~ Pozitif Dram ~ 28 Nisan :00 US Pasifik Zamanı. ~Yuvadan Hatırlatmalar ~

Transkript

1 Işık Fenerleri ~ Yuvadan Hatırlatmalar 15 Nisan 2007 ~ Pozitif Dram ~ Dram Bağımlılığından Kurtulma Işık Fenerleri Yuva'dan Hatırlatmalar, İnternet üzerinden Canlı olarak sunulmakta, ve her ayin 15'inde yazıya dökülmekte ve yayınlanmaktadır. Bundan sonraki Işık isçisi Işık yayını: 28 Nisan :00 US Pasifik Zamanı ~Yuvadan Hatırlatmalar ~ Özel istek Telif hakki Steve Rother. Bu bilgi, ücret alınmaması ve bu notun eklenmesi koşuluyla tümüyle ya da bölüm bölüm olarak ücretsiz dağıtılabilir. Bilginin bir bölümünü kullanırsanız, lütfen bunun kısaltılmış olduğunu belirtin ve bilginin asli için okuru su linke yönlendirin. Yayınlar, makaleleri yazdırmaya teşvik etmektedir, izin almaya gerek yoktur, ancak Keeper@Lightworker.com Keeper@Lightworker.com adresine bildirmenizi takdirle karşılayacağız.grup konusunda daha fazla bilgi adresinden ya da Işık İsçisi nin (858) numaralı telefonundan edinilebilir. Işığın yayılmasına yardim ettiğiniz için teşekkürler! Yuvadan Selamlar Bu güzel gezegen üzerinde yaratmış olduğunuz alan her gün daha da yuvaya dönüşüyor. Perdenin bizim tarafından bakıldığında, insan gibi davranan ruhlar oyununuz oldukça büyük bir kargaşa yaratıyor. Siz günlük hayatınızı yaşarken tüm gözler sizin üzerinizde. Yuvanın sevgi ve enerjisi arkanızdaki rüzgar olmuş, her gün sizinle birlikte. 1

2 İnsanlığın Kablolarının Yenilenmesi Tüm insanlığın deneyimlemekte olduğu kablo yenileme sürecinden bahsetmiştik. Bu olay, ilk anda hayal edebileceğinizden çok daha büyüktür. İnsan hayvanı tekamül ediyor ve bu tekamül biyolojinizin fiziksel baloncuğunun çerçevesi içinde ruhunuzun daha büyük bir kısmını taşımanıza izin veriyor. Bugün bu konuya biraz değineceğiz ve siz de bu konunun nereye vardığını görebileceksiniz. Sevgili varlıklar, size baktığımızda gördüklerimizi siz de görebilseydiniz ve Yuvadan Selamlar dediğimizi duysaydınız, muhteşemliğinizi anlayabilirdiniz. Gerçekte kim olduğunuzu görmenize engel olan perdenin dimdik durduğu bu yere gelip neden bu Oyunu oynadığınızı anlardınız. Bazen kendinize bakıp yargılıyorsunuz ve tekrar ve tekrar aynı şeyleri oynuyorsam aptal olmalıyım, diyorsunuz. Biz sizi alkışlıyoruz, çünkü kim olduğunuzu biliyoruz ve bu imgeyi ta ki siz kendinizi bizim gördüğümüz gibi görene dek taşıyacağız. Tanrının Enkarnasyonu İçinizde, derinlerde bir yerde, kim olduğunuzu hatırlamama Oyununu oynadığınızı biliyorsunuz; Tanrıyı görmek için güzel, harika bir oyun oynadığınızı anlıyorsunuz. Size diyoruz ki bu basitleştirilmiş bir açıklamadır. Gerçekte ise, siz Tanrının tamamısınız. Siz, Tanrının bütünleşik bir parçasısınız Tanrının sadece kol, bacak, tırnak gibi bir parçası değilsiniz. Aksine, her biriniz içinizdeki Tanrının tüm özünü ve yetilerini taşıyorsunuz. Her biriniz, varlığınızın her hücresinde Işık taşıyorsunuz. O ışığı bulmak ve tüm parlaklığı ile dışarı yansıtmak ki