EPİSTAKSİS. Giriş: Epidemiyoloji: Fizyoloji: Vasküler anatomi:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EPİSTAKSİS. Giriş: Epidemiyoloji: Fizyoloji: Vasküler anatomi:"

Transkript

1 EPİSTAKSİS Giriş: Epistaksis tıp mensubu olmayanların bile hayatlarında en az birkaç rastladıkları bir durumdur. Burnu kanayan kişilerin büyük çoğunluğu da tıbbi yardım almadan burun kanamalarını durdurabilirler. Burnu kanayanların ancak % 10 unun tıbbi yardım aldığı öngörülmektedir. Bu hastaların da ancak % 10 u KBB hekimlerine başvurmak zorunda kalmaktadır. Epistaksisin ölüme kadar giden, aspirasyon, hipotansiyon, hipoksi ve devamında myokardial enfarktüs gibi sonuçları olabilir. Bu nedenle bu konu her yönüyle iyi bilinmelidir. Epidemiyoloji: Burun kanaması infantlarda çok nadir iken yaş arttıkça görülme şansı artmaktadır. Anterior epistaksis çocuk ve genç erişkinlerde; posterior epistaksis daha çok yaşlı erişkinlerde, özellikle yaşlarında hipertansiyon ve arteriosklerozlu erkeklerde görülmektedir. Epistaksis sıcak yaz aylarında olduğu gibi kışın da görülür. Bunun sebebi kışın üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık olması ve insanların günlük hayatlarını daha çok aşırı ısıtılmış veya az nemlendirilmiş ortamlarda geçirmeleridir. Epistaksis düşük nemli, sıcak ve kuru iklimlerde daha sık görülür. Allerji, nazal enflamasyon ve sinüs hastalıkları olan kişilerde nazal mukoza daha hassas ve hiperemik olduğundan epistaksise eğilim vardır. Fizyoloji: Burnu döşeyen mukoza ince ve respiratuar epitel yapısındadır. Periosteum veya perikondriuma yapışık bir bazal membran üzerinde sıkıca yapışık yalancı çok katlı silli epitel özelliğindedir(şekil 1). Alt konka, vasküler kanallar ve gölcükler içeren kalın bir mukoza ile örtülüdür. Orta ve üst konka mukozası ise sekretuar glandlardan zengindir ve seröz bir sekresyon salgınır. Eğer bu sekretuar mekanizma bir şekilde sekteye uğrarsa mukoza kurur, krutlanma sonrası da epiteldeki siliyer fonksiyon sona erer. Mukoza çatlakları bakterilerin mukozaya girişi için yol oluşturur, buralarda önce enflamatuar reaksiyon daha sonra da granülasyon dokusu olutur. Oldukça gevrek olan bu granülasyon dokusu minimal bir travma ile kanar. Mukozaya giren bakteriler stafilokinaz, streptokinaz gibi fibrinolitik enzimlerle de epistaksise neden olabilirler. Vasküler anatomi: Nazal mukoza havayı ısıtmak ve nemlendirmek görevini yerine getirmek üzere hem eksternal hem de internal karotisten kanlanır ve mukozada çok fazla sayıda anastamoz bulunur. (Şekil-1) 148

2 Eksternal karotid arter nazal mukozayı kanlandıran esas arteryel yapıdır. Eksternal karotid arterin 8 ana dalından ikisi (fasiyal ve maksiller arter) burnu kanlandırır. Fasiyal (eksternal maksiller) arter, internal maksiller artere göre daha önemsizdir. Fasiyal arter nazal spinin lateralinden burna giren süperior labial arteri verir. Süperior labial arterin ise burun içinde iki dalcığı vardır: septal dal (nazal septumun önünü ve tabanı kanlandırır) ve alar dal (nazal kanatları kanlandırır). İnternal maksiller arter pterigopalatin bölümünde bir çok terminal dalcıklar verir. Arter pterigopalatin fossaya girdikten sonra konu ile ilgili önemli olarak sfenopalatin ve greater palatin arter dallarına ayrılır. Sfenoplalatin arter nazal kaviteye orta konkanın arka sınırında bulunan sfenopalatin fossadan girer, posterior septal dal ve posterior lateral nazal dalı verir. Posterior septal dal sfenoid kemiğin altında nazal tavanda ilerler ve nazal septumun önünü ve alt bölgesini kanlandırır. Bu dalın anterior ve posterior etmoid arterlerle çok sayıda anastamozu bulunur. Posterior lateral nazal dal ise konkaları, meatusları, etmoid hücrelerini ve maksiller sinüsü kanlandırır. Greater palatin arter pterigopalatin fossadan iner greater palatin foramenden geçerek adını alır. Greater palatin sinirle birlikte seyreder. Alveoler çıkıntıya temas halinde öne doğru ilerler ve aniden yukarı doğru kıvrılıp insicive foramenden çıkar, nazal septumun anterior ve inferiorunu kanlandırır. İnternal karotid arter boyunda dallanmaz, temporal kemiğin petroz bölümüne kadar çıkar oradan geçerek aniden kıvrılıp sfenoid kemiğin lateral yüzeyinde seyreder. Kavernoz sinüse yakın geçer ve anterior klinoid proçesin önünde durayı deler. İşte burada ilk intrakranial dalı olan oftalmik arteri verir. Oftalmik arter superior orbital fissürden girer ve konu ile ilgili önemli olarak posterior ve anterior etmoid arter dallarını verir. Posterior etmoid arter optik sinirin 3-7 mm önünden, posterior etmoid foramenden orbitayı terk eder. Posterior etmoid hücrelerinden geçerek ön kafa çukuruna girer ve burada cribriform plate den geçerek burna girer. Bu arter esas olarak üst konka ve ona yakın nazal septum bölümlerini kanlandırır. Anterior etmoid arter posterior etmoid arterden daha kalındır. Posterior etmoid foramenden 10 mm önde bulunan anterior etmoid foramenden orbitayı terk eder. Anterior etmoid hücrelerden geçerek ön kafa çukuruna girer, crista galli ile cribriform plate arasındaki boşluktan nazal boşluğa ulaşır. 1/3 anterior ve superior nazal septum ile 149

