BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ"

Transkript

1 CENGİZ ÇETİNTAŞ TBMM Tutanaklarında Kurtuluş Savaşı: 15 TBMM Tutanaklarında BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ ( ) 1

2 TBMM Tutanaklarında Kurtuluş Savaşı: 15 BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ CENGİZ ÇETİNTAŞ EDİTÖR CENGİZ ÇETİNTAŞ ISBN BASKI 2017 Bu kitabın her hakkı Cengiz Çetintaş' a aittir. Bilgiler kaynak gösterilmek koşuluyla kısmen kullanılabilinir. Ancak kitabın tümü dergi, kitap veya benzer şekillerde yayımlanamaz. 2

3 İÇİNDEKİLER TBMM TUTANAKLARI... 5 GİRİŞ OCAK 1921: MİLLİ SAVUNMA BAKANI FEVZİ PAŞA NIN YUNAN TAARRUZU HAKKINDAKİ AÇIKLAMASI OCAK 1921: TBMM BAŞKANI MUSTAFA KEMAL PAŞA NIN VE MİLLİ SAVUNMA VEKİLİ FEVZİ PAŞA NIN, BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI HAKKINDAKİ BEYANALARI OCAK 1921: CEPHEDEN DÖNMÜŞ OLAN BOLU MİLLETVEKİLİ DR. FUAT BEY İN KONUŞMASI OCAK 1921: ERTUĞRUL (BİLECİK) MİLLETVEKİLİ MUSTAFA KEMAL BEY İN, İNÖNÜ SAVAŞINDA DÜŞMANIN YAPTIĞI ZULMÜN İNCELENMESİNE DAİR ÖNERGESİ MART 1921: HAKKÂRİ MİLLETVEKİLİ MAZHAR MÜFİT BEY İN, GENELKURMAY BAŞKANI İSMET PAŞA YA TEŞEKKÜRÜ VE İSMET PAŞA NIN NUTKU AĞUSTOS 1923: BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞINA KATILAN BİRİNCİ DÖNEM MİLLETVEKİLLERİNE İSTİKLAL MADALYASI VERİLMESİNE DAİR TESKERENİN GÖRÜŞÜLMESİ VE REDDEDİLMESİ SON NOT

4 4

5 TBMM TUTANAKLARI Tarih yazmak için çeşitli kaynaklardan yararlanılır. Arkeolojik buluntular, yazılı eserler, çeşitli yerlere çizilmiş resim ve gravürler vb gibi çeşitli kaynaklar vardır. Tarih'in veri kaynaklarından biri de tutanaklardır. Bu tutanaklar zamanının siyasi, sosyal, ruhsal, ekonomik, dini ve etnik durumunu en iyi yansıtan tarihi belgelerdir. Yaşadıkları dönemde toplantıya katılanların ağızlarından çıkan gerçek sözler, ifadeler bu tutanaklarda yer alır. Sonradan kurgulanmış, değiştirilmiş ifadeler değildir bunlar. Dobra, dobra, konuşmacının gönlünden nasıl geçiyorsa öyle dile gelmiş olan ifadelerdir. Günümüzde Büyük Önder, Başkomutan, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ün ve onunla birlikte Kurtuluş Savaşını zaferle sonuçlandıran, Cumhuriyet'i kuran ve Anadolu'da yeniden aydınlanma dönemini başlatan milletvekillerinin, bir takım yanlışlıklara saplanmadan, saptırmadan, gerçek anlamda kim olduklarını ve neleri ne şartlarda başardıklarını, bu tutanaklar sizlere en iyi biçimde sunar. Doksan yılı aşkın bir süreden beri TBMM Genel Kurul tutanaklarını yazan, dergi haline getiren, onları bugüne kadar saklayan ve günümüzün teknolojik imkanlarından yararlanarak dijital ortamda yayınlayan binlerce Meclis çalışanının ve değerli Meclis başkanlarının üstün çabaları sayesinde bu tutanaklar günümüze kadar ulaşmıştır. Onlar sayesinde dijital ortamda Meclis Genel Kurul tutanaklarını bir tık kadar yakın mesafede ulaşıp o günlerde neler olduğunu, neler konuşulduğunu, hangi kararlar alındığını ve hangi kanunlar çıkartıldığını öğrenebiliyoruz. Milletvekillerinin kişiliklerini, tartışmalarını, kavgalarını, uzlaşmalarını, ülkeleri için yaptıkları özverileri ve her şeyi öğreniyoruz. Ancak dikkat etmemiz gereken şey, o dönemin koşullarında söylenenleri bugünün değer yargılarıyla yorumlamamaktır. O dönemdeki sosyal, siyasal, ekonomik ve etik değer yargıları elbette bugünküne benzememekteydi. O nedenle Mustafa Kemal Atatürk'ü ve o dönemin bakanlarını, milletvekillerini bugüne göre değerlendirmemiz onlara büyük haksızlık olur. Onlar bugün yaşasalardı, söylem ve davranışları elbette daha farklı olurdu. Ancak farklı olmayacak şeyler de vardı, ülkelerini koruma içgüdüsü, azim ve irade, fedakarlık, çağdaş uygarlığa erişme isteği. Arşivin tozlu raflarında duran tutanakların kimseye bir yararı yoktur. Benim yaptığım iş, dijital ortamdan yararlanarak onları arşiv raflarından alıp çıkarmak, günümüzün anlaşılır Türkçesi ile kamuoyuna sunmaktır. Bu işi yaparken, kendimi doksan yıl öncesinin Meclis Genel Kurul salonunda stenograflara ayrılmış masada oturuyor hissediyorum. Meclis kürsüsünde ağızlardan çıkan her sözü not alıyor, temize çekiyor, derliyor ve o dönemin en önemli kitle iletişim aracı olan telgraf ağıyla sizlere ulaştırıyorum sanki. Bu müthiş bir düş, keyif verici bir haz ve çok önemli bir toplum hizmetidir, benim için. 5

6 6

7 GİRİŞ 1921 yılının başında Kuva-yı Seyyare'nin isyanını fırsat bilen Yunan kuvvetleri Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını tamamlayarak 6 Ocak 1921 günü akşamüzeri Eskişehir ve Uşak istikametlerinden taarruza başladılar. Ne zamandır hazırlıkları bilinen Yunan Ordusu iki koldan harekâta geçmişti. Bursa Grubu İnönü ye, Uşak Grubu da Dumlupınar a doğru yürüyordu. Haber duyulduğunda Garp Cephesi Komutanı İsmet Bey ve Cenup Cephesi Komutanı Refet Bey Gediz'de birarada idiler ve Kütahya'dan çekilmiş olan Kuva-yı Seyyare kuvvetlerini takip ediyorlardı. İsmet Bey in savunma mevzii İnönü de, Refet Bey in ise Dumlupınar da idi. Bir dakika bile kaybedecek zamanları yoktu. Kuva-yı Seyyare harekâtını geçici bir süre için ertelemeye ve Yunan kuvvetlerini İnönü de karşılamak üzere geri dönmeye karar verdiler. Türk birliklerinin bulunduğu yer, İnönü mevzilerine düşmandan daha uzaktı. Dört günlük bir uzaklıkta bulunuyorlardı. Yunanlılar ise üç günlük uzaklıkta bulunuyorlardı. Albay İsmet Bey, Gediz'de bir süreliğine kalacak olan 61.Tümen Komutanı İzzettin Bey e, Kuva-yı Seyyare yi oyalamasını ve ileri harekâtını geciktirmesini emretti. Aldıkları bu kararları bir taraftan Ankara ya Genel Kurmay Başkanlığı na bildirirken, diğer yandan da uygulamaya geçtiler. Hazırlıklar tamamlandı ve ertesi sabah, Gediz de bulunan Garp Cephesi kuvvetlerinin büyük bir kısmı Kütahya ya doğru yola çıktı. Refet Bey in Cenup Cephesi birlikleri de daha yakın olan Dumlupınar mevzilerine yürüyüşe geçti. Kuva-yı Seyyare kuvvetleri, 8 Ocak 1921 günü sabahleyin Gediz e taarruza geçtiler. 61.Tümen hemen karşı taarruza geçti. Kuva-yı Seyyare dayanamayarak geri çekilmeye başladı. Fakat 61.Tümen Kuva-yı Seyyare yi takip etmedi. Kütahya ya geri çekilmek zorunda olan Tümen Komutanı, taarruzu devam ettirmeyi gereksiz bulmuştu. Aynı gün öğleden önce Tümenini Gediz den Kütahya ya doğru harekete geçirdi. Gediz in boşaltıldığını gece öğrenen Çerkez Ethem, Gediz e girerek oradan süratle Kütahya ya doğru ilerlemeye başladı. Aynı gün İsmet Bey in Garp Cephesi birlikleri, karlı çamurlu yollarda, yırtık çarıklı ayaklarla yaya olarak Kütahya ya koşuyor ve vagonlara doluşarak trenle İnönü mevzilerine ulaşıyorlardı. Akşama doğru Türk kuvvetleri Yunanlılardan önce İnönü mevzilerine vardılar ve yerleştiler. Bursa bölgesindeki Yunan kuvvetleri, artçı Türk birliğini geri atarak İnönü ye doğru ilerlemesini sürdürdü. Ama güneydeki Yunan Uşak grubu, her nedense Dumlupınar a varmadan önce ilerlemesini durdurdu. Ertesi gün 10 Ocak 1921 günü, Yunan kuvvetlerinin İnönü mevzilerine taarruzu ile İnönü Savaşı başladı. Ankara ne bulabilirse İnönü ye göndermeye çalışmaktadır. Güneyde Dumlupınar da bir Yunan saldırısı olmadığından, Genelkurmay buradaki bazı birliklerin trenle ve acele İnönü ye yetiştirilmesi için Refet Bey e 7

8 emir verir. Ayrıca Kütahya bölgesinde Kuva-yı Seyyare ile mücadele işi Refet Bey in sorumluluğuna bırakılır. Refet Bey Afyon da bulunan 8.Tümen i trenle Eskişehir e doğru yola çıkarırken, kendisi de süvari gruplarıyla Kütahya ya hareket eder. Aynı gün İnönü de Yunanlılarla zorlu mücadele devam ederken, 61.Tümen Kütahya ya yerleşti ve Kenti Kuva-yı Seyyare ye karşı korumak için çeşitli önlemler aldı. 10 Ocak 1021 günü, İsmet Bey in ve Garp Cephesi nin en kritik günüdür. Türk birlikleri Yunan ve Kuva-yı Seyyare kuvvetlerinin arasında kalmıştır. Bunlardan yalnız birinin başarılı olması halinde bile, Garp Cephesi kuvvetleri için kuşatılıp imha edilme tehlikesi vardır. Hele Çerkez Ethem in Kütahya yı alıp süvarilerle hızla Eskişehir e ulaşması ve İnönü deki ordunun geri ile olan bağlantısının kesilmesi ihtimali, bir felaket olur ve Kuva-yı Seyyare ye Ankara yolu açılırdı. Ocak ayının bu karlı ve çamurlu günlerinde Türk Milli Mücadelesi nin kaderi, adeta pamuk ipliğine bağlıydı ve çok hassas bir denge üzerinde çok bunalımlı saatler geçirildi. Denilebilir ki o saatlerde Mustafa Kemal Paşa ve cephe komutanlarının kalpleri İnönü ve Kütahya daki savunma mevzilerinde atmıştır. Çünkü bunlardan birinin çökmesi, bu setlerden birinin yıkılması, kuzeydeki bütün Türk kuvvetlerini silip süpürecekti. Yarbay İzzettin Bey, Kütahya nın çevresinde gerekli önlemleri almış, Kuvayı Seyyare nin taarruzunu bekliyordu. 11 Ocak 1921 günü öğleden sonra saat üçte Kuva-yı Seyyare kuvvetleri taarruza başladılar. Asiler her taraftan saldırıyorlar ve Kütahya yı ateş altında bulunduruyorlardı. Çarpışmalar devam ederken Dumlupınar dan yola çıkan Refet Bey, iki süvari grubu ile beraber Alayunt İstasyonuna ulaştı. Kuva-yı Seyyare nin baskısı gittikçe artarak devam etti ve gecenin geç saatlerine kadar aralıksız sürdü. Bazı birlikler gece dayanamayarak çekilmeye başlamışlardı. İzzettin Bey in verdiği şiddetli emirler üzerine, cephaneleri bittiği için çekilen bu birlikler, süngü hücumu ile eski mevzilerini tekrar geri aldılar. Bu sırada İnönü de durum Türk Ordusu lehine gelişiyordu. 11 Ocak 1921 günü ortalık aydınlandığında düşman tarafında hiçbir hareket yoktu. Öğle üzeri durum anlaşılmıştı. İnönü mevzilerini geçemeyeceğini anlayan Yunan ordusu Bursa istikametine çekilmiş ve Birinci İnönü Savaşı, Türk Ordusu nun zaferi ile sonuçlanmıştı. 8

9 8 OCAK 1921: MİLLİ SAVUNMA BAKANI FEVZİ PAŞA NIN YUNAN TAARRUZU HAKKINDAKİ AÇIKLAMASI (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 131.Birleşim, Gündem: 8/1) Aralık ayı sonunda Kütahya ya, Kuva-yı Seyyare üzerine gönderilen Garp Cephesi kuvvetleri Gediz e kadar ulaşmışlar ve isyancıları Simav a kadar sürmüşlerdi. Ama bu fırsattan yararlanan Yunan kuvvetleri Bursa ve Uşak üzerinden taarruza geçtiler. Türk Ordusu iki ateş arasında kaldı. Yunan taarruzunun gizlenecek tarafı kalmamıştı. Mecliste açık oturumda Fevzi Paşa gelişmelerle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Meclis hareketlendi ve heyecan iyice arttı. FEVZİ PAŞA (Milli Savunma Vekili): Efendim, ben askeri harekat hakkında biraz bilgi vereceğim. Malumunuz Yunanistan'daki seçimler neticesinde... NUSRET EFENDİ (Erzurum): Paşa Hazretleri yüksek sesle söyleyiniz. FEVZİ PAŞA (Devamla): Efendim, bendeniz askeri harekât hakkında biraz bilgi vereceğim. Cephelerde bir değişiklik meydana geldi. Uşak ve Bursa'da toplanan Yunan kuvvetleri, kısmen terhis edilerek Memleketlerine gitmekle beraber, Yunanistan'daki seçim neticesinde cephelerde bir değişiklik meydana geldi. Cephelerdeki açıklıklar takviye edilmek üzere bir kısım kuvvetleri cepheye sevke başladılar. Alınan malûmat, seçimler ve Yunanistan'daki siyasi değişiklik dolayısıyla Yunanlıların harekâtı durdurdukları ve Avrupa'da hâsıl olacak kanaate göre yeni bir siyaset takip edecekleri hususundan ibarettir. Filhakika bu son zamanlarda hayli kuvvetlerin geri gittiği bilgisini aldım. Malûmu âlinizdir ki evvelce iki tümen kadar Uşak'ta, iki tümen kadar da Bursa'da bulunuyordu. Son zamanlarda bu tümenlerin kuvvetleri azaldığından, Uşak Cephesini ayrıca mevcudu az tümen ile takviye ettiklerine dair bilgi aldım ve bundan da cephedeki azalan kuvvetlerin mevcuduna eşdeğer yeni kadrolarla mevcudu tamamladıkları anlaşılıyordu. Tabii ki buna karşı cephelerdeki kuvvetlerimiz takviye edildi ve icabında Yunanlıların bir taarruzuna karşı değil, hatta Yunanlılara taarruz ederken lâzım gelen kuvvet ve gayreti gösterecek daha fazla birlik ve tertibat gerekiyordu. Ocak ayı başında bizim cephelerden kuvvetlerimizi tamamıyla çektiğimize dair bazı haberlerin, Yunanlıları harekete teşvik ettikleri anlaşılıyor. Çünkü bu tarihten itibaren sükûnet içinde bulunan bir anda faaliyet başlamıştır. Evvela Otakçı'dan güneye geçen bir müfreze küçük bir taarruz icra etti, püskürtüldü. Bilâhare Nazilli'den güneye taarruz eden bir müfreze orada bir gösteriş icra ederek geriye çekildi. Nihayet 6 Ocak ta, yani bundan iki gün evvel Uşak'ta üç sınıftan mürekkep bir kuvvet kuzeye doğru taarruz harekâtına başladı. İslamköy'de durduruldu. Bu müddet zarfında Bursa'da düşman bazı kuvvetler yığdı. Bu iki gün arasında bu kuvvetlerle daha ciddi bir taarruza başlattı. Üç günden beri taarruz hareketi devam ediyor. Taarruzun birinci safhasında Köprühisar'da düşman kuvvetleri geri atıldı. Fakat sonra düşmanın takviye edilen kuvvetleri bugün taarruzlarına devam ederek Pazarcık a doğru harekete geçtiler. Bugün orada bizim kuvvetler toplanıyor. Yunan kuvvetleri de toplanıyor. Bu iki gün 9

10 zarfında ümit ederiz, kati netice alınmış olunacak. (İnşallah sesleri) İslamköy'den henüz ileri hareket yapmıyor. Fakat buradaki kuvvetleri de, aldığımız malûmata nazaran, takviye olunmuştur ve taarruz muhtemeldir. Mamafih oraya karşı lâzım olan kuvvetler toplanmıştır. (Diğer gündem maddelerinin görüşülmesi devam ederken, Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa tekrar kürsüye çıktı.) FEVZİ PAŞA (Milli Savunma Vekili): Efendim, bendeniz askeri harekât hakkında biraz bilgi vereceğim. Aldığımız istihbarat bilgilerine göre, Yunanistan'da yapılan seçimden sonra siyasi değişiklik dolayısıyla askeri harekâtı durdurdukları ve Avrupa'da hâsıl olacak kanaate göre yeni bir siyaset takip edecekleri şeklindeydi. Hakikaten bu son zamanlarda hayli kuvvetlerin geri gittiğini öğrenmiştik. Son zamanlarda Uşak ve Bursa daki kuvvetlerin azaltıldığı, ama yeni kadrolarla mevcudu tamamladıkları anlaşılıyordu. Buna karşı cephelerdeki kuvvetlerimiz takviye edildi ve icabında Yunanlıların bir taarruzuna karşı değil, hatta Yunanlılara taarruz ederken kuvvet artırmayı düşündük. Biraz önce burada Reis Paşa Hazretlerinin Kuvayı Seyyare nin isyanı hakkında açıklama yaptığı sırada askeri vaziyet bu merkezde idi. Ethem Yunanlılarla temasa geçti ve bizim cephelerden kuvvetlerimizi tamamen çektiğimize dair haberlerle Yunanlıları harekete teşvik ettikleri anlaşılıyor. Çünkü bugün Uşak ve Bursa'dan Yunan kuvvetleri cephelerimize doğru ilerlemeye başladılar. Bugün kuvvetlerimiz cephe vaziyeti almaya başladılar. Bu iki gün ümit ederiz, Yunan taarruzunu durduracağız. (inşallah sesleri) Alınan ve alınacak askeri tertibat hakkında müsaade ederseniz fazla malumat veremeyeceğim. Henüz vaziyet tam belli olmamıştır. İnşallah en kısa zamanda muzafferiyetimizi arz ederim. (inşallah, Allah muvaffak etsin sesleri) 1 (İki gün sonra, 10 Ocak 1921 tarihindeki oturumda...) HASAN FEHNİ BEY (Başkan Vekili): İzmit Mebusu Hamdi Namık Bey bir önerge veriyorlar ve diyorlar ki dün gece Eskişehir'den geldim. Devam eden muharebe hakkında Yüce Heyet kabul buyurursa izahat vereyim. (pekala sesleri) Uygun görenler lütfen ellerini kaldırsın. Buyurun Hamdi Bey. HAMDİ NAMIK BEY (İzmit): Efendim, beni bu kürsüye sevk eden sebep, buraya geldiğim zaman işittiğim bazı sözlerdir. Ben on günden beri izinli bulunuyordum. Dün gece yarısından sonra buraya döndüm. Eskişehir'de büyük bir telaş ve heyecan olduğunu işittim. Halbuki ben dün öğleden sonra alafranga saat bir buçukta hareket ettiğim halde Eskişehir'de değil bir heyecan mevcut olsun, hatta çıt çıkmıyordu. Ondan sonra olduysa bilmiyorum. O zamanlarda hiç bir telaş yoktu. Efendiler ben orada subaylarla ve hatta askerlerle temas ettim ve sohbet ettim. Hadiseleri öğrendim. Edindiğim kanaate göre, vaziyetimizde endişe verici bir hal olmadığına inandım. Gerçi son isyan dolayısıyla bir kısım kuvvetlerimizin şuraya buraya 1 TBMM Zabıt Ceridesi (8 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s , 10