başkaları da görebilsin diye tam olarak buraya gelme nedeninizdir. Oynadığınız Oyun budur. (Eril) Kendini saklayıp (dişil) kendini arayan, Tanrının kendisidir. Bu eril/dişil enerjiyi dengelemek Oyunun en büyük parçası haline gelmektedir. Bugün, kendinizi farklı bir bakış açısından görmenize yardımcı olacak başka bir açı göstereceğiz. Unutmayın, bu perspektif ne doğru ne de yanlış, ne iyi ne de kötü; sandığınız gibi zıtlıklar aslında mevcut değildir. Zıtlıklar sadece aynı parçanın farklı perspektiflerden görüntülenen parçalarıdır. Oyunun Dramı Size bu yeni bakış açısını gösterecek tek bir sözcük ile başlayacağız. Birçoğunuz bu sözcüğü duyunca irkileceksiniz, çünkü sizin için daha çok negatif bir anlam taşıyor. Sözcük, dram dır. Oh, gerçekten hayatlarınızda dram istemiyorsunuz. Hayatınızda bir dram varsa, diyorsunuz ki, O dramı bana çok yaklaştırma. En ufak parçasını dahi istemiyorum! Ancak gerçek şu ki insanlar büyük bir dram oynuyor. Yaptığınız budur. Dramlara çekilirsiniz. Amansızca dramlara çekilirsiniz. Bu yüzden televizyon ya da film izlemeyi seviyorsunuz. Hiçbir bağlantınız olmayan insanların yaşamlarında meydana gelen dramları izlemek size oldukça tazeleyici geliyor. Birinin rol yaptığı bir oyuna gidip izlemek size işte bu yüzden heyecan veriyor. Bir an için bir aktörü alın ve kendinizi onun yerine koyun.. sahnedeki aktöre ne oluyor? Düşünüyor, Ahh, izleyiciler ağlıyor, demek ki iyi iş çıkarıyorum. Bir aktör olarak en büyük arzunuz, temsil ettiğiniz karakterin tüm dramını izlerlerken, izleyiciyi gözyaşlarıyla kahkahalara boğmaktır. Sahnedeki aktör gibi, kendi yaşamınızda da bir dramı ifade ediyorsunuz. Bir fikri, bir mesajı ve sahnedeki aktör gibi bir hikayeyi ifade ediyorsunuz. Bir insan gibi davranmanın zor dramını sahneleyen bir ruhsunuz. Tüm aktörler gibi, rolünüzü iyi ezberlediniz ve perde açılmadan önce iyi hazırlandınız. Ve hatta doğmadan önce yaşamınızı planlama aşamasında oyunun repliklerini yazdınız. Tek fark ise bu oyunu özgür seçim sahnesinde oynuyorsunuz ve 2

3 yazdığınız senaryoya birebir bağlı kalmak zorunda değilsiniz. Tüm oyun baştan aşağı doğaçlama olabilir. Doğaçlama yeteneğinizi sergilediğiniz her defasında, daima merak edersiniz, yolunuzda mısınız ya da senaryoya bağlı mısınız? Doğal olarak kendiniz için yazmış olduğunuz senaryoya dönme eğilimindesinizdir. Hepiniz birer aktörsünüz. Her biriniz kişisel bir dram sahneliyorsunuz. O zaman dram kelimesinin etrafındaki bazı negatif düşünceleri silmemize ve pozitif etkilerini size göstermemize izin verin. Dramın Kuralları Yaşam dramının hiçbir kuralı olmadığını söylüyoruz. Gerçekte nasıl yürüdüğünü anlamanıza yardımcı olacak fikirler ve kavramlar var. Etki olarak, oyunu oynadığınız sahnenin perdesinin ardındakini göstermek üzere perdeyi açmak gibidir. Şimdi bu yeni bakış açısını kazanmanıza yardımcı olacak bazı basit fikirleri göstermek için perdeyi açıyoruz. Bu fikir o kadar basit ki birçok insan bunu