknikleri Üst ve orta kademe yöneticiler, işyeri sahipleri, hekimler, memurlar, iletişim sektöründe çalışanlar, şirket sunumlarını yapan görevliler, öğrenciler,

Detaylı

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI Okulöncesi eğitim çevresini merak eden, öğrenmeye ve düşünmeye güdülenmiş çocuğun bu özelliklerini yönetme, teşvik etme ve geliştirme gibi çok önemli bir görevi üstlenmiştir.

Detaylı

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ Tanımı Görme yetersizliği, görme gücünün kısmen ya da tamamen yetersizliğinden dolayı bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

Detaylı

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------------------- 1 KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ------------------------------------------

Detaylı

xxxxx GELİŞİM MR (60-72 AY) "Çocuğun gelişimini takip edin."

xxxxx GELİŞİM MR (60-72 AY) Çocuğun gelişimini takip edin. GELİŞİM MR (60-72 AY) Hareket Gelişimi Sosyal-Duygusal Gelişim Dil Gelişimi Bilişsel Gelişim Özbakım Becerileri Gelişimi KOD xxxxx xxxxx "Çocuğun gelişimini takip edin." KİŞİSEL BİLGİLER xxxxx Doğum Tarihi

Detaylı

Okul Dönemi Çocuklarda

Okul Dönemi Çocuklarda Okul Dönemi Çocuklarda Fiziksel ve motor gelişim Bilişsel açıdan gelişim Psikososyal gelişim Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Hasan Kalyoncu Üniversitesi Okul Dönemi Çocuklarda (7-11 yaş) Gelişimin Görevleri

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI Uzun Dönemli Amaç : İLK OKUMA-YAZMA Tümceyi sözcüklere ayırır. 1. Tümcenin kaç sözcüklü olduğunu söyler. 2. Tümcenin sözcüklerinin altlarını çizerek gösterir. 3. Tümce kartını sözcüklerinden keserek ayırır.

Detaylı

Ek 3. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI MAYIS AYI KAZANIM GÖSTERGELERİ : SELAHATTİN MÜZEYYEN KAÇAKER ANAOKULU

Ek 3. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI MAYIS AYI KAZANIM GÖSTERGELERİ : SELAHATTİN MÜZEYYEN KAÇAKER ANAOKULU MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI MAYIS AYI KAZANIM GÖSTERGELERİ Okul Adı : SELAHATTİN MÜZEYYEN KAÇAKER ANAOKULU Tarih : MAYIS AYI Yaş Grubu (Ay) : 36-66 AY Öğretmen Adı : AYLAR MAYIS

Detaylı

P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda

P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteren ilk işaretler olmuştur. Aile, bir çocuk

Detaylı

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama CÜMLE YÖNTEMİ KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama Okulları için de kullanılmaktadır. Bu yöntemde

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I Doç. Dr. Günseli GİRGİN ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMLERİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK... 1 Giriş... 2 Çağdaş Eğitimde Öğrenci Kişilik Hizmetlerinin Yeri... 2 Psikolojik Danışma

Detaylı

İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU

İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU T.C Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU 2009 PROGRAMDA YER ALAN MODÜLLER VE SÜRELERİ Modülün

Detaylı

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI 1. Aşağıdaki iskeletin temel bölümlerinin isimlerini yazınız. İskeletin temel bölümlerinin görevlerini belirtiniz. ( 10 puan) Bölümleri

Detaylı

... REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜNE

... REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜNE Konu : Eğitsel Değerlendirme İsteği... REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜNE Adı. Soyadı ve T.C kimlik numarası belirtilen öğrencimiz. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmenliğinin 23. maddesinde belirtilen

Detaylı

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU Giriş Parklarda, sokak aralarında oyun oynayan çocuklar içerisinden hangi çocuklar sporcu olacak? Hangi çocuklar ay-yıldızlı formayı giyecek?

Detaylı

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. KİTAP VE ÇOCUK Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. Türkçe dil etkinlikleri çocuğun kendi

Detaylı

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz. Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

ORTAÖĞRETĠM ĠNGĠLĠZCE ÖĞRETMENĠ ÖZEL ALAN YETERLĠKLERĠ

ORTAÖĞRETĠM ĠNGĠLĠZCE ÖĞRETMENĠ ÖZEL ALAN YETERLĠKLERĠ A. DĠL BĠLEġENLERĠ VE DĠL EDĠNĠMĠ BĠLGĠSĠ A1. Ġngilizceyi sözlü ve yazılı iletiģimde doğru ve uygun kullanarak model olabilme A2. Dil edinimi kuramlarını, yaklaģımlarını ve stratejilerini bilme Bu alan,

Detaylı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI REYHAN SAĞLAM ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ BILIŞ NE DEMEKTIR? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar?

