Yeşil gelecek. Şehrin doğası Megakentler yeni teknolojiler sayesinde daha yeşil görünecek.

Transkript

1 Gelecek& Trendler Yenilikçilik ve gelecek araşt rmalar dergisi l Haziran Şehrin doğası Megakentler yeni teknolojiler sayesinde daha yeşil görünecek. Yeşil gelecek İklim değişikliğiyle gelen büyüme Siemens in çevreci portföyü 2007 yılında 17 milyar Euro luk hacme ulaştı. Hızlı kentleşmeyi, yeşil bir geleceğe yönlendirmek için çevre dostu altyapılara yatırım artıyor.

2 2 HÜSEYİN GELİS Siemens AŞ CEO su Hüseyin Gelis Sürdürülebilir bir gelecek için Sürdürülebilirlik, tüm dünyada son dönemlerde sıkça telaffuz edilen moda sözcüklerden biri halini aldı. Aslında son zamanların popüler söylemi olmaktan öte suratımıza çarpmakta olan bir gerçek olarak nitelendirmeliyiz belki de bu durumu. Oldukça talihsiz bir sebeple ortaya çıkan bir gerçek: Neredeyse 2 yıldır devam eden ve bir anlamda yaraları sarılmaya çalışılan finansal ve ekonomik kriz, tüm dünyaya açıkça gösterdi ki; sadece düne kadar yaşadığımız kar vb. kaygılarla bugün devam edebilmemiz mümkün değil. Bundan böyle daha uzun vadeli planlar yaparak, üstelik de sadece tek yönlü değil çok yönlü fayda sağlayarak ilerlemek gerekiyor. Her ne kadar kriz gibi önemli bir gerçek sürdürülebilirlik konusunu tüm dünyaya tekrar hatırlattıysa da aslında krizden önce mega trendler adıyla andığımız bazı gerçekleri unutmamak gerekiyor. YENİ TRENDLER GELİYOR Öncelikle giderek daha kalabalık hale geliyoruz. Ve daha uzun yaşıyoruz. Yaşlanan nüfusla birlikte, doğal bir sonuç kendini gösteriyor. Bu da sağlık hizmetlerinin kesintisiz ve daha kaliteli sunulabilmesini daha zorlu hale getirmesi anlamına geliyor. Bir diğer önemli trend ise dünyada ilk defa 2007 yılı itibariyle, şehirlerde yaşayan nüfusun, kırsal alanlarda yaşayanlara göre daha fazla hale gelmiş olması. Bu nedenle nüfusu 10 milyon kişinin üzerinde olan mega şehirlerin sayısı giderek artıyor. Bu ise daha fazla enerji, daha fazla su, daha fazla sağlık, daha fazla altyapı hizmeti gerektiriyor. Ve son önemli trend iklim değişikliği Bu önemli konunun dikkate alınmaması durumunda nelere mal olabileceği, çarpıcı rakamlarla ortaya konuluyor. Kesin olan şu ki; iklim değişikliği bugün sonuçları acı şekilde görülen ve aksiyon alınmazsa, telafisi mümkün olmayan bir konudur. SIEMENS İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Bizim için sürdürülebilirlik; ekonomi, çevre ve toplumsal çıkarların iç içe geçtiği, biri olmaksızın diğerinin yoluna devam edemeyeceği bir yönetim stratejisidir. Uzun dönemli değer yaratmak üzerine kuruludur. Ama en önemlisi, sözden çok aldığımız aksiyonlarla hem çevremiz hem müşterilerimiz hem de toplum için çözüm üretebilmektir. BİZ NELER YAPIYORUZ? Buna en güzel örnek olarak şunu verebiliriz: Ürettiğimiz çevreci ürün ve çözümlerle müşterilerimiz karbondioksit emisyonlarını 2009 yılında toplam 210 milyon ton azalttılar mali yılında yıllık karbondioksit tasarrufunu en az 300 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. Yine Siemens olarak tüm dünyada geçerli olacak şekilde, 2001 yılına kadar; enerji tüketimimizi yüzde 20 azaltmayı, su tüketimimizi yüzde 20 düşürmeyi ve çevreci portföyümüze ait ürün ve çözümlerden elde ettiğimiz geliri 25 milyar Euro ya çıkarmayı hedefliyoruz. ZORLUKLARI NASIL AŞACAĞIZ? Siemens Sanayi ve Ticaret AŞ olarak ise aynı şekilde sürdürülebilir gelişim için sadece konuşmuyor ve harekete geçiyoruz. Türkiye de aldığımız enerji verimliliği lisansı ile sadece kendimiz için değil, müşterilerimiz ya da diğer enerji verimliliği konusunda hizmet talep eden firmalarla birikimimizi paylaşıyoruz. Bunun yanı sıra sürdürülebilir gelişimin en önemli göstergesi olarak Gebze deki akıllı yeşil bina sertifikalı tesisimizi faaliyete soktuk. Ve yine Türkiye olarak 5 yıl için yüzde 20 enerji tüketimini azaltma hedefini ortaya koyduk. Gelecek nesillere bu dünyayı teslim edeceğiz ancak bunu ne kadar sorumlu ve başarılı şekilde yerine getirebileceğimiz bugün her birimizin elinde. Daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir gelecek için sanırım bunda hepimiz hemfikiriz.

3 KAYA TÜTENGİL Siemens Endüstri Sektörü Direktörü Ayakta kalmak için HEDEF REKABETÇİ OLMAK Gelişen dünyada kaynakların azalması, çevre ve hava kirliliği, enerji ihtiyacının giderek artması, küreselleşme, üretimin gelişmesi, şehirleşme ve ulaşımın artması gibi trendlerle karşı karşıyayız. Bu trendler, beraberinde bir takım sıkıntıları olduğu kadar, bir çok fırsatı da getiriyor. İleride de var olmak isteyen şirketler, bu alanlarda karşılaşacakları sorunlara çözüm üretmek zorundalar. Ancak, bu şekilde rakiplerine üstünlük sağlama fırsatı yakalayabilirler. Yalnızca özel sektör değil, kamu ve yerel yönetimler için de aynı durum söz konusu. Sürdürülebilir olmak, değişen şartlara ayak uydurmak ve paydaşlarının sürdürülebilirliğine odaklanmak, içinde bulunduğumuz dönemdeki tüm yatırımcıların ortak hedefi. DÜNYA HIZLI DEĞİŞİYOR Bugün dünyanın petrol kaynaklarının yüzde 70'i, sadece bir kaç ülkenin topraklarında bulunuyor. Dünya üstünde 1 milyardan fazla insan temiz içme suyuna ulaşamıyor. Soluduğumuz hava, son 350 bin yılın en yüksek CO2 oranına sahip Dünyanın enerji ihtiyacı 25 yıl içinde yüzde 40 artacak. Küreselleşen dünyada uygun fiyata, seri, ancak kişiselleştirilmiş üretim kabiliyeti büyük bir ihtiyaç haline geliyor. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı artık şehirlerde yaşıyor. Buna paralel olarak 2015 yılında dünyada nüfusu 10 milyonu aşan 23 şehir olacağı hesaplanıyor. Hava trafiği 2030 yılında bugüne oranla yüzde 60'dan fazla artmış olacak. Bunlar ve daha birçokları hepimizin sürdürülebilirliğini, yaşam kalitesini etkileyen gerçekler. Yatırımcılar, ancak, kısa vadede avantaj sağlayacak çözümler yerine bahsettiğimiz bu gerçeklere odaklanarak, geri dönüşü olmayan bir sürece girmiş ve her gün daha da artan sonuçları olan trendlere ayak uydurabilirler. Aksi halde gerek şirketlerin, gerekse şehirlerin ve toplumların sürdürülebilirliğinden bahsetmek pek mümkün olmayacaktır. Endüstri sektörü olarak Siemens'in Enerji Verimliliği ve Çevre Portföyünün temel tedarikçisiyiz. Geçtiğimiz yıl dünyada 23 milyar euroyu bulan portföyün yüzde 53'lük kısmı tek başına Endüstri Sektörü tarafından yaratıldı. Enerji verimliliğinin artırılması ve çevreye verilen zararın azaltılması konusuna odaklanan portföyümüz, sadece küresel iklim değişikliği politikalarına uyum için değil, aynı zamanda ülkenin birincil enerji kaynaklarında yüzde 75 e ulaşan dışa bağımlılığının azaltılması, istihdam katkısı, hava kirliliğine bağlı sağlık problemlerinin azalması gibi çok yönlü faydalar yaratıyor. İKİ HEDEFLİ ÇÖZÜM Siemens'in endüstri alanında sunduğu tüm ürün ve çözümlerin aslında temelde iki hedefi var; Endüstri yaşam döngülerini otomatize etmek ve Çevreyi koruyan çözümler geliştirmek. Bugün otomasyon sistemleri ile üretimde ürün yaşam döngülerini ve süreçleri, planlıyor, optimize ediyor ve yönetiyoruz. 100 W'dan 100 MW'a kadar geniş bir yelpazede ürün, sistem, çözüm ve servis hizmeti sunduğumuz sürücü teknolojilerimizle ihtiyaçlara en uygun ve güvenilir şekilde üretkenliği ve verimi artırıyoruz. Bina Teknolojilerimizle, havalandırmadan aydınlatmaya ve güvenliğe, birbiriyle uyum içinde çalışan, binanın tüm elektrik ve elektronik altyapı çözümleri sayesinde, binaların yaşam döngülerini optimize ederek, verimliliği artırıyoruz. Ulaşım sistemlerimiz, artan ulaşım ihtiyacının en verimli ve çevreci şekilde karşılanabilmesi için çözümler üretiyor. Anahtar teslimi çözümler sunduğumuz Endüstri Çözümleri bölümümüz şirketlerin, toplumun ve şehirlerin sürdürülebilirliğine yönelik projeleri tüm portföyümüzü bir araya getirecek şekilde hayata geçiriyor. Son olarak, Osram tarafından geliştirilen verimli aydınlatma ürünleri ve LED teknolojisi aydınlatma maliyetlerini ve enerji tüketimini optimize ediyor. GLOBAL BAŞARI ÖRNEKLERİ Yaratılan değer açısından bakacak olursak; üretkenliğin artırılmasında, Deutz için geçtiğimiz yıl yapılan bir uygulamada, motor ve hareket kontrol sistemi entergrasyonu ile üretim zamanı ve ham madde ihtiyacının yüzde 30 azaltılmasını gösterebiliriz. Shenyang Liming Aero-Engine Group Co. için gerçekleştirilen "ürün yaşam döngüsü planlama" çözümü ile süreç planlama süreleri yarıya indirildi. SEAT için uygulanan benzer bir çözüm, yeni modellerin geliştirilme sürelerini kısaltarak pazara çıkma süresini yüzde 20 oranında azaltıyor. Şanghay'daki Baosteel için uygulanan COREX Teknolojisiyle, tesisin emisyonlarının yüzde oranında azaltıldı. Berlin de gerçekleştirilen verimlilik çözümleri sayesinde şehrin CO2 salımının yüzde 25 aşağıya çekildi. Türkiye'de ise 2009 yılında Elektrik İşleri Etüd İdaresi tarafından Enerji Verimliliği Danışmanı şirket olarak yetkilendirildik. Bu sayede Enerji Verimliliği Kanunu nda tanımlanan hizmetleri sunmaya hak kazandık ve hali hazırda sunduğumuz; üretim tesislerinde ve işletmelerde enerji etüdü ve verimlilik artırıcı proje hazırlama ve uygulama işleriyle danışmanlık hizmetini bir paket altında topladık. Şu an Siemens Ev Aletleri ve Sütaş ile yürüyen iki projemiz var. Siemens Türkiye olarak ayrıca geçtiğimiz yıl Temsa ile Türkiye'nin ilk Hibrid otobüsünü ürettik. Gelecek&Trendler 3

