Pekdaş tan vergi sitemi!

Transkript

1 UZAY bilimine çok fazla meraklı olmama rağmen, bir astronot ile röportaj yapmayı hiç düşünmemiştim. Richard ın İzmir e geleceğini öğrenince; nasıl olur da bir astronot ile röportaj yapmaya çalışmadım bunca zaman, diye kendime sitem ettim. Farklı gazetecilik yapmaya çalışan biri o- larak, bu benim için bir eksikti NEYSE Kİ bu eksik baki kalmadı ve Richard ın İzmir e, Uzay Kampı Türkiye ye geleceğini öğrendim. Ve hemen, yetkililerle irtibata geçtim. Bizimle, Emre Aday ilgilendi. Hem koordinasyonu sağladı hem de tercümanlık görevini üstlendi. Neticesinde çok keyifli bir röportaj oldu devamı 7 de Pekdaş tan vergi sitemi! yıl öncesine ilk kazma! İşler: Tanıtım ve altyapı şart! 16 Temmuz 2014 Çarşamba 100 günlük süredeki hizmet bilançosunu açıklayan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ilçede yer alan tarihi aksın ortaya çıkartılması ve kültür sanat yatırımları ile ilgili merkezi hükümet kanadından gereken yardımı alamadıklarını kaydetti Türkiye Yardımsevenler Derneği Dr. Kemal Tarım Dinlenme Evi Vakfı yönetim kurulu üyelerinin ziyaret ettiği Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu yaşlılara yönelik gerçekleştirecekleri projelerini anlattı. Projeye göre, YAŞLI- LARIN EVDE TIRNAK KESİMİ, TIRAŞ EDİLMESİ gibi kişisel bakımları yapılacak Keçi sütüne talep tam gaz! DAYANIŞMA MERKEZLERİ AÇILACAK Mövenpick e yeşil ödül! 16 DA BAŞKAN DAN DESTEK İSTEDİ Sadece 2 adayla değil çok geniş bir blokla yarışıyoruz! Ağustos'tan sonra yeni Türkiye!

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 16 Temmuz 2014 Çarşamba İlk Köy Tiyatroları Şenliği başladı Türkiye nin Urla Belediyesi 1.Ulusal Köy Tiyatroları Şenliği perdelerini açtı. Urla Belediyesi nin organizatörlüğünde gerçekleşen şenlik coşkulu anlara sahne oldu. Usta tiyatroculardan Haldun Dormen, Abdullah Şahin, ve Asuman Dabak ın da katıldığı Urla Jandarma Kavşağı'ndan Cumhuriyet Meydanı'na gerçekleşen kortejinde Urla Belediye Başkanı, Opera Twins Didem-Sinem Balık Kardeşler ve köy tiyatroları oyuncuları hep birlikte yürüdüler Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ve sanatçıların Atatürk anıtına karanfil bırakmasının ardından Şenliğin Organizasyon Komitesi Başkanı Semih Çelenk, açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Hedefimiz uygar hayatın kaynağı olan köyün sanatla da iç içe olabileceğini göstermek diyen Çelenk Kaş Yeşilköy Tiyatrosu Lidya seyirlik oyunlar festivali yapıyor ama bizim ki biraz daha farklı. Spesifik köy tiyatroları yapmaya karar verdik doğumlu olan Bademler Köy Tiyatrosu daha yaşlı bir tiyatro 82 yıldır bu geleneği sürdürüyor. Balıklıova Köy Tiyatrosu da dört yaşında genç bir tiyatro. Sanatın kaynağı köyde. Biz bu geleneği canlandırmak istiyoruz diye konuştu. Urla Belediyesi 1.Ulusal Köy Tiyatroları Şenliği ile tiyatronun, sanatın tüm köylere ve şehirlere yayılmasını istediklerini belirten Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Bizler Urla da hem sanatçıyız, hem köylü. Sanatı hayat biçimi haline getirmekten keyif alan ve kendimizi sanat sayesinde özgürce ifade edebilmenin huzurunu yaşayan Urlalılar olarak, bu şenlik sayesinde bir farkındalık yaratmaya çalışanlarız. Yeni büyük şehir yasasıyla birlikte, köy statüsünden çıkıp mahalle olan fakat mahalle olmayı istemeyen köylerimizin özelliklerini korumak bizlerin görevi. Bu yüzden değerlerimize sahip çıkmak, bizlerden beklenilenleri layıkıyla gerçekleştirmek için daha çok çalışacağız dedi. Başkan Uyar bu anlamlı günde bulunarak katkı sağlayan ve tüm Türkiye ye bu mesajı vermek için buluşan herkese teşekkür etti. Urla Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunları Ekibi nin gösterilerini sergilediği şenliğin ilk akşamında dört köy tiyatrosu ekibi oyunlarından birer bölüm sundular. Köy tiyatrosuna tohum atanlardan biri ben oldum Balıklıova Köy Tiyatrosu nun oyununu izlemek üzere geçilen Barbaros Köy Meydanı ndaki açılış konuşmasını Haldun Dormen yaptı. Urla ya gelmek benim için çok büyük bir mutluluk oldu diyen usta sanatçı Haldun Dormen Çeşme ye giderken geçtiğim bir yerdi Urla. Bugün harika bir yer keşfettim. Bana burayı tanıttığınız için teşekkür ederim. Bundan sonra daha sık gelmeye çalışacağım dedi. Dormen Köy tiyatroları ise beni ayrıca mutlu ediyor diyerek Bademler Köyü ile ilgili kısa bir anektod anlattı: İlk kez 1961 yılında Refik Erduran ın Ayı Masalı adlı oyunu ile İzmir e turneye gelmiştim. Bu sırada benimle konuşmaya gelen bir grup Bademler Köyü nde tiyatro yaptıklarını ve ziyaret etmemi istediklerini söylediler, ben de kabul ettim. İyi ki gitmişim çok etkilenmiştim. Köy meydanında oyunu oynayacağımızı söz verdim ve bir hafta sonra Bademler Köy Meydanı nda 1961 yılında Ayı Masalı oyununu oynadık. Köy tiyatrosuna tohum atanlardan biri ben oldum. O yüzden çok mutluyum. Balıklıova Köy Tiyatrosu'nun sahnelediği "Vatan Kurtaran Şaban" isimli oyununu Feast in lezzetli ikramları eşliğinde hep birlikte izleyen Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, sanatçılar, Urlalılar ve köy halkı keyif ve gurur dolu bir akşam yaşadılar. (HABER MERKEZİ) 8500 yıllık tarih Büyükşehir ve Bornova Belediyelerinin katkılarıyla ortaya çıkıyor Yeşilova Höyüğü nde kazı sezonu açıldı Battalgazi Ulu Cami yıllara meydan okuyor Malatya'nın Battalgazi ilçesinde 13. yüzyılda inşa edilen Ulu Cami, yıllara meydan okuyor. Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad tarafından 1224 yılında yaptırıldığı belirtilen Battalgazi Ulu Camii, yaklaşık 8 asırdır ayakta duruyor. Dönemin mimarlarından Mansur Bin Yakup tarafından yaptırılan cami, Büyük Selçukluların İran'daki cami yapım tekniğinin Anadolu'daki yansımasının ilk örneği olarak biliniyor. Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, yaptığı açıklamada, farklı dönemlerde 7 kez el değiştiren Battalgazi ilçesinin 1101'den itibaren Türk İslam diyarı olduğunu söyledi. Gürkan, Battalgazi'nin, Selçuklular döneminde Şahabe-i Kübra ve Şehabe-i Şura medreseleriyle bir ilim merkezi olduğunu belirterek, "Mevlanaların, Sadreddin Konevilerin, İbn-i Arabilerin ders verdiği, ders gördüğü bir mekanın üzerindeyiz" dedi. Tarihi Ulu Cami hakkında bilgi veren Gürkan, "Ulu Cami, 1224 yılında Alaeddin Keykubad döneminde, Büyük Selçuklu mimarisi içerisinde yapılmış bir camidir. Büyük Selçuklu Devleti'nin o dönemdeki mimari yapısı esas alınarak yapılan bir cami, bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. O dönemde orta avlusu ve kenarları hem Şahabe-i Kübra hem de Şahabe-i Şura medresesiyle de bağlantısı olan bir yapıda inşa edilmiş. Burası, Anadolu'da ilk kurulan, ilk yapılan cami ve medrese külliyesi olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu. Caminin değişik dönemlerde restore edildiğini anlatan Gürkan, şunları söyledi: "Cami, 1960 yılında üzeri, sac kısımları, kurşun kısımlarıyla ilgili alt tabanın yok olmaması noktasında gerekli kısmi bir restorasyona tabi tutulmuş. Biz göreve geldikten sonra da burada tarihi eserlerimizin, ecdat yadigarımızın ve kültürel mirasımızın ayağa kaldırılması noktasında gerek Vakıflarla gerek Kültür ve Turizm Bakanlığıyla gerek ÇEKÜL Vakfı gerek Tarihi Kentler Birliğiyle gerekse Malatya'daki üniversite ve sivil toplum örgütleriyle ortak bir akılla ve ortak çalışmayla buradaki tarihi mirasın ayağa kaldırılması noktasında gayretlerimiz oldu. Tarihi Ulu Cami'nin tekrar aslına uygun restorasyona tabi tutulup ayağa kaldırılması noktasında çalışmalarımızı başlattık." (AA) İzmir de yerleşik insan yaşamın yıl öncesine dayandığını kanıtlayan buluntuların çıkarıldığı Yeşilova Höyüğü nde yeni dönem çalışmaları başladı. Büyükşehir ve Bornova Belediyesi nin desteği ile sürdürülen kazılarda binlerce yıllık tarih aydınlanıyor. Kazı sezonunun açılması nedeniyle düzenlenen törende ilk kazmayı vuran Başkan Olgun Atila, Bornova nın tarihi değerleriyle de ön plana çıkması gereken bir kent olduğunu söyledi. Büyükşehir ve Bornova Belediyelerinin desteği ile yürütülen Yeşilova Höyüğü nde yeni dönem kazı çalışmaları törenle başladı. Törende ilk kazmayı, Bornova Belediye Başkan Olgun Atila ile Kazı Heyeti Başkanı Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin vurdu. Arkeologların keyifli ama zor bir iş yaptığını ifade eden Başkan Atila, bu zorluğun anlaşılması için beraberindeki başkan yardımcılarından da birer kazma vurmasını istedi. Kazı ekibine başarılar dileyen Başkan Atila, Bornova; üniversiteleri, sanayi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi değerleriyle de öne çıkması gereken bir kent. Yeşilova Höyüğü de bu değerlerin başında geliyor. Kazıya verdiğimiz destekle birlikte, bu alanların daha görünür ve ulaşılabilir hale getirilmesi konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması için ilgili kurumlarla işbirliği içerisindeyiz diye konuştu. Törenin ardından Başkan Atila ve Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin, kazı alanını ve Bornova Belediyesi nin alanın hemen yanında çıkarılan eserlerin sergilemesi için yaptığı Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi nde incelemelerde bulundu. Zafer Derin den höyükten çıkarılan eserlerle ilgili bilgiler alan Başkan Atila, merkezin daha etkin kullanılması için gerekli çalışma ve düzenlemelerin en kısa sürede yapılacağını belirtti. (HABER MERKEZİ) Bodrum'un bilinmeyen yüzü: Tarihi camileri Bodrum'da Osmanlı döneminde taştan inşa edilen camiler, zamana meydan okuyor. Masmavi denizi, birbirinden renkli plajları ve eğlence merkezleriyle adını duyuran Bodrum, Osmanlı döneminde inşa edilen camileriyle de turistlerin dikkatini çekiyor. Mavi kapılı, beyaz boyalı evler arasından yükselen minareleriyle ilçenin geçmişine ışık tutan camiler, Bodrum'un manevi özelliklerini de hatırlatıyor. İskele Meydanı'nda Bodrum Kalesi'nin karşısında bulunan Kızılhisarlı Mustafa Paşa tarafından 1723 yılında yaptırılan cami, turistler tarafından en çok ziyaret edilen camiler arasında yer alıyor. İlçeye tersane yapmak üzere gelen paşa tarafında yaptırılan, halk arasında "Eski Cami" olarak bilinen camiye gelerek görevlilerden bilgi alan turistler, fotoğraf çekip tarihi sütunları yakından inceliyor. Giriş kapısı üzerinde yapım kitabesi bulunan, kesme taştan, kareye yakın dikdörtgen planlı inşa edilen cami 1927'de depremden, 1957'de yıldırımdan zarar görmesine rağmen restorasyonlarla zamana meydan okuyor. Tersaneci Mustafa Paşa'nın Kahyası Hasan Ağa tarafından 1735'te Tepecik Mahallesi'nde yaptırılan Osmanlı mimarisinde örnekleri çok az olan yalı tipi cami ise ibadet yapılan tarihi camiler arasında yer alıyor. 26 Mayıs 1915'te Fransız Duplex kruvazörünün açtığı top atışı sırasında zarar gören ve kubbesi yıkılan cami, yapılan restorasyon sonrası varlığını sürdürüyor. Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan, yıllarında Sultan 2. Abdülhamit döneminde yaptırılan, Bodrum'da Osmanlı tarafından yaptırılan en son cami özelliğini taşıyan Adliye Camisi de 2007 yılında Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore ettirildi. Yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen mekanlar arasında yer alan yapı, Osmanlı dönemindeki ihtişamını koruyor. - Bodrum'da 88 cami bulunuyor Bodrum Müftü Vekili Dursun Boz, yaptığı açıklamada, iklimi, doğası ve deniziyle dünyanın en önemli turizm merkezlerinden Bodrum'un aynı zamanda bir tarih, kültür ve medeniyet bölgesi olduğunu söyledi. İlçenin en önemli zenginliklerinden birinini de tarihi camileri olduğunu ifade eden Boz, "Bodrum'da ibadet edilen 88 cami bulunuyor. Bunlar içeresinde çok önemli tarihi camiler de var. Bunları Kızılhisarlı Mustafa Paşa, Adliye, Tepecik, Türkkuyusu camileri olarak sıralamak mümkün" dedi. Bodrum'un eğlencesiyle, yaz turizmiyle öne çıktığını hatırlatan Boz, ilçedeki camilerin tarihi ve manevi özellikleri ortaya çıkardığını kaydetti. (AA) Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sayı: Temmuz 2014 Çarşamba Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba Yine Konya, yine polis şiddeti: 4 yaralı Olay, Konya merkez Selçuklu ilçesi Bin Konutlar Mahallesi Eğitim Sokak'ta bulunan Emrah Sitesi'nde yaşandı. Komşularıyla aralarında daha önceden husumet olan polis memuru Ö.S.Ö. ve kız arkadaşı Y.D. iftar sonrası komşularıyla tartışmaya başladı. Tartışmanın ardından polis memuru Ö. S.Ö. iddiaya göre, elindeki copu komşusu Musa Altınok'un (46) kafasına vurarak yaraladı. Öfkeli polis memuru, Altınok'un yardımına gelen kızı Betül Memiş'i baldırından eşi Ayşe Altınok'u (44) ise elinden ve ayağından bıçakladı. Ailenin evine misafirlikte bulunan bir kadın ise o- lay yerine çağrılan ekipler tarafından kulağından yaralandı. Polis şiddetine maruz kalan aile üyelerinin yardımına yine komşuları yetişti. Komşuları tarafından olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ambülansı, olayda yaralanan baba, anne, kızı ve misafirlerini Konya Numune Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırdı. Yaralılar burada tedavi altına alındı. Olaydan sonra Konya Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Ö.S.Ö. ve kız arkadaşı Y.D. gözaltına alındı. Hastanede yapılan müdahale sonrası yaralılar ifadeleri alınmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Olay yerine gelen polis ekipleri inceleme yaptı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. (CİHAN) Konya'da bir polis memuru iftar sonrası tartıştığı komşusunu kafasına copla vurarak yaraladı. Komşusunun eşi ve kızını da bıçakla yaralayan polisin meslektaşları da ailenin misafiri bir kişiyi kulağından yaraladı. Konya'da geçen hafta da eşini bekleyen öğretmen, sivil polisler tarafından kimlik göstermediği gerekçesiyle güpegündüz kelepçelenerek gözaltına alınmış, yine bir tartışmayı ayırmak isteyen basın mensuplarına yakın mesafeden biber gazı sıkılarak bazıları gözaltına alınmıştı BAKANLAR KURULU'NUN acil kamulaştırma kararı mahkemeden döndü Konya'da Bakanlar Kurulu'nun eski Buğday Pazarı bölgesi için aldığı acil kamulaştırma kararı, mahkemeden döndü. TCDD nin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı davanın reddedildiğini belirten iş yeri sahiplerinin avukatı Bekir Akıncı, hat için kamulaştırılan bölgeye gar yapılmak istendiğini, mahkemenin bu işlemi durdurduğunu söyledi. Akıncı, karara göre acil kamulaştırmanın gar alanında uygulanamayacağının kesinleştiğini vurguladı Davalarla ilgili yaşanan süreci anlatan avukat Bekir Akıncı, eski Buğday Pazarı mevkiinde acil kamulaştırma kararına istinaden yeni bir YHT garı yapılmak istendiğini söyledi yılının mayıs ayında TCDD yetkililerinin bir toplantı yaparak bölgede kamulaştırma yapılacağını duyurduğunu belirten Akıncı, bu toplantıda iş yerleri için metrekare başına 400 lira bedel belirlendiği, bölgedeki esnafların da iş yerlerinin metrekaresinin 3 bin liraya yakın olduğunu öne sürerek bu teklifi kabul etmediklerini hatırlattı. TCDD nin Bakanlar Kurulu nun 2005 yılında YHT hattı için alınan acele kamulaştırma kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yer tespiti yaptırdığını ve rakamın yine metrekare başına 400 lira olarak belirlendiğini kaydeden Akıncı, "Bu karar doğrultusunda bazı iş yeri sahiplerinin hesaplarına paraları yatırıldı. Mahkemenin bedel tespiti üzerine bu hukuksuzluğu durdurabilmek için 8 dükkan sahibi adına Bakanlar Kurulu kararı ile alınan acele kamulaştırmanın YHT hattı için alındığını ve bu karara dayanarak gar alanında kamulaştırma yapılmayacağını belirterek Danıştay a dava açtık. Danıştay da geçtiğimiz mayıs ayında belirttiğimiz gerekçelerle 2005 yılındaki Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak gar kamulaştırması yapılmayacağına hükmetti." dedi. Danıştay'ın kararına rağmen TCDD'nin geçtiğimiz haziran ayında Asliye Hukuk Mahkemesi'ne kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazların idare adına tescili için dava açtığını hatırlatan Akıncı, "Davalara verdiğimiz savunmamızda TCDD'nin kamulaştırma kararı olmadığını 2005 yılında alınan Bakanlar Kurulu'nun acele kamulaştırma kararının hat güzergahı için olduğunu ve eski Buğday Pazarı bölgesini kapsamadığını ve davaların ret edilmesi gerektiğini savunduk. Mahkeme heyeti de geçtiğimiz Cuma günü belirttiğimiz gerekçeler doğrultusunda TCDD nin açtığı davaları reddetti." diye konuştu. Davanın reddedilmesi ile gar alanı için TCD- D'nin aldığı bir kamulaştırma kararı bulunmadığının ve karar almadan kamulaştırma yapamayacağının kesinleştiğini ifade eden Akıncı, "Yeniden kamulaştırma kararı alınması 5-6 ay sürer. Böyle bir durumda da hak aramaya devam edeceğiz. Bazı vatandaşlar kamulaştırma bedellerini aldılar. Açtığımız imar planının iptal edilmesi veya idarenin kamulaştırmadan vazgeçmesi durumunda bu vatandaşlarımız da faiziyle birlikte çekilen paraları iade etmek zorunda kalacak. Buranın imar planını değiştiren de TCDD'ye yer gösteren de belediyedir. Belediye vatandaşımızın sorunun çözmek istiyorsa taşın altına elini sokmalıdır. Bu aşamada belediye maliklerle pazarlık yapıp taşınmazları alabilir. Ya da karşılığında iş yeri sahiplerine başka bir yer gösterebilir." şeklinde konuştu. İş yeri sahiplerinin derdinin 'bağcı dövmek' olmadığını da belirten Akıncı, olaya iyi niyetle yaklaşıldığında çok kısa sürede sorunun çözülebileceğini sözlerine ekledi. (CİHAN) Cip ve bisküvi paketlerinden uyuşturucu çıktı Marmaris'te cips ve bisküvi paketlerine gizlenmiş 444 uyuşturucu hap ile yaklaşık 100 gram toz esrar ele geçirildi. İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı istihbarat çalışması sonucunda S.G' nin, İstanbul'dan Marmaris'e uyuşturucu getireceği bilgisine ulaşıldı. Muğla- Marmaris karayolundaki Çetibeli Karakolu kontrol noktasında zanlının bulunduğu otobüsü durduran jandarma ekipleri, S.G'nin üzerinde ve çantasında arama yaptı. Aramada, zanlının yanında bulunan cips ve bisküvi paketlerinin içine gizlenmiş 444 uyuşturucu hap ile 100 gram civarında toz esrar bulundu. S.G'nin yanı sıra uyuşturucuyu ilçe merkezinde teslim alacağı öğrenilen M.D. ile E.A.A, jandarmanın polisle yaptığı ortak operasyonla gözaltına alındı. İfadelerinin ardından mahkemeye sevk edilen zanlılar, "Uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan tutuklandı. (AA) İSTANBUL'DA polis denetimleri İstanbul'da 7-13 Temmuz'da meydana gelen asayiş, narkotik ve terör olaylarına karıştıkları iddiasıyla yakalanan 109 kişiden 6'sı tutuklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Güven Timleri Şube Müdürlüğü ekipleri, söz konusu tarihlerde 73 olaya müdahale etti. Çalışma kapsamında, "evden, iş yerinden ve otodan hırsızlık", "yankesicilik", "gasp ve yağma", "hırsızlık", "cinsel istismar ve ırza geçme", "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçlarına karıştıkları iddiasıyla 98 kişi gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri de aynı tarihlerde yaptığı çalışmalarda, "çocuğun cinsel istismarı'', ''kasten adam öldürme'', ''uyuşturucu ticareti yapmak'', ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçlarına karıştıkları iddiasıyla 18 yaşından küçük 11 kişiyi yakaladı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3'ü tutuklandı. (AA) Pamukovalı kadınlardan bonzai eylemi Sakarya'nın Pamukova ilçesinde, yakınlarının bonzai türü uyuşturucu içerek hastanelik olduğunu söyleyen bir grup Roman vatandaş, tedbir alınması için Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne yürüdü. Protestocu grup, uyuşturucunun çocukların gözü önünde ve kolayca satıldığını belirterek, polisin yeterli önlem almadığını iddia etti. Kadın ve çocukların da bulunduğu grup, Pamukova Kaymakamı Tuncay Dursun ile görüştü. Uyuşturucu satışının önüne geçilmesi için polisin denetimlerini arttırmasını istediler. Grup, yürüyüşün ardından olaysız şekilde dağıldı. (AA) Ege Denizi'nde 41 kaçak kurtarıldı Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Foça açıklarında yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçmeye çalışan 1'i kadın 41 kaçağı kurtardı. Edinilen bilgiye göre, Eski Foça açıklarında devriye görevi yapan Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanlığı'na bağlı ekipler, botla denize açılan bir grubun olduğunu fark ederek müdahale etti. Ekipler yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçmeye çalıştıkları belirlenen bottaki biri kadın Suriye uyruklu 41 kaçağı kurtardı. Kıyıya çıkarılan kaçaklar, haklarında gerekli işlemlerin yapılması için Foça İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerine teslim edildi. (AA) 5 liraya aldığı bonzaiyi içti, hastanelik oldu Eskişehir'de tanımadığı bir kişiden aldığı 5 liralık bonzaiyi içen S.T. fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan şahsın durumunun şu an için iyi olduğu öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Olay, merkez Tepebaşı ilçesi Ömerağa Mahallesi'nde 30 yaşındaki S.T.'nin ikametinde gece sularında meydana geldi. S.T., torbacı olarak tabir edilen sokak satıcısından 5 lira karşığılında bonzai aldı. Sigara haline getirilen bonzaiyi önceki gece evinde yalnızken içmeye başladı. S.T., bonzaiyi içtikten sonra bir anda fenalaştı. Bunun üzerine ambulans çağırdı. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri S.T.'yi fenalaşmış ve bayılmak üzereyken buldu. S.T., ambulansla Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan S.T.'nin bonzai kullanımına bağlı olarak fenalık geçirdiği ve maddenin şahsa zarar verdiği belirlendi. Hastanede tedavi edilen S.T.'nin durumunun şu an iyi olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. K- endine gelince polise ifade veren S.T.'nin bonzaiyi tanımadığını belirttiği bir kişiden 5 lira karşılığında aldığını anlattığı kaydedildi. Bonzaiyi içtikten sonra önce kendini kötü hissetmeye başladığını, sonra da fenalaştığını söylediği kaydedildi. Bunun üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Konuya ilişkin polis tarafından hazırlanan evrak Cumhuriyet savcılığına gönderildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Bu arada, Eskişehir'de son 15 gün içerisinde bonzai konusunda 10 kişinin tutuklandığı öğrenildi. (CİHAN) Hırsızlıktan suç kaydı olanlara mektuplu uyarı Hırsızlıktan suç kaydı olanlara Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) bu suça verilecek yeni cezalar mektupla duyuruluyor. Adana Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülen "4 bin mektup güvenli bir gelecek" projesi kapsamında hırsızlıktan suç kaydı bulunanlara, TCK'da bu suça verilen cezaların arttırılmasını konu edinen mektup gönderilmeye başlandı. Hırsızlığa karışanların yüzde 60'ının aynı zamanda uyuşturucu bağımlısı olması nedeniyle mektupta uyuşturucu satan ve kullanan k- işilere yönelik yeni düzenlemeyle artırılmış cezalara da yer veriliyor. Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği, yeni yasal düzenlemelerle hırsızlık, uyuşturucu kullanımı ve ticaretine yönelik cezaların artırılması nedeniyle valilik koordinesinde proje hazırladı. Kentte hırsızlık suçlarına karışmış kişileri mektupla u- yarmayı ve suça karışmalarını engellemeyi amaçlayan proje kapsamında, hırsızlıktan suç kaydı bulunan yaklaşık 4 bin kişiye yeni ceza maddeleriyle ilgili mektup gönderiliyor. 28 Haziran 2014 tarihli Resmi Gazete 'de yayınlanan yeni düzenlemeye göre nitelikli hırsızlık suçunun hapis cezasının 7 yıla kadar, aynı suçun ağırlaştırılmış halleri işlenmesi halinde 10 yıla kadar hapis cezası verilmesinin hükmedildiği belirtilen mektupta, hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji, demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde bu cezaların tabanının yarısı kadar artırıldığı kaydediliyor. Uyuşturucu kullananların hırsızlığı karışma oranı Hırsızlık olaylarına karışanların yüzde 60'ının uyuşturucu bağımlısı olduğunun belirlenmesi nedeniyle uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretine yönelik artırılmış ceza hükümlerine de mektupta yer veriliyor. TCK'nın 188 ve 191'inci maddelerindeki değişiklikler hakkında bilgi verilen mektupta, "Yeni yasal düzenlemelerle hırsızlık, uyuşturucu kullanımı ve ticaretinin cezaları arttırılmıştır. Ailenize ve toplumumuza karşı sorumluluklarımızı düşünerek belirtilen suçlardan uzak kalmanızı tavsiye ediyoruz" ifadeleri kullanılıyor. (AA)