3 lateral duvarları kanlandırır. Burun içinde epistaksise eğilimli birkaç bölge vardır. İlki anterior kaudal septumda sfenopalatin, greater palatin, anterior etmoid ve superior labial arterin anastamoz yaptığı Little alanı veya Kisselbach plexusu olarak da bilinen bölgedir. Epistaksislerin yaklaşık %80-90 I buradan olur. Posterior epistaksisten sorumlu olan bölge ise sfenopalatin arterin nazal boşluğa girdiği sfenoplalatin foramen civarında yani orta konkanın arkasındaki bölgedir. Etiyoloji: Vakaların % 10 unda etiyoloji belli değilken geri kalanında ise birden fazla faktörün bir kombinasyonu olabilir. Bu faktörler önce iki büyük gruba ayrılabilir: lokal ve sistemik faktörler. Lokal faktörler burnun normal fizyolojik mekanizmasını bozarak vasküler hasara ve sonuçta epistaksise neden olurlar. Lokal faktörler: Epistaksisin en sık görülen sebebi travmadır. Burna gelen direkt travmalarda nazal kemikte fraktür olmaksızın mukozal laserasyonlara bağlı kanamalar olur. Bu laserasyonlar en çok septumda, piriform apertürün lateral reseslerinde, üst lateral kartilaj ile nazal kemik bileşkesinde, konkalarda, kartilaj septum ile kemik septum biletkesinde olur. Direkt travmaya bağlı nazal kemiklerde de fraktür varsa kanama mukozal laserasyonlar veya keskin kemik kenarlarının etkisi ile arteriyel laserasyonlara bağlı olur. Travma aynı zamanda sinüslere, orbitaya, orta kulağa ve kafa tabanına olursa da epistaksis gelişebilir. Örneğin travma sfenoid sinüs ön duvarını içeriyorsa sfenopalatin arterin posterior septal dalı lasere olabilir. Bir batka travma tekli ise anterior septal kanamalara sebep olan burun karıştırma alışkanlığıdır. Bu bölgedeki kronik irritasyon, krutlanma, kabuk bağlama gevrek granülasyon dokusu gelişimine sebep olur. Bu da tekrar dokunulduğunda kolaylıkla kanar. Daha önceden geçirilmiş burun veya sinüs cerrahisinde yapılan mukozal insizyonlardan ve nadiren de damar kesileri ve sonradan olutan septal perforasyonlardan da epistaksis gelitebilir. Uçuş ve dalışlara bağlı ani atmosfer değişikliklerinde de önce paranazal sinüs kaviteleri içine kanama sonra epistaksis olabilir. Epistaksisteki bir başka etiyolojik faktör burun içindeki anatomik veya yapısal deformitelerdir. 150

4 Septal kret ve deviasyon nazal kavite içindeki olağan hava akımını bozar. Mukozada kuruluk ve ve kabuklanma zaten ince olan mukozanın hasarına ve en küçük bir etki (örneğin sümkürme) ile hemen epistaksise yol açar. Septal deviasyonun arkasındaki bir yerden gelişen epistaksise müdahale çok zor olacağından septoplasti ile bu deviasyonun acil müdahalede kaldırılması gerekebilir. Çetitli sebeplerden olutan septal perforasyon epistaksisin bir diğer sebebidir. Perforasyon kenarlarında gelişen kabuklanma ve granülasyon dokusu kanamaya sebep olur. Burun içindeki enflamatuar durum, konjesyona bu da kanlı sümkürme ve hatta tam epistaksise neden olabilir. İnflame dokuda vaskülarite artışı ve damar yapılarındaki gevreklik belirgindir. Üst solunum yolu enfeksiyonları, allerjik rinit, sinüzit, nazal polipozis, çevredeki irritan maddeler toksik kimyasal maddeler lokal enflamasyona yol açar. Tek taraflı burun akıntısı olan çocuk ve mental bakımdan geri erişkinlerde burunda yabancı cisim akla gelmelidir. Keskin kenarlı, irritabl kimyasal içerikli yabancı cisimler daha çok epistaksis yapar. Yabancı cisim çevresindeki enflame doku ve granülasyon dokularından kanama olur. İntranazal parazitler burun veya nazofarinkse yerletip epistaksise neden olabilir. Nazal kavitede, nazofarenkste, sinüslerdeki benign ve malign tümörler karşımıza epistaksis ile gelebilir. İndirekt olarak normal sinonazal yapıları erode ederek veya direkt olarak aşırı kanlanmaları nedeniyle epistaksis yapabilirler. Buradaki kanama genellikle tek taraflı, aralıklı veya süreklidir. Nazal hemanjiom, hemanjioperistoma, papilloma, yassı hücreli Ca, adenoid kistik Ca, adenokarsinoma ve melanoma bu tümörler içinde sayılabilir. Septumun kanayan polibi septumun genellikle ön tarafında yerleşen, kolaylıkla kanayan, tedavisinde altındaki perikodriuma kadar çıkartılması gereken benign bir tümördür. Nazofarinks anjiofibromu genellikle buluğ çağındaki erkeklerde görülür. Nazal obstrüksiyon, epistaksis, nazal veya nazofarengeal kitle triadı vardır. Ciddi spontan epistaksise neden olur. Sistemik faktörler: Bu sebeplere bağlı epistaksis genelde tekrarlayıcı niteliktedir. Hipertansiyon ve arteriosklerozis yaşlı hastalarda posterior epistaksise sebep olur. Bu sebeple posterior epistaksise eskiden kardiyovasküler epistaksis adı da verilmiştir. Damarlarda ateromatöz materyelin birikmesi ve musküler tunica media tabakasının 151