Detaylı

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Çocukları günlük bakımcıya veya kreşe gidecek olan vede başlamış olan ebeveynlere Århus Kommune Børn og Unge Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Tyrkisk, Türkçe 9-14 aylık çocuklar hakkında durum ve

Detaylı

İÇERİK Hareket Eğitimi Nedir? Niçin Hareket Eğitimi? Hareket Eğitiminin Faydaları Hareket Eğitiminin Amacı Temel Hareketler -Lokomotor Hareketler

İÇERİK Hareket Eğitimi Nedir? Niçin Hareket Eğitimi? Hareket Eğitiminin Faydaları Hareket Eğitiminin Amacı Temel Hareketler -Lokomotor Hareketler 2013 İÇERİK Hareket Eğitimi Nedir? Niçin Hareket Eğitimi? Hareket Eğitiminin Faydaları Hareket Eğitiminin Amacı Temel Hareketler -Lokomotor Hareketler -Lokomotor Olmayan Hareketler -Manipulatif Hareketler

Detaylı

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1 İçindekiler 1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1 Giriş...1 ÖĞRENCİ DAVRANIŞINI ETKİLEYEN TOPLUMSAL ETMENLER...2 Aile...3 Anne Babanın Çocuğu Yetiştirme Biçimi...3 Ailede Şiddet...4 Aile İçi Çatışmanın

Detaylı

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

Gelişim Analizi P P P P P P P P P P P P P P P P P ÖZ BAKIM BECERİLERİ BİLİŞSEL GELİŞİM Ocak. Tehlikeli olan durumları söyler.

Gelişim Analizi P P P P P P P P P P P P P P P P P ÖZ BAKIM BECERİLERİ BİLİŞSEL GELİŞİM Ocak. Tehlikeli olan durumları söyler. Gelişim Analizi Küçük Kaşifler Tehlikeli olan durumları söyler. 107 Yiyecek ve içeceklerin temizliğine dikkat eder. Giysi ayrıntılarını başarıyla açar ve kapar Ali ALIÇ Temizlik malzemelerini amacına uygun

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRLMİŞ EĞİTİM PLANI (B.E.P)

BİREYSELLEŞTİRLMİŞ EĞİTİM PLANI (B.E.P) UZUN DÖNEMLİ HEDEFLER BİREYSELLEŞTİRLMİŞ EĞİTİM PLANI (B.E.P) KISA DÖNEMLİ HEDEFLER 1. Sesleri tanır. 1. sesleri verilişlerine göre tanıyarak çıkartır. 2.Sesleri birbirinden ayırt eder. 3.Sesleri tanımada

Detaylı

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME İSTEĞİ FORMU (İlköğretim Okulları )

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME İSTEĞİ FORMU (İlköğretim Okulları ) EĞİTSEL DEĞERLENDİRME İSTEĞİ FORMU (İlköğretim Okulları ) T.C Millli Eğitim Bakanlığı....İlköğretim Okulu Müdürlüğü Sayı:.. Konu: Eğitsel Değerlendirme İsteği././20.... REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜNE

Detaylı

Y.C. Tanı Süreci

Y.C. Tanı Süreci Y.C. Tanı Süreci Y nin yaşıtlarına göre geç konuşmuş olması, ellerini sürekli olarak çırpması, rutinler konusunda ısrarcı davranışları aile tarafından ilk dikkati çeken belirtiler olmuştur. Aile ilk olarak

Detaylı

Okuma Gelişim Dönemlerine Göre Okuma Ve Yazma Becerileri, Erken Okuryazarlık Becerileri

Okuma Gelişim Dönemlerine Göre Okuma Ve Yazma Becerileri, Erken Okuryazarlık Becerileri Okuma Gelişim Dönemlerine Göre Okuma Ve Yazma Becerileri, Erken Okuryazarlık Becerileri Okuma Gelişimi Okumanın yalnızca sözcüklerin okunmasını içermeyen, okunanların anlamına ulaşılmasını da gerektiren

Detaylı

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM İletişim Nedir? Birey veya bireylerin karşılıklı bilgi, duygu ve düşüncelerini paylaşma süreci iki birim arasındaki mesaj alış-verişi Öğretim Teknolojisinde İletişim Çağdaş eğitim