4 4 OĞUZ TEZEL Siemens Enerji Sektörü Direktörü Enerji sektörüne entegre çözümler ENERJİDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİLİK Enerji ihtiyacımızın ne kadar önemli olduğunu, büyük tesislerin anlık duruşlarıyla yaşanan on binlerce dolarlık maliyetler veya en azından günlük yaşantımızda tüm cihazlarımızı besleyen elektriğin kesilmesi ile bile yaşabiliyoruz. Varlığı ile hayatımızın bu kadar doğal bir parçası haline gelen enerjinin, kesintisiz olarak sunulabilmesi için yapılan muazzam çalışmanın arkasında da, enerjinin insanların bu kadar temel bir ihtiyacı haline gelmesi yatıyor. Sürdürülebilir enerji, güvenli bir enerji arzı, uygun fiyatlar ve çevresel etki arasındaki dengeyi bulmak ve bunu uzun vadeli olarak sürdürmek anlamına geliyor. Ayrıca, doğal kaynakların giderek daha kıt hale geldiği ve bu kaynakları ve enerjiyi kullanımımızda daha da fazla sorumlu davranmamız gerektiğini de unutmamalıyız. ŞİRKETLERE NE YARAR GETİRİYOR? Sadece şehir şebekesinde konutlardaki tüketimler değil, sanayideki kullanımının da aşırı önem kazanması; çeşitlenen enerji üretim tesisleri ile enerji arzını güvence altına almayı zorunlu kılmaktadır. Arz güvenliğinin sağlanması ile birlikte üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin çevreye duyarlı olması, teknik ve ticari kayıpların azaltılması ile verimliliğin yükseltilmesi ve merkezi kontrol-kumanda sistemleri ile daha iyi yönetilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu da sektörde yeni bir dönemi belirliyor. Arz güvenliği için farklı birincil kaynakları kullanan üretim tesislerinin kazandırılması, primer kaynak çeşitliliğinin sağlanması, iletim sistemlerinin kesintisiz ve düşük kayıpla çalışır hale getirilmesi, dağıtım sistemlerinde kaliteli kesintisiz elektrik enerjisinin tüm konut ve endüstri tüketicilerine sağlanması önem kazanıyor. Ayrıca, sürdürülebilir enerji için, dışa bağımlılığın yarattığı sorunları aşmak ve arz güvenliğini sağlamak üretim çeşitliliğini zorunlu kılıyor. Yenilenebilir enerjinin etkin kullanımı, mevcut tesislerin verimliliklerinin arttırılması ve akıllı şebekeler ile enerjinin kontrolü büyük önem taşıyor. SIEMENS DEN ÖRNEK ÇÖZÜMLER Siemens, enerji sektörü açısından tüm enerji zincirine uygun ürün ve çözümleri tek bir merkezden sunabilmek bizler için çok önemli. Bu zincir içerisinde petrol dolum tesisleri, rafineriler, fosil yakıt (doğalgaz, petrol), nükleer veya yenilenebilir enerji kaynakları kullanan santraller; iletim hatları ve indirici merkezlerden oluşan iletim şebekesi ile dağıtım şebekesi yer almaktadır. Siemens bu zincirin tüm halkalarını içeren kapsamlı çözümlerini tüm dünyadaki müşterilerine sunmaktadır. Günümüzde sunmakta olduğumuz çözümleri daha iyi algılayabilmek için geçmiş uygulamalara bakmamız yardımcı olacaktır. Eskiden, talep gücündeki değişime bağlı olarak üretim tesisleri klasik yöntemlerle bilgilendirilir ve bazı ünitelerini devreden çıkarmaları veya üretim kapasitelerini düşürmeleri talep edilirdi. Bugün bu sistemler, talep gücündeki artışa bağlı olarak haberleşme altyapıları kullanılarak tüm fonksiyonları neredeyse insansız bir şekilde yerine getirecek yapıya ulaşmıştır. Sistem şebekeden talep edilen enerjiyi sürekli olarak hesaplamakta ve gerekli komutları ilgili üretim tesislerine göndermektedir. Otomasyona dayalı sistemler yani DMS (Dağıtım Yönetim Sistemleri) ve SCADA sistemleri, sunduğu neredeyse sınırsız olanaklarla sistemin işlevselliğini ve verimliliğini arttırıyor. Sürdürülebilir enerji için tüm çözümleri bünyesinde bulunduran dünyanın tek entegre enerji şirketi olarak, temiz enerji konusunda geliştirdiğimiz teknolojilerimizle sürdürülebilir bir çevre sağlamak için çalışıyoruz. 3 ŞEHİRDEN BAŞARI ÖRNEKLERİ Siemens in bir süre önce Londra şehrinde yürüttüğü bir araştırma, bugün mevcut olan ve tavsiye ettiğimiz tüm teknolojilerin uygulanması durumunda, şehrin toplam emisyonlarının 2025 e kadar yüzde 44 oranında düşürülebileceğini gösterdi. Almanya Irsching'de Siemens tarafından devreye alınan dünyanın en verimli gaz türbinimiz sayesinde yaklaşık 40 bin ton CO2 salınımına engel oluyoruz. Biz Türkiye'deki birçok örnek uygulamamız ile ülkemize sürdürülebilir enerji konusunda tam destek veriyoruz. Örneğin, Mega İstanbul da nüfus yoğunluğunun hızla arttığı ve tüketim miktarı artan yoğun bölgelere ilave trafo merkezleri tesis edilerek açığın kapatılması yoluna gidiliyor. Mesela bizim Beykoz da yaptığımız trafo merkezi, bu bölgesindeki yapılaşmadaki hızlı artış ile ortaya çıkan ilave gücü karşılamak için kuruldu. 6 7 yıl önce hızla büyüyen Göztepe ye kurduğumuz gaz izoleli şalt merkezi, mevcut sistemin yetersizliklerini ortadan kaldırdı ve Kadıköy den Bostancı ya kadar olan kısmın enerji arz güvenliği sağlanmış oldu. Şimdi Küçükbakkalköy'de devreye aldığımız, Ataşehir ve çevresindeki hızlı nüfus artışının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik büyük bir yatırım mevcut. Türkiye de ilk özelleşen şehir şebekesine olan Kayseri, bu konuda başka bir iyi örneği sunuyor. Kayseri de biz hem şehir içindeki trafo merkezlerini rehabilite ettik, hem bütün şehrin sistemini otomasyon altına aldık ve tüm şebeke tek noktadan izlenebilir hale geldi. Ticari kayıp zaten yok denecek kadar az olan Kayseri şehri, teknik kayıplarını da Türkiye nin en düşük seviyesine çekti. Bu Avrupa normlarında kabul edilebilir seviyeye geldi.