5 fibrotikleşmesi arterlerin hemostatik yeteneklerini azaltmaktadır. Yaşlılarda nazal mukozadaki atrofikleşme ile beraber hipertansiyon bu tür epistaksisin başlıca nedenidir. Hipertansiyonlu hastalarda epistaksise yaklaşımda yapılacak ilk müdahale tansiyonun normale getirilmesidir. Kanda pıhtılaşma faktörlerini ve/veya trombosit sayısını düşüren herhangi bir hastalıkta kontrolü zor epistaksisler olur. Lenfoproliferatif hastalıklarda, immun yetmezliklerde, prognozu kötü sistemik hastalıklarda ve alkoliklerde hemorajik diyateze eğilim vardır. Trombosit sayısı normalde / mm3 iken 40 bine düşmeden spontan kanama olmaz, spontanöz mukozal kanamalar ancak 10-20bin civarında iken olur. Aspirin ve NSAID kullanıma bağlı trombosit disfonksiyonlarında da trombosit agregasyonu bozulur, epistaksise eğilim olur. Hikaye uyuyorsa koagülasyon faktörleri eksikliği de saptanabilir. Kc hastalıkları ve vitamin yetmezliklerine bağlı sekonder koagulapatiler de olabilir. Pıhtılaşma mekanizmasını bozan kumadin gibi ilaç kullanımı da epistaksise eğilim yaratabilir. Herediter hemorajik telenjiektazi (Osler-Weber-Rendu hastalığı) damarsal yapı bozukluğu yaparak epistaksise yol açar. Otozomal dominant geçişlidir. Patoloji damar duvarlarındaki kontraktil mekanizmanın eksikliğidir. Kolaylıkla arteriovenöz fistül gelişir. Tetikleyici faktörler de epistaksise neden olur. Pubertede başlayan ve giderek artan spontan rekürren kanamalarla karakterizedir. Telenjiektaziler aerodijestif kanalın her yerinde görülebilir. Kanama-pıhtılaşma testleri normaldir. Alkol kullanımı, koagulasyon faktör yapımı eksikliği, kemik iliği supresyonu, trombosit inhibisyonu ve vitamin eksikliği de kanama-pıhtılaşma sistemine indirekt etkileri ile epistaksise eğilim yaratır. Tedavi: Kanamanın derecesi, yeri, klinik durum ve etiyoloji ilk müdahalenin teklini belirler. Daha önce müdahale edilmiş epistaksis hikayesi olanlarda önceki tedavilerindeki nazal mukoza harabiyeti, maserasyon; buruna müdahale sırasındaki acının verdiği psikolojik hassasiyet, yorgunluk ve kanamanın durmayacağı korkusu işi zorlaştıran faktörlerdir. Epistaksisle başvuran hastaların kanama durumları anlık olarak yanıltıcı olabilir. Hiçbir epistaksis hafife alınmamalı ve tam bir değerlendirme altına alınmalıdır. Hafife alınan epistaksisler genelde tekrarlayarak ve özellikle gece(!) geri gelir. Epistaksis ne kadar geç kontrole alınırsa o kadar çok komplikasyona yol açar. Ağır olan kanamalarda ilk müdahalenin amacı hemorajinin kontrolü ve hipovoleminin düzeltilmesidir. Solunumu sağlama, dolaşımı kontrol altına alma ve ilk resussitasyon sonrası kanamanın tahmini miktarına göre replasman yapılır. Kaybedilen kanı yerine koyarken 3 e 1 kuralı unutulmamalıdır: Her 100 ml kan kaybı için 300 ml kristaloid sıvı replasmanı gerekir. Hasta stabil hale getirildikten sonra veya orta tiddette bir epistaksiste anamnez ve fizik muayeneye geçilir. 152

6 Anamnez etiyoloji ve kanama yeri hakkında bilgi vermesi yönünden önemlidir. Sorgulamada şunlara önem verilir: kanayan taraf, kanamanın süresi, kanamanın şiddeti, yaklaşık kan kaybı miktarı, travma veya geçirilmiş operasyon öyküsü, hipovolemi semptomları, daha önceki epistaksis öyküsü ve müdahaleleri, özgeçmişteki hastalıklar, ilaç kullanımı (özellikle asprin, NSAID, kumadin), kanama yönünden aile öyküsü. İlk fizik bakıda ise solunum yolunun yeterliliği, dolaşım sistem stabilitesi, deri veya mukozalardaki vasküler hastalık belirtileri, nazal kavitede kanamanın yeri, nazal kavitelerdeki yapısal ve anatomik özelliklere bakılmalıdır. Nazal muayene sırasında tam bir bakı için şu aletlere ve iyi bir ışık kaynağına ihtiyaç bulunur: nazal spekulum, bayonet penset, pıhtıların uzaklaştırılması için aspiratör sistemi, vazokonstriktör ve lokal anestetik madde içeren pamuk şeritler. Kanam yerinin saptanmasında yapılması gereken en önemli hareket öncelikle burun içindeki pıhtıların ortadan kaldırılmasıdır. Bu ya hasta sümkürtülerek, ya da aspirasyonla yapılır. Pıhtılı burunda hem tanıda hem tedavide başarılı olunamaz. İlk laboratuar kontrolünde şu tetkikler istenirse iyi olur: tam kan sayımı, protrombin zamanı, parsiyel tromboplastin zamanı, gerekli ise kc fonksiyon testleri, ihtiyaç varsa kan grubu ve cross u. Cerrahi olmayan tedavi yaklaşımı: Çoğu burun kanaması hafiftir ve genelllikle spontan veya basit önlemlerle durur. Hasta sakin bir tekilde oturur, posteriora kan gitmesini önlemek için öne doğru eğilir, burun kanatları iki parmak arasında sıkılarak baskı uygulanır. Yüze, alına veya enseye buz uygulaması yararlıdır. Tekrarlayan kanamalara engel olmak için ise bulunan ortamın nemlendirilmesi, buruna tuzlu su spreyi uygulanması, ıkınmadan kaçınılması, hapşırırken ağzın açık tutulması, burun karıştırma alışkanlığından vazgeçilmesi, aspirin ve antikoagulan tedavinin kesilmesi önerilir. Burun hala kanıyorsa kanama yeri tam olarak belirlenir. Kimyasal veya elektriksel koterizasyonla durdurmaya çalışılır. Özellikle tüm anterior kanamalarda ilk olarak gümüş nitrat kullanılır, kanayan bölgeye tatbik edilir. Burada kanayan damarın etrafındaki mukozanın çevresel olarak koterizasyonu ve en son kanama odağının koterizasyonu doğru uygulamadır. Zira direkt kanama odağının gümüş nitrat ile koterizasyonu kanamayı tetikler veya arttırabilir. Gümüş nitrat uygulandıktan sonra sodium klorür ile üstü temizlenirse fazlalık gümüş nitrat, gümüş klorüre dönüştürülerek nötrleştirilir, böylece normal mukozaya hasar verme riski ortadan kaldırılır. (Şekil-2) Nazal septumun her iki tarafında aşırı koterizasyon septumun perforasyonuna neden olabilir. Kimyasal koterizasyon ile aktif kanama 153