11 gönderilmesi suretiyle zayıf noktalarımızı keşfeden düşman her ne suretle gerçi bir iki noktada biraz ilerlemiş ise de katiyen bunun ehemmiyeti olmadığını öğrendim. Subaylarımızın ve askerlerimizin maneviyatı o kadar yüksektir ki bütün Eskişehir'den İnönü'ye hareket eden subay ve askerler, bir nefer kalıncaya kadar siperden çıkmayacaklarını yemin etmişlerdir. (alkışlar) İftiharla kasaturalarını bilemişlerdir ve bize temin ediyorlar ki üç güne kadar düşmana kati darbeyi vuracağız diyorlar. Bilhassa 24. Tümenin iki alayı düşmana o kadar zarar verdirmiştir ki şosenin iki tarafında Yunan süvarilerinin cesetleri doludur. Binaenaleyh askerlerimiz hem miktar, hem top itibariyle ve hatta toplarımızın çapları itibariyle azdı, fakat maneviyat itibarıyla üstündü. Subaylar diyorlar ki, -Türk ordusu subayı olduğumuzu bu defa da ispat edeceğiz. Çünkü aleyhimizde pek çok iftiralar vardır. Güya memleket Kuva-yı Milliye ile kurtulurmuş. Ordu ile kurtulmazmış. Binaenaleyh bunu fiilen ispat edeceğiz....diyorlar, (alkışlar) Efendiler, Cenabı Hakkın yardımıyla ve Peygamberimizin inayetiyle askerlerimizin bu defa da galip geleceğine, sizi katiyetle temin ederim. (inşallah sesleri) (muvaffakiyet Allah'tan sesleri) 1 13 OCAK 1921: TBMM BAŞKANI MUSTAFA KEMAL PAŞA NIN VE MİLLİ SA- VUNMA VEKİLİ FEVZİ PAŞA NIN, BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI HAKKINDAKİ BEYANALARI (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 133.Birleşim, Gündem: 8/1) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Ordusu, geçen haftayı ölüm-kalım mücadelesi içinde geçirdi. Bir yandan Kuva-yı Seyyare Kütahya ya, diğer yandan Yunanlılar Eskişehir e taarruz ettiler. Yunan taarruzu İnönü de kırıldı ve Garp Cephesi ilk savaşını kazandı. Bu müjdeyi Meclise Mustafa Kemal Paşa verdi. Ardından Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa İnönü Zaferi hakkında bilgi sundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk defa büyük bir coşku yaşadı. Sırada Kütahya dan geri çekilen Kuva-yı Seyyare vardı. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Efendiler, harbin durumu hakkında Genel Kurmay Reisi ve Milli Savunma Vekili Paşa Hazretleri Yüce Heyetinize daha tafsilatlı açıklama yapacaktır. Fakat kendileri henüz harekâtı idare etmekle meşgul olduklarından biraz gecikecektir. Onun için ben, sizce lazım olan ve bu anda bilinmesi memnuniyet sebebi olabilen hususları kısaca arz edeceğim. Malumunuzdur ki Venizelos'un iktidardan düşmesiyle Yunanistan'da bir mesele, bir hususi vaziyet hasıl olmuştu. İktidara gelen Konstantin'in takip edeceği siyaset tamamen belirmemiş gibi idi. Fakat alınan malumata göre İngilizler Konstantin'i dahi kışkırta- 1 TBMM Zabıt Ceridesi (10 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s.249, 11

12 rak kendi emperyalist emellerinin uğurunda oyuncak gibi kullanmak istiyorlardı. Konstantin krallığını tasdik ettirebilmek için bu hususa meyilli görünüyordu. Fakat İngilizlere karşı üstleneceği vazifeyi ifa etmek için Yunan Ordusunu taarruz ettirmek ve bu taarruzunda muvaffak olmak lazım geliyordu. İşte bu sırada idi ki Ethem, Tevfik ve Reşit hainleri hıyanetlerini fiilen ifşa ederek Yunan Ordusuna iltihak etmiş bulunuyorlardı. Efendiler, Yunan karargahı da ve İngilizler de bu iltihak ile husule gelen memnuniyetin derecesini takdir etmek için Ethem, Tevfik ve Reşit'in zihniyetlerini biraz izah edeceğim, düşüncelerini açıklayacağım. Bu bedbahtlara Garp Ordusunda maddeten ve manen kuvvet olarak yalnız onların emrinde bulunan insanlar vardı. Esasen ordumuzun maddi kuvveti bunlardan zayıf idi, öyle farz ediyorlar, öyle zannediyorlardı. Hele maneviyatça ordunun hiç kıymeti yoktu. Ancak düşman karşısında ve harekât mıntıkasında Ethem ve kardeşlerinin kuvveti sayesinde ve bu kuvvetin tesiri altında, bu kuvvetin korkusuyla durabilirlerdi. Yani Kuva-yı Seyyare ortadan kalkarsa, onların telakkilerine göre, hemen ordu ortadan kalkacak idi. Yine onların zanlarınca ve milletimizde birlik ve beraberlik yoktu. Milletimizin tek temsilcisi olan Yüce Heyetinizde de hiç bir birlik ve beraberlik yoktu. Binaenaleyh bütün bu zihniyetleri Yunan karargâhına ve tabii İngilizlere, İstanbul'a yetiştirmişlerdi. Şüphe yok bundan fazla olarak bütün askeri tertibatımızı, nerelerde ne kadar askerimiz var, nelerimiz mevcut, vasıtalarımız ne derecededir, hangi yerlerden ne kadar zamanda, ne kadar kuvvet getirebiliriz. Tabii bunları da söylemişlerdir. (Allah kahretsin sesleri) İşte Konstantin'in bundan fevkalade cüret alarak seri bir hareketle zayıf olduğu kendilerince tayin edilen istikametten yürüyerek Eskişehir'i işgal ederek ona göre harekâtı tertip etmek istemiş olduğu tahakkuk etti. Şüphe yoktur ki bu harekete Ethem kendi kuvvetleriyle dahi bilfiil iştirak etti. Şimdi Fevzi Paşa Hazretleri haber göndermişler, geleceklerdir. Onun için daha çok kısa geçeceğim. Asıl İnönü Meydan Muharebesine geçiyorum. Malumunuz kuvvetlerimizi İnönü havalisinde toplamaya başladık, düşman oraya kadar geldi. Fakat Nazif Paşa nın mevkiinde ve sonra Pazarcık mevkiinde daima bir taburdan ibaret olan gayet küçük kuvvetler bütün bu düşman ordusuna iki üç gün kadar aman vermedi. Düşmana nazaran az olan kuvvetlerimiz İnönü de toplanmıştı. Burada meydana gelen meydan muharebesinde düşman çok zayiat verince, mağlubiyeti his ve idrak etti ve seri bir suretle geri çekilmeye başladı. Kuvvetlerimiz malumunuz Otalbali-Beşkardeş tepeleri hattında bulunuyordu. Dün bütün ordu düşmanı takiben ileriye doğru hareket etti ve dün akşam aldıkları vaziyet yirmi, otuz kilometre kadar daha ileride olmak üzere Gündüzbey, Metris, Akpınar, Karaağaç hattına kadar ilerledi ki bu hat piyade hattıdır. Fakat süvari kolları daha ileri gitmiştir. Bir kısmı Bozüyük bir kısmı da Mezit vadisine doğru ve daha ileri de Söğüt ve Pazarcık istikametinde keşif kolları sevk edilmiştir. Bugün, ordu kumandanlığından gelen bir raporda düşmanın iki alay piyade, iki bölük süvari ve bir batarya topundan ibaret kuvvetinin Söğüt, Bilecik, Yenişehir, istikametine çekmekte olduğu bildiriliyor ve çoğu kuvvetinin de Pazarcık, Nazif Paşa, İnegöl, Bursa istikametine doğru çekildiği bildiriliyor. Düşman gayet seri bir çekilme yapıyor. Birçok eşya ve malzeme terk ederek çekiliyor. Yalnız güzergâhlarında Müslüman ahaliye tecavüz 12

13 ve zulümden geri durmuyorlar. Buna karşılık ordu kumandanı doğrudan doğruya Mezit vadisinden düşmanın çekilme hattını kesmek üzere mühimce bir süvari kuvveti sevk ediyor. Güneyde de piyade ve süvari kuvvetinden mürekkep bir kuvvet doğrudan doğruya Yenişehir istikametine doğru düşmanın çekilme hattını kesmek emrini almış bulunuyor. Şimdi bunun neticesini bekleyeceğiz. Efendim Yüce Meclisiniz toplantıda olmadığı için, bu zaferin hakikaten pek mühim ve kıymetli olan siyasi ve askeri vaziyetimiz üzerindeki müspet tesirlerini takdir buyuracağınıza emin olarak, İnönü Meydan Muharebesini kazanmış olduğundan dolayı Garp Ordusu Kumandanını ve bütün subay ve askerlerini Yüce Heyetiniz adına tebrik etmiştim. (şiddetli alkışlar) Belki okudunuz tekrar okuyayım yazdığım tebrik şu idi. Genel Kurmay Başkanı ve Garp Cephesi Kumandanı İsmet Beyefendi İnönü Meydan Muharebesinde, üstün ve kuvvetli kumandanız altında Garp cephesi kıtalarının kazandıkları kati zaferden dolayı, Zatı Devletlerine ve Kahraman Ordunuzun bütün kumandanlarıyla subay ve askerlerine Büyük Millet Meclisinin tebriklerini sunarım. Bu muvaffakiyetin mukaddes topraklarımızı düşman istilasından tamamen kurtaracak olan kati zaferi bir hayırlı bir başlangıç olmasını için Rabbime dua eder ve işbu tebriklerin bütün Garp Ordusu asker ve subaylarına bildirilmesini rica ederim. Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Müsaade buyruluyor mu Paşa Hazretleri? Ben gerek İsmet Bey in ve gerek kumandanların ve icap edenlerin birer derece terfilerini teklif ediyorum. MUSTAFA KEMAL PAŞA: Müsaade buyurur musunuz? Bu mesele hakkında biraz daha umumi vaziyet tespit edilsin. Bu meydan muharebesi zaferini tamamlayacak beklediğimiz bir kaç şey vardır. Ondan sonra yine uygun buyurursanız buyurduğunuz şey yapılır. Efendim İsmet Bey in verdiği cevabı da aynen okuyacağız. Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Yardımlarınızla İnönü Meydan Muharebesinin kazanılmasından dolayı Büyük Millet Meclisinin kalbinden gelen tebrik ve temennileri, ordunun bütün asker ve subaylarına onur vermiş ve minnettar kılmıştır. Mukadderatımızı, mutlak istiklal ile üstlenmiş olan Büyük Millet Meclisine kayıtsız ve şartsız bağlanmaktan ve itaatten aldığı manevi ve kutsal güç ile mukaddes topraklarımızı kurtarma vazifesini ifa edeceğine ordunun kati kanaati bulunduğunu zatıalilerinize arz ve temin eylerim. 12 Ocak 1921 Genel Kurmay Reisi ve Garp Cephesi Kumandanı İsmet 13

14 (şiddetli alkışlar, Allah muvaffak etsin sesleri) MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla): Efendiler, ben bu arada Yüce Heyetinize hususi olarak teşekkürlerimi arz etmek istiyorum. Sebebini izah edeceğim. Aleyhimize cereyan eden harekâtın hakikaten birçok kalpleri endişeye düşürecek mahiyette olduğunu itiraf etmek lazımdır. Böyle bir manzara karşısında Yüce Meclisiniz fevkalade bir sakinlik, soğukkanlılık ve azim göstermiştir. Hükümete, kumandanlara, orduya karşı emniyet ve itimadını muhafaza etmiş ve neticeye olgunlukla kabul etmiştir. Yüce Meclisinizde görülen bu ulvi hal, emin olunuz hepimizde ve bütün millette aynı tesirini yaratmıştır. Eskişehir'den gelen birçok şahısa bizzat sorabilirsiniz. Daima buradaki sükunet oraya da sükunet vermiştir. Halbuki düşman Eskişehir'e iki, üç saat mesafeye kadar gelmişti. Eğer Mecliste ufak bir telaş olsaydı, bu bütün memlekete sarabilirdi. Hatta orduya sirayet edebilirdi ve maazallah arzu edilmeyen neticeler kalınabilirdi. İşte Yüce Heyetinizin sükunet ve metaneti neticesinde İnönü Meydan Muharebesi kazanılmıştır. Bundan dolayı teşekkürlerimi arz ederim. (estağfurullah sesleri) Efendim, Fevzi Paşa Hazretleri geldikleri vakit daha fazla malumat vereceklerdir. Bu kadarla yetiniyorum. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): On dakika teneffüs. (Ara verilir.) HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Çoğunluk vardır. Celseyi açıyorum. Söz Fevzi Paşa Hazretlerinindir. FEVZİ PAŞA (Milli Savunma Vekili): Reis Paşa Hazretlerinin birinci celsede malumat verdikleri üzere Yunan siyasetinde meydana gelen iktidar değişikliğinin henüz ne netice vereceği malum olmadığı bir sırada Ethem'in isyanı meydana gelmişti. Gerek dış basından, gerekse elde ettiğimiz hususi ve gizli istihbarattan Yunan Ordusunun tesirli bir muvaffakiyetle işe başlaması kararı, Kral Konstantin'ce gizliden gizliye tertip ediliyordu. Malumunuzdur ki Yunan, İzmir'e çıktığı sırada hiçbir mukavemet görmeyeceğini ve rahatlıkla istediği yerleri istila edeceğini tasavvur ediyor ve askerlerini bu suretle harbe sürüyordu. Fakat iki seneye yakın neticesiz devam eden mücadelenin askerleri harpten bıktırdığı ve henüz Anadolu nun onda birini istila etmeden verdikleri zayiat, uğradıkları hayal kırıklığı, kendilerinin göklere çıkardıkları Venizelos'u iktidardan düşürdü. Malumunuzdur ki Yunan Ordusu iki kısım askerden meydana geliyor. Bir kısmı Yunanistan dan gelenler, ikinci kısmı da işgal ettikleri yerlerden topladıkları askerler. Yunanistan dan gelenler harbi istemiyor, açıktan açığa isyan ediyor ve terhis istiyorlardı. Ancak Magali İdea 1 ile yetişen Anadolu nun yerli Rumları, işgal edilen yerlerin ahalisi, 1 Türkçe'de "Büyük Fikir" anlamına gelen Megali İdea, Bizans'ın Konstantinopolis diye adlandırdığı İstanbul'u kaybetmesiyle ortaya çıkmış ve yeniden büyük bir imparatorluk kurma fikrinin adıdır. Megali İdea ülküsünü besleyen, yayan esas örgütlü güç Osmanlı 14

15 kısmen bu harbe taraftar bulunuyor. İşte bundan dolayı ikiye ayırıyorum. Efendiler, Yunanlıların işgal ettikleri yerler, henüz hukuken Yunanlılara geçmemiş olan arazi. Mesela, Trakya, İzmir, adalar hukuken bizimdir. Yunanlıların oradan asker almaması lazımdır ve oradan alınan askerler esasen asi sayılırlar. En ziyade harbe taraftar olan arz ettiğim bu kısımdır. Fakat aldığımız malumattan, Yunan Hükümeti bu harbe taraftar olan bu kısım ile ordusunu takviye etmek istemektedir. Hatta bu taraftarların dahi son zamanlarda memnun olmadıklarını öğrendik. Bunları anlatmaktan maksadım, Yunan Ordusu taarruz kabiliyetini kaybetmiş olduğundan, yeniden sıkı bir takım tedbirler ile buna bir gayret vermek istenildiği sırada Ethem'in onlara verdiği teşvik ve tahrik kendilerine büyük bir fırsat temin etmiştir. Bununla alakalı konuşmalar, hakikaten yüksek sayıda asker temin edecek derecede idi. Malumunuz bizim Kuva-yı Seyyareyi takibe vazifeli kıtalarımız demiryolundan uzaklaşmış, Gediz'e varmış ve Bursa cephesinde ancak bir tümenimiz kalmıştı. Düşman bunun ayrıntılı bilgisine vakıf değildi. Fakat Ethem şüphesiz daima temasta bulunduğu için ne kadar kuvvetle takip olunduğunu ve tedbirlerimizin nelerden ibaret olduğunu, geride ne bulunduğunu bildiği için bunlara dair düşmana malumat verdi. Kolaylıkla anlaşılacağı üzere ordumuzun büyük kısmı Gediz ve Uşak'ın kuzeyinde bulunuyordu. Bunun takriben bir haftalık uzağında bir tümen, Bursa cephesinde bulunuyordu. Bursa cephesinde bulunan bu tümenimiz, üç dört günlük geniş bir cephede ileri mevzi işgal ediyordu. En basit bir hesapla düşmanın, yapacağı iş, cepheyi en zayıf herhangi bir yerden deldiği gibi önüne bir kuvvet tesadüf etmeksizin doğru Eskişehir'e girecekti. Bu, gayet mantıki ve askeri bir hesaptır. Uşak'tan taarruz edemezdi. Çünkü ordumuzun büyük kısmı orada bulunuyordu. Ethem kuvvetlerinin de perişan edilmiş olduğunu ve bir şey yapamayacağını bilirdi. Orada bir gösteriş hareketi yaptı ve hatta İslamköy'de kalamayarak ve bir baskından korkarak hemen ertesi gün çekildi. Sonra arz ettiğim gibi, geçen gün Menderes güneyine geçti, Çivril'e geçti. Böyle birtakım gösteriş hareketleri ile dikkati o yerlere çekmek istedi. Aynı zamanda 24. Tümene iki koldan taarruz etti. Haritaya bakarsak efendiler bizim müdafaa mevzii olan Nazifpaşa dan Mezit vadisiyle İnönü'ne kadar mesafe gayet kestirme bir yoldan kırk kilometredir. Oradan da Eskişehir yirmi kilometredir. Yani hepsi altmış kilometredir. Bir süvarinin gayet rahatlıkla bir günde kat edeceği mesafe demektir. Düşman, bir süvari alayına katılmış bir süvari taburunun bir kısmını Mezit Ovasına sürdü ve bu taarruzda muvaffak olsaydı biz Gediz havalisinde iken derhal Eskişehir'i istila edecekti ve arkasından kolordusu iki günde gelip arkamızı kesecek idi ve Uşak'tan asi Ethem'in cephemizi perişan edeceğini tasavvur ediyorlardı. Bu suretle memleketimiz arzu ede- Devleti içinde çok geniş imtiyazlar elde eden Ortodoks Kilisesiydi. Kilisenin kuşaktan kuşağa aktardığı bu ülkü ile yoğrulan Yunan aydınları, Osmanlı imparatorluğunu parçalamak isteyen İngiltere, Rusya ve Fransa tarafından verilen destekle, zaman içinde etkili bir hareket yaratmayı başarmışlardır. 15

