İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ SİYASET AKADEMİSİ İZMİR

Transkript

1 İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ SİYASET AKADEMİSİ İZMİR BİRİNCİ HAFTA BASIN BÜLTENİ 26 EKİM 2013 CUMARTESİ HİLTON HOTEL/İZMİR Türkiye nin siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal gündemine dair konuların tartışıldığı ve geleneksel olarak her dönem İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi, bu dönem de Amerika Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü (IRI) işbirliği ile 26 Ekim 2013 Cumartesi günü birbirinden değerli konu ve konuklarının katılımıyla gerçekleşti. 26 Ekim Cumartesi 10:00-18:00 saatleri arasında Hilton Hotel İzmir de başlayan Siyaset Akademisi İzmir katılımcıların yoğun ilgisiyle başladı. Moderatörlüğünü İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Zeynep Banu Dalaman ın yaptığı akademide ilk haftanın konukları; CHP İstanbul Milletvekili, Devlet Eski Bakanı ve CHP Genel Başkan Yrd. Erdoğan TOPRAK, Din sosyoloğu, TBMM CHP Grup Danışmanı Doç. Dr. Muhammet ÇAKMAK, INC Araştırma & İletişim Danışmanlığı Ortağı Dr. Neslihan ÇELİK, MHP İzmir 23. Dönem Milletvekili, Türk Dünyası Kadınları Dostluk ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Şenol BAL, Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü Türkiye Program Koordinatörü Ilija VOJNOVİC idi. Dört hafta boyunca Türkiye nin önde gelen siyasetçi, gazeteci ve akademisyenleriyle 2014 Seçimlerine Doğru Türk Siyaseti konu başlığı altında, yaklaşan seçimlerin her yönüyle değerlendirildiği akademide gündeme dair önemli konu başlıkları da ortaya çıktı.

2 Siyaset Akademisi İzmir de ilk dersin konuşmacısı olan Sn. Erdoğan TOPRAK düzenlenen 2014 Seçimlerine Doğru Türk Siyaseti, Yerel Seçimler Öncesi Partilerin Demokrasi Sınavı ve Siyasal İletişim Stratejileri konulu konferansın açılış konuşmasını yaparken, ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Başbakanın Türkiye de yurttaşlar arasında uyguladığı etnik ve inanç temelli ayrıştırma siyasetini komşu ülkelere de yaydığını belirterek Son olarak Kosova ziyaretinde Müslüman-Hristiyan ayrıştırmasını gündeme getirip, Kosova yı da karıştırmaya kalktı. Balkan ülkelerinde uyguladığı bu siyasete Sırbistan ve diğer ülkeler provokasyon nitelemesi yaparak, Türkiye Başbakanını saygılı olmaya davet etti. Türkiye yi bu duruma düşürmeye kimsenin hakkı yok dedi. Herkesin sandığa gitmesi, oyuna sahip çıkması ülkeye, demokrasiye karşı yurttaşlık sorumluluğunu yerine getirmesi elzem hale gelmiştir. CHP olarak buradan tüm yurttaşlarımızdan sandığa gitmelerini, oylarını, kendilerinin, ülkelerinin, çocuklarının geleceği için kullanmalarını istiyorum diye sözlerine ekledi. DOÇ.DR. MUHAMMET ÇAKMAK Din sosyoloğu, TBMM CHP Grup Danışmanı Siyaset Akademisi İzmir de Sn. Erdoğan Toprak ın ardından günün ilk oturumunun ikinci konuşmacısı olarak TBMM CHP Grup Danışmanı Doç. Dr. Muhammet ÇAKMAK katıldı. Konuşmasına ülkenin genel siyasi gündemini değerlendirerek başlayan Sn. Muhammed ÇAKMAK konuşmasını siyaset ile toplum arasında ki ilişkinin tarihsel sürecinden bahsederek bu iki kavram arasında ki entelektüel etkileşimin sürece olan etkilerini anlatarak konuşmasını sürdürdü. Sn. Muhammet ÇAKMAK ın konuşmasından bazı kesitler ise şöyle: Türk milletinin bu topraklarda ki en büyük hikâyesi; hiçbir kültürü, hiçbir farklı insani entelektüel hissedişi öteki olarak görmemesidir. Aksine onu kendi aurası içerisinde, kendi dünyası içerisinde mezcetmeyi ve birleştirmeyi başarabilmiş olmasıdır. Bu son derece yüksek insani bir tavırdır. Batı dünyasında; özellikle de Avrupa da 17. yy. a kadar yaşanan sosyal, kültürel, entelektüel travmalara baktığınız zaman ise hakikaten kan donduran şeylerle karşılaşırsınız.