7 durdurulamazsa elektrokoter kullanılabilir, ancak bunun septal perforasyona yol açma riski daha fazladır. Septumda kıkırdak yapıların yaşaması için perikondrium çok önemlidir. Perikondrium hasarı kıkırdak nekrozu ile septum perforasyonuna neden olur. Gümüş nitrat ve elektrokoter ile koterizasyonda hasta acı duyabileceğinden topikal anestetik uygulaması uygun olacaktır. Koterize edilen bölgenin üzerine iyileşme olana kadar antibiotikli pomatlı pansuman uygulanması gerekir. Endoskopik muayene ile görülen posterior kanamalarda da öncelikle koterizasyon yolu denenir. Böylece burun tamponlanması gibi hasta için zor olan bir yönteme gerek kalmayabilir. Bu şekilde etkili, düşük komplikasyonlu, ekonomik ve hasta için oldukça kabul edilebilir bir tedavi şekli seçilmiş olur. Bütün bu yöntemlerle durdurulamayan epistaksislerde burun tamponlamasına başvurulur. Anterior kanamalarda anterior tampon konulur. (Şekil-3) Burun önce lokal anestezik maddelerle hazırlanır. Bayonet penset ile uzun şeritler halindeki gaz tamponlar buruna dikkatlice yerleştirilir(şekil 4 ve 5). Öncelikle alt konka ile burun tabanı arasındaki bölge doldurulur. Daha sonra üste doğru tamponlar sıkışacak şekilde yerleştirilir. Tamponlar gevşekçe ve arkaya doğru yerleştirilirse nazofarenkse Şekil-3: Anterior tampon sarkar ve hastada sürekli öğürtü ve basınç artışına bağlı olarak kanamanın tekrarlamasına neden olur. Ortada septumun yeterli desteği varsa kanamayan tarafa tampon konmayabilir. Böylece hasta sağlam taraftan nefes de alabilir. Ancak kuşkulu durumlarda her iki nazal kaviteye de sıkı anterior tampon yapılması uygun olur. Anterior tampon kanamanın ciddiyeti ve lokalizasyonuna göre genellikle 48 saat (7 güne kadar) burunda kalır. Sinüs ostiumlarının kapanıp sinusit gelişme riski ve toksik şok sendromu nedeniyle nazal flora bakterileri ve stafilokoküs aureusa karşı profilaktik antibiotik muhakkak verilir. Piyasada geleneksel nazal gaz tamponlar dışında satılan süngerler, şişici maddeler de bulunur. Merocel süngerler su ile hacmi büyüyüp şişen maddelerdendir. Gel-foam sünger, Surgicel, Oxycel, Spongostan gibi hemostatik özelliği olan maddeler de anterior kanamalarda kanama odağının üzerine yerleştirilerek kullanılabilir. Bu hemostatik maddeler antibiotikli merhemlerle kullanıldığında oldukça etkilidir. 2-3 haftada erirler. En önemli faydaları hemorajik diyatezli, belli bir odaktan değil de mukozadan yaygın olarak kanayan vakalarda kullanılabilmesidir. Böylece nazal gaz tamponların çıkartılırken yaptığı mukoza hasarı ve tekrar kanama kısır döngüsü de atlanmış olur. Zira bu hemostatik maddelerin alınması gerekmez. 154

8 Düzgün ve etkili bir şekilde yapılan anterior tampona rağmen veya endoskopik bakı ve sonrasında koterizasyona rağmen olan refrakter posterior kanamalarda posterior tampon yerleştirme endikasyonu doğar. Posterior tampon ortada bir gazlı bez yumağı şeklinde tampon ve ona bağlı iki adet uzun extrafor ve yine ondan çıkan bir uzun ipek iplikten oluşur. (Şekil-4) Hastanın sedasyonu sağlanır ve burun ve oro-nazofarenkse lokal anestezi uygulanır. Her iki nazal delikten tek tek sıra ile kırmızı kauçuk nelaton sondalar geçirilir ve uçları Şekil-4: Posterior tampon nazofarenksten geçirilip orofarenkste görülür, bayonet pensetle tutulup ağız içinden çıkarılır. Posterior tamponun extrafor uzantıları her iki sondanın ağızdan çıkan uçlarına sıkıca bağlanır. Sondaların nazal delikteki uçları birlikte çekilirken ağız içine doğru giden posterior tampon el ile uvulanın arkasından geçirilerek nazofarenkse yerleştirilir. Burun deliklerinden çıkan extrafor uzantılar sondalardan ayrılır ve columella önünde sıkıca araya bir bez tampon konularak bağlanır(şekil 6). Daha sonra çok sıkı şekilde anterior tamponlar yerleştirilir. Tampona daha önce tutturulmuş ipek iplik ağız içinden çekilip yanak veya kulak memesine bantlanır. Bu hem tamponun aşağı doğru düşmesinde çekmek için emniyet görevi görür hem de posterior tampon yerinden çıkartılırken yardımcı olur. Posterior tamponlar 4-7 gün yerinde tutulur. Piyasada bu klasik tampon dışında özel şişirilebilen nazofarenks kateterleri de bulunur. Yine posterior epistaksiste fr foley katater yerleştirilip balonu şişirilebilir, ancak mukozada nekroz oluşturma riski vardır. Piyasada hem anterior tampon yerine hem de postrerior tampon yerine geçen çift şişme lümenli kateterlerde vardır. Fakat tüm bu ticari maddeler klasik posterior tampondan daha etkisiz bulunmaktadır. Posterior tampon konulan hasta muhakkak hastaneye yatırılır ve gözleme alınır, monitorize edilir. Özellikle nazofarenksin tamponlanması ile kişilerde kan gazı değişiklikleri olur. PO 2 düter pco 2 artar ve kronik hipoksiye bağlı davranış bozuklukları da gelişebilir. Hastanın daha önceden de var olan kardiyorespiratuar hastalıkları durumu kötüleştirebilir. Hipoventilasyon, hipoksemi, kardiak aritmi ve kardiyak arrest sinsilesi ile karşılaşılabilir. Olası orta kulak iltihabı, sinüzit, aspirasyon pnömonisi ve 155