16 cekleri şekle girecekti. Düşmanlarımıza teslim olacaktık ve memleketin dahiline akıncı kollarını sevk ederek, ordumuzu perişan edeceklerini düşünüyorlardı. (Allah muhafaza etsin sesleri) Düşmanlarımızın alçakça ve iblisçe olan bu tasavvurları, milletin senelerden beri gösterdiği vatan sevgisi ve fedakar azmi karşısında, yok olmuştur. Düşman zannediyordu ki nereye hücum edersem bir sene evvel olduğu gibi, herkes tüfeğini atıp kaçacak ve Ethem zannediyordu ki tayyareden attığı beyannamelerle geliyorum ha, der demez bütün Ordu silahını bırakıp kaçacak, İşte böyle gayet adi ve basit zihniyetlerle düşman bize saldırdı. Şüphesiz ki millet yalnız bir şaki Ethem'in kuvveti üzerinde durmuyordu. Onların zannettiği gibi millet zorla harp ettirilmiyordu. Azmiyle ve tamamıyla iman ile hedefini bilir bir surette harp ediyordu. Efendiler, emin olunuz ki Dünya Harbinde gösterilen kahramanlık bu defa da gösterilmiştir. Nazifpaşa'da bulunan bir kıtamız on beş misli bir düşmanla harp etmiş, bize bir gün kazandırmıştır. Ondan sonra efendiler Pazarcık'ta bir hücum taburu, bir depo taburu düşmanın yirmi misli kuvvetine karşı sebat ederek bir gün daha kazandırmıştır. Sonra efendiler Köprühisar'da bir alayımız düşmanın iki alayını perişan etmiş, bozmuş ve iki gün kazandırmıştır. Bir artçı taburumuz Bilecik cephesinde on iki saat, topları dahi olmadığı halde, top altında sebat etmiş, akşama kadar vakit kazandırmıştır. (alkışlar) Bu suretle düşmanın on iki saatte Eskişehir'e gelmek hususundaki düşüncesi üç güne çıktı. Bu müddet zarfında lazım gelen kuvvetler cepheye yetiştirildi. Düşmanın gelen kuvveti on beş bin mevcudunda idi. Bizim bunun karşısında toplayabildiğimiz kuvvetler çok azdı. Mamafih iki gün devam eden taarruzları tamamıyla kırıldı ve akşamüstü geri çekilmeye mecbur oldular. Biraz daha kalsalardı yetiştireceğimiz kuvvetler bir taraftan düşmanın kırılan maneviyatını ve bir taraftan bizim maddeten ve manen artan kuvvetlerimiz dolayısıyla, düşman Eskişehir önüne geldiği gibi esir olmak ihtimali olduğunu anlar anlamaz derhal kaçtı. Öyle bir kaçış ki her şeylerini döke saça kaçıyorlardı. Bugün aldığım son malumatı müsaadenizle okuyayım, efendim. Düşman iki alay, iki bölük ve bir tabur, bir batarya ile Söğüt, Bilecik, Pazarcık ve İnegöl istikametinde birçok eşya ve malzeme terk ederek süratle çekilmektedir. Saat on ikiye kadar Söğüt ve Pazarcık mevzilerini tahliye etmiştir. Süvari keşif kollarımız buralara kadar ilerlemiştir. Düşman Karaköy istasyonunu yaktığı gibi, birçok köyde ahaliyi katletmiş ve birçok kadınların. etmiş, (kahrolsun sesleri) ahaliye ait birçok hayvanı almış götürmüştür. REFİK BEY (Konya): İngiliz medeniyeti iftihar etsin. FEVZİ PAŞA (Devamla): Düşman malzemesini Bursa'ya kadar köylülerin vasıtaları ile nakletmişlerdir. Düşman askerleri Bursa'ya kadar çekileceklerini söylemişlerdir, İkinci Süvari Grubu bugün Mezit vadisi boyunca Nazifpaşa hattına kadar ilerleyecek ve arkasından kuzeyden, Yenişehir istikametinde taarruz yapacak. Bu suretle İnönü Muharebesi düşmanın felaketiyle neticelenmiş ve Büyük Millet Meclisinin genç ordusu, daha henüz ikmal olunmamış ordusu ilk rüştünü bu suretle ispat etmiştir. (sürekli alkışlar) İnşallah büyüyecek ve kuvvetlenecek bu ordu, milletin bütün arzularını noksansız yerine getirecektir. 16

17 REFİK BEY (Konya): Allahın yardımı daima ordumuzla beraber olsun. FEVZİ PAŞA (Devamla): Üzüldüğümüz şey, milletin tamamıyla bir nimet şükranı göstererek kendisine iyilik ettiği şahısları başında taşıdığı halde, bunlardan biri olan Ethem, düşmanla beraber ve düşmanın başkumandanlığının emri altında bizi imha planını takip etmiştir. (Allah kahretsin sesleri) Bir taraftan Yunan kuvvetleri Eskişehir'e kuzeyden taarruz ederken, Ethem'in Yunanlılarla takviye edilmiş bazı kıtaları güneyden Kütahya üzerine taarruza başladı. Fakat Ethem ve avenesinin hiç tasavvur etmedikleri ve geliyorum ha ile kaçıracağını ümit ettikleri ordumuzun böyle iki gün içinde kati zaferi ile düşman çekildiği sırada o da zannediyordu ki ben de Kütahya'yı alacağım. Kütahya 'da bir tabur kuvvetinde biraz bir kuvvetimiz vardı. Kütahya yı iki gün savundu. Sonra yeni yetişen kuvvetlerimiz kendisini bozdu ve takip ediyor. Alınan telgraf ta budur. YAHYA GALİP BEY (Kırşehir): İnşallah yakında onu da esir ederiz. FEVZİ PAŞA (Devamla): Sağ kanatta püskürtülen asiler takip edilmektedir. Bu suretle düşmanın haince ve iblisçe planları bozulmuş, Mevla nın yardımıyla ve milletin iki taraftan muvaffakiyeti ile neticelenmiştir. TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Efendim bunlara asi denilmesin, hain denilsin. NAFİZ BEY (Canik): İnşallah, Ethem daha sonra Yunan süngüsü altında geberecektir. Bunu kaydediniz herhalde bu olacaktır. FEYZİ EFENDİ (Malatya): Zaten bu milletin kadrini bilmeyen elbette geberir. MEHMET ŞÜKRÜ BEY (Karahisar): Çivril'de bir askeri birliğimiz vardı. O duruyor mu, çekildi mi? FEVZÎ PAŞA (Devamla): O, bir askeri malumattır. Rica ederim bunu sormayın. Ordunun durumunu açıklamak doğru değildir. Malumunuzdur ki efendiler düşmanın bizi yok etmek istediği dayanak üçtür. Birincisi askeri araç-gereç eksikliğimiz, ikincisi onların tarifine göre siyasi rüştümüzü henüz elde edemememiz, üçüncüsü de cephanemizin azlığıdır. Askeri araç-gereç eksikliğimiz, malumunuz fabrikamız yok, ustalarımız yok. Şüphesiz şimdiki harpler sanayi mücadelesi halinde devam ediyor. Avrupa'nın sanayi karşısında, Avrupa'nın medeniyeti karşısında bizim böyle araç-gerecimiz noksan, hatta yok derecesinde olduğu halde mücadelemizin imkanı olmadığına biz değil, onlar kanidir. Bunu ifade etmişlerdir. REFİK BEY (Konya): Avrupa'da hakiki medeniyeti yoktur, buradadır hakiki medeniyet. FEVZİ PAŞA (Devamla): Fakat efendiler, biz bunların kusurlarını gösterdiğimiz harekât ile tekzip ettik. Evvela toplarımızın kamalarını almışlardı. Bizi topsuz bırakmışlardı. Biz elimize geçen ve kendi milletimizden olan ustalarımızla bir orduya yetişecek kadar top kaması imal ettik ve bu sefer Yunanlıların kafasını kıran toplar 17

18 da o toplardır. (Allah muvaffakiyet ihsan buyursun sesleri) Tüfeklerimiz noksan idi. Biz elimize geçen ustalarla ordumuza yetecek kadar tüfek, cephane yapıyoruz ve bundan başka, Reis Paşa Hazretlerinin burada buyurdukları gibi, cephanemizi ikmal ettik. Nasıl ikmal ettik biliyor musunuz? Düşmanlarımızdan aldığımız cephaneler bugün bizim şimdiye kadar olan cephane sarfiyatımızın beş on mislini Ermenilerden aldık ve bunu ilan ediyoruz. İngilizler bize cephanesiz dedikleri halde biz otuz yedi milyon cephane aldığımızı söylüyoruz ve bununla on sene daha harp ederiz. Yol yoktur, otomobil yoktur dediler. Otomobillerimizi işlettik, benzin bulduk trenlerimizde kömür yok, odunla işlettik. Kömürle de işleteceğiz inşallah. Bizi vesaitsizlikle itham eden düşmanlarımızdan Fransızlar bizim gibi oldular. Onların istifade ettiği trenleri bozduk. Şimdi Fransız Ordusu develerle erzakını, mühimmatını taşıyor. (gülüşmeler) İnşallah Hak ın yardımıyla, Refik Bey biraderimizin buyurdukları gibi, düşmanların en büyük kuvveti olan sanayi, memleketimizde kuracağız. Ona da başladık. İkincisi, siyasi rüştümüzü henüz elde edemememiz. Evet, bunlar bazı şahsiyetlere, bazı eski kafalı kimselere gayet inanırlar. Onun için çabuk düşüncelerini değiştiremezler. Biz bazı kişileri elde etmekle bunun içinde öyle nifaklar peyda ederiz ki az zamanda bunlar kendiliğiyle sukut ederler dediler ve yaptılar. Birçok yerlerde hadise çıkardılar. Fakat bunlar o kadar azınlıkta kaldı ki milletimizin ekseriyeti az zamanda Hükümetimize emniyet etti ve çarçabuk bunlar bertaraf oldu ve artık bundan sonra büyük isyanlar bahis mevzu olmaz. Düşmanlarımızın son kozu da asi Ethem'in isyanıdır. O da az zamanda perişan oldu. (İnşallah sesleri) Üçüncüsü cephanenin azlığı ki arz etmiştim, mahdut olan cephanelerin biz on mislini ikmal ettik. Bugün kendilerine teslime mecbur olacağımızı zanneden düşmanlarımızın önüne öncesinden on misli daha kuvvetle çıkıyoruz ve millet bu azim ve iradeyi bu birlik ve bölünmezliği gösterdikçe inşallah gelecek sene genç ordumuz daha kuvvetli olacak, olgunluğa erecek ve düşmanlarımıza her arzumuzu kabul ettirecektir. (alkışlar) MAZHAR MÜFİT BEY (Hakkari): Arkadaşlar, bazı vakalar bazı hadiseler ve harikalar vardır ki bir milletin kahramanlarını, onun aklı ve tarihinin övgü sütunu bile taşıyamaz. İşte, bugün buna delil olarak İnönü Meydan Muharebesini kazanan o vatanperver o gazanfer orduyu gösterebiliriz (alkışlar, yaşasın sesleri) Efendim İnönü Meydan Muharebesinde, cihanda ölümden daha müthiş daha beter bir şey olduğunu gösterdik. Evet, efendiler diyorum ki, ölümden daha müthiş, ölümden daha beter bir şey gösterdik. O gösterdiğimiz şey ise, İslam ruhu, Osmanlı kabiliyeti, Osmanlı vatanperverliğidir. (alkışlar) Biliyoruz ki efendiler, İnönü Meydan Muharebesi başladığı sırada orada mevcudiyetimiz için harbe girişen kardeşlerimize yardım için akıllarımız meşgul ve kalplerimiz çarpıyordu. Fakat yapmakta olduğumuz konuşmaların hesapların, kuvvetler ve harp araç-gereçleri üzerine olması pek tabii idi. Biz buradan asker yetiştirmeye uğraşırken o muhterem ordunun kumandanı, lüzumu yok, ihtiyaç yok, daha lazım olan yerlere sevk ediniz diyordu. Üstün olan düşmana karşı hesap ile sabit olan bu harp malzemeleri ve sayıca üstün olan düşmana karşı bizim Ordumuz yalnız bir hesap ile hareket edi- 18

19 yordu, maddi hesap ile değil. O hesap ise gaza ve şahadet hesabı idi. İşte orduyu bu maddi hesabın aksine muvaffak eden bu his idi. Yani gaza ve şahadet hissi idi. O halde efendiler, İnönü Meydan Muharebesinde, bu his ile bu ilham ile vatanperverlikle hareket bu orduya karşı, Helen palikaryalarının harp malzemesi ve asker miktarı üstünlüğünün hiç hükmü olmamıştır. Sonra efendiler, muhterem Milli Savunma Vekili Paşa Hazretlerinin kederlenerek beyan ettiği Müslümanları katletme meselesi vardır. Kafirden beklenen zaten bu idi. Evet giderken son edepsizliğini de yapmış, katletmiştir. Sonra efendiler, bu noktada resmi Avrupa ya değil, ilmi Avrupa'ya, medeni Avrupa'ya, sanatkar Avrupa'ya hitap edeceğim. Nerede bu medeni Avrupa? Efendiler, nerede bu medeni ve ilmi Avrupa? Efendiler, şiiriyle, medeniyeti ile bildiğimiz Avrupa, nerede? TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Lloyd George'un pençesinde. MAZHAR MÜFİT BEY (Devamla): Efendiler, mazide yaşanan zulümlere düşünürlerinin kalemiyle daima alçaklık diye karşı çıkan medeni Avrupa nerede? YAHYA GALİB BEY (Kırşehir): Papaz hırkasına bürünmüş. MAZHAR MÜFİT BEY (Devamla): Fakat efendiler biliyorsunuz ki Ortaçağ dan beri, tabii tabirimi uygun görürsünüz, Hıristiyan medeniyetinde mevcut olan bir şey vardır. İslam düşmanlığı. Bu düşmanlık Ortaçağ dan beri gelmiş, bugüne kadar dayanmıştır. Fakat efendiler, ona karşı ise, deminden arz ettiğim gibi, bizde kırılmayan ve sarsılmayan, Avrupa nın zannettiği gibi ölmeyen ve ölmemiş olan bir şey vardır ki o da İslam dinidir. (alkışlar) Efendiler, bu maneviyatımızın, İnönü Muharebesinde bize pek büyük bir yardımı olmuştur. Yani hedeflediğimiz, gayeye emin olunuz ki bizi daha ziyade yakınlaştırmıştır. Bu vesile ile orada canlarını feda eden o muhterem şehitlerimize ve muhterem kardeşlerimize fatiha bağışlamakla beraber, orada erkekler gibi vatanı için dövüşen kadınlarımıza da selam ve şükranımızı takdim ediyoruz. HOCA FEYZİ EFENDİ (Malatya): Lillahi fatiha. (Şehitlerin ruhlarına fatihalar okundu.) MAZHAR MÜFİT BEY (Devamla): Muhterem Paşa Hazretleri demin buyurdular ki bu müthiş ve tehlikeli anda Büyük Millet Meclisinin göstermiş olduğu sükunet hakikaten takdir edilecek bir şeydir. Evet, Paşa Hazretleri Millet Meclisi ihtimal ki kanunların, ihtimal ki adalet işlerinin görüşmelerini yapabilir. Fakat vatan tehlikede denildiği takdirde, Millet Meclisi de ordusu gibi, Hükümeti gibi bir bütün olarak ve beraber olarak hadiseleri sükunetle karşılarlar, Paşa Hazretleri. (alkışlar) MUSTAFA KEMAL PAŞA: Teşekkür ederim. MAZHAR MÜFİT BEY (Devamla): Binaenaleyh Paşa Hazretlerinin Meclis hakkındaki şu beyanatına arkadaşlarım namına teşekkür ederim. Zannederim buna Meclis de iştirak eder. (hep iştirak ederiz sesleri) Ben de arkadaşlarımın tercümanı 19