Detaylı

36-48 AY GELİŞİM DEĞERLENDİRME FORMU

36-48 AY GELİŞİM DEĞERLENDİRME FORMU 36-48 AY GELİŞİM DEĞERLENDİRME FORMU 36-48 Aylık Çocuklar için Gelişim Formu (+) Bağımsız yapabiliyor (/) Yardımla Yapabiliyor (-) Henüz Yapamıyor ÖĞRENCİ AD-SOYAD : KUZEY BERAT BEYAZ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

BİREYSEL GELİŞİM RAPORU *

BİREYSEL GELİŞİM RAPORU * BİREYSEL GELİŞİM RAPORU * AÇIKLAMALAR 1. Her tür ve kademedeki okullara devam eden ve devam ettiği okulda özel eğitim tedbiri kararı alınmış olan ö ğrenciler için Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nin

Detaylı

SESBİLİM ÇALIŞMALARI. Prof. Dr. İclâl ERGENÇ

SESBİLİM ÇALIŞMALARI. Prof. Dr. İclâl ERGENÇ SESBİLİM ÇALIŞMALARI Prof. Dr. İclâl ERGENÇ SESBİLİM ve SESBİLGİSİ ALANINDAKİ ÖNCÜ ÇALIŞMALAR Prof. Dr. NECİP ÜÇOK Seslerin fizyolojik açıdan çıkış biçimleri ve ses dizgesindeki konumlanışlarını betimlenmesi»

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (60-72 AY)TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ŞUBAT 2017 AYLIK PLAN

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (60-72 AY)TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ŞUBAT 2017 AYLIK PLAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (60-72 AY)TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ŞUBAT 2017 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 2. Nesne/durum/olayla ilgili tahminde bulunur. Ø tahminiile ile

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI (48-60) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI OCAK 2017 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI (48-60) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI OCAK 2017 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI (48-60) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI OCAK 2017 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1. Nesne/durum/olaya dikkatini verir. Ø Dikkatini çeken nesne/durum/olayı

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 Bölüm 1: ÇOCUK VE GELİŞİMİ... 5 İSKELET GELİŞİMİ VE BÜYÜME... 7 Boy Gelişimi... 8 Ağırlık Gelişimi... 11 Gelişme ve Büyümeyi Etkileyen Faktörler... 13 Çevre Etkenleri... 17 Büyüme

Detaylı

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Tarihsel Süreç Kadınlar ve kadın deneyimleri toplumun yarısını oluşturmasına rağmen, tarih yazılırken bunlar dışarıda tutulmuş,

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Hazırlanan Öğrencinin; Öğrencinin Ailesine Ait Bilgiler: ADI- SOYADI BABA ANNE MESLEĞİ ADRES TELEFON EV İŞ EV --------------------------

Detaylı

PAPATYALAR ve PARLAK YILDIZLAR SINIFLARI ŞUBAT AYI BÜLTENİ

PAPATYALAR ve PARLAK YILDIZLAR SINIFLARI ŞUBAT AYI BÜLTENİ PAPATYALAR ve PARLAK YILDIZLAR SINIFLARI ŞUBAT AYI BÜLTENİ KAVRAMLAR *Büyük küçük orta *Sivri-küt *Önünde-arkasında *Alt-üst-orta *Altında-üstünde-ortasında *Arasında *Renk kavramı: Kahverengi, gri *Sayı

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 2 Sınıfı ve Materyalleri Düzenleme 11

İÇİNDEKİLER. 2 Sınıfı ve Materyalleri Düzenleme 11 İÇİNDEKİLER 1 Sınıf Yönetimine Giriş 1 Sınıflar Karmaşık Yerlerdir 2 Sınıf Yönetimini Öğrenmek 3 Sınıf Yönetiminin Öğretimin Diğer Yönleriyle İlişkisi 7 Bölümün Özeti 9 Okunması Önerilen Yayınlar 9 Önerilen

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Hazırlanan Öğrencinin; Adı: Soyadı: Doğum Tarihi: Yaşı: Öğrencinin Ailesine Ait Bilgiler: ADI- SOYADI BABA ANNE MESLEĞİ ADRES

Detaylı

Dr. Hakan Karaş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu

Dr. Hakan Karaş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu Dr. Hakan Karaş Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu Araştırmacı: Yok Danışman: Yok Konuşmacı: Yok Grubun kollektif refahına katkı (Brewer&Kramer,1986) Gruplara

Detaylı

Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S

Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S.213-220 Kaynak II; Eğitimde Program Geliştirme Yazar;Ö.DEMİREL Hazırlayan; Fesih ÖZNUĞAN 2006 Slaytları Yeniden Düzenleyen; M.A.Evren DEMİRKUŞ Ders Sor.; Doç. Dr.

Detaylı

Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir?

Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir? Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir? Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Başka hiçbir hayvan bir dili

Detaylı

Ders Ayrıntıları Yarıyıl Kodu Adı T+U Kredi AKTS Çocuk Hukuku

Ders Ayrıntıları Yarıyıl Kodu Adı T+U Kredi AKTS Çocuk Hukuku 1 --- Çocuk Hukuku 2+0 2 2 Seçmeli okul öncesi öğretmenliği lisans öğrencilerinin Türkiye ve Dünya hukukunda çocuğun ve çocuk haklarının yeri konusunda bilgi sahibi olmaları Çocukluk kavramı ve tarihsel

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1. Nesne/durum/olaya dikkatini verir. Ø Dikkatini çeken nesne/durum/olaya

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI * Öğr. Gör. Özlem BAĞCI *DİL: Belli kurallara dayalı semboller sistemidir. *Dilin öğrenilmesi ve kullanılması zihinsel süreçlere bağlıdır. *Zihinsel problemleri olanlar dili yaşıtları düzeyinde öğrenip

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ Demografik ve Sosyal Özellikler Cinsiyet: Erkeklerde kızlara göre daha sıklıkla görülmektedir. Etnik özellikler: Bazı etnik gruplara ait çocukların zihinsel yetersizlik

Detaylı

Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 8 GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER. Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürsel

Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 8 GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER. Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürsel Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 8 GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürsel Hazırlayan: Gizem Yıldız YASAL TANIM Görme keskinliği; ayrıntıları ayırt etme, görme yeteneğidir. Görme alanı;

Detaylı

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM Jean Piaget ve Jerome Bruner Biliş ne demektir? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar? Bireydeki akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI:

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BEP HAZIRLAMA TARİHİ: Öğrencinin şu anki performans düzeyi: Dil ve anlatımı başarır. Sözcükte anlam bilgisini kavramaz. Kendini basitçe

Detaylı

Zihin engellilere giriş. Özel eğitime giriş.

Zihin engellilere giriş. Özel eğitime giriş. Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : Z.E. İLETİŞİM BECERİLERİNİN KAZANDIRILMASI Ders No : 01050006 Teorik : Pratik : 0 Kredi : ECTS : 5 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri iv / Künye Kısaca İçindekiler KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş Bölüm 1: Sosyal Bilgiler Öğretiminin ve Öğreniminin Geçmişi, Bugünü ve Geleceği KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri Bölüm 2: Sosyal

Detaylı

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN DİL ÜRETİMİ ve BEYİN Prof. Dr. İclâl Ergenç Ankara Üniversitesi DTCF Dilbilim Bölümü Beyin Lobları ve Dil Sistemi 1. Alın Lobu (Frontal Lobe) Üstbilişsel Yorumlama-Algılama Süreci Konuşmanın motor kontrolü

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim iii TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Güngör EBCİM tarafından hazırlanan Ortaokulların Temizlik İhtiyaçlarının

Detaylı

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi Öğretim hedefleri belirlendikten sonra öğrencileri bu hedeflere ulaştıracak içeriğin saptanması gerekmektedir. Eğitim programlarının geliştirilmesinde ikinci aşama

Detaylı

ANAOKULU 5 YAŞ 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

ANAOKULU 5 YAŞ 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı ANAOKULU 5 YAŞ 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ 2017-2018 Eğitim - Öğretim Yılı DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel,

Detaylı

OCAK : ÇOCUK GEZEGENİ KAZANIMLAR VE GÖSTERGELERİ AYLAR BİLİŞSEL GELİŞİM

OCAK : ÇOCUK GEZEGENİ KAZANIMLAR VE GÖSTERGELERİ AYLAR BİLİŞSEL GELİŞİM OKUL : ÇOCUK GEZEGENİ YAŞ GRUBU : 4 - YAŞ AYLAR KAZANIMLAR VE GÖSTERGELERİ BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım1:Nesne/durum/olaya dikkatini verir. Göstergeleri: Dikkat edilmesi gereken nesne/durum/olaya odaklanır.

Detaylı

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ 3-6 yaş arasını kapsayan ve okul öncesi dönem adını verdiğimiz süreç çocukların gelişimi açısından oldukça önemlidir. Okul öncesi dönem çocukta büyümenin ve gelişimin en hızlı

Detaylı

TEMEL MANİPLATİF HAREKETLER

TEMEL MANİPLATİF HAREKETLER TEMEL MANİPLATİF HAREKETLER Genel motor maniplasyon,bireyin nesnelerle ilişki kurması ile ilgilidir ve nesnelere güç verme ve onlardan güç alma şeklinde sınıflandırılır. İtici hareketler nesnenin bedenden

Detaylı