9 septisemide etkili olabilecek geniş spektrumlu profilaktik antibioterapi başlanır. Yüz maskesi ile % 40 oksijen verilir. Hafif sedasyon (solunum depresyonu yapmayacak şekilde) ve analjezi sağlanır. İntravenöz sıvı tedavisi, pulse oksimetre, EKG, kan gazı tetkikleri ve hematokrit takibi yapılır. Cerrahi olmayan tedavilerden sonuncusu ise greater palatin foramen bloğudur(şekil 7). Sfenopalatin arterin epistaksisten sorumlu olduğu düşünülüyorsa pterigopalatin fossaya bu foramen aracılığı ile enjeksiyon yapılır. İnce bir dental iğne son molar dişin medialindeki foramenden sokulur ve 3 ml %1 lidokain, 1: epinefrin (jetokain amp) enjeksiyonu yapılır. İğne 25 mm den daha fazla sokulmamalıdır, zira orbita 35 mm uzaktadır. Bu enjeksiyonla iyi bir nazal anestezi sağlanır ve kanama da geçici olarak yaklaşık 3 saat durdurulabilir. Buradaki mekanizma bu fossadaki vasküler yapılara hacim kompresyonu uygulanmış olmasıdır. Cerrahi tedaviler: Cerrahi genellikle nazal tamponlamaya refrakter kanamalarda uygulanırken bazılarına göre ise ciddi epistaksislerde ilk başvurulması yöntem olarak değerlendirilmektedir. Böylece posterior epistaksislilerde hastaların hastanede kalış sürelerinin azaldığını, başarısızlık oranının düştüğünü, komplikasyon riskinin azaldığını ileri sürenler vardır. Arter bağlamada hangi arterin bağlanacağı kanamanın yerine göre değişir. Eğer kanama nazal kavitede yukarıdan geliyorsa kanama ya anterior ya da posterior etmoid arterdendir. Nazal kavitede aşağıdan veya geriden olan kanamalar eksternal karotid arterin internal maksiller dalındandır. Genelde kanamaya en yakın yerden damarların bağlanması tercih edilmelidir. Nazal tamponlamanın tam efektif olabilmesi için bazı hastalarda septoplasti veya submüköz rezeksiyon gerekebilir. Mukozal fleplerin kaldırılması ile sonrasında gelişen skar epistaksise eğilimi de azaltmaktadır. Transantral internal maksiller arterin bağlanması: İnternal maksiller arter bağlanınca kanamanın debisi düşer ve bir pıhtı oluşur. % 5-13 oranında tekrar kanama görülür. Hem erkenden hem de beklemekle bağlanması gerekir diyenler olduğu için arter bağlama kriterleri net değildir. Öncelikle maksiller sinüsler için Waters grafisi çekilir. Sonra genel anestezi altında Caldwell-Luc yaklaşımı ile maksiller sinüs ön duvarından sinüse girilir ve arka duvar gözlenir(şekil 8). Arka duvar geçilip pterigopalatin fossaya ulaşılır. Ameliyat mikroskobunda distal dalların pulsasyonu ile arter idantifiye edilip klipslenerek bağlanır. İnternal maksiller arter tam descending palatin arterin hemen proximalinden, descending palatin arterin distalinden ve arterin en distalinden klipslenmelidir. Böylece nazal mukozada kollateral damarlar da azalmış olur. Bu yöntem çocuklarda, maksiller sinüsü hipoplazik olanlarda, aynı zamanda fasiyal fraktürlü hastalarda uygulanamaz. Komplikasyon olarak maksiller dişlerde ağrı, sfenopalatin ganglion ve vidian sinir hasarı, infraorbital sinir hasarı oro-antral fistül ve sinüzit sayılabilir. 156

10 Transoral internal maksiller arterin bağlanması: İntraoral olarak maksiller artere yaklaşılırsa arterin daha proksimaline ulaşılmış olur. Posterior gingivobukkal insizyonla 2. molar diş hizasından girilir(şekil 9). Parmakla künt disseksiyonla bukkal yağ dokuları geçilir. Temporal kas ikiye ayrılır, internal maksiller artere ulaşılıp bağlanır. Bu yöntem çocuklarda uygulanabilir, hipoplastik maksillalılarda ve fasiyal fraktürlülerde de uygulanır. Dezavantaj olarak arterin daha proksimalden bağlanması ile kollateral dolaşımın engellenememesi, temporal kasın manipulasyonuna bağlı trismus, inferior alveolar sinir hasarı sayılabilir. Transantral sfenopalatin arterin bağlanması yine Caldwell-Luc yaklaşımı ile yapılır. Sinüs içinde posteromedial duvardan çalışılarak sfenopalatin arter burun içine girdiği bölgede bulunup bağlanır. Kollateral dolaşımın çok az olması avantajı vardır. Etmoid arterlerin bağlanmasında Lynch insizyonu (lakrimal kemik üzerinde frontoetmoid sütür boyunca aşağı doğru) ile girilir(şekil 10). Anterior etmoid arter mm arkadadır. Posterior etmoid arter de anterior etmoid arterin 10 mm arkasındadır. Optik sinire çok dikkat edilmelidir. Zira o da posterior etmoid arterin 5 mm arkasından geçer. Artere ulaşılıp bağlanıp kesilir. Eksternal karotid arter bağlanması ise SKM kasın ön kenarına yapılan bir boyun insizyonundan girilerek olur. İnternal karotid arterden dallanmalarının görülmesi ile ayırdedilir. Nervus vagus, superior larengeal sinir ve hipoglossal sinir, sempatik zincir ve facial sinirin mandibuler dalına dikkat edilmelidir. Bu teknik basit ve her KBB cinin iyi bildiği bir alandadır. Lokal anestezi altında bile yapılabilir. Çok proksimalden yapılan bir müdahale olduğu için kollateral kan akımları fazla olacaktır, efektivitesi daha düşüktür. Epistaksisin kontrolünde selektif anjiografi tanı ve tedavi amaçlı kullanılabilir. Arteryel ligasyona refrakter kanamalarda embolizasyon daha etkilidir. Polivinil alkol, gel-foam parçacıkları kullanılır. Kanayan yere yakın embolizasyon ile kollateral riski minimale inmiş olur. %90 başarı, % 0,1 komplikasyon riski vardır. Sadece eksternal karotid arterin dallarının embolize edilebilmesi, hemipleji, fasiyal paralizi ve deri nekrozları gibi komplikasyonlarının olması dezavantajlarıdır. Septodermoplasti (Saunder s ameliyatı) en çok Herediter Hemorajik Telenjiektazisi olanlarda uygulanır. Telenjiektazik anterior nazal mukoza eksize edildikten sonra septumun ön yarısı, burun tabanı ve lateral duvar split-thickness deri flebi ile kaplanır. Hastanın kendi bukkal mukozasından üretilen otogreft epitel kültürü greftlerinin de iyi bir seçenek olduğu görüşü vardır. Greft veya fleplerde telenjiektazinin tekrar oluşması ile hasta tekrar epistaksis geçirebilir; ancak kanama ciddiyet ve sıklık bakımından belirgin olarak azalır. Bu hastalarda kanama odağının Neodymium-yttrium-garnet(Nd-Yag) lazer veya argon lazer ile fotokoagulasyonu da denenmiştir. Genellikle tekrarlama olmuştur, ancak ciddiyet ve frekans genellikle azalmıştır. 157

EPİSTAKSİS DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 1. KBB KLİNİĞİ DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 04.10.2011 ACİL TIP KLİNİĞİ ROTASYON SUNUMU

EPİSTAKSİS DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 1. KBB KLİNİĞİ DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 04.10.2011 ACİL TIP KLİNİĞİ ROTASYON SUNUMU EPİSTAKSİS 1. KBB KLİNİĞİ hekiminin sık karşılaştığı durumlardan Epistaksis kulak-burun-boğaz ve acil biridir. Olguların %10 undan azı bu sorun için hekime gelmekte ve bunlarında sadece onda biri hastaneye

Detaylı

EPİSTAKSİS SALİH BAKIR KBB NOTLARI

EPİSTAKSİS SALİH BAKIR KBB NOTLARI EPİSTAKSİS 238 EPİSTAKSİS YAPAN SEBEBLER Epistaksis (burun kanaması) lokal ve sistemik faktörler olmak üzere 2 grupta değerlendirilir: LOKAL FAKTÖRLER Travma: Epistaksisin en sık görülen sebebi travmadır.