4 16 Temmuz 2014 Çarşamba Ege İhracatçı Birlikleri işbirliğinde Ege Sistem Bilişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı kapsamında desteklenen Ar-Ge Mentör Ağı Projesine ilişkin bilgilendirme toplantısı Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde gerçekleştirildi Anne sütüne en yakın yüksek besin değerine sahip, bebek ve yaşlılar için sindirim kolaylığı, yağ yakıcı özelliği nedeniyle son yıllarda revaçta olan keçi sütü, iç pazardaki taleple diğer sütlere göre yükselen fiyatına rağmen yok satıyor Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, ülke olarak katma değeri yüksek ürünler üretmek gerektiğini vurguladı. KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, yaptığı açıklamada Kayseri'de yapılan her icraatın başında Kayseri Sanayi Odası'nın üyelerinin olduğunu belirterek, Kayseri'ye bir çivi çakılıyorsa baktığımız zaman altından sanayiciler çıkıyor dedi KOBİ lerde Ar-Ge ve yenilik kültürünün oluşmasını, Ar-Ge altyapısının güçlenmesini ve proje hazırlama yeteneğinin gelişmesini hedefleyen projenin ayrıntıları ilgili paydaşlara aktarıldı. Ar- Ge Mentör Ağı Projesi ve Ege Sistem Bilişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Egesys) ile yapacakları işbirliği hakkında bilgi veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk; Bölgemizdeki firmalar Ar-Ge ve inovasyon odaklı çalışmalara imza atıyor. Ancak desteklerden faydalanma istatistiklerine bakıldığında İzmir in performansı hakkında çok olumlu değerlendirme yapamıyoruz. Bu noktada hem proje yazma ve üretme, hem de projelerimiz için doğru kaynak yaratma konularında insan kaynağına ihtiyaç duyuyoruz. Egesys tarafından yürütülen Ar-Ge Mentör Ağı Projesi de bahsettiğimiz ihtiyaçları gidermeye yönelik bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Bizler de bu çalışmayı destekliyor ve üye firmalarımızı bu projeden faydalanmaları için teşvik etmeye çalışıyoruz diye konuştu. Bu proje ile bir mentörlük mekanizması geliştirerek firmalarımızın Ar-Ge ve yenilik odaklı faaliyetlerini desteklemek ve onların insan kaynağı gelişimine katkıda bulunmayı hedeflediklerini anlatan Ünlütürk, şöyle devam etti: Proje kapsamında belirlenen KOBİ ölçeğindeki 20 firmaya mentörler (firmalar ile birebir çalışacak rehber uzmanlar) atanacak, bu mentörler ücretsiz olarak 9 ay boyunca firmalarla çalışarak firmanın Ar-Ge ve yenilik alanındaki proje fırsatlarını ortaya koyacak, bu projelerin hazırlanması ve ilgili hibe kuruluşuna teslim edilmesi sürecine destek olacaklar. Proje tamamlandığında ise birlikte çalışılacak 20 firmanın da ilgili hibe kuruluşlarına birer proje teslim etmiş olması projenin temel hedefi durumunda. Böylelikle hem firmalarımızdaki Ar- Ge ve inovasyon odaklı faaliyetleri yürütecek insan kaynağının gelişimine katkı konulmuş olacak hem de firmalarımızdaki proje kültürünün gelişerek daha fazla hibe projesinin yürütülmesine destek sağlanmış olacak. Bunların yanında uzun süredir üzerinde çalıştığımız ve Türkiye genelinde uygulamaya başladığımız İnovasyon Yönetimi Akademisi ile de Ar- Ge Mentör Ağı Projesini içerik olarak zenginleştirmeyi planlıyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri tarafından yürütülmekte olan İnovasyon Yönetimi Akademisi çalışması hakkında bilgilendirme yapan İnovasyon Yönetimi Akademisi Koordinatörü Ekin Taşkın; Biz kurum olarak Ar-Ge ve inovasyon alanındaki çalışmalarımıza özellikle son yıllarda hız vermiş bulunuyoruz. Yeniliği ön plana çıkarmak ve daha çok katma değer yaratan yapı ve süreçlerle çalışmak artık tüm sektörler için vazgeçilmez bir konumda bulunuyor. Bu alanda son dönemde yürüttüğümüz önemli çalışmalardan biri de İnovasyon Yönetimi Akademisi oldu. Bu çalışma kapsamında inovasyon yönetimi alanında Türkiye nin en kapsamlı eğitim programını geliştirdik, Türkiye İhracatçılar Meclisi nin desteğiyle de bu programı tüm Türkiye ye yayarak insan kaynağı gelişimine önemli katkılarda bulunmayı planlıyoruz. Hedeflerimizin kesişmesi itibariyle de bu çalışmayla Ar-Ge Mentör Ağı Projesine katkı koymaktan memnuniyet duyuyoruz dedi. (HABER MERKEZİ)

5 1Şubat 16 Temmuz Perşembe Çarşamba Türkiye ekonomisinin yerel seçimler, 17 Aralık süreci, makro ihtiyati tedbirlere rağmen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,3 büyüdüğünü anımsatan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ihracat, sanayi üretimi, kapasite kullanımı gibi verilere bakıldığında büyümenin makul şekilde sürdüğünü ifade etti Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yılın ilk 6 ayında 210,5 milyar liralık bütçe gelirine karşılık, 213,9 milyar lira bütçe gideri gerçekleştiğini bildirdi. Şimşek 6 ayda 3,4 milyar lira bütçe açığı verildiğini belirtti. Bakan Şimşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığında, "Makro Ekonomik Gelişmeler ve Ocak-Haziran 2014 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları konulu basın toplantısı düzenledi. Yılın ilk 6 ayında bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,2 artarak 210,5 milyon liraya ulaştığını ifade eden Şimşek, söz konusu dönemde bütçe giderlerinin ise yüzde 13,8 artışla 213,9 milyar lira olduğunu kaydetti. Ocak-Haziran döneminde 3,4 milyar liralık bütçe açığı gerçekleştiğini anlatan Şimşek, bu rakamın geçen yılın aynı döneminde 3,1 milyar liralık fazlaya göre bir miktar kötüleşme arz ettiğini söyledi. Bu yıl ki bütçe açığının 33,3 milyar lira olacağını öngördüklerini hatırlatan Şimşek, "Geçen sene bütçe açığı 18,9 milyar liraydı. Bu sene ile geçen seneyi karşılaştırmak çok doğru olmayabilir, önemli olan hedefe göre neredeyiz? Şimdi 2014 yılı için gördüğümüz hedef 33,3 milyar lira. Şu ana kadar 3,4 milyar lira açık olduğuna göre yılın ilk 6 ayında yıl sonu hedefimizin yüzde 10'undayız. Dolayısıyla bütçe hedeflerimizi tutturma konusunda bir tereddüdümüz söz konusu değildir" diye konuştu. Bütçe gerçekleşmelerinin de bütçe hedefi ile uyumlu bir seyir izlediğini dile getiren Şimşek, bütçe giderlerinin yüksek oranda artıyor gibi gözüktüğünü, ancak yıl sonu hedefleriyle orantılı gittiğini söyledi. Şimşek, yılın ilk yarısında yıl sonu hedeflerinin yüzde 49'unun gerçekleştirilmiş olduğunu belirterek, bu kapsamda bütçe gider gerçekleşmelerinin başlangıç hedefleriyle uyumlu olduğunun altını çizdi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, I- rak kaynaklı jeopolitik gerginliklerin, Türkiye'nin büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü baskı unsuru oluşturduğunu belirterek, "Irak ile ilgili uç risklerin gerçekleşmemesi halinde ki böyle bir senaryomuz yok, yıl sonu için öngördüğümüz yüzde 4'lük büyüme hedefimizi tutturabileceğimize inanıyoruz" dedi. Şimşek, "Makro Ekonomik Gelişmeler ve O- cak-haziran 2014 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları" konulu basın toplantısında, bu yıl gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme anlamında dünya ekonomisine katkısının birbirine yakın olacağını dile getirdi. Gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın büyümeyi destekleyici nitelikte olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle konuştu: "Dünya ekonomisinin önemli motorlarından biri ABD'dir. Buraya baktığımız zaman toparlanma süreci devam ediyor. İlk çeyrekte hava koşullarının bir sonucu olarak bir zayıflama söz konusuydu ancak şubat ayından bu yana öncü göstergelere ve istihdama ilişkin verilere baktığımız zaman ABD ekonomisinde bir iyileşme yaşanıyor ve muhtemelen de bu yılın ikinci yarısında devam edecek. Zaten bu toparlanmaya paralel olarak Amerikan Merkez Bankasının (Fed) tahvil alım sürecini ekim ayında bitirmesini öngörüyoruz. Piyasaların da öngörüsü o şekilde ancak kısa vadede bir faiz artışı henüz öngörülmüyor. Faiz artışı olursa küresel ekonomi açısından önemli bir risk." Avro Bölgesi'nde de toparlanma olduğunu belirten Şimşek, borç sorunu olan ülkelerde toparlanmanın zayıf seyretmesine karşın yılın ikinci yarısında AB ekonomisinin daha hızlı toparlanma sürecine gireceğini öngördüklerini söyledi. Şimşek, AB'deki kredi koşullarında iyileşme yaşandığını ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) hala parasal gevşemeye gitme ihtimalinin bulunduğunu kaydetti. "Jeopolitik gerginlikler küresel ekonomi için risk" Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin geçmiş yıllara göre daha ılımlı olduğunu ifade eden Şimşek, yılın ilk çeyreğinde bir çok gelişmekte olan ülkede büyümenin oldukça yavaşladığını dile getirdi. Gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın gelişmekte olan ülkelerin mallarına talebi artıracağı için yılın ikinci yarısında büyümeyi daha destekleyici bir resim tahmin ettiklerini anlatan Şimşek, özellikle ECB'nin parasal genişleme programını başlatmasının gelişmekte olan ülkelerdeki finansal koşulları olumlu etkileyeceğini söyledi. Küresel ekonomiye ilişkin riskler hakkında değerlendirmelerde bulunan Şimşek, "Şu anda en önemli risk jeopolitik gerginliklerdir. Jeopolitik gerginlikler küresel ekonomiye ilişkin riskleri aşağı yönlü belirleyici bir noktada. Özellikle Ukrayna, Irak, son dönemde Ortadoğu'da İsrail kaynaklı gerginlikler söz konusu. Bu sorunların derinleşmesi küresel ekonomi açısından bir risktir" dedi. Türkiye ekonomisinin yerel seçimler, 17 Aralık süreci, makro ihtiyati tedbirlere rağmen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,3 büyüdüğünü anımsatan Şimşek, ihracat, sanayi üretimi, kapasite kullanımı gibi verilere bakıldığında büyümenin makul şekilde sürdüğünü ifade etti. Yerel seçimlerin ardından tüketici ve reel kesim güven endekslerinde iyileşme yaşandığını hatırlatan Şimşek, "Yılın ikinci yarısında, siyasi istikrarın pekişmesiyle birlikte, para politikasındaki göreceli gevşemeyi de dikkate alırsak iç talepte de bir miktar toparlanma gündeme gelebilir. Tüm bunlar büyümeyi destekleyici hususlar" diye konuştu. Türkiye ekonomisine ilişkin risklere değinen Şimşek, "Irak kaynaklı jeopolitik gerginlikler, Türkiye'nin büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü bir baskı unsurudur. Bu tür gelişmeler yatırım ortamını, finansal koşulları olumsuz etkileyebiliyor" diye konuştu. Şimşek, buna karşın, AB ekonomisindeki toparlanmanın I- rak'ta yaşanan gelişmelerin etkisini telafi edecek nitelikte olacağını belirtti. Türkiye ile ilgili aşağı ve yukarı yönlü risklerin dengeli olduğunu düşündüklerini kaydeden Şimşek, "Irak ile ilgili uç risklerin gerçekleşmemesi halinde ki böyle bir senaryomuz yok, yıl sonu için öngördüğümüz yüzde 4'lük büyüme hedefimizi tutturabileceğimize inanıyoruz" ifadesini kullandı. İşsizlik rakamları Ekonomik büyümenin en önemli destekleyicilerinden birinin istihdam olduğunu anlatan Şimşek, nisan ayında iş gücüne katılım oranının yüzde 50,7 ile rekor düzeyde gerçekleştiğini söyledi. İş gücüne katılım oranındaki artışa karşın işsizliğin yüzde 9 gibi nispeten düşük seviyeye indiğini dile getiren Şimşek, "Son 12 ayda Türkiye ekonomisi net olarak 1,4 milyon istihdam artışı sağladı. Bu çok ciddi bir rakam. İstihdamdaki bu artış Türkiye'deki büyümeyi destekleyici niteliktedir" değerlendirmesinde bulundu. "Cari açıktaki daralma sürecek" 2014 yılında dengeli seyreden ekonomik büyümenin cari açığın da daralmasına yol açtığını anlatan Şimşek, geçen yıl cari açığın 65,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anımsattı. Mayıs ayı itibarıyla 12 aylık cari açığın 52,6 milyar dolara gerilediğine işaret eden Şimşek, "Bu, orta vadede öngördüğümüz 55,5 milyar dolarlık tahminin oldukça altında yılında gerek iç talepteki ılımlı genişleme gerek rekabetçi kur, dış talebin güçlenmesi ve altın ithalatının normalleşmesi ile cari açıktaki daralmanın bir miktar daha devam edeceğini ve Orta Vadeli Programdaki öngördüğümüz hedefin oldukça altında bu seneyi kapatacağımızı öngörüyoruz" dedi. Türkiye'de şu an sıkı para politikasının uygulandığını belirten Şimşek, makro ihtiyati tedbirlerin iç talebi sınırladığını kaydetti. Bundan dolayı enflasyonun düşüş trendini devam ettireceğini kaydeden Şimşek, yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankasının tahminleri çerçevesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini bildirdi. (AA) Sulakyurt Kaymakamı Kazez,"Çiftçilerimiz istiridye mantarı yetiştirerek, düşük maliyetle yüksek gelir elde edecek. Zengin besin değeri nedeniyle son yıllarda piyasada talebin arttığı bu mantarı yetiştirmek isteyen çiftçilerimize her türlü destek verilecek"dedi Avrupa'nın önde gelen ekonomileri arasında en iyi perfomansa sahip olan Almanya, bu performansını yeşil sahalarda da sürdürdü. Avrupa'nın sorunlu ülkelerinden İspanya, Portekiz ve İtalya ise kupada hiçbir varlık gösteremeyerek gruplardan çıkamadı

6 17 16 Temmuz ubat PerÇarşamba embe CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel Pazar gününü yoğun bir programla Soma da geçirdi. Yoğun programının sonunda şehit madenci Ahmet Erol un ailesinin verdiği iftara katılan CHP li Özgür Özel, şehit madenci Ahmet Erol un oğlu Gökdeniz i 10. yaş gününde yalnız bırakmadı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, 37 günlük mesaisinin ardından, Soma'daki faciadan sonra madencilere yönelik düzenlemeler ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını da içeren "torba tasarıyı" kabul etti. Önümüzdeki hafta Torba Yasa Meclis te görüşülecek Konu hakkında açıklama yapan AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş, yasanın 10 milyondan fazla kişiyi ilgilendirdiğinin ve pek çok sorunu çözeceğini ifade etti. Yurttaş açıklamasında Torba Yasanın getirdiği değişiklikleri anlattı: Bu torba yasa ile maden işçilerimizin ve maden şehitlerimizin pek çok yarasını saracaktır. Komisyonumuz çalışmaya devam ediyor. Bazı değişiklikleri de önümüzdeki dönem için yapacağız. Bazı değişiklikler için kanuni düzenlemeye gerek yok, yönetmelik ile çözülebilecek sorunları da öyle çözeceğiz. Yaşam odaları, ferdi oksijen maskeleri gibi değişiklikler için yönetmelik yeterli olacaktır. dedi. Yurttaş ın yaptığı açıklamaya göre madencilerle ilgili maddeler şunlar: 1)Yeraltında çalışanların yıllık izin süreleri artıyor: Tasarıyla yeraltında çalışan işçiler için yıllık ücretli izin sürelerinin 4 gün artırılması öngörülüyor. Böylece, yeraltında çalışan ve 5 yıldan az kıdeme sahip bir işçinin iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile daha fazla belirlenmediği durumlarda en az 18 gün yıllık ücretli izin hakkı olacak. 2)Yeraltında haftalık çalışma süresi 36 saate düşürüldü: Yeraltı maden işlerinde çalışanlar için yeraltındaki çalışma süresi haftada en çok 36 saat olacak, günlük çalışma süresi 6 saati geçemeyecek. 3)Madenlerde emeklilik yaşı 55 den 50 ye düştü: Yeraltı maden işlerinde çalışan işçilerin emeklilik yaşı 55'ten 50'ye düşürülecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak çalışan maden işçilerinin 55 olan emeklilik yaşı 50'ye düşürülecek. Yıpranma hakları ile birlikte 43 yaşına kadar emekli olmak mümkün olacak. 4)Maden işçilerinin izinli ve resmi tatil günlerinde geçen süreler yeraltında gibi kabul edilecek: Yeraltı işlerinde maden ocakları (elementer cıva bulunduğu saptanan cıva maden ocakları hariç), "kanalizasyon ve tünel yapımı" gibi yer altında yapılan işlerde çalışan sigortalıların, bu işlerde fiilen çalışmadıkları ücretli izin, sıhhi izin, yıllık izin, eğitim ve kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık süreleri ile resmi tatil günleri de fiili hizmet süresi zammı kapsamında olacak. Maden işlerinde yıpranma fiili çalışmaya verilmektedir. Bu nedenle tatil günlerinde işçiler yerüstünden gösterildiğinden yıpranma alamamaktadır. Değişiklikle, maden yeraltı işlerinde çalışanların hafta tatili, genel tatil, ulusal bayram, yıllık izin, sıhhi izin, eğitim ve kurs sürelerinin de yeraltında çalışılıyormuş gibi SGK ya bildirilerek bu sürelerde yıpranma verilecektir. Bu şekilde her yıl için ortalama 86 gün fiili hizmet karşılığı 43 gün ilave yaştan indirme hak kazanılacaktır. 20 yılda yaklaşık 2,4 yıl çalışma süresine ilave ve yaştan indirim alacaktır. 5)Maden şehitlerinin bir yakınına kamuda iş imkanı: Soma'daki maden kazasında ölenlerin eş ya da çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere, toplam bir kişiye istihdam sağlanacak. 6)Ölenlerin SGK ya olan borçları silinecek ve emekli o- lacaklar: Söz konusu kazada ölenlerin S- GK'ya olan bütün borçları silinecek ve hak sahibine aylık bağlanacak. Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden sigortalıların, SGK'ya olan her türlü borçları silinecek. Ölüm geliri bağlanan hak sahiplerine prim ödeme şartı aranmaksızın ölüm aylığı bağlanacak. Böylelikle ölüm aylığı bağlanan 234 madenciden sonra geriye aylık bağlanamayan 67 madencinin yakınlarına da ölüm aylığı bağlanabilecek. 7)Maden kazasında ölenlerin anne ve babalarına maaş: Madende şehit olanların anne ve babalarına maaş bağlanırken muhtaçlık şartı aranmayacak. Eski yönetmeliğe göre gelir durumları iyi olanlara maaş bağlanamıyordu. Anne ve babaya gelir ve aylık bağlanırken muhtaçlık şartı aranmayacak. 8)İşçilerin maaşları asgari ücretin en az iki katı olacak: Linyit ve taşkömürünün çıkarıldığı maden iş yerlerinde çalışan işçilere ödenecek ücret, asgari ücretin iki katından az olmayacak. 9)AFAD a bağışta bulunanlar vergi indiriminden yararlanabilecekler: Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulu'nca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı için kurumlar vergisi indirimi uygulanacak. 10) Ölen madencilerin yakınlarına birer konut: Soma'da meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlerin yasal mirasçılarına öncelikle hayırsever işadamları olmak üzere diğer hayırsever, gerçek ve tüzel kişiler tarafından konut yaptırılacak. Yapılacak bu konutlar için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca taşınmaz temin edilecek ve bu konutların maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapu devir ve tescil edilmesine imkan sağlanacak. (HABER MERKEZİ) Cumhurbaşkanı seçimine sayılı günler kala adaylardan Ekmeleddin İhsanoğlu na destek veren beş siyasi partinin İzmir il başkanları biraraya geldi. Seçmenlere seslenen başkanlar, Herkes sandığa gitsin. Türkiye nin geleceğinin oylandığı seçimde belirleyici unsur olsun. çağrısı yaptı