5 ORHAN AKBULUT Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri Direktörü Siequence sistemi şirket kârını da koruyor IT DE SÜRDÜREBİLİRLİLİK IT alanında sürdürülebilirlik, iş dünyası ve yatırımcılar için, kurumsal başarının devam etmesi demektir. IT de meydana gelebilecek herhangi bir felaket, bilgi akışının devamı sağlanana kadar büyük kayıplar ve işin durma noktasına gelmesi, hatta bazı alanlarda yatırımın kendini çevirememesine sebep olabilir. İyi planlanmamış bir proje veya sürdürülebilirliği düşünülmeden kullanılmış her türlü teknoloji bir felakete sebep olabilir. IT de sürdürülebilirlik hem anlık işlemlerin sürekliliğinin sağlanması hem de altyapının geleceğe yönelik olarak çevreye olan etkileri dahil her türlü koşul düşünülerek planlanmasıyla sağlanabilir. Siemens için sürdürülebilirlik, iş performansından kaybetmeden ve en önemlisi çevreye zarar vermeyerek işin devamının ve büyümesinin sağlanması anlamına gelir. Bu anlayış iş dünyası ve yatırımcılar için de aynen geçerlidir. Yöneticiler iş süreçlerinin 7/24 kesintisiz çalışmasını, gerektiği zaman ölçeklenebilmesini isterler ve bunu sağlarken de sürdürülebilir bir çevre politikası içinde kalınmasını beklerler. Bu yüzden Siemens SieQuence adlı bir iş yapış sistemi kurdu ve tüm IT çözümlerini en yeşil standartlara taşıdı. ŞİRKETİN KÂRINI DA KORUR Şirketler ve IT sektörü yatırımcıları, bu konuya odaklanarak yatırımlarının geri dönüşünü garantiye alırlar, kötü sürprizlerle karşılaşmazlar, projelerini istedikleri sonuçlara ulaşarak tamamlayabilirler. Ayrıca işlerinin kesintiye uğramadan üstelik de daha kârlı şekilde sürdürebilirler. Siemens in faaliyet gösterdiği sektörlerdeki bilgi birikimi sayesinde şirketlerin ve yatırımcıların aldıkları risklere karşılık olarak nasıl bir yol haritası izlemelerini gerektiğini en iyi şekilde belirleyebilir. Örneğin, Siemens, SieQuence yaklaşımını Amerika merkezli Sigorta şirketi Lumbermans Mutual Casualty Company e uygulamak suretiyle şirketin veri merkezi işlem ve operasyonları ile ilgili olarak aşamalı bir şekilde gelişen bir değer yaratılmasını sağladı. İşte bu değer de yatırımcıya ve şirkete aradığı kârlılığı sunuyor. Bunun haricinde şirketler ve yatırımcılar iyi uygulanmış bir proje sayesinde her türlü risk değerlendirmesinde yüksek sürdürülebilirliği sağladıkları için en iyi sonuçları alırlar. SIEQUENCE NE GETİRİYOR? Siemens, şirketlerin hem kısa sürede kâra geçmelerini sağlayacak hem de gelecekte de var olmalarını destekleyecek bir anlayış geliştirdi ve buna da SieQuence dedi. Bu anlayış sayesinde kolay yolu seçerek çevreye zarar vererek kârlılığı yakalama anlayışı da tarihe karıştı. Siemens, SieQuence yaklaşımıyla bir şirketin büyümesi ve sürekli olarak faaliyette kalması için üç temel konuda firmalara çözüm sağlıyor; iş sürekliliğinin sağlanması, çevreye daha duyarlı olarak faaliyetlerin gerçekleştirilmesi ve kaynakların daha verimli planlanması. SieQuence yaklaşımı, bu hedefler için gerekecek teknolojik çözümleri bir araya getirdi ve şirketler için bir yol haritası oluşturdu. Siemens in SieQuence portföyünde İş Sürekliliği ve Felaket Planlanı Hazırlama Hizmetleri, Sanallaştırma, Şehir Yönetim Çözümleri, Dönüşümsel Veri Merkezi Hizmetleri, Enerji Yönetimi Sistemleri (EMS), Stratejik Dış Kaynak Hizmetleri, Mobil İş Çözümleri ve Sektörel İş Çözümleri gibi farklı çözümler bulunuyor. HİBRİT BULUT SİSTEMİ Siemens, dış kaynak kullanımında son teknoloji sağlayan Hibrid Bulut Veri Merkezi ni Belçika da hizmete soktu. Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri tarafından 1 Nisan 2010 tarihinde Brüksel yakınındaki Huizingen de açılan Hibrid Bulut, bünyesinde özel ve kamusal bulut altyapılarının tüm avantajlarını birleştiriyor. Bu yeni veri merkezinin hibrid yaklaşımı, işletmelerin verilerini ve hizmetlerini özel bulutlar olarak yönetmelerine imkan veriyor. Öte yandan, maliyet etkin bilgi işleme ve saklama kapasitelerini diğer kullanıcılarla beraber ortak bir alanda paylaşımlı veya kamusal bulut hizmetleri olarak kullanma imkanı sağlıyor. Esnek IT kaynakları sağlamanın yanı sıra, yeni Hibrid Bulut ayrıca felaket kurtarma hizmetleri için kapsamlı kullanılabilirlik ve yedekleme çözümleri getiriyor. En son IT teknolojisi ile hizmet gören merkezin bir diğer artısı ise yüksek enerji verimliliği. Veri merkezi geleneksel dış kaynak kullanımı faaliyetleri için hizmet sunmanın yanı sıra hibrid bulut altyapıların sağlanması için de kullanılacak. Bulut, sunucular, sistemler ve şebekeler gibi bileşenlerin tamamını bir araya getirerek altyapı hizmeti olarak sunuyor. Gelecek&Trendler 5

6 6 UFUK EREN Siemens Sağlık Sektörü Direktörü Siemens ten yeşil hastane SÜRDÜRÜLEBİLİRLİLİK VE SAĞLIK Diğer tüm sektörlerde olduğu gibi, sağlıkta da artan enerji maliyetleri, karbon salımı ile ilgili düzenlemeler, finansal kaynakların verimli kullanılması ve rekabet büyük önem taşıyor. Bununla beraber, dünyada hızla artan nüfus ve kentleşme sorununun yanı sıra, yaşlı nüfus oranının da hızla artması sağlık hizmetlerine olan talebin yükselmesine ve başta sosyal güvenlik kurumları olmak üzere ödeme kurumları nezdinde de maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Sürdürülebilirlik boyutunda sosyal güvenlik kurumları da, artan maliyetler ile baş edebilmek için sağlık sektöründeki hizmet sağlayıcılardan en uygun koşulların sağlanması yönündeki taleplerini arttırmaktadırlar. Bu yükselen beklentilere karşılık, bir sağlık sunucusu, her türlü sağlık hizmetini (inceleme, teşhis, konsültasyon, tedavi ve izleme) mümkün olan en optimal süre ve fiziksel alanda sağlamak zorundadır. Rakiplerinin de bu doğrultuda çalışmalarını sürdürdüğü düşünülürse, sağlık yatırımcıların ekolojik çevreyle uyumlu olan bilinçli bir yatırım planlamasına, maliyetlerini azaltmaya, süreç odaklı ve sürdürelebilir bir hastane altyapısına ihtiyaç duyacağı ortadadır. Sürdürülebilir bir sağlık altyapısının sağlanabilmesi için de hem ekolojik hem de ekonomik ihtiyaçların dengeli bir şekilde tasarlanması gerekir. Siemens Sağlık, dünyanın ilk ve tek entegre sağlık çözümleri sunan şirketidir. Geniş ürün portföyü ile sağlık sunucularının sürdürülebilir sağlık hizmetlerini karşılayabilmeleri için Yeşil+ Hastane (Green+ Hospitals) konseptini geliştirdi. Bu konsept yeni kurulacak hastaneler kadar hali hazırda çalışmakta olan hastanelere de uygulanabilmektedir. Bu sayede, mevcut hastanelerin de rekabet içerisinde avantajlı hale gelmesi sağlanabilmektedir. 3 ÖNEMLİ KONSPET Bu konsept, Green dediğimiz çevreyi koruma, Verimlilik ve Kalite olmak üzere 3 ayrı bileşeni ile sürdürülebilir sağlık hizmetlerini oluşturuyor. Sürdürülebilir Hastane Altyapısı: Green (Çevreci) Yeşil+ Hastane (Green+ Hospitals), sağlık sunucularına daha az enerji tüketen bina alt yapısının kurulması ve enerji tasarrufuna imkan veren yeni kuşak manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi görüntüleme sistemleri ile karbon salımının azaltılmasını sağlayan çevreci çözümler sunar. Sağlık IT sinin yaygın kullanımı ise; kağıt, film ve arşivleme işlemlerini azaltığından hem çevreye olan olumsuz etkiyi hem de kaynakların doğru kullanılarak maliyetlerini düşmesini sağlıyor. Sürdürülebilir Hastane Altyapısı: Verimlilik Sadece binaların ve enerji sistemlerinin verimli kullanılması yetmez. Klinik iş akışları ile klinik harici tüm operasyonların süreç bazlı prosesleri tanımlanmalı, ekipmanlar doğru planlanmalı ve sağlık IT alt yapısı ile tüm sistemlerin birbiri ile entegrasyonu sağlanmalıdır. Tüm klinik iş süreçlerinin optimizasyonu zaman, yer ve maliyet tasarrufu sağlayarak verimliliğin artmasını sağlar. Sürdürülebilir Hastane Altyapısı: Kalite Çevreci ve ekonomik olmanın yanı sıra sürdürülebilir hastanelerde en önemli konu hasta bakımında kalitenin korunmasıdır. Bu nedenle hasta süreçlerini ve bilgilerini doğru tanımla, güvenli bir şekilde saklama, gereğinde de bilgilere kolaylıkla ulaşabilme doğru ve hızlı bir teşhis ve tedavi sürecinde büyük önem taşır. Sağlık IT çözümleri hasta bilgilerine ulaşmayı sağladığı gibi doğru planlama yapmayı da sağlayarak hasta için bekleme sürelerinin azalmasını ve hasta memnuniyetinin artmasını sağlar. Hasta güvenliğine ve konforuna önem veren inovatif teşhis, tedavi ve görüntüleme sistemleri ile kişiye özgü sağlık hizmetleri olanakları sunar ve tedavi kalitesi artar. ÖZEL BİR ÖRNEK UYGULAMA Siemens, yakın bir zamanda Çin Hükümeti ile sürdürülebilir sağlık sistemin kurulması için önemli bir anlaşma imzaladı. Bunun yanı sıra, Almanya da University Hospital Erlangen ile Klinikum Bremerhaven Reinkenheide ggmbh de, Kolombia da Centro Médico Imbanaco da, Hollanda da Orbis Medisch Centrum ve Newyork ta Presbyterian Hospital hastanelerinde Yeşil+ Hastane (Green+ Hospitals) konsepti uygulandı. Türkiye de ise halen bazı özel hastaneler ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu arada çevreci bilgisayarlı tomografi olarak adlandırdığımız, dünyanın ilk ve tek en düşük dozlu cihazı olan SOMATOM Definition Flash, Acıbadem ve Amerikan Hastanesinde bu yılın başlarında hizmete alındı. Klinik ve klinik olmayan iş akışlarının geliştirilmesini ve verimlilik artışı sağlayan sağlık IT sistemimiz Soarian MedSuite ise Anadolu Sağlık Merkezi nde kullanılmakta.