kabullenmekte güçlük çekiyor, ancak yaşam oyununun en temel yönergelerinden biridir. Yaşam kendini gerçekleştiren bir kehanettir. Şimdi, bu bildirimi gerçekten anlamak ve kucaklamak için, kişi çok büyük bir sorumluluğu üstlenmek zorundadır. Gerçek şu ki birçok insan böylesine bir sorumluluğu kabul etmek için hazır değildir. Aksine, yaşam dramını kontrol eden dış etkenlerin olduğu fikrini kabul etmek için hazır beklemektedirler. Ben bununla doğdum. Bu benim kaderim. Bununla baş etmek zorundayım. Bu benim suçum değil. Ancak, yaşam gerçekten kendinigerçekleştiren bir kehanet ise ki öyle her gün her saniye bir seçim yapma şansına sahipsiniz. Her günün her saniyesi, yaşamınızı değiştirmek için size bir fırsat sunar.. iyi yönde ya da kötü yönde olmak zorunda değildir, sadece değişim fırsatı sunar. Size yaşam sahnesinde yardımı olabilecek başka bir kavram daha veriyoruz: Yaşamdaki her değişim daha iyiye götürür. Sahnedeki hiçbir şey değişmiyor olsaydı, oyun çok sıkıcı olurdu. Aslında, tüm senaryo sürekli bir değişime dayanmaktadır; dramı ilginç kılan da değişimdir. Elbette, her zaman böyle görünmeyebilir, mesela işinizi kaybettiğinizde, bir ilişkiniz sona erdiğinde, sıkıldığınızda ya da içinize dönüp bakınca kendinizi bulamadığınızda. Böyleyken bile, uzun vadede tek bir şeyin sabit olduğunu söylüyoruz her değişim daha iyiye götürür. Seçimleriniz olduğunu ve her değişimin daha iyiye götürdüğünü fark ettiğinizde, dramınızı yönetmenin yollarını da anlayabilirsiniz. Kanallar Arasında Gezinmek Televizyon kanallarında gezmek için kumandanızın düğmelerine basarken, sizinle hem uyuşan hem de uyuşmayan dramlar göreceksiniz. Bazı programlar sıkıcıdır, bazıları ise heyecan verici, bazıları eğiticidir ve bazıları da sizi ağlatır. İzleyici olarak kanallar arasında size uygun bir kanal bulmak için gezersiniz. Farklı kanalların farklı izleyicileri çekmek için olduklarını anlamak önemlidir. Daima siz izleyiciye güç veren bir kanalı seçmenizi umuyoruz. Şimdi kendinizi kumandanın öbür tarafına koyun ve rolünü oynayan bir aktör olduğunuzu anlayın; her an senaryoyu değiştirme seçimine sahipsiniz. Eğer seçerseniz o dramı farklı bir bakış açısı ile görüntüleme fırsatına sahipsiniz. Şu anda Yeryüzü gezegeninde ikamet eden güçlü insanlar diğer insanlara göre farklı kanalları seyredeceklerdir. İnsanlık her an inanılmaz bir hızla tekamül etmektedir. Artık günlük yaşamda tüm gücünüzle yürümek mümkündür. Bu güç ile büyük bir sorumluluk da gelmektedir. Birçok insanın tam gücünü eline almamasının nedeni, o gücü dengelemek için gerekli olan sorumluluğa direnç göstermeleridir. 3