20 olarak söylüyorum. Müsaade buyururlarsa (hay hay sesleri) Hükümetimiz hedeflediğimiz gayeye ve ulvi maksada varmak için Allah ın lütfü keremiyle çalıştıkları müddetçe, bu Büyük Millet Meclisi onların yardımcısı ve destekçisidir. (sürekli alkışlar) SALİH EFENDİ (Erzurum): Efendiler, ben Mazhar Müfit Bey gibi hesapla kitapla alakalı bir şey arz edecek değilim. Her Müslüman bunu iyi bilir ve bilmelidir ki bu bir haçlı harbi ve haçlı medeniyetidir. Bunun içerisinde başka bir şey aramak boştur. Müslümanların azlığına veya çokluğuna, silahına ve silahsızlığına gelince, Cenabı Allah Kuranı Keriminde Az az insanlar, hiç şüphe etmem ki, az cemaat, çok kafirleri kahredecektir....der. Buna, tarih şahittir. Çünkü nuru Cenabı Ahmet Mekke-i Mükerreme'de Dünya ya geldiği zaman alem küfür ile meşgul iken, bu zatıali İslam cemaatini, bu cemiyeti başına toplamıştır. O nur sönmeyecektir ve bunun ateşini biz yakacağız. Bu kahraman Müslümanların, harp meydanında canlarını feda eden kahraman evlatlarına Meclisimizin en büyük selamlarıyla beraber, bugünden itibaren yirmi beşer lira toplayıp kendilerine çam sakızı, çoban armağanı diyerek bir heyet ile bir miktar tütün göndermek temennisinde bulunuyorum. (uygundur sesleri) MUHİTTİN BAHA BEY (Bursa): Bu vatanın büyük milli günlerini görmesini çok temenni ettiğim, fakat yazık ki bugün bize ancak cennetten bakmak suretiyle, kalplerimizi tatmin eden büyük bir şairimiz Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten. 1 demişti. Onun söylediği, ondan çok zaman evvel ve bugün harikalar yaratan bir millet, altı yüz sene evvel Namık Kemal Bey in dediği gibi cihangirane bir devlet vücuda getiren bu millet, bugün de bütün Avrupa nın hücumuna mukabil, hatta bütün dünyanın hücumuna mukabil, yalnız başına Anadolu ortasında Osmanlı Devleti vücuda getirmekten daha muazzam bir iş gördü. Osmanlı Devletinin vücuda getirildiği zamanda bize hücum edenler bu kadar çok değildi. Düşmanlarımız bu kadar kuvvetli değildi. Efendiler, müsaadenizle söyleyeyim. Dinimiz de bundan... Nasıl söyleyeyim? Demek istiyorum ki bu kadar zayıflamış değildi. Rica ederim, iyi düşünün, o zamanki dini sağlamlık, bugün yoktur. Temenni ettiğimiz budur. Allaha, onun muazzam Peygamberine şükran arz etmeliyiz ki bugünlerde bu zayıf kalbimizle bu kadar muazzam işler gördük. Efendiler, bundan üç gün evvel düşmanlarımız İnönü'de bulunuyordu. O zaman milletin bir kısmı, az bir 1 Şair Namık Kemal in Hürriyet Kasidesi nden, "Biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten Dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik." 20

21 kısmı geleceğin tehlikeye düştüğünden korkuyorlardı. Paşa Hazretlerinin işaret buyurduğu gibi sizin Meclisiniz davanın burada, orada değil gayede olduğuna karar verdiği için ilgisiz ve içi rahattı. Cenabı Allahın büyüklüğünden ve Peygamberin yolundan emin olarak istikbalin nasıl olsa bizim lehimize tecelli edeceğinden, ordunun kuvvet ve kudretinden emin bulunarak orduya itimat ettiler. Ordudan bahsederken efendiler Meclisimizde iyi niyetle sarf edilmiş olan bazı kelimelere göz atmak, o kelimeleri yine bu kürsüden reddetmek isterim. (geçen geçmiştir sesleri) Düşmanlarımız, Paşa Hazretlerinin de anlattıkları gibi, manevi gücümüzü kırık bulduklarından ve arkalarında İngiliz gibi muazzam bir devlet olduğundan cesaret alarak milletimize, namusumuza ve haysiyetimize taarruz etmek istediler. Fakat bilmelidirler ki mahvolmak bilmeyen bir iman ve istiklal hakkında bir itimat vardır ve bu itimat daima bizi kurtarmıştır ve daima kurtaracaktır. İyi niyetle olmakla beraber bir hafta evvel hakikati görmediğim için bir günahımı bu kürsüden itiraf etmek isterim. Müslüman kanı dökülmemesini çok temenni ettik. Tahmin edemediğimiz bir alçaklığın, aklımızın alamayacağı bir namussuzluğun bazı şahıslarda görüleceğine imkan ve ihtimal vermemiştim. Düşmanlarımız bu sefillerden de cüret aldılar. Müslümanları birbirine düşürmek için aramızda ayrılık çıkararak hariçten yıkamadıkları muazzam milleti içeriden yıkmak için bazılarını kışkırtmalarda bulundular. Kışkırtmayı kabul etmiyoruz efendiler o hainlerle ittifak ettiler. Düne kadar, bugüne kadar akılları o sefil ahlaksızlığı kabul etmeyenler varsa, onlarla beraber Yunan süvarilerinin birlikte bulunduğunu söyleyenler olduğunu arz ederim. Efendiler, buraya gelen her fert her üye, evinden çıktığı, masum yavrusunu gözyaşlarıyla terk ettiği, eşi ile helalleştiği ve pederinin elini öperek ayrıldığı zaman söz vermişti. Bu devleti istiklal ile yaşatacak ve bu milleti esaretten kurtaracaktır. Babasına bıraktığı masum evladına yarın şeref ve şan verecek bir surette, dönecek veya bu Millet Meclisi bütün üyeleriyle beraber düşmanın önünde ölecektir. (alkışlar) Ölmek efendiler, itimat ile söylüyorum, ölmek bu millet için yoktur. En aciz zannedildiği zamanda, en yardım almadığı zamanlarında, düşmanlarının en kuvvetli göründüğü zamanlarda hatır ve hayale gelmez harikalar gösteren bu millet batmaz. Efendiler, silah yok, top yoktur dediler. Osmanlı ordusu çürümüş dediler. Dünya Harbinden sefil ve perişan çıktı dediler. İhtiyarları ümitsiz, gençleri namert, çocukları esarete layıktır dediler. İhtiyarlarının gözlerinde parlayan nuru, imana bakınız. Meclisinizin içinde o muhterem adamlar vardır. Hariçte de vardır. Gençlerinin fedakarlığına bakın ki bütün dünyayı karşılarında gördükleri halde, bütün dünya fabrikalarının harp makinelerini düşmanlarının elinde gördükleri halde, ellerinde kırık tüfeklerde onların üzerine hücum ettiler ve onları kahrettiler. Efendiler, dünyayı paylaşmak için ezmek isteyen ve hakikaten ezen, müttefiklerini aldatan, zayıfların beynini ezmekten zevk alan, kızdığı zaman insanları dört ayak yürüten bir İngiliz milleti vardır. Onlar Dünya Harbinde galip gelen Fransızları, İtalyanları esir etmişlerdir. Bugün İtalyanlar, Fransızlar arzu etmedikleri halde onun arkasından gidiyorlar, onun esiridirler. Azametiyle dünyaya sığmayan, cihana meydan okuyan ve dünyanın en yüksek askeri bir milleti olan bir Almanya vardı, o Dünya Harbinde mağlup olmuştur. Bugün bir köşeye çekilmiş felaketin karşı- 21

22 sında inlemekten başka bir şey yapamıyor. Efendiler mağlup olan her millet zayıf ve galip olan her millet güçlüdür. Yalnız zayıf olmayan ve yalnız zaaf hissetmeyen bir millet vardır, onu siz temsil ediyorsunuz. Onunla iftihar ediniz. (sürekli alkışlar) Bir yıl önce, gözlerimizi maziye çevirdiğimiz zaman gözlerimiz kamaşırdı. O güne baktığımız da titrer, ağlar, birbirimizin yüzüne bakmaktan sıkılırdık. O zaman milli ruhumuzu kaybetmiş değilsek bile Dünya Harbinin vurduğu darbenin husule getirdiği sersemlikle o vaziyette bulunuyorduk. Ne vakit ki gözlerimiz birbirimize bakmaktan utanır oldular. Ne zaman ki evimize gittiğimiz zaman kadınlarımızla görüşemez olduk. Mağlubiyetin verdiği bu yükü omuzlar taşıyamaz, kalpler götüremez oldu. O küçük gözlerimiz daima yere bakmak zilletini kabul etmeyecek bir göz olduğunu idrak etti. O zaman gözlerimiz içinde Peygamberin yolunu okuduk, Allah ın yolunu okuduk, ecdadımızın ruhunu okuduk, tarihini okuduk ve istikbalin zulmünü gördük. Efendiler ondan korktuk, nura koştuk. O nur sizin kalbinizde gömülüdür. O nur oradan daima ışık saçacaktır. O nur İslamiyet nurudur, o nur Türklük ve milliyet ruhudur. O nur ile biz kalbimizi, mazimizi, istikbalimizi aydınlatıyor. Bize düşman olanları yaktık ve yakacağız. Efendiler isterlerse Yunanlılar kaçarken köylerimizi yaksınlar, isterlerse çoluk çocuklarımızı kessinler, isterlerse kadınlarımızı harap etsinler, fakat ölmeyecek ve ölmeyecek olan bir şeyi vardır. Bu milletin ruhu, o kadınların, çocukların, o kesilenlerin, babaların, kardeşlerin. Onlar sizin için birer kuvvet oluyor. Efendiler, bir ölüyorsa on doğuyor, bir kişi eksildikçe ruhlarımızda on kişilik bir kuvvet buluyoruz. O kuvvetler, medeniyet alemi için bir yangın ise, bizim ruhlarımız için bir nur, şehit mezarları için meşale olsun. Köyler yanarken, mezarlar, şehitlerin ruhu, memleketi kurtarmak yolunda yanan köylerin ışıklarıyla aydınlanacaktır. Zararı yok efendiler. Çok yandık, çok harap olduk. Bu Avrupa denilen medeniyet kütlesi, bu sefiller ve sefihler kütlesi üç yüz seneden beri bir şey yapmak için çalıştı. Evet, çok yandık, çok harap olduk. Avrupalılar ellerinden geleni yaptılar. Onların bizde çıkarttıkları yangınlar, ruhlarımızdaki külleri dağıtmak için birer rüzgar oldu. Yananlar yanarken, ölenler ölürken, doğanlar da daha kuvvetli, daha metin, daha gayretli, daha azimli oluyor. Ben istikbale bu ümit ile bakıyorum, ölenler için fatihalar niyaz ederim. Kalanlar için muvaffakiyetler ve altı yüz seneden beri kuvvet timsali olan ordu için de şanlı galibiyetler temenni ederim. (alkışlar) MUSTAFA KEMAL PAŞA: Arkadaşlar Muhittin Bey in gayet kıymetli sözlerinin ortaya çıkardığı duygulara tercüman olmak üzere bir iki kelime arz edeceğim. Milletimizde bugün bütün mazisinde olduğundan daha çok ve ecdadından daha çok ümit vardır. Bunu ifade için şunu arz ediyorum. Kendilerinin ifade ettikleri gibi cennetten vatanımızı gözetleyen merhum Namık Kemal demişti ki Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini, 22

23 Yok mudur kurtaracak bahtı kare maderini. 1 işte ben bu kürsüden bu Yüce Meclisin Reisi sıfatıyla, heyetinizi teşkil eden bütün üyelerin her biri adına ve bütün millet adına diyorum ki "Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, Bulunur kurtaracak bahtı kare maderini." (sürekli alkışlar) MEHMET ŞÜKRÜ BEY (Karahisar): İnönü Zaferi bize bir hayırlı olayı hatırlatıyor. Efendiler, devlet ve Osmanlı saltanatı ilk kurulacağı zaman İnönü'de Osman Gazi'nin bir harbi vardı. O harpte muzaffer oldu ve Osmanlı saltanatının temeli atıldı. Bizim bu zaferimiz de yine o yerde, bizim gayemize ulaşacağımız ve pek adil ve meşru olan, bu hususta hiç birimizin kalbinde zerre kadar bir şüphe bulunmayan yeminimizi sadık kalmak ve müşterek olduğumuz o gayeyi elde edeceğimize tarihi bir delildir. Bu hususta fazla söylemeyeceğim. Bu bizim kalbimizde bir iman şeklinde tecelli ediyor. İnşallah Paşa Hazretlerinin de buyurduğu gibi vatanın bağrına düşmanın dayadığı hançerin yerine biz onların kalbinde tüfeklerimizi patlatmak suretiyle vatanımızı kurtaracağız. (inşallah sesleri) (müzakere kafi sesleri) TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Müsaade buyrulur mu? Ben uzun söz söylemeyeceğim. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Sizden evvel söz alanlar var, efendim. (müzakere kafi sesleri) Görüşmeyi kafi görenler lütfen el kaldırsın. HÜSEYİN HÜSNÜ EENDİ (Isparta): Kafi, ağız tadıyla kalsın. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Görüşme kafi görüldü, efendim. Bir takım önergeler vardır, onları okuyacağım. TBMM Başkanlığına Cephelerde er rütbesiyle hizmet yapmak üzere harbe iştirak eden arkadaşlarımızla, doktorlarımızın isimlerinin tutanağa geçmesini teklif eylerim. "Ziya Hurşit Bey (Lazistan), Neşet Bey (Üsküdar),Yusuf Ziya Bey (Mersin), Memduh Bey (Giresun), Rıza Bey (Muş), Sabit Bey (Kayseri), Sami Bey (İçel), Hamdi Namık Bey (İzmit),Operatör Dr. Emin Bey (Bursa), Dr. Fuat Bey (Bolu), Abidin Bey (Lazistan)" İzmit Mebusu Sırrı 1 Şair Namık Kemal in Vatan Kasidesi nden. "Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini, Yok mudur kurtaracak kara bahtlı anayı." 23

24 HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Diğer bir teklif İzmir Mebusu Mahmut Esat Bey'le arkadaşının. TBMM Başkanlığına İnönü'de milli ve ananevi kahramanlığın övünülecek bir misalini yaratarak Yunan ordusunu sefil ve perişan bir halde geri çekilmeye uğratan kumandanlar ve askerler hakkında aşağıdaki mükafatların tatbik edilmesini talep ve rica ederiz. 1.Garp Cephesi Kumandanı ve Genel Kurmay Reisi İsmet Bey in livalığa (tuğgeneral) terfii, 2.İnönü harbinde birinci derecede yararlık gösteren asker ve kumandanların birer derece rütbe terfii, 3.İnönü'de harbe iştirak etmiş umum erlere beşer, onbaşılara sekizer, çavuşlara onar lira, teğmenlerle yüzbaşılara otuzar lira para mükafatı verilmesi 4.Yüzbaşıdan yukarı rütbede bulunanlara Meclis namına bir hatıra olmak üzere tebrik ve teşekkür name gönderilmesi İzmir Mebusu Bursa Mebusu Mahmut Esat Muhittin Baha HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Bunun tutanağa geçmesini arzu ediyorlar. Tutanağa geçiyor. Diğer teklifler var. Onları da okuyacağım. TBMM Başkanlığına İnönü Meydan Muharebesinde ve onu takip edecek muharebelerde fedakarlık ve gayreti görülmüş ve görülecek olan asker ve subay ve kumandanların birer derece terfi ettirilmelerinin karara alınmasını teklif eyleriz. Mersin Mebusu Safa Adana Mebusu Zekayi Mersin Mebusu Muhtar TBMM Başkanlığına Garp cephesindeki askeri galibiyeti temin eylemekle hayırlı hizmetler yaptıkları anlaşılan asker, subay ve kumandanların terfileri için gerekli muamelenin Milli Savunma Vekaleti tarafından yapmasını, Yüce Meclisçe de lüzumlu bulunduğunun takdir buyrulmasını teklif ve bu önergemizin Hükümete havalesini istirham ederiz. İzmir Mebusu Mahmut Esat Konya Mebusu Musa Kâzım İçel Mebusu Hüseyin Nazif Gümüşhane Mebusu Hasan Fehmi 24

25 (uygundur sesleri) TBMM Başkanlığına Yunan vahşileri tarafından meydana getirilen zalimliğin, fotoğraf ve sinema ile gösterilmesi hususunun Milli Savunma Vekaletine tebliğini teklif eylerim. 12 Ocak 1921 Karesi Mebusu Mehmet Vehbi HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Müsaade buyurursanız efendim, bunları Yüce Meclis adına Hükümete tebliğ edelim. Yüce Meclisin kararı suretiyle muamele yapılır. Kabul buyruluyor mu? (hay, hay sesleri) VEHBİ BEY (Karesi): Reis Bey, yalnız bir şey rica ederiz Hükümetten. Lütfen bu zalimliğin fotoğraflarını aldırılıp münasip zamanlarda millete gösterilsin. Herhalde tiyatrolardan, sinemalardan daha açık ve tesirli surette millete tesir edecektir. Medeniyet perdesi altında neler var görülsün, efendim. HASAN FEHMİ BEY (Gümüşhane): Efendim, terfiye layık olanların Hükümetçe listelerinin yapılacağını Reis Paşa Hazretleri beyan buyurdular. Yüce Meclisçe layık olanların terfilerinin lüzumlu olduğunu göstermek tabii bir karar kabulü ile olur. Bunun için Meclisin oyuna müracaat olunsun. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Bunların bu suretle Hükümete havalesini kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Hükümete gönderilmesi kabul edilmiştir. Pek güzel efendim. Hükümete tebliğ edildi. Sonra efendim, Mazhar Müfit Bey in bir teklifi vardır. Fatihalar okunmuştur. Selamlar da gönderilecektir. TUNALI HİLMİ BEY (Bolu): Rica ederim, bu vesile ile bir cümle ilave buyrulsun. Tarlada köstebeğin karşısına çıkmış olan bir şeyi köstebek nasıl göremezse, Venizelos'ta bu muazzam orduyu görmeyerek demiştir ki bozulmuş bir insan kütlesine tesadüf ediyorum. Bu aslan orduya binlerce selam, binlerce saygı. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Salih Efendi nin bir teklifi vardı. Diyorlardı ki yirmi beş lira verelim. Tütün gönderelim. Bu teklifi kabul edenler lütfen el kaldırsın. Kabul edilmiştir efendim. Maaşlardan kesilip orduya tütün gönderilecektir. Diğer bir teklif efendim, Bursa Mebusu Muhittin Baha Bey in. (Hükümete sesleri) FERİT BEY (Maliye Vekili): Bunu Hükümete havale ediniz. Hükümet bunu memnuniyetle kabul ve tatbik edecektir. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): O halde Hükümete gönderilmesini kabul edenler lütfen el kaldırsın. Dr. SUAT BEY (Kastamonu): Beyefendi, affedersiniz. Bütün Garp cephesini içine almasını teklif ederim. Münasibini Hükümet yapmak üzere havale edilmelidir. 25