7 YEŞİL ŞEHİRLER Trendler Şehrin doğası Büyük şehirler, hızlı kentleşme sürecini yeşil bir geleceğe yönlendirmek için yeni ve enerji etkini teknolojilere odaklanıyor. Singapur, Çin ve Kopenhag, örnek uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Gelecek&Trendler 7

8 8 YEŞİL ŞEHİRLER Trendler Bir sera şehrin hayalini kurmak zor olabilir. Burada insanların hepsi yakın çevresiyle mükemmel uyumlu olan devasa tek bir binanın içinde yaşayıp gider. İnşaat malzemelerinin tümü yerel olarak üretilir ve biyolojik anlamda tamamen parçalanabilir özelliğe (biyodegrade) sahiptir. Dışarıdaki ısı farklılıkları uç noktalarda olsa bile kat boşluklarının, havalandırma bacalarının ve yalıtım katmanlarının titizlikle düzenlenmiş olması sayesinde içeride hoş bir iklim hüküm sürer. Üstelik bütün bunlar, tek bir kilovat-saat enerji bile tüketilmeden yapılır. Aslında bu bina öğle güneşini sadece dar cephesinin alabileceği ve bu sayede solar ısınma etkisini azaltacak şekilde konumlandırılmıştır. Binanın içinde bulunan ve şehrin tamamını doyuracak kadar gıda üretebilen devasa bahçelerde, şehir sakinleri gezintiler yapabilir. Burada insan eliyle atmosfere salınan sera gazları ise sadece onların sindirim süreçlerinden arta kalan gazlardan ibarettir. Size bilim kurgu gibi mi geldi? Oysa termitler ve diğer böcekler açısından hayatın başladığı andan itibaren bu bir gerçekliktir. Bu marifetli yaratıklar aslında hakiki birer yeşil kentsel planlama uzmanıdır. Yedi metre uzunluğa kadar ulaşabilen yuvaları, sadece milyonlarca böceğe bir ev sunmakla kalmaz, aynı zamanda olağanüstü enerji etkinidir ve doğayla da mükemmel bir uyum içindedir. En azından bu açıdan termitler bizden çok ilerideler. ABD li mimar şehir planlamacısı Daniel Libeskind, Kapalı alanlardaki yaşam ile sürdürülebilirliğin birbiriyle çelişmediğini artık anlamalıyız. Bugün kentsel gelişimin önündeki en büyük sorun bu ikilinin uyuşturulmasıdır diyor. Gerçekten de günümüzdeki megaşehirlerden pek çoğu, çevreyi ve kaynakları insafsızca yiyip bitiren uçsuz bucaksız beton yığınları görünümünde. Bugün nüfusu 10 milyonun üzerinde olan 22 megaşehir var. Bu sayının 2015 itibarıyla 26 ya çıkması bekleniyor. Bunların büyük bir çoğunluğu da gelişmekte olan ve gelişen ülkelerde, yani bir başka ifadeyle sürdürülebilirliğin geçmişte hiç de öncelikli bir sorun olarak görülmediği yerlerde kurulacak. Buradaki en acil çevresel sorunlara karşı savaşmak için yetkililerin ellerinin altında çok da fazla silahları olmayacak. Bahsedilen sorunların arasında yerel kamu taşımacılığının iyileştirilmesi, binaların yenilenmesi ve enerji ile su altyapılarının modernizasyonu sayılabilir. Nitekim iklim değişikliğini sınırlandırmak için verilen savaşta, en avantajlı olunabilecek cephe nüfusun yoğun olduğu bu merkezlerdir. Şehirler daha şimdiden dünya genelinde tüketilen enerjinin yüzde 75 inden ve sera gazı salınımlarının yüzde 80 inden sorumlu. Bugün Libeskind gibi mimarlar genel tutum ve davranışlarda kademeli bir değişiklik olduğunu gözlemliyor. Yavaş yavaş bir yeniden düşünme süreci gelişiyor. Belediye yetkilileri artık hızlı kentleşmeyi şekillendirmekte, sürdürülebilir yöntemlere daha fazla ilgi gösterir hale geldi. Bu durum inovasyonlar için müthiş bir potansiyel yaratıyor diyor. Londra merkezli HSBC Bank, dünya genelinde ekonomileri canlandırmak için alınan önlem paketlerinden yüzde 15 kadarlık bir tutarın enerji etkini bina sistemleri gibi yeşil altyapı projelerine gittiğini tahmin ediyor. Aynı zamanda iklim araştırmalarının son bulguları da şehirlerin sürdürülebilirlik sorununun farkına varmalarında fevkalade etkili oldu. Çünkü iklim değişikliğinden kaynaklanan seller, kuraklık ve yükselen deniz seviyesi gibi felaketler, en çok gelişen ve gelişmekte olan ülkeleri vuracak. Singapur, bağımsızlığını kazandığı 1965 yılından bu yana, sınırlı bir yüzölçümü içerisinde sürdürülebilir bir kentsel planlamanın nasıl yapılabileceğinin en mükemmel örneğini sunuyor. Almanya nın Hamburg şehrinden bile daha küçük bir yüzölçümüne sahip bu şehir devleti, aslında 5 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. Buna rağmen veya belki de bu nedenle Asya nın en yeşil kentlerinden biri. Singapur Kentsel Yeniden Geliştirme Bürosu nda stratejik planlamadan sorumlu grup direktörü olan Richard Hoo, Bizde de diğer şehirlerdeki gibi hızlı bir nüfus artışı yaşanıyor ancak hammaddeleri de üretecek alanlarla birlikte 710 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sığmak zorundayız. İşte zaten bu nedenle sürdürülebilir bir yoldan büyümek bizim için son derece önemli diyor. Singapur un nüfusu 1986 yılından bu yana yüzde 70 oranında artmış durumda. Hoo nun verdiği bilgilere gore, aynı zaman zarfında yeşille kaplı alanlar ise yüzde 50 artmış. Singapur, şehir sakinlerine doğal bir klima hizmetiyle birlikte sakin bir kafa dinleme imkanı da sunan sayısız parklara sahip olmanın yanı sıra, enerji etkini teknolojileri de hem desteklemekte hem bizzat kendisi geliştirmekte. Örneğin Siemens tarafından Singapur da bir sürdürülebilir kentsel gelişime uyum merkezi çalıştırılıyor. Burada şu anda su ile atık suların çok daha yeni ve etkin arıtma metotları üzerinde çalışılmakta. Siemens burada 2010 Ekim inde pilot bir tuzdan arındırma tesisi açmayı planlıyor. Bu tesiste denizsuyundaki tuz, konvansiyonel yöntemlerle tüketilen enerjinin yarısından azına gereksinim duyulacak bir süreçte, elektrik alanları kullanılarak ayrıştırılacak. Çin de hazırlanıyor. Singapur un dev komşusu Çin de kentsel büyümeye daha yeşil bir görüntü katmanın yollarını aramakla meşgul. Çünkü daha şimdiden şehirlerde yaşayan yarım milyardan fazla olan insan sayısının, 2030 yılına gelindiğinde ikiye katlanacağı tahmin ediliyor. Şu anda bu ülkenin enerji ihtiyaçlarını büyük ölçüde kömürle çalışan enerji tesisleri karşılıyor ve artan nüfusla birlikte onların da sayısı