4 Sorumluluk alın ve o zaman güç de sizindir. Sorumluluk gücün dengesidir, o zaman hangi alanda değişmek istiyorsanız sorumluluğu alın ve değişim gerçekleşecektir. Bu sadece bir kavram olsa bile, yaşamınız üzerinde kontrol sahibi olduğunuzu kabul eden sahnedeki bir aktör olduğunuzu kabul etme sorumluluğu olsa bile... Drama Bağımlılık Şimdi dramın olumsuz yönlerine işaret etmemize izin verin. Şöyle diyen insana ne demeli, Yaşamımda hiçbir şekilde dram olsun istemiyorum? Tam aksi yönde koşuyorlar ve yaşamlarında dramı engellemek adına aksi yönde her şeyi yapıyorlar. Bir kanal izlediğinizi ve başroldeki adamın eve gelip karısının onu terk ettiğini fark ettiğini hayal edin. Gözyaşlarını, öfkesini ve acısını görürseniz, bu gerçek bir insan deneyimidir ve ilginç bir dramdır; onunla aranızda bir bağ kurarsınız ve acısını hissedersiniz. Ya kameraya dönüp şöyle derse: Umurumda değil, daha iyi bir şey bana doğru geliyor olmalı! S-I-K-I-C-I. O anda düğmeye basıp kanalı değiştirirsiniz. Bu konuda bize güvenin, kolayca drama kayan bir senaryo ile çalışıyorsunuz. İnişleriniz ve çıkışlarınız olacak. Birçok kişi inişi olmayan çıkışlar için mücadele etmektedir. Buradaki ana fikir, hem inişlerinizi hem çıkışlarınızı ruhun güzel bir insan deneyimi olarak sevmektir. Bu sizin yazdığınız senaryodur. Onlar, oynamak istediğiniz insan deneyimleridir. Drama sürüklendiğiniz zaman kendinizi negatif algılamayın. Sadece kendinizi drama olan bağınızdan kurtarın, çünkü sorunu başlatan nokta odur. Zorluğun yaşamınıza yerleştiği nokta budur. Sizler, bir sahne üzerinde insan gibi davranan ruhlarsınız, ve bunun gibi bir çok dram oynayacaksınız. Sizin doğanız bu. Mücadele, drama bağımlı olmaya başladığınızda, senaryoya bağlı kaldığınızda ve oynadığınızı düşündüğünüz role bağlı kaldığınızda ortaya çıkıyor. Bağımlılıklar yaşamınızda ihtiyacınız olan değişimleri etkin olarak engellemektedir. Bağımlılık sizi tekrar ve tekrar oynanan aynı dramın kısır döngüsüne yerleştiriyor. Bir sonuca bağımlılıktan kurtulmak, sizi, yaşamınızdaki drama bağımlılıktan da kurtaracaktır. Değişim özgürlüğü işte bu noktada ortaya çıkar ve işte böyle tam gücünüze adım atarsınız; kendinizin ve senaryonuzun her yönünü değiştirme yetisine sahip olduğunuz zaman. Ölümcül Atalet İnsanlar, alışkanlık yaratıklarıdır. Harekete geçip bunu bir başarı sayarsanız, o başarıyı tekrar yaratmak için o hareketi tekrarlarsınız. Bu normal bir insan halidir. Bu hareketi tekrar ve tekrar yaparsanız, beklediğiniz başarı da değişim unsuru ortadan kalktığı için gidecektir. Ancak aynı yolda yürümeye devam edersiniz çünkü tanıdıktır ve bilinmeyen korkusu başarısız tekrardan çok daha güçlüdür. Tanıdık hareket atalet yaratır. Atalet, rahatlık içindeki bedenin rahat kalma eğilimidir, ya da düz bir çizgi üzerinde ilerleyen bedenin dış bir güç tarafından etkilenene kadar aynı çizgi üzerinde ilerleme eğilimidir. Ataleti daha çok seçtiğiniz bir yönde kalmanıza yardım eden sabit bir güç olarak görürsünüz. Şimdi size, yaşam dramınızda ataletin gücünün hayal edebileceğinizden de çok insanı öldürdüğünü söylüyoruz. Birçok ruhun yaşam dramında ileri hareketi engellenmiştir. Atalet içinde yaşamanın yavaş ölümü birçok insanı öldürmüştür. Ataleti değiştirme cesareti, güç kazanma yolunda büyük bir adımdır ve oldukça da ürkütücüdür. Kendi senaryonuzu yazmak ancak ataletten dışarı adım atma arzunuz ile başarılabilir. Tabi ki insanlığınız şöyle der, Hangisi en iyi yol? Hangisi en hızlısı? En iyi senaryo hangisi? Size söylüyoruz, yanlış sapak yoktur. Bu 4