Detaylı

EPİSTAKSİS. Dr. Selçuk SEVİNÇ

EPİSTAKSİS. Dr. Selçuk SEVİNÇ EPİSTAKSİS Dr. Selçuk SEVİNÇ 1 Epistaksis ( burun kanaması ) genellikle kendiliğinden veya müdahale ile duran bir kanama olmasına rağmen bazen de hayatı tehdit edici boyutlara erişebilir. 2 Hayat boyu

Detaylı

EPİSTAKSİS ve NAZAL FRAKTÜRLER. Prof.Dr. İrfan Papila İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD

EPİSTAKSİS ve NAZAL FRAKTÜRLER. Prof.Dr. İrfan Papila İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD EPİSTAKSİS ve NAZAL FRAKTÜRLER Prof.Dr. İrfan Papila İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD GİRİŞ Toplumun %5-10 u her sene en az bir defa burun kanamasına maruz kalır. Burun kanamalı hastaların %10 u doktora

Detaylı

Tanım. kanaması ) damla veya sicim tarzında burundan kan gelmesi

Tanım. kanaması ) damla veya sicim tarzında burundan kan gelmesi EPİSTAKSİS Tanım O Epistaksis ( burun kanaması ) damla veya sicim tarzında burundan kan gelmesi O Genellikle kendiliğinden veya müdahale ile duran bir kanama olmasına rağmen bazen de hayatı tehdit edici

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR. SAYFA NO 1/5 TANISAL VE GİRİŞİMSEL DİZ ARTROSKOPİSİ AMELİYATI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat Yöntem: Eklem içerisini gözlemek için, 0.5 cm'lik kesi deliklerinden artroskopinin

Detaylı

MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ

MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ Trigeminal Sinirin Dalları N. ophthalmicus N. maxillaris N. mandibularis Maksiller Sinirin Dalları N. infraorbitalis N.zygomaticus N.alveolaris superioris anterioris N.alveolaris

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

PEDİATRİ BAHAR GÜNLERİ 06.03.2014 DR. CÜNEYT YILMAZER

PEDİATRİ BAHAR GÜNLERİ 06.03.2014 DR. CÜNEYT YILMAZER PEDİATRİ BAHAR GÜNLERİ 06.03.2014 DR. CÜNEYT YILMAZER PEDİATRİK SEPTOPLASTİ Kuadrilateral kartilaj, kartilaj çatının gelişiminde anahtar yapı Septoplastiyi büyüme tamamlanana kadar ertelenmesini savunan

Detaylı

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon

Detaylı

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler ORBİTA ORBİTA ANATOMİSİ Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.sık rastlanan orbita hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsedecek

Detaylı

0,02 0,0199 0,018 0,016 0,014 0,012 0,01 0,0078 0,008 0,006 0,004 0,002

0,02 0,0199 0,018 0,016 0,014 0,012 0,01 0,0078 0,008 0,006 0,004 0,002 0,02 0,018 0,0199 0,016 0,014 0,012 0,01 0,0078 0,008 0,006 0,004 0,002 0 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 7,00% 6,28% 6,00% 5,00% 4,00% 3,00% 2,12% 2,00% 1,00% 0,00% 1993 1994 1995 1996

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri BAŞ-BOYUN RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 30)/İnfantil Subglottik Hemanjioma: Tedavi Öncesi Ve Sonrası Bilgisayarlı Tomografi Bulguları 3 ( ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

Nazal Polipler Editör / Prof. Dr. Fikret leri 23 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+142 Sayfa 54 Resim, 9 fiekil, 1 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6

Nazal Polipler Editör / Prof. Dr. Fikret leri 23 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+142 Sayfa 54 Resim, 9 fiekil, 1 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6 Deomed Medikal Yay nc l k Nazal Polipler Editör / Prof. Dr. Fikret leri 23 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+142 Sayfa 54 Resim, 9 fiekil, 1 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6 Türk Kulak Burun Bo az ve Bafl

Detaylı

Şaşılık cerrahisi onam formu

Şaşılık cerrahisi onam formu Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün

Detaylı

Olgu Sunumu. Tromboze Eksternal. Hemoroidlerin Boşaltılması. 27 yaşında erkek hasta. Anal bölgede ağrı ve şişkinlik. İki gün önce aniden başlamış

Olgu Sunumu. Tromboze Eksternal. Hemoroidlerin Boşaltılması. 27 yaşında erkek hasta. Anal bölgede ağrı ve şişkinlik. İki gün önce aniden başlamış Olgu Sunumu 27 yaşında erkek hasta Anal bölgede ağrı ve şişkinlik A.B.D BERBEROĞLU AÜTF AcilTıp Dr.Murat 16.03.2010 İki gün önce aniden başlamış Kanama yok ele gelen şişlik mevcutmuş Son altı aydır vücut

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5 Sorular Soru 1 T1 ve T2 ağırlıklı spin eko sekanslarda hiperintens görülen hematom kavitesinin evresini belirtiniz? a) Akut dönem b) Hiperakut dönem c) Subakut erken dönem d)

Detaylı

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR. SAYFA NO 1/6 KAFA TABANI PATOLOJİLERİ AMELİYATLARI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat... Yöntem : Kafa tabanı, beynin üzerine oturduğu kafatasının iç ve alt kısmındaki bölgeye verilen

Detaylı

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ DOÇ. DR. ARİF DURAN ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Bronkoskopi nedir? Solunum yollarının endoskopik olarak incelenmesi Bronkoskop çeşitleri

Detaylı

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU Anabilim Dalı / Klinik Adı: Hastanın Adı, Soyadı: Baba adı: Doğum tarihi: Ana adı: TC Kimlik No: Planlanan girişimin adı: MİRİNGOTOMİ (Kulak zarının çizilmesi) veya VENTİLASYON