9 artıyor. Duman ve atık su gibi çevresel kirlilik sorunlarının yanı sıra bu tesisler, CO2 salınımlarının artmasına da neden oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı na göre Çin daha şimdiden dünyanın en büyük sera gazı salınımcıları sıralamasında ABD yi sollamış durumda ve sadece 2007 de, atmosfere saldığı 6 milyar metrik tonluk CO2 miktarı ile 2001 deki seviyesinin iki kat üzerine çıkmış bulunuyor. Çin, ekonomik büyümenin yan etkilerini azaltmak için 2020 yılına gelindiğinde tükettiği toplam enerji içinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 15 e çıkartmaya karar vermiş. Bu sayede Çin in megaşehirleri, Siemens gibi tedarikçilerden sağlayacakları enerji etkini ve çevre dostu teknolojiler sayesinde birer El Dorado ya (som altından yapılma hayali şehirlere) dönüşebilecek. Örneğin Siemens, Şanghay ın bir semtini baştan aşağıya enerji tasarruflu bina sistemleriyle donatmayı planlıyor. Belediye yetkilileri bu sistemlerin geri ödeme taksitlerini ise enerji maliyetlerinde sağladıkları tasarruflarla ödeyecek. Siemens bu aralar Tongji Üniversitesi nin Kentsel Planlama Okulu ile birlikte eko şehir modelleri geliştirmekle de meşgul. Bu modeller, megaşehirlerin daha ilk fikir aşamasındayken bile mümkün olduğunca sürdürülebilir kılınması için tasarlanıyor. Şanghay ın bu yılki Expo su, Daha İyi Şehir Daha İyi Yaşam sloganıyla, muhtemelen Çin in sürdürülebilirlik anlayışının artık kağıttan bir kaplan olmadığını gözler önüne serecek. Dünyanın her yerinden gelen yaklaşık 70 milyon Expo ziyaretçisi, burada her geçen gün büyüyen hızlı kentleşme sorununa ne türden yeşil çözümler önerildiğini yakından izleme fırsatı bulacak. Çin in megaşehirleri enerj etkini ve iklim dostu teknolojiler için birer deneme merkezi haline geliyor. Fotosentetik dış cepheler. Dünyanın öteki tarafında, Avrupa ülkeleri de kentsel planlamanın çok daha iklim dostu yapılabilmesi için ciddi çabalar harcıyor. Çin deki yüzde 43 lük orana karşılık nüfusun yüzde 72 sinin daha şimdiden şehirlerde yaşadığı Avrupa da, bu nedenle en büyük meydan okuma mevcut altyapıları çok daha enerji etkini ve çevre dostu haline getirebilmek. Siemens ile araştırma ve danışmanlık firması Ekonomist İstihbarat Birimi nin hazırladığı Avrupa Yeşil Şehirler Endeksi başlıklı raporda birinci sıradaki Kopenhag ın ardından sırasıyla Stockholm, Oslo ve Viyana geliyor. Danimarka nın başkenti bu unvanını içlerinde ultra etkin bölgesel ısıtma sistemi, giderek artan rüzgar enerjisi kullanımı ve yerel kamu taşımacılığında kullanılan elektrikli otobüsler gibi bir dizi enerji tasarrufu sağlayan iklim koruyucu faktörün bulunduğu önlemlere borçlu. Aslında ortalık, yeşil şehir vizyonunun nasıl hayata geçirilebileceği hakkında yaratıcı fikir kaynıyor. Örneğin Siemens araştırmacılarından Osman Ahmed ile Maximilian Fleischer in fotosentez prensibinden faydalanan özel bir dış cephe kaplama planı var. Binalar bu sayede tıpkı fabrikalar gibi havadaki karbondiyoksiti yakıt olarak kullanılabilecek metanol gibi bileşenlere dönüştürebilecekler. Bu arada başka geniş vizyonlu teknolojiler de hayata geçirilmiş durumda. Örneğin UNESCO nun Dünya Mirası Kentler olarak tanımladığı şehirlerden biri olan Almanya nın Regensburg kentinde bütün sokaklar ve caddeler, 2009 sonundan itibaren Siemens in Osram isimli yan kuruluşunun sunduğu ve konvansiyonel sokak lambalarının yarısı kadar enerji tüketen olağanüstü verimli LED lerle aydınlatılıyor. Osram araştırmacıları ayrıca organik ışık yayan diyotlar (OLED ler) üzerinde de çalışıyor. Gelecekte bu saydam ışık kaynakları, gündüzleri güneş ışığının içeri girmesine izin veren ama akşamları dışarıya ışık yayan özellikleriyle pencerelerde kullanılabilecek. Columbia Üniversitesi Emeritus Profesörü Dickson Despommier gibi bilim adamlarına göre, artık şehir planlamacılarının sürdürülebilir kentsel gelişimi sağlayabilmek için termitler örneğinden dersler çıkarmalarının vakti geldi. Geleceğin megaşehirlerinde doğayla uyum içinde bir arada varolan gökdelenler, işte o zaman tıpkı böceklerin milyonlarca yıldır kendi bahçelerini kendi evlerinde ekip biçmeleri gibi, sebzelerin, meyvaların, tahılların ve kümes hayvanlarının yerel tüketim amacıyla yetiştirildikleri devasa seralar gibi hizmet verebilecekler. Florian Martini Gelecek&Trendler 9

10 10 YEŞİL ŞEHİRLER Senaryo 2040 Asma bahçeler ustası 2040 yılında Singapur. Eski bir mimar ve şehir planlamacısı olan Lee artık hobisini para kazanabileceği bir mesleğe dönüştürmüş. O şu anda bu metropolün dikey bahçıvanlar ından biri. Ayrica şehrin üstünde kurulmuş küçük ama egzotik bir dünyanın da efendisi. Üzerindeki sıradan iş tulumuyla bu yaşlı adam, hiç de etraftaki tabloya uymuyordu. Sonuçta burası Singapur un en modern gökdelenlerinden Tiger Tower ın seçkin lobisiydi. Binadaki gurme restorana rezervasyon yaptırmış ya da 40 ıncı kattaki klas kuaföre gidiyorsa, çalı makaslarını yanında taşımasına hiç gerek yoktu. Aslında Lee işyeri olduğu için her akşam buraya geliyordu. Şu anda 70 yaşında olan Lee, emekli olmadan önce Singapur un büyümesine şahitlik eden meşhur bir mimar ve inovasyoncu bir şehir planlamacısıydı. Ancak bugün çok sevdiği bir hobisini, profesyonel bir mesleğe dönüştürmüş durumda. Lee artık Singapur un resmi olarak yetkilendirilmiş dikey bahçıvanlar ından biri. O şimdi yavaş adımlarla lobinin diğer bir ucundaki asansörlere doğru ağır aksak ilerliyor, birine biniyor, en üst kata çıkmak için düğmeye basıyor ve her zamanki gibi küçük bir retina tarayıcısının içine bakıyor. Asansördeki parmak izi okuyucusu ile retina tarayıcısı, saniyenin kesirde birlik süresinde onun kimliğini tanımlıyor. Hoş bir kadın sesi, Giriş izni verildi diyor ve asansör yukarıya doğru hareket etmeye başlıyor. Asansörün kapısı yavaşça açılarak bambaşka bir dünyayı gözler önüne seriyor. Lee nin üzerine kuş sesleri ile birlikte sayısız böceğin cıvıltılarından oluşan bir dalga çarpıyor. Tepesini yapraklar ve çiçeklerden oluşan bir kubbe kaplıyor ve ortam, ıslak toprak ve egzotik çiçeklerin kokusuyla daha da renkleniyor. Asansörden yemyeşil ağaçlıklara doğru dar bir patika uzanıyor ve karşılıklı duran ebegümeci fidanlarının arasında gözden kayboluyor. Lee tam asansörden çıkmak üzereyken içeri girmeye çalışan bir civcivi kışkışladıktan sonra bu tropikal bahçenin

11 içine dalıyor. Sanki görünmez bir kapıdan geçmiş gibi sıcaklık bir anda değişiveriyor çünkü Tiger Towers ın mükemmele ayarlanmış atmosferi, burada yağmur ormanlarının sıcak ve nemli iklimine dönüştürülmüş. Ancak Lee cebinden PDA sını çıkarttığında aslında bu vahşi dünyanın egzotik bir ormanın kusursuz bir kopyası yani bu şehrin sayısız gökdelenlerinden birinin terasındaki ultramodern bir sera olduğu anlaşılıyor. Lee sadece birkaç tuşa basarak bu yapay dünyayı izleyebiliyor, kontrol edebiliyor ve değiştirebiliyor. Isısını, nem oranını ve gübre seviyesini izlemek için toprağın altına çok miktarda sensör yerleştirilmiş. Akıllı bir yönetim sistemiyle gelen ışığın miktarı, havalandırma ve sulama seviyeleri otomatik olarak kontrol ediliyor. Bu sistemler, enerjilerini binanın dış cephesine yerleştirilmiş güneş pillerinden alıyor. Buradaki gerçek bahçıvanlık işlerini metal bacaklarıyla ağaçların altında koşuşturan robotlar yaptığından Lee aslında bahçıvanlıktan çok yöneticilikle meşgul. Her şeye rağmen bu yemyeşil ortamda Lee bir fazlalıktan çok daha fazla şey ifade ediyor. Bu yeşil zemin tasarlanırken fevkalade önemli bir rol oynamıştı ve bu konseptin başarısı tüm çabalarına değmişti. Vahşi bir orman görüntüsüne rağmen bu bahçe aslında üzerinde doğal yollardan ekim yapılan bir parktan farksız. Çalılıkların ve asma ağaçlarının arasından iyi bir kâr bırakan sebze, mango, muz ve diğer tropikal meyva demetleri sarkıyor. Bu meyvelerin sadece genetik mühendisliğine bulaşmadıkları ve organik yollardan yetiştirildikleri için değil ama aynı zamanda bitkilerin yoğun monokültürlerde büyütüldüğü şehirdeki diğer yüksek binalardaki tarım alanlarının aksine doğal bir ortamda yetiştirildikleri için de fiyatları bir hayli yüksek. Lee nin seçkin müşteri grupları arasında birkaç kat aşağıda yer alan gurme restoranı da var. Burada mutfağı İsviçreli meşhur şef Jean Amann yönetiyor. Bu çok yıldızlı şef bugün Lee yle tekrar bir araya gelecek ve onun dikey organik bahçesinde ürettiği taze mahsullerini doğrudan üreticiden alma imkanına kavuşmanın keyfini sürecek. Lee nin olağan teftiş turunu, PDA sının çalan zili keser. Sanal asistanı ona, Az önce Bay Amann geldi. Ancak korkarım yolunu kaybetmiş durumda der. Bu pastoral manzara bir anda ağaçların altından gelen çatırtılarla ve ardından gelen lanet okuyan sözler ve yüksek sesli bir kahkahayla bozulur. Lee kahkahalar atarak sık ağaçlıkların altına doğru Jean yine mi kayboldun! Şu anda panoramik pencerenin önündeki tarlanın kenarında duruyorum. Buraya gel ama lütfen patikayı kullan. Zira buradaki tüm ekolojik dengenin sinirlerini bozuyorsun diye seslenir. Birkaç saniye sonra ortaya kan ter içinde kalmış bir figür çıkar ve devasa pencerenin önünde duran Lee nin yanına gelir. Altlarında yüzlerce parkın ve yeşil alanın bir örümcek ağı gibi serpiştirildiği metropol yatmaktadır. Çok katlı olanların teraslarında seraların yanı sıra dış cepheler de sarmaşıklarla kaplıyken diğerlerinde düzinelerce yeşil balkon var. Nefes nefese kalmış şef, Bu civcivlerin böyle ayak altında dolaşması şart mı? diye sorar. En azından bu açgözlü küçük yaratıkları bir yere kapatabilirsin. Bir keresinde bunlardan biri yolunu şaşırarak asansöre girmiş ve sonra aniden restoranıma dalıvermişti ki hiç de komik değildi diye devam eder. Lee gülümseyerek, Jean, eski dostum, bu tavuklar ve yavruları benim bahçemi gübreliyor, her türlü zararlı mahlukatı midelerine indiriyor ve sonunda senin mutfağındaki tencerelerde pişerek hayata veda ediyor. Bu şehirdeki diğer pek çok şey gibi onlar da bir amaca hizmet ediyor der. Lee, pencerenin dışını işaret ederek Binaların teraslarındaki şu yeşilliklere bir bak. Sadece güzel bir görüntü sağlamakla kalmıyor aynı zamanda bina içindeki ısıyı azaltan doğal bir klima görevi de görüyorlar. Bu sayede enerjiden ve paradan muazzam tasarruf ediliyor. Veya bu binaların dış cephelerine de bakabilirsin. Bazıları, tıpkı güneş pilindeki silikon gibi güneş ışığını elektriğe dönüştürebilen bir madde olan titanyumdioksit içeren dış cephe malzemesiyle boyanmıştır der. Lee pencerenin camına tıklatarak Üstelik pencerelerin çoğunun bileşiminde, karanlık bastığında bir aydınlatma kaynağı görevi görebilen saydam organik ışık yayan diyotlar (OLED) var diye devam eder. Ve bu bahçede gördüklerin sadece keyif amacıyla yapılmadılar. Singapur, çok az bir yüzölçümüne sahip minnacık bir şehir devleti. Yüksek binalardaki dikey çiftlikler sayesinde ithalata olan bağımlılığımızı azaltıyoruz. Üstelik yerel olarak üretilen bu gıdalar, karbondioksit salınımımızı düşürdüğü gibi ulaştırma ve soğutma maliyetlerimizi de olağanüstü azaltıyor diye açıklar. Lee elini aşçıbaşının omzuna atar. Ama bu kadar ders vermek yeter, hadi artık işimize geri dönelim. Bugün senin için çok özel bir şeyim var: ilk defa dikey bir çiftlikten taptaze toplanmış duryan ağacı yaprakları. Bir bak şunlara! Amann, mekana sinen kokusuyla meşhur bu lezzeti koklar. Gülerek, Bana biraz senin şu meşhur açgözlülerini hatırlattı. Bunlara kaç para istiyorsun diye sorar. Lee ise Dostum, bugün sana herşey bedava. Ama bana bir iyilik yap. Bırak da senin asansöre yanında civcivsiz olarak tek başına binebilmene yardımcı olayım diye cevap verir. Florian Martini Gelecek&Trendler 11