3 Dolayısıyla biz bu topraklara geldiğimiz zaman hiçbir inanç mensubunun ve hiçbir farklı kültüre mensup insanın inançlarını öteki olarak görmedik. Aksine onlarla beraber yaşamayı, onlarla ortak bir dünya içerisinde yeni bir iklim yaratmayı başarabilmiş bir toplumuz. Bu topraklarda bir engizisyondan bahsedemeyiz. Bu topraklarda bir ötekileştirmeden bahsedemezsiniz. Bu topraklarda hiçbir inanç mensubunun bir acı öyküsünden bahsedemezsiniz. Bugün Türkiye de artık bu yaşanan siyasal iklim deki soğukluklar, üslup yetersizlikleri, ötekileştirmeler ve diktatoryal tavırlar ve tutumlara bakıldığında ben Türkiye de bu historik arka planla bağımızın maalesef zaman içerisinde koptuğunu görüyorum. Yine dinleyiciler tarafından kendisine yöneltilen bir soru üzerine sözlerine şunları ekledi: CHP nin 1950 yılına kadar aldığı kararları fikri tartışmalarına bakıldığında görülür ki Anadolu nun kendine özgü bir sosyolojik yapısı var. Ve bu yapıda entelektüel bir yapı yok. Din ve diyanet siyasete müdahale ettiği sürece bu gezegenin en büyük felaketleri kaçınılmaz sonlar yaratmaya devam edecektir. Din ve diyanet hayatımızda ve sosyal yaşamımızda özel önemli bir alandır. Ancak siyaset dinden farklı olarak daha özel bir alandır. Ancak rekabete dayalı olan siyaset din ile bir araya gelemez. CHP olarak hiç kimseye öteki olarak bakmayacağız. Hiç kimsenin kimliğine ön yargı ile bakmayacağız. Dolayısıyla bu topraklarda kim kendini nasıl ifade ederse etsin biz onları Allah ın görkemli varlıkları olarak algılayacağız. Konuşmasının ardından katılımcılarımızın sorularını yanıtlayan Sn. Doç. Dr. Muhammet ÇAKMAK a konuşmasından ötürü teşekkür plaketi takdim edildi.

4 NESLİHAN ÇELİK Inc Araştırma & İletişim Danışmanlığı Ortağı 2014 Seçimlerine Doğru Türk Siyaseti, Yerel Seçimler Öncesi Partilerin Demokrasi Sınavı ve Siyasal İletişim Stratejileri konusunun tartışıldığı Siyaset Akademisi İzmir de günün üçüncü konuğu olarak bu konuda uzman isimlerden biri olan Inc Araştırma & İletişim Danışmanlığı Ortağı Neslihan ÇELİK konuk oldu. Konuşmasına Türkiye de ki partilerin siyasal iletişim stratejilerini değerlendirerek başlayan Sn. Neslihan ÇELİK bu alanda ki eksiklikler ve gelişmelerle birlikte yeni dönemde siyasi partilerin hangi iletişim ve propaganda yöntemlerini izlemesi gerektiğini hazırladığı sunum eşliğinde anlatarak konuşmasına devam etti. Sn. Neslihan ÇELİK in dinleyicilere aktardığı dersinden bazı önemli detaylar şöyle: - Siyasal iletişim çok karşılıklı bir süreçtir. Propaganda karşı tarafı ikna etmek iken siyasal iletişim de karşılıklı bir etkileşimden bahsediyoruz. - Siyasal iletişim bütün yıla yayılması gereken bir süreçtir. Ve dörtlü bir denklem üzerinden gelişir. Ne söyleyeceksiniz, nerede söyleyeceksiniz, kime söyleyeceksiniz ve söyleyeceğinizi ne zaman söyleyeceksiniz gibi bir formül üzerinden gelişir. - Bugüne kadar siyasal iletişim Türkiye de genelde propaganda ile ilerliyordu. Ancak şimdi seçim öncesi seçim süreci ve seçim sonrası olmak üzere üç parametre üzerinden ilerliyor. - Seçim sürecinde yapılan iletişim çalışmaları kamuoyuyla sıcak temasa geçmek için ne yazık ki yeterli bir süreç değildir. Ve kamuoyu araştırmaları sadece rakamlara indirgenemez. - Seçmen oy eğilimi hemen değişmez. Seçmenin size bir yakınlık kurma sürecinden sonra partinin tutumuna olan karar verme süreci de biraz zaman alan bir süreçtir. Eğer seçmen ne istiyor bilirseniz bu süreci de iyi yönetirsiniz demektir. Eğer bir mahallede çöp sorunu varsa gidip orada Türkiye nin demokratik tarihinden bahsedemezsiniz. Ve bunlar ne yazık ki Türkiye nin ve seçmenin gerçeği. Türkiye de siyaset arenasında kavramların pek çoğunun anlamları değiştirildi. Ancak CHP seçmeni parti sadakati konusunda en katı seçmenlerden biri.