5 insanların anlamakta güçlük çektiği bir şeydir. Çünkü son durağınıza varmak için dolambaçlı yoldan gittiyseniz bunun nedeni yolunuz direkt olsaydı bir şeyleri öğrenmeden geçip gidecek olmanızdır. Her değişim daha iyiyi getirir, o zaman ruhun deneyimi tüm bu zor durumlardan geçmesi gereken kişiye yardım edebilir. Kızılcık Sosu Size soruyoruz, hayatta ne istiyorsunuz? Neyi kabul etmeye isteklisiniz? Ayağınızın bastığı yerde bir yol yaratmaya istekli misiniz? Bu yol sizi nereye götürecek? Ayağınızın hemen bastığı yerde yolunuzu yaratmak kararlılık gerektirir, dramdan dışarı adım atmak için ne gerektiğini kendinize sormanız gerekir uzaktan kumandanın arkasına geçip kendi oyununuzun tüm parçalarını değerlendirirken duraklama tuşuna basmaya istekli olmalısınız. Oyundan daha önce bahsettik. Oyunu yeryüzünün büyük bir açık büfesine benzettiğimiz zamanlar oldu. İnsanlar büfenin önünde sıraya girdiğinde, biraz tutku ve küçük bir porsiyon sevgi alıyorlardı, ve sevmeyi seviyorlardı, böylece tabaklarına sevginin büyük faydalarını koydular. Sonra tabaklarına biraz korku da koydular, çünkü korku olmadan sevginin gerçekten tadına varamazsınız, bu şekilde tüm süreçten geçtiler ve en sonunda sıra kızılcık sosuna geldi. Kızılcık sosunu biz drama benzetiriz çünkü harikadır ve her şeye lezzet katar, ancak çok fazla koyarsanız, tüm yemeğin lezzetini alır. Sonsuza kadar yaşamak için ömrünüzü nasıl uzatabileceğinizi soruyorsunuz. Yapmamanızı umuyoruz. Umarız ki zamanla bedeninizi iyi kullanabilir, ve sonra çürümeye bırakırsınız ve sizin de yüzünüzde o bedenden fazlasıyla faydalanabildiğiniz için kocaman bir gülümseme olur. Beden keyfini çıkarmak içindir, uzun süreli olmak için değil. Yaşamın tatlarının keyfine varın. Dramların keyfine varın. Kendi oyununuza objektif gözlerle bakıp ona olan bağımlılığınızdan kurtulmak için kendinize izin verin. Ve sonra şöyle diyebilirsiniz, bu sadece oynanmakta olan bir oyun. Eğlenceli değil mi? Belki de artık bu oyundan zevk alamıyorum o zaman onu değiştirmeliyim. Oynamak için kendinize izin verin. Tonunuzu Ayarlamak Size başka bir önerimiz daha var. Hayatınızdaki dramı harekete geçiren titreşimsel bir ton hazırlarsınız. Bu sizin titreşiminizdir. Titreşiminiz sadece bir tondur. Doğru ya da yanlış değildir. Başkasınınkinden daha iyi değildir. Yüksek ya da alçak değildir; sadece sizin tonunuzdur. Sizin eşsiz uyumlu Tanrı titreşiminizdir. Olan her şey boyunca size görülebilen bir enerji veren kendi kişisel parçanızdır. Bu ton, benzer titreşimleri yaşamınıza doğal olarak çeken evrensel enerjiyi hizalar. Büyüdükçe etrafınızdakilerden topladığınız armonileri tonunuza eklersiniz. Bu bir yön, bir kitap ya da gıpta ettiğiniz bir kişi