12 12 YEŞİL ŞEHİRLER Gerçekler ve tahminler Rakamlar ne gösteriyor? Dünyanın dört bir yanında, şehirler nefes kesici bir hızla büyüyor yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 70 inin şehirlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu da çevre dostu elektrik, su ve ulaşım çözümlerine olan ihtiyacın hızla artacağına işaret ediyor. Bugün dünya nüfusunun yüzde 50 si şehirlerde yaşıyor. Elektrik, su ve ulaşıma ihtiyaç duyan şehir sakinlerinin sayısı 3,3 milyar düzeyinde. Bu rakamın 2050 yılında 6,4 milyara ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla kentsel yönetimler mevcut altyapıları geleceğe hazırlamak, yatırımlarını artırmak zorunda. Uzmanlar bu tablonun, kentsel altyapı çözümleri pazarında büyük bir potansiyele işaret ettiğini söylüyor. Gelişmekte olan piyasalar ile gelişen ülkeler, dünyadaki nüfus artışının yüzde 95 inden sorumlu olduklarından, bu bölgelerdeki altyapıların önemli bir kısmının baştan aşağı yenilenmesi gerekecek. Pek çok endüstrileşmiş ülke de kendi altyapılarını modernize etmek zorunda kalacak. Ünlü danışmanlık firması Booz Allen Hamilton, dünyadaki şehirlerin, önümüzdeki 25 yıl içerisinde altyapılarını modernize etmek ve büyütmek için toplam 27 trilyon Euro harcaması gerekeceğini tahmin ediyor. Bu rakamın 15 trilyon Euro su su yönetim sistemlerine, 6 trilyon Euro su enerji şebekelerine ve 5 trilyon Euro su da kara ve demiryolu ağlarına harcanacak. Çevre dostu çözümler. Şehirler, kendi altyapı ihtiyaçlarını iklim dostu bir şekilde karşılayabilmek için enerji etkini teknolojiler kullanmak zorunda. Wuppertal Enstitüsü ile Siemens, Münih örneğinden yola çıkarak enerji etkini çözümlerle 1 milyon civarında nüfusu olan bir şehrin, nasıl tamamıyla CO2 siz bir alana dönüştürülebildiğini gösteren bir araştırma gerçekleştirdi. Bu araştırma, yerel ulaşım sistemlerinin yaygınlaştırılması ve son teknoloji bina sistemleri, trafik yönetim sistemleri, elektrikli araçlar gibi teknolojilerin devreye alınmasıyla CO2 salınımlarında önemli düşüşler elde edilebileceğini gösteriyor. Hatta elektriğe olan artan talebi bile, enerji etkinliğini artırarak çevre dostu bir şekilde karşılamak mümkün. Alman Çevre Bakanlığı (BMU), çevreci teknolojiler küresel pazarının 2020 yılına kadar iki katından fazla büyüyerek 3 trilyon Euro yu aşacağını tahmin ediyor. Bu gelişme finansal krizle de desteklenecek. Örneğin HSBC, dünya genelindeki ekonomik canlandırma programlarının yüzde 15 inin yani 300 milyar Euro luk bir miktarın, yeşil altyapılar kurulmasına akacağını ve bu rakamın yüzde 68 inin de enerji etkini teknolojilere yatırımda kullanılacağını öngörüyor. Enerji tasarrufu. Şehirler, küresel enerji talebinden yüzde 40 pay alıyor. İleri yalıtım teknikleri, kontrollü havalandırma ve etkin ısıtma sistemleri kullanılarak bu talebin yüzde 30 luk bir kısmı yok edilebilir. BMU ya göre sadece bu gibi önlemlerle bile bina sistemleri küresel pazarı büyük bir ivme kazanarak 2030 yılı itibarıyla 400 milyar Euro nun üzerinde bir hacme ulaşabilir. Alman Endüstriler Federasyonu (BDI), dünya genelinde enerji tesisi teknolojileri pazarının her yıl yüzde 5 ile 10 arasında büyüyeceğini tahmin ediyor. Özellikle, çok daha etkin ama düşük CO2 li tesislere talep yüksek. Global yenilenebilir enerji kaynakları pazarının da önümüzdeki 15 yıl içerisinde 45 milyar Euro dan 250 milyar Euro ya yükselebileceği, 3 hatta 6 kat büyüyebileceği düşünülüyor. Anette Freise

13 GELECEK & TRENDLER Çevreci portföy İklim değişikliğiyle gelen büyüme Çevreyi ve iklimi korumak için tasarlanmış ürünler ve çözümler denince, akla gelen ilk şirketin Siemens olması tesadüf değil. Sadece 2007 de yakaladığı 17 milyar Euro luk satış hacmiyle Siemens, bu alanda müşterilerinin karbondioksit emisyonlarını 114 milyon ton gibi devasa bir hacimde azaltmalarına yardımcı olan lider şirket konumunda. Kombine Çevrim Enerji Santrali: Verimlilik oranını yüzde 58 e çıkartıyor Dünyanın en çevre ve iklim dostu konvansiyonel enerji tesisleri, doğal gaz ile çalışan kombine çevrim gaz ve buhar tesisleridir. Bu tesislerin maksimum verimlilik oranları yüzde 58 e kadar çıkabildiği gibi kilovat saat başına (gr CO2/kWh) CO2 emisyonları da sadece 345 gram kadardır. Dünya genelinde kömürle çalışan tesislerdeki ortalama rakamlar ise sırasıyla yüzde 30 verimlilik oranı ve 1,115 g CO2/kWh dır. Bu nedenle Siemens in çevreci portföyünde, kömürle çalışan bu eskimiş tesislerin modernizasyonu da yer alıyor. Geçtiğimiz günlerde Siemens in teknik elemanları, E.ON tarafından işletilen Farge tesisinin verimlilik oranını yüzde 3 oranında artırarak genel toplamda yüzde 45 e çıkarmış ve bu sayede yıllık CO2 emisyonunun 100 bin ton kadar düşürülmesini sağlamışlardı. Çevreci portföy bünyesinde ayrıca fosil yakıtlarla çalışan enerji tesislerinde kullanılabilecek yakıt pilleri, ısı ve enerjinin birlikte üretilmesi ve enerji tesisleri kontrol teknolojileri de yer alıyor. Işık Yayan Diyodlar: 900 milyar kilovat saate kadar tasarruf sağlıyor Verimli aydınlatma teknolojileri kullanılarak küresel elektrik tüketimini yılda 900 milyar kilovat saatten fazla düşürmek mümkün. Bu rakam Çin in yıllık elektrik tüketiminin yarısına eşdeğer. Dünya genelindeki mevcut elektrik üretimi kompozisyonuna bakarak böylesi bir azalmanın yılda 500 milyon ton daha az CO2 salınımı anlamına geleceği çok açık. Örneğin Osram ın ürettiği enerji tasarruflu ampuller, son derece üstün bir aydınlatma verimliliği sunmakla birlikte enerji tüketimi de klasik ampullerden yüzde 80 daha az. Ayrıca ömürleri de onlardan 15 kat daha uzun. Geleceğin aydınlatma kaynakları ise LED lerdir (Işık Yayan Diyodlar). Bu yarı iletken bileşimler, elektriği doğrudan ışığa çevirirler ve ömürleri de 50 bin saatten fazladır. LED ler de tıpkı enerji tasarruflu ampuller gibi klasik telli ampullere kıyasla yüzde 80 oranında daha az elektrik tüketiyorlar. Siemens in çevreci portföyünde ayrıca floresan lambaları, elektronik balastlar, halojen enerji tasarrufçuları ve yüksek yoğunluklu deşarj ampulleri de bulunuyor. Gelecek&Trendler 13