26 NAFİZ BEY (Canik): Hükümet münasibini yapmak içindir. VEHBİ BEY (Karesi): Yürütmeye ait kararlara dair rastgele önerge vermek doğru bir şey değildir. Hükümete itimat ediyoruz. Burada önerge vermek, hem Meclisi müşkül bir durumda bırakmaktır, hem de vazife haricinde önerge vermek doğru değildir. Binaenaleyh Hükümete havale ederiz. Ne lazım geliyor ise ona göre iş yapar. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Vehbi Bey in söyledikleri doğrudur, efendim. Yüce Heyetin göstermiş olduğu samimi arzu için tabii bu önergelere teşekkür ederim. Tabii ordu kumandan ve subaylarını Yüce Heyetin kalbi tezahüratından ve samimiyetinden haberdar olurlarsa zannederim pek çok iyi tesir yapar. Netice itibariyle yine Hükümete havale buyrulursa icabı yapılır. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Hükümete sevkini kabul edenler el kaldırsın. Kabul edildi. MUHİTTİN BAHA BEY (Bursa): Vehbi Bey in vazifeye tecavüz ettikleri hakkındaki sözlerini kabul etmiyoruz. Biz vazifemizi yaptık zannediyoruz. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Mesele kapanmıştır, efendim. SIRRI BEY (İzmit): Bir söz söyleyeceğim. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Mesele kapanmıştır. SIRRI BEY (İzmit): Gayet mühimdir. Arkadaşlarım gayri resmi beni dinlesinler. (dinleyeceğiz sesleri) Arkadaşlarım müsaade ettiler, söyleyeceğim. YAHYA GALİP BEY (Kırşehir): Müsaade buyurunuz. Lütfen sessiz olunuz da dinleyelim. SIRRI BEY (Devamla): Ordumuzun erinden kumandanına kadar katlandıkları ettikleri fedakarlığa mukabil şükran ve hürmetimizi tamamıyla arz ettik. Yalnız bana kalırsa bir şeyde geciktik. O da bu Ordunun harp kabiliyetini bu dereceye getiren Muhterem Milli Savunma Vekilimiz Fevzi Paşa Hazretlerine lazım geldiği gibi bir teşekkür etmedik. Ben kendi adıma teşekkür ederim. FEYZİ EFENDİ (Malatya): Büyük Millet Meclisi Reisine de iftiharla teşekkür ederiz. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): On dakika teneffüs. 1 (Bir hafta sonra, 20 Ocak 1921 tarihindeki oturumda...) FEVZİ PAŞA (Milli Savunma Vekili): Düşman Bursa'nın doğusunda Aksu civarında tel örgülerinden bir müstahkem mevkii yapmıştı. Bu hattın gerisine kadar bizim 1 TBMM Zabıt Ceridesi (13 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s , 26

27 müfrezelerimiz takıp etti. Hatta son gün müfrezemiz bu tel örgüsü mevkiine de taarruz etti. Bu, bir keşif taarruzu mahiyetinde idi. Kuvvetlerinin derecesini anlayıp eğer orasını bırakırlarsa Bursa'ya kadar takip etmek niyetiyle ilerliyordu. Fakat düşman taze kuvvetler alarak bu hattı takviye etti ve bu hattı takviye etmekle burada muharebe edeceği ve müdafaa etmek azminde bulunduğu görüldü. Bu şekilde takibe nihayet verildi. (Bursa'ya kaç saat sesleri) İki saat bir mesafededir. Diğer İzmit cephesinde, diğer müfreze de efendiler, İzmit ve Kandıra civarında bulunuyorlardı. Bu umumi harekât sırasında oraya da bir müfrezemiz taarruz etmiş ve geri atmışlardı. Biraz da zayiat verdirmişlerdi. Düşman bir alay kuvvetle müfrezelerimiz üzerine taarruz etmiş ve müfrezelerimiz oradan biraz geri çekilmiştir. Mamafih takviye olunuyor, İzmit cephesinde vaziyetimizi daha ileri götürmek istiyoruz. Şimdi vaziyet bundan ibarettir. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara): Efendim, Paşa Hazretlerinin vermiş oldukları izahata ilave olarak, Bursa'ya çekilen düşman kuvvetlerini takibe ait noktaya bir kelime ilave etmek istiyorum. Paşa Hazretlerinden müsaade aldım. Buyurdular ki çekilen bozgun düşman aldığı yeni kuvvetlerle takviye edilerek Bursa'ya iki, iki buçuk saat mesafede bulunan mevzilerinde yerleştiler ve daha fazla takip etmedik. Ben de şunu ilave etmek istiyorum ki kuvvetlerimiz cidden sonuna kadar takip etmek ve Bursa'ya girmek kararını vermiş olsa idi kuvveti ona müsait idi. Takipten vazgeçen kuvvetler esasen taarruz emrini almış kuvvetlerimiz değildir. Yani kuvvetimizin tamamını kullanmış değiliz. Karar vermemiş olduğumuzdan dolayı durduk ve zannediyorum ki bunun bazı sebeplerini de bir konuşmamda arz etmiştim. HASAN BEY (Van): İzmit'in neresine kadar ilerlenmiştir? MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla): Zannediyorum ki sabit bir cephe yoktur. Bazen biraz batıya, bazen doğuya hareket eden seyyar kuvvetler vardır, zannediyorum. 1 1 TBMM Zabıt Ceridesi (20 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s , 27

28 17 OCAK 1921: CEPHEDEN DÖNMÜŞ OLAN BOLU MİLLETVEKİLİ DR. FUAT BEY İN KONUŞMASI (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 134.Birleşim, Gündem: 5/1) İnönü Meydan Savaşı başlar başlamaz, on kadar milletvekili izin alarak İnönü Cephesine koşmuşlardır. Savaş sırasında bunlar er rütbesi ile meslekleriyle ilgili işlerde çalıştılar. Bolu Milletvekili Dr. Fuat Bey de savaş süresince cephenin ileri hattında yaralı askerlerin ilk tedavilerini yaptı. Cephe hattındaki köyleri dolaştı. Meclise döndüğünde gördüklerini ve yaşadıklarını anlattı. Bu konuşma, İnönü de silah bile patlamadı Yunanlılar keşif gezisi yaptı, fikrini öne sürenlere karşı bir cevaptı. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Hastanelerdeki hastaları tedavi için üyelerimizden Operatör Dr. Emin Bey le Dr. Fuat Bey ve Dr. Abidin Bey malumunuz Eskişehir hastanelerine yardım için gitmişlerdi. Hastalara lazım gelen tedaviyi yapmışlar ve orada bulunan hekimler de zaten hastaları tedaviye kafi geldiği için ameliyatları yapmak üzere yalnız Emin Beyefendi kardeşimiz kalmış, Fuat Bey geri dönmüştür. Arzu ederseniz gördüklerine dair Meclise beyanatta bulunsunlar. DR. FUAT BEY (Bolu): Efendiler Çarşamba günü akşam buradan Eskişehir e hareket ettik. Eskişehir e vardığımızda yaralıları sorduk. Yüz beş hasta olduğunu hastaneden söylediler ve bir kısmının da karargahta İnönü de bulunduğunu söylemişlerdi. Bunun üzerine hiç durmadan Emin Bey'le İnönü'ye kadar gittik. İnönü'- de yirmi kadar yaralı askerimiz vardı. Efendiler, bunlar da bilahare hastanelere taşınmıştır. Cepheyi, harbi görmek için Kavalca'ya kadar gittik. Evvelce Kavalca sırtları düşman tarafından işgal edilmiş, hakim olan sırtlar tamamıyla tutulmuş, bilahare bilhassa 4. Tümenin müteaddit defalar yapmış olduğu süngü hücumlarıyla bu hâkim tepeler tamamen geri alınmış ve düşmana ağır zayiat verdirilmiştir. Hatta düşman orada köylülere hitaben, şimdiye kadar bizim karşımıza böyle bir asker çıkmamıştı bu askerler nereden geldi, diye hayretle sormuşlar. Düşman üzerinde en ziyade tahribat yapan topçularımızdır, topçularımızın muvaffakiyetidir. Bilhassa biz ileri siperlerimize kadar gittik, düşman süratle çekildiği için hatta cesetlerinin birçokları meydanda idi. Bir kısmını gömmüşler, bir kısmını gömmemişlerdir. Top mermileri tamamıyla cesetler üzerinde görülüyordu. Bilhassa iki yığın vardı ki tamamıyla on beşlik topun isabetiyle bir kısmının gövdesi ayrılmış bir kısmı topun açtığı çukura gömülmüştü. Açıkçası subaylarımız ve askerlerimiz pek kahramanca, kendilerinden dört beş misli fazla olan düşmana taarruz etmişler ve düşmanı kaçırmışlardır. Yalnız burada tutanağa geçmesini arzu ettiğim bir kayıt vardır. Efendiler, Yunan Ordusunun kılavuzluğunu yapan Ethem'in müfrezesinden iki kişi gördük. Bunlar da Efzun alayı elbisesine bürünüyorlar. Geliyorlar. Hatta Bozüyük te Hacı İbrahim Ağa isminde birisi bunları tanıyor. Kendilerine lazım gelen bir takım sözler söylüyor ve diyorlar ki, -Biz Ethem, Reşit ve kardeşi tarafından tamamıyla aldatıldık. Buraları Yunan işgal etse bile yine bizim Padişahımız burada hüküm sürecektir. Biz bu maksatla geldik. 28

29 ...Daha harp başlamazdan evvel, düşman gelmezden evvel yine Ethem'in adamlarından iki kişi geliyor, orada bulunan ahaliden bir kısmına diyor ki, -Buraya düşman gelecektir, tedbirlerinizi alınız, yani hayvanlarınızı kaçırınız....orada bulunan Çerkezler hayvanlarını kaçırıyorlar. Hiç bir zarar görmüyorlar. Diğer köylüler bundan haberdar olmadıklarından bütün hayvanları alınıyor. Yani burada Çerkezleri zikretmekten maksadım, tabii bütün Çerkezler hakkında bir şey söylemek değildir. Hatta şükranla söyleyeceğim ki Mezit köyü vardır, Pazarcığın beri tarafında. Halkı tamamıyla Abazadır. Düşman geldiği sırada Mezit köyü ahalisi dereyi tutmuşlar ve Yunanlıları başka bir yoldan dolaşmağa mecbur etmişlerdir. Bu suretle düşmana saatlerce vakit kaybettirerek kuvvetlerimizin yetişmesine yardım etmişlerdir. Yani bunlar arasında da iyisi ve kötüsü bulunuyor. Efendiler askerlerimizi, bilhassa çekilmek isteyen askerlerimizi kucaklayıp tekrar siperlere koyan subaylarımızı, hürmetle, saygıyla yadederim. MUSTAFA BEY (Tokat): O iki kişinin isimleri nedir? Tutanağa geçsin. DR. FUAT BEY: Yalnız Ethem 'in adamlarından iki kişi gelmiş, bunlara kılavuzluk etmiştir, isimlerini bilmiyorum. (Allah kahretsin sesleri) 1 22 OCAK 1921: ERTUĞRUL (BİLECİK) MİLLETVEKİLİ MUSTAFA KEMAL BEY İN, İNÖNÜ SAVAŞINDA DÜŞMANIN YAPTIĞI ZULMÜN İNCELENMESİNE DAİR ÖNERGESİ (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 136.Birleşim, Gündem: 5/1) Mecliste bir haftayı geçkin bir süredir, İnönü Savaşı hakkında çeşitli görüşmeler yapıldı. Gerek savaş sırasında ve gerekse sonra, bazı milletvekilleri cepheye gitmişlerdi. Meclise döndüklerinde izlenimlerini anlattılar. Onlardan biri de o bölgenin milletvekili Mustafa Kemal Bey di. O da Yunan zulmünün araştırılması için cepheye bir heyet gönderilmesini istedi. Ama en ilginç olanı, o yöreden dönen bir milletvekilinin, Yunanlılar kaçarken zulüm yapmaya fırsat bulamadıkları şeklindeki ifadesi idi. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Bu defa düşman tecavüzüne uğrayan mahallerdeki ahalinin uğradığı zulüm ve faciayı yakından müşahede etmek üzere Yüce Meclis tarafından bir heyetin gönderilmesini üyelerimizden Mustafa Kemal Bey teklif ediyor. Okunsun. BİR MEBUS BEY: Oralara arkadaşlar gitti geldi, onlara soralım. 1 TBMM Zabıt Ceridesi (17 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s , 29

30 TBMM Başkanlığına İslamiyet in nurlu meşalesinin feyzini, zulüm perdesi altında imha etmek hevesine düşen alçak düşmanın aniden hücumu, askerimizin kahramanlığı karşısında mukavemet gösteremeyerek İnönü Meydan Muharebesinde perişan olmuştur. Fakat düşmanın Bursa'dan İnönü Kasabasına kadar her uğradığı mahallerde yani İnönü, Bozüyük, Pazarcık, Söğüt, Bilecik, Yenişehir'de beşeriyetin kabul etmeyeceği çeşitli zulüm ve zarar meydana getirdiği istihbar edilmiştir. Hem hasar miktarını incelemek, tespit etmek ve hem de halkın bu yüzden maruz kaldığı elim sefaleti yakından görerek bir an evvel çare olmak üzere Yüce Meclisten bir heyetin gönderilmesine karar buyrulmasını teklif eylerim. 30 Ertuğrul Mebusu Mustafa Kemal HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Hükümete havale edelim. Görüşme açmıyoruz. Bir heyetin gitmesini arzu ediyorsanız oylarınıza arz edeyim. Yahut Hükümete havale ederiz. (Hükümete sesleri) MUSTAFA KEMAL BEY (Ertuğrul): Efendim, ta Bursa'dan İnönü ye kadar gelen düşman oralarda birçok köyleri yakmış, pek çok zarar vermiş. HURŞİT BEY(Lazistan): Zararı gördünüz mü? MUSTAFA KEMAL BEY (Devamla): Telgraf var efendim. Köylerde hayvanlar, eşya, malzeme, para, her ne varsa alıp götürmüşlerdir. Bittabi bunun yanında mahsulü dahi almışlar gitmişler. Şimdi efendim, bir Hükümet eliyle araştırmak var. Fakat Hükümetten mutasarrıfa, nahiye müdürüne, kaymakama, jandarma kumandanına mesele tebliğ edilinceye kadar aylar geçecektir. Aylar geçmesi üzerine halk sefalet geçirecektir. Ben rica ediyorum, Yüce Meclisten bir heyet gitsin, bunların felaketini yakından görsün. Hakiki sefalete uğrayanlara acilen tedbir yapılmak üzere yardım yapılsın. Bunu bilhassa rica ederim. O zavallı halk biçare kalmıştır. MUSTAFA SABRİ EFENDİ (Siirt): Heyet orada ne yapacak? MUSTAFA KEMAL BEY (Devamla): Heyet oraya gidecek, görecek, onlara yardım edecek. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Efendim, henüz cepheden gelen üyelerden gördüklerine dair malumat arzu buyurursanız. (hay hay sesleri) HAMDİ NAMIK BEY (İzmit): Efendim, Yunan kuvvetleri Karaköy hattını tutmuş oldukları vakit ben buradan yeni hareket etmiştim. Az çok bilgim olmak itibariyle Yüce Meclisinizi biraz aydınlatmak için o zaman bazı izahatta bulunmuştum ve hususi olarak şunu arz etmiştim ki kuvvetimiz düşman kuvvetine gerek miktar itibariyle gerek maneviyat itibariyle azdı. Toplarımız da adet itibariyle ve çap itibariyle azdı. Demiştim ki iki üç güne kadar düşmana kati darbenin vurulacağına sizi

31 temin ederim. Hamdolsun Cenabı Hak ta beni yanıltmadı. Vaziyet ve hadiseler bu sözlerimi teyit etti. Hatta o zaman Heyetiniz sözlerime itimat etmekle beraber, bazı arkadaşlarımız bu sözlerimi teselliden ibaret sözler olarak düşünmüşlerdi. Şimdi efendim, biz arkadaşlarla beraber buradan cepheye hareket ettik. Eskişehir'e gittik, vakit geçti. Trenler muntazam hareket etmiyordu. Eskişehir den itibaren muhtelif trenlerle hareket etmek mecburiyetinde kaldık. Kimimiz Çukurhisar a, kimimiz İnönü'ye, kimimiz Bozüyük'e çıktık. Fakat ertesi gün Bozüyük'te hepimiz birleştik. Yalnız arkadaşlarımızdan Memduh Bey süvari olmak itibariyle süvarilere katılmış ve onlarla beraber gitmişti. Bozüyük'te altı arkadaş birleştik. Arabalarla Küplü yönünden Bilecik e gittik. Oraya gittiğimiz zaman henüz askerimiz gelmemişlerdi. Hatta bu vaziyet biraz bizim için tehlikeli idi. Yalnız jandarma kumandanı, bir de P teşkilâtı 1 memuru Yüzbaşı Kazım Bey gelmişti. İnönü de düşman yenilmiş ve perişan edilmişti. İki binden fazla askerleri ölmüştü. Tabii ondan fazla da yaralı vermişti ve onları gece arabalarla nakletmişti. Düşman kendisinin karşısında muntazam bir ordu mevcut olduğuna inanamayarak köylülere söylemiş ve demiş ki, -Biz, karşımızda çete var zannediyorduk. Binaenaleyh her zaman olduğu gibi, iki üç saat mukavemetten sonra bunların dağılacağına kani idik. Fakat karşımızda muntazam ordu gördük. Muntazam toplar gördük....bütün askerler bu hususta fevkalade cesaret gösterdiği gibi bilhassa 11. Tümenin düşmana indirdiği darbe, cidden şayanı takdirdir. Düşman fevkalade seri bir surette kaçtığı için, İslam kasaba ve köyleri hakkında beslediği haince niyetini ifaya muvaffak olamadığını memnuniyetle söyleyebilirim. Yaptığı en büyük fenalık nihayet köylerde, kasabalarda tavukları toplamak olmuştur. Bütün köylerde, yollarda tavuk tüyleri görmüştük. Hatta arkadaşlarımız arasında bir hatıra olmak üzere, bu harbe Yunan Tavuk Seferi unvanını vermiştik. YAHYA GALİP BEY (Kırşehir): Sansarın yapacağı o idi zaten. HAMDİ NAMIK BEY (Devamla): Bilecik'te efendiler, hamdolsun hiç bir fenalık yapamadılar. Orada bilhassa banka direktörü Mösyö Puns isminde bir Fransız, fevkalade insaniyetli hareket etmiş ve Müslümanlara hiç bir fenalık yaptırmamıştır Temmuz 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa nın talimatıyla Fevzi Çakmak Paşa nın kurduğu askeri istihbarat servisidir. Kısa adı "P" dir. Açılımı ise, Askeri Polis Teşkilatıdır. Bütün ajanları askerlerden oluşmakta, başında Binbaşı İsmail Hakkı Bey bulunmaktadır. Amacı, İngiliz ajanları ve propagandalarını ortadan kaldırmaktır. Ancak ajanlar sadece İngilizleri izlemekle kalmaz, aynı zamanda milletvekillerini de izlemeye başlarlar. Sonradan Hacı Şükrü Bey TBMM kürsüsünden izlendiğini söyleyerek sitemde bulunur. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, bu işi takip edeceğini ve gerçekten bunu işittiğini, bundan dolayı müteessir olduğunu belirtir yılında teşkilata kapatılır. 31