5 Öğrencilerimizin sorularını yanıtladıktan sonra konuşmasını sonlandıran Sn. Dr. Neslihan ÇELİK E konuşmasından ötürü teşekkür plaketi takdim edildi. ŞENOL BAL MHP İzmir 23. Dönem Milletvekili, Türk Dünyası Kadınları Dostluk ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Türkiye de Siyasal İletişim Stratejilerini değerlendiren Sn. Dr. Neslihan ÇELİK in ardından akademinin dördüncü konuğu olarak MHP İzmir 23. Dönem Milletvekili, Türk Dünyası Kadınları Dostluk ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Şenol BAL katıldı. Konuşmasına Türkiye nin içinde bulunduğu iç ve dış siyaset gündemine dair detayları değerlendirerek başlayan Sayın Şenol BAL, iktidar partisine yönelttiği eleştirilerin yanısıra bu konuda MHP nin de gelecek seçimlerde ne gibi bir siyasi rota izlediğine dair ipuçları verdi. Sayın Şenol BAL ın değerlendirmelerinden bazı kısımlar şöyle: - Özellikle son yıllarda ülkemizde gündeme getirilen ve sanki demokrasinin ön koşuluymuş gibi dayatılan çok kültürcülük akımı ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuyla birlikte tarifi yapılan milli kimlik terkedilerek, yerine alt kültürlerin ön plana çıktığı bir siyasi yapı oluşturulmak istenmektedir. Türkiye de iktidar eliyle halkı farklılaştırma çabası söz konusudur. - Türklük birilerinin iddia ettiği gibi ülkede yaşayan halklardan biri değil, hepsini kucaklayan kuşatan siyasi, kültürel ve hukuki bir kavramdır. - Türkiye de yaşanan asıl oyun bazı emperyalistler tarafından dayatılan alt kültür gruplarını azınlık haline getirilmesi çabasıdır. - Türkiye de yapay bir şer ortamı hortlatılmaya çalışılmaktadır. Ve ne yazık ki bu bir paranoya ya da şüphe değildir. - Hiçbir ciddi devlette çözülme ve etnik ufalanma, demokratikleşme ve özgürleştirme olarak kabul edilemez. Bunun hiçbir ciddi devlette yaşanmış bir örneği yoktur. - Demokrasinin var oluşu milli varlığın korunmasına dayanmaktadır. Eğer bir millet bölünmek isteniyorsa milli irade ve demokrasi de yok edilmek isteniyor demektir.

6 Demokrasinin işlerlik kazanması vatandaşlık olgusuyla oluşur. Demokrasi milliyetçiliğin doğal bir sonucudur. - Türklerde birilerinin iddia ettiği gibi Türkiye de yaşayan halklardan biri değil milli bir kültürün tarihin temelleridir. Türklük bir etnisite değil, yüzyıllardır müşterek bir kültür oluşturan bir milletin adıdır. - Çoğulcu demokrasi kavramı son zamanlarda manası çarpıtılmaya çalışılan bir kavram haline getirilmek istenmektedir. Demokrasinin asıl amacı ülke yönetiminin halka arz edilerek hukuk devleti ilkesi ya da insan hakları anlayışının ulaştığı kesinlikle temel değer olarak birey ve birey haklarını esas almayı amaçlar. - Bugün Türkiye de çoğulcu demokrasi diye çığırtkanlık yapılırken aksine çoğunlukçu bir baskı yaratılmıştır. Ve bu noktada Türkiye de hukukun üstünlüğü değil kişilerin hukukun üstünlüğü var. - Bugünlerde sormamız gereken en önemli soru hür ve bağımsız bir medyamız var mı? Siyasal iletişimde en önemli faktörlerden biri olan medya ve doğru haber alma hakkının iktidar partisi tarafından ele geçirildiğini kimse inkâr edemez. Değerlendirmelerinin ardından katılımcılarımızın sorularını yanıtlayarak konuşmasını sonlandıran Sn. Şenol BAL a değerli katkılarından ötürü teşekkür plaketi takdim edildi. İLİJA VOJNOVİC Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü Türkiye Program Koordinatörü 2014 Seçimlerine Doğru Türk Siyaseti, Yerel Seçimler Öncesi Partilerin Demokrasi Sınavı ve Siyasal İletişim Stratejileri konusunun tartışıldığı Siyaset Akademisi İzmir de günün son konuğu olarak yine kendisi de bir siyasal iletişim uzmanı olan Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü Türkiye Program Koordinatörü Sn. İlija VOJNOVİC katıldı. Siyasal iletişim üzerine hazırladığı sunumla konuşmasına başlayan Sn. Vojnovic siyasal iletişimde kullanılan yöntemler, yapılan hatalar, partilerin siyasal iletişim konusunda ki gözden kaçırdığı detaylara ve küresel medya kültürünün siyasi iletişimde ki önemine dair değerlendirmelerde bulundu.

7 Sunumun ardından siyasal iletişim aşamasında siyasi partilerin seçmenleri üzerinde bıraktığı algılar ve mesajları ölçmek adına öğrenciler arasında interaktif bir çalışma yapan Sn. Vojnovic öğrencilerin sorularını cevaplandırarak konuşmasını sürdürdü. Ardından kendisine konuşmasından ötürü teşekkür plaketi takdim edildi.