14 14 GELECEK & TRENDLER Çevreci portföy Bu gün her hal de ik lim de ği şik li ği nin hem çev re yi hem glo bal eko no mi yi teh dit et - ti ği ni ka bul et me yen kim se yok tur. Hat ta 2008 ya zın da G8 ola rak bi li nen ön de ge len en düs tri leş miş ül ke le rin li der le ri se ra ga zı emis yo nu nu 2050 yı lı na ka dar ya rı ya rı ya dü - şü re cek le ri ni ta ah hüt eden bir an laş ma ya da im za at mış lar dı. Bu he de fin ge rek li li ği ne ay - rı ca Hü kü met le ra ra sı İk lim De ği şik li ği Pa ne - li ne (IPCC) ka tı lan ik lim uz man la rı da par - mak bas mış tı. Ar tık dün ya nın ha re ke te geç - me za ma nı nın gel di ği çok açık or ta da. İn gi liz eko no mist Sir Nic ho las Stern ta ra fın dan yü - rü tü len bir araş tır ma nın so nuç la rı na gö re, ola ğan dı şı ha va ko şul la rı ve de niz se vi ye sin - de ki anor mal yük se liş le rin ver di ği za rar la rın te la fi edi le bil me si için her yıl tüm dün ya da üre ti len gay ri sa fi ha sı la nın (GWP) yüz de 5 i ile 20 si ara sın da bir tu tar da pa ra har can ma - sı ge re ki yor. Oy sa ik lim de ği şik li ği ne kar şı ve ri le cek sa vaş ta et kin bir ön lem ler se ri si nin şim di den uy gu la ma ya alın ma sıy la bu bah se di len ma li - ye ti dik ka te de ğer de re ce de dü şür mek müm - kün. Ör ne ğin or ta la ma kü re sel sı cak lı ğın ar - tış hı zı nı, 2 de re ce dü şür mek için ge re ken tah mi ni ya tı rım tu ta rı GWP nin sa de ce yüz de 1 i ka dar. Böy le si bir ya tı rı mın eko lo jik an la - mı çok bü yük. Ay nı za man da eko no mik an - lam da da pek çok şir ke te sür dü rü le bi lir bü - yü me ya ka la ma fır sa tı su na bi le cek. Sie mens ol duk ça uzun bir sü re dir çev re dos tu ener ji üre ti mi ve da ğı tı mı alan la rın da ol du ğu ka dar ay dın lat ma sis tem le rin den kon trol bi rim le ri ne, bi na tek no lo ji le rin den çev re dos tu üre tim sü reç le ri çö züm le ri ne ka - dar ge niş bir yel pa ze de li der li ği kim se ye kap tır mı yor. Bu gün ise ta ri hin de ilk kez, Siemens Ku rum sal Tek no lo ji ler ön der li ğin de şir ket ge ne lin de ku ru lan bir ekip, Sie mens in çev re nin ko run ma sı na ve ik lim de ği şik li ği ne kar şı ve ri len sa va şın des tek len me si ne yö ne lik tüm ürün ve çö züm le ri ni tas nif eden Çev re - ci Port föy ü oluş tur mak la meş gul. Bu ka ta - log da yer alan ka lem ler, şir ke tin top lam sa - tış la rı nın yüz de 25 ini oluş tu ru yor. Bu alan - dan el de edi len ge lir de 2007 yı lın da hiçbir ra ki bin ya nı na yak la şa ma dı ğı ka dar yük sek Kitle Taşımacılığı: Enerji faturalarını yüzde 30 düşürüyor Küresel son kullanıcıların enerji tüketiminde, ulaştırma sektörü, yüzde arasında değişen ağırlığıyla önemli bir yer kaplar. Gelecekte insanların seyahat talebinde ciddi bir artış beklendiğinden, ulaştırma sektörünün çevre dostu özelliğinin büyük bir hızla artırılması şart. Dünyanın en hızlı demiryolu aracı olan Velaro isimli yüksek hızlı tren, yarı yarıya doluyken 100 kilometre gitmek için yolcu başına sadece iki litre benzin eşdeğerinde yakıt tüketiyor. Oslo daki bu metro trenlerinde enerji tüketimi, olağanüstü tüy siklet tasarımları sayesinde yüzde 30 oranında azaltılmış durumda. Üstelik trafik ışıklarında LED lerin kullanılmasıyla yollardaki enerji verimliliği de ciddi oranlarda yükseltilebilir. Siemens in çevreci portföyünde, ulaştırma sektörü için de trafik ve park yönetim sistemleri, havalimanı navigasyon aydınlatma çözümleri ve demiryolu trafik otomasyonu ile enerji tedarik sistemleri yer alıyor. Enerji İletimi: 5,000 MW lık enerji otobanları Elektriğin minimum kayıpla uzak mesafelere nakli için kullanılan yöntemler arasında Yüksek Gerilim DC İletim (HVDC) tekniği en etkin olanıdır. Bu tekniğin en iyi örneği olarak, Çin in güneybatısındaki Yunnan eyaleti ile güneyindeki Guangdong eyaleti arasında inşa edilmekte olan HVDC enerji otobanı gösterilebilir ortalarına gelindiğinde bu HDVC hattı, çevre dostu hidroenerji tesislerinin 5,000 megavat lık enerjisini, 1,400 kilometrelik mesafelere 800 kilovolt olarak nakledecek. Siemens in sunduğu diğer ekolojik enerji iletim ve dağıtım sistemleri arasında ise açık deniz rüzgar parkları için enerji şebekesi hatları, gaz izoleli iletim hatları, gaz izoleli transformatörler ve limana yanaşan gemiler için dizel jeneratör ihtiyacını ortadan kaldıran Siplink DC bağlantıları sayılabilir. Sunucu Optimizasyon Merkezleri: Yüzde 80 e varan kapasite kullanım oranları Her geçen gün hızla artan veri hacimleri ve hatta ondan da hızlı gelişen güçlü bilgisayarlar nedeniyle enerji tüketimi de hızla artıyor ve çevre üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Uzmanlar, dünyadaki tüm bilgisayar sunucularının enerji ihtiyaçlarının, her biri 1,000 megavat gücünde 14 enerji tesisinin toplam kapasitesine eşit olduğunu tesbit etmiş. Siemens in çevreci portföyü içinde yer alan Dönüşümlü Veri Merkezi bileşeni sayesinde bir sunucu merkezinin planlanmasından inşasına, faaliyetinden dış kaynak kullanımına kadar tüm süreçleri dikkatle incelenip çözümlenerek ekonomi, ekoloji ve esneklik üçgeni arasında mükemmel bir denge kurmak mümkün hale gelmiş durumda. Bu bileşenin içinde ayrıca aktif enerji yönetim sistemi ve bilgisayar merkezleri için otomasyon sistemleri de mevcut. Siemens in Dönüşümlü Veri Merkezleri, Siemens tarafından işletilen sunucu merkezlerinde kapasite kullanım oranlarını yüzde 80 in üzerine çıkartıyor. Bu sayede enerji tüketimi de dikkate değer oranlarda düşürülebiliyor.