Detaylı

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline

Detaylı

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU 31.8.2015 16.11.2015 8.2.2016 18.4.2016 08:30 Gögüs ağrısı ATsp Ömer GÖKTEKİN KARDİYOLOJİ Angina pektoris T A K Ömer GÖKTEKİN KARDİYOLOJİ 09:30 Koroner arter hastalığı ÖnT K Ömer GÖKTEKİN KARDİYOLOJİ 10:30

Detaylı

09.02.2015. Oksijen Uygulama Yöntemleri. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Oksijen Uygulama Yöntemleri. Oksijen Uygulama Yöntemleri

09.02.2015. Oksijen Uygulama Yöntemleri. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Oksijen Uygulama Yöntemleri. Oksijen Uygulama Yöntemleri 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 22.Hafta ( 23 27 / 02 / 2015 ) OKSİJEN UYGULAMA YÖNTEMLERİ Slayt No: 34 Solunumu Olan Hastalarda Kullanılan Araçlar Solunumu olan hastalarda; nazal kanül, basit yüz

Detaylı

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr. Genç Kardiyologlar Grup Sorumlusu - Prof.Dr.Oktay Ergene Bilimsel İçeriğin Değerlendirilmesi, Son Düzenleme - Prof.Dr. Recep Demirbağ Düzenleme, Gözden Geçirme - Uz.Dr.Rida Berilğen - Uz.Dr.Barış Düzel

Detaylı

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-2

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-2 İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-2 1) Aşağıdakilerden hangisi kafatası ve omurga yaralanması nedenlerinden değildir? a) Spor ve iş kazaları b) Şeker hastalığı c) Otomobil kazaları d) Yıkıntı

Detaylı

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur.

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur. Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur. Hemodinami daha stabil Ortostatik değişiklik daha az (%19 vs.%35) Daha az kan trans. ihtiyacı

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KANAMALARDA İLKYARDIM BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Kanama

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

GÖZE İLAÇ UYGULAMA 07.11.2014. Göze İlaç Uygulama. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği

GÖZE İLAÇ UYGULAMA 07.11.2014. Göze İlaç Uygulama. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 10.Hafta ( 17-21 / 11 / 2014 ) GÖZE, BURUNA ve KULAĞA İLAÇ UYGULAMA TEKNİĞİ Slayt No : 17 GÖZE İLAÇ UYGULAMA 2 GÖZE İLAÇ UYGULAMA Göze, göz hastalıklarının tanısı (göz

Detaylı

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi TANIM Horlama ve buna eşlik eden solunum düzensizlikleri ile karakterize klinik tablolardır.

Detaylı

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZİS S VE TRANSFÜZYON TEDAVİSİ DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZ MEKANİZMALARI Damar Cevabı Trombosit aktivitesi Pıhtılaşma mekanizması Fibrinolitik sistem Damar cevabı Kanama

Detaylı

T.C ÇANAKKALE ONSEKİZMART ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ İLAÇ UYGULAMA TALİMATI

T.C ÇANAKKALE ONSEKİZMART ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ İLAÇ UYGULAMA TALİMATI T.C ÇANAKKALE ONSEKİZMART ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ İLAÇ UYGULAMA TALİMATI KODU: KLN.TL.12 YAYINLAMA TARİHİ: 21.04.2014 REVİZYON TARİHİ: 00 REVİZYON NO: 00 SAYFA SAYISI:05 1. AMAÇ: Bu

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI KBB-001: KBB Ab.D. KBB nin temelleri Teorik Dersleri KBB-002: KBB Ab.D. Seminer, Makale ve Olgu tartışması saati KBB-003: KBB Ab.D. KBB

Detaylı

Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8

Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8 Deomed Medikal Yay nc l k Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8 Türk Kulak Burun Bo az ve

Detaylı

ÜRETERORENOSKOPİ AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU

ÜRETERORENOSKOPİ AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU ÜRETERORENOSKOPİ AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Tanı: İşlem/Girişim: Tarih/Saat: Hasta, veli veya vasinin onamı açıklaması: Doktorum bana sağlık durumum ve hastalığımın seyri

Detaylı

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 1/5 1. AMAÇ: Bu talimatın amacı kan gazı alımında standart bir yöntem belirlemektir. 2. KAPSAM: Bu talimatın amacı kan gazı almaya yönelik tüm faaliyetleri

Detaylı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Kronik Öksürük Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Epidemiyoloji Polikliniklerde en sık 5. şikayet %88-100 neden saptanıyor Spesifik tedavi

Detaylı

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi,

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME KÜÇÜLTME VE DİKLEŞTİRME MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik bir ameliyat gibi bilinmekle

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

Cerrahi Hava Yolu. Dr.Ferudun Koyuncu Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD

Cerrahi Hava Yolu. Dr.Ferudun Koyuncu Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Cerrahi Hava Yolu Dr.Ferudun Koyuncu Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Plan Giriş Endikasyon Kontrendikasyon Anatomi Uygulama Komplikasyon Giriş Entübasyonların yaklaşık %3 ü zor entübasyon

Detaylı

Decubitus Prophylaxis Üstün Tedavi

Decubitus Prophylaxis Üstün Tedavi Decubitus Prophylaxis Üstün Tedavi Decubitus Prophylaxis Üstün Tedavi TEMPUR-MED Ürününün Sağladıkları Optimum basınç azaltımı Yüksek konfor Yüksek hijyen Kullanım kolaylığı Geniş uygulama alanı Minimum

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU GİS KANAMALARI Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU Ekim 2006 ÜST GİS KANAMASI GİS kanamalarının % 80 i Treitz ligamanının proksimali ETYOLOJİ Peptik ülser hastalığı Varisler Mallory-Weiss Eroziv gastrit Tümörler

Detaylı

3.Grup 1.Grup 4.Grup 2.Grup SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU. Sayfa 1

3.Grup 1.Grup 4.Grup 2.Grup SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU. Sayfa 1 3.Grup 1.Grup 4.Grup 2.Grup SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU 31.8.2015 16.11.2015 8.2.2016 18.4.2016 08:30 Kalp kapak hastalıkları ÖnT K Hüseyin UYAREL KARDİYOLOJİ PAZARTESİ 09:30 Endokardit ÖnT K Hüseyin UYAREL

Detaylı

Fatma Burcu BELEN BEYANI

Fatma Burcu BELEN BEYANI 10.Pediatrik Hematoloji Kongresi Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu Firma (lar) Hisse Senedi Ortaklığı Fatma Burcu BELEN BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam

Detaylı

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur EBSTEİN ANOMALİSİ Uzm. Dr. İhsan Alur 1866 da W. Ebstein tarafından tanımlandı. 1964 te Lillehei tarafından ilk başarılı valvuloplasti ameliyatı yapıldı. Triküspit kapağın septal ve posterior lifletlerinin

Detaylı

31.8.2015 16.11.2015 8.2.2016 18.4.2016 08:30 Kalp kapak hastalıkları ÖnT K Hüseyin UYAREL KARDİYOLOJİ

31.8.2015 16.11.2015 8.2.2016 18.4.2016 08:30 Kalp kapak hastalıkları ÖnT K Hüseyin UYAREL KARDİYOLOJİ 3.Grup 1.Grup 4.Grup 2.Grup SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU 31.8.2015 16.11.2015 8.2.2016 18.4.2016 08:30 Kalp kapak hastalıkları ÖnT K Hüseyin UYAREL KARDİYOLOJİ 09:30 Endokardit ÖnT K Hüseyin UYAREL KARDİYOLOJİ

Detaylı

KORONER ARTER BYPASS GREFT AMELİYATI İÇİN HASTA BİLGİLENDİRME FORMU

KORONER ARTER BYPASS GREFT AMELİYATI İÇİN HASTA BİLGİLENDİRME FORMU HASTA ADI SOYADI: TARİH: DOSYA NO: SAAT: Hasta olarak size uygulanacak olan işlem hakkında karar verebilmeniz için, işlem öncesinde, durumunuz ve önerilen cerrahi, tıbbi ya da tanısal işlem ve diğer tedavi

Detaylı

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ Prof.Dr.Yaşar Aykaç PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİNİN AMAÇLARI Tam bir profesyonel temizlik için kök yüzeyini görünür ve ulaşılabilir hale getirmek Patolojik olarak derinleşmiş

Detaylı

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların

Detaylı

SUTURASYON UMKE.

SUTURASYON UMKE. SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

Bizi çekici kýlan, etrafýmýza karþý ilk imajýmýzý belirleyen, elbetteki saðlýklý bir gülümsemedir. Bu sebeple, doðal diþlerin kaybý, kiþinin kendisini toplumdan izole etmesi ya da toplum içinde tedirgin

Detaylı

Pediatrik hasta tanımı 0 ile 18 yaş arası tüm hasta popülasyonunu kapsamaktadır. Ancak bu kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak tek bir yaklaşım da

Pediatrik hasta tanımı 0 ile 18 yaş arası tüm hasta popülasyonunu kapsamaktadır. Ancak bu kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak tek bir yaklaşım da Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Pediatrik Temel Yaşam Desteğine Giriş Yaş Tanımı Pediatrik Temel Yaşam Desteği Algoritması Recovery Pozisyonu Çocuklarda Otomatik Eksternal Defibrilatör Kullanımı anlatılacaktır.

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 5.Hafta (13-17 / 10 / 2014) 1.KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ 2.)YARA KAPATMADA GEÇİCİ ÖRTÜLER 3.)DESTEK SAĞLAYAN YÖNTEMLER Slayt No: 7

Detaylı

AÇIK SEPTOPLASTİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

AÇIK SEPTOPLASTİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU AÇIK SEPTOPLASTİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form, size yapılacak olan

Detaylı

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI BAŞ VE BOYUN DAMARLARI DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 BAŞ VE BOYUN ARTERLERİ A. Carotis externa Boyun, yüz ve saçlı derideki yapıların arteriel beslenmesini sağlar. Ayrıca dil ve maxilla yı da kanlandırır.

Detaylı

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zor entübasyon Birçok başarısız entübasyon denemesi olarak tanımlanabilir. (ASA)

Detaylı

Pediatrik Hastalarda Baş ve Boyun Blokları

Pediatrik Hastalarda Baş ve Boyun Blokları Pediatrik Hastalarda Baş ve Boyun Blokları Baş ve boyun blokları genel anestezi altındaki çocuklara postoperatif ağrı kontrolü amacıyla yapılabilir. Bu bloklar başağrısı gibi kronik ağrılı durumları olan

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

Temel Yaşam Desteği. Yetişkinlerde, çocuklarda ve bebeklerde farklı uygulamalar yapılır.

Temel Yaşam Desteği. Yetişkinlerde, çocuklarda ve bebeklerde farklı uygulamalar yapılır. Hayat kurtarmak amacıyla, bilinç kontrolü yapılıp hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra solunumu ve kalbi durmuş kişiye suni solunum ile akciğerlere oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan

Detaylı

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Journal of Clinical and Analytical Medicine Acil Tıp El Kitabı Güçlü Aydın, Ümit Kaldırım Opioidler Analjezi bilinç değişikliği yaratmadan ağrının azaltılmasıdır. Akut

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite Fizyopatolojisi İmmün sistem kemoterapötik ya da biyoterapötik

Detaylı

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 32.Hafta ( 04 08 / 05 / 2015 ) NAZOGASTRİK SONDA UYGULAMASI Slayt No : 44 Nazogastrik Tüp Uygulama Amaçları Zehirlenmelerde zararlı ve toksik maddeleri boşaltmak, Mide

Detaylı

AAM de ikinci düzey tedavi

AAM de ikinci düzey tedavi Hasta Bilgilendirme Formu Türkçe 35 AAM de ikinci düzey tedavi Altı çizili terimler sözlükte listelenmiştir. Bazen reçete edilen ilaçlar semptomlarınızı gidermez. Bu vakalarda diğer tedavi opsiyonları

Detaylı

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ PERKUTAN KORONER GİRİŞİMLER (KORONER BALON VE STENT TEDAVİSİ) İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ PERKUTAN KORONER GİRİŞİMLER (KORONER BALON VE STENT TEDAVİSİ) İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ PERKUTAN KORONER GİRİŞİMLER (KORONER BALON VE STENT TEDAVİSİ) İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANIN Adı Soyadı:..... Protokol Numarası:..... Doğum Tarihi:.....

Detaylı

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir

Detaylı

Karaciğer vücudun en büyük organıdır. Vücudun birçok fonksiyonu karaciğer tarafından idare edilir.

Karaciğer vücudun en büyük organıdır. Vücudun birçok fonksiyonu karaciğer tarafından idare edilir. KARACİĞER BİYOPSİSİ Karaciğer biyopsisi karaciğerden küçük bir parçanın alınıp mikroskopta incelenmesi ile hastalıkların karaciğere verdiği zararın tespit edilmesidir. Karaciğer biyopsisi genellikle ince

Detaylı

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole

Detaylı