7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 RÖPORTAJ Şubat Temmuz Perşembe Çarşamba NASA Uzay Üssünden Astronot Richard Linnehan, Gazeteci Yavuz Atalay a keyifli açıklamalarda bulundu Richard Linnehan, Evren i daha iyi anlamada kullanılan Hubble Uzay Teleskobunu tamir ederken Röportajda Uzay ız Uzay bilimine çok fazla meraklı olmama rağmen, bir astronot ile röportaj yapmayı hiç düşünmemiştim. Richard ın İzmir e geleceğini öğrenince; nasıl olur da bir astronot ile röportaj yapmaya çalışmadım bunca zaman, diye kendime sitem ettim. Farklı gazetecilik yapmaya çalışan biri olarak, bu benim için bir eksikti Neyse ki bu eksik baki kalmadı ve Richard ın İzmir e, Uzay Kampı Türkiye ye geleceğini öğrendim. Ve hemen, yetkililerle irtibata geçtim. Bizimle, Emre Aday ilgilendi. Hem koordinasyonu sağladı hem de tercümanlık görevini üstlendi. Neticesinde çok keyifli bir röportaj oldu Türkiye ye ilk gelişiniz mi? Evet, ilk gelişim. Gelmeden önce, araştırma yaptınız mı? Google dan bir araştırma yapmadım. Türkiye ye geldiğimde, vaktimin bir kısmının İstanbul da bir kısmının da İzmir de olacağını biliyordum. Beni Türkiye ye davet ettiklerinde, bana bir tanıtım paketi gönderdiler. O paketle yetindim. Ekstradan bir araştırma yapmadım. Şunu merak ediyorum: Eğitim programları çerçevesinde, size; sadece Türkiye den mi teklif geldi yoksa gelen başka teklifler arasından Türkiye yi mi tercih ettiniz? Amerika dışındaki ülkeler, bu tür konulara çok fazla ilgi göstermiyor. Fazlaca ziyaret teklifleri almıyorum. İzmir e gelmek benim için çok önemli ve güzel bir fırsattı. - TÜRK LER UZAY A EKSTRA İLGİ GÖSTERİYORLAR Türkiye ye henüz geldiniz Kısa da olsa, Uzay a meraklı öğrencilerle vakit geçirdiniz. Amerika daki ve Türkiye deki öğrencileri değerlendirdiğinizde, ortaya ne çıkıyor? Merak, potansiyel vs Evet, Türkiye ye geleli çok kısa bir zaman oldu. Bu soruya cevap verebilmek için çok fazla bilgi toplama fırsatım olmadı. Ayrıca, burada, Uzay Kampında karşılaştığım öğrenciler sadece Türk değil, yurt dışından da öğrenciler var Amerika daki öğrencilerle buradaki öğrencileri kıyasladığımda şunları söyleyebilirim Amerika da uzay ile ilgili hali hazırda program olduğu için onlar zaten bu işin içindeymiş gibiler. Yani bu durumun içinde doğdukları için, Uzay vs onlara normal geliyor. Aşinalar Ama, Amerika dışındaki ülkeler, buna Türkiye de dahil, Uzay a daha fazla ilgililer. Meraklılar Bu söylemlerimi, ülkeniz ile ilgili kompliman olarak alabilirsiniz. Bu çocuklar, Uzay a ekstra ilgi gösteriyorlar. Astronot olmaya nasıl karar verdiniz? Yani bu, doktor olayım veya mühendis olayım deyip olabildiğiniz bişey değil sanırım (Gülüyor) Ben Veteriner Doktorum. Orduda da görev yapıyorum. Beni astronot olmaya iten şey, hali hazırdaki Akademik Kariyerimi ilerletme düşüncesi oldu. İnsanlar, bir kariyere sahip olup ve daha sonra fikir değiştirip başka bir alanda çalışmaya yönelebilirler. Ben bu şekilde hareket etmedim. İçinde olduğum alana ilişkin ne şekilde bir çalışma yapabilirim diye düşündüm. Ve Astronot oldum. - KARARLI VE İNATÇI BİRİYİM İnsanların sana bakışı nasıl? İnsanlar, yaptığım çalışmaları zor bulup; DON T PANİC Özel bir eğitim programı için İzmir e gelen NASA Uzay Üssünden Astronot Veteriner Doktor zaten veterinersin, bunun üzerine bir de Astronotluğu eklersen daha da zor olabilir, dedikçe ben daha da motive oldum. Çalışmaya gelince, kararlı ve inatçı biriyim. Bunları kullanarak, zor olanı başarmaya çalışıyorum. - UZAY DA NE İŞİN VAR, DİYORLAR BANA Karadenizlilik sizde de var desenize Mesela, Türkiye de birine, doktora sorarlar; Nerede doktorluk yapıyorsun? filan Sana, Nerede veterinerlik yapıyorsun? diye sorduklarında Uzay da mı, diyorsun? Aslında daha çok şöyle soruyorlar bana: Sen veterinersin, Uzay da ne işin var? Ben orduda görev yapıyorum. Daha çok, pilotlarla görüşüyorum. Astronot olmak için başvuran Astronot Richard Linnehan Uzaylıya inanıyor musun? Var mı? Bilelim de, ona göre yani (Gülüyor) Ufo görmedim. Ama Ufo ların varlığına inanıyorum. Dünya dan başka gezegenlerde de canlıların yaşadığına inanıyorum. Soru şu: Bize gelip, bizi ziyaret ediyorlar mı? Uçsuz bucaksız evrende, bizi ilginç buluyorlar mı ziyaret etmek için ] Yavaş yavaş sonlara gelelim. Çok güzel bir sohbet oluyor ama programın yoğun. Uzay da astronot kıyafetiyle çalışmaktan bahseder misin? Şöyle anlatabilirim Bir fanusu düşün ve kafana tak. Ellerine tamir için kullanabileceğin eldiven düşün ama bütün hissiyatı düşüren bir eldiven Kalın eldivenlerden Arabanın motorunu, gece karanlığında tamir etmeye çalıştığını düşün Astronot kıyafetiyle çalışmak, öyle zor bişey Son soru geldi. Futbolu seviyor musun? Hangi takımı tutuyorsun? (İki tercüman da Fenerbahçeli olunca; baskıyla, Astronotu Fenerbahçeli yapıyorlar. Ben Trabzonsporlu yaparım umuduyla hangi takımlı olduğunu sormuştum. Dil bilmeyince bir de deplasmanda olunca, gitti bir taraftar) Fenerbahçeliyim. pilotlar oluyor. Onlara da nüktedan bir şekilde ben soruyorum: Uzayda hava yok ki, sen neyi nasıl uçuracaksın, sen niye başvuruyorsun? İlk başta, demek istediğimi anlamıyorlar ama düşündükten sonra ne demek istediğimi kavrıyorlar. Ben, mesela, astronot olmak istesem nasıl bir yol izlemem gerekir? (Gülüyor) Sen gençsin daha. Astronot olmak için zamanın var. - ASTRONOT OLMAK İSTİYORSANIZ, ÇOK ÇALIŞMALISINIZ Özel bir eğitim programı için İzmir e gelen NASA Uzay Üssünden Astronot Veteriner Doktor Richard Linnehan, Sondakika Gazetesine konuştu. Uzaylıları görmediğini ancak varlığına inandığını belirten Linnehan, Uzay a ilişkin merak edilen tüm soruları içtenlikle yanıtladı röportaj Ben de geç kaldığımı düşünüyordum (Kahkaha) Astronot olmak isteyenler için cevabım klasik olacak ama çalışmak gerekiyor. Matematik, Fizik, Biyoloji ve Kimya biliyor olmak gerekiyor. Çünkü Uzay a gidildiği zaman; yer çekimsiz ortamda olmak nasıl işliyor, Dünya nın çekim kuvveti nedir, gibi konuları anlayabilmek için bu Fen Bilimleri konularına çok hâkim olmak gerekiyor. Ve bunlar bir dil. Nasıl şu anda biz bir başka dilde konuşuyorsak, Matematik de bir dil. Matematiği öğrendikten sonra kendinize ekstradan bir özellik katmış oluyorsunuz. Uzay da işlerin nasıl yürüdüğünü daha iyi kavrayabiliyorsunuz. - KORKMAYA ZAMANIMIZ YOK Uzay a ilk çıkışından bahseder misin, Richard? Fırlatma rampasından Uzay a uzanan yolculuktan Ve bu yolculukta korktun mu? Tam tamına, 59 Gün 21 Saat Uzay da kalan, NASA Uzay Üssünden Astronot Richard Linnehan'dan Yavuz Atalay'a çok özel açıklamalar Geri dönemeyebileceğini düşündün mü? O kadar çok eğitim aldık ve uçuş için o kadar çok hazırlık sürecinden geçtik ki herkes ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Dolayısıyla oradaki korku, başımıza bişey gelir mi, korkusu değil; fırlatmadan önce yapmamız gereken hazırlıkları ve basmamız gerek düğmelere olması gerektiği gibi yapabilme endişesiydi. Korkudan ziyade tereddüdüm bu yöndeydi. Kaldı ki korkmaya da vaktimiz yoktu. Tek düşündüğüm, yapmam gerekeni layıkıyla yapabilmekti. Ayrıca, şuradan karşıdan karşıya geçerken bir otobüs çarpabilir bize. Bu risk her zaman var, sadece uzaya giderken değil Bir tercih yapmanız gerekiyor. Risk almazsanız, kazanç da elde edemezsiniz. Başıma bişey gelir endişesiyle oturduğunuz yerde oturursanız ilerleyemezsiniz. Dolayısıyla, önceden hesaplanabilir riskleri alıp, o riskler ışığında adım atmanız gerekiyor. Fırlatma rampasında hissettiklerim bunlardı. Fırlatma rampasından Uzay a gidilinceye kadar süre içerisinde bunları düşündüm. Uzay a gidince bir rahatlama vardı. Çünkü yanlış düğmeye basmadığımızı anladık. - UZAY DA SORUN ÇIKINCA OKUDUĞUM KİTAPTAKİ O CÜMLE AKLIMA GELİYOR: PANİK YAPMA Aslında şunu soruyorum, beklemediğin bir sorun yaşadın mı? Beklemediğin bir sorun çıktı ve o an çözüm üretmelisin (Gülüyor) Hemen hemen her gün böyle şeyler oluyor Anlatır mısın birini? Galaksi Otostopçusu diye bir kitap var. O Gazeteci Yavuz Atalay kitabı çok seviyorum. O kitabın hemen başında; Panik yapmayın der. Uzay da beklenmedik sorunlarla karşılaşmak, aslında, son derece beklenilen bişey. (Bu arada Richard, bana bir hediye veriyor. Uçuş tulumunda, sağ kolunun üzerinde kullandığı Patch ti bana hediye ediyor. Zaten zevkle yaptığım bir röportajdı, bu nazikliği, röportajı daha da severek yapmama vesile oldu. Teşekkürler hediye için Richard.) 3 Tane alternatif var. Plan A, Plan B, Plan C Plan A; hiçbir zaman düzgün işlemez. Plan B; bazen işliyor. O da olmazsa, Plan C yi işleme sokuyoruz. Böyle bir işleyiş var. Buradaki eğitim çok önemli. Biz, işler iyi yürümediğinde, ikinci en iyi çözüm nasıl olur ve bu çözümü nasıl üretmeliyiz, onu geliştirmek için eğitim alıyoruz. O kadar çok karşılaşıyoruz ki sorunlarla Mesela, Huuble Uzay Teleskopu ile ilgili çalışma yaparken problem çıkmıştı. Bilimsel deneyleri yapmak için geliştirilen ekipmanda problem çıkmıştı. Ona çözüm ürettik. Hemen aklıma, az önce sana söylediğim cümle aklıma geliyor; panik yapma Önemli olan o. - C PLANI ÇALIŞSA İYİ OLUR A, B, C, Planlarından bahsettin. Dünya da bir de D Planı var, o da: Kaçmak. (Kahkaha) Harika Evet, kaçmak, doğru Plan A hiçbir zaman çalışmaz. Plan B bazen çalışır. Plan C, çalışsa iyi olur. - HAYATIM GÖZLERİMİN ÖNÜNDEN FİLM ŞERİDİ GİBİ GEÇTİ Türkiye de bir deyim var: Hayatı, gözlerinin önünden film şeridi gibi geçmek. Uzay da böyle bir an yaşadın mı? Birçok defa yaşadım. Uzay kıyafetini giydiğimde yaşadım. - UZAY DA GÜLÜYORUZ, ŞAKALAŞIYORUZ Uzay a, 7 kişilik bir ekiple çıkıyorsun. Çıkarken, ne tarz konuşmalar geçiyor diğer 6 kişi ile aranda? Fırlatma rampasındayken, muhabbet ortamı olmuyor. Herkes, birbirine ne söylemesi gerekiyorsa, şu düğmeye basılacak gibi, görevle alakalı şeyleri söylüyor. Uzay a gittikten sonra, şimdi yaptığımız gibi konuşuyoruz. Sohbet ediyoruz. Gülüyoruz, şakalaşıyoruz Öyle bir ortam oluyor. Ama yapmamız gereken şeylerden de ödün vermiyoruz. Yer Çekimi diye bir film var, seyretmeni tavsiye ederim. Orada, Astronot bir şey tamir ediyor ve tamir ederken müzik dinletiyorlar ona Ama o tamir ettiği şeyi yapamıyor. İş ciddileşiyor. Astronot, daha sonra, müziği kapatır mısınız odaklanmam gerekiyor, diyor İnsanlar, bu işi yaparken çok fazla zorlanacağımı söyledikçe ben daha da motive oldum. Astronot Richard Linnehan, tercümanların baskısıyla, Türkiye de Fenerbahçeli olduğunu açıkladı Uzay da sorun yaşadığınızda 3 tane alternatif var. Plan A, Plan B, Plan C Plan A hiçbir zaman çalışmaz. Plan B bazen çalışır. Plan C, çalışsa iyi olur. Uzay a çıkarken yapmamız gereken o kadar çok iş vardı ki, korkmaya vaktimiz yoktu. Kararlı ve inatçı biriyim. Bu özelliklerimi kullanarak zor olanı başarmaya çalışıyorum. Amerika ya dönünce, Türkiye ile Amerika yı kıyaslayacaksın. Peki, Uzay a çıktığında ve döndüğünde, Dünya ile Uzay ı karşılaştırdın mı? Harika bir soru. Sorunun cevabına gelmeden önce, İzmir i çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Amerika daki birçok eyaletten daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Güzel bir şehriniz var. Soruna dönecek olursam, istediğiniz zaman Uzay ile ilgili görüntüleri izleyebiliyorsunuz. Ama şunu belirtmeliyim ki; Uzay a çıktıktan sonra benim algım değişti. Şimdi, siz İzmir de yaşıyorsunuz, ben Amerika da yaşıyorum. Bakıldığı zaman çok uzak mesafelermiş gibi geliyor ama Uzay a çıkıldığı zaman Dünya yı bir bütün olarak görüyorsunuz. Aslında, hepimiz aynı eko sistemi paylaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz, aynı sudan içiyoruz, her şeyimiz aynı Tek bişeyiz. Hepimiz biriz. Aradaki uzaklıklar hiç bişey ifade etmiyor. Ne kadar bir arada olduğumuzun farkına varıyorum. Benim bakış açımı bunlar geliştirdi. Dünya da günlük olaylarla meşgul oluyoruz ama Uzay a çıkıldığı zaman büyük ölçekle baktığınız o sorunların ne kadar küçük olduğunun farkına varıyorsunuz.] Uzay da yaşadığın enteresan bir olay, bir anı var mı Richard? Hubble Uzay Teleskopunun iyileştirme çalışmalarında yer aldım. Evren ile ilgili daha iyi araştırma yapabilmek için kullanılan bir teleskop. Uzay daki bir teleskop Bununla ilgili yaptığım çalışmalar benim için çok önemli. Birçok araştırma için bu teleskop kullanılıyor. Evren e dair daha fazla bilgi toplamak için önemli bir teleskop. Ben Astrofizikçi değilim ancak insanların daha fazla bilgiye sahip olması için yer aldığım bu çalışma beni mutlu etti.

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com 2040 BÜYÜK TÜRKİYE İMPARATORLUĞU Aşağıda ABD'li stratejist Friedman'ın tahminlerini okuyunca göreceksiniz. Tüm Türk ve Müslüman aleminin hayalleri olduğunu, bu hayallerin gerçekleşmesini herkesin arzuladığını söylememe gerek yok. Ancak bunlar şimdilik bir tahmin olarak görülüyor, fakat bu tahminler öyle akıl dışı ve gerekçesiz tahminlerde değil. Çünkü Türkiye'nin son 12 yıldır başardıkları ve geldiği noktalar ile Ortadoğu da yaşananları düşünürseniz, mantıksız ve dayanaksız hayaller olmadığını da hemen görürsünüz. Tabii gözleriniz kapalı değilse Beyinleriniz bir yerlere ipotek edilmemişse.. Sırf hasedinizden iyi yapılan işleri bile kötü göstermek ve ben yapamadım onların yaptıklarını da iyi görmem, kötüleyerek, karalayarak, hedef saptırıp, vatan, millet, bayrak, Atatürk edebiyatı yaparak asıl amaçlarınızı gizleyerek çıkarlarınız uğruna ihaneti bile göze almamışsanız... Şimdi Türkiye artık büyük bir imparatorluğu hedefine koymuş hızla ilerlemektedir. Doğru söylüyor Friedman. Müslüman Türkler tarih sahnesine imparatorluk olarak dönmenin hazırlığını yaptılar, adım adım ilerliyorlar. O günler de bize göre fazla uzak değil. Akdeniz ve Karadeniz'in bir Türk gölü olması hedefine doğru hızlı adımlarla ilerleyen bir Türkiye var. Hakları gaspedilmiş, sömürülmüş, ezilmiş, horlanmış, müslüman ve Türk olmasından dolayı insan olarak bile görülmemiş mazlum insanların umudu olmuş, hamileri ve Ağabeyleri onların kurtuluşu için elinden geleni hep yapmış, yapmaya da devam ediyor. O zaman aşağıda sıralanan tahmin ve yeni Türkiye tarifini hep beraber okuyalım, bakalım ne diyor Friedman: "ABD'nin ünlü Strateji uzmanı, CIA'nın akıl hocası olduğu iddia edilen, Stratfor un kurucusu ve tahminleri en doğru çıkan Stratejist George Friedman 2040 yılındaki Türkiye'yi şöyle tarif etmiştir; -Müslüman Türkler tarih sahnesine imparatorluk olarak dönecek! -Türkiye; Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanları hakimiyeti altına alarak dev bir ülke olacak! -Başkent Ankara dan İstanbul a taşınacak! -Karadeniz ve Akdeniz artık bir Türk gölü haline gelecek! -Neo Osmanlı senaryosu gerçek olacak. Türkiye Osmanlı İmparatorluğu nun en etkin döneminin hakimiyetini dünyaya geri getirecek! --- Bu tahmin hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, bir zamanların sanayi, ihracat, liman ve turizm kenti İzmir in, işsizler ve yoksullar için umut kapısı kent olmaktan çıkıp, Türkiye nin işsizlik rekorunu kırar hale gelmesinin acı verici olduğunu söyledi. Türkiye İstatistik Kurumu nun istihdam-işsizlik verilerine göre İzmir in metropoller içinde % 16 ya yaklaşan işsizlik oranıyla en ön sırada yer aldığını, İstanbul da bu rakamın % 11.2, Ankara da da % 10 olduğunu vurgulayan Aslan, Bir zamanların sanayi, ihracat, liman ve turizm kenti, işsizler ve yoksullar için umut kapısı olan İzmir, bugün Türkiye nin işsizlik şampiyonudur. Bu tablo işsizliğin İzmir de sosyal dokuyu ve toplumsal barışı tehdit edecek bir boyuta ulaştığını göstermektedir dedi. İŞSİZLİĞİN ÜÇ SEBEBİ VAR Bunun üç nedeni olduğunu, birincisinin İzmir e ülkenin dört bir tarafından ve özellikle de bölgeden gelen göçe karşılık yeni iş alanlarının yaratılamaması, ikincisinin de kamu yatırımlarından hak ettiği payı alamaması olduğunu kaydeden Aslan, İzmir milli gelire % 7, genel kamu bütçesine de % 10 katkı vermesine karşılık devlet harcamalarından aldığı pay, % 5 i bile bulmuyor. Üçüncü neden de, sanayici, üretici ve yatırımcı açısından İzmir i bir TÜRK GENÇLERİ DIŞ GÖRÜNÜŞLERİNDEN MEMNUN Avrupa ülkeleri arasında Türkiye deki gençlerin görünüşlerinden en memnun ülke olduğu ortaya çıktı. Eğitim ve Cinsiyet (EDGE: Education and Gender) başlıklı Avrupa Birliği projesi kapsamında 6 Avrupa ülkesindeki gençlerin beden algıları araştırıldı. Türk gençlerinin yüzde 45 oranında dış görünüşünden memnun olduğunu belirtirken Türkiye yi yüzde 40,4 oranıyla Avusturyalı gençler, yüzde 34,5 ile Polonyalılar takip etti. Macarlar yüzde 33,3, Almanlar yüzde 26 oranında görüşlerini beğendiğini bildirdi. En az mutlu olan ülke ise yüzde 15,7 oranıyla Norveçliler oldu. Araştırmanın Türkiye boyutu, İzmir Ekonomi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Hazırlık ve Lisans/Ön Lisans Programları Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nesrin Oruç Ertürk tarafından gerçekleştirildi. Çalışmanın gençlerin kendileri ile başkalarını algılamaları ve güzellik kavramlarının ortaya çıkarılması amacıyla yapıldığını anlatan Yrd. Doç. Dr. Ertürk, Araştırmaya, Avusturya, Almanya, Macaristan, Norveç, Polonya ve Türkiye de yaş arasındaki 444 genç katıldı. Avrupa Birliği projesinde Türkiye deki araştırmaları İzmir Ekonomi Üniversitesi olarak gerçekleştirdik. Avrupalı katılımcıların genelinin görünüşlerinden memnun olduğu sonucuna ulaştık. Bu durum özellikle, ankete Polonya, Avusturya ve Türkiye den katılan gençlerin bu maddeye verdiği cevaplarla ortaya çıkmıştır. Görüntüsünden en az memnun gençler ise yüzde 15,7 ile Norveçli gençler oldu dedi. Gençler, bedenlerini saklamaya karşı Yrd. Doç. Dr. Ertürk, Vücudumu geniş elbiselerle saklamaya çalışırım ifadesine Avusturyalı gençlerin 71,2, Türklerin yüzde 61,7, Polonyalıların 58,6, Macarların 55,6, Almanların 45,3, Norveçlilerin de yüzde 1,3 oranında katılmadığını söyledi. Medyada sunulan bireyin bedenine ve fiziksel görünümüne dikkat etmesi yönündeki sinyallerin gençleri etkilediğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ertürk, iyi görünümlü insanların iş dünyasında daha fazla şansı vardır yönündeki görüşün yüzde 79,3 oranla en çok Polonyalı gençlerden onay aldığını kaydetti. Bu soruya Almanların yüzde 68,7, Avusturyalı grubun yüzde 67,3, Macarların 66,7, Türklerin 63,3, Norveçlilerin de yüzde 40 oranında olumlu yanıt verdiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Ertürk, şunları söyledi: İyi bir görünüm ihtiyacı en az Norveçliler tarafından onaylanırken, yüzde 77 si bu maddeye olumsuz baktığını bildirdi. Öte yandan, Avusturyalı, Alman, Macar ve Türk katılımcıların yüzde 70 i için Moda ve reklam dünyasındaki aşırı zayıf kadın ve erkekler benim için örnek değildirler ifadesini doğruladılar. Polonyalı gençlerde bu oran yüzde 86 dır. Sonuçlar, farklı ülkelerde, farklı kültürlerde doğan ve büyüyen gençlerin vücut algılarından ne kadar etkilendiklerini göstermesi açısından önemlidir diye konuştu. (HABER MERKEZİ) MİLLİ GELİRE YÜZDE 7, KAMU BÜTÇESİNE YÜZDE 10 KATKI VEREN İZMİR E DEVLET HARCAMASI YÜZDE 5 İ BİLE BULMUYOR ASLAN: İŞSİZLİKTE İSTANBUL VE ANKARA YI SOLLADIK ilgi odağı haline getirecek politikaların ne merkezi hükümet ne de yerel yönetimler tarafından geliştirilememesidir. Tam tersine, İzmir in sanayicileri, girişimcileri yüzünü finansın, sıcak paranın ve rantın merkezi İstanbul a çevirmiştir. Aslında bu kara tablo İzmir in kaderi değildir, olmamalıdır diye konuştu. İŞSİZLİK HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜN ANASIDIR Özellikle işsizliğin, toplumun temeline yerleştirilmiş tahrip kalıbı olarak algılanması gerektiğine işaret eden Aslan, sözlerini şöyle noktaladı: İşsizlik, psikolojik, toplumsal ve demokratik sonuçları itibariyle zaman ayarı bozulmuş bir saatli bomba işlevi görerek, aileyi, toplumu ve demokrasiyi tehdit etmektedir. Özellikle % 20 düzeyinde olan diplomalı genç işsizler aileleri için de, yaşadıkları sosyal çevre için de her türlü olumsuzluğun, şiddetin ve çatışmanın odağı olma potansiyelini taşımaktadırlar. İşsizlik, toplumdaki her türlü kötülüklerin anasıdır. Bu nedenle ülkeyi yönetenler işsizlik problemini ötelemeden çözümü için üzerinde yoğunlaşmalıdırlar. (HABER MERKEZİ) Yeniden doğdular Hayvan tacirleri tarafından satılmak istenirken ele geçirilen 3 tilki ile yaralı ve yardıma muhtaç halde İzmir Doğal Yaşam Parkı na getirilen 3 kerkenez, 3 kukumav ve 1 ishak kuşu, uzman personel tarafından iyileştirildikten sonra yeniden yaban hayatına bırakıldı yılından bu yana parka getirilen yaralı 350 yaban hayvanı sağlığına kavuşturuldu. Avrupa nın sayılı hayvanat bahçeleri arasında gösterilen İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, yaban hayatında yaralanan hayvanlar için de tedavi merkezi görevi görüyor yılından itibaren yaralı olarak getirilen 350 nin üzerinde yaban hayvanını sağlığına kavuşturan Doğal Yaşam Parkı nın son Sosyal proje kapsamında yaşlıları da unutmayan Karabağlar Belediyesi hizmeti ayağa götürecek Karabağlar daki yaşlılara müjde Karabağlar sınırları içerisinde bulunan Türkiye Yardımsevenler Derneği Dr. Kemal Tarım Dinlenme Evi Vakfı yönetim kurulu üyeleri Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu'nu ziyaret etti. Başkan a ahşap boyama Atatürk Portresi hediye eden dernek yöneticileri yaşlılara daha iyi hizmet verebilmek için Selvitopu ndan destek istedi. Başkan Selvitopu da Karabağlar da sosyal projelere de önem verdiklerini belirterek yaşlılara yönelik gerçekleştirecekleri projelerini anlattı. Projeye göre, yaşlıların evde tırnak kesimi, tıraş edilmesi gibi kişisel bakımları yapılacak. Sağlık taramaları ve genel bakımları da Yaz aylarının gelmesi ile birlikte temizlik, koku ve kent estetiği konusundaki hassasiyetleri göz önüne alan Karşıyaka Belediyesi, Karşıyaka sahilinin tarihi sembolleri arasında yer alan faytonlara da düzenleme getirdi. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Kent düzenini sağlamak için çalışıyoruz. Vatandaşlarımızdan gelen şikâyetler doğrultusunda, faytoncularla da uzlaşarak bu formülü ürettik dedi. Yaz aylarının gelmesi ile birlikte, sahilde müşteri bekleyen faytonların pis koku yaydığı ve görüntü kirliliği oluşturduğu yönünde, vatandaşlardan gelen şikayet ve önerileri dikkate alan Karşıyaka Gediz Üniversitesi, bazıları alanında ilk olan 22 laboratuvar kurdu, yurtiçinden ve yurtdışından genç araştırmacıları İzmir de buluşturdu. Tüm bu çabaların sonucunda projeler ve buluşlar peş peşe gelmeye başladı. İki yılda bazıları TÜBİTAK destekli 33 proje geliştirildi. Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik, Daha yolun başındayız, yapacak çok işimiz var dedi. Gediz Üniversitesi, bilimin ve buluşların dünya çapındaki merkezleri arasına girme hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor. İzmir Seyrek teki kampüs bu amaçla adeta bir bilim üssüne çevrildi. Şu an nanoteknoloji, bilgisayar, fizik, elektrik-elektronik, network, makine dinamiği, simülasyon-ergonomi, termodinamik, pnömatik, CNC, inşaat, hidrodinamik, optisyenlik, hemşirelik uygulama ve anatomi üzerine toplam 22 laboratuvar bulunuyor. Bunlara önümüzdeki günlerde Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı da eklenecek, böylece sayı 23 e yükselecek. Yurtiçinden ve yurtdışından Gediz e gelen çoğu genç akademisyenlerden oluşan bilim insanları yerli teknoloji üretmek, insanlığa misafirleri 3 tilki ile 3 kerkenez, 3 kukumav ve 1 ishak kuşu oldu. İnternet üzerinden kurt köpeği olarak satılmak istenirken, alıcı kılığına giren Orman ve Su İşleri Bölge Müdürlüğü İzmir Şubesi ekipleri tarafından hayvan tacirlerinin elinden kurtarılan ve yaralı oldukları belirlenen 3 yavru tilki, Doğal Yaşam Parkı na getirildi. Uzman personel tarafından tedavileri yapılan yavru tilkiler tekrar sağlıklarına kavuştuktan sonra yaban hayatına bırakıldı. Yaralı ve yavru halde Doğal Yaşam Parkı na getirilen 3 kerkenez, 3 kukumav ve 1 ishak kuşu da tedavilerinin ardından bırakıldıkları Yamanlar Dağı ndan doğaya kanat çırptı. (HABER MERKEZİ) belediye ekipleri tarafından gerçekleştirilecek. Ayrıca, ilçede yaşlılar için dayanışma merkezleri oluşturulacak. Başkan Selvitopu nu makamında ziyaret eden Dr. Kemal Tarım Dinlenme Evi yönetim kurulu üyeleri kurumun çalışmalarıyla ilgili Başkan Selvitopu nu bilgilendirdi. Dinlenme evinin 1983 yılından bu yana hizmette olduğunu ve 73 yaşlının burada barındığını belirten Dr. Kemal Tarım Dinlenme Evi Müdürü Şevket Perçin yaşlılara daha iyi şartlarda hizmet verebilmek için bir takım eksikliklerin olduğunu, bu sorunların giderilmesi konusunda Başkan Selvitopu ndan destek istediklerini söyledi. Belediyesi, fayton durakları ve çalışma saatlerine yeni bir düzenleme getirdi. Buna göre; faytoncuların uzun yıllardır müşteri bekledikleri Karşıyaka İskelesi yanındaki duraklarda artık tek bir fayton müşteri bekleyecek. Diğer faytonlar, kendilerine ait bekleme alanlarında sırada olacak ve iskeledeki durağın boşalmasının ardından sırayla sahile çıkacak. Böylece, özellikle yaz aylarında ortaya çıkan koku, görüntü kirliliği ve trafik sorunlarının önüne geçilecek. SAATLERE DE DÜZENLEME Hijyen ve estetik görünüm konusunda çalışma yapan Karşıyaka Belediyesi, atların yaz ayları boyunca buluşlar kazandırmak için araştırmalar yapıyor. Üniversite öğrencileri ve bilime meraklı liselilere de bu laboratuvarların kapıları açılıyor. Ayrıca araştırmacılara 10 bin TL yi bulan teşvikler de veriliyor. Tüm bunların sonucunda Gedizli akademisyenler ve öğrenciler otomotivden elektroniğe, medikalden yenilenebilir enerjiye son 2 yılda tam 33 projeye imza attı. Büyük bölümü TÜBİTAK tarafından desteklenen bu çalışmalar, yakın gelecekte hayatımızı kolaylaştıracak birçok yenilik getirecek. Gediz in farkı işte bu Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik, tamamı son teknoloji eseri cihazlarla ve eğitim araçlarıyla donatılan laboratuvarların Gediz Üniversitesi nin hedefleri ile iddiasını gözler önüne serdiğini ifade ediyor. Prof. Dr. Çevik, gençlere uygulamalı eğitim, araştırmacılara da bilimsel çalışma ortamı sağladıklarını, Türkiye nin teknoloji üreten ülkeler arasındaki yerini sağlamlaştırması için çalıştıkları dile getiriyor, şunları söylüyor: En büyük idealimiz, dünyaya bu topraklardan da Karabağlar da yaşlıların da hayatını kolaylaştıracağız Karabağlar da yaşayan tüm yurttaşların hayatını kolaylaştırmak için çalışma başlattıklarını belirten Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ise ilçedeki yaşlı vatandaşlarımıza yönelik de projelerin olduğunu, bunları hayata geçirerek onlara destek olacaklarını ifade etti. Yaşlılara her zaman değer verdiklerinin altını çizen Başkan Selvitopu şöyle konuştu: Sosyal belediyecilik kapsamında yaşlı vatandaşlarımıza yönelik de projelerimiz var. Karabağlar 480 bin nüfusla İzmir in en büyük ilçesi. Dolayısıyla ilçemizde yaşlı nüfusu da oldukça fazla. Onlar için çeşitli projeler üreterek hayatlarını kolaylaştırmayı planlıyoruz. Çalışmalarımızın arasında yaşlıların evde bakım hizmeti var. Kısa süre içinde bu çalışmayı başlatmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda yaşlıların evde tırnak kesimi, traş edilmesi gibi kişisel bakımları yapılacak. Sağlık taramaları ve genel bakımları da ekiplerimiz tarafından gerçekleştirilecek. Ayrıca, ilçemizde yaşlılar için dayanışma merkezleri oluşturmayı planlıyoruz. Yaşlılarımız buralara gelip boş vakitlerini geçirebilecek ve sosyal ilişkilerini güçlendirme fırsatı bulabilecekler. dedi. Ziyaret sonunda dinlenme evi sakini Hasan Sayan, Başkan Selvitopu na özel olarak yaptığı ahşap boyama Atatürk Portresini hediye etti. Dinlenme evi sakinleri Başkan Selvitopu'nu önümüzdeki günlerde düzenleyecekleri iftar organizasyonuna da davet etti. (HABER MERKEZİ) FAYTONLARA KALICI ÇÖZÜM güneş altında beklemelerinin önüne geçmek için, faytonların çalışma saatlerinde de saat düzenlemesine gitti. Buna göre, faytonlar haftanın her günü saat de çalışmaya başlayacak. Mesai, ertesi gün saat de sona erecek. Böylece atların, güneşin en etkili olduğu öğle saatlerinde çalıştırılmasının önüne geçilmiş olacak. Kent düzenini sağlamak için çalıştıklarını söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Vatandaşlardan gelen şikayet ve öneriler doğrultusunda çalışmalar yapıyoruz. Kent için önemli bir değere sahip olan faytonlarımıza da yeni bir düzenleme getirdik. (HABER MERKEZİ) Gediz, bilimin merkezi oldu çığır açacak buluşların çıkabileceğini göstermek. Bu hedef doğrultusunda üzerimize düşeni yapmaya gayret ediyoruz. Daha yolun başındayız, alınacak çok mesafemiz var. İnanıyorum ki genç beyinlerimiz, onlara yön veren deneyimli hocalarımız, sürekli geliştirdiğimiz fiziki altyapımız ve ekipmanlarımız sayesinde daha birçok başarıya imza atacağız, ülkemizi bilimde ileriye taşıyacağız. Gediz in gurur tablosu Doç. Dr. Selim Solmaz ve Yrd. Doç. Dr. Durmuş Uygun, KOSGEB desteğiyle tüm araçlara uygulanabilecek elektrik motoru geliştirdi. Tekerlek içine takılacak motorla otomobil, minibüs, otobüs ile kamyonlar hibrid veya elektrikli olacak, bir ilke imza atılacak. Yrd. Doç. Dr. Merih Palandöken, havadaki elektromanyetik dalgalardan elektrik üretilip depolanmasını sağlayan proje hazırladı. TÜBİTAK ın da desteklediği çalışmayla, cep telefonu gibi birçok cihaz bataryasız kullanılabilecek. Yrd. Doç. Dr. Uğur Türkan, vücuda yerleştirilen implantlardan kaynaklı enfeksiyonların önüne geçecek biyomedikal ürün geliştirdi. Bir ilk olan bu gelişme, tıp dünyasında heyecanla karşılandı. Doç. Dr. Selim Solmaz, geleceğin araçları elektrikli ve hibrid otomobiller için yeni nesil aktif güvenlik kontrol sistemi tasarladı. Elektrikli ve hibrid araçların yüksek maliyetini aşağıya çeken, performansı ve güvenliği artıran OTOBÜSLERDEKİ YOLCU sayısı düştü, konfor arttı Büyükşehir meclis toplantısı öncesinde bir sunum gerçekleştiren ESHOT yetkilileri, lastik tekerlekli taşıtlardaki biniş oranının 3 puan düştüğünü, raylı sistemde ise aynı oranda artış sağlandığını bildirdi. Sabah yoğun saatlerde otobüs başına düşen ortalama yolcu sayısı 53 kişiden 45 kişiye indi ve yolcuların daha rahat, konforlu seyahat etmeleri sağlandı. Daha önce günlük ortalama 25 bin 500 servis gerçekleştirilirken, yeni sistemde fazladan 4 bin servis daha yapıldı İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz Haziran ayı sonunda uygulamaya koyduğu Ulaşım Sisteminin Yeniden Tasarımı projesinin ilk verilerini İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde, meclis üyeleri ile paylaştı. İzmir de kent içindeki trafik yoğunluğunu azaltmak, duraklarda bekleme süresini kısaltmak ve toplu ulaşımda alternatifleri artırmayı hedefleyen projenin ilk verileri konusunda mecliste bir sunum gerçekleştirildi. Buna göre, toplu ulaşım alışkanlıklarını değiştirmeyi hedefleyen proje kapsamında yapılan uygulama ile lastik tekerlekli taşıtlarda (ESHOT+İZULAŞ) biniş oranı yüzde 69,2 den yüzde 66 6 ya indi. Raylı sistemde gerçekleşen biniş sayıları yüzde 27,6 dan yüzde 30,3 e yükseldi. Aktarmalı biniş oranı ise yüzde 31,9 dan yüzde 36,2 ye çıktı. Sabah yoğun saatlerde otobüs başına düşen ortalama yolcu sayısı 53 kişiden 45 kişiye indi ve yolcuların daha rahat, konforlu seyahat etmeleri sağlandı. Daha önce günlük ortalama 25 bin 500 servis gerçekleştirilirken yeni sistemde fazladan 4 bin servis daha yapıldı. Servise çıkan araç ve servis sayılarındaki artışa rağmen otobüsler daha kısa mesafelerde çalıştırıldığı için yapılan kilometre değerlerinde düşüş yaşandı ve ortalama günlük 6 bin 300 kilometre daha az yol kat edildi. Uygulama esnasında ortaya çıkan sorunların giderilmesine dönük çalışmalar kapsamında da şunlar yapıldı: Konak ile Talatapaşa Caddesi bağlantısının güçlendirilmesi amacı ile 253 No lu Konak Halkapınar hattı açıldı. 121 No lu hat güzergahı, Karataş bölgesi yolcularına hizmet verecek şekilde yeniden düzenlendi. 484 No lu Yeşilbağlar- Konak hattı güzergahında, parklanma nedeni ile yaşanan problemlerin aşılması amacı ile güzergah değişikliğine gidildi. 27 No lu hattın güzergahında değişiklik yapılarak araçların karşılıklı geçemediği güzergaha alternatif sağlandı. 838 No lu hattın güzergahı Mehtap Mahallesi ne hizmet verecek şekilde yeniden düzenlendi. 74 ve 866 No lu hatların güzergahı Şirinyer aktarma merkezinde yaşanan sirkülasyon probleminin çözümü için yeniden düzenlendi. Yeni uygulama ile bölgelerden merkeze 89 hat ve 639 araç ile hizmet veriliyor. Sabah yoğun saatlerde ( ) 1212, gün boyunca ise 3295 sefer ile merkeze giriş-çıkış yapılıyor. Yeni sistemle, bir dakikada geçen araç sayısı: Şair Eşref Bulvarı nda projeyi TÜBİTAK da destekledi. Gediz Üniversitesi Teknoloji Takımı, motordaki atıl ısıl enerjisini kullanarak 1 litre benzinle bin kilometre giden araç yaptı. Şimdiki hedef ise menzili 3 bin kilometreye çıkarmak. Yrd. Doç. Dr. Durmuş Uygun, TÜBİTAK desteğiyle özel bir elektrik motoru geliştirdi. (HABER MERKEZİ) yüzde 72, Fevzipaşa Bulvarı nda yüzde 35, Gazi Bulvarı nda yüzde 56 oranında azalacak. Sistem oturdu Meclis toplantısında yeni ulaşım düzenlemesine ilişkin yapılan sunumun ardından söz alan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bilal Doğan sistemi eleştirdi. Doğan a cevap veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, şöyle konuştu: Aktarmalı sisteme geçmenin anahtarı, bizim 2008 yılında uygulamaya başladığımız ve aktarmalı sisteme hemşehrilerimizi alıştırmak için yaptığımız 90 dakika tek bilet uygulamasıdır. Sayın Doğan raylı sistemin İzmir'in ihtiyacını karşılayacak uzunluğa ulaşmadığını söyledi; aynı şeye ben de sonuna kadar katılıyorum. Ama İstanbul 14 milyon nüfuslu, kaç kilometrelik raylı sistem var? Ankara 4.5 milyonu geçti, kaç kilometre raylı sistemi var? İzmir'de kaç kilometre raylı sistem var? Buna dikkatinizi çekerim. Bu sistem için Haziran ın 20'sinde tanıtım için yapılan duyurular başlar başlamaz, sadece ve sadece siz ve bir kaç arkadaşınız bu sisteme karşı çıkmıştır. Sizin bu sistemi karalama kampanyanıza sağolsun, İzmirli hemşehrilerimiz itibar etmemiştir. Bu sistem oturmuştur. Hatalarımız ve eksiklerimiz varsa gideriyoruz. Okullar açılacağı zaman için de hazırız. F.Altay ve Torbalı da işimiz bitti Raylı sistem ağında Torbalı ve Üçkuyular da işlerinin bittiğini açıklayan Başkan Aziz Kocaoğlu, Torbalı da yapılan geçitlere yapılan ucube yakıştırmasını da hatırlatarak, Her ne kadar Torbalı'- daki geçitler ucube de olsa, Büyükşehir Belediyesi yapmıştır dedi. Meclis toplantısındaki konuşması sırasında Aliağa-Menderes Projesi ni Ulaştırma Bakanlığı nın bitirdiği yolundaki iddialara da cevap veren Başkan Aziz Kocaoğlu, Aliağa Menderes Projesi ne Büyükşehir Belediyesi 700 milyon lira harcamıştır. TCDD de devletin kurumudur. Parayı fatura ile harcar, ihaleyle harcar. Bu projeye harcadığı paraların faturalarını ortaya koyar. Bende 700 milyonluk harcamanın belgesi var. O da çıkartır, kaç para harcadığın koyar ortaya. Siz de kalkarsınız 'Ulaştırma Bakanlığı'nın TCDD'nin bitirdiği Aliağa Menderes Projesi' diye o evraklar ile konuşur nutuk atarsınız. Vapurlara gelince, o da engellendi. Ben Tuzla'da tersanelere, tersanecilerle kimin ne konuştuğunu kelimesi kelimesine biliyorum. Vapur ihalemiz ile ilgili menfi toplantılar yapıldı. Ama ardından ihaleyi bir tane Türk firması aldı. Şimdi iki tanesi vızır vızır Karşıyaka- Konak arası çalışıyor. Bir tanesi daha bu Çiğli de yaşayan engelli ve gönüllü gruplar, Çiğli Belediyesi nin AB projesi olan Engellilerin Toplumsal Entegrasyonunun Geliştirilmesi Hibe Programı kapsamında, Yunanistan ın Samos adasına gittiler. Proje panelinde engelliler çeşitli konularda bilgilendirildi. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafında ortaklaşa finanse edilen, Merkezi Finans ve İhale Birimince açılan, EngellilerinToplumsal Entegrasyonunun Geliştirilmesi Hibe Programı kapsamında Çiğli Belediyesi, Special Mobility Volunteerism adlı projeye dahil oldu. Kapanış konferansı, ay geliyor. Üç ayda bir tane gelecek. Dünya denizciliğine Türkiye nin çığır açacağı bir projedir bu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin projesidir. Ak'a kara demekle kara olmuyor. Çamur at izi kalır mantığı doğru bir mantık değildir. İşte 90 dakika yetmez 120 dakika olsun deniyor. İstanbul da kaç dakika ücretsiz aktarma var? Ankara'da kaç dakika ücretsiz aktarma var? Daha doğrusu var mı? Bunları çalışacaksınız, öyle geleceksiniz! dedi. Ramazan Bayramı'nda ulaşım yüzde 50 indirimli Meclis toplantısında ayrıca Ramazan Bayramı nda ulaşımın yüzde 50 indirimli olması kararı alındı. AK Parti grubu, sistemin tamamen ücretsiz olmasını istedi. Bunun üzerine Kocaoğlu, Ücretsiz olduğunda sıkıntı yaşanıyor. Bir kere, yani son ücretsiz yaptığımız dönemde vapur neredeyse batıyordu. Vatandaş kontrolsüz biniyor. Bakanlar Kurulu zaten tamamen ücretsiz yapmıyor. İstanbul ve Ankara da ücretsiz değil, indirimli karar alıyor. dedi. Söz alan AK Parti li Meclis Üyesi Özen Kızılırmak ise Kocaoğlu na, otobüse birlikte binme teklifi getirdi. Kendisine ulaşımla ilgili tepkilerin geldiğini aktararak, Sayın Başkan, ikimiz de Bornovalıyız. Yarın Bornova da buluşalım, ikimiz de Çiğli ye gidelim. Neler oluyor bakalım. şeklinde konuştu. Bunun üzerine Kocaoğlu, Ben kendim giderim. cevabını verdi. İzmir İl Özel İdare malları 'belediye hizmet alanı' ilan edildi Toplantıda ayrıca önergeler bölümünde AK Parti ve CHP li meclis üyeleri arasında sert tartışma yaşandı. Valilik tarafından Maliya Hazinesi'ne devredilen İl Özel İdare malları, satılmasını engellemek için "belediye hizmet alanı" ilan edildi. Karar, komisyonlarda da mecliste de AK Parti li üyelerin ret oyuna karşılık oy çokluğuyla kabul edildi. İftarda birlik mesajı Meclis toplantısının ardından eski ve yeni dönem meclis üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nun Tarihi Havagazı nda düzenlediği iftar yemeğinde bir araya geldi. Başkan Aziz Kocaoğlu iftar sonrası kısa bir konuşma yaparak şunları söyledi: Ben bu ay içinde bütün dargınlıkların giderilmesini, kendimizi dinlememizi, hatalarımızı yanlışlarımızı gözden geçirmemizi ve takip eden Ramazan Bayramı nda da küskünlüklerin, dargınlıkların bitmesini diliyorum. Hepsinden önemlisi ülkemize, bölgemize ve dünyamıza barışın ve kardeşliğin gelmesini diliyorum. (HABER MERKEZİ) Çiğlili engellilerin Samos çıkarması gönüllüler ve engellilerle yürütülen ve proje ortaklarının da katıldığı bir organizasyonla Yunanistan ın Samos adasında gerçekleştirildi. Organizasyona Samos Belediye Başkanı Thanou Stylianos, Çiğli Belediye Başkan Yardımcıları Muharrem Aslan ve Derviş Engin, Tüm Engelliler İçin Engelsiz Bir Dünya Derneği Başkanı Mehmet Aslan, meclis üyeleri, engelli vatandaşlar ve gönüllü grubu katıldı. Sabahın erken saatlerinde Çiğli Belediyesi önünden başlayan yolculuk, Kuşadası ndan feribotla Samos adasına geçişle başladı. Samos ta konaklayan engelli vatandaşlar adanın tarihi mekanlarını, mimarisiyle ünlü cadde ve sokaklarını karış karış gezdiler. Oldukça keyifli geçen gezintide Yunan kültüründen çeşitli kesitler sunuldu. Projenin anlam ve önemine uygun olarak verilen Samos konferansında, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yar. Doç. Göknur Ege, engellilerin toplumdaki yerine, onların sorunlarına nasıl yaklaşılması gerektiğine, engelli hakları ve bu konuda yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Panelde konuşan Başkan Yardımcısı Derviş Engin, Çiğli Belediyesi olarak engellilere yönelik yürüttükleri hizmet ve projelerin önemine değindi. Başkan Yar. Derviş, Engelli vatandaşlarımız yaşam adına büyük engellerle karşılaşıyorlar. Onlar için sosyal aktiviteler düzenliyoruz. Samos gezisi de bunlardan biri dedi. Samos Belediye Başkanı Stylianos; İşbirliğine her zaman hazırız İki ülke arasında gerçekleştirilen bu projede yer alarak engellilere destek GÜNDEME DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com MAKAMLAR, İNSANLAR VE SEÇİM Eskiler ne demiş, bir baş ol da, istersen soğan başı ol. Evet, istersen soğan başı ol. Sen, olmamış olsan da sen ol. Yani ben olayım da, ne başı olduğum hiç fark etmez. Yeter ki ve illaki bir baş ol. Ama behemehâl ol. Her yol mubah olsun bu yolda. Tüm değerleri çiğne. Yalan söyle, hile-hurda yap. Faklar kur. Bu uğurda hiçbir etiksizlikten geri durma. Ol ki, torunlarına anlatacak, aktaracak kallavi cinsten yalan yanlış bir hikâyen olsun. Senden gururla bahsetsinler, sen toprak olduktan sonra. Vay anasını be, benim dedemde ne başmış amma, helal olsun gari. Maksat bu türden lakırdılarla avunmaksa gerisi vız gelir tırıs gider. Ne önemi var hakkın, ne önemi var hukukun. Vay vay vay benim dedem de soğan başıymış. Senin deden ne başıymış? Hele bi yol onu deyive len türünden muhabbetlere konu olsun, beri gessin ne olur? Eee nede olsa baş olmak kolay değildir. Zor zenaaattır hani. Türlü türlü dünyalık marifet ister, aşırının fevkinde duygusallık ister, anlarsınız ya, değişik maharetler ister. El çabukluğu ister. Şapkadan tavşan çıkartmayı ister. İster de ister. Öyle değil mi üstadım? Dünya ya hak ettiğinden fazla ehemmiyet verirsen ondan çok şeyler umar, bekler ve diler, istersin. Ancak dünyanın seni sağ göndermeyeceğini unutuverirsin. Dünyadan Ukba ya sağ giden olmuş mudur? Olamamıştır henüz. Bunu bile bile ondakilere takılır kalırsın. Alığın oltada asılı kaldığı gibi. Makamlarına, koltuklarına sevdalanıp tutunacak dal bırakmazsın etrafta. Kırar dökersin hepsini. Ne uğruna, ulaşılmazın, makam ya da makam hırsı uğruna. Şan, şöhret, nam, san, unvan uğruna. Ulaşılmazı hoop diye kucağında buluverdiğinde etraftaki yalaka menfaat takımı hıçkırıklarına bir türlü mani olamazlar. Neden ve niye ağlandığını görebilsen, idrak edebilsen, işte o zaman hakikaten oturur hüngür hüngür ağlarsın. Ama göstermeyeninde hakkında bir hesabı var ki, göstermiyordur. Gözler, kalpler, kulaklar buna sebep mühürlenmiştir kim bilebilir. Mamafih makam, mevki, koltuk, tarihe altın harflerle yazılmak hodbinliğin dünyası olmuştur. Ahireti unutturacak kadar kaplamıştır âlemini. Hizmet dilindedir, elinden bir şey gelmez. Emellere kavuşunca duygular şelale, gözyaşları timsahtandır artık. Dünyalık adına yapılmayan, denmeyen hadsizlik kalmaz. Sözlerin yaptıklarınla zinhar buluşamazlar. Amman baş olayım da istersem soğanın başı istersem de son çare cücüğü oluvereyim düsturun olmaya devam eder. Daha, daha, daha. Yetmedi, etmedi, tutmadı daha ver. Daha daha ver. Büyüdükçe insanları tekmele, ez, böl, parçala. Milleti birbirine düşür. Fitne fücur çıkar. Önemli olan soğan başlı olmaktı ya gerisi laf-ı güzaf olur işte böyle. Ancak düşmeye gör. Düşerken hiç olmazsa yanında paydaşlarından birisi olacak kadar ahde vefalı ol. Günümüze değin hali pür melalimiz bu istikamet üzereydi. Günler günleri, aylar ayları kovalayıp durdu. Devinim yakın gelecekte önümüze yeni bir Reisicumhur seçimi koyacak. Kolu bacağı budanmış, tek top ağaç misali kalmış, sembolik bir makam. Olsa da olur, olmasa da. Koltuk için seçimlere günler kala fırtınalar kopmaya başladı bile. Allah aşkına bu işin bir yakışığı, edebi, adabı yok mudur? En büyük makamın insan gönlünü yapmak olduğu biline biline, gözlerin bu denli can havliyle karardığına göre vay be, ne hırsmış demeden edemiyor insan. Tarih birilerinin esamisini Reisi Cumhur olarak anacak diye mi memleketin bir bardak suyunda kopan bu fırtınalar? Hadi al, en baş sen ol. Ne olacak. Eskilerin deyimiyle Adam olamadıktan, insan olamadıktan sonra olunanların ne şekilde bir Kıymet-i Harbiye si olacak? Tek bir gönlü bile incitti isen ne kıymeti kalacak? Âleme kral olsan ne hükmün olacak? Mutsuzluğun vesilesi olduysan, gözyaşlarına dur diyemediysen, yetim ve öksüzün hakkını koruyamadıysan, ne değeri olacak. Lafı lafı açarken yine bir atasözü geldi hatırıma. Kötü ahlâklı insan, kırılmış saksı gibidir, ne saksıdır, ne de çamur. Sonuçta; bu seçimleri dürüst, güvenilir, adı şaibeli işlere, yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık iddialarına karışmamış, toplumun genelini -lafı güzaftan ötehakikaten kucaklayabilecek, ucuz külhanbeyliğin ve siyasetin ötesinde, kâmil bir kişiliğe sahip, milletin birlik ve dirliğini vatanın bölünmez bütünlüğünü eylemsel manada en ön planda, bayrağını ise gönderde tutabilecek, ağzında küfür, kalbinde kin ve nefret bulunmayan, insan hak ve özgürlükleri noktasında icraat üretebilecek, hukukun üstünlüğünü sonuna kadar savunabilecek, laik, demokratik ve laf olsun torba dolsun kabilinden olmayan icraatlarla toplumun tümünü kucaklayabilecek engin hoşgörü ve erdeme sahip birinin kazanması tek temennimdir. Zira milletin buna ihtiyacı had safhadadır. Esen kalın. vermenin önemini vurgulayan Samos Belediye Başkanı Thanou Stylianos, Belediyemizin bu organizasyona verdiği destek Çiğli Belediyesi ile beraber daha da güçlü bir desteğe dönüşmüştür. Sosyal projeler insan odaklı yaşamın desteklenmesi açısından büyük bir önem teşkil ediyor. Sizlerle iş birliği yapmaya değişik projelerde buluşmaya her zaman hazırız. Hepinize çok teşekkür ediyorum dedi. Panelin ardından Çiğli ve Çiğli Belediyesi ni tanıtan sinevizyon gösterisi düzenlendi. Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan tarafından gönderilen hediyeler dağıtıldı, bol bol fotoğraf çektirildi. (HABER MERKEZİ)