15 Rüzgar Enerjisi: Türbin başına 3.6 megawat Yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi her geçen gün daha fazla anlaşılıyor. Almanya da toplam elektrik üretiminden aldığı pay daha şimdiden yüzde 14 ü aşmış durumda. Siemens, hem karadaki hem de açık denizlerdeki uygulamalar için geliştirdiği son derece yüksek verimlilik oranlarına sahip rüzgar enerjisi çözümleriyle bu alanda da liderliğini sürdürüyor. Şu anda dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren 7 binden fazla Siemens markalı rüzgar türbini mevcut. Siemens, 2003 yılından bu yana kurduğu ve toplam kapasitesi 3,300 MW ı aşan rüzgar enerjisi tesisleriyle her yıl 8 milyon ton CO2 nin atmosfere salınımı da engellemiş durumda. Kurdukları arasında en büyük türbinin pervane çapı 107 metreyken toplam çıktısı ise 3.6 megavat. Tek parça halinde dökülmüş ve hiçbir eki bulunmayan pervane kanatları ise en şiddetli fırtınalara bile dayanacak kadar kuvvetli yapılmış. Siemens bu alanda ayrıca fotovoltaj tesisleri, termal güneş enerjisi tesisleri türbinleri ve biyokütle tesisi çözümleri de sunuyor. Medikal Görüntüleme Cihazları: Yüzde 97 si geri kazanılabiliyor Mevcut ekipmanların son model teknolojilerle yeniden elden geçirilmesi ve görülmedik verimlilik oranlarına sahip cihazların kullanılmasıyla medikal sistemlerin çevreye olan negatif etkilerini olağanüstü boyutlarda düşürmek mümkün. Bilgisayarlı bir tomografi cihazı olan Somatom Definition, akranı konvansiyonel bir cihazdan yaklaşık yüzde 30 oranında daha az enerji tüketirken aynı zamanda içerdiği kurşun miktarı da yüzde 83 kadar daha az. Somatom Definiton ın yüzde 97 lik kısmının yeniden kazanılması da mümkün. Magnetom Essenza isimli manyetik rezonans (MR) ise enerji tüketimi ve soğutma anlamında konvansiyonel akranlarından çok daha az volt enerji çektiğinden enerji maliyetlerini yüzde 50 ye varan oranlarda düşürebiliyor. Ayrıca elden geçirilerek yenilenen sistemler sayesinde CO2 emisyonu da yılda 10 bin 400 ton civarında azaltılıyor. Binalar: Enerjiden 1 milyar Euro tasarruf Küresel sera gazı emisyonundan aldıkları yüzde 20 yi aşan payla binalar çevre kirliliğinden dolaylı bir yoldan sorumludur. Binalardaki en büyük enerji tüketicileri, teknik cihazlar ve aydınlatma sistemleridir. Yenilenen bir binada sağlanan ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerindeki optimizasyonlarla enerji tüketimi yüzde 40 lara varan oranlarda düşürülebilir. Bugüne kadar gerçekleştirilen bina yenileme çalışmalarında ortalama enerji tasarrufu yüzde 25 civarındadır. Sadece oda içi sıcaklığının kontrol altına alınarak optimize edilmesiyle yüzde 14 e varan enerji tasarrufu elde edilebilir. Siemens bugüne kadar dünyanın dört bir yanında 6 bin 500 bina ile enerji performansı sözleşmeleri imzalayarak gerçekleştirdiği optimizasyonlarla enerji maliyetlerinde 1 milyar Euro dan fazla tasarruf edilmesini sağladı. Sadece yaratılan bu tasarruf miktarı bile müşterilerin başlangıçtaki yatırımlarını amorti etmelerine yetti. bir tu ta ra, 17 mil yar Eu ro ya ulaş mış du rum - da. Sie mens in müş te ri le ri, bu sa ye de kar - bon di ok sit emis yon la rı nı 114 mil yon ton ka - dar azalt tı. Sie mens in çev re ci port fö yü nün ge çer li li - ği ve sağ la dı ğı ta sar ruf ka dar bu ta sar ruf mik tar la rı nın he sap lan ma sın da kul la nı lan yön tem ler de ba ğım sız bir de net le me şir ke ti olan Pri ce wa ter ho use Coo pers ta ra fın dan onay lan mış du rum da. Sie mens önü müz de ki 5 yıl için de sa de ce or ga nik bü yü me kap sa - mın da bu çev re ci port fö yü nü yıl da yüz de 10 bü yü te bi le ce ği ni ümit edi yor. Şir ket, 2011 yı - lı na ka dar 25 mil yar Eu ro de ğe rin de bir port - fö ye ulaş ma yı he def li yor. Sie mens in ay rı ca ken di çev re ko ru yu cu ey lem le ri açı sın dan da ol duk ça id dia lı he def le ri var. Sie mens 2007 de ge nel top lam da 5.1 mil yon ton CO2 sa lı nı mı na ne den ol muş tu. Bu ra ka ma elek - trik ve ısı üret mek için tü ke ti len ener ji den kay nak la nan emis yon lar ile iş se ya hat le rin de ya yı lan do lay lı ve doğ ru dan se ra ga zı emis - yon la rı da da hil. Bir kı yas la ma yap mak ge re - kir se oto mo bil üre ti ci le ri nin ça lış tır dık la rı ki - şi ba şı na bu ra ka mın 2 ve ya 3 ka tı ka dar, pet - rol şir ket le ri nin ise bu se vi ye nin 200 ka tı ka - dar emis yon üret tik le ri ni söy le mek müm kün. Sie mens, do ğa da her ne ka dar bu de re ce dü - şük bir CO2 lik aya ki zi bı ra kı yor sa da yi ne de sa tış la rıy la oran tı lı ola rak se ra ga zı emis yo - nu nu 2011 yı lı na ka dar 2006 da ki se vi ye sin - den yüz de 20 dü şür me he de fi ni koy muş du - rum da. At mos fer de gi de rek ar tan CO2 kon san - tras yo nu nun ik lim de ği şik li ğin de baş ro lü oy - na dı ğı nı bil me yen yok. Bu tren di ter si ne çe - vir mek ge re ki yor. Ha la çok geç kal mış sa yıl - ma yız. Bu nu ya pa bil mek için de ge rek li tek - no lo ji le rin ço ğu eli mi zin al tın da du ru yor. Lon dra bu ko nu da mü kem mel bir ör nek oluş tu ru yor. McKin sey in Sie mens in spon - sor lu ğun da ger çek leş tir di ği bir araş tır ma sı - nın so nuç la rı na gö re, İn gi liz baş ken ti, sa de ce Gelecek&Trendler 15

16 16 GELECEK & TRENDLER Çevreci portföy Endüstri: Devasa bir enerji tasarrufu potansiyeli İster demir çelik ister kağıt olsun, dünyadaki tüm üretim sektörlerinde tüketilen toplam elektriğin yüzde 65 inden 20 milyondan fazla elektrikli motor sorumlu. Bu tip motorlara uygulanabilecek enerji optimizasyonu teknikleriyle her yıl 360 milyon ton CO2 nin atmosfere salınımını engellemek mümkün. Bu rakam Avustralya nın yıllık toplam emisyonuna eşit. Enerji tasarruflu motorlardaki kaçaklar standart motorlardan yüzde 40 kadar daha düşük oluyor. Bir motorun çeşitli hızlarda çalıştırılabilmesine olanak sağlayan frekans dönüştürücülerin kullanılması sayesinde enerji tüketimini yüzde 60 lara varan oranlarda düşürmek mümkün. Siemens in çevreci portföyünde ayrıca gemiler için dizel elektrik sürücüleri, metal işleme ve madencilik endüstrileri için çözümler, kağıt endüstrisi için enerji tasarrufu sistemleri ile enerji yönetimi ve danışmanlığı hzmetleri de bulunuyor. Hava ve Su Arıtımı: Çevreyi kirleten maddelerin ayıklanması Siemens in çevreci portföyünde hava ve su arıtma sistemleri de yer alıyor. Atık su arıtma sistemi olan Cannibal ile sudaki biyolojik partiküllerin yüzde 50 ye varan oranlarda süzülmesi mümkün. Siemens ayrıca kağıt endüstrisi gibi sektörler için endüstriyel atık su işleme tesisi çözümleri de sunuyor. Elektrikli filtreler gibi filtreli gaz arıtma sistemleri ise havadaki nitrojen oksit ve sülfür dioksit gibi çevreye zararlı maddeleri süzebiliyor. Aslında bu tür sistemler enerji tesisleri, endüstriyel fabrikalar ve çöp imha tesislerinde yüzde 100 e varan bir başarı oranıyla atıkları ayıklayabiliyor. Çelik üretim tesislerindeki kalıphanelerde oluşan zehirli gazları ayıklamak için tasarlanmış Meros yöntemiyle ise pek çok vakada demir tozunun, ağır metallerin, organik bileşenlerin ve sülfür dioksitin yüzde 90 ından fazlasının süzülebildiği tespit edilmiş. mev cut çö züm le ri kul la na rak ve yurt taş la rı - nın ya şam ka li te sin den hiç ödün ver me ye rek 2025 yı lı na ka dar mev cut CO2 emis yo nu nu yüz de 44 ora nın da azal ta bi le cek. As lın da ener ji ta sar ru fun da en bü yük po tan si yel, kü re sel ener ji tü ke ti mi için de yüz de 40 dan faz la pay alan bi na içi ener ji tü ke ti min de ya tı yor. Ör ne ğin bu alan da, izo - las yon, ha va lan dır ma, ısıt ma ve so ğut ma sis - tem le rin de et kin yön tem ler kul la nı la rak yüz - de 30 la ra va ran ta sar ruf lar el de edil me si müm kün. Ay nı du rum, elek trik tü ke ti min de as lan pa yı nı alan elek trik le ça lı şan mo tor la rın kul la nıl dı ğı en düs tri yel tü ke tim de de ge çer li. Bu ci haz la rın en düs tri - nin son ha ri ka sı fre kans dö nüş tü - rü cü ler le do na tıl ma sı du ru mun da, elek trik tü ke ti min de ra hat lık la yüz de 60 a va ran ta sar ruf oran la - rı na ula şı la bi lir. Ben zer bir ta sar - ruf po tan si ye li de ener ji üre ti mi sek tö rün de bu lu nu yor. Dün ya ge - ne lin de kö mür le ça lı şan ener ji te - sis le rin de or ta la ma ve rim li lik ora - nı yüz de 30 lar ci va rın da. Sie mens ise bu gün kü mev cut tek no lo ji siy le bu ora nı şim di lik yüz de 47 se vi ye - si ne çı kart ma yı ba şa ra bil miş ol sa da çok ya - kın da kom bi ne çev rim li te sis le rin dev re ye alın ma sıy la yüz de 60 a çı ka ra bi le cek. Bu ara - da tü ke ti ci ler de ken di pay la rı na dü şen so - rum lu luk la rı ye ri ne ge tir mek için ör ne ğin her iki si de kla sik am pul ler den yüz de 80 da - ha az elek trik tü ke ten ışık ya yan di yod lar ya da ener ji ta sar ruf lu am pul ler kul la na bi lir. Ay rı ca 1990 mo del buz do lap la rın dan yüz de 75 da ha az ener ji tü ke ten ye ni ne sil buz do - lap la rı nı kul lan mak da iyi bir fi kir ola bi lir. Sie mens, de ğer zin ci ri nin ta ma mın da ve - rim li lik artı rı cı ürün ler, çö züm ler ve ye şil tek - no lo ji ler su na bi len tek şir ket ko nu mun da. Bu gün ener ji nin üre ti min den nak li ne ve da - ğı tı mı na, ay rı ca ener ji nin yö ne ti mi ne yö ne lik tek no lo ji ha ri ka sı IT çö züm le rin den ener ji ta - sar ru fu sağ la yan hiz met le re ka dar spek tru - mun her ka de me sin de yer alı yor. Bu ka dar ge niş bir yel pa ze yi kap sa yan çev re ci port fö - yü nün için de şu bi le şen ler yer alı - yor: Kom bi ne çev rim ener ji te sis - le ri, ener ji ta sar ruf lu am pul ler ve akıl lı bi na tek no lo ji le ri gi bi ola ğa - nüs tü ener ji ve rim li li ği sağ la yan ürün ler ve çö züm ler. Rüz gar ener ji si te sis le ri, ve gü neş ener ji siy le ça lı şan bu har tür bin le ri ve elek trik şe be ke si bağ lan tı la rı gi bi ye ni le ne bi lir ener ji kay nak la rı nın kul la nıl ma sı - na ola nak sağ la yan tüm ci haz ve bi le şen ler. Su arı tı mı ve ha va ka li te si - nin yük sel til me sin de kul la nı la cak ye şil tek no lo ji ler. Norbert Aschenbrenner

17

18