olabilir. Bu unsurlar kendi tonunuza uyumlu tonları ekler. Kendi titreşiminizi geliştirmek ve keskinleştirmek için yapmanız gereken tonunuza yeni armoniler eklemektir. Tonunuz geliştikçe yaşam dramınız (oyununuz) da gelişir. Kendinizi dönüştürmek için başkalarından gelen enerjiye kendinizi alıştırın. Oyununuzda birlikte oynamak istediğiniz parçaları seçmeden önce televizyondaki tüm kanallara bakmanız için kendinize izin verin. Sevdiğiniz, titreşiminize katkısı olan ve gücünüzü artıran parçaları seçin. Bu tonları kendinizinkine ekleyin ve sahiplenin. Herkes kendi dansının ilk adımlarını başkalarından öğrenir. Adımlarını bir oraya, bir buraya nasıl atacağını öğrenir. Kısa bir süre sonra müziği hisseder, kendi figürlerini katar ve çok geçmeden kendi eşsiz danslarını öğretmeye başlar. İşte bu sizin dramınızı yaratan, doğal enerji uyumunuz, ışık ve titreşim uyumunuzdur. Size katkı sağlayan bu şeyleri bulun, getirin ve sahiplenin. 5

6 Sevgili varlıklar, sizi onurlandırmaya geliyoruz. Ayaklarınızın ucuna oturmaya geliyoruz. Aynayı yüzünüze tutmaya geliyoruz ki böylece gerçekte kim olduğunuzu hatırlayacaksınız. Seçilmiş olduğunuzu anlayacağınızı umuyoruz. Gözlerine perde çekmeyi seçen parçamızsınız ki böylece Tanrı yı görebilecektiniz. Siz öyle yetilere sahipsiniz ki, cennetteki bizler dahi sahip değiliz. Birbirinize dokunabilirsiniz. Tanrıyı uzaktan görebilirsiniz. Her şeyi görebilir, kendi oyununuzu oynayabilir, yaşamın keyfini sürebilir ve hatta gözyaşı dökebilirsiniz. Sevgili varlıklar, ilahiliğin İnsan formundaki ifadesisiniz ve umarız ki harika bir insanlık deneyimine sahip olursunuz. Umarız ki, oyununuzu dopdolu yaşarsınız ve işiniz bittiğinde senaryonuzu elinize alıp, Evet Başardım ve harika bir insanlık deneyimi yaşadım, dersiniz. Sevgili varlıklar, sizinle olmak bizim için büyük bir zevk. Birlikte geçirdiğimiz bu zaman bizim için eşsizdir çünkü perdeyi aşıp size gelmemize ve zamanı birlikte paylaşmamıza izin veriyor. Koruyucu, perdeden geçip onun kişiliği ile harmanlanmamıza izin vermede her geçen gün daha da iyi oluyor çünkü onunla bu yaşamında 12,5 yıl ve daha öncesinde de 12 yaşamı boyunca çalıştık. Her biriniz aynı bağlantıya sahipsiniz. Buna güvenmeyi öğrenin. Bunu hayata geçirmeyi öğrenin. Size ait bu yaşamda özel bir titreşime sahipsiniz. Buradaki enkarnasyonunuzun en başından beri size verilmiş bir titreşimdi bu. Bu titreşimi tüm yaşamınıza yaymanın ve ona uyum sağlamanın bir yolunu bulun. Gülüşünüz ve gözleriniz vasıtasıyla ışıldamasına izin verin ve böylece karşınıza çıkan herkeste Tanrıyı göreceksiniz. Sizden üç basit hatırlatma ile ayrılıyoruz; birbirinize saygıyla davranın çünkü Tanrı nın gözlerine bakıyorsunuz. Her fırsatta birbirinizi besleyin, çünkü birbirinizi güçlendirdiğiniz zaman bütünün titreşimini yükseltirsiniz. Unutmayın, bu harika bir oyun ve birlikte iyi bir oyun çıkarın. Espavo The Group Tercüme 2007 Semra EKMEKCİ & Gülnur ERDEMİR 2012 LimitSiz 6