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN HUDEYBİYE ANLAŞMASI Hendek savaşından sonra hicretin altıncı yılında Peygamber Efendimiz (sav), 1400 arkadaşıyla birlikte (Kabe nin Hac mevsimi dışında ziyaret edilmesi olan) umre için Mekke ye hareket etti. Müslümanlar, müşriklere niyetleriyle ilgili mesaj vermek için kurbanlıklarını kınalamışlardı. Kureyş müşrikleri, Peygamberimiz ve arkadaşlarını Mekke ye (Kabe yi ziyaret etmenin herkese serbest olması için savaşın yasak olduğu ) Haram aylar olmasına rağmen sokmamayı kararlaştırdılar. Hudeybiye Musalahası ndan önce Peygamber E- fendimiz (sav), müşrikler arasında elçilerle çeşitli diyaloglar yaşandı. Sonunda Mekke liler adına Peygamber Efendimiz (sav) ile konuşmak üzere Süheyl b. Amr çıkageldi. Uzun uzadıya yapılan müzakereler sonunda anlaşmaya varıldı. Üzerinde uzlaşılan maddelere göre 10 yıl savaş olmayacaktı. Müşrikler Medine ye gidip Müslümanlara, Müslümanlar da Mekke ye gidip müşriklere misafir olabileceklerdi. Bunlar çok önemliydi. Peygamber Efendimiz (sav) bu iki madde için her türlü fedakarlığa hazırdı. Sıra anlaşma şartlarının yazılmasına gelmişti. Hz. Ali musalahanın şartlarını yazmak üzere katip tayin edildi. Peygamberimiz,(sav) Hz. Ali (ra)ye: - Bismillahirrahmanirrahim yaz, dedi. Süheyl: - Biz Bismillahirrahmanirrahim i bilmiyoruz.(kureyş müşriklerinin kullandığı) Bismikellahümme yaz, diyerek itiraz etti. Peygamber Efendimiz de Hz Ali (ra) ye öyle yazmasını söyledi ve O da öyle yazdı. Bundan sonra Peygamber Efendimiz(sav) Hz Ali (ra) ye şöyle yazmasını emretti: Bu Muhammed Rasulullah ın, Süheyl bin Amr la üzerinde anlaşmaya varıp sulh oldukları maddelerdir. Kureyş heyeti başkanı Süheyl buna da itiraz etti: -Vallahi biz senin gerçekten Allah ın Resulü olduğunu kabul etseydik Beytullah ı ziyaretine mani olmaz ve s- eninle çarpışmaya kalkışmazdık. Peygamber Efendimiz (sav): -Peki nasıl yazalım? deyince Süheyl: - Muhammed bin Abdullah diye kendi ismini ve babanın ismini yaz, dedi.peygamber Efendimiz (sav),hz Ali ye: -Ya Ali! Bu da güzeldir. Rasulullah kelimesini sil. Muhammed bin Abdullah yaz, dedi. Hz Ali ye göre bu peygamberlikten taviz vermek anlamına geliyordu ve): -Hayır! Vallahi ben Rasulullah sıfatını hiçbir zaman silemem, diye yemin etti. Peygamberimiz (sav) diğer sahabilerin de Hz Ali nin düşüncesinde olduklarını yüksek sesle konuşmalarından öğrendi ve onları susturdu. Sonra Rasulullah kelimesini kendi elleriyle sildi ve İbn-i Abdullah yazdırdı. Daha sonra anlaşma maddeleri yazıldı. Hudeybiye anlaşmasına göre 10 yıl savaş olmayacaktı. Müslümanlar, Haram aylar olmasına rağmen bu sene umreye gitmeyip geri dönecekler, gelecek sene yalnız yolcu silahı olan kılıç bulundurarak Kabe yi tavaf edeceklerdi. Medine deki Müslümanlardan Mekke ye sığınanlar geri verilmeyecek, Müslüman dahi olsalar Mekke den Medine ye sığınanlar geri iade edileceklerdi. Arap kabilelerinden İsteyenler Peygamberimiz (sav)le isteyenler Kureyş le birleşmekte serbest olacaklardı. EBU CENDEL Anlaşma maddelerinin yazılması bitmiş fakat henüz imzalanmamıştı. Tam o sırada zincirlerle bağlanmış birisi kendisini Müslümanların safına atmıştı. Bu kişi Kureyş adına görüşmeye gelen heyetin başkanı Süheyl Bin Amr ın oğlu Ebu Cendel idi. İslam Dini ni kabul edince, müşrikler kendisini zincire vurmuş ve hapsetmişlerdi. O da bir yol bularak hapsedildiği yerden kaçmış, kimsenin göremeyeceği Mekke nin alt yollarından binbir zorlukla peygamberimizin huzuruna kadar gelmişti. Babası Süheyl, anlaşmayı imzalamak için Peygamber Efendimizin huzurunda idi. İşte bu esnada Ebu Cendel kendisini Peygamber E- fendimizin ayakları dibine atmış ve : -Beni kurtarın. demişti. Süheyl oğlunu görünce Peygamber Efendimiz (sav) e: -İşte anlaşma şartları gereği bana ilk vereceğin kişi budur dedi. Peygamberimiz (sav): - Biz henüz anlaşmayı imzalamış değiliz, deyince Süheyl: -Vallahi o zaman sizinle hiçbir madde üzerinde anlaşamam, dedi. Peygamber Efendimiz (sav) ne kadar dil döktüyse de Süheyl Ebu Cendel i istemekte ısrar etti. Ebu Cendel, Rasulullah (sav) a iman etmiş, bundan dolayı zincire vurulmuş, işkencelere uğratılmıştı. Bir kurtuluş yolu bularak kendisini inandığı Zat(sav) ın önüne atmış ve artık kurtulduğunu zannetmişti. Halbuki şimdi hiç beklemediği acı bir durumla karşı karşıya kalmıştı. Peygamber Efendimiz çok müşkil bir durumda kalmıştı. Ebu Cendel in geri verilmesi onu bile bile eziyet ve işkence çemberi içine atmak demekti. Aksi takdirde ise anlaşma yapılamıyordu. Peygamber Efendimiz(sav) teessür içerisinde, Ebu Cendel in: -Ya Rasulallah! Ey Müslümanlar! Beni bunlara, eziyet ve işkence etsinler diye mi teslim ediyorsunuz? Benim eziyet çekmeme rıza mı gösteriyorsunuz? feryatları arasında babasına teslim etmek zorunda kaldı. Müslümanların gözleri yaşlarla doldu. Ebu Cendel in feryatları yüreklerini dağladı. Ama başka çıkar yol yoktu. Rasulullah (sav) Ebu Cendel e: -Biraz daha sabret. Biraz daha maruz kaldıklarına göğüs ger. Bunların mükafatını Allah (cc) tan iste. Muhakkak Hz.Allah (cc) senin ve yanında bulunan kimsesiz Müslümanlar için bir ferahlık ve bir çıkar yol yaratır. Onlara verdiğimiz söze vefasızlık edemeyiz, diyordu. HEMŞEHRİLERLE gece yarısı sohbeti Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, memleketleri Tavas ilçesine giderek hemşehrileriyle gece yarısı sohbeti yaptı. Çocuklukları ve gençliklerini yad eden Bakan Zeybekci ve Başkan Zolan, hemşehrileriyle hasret giderdi Bir dizi ziyaret için Denizli'ye gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, eşi Ayşen Zeybekci ile Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, memleketleri Tavas ilçesine giderek hemşehrileriyle buluştu. İlçeye bağlı Pınarlar Mahallesi'nde gerçekleşen ziyarete, Vali Abdülkadir Demir, AK Parti Denizli İl Başkanı Avni Örki, Tavas Belediye Başkanı Turhan Veli Akyol, Kale Belediye Başkanı Erkan Hayla ve çok sayıda vatandaş katıldı. Pınarlar meydanında toplanan kalabalığa hitap eden Büyükşehir Belediye Başkanı Zolan, vatandaşların Ramazan'larını tebrik etti. Başkan Zolan, "Sayın Bakanımıza memleketine, kasabasına, mahallesine, köyüne 'hoşgeldiniz' diyorum. Bu vesileyle biz de gelmiş olduk. Denizli'de gerçekten yoğun bir programımız var, tüm ilçeleri de dolaşıyoruz. Vatandaşlarımızla bir araya gelmeye çalışıyoruz" dedi. Memleketi ve atayı ziyaret etmenin, doğduğun yeri, kökünü, özünü unutmamanın çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan Zolan, "Çünkü insanlar kökünden beslenir, kökünden güç alır. Eğer özünü, kökünü, geldiğin yeri unutursan ayakta kalman mümkün değil. Köksüz ağacın ayakta kalması mümkün değil" diye konuştu. "Daha güze ulaşmak için" Başkan Zolan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Bakanımızla uzun yıllar beraber çalıştık ve yine beraber koşturuyoruz. Memleket sevgisinin nasıl yaşanması gerektiğini bizzat kendisinden örnekler göstererek öğretti. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Vatanına, memleketine, insanına değer veren Denizli'de 7'den 70'e herkesin spor yapması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Denizli Büyükşehir Belediyesi, kente yeni bir spor kompleksi kazandırıyor. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli'de 7'den bir Bakanımız var. Sizler ne kadar övünseniz azdır. Onun için ben tekrar Bakanımıza Denizlimize 'hoşgeldiniz' diyorum. Bizler de Tavas Belediyemiz ile Büyükşehir Belediyemiz elimizden geldiğince gayret sarf ediyoruz. Hep beraber daha iyiye, daha güzele ulaşmak için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz." Bakan Zeybekci çocukluğunu yad etti Bakan Zeybekci ise, köyünün hemen hemen her metresinde adımı ve hatırası olduğunu anlatarak, "Bilenler bilir, beni beygirle çift sürerken görenleriniz vardır. Orakla ekin biçmesini de biliriz. Tabi biz biraz şanslı nesiliz, en ilkelinden en teknolojik makinelere kadar hepsini gördük. Rabbimize şükürler olsun" dedi. Konuşmasına, "Uzunpınarlı Güllen Şükrü'nün Nihat" şeklinde devam eden Bakan Zeybekci, "Kışları bizim köylüler sabah erkenden pazara gitmesi gerektiği için biz okula giderken arkada minibüsün merdiveninden tutarak giderdik. Ellerimiz merdivene soğuktan yapışır, çatlardı. Onun için buranın her metresini, her santimini biliriz. Bazı günler tasarruf yapardık araba yerine Tavas'tan yaya eve gelirdik. Onun için köy, Tavas, Denizli dendiği zaman bizi hiçbir şey tutmuyor, bir yerden gelir geçerken illaki buraya geliyoruz" dedi. "Memleketin durumu iyi gidiyor" Memleketin durumunun iyi gittiğine dikkati çeken Bakan Zeybekci, "Hiç merak etmeyin memleketimiz birilerinin istediği gibi namerde muhtaç olmuyor. Memleketimizin ihracatı beklentilerin üstünde artıyor. Sizin köyünüzün o Nihat'ı bundan 4 ay önce; Türkiye ile ilgili büyüme rakamlarını aşağıya revize eden Standard & Poor's, IMF ve OECD'ye 'yılın ortası geldiği zaman tıpış tıpış o beklentileri yukarı çevireceksiniz' dedi. Dediğim gibi de beklentiler yukarı doğru çevrildi. Bir zamanlar bu memleketin IMF'den gönderilen memurları, Dünya Bankası'ndan gönderilen ekonomi bakanları artık yok. Artık Ekonomi Bakanı kim var? Uzunpınarlı Güllen Şükrü'nün Nihat var. Artık bu memleketin menfaatlerine kimse göz dikemez" diye konuştu. Konuşmaların ardından vatandaşlarla birlikte çay içen protokol üyeleri, Pınarlar'ın sorunlarını dinleyerek çözülmesi için talimat verdi. (HABER MRKEZİ) İlbade Kumtepe Spor Tesisi nde geri sayım başladı Ramazan etkinlikleri hız kesmiyor Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Ramazan etkinlikleri vatandaşların yoğun ilgisini çekiyor. Sanatçı Orhan Hakalmaz ve Muhammet Emin Ayaz, kendilerini Denizlililerle buluşturan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'a teşekkür etti. Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Ramazan etkinlikleri Adalet ve İncilipınar Parkı'nda tüm hızıyla devam ediyor. Adalet Parkı'nda önceki gün gece Türk musikisinin sevilen sesi Muhammet Emin Ayaz sahne aldı. Sanatçı Ayaz'ın seslendirdiği birbirinden güzel eserler Adalet Parkı'nı dolduran binlerce vatandaşı mest etti. Konserde Ayaz'a eşlik eden Denizli Büyükşehir Belediye Konservatuarı semazen ekibi büyük alkış topladı. Gecenin sonunda Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hüdaverdi Otaklı, Muhammet Emin Ayaz'a plaket takdim etti. Vatandaşların Ra- ma- zanlarını kutlayan Sanatçı Ayaz, kendisini ve söylediği eserleri Denizli ile buluşturan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'a teşekkür etti. Vatandaşlar oyun havalarıyla coştu Büyükşehir Belediyesi'nin İncilipınar Parkı'nda hazırladığı gösteride ise daha önce konseri ertelenen Orhan Hakalmaz sahne aldı. Parkı dolduran vatandaşlar sanatçı Hakalmaz'ın çalıp söylediği birbirinden güzel türkülerle coştu. Bir çok vatandaş sahnenin önüne gelerek sanatçı Hakalmaz'ın söylediği oyun havaları ile coştu. Konserin sonunda bir konuşma yapan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, yaklaşık bin kişinin İncilipınar'ı doldurduğunu belirterek, geceye renk katan sanatçı Hakalmaz ve ekibine teşekkür etti. Denizlililerin Ramazanlarını tebrik eden Orhan Hakalmaz ise, bu ülkede güzel şeylerin de olduğunu ifade ederek, "Bu güzellikler medyada daha çok yer almalı. Bizleri sizinle buluşturan Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan'a teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Gökoğlan, gecenin anısına Hakalmaz'a plaket verdi. (HABER MERKEİZ) 70'e herkesin spor yapması için bir çok proje gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, kenti amatör sporun başkenti yapmak için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi. Denizli Büyükşehir Belediyesi, kısa süre önce İlbade Mahallesi'nde başladığı spor kompleksini tamamlama aşamasına geldi. Geçen mart ayında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ile çok sayıda davetlinin katılımı ile temel atma töreni yapılan İlbade Mahallesi Kumtepe Spor Tesisi'nin yapımı tamamlanma aşamasına geldi. Tesiste Pamukkale Üniversitesi, Dokuzkavaklar Mahallesi, Akkonak Mahallesi ve İncilipınar Mahallesi nin ardından kentin 5'inci sentetik çim sahası da yer alacak. İlbade Mahallesi ne yakışmayan Kumtepe mevkiinde kısa süre sonra tamamlanması beklenen spor kompleksinde sentetik çim sahaya ek olarak, etrafında kauçuk zemin kaplamalı 2 kulvar gidiş-geliş yürüyüş ve koşu kulvarı, içinde kum havuzu ve oyun gruplarının bulunduğu çocuk oyun alanı, fitness alanı, idare ve soyunma odası binası, mutfak ve kafeterya bulunacak. İlbade Mahallesi sakinlerinin hizmetine sunulacak modern spor kompleksi çocukların, gençlerin ve özellikle bölgede spor yapmak isteyen kadınların uğrak yeri olacak. Onbinler spor yapıyor Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli'de 7'den 70'e herkesin spor yapması için bir çok proje gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, kenti amatör sporun başkenti yapmak için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi. Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin özellikle çocuk ve gençlere sporun her türlü branşını yapabilmeleri imkanı sunmak için çalıştığını vurgulayan Başkan Zolan, Spora yaptığımız yatırımlarla Denizli'de on binleri spor yaptırır hale geldik. Amacımız profesyonellikten ziyade amatör ruhla spor yapabilme imkanı sunmaktır. Bu imkanı sunmanın onurunu, gururunu yaşıyoruz dedi. Geçen mart ayında temeli atılan spor tesisinin kısa süre sonra bölge halkının hizmetine sunulacağına işaret eden Başkan Zolan, Spor; gençlerimize ve çocuklarımıza disiplini kazandıracak, derslerinde başarı sağlayacak ve onlara takım ruhunu aşılayarak gelecekte daha başarılı olmasına neden olacak. Spor tesisimiz şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun diye konuştu. (HABER MRKEZİ)

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba "Eski Türkiye"de hükümetlerin kaderi nasıl belirlenirdi Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Cumhurbaşkanı seçimi kampanyası dolayısıyla eski ve yeni Türkiye arasındaki farklar, her zeminde irdelenmeye başladı... Ancak çok kısa süre içinde gerçekleşen büyük değişimin yansıdığı alanları soyut içeriklerle değerlendirmek, bazılarına fazla şey ifade etmiyor. "Vesayet" veya "Çözüm" kapsamındaki eski-yeni farklarını daha somut örneklerle anlatmak ve geçmişte yaşananları hatırlatmak galiba daha etkili olacaktır. Mesela çok uzağa değil, Ecevit-Bahçeli Yılmaz koalisyonunun dağıldığı ve erken seçimle AK Parti'nin iktidar olduğu 2002 yılına dönelim. Nasıl oldu da Ecevit'in en sadık yol arkadaşı Hüsamettin Özkan, Kemal Derviş ile İsmail Cem'i Ecevit'ten kopartıp yeni bir parti kurma girişimine yöneldi? İşte "Eski Türkiye"nin "Yeni Türkiye"den siyaseten ne kadar farklı olduğunu anlatacak en somut örneklerden bir tanesidir bu dönemde yer alan gelişmeler. Paşalardan haber var 2006 yılının Temmuz'unda Habertürk televizyonunda Merih Meriç'in yönettiği Basın Kulübü programına konuk olan Hüsamettin Özkan, 2002'ye girerken Ecevit'ten nasıl koptuğunu veya kopartıldığını şöyle anlatmıştı: "-Radikal'den Murat Yetkin benim makamıma geldi. 29 Ekim'de paşaların kendisine "Ecevit gitsin, Özkan gelsin" mesajı ilettiklerini söyledi. Ben bunun doğru olmadığını medyaya yansımaması gerektiğini söyledim. "Sayın Ecevit'e bunu aktarmak istiyorum" dedim. Başbakanımıza telefon ederek "Murat Yetkin'in bir arzı var" dedim. Beraber gittik, Ecevit'e de anlattı olanları. Gazetecinin Başbakan'a arzı -Ecevit "Emekli paşalar mı" diye sordu. Yetkin "Hayır efendim" dedi ama isim vermedi. Ecevit "Allah Allah" dedi. Kendinizi onun yerine koyun, siz ne düşünürsünüz? Bir gün sonra bu manşette verildi. Sayın Ecevit de bunu grup toplantısında gündeme getirdi. Bu manşet ertesinde haber "The Financial Times"da da çıktı ve tam 1 ay 4 gün sonra istifam istendi." Hüsamettin Özkan'ın anlattığına göre o sırada Atina'da bulunan Kemal Derviş onu arayıp, "Ankara'dan ayrılma, beni bekle" demiş. Daha sonra Özkan- Derviş buluşmasında da, YTP'nin kurulması konusunda karara varmışlar. Özkan, YTP'nin Genel Başkanı'nın Derviş olmasını istemiş. Ama Derviş, daha önce İsmail Cem'le görüşüp, Cem'in Genel Başkan olması konusunda anlaştığı için, bu gerçekleşmemiş. Derviş neden tutum değiştirdi Peki Derviş hem Özkan'ı, hem Cem'i YTP serüvenine sürükledikten sonra "Troika"yı bozup, neden CHP'ye katılmış? Hüsamettin Özkan'a göre "Derviş'in o sırada yaptığı ABD seyahatinde, onun görüşünü değiştiren bir şeyler olmuş olabilir." Paşaların "Hükümeti şu kursun" diye talimat verip bunu gazeteciler aracılığı ile siyasetçilere aktardıkları "Eski Türkiye"yi çabuk unutmadık mı? Neyse... neler olduğunu Özkan'ın anlattıklarını arşivden çıkartarak hatırlayalım: "- İstifamdan 4-5 gün evvel Başbakanlık konutunda, Derviş'in de katıldığı bir zirve oldu. Derviş erken gelmiş, Ecevit'le özel görüşmüş. Toplantı başlayınca bir rapor gündeme geldi. "Hastane raporu gerekli" konuşması oldu, ben tepki gösterdim, "Daha önce de kriz oldu, Ecevit hasta mıydı" dedim. Sonra Ecevit bana, Derviş'in kendisinden istifasını istediğini söyledi. Sağlık raporu alması gerektiğini ise Mesut Yılmaz söyledi." Ne dersiniz? Bu defa sivil paşalardan gelen İhsanoğlu'nun aday olması talimatını Kılıçdaroğlu'- na yine bir gazeteci mi arz etmiştir? Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Sabır! Ramazan ayındayız. Zor günlerden geçiyoruz.. Görünen o ki, gelecek günlerde bu hesaplaşma daha da keskinleşecek.. Bu çatışmalar bugünden yarına bitmeyecek. Zira birileri yangına körükle gitmeye, yangına benzin taşımaya devam ediyor.. Sabırlı olmak gerek. Bu acı, çileli günler geride kalacak.. Yakın plandan bakınca, her şey kötüye gidiyor gibi gözükse de, her şeye rağmen gelişmeler, doğru yönde ve ileri doğru yıllık bir hesaplaşma bugünden yarına kolay bir şekilde olmayacak.. Demirdağı delip çıkacağız bu vadiden.. Bu vesile ile her şeyi yeniden konuşacak ve bir karar vereceğiz.. Mezhep, tarikat, Selefilik, Sufilik, Şiilik, kabilecilik, milliyetçilik, laiklik, Mehdi, Mesih, hilafet, i- mamet hepsini tartışacağız.. *** Liderlerimizi, örgütlerimizi, şeyhlerimizi, kanaat önderlerimizi, hepsini sorgulayacağız.. Kısacası yeniden iman edeceğiz.. Atalarımızın dinininden vazgeçeceğiz, din büyüklerimizi ilah ve Rab edinmekten vazgeçeceğiz. Aklımızı kiraya vermemeyi öğreneceğiz.. Kula kul olmayacağız.. Bana kalırsa asıl fitne, asıl düşman içimizde.. Düşmanı dışarıda ve uzaklarda aramayalım.. Nev zuhur din yorumcuları konusunda ihtiyad edelim.. Bir yandan bu yeni hoca hanım ve beyler, öte yandan size yeni bir yaşam tarzı sunan, güzel konuşma ve iş başarma becerileri adı altında sizin din ve dünya algınızı değiştirmek isteyenlere karşı dikkat edin. Bunlar ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da o- nun suç ortağıdır.. Obezler parmak kaldırsın Nuriye Akman ZAMAN GAZETESİ Yapılan projeksiyonlara göre gelecek yıl dünya nüfusunda 700 milyon obez ve 2,3 milyar aşırı kilolu insan olacak. Türkiye de tehlike altındaki ülkelerden biri. Gün geçmiyor ki obezitenin toplum sağlığını tehdit ettiğini gösteren yeni bir araştırma yayınlanmasın. İki buçuk ay önce Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ülkemizde her 3 kişiden birinin obez olduğunu açıklamıştı. Kimse oralı olmadı. Türkiye İstatistik Kurumu nun geçen hafta açıkladığı verilere göre, her bin gençten 148 i fazla kilolu, 38 i ise obezdi. Fazla kilolulukta erkekler kadınları, obezlikte ise kadınlar erkekleri geçiyordu. Rakamların vahametini başka kaynaklar da teyit ediyor. Örneğin Türkiye Halk Sağlığı Kurumu na göre Türkiye de obezite sıklığı erkeklerde yüzde 20,5, kadınlarda yüzde 41, toplamda yüzde 30,3 oranında. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ve Lipit Hipertansiyon Grubu tarafından bir araştırmanın sonuçları her yüz kadından 40 ının, her yüz erkekten 20 sinin obez olduğunu ortaya çıkarmış durumda. O- lay salt bir sağlık meselesi olarak ele alındığında toplumun ilgisini ne yazık ki çekemiyor. Obezliğin ekonomik, sosyal ve psikolojik yansımalarının fark edilebilmesi ve tehlikenin büyüklüğüyle orantılı topyekün bir mücadele azminin ateşlenmesi için kavramın sınırlarının genişletilmesi ve farklı ölçüm tekniklerinin belirlenmesi lazım. Bir hastalık olarak obezliği teşvik eden çevre faktörleriyle yüzleşmeden bu beladan kurtulamayız. Oburluğun temelinde ihtiyaçtan fazlasına sahip olma arzusu, onun da altında korku yatıyor. Genellikle kişilerin bu zaafları başta en yakınlarındaki insanlar tarafından teşvik ediliyor ki, onlar da toplumsal yapı içinde zaten bu yönde kışkırtılmaktan kendilerini koruyamayan, az ya da çok kanaatkârlık duyguları zedelenmiş insanlar. Sadece yiyecek içecek bağlamında değil eşya, bilgi, statü elde etme, hakimiyet kurma ve güç kullanma bakımından durulması gereken sınırlar ortadan kalkmış durumda. Doyum miktarı her geçen gün arttığından insanlar susuzluklarını gidermek için tuzlu su içtiklerinin farkına varamadan daha fazla harcama yapıyorlar. Yenilerini eskitmeye fırsat bulamadıklarından aslında fakirleşiyorlar. Etkilerini artıracakmış zannederek daha çok konuşuyor veya yazıyorlar. Gündelik hayatları kelime israfıyla malulleşiyor. Daha çok yere damgalarını vurmak, mümkün olan her noktada borularını öttürmeye çalışıyorlar ama dünya o kadar geniş ki, yetişemiyorlar ve bu yüzden asla tatmin olamıyorlar. Bir obezin fazla yağları nasıl içten içe bütün organlarını çürütüyorsa, insanlar arsızca edindikleri her şeyin ağırlığı altında kalıyor. Vaha gibi görünen bir çölde kıtlıktan yavaş yavaş ölüyorlar. Sıradan obezler nasıl ki ailelerine maddi manevi yükse, politik ve medyatik obezler de topluma o denli zarar veriyorlar. Siyasi liderlerin ve destekleyicilerinin her ne pahasına olursa olsun daha fazlasını isteme motivasyonları ister istemez aynı arzunun kölesi olan diğer gruplarla çatışma ortamı yaratıyor. Büyük ve önemli kişilerin fütursuzluğu, küçüklerde ve daha önemsiz insanlarda onlara benzeme hakkı doğuruyor. Bu süreç bazen de kendilerini onlardan koruma kaygısıyla bir savaş taktiği olarak işliyor. Madem o bağırıyor, biz de sesimizi yükseltmeliyiz, madem o genişleyip yayılıyor, biz de kütlemizi artıralım diye düşünülüyor. Sonuçta kilolar artmasa bile, psikolojiler topyekün obezleşiyor. Obezlikten kurtulmak hiç kolay değil. Ciddi emek ve sabır gerektiriyor. Üstelik fazla kilolar gittiğinde vücut pörsüyor, deriler sarkıyor. Bunları toparlamak için spor da yetmiyor, mecburen bıçak altına yatılıyor. En doğrusu, ilk baştan tedbir alıp hastalığa yakalanmamak. Bunun için de manevi obezlik mikrobuna karşı alarmda olmak lazım. Vücut ölçülerine dikkat eden insanların bile ben obez miyim diye sormasında yarar var. Sadece ağızdan veya kalemden çıkan sözlere dikkat etmek, dur durak bilmeden hırsla konuşanlara, reklam ve propaganda kokan her türlü sese karşı kulakları biraz kapamak, eyleme ayrılan zaman kadar tefekküre dalmak bile koruyucu tedbirler olabilir. Evet, diyet yapmaktan söz ediyorum. Bizi obezleştirecek insanlardan kaçalım kaçabildiğimiz kadar Bu zor günler de geçecek, güzel günler gelecek.. Hep söylüyorum: Bütün bu olup bitenleri, gören, duyan, bilen bir Allah var. Ve hüküm sahibi olan O dur! Bütün mesele şu: Allah, cahil, zalim ve fasık bir topluluğa hidayet etmeyecek. Kafirlere de.. Yeter ki, biz onların peşine takılmayalım.. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.. *** Bu yaşadığımız olaylar, bazı gerçeklerin farkına varmak için iyi bir fırsat.. Filistin de yaşananlar, Irak ta yaşananlar bazı gerçekleri anlamak için iyi bir fırsat.. Bakın, bu kriz derinleşecek ve yaygınlaşacak.. Yarın Yemen patlayabilir.. Yine Ürdün de önemli gelişmeler yaşanabilir.. Libya da kanlı olaylar yaşanabilir.. Sycos-Picot, Belfaur nedir, dün ne oldu onu yeniden düşünmemiz gerekiyor.. Bunun yerine ne koyacağız ve bunu yaparken nasıl bir yol izleyeceğiz.. Bugün varolan gerçeği görmemiz gerekiyor.. Varmak istediğimiz yerle bugünün gerçekleri arasında bir geçiş sürecini planlamamız gerekiyor.. Nereden geldik, nereye gidiyoruz.. *** Kesinlikle daha fazla bilgiye ihtiyacımız var.. Merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük değilse bu mücadeleyi kazanamayız.. Öfkeyle uygarlık kurulmaz.. Kılıçla medeniyet kurulmaz, ilimle, hikmetle, adaletle kurulur medeniyet, o medeniyet kılıçla korunur.. *** İyi şeyler yapmak ve sabırlı olmak zorundayız.. Bugünden yarına bir anda her şey düzelmeyecek. Zamana ihtiyacımız var.. Daha bilgili, daha cesur, daha dürüst, daha merhametli olmamız gerekiyor. Daha fazla adalete ihtiyacımız var.. Öfkesi aklından büyük kalabalıklarla bu mücadeleyi kazanamayız.. Parası ve gücü, aklından ve i- manınından daha fazla olan insanlarla İslam adına ancak zulüm yapılabilir.. Ortada Kudüs ün işgali dururken, Filistinli Müslümanlara zulüm yapılırken, onları bırakıp da Müslümanlarla kavgaya tutuşanlara karşı dikkatli olmamız gerekir.. Şeytan bizi Allah la ve Kur an la aldatmamalı.. Allah ın dinini kendi aralarında parçalayanlara ve birbirlerine karşı kılıçlarının ve dillerinin ucuna Allah ın ayetlerini geçirenlere karşı dikkatli olmalıyız.. *** Yine her zaman söylediğim bir şeyi tekrar etmek istiyorum: Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir.. Onun için ye se düşmeye gerek yok.. Biz bu süreçte yapıp yapmadıklarımızla sadece kendi amal defterimizi dolduruyoruz, yoksa bu işlerin vakti saati var. O zaman geldiğinde olacak olan olur! Her şey olacağına varır.. Tencere yuvarlanır, kapağını bulur. Biz şunu düşünelim: İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım! Biz dua edelim: Rabbim bize hakkı hak, batılı batıl göster ve hakta toplanmamızı nasib et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil.. *** Selâm ve dua ile.. *** NOT: Bir süreden beri Ali O. isimli bir şahsın, özellikle Osmaniye bölgesinde yeğenim olduğunu söyleyerek, insanları dolandırdığına ilişkin şikayetler almaktayım.. Kişi yeğenim değildir ve güvenilir biri de değildir. Kendileri ile temas sağlanan kişilerin savcılık ve polise başvurması en doğru tercih olacaktır.. Lütfen bana sormadan ve gerçeği araştırmadan, hukuki sorumluluk gerektiren konularda adımı kullanan kişilere, kartvizitime, telefonuma veya birlikte çekilen resimlere itibar etmeyiniz

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Temmuz 2014 Çarşamba Diyanetin din araştırması: 5 kişiden biri 'az yalan'ın günah olmadığına inanıyor! Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ilde yaptığı Türkiye de Dini Hayat araştırmasını açıkladı. Araştırmanın sonuçlarına göre ülkemizde yaşayan kişilerin yüzde 20 si yani 5 kişiden biri Az olmak kaydıyla yalan söylemek günah değildir ifadesine katılıyor. 81 ilde yapılan araştırmada vatandaşlara yalan söylemeye ilişkin kanaatlerine ilişkin Aç olmak kaydıyla yalan söylemek günah değildir ifadesine katılmayanların oranı yüzde 78,4, kısmen katılanların oranı yüzde 11,1 ve katılanların oranı yüzde 8,9 olarak gerçekleşti Diyanet İşleri Başkanlığı nın Türkiye İstatistik Kurumu na (TÜİK) yaptırdığı Türkiye de Dini Hayat Araştırma Raporu nu kamuoyuna açıkladı. Türkiye de yapılan en geniş katılımlı raporlardan biri olma özelliğine sahip çalışma 37 bin 624 hanede yapıldı. Ankette Dini Aidiyet, İnanç, İbadet, Dini Bilgi, Gündelik Hayat ve Din ile Dindarlık olmak üzere 6 başlık yer alıyor. Rapor, 15 Mayıs -20 Eylül 2013 tarihleri arasında 81 ilin bütününde yapıldı. Araştırmaya göre kişilerin dini mensubiyetlerine bakıldığında yüzde 99.2 İslam dinine mensupken, sadece yüzde 0,4 ü İslam dini dışındaki diğer dinlere mensup yada herhangi bir dine mensup olmadığını ifade etti. Ülkemizde İslam dinine mensup olanların yüzde 77,5 i yani dörtte üçünden fazlası Hanefi, yüzde 11,1 i Şafi, yüzde 0,1 i Hanbeli, yüzde 0,03 ü Maliki ve yüzde 1 i Caferi mezhebine mensup. Hiçbir mezhebe mensup olmayanların oranı yüzde 6,4 iken ameli mezhebini bilmeyenlerin oranı yüzde 2,4. Araştırmanın İnanç bölümünde yer alan anket sonuçlarına göre vatandaşların yüzde 99.7 Allah ın birliğine inanıyor, yüzde 95,3 ü meleklere inanıyor, yüzde 96.5 Kur an da anlatılanların hepsine inanıyor, yüzde 97,7 si Vahye inanıyor, yüzde 96.2 Ahirete iman ve hesap, cennet, cehenneme inanıyor. Ülke genelinde bir ihtiyacını türbe veya yatırdan dileminin yanlış olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 85,2, doğru olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 8,3 ve bu konuda fikri olmayanların oranı yüzde 5,4. Eğitim seviyesi yükseldikçe kişinin bir ihtiyacını türbe veya yatırdan dilemesinin doğru olduğunu belirtenlerin oranının genel olarak düştüğü tespit edildi. Dilek ağacına çaput bağlamanın, suya para atmanın kişinin dileğinin gerçekleşmesinden etkili olduğu önermesine katılmayanların oranı yüzde 93,4, katılanların oranı ise yüzde 2,1. Nazardan kurtulmak için kurşun döktürmenin yanlış olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 79,3, doğru olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 11,7 dir. 10 KİŞİDEN 1 İ DİNİ KONULARDA TV DEKİ DİNİ PROGRAMLARA DANIŞIYOR Kişilerin dini nitelikli konuları danıştıkları yerlere bakıldığında en yüksek oranın yüzde 65,6 ile Yakın çevremde dini bilgisi olanlara diyenlerin olduğu gözlendi. Dini nitelikli konuları din görevlisine (imam,müezzin) danıştığını belirtenlerin oranı yüzde 58,9, müftü ve vaizlere danışanlar yüzde 17,9, Kuran kursu öğreticilerine danışanlar yüzde 17,2. Kişilerin yüzde 12,6 sı televizyonda dini programlara, yüzde 11,3 ü dini grup, cemaat mensuplarına dini nitelikli konular danıştığını ifade ediyor. Alo Fetva hattına danışanların oranı ise yüzde 4,5 ile son sıralarda yer alıyor. Türkiye genelinde helal ve haramlar günümüz şartlarını da dikkate alarak yeniden gözden geçirilebilir diyenlerin oranı yüzde 46, bu kanaate katılmayanların oranı ise yüzde 44,5. Soru hakkında yüzde 8,4 lük bir kesim fikri olmadığını belirtirken, yüzde 1,1 lik bir kesim ise cevap vermemeyi tercih etti. Devlete verilen verginin zekat yerine geçeceğine ilişkin kanaatlere bakıldığında, bu düşünceyi destekleyenlerin oranı yüzde 11,1, kısmen katılanların oranı yüzde 5,4, katılmayanların oranı yüzde 67,1, fikri olmayanların oranı ise 15. SARHOŞ OLMAYACAK KADAR İÇKİ İÇMENİN GÜNAH OLMADIĞINA İNANLARIN ORANI YÜZDE 6,4 Yalan söylemeye ilişkin kanaatlerine göre kişiler değerlendirildiğinde Az olmak kaydıyla yalan söylemek günah değildir ifadesine katılmayanların oranı yüzde 78,4, kısmen katılanların oranı yüzde 11,1, katılanların oranı ise yüzde 8,9 dur. Eğitim durumuna göre ise okuryazar olmayanların yüzde 8,4 ü, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 7,8 i ve lisans ve üstü mezunların yüzde 10,1 i az olmak kaydıyla yalan söylemenin günah olmadığı kanaatine katılmakta. Kişilerin yalana dair kanaatleri bölgelere göre değerlendirildiğinde Batı Marmara Bölgesinde Az olmak kaydıyla yalan söylemek günah değildir önermesine katılanların oranının yüzde 11,5 ile en yüksek, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yüzde 6,2 ile en düşük oran olduğu görüldü. Ülkemizde Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir ifadesine katılanların oranı yüzde 6,4, kısmen katılanların oranı yüzde 3,6, katılmayanların oranı yüzde 87,6, konuyla ilgili fikri olmayanların oranı ise yüzde 1,5 tir. Ülke genelinde piyango, spor toto ve iddia gibi şans oyunlarının hemen her zaman oynadığını belirten kişi oranı yüzde 2,3, ara sıra oynadığını belirten kişi oranı yüzde 13,9, hiçbir zaman oynamadığını belirten kişi oranı ise yüzde 82,5. Araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyle: Vatandaşların yüzde 42.5 i Beş vakit namazı kılıyor, yüzde 17 hiç kılmıyor, yüzde 12 çoğunlukla kılıyor, yüzde 18.5 ara sıra kılıyor. Bunlarda yüzde 65 kadın, yüzde 35 erkek (kadınlar namaza daha devamlı). Yüzde 75 Cuma namazı kılıyor, yüzde 57.4 devamlı Cuma kılıyor. Yüzde 7.7 hiç Cuma kılmıyor. Yüzde 87 Bayram namazı kılıyor, yüzde 26.3 devamlı Teravih Namazı kılıyor, yüzde 16.2 çoğunlukla kılıyor, yüzde 23 teravih namazı kılmıyor. Yüzde 83.5 Oruç tutuyor, yüzde 90 sağlığım iyi olursa oruç tutarım, yüzde 6 civarında oruç tutmayan var. Yüzde 71 Zekâtını veriyor, yüzde 15 Maddi durumum iyi değil. Yüzde 6.6 Hacca gitmiş, yüzde 85 hacca gitmek istiyor, yüzde 1 hacca gitmem. Yüzde 83 fitresini veriyor, yüzde 69.5 Kurban kesiyor. Yüzde 42 Kur an ı Arapçasından okuyabiliyor, Yüzde 57 Kur an okumasını bilmiyor. Yüzde 34 erkek, yüzde 49 kadınlar Kur an ı okuyor. Yüzde 92.5 her zaman, her gün dua ediyor, yüzde 92.5 fala inanmıyor, yüzde 68 dindarım, yüzde 19.4 oldukça dindarım ve genelde yüzde 87.5 kendisini dindar addediyor. (CİHAN) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 Otobüste gördüğü protezli gençten etkilenen Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Mekatronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Utku Büyükşahin, uzvunu kaybetmiş insanlar için dokunma hissine sahip yapay deri üretti. Büyükşahin'in geliştirdiği "özel" deriyle kaplanan protezler, uzvunu kaybetmiş kişiler tarafından dokunulduğunda hissedilebilecek. Utku Büyükşahin, yaptığı açıklamada, projeye 5 yıl önce otobüste gördüğü protezli gençten etkilenerek başladığını söyledi. Otobüste koluna çarptığı gençten özür dilediğini anlatan Büyükşahin, şöyle devam etti: "Gencin durumdan haberdar olmadığı izlenimi edindim. Daha sonra fark ettim ki gencin kolu aslında protez. Bunun üzerine protezli insanlara kaybettikleri uzuvlarını tekrar hissettirebilir miyiz diye düşündüm. Sonra aklıma bu çalışma geldi. 5 yıldır üzerinde çalışıyorum. Büyük bir aşama kaydettim. Yaklaşık 2 yıl sonra bu a- SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba Dünyada her yıl 5 trilyon izmarit üretiliyor Başta kanser, kalp damar hastalıkları olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açan sigara, tüketici ve dumanına maruz kalanlara verdiği zararın yanı sıra dışarı atılan izmarit nedeniyle çevre sağlığını da olumsuz etkiliyor. Dünyada her yıl 5 trilyon izmarit üretilirken, sigara ve diğer tütün ürünlerin üretilmesi işlemleri sırasında kullanılan yöntemler nedeniyle 2 milyon ton karbondioksit ve 5 milyon ton metan gazı atmosfere karışıyor. HÜ Halk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi Kardiyoloji uzmanı Dr. Çetin Aydın, hem Türkiye'de hem dünya genelinde ölümlerin birinci sebebinin kalp damar hastalıkları olduğunu söyledi. Bunlardan korunmak için sigara ve alkolün bırakılması gerektiğini, mübarek Ramazan ayının bunun için iyi bir fırsat olduğunu belirten Aydın, "Bunun yanında yağlı yiyeceklerden, kafeinli içeceklerden uzak durulmalı. Tuz sınırlandırılmalı, şeker ise Prof. Dr. Nazmi Bilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının kişinin sağlığını bozduğunu, çeşitli hastalıklara yol açtığını ve çevreye de zarar verdiğini söyledi. Sağlıklı bir dünya için temiz bir çevrenin şart olduğunu vurgulayan Bilir, izmaritlerin önemli bir kirlilik nedeni olduğunu vurguladı. Çevreyi koruma amacına yönelik yurt dışında yürütülen "Cigarette Butt Pollution Project" kapsamında her üretilen izmarit miktarının belirlendiğini anlatan Bilir, "Her yıl 5 trilyon izmarit üretildiği ve bu izmaritlerin çevre için ciddi tehdit oluşturduğu ortaya kondu. Türkiye'de her gün 75 ton izmarit üretiliyor. Bu Ankara için 4 ton, İstanbul için 10 ton" diye konuştu. Sigaraların filtresinde bulunan selüloz asetat ve plastik maddelerin parçalanmadıkları için doğada yıllarca kalabildiğinin altını çizen Bilir, bunun çevre sağlının korunması açısından büyük risk oluşturduğunu kaydetti. Bilir, izmaritlerden gelen yabancı madde ve kimyasal madde macıma ulaşmayı hedefliyorum. O gence ve onun durumunda olanlara uzuvlarını tekrar hissettirebilmenin gururu ve heyecanı içerisindeyim." Büyükşahin, protezleri dokunma hissine sahip yapay deriyle kaplayacaklarını dile getirerek, böylece derinin algıladığı dokunma duyusunun insan beynine aktarılmasıyla kişinin protezini kendi uzvu gibi hissetmesini sağlayacaklarını kaydetti. Ulusal ve uluslararası patent başvurularını yaptıkları sistem ile dokunma ve sıcaklık algılama özelliğine sahip yapay deri ürettiklerini ifade eden Büyükşahin, "İnsan dokunma hassasiyetinin üzerine çıkabilen ilk üründür. Proje, iki aşamalı olarak uygulamaya konulmaktadır. Birinci aşama, cihaz ve robotlara yüksek çözünürlük ve hassasiyetli dokunma hissinin sağlanması ve bu kapsamda dokunma hissine sahip yapay derinin imalatı, ikinci aşama ise dokunma hissine sahip yapay derinin algıladığı dokunma duyusunun insan beynine aktarılmasıdır" diye konuştu. İnsan dokunma hissine sahip ilk ürün" Büyükşahin, projenin birinci aşamasında önemli mesafe katettiklerini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sistemin deney düzeneği hazırlanmış ve bilgisayara dokunma verisi aktarımı gerçekleştirilmiştir. Bilgisayar, ona dokunduğunuzu algılamaya başlamıştır. Sırada dokunma hissine sahip esnek yapay derinin prototipinin üretilmesi var. Bunun için santimetrekareye milyon mertebesine ulaşan algılayıcıları düzgün bir şekilde yerleştirip sistemin kalibrasyon ve testlerini yapacak olan tam otomatik makine tasarlanmış ve imalatına başlanmıştır. Birkaç ay içerisinde ilk esnek yapay deri imalatının yapılmış olunması planlanmaktadır." Projenin insan dokunma hissine sahip ilk ürün olduğunu söyleyen Büyükşahin, proje sayesinde robotlara dokunma hissi gönderebildiklerini belirtti. Büyükşahin, mikro cerrah ve nörologlarla çalıştıklarını dile getirerek, "İki yıl içerisinde kirliliği üzerinde durulması gerektiğini belirterek, özellikle filtrede bulunan kimyasalların yıllar boyunca doğada bozulmadan kalabildiğine dikkati çekti. Bilir, "Ayrıca tütün tarımı sırasında kullanılan pestisidler toprak ve suya karışmak suretiyle kirliliğe neden oluyorlar. Tütünden sigara ve diğer ürünlerin üretilmesi işlemleri sırasında kullanılan yöntemler nedeniyle 2 milyon ton karbondioksit ve 5 milyon ton metan gazı atmosfere karışıyor" dedi. (AA) BU KOZMETiKLER güzelleştirmiyor Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, kozmetik denetimleri kapsamında, ihbar ve şüphe üzerine yapılan incelemelerde, "merdiven altı" ve taklit ürünlerin insan sağlığını tehdit eden maddeler içerdiğini tespit etti. Yüz maskesi, kil, krem gibi cilt bakımı için kullanılan ürünlerin çoğunda mikrobiyal üreme saptanırken, içeriğinde kurşun gibi zararlı kimyasallar bulundu, ayrıca bazı kimyasalların da limitin üzerinde olduğu belirlendi. Ağda sonrası bakım kreminde, kozmetik mevzuatına aykırı "Diklofenaksodyum" adlı ilaç etken maddesi tespit edildi. Denetimlerde ayrıca, piyasadaki çok sayıda taklit parfümle ilgili de işlem yapıldı. TİTCK Denetim Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Kozmetik Denetim Daire Başkanlığınca ihbar ve şüphe üzerine bu yılın mart-haziran döneminde 5 bin 338 kozmetik ürün denetlendi, bunların 518'inin teknik düzenlemeye aykırı, 4 bin 727'sinin ise güvensiz olduğu tespit edildi. Teknik düzenlemeye aykırılık gerekçesiyle toplam 225 bin 447, güvensizlik gerekçesiyle toplam 105 bin, mevzuat çerçevesinde ise 90 bin lira para cezası uygulanarak, toplam 420 bin 447 lira para cezası kesildi. Bu kozmetiklere dikkat Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun denetimlerinde, bazı seri ve lotlarıyla ilgili işlem uygulanan kozmetikler şunlar: -Eagle s Black Henna: Seri No:75, İmalat Tarihi/Son Kullanma Tarihi:07/2012/06/2015, üretim yeri Hindistan. Ürünün ilgili serisinde analiz sonucu mikrobiyal üreme tespit edildi. Geri çekme, imha ve idari para cezası uygulandı. - Yu&Dali Saç Güçlendirici Bakım Spreyi: Seri No: , İmal tarihi son kullanma tarihi Üretim yeri Türkiye. Analiz sonucunda kozmetik mevzuatına aykırı olarak Minoxidil etken madde tespit edildi. Geri çekme, imha ve i- dari para cezası uygulandı. -Medik8 P02047 Medik8 TCA mililitre: Üretim yeri İngiltere. Analiz sonucunda kozmetik mevzuatına aykırı "Trichloroaceticacid" adlı madde tespit edildi. Geri çekme, imha ve i- dari para cezası uygulandı. -Amar's Super Black Henna: Seri no A Üretim y- eri Hindistan. Analiz sonucunda kozmetik mevzuatına aykırı olarak "1,4-Diaminobenzene"adlı maddenin limitin üstünde olduğu tespit edildi. Geri çekme, imha ve idari para cezası uygulandı. -Arab kızı krem: Ürünün ilgili serisinde analiz sonucu mikrobiyal üreme tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Botabella yüz maskesi hassas ciltler için kayısı özlü: Ürünün ilgili serisinde analiz sonucu mikrobiyal üreme tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Ravissa pembe kil (pembe kutu): Ürünün ilgili serisinde analiz sonucu mikrobiyal üreme tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Ravissa pembe kil (gri Protezler artık hissedilebilecek protez kullanan vatandaşlarımızın protezlerini hissetmelerini sağlamayı hedefliyoruz" dedi. Sistemin, birçok farklı alana hitap ettiği için piyasa hedefinin çok geniş, iç ve dış ticaret potansiyelinin çok yüksek olduğuna işaret eden Büyükşahin, "Proje, doğru süreç takibiyle yönetilmesi durumunda dünyaya hızlıca açılma potansiyeline sahiptir. Hedeflenen başarının sağlanmasıyla insanlık için atılmış çok büyük bir adımın yanı sıra dünya çapında milyar dolarları bulan bir pazarda ülke olarak söz sahibi olmamız mümkün olacaktır" ifadelerini kullandı. Büyükşahin, projenin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile METUTECH-BAN (Teknoloji Yatırımcıları Ağı) tarafından geçen yıl "Türkiye'nin Yatırım Potansiyeli En Yüksek 10 Projesi", bu yıl YTÜ Teknoloji Transfer Ofisi ve Çalık Holding işbirliğiyle düzenlenen "İlk İşim Girişim Yarışması"nda ikinci olduğunu aktararak, yeni başarılar için çalıştıklarını sözlerine ekledi. (AA) "Kalp sağlığı için sigara ve alkolü bırakın, tuzu sınırlayın" "Uyku Apnesi mutlaka tedavi edilmeli" ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Uyku Tıbbı Merkezi Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Utku Akyıldız, Uyku Apnesi hastalığının kalp krizi ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkların tetikleyicisi olabildiğini belirterek tedavisinin büyük önem taşıdını kaydetti. Akyıldız, Uyku Apnesi sendromunun dikkate alınması gerekten bir rahatsızlık olduğunu, horlama, sabah y- orgunluğu, gündüz sürekli uyku hali, halsizlik, uykuda nefesin durması, gece sık idrara çıkmak, kilo alıp verememenin önemli belirtileri arasında dedi. (AA) Sağlık Bakanlığının "merdiven altı" ve taklit olduğu şüphesiyle denetlediği 5 binden fazla üründen hemen hemen tümünün güvensiz ve mevzuata aykırı olduğu belirlendi. Güzelleşmek için kullanılan yüz maskesi, kil ve krem gibi ürünlerde mikrobiyal üreme ve kurşun gibi bazı zararlı kimyasallar tespit edildi kutu): Ürünün ilgili serisinde analiz sonucu mikrobiyal üreme tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Venüs selülit karşıtı jel: Analiz sonucunda kozmetik mevzuatına aykırı "Methylcloroisothiazolinone" adlı maddenin limitin üstünde olduğu tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Folliex ağda sonrası bakım kremi: Analiz sonucunda kozmetik mevzuatına aykırı "Diklofenaksodyum" adlı ilaç etken maddesi içerdiği tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Arab kızı krem: Analiz sonucunda kozmetik mevzuatına aykırı içeriğindeki kurşun miktarının limitin üstünde olduğu tespit edildi. Adli makamlara güvensiz ürün olduğu bildirildi. -Lakoste Essential parfüm: Mahkeme kararı bulunuyor, taklit parfüm olduğu tespit edilerek imha edildi. -Lacoste parfüm: Mahkeme kararı bulunuyor, taklit parfüm olduğu tespit edilerek imha edildi. -La Chemiste Lacoste Parfüm: Mahkeme kararı bulunuyor, taklit parfüm olduğu tespit edilerek mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. -Organic time CRM rahatlatıcı masaj kremi: Mahkeme kararı bulunuyor, taklit parfüm olduğu tespit edilerek mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. - Taklit parfüm: Mahkeme kararı bulunuyor, mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. -Taklit tüy dökücü krem: Mahkeme kararı bulunuyor, taklit tüy dökücü krem olduğu tespit edilerek mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. -Ricci Ricci Nina Ricci: 07K23 serisi, imal yeri Fransa. Taklit parfüm olduğu tespit edilerek mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. - Lolita Lempicka: 4E263 serisi, imal yeri Fransa. Taklit parfüm olduğu tespit edilerek mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. -Chloe Eau De Fleurs: M serisi. İmal yeri Fransa. Taklit parfüm olduğu tespit edilerek mahkemeye güvensiz ürün olduğu bilgisi verildi. -Tala 0 Karınca yağı: Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi.-zerdeçal Karınca Yumurtası Yağı Kremi: Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi.-valensey Ant Egg Oil Karınca Yumurtası Yağı: Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi. -New L'oreal Paris fot woman Breast cream: Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi. - Valensey Antidandruff Shampoo: seri numarası 11, imal yeri Türkiye. Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi. -Milleunennuits Valide Sultan Tüy Dökücü Sprey: Seri no 312, imal yeri Türkiye. Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi. -Taklit parfüm: Mahkemeye ürünün güvensiz olduğuna ilişkin bilgi verildi. (AA) Terliyken başa dökülen soğuk su yüz felcini tetikliyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı O- pr.dr. Cevdet İzmirli, terliyken başa dökülen soğuk veya buzlu suyun yüz felcine sebep olabileceği uyarısında bulundu. Opr.Dr. İzmirli, sıcakların bastırdığı bu günlerde vücudun ısı dengesini sağlamak için terlemenin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Baş, yüz ve alın terliyken, serinlemek için dökülen soğuk suyun yüz felcini tetikleyebileceğini vurgulayan İzmirli, Bu hatanın çarşı pazarda, sokakta sık sık tekrarlandığını görüyoruz. Terleyen insanlar serinlemek için başlarına soğuk ya da bozlu su döküyor. Bu son derece yanlış bir davranış. Ani ısı değişikliği yüz felcine sebep oluyor. Ayrıca üst solunum yolu hastalıklarını da tetikliyor. uyarısında bulundu. Terlemeyi ve sıcak havanın etkisini azaltmak için şapka takılabileceğini, ayrıca açık renk şemsiye de kullanılabileceğini dile getiren Opr.Dr. İzmirli, doğru giyinmenin de bir sıcaktan korunma yöntemi olacağını belirtti. İzmirli, sıcak havada çok terleyip bunalmamak için teri emen ve hava alan pamuklu giysiler ve serin tutan keten kumaşlar tercih edilmesini önerdi. KLİMA 24 DERECEDE ÇALIŞMALI Yine terliyken klimalı ortamlara girilmesinin de sakıncalı olduğunu vurgulayan İzmirli, Klimalı ortamlara girerken terimizi silmeli ve kuru giysilerle klimalı ortamlarda bulunmalıyız. Bu arada klimanın derecesi de çok önemli. Yaz aylarında klimayı derecelerde çalıştıran var. Bu doğru değil. Klimanın en uygun derecesi yaz aylarında 24 derece olması gerekir. Bu ısı düzeyi güzel, hasta etmeyen bahar gibi bir serinlik sağlar. İç ve dış ısı ortamında uçurum oluşturmaz. Bu da üst solunum hastalıkları ve yüz felci gibi bir çok hastalıktan korur. bilgisini verdi. (CİHAN) kullanılmamalı." dedi.özel İzmir Kardiyoloji Dal Merkezi nden Uzm. Dr. Aydın, kalp sağlığı için kesinlikle sıkıntıdan uzak durulması gerektiğini vurguladı. "Kalp sağlığınız için fazla kilolarınızdan kurtulun. Beden kitle endeksinin 19 ile 25 arasında bir değer olmasına dikkat edin. Günde en az yarım saat tempolu yürüyüşe özen gösterin. Kolesterol seviyenizi kontrol altında tutun. Yağlı yiyeceklerden, kafeinli içeceklerden uzak durun. Tuzu sınırlayın, şeker kullanmayın. Sağlıklı bir kalp için sebze, meyve gibi potasyumdan zengin gıdaları ve tahıl, kuru baklagil tüketiminizi arttırın. Kırmızı et yerine beyaz eti tercih edin, özellikle de bol balık tüketin." Kalp sağlığı açısından bütün tedbirlerin alınması halinde bile bazen yaş ve genetik faktörlere bağlı o- larak hastalığın ciddi tehlike oluşturabileceğini aktaran Aydın, "Stres, dengesiz beslenme, sigara ve alkol tüketimi gibi nedenler, bu o- ranı her geçen gün arttırıyor. Kalp damar hastalıklarının tanısında miyokart sintigrafisi, koroner anjiyografi tetkiki önemli yer tutuyor. 40 yaş üzerindeki herkes, yılda en az bir kere kolesterol, kan şekeri ve kan basıncı ölçümü yapılmak üzere kardiyoloji muayenesi yaptırmalı." diye konuştu. (CİHAN)

13 SAYFA 14 Borsa İstanbul dan Ege ye halka arz çıkarması Borsa İstanbul, halka arz teşvik çalışmaları kapsamında Anadolu yu gezmeye devam ediyor. Bu çerçevede nisan ve haziran aylarında İzmir, Aydın ve Manisa ya ziyaretler yapan Borsa İstanbul yetkilileri eğitimden endüstriye, tarım ve hayvancılıktan aydınlatmaya, metal sanayisinden inşaat ve elektroniğe kadar 15 firmayla görüştü. Halka arzın faydalarını, firmaların ortakları ve üst düzey yetkililerine doğrudan aktardı. Bu ziyaretlerle Ege Bölgesi nde 34 şirkete ulaşılmış oldu. Ülke genelinde Eylül 2012 den itibaren şirket ziyaretlerini sürdüren Borsa İstanbul, 20 ayda 27 ilde toplam 500 şirketle görüştü. Ana gündem konusu halka arzın şirketlere sağlayacağı faydalar ve halka arz süreci olan görüşmelerin, karar alıcılarda halka arz fikrinin oluşmasına olumlu katkı sağladığı görüldü. Görüşmelerin de etkisiyle şirketlerin yüzde 70 inin halka açılmayı gündemine aldıkları tespit edildi. Nitekim beş şirket, bu kısa sürede halka arz işlemlerini tamamladı. Geri bildirimlere göre önümüzdeki dönemde daha fazla şirket, halka arza ilgi gösterecek. Son yıllarda sermaye piyasası aracı ihracı y- oluyla ekonomiye kazandırılan kaynak miktarının da istikrarlı bir biçimde arttığı belirtildi. Firma ziyaretlerine ek olarak Borsa İstanbul, 7 Mayıs 2014'te İzmir de düzenlenen VİOP Semineri ne de destek verdi. "VİOP Ürünleri ile Yatırım Fırsatları" adlı, sektörden uzman kişilerin ve yatırımcıların katıldığı seminerde konuşan Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasaları Grup Müdürü Muammer Çakır, Borsa İstanbul'un türev araçlarda gösterdiği gelişmeyi ve yakın vadede hizmete sunulacak olan döviz opsiyonlarını anlattı. Öte yandan Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası nezdinde işlem gören standart külçe haline getirilmemiş cevherden üretilen kıymetli madenlerin incelenmesi hizmetinin, Borsa İstanbul irtibat ofislerinin bulunduğu yerlerde de yapılmasına imkân sağlanması üzerine İzmir irtibat ofisi de bu sorumluluğu yerine getirmeye başladı. Ayrıca Borsa İstanbul, İzmir ve çevresindeki şirketlere, döviz kurundan kaynaklanan risklerini borsa ürünleri ve değer kayıplarına karşı kendilerini koruma (hedge) eğitimi de veriyor. (CİHAN) Kestane ağaçları "dişi kokulu tuzak" ile korunacak Aydın'da kestane üretiminde verimliliği düşüren zararlı haşerelerle mücadelenin başladığı bildirildi Sultanhisar Ziraat Odası Başkanı Bilal Tarhan, yaptığı açıklamada, en kaliteli kestane ağaçlarının bulunduğu Aydın dağlarının doğal bitki örtüsü olan kestaneyi zararlılardan korumak için çalışmaların sürdürüldüğünü bildirdi. Tarhan, kestane üretiminde verimliliği artırma çalışmaları çerçevesinde Sultanhisar Ziraat Odası, Adnan Menderes Üniversitesi ve İngiltere nin Swansea Üniversitesi'nin ortaklaşa geliştirdiği projenin hayata geçirilmeye başlandığını ve iyi neticeler alındığını kaydetti. - Dişi böcek kokulu tuzaklar İlk aşamada kestane gövde kurtları olarak bilinen ve ağaçların iletim dokularını yiyerek beslenen ağaç kızıl kurdu (Cossus cossus) ile kestane gövde kurdu (Synanthedon vespiformis) zararlılarının erginlerini yakalamak için feromon (koku) tuzakları kullanılmaya başlandığını anlatan Tarhan, İngiltere deki bir firmadan test edilmek üzere koku kapsülleriyle tuzak temin ettiklerini bildirdi. Kokulu tuzakların başta Malgaç Mustafa, Malgaç Emir, Ovacık, Köşk ve Eğri Kavak bölgelerindeki ağaçlara asıldığını kaydeden Tarhan şunları söyledi: "Üreticilerimiz yıllardır bakıp yetiştirdikleri kestane ağaçlarını hastalık ve zararlılardan dolayı istemeden de olsa kesmek zorunda kalıyorlar. Onları bu büyük sorundan kurtarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Hedefimiz etkili ve maliyeti düşük bir yöntemle üreticilerimizi gövde kurtları sorunundan kurtarmaktır." Araştırma ekibi yaptıkları ilk değerlendirmelerin umut verici olduğunu her hafta çok sayıda ergin böceğin yakalanarak imha edildiğini bildiren Tarhan, "Önümüzdeki yıl bu çalışmanın tüm kestane üretim alanlarını kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması ve her üreticinin bahçesine bu tuzaklardan asmasının planlıyoruz" dedi. Projenin araştırma grubunun başında bulunan Doç. Dr. Mehmet Karagöz ise bu sorunun üstesinden geleceklerine inandıklarını belirtti. Kestane ağaçlarının yüksek kısımlarına yerleştirilen tuzakların her hafta rutin olarak kontrol edildiğini yakalanan ergin böcek sayısının kaydedildiğini söyleyen Karagöz, "Tuzaklara taktığımız koku kapsülleri dişi böcek kokusu içermekte ve etrafta bulunan erkek böcekleri tuzağa çekmektetir. dedi. (AA) SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 16 7ubat Temmuz Perşembe Çarşamba Hurşit Tolon: Özkök ve Yalman'ın ifade verecek olması ÇOK DOĞRU BİR KARAR Balyoz ve Zirve Yayınevi davaları sanıklarından emekli orgeneral Hurşit Tolon, yeniden görülmeye başlanan "Balyoz" davasında, mahkemenin, eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli orgeneral Aytaç Yalman'ı tanık olarak dinleme kararı almasına ilişkin, "Son derece doğru ama çok gecikmiş bir karar. Dinlenildiği zaman ne olduğu anlaşılacaktır" dedi Tolon, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ni (İGC) ziyaret ederek cemiyet başkanı Atilla Sertel ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Tolon, ziyaretinin tutuklulukları esnasında k- endilerine her zaman destek veren İzmirlilere şükranlarını sunma amacı taşıdığını ifade etti. Askerlik hayatında 50 yıla yaklaşan şefreli onurlu hizmet süresinin ardından akılalmaz bir takım oluşumlarla imzasız ihbar mektupları ve yalancı gizli tanıklıklar, sahte dijital veriler, ayarlanmış kolluk kuvvetleri ve yargı mensupları eliyle tutuklandıklarını savunan Tolon, şunları söyledi: "Bizlerin şahsında, hem Ergenekon hem Balyoz ve hem de diğer davaların tümünde Türk Silahlı Kuvvetleri hedef alınmıştır. Hedef, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını, halk nezdindeki güven duygusunu, ona olan inancı zafiyete uğratmaktır. Bunu başarmaya çalıştılarsa da başarısız olmuştur. Önümüzdeki zamanda da halkımız gerçekleri şimdi anladığı gibi daha iyi anlayacaktır, anlamamış olanların da anlayacağı inancındayım çünkü gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir kararlığı vardır. Mutlaka ortaya çıkacaktır." -"Tutsak edildik" Cezaevi günlerini, "tutsaklık" olarak değerlendiren Tolon, bir asker olarak en acı şeyin kendi ülkesinde tutsak düşmek olduğunu dile getirdi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorulanı da yanıtlayan Tolon, yeniden görülmeye başlanan "Balyoz" davasında, mahkemenin, eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli orgeneral Aytaç Yalman'ı tanık olarak dinleme kararı almasına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti: "Son derece doğru ama çok gecikmiş bir karar. Aslında ismini saydığınız komutanlar, Balyoz davasında mahkemenin talebiyle dinlenilmiş olsaydı, mahkeme kararına da gerek yok aslında kendiliklerinden duruşma salonuna gelip de 'biz tanığız' deseler di, ki biz de oldu. Mahkeme dinlemezse zaten yüzde 100 bozma sebibidir. Çünkü bildiğim kadarıyla yasanın 178. maddesi, 'getirilen tanık dinlenir' der. Dinlenilmeyi mahkemenin iradesine bırakmaz. Gecikmiş bir karar ama çok doğru bir karardır, dinlendiği zaman ne olduğu anlaşılacaktır." İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, ziyaret anısına Tolon'a, İzmir'in işgalinde ilk kurşunu atan Gazeteci Hasan Tahsin'in heykelciğini hediye etti. (AA) Yeni tesisle dünyaca ünlü markalara ambalaj üretecek Dünyaca ünlü markalara ambalaj üreten Tire Deka ve Metropak Ambalaj, İzmir Ayrancılar da dev bir yatırım yaptı. Toplam 7 bin metrekarelik alanda yeni tesisini kuran şirket, 4 milyon TL lik yatırıma imza attı. Yeni fabrikasıyla üretim kapasitesini ve kalitesini artırarak, müşteri portföyünü de ikiye katlamayı hedefliyor. Ambalaj sektöründe 1996 yılından bu yana faaliyet gösterdiklerini belirten Tire Deka ve Metropak Ambalaj Genel Koordinatörü Onur Güven, sektöre ve Türkiye ye hizmet için yeni y- atırımlarla büyüme yoluna gittiklerini söyledi. Firmaların yatırımlarını azalttığı bir dönemde yeni bir fabrika kurmaya karar verdiklerini kaydeden Güven, 18 yıldır yerli ve yabancı dünya markalarına hizmet veriyoruz. Üretimimizi daha kaliteli ve seri yapmak için Çin den yeni bir makine satın aldık. Bunun yanında Ayrancılar da, toplam 7 bin metrekarelik alanda yeni bir tesis kurduk. dedi. Yeni tesislerinde 80 kişilik uzman ekibin üretim yaptığını anlatan Güven, ambalaj verdikleri şirketler arasında CalvinKlein, Chicco, U.S. Polo, Dr. Oetker, Bosch gibi dünyaca ünlü markaların yer aldığını kaydetti. Yaptıkları y- atırımlarla hem İzmir ekonomisine hem de ambalaj sanayisine katkıda bulunduklarını ifade ederek, "Bizim çalıştığımız tüm firmaların birer marka değerleri var. Bizler de bu önemli markaların görselliği için üretim yapıyoruz. Yaptığımız iş o kadar önemli ki kaliteli ambalaj, kaliteli ürünü destekliyor. Biz şu anda yılda 30 milyonluk kutu ve ambalaj üretimi yapıyoruz. Yeni yatırımımızla birlikte en kısa zamanda bu sayıyı iki katına çıkararak, daha yoğun bir müşteri portföyüne hizmet etmeyi hedefliyoruz. diye konuştu. (CİHAN) Soldan sağa: 1. Tepesi dar kenarlı, geniş, basık bir tür fes. İlkel silah. 2. Zarara uğrama tehlikesi. Soyundan gelinen kimse. 3. Yabani hayvan barınağı. Kara batmamak için ayağa takılan bir tür örgülü ayaklık. 4. Hava ya da gaz akımları oluşturmakta kullanılan aygıt. Büyük piliç. 5. Elçilik uzmanı. Astatinin simgesi. 6. Aylardan biri. Tokat ilinin bir ilçesi. 7. Hitit. Atın yürüyüş şekillerinden biri. 8. Eskrimde bir kılıç türü. Bulmaya çalışma. 9. En kısa zaman süresi. İddia, tez. Donuk renkli. 10. Nesne, şey. Gözde ağ tabaka taşla oynanan bir şans oyunu. At yavrusu. 12. Kasaplık hayvanların sırtında, dikensi çıkıntı boyunca iki yandaki et. 13. Bir tür küçük zurna. Utanma, utanç duyma. 14. Eski dilde parça. Afrika da toplu ölümlere sebep olan virüs. 15. Güneydoğu Anadolu da yetişen yerli koyun ırkı. Derebeylik Japonya sında paryalar kastı. 16. Açık, ortada, herkesin içinde yapılan. Baston. 17. İstenilen, beğenilen nitelikleri üzerinde taşıyan. Kiraya verilerek gelir getiren mülkler. 18. Kuzu sesi. Avuç içi. Dolaylı anlatım. 19. İstikbal, gelecek. Tembih sözü. Parola. 20. Çizilerek veya oyularak açılan kertik. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplantı. Sapaklık, aykırılık. Yapım. 2. Evli olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki. Piston. Söylenti. 3. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. Birinin payına düşen şey. Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. Dahil. 4. Çıngırak. Uzaklık anlatır. Notada durak işareti. Küçük torba. 5. Japon çiçek düzenleme sanatı. Güzel sanat. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. İyilik, ihsan, lütuf. 6. Yükselerek devam eden yol. Çağrı kâğıdı. Yerine koyma, yerine kullanma. 7. Sadist. Öğrenci. Vilayet. 8. Valide. Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin doyurulması için ayrılan tahsisat. Fok balığının bir türü. 9. Küçük ve değersiz bitki. Muğla ilinin bir ilçesi. Akdeniz anemisi. 10. Uzakdoğu dövüş sporlarından biri. Afrika da sıradağlar. Tayin etme.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Temmuz Şubat Perşembe Çarşamba Önder Özen: İstifa ettim ve sebebi transfer politikası değil Kartal da istifa depremi Beşiktaş Futbol Genel Direktörü Önder Özen, istifa ettiğini, sebebinin ise asla kulübün transfer politikası olmadığını söyledi. Bugün öğleden sonra Akaretler deki kulüp binasına gelerek istifasını yönetim kuruluna sunan Önder Özen çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Özen, burada yaptığı açıklamada, şöyle konuştu: "İyi kötü birçok şey yaşadık. Ve ayrıca şu da unutulmasın ben burada gururla görev yaptım. Sayın başkan Fikret Orman'a ve yöneticilere teşekkür ediyorum. Bu büyük camiada bana bu ailenin üyesi olma şansı verdikleri için de teşekkür ederim. Ortada bir başarısızlık varsa bu bana aittir. Başarılar da tüm teknik ekip ve futbolculara aittir. Artık yolun sonuna geldik. Az önce istifa dilekçemi verdim. Görevimden ayrılmak istediğimi söyledim. Güzel, olgun bir görüşme oldu. Dostluğumuz devam ediyor. Dostça geldim, dostça ayrlıyorum. Sarılarak öpüşerek ayrıldım çünkü veda kolay bir şey değil. Kulüpten bir talebim olup olmadığnı sordular. Olmadığını söyledim. Bana alacaklarımı teklif ettiler ama kabul etmedim. Bu konunun çok sorgulanmaması benim için ve kulübüm için daha iyi olacaktır. İnsanlar gelip geçer. Buradan çok değerli insanlar geldi ve geçti. Dimdik ayakta olan Beşiktaş Kulübü'dür. Bana destek olanlar var, hepsine teşekkür ederim. Ben Beşiktaş'ın menfaatleri gereği bu konunun irdelenmesini istemiyorum. Bu hassasiyeti herkesten beklemek hakkımdır. Burada bugün veda etmek gerekmiş. Beşiktaş'ın yolu açık olsun. Bu takım iyi şeyler yapacaksa yapacaktır ben de bundan guru duyacağım. İstifa sebebim asla kulübün transfer politikası değildir." YALÇIN KONUSU İLE DE İSTİFANIN ALAKASI YOK Futbol Genel Direktörü Önder Özen, istifa etme durumumun sebepleri arasında Kasımpaşa dan alınması gündem de olan ve İngiltere kampından son anda İstanbul a geri dönen Yalçın konusunun alakası olmadığını söyledi. Önder Özen, şöyle devam etti: "Yalçın transferi nedeniyle ayrılmadık. Benim bu düşüncem vardı. Daha taze, daha dinamik bir çalışma ortamının olması için böyle bir karar verdim. Şu anda o dinamik yapı içerisinde çok fazla yer bulamadığımı düşündüm. Ben sabah koltuğa oturduğumda oradan hiç kalkmayacakmış gibi işime bakarım. Ancak her zaman gidecekmiş gibi çanta da hazır olmalı. Futbol böyle bir şey işte." BİLİC İLE HENÜZ KONUŞMADIM Önder Özen, teknik direktör Slaven Bilic ile daha görüşme yapmadığını daha sonra kendisini arayarak bir veda konuşması yapacağını söyledi. Özen, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Henüz Bilic ile konuşmadım. Arayıp ona başarılar dileyeceğim. İlerleyen dönemlerde mutlaka sahada olacağız. Başka camiadan gelmiş bir yabancıyı aralarına aldıkları için taraftarlara da teşekkür ediyorum. Hakları ödenmez." DEMBA BA GELİR GELMEZ BİR- ŞEY DİYEMEM Önder Özen son olarak, transferi gündemde olan ve bonservisi Chelsea Kulübü nde olan Demba ba için ise, "Demba Ba değerli bir oyuncu. Bu tip oyuncular Beşiktaş'a daha önceleri gelmiştir. Ama şu an kendisi buraya gelir gelmez ona ben birşey söyleyemem. Ancak Beşiktaş'a her zaman değerli oyuncular gelir." diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Dünya Kupası heyecanı sekizinci kez başlıyor Pegasus Airlines PWA Windsurf Dünya Kupası, Ağustos tarihlerinde Pegasus Airlines Surf & Sound Festivali nin ana etkinliği olarak düzenlenecek ve dünyanın önde gelen windsurfçülerinin yarışlarına sahne olacak 2. Vahid Halilhodzic dönemi resmen başladı Trabzonspor, ikinci kez göreve getirdiği Boşnak teknik adam Vahid Halilhodzic ile resmi sözleşme imzaladı. Tecrübeli hoca, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri nde Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu nun katılımıyla yapılan törende 2 yıllık sözleşmeye imza attı. (CİHAN) Salih Uçan veda etti Fenerbahçe'den İtalya'nın AS Roma takımına kiralanan genç futbolcu Salih Uçan, takıma katılmak üzere Roma ya gitti. Arkadaşları Salih i Atatürk Havalimanı nda yalnız bırakmadı. Salih Uçan, arkadaşlarına sarılarak vedalaştı. Fenerbahçe'nin genç oyuncusu Salih Uçan, İtalya'nın Serie A takımlarından AS Roma'ya kiralanmasının ardından Roma ya gitmek için Atatürk Havalimanı na geldi. Biletl işlemlerinin ardından Salih Uçan, fotoğraf çektirmek isteyenleri kırmadı. Salih i arkadaşları da yalnız bırakmadı. Pasaport girişine kadar eşlik eden arkadaşlarıyla sarılarak vedalaştı. Atatürk Havalimanı nda konuşan Salih Uçan, yarın kampın başlayacağını söyledi. Uçan, İnşallah benim için yeni bir serüven olacak. İnşallah her şey benim adıma güzel olur. dedi. Totti ye benzetiyorlar? yorumu üzerine Uçan, Yeni Salih Uçan olurum. Teşekkür ederim. Güzel şeyler söylüyorlar benim adıma. Bende onları mahcup etmeyeceğim. İyi performans göstereceğim. Ülkemi İtalya da iyi temsil edeceğim. diye konuştu. 'İki yıl sonra Fenerbahçedesin' sözü üzerine Salih Uçan, Daha belli değil. Hayırlısı ile her şey belli olur. ifadesini kullandı. (CİHAN) Fenerbahçe'de Caner Erkin iki yıllık sözleşme imzaladı Y arışları takip eden yerli ve yabancı windsurf severlerin sayısının her geçen yıl arttığını belirten Pegasus Hava Yolları Pazarlama Direktörü Onur Dedeköylü, "8 senedir windsurf alanında dünyanın en önde gelen organizasyonunu Türkiye ye getiriyoruz, en hızlı Türk ve yabancı windsurfçüleri Alaçatı da buluşturuyoruz. Windsurf sporuna ilgi duyan izleyicilere de bir hafta boyunca sörf dinamizmini Alaçatı da yaşama ve ünlü windsurfçüleri yakından görerek onlarla tanışma imkanı veriyoruz." dedi. WİNDSURF'ÜN KALBİ, AĞUSTOS TARİHLERİ ARASINDA ALAÇATI'DA ATACAK 27 Mayıs'ta Costa Brava da başlayan PWA Windsurf Dünya Kupası slalom yarışları bu yıl Erkekler kategorisinde 8, Kadınlar kategorisinde 5 ayaktan oluşuyor. Kupanın erkekler kategorisinde 4., kadınlar kategorisinde ise 2. Ayak slalom yarışları Alaçatı da gerçekleştirilecek. Sportworks tarafından Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Pegasus Airlines Surf & Sound Festivali nin ana etkinliği olan Pegasus Airlines PWA Windsurf Dünya Kupası yarışları ile izleyiciler efsanevi windsurfçüleri izlerken, festival alanındaki aktivitelerle de keyifli anlar yaşama fırsatı bulacak. (CİHAN) Fenerbahçe Kulübü, sözleşmesi sona eren Caner Erkin ile 2 yıllık yeni bir sözleşme imzaladı. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki imza törenine Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu üyesi Mahmut Uslu ile futbolcu Caner Erkin katıldı. İmza töreni sırasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Aziz Yıldırım, "Caner ile daha önceden anlaştığımızı açıklamıştık. Bugün kendisinin imza törenini gerçekleşitiriyoruz. Onu anlatmaya gerek yok. Milli Takımlar'ın her kademesinde görev yaptı. Fenerbahçe'ye de hizmet ediyordu, bundan sonra da hizmetleri devam edecektir. İyi bir Fenerbahçelidir. Onun için imza törenine katılıyorum. Kendi çocuğumuzdur. Kendisi sorun çıkarmadan anlaşmayı kabul etti. Kendisinin başarılı olmasını istiyorum." dedi. Fenerbahçe ile sözleşmesini uzatan Caner Erkin de yaptığı açıklamada, "Bu camiada kalmaktan dolayı çok mutluyum. " diye konuştu. (CİHAN)

15 SAYFA 16 TUNÇ DEVRİ İmet TUNÇ Satıyorsunuz, sattınız! İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, herhalde bir rüyada yaşıyor ya da bu şehirde neler olup bittiğinin farkına varamıyor. Yoksa, kendi kendine bu kadar yanlışa düşmez. İmkanı yok, bir belediye başkanı etrafından bu kadar habersiz olamaz. Kocaoğlu ve CHP li bazı kurmaylar, Alaçatı daki bazı gayrimenkullerin Diyanet e devredilmesi ile ilgili tepki gösterdiler. Alaçatı da konuşan Kocaoğlu, aynen şu cümleleri kullandı: Biz diyoruz ki biz 10 yıldır bir liralık mal satmadık. Siz Karayolları'nın arazilerini Tekel'in binasını, şarap fabrikası, yeşil alanlar satıyorsunuz. Siz satmakta, yok etmekte tescillisiniz. Biz almakta, var etmekte, korumakta tescilliyiz. O zaman siz bizim hakkımız olan İzmirlinin tasarrufuyla alınan malları bize yerel yönetimlere verin. Yerelde kalsın. Yerelin meclisi var, yerelin halkı var. İzmir'in sağduyulu demokrat mücadele etmesini bilen insanları var. Bunlar bu mallara sahip çıkarlar. Eğer gerekçesini doğru koymadan ben de satmaya çalışırsam bana da sattırmazlar. 10 yıldır bir liralık mal satmadıklarını söyleyen Kocaoğlu na hemen Konak taki akaryakıt istasyonu ile Üçkuyular daki pazaryerini hatırlatalım. Bu satırları da, hiçbir şey satmadık diyenlere ithafen yazıyorum. Konak ve Karabağlar belediyesi ayrıldığı zaman pimi çekilmiş bir el bombası misali ortada kalan, vergi borçları yüzünden sen mi alacaksın ben mi alacağım sen al diye gündeme gelen, en sonunda yarısı Konak'ta yarısı Karabağlar Belediyesi nde olmak üzere iki belediyeye paylaştırılan arazinin durumu için iki çift sözümüz var: Konak Belediyesi için ithaftır: Üçkuyular benzin istasyonunun satışı yetkili mahkeme tarafından neden durduruldu? Karabağlar için ithaftır: Tüm merkezi yardımlara rağmen, belediye batmak üzereyken, borç harç içinde yüzüyorken, yapılan ve yapılacak olan savurganlıkların adeta lokomotifi durumuna düşen bu satış, 10 yıldır bir liralık mal satmadık, diyen Kocaoğlu na imzalı bir ithaftır. Yeşil alan satmadık diyen kişilere ithaftır. Bu satmaktır, yok etmektir. Satmanın yok etmenin telef etmenin tescilidir. Yalnızca bu facia bile bir çöpün bile kendilerine teslim edilmeyeceğinin ifadesidir. CHP Gençlik Kolları Başkanı İbrahim Soydan ın da birkaç cümlesi basına yansıdı. Okuyalım: Bu kararın gerekçesi nedir? 10 yıldır Alaçatı'yı Alaçatı yapan, Türkiye'de turizmin merkezi haline getiren yerel yönetimler varken, kapatılan beldenin malları neden ilgisiz kurumlara verilmiştir? Malatya, Denizli ve Trabzon'da mallar nerelere verildi? Çeşme ve İzmir halkı bu ayrımcı anlayışın sebebini merak ediyor. Belediye başkanları neden sürecin dışında tutuldu? CHP gençliği olarak bu soruların cevabını istiyoruz. Turizm ve ekonomiye balta vurmayacak mı? Bizler CHP İzmir gençliği olarak bu yapılanların takipçisi olacağız. Biz, malların kime verileceği ile ilgili taraf değiliz; ancak sayın Soydan neden verilmediği ile ilgili belki bir ipucu vermiştir. İki saat ötemizdeki Denizli ye bir uğrasınlar. Belediyecilik hizmetlerinde nasıl yatırım yapıldığını öğrensinler. Malatya ya bir uğrasınlar, karasal bir kent olmasına rağmen, Doğu Anadolu da nasıl görkemli bir kent oluştuğunu öğrensinler. Sayın Kocaoğlu nun Alaçatı salvolarına dönüp bakacak olursak, bu kentin seçilmiş bir numaralı koltuğunda oturan kişi o- larak, Vali Toprak a yönelik sarf ettiği sözlere bakalım: Böyle devlet adamlığı olmaz. Bu adamların elinde devlet, devlet olmaz. Biz bir dertten kurtulmak zorundayız. Biz zararlı bir insandan kurtulmak zorundayız. Bu da İzmir Valisi Mustafa Toprak'tır. Yargı sürecini başlatıyoruz. Sayın Vali kendine göre gazetelerde bizim üzerimize yıpratmak için gelmeye devam ederse, biz demokratik protesto haklarımızı da sizlerle birlikte kullanmak üzere İzmirli hemşehrilerimize öneride bulunacağız. Protesto elbette bir haktır; ancak Kocaoğlu nun üslubunun ne adabı muaşerete ne devlet adamlığı kimliğine yakıştığını söylemek mümkün değil. Kendisinin zarar gördüğünü söylüyor ama iyi bir diyalog geliştiremediği için bence zarar veren o. İletişim problemlerini aşsa, sanırım İzmir İl Özel İdaresi malları konusunda sıfır çekmez di. Eli boş dönmezdi. Alaçatı daki gayri menkuller için kullandığı bir söz var ki evlere şenlik: Yerel bir gayrı menkul. Ne diyelim. Kocaoğlu da, Martin Luther gibi engizisyon mahkemelerini tanımasın, bundan sonra tapuları da o dağıtsın. Allah aşkına birisi Başkan a çıkıp anlatsın: Tapu da merkezden gelen yerelde verilen bir hizmettir. Bunun yanında birçok bakanlığa bağlı olan yerelleştirilmiş, tarım il müdürlüğü, il müftülüğü, sağlık il müdürlüğü, emniyet müdürlüğü vs vs gibi kurumlar aracılığıyla merkez yerelde hizmet verir. Bu hizmetlerini sürdürürken belediyenin de üstünde bir takım şeylere ihtiyaç duyar. Maddi manevi. Bu hizmetlerin sürdürülmesinde yeraltı ve yer üstü kaynaklarından tutun da işgücü ve kolluk güçleri de ihtiyacın parçalarıdır. Ki burada merkezin yerelde ihtiyaç duyduğu kalemlerden biri de belediyedir, deyip birilerini de ezmek istemeyiz. Hiç kimse unutmasın ki Türkiye de AK Parti iktidardır. İstanbul'da Konya'da Trabzon'da olduğu gibi İzmir'de de iktidar AK Parti'dir. İsterseniz dağlara taşlara, isterseniz Ege'nin maviliklerine güneş batımında, güneşin denizi kırmızıya boyadığı gün batımına sorduğunuzda size şunu fısıldayacaktır: AK PARTİ. Örneğin, Merkez İzmir ile Manisa arasındaki dağları delerek, Konak Bahribaba girişinden yine Kadifekale tepesini delerek Yeşildere Caddesi'nden çıkmakta. Bunun için halkın ve milletin bir parasını yine milletin hizmetine sunmaktadır. Ağustos'tan sonra yeni Türkiye Sondakika Gazetesi İmtiyaz Sahibi Eflatun Saygılı, AK Parti hükümeti ile büyümeye başlayan Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra şaha kalkacağını söyledi. Gazetemiz tarafından verilen iftar yemeğinde konuşan Saygılı, "İstemezükçüler yine kaybedecek" diye konuştu AK Parti hükümeti ile büyümeye başlayan Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimimden sonra şaha kalkacağını söyleyen gazetemizin imtiyaz sahibi Eflatun Saygılı, bu gidişatın asla engellenemeyeceğini söyledi. Gazetemiz tarafından verilen iftar yemeğinde konuşan Saygılı, istemezükçülerin bir kez daha yenileceğıini söyledi. AK Parti hükümeti'ni durdurmak isteyen derin güçlerin Gezi eylemleri ve 17 Aralık operasyonu başta olmak üzere onlarca plan yaptığını söyleyen Saygılı, "Ama bu operasyonların hepsi fos çıktı. Halk, bu toplum mühendislerine değil, Türkiye'yi büyüten Başbakan Erdoğan'a pirim verdi.cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynısı olacak. İstemezükçüler, yine avucunu yalayacak" dedi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı yarışını iki adaya karşı değil, çok geniş bir bloğa karşı sürdürdüklerini ve eşit bir yarışın içinde olmadıklarını belirterek, "10 Ağustos'ta bütün AK Parti'nin oyunu alacak ama bunun üzerine hatırı sayılır miktarda diğer partilerden kardeşlerimizin de oylarını alacağımıza inanıyorum" dedi Erdoğan, muhalefet partileri ve adayların Cumhurbaşkanlığı seçiminde şartların eşit olmadığını söylediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Doğrudur. Gerçekten de diğer a- daylarla eşit bir yarışın içinde değiliz. Bütün muhalefet, AK Parti karşıtlığında biraraya geldiler, bize karşı saf tutmuş durumdalar. CHP, MHP, diğer irili ufaklı partiler, marijinal sol örgütler, malum medya kuruluşları, onların yazarları, yorumcuları, kimi iş çevreleri bütün güçleriyle ve imkanlarıyla karşımızdaki adaylara tam destek veriyorlar. Pensilvanya şebekesi aynı şekilde bu adayların arkasında duruyor. Türkiye'nin dış politikasından rahatsız olan bazı uluslararası çevreler de elbette bu adayları destekliyorlar. Yani iki adayla değil, aslında biz çok geniş bloka karşı biz bu yarışı sürdürüyoruz. Eşit bir yarışın içinde değiliz. Biz bununla da ilk defa karşılaşmıyoruz yılında halk oylamasında aynen bu blok karşımızdaydı. Ama hamdolsun yüzde 58 oy oranı ile bu kirli ittifakı boşa çıkardık. 30 Mart seçimlerinde yine bu blok karşımızda idi. O- rada da yüzde 45 oy oranıyla, bu kirli blokun Türkiye için hiç bir şey ifade etmediğini ortaya koyduk. Onlar kirli ittifaklar üzerinde h- esaplar yapıyorlar, biz ise milletimizle ittifak yapıyoruz yılında Anayasa değişikliği halkoylamasına sunuldu, yüzde 69 oranında evet oyu çıktı. 2010'da yine Anayasa değişikliği halkoyuna sunuldu ve yüzde 58 evet oyu çıktı. Bu şunu gösteriyor; CHP'ye gönül veren kardeşlerim doğruyu görüyor ve oyunu bizden yana kullanıyor. MHP'ye gönül veren kardeşlerim de partisinin nasıl kirli ittifak içine girdiğini görüyor ve oyunu bizden yana kullanıyor. HDP seçmeni aynı şekilde onlar 16 Temmuz 2014 Çarşamba Biz monşerlikten gelmedik, biz bu halkın içinden geldik da öyle davranıyor. Saadet Partisi'ne BBP'ye gönül veren kardeşlerim de böyle zamanlar da desteğini bizden yana kullanıyor. Hiç endişeniz olmasın, 10 Ağustos'da bütün AK Parti'nin oyunu alacak ama bunun üzerine hatırı sayılır miktarda diğer partilerden kardeşlerimizin de oylarını alacağımıza i- nanıyorum." Başbakan Erdoğan, tabanda CHP ve MHP yönetimine yönelik çok ciddi bir tepki olduğunu kaydetti. CHP'nin kendi siyaseti ve dünya görüşüyle uzaktan yakından alakası olmayan, sanal ve ithal bir adayı, halkla hiç bir irtibatı olmayan bir zatı adeta CHP seçmenine dayattığını belirten Erdoğan, "CHP Genel Müdürü ne diyor: 'Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz.' Kendi seçmenine ithal, sanal bir aday dayatmakla kalmıyor bir de seçmene kaba bir dille emir, talimat veriyor. Kendi seçmenine 'tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' diyen kişi, bir de utanmadan, sıkılmadan çıkıp bize diktatör yakıştırması yapıyor. Eğer diktatör aranıyorsa, senden daha güzel diktatör olmaz. Kendi mesai arkadaşlarıyla bir kez adayın istişaresini yapmayan, sonra da tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diye kükreyenden daha başka bir diktatör bulamayız" dedi. "(Sandığa muhakkak gidin) diye ricada bulunduk" Başbakan Erdoğan, millette "aman ha sandığa muhakkak gidin" diye ricada bulunduklarını, "bu tarihi anı kaçırmayın, çocuklarınıza anlatacak bir hatırınız olsun, yeni Türkiye'nin harcında sizin de katkınız olsun" dediklerini vurgulayarak, "Ama CHP genel müdürü masaya yumruğunu vurarak, son PEKDAŞ TAN yüz gün raporu 30 Mart yerel seçimlerinden sonra 3 Nisan da mazbatasını alarak göreve başlayan, Konak ın seçilmiş ilk kadın Belediye Başkanı Sema Pekdaş, geçen 100 günlük süredeki hizmet bilançosunu açıkladı. Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür Merkezi nde gerçekleşen toplantıya Konak Belediye meclis üyeleri, belediye bürokratları, muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı. CHP Konak İlçe Başkanı Şakir Başak da katılımcılar arasında yer aldı. Toplantı Pekdaş ın göreve geldiğinden bu yana geçen 100 günlük sürede yapılanları anlatan kısa film gösterimiyle başladı. Ardından kürsüye çıkan Pekdaş, başkanlık koltuğunda geçen 100 günün değerlendirmesini yaptı. Ne düşünüyoruz, nasıl hareket ediyoruz, nasıl sahaya indik, bundan böyle nasıl çalışacağız, çalışma felsefemizi ortaya koymak istedik diyerek toplantının amacını açıklayan Başkan Pekdaş, geçen 100 günlük Türkiye tarihinin iyi okunması gerektiğine dikkat çeken gazetemizin imtiyaz sahibi Saygılı, ülkemizi büyütmek isteyen başbakanlar ile derin güçlerin her seferinde karşı karşıya geldiğini söyledi. Malum güçlerin Eski Başbakanlardan Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal'dan sonra AK Parti ve Başbakan Erdoğan'a da savaş açtığını belirten Saygılı, "Tarih boyunca bu memleket istemezükçülerden çok çekti. Ülkemizin büyümemesi için ellerinden geleni ardına koymadılar. Memlekete yapılacak hizmetleri, 3-5 ağacı bahane ederek, ekonomik bahaneler üreterek ya da projelere verilen isimlere tepki göstererek engellemeye çalıştılar. 3-5 ağaç için ülkeyi karıştırmak isteyenler geçmişte de köprü projelerine tepki gösterdi. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne sırf isminden dolayı tepki gösterdiler. Kimileri de köprülerin rantabıl olmağını iddia etti. Süleyman Demirel döneminde yapılan tarihi Boğaziçi Köprüsü de bunun bir örneğidir. Dönemin meşhur ekonomi profesörü, yapılacak köprünün rantabıl olmayacağını, 20 yılda kendini zar zor amorti edebileceğini belirterek projeye karşı çıkmıştı. süreçte enerjilerini ilçenin gelişmesine ve vatandaşlara daha iyi hizmet etmeye harcadıklarını söyledi. Bundan sonrasının daha iyi olacağını ve Konaklılarla birlikte daha güzel çalışmaları hayata geçireceklerinin sözünü de veren Pekdaş, Önümüzde çalışma süremizin yüzde 95 i daha var. Türkiye de demokrasi için alınması gereken çok yol var olduğu gibi bizim de önümüzde yürüyeceğimiz daha çok günler var dedi. Temiz bir seçim dönemi yaşayamadığını da dile getiren Pekdaş, kara propagandayla mücadele etmek zorunda kaldıklarını hatırlatarak, Doğru bildiğimiz yolda, doğru şekilde mücadele ettik ve Konak halkı ile birlikte bu kara propagandaya en iyi cevabı sandıkta verdik. 147 yıllık belediyecilik tarihine sahip Konak ın ilk kadın başkanı olmanın onurunu ve gururunu yaşıyorum diye konuştu. Konak ı Konaklılarla birlikte yönetmeye devam edeceklerini kaydeden Başkan Pekdaş şöyle konuştu: derece kaba bir edayla, seçmenine talimat veriyor. İnanıyorum ki CHP seçmeni de hem bu dayatmaya hem de bu kaba üsluba sandıkta gereken cevabı verecektir" diye konuştu. Erdoğan, MHP'nin durumunun daha da içler acısı olduğunu, MHP'nin içinde yer aldığı bu kirli ittifakları, pasif ve edilgen tavrı artık seçmenine izah edemez bir duruma geldiğini bildirdi. MHP'nin 1999 yılında kendisine yapılan onca hakarete rağmen, DSP ve ANAP'la Hükümet kurduğunu ifade eden Erdoğan, 3.5 yıl boyunca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin en küçük bir itiraz sergilemediğini, dik duruş emaresi göstermediğini, kendisine ne söylendiyse harfiyen yaptığını bildirdi. Başbakan Erdoğan, "Meclis'te 10. Cumhurbaşkanı seçileceği zaman, DSP ile ANAP bir aday buldu, getirdi MHP'ye 'buna oy vereceksin' dediler. MHP de hiç ikiletmeden oyunu verdi, hatta kendi içlerinden çıkan Cumhurbaşkanı adayını Meclis'te tartakladılar, dövdüler; bu Bahçeli çıtını dahi çıkarmadı" dedi. "Vizyon belgesini satır satır incelemenizi rica ediyorum" Başbakan Erdoğan, 10 Ağustos tarihinin eski Türkiye'nin kapılarının kapandığı, eski muhalefet tarzının da hükmünü yitirdiği bir tarih olacağını kaydetti. Milletin, AK Parti karşısında kurulan bu şer ittifakını, bu ittifakın Türkiye'ye nereye götürmek istediğini de çok iyi gördüğünü, bildiğini ve anladığını belirten Erdoğan, "Cuma günü açıkladığımız vizyon belgesiyle, biz nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi, hedeflediğimizi ayrıntılı şekilde ortaya koyduk. Bu vizyon belgesi henüz sizlere Seçim akşamı yaptığım açıklamada, Bizim artık başka sorumluluklarımız var diyerek, kimseyi ötekileştirmeden, herkesle birlikte, öteki, beriki demeden bira arada, Konak ta Konaklılarla birlikte üretmeye başlayacağımızı söylemiştim. Hayatımda hiç kindar olmadım. Kin sayfasını kapatıyoruz ve Konak a hizmet v- eren herkesle, Konak için Konaklılarla birlikte üretmeye başlayacağımızı dile getirmiştim. İLK İŞ ŞİFRELER KIRILDI Başkanlık görevine şifreli kapıları kırarak başlayan Pekdaş, belediye şirketi Merbel de yaşanan işçi krizini şimdilik aştıklarını, mahalle forumları ile bir ilkin altına da imza attıklarını belirtti. Damlacık halkının yaşadığı drama ortak olduklarını söyleyen ve Konak Tünelleri Projesi ne tepkisini yineleyen Konak Belediye Başkanı Pekdaş, Yeşildere- Konak Tüneli inşaatı sebebiyle bir mahalle yok edilmek üzere. Bu tünelin ÇED raporu, ihalesi, planı, zemin etüdü yapılmadı. Ulaşım master planına dahi dayanmayan bu yol vatandaşların en temel yaşam haklarını tehdit etmeye başladı. Evler boşaltılmak isteniyor. Ancak, ne insanlar ile ne belediye ile bir görüşme yapılıyor. dedi. (HABER MERKEZİ) Ancak, söyledikleri doğru çıkmadı. Köprü bitti ve 1 yıl içinde masrafını karşıladı. Malum profesöre bu durum soruldu. Ve kendisi tarihe geçecek bir ifadeyle kendini savunmaya çalıştı. O günkü şartlarda öyle söylemem gerekiyordu diyerek pişkinliğin en büyük örneğini sergiledi. Artık, cumhurbaşkanlığı seçimiyle istemezükçülerin devri kapanacak. Türkiye, hızla büyümeye devam edecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi, yeni bir Türkiye için milat olacak" dedi. (HABER MERKEZİ) ulaşmadıysa, temin etmenizi ve satır satır incelemenizi sizlerden rica ediyorum. Bu belge inşallah Cumhurbaşkanı olarak seçilirsek, 5 yıllık süreçte neler yapacağımızı, onun ötesinde 2023 yılında neleri gerçekleştireceğimizi çok detaylı bir şekilde ortaya koyuyor" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratikleşme konusunda 12 yılda çok önemli reformlar yaptıklarını söyledi. G- elecek süreçte de artık vesayetin olmadığı, çetelerin temizlendiği bir ortamda, daha y- oğun şekilde adımları atacaklarını belirten Erdoğan, toplumsal refah konusunda kazanımlarına yenilerini ekleyeceklerini, yeni yatırımlarla Türkiye ekonomisini daha da büyüteceklerini bildirdi. Erdoğan, toplumsal barışın daha da güçlenmesi, kardeşliğin daha da pekişmesi için başlattıkları reform süreçlerinin kesintisiz devam edeceğini vurgulandı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin aktif dış politikasıyla, bölgesinde ve dünyada öncü bir ülke olacağını, bu vasıflarını gelecek günlerde daha da güçlendireceklerini ifade etti. Eski ve sanal tartışmaların Türkiye'ye hem çok vakit kaybettirdiğini hem de enerjisini, kaynaklarını heba ettiğini belirten Erdoğan, "Gereksiz tartışmalarla vakit yitirmeden, gerginliklerle, kutuplaşmalarla, gereksiz korkularla Türkiye'nin kaynaklarını heba etmeden artık geleceğe, hedeflerimize odaklanmış bir şekilde inşallah yeni Türkiye'yi 77 milyonla birlikte inşa edeceğiz" dedi. Erdoğan, vizyon belgesini açıkladığı toplantının ardından ortaya çıkan tartışmanın, aslında Türkiye'de kimin uzlaşmadan kimin de kutuplaşmadan yana olduğunu çok net biçimde ortaya koyduğunu bildirdi. (AA) Mövenpick Hotel İzmir "Yeşil Yıldızlı" oldu Türkiye de çevreye duyarlı konaklama tesisinin arttırılması amacı ile bakanlık tarafından hayata geçirilen proje ile Mövenpick Hotel Izmir 'Yeşil Yıldızlı' oldu. Çevre bilinci ve çevreye duyarlılık çalışmalarına büyük önem vere-n ve Green Globe sertifikası da bulunan Mövenpick Hotel Izmir, artık 'Yeşil Yıldızlı' o- larak hizmet verecek. Doğaya olan duyarlıığıyla çevresine her zaman örnek olan otelin Genel Müdürü Kızılcan, kurmuş olduğu güçlü ekibin bu ödülü almada büyük katkısının olduğunu ve daha da büyük projelere imza atacaklarını ifade etti. Kızılcan,"Bu sertifika, enerji ve su kaynakları konusunda tasarruf sağlayarak işletme maliyetlerini azaltan, çevreye katkı sağlayan, sürdürülebilir turizmi destekleyen turistik kurumlara verilir. dedi. (HABER MERKEZİ)