32 Bu zatın yaptığı insaniyeti, burada söylemeyi kendime vazife addederim. Çünkü on sekiz, yirmi seneden beri Türkler arasında yaşamış, hatta lisanı bile Türkleşmiş bir Fransız dır ve vakadan bir gün evvel Fransız generali kendini almak üzere gelmiş ve o da bu teklifi reddederek, -Ben şimdiye kadar Türklerle yaşadım binaenaleyh hiç bir tarafa gitmeyeceğim....demiştir ve orada kalmıştır. Bilecik ten sonra efendim, arkadaşlarımızın bir kısmı Yenişehir tarafına, biz de Pazarcık tarafına giderek, ertesi gün yine hepimiz İnegöl'de birleştik. Pazarcık'tan ve Bozüyük'ten düşman çekildiği sırada eşyasını naklettirmek için ahaliden birkaç kişiyi arabalarıyla beraber götürmüş, fakat bilahare onlara yolda tesadüf ettik, bırakmışlar. İnegöl'de hiç bir fenalık yapmamışlar ve maalesef söylüyorum ki İnegöl halkı bize katiyen yardımcı olmamışlardır. Yüzde doksanı bir cehalet göstermişler, Yunan'a temayüllü demek istemiyorum fakat onlara şey etmişler... İnegöl'de 4. Süvari Alayına katıldık, orada alay kumandanı, Kurmay Binbaşı Hüseyin Rahmi Bey'le görüştükten sonra ertesi gün düşmana bir keşif taarruzu yapmaya karar verdik. Gece yarısından sonra saat üçte İnegöl'den hareket ettik. Bir buçuk saat mesafede bulunan Akhisar'da süvari alayından bir bölükle beraber bir de kılavuz köylü aldık. Köyden biraz dışarı çıktıktan sonra kılavuz bizi kandırdı. Dedi ki düşman şu önümüzdeki tepededir. Orada hayvanlardan indik, emniyet tertibatı alarak ilerledik. Fakat gece karanlıktı, yollar fena idi. iki üç saat mütemadiyen düşman o tepede, yok, bu tepede diye aradık. Halbuki orada bize kılavuzluk eden o köyün korucusu idi. Köylüler düşmanın yerini bildikleri halde kılavuz köyden bizi çıkarır çıkarmaz düşman şu tepede dedi, bizi bıraktı. Nihayet şafak sökerken düşman mevzilerini gördük. Yanımızda iki otomatik tüfek vardı, birisini kullanamadık. Çünkü bozukmuş. Otomatik tüfeğimiz ve otuz kişi kadar da askerimiz vardı. Tabii, sağımız, solumuz ve arka tarafımız tamamen açıktı. Harbe başladık, iki saat devam etti. Sekize on kala başladık, ona on kala ateşe nihayet verdik. Düşman diyebilirim ki hiç piyade ateşi yapmamıştır. Mütemadiyen mitralyöz ve top ateşi açmıştır. HÜSREV BEY (Trabzon): Mesafe ne kadar Efendim? HAMDİ NAMIK BEY (Devamla): Dört yüz, beş yüz metre. Aramızda bir dere vardı. Düşman mütemadiyen grup ve imha ateşi yapmıştır. Hiç bir düşman askeri siperlerden başını çıkarmağa cesaret edememiştir. Binaenaleyh, bir kere düşmanın maneviyatı fevkalade bozuktur. Bunu firar ederken köylerde söylediği sözlerle de ispat etmiştir. Bizim subaylarımıza ve askerlerimize gelince efendiler, o gün de arz etmiştim, büyük bir şevkle harp etmişlerdir ve bu bizim için gurur verici olabilir. Hatta subaylardan biri bize dedi ki, -Böyle milletin vekilleri gelip bizimle yan yana harp ettikten sonra biz seve seve ölmeye hazırız....askerlerin yiyeceklerine baktık, yemekleri gayet güzel, elbiseleri gayet muntazam ve paraları mevcut, moralleri mükemmel. Binaenaleyh, bu bizim için hayırdır. 32

33 Eminim ki umumi harekâta başladığımız zaman, iki günde Bursa ya gireceğimizi size katiyetle temin ederim. DR. FUAD BEY (Bolu): İnönü harbinde 11. Tümenin fevkalade yararlık gösterdiğini söylediniz. Ben rica edeceğim ki kahramanlık hususunda 4. Tümen de 11. Tümenden aşağı kalmamıştır. 4. Tümen de süngü hücumu yapmıştır. HAMDİ NAMIK BEY (Devamla): 4. Tümen de, 24. Tümen de, 11. Tümen de. Yani İnönü de bulunan askerlerin cesareti, her türlü tasavvurun üstündedir. Yalnız Yunanlılar bilhassa 11. Tümenden fevkalade yıldıkları için onu arz etmek istedim. HÜSREV BEY (Trabzon): Tümenlerin isimleri tabii zikrediliyor, yalnız tümenlerin hepsi muharebeye girmemişti. Tümenlerin yalnız yetişen kısımları muharebeye girmiştir. Düşman birkaç misli fazla olduğu halde, kendisinden kat kat daha az olan kuvvetlerimiz düşmanı mağlup etmişlerdir. Harbe yalnız tümenlerin isimleri girmiştir, büyük kısımları geride kalmıştır. SALİH EFENDİ (Erzurum): Hamdi Bey bir şey soracağım size, rica ederim. Askerlik... (gürültüler) siz dediniz ki, Yunan zulüm yapmadı. HAMDİ NAMIK BEY (İzmit): Yapmaya vakit bulamadı. SALİH EFENDİ (Devamla): Vesikalar cebimdedir. Size göstereceğim: Lefke de bulunan Rumlar Yunan Ordusuna iltihak etti ve oradaki Müslümanlara çeşitli kötülükler yaptılar ve sonra da Yunan Ordusuyla kaçtılar. Evlerin yakıldığını gözleriyle gören arkadaşlarımız vardır. HAMDİ NAMIK BEY (İzmit): Müsaade buyurun, rica ederim. Bu mesele hakkında, beyefendinin sorduğu soru için bir gizli celse yaparız. Orada izahat veririm. Çünkü malumatları yanlıştır. (görüşme kafi sesleri) HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Efendim cepheye giden üyelerin açıklamalarını dinledik. Bunun için şimdi müzakere açmıyoruz. MUSTAFA KEMAL BEY (Ertuğrul): Müsaade buyurun efendim. Askerlerimizin kahramanlıklarını inkar edecek hiç bir fert yoktur. Fakat mesele yalnız Yunanlıların yaptığı zulmün araştırılması ve halkımızın maruz kaldığı felaketlerin önüne geçilmesidir. Bunu hiç aramıyoruz. Tavuk hırsızlığı yapmıştır diyorlar. Halbuki nasıl efendim. Aldığım telgrafta, -Kasabamız çiftçilerinin öküz, inek, araba ve sair hayvanlarını gasp ettiler ve yolda rast geldiklerini soyduklar, istasyon binalarını yaktıklar ve evleri yağma ettiler....dedikleri gibi, Bozüyük'ten aldığım bir telgraftan da anladım ki Düşman köylerde birçok zulüm ve hakaret yapmış ve bu yüzden bu zararlılardan halk bıkmıştır. Bunlar aç ve sefildir. Bunlara niçin yardım etmeyelim. İçimizden bir heyet gitsin, bunları görsün, anlasın. Böyle yapmayalım rica ederim. 33

34 HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Efendim görüşmeye mevzu olan önerge gereğince, oraya üyelerden bir heyetin gitmesi ve yapılan zulüm ve kötülükler hakkında inceleme yapılması teklif olunuyor. Heyetin gitmesini kabul buyuranlar. (ret, ret sesleri) Kabul edilmedi. Önergenin Hükümete havalesini isteyenler. HÜSREV Bey (Trabzon): Müsaade buyurun, Efendim. Önergede esaslı bir nokta vardır. Ordu kumandanları vazifelerini yapar. Hükümete giderse tabii fena olmaz. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Hükümete havalesini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsınlar. Hükümete havale edildi. 1 1 MART 1921: HAKKÂRİ MİLLETVEKİLİ MAZHAR MÜFİT BEY İN, GENELKUR- MAY BAŞKANI İSMET PAŞA YA TEŞEKKÜRÜ VE İSMET PAŞA NIN NUTKU (1.Dönem, 2.Yasama Yılı, 1.Birleşim, Gündem: 3/2) Yunanistan, Anadolu demiryollarının önemli kavşağı olan Eskişehir i ele geçirmek ve güçlerini ispat etmek istiyordu. Fakat İnönü de Türk Ordusunun gücü, hem Yunanlıları püskürttü, hem de bölgedeki Kuva-yı Seyyare ayaklanmasını bastırdı. Yunanistan ilk kez geri çekildi. Halkın Türkiye Büyük Millet Meclisine güveni arttı ve Meclisin siyasal gücünün ağırlık kazanmasını sağladı. Bu ortamda açılan İkinci Yasama Yılında heyecan çok artmıştı. Bu da yapılan konuşmalardan belli oluyordu. MAZHAR MÜFİT BEY (Hakkâri): Bizi yıkılmış, ezilmiş bilen Avrupa'nın bu haksız düşüncesini, İnönü'de Cenabı Hakkın yardımlarıyla fiilen tekzip eden, kahredici kılıçlarıyla mevcudiyetimizi gösteren muhterem ordumuzun, muhterem kumandanı İsmet Paşa bugün aramızda bulunuyor. (alkışlar) İnönü kahramanlarının, bu kahraman kumandanına bu kürsüden bir defa samimi olan teşekkürlerimizi takdime beni görevlendirmenizi istirham ederim. (hay hay sesleri) MUSTAFA KEMAL PAŞA (Meclis Başkanı): Müsaade, buyurun efendim, Mazhar Müfit Beyefendiyi, Garp Ordusu Kumandanı İsmet Paşa Hazretlerine, Meclis tarafından teşekküre memur buyuruyor musunuz? (hay hay, memnuniyetle sesleri) MAZHAR MÜFİT BEY (Devamla): İsmet Paşa Hazretleri, Meclis zatıalilerine pek samimi ve sıcak teşekkürlerini takdim eder. Bu hususta beni vekil buyurduğunuzdan dolayı da kendimi bahtiyar addederim. (alkışlar) Arkadaşlar, bu yeni senenin birinci toplantısında bütün ordularımızın muvaffakiyetini Cenabı Haktan dua ve niyaz ettiğimizin de Meclis Divanından ordu kumandanlarına tebliğini teklif ediyorum. (hay hay sesleri) 1 TBMM Zabıt Ceridesi (22 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s , 34

35 İSMET PAŞA (Genel Kurmay Reisi, Garp Cephesi Komutanı): Arkadaşlar, iki üç ay aranızdan ayrıldıktan sonra size cephelerden daha müsait haberler ve daha hayırlı müjdelerle geliyorum. (teşekkür ederiz sesleri) Bize sulh şartlarını kabul ettirmek için, zulüm dünyasının elinde en kuvvetli olan Yunan Ordusu, (kahrolsun sesleri) bugün rahatlıkla söyleyebiliriz ki Anadolu'yu istila etmek ve bize cebren Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek vazifesini yerine getiremeyecek bir vaziyete girmiştir. (alkışlar) Bu vaziyet, Yunan Ordusunun büsbütün zayıflamış ve kuvvetten düşmüş olmasından değildir. Belki daha ziyade hazırlanmaktadır ve pek büyük bir kazancı elinden kaçırmamak, için, son kuvvetlerini kullanmaya, son kuvvetlerini toplamağa başlamıştır. Telaşlı bir vaziyettedir ve bu vaziyet ise, ordumuzun bugün dağlar gibi dünyaya heybet salan bir haşmetle cepheye dayanmasındandır. (alkışlar) Bundan bir sene evvel ateşkes ve sulh görüşmelerine başlandığı zaman, dünyanın insafına ve dünyanın merhametinden merhamet uman bir vaziyetten başka bir şey yoktu. Bugün delegelerimiz Londra'da, ordularımız cephelerde olduğu halde, görüşmelere başlamışlardır. Cephelerimiz vardır, ordularımız vardır, müdafaa ediyoruz ve müdafaa edeceğiz. Bir tek erine varıncaya kadar bu silahlı gücü, içeride ve dışarıda hayret edilecek derecede bir haşmet ve intizam ile Büyük Millet Meclisi yapmıştır. Büyük Millet Meclisinin orduları içeride ve dışarıda, herkese hürmet telkin edecek bir güçtedir. Ordulara ait olan bu hususları gurur duyarak söylerken, ordumuzun asker ve subaylarının, bütün dünyanın milletlerine, bütün dünya tarihine heybet salan kahramanlığa haiz olduklarını size temin ederim. (alkışlar, var olsun sesleri) Emir dinlerler, düşmana karşı gider dururlar, her manevrayı yaparlar ve emir aldıkları zaman düşman siperlerine girmek için, düşmana hücum etmek için hiçbir şeyden sakınmazlar. Omuzlarında bulunan yüklerin ağırlıklarını tamamen anlamışlardır. Henüz yapacağımız çok vazifelerimiz vardır. İnşallah ordularımız, milletimize ve tarihine karşı, hiç bir milletin ordusunun yapamayacağı ağır vazifelerini yüz akıyla yapacaklardır. (inşallah sesleri) Hepimiz göz nuru dökerek, varımızı yoğumuzu sarf ederek, yetiştirmek istediğimiz ordumuzun faydalarını ve hizmetlerini fazlasıyla göreceğiz. (inşallah sesleri, alkışlar) MUSTAFA KEMAL PAŞA (Meclis Başkanı): Efendiler, Mazhar Müfit Beyefendinin bir önergesi var. Bu münasebetle ordu kumandanlarına Yüce Meclisiniz namına birer teşekkür yazılması teklif ediliyor. (uygundur sesleri) Bunu uygun görenler ellerini kaldırsın. Kabul edildi. MUSTAFA KEMAL BEY (Ertuğrul): Aynı teşekkür Müdafaayı Hukuk Cemiyetlerine de yazılsın, efendim. MUSTAFA KEMAL PAŞA (Meclis Başkanı): Müdafaayı Hukuk cemiyetlerine de teşekkür yazılması teklif ediliyor, kabul buyuranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi. 1 1 TBMM Zabıt Ceridesi (1 Mart 1921), 1.Dönem,c.9, s.7-8, 35

36 30 OCAK 1921: KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ CEMİL BEY İN, MUHAREBELER SI- RASINDA ASKERLERE YARDIM EDEN KÜTAHYALI KADINLAR HAKKINDAKİ BİLDİRİSİ (1.Dönem, 1.Yasama Yılı, 140.Birleşim, Gündem: 6/2) Aralık ve Ocak Kütahya için çok hareketli, korkulu ve zahmetli iki ay olarak geçti. Bir yandan Kuva-yı Seyyarenin isyanı ve diğer yandan Yunan kuvvetlerinin Bursa dan yola çıkarak İnönü istikametinden Eskişehir akma teşebbüsleri bu iki ayda gerçekleşti. Bu süre içinde Kütahyalı kadınlar, cephelerde savaşan erkeklere en büyük yardımcı idiler. Köylü kadınlar çocuklarıyla birlikte cepheye silah ve cephane taşırken, kentli kadınlar da yaralı askerlerle ilgilendiler. HASAN FEHMİ BEY (Başkan Vekili): Muharebe sırasında, kutsal hizmetleri yerine getiren Kütahya hanımları hakkında, Kütahya Milletvekili Cemil Bey in bildirisi okunacak. TBMM Başkanlığına Kahraman askerlerimizin korkusuzca taarruzları ve bundan da vahimi, Kütahya civarından kötü durumda iken sürülüp ve uzaklaştırıldıkları esnada, anne şefkati ile ve cesurca yaralı askerlerin yaralarını sarmak ve kahraman askerlerimize teker teker çeşitli yardımlarda bulunmak gibi, Kütahya kadınlarının pek büyük kutsal görevler yaptıklarını ve gayret gösterdiklerini, onur duyarak ve sevinerek haber aldım. Osmanlı Dünyası nın diğer yarısını teşkil eden, daima gözle görülen, merhametli ve gönül alan hayatını, şefkat sahibi özelliklerini, bir kat daha ispatlayan Kütahya kadınlığının hamiyetli davranışını, Allah ın rızası için ve muhterem arkadaşların haberdar olması ve bu suretle Yüce Meclisin duyup öğrenmesi ve takdirinden mahrum kalmamaları düşüncesiyle sizlere sunma girişimde bulundum. Amacım sadece bilgi vermekten ibarettir, efendim. Kütahya Mebusu Cemil HÜSEYİN AVNİ BEY (Erzurum): Teşekkür ederiz, bütün kadınlık alemine. Bu fedakarlığı Dünya Savaşı nda da gösterdiler. 1 1 TBMM Zabıt Ceridesi (30 Ocak 1921), 1.Dönem, c.7, s.439, 36

37 19 AĞUSTOS 1923: BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞINA KATILAN BİRİNCİ DÖNEM MİLLETVEKİLLERİNE İSTİKLAL MADALYASI VERİLMESİNE DAİR TESKERE- NİN GÖRÜŞÜLMESİ VE REDDEDİLMESİ (2.Dönem, 1.Yasama Yılı, 6.Birleşim, Gündem: 3/1) Birinci İnönü Savaşında on kadar milletvekili izin alarak İnönü Cephesine katılmışlardı. Savaş sırasında bazıları er rütbesi ile meslekleriyle ilgili işlerde çalıştılar. Asker kökenli olan milletvekilleri rütbelerine göre çeşitli kıtalarda komutanlık yaptılar. İki buçuk yıl sonra bu milletvekillerinin çoğu İkinci Dönem Meclisinde yer almıyorlardı. Aradan uzunca bir sürenin geçmesi ve Meclis yapısının değişmesi nedeniyle onlara İstiklal madalyası verilmesi teklifi Meclis çoğunluğunun muhalefetine neden oldu. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Birinci İnönü Harbine iştirak eden Büyük Millet Meclisi üyelerinin istiklal madalyasıyla taltiflerine dair Meclis Divanı tezkeresi var, okunacaktır. TBMM Umum Heyetine Birinci İnönü Harbinde Kazancı sırtlarında İkinci Süvari Grubu safları arasında muharebeye iştirak etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin İstiklal madalyasıyla taltiflerine dair İcra Vekilleri Reisliğinden gelen 9 Ağustos 1923 tarihli tezkere, Meclis Divanının 15 Ağustos 1923 tarihinde yapılan birinci toplantısında mütalaa edilmiş ve bu teskerede isimleri yazılı mebuslara İstiklal madalyaları ile taltiflerinin Yüce Heyetinize arz edilmesi münasip görülmüştür, efendim. 16 Ağustos 1923 TBMM İkinci Reisi Ali Fuat TBMM Başkanlığına Büyük Millet Meclisi üyelerinden olup Birinci İnönü Harbinde Kazancı sırtlarında İkinci Süvari Grubunun safları arasında muharebeye iştirak ile Dumalköy batısında Kazancı bayırında Ümidillaki Köyü civarından geçen düşman siperlerine Karahisar Mebusu Memduh Necdet Bey'in kumandası altında olarak ateş baskını icra eden aşağıda isimleri yazılı olanların İstiklal madalyasıyla taltiflerini, Milli Savunma Vekâletinin 19 Haziran 1923 tarihli tezkeresinde bildirilmekle gereğini istirham eylerim, efendim. 9 Ağustos 1923 Kayseri Mebusu Sait Bey, Üsküdar Mebusu Neşet Bey, Lazistan Mebusu Ziya Hurşit Bey, Mersin Mebusu Yusuf Ziya Bey. İzmit Mebusu Hamdi Namık Bey, Ertuğrul Mebusu Necip Bey. 37

38 Muş Mebusu Rıza Bey, Karahisar Mebusu Memduh Necdet Bey. 38 Vekiller Heyeti Reis Vekili Fevzi MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Efendim bu gibi tezkereler Meclise geldiği zamanda müzakere edilmeden oya konur. Bu noktayı arz edeyim, efendim. CELAL NURİ BEY (Gelibolu): Sakattır, yanlıştır. Bir kere izah edilmesi lazımdır. Yanlışlık var, efendim. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): Efendim, izahat vereyim. Bu bir kurdele meselesidir. Yoksa madalya eski Meclis üyelerinin tamamına verilecektir. Yalnız bu arkadaşlar içinde cephede bulunanlar var ki onlara mahsus bir kurdele verilecektir. DR. FİKRET BEY (Ertuğrul): Öyle ise öyle yazılsın. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): Öyle yazılmıştır. Milli Savunma Vekaletinden gelen tezkere o açıklık vardır, efendim. YAHYA GALİP BEY (Kırşehir): Süleyman Sırrı Bey de bulunmuştu. Onu niçin dâhil etmemişler efendim?. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): O halde efendim... MAHMUT CELAL BEY (İzmir): Bu vesile ile Yüce Heyetinize bir şey sormak isterim. Kuva-yı Milliyede bilfiil harp etmiş arkadaşlarımız vardır. Onlar hakkındaki muamele nasıl olacak? Kuva-yı Milliyede doğrudan doğruya gönüllü olarak harp etmiş veya Kuva-yı Milliyeye dahil olarak kumandanlık yapmış birçok arkadaşlar var. Onlar hakkında Divan ne düşünüyor ve ne yapmak istiyor? İHSAN BEY (Cebelibereket): Muhterem efendiler, ilk Büyük Millet Meclisi üyelerinin istiklal madalyasıyla taltifi kanun icabındandı. Bu Meclis üyelerinden bazıları cepheye gitmişler, harbe iştirak etmişlerdir. Bu sebepten kurdelenin değiştirilmesi bahis mevzu oluyor. Fiilen harpte bulunanlara başka kurdele, Meclis üyelerine başka kurdele veriliyor. İşte kurdelelerin ayrımı bunun içindir. Bana göre her harbe giren ve tüfek atan adam istiklal madalyasına hak etmiş değildir. Bunlar için gösterdikleri sebep Büyük Millet Meclisi üyesi olduğu halde İkinci Süvari Grubu askerleriyle beraber harpte ateşe iştirak etmişlerdir. O halde İkinci Süvari Alayının bütün asker ve subayları İstiklal madalyasıyla taltif edilmişler midir? Binaenaleyh orada bulunmak istiklal madalyasıyla taltife sebep değildir. Orada milli istiklal uğruna fevkaladelik gösterilmesi yoktur. Yazılan teskerede fevkaladeliğe dair bir şey yoktur. Harbi kazandırmışlar mıdır? Bir hezimeti durdurmuşlar mıdır? Böyle bir şey olmadan istiklal madalyasıyla taltif bence bahis mevzu olamaz. Fakat bu münasebetle hatıra gelen bir mesele vardır. Büyük Millet Meclisi üyelerinden bazıları daha İstanbul'un yanlış fetvaları Anadolu'nun muhtelif yerlerinde ihtilal ateşi yakar, tu-

39 tuştururken bizzat Anadolu'nun muhtelif yerlerinde yoktan kuvvetler toplamaya çalışmışlar ve kanlar içerisinde yüzmüşlerdir. Bunların isimlerini zikredebilirim. Mesela muhterem arkadaşım Kılıç Ali, pek derinden hürmetkarı olduğum Kozan Mebusu Saip Bey ve keza kendisine fevkalade hürmetkar olduğum Afyonkarahisar Mebusu Ali Bey. Bunlar hiç yoktan cephe meydana getirmişler ve bu davayı yoktan yaratmış olan insanlardır. Bunlar unutuluyor da İkinci Süvari Alayına iştirak edenlerin kurdelelerini değiştirmek bahis mevzu oluyor. Ben meseleyi esaslı bir şekilde dikkatlerinize arz ediyorum. Bunu iyi düşünelim ve esaslı olarak bir iş yapalım. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): Efendim, malumunuz öteden beri bu gibi meseleler derecelere göre birçok teklifler üzerine Yüce Meclisinize arz ediliyordu. Bu şekilde birçok subay ve asker istiklal madalyalarıyla taltif ediliyordu. Malumunuz Birinci Meclisten birçok mebus arkadaşlarımız cephede bulunuyorlardı. Keza bunlar hakkında da usulüne göre seçimler yapılmış ve nihayeti Yüce Meclise gelmiştir. Fakat bunlar Meclis üyesi olmak itibarıyla bu mesele Divan Reisliğine havale edilmiştir. Geçen gün Divan toplantısında buna karar verdik. Yapılan bu işte hiçbir yanlışlık yoktur. Şimdi bu arkadaşların seçilmiş olması bunlar gibi hizmet etmiş diğerlerine de istiklal madalyası verilmeyeceği manası taşımaz. Onlar hakkında da usulüne göre Milli Savunma Vekaletinden, Genel Kurmay Reisliğinden, Başkumandanlıktan isimler gelecektir. Bu muamele şimdiye kadar yaptığımız muameleler gibi doğrudan doğruya oylarınıza arz ediliyor ve umumiyetle de kabul ediliyordu. Kanun böyledir, şimdiye kadar da böyle yapılmıştır. Mesele bundan ibarettir. Şimdiye kadar yaptığımız da bundan ibaretti. Bunun kabulü hakkındaki ricamdan diğer üyelerin bundan mahrum edilmesi manası çıkarılmasın. Tabii Milli Savunma Vekâletinin dikkatini çekeriz. Eski Meclisten bu gibi hizmet etmiş üyeler varsa bunlar hakkında da isimler gönderilsin diye yazarız. İHSAN BEY (Cebelibereket): Reis Beyefendi, kanunda açıklık vardır. Yaptığı fedakarlığın, bulundukları harplerdeki fevkaladeliğin izah edilmesi lazımdır. Bu teklifte yapılan fedakarlık izah edilmemiştir. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Ali Fuat Paşa Hazretleri uzun uzadıya bu meseleyi izah ettiler. Bu muamele kanun hükümlerine göre yapılmıştır. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): Efendim, biz zaten bu gibi meseleleri uzun uzadıya tetkik etmiyoruz. Bunu alakalı daireye bırakıyoruz, onlar takdir ediyorlar. Biz bu teklifleri falan yerde ne gibi iş yapmış diye tetkik ve tahkik etmiyoruz, biz usulüne göre kabul ediyoruz. DR. FİKRET BEY (Ertuğrul): Tasdik etmemize, buraya gelmesine lüzum yok. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): Şimdi efendim, malumunuz birtakım kumandanının istiklal madalyasıyla taltifi icap ettiği zaman askeri hiyerarşiye göre kıtalarından Milli Savunma Vekaletine gönderiyorlar. Bu askeri silsile muamelesi- 39

40 dir. Buraya hulasası gelir. Şimdiye kadar yaptığımız da böyledir. Bunlar hakkında istisnai muamele yapılacaksa o başkadır, efendim. DR. FİKRET BEY (Ertuğrul): Milli savunmadan değil, Başkumandanlıktan gelecekti, efendim. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Efendim, bu mesele üzerine müzakere açmak lazım geliyorsa gündeme alalım, o vakit müzakere edelim. Eğer gündeme alınması arzu edilmiyorsa oya arz edeyim. MUSTAFA NECATİ BEY (İzmir): Efendim, bu Yüce Meclisin haysiyet ve şerefini alakadar eden bir meseledir. Binaenaleyh bunun bahis mevzu olması lazımdır. Arkadaşların da bu hususta talepleri yardır. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): O halde efendim, müsaade buyrulursa meselenin müzakere edilmek üzere gündeme alınması hususunu oya arz edeyim. MAHMUT CELAL BEY (İzmir): Diğer arkadaşlar hakkında da aynı muamele yapılmak şartıyla bunu kabul ederiz. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Gündeme alınarak müzakere açılması isteniliyor mu? (hayır sesleri) Hükümetin bu tezkeresinde isimleri yazılı olan eski Meclis üyelerinin İstiklal madalyasıyla taltiflerini kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul olunmamıştır efendim. ALİ FUAT PAŞA (Meclis İkinci Reisi): Efendim, bazı arkadaşların itirazı var. Müsaade ederseniz izah edeyim. Başkumandanlığa takdim edilmemiş deniyor. Müsaade ederseniz Başkumandanlığa gitsin. İHSAN BEY (Cebelibereket): Artık reddedilmiştir, efendim. SÜLEYMAN SIRRI BEY (Bozok): Müzakere varsa sözümüz vardır. Sıra ile söyleyelim efendim. RECEP BEY (Kütahya): Efendim, bu muamele yanlıştır. Arz edeyim, mesele Birinci Büyük Millet Meclisinde bulunan üyelerden aynı zamanda cephede hizmet etmiş olanların kırmızı ve yeşil kurdeleli İstiklal madalyalarıyla taltifleri meselesidir ve bu kanunda ifade edilmiştir. DR. FİKRET BEY (Ertuğrul): Başkumandanlığın seçmesiyle... RECEP BEY (Devamla): Müsaade buyurun efendim, mesele şu veya bu olması değildir. Madalya aynı olmakla beraber kurdele renginin değişmesi onun kıymetini başkalaştırmaktadır. Binaenaleyh Birinci Büyük Millet Meclisi üyelerinden harbe iştirak etmiş olanların şahıslarına verilecek olan madalya, başka bir kimseye verilecek olan madalya ile kıyas edilemez. Bunun kendisine mahsus bir kıymeti vardır. Bunun için Meclis üyelerinden kimlerin cephelerde muharebelere iştirak etmiş olduklarını tespit etmek üzere geçen Mecliste Divan bir tedbir almış ve bunu üye- 40

41 lere bildirmiştir. Üyelerden herkes nerede, hangi kumanda altında ve ne mahiyette harbe iştirak ettiğini bir yazı ile Meclis Reisliğine bildirmişlerdi. Meclis Divanı toplanan bu evrakın tamamını İdare Heyetine verilmiştir. İdare Heyeti, bu kağıtların tamamını tetkik ederek hepsini bir liste halinde Meclis Reisliğine getirecekti ve Reis olan Başkumandan Paşa Hazretleri tarafından kanuna uygun olacak bir şekilde toptan olarak Yüce Meclisin kararına arz edecekti. Binaenaleyh bunda iki yanlış nokta vardır. Birincisi, bu farklı bir tekliftir. İkincisi, Milli Savunma Vekâletinden gelmektedir. Bu isimler ya Yüce Meclisin Reisi tarafından veya Başkumandan tarafından tespit edilecektir. Binaenaleyh bu mesele, bu iki yanlış noktası halledilmek üzere Meclis Divanına havale edilmelidir. SÜLEYMAN SIRRI BEY (Bozok): Ben de söz istiyorum. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Efendim demin arz ettim, müzakere kafi görülmüştür. Şimdi bahis mevzu olan ikinci mesele ki bu tezkerenin kabulü, diğer muamelenin hariç kalmasını icap etmez. Kanunda eğer Meclis Reisliği Makamından gelmesi isteniliyorsa bu elimizdeki teskere Meclis İkinci Reisi tarafından tebliğ edilmiştir. RECEP BEY (Kütahya): O halde kanunun maddesini okuyalım, uygunsa kabul edelim. MEHMET SABRİ BEY (Başkan Vekili): Efendim, o halde Divana havale edelim. Teskerenin Divan Reisliğine havalesini kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edildi. (reddolundu sesleri) İHSAN BEY (Cebelibereket): Reddolunan bir şeyi iki defa oya konulamaz. (o da reddolundu sesleri) DR. FİKRET BEY (Ertuğrul): Bunda da çoğunluk yoktur, efendim. MUSTAFA BEY (Tokat): Reddolundu, nasıl olur efendim? 1 1 TBMM Zabıt Ceridesi (19 Ağustos 1923), 2.Dönem, c.1, s.91-94, 41

42 42

43 SON NOT Birinci İnönü Savaşında Yunanlılar Anadolu da ilk kez düzenli bir ordu ile karşılaştılar ve yenilgi aldılar. Yunanlı siyasetçiler, İnönü de silah bile patlamadı Yunan Ordusu sadece keşif gezisi yaptı, fikrini öne sürmüş olsalar da bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurmuş olduğu düzenli ordunun Batı Cephesi'ndeki ilk başarısı olmuştur. Ankara Hükümeti'nin moralinin ve otoritesinin artmasını sağlamıştır. Böylece devlet mekanizması işlemeye başlamış, vergilerin düzenli olarak alınması ve askere alma işlemleri düzen içine girmiştir. Albay İsmet (İnönü) Bey ve Albay Refet (Bele) Bey tuğgeneralliğe yükseltilmişlerdir. İnönü mevzilerinde serbest kalan birlikler hızla Kütahya'ya kaydırılmış ve Çerkez Ethem'in Kuva-yı Seyyare isyanı bastırılmıştır. Böylece hızlı bir biçimde düzenli ordunun güçlenmesine ve Kuva-yı Milliye çetelerinin tasfiyesine başlanmıştır. Yunanistan'da bu savaş ile ilgili hiçbir haber yayınlamadı ve bunun Türkler için bir zafer olduğunu kabule bile yanaşmadılar. Fakat başta İngilizler ve Fransızlar olmak üzere Batı alemi, Birinci İnönü Muharebesinin Yunanlar için bir hezimet olduğunu kabul edip, Ankara Hükümetini eskisine göre daha da dikkate almaya başladılar. Yunan Ordusu Bursa civarındaki eski mevkilerine geri çekildi. Bu zafer sonucunda İtilaf devletlerinin Yunanistan'a güveni azalmıştır. İtilaf devletleri Birinci İnönü Zaferi nden sonra yeni durumu görüşmek ve Sevr Antlaşmasını değiştirmek gereğini duymuşlardır. Bu amaçla Londra Konferansı nı düzenlemişler ve Türkiye Büyük Millet Meclisini konferansa davet etmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin konferansa davet edilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, İtilaf devletleri tarafından resmen ve hukuken tanınması anlamına geliyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisinin otoritesi artmış ve güç kazanmıştır.türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti nin ve ordusunun içeride ve dışarıda tanınmasını ve 43

44 itibarının artmasını sağlamıştır. Bu zafer, yeni Türk devletinin dıştaki itibarını arttırmıştır. Bunun sonucunda Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması, Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır. Ayrıca Afganistan ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında dostluk ve kardeşlik antlaşması imzalanmıştır. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetini tanıyan doğulu ilk İslam ülkesi Afganistan olmuştur. Ancak asıl Büyük Zafere ve gerçek kurtuluşa daha bir buçuk yıl vardı. Bu süre içinde yapılacak çok iş ve alınacak çok mesafe vardı. 44

45 BU DİZİNİN YAYINLANMIŞ DİĞER KİTAPLARI 45

46 46

SAYFA BELGELER NUMARASI

SAYFA BELGELER NUMARASI İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... SAYFA BELGELER NUMARASI 1. 27 Ekim 1922 tarihinde İsmet Paşa nın Dışişleri Bakanlığına ve Fevzi Paşa nın Batı Cephesi Komutanlığına atanması... 1 2. İstanbul daki mevcut

Detaylı

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... BELGELER III SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp Raporu... 1 2. Ali İhsan Paşa nın Güney

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ * ÇTTAD, X/23, (2011/Güz), s.s.187-232 Albüm KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ * Kurtuluş Savaşı nın bitmesinin hemen ardından, verilen bu büyük mücadeleyi kamuoyuna anlatmanın bir aracı

Detaylı

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL 9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL 9 EYLÜL 1922 Güzel İzmir imizin kurtuluşu, bugün doksan birinci yılına basıyor. Bu mutlu günü anarken, harp tarihinde eşi görûlmiyen Başkomutanlık Meydan Muharebesindeki geniş

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI Süreyya Hami ŞEHİDOĞLU ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 24, Cilt: VIII, Temmuz 1992 Nafiz KOTAN İsmail Habip, Kurtuluş Savaşı nı anlatırken:...

Detaylı

Resim-2 Genelkurmay başkanlığı, Eskişehir - Afyon hattına yerleşen düşmanın savunma ve berkitme faaliyetleri ile bulunduğu bölgede daha fazla

Resim-2 Genelkurmay başkanlığı, Eskişehir - Afyon hattına yerleşen düşmanın savunma ve berkitme faaliyetleri ile bulunduğu bölgede daha fazla SAD TAARRUZ PLANI 23 Ağustos 13 Eylül 1921 tarihleri arasında çok kanlı ve çetin savaşların yaşandığı Sakarya Meydan Muharebesi nde taarruz azmi ve başarı umudu kırılan Yunan ordusu daha fazla kayıp vermeden

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi 29 Ekim 1923, saat 20.30 Tarih : 28.10.2011 29 Ekim 1923, Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biriydi. TBMM de saat 20.30 u gösterirken Anayasa da gerekli değişiklikler yapıldı,

Detaylı

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir. Şeyh Şamil (k.s) in Sözleri Kahrolsun Sefil Esaret! Yaşasın Şanlı Ve Güzel Ölüm! Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı Sarıkamış Dersleri 103 yıl önce Birinci Dünya Savaşının başlangıcında Doğu (Kafkas) Cephesinde yaşanan olaylar her düzeyde alınacak çok acı derslerle doludur. Sarıkamış

Detaylı

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ BAKİ SARISAKAL SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ 1880 yılının başında Samsun da açıldı. Üçüncü Ordu nun sorumluluğu altındaydı. Okulun öğretmenleri subay ve sivillerdi. Bu okula öğrenciler

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ Yrd. Doç. Dr. A. Poyraz GÜRSON Atılım Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü Dr. A. Poyraz Gürson, İlk-ortaöğretim ve liseyi İzmir Karşıyaka'da tamamlamayı müteakip

Detaylı

BÜYÜK TAARRUZ DA SUGÖREN KÖYÜ (12 30 AĞUSTOS 1922)

BÜYÜK TAARRUZ DA SUGÖREN KÖYÜ (12 30 AĞUSTOS 1922) BÜYÜK TAARRUZ DA SUGÖREN KÖYÜ (12 30 AĞUSTOS 1922) İstanbul - Bursa karayolundan Sugören tabelası yönüne dönünce arabamın camlarını aralarım. Dışardaki deniz kokusuyla karışmış bol oksijenli dağ havasını

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER DOĞU VE GÜNEY CEPHELERİ KURTULUŞ SAVAŞI DOĞU VE GÜNEY CEPHESİ DOĞU CEPHESİ Ermeniler XIX. Yy`a kadar Osmanlı topraklarında huzur içinde yaşadılar, devletin çeşitli kademelerinde

Detaylı

ksakarya Meydan Savaşı 6 Ay, 4 Hafta önce Karma: 0 Sakarya Savaşı

ksakarya Meydan Savaşı 6 Ay, 4 Hafta önce Karma: 0 Sakarya Savaşı ksakarya Meydan Savaşı 6 Ay, 4 Hafta önce Karma: 0 Sakarya Savaşı admin Yönetici Gönderiler: 2 Kurtuluş savaşı sırasında Türklerle Yunanlılar arasında yapılan meydan muharebesi (23 ağustos- 13 eylül 1921).

Detaylı

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün 1928 yılında Ankara

Detaylı

KÜTAHYA MİLLİ ALAYI, SİMAV, DEMİRCİ VE GEDİZ MUHAREBELERİ

KÜTAHYA MİLLİ ALAYI, SİMAV, DEMİRCİ VE GEDİZ MUHAREBELERİ CENGİZ ÇETİNTAŞ TBMM Tutanaklarında Kurtuluş Savaşı: 8 TBMM Tutanaklarında KÜTAHYA MİLLİ ALAYI, SİMAV, DEMİRCİ VE GEDİZ MUHAREBELERİ (1920) http://www.cengizcetintas.com cengizcetintas@outlook.com 1 TBMM

Detaylı

http://www.cengizcetintas.com/index.html

http://www.cengizcetintas.com/index.html http://www.cengizcetintas.com/index.html 1 KUVA-YI SEYYARE İSYANI 1919 yılında İzmir in işgalinden sonra Yunan birliklerinin Ege içlerine doğru ilerlemeye başlaması sırasında Kuva-yı Milliye olarak adlandırılan

Detaylı

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ 8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÜNİTESİ KONU ANLATIMI HASAN DOĞAN BİR KAHRAMAN DOĞUYOR M. Kemal 1881 de Selanik te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, Babası Ali Rıza Efendidir.

Detaylı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek

Detaylı

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı 1 2 Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı Tanrının hizmetkarı, İngiliz Başbakanının oğlu Teğmen Asquith nin dostu,ingiliz Donanması asteğmenlerinden İstanbul un kurtarılması için ölen

Detaylı

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI Anadolu tarihi boyunca defalarca istilalara uğramış, toprakları üzerinde birçok savaşlar yaşanmıştır. Yapılan her savaş Anadolu topraklarında ve

Detaylı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde

Detaylı

Sakarya Zaferi 97 Yaşında

Sakarya Zaferi 97 Yaşında Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı Sakarya Zaferi 97 Yaşında Hattı Müdafaa Yoktur Sathı Müdafaa Vardır. B atı cephesinde Yunan ordusuna karşı 13 Eylül 1921 de kazandığımız Sakarya zaferi kurtuluş

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

Mustafa Kemal ile mükemmel

Mustafa Kemal ile mükemmel Atatürk ün Dünyası Cengiz Önal 77 İsmet Paşa nın Batı Cephesi Genel Komutanlığına Atanması Mustafa Kemal ile mükemmel sayılabilecek bir ilişki içinde bulunan Albay İsmet Bey, Birinci İnönü(6-10 Ocak 1921)

Detaylı

http://www.cengizcetintas.com/index.html

http://www.cengizcetintas.com/index.html http://www.cengizcetintas.com/index.html 1 KÜTAHYA - ESKİŞEHİR SAVAŞI Yunan Ordusu nun İnönü savaşlarında uğradığı başarısızlıklar, İngiltere nin Türkiye ye ilişkin planlarında önemli gedikler açmış, Türk

Detaylı

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI HÜRRİYET İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 1 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI Sayın Müdürüm, Saygı Değer Öğretmenlerim,Kıymetli

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı öldürdü 7 Şubat 1988 doğumlu Mübariz İbrahimov, 2005 yılında Azerbaycan İçişleri Bakanlığı na bağlı Özel Kuvvetler Bölüğünde, askerlik hizmetini yaparak

Detaylı

http://www.cengizcetintas.com/index.html

http://www.cengizcetintas.com/index.html http://www.cengizcetintas.com/index.html 1 SAKARYA ZAFERİ Kütahya-Eskişehir Savaşından sonra Sakarya Nehri Doğusuna çekilmiş olan Türk Ordusu, güneyden kuzeye doğru yüz kilometre boyunca savunma durumuna

Detaylı

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 29 EKİM TÖRENLERİ Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 1923 Cumhuriyet ilân edildi. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk

Detaylı

KÜTAHYA MİLLİ ALAYI, SİMAV, DEMİRCİ VE GEDİZ MUHAREBELERİ

KÜTAHYA MİLLİ ALAYI, SİMAV, DEMİRCİ VE GEDİZ MUHAREBELERİ 1 KÜTAHYA MİLLİ ALAYI, SİMAV, DEMİRCİ VE GEDİZ MUHAREBELERİ Yozgat İsyanını bastırdıktan sonra Çerkez Ethem Bey, Kuva-yı Seyyare ile Ankara'ya gelmişti. Mustafa Kemal Paşa, Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet

Detaylı

Harp Raporlarına Göre Birinci İnönü Muharebesi nin Analizi

Harp Raporlarına Göre Birinci İnönü Muharebesi nin Analizi Harp Raporlarına Göre Birinci İnönü Muharebesi nin Analizi Hüsnü ÖZLÜ* ÖZET Birinci Dünya Savaşı nın ardından imzalanan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması ile Türk ordusu terhis edilerek ortadan

Detaylı

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TEOG ÇIKMIŞ SORULAR - 3. ÜNİTE Batı cephesinde Kuvâ-yı Millîye birliklerinin faaliyetlerini ve düzenli ordunun kurulmasını değerlendirir.türk milletinin Kurtuluş Savaşı

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA 1 Kütahya- Eskişehir Savaşı nda ordumuz Sakarya Nehri nin doğusuna çekilmişti. 2 TEKÂLİF-İ MİLLİYE NİN SAKARYA SAVAŞI NA ETKİSİ Tekâlif-i Milliye kararları daha uygulamaya yeni başlandığı için Sakarya

Detaylı

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ. 1 ALTERNATİF AKIM Excellence and innovation built into every design. EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ. ALTERNATİF AKIM 2 1914-1918 Dünya Savaşı Bu savaş dünyada bazı şeylerin değişmesine sebep

Detaylı

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III SUNUŞ İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... III BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER 1. Siyasi Durum... 1 a. Dış Siyasi Durum... 1 b. İç Siyasi Durum... 2 (1) Birinci Dünya Savaşı Öncesi Osmanlı Devleti

Detaylı

TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA.

TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA. TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA Vefatımda varislerim bu hûlâsadan küçük bir hûlâsa çıkarırlar. Arabi 1313, Rumi 1312 ve Miladi 1896 senesi Ramazan-ı Şerifin birinci gecesi

Detaylı

Sayın Hava Kuvvetleri Komutanım, Kıymetli konuklar,

Sayın Hava Kuvvetleri Komutanım, Kıymetli konuklar, Sayın Hava Kuvvetleri Komutanım, Kıymetli konuklar, Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür denir... Sizleri yakın tarihimizde kısa bir yolculuğa çıkarmak istiyorum: Sene 1923 Çetin mücadeleler neticesinde,

Detaylı

KINALI HASAN. Ey gözümün nuru Hasan ım,

KINALI HASAN. Ey gözümün nuru Hasan ım, KINALI HASAN Yüzbaşi Sirri Bey, ikindi vakti yeni gelen erati teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçinin bir tarafi kinalanmiş oldugunu görür ve takilir: Hiç erkek kinalanir mi? Mehmetçik: Buraya

Detaylı

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

Gazi Ahmet Muhtar Paşa Evrensel Bakış Açısı Gürbüz Evren Cepheden Cepheye Koşan Komutan: Gazi Ahmet Muhtar Paşa O smanlı Devletinin son dönemlerinde, ordunun en önemli komutanlarından biri de, Gazi Ahmet Muhtar Paşa dır. Verilen

Detaylı

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni KTSO BAŞKANLARINDAN KARAMAN OSB DE ÇIKAN BÜYÜK YANGIN A GEÇMİŞ OLSUN MESAJI Odası Meclis Başkanı M. Gökhan Alkan ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Odası Meclis Başkanı Toktay, Organize Sanayi Bölgesinde

Detaylı

23 NİSAN. Ferit Ragıp TUNCOR

23 NİSAN. Ferit Ragıp TUNCOR 23 NİSAN Vatan ufuklarında esiyordu korkunç yel, Her kalp keder içinde, bütün gönüller kıştı. Biz yeryüzünde yokken, bundan yıllarca evvel, Bu cennet Türk yurdunu, kara bir sis sarmıştı. Bir mucize ansızın

Detaylı

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 88 OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK A N K A R A 2 0 0 7 1 P r o j e Y ö n e t i c

Detaylı

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer KURTULUŞ SAVAŞI (1919-1922) Gülsema Lüyer KURTULUŞ SAVAŞI (1919-1922) Mondros Mütarekesi ve Mütareke Sonrası Genel Durum İşgaller ve Kurtuluş Savaşı Hazırlık Evresi T.B.M.M. nin Açılması Düzenli Ordu Hazırlıkları,

Detaylı

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni T.C. ĠNKILAP TARĠHĠ VE ATATÜRKÇÜLÜK BĠR KAHRAMAN DOĞUYOR AÇIK UÇLU DEĞERLENDĠRME SINAVI sosyalciniz.wordpress.com 1. 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Kapak illustrasyonu: Murat Bingöl isbn: 978 605 5523 16 9 Sertifika

Detaylı

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? 1)Birinci İnönü Savaşının kazanılmasından sonra halkın TBMM ye ve düzenli orduya güveni artmıştır. Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? A)TBMM seçimlerinin yenilenmesine

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım. MEHMET GÜNEŞ Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım. *Kendinizi tanıtır mısınız? 1956 doğumlu,kuyulu köyündenim. Kur an Kurslarına giderek Kur an-ı öğrendim.çok şükür daha sonra

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ İlahiyat Fakültesi, Manisa İl Müftülüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Manisa Şubesi işbirliği ile düzenlenen; Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Sınıf [ B-PİSA ] 1. Dönem - 1. Uygulama

Sınıf [ B-PİSA ] 1. Dönem - 1. Uygulama 4. Sınıf [ B-PİSA ] 1 2017-2018 1. Dönem - 1. Uygulama P erformans İ zleme S üreç A nalizi 4. SINIF MATEMATİK OKURYAZARLIĞI Soru 1.1 Aşağıdaki tabloda 8 kişilik bir limonlu pasta tarifi verilmiştir. MALZEME

Detaylı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı ABD nin Kansas Üniversitesinden matematikçi Prof.Dr. Jeffrey H. Lang, İslam a giriş hikâyesini yazmış olduğu Melekler Soruncaya Kadar [Even Angels Ask: A Journey

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük 2015-2016 T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Arif ÖZBEYLİ Türkiye Büyük Millet Meclisi nin Açılması Meclis-i Mebusan ın dağıtılması üzerine, Parlamento nun Mustafa Kemal

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ün öğretmenlere yaptığı konuşmalar Tarih : 24.11.2011 ATATÜRK ÜN KÜTAHYA LİSESİ NDE ÖĞRETMENLERE YAPTIĞI KONUŞMA Muallime hanımlar ve muallime

Detaylı

İnebolu' nun büyük tonajlı gemileri barındıracak büyük bir limanı yoku.

İnebolu' nun büyük tonajlı gemileri barındıracak büyük bir limanı yoku. (İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Ankara-Dumlupınar) 1918 yılı sonlarında Anadolu hem karadan hem denizden işgal kuvvetlerinin kuşatması ve saldırmasıyla karşı karşıya idi. Anadoluda işgale uğramamış, tek bölge

Detaylı

Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık cihanına karşı muzafferiyetle başardığı bağımsızlık mücadelesi tarihinde Ankara ismi, en aziz bir yeri

Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık cihanına karşı muzafferiyetle başardığı bağımsızlık mücadelesi tarihinde Ankara ismi, en aziz bir yeri Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık cihanına karşı muzafferiyetle başardığı bağımsızlık mücadelesi tarihinde Ankara ismi, en aziz bir yeri muhafaza edecektir. 1922 (Atatürk ün T.T.B.IV, s. 466) Mimar

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler On5yirmi5.com Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler nelerdir? Yayın Tarihi : 12 Kasım 2012 Pazartesi (oluşturma : 12/22/2018) Cemiyetler-Zararlı ve Yararlı

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı. MUSUL SORUNU VE ANKARA ANTLAŞMASI Musul, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmadan önce Osmanlı Devleti'nin elinde idi. Ancak ateşkesin imzalanmasından dört gün sonra Musul İngilizler tarafından işgal edildi.

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil 1 Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez Senaryo: Sadık Şendil Müzik: Kemani Sebuh Efendi- Kürdilihicazkar Longa Filmin

Detaylı

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU Osmanlı Devleti nin 19. yüzyılda uyguladığı denge siyaseti bekleneni vermemiş; üç kıtada sürekli toprak kaybetmiş ve yeni yeni önem kazanan petrol Osmanlı

Detaylı

SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir..

SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.. SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.. Bu savaş, birinci dünya savaşında kahraman askerlerimizin, cihanı

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM HAREKÂT ALANININ COĞRAFİ VE TOPOĞRAFİK DURUMU, TARAFLARIN HAREKÂT PLANLARI, 5 İNCİ ORDU İLE 3 ÜNCÜ KOLORDU KARARGÂHLARINDAKİ FAALİYETLER

BİRİNCİ BÖLÜM HAREKÂT ALANININ COĞRAFİ VE TOPOĞRAFİK DURUMU, TARAFLARIN HAREKÂT PLANLARI, 5 İNCİ ORDU İLE 3 ÜNCÜ KOLORDU KARARGÂHLARINDAKİ FAALİYETLER İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM HAREKÂT ALANININ COĞRAFİ VE TOPOĞRAFİK DURUMU, TARAFLARIN HAREKÂT PLANLARI, 5 İNCİ ORDU İLE 3 ÜNCÜ KOLORDU KARARGÂHLARINDAKİ FAALİYETLER 1.

Detaylı

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER III XI 1. Siyasi Durum... 1 a. Dış Siyasi Durum... 1 b. İç Siyasi Durum... 2 2. Coğrafi Durum... 5 a. Çanakkale

Detaylı

BURSA' NIN YUNAN İŞGALİNE GİRMESİ VE İLK HÜKÜMET KRİZİ

BURSA' NIN YUNAN İŞGALİNE GİRMESİ VE İLK HÜKÜMET KRİZİ CENGİZ ÇETİNTAŞ TBMM Tutanaklarında Kurtuluş Savaşı: 6 TBMM Tutanaklarında BURSA' NIN YUNAN İŞGALİNE GİRMESİ VE İLK HÜKÜMET KRİZİ (1920) http://www.cengizcetintas.com cengizcetintas@outlook.com 1 TBMM

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım. ABUZER KARA 1.Kendinizi tanıtırımsınız. Ben Abuzer Kara 1961 Samsat doğumluyum.ilk ve orta öğrenimimi Samsat ta bitirdim.19 82 yılında evlendim.1983-1984 Yılları arasında askerlik görevimi ifa ettim.1987

Detaylı

Ev ve apartmana dair / H.Cahit YALÇIN

Ev ve apartmana dair / H.Cahit YALÇIN "Biz apartmanlara yabancıyız. Bir ailenin hayatında ev ocak en esaslı bir unsurdur. Bir odanın kapısını açtığım zaman, burada babam doğmuştu, bir sofaya çıktığım zaman, burada halam gelin olmuştu, bahçeye

Detaylı

EĞİRDİR İHTİYAT ZABİTLERİ NAKLİYAT ANONİM ŞİRKETİ

EĞİRDİR İHTİYAT ZABİTLERİ NAKLİYAT ANONİM ŞİRKETİ Eğirdir de Kurulan İlk Milli Şirket: EĞİRDİR İHTİYAT ZABİTLERİ NAKLİYAT ANONİM ŞİRKETİ Eğitimci-Yazar : Recep Bozkurt Eğirdir in sosyoekonomik tarihindeki en önemli olay nedir diye sorulduğunda verilecek

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM REHBERİ Web Adresi : http://tip.erciyes.edu.tr/ - http://tip.erciyes.edu.tr/egitim_rehberi.asp E-mail : tipdekanlik@erciyes.edu.tr Adres

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni Düzenli Ordunun Kurulması Nedenleri: Kuva-yı Milliye nin ișgalleri durduramaması Kuva-yı Milliye nin zararlı faaliyetleri Düzenli ordulara

Detaylı

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: ilkokulu E-DERGi si 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Siir: Dünya Çocuk Bayramı Hikaye: Sagır Kaplumbaga Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur Siir: 23 Nisan Söylediklerimiz

Detaylı

Atatürk ve Ağustos Ayı

Atatürk ve Ağustos Ayı Yılmadan Yorulmadan Dr. Sıtkı Aydınel Atatürk ve Ağustos Ayı Büyük asker ve büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk 57 yıllık ömrünün tamamını vatanı ve milletine (hatta tüm insanlığa) hizmete adamış, çok

Detaylı

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ 1215 yılında Magna Carta ile Kral,halkın onayını almadan vergi toplamayacağını, hiç kimseyi kanunsuz olarak hapse veya sürgüne mahkum etmeyeceğini bildirdi. 17.yüzyıla

Detaylı

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz Zehra Aydüz, 1971 de Balıkesir de doğdu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü nü bitirdi. Özel kurumlarda Tarih öğretmenliği yaptı. Evli ve üç çocuk annesi olan yazarın çeşitli dergilerde yazıları

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI (21-4-1898)

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI (21-4-1898) TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI (21-4-1898) 1897 Türk-Yunan Savaşı (TESELYA SAVAŞI) Teselya savaşları nın aslı Girit adası olayları ile başlamıştır, 1894 Haziran'ında Rumlar Halepa Sözleşmesi'nin uygulanmasını

Detaylı

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7 2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7 1. Çay da toplanılmıştı. Fevzi Çakmak saldırı planını açıklamıştır. İsmet Paşa saldırıya karşıdır. Yakup Şevki Paşa, milletin varını yoğunu zar gibi atmanın tarihçe

Detaylı

http://www.cengizcetintas.com/index.html

http://www.cengizcetintas.com/index.html http://www.cengizcetintas.com/index.html 1 İKİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ 1921 Yılı nın Şubat ve Mart ayları sakin geçti. Türk Ordusu geçen zaman içinde gerek sayı ve gerekse nitelik yönünden Yunan Ordusu ile savaşabilecek

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Ekim 01, 2016-1:20:00 Başbakan Binali Yıldırım, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Seyranbağları Huzurevi

Detaylı

Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti. Yayıncı Sertifika No:11483

Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti. Yayıncı Sertifika No:11483 Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti Yayıncı Sertifika No:11483 YAZAR: Tüccarzade İbrahim Hilmi ÇIĞRAÇAN YAYINA HAZIRLAYAN: Dr. Ertan EROL KİTABIN ADI : Türkiye Uyan Baskı : 1000 Adet Alter Yay. Rek. Org.Tic.

Detaylı

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Ocak 20, 2017-4:19:00 Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Emek Merkez Camisi'nde kıldığı cuma namazı